Milli piyade tüfeği MPT-76’nın planlarını para karşılığı satmak isterken suçüstü yakalandığı iddia edilen MKE Kırıkkale Silah Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin Kenya fotoğrafları ortaya çıktı. Tanrıverdi G-3 üretim bandı kurulması için gittiği Kenya’da dev bir maket timsahın ağzına kafasına koyup hatıra fotoğrafı çektirmiş.
Mustafa Tanrıverdi’nin silah şirketi sahibi Kutlay K.’ye verdiği iki flash bellekten ise yüzde 95’i tamamlanan yeni “milli” piyade tüfeği YPT-76’nın projesinin de çıktığı öne sürüldü. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın flash’ta sadece yüzde 85’lik kısmı görülen ikinci milli piyade tüfeğine ilişkin projeyi mercek altına aldığı öğrenildi.
4 ay önce AR-GE sorumlusu olduğu MKE Kırıkkale Silah Fabrikası’na müdür olarak atanan Mustafa Tanrıverdi’nin iki ay önce heyetle Kenya’ya resmi seyahat yaptığı ortaya çıktı. Sözcü gazetesinin haberine göre, MKE’nin Kenya Ordusu’na 10 bin adet G-3 piyade tüfeği sattığı ifade edildi. Aralarında Tanrıverdi’nin bulunduğu MKE heyeti, kurulması planlanan G-3 üretim bandı görüşmeleri için Kenya’ya gitti, heyet ilginç hatıra fotoğrafları da çektirdi. Fotoğraflarda Tanrıverdi'nin, dev bir maket timsahın ağzına kafasına koyup hatıra fotoğrafı çektirdiği görülüyor.
20 Nisan 2016 Çarşamba
Ve karar verildi! 508 yıl 3 ay hapis
Karaman'daki cinsel istismar davasında sanık Muharrem Büyüktürk'e 508 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
508 yıl istismar edilen 10 çocuk için verildi. Büyüktürk, çocuk başına 51 yıl ceza aldı. Türkiye’yi ayağa kaldıran davada karar rekor ceza, sadece 9 saat içinde verildi. Ceza Hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu’nun canlı yayında yaptığı açıklamaya göre Muharrem Büyüktürk’ün hapis yatacağı yıl en fazla 28 yıl…
Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’a ait kayıt dışı yurtlarda barınan 10 erkek öğrenciye ‘cinsel istismarda’ bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan sınıf öğretmeni Büyüktürk, toplam 508 yıl, 3 ay hapse çarptırıldı. İlk duruşmada biten davada mahkeme herhangi bir indirime gitmedi.
Sanık Muharrem Büyüktürk’ün güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem B.’nin salona getirildiği gazetecilere açıkladı. Saat 12:30 sıralarında Sanık Muharrem B.’nin ifadesine başlandı. Muharrem B. mahkemede hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Muharrem B. ifadesinde “Ben yapmadım. Polis bana baskı uyguladı. ‘Sen anlat burada ceza almazsın’ dedi. (Emniyetteki ifadesi) Ben de anlattım . Ben suçsuzum” diye konuştu. Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.
DURUŞMA SALONU HINCA HIÇ DOLU
Davanın görüldüğü 40- 50 kişi kapasiteli salonda, yoğun katılım nedeniyle yaklaşık 100 kişi bulunuyor. Salonda ifadeleri daha önce alındığı için mağdur çocuklar ve aileleri gelmedi. Sadece avukatları duruşmaya katıldı.
Duruşmaya ilk olarak davaya müdahil olmak isteyen baroların çocuk hakları komisyonları ile bireysel olarak katılmak isteyen avukatların talepleri alındı. Heyet ardından olayların yaşandığı yurtların bağlı olduğu Ensar Vakfı, KAİMDER, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile baroların çocuk hakları komisyonları, Çocuk Hakları Koruma Derneği, İnsan Hakları Derneği’nin davaya müdahil olma taleplerini kabul etti.
DURUŞMAYA 09:45′DE ARA VERİLDİ
Heyet, duruşma kapalı olacağı içinde gözlemci ve izleyici olarak bulunan siyasetçiler ve sivil toplum kuruşların salonu boşaltmasını istedi. Milletvekillerinin itirazı üzerine mahkeme heyeti, salondan 09.45′de ayrılıp duruşmaya ara verdi.
Duruşmayı izlemeye gelenler arasında CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, milletvekilleri Hüsnü Bozkurt, Gaye Usluer, Nur Hayat Altaca, Candan Yüceer, Ali Şeker, Burcu Köksal yer aldı. Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da duruşmayı izlemeye geldi.
AVUKATLARDAN ALKIŞLI PROTESTO
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdikten sonra, davaya gözlemci ve izleyici olarak katılmak isteyen milletvekilerin taleplerini incelediği öğrenildi. Bu sırada duruşma salonunun önünde bekleyen avukatlar ise, içeri alınmayıp bekledikleri gerekçesiyle durumu alkışlarla protesto etti. Salonun kapısı kapalı olduğu için avukatlar ile mübaşir ve polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.
SAAT 10:55′DE DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI
Saat 10.55′de duruşma salonunun kapısı yeniden açıldı ve müdahil avukatlar salona alınmaya başlandı.
SANIK SALONA GELDİ
Sanık Muharrem Büyüktürk.’nin güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem Büyüktürk’ün salona getirildiği gazetecilere açıkladı.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE SALONA GİRDİ”
Müdahil avukatlardan Ankara Barosu’na kayıtlı İmdat Balkoca, sanık Muharrem Büyüktürk’ün gece adliyeye getirildiğini söyledi. Muharrem Büyüktürk’ün sakallı ve üzerinde gömlek bulunduğu, gayet rahat bir şekilde yürüyerek salona girip, sanık yerine oturduğunu belirten avukat İmdat Balkoca, kendisine tepki gösterilmediğini, iddianamenin okunmasına başlandığını ifade etti.
SAAT 12:30′DA İFADE VERMEYE BAŞLADI
Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30′da başlayan ‘cinsel istismar’ davasında sanık Muharrem Büyüktürk’nin ifadesine başlandı.
SUÇLAMALARI REDDETTİ!
Sanık Muharrem Büyüktürk hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.
“TEOG BAŞARILARIM VAR. ONLARI EVLADIM GİBİ SEVİYORUM”
Savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediği belirtilen Muharrem Büyüktürk’ün ilk sözlerinin iyi bir eğitimci olduğu ve TEOG başarıları bulunduğunu söylemek oldu. Çocukları evladı gibi sevdiğini ileri süren Muharrem Büyüktürk “Ben yapmadım, polisler çocukları yanlış yönlendirmiş” dedi. Emniyette baskı altında verdiği ileri sürdüğü ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Muharrem B., “Polis bana ‘Sen burada anlat, sen ceza almazsın’ dedi. Ben de anlattım” ifadelerinde bulundu.
“PORN* DEĞİL BELGESEL İZLETTİM KEŞKE ÇOCUKLAR DA BURADA OLSAYDI “
Beraatına karar verilmesini isteyen sanık Muharrem Büyüktürk, “Ailelerin ve çocukların olduğu ortamda yargılanmak isterdim. Hayvanlarla ilgili müstehcen görüntüleri ise ben fen bilgisi dersi kapsamında YouTube’den, canlı üremesiyle ilgili belgesel izlettim. Keşke çocuklar da burada olsaydı, onlarla karşılaşsaydık” dedi.
OKUL YÖNETİCİLERİ: ÇEVRESİNDE İYİ TANINAN BİRİSİ
Sanığın Muharrem B. ifadesinin ardından görev yaptığı Gazi Mustafa Kemal İlkokulunun müdürü Ayhan Yılmaz, müdür yardımcıları Fikret Çelik ve Mustafa Türk, rehber öğretmen Süheyla Kahvecioğlu ile mağdur çocuklardan bazılarının öğrenim gördüğü Karaman İmam Hatip Ortaokulu müdürü Ziya Güler, müdür yardımcıları Ramazan Taş, Mehmet Üzüm’ün tanık olarak ifadeleri alındı. Tanıklar ifadelerinde ‘cinsel istismar’ olaylarından haberdar olmadıklarını ve öğretmen Muharrem B.’nin çevresinde iyi tanınan birisi olduğunu ve sosyal faaliyetlerle yakından ilgilendiklerini söyledikleri öğrenildi. Tanıkların ifadesinin ardından duruşma savcısı, mütalaasını vermeye başladı.
BUGÜN SONUÇ ÇIKABİLİR
Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.
30 BARO DAVAYA MÜDAHİL
Mağdur çocuklardan 5′inin avukatlığını üstlenen Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz, ”5 mağdur çocuğun avukatlığını ben üstlendim. Diğer 5 çocuğun da Ensar Vakfı’nın avukatlarının savunacağını biliyorum. Başta Karaman Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Barolar Birliği olmak üzere yaklaşık 30 baronun çocukları komisyonunda görevli avukatlar, davaya müdahil olacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olacak” dedi.
SANIĞA AKIL SAĞLIĞI YERİNDE RAPORU VERİLDİ
Mağdur çocukların ifadesinin daha önceden alındığını belirten Baro Başkanı Yılmaz, ”Çocukların ifadeleri alındı. Adli Tıp Raporları hazır. Sanık da SEGBİS ile duruşmaya katılacak. Onun da Adli Tıp Raporu hazır. Akıl ve ruh sağlı yerinde raporu verilmiş. Duruşmanın bugün karara bağlanacağını tahmin ediyoruz” dedi.
ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO
Duruşmada mağdurlara destek için Karaman’a gelen bazı sivil toplum kuruluşları da, adliye binasının yaklaşık 100 metre ilerisindeki güvenlik noktasından içeri alınmadı. Aralarında Ankara Kadın Platformu, Eğitim-İş, İlerici Kadınlar Derneği, Emekci Harekat Partili Kadınlar, Birleşik Kamu İş Sendikası gibi sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, ‘Ensar vakfı kapatılsın’, ‘Tecavüzcüleri korumayın’, ‘Tecavüzcüyü koruyan bakanlar istifa’ şeklinde slogan attı.
‘Tecavüzü örtbas edemezsiniz’, ‘Takipteyiz sorumlulardan hesap soracağız’ pankartaları de dikkat çekerken grup hükümet aleyhinede slogan attı.
1 AVUKAT GÜÇLÜKLE İKNA EDİLDİ
Oktay Yılmaz, sanığı savunmak için de Karaman Barosu’na kayıtlı hiçbir avukatın kabul etmediğini, ancak CMK gereği bir avukat arkadaşlarını güçlükle ikna edip, sanığın avukatlığını üstenmek zorunda kaldığını belirtti.
Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüde başta CHP’li milletvekilleri, çok sayıda avukat ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri salonun önünde bekledi. Salonun kapısı ise saat 09.15′da açıldı ve katılımcılar ve avukatlar içeri alındı. Saat 09.30′da duruşma başladı. Sözcü
508 yıl istismar edilen 10 çocuk için verildi. Büyüktürk, çocuk başına 51 yıl ceza aldı. Türkiye’yi ayağa kaldıran davada karar rekor ceza, sadece 9 saat içinde verildi. Ceza Hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu’nun canlı yayında yaptığı açıklamaya göre Muharrem Büyüktürk’ün hapis yatacağı yıl en fazla 28 yıl…
Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’a ait kayıt dışı yurtlarda barınan 10 erkek öğrenciye ‘cinsel istismarda’ bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan sınıf öğretmeni Büyüktürk, toplam 508 yıl, 3 ay hapse çarptırıldı. İlk duruşmada biten davada mahkeme herhangi bir indirime gitmedi.
Sanık Muharrem Büyüktürk’ün güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem B.’nin salona getirildiği gazetecilere açıkladı. Saat 12:30 sıralarında Sanık Muharrem B.’nin ifadesine başlandı. Muharrem B. mahkemede hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Muharrem B. ifadesinde “Ben yapmadım. Polis bana baskı uyguladı. ‘Sen anlat burada ceza almazsın’ dedi. (Emniyetteki ifadesi) Ben de anlattım . Ben suçsuzum” diye konuştu. Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.
DURUŞMA SALONU HINCA HIÇ DOLU
Davanın görüldüğü 40- 50 kişi kapasiteli salonda, yoğun katılım nedeniyle yaklaşık 100 kişi bulunuyor. Salonda ifadeleri daha önce alındığı için mağdur çocuklar ve aileleri gelmedi. Sadece avukatları duruşmaya katıldı.
Duruşmaya ilk olarak davaya müdahil olmak isteyen baroların çocuk hakları komisyonları ile bireysel olarak katılmak isteyen avukatların talepleri alındı. Heyet ardından olayların yaşandığı yurtların bağlı olduğu Ensar Vakfı, KAİMDER, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile baroların çocuk hakları komisyonları, Çocuk Hakları Koruma Derneği, İnsan Hakları Derneği’nin davaya müdahil olma taleplerini kabul etti.
DURUŞMAYA 09:45′DE ARA VERİLDİ
Heyet, duruşma kapalı olacağı içinde gözlemci ve izleyici olarak bulunan siyasetçiler ve sivil toplum kuruşların salonu boşaltmasını istedi. Milletvekillerinin itirazı üzerine mahkeme heyeti, salondan 09.45′de ayrılıp duruşmaya ara verdi.
Duruşmayı izlemeye gelenler arasında CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, milletvekilleri Hüsnü Bozkurt, Gaye Usluer, Nur Hayat Altaca, Candan Yüceer, Ali Şeker, Burcu Köksal yer aldı. Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da duruşmayı izlemeye geldi.
AVUKATLARDAN ALKIŞLI PROTESTO
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdikten sonra, davaya gözlemci ve izleyici olarak katılmak isteyen milletvekilerin taleplerini incelediği öğrenildi. Bu sırada duruşma salonunun önünde bekleyen avukatlar ise, içeri alınmayıp bekledikleri gerekçesiyle durumu alkışlarla protesto etti. Salonun kapısı kapalı olduğu için avukatlar ile mübaşir ve polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.
SAAT 10:55′DE DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI
Saat 10.55′de duruşma salonunun kapısı yeniden açıldı ve müdahil avukatlar salona alınmaya başlandı.
SANIK SALONA GELDİ
Sanık Muharrem Büyüktürk.’nin güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem Büyüktürk’ün salona getirildiği gazetecilere açıkladı.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE SALONA GİRDİ”
Müdahil avukatlardan Ankara Barosu’na kayıtlı İmdat Balkoca, sanık Muharrem Büyüktürk’ün gece adliyeye getirildiğini söyledi. Muharrem Büyüktürk’ün sakallı ve üzerinde gömlek bulunduğu, gayet rahat bir şekilde yürüyerek salona girip, sanık yerine oturduğunu belirten avukat İmdat Balkoca, kendisine tepki gösterilmediğini, iddianamenin okunmasına başlandığını ifade etti.
SAAT 12:30′DA İFADE VERMEYE BAŞLADI
Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30′da başlayan ‘cinsel istismar’ davasında sanık Muharrem Büyüktürk’nin ifadesine başlandı.
SUÇLAMALARI REDDETTİ!
Sanık Muharrem Büyüktürk hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.
“TEOG BAŞARILARIM VAR. ONLARI EVLADIM GİBİ SEVİYORUM”
Savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediği belirtilen Muharrem Büyüktürk’ün ilk sözlerinin iyi bir eğitimci olduğu ve TEOG başarıları bulunduğunu söylemek oldu. Çocukları evladı gibi sevdiğini ileri süren Muharrem Büyüktürk “Ben yapmadım, polisler çocukları yanlış yönlendirmiş” dedi. Emniyette baskı altında verdiği ileri sürdüğü ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Muharrem B., “Polis bana ‘Sen burada anlat, sen ceza almazsın’ dedi. Ben de anlattım” ifadelerinde bulundu.
“PORN* DEĞİL BELGESEL İZLETTİM KEŞKE ÇOCUKLAR DA BURADA OLSAYDI “
Beraatına karar verilmesini isteyen sanık Muharrem Büyüktürk, “Ailelerin ve çocukların olduğu ortamda yargılanmak isterdim. Hayvanlarla ilgili müstehcen görüntüleri ise ben fen bilgisi dersi kapsamında YouTube’den, canlı üremesiyle ilgili belgesel izlettim. Keşke çocuklar da burada olsaydı, onlarla karşılaşsaydık” dedi.
OKUL YÖNETİCİLERİ: ÇEVRESİNDE İYİ TANINAN BİRİSİ
Sanığın Muharrem B. ifadesinin ardından görev yaptığı Gazi Mustafa Kemal İlkokulunun müdürü Ayhan Yılmaz, müdür yardımcıları Fikret Çelik ve Mustafa Türk, rehber öğretmen Süheyla Kahvecioğlu ile mağdur çocuklardan bazılarının öğrenim gördüğü Karaman İmam Hatip Ortaokulu müdürü Ziya Güler, müdür yardımcıları Ramazan Taş, Mehmet Üzüm’ün tanık olarak ifadeleri alındı. Tanıklar ifadelerinde ‘cinsel istismar’ olaylarından haberdar olmadıklarını ve öğretmen Muharrem B.’nin çevresinde iyi tanınan birisi olduğunu ve sosyal faaliyetlerle yakından ilgilendiklerini söyledikleri öğrenildi. Tanıkların ifadesinin ardından duruşma savcısı, mütalaasını vermeye başladı.
BUGÜN SONUÇ ÇIKABİLİR
Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.
30 BARO DAVAYA MÜDAHİL
Mağdur çocuklardan 5′inin avukatlığını üstlenen Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz, ”5 mağdur çocuğun avukatlığını ben üstlendim. Diğer 5 çocuğun da Ensar Vakfı’nın avukatlarının savunacağını biliyorum. Başta Karaman Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Barolar Birliği olmak üzere yaklaşık 30 baronun çocukları komisyonunda görevli avukatlar, davaya müdahil olacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olacak” dedi.
SANIĞA AKIL SAĞLIĞI YERİNDE RAPORU VERİLDİ
Mağdur çocukların ifadesinin daha önceden alındığını belirten Baro Başkanı Yılmaz, ”Çocukların ifadeleri alındı. Adli Tıp Raporları hazır. Sanık da SEGBİS ile duruşmaya katılacak. Onun da Adli Tıp Raporu hazır. Akıl ve ruh sağlı yerinde raporu verilmiş. Duruşmanın bugün karara bağlanacağını tahmin ediyoruz” dedi.
ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO
Duruşmada mağdurlara destek için Karaman’a gelen bazı sivil toplum kuruluşları da, adliye binasının yaklaşık 100 metre ilerisindeki güvenlik noktasından içeri alınmadı. Aralarında Ankara Kadın Platformu, Eğitim-İş, İlerici Kadınlar Derneği, Emekci Harekat Partili Kadınlar, Birleşik Kamu İş Sendikası gibi sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, ‘Ensar vakfı kapatılsın’, ‘Tecavüzcüleri korumayın’, ‘Tecavüzcüyü koruyan bakanlar istifa’ şeklinde slogan attı.
‘Tecavüzü örtbas edemezsiniz’, ‘Takipteyiz sorumlulardan hesap soracağız’ pankartaları de dikkat çekerken grup hükümet aleyhinede slogan attı.
1 AVUKAT GÜÇLÜKLE İKNA EDİLDİ
Oktay Yılmaz, sanığı savunmak için de Karaman Barosu’na kayıtlı hiçbir avukatın kabul etmediğini, ancak CMK gereği bir avukat arkadaşlarını güçlükle ikna edip, sanığın avukatlığını üstenmek zorunda kaldığını belirtti.
Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüde başta CHP’li milletvekilleri, çok sayıda avukat ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri salonun önünde bekledi. Salonun kapısı ise saat 09.15′da açıldı ve katılımcılar ve avukatlar içeri alındı. Saat 09.30′da duruşma başladı. Sözcü
Belediyeden her vatandaşa maaş
İsviçre'nin Lozan kentinde yaşayanlar kısa süre içinde temel ihtiyaçları için belediyen maaş alabilir.
İsviçre'nin Lozan kenti sakinlerine maaş bağlamaya hazırlanıyor.
Fransız basınında yer alan habere göre, söz konusu tasarı şehir meclisinde oylandı. Parlamento üyelerinin 39'u tasarıya olumlu oy verdi, 37 kişi red, 8 kişi ise çekimser oy kullandı.
130 bin nüfuslu şehrin bu kararın ardından nasıl bir program izleyeceği henüz bilinmiyor ama Lozan'ın Finlandiya'da sunulan yasa tasarısında olduğu gibi vatandaşlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak maaş vermesi bekleniyor.
Finlandiya'da son dönemde büyük tartışmalara yol açan tasarı kapmasında 5.4 milyon nüfusa sahip ülkedeki her vatandaşa 800 euro maaş verilmesi ön görülüyor.
Lozan'daki bu tasarından ayrı olarak İsviçre halkı 5 Haziran'da benzer bir kanunun yürürlüğe girip girmeyeceğini belirleyecek referandum için sandık başına gidecek.
Söz konusu kanun seçmenden onay alırsa hükümet her yetişkin vatandaşına aylık 2 bin 500 İsviçre frankı, 18 yaşının altındaki vatandaşlarına ise 624 İsviçre frankı maaş bağlayacak. ntvmsnc
İsviçre'nin Lozan kenti sakinlerine maaş bağlamaya hazırlanıyor.
Fransız basınında yer alan habere göre, söz konusu tasarı şehir meclisinde oylandı. Parlamento üyelerinin 39'u tasarıya olumlu oy verdi, 37 kişi red, 8 kişi ise çekimser oy kullandı.
130 bin nüfuslu şehrin bu kararın ardından nasıl bir program izleyeceği henüz bilinmiyor ama Lozan'ın Finlandiya'da sunulan yasa tasarısında olduğu gibi vatandaşlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak maaş vermesi bekleniyor.
Finlandiya'da son dönemde büyük tartışmalara yol açan tasarı kapmasında 5.4 milyon nüfusa sahip ülkedeki her vatandaşa 800 euro maaş verilmesi ön görülüyor.
Lozan'daki bu tasarından ayrı olarak İsviçre halkı 5 Haziran'da benzer bir kanunun yürürlüğe girip girmeyeceğini belirleyecek referandum için sandık başına gidecek.
Söz konusu kanun seçmenden onay alırsa hükümet her yetişkin vatandaşına aylık 2 bin 500 İsviçre frankı, 18 yaşının altındaki vatandaşlarına ise 624 İsviçre frankı maaş bağlayacak. ntvmsnc
Çin'de kadınlara "tehlikeli aşk" uyarısı
"Ulusal Güvenlik Eğitim Günü" kutlamalarının yapıldığı Çin'de kamuda çalışan kadınlara, yakışıklı yabancı casus uyarısı yapıldı.
"Tehlikeli aşk" başlıklı 16 kareden oluşan çizgi dizi, Çin'de kamuda çalışan güzel "Little Li"nin hayatını anlatıyor. Bir partide yakışıklı yabancı bir erkekle taşınan Little Li aşk ilişkisi yaşıyor.
Little Li'yi kendine aşık eden "yabancı casus" David, genç kızı avucunun içine almak için akşam yemeklerine götürüyor, romantik akşam yürüyüşleri yapıyor, gül alıyor ve güzelliğine iltifatlarda bulunuyor.
Çin'in Enformasyon Bürosu'nda çalışan Little Li, aşık olduğu "yabancı casus" David'e ülkenin gizli belgelerini verirken yakalanıyor. David'le birlikte polis tarafından kelepçelenen Little Lie, çizgi dizinin son karesinde şu cümleleri sarf ediyor: Devlette çalışan birinin gizliliği koruması gerektiğini bilmemenin cezasını çekiyorum.
Devlet dairelerinde ilan olarak asılan çizgi dizi, özellikle üst düzey görevlerde bulunan kadınları uyarma amacı taşıyor.
Çin'in başkenti Pekin'de devlet kurumunun yöneticisi, çizgi diziyi kadın çalışanları, belgelerin gizliliği konusunda eğitmek için kullandığını belirtti.
Çin'de "Ulusal Güvenlik Eğitim Günü" halkı ülkenin güvenliği konusunda uyarmayı ve bilgilendirmeyi amaçlıyor. Kutlamalarda ülkedeki güvenliğe dikkat çeken konuşmalar yapılıyor ve broşürler dağıtılıyor.
Çin'de bugünlerde devlet dairelerinin duvarlarını bu çizgi dizi süslüyor.
ntvmsnc
"Tehlikeli aşk" başlıklı 16 kareden oluşan çizgi dizi, Çin'de kamuda çalışan güzel "Little Li"nin hayatını anlatıyor. Bir partide yakışıklı yabancı bir erkekle taşınan Little Li aşk ilişkisi yaşıyor.
Little Li'yi kendine aşık eden "yabancı casus" David, genç kızı avucunun içine almak için akşam yemeklerine götürüyor, romantik akşam yürüyüşleri yapıyor, gül alıyor ve güzelliğine iltifatlarda bulunuyor.
Çin'in Enformasyon Bürosu'nda çalışan Little Li, aşık olduğu "yabancı casus" David'e ülkenin gizli belgelerini verirken yakalanıyor. David'le birlikte polis tarafından kelepçelenen Little Lie, çizgi dizinin son karesinde şu cümleleri sarf ediyor: Devlette çalışan birinin gizliliği koruması gerektiğini bilmemenin cezasını çekiyorum.
Devlet dairelerinde ilan olarak asılan çizgi dizi, özellikle üst düzey görevlerde bulunan kadınları uyarma amacı taşıyor.
Çin'in başkenti Pekin'de devlet kurumunun yöneticisi, çizgi diziyi kadın çalışanları, belgelerin gizliliği konusunda eğitmek için kullandığını belirtti.
Çin'de "Ulusal Güvenlik Eğitim Günü" halkı ülkenin güvenliği konusunda uyarmayı ve bilgilendirmeyi amaçlıyor. Kutlamalarda ülkedeki güvenliğe dikkat çeken konuşmalar yapılıyor ve broşürler dağıtılıyor.
Çin'de bugünlerde devlet dairelerinin duvarlarını bu çizgi dizi süslüyor.
ntvmsnc
İzmir’de 7 işçi zehirlendi
Torbalı'daki deri fabrikasında metan gazından zehirlenen 7 işçi hastaneye kaldırıldı.
İzmir’in Torbalı İlçesi’ndeki bir deri fabrikasında çalışan işçilerden 7′, arıtma tesisinin bulunduğu bölümde çamur havuzunda biriken metan gazından zehirlenince hastaneye kaldırıldı. İki işçinin sağlık durumunun ciddi olduğu belirtildi. İşçileri hastaneye kaldırılan bir ambulans ise yolda maddi hasarlı kazaya karıştı.
Olay, bugün saat 09.30 sıralarında, Çaybaşı Mahallesi’nde bulunan bir deri fabrikasında meydana geldi. Fabrikanın arıtma tesisinde bulunan çamurların biriktirildiği 2.5 metre derinliğindeki havuzda arıza meydana geldi. Bunun üzerine işçilerden biri, arızayı gidermek için havuza girdi. İçinde bir miktar çamur bulunan havuzda metan gazının biriktiğinden habersiz işçi, baygınlık geçirdi. Bunun üzerine 4 işçi, baygınlık geçiren arkadaşını kurtarmak için havuza girince onlar da metan gazından zehirlendi. Kurtarma çalışmasına katılan 2 işçi de havuzun başında metan gazından etkilenince zehirlenen personel sayısı 7′ye ulaştı.
Bunun üzerine fabrikadaki işçiler, AKS 110 ve sağlık ekiplerini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine fabrikaya gelen AKS 110 ekipleri, havuz içinde ve başında baygın halde bulunan işçileri kurtardı. Zehirlenen 7 işçi, AKS 110 aracı ve ambulansla Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede ilk müdahalesi yapılan işçilerden durumu ciddi olan 2′si ambulansla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Öta yandan işçileri hastaneye götüren bir ambulans yolda maddi hasarlı kazaya karıştı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. (DHA)
İzmir’in Torbalı İlçesi’ndeki bir deri fabrikasında çalışan işçilerden 7′, arıtma tesisinin bulunduğu bölümde çamur havuzunda biriken metan gazından zehirlenince hastaneye kaldırıldı. İki işçinin sağlık durumunun ciddi olduğu belirtildi. İşçileri hastaneye kaldırılan bir ambulans ise yolda maddi hasarlı kazaya karıştı.
Olay, bugün saat 09.30 sıralarında, Çaybaşı Mahallesi’nde bulunan bir deri fabrikasında meydana geldi. Fabrikanın arıtma tesisinde bulunan çamurların biriktirildiği 2.5 metre derinliğindeki havuzda arıza meydana geldi. Bunun üzerine işçilerden biri, arızayı gidermek için havuza girdi. İçinde bir miktar çamur bulunan havuzda metan gazının biriktiğinden habersiz işçi, baygınlık geçirdi. Bunun üzerine 4 işçi, baygınlık geçiren arkadaşını kurtarmak için havuza girince onlar da metan gazından zehirlendi. Kurtarma çalışmasına katılan 2 işçi de havuzun başında metan gazından etkilenince zehirlenen personel sayısı 7′ye ulaştı.
Bunun üzerine fabrikadaki işçiler, AKS 110 ve sağlık ekiplerini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine fabrikaya gelen AKS 110 ekipleri, havuz içinde ve başında baygın halde bulunan işçileri kurtardı. Zehirlenen 7 işçi, AKS 110 aracı ve ambulansla Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede ilk müdahalesi yapılan işçilerden durumu ciddi olan 2′si ambulansla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Öta yandan işçileri hastaneye götüren bir ambulans yolda maddi hasarlı kazaya karıştı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. (DHA)
Son istismar skandalı imam hatipte
Ankara’nın göbeğindeki bir İmam Hatip Lisesi’nin beden öğretmeni, 14 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismardan tutuklandı.
Türkiye gündemine son günlerde damga vuran çocuk istismarı skandallarının bir yenisinin de Ankara’da yaşandığı ortaya çıktı.
Skandal, Ankara’daki bir imam hatip lisesinde, 14 Nisan’da meydana geldi. İddiaya göre, lise birinci sınıf öğrencisi Z.G. (14), sabah saat 09.00’da spor yapmak için evinden ayrıldı. Mahalledeki koşu parkurunda antrenman yapan kız öğrenci, burada aynı okulda beden eğitimi öğretmeni S.I. ile karşılaştı. Öğretmen, kız öğrencisini kahvaltıya davet etti. Eve kahvaltıya giden küçük kız cinsel istismara uğradı.
‘KİMSEYE ANLATMA’
İstismar olayının ardından öğretmen S.I., öğrencisini alıp okula bıraktı ve “Sakın kimseye anlatma” diyerek tehdit etti. Kızlarının psikolojik durumundan şüphelenen ailenin baskısı üzerine Z.G., başından geçenleri ailesine anlattı. Aile şikâyette bulundu. Gözaltına alınan öğretmen S.I. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mağdur kız öğrencinin psikologlar eşliğinde yeniden ifade vermesi bekleniyor. Hürriyet
Türkiye gündemine son günlerde damga vuran çocuk istismarı skandallarının bir yenisinin de Ankara’da yaşandığı ortaya çıktı.
Skandal, Ankara’daki bir imam hatip lisesinde, 14 Nisan’da meydana geldi. İddiaya göre, lise birinci sınıf öğrencisi Z.G. (14), sabah saat 09.00’da spor yapmak için evinden ayrıldı. Mahalledeki koşu parkurunda antrenman yapan kız öğrenci, burada aynı okulda beden eğitimi öğretmeni S.I. ile karşılaştı. Öğretmen, kız öğrencisini kahvaltıya davet etti. Eve kahvaltıya giden küçük kız cinsel istismara uğradı.
‘KİMSEYE ANLATMA’
İstismar olayının ardından öğretmen S.I., öğrencisini alıp okula bıraktı ve “Sakın kimseye anlatma” diyerek tehdit etti. Kızlarının psikolojik durumundan şüphelenen ailenin baskısı üzerine Z.G., başından geçenleri ailesine anlattı. Aile şikâyette bulundu. Gözaltına alınan öğretmen S.I. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mağdur kız öğrencinin psikologlar eşliğinde yeniden ifade vermesi bekleniyor. Hürriyet
Necla Sağlam'ın katil zanlısı intihara kalkıştı
Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) memur olan 23 yaşındaki Necla Sağlam’ı boğazını keserek öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan 34 yaşındaki Tolga K., iddiaya göre ’sonum Özgecan’ın katili gibi olacak’ diyerek birbirine bağladığı çarşaflarla kendini demir parmaklıklara asarak ikinci kez intihara teşebbüs etti. Çarşafların çözülmesiyle yere düşen ve durumunun iyi olduğu belirtilen Tolga K., Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
Geçen 24 Şubat’ta, Meşrutiyet Mahallesi’ndeki apartman dairesinde başına poşet geçirilip boğazı kesilerek öldürülen Necla Sağlam cinayetiyle ilgili tutuklanan Tolga K., akşam saatlerinde koğuştan aldığı çarşafları birbirine bağlayarak havalandırma bölümüne çıktı. Yalnız başınayken çarşafın bir ucunu pencerenin demir parmaklarına, diğer ucunu da boyuna bağlayan Tolga K., kendisini boşluğa bıraktı. Ancak attığı düğüm çözülünce Tolga K. yere düştü.
Gürültü üzerine havalandırmaya çıkan gardiyanlar ve diğer mahkumlar Tolga K.’ya müdahale etti. Sağlık durumu iyi olan Tolga K., kontrol amaçlı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. "Sonum Özgecan’ın katili gibi olacak, yaşamak istemiyorum" dediği belirtilen Tolga K., buradan da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
25 MART’TA İNTİHARA TEŞEBBÜS ETMİŞTİ
Tolga K., geçen 25 Mart’ta Zonguldak M Tipi Kapalı Cezaevi’nde meyve bıçağıyla boğazını, kollarını ve göğsünü keserek intihara teşebbüs etmişti. Koğuştaki diğer mahkumların engellediği Tolga K., sevk edildiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden 7 Nisan’da taburcu edilerek tekrar cezaevine dönmüştü. DHA
Geçen 24 Şubat’ta, Meşrutiyet Mahallesi’ndeki apartman dairesinde başına poşet geçirilip boğazı kesilerek öldürülen Necla Sağlam cinayetiyle ilgili tutuklanan Tolga K., akşam saatlerinde koğuştan aldığı çarşafları birbirine bağlayarak havalandırma bölümüne çıktı. Yalnız başınayken çarşafın bir ucunu pencerenin demir parmaklarına, diğer ucunu da boyuna bağlayan Tolga K., kendisini boşluğa bıraktı. Ancak attığı düğüm çözülünce Tolga K. yere düştü.
Gürültü üzerine havalandırmaya çıkan gardiyanlar ve diğer mahkumlar Tolga K.’ya müdahale etti. Sağlık durumu iyi olan Tolga K., kontrol amaçlı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. "Sonum Özgecan’ın katili gibi olacak, yaşamak istemiyorum" dediği belirtilen Tolga K., buradan da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
25 MART’TA İNTİHARA TEŞEBBÜS ETMİŞTİ
Tolga K., geçen 25 Mart’ta Zonguldak M Tipi Kapalı Cezaevi’nde meyve bıçağıyla boğazını, kollarını ve göğsünü keserek intihara teşebbüs etmişti. Koğuştaki diğer mahkumların engellediği Tolga K., sevk edildiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden 7 Nisan’da taburcu edilerek tekrar cezaevine dönmüştü. DHA
8 ilçede elektrik kesintisi
İstanbul'da Ataşehir, Beykoz, Üsküdar, Ümraniye, Kartal, Kadıköy, Sultanbeyli ve Pendik'in bazı mahallelerine 22 Nisan'da elektrik verilemeyecek.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Ataşehir'de 09.00-17.00'de Kayışdağı Mahallesi, İnkılap, Baykal, Kurtoğlu, Küçük, Şair Veysel, Aşık Veysel sokakları, Atatürk Mahallesi, Ekincioğlu Sokağı, Beykoz'da 09.00-17.00'de, Yeni Mahalle, Güner, Çeşme sokakları, 09.00-12.00'de,
Acarlar Mahallesi, 10, 43, 44, 45, 47, 61 ve 71. sokaklar elektrik alamayacak.
Üsküdar'da 09.00-12.00'de, Küçüksu Mahallesi, Metin, Asma,Tepeüstü, Güzeldere, Yeşim, Adaş, Mustafa Düzgünman, Tüylüoğlu, Orta, İslam, Çınarlıdere, Kirazlı sokakları, Acıbadem Mahallesi, Günal, Gayretli, Şehit Şükrü sokakları, Mimar Sinan Mahallesi, Tavukçu Bakkal Sokağı, Murat Reis Mahallesi, Tıknefes, Topal, Battal, Heyamolacı Çıkmazı, Bulgurlu Mahallesi, Bağcılar, Libadiye, Gürpınar, Söğütlüçayır, İzzettinbey, Müftü Kuyusu, Ünlü sokakları, Küçük Çamlıca Mahallesi, Üçpınarlar, Çilehane Yolu, Saadet, Küçük Çamlıca, Çilehane, Ovabaşı, Şeker Maslak, Kapıağzı sokakları, 12.00-17.00'de, Murat Reis Mahallesi, Tıknefes, Topal, Battal sokaklarında elektrik kesintisi uygulanacak.
Ümraniye'de 09.00-15.00'te, Esenkent Mahallesi, Sepken, Buyruk, Şair Fuzuli, Gökkuşağı, Baraj Yolu sokakları, 09.00-12.00'de, Esenşehir Mahallesi, Kömür, Haseki, Güneyli sokakları, Şerifali Mahallesi, Dergah, Kutup, Mevdudi, Turgut Özal, Türker, Söyleşi, Barbaros, Emin, Beyan sokakları, Kartal'da 09.00-13.00'te, Orhantepe Mahallesi Göksu Sokağı'nda elektrik kesintisi yapılacak.
Kadıköy'de 09.00-12.00'de, 19 Mayıs Mahallesi, Kürkçü Sokağı, Kozyatağı Mahallesi, Bayar ve Okul sokakları, Zühtüpaşa Mahallesi, Bağdat, Recep
Peker sokakları, Feneryolu Mahallesi, Eski Karakol Sokağı, Sultanbeyli'de 09.00-12.30'da, Necip Fazıl Mahallesi, Alimler, Düzce, Eşref Bitlis, Kuran Kursu, Yurtsever, Kahramanmaraş, Said Havva, Trabzon, Antalya, Nail, Cihan, Yozgat, Niğde, Farabi, Gamze, Gaziantep, Erdoğan Tuna sokakları, Pendik'te 09.00-18.00'de, Esenler Mahallesi, Mercan, Özgür, Demet, Yayalar, Kartal, Serçe sokakları, 09.00-14.00'te, Yenişehir Mahallesi, Akkaya ve Saray sokaklarına elektrik verilemeyecek.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Ataşehir'de 09.00-17.00'de Kayışdağı Mahallesi, İnkılap, Baykal, Kurtoğlu, Küçük, Şair Veysel, Aşık Veysel sokakları, Atatürk Mahallesi, Ekincioğlu Sokağı, Beykoz'da 09.00-17.00'de, Yeni Mahalle, Güner, Çeşme sokakları, 09.00-12.00'de,
Acarlar Mahallesi, 10, 43, 44, 45, 47, 61 ve 71. sokaklar elektrik alamayacak.
Üsküdar'da 09.00-12.00'de, Küçüksu Mahallesi, Metin, Asma,Tepeüstü, Güzeldere, Yeşim, Adaş, Mustafa Düzgünman, Tüylüoğlu, Orta, İslam, Çınarlıdere, Kirazlı sokakları, Acıbadem Mahallesi, Günal, Gayretli, Şehit Şükrü sokakları, Mimar Sinan Mahallesi, Tavukçu Bakkal Sokağı, Murat Reis Mahallesi, Tıknefes, Topal, Battal, Heyamolacı Çıkmazı, Bulgurlu Mahallesi, Bağcılar, Libadiye, Gürpınar, Söğütlüçayır, İzzettinbey, Müftü Kuyusu, Ünlü sokakları, Küçük Çamlıca Mahallesi, Üçpınarlar, Çilehane Yolu, Saadet, Küçük Çamlıca, Çilehane, Ovabaşı, Şeker Maslak, Kapıağzı sokakları, 12.00-17.00'de, Murat Reis Mahallesi, Tıknefes, Topal, Battal sokaklarında elektrik kesintisi uygulanacak.
Ümraniye'de 09.00-15.00'te, Esenkent Mahallesi, Sepken, Buyruk, Şair Fuzuli, Gökkuşağı, Baraj Yolu sokakları, 09.00-12.00'de, Esenşehir Mahallesi, Kömür, Haseki, Güneyli sokakları, Şerifali Mahallesi, Dergah, Kutup, Mevdudi, Turgut Özal, Türker, Söyleşi, Barbaros, Emin, Beyan sokakları, Kartal'da 09.00-13.00'te, Orhantepe Mahallesi Göksu Sokağı'nda elektrik kesintisi yapılacak.
Kadıköy'de 09.00-12.00'de, 19 Mayıs Mahallesi, Kürkçü Sokağı, Kozyatağı Mahallesi, Bayar ve Okul sokakları, Zühtüpaşa Mahallesi, Bağdat, Recep
Peker sokakları, Feneryolu Mahallesi, Eski Karakol Sokağı, Sultanbeyli'de 09.00-12.30'da, Necip Fazıl Mahallesi, Alimler, Düzce, Eşref Bitlis, Kuran Kursu, Yurtsever, Kahramanmaraş, Said Havva, Trabzon, Antalya, Nail, Cihan, Yozgat, Niğde, Farabi, Gamze, Gaziantep, Erdoğan Tuna sokakları, Pendik'te 09.00-18.00'de, Esenler Mahallesi, Mercan, Özgür, Demet, Yayalar, Kartal, Serçe sokakları, 09.00-14.00'te, Yenişehir Mahallesi, Akkaya ve Saray sokaklarına elektrik verilemeyecek.
Askeri hastanelerde sivillere randevulu muayene dönemi başlıyor
Canlı operatörler aracılığıyla veya internet üzerinden hekimden randevu alabilmeyi sağlayan Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nin (MHRS) kapsamı genişletiliyor. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastaneleri, aile hekimlikleri ile ağız ve diş sağlığı merkezlerinden vatandaşın randevu alabilmesini sağlayan MHRS sistemine askeri hastaneler de eklenecek.
Habertürk Gazetesi'nden Lütfi Erdoğan'ın haberine göre, vatandaşın askeri hastanelere randevu alarak gidebilmesinin önünü açacak olan sistem öncelikle Ankara’daki Etimesgut Asker Hastanesi ve Mevki Asker Hastanesi’nde pilot olarak uygulanacak.
Çalışma tamamlandığında Türkiye’deki 31 askeri hastaneye MHRS’den randevu verilerek, vatandaşa sıra beklemeden muayene olma kolaylığı sağlanmış olacak.
AYNI GÜN RANDEVU
Aile hekimliklerine de randevu ile gidebilmenin önünü açan bakanlık, vatandaşların işini kolaylaştıracak bir uygulamayı daha hayata geçirdi. Bu kapsamda aile hekimi için en erken bir gün sonrasına randevu alabilen vatandaşlar artık ertesi günü beklemek zorunda kalmayacak. Hekimin randevu durumunda müsaitlik varsa aynı gün mesai saatleri içerisinde aile hekimine randevu alarak muayene olabilecek.
93 MİLYON MHRS’DEN
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, geçen yıl 473 milyon 291 bin 64 muayene yapıldı. Bu muayenelerin 93 milyon 40 bin 135’i MHRS sisteminden randevu alınarak gerçekleşti. Randevuların 34 milyon 503 bin 463’ü iptal edildi veya gerçekleşmedi. 58 milyon 536 bin 672 muayene randevu sistemi üzerinden gerçekleşti. Randevu alma kanallarına bakıldığında yüzde 65.58’i ALO 182, yüzde 22.39’u web sitesi, yüzde 8.37’si mobil hatlar üzerinden yapıldı. Yüzde 3.66’sı ise direkt hastaneye giderek randevu aldı.
Habertürk Gazetesi'nden Lütfi Erdoğan'ın haberine göre, vatandaşın askeri hastanelere randevu alarak gidebilmesinin önünü açacak olan sistem öncelikle Ankara’daki Etimesgut Asker Hastanesi ve Mevki Asker Hastanesi’nde pilot olarak uygulanacak.
Çalışma tamamlandığında Türkiye’deki 31 askeri hastaneye MHRS’den randevu verilerek, vatandaşa sıra beklemeden muayene olma kolaylığı sağlanmış olacak.
AYNI GÜN RANDEVU
Aile hekimliklerine de randevu ile gidebilmenin önünü açan bakanlık, vatandaşların işini kolaylaştıracak bir uygulamayı daha hayata geçirdi. Bu kapsamda aile hekimi için en erken bir gün sonrasına randevu alabilen vatandaşlar artık ertesi günü beklemek zorunda kalmayacak. Hekimin randevu durumunda müsaitlik varsa aynı gün mesai saatleri içerisinde aile hekimine randevu alarak muayene olabilecek.
93 MİLYON MHRS’DEN
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, geçen yıl 473 milyon 291 bin 64 muayene yapıldı. Bu muayenelerin 93 milyon 40 bin 135’i MHRS sisteminden randevu alınarak gerçekleşti. Randevuların 34 milyon 503 bin 463’ü iptal edildi veya gerçekleşmedi. 58 milyon 536 bin 672 muayene randevu sistemi üzerinden gerçekleşti. Randevu alma kanallarına bakıldığında yüzde 65.58’i ALO 182, yüzde 22.39’u web sitesi, yüzde 8.37’si mobil hatlar üzerinden yapıldı. Yüzde 3.66’sı ise direkt hastaneye giderek randevu aldı.
Reza Zarrab Oklahoma City Federal Cezaevi’ne götürüldü
İran'a karşı uygulanan ABD ambargosunu delme, banka sahteciliği yapma ve kara para aklama suçlamaları ile, ABD’nin Miami kenti havalimanından ülkeye giriş yapmak isterken gözaltına alındıktan sonra, çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab’ın, yargılanmak üzere New York’a getirilme yolculuğu beklenenden uzun sürmeye başladı.
Hakkındaki iddianameyi New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara başlattığı için, New York’ta yargı karşısına çıkacak olan Zarrab, ABD’nin Güney ucunda bulunan Miami Federal Cezaevi’nde geçirdiği birkaç günün ardından, Florida’da Tallahassee Federal Cezaevi’ne, oradan da Georgia eyaletinde Atlanta Federal Cezaevi’ne nakledildi.
Reza Zarrab’ın ABD’deki tutukluluk serüveni otobüs yolculuğu ile değişik kentlerdeki cezaevleri arasına sıkıştı.
Amerikalı muhafızların yanı sıra, yargılanmak üzere New York’a getirilmesi gereken başka tutuklularla otobüsle yolculuk yapan Zarrab, Atlanta Federal Cezaevi’nde geçirdiği 6 geceden sonra, Oklahoma City Federal Cezaevi’ne götürüldü. Ancak Atlanta’dan 1220 kilometre olan New York mesafesi, Zarrab’ın Oklahoma City’ye götürülmesi ile birlikte 2333 kilometreye çıktı.Hürriyet
19 Nisan 2016 Salı
Meteoroloji uyardı: Yağmur yaklaşıyor, soğuk hava yolda
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bugün öğle saatlerinden itibaren kuzeybatı kesimlerden başlayarak Balkanlar üzerinden gelecek serin ve yağışlı havanın etkisini hissettireceği belirtildi. Mevsim normallerinin 10-12 derece üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, serin ve yağışlı hava ile birlikte hissedilir derecede azalacağı tahmin ediliyor.
Meteoroloji'den yapılan açıklamada, bugün akşam saatlerinde Marmara, Batı Karadeniz ve İç Anadolu’nun kuzeybatı kesimlerinde başlayacak yağışların perşembe günü, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Ege, İç Anadolu ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısında sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde etkili olacağı bekleniyor. Meydana gelecek yağışların Sakarya, Düzce, Zonguldak ve Bartın ile Doğu Karadeniz kıyı kesiminde (Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) kuvvetli olması (metrekareye 21-50 kg) tahmin ediliyor.
Meteoroloji'den yapılan açıklamada, bugün akşam saatlerinde Marmara, Batı Karadeniz ve İç Anadolu’nun kuzeybatı kesimlerinde başlayacak yağışların perşembe günü, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Ege, İç Anadolu ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısında sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde etkili olacağı bekleniyor. Meydana gelecek yağışların Sakarya, Düzce, Zonguldak ve Bartın ile Doğu Karadeniz kıyı kesiminde (Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) kuvvetli olması (metrekareye 21-50 kg) tahmin ediliyor.
Serin ve yağışlı havanın cuma günü Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda etkili olduktan sonra yurdumuzu terk etmesi tahmin ediliyor. Cuma günü gece ve sabah saatlerindeki yağışların, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda karla karışık yağmur ve kar şeklinde etkili olması bekleniyor.
15 DERECE DÜŞECEK
Mevsim normallerinin yaklaşık 10-12 derece üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının serin ve yağışlı hava ile birlikte yarın Marmara bölgesinde, Perşembe günü yurdumuzun kuzey, iç ve batı bölgelerinde, Cuma günü ise doğu bölgelerimizde hissedilir derecede (10 ila 15 derece arasında) azalacağı, ancak hafta sonundan itibaren tekrar yükseleceği tahmin ediliyor.
Rüzgarın; Çarşamba günü iç ve batı bölgelerimizde, Perşembe günü ise yurt genelinde kuvvetli ve yer yer kısa süreli fırtına (40-70 Km/sa) şeklinde eseceği tahmin ediliyor.
Reha Muhtar'ın acı günü
Ünlü televizyon programcısı ve Vatan gazetesi köşe yazarı 56 yaşındaki Reha Muhtar'ın annesi Ferdane Muhtar, dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi.
Merhume Muhtar'ın cenazesinin bugün öğle namazına müteakip Yeniköy Yeni Camii'den kaldırılarak Yeniköy Aile Mezarlığı'na defnedileceği öğrenildi. Ferdane Muhtar, Ayşe Nazlı Yumlu, Mina Deniz Muhtar ve Poyraz Deniz Muhtar adlı 3 torun sahibiydi.
Reha Muhtar annesinin vefatı üzerine şu sözleri paylaştı;
Başbaşa doğduk... Başbaşa ölüyoruz annecik...
Pazar sabahı kahvaltıya gelecektiniz babamla...
Önce babam;
-"Biz bugün gelmeyelim" diye telefon etti...
- "Annen pek iyi hissetmiyor kendini..."
Ben de "peki" dedim...
Üç çocukla hazırlanıyordum tenise gitmek için...
Babam; "Reha'yı çağırın" dediğinde, bir terslik olduğunu anladım annecik...
Babam; öyle kolay kolay beni çağırtmaz...
Yine de konduramadım...
-"Beni gördüğünde moralin yerine gelir..." dedim...
Yukarı çıktığımda benim gelmeme hiçbir tepki veremediğinde anladım kötü bir şeyler olduğunu...
Hep derler ki;:
"Anneler çocuklarının ne hissettiğini içgüdüyle bilirler..."
Oysa bir gerçek daha vardır pek söylenmeyen annecik... Çocuklar da annelerini gördüklerinde;
annelerinde ne olduğunu anlarlar...
"Ben de seni gördüm mü senin içinde neler olduğunu hemen anlardım..."
Her zamanki koltuğundan uzak babamın koltuğunun yanındaki sandalyeye yığılmış, doğru düzgün nefes alamıyordun...
Böyle durumlarda hep kolonya koklatırdım sana... Yine öyle yaptım annecik...
Ne ki kolonyaya bile tepki vermedin...
AMBULANSLAR GELDİĞİNDE...
Ambulansları çağırmıştım çoktan, aşağıdaki evden; sana gelmeden...
Bir defa daha aradım,
- "Gelmiyor musunuz?.." diye...
O an babam, sen ve ben başbaşa kaldık...
Doğum anım gibi...
Babam yan odadaydı...
Başbaşa doğmuştuk seninle annecik...
Şimdi başbaşa ölüyorduk...
Yarım saat kalp masajı yaptılar sana...
Babamı odadan çıkardım; çok sevdiği Boğaz'ı seyretsin diye balkona götürdüm...
Sana masaj yaparlarken; ben senin öldüğünü biliyordum annecik...
Bir ileri bir geri yürüyordum odanın içinde...
BENİ GÖRÜP TEPKİ VERMEDİĞİNDE GİTTİĞİNİ ANLAMIŞTIM ANNECİK...
Hastaneye ambulansın arkasından gittiğimde annecik; acil servisteki doktor öldüğünü söyledi...
45 dakika kalp masajı yaptıklarını; cevap vermediğini, yapacak bir şeyleri kalmadığını...
Oysa bunu söylemesine gerek yoktu...
Beni evde görüp de cevap vermediğini fark ettiğimde, artık hiçbir masaja cevap veremeyeceğini biliyordum annecik...
SENİ HUZURLU BİR YERDE YATIRABİLEYİM DİYE...
"Kafeteryaya alalım sizi..." dediler... Gitmek gelmedi içimden annecik...
-"Bekleme salonunda oturun dinlenin..." dediler...
Oraya da gitmek istemedim...
Acil servisin resepsiyon barının üzerine yaslandım; seni yatırabileceğim huzurlu bir yer için telefonlara sarıldım...
Ne zamandır bu anın geleceğini biliyordum...
Kendimi hazırladığımı zannediyordum... Ne kadar hazırlansan fark etmiyor ki annecik?.
İnsan annesizliğe babasızlığa kendini nasıl hazırlayabilir ki?..
"Ölümü çağırmasın" diye, ne bir mezar yeri, ne bir mezarlık potansiyeli için hazırlık yapmıştım...
"Önceden mezarlık alırsam; ölümü çağırırım" diye düşünüyordum... Aradım aradım aradım...
Hiç tahmin edilmeyecek yerleri ve insanları...
ALYANSINI VERDİLER BANA; BİR DE MAVİ YÜZÜĞÜNÜ..
Üstünden ne kadar geçti bilmiyorum...
Parmağından çıkan alyansını ve mavi yüzüğünü getirdiler bana; bir naylon poşetin içinde...
-"Görmek isterseniz, görebilirsiniz kendisini..." dediler...
-"Morgda..."
Çocukların tenisteki antrenman saatleri bitiyordu annecik...
Hızlı düşünüyordum...
Onları annelerine göndermeden, bir şeyler söylemem gerektiğini biliyordum...
Tam evden çıkacakken; senin yanına gittiğimi, ambulansların eve geldiğini görmüşlerdi...
Ayşe Nazlı onları tek başına götürdü tenise annecik...
Büyüdü de kardeşlerini tek başına tenise götürebilecek çağa geldi...
SENİNLE MAHREM KALMAK İSTEDİM ANNECİK...
Elimde alyansını, mavi yüzüğünü cebime sakladım annecik...
Ayşe Nazlı kardeşleriyle geldi...
Onları da bekleme odasında, insanların arasına almak istemedim...
Mahrem kalalım istedim annecik...
Dışarı çıktık...
Acilin kapısının önünde çiçekleri ve yeşilleri çeviren tretuvarın üzerine çömeldik birlikte...
-"Babaanne cennete gitti..." dedim onlara...
Mina ağlamaya başladı...
-"Ben babaannemle şakalaşamayacak mıyım artık..." dedi...
Senin onun şakalaşmalarını gökten izleyeceğini söyledim...
- "Ama babaanne olmayacak ki..." dedi...
Ağlarken gülmeye çalışıyordum...
Annecik en zor şey; ağlarken gülmeye çalışmak...
Ayşe Nazlı içli...
Ürkmüş; tek kelime etmeden beni süzüyordu...
Poyraz; "içli"...
İçindekini fark ettirmemeye çalışıyor;
-"Dedem ağlıyor mu şimdi" diyor...
Torunlarına şöyle dedim annecik;
-"Babaanneniz, hayatta çok iyi bir anne ve babaanne idiydi ki; Allah ona, 91 yıllık uzun bir hayatı bahşederken, cennete giderken; oğlu, kocası ve üç torunu yanındaydı...
Pazar sabahı; bütün ailesi yanıbaşındayken cennete gitti babaanneniz...
Allah herkese böyle bir hayat ve güzel ölüm nasip etsin...
Allah onun ailesine olan düşkünlüğünü böyle mükafatlandırdı...
Babaanneniz şimdi sizi gökten seyrediyor......
Her şeyinizi görüyor...
Siz de iyi olun...
İnsanlara iyilik yapın...
İlerde mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayıp cennete gidin..."
BERABER ÖLÜYORUZ ANNECİK...
Onlara bunları anlattıktan sonra, dakikalarca sarıldım her birine annecik...
Sonra taksiye bindirdim; gönderdim çocukları...
Müdüre işaret ettim;
-"Annemi göreyim..." dedim...
Beni aşağıya aldılar...
Morga...
Biri hanım iki görevli vardı...
-"Biraz dışarıda durursanız..." dedim...
-"Yalnız kalmak istiyorum annemle..."
Ben çıktılar sandım...
Seninle başbaşa kalmış gibi yapayalnız hissettim ikimizi... Eğildim öptüm seni annecik... Başında
durdum; dua okudum...
İki defa daha öptüm...
Seninle başbaşa düşündüm hayatı annecik... Sanki doğumhanede gibiydik...
İkimiz başbaşa... Ben doğuyordum içinden... Beraber doğuyorduk...
Şimdi yerin iki kat altında doğumhaneye benzeyen bir morgda...
Senle ben; doğum anındaki gibi başbaşayız... Sen ölüyorsun...
Beraber ölüyoruz annecik...
Merhume Muhtar'ın cenazesinin bugün öğle namazına müteakip Yeniköy Yeni Camii'den kaldırılarak Yeniköy Aile Mezarlığı'na defnedileceği öğrenildi. Ferdane Muhtar, Ayşe Nazlı Yumlu, Mina Deniz Muhtar ve Poyraz Deniz Muhtar adlı 3 torun sahibiydi.
Reha Muhtar annesinin vefatı üzerine şu sözleri paylaştı;
Başbaşa doğduk... Başbaşa ölüyoruz annecik...
Pazar sabahı kahvaltıya gelecektiniz babamla...
Önce babam;
-"Biz bugün gelmeyelim" diye telefon etti...
- "Annen pek iyi hissetmiyor kendini..."
Ben de "peki" dedim...
Üç çocukla hazırlanıyordum tenise gitmek için...
Babam; "Reha'yı çağırın" dediğinde, bir terslik olduğunu anladım annecik...
Babam; öyle kolay kolay beni çağırtmaz...
Yine de konduramadım...
-"Beni gördüğünde moralin yerine gelir..." dedim...
Yukarı çıktığımda benim gelmeme hiçbir tepki veremediğinde anladım kötü bir şeyler olduğunu...
Hep derler ki;:
"Anneler çocuklarının ne hissettiğini içgüdüyle bilirler..."
Oysa bir gerçek daha vardır pek söylenmeyen annecik... Çocuklar da annelerini gördüklerinde;
annelerinde ne olduğunu anlarlar...
"Ben de seni gördüm mü senin içinde neler olduğunu hemen anlardım..."
Her zamanki koltuğundan uzak babamın koltuğunun yanındaki sandalyeye yığılmış, doğru düzgün nefes alamıyordun...
Böyle durumlarda hep kolonya koklatırdım sana... Yine öyle yaptım annecik...
Ne ki kolonyaya bile tepki vermedin...
AMBULANSLAR GELDİĞİNDE...
Ambulansları çağırmıştım çoktan, aşağıdaki evden; sana gelmeden...
Bir defa daha aradım,
- "Gelmiyor musunuz?.." diye...
O an babam, sen ve ben başbaşa kaldık...
Doğum anım gibi...
Babam yan odadaydı...
Başbaşa doğmuştuk seninle annecik...
Şimdi başbaşa ölüyorduk...
Yarım saat kalp masajı yaptılar sana...
Babamı odadan çıkardım; çok sevdiği Boğaz'ı seyretsin diye balkona götürdüm...
Sana masaj yaparlarken; ben senin öldüğünü biliyordum annecik...
Bir ileri bir geri yürüyordum odanın içinde...
BENİ GÖRÜP TEPKİ VERMEDİĞİNDE GİTTİĞİNİ ANLAMIŞTIM ANNECİK...
Hastaneye ambulansın arkasından gittiğimde annecik; acil servisteki doktor öldüğünü söyledi...
45 dakika kalp masajı yaptıklarını; cevap vermediğini, yapacak bir şeyleri kalmadığını...
Oysa bunu söylemesine gerek yoktu...
Beni evde görüp de cevap vermediğini fark ettiğimde, artık hiçbir masaja cevap veremeyeceğini biliyordum annecik...
SENİ HUZURLU BİR YERDE YATIRABİLEYİM DİYE...
"Kafeteryaya alalım sizi..." dediler... Gitmek gelmedi içimden annecik...
-"Bekleme salonunda oturun dinlenin..." dediler...
Oraya da gitmek istemedim...
Acil servisin resepsiyon barının üzerine yaslandım; seni yatırabileceğim huzurlu bir yer için telefonlara sarıldım...
Ne zamandır bu anın geleceğini biliyordum...
Kendimi hazırladığımı zannediyordum... Ne kadar hazırlansan fark etmiyor ki annecik?.
İnsan annesizliğe babasızlığa kendini nasıl hazırlayabilir ki?..
"Ölümü çağırmasın" diye, ne bir mezar yeri, ne bir mezarlık potansiyeli için hazırlık yapmıştım...
"Önceden mezarlık alırsam; ölümü çağırırım" diye düşünüyordum... Aradım aradım aradım...
Hiç tahmin edilmeyecek yerleri ve insanları...
ALYANSINI VERDİLER BANA; BİR DE MAVİ YÜZÜĞÜNÜ..
Üstünden ne kadar geçti bilmiyorum...
Parmağından çıkan alyansını ve mavi yüzüğünü getirdiler bana; bir naylon poşetin içinde...
-"Görmek isterseniz, görebilirsiniz kendisini..." dediler...
-"Morgda..."
Çocukların tenisteki antrenman saatleri bitiyordu annecik...
Hızlı düşünüyordum...
Onları annelerine göndermeden, bir şeyler söylemem gerektiğini biliyordum...
Tam evden çıkacakken; senin yanına gittiğimi, ambulansların eve geldiğini görmüşlerdi...
Ayşe Nazlı onları tek başına götürdü tenise annecik...
Büyüdü de kardeşlerini tek başına tenise götürebilecek çağa geldi...
SENİNLE MAHREM KALMAK İSTEDİM ANNECİK...
Elimde alyansını, mavi yüzüğünü cebime sakladım annecik...
Ayşe Nazlı kardeşleriyle geldi...
Onları da bekleme odasında, insanların arasına almak istemedim...
Mahrem kalalım istedim annecik...
Dışarı çıktık...
Acilin kapısının önünde çiçekleri ve yeşilleri çeviren tretuvarın üzerine çömeldik birlikte...
-"Babaanne cennete gitti..." dedim onlara...
Mina ağlamaya başladı...
-"Ben babaannemle şakalaşamayacak mıyım artık..." dedi...
Senin onun şakalaşmalarını gökten izleyeceğini söyledim...
- "Ama babaanne olmayacak ki..." dedi...
Ağlarken gülmeye çalışıyordum...
Annecik en zor şey; ağlarken gülmeye çalışmak...
Ayşe Nazlı içli...
Ürkmüş; tek kelime etmeden beni süzüyordu...
Poyraz; "içli"...
İçindekini fark ettirmemeye çalışıyor;
-"Dedem ağlıyor mu şimdi" diyor...
Torunlarına şöyle dedim annecik;
-"Babaanneniz, hayatta çok iyi bir anne ve babaanne idiydi ki; Allah ona, 91 yıllık uzun bir hayatı bahşederken, cennete giderken; oğlu, kocası ve üç torunu yanındaydı...
Pazar sabahı; bütün ailesi yanıbaşındayken cennete gitti babaanneniz...
Allah herkese böyle bir hayat ve güzel ölüm nasip etsin...
Allah onun ailesine olan düşkünlüğünü böyle mükafatlandırdı...
Babaanneniz şimdi sizi gökten seyrediyor......
Her şeyinizi görüyor...
Siz de iyi olun...
İnsanlara iyilik yapın...
İlerde mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayıp cennete gidin..."
BERABER ÖLÜYORUZ ANNECİK...
Onlara bunları anlattıktan sonra, dakikalarca sarıldım her birine annecik...
Sonra taksiye bindirdim; gönderdim çocukları...
Müdüre işaret ettim;
-"Annemi göreyim..." dedim...
Beni aşağıya aldılar...
Morga...
Biri hanım iki görevli vardı...
-"Biraz dışarıda durursanız..." dedim...
-"Yalnız kalmak istiyorum annemle..."
Ben çıktılar sandım...
Seninle başbaşa kalmış gibi yapayalnız hissettim ikimizi... Eğildim öptüm seni annecik... Başında
durdum; dua okudum...
İki defa daha öptüm...
Seninle başbaşa düşündüm hayatı annecik... Sanki doğumhanede gibiydik...
İkimiz başbaşa... Ben doğuyordum içinden... Beraber doğuyorduk...
Şimdi yerin iki kat altında doğumhaneye benzeyen bir morgda...
Senle ben; doğum anındaki gibi başbaşayız... Sen ölüyorsun...
Beraber ölüyoruz annecik...
Rusya vize uygulamasını genişletti
Ocak ayından bu yana Türklere yeniden vize uygulamaya başlayan Rusya'dan bir hamle daha... Moskova yönetimi, Türkiye'ye yönelik vize uygulamasının kapsamını genişletti. Hususi ve hizmet pasaportu olan Türk vatandaşları da artık Rusya'ya seyahat edebilmek için vize alacak.
1 Ocak 2016 tarihinden itibaren umuma mahsus yani bordo pasaportu olan Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasına başlayan Rusya, bu ay o uygulamanın kapsamını genişletti.
CNN Türk’ün haberine göre artık yeşil ve gri pasaportu olan Türk vatandaşları da Rusya'ya seyahat edebilmek için vize almak zorunda.
Rusya Federasyonu'nda geçici ya da daimi ikamet izni bulunan Türk vatandaşları için ise durum değişmedi. Bu kişiler yine vizesiz seyahat edebilecek.
Rusya-Türkiye ilişkileri geçen kasım ayında Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının Türk F-16'ları tarafından düşürülmesinin ardından kopma noktasına gelmiş, Putin, vize uygulamasının yanı sıra, Türkiye'ye turistik tur paketlerini askıya almış, Türkiye'den gelen tarım ürünlerine de ambargo koymuştu.
1 Ocak 2016 tarihinden itibaren umuma mahsus yani bordo pasaportu olan Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasına başlayan Rusya, bu ay o uygulamanın kapsamını genişletti.
CNN Türk’ün haberine göre artık yeşil ve gri pasaportu olan Türk vatandaşları da Rusya'ya seyahat edebilmek için vize almak zorunda.
Rusya Federasyonu'nda geçici ya da daimi ikamet izni bulunan Türk vatandaşları için ise durum değişmedi. Bu kişiler yine vizesiz seyahat edebilecek.
Rusya-Türkiye ilişkileri geçen kasım ayında Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının Türk F-16'ları tarafından düşürülmesinin ardından kopma noktasına gelmiş, Putin, vize uygulamasının yanı sıra, Türkiye'ye turistik tur paketlerini askıya almış, Türkiye'den gelen tarım ürünlerine de ambargo koymuştu.
İşte 2016 yılının en gözde mesleği!
Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 2016 yılı ilk 3 ayında en fazla tescili yapılan 20 meslek içerisinde ilk sırada yer aldı.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkalcılığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu söyledi.
Türkiye’de 2015 yılın gözde meslekleri olan bakkallık, bayilik ve büfecilik, 2016 yılının ilk 3 ayında yine halkın en çok tercih ettiği mesleklerin başında geldi. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 2016 yılı ilk 3 ayında en fazla tescili yapılan 20 meslek içerisinde 8 bin 048 kişi ile ilk sırada yer aldı.
“BAKKALLIK GÖZDE MESLEKLERİN HER ZAMAN BAŞINDA GELİYOR”
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonun istatistik verilerini değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bakkallık, Bayilik ve Büfecilik ülkemizin gözde mesleklerinin her zaman başında geliyor. 2014-2015 yıllarında lider konumda olan bakkallık mesleği 2016 yılının da gözde mesleği olacağını daha yılın ilk 3 ayında gösterdi. 2016 yılının ilk 3 ayında yeni iş yeri açılış tescili yaptıran 42 bin 723 kişiden 8 bin 48’i bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini tercih etmiştir. Halkımız mahalle esnaf ve sanatkarına sahip çıktıkça bizler hizmet etmeye, süpermarketlerle rekabet etmeye devam edeceğiz ” dedi.
EN TERCİH EDİLEN 10 MESLEK
2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkallığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu anlatan Palandöken, “2016 yılının ilk 3 ayında bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 8 bin 48 kişi tescil kaydı yaptırmış. Bu da 2016 yılında da bakkallık, bayilik ve büfeciliğin lider mesleklerin başında geleceğinin göstergesidir. Perakendenin içinde gıda hacmi sürekli büyümektedir. Son yıllarda perakende hacmindeki düşük büyümeye rağmen sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde bakkallık yoğun rağbet görmektedir. Hatırlatmak isterim ki ülkemizde ve dünyada en büyük iş adamı ve büyük holding sahiplerinin çıktığı meslek bakkallıktır. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini 3 bin 262 iş yeri ile Kadın ve Erkek Kuaförlüğü, 3 bin 218 iş yeri ile kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği, 2 bin 835 iş yeri ile Pazarcılık, 2 bin 671 iş yeri ile Lokantacılık, 2 bin 531 kişi ile Servis Aracı İşletmeciliği, 2 bin 316 kişi ile Minibüsçülük, 2 bin 165 kişi ile Nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu işletmeciliği, bin 777 kişi ile Taksicilik, bin 765 kişi ile Emlak komisyonculuğu ve danışmanlığı ve bin 581 kişi ile Konfeksiyon imal ve satıcılığı takip etmektedir” diye açıkladı. (Sözcü)
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkalcılığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu söyledi.
Türkiye’de 2015 yılın gözde meslekleri olan bakkallık, bayilik ve büfecilik, 2016 yılının ilk 3 ayında yine halkın en çok tercih ettiği mesleklerin başında geldi. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 2016 yılı ilk 3 ayında en fazla tescili yapılan 20 meslek içerisinde 8 bin 048 kişi ile ilk sırada yer aldı.
“BAKKALLIK GÖZDE MESLEKLERİN HER ZAMAN BAŞINDA GELİYOR”
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonun istatistik verilerini değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bakkallık, Bayilik ve Büfecilik ülkemizin gözde mesleklerinin her zaman başında geliyor. 2014-2015 yıllarında lider konumda olan bakkallık mesleği 2016 yılının da gözde mesleği olacağını daha yılın ilk 3 ayında gösterdi. 2016 yılının ilk 3 ayında yeni iş yeri açılış tescili yaptıran 42 bin 723 kişiden 8 bin 48’i bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini tercih etmiştir. Halkımız mahalle esnaf ve sanatkarına sahip çıktıkça bizler hizmet etmeye, süpermarketlerle rekabet etmeye devam edeceğiz ” dedi.
EN TERCİH EDİLEN 10 MESLEK
2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkallığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu anlatan Palandöken, “2016 yılının ilk 3 ayında bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 8 bin 48 kişi tescil kaydı yaptırmış. Bu da 2016 yılında da bakkallık, bayilik ve büfeciliğin lider mesleklerin başında geleceğinin göstergesidir. Perakendenin içinde gıda hacmi sürekli büyümektedir. Son yıllarda perakende hacmindeki düşük büyümeye rağmen sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde bakkallık yoğun rağbet görmektedir. Hatırlatmak isterim ki ülkemizde ve dünyada en büyük iş adamı ve büyük holding sahiplerinin çıktığı meslek bakkallıktır. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini 3 bin 262 iş yeri ile Kadın ve Erkek Kuaförlüğü, 3 bin 218 iş yeri ile kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği, 2 bin 835 iş yeri ile Pazarcılık, 2 bin 671 iş yeri ile Lokantacılık, 2 bin 531 kişi ile Servis Aracı İşletmeciliği, 2 bin 316 kişi ile Minibüsçülük, 2 bin 165 kişi ile Nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu işletmeciliği, bin 777 kişi ile Taksicilik, bin 765 kişi ile Emlak komisyonculuğu ve danışmanlığı ve bin 581 kişi ile Konfeksiyon imal ve satıcılığı takip etmektedir” diye açıkladı. (Sözcü)
İstanbul konut fiyatı artışında dünya ikincisi
Konut fiyatı artış oranlarına göre yapılan ilk 20 şehir sıralamasında İstanbul dünya 2'ncisi oldu.
İngiliz emlak şirketi Knight Frank'ın küresel konut şehirler endeksinde 156 kentteki fiyat değişikliklerini hesapladığı rapora göre, Türkiye'de en çok artış yüzde 25'lik oranla İstanbul'da görüldü. Dünya genelinde konut fiyatı artışı ortalamasının yüzde 4,4 olarak belirlendiği çalışmada, İzmir'deki artışın yüzde 16,5 olduğu kaydedildi. Artış oranlarına göre yapılan ilk 20 şehir sıralamasında İstanbul dünya 2'ncisi, İzmir dünya 6'ncısı oldu. Sıralamada Türkiye'deki son il olan Ankara ise yüzde 12,4'lük artışla 13. kent oldu.
TÜRKİYE'DE SIRALAMA DEĞİŞTİ
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce fiyat artışında İstanbul, Ankara, İzmir şeklinde olan sıralamanın, artık İstanbul, İzmir, Ankara şekline dönüştüğünü söyledi. Bu değişikliğin çeşitli sebepleri bulunduğuna dikkati çeken Güleroğlu, "İstanbul'daki çok yüksek artış nedeniyle yatırımcı İzmir'e doğru kaydı. Son 2-3 yıldır Bayraklı ilçesi çevresinde yüksek katlı binalar yapıldı, Manhattan projeleri... Rakamı artıran kısım da o. 1+1 iş yeri 385 bin liradan başlıyor, 1 milyon liraya kadar gidebiliyor. Birçok rezidans tarzı yerler yapıldı. Buralar da 1,5 milyon gibi rakamlar konuşuluyor. Göç, nüfus artışı ve yeni arsa üretimindeki sebeplerin yanı sıra fiyatların artışı biraz da yeni yapılan rezidans tarzı yapılar."
"KÜÇÜK YATIRIMCI İÇİN FIRSAT"
Güleroğlu, yeni yapılan konutların aksine ikinci el konut fiyatlarında ciddi bir fiyat artışı bulunmadığını aktararak, kendisine ev almak isteyen küçük yatırımcıların konut kredisi faiz oranının yüzde 1,20'lerden yüzde birin altına düşmesini beklemesi nedeniyle ikinci el konut satışlarında da durgunluk olduğunu kaydetti. Yılın ikinci 6 aylık bölümünde piyasanın daha hareketli olacağına inandığını dile getiren Güleroğlu, "Burada yatırımcının dikkat etmesi gereken bir nokta var, faiz oranları aşağıya indiğinde konut fiyatları da yukarı çıkacak,
arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı. Sonuçta küçük yatırımcının ev alacak kişilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Herkes piyasaların yatışmasını sakinlemesini bekliyor. Bu fırsat aslında. Piyasa durgun olduğu için uygun fiyata konut alınabilir." değerlendirmesinde bulundu.
İngiliz emlak şirketi Knight Frank'ın küresel konut şehirler endeksinde 156 kentteki fiyat değişikliklerini hesapladığı rapora göre, Türkiye'de en çok artış yüzde 25'lik oranla İstanbul'da görüldü. Dünya genelinde konut fiyatı artışı ortalamasının yüzde 4,4 olarak belirlendiği çalışmada, İzmir'deki artışın yüzde 16,5 olduğu kaydedildi. Artış oranlarına göre yapılan ilk 20 şehir sıralamasında İstanbul dünya 2'ncisi, İzmir dünya 6'ncısı oldu. Sıralamada Türkiye'deki son il olan Ankara ise yüzde 12,4'lük artışla 13. kent oldu.
TÜRKİYE'DE SIRALAMA DEĞİŞTİ
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce fiyat artışında İstanbul, Ankara, İzmir şeklinde olan sıralamanın, artık İstanbul, İzmir, Ankara şekline dönüştüğünü söyledi. Bu değişikliğin çeşitli sebepleri bulunduğuna dikkati çeken Güleroğlu, "İstanbul'daki çok yüksek artış nedeniyle yatırımcı İzmir'e doğru kaydı. Son 2-3 yıldır Bayraklı ilçesi çevresinde yüksek katlı binalar yapıldı, Manhattan projeleri... Rakamı artıran kısım da o. 1+1 iş yeri 385 bin liradan başlıyor, 1 milyon liraya kadar gidebiliyor. Birçok rezidans tarzı yerler yapıldı. Buralar da 1,5 milyon gibi rakamlar konuşuluyor. Göç, nüfus artışı ve yeni arsa üretimindeki sebeplerin yanı sıra fiyatların artışı biraz da yeni yapılan rezidans tarzı yapılar."
"KÜÇÜK YATIRIMCI İÇİN FIRSAT"
Güleroğlu, yeni yapılan konutların aksine ikinci el konut fiyatlarında ciddi bir fiyat artışı bulunmadığını aktararak, kendisine ev almak isteyen küçük yatırımcıların konut kredisi faiz oranının yüzde 1,20'lerden yüzde birin altına düşmesini beklemesi nedeniyle ikinci el konut satışlarında da durgunluk olduğunu kaydetti. Yılın ikinci 6 aylık bölümünde piyasanın daha hareketli olacağına inandığını dile getiren Güleroğlu, "Burada yatırımcının dikkat etmesi gereken bir nokta var, faiz oranları aşağıya indiğinde konut fiyatları da yukarı çıkacak,
arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı. Sonuçta küçük yatırımcının ev alacak kişilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Herkes piyasaların yatışmasını sakinlemesini bekliyor. Bu fırsat aslında. Piyasa durgun olduğu için uygun fiyata konut alınabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)