Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci askerler arasında bulunan 4 kişinin Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi. Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur "Dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır" dedi.
Darbeci askerlerden 4'ünün Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi.
NTV'nin haberine göre o isimlerden biri Marmaris baskınında görev yapan Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak. Uzman olarak olay yerine giden Aydın. Özsıcak, açılan davada helikopterin irtifa bilgilerinin yeraldığı radar altimetresini sökmekle suçlandı. Marmaris'e darbeci askerleri taşıyan helikopterde bulunan 3 pilot da Yazıcıoğlu'nun helikopterini arayan arama kurtarma ekibindendi.
Kazanın ardından 48 saat boyunca Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşılamamış GSM sinyallerine rağmen helikopterin yanlış yerde arandığı ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından 132 şüpheli hakkında, ‘ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme’ gibi suçlardan soruşturma başlatılmış. Ama sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek görmeyerek takipsizlik kararı vermişti.
22 Temmuz 2016 Cuma
ABD'den Ankara'ya "Gülen" teklifi
ABD Dışişleri Bakanlığı, Fethullah Gülen’in iade talebi süreci ile ilgili olarak Ankara’ya yardım tekliflerini açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, bir Türk heyetini ABD’de ağırlamak teklifi dışında, sürece yardım için Ankara’ya da bir ekip gönderilmesini önerdiklerini söyledi.
Sözcü Kirby, "Türk hükümetinden, darbe soruşturması ya da iade ile ilgili belirli bir talep geldi mi bilmiyorum ama biz iki süreç için de yardım teklif ettik” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby iadesi istenen Gülen’le ilgili delilleri toplamanın ABD’nin sorumluluğu olmadığını da vurguladı.
Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest ise, Türk hükümetinin kendisini devirmek isteyenlerin arkasında kimler olduğunu soruşturmasının normal olduğunu söylerken, bu soruşturma çerçevesinde hukuk kurallarına riayet etmenin önemine işaret etti. ntvmsnc
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, bir Türk heyetini ABD’de ağırlamak teklifi dışında, sürece yardım için Ankara’ya da bir ekip gönderilmesini önerdiklerini söyledi.
Sözcü Kirby, "Türk hükümetinden, darbe soruşturması ya da iade ile ilgili belirli bir talep geldi mi bilmiyorum ama biz iki süreç için de yardım teklif ettik” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby iadesi istenen Gülen’le ilgili delilleri toplamanın ABD’nin sorumluluğu olmadığını da vurguladı.
Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest ise, Türk hükümetinin kendisini devirmek isteyenlerin arkasında kimler olduğunu soruşturmasının normal olduğunu söylerken, bu soruşturma çerçevesinde hukuk kurallarına riayet etmenin önemine işaret etti. ntvmsnc
Darbe girişimi sırasında Erdoğan'dan fırça: Yunan adalarında ne işim var kardeşim
TSK içindeki bir grup askerin darbe girişiminde bulunduğu gece, Marmaris'te tatilde bulunan Erdoğan ile otel sahibi arasında 'Yunan adaları' diyaloğu yaşanmış.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup askerin, 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde bulunduğu sırada, Muğla'nın Marmaris ilçesindeki bir otelde ailesiyle birlikte tatildeydi.
Darbe girişiminin başladığı andan itibaren 6 saat boyunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olan otelin sahibi Serkan Yazıcı, Posta gazetesinden Rıfat Ababay'ın sorularını yanıtladı, o gece yaşananları anlattı.
Yazıcı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi otele ne zaman geldi?
11 Temmuz Pazartesi günü geldiler. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, kızları Esra Albayrak, damatları Enerji Bakanı Berat Albayrak, torunları 11 yaşındaki Ahmet Akif, 6 yaşındaki Mahinur ve 7 aylık Sadık vardı. Doğal olarak yanlarında özel kalemleri ve çok kalabalık bir koruma ekibi bulunuyordu.
Tatilleri ne zaman bitecekti?
Bana resmi bir bilgi verilmemesine rağmen 16 Temmuz Cumartesi otelden ayrılacaklarını biliyordum. Çünkü o gün Antalya'da bir programının olduğunu gazetelerden okumuştum.
15 Temmuz gecesine gelelim... Darbe girişiminin başladığı o zor ve karanlık geceye...
Saat 21.40 civarında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Muhsin Köse ile villaya yakın bir yerde oturmuş, çay içip sohbet ediyorduk. Muhsin Köse'nin cep telefonu çaldı. Sonradan öğreniyorum ki; arayan bir valiydi. Muhsin Köse bana hiç bir şey söylemedi. Sadece, "Villaya gitmemiz gerekiyor"dedi. Villaya vardık ve Muhsin Köse hemen Cumhurbaşkanı'nın yanına gitti. Ben de kapıdaydım. Sonra darbe girişimi olduğunu, büyük şehirlerin karıştığını öğrendim. Besbelli ki; hedef Cumhurbaşkanımızdı. Villada işte o gergin ve o kritik saatler 21.40'ta başlamış oldu.
İlk olarak ne yaptınız?
İlk olarak otelde benimle birlikte bulunan eşimi, oğlumu, annemi ve kızkardeşimi aradım. Onları güvenlik bir yere götürmesi için çok yakın arkadaşımı çağırdım. Ailemi 10 dakika içinde güvenli bir yere ulaştırdım ve koşarak Cumhurbaşkanımızın kaldığı villaya gittim. Tüm ışıklar yanıyordu. Çok büyük bir hareketlilik vardı. Telaş, gerginlik... Korumalardan içeri girmek için müsade alıp villaya geçtim. Alt katta aşçılar ve garsonlar tedirgindi. Televizyonu açmış, başına toplanmışlardı.
Cumhurbaşkanımız üst kattaydı. İki yatak odasının ortasında bulunan masada tek başına oturuyordu.
(...)
Sizden bir talepleri oldu mu?
Benden basını evin önüne toplamamı istediler. Hemen basına haber gönderdim, "Evin önüne hemen gelin. Önemli" dedim.
Cumhurbaşkanının tavrı nasıldı
Çok soğuk kanlıydı. Berat Bey, Hasan Bey ve Muhsin Bey de soğukkanlıydı. Bilgi akışının sağlanması ve gerekli yerlere ulaşması için çaba içindeydiler. Ancak ortalık çok karışık olduğu için zorlanıyorlardı. Tayyip Bey de bazı resmi yerlerin aranması için talimat veriyordu. Bir süre sonra her yerden bilgiler gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız oturduğu masadan emirler veriyordu. Yapılması gerekenleri çok net olarak söylüyordu.
(...)
Otelden ayrılma kararı nasıl verildi?
Saat çok ilerlemişti. Erdoğan ve ailesinin otelden nasıl gideceği daha ciddi bir biçimde konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanlığı helikopterinin Marmaris'e geldiği ve çalışır durumda beklediği bilgisi ulaştı. Fakat güvenli bir çıkış olanağı olmadığından helikopterin motorunu susturma talimatı verildi. Bu konuda tecrübem olduğunu ve helikopterin motoru susarsa 20-25 dakikadan evvel tekrar çalıştırılamayacağını söyledim. Buna rağmen Erdoğan "Sustursunlar" dedi. Bu arada havadan ve karadan İstanbul'a gitmenin çok riskli olduğu öğrenildi.
Darbe girişiminin başladığı andan itibaren 6 saat boyunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olan otelin sahibi Serkan Yazıcı, Posta gazetesinden Rıfat Ababay'ın sorularını yanıtladı, o gece yaşananları anlattı.
Yazıcı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi otele ne zaman geldi?
11 Temmuz Pazartesi günü geldiler. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, kızları Esra Albayrak, damatları Enerji Bakanı Berat Albayrak, torunları 11 yaşındaki Ahmet Akif, 6 yaşındaki Mahinur ve 7 aylık Sadık vardı. Doğal olarak yanlarında özel kalemleri ve çok kalabalık bir koruma ekibi bulunuyordu.
Tatilleri ne zaman bitecekti?
Bana resmi bir bilgi verilmemesine rağmen 16 Temmuz Cumartesi otelden ayrılacaklarını biliyordum. Çünkü o gün Antalya'da bir programının olduğunu gazetelerden okumuştum.
15 Temmuz gecesine gelelim... Darbe girişiminin başladığı o zor ve karanlık geceye...
Saat 21.40 civarında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Muhsin Köse ile villaya yakın bir yerde oturmuş, çay içip sohbet ediyorduk. Muhsin Köse'nin cep telefonu çaldı. Sonradan öğreniyorum ki; arayan bir valiydi. Muhsin Köse bana hiç bir şey söylemedi. Sadece, "Villaya gitmemiz gerekiyor"dedi. Villaya vardık ve Muhsin Köse hemen Cumhurbaşkanı'nın yanına gitti. Ben de kapıdaydım. Sonra darbe girişimi olduğunu, büyük şehirlerin karıştığını öğrendim. Besbelli ki; hedef Cumhurbaşkanımızdı. Villada işte o gergin ve o kritik saatler 21.40'ta başlamış oldu.
İlk olarak ne yaptınız?
İlk olarak otelde benimle birlikte bulunan eşimi, oğlumu, annemi ve kızkardeşimi aradım. Onları güvenlik bir yere götürmesi için çok yakın arkadaşımı çağırdım. Ailemi 10 dakika içinde güvenli bir yere ulaştırdım ve koşarak Cumhurbaşkanımızın kaldığı villaya gittim. Tüm ışıklar yanıyordu. Çok büyük bir hareketlilik vardı. Telaş, gerginlik... Korumalardan içeri girmek için müsade alıp villaya geçtim. Alt katta aşçılar ve garsonlar tedirgindi. Televizyonu açmış, başına toplanmışlardı.
Cumhurbaşkanımız üst kattaydı. İki yatak odasının ortasında bulunan masada tek başına oturuyordu.
(...)
Sizden bir talepleri oldu mu?
Benden basını evin önüne toplamamı istediler. Hemen basına haber gönderdim, "Evin önüne hemen gelin. Önemli" dedim.
Cumhurbaşkanının tavrı nasıldı
Çok soğuk kanlıydı. Berat Bey, Hasan Bey ve Muhsin Bey de soğukkanlıydı. Bilgi akışının sağlanması ve gerekli yerlere ulaşması için çaba içindeydiler. Ancak ortalık çok karışık olduğu için zorlanıyorlardı. Tayyip Bey de bazı resmi yerlerin aranması için talimat veriyordu. Bir süre sonra her yerden bilgiler gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız oturduğu masadan emirler veriyordu. Yapılması gerekenleri çok net olarak söylüyordu.
(...)
Otelden ayrılma kararı nasıl verildi?
Saat çok ilerlemişti. Erdoğan ve ailesinin otelden nasıl gideceği daha ciddi bir biçimde konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanlığı helikopterinin Marmaris'e geldiği ve çalışır durumda beklediği bilgisi ulaştı. Fakat güvenli bir çıkış olanağı olmadığından helikopterin motorunu susturma talimatı verildi. Bu konuda tecrübem olduğunu ve helikopterin motoru susarsa 20-25 dakikadan evvel tekrar çalıştırılamayacağını söyledim. Buna rağmen Erdoğan "Sustursunlar" dedi. Bu arada havadan ve karadan İstanbul'a gitmenin çok riskli olduğu öğrenildi.
Erdoğan'ı kızdıran 'Yunan adaları' önerisi
Ben çevreyi çok iyi bildiğim için Cumhurbaşkanımız bana döndü ve "Serkan deniz yoluyla en yakın nereye gidebiliriz?" diye sordu.
Dalaman'a gidebileceğimizi ancak Aksaz Askeri Üssü'nün önünden geçmemiz gerektiğini belirttim."O olmaz, başka nereye gidebiliriz?" dedi. Çok yakında Yunan adalarının olduğunu söyledim ve "Ben sizi götürürüm" dedim.
O ana kadar çok sakin olan Erdoğan, Yunan adaları lafımı duyunca ilk defa sakinliğini kaybetti ve bana "Benim Yunan adalarında ne işim var kardeşim? Ben sana İstanbul'a nasıl gidebiliriz diye soruyorum" diye kızdı.
Siz o sırada suikast timinin otele doğru geldiğini biliyor muydunuz?
Evet darbecilerden oluşan birkaç timin otele doğru yola çıktığı söylenmişti. Ama bunların nereden ve nasıl geleceğini kimse bilmiyordu. Kapıdan dışarı baktım, koruma polisleri birbirlerine sarılarak helalleşiyordu.
Kısa bir süre sonra Muhsin Köse tekrar içeri girip çok kararlı bir biçimde Cumhurbaşkanı'nın koluna girdi ve "Efendim hemen gitmemiz gerekiyor. Burada artık daha fazla kalamayız" dedi.
"Haydi bismillah" diyerek ayağa kalkan Erdoğan, yüksek sesler ortaya "Hakkınızı helal edin" dedi ve ev ile pist arasındaki yolu, geniş güvenlik çemberi içinde yürümeye başladı.
Ben çevreyi çok iyi bildiğim için Cumhurbaşkanımız bana döndü ve "Serkan deniz yoluyla en yakın nereye gidebiliriz?" diye sordu.
Dalaman'a gidebileceğimizi ancak Aksaz Askeri Üssü'nün önünden geçmemiz gerektiğini belirttim."O olmaz, başka nereye gidebiliriz?" dedi. Çok yakında Yunan adalarının olduğunu söyledim ve "Ben sizi götürürüm" dedim.
O ana kadar çok sakin olan Erdoğan, Yunan adaları lafımı duyunca ilk defa sakinliğini kaybetti ve bana "Benim Yunan adalarında ne işim var kardeşim? Ben sana İstanbul'a nasıl gidebiliriz diye soruyorum" diye kızdı.
Siz o sırada suikast timinin otele doğru geldiğini biliyor muydunuz?
Evet darbecilerden oluşan birkaç timin otele doğru yola çıktığı söylenmişti. Ama bunların nereden ve nasıl geleceğini kimse bilmiyordu. Kapıdan dışarı baktım, koruma polisleri birbirlerine sarılarak helalleşiyordu.
Kısa bir süre sonra Muhsin Köse tekrar içeri girip çok kararlı bir biçimde Cumhurbaşkanı'nın koluna girdi ve "Efendim hemen gitmemiz gerekiyor. Burada artık daha fazla kalamayız" dedi.
"Haydi bismillah" diyerek ayağa kalkan Erdoğan, yüksek sesler ortaya "Hakkınızı helal edin" dedi ve ev ile pist arasındaki yolu, geniş güvenlik çemberi içinde yürümeye başladı.
Binlerce pasaport iptal
İçişleri Bakanı Efkan Ala, darbe girişimiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Jandarmaya yeni düzenleme geliyor. Ala, "Jandarmayı tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlayacağız. Yeni kurumlar olabilir güç tekelini bölmemiz lazım. Yetiştirme atama bizde olacak" dedi. Ala, "10 bin 856 kişinin pasaportunu iptal ettik. Bundan 10 bine yakını kamu görevlisi. Yeşil pasaport, hizmet pasaportu sahibi" diye konuştu.
Canlı yayında konuşan Ala'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
Darbe girişimi gecesi Van’dan Ankara’ya geliyordum. Havaalanına indikten sonra ilk anda cumhurbaşkanımız ve başbakanımıza ulaşamadım.
Emniyete hemen buna müsaade edilmeyeceğini net ve kararlı cümlelerle yakalanması ve gözaltına alınması talimatını verdim.
Havalanın içinde bir karargah oluşturduk ve meseleyi yönetmeye başladık. Benim yaver albayım hemen giderek havaalanı bölük komutanlığına el koydu burayı ben yönetiyorum diyerek.
UÇAĞIM İÇİN DE TALİMAT VERMİŞLER
Benim uçağım için de talimat vermişler Malatya’ya indirilmesi konusunda.
Maalesef durum bu. Evet istihbarat zafiyeti açıkça görülüyor. Sistem zafiyeti var aslında. Bu yapıyı öyle bir kurgulamalıyız ki bir daha darbenin iması dahi olmamalı.
Bu yapı darbe üretiyor öyle ya da böyle. Çünkü güç dağılmamış.
Ben istihbarat konusunda peşin hükümle değerlendirme yapmak istemiyorum ama haber verilmeliydi.
Tehlike tamamen ortadan kalkmadı. Çok hızlı kara alıyoruz. Umarım bu kararları uyguladıktan sonra ortadan kalkar.
Şu anda kayıp asker değil de kaçaklar var. Gözaltına alınması gerekirken henüz gözaltına alınmamış olanlar var
Marmaris’te cumhurbaşkanımızın bulunduğu otele giden 36 kişiden 19’u yakaladı 17’si de aranıyor.
Zaman zaman her gün birkaç tanesi daha yakalanıyor. Tedbirleri başından beri aldık.
10 bin 856 kişinin pasaportunu iptal ettik. Bundan 10 bine yakını kamu görevlisi. Yeşil pasaport, hizmet pasaportu sahibi.
246 şehidimiz, 2185 yaralımız var. Gözaltı 10 bin 607, 4496 tutuklu var.
JANDARMAYI TAMAMEN BAKANLIĞA BAĞLAYACAĞIZ
Jandarmayı kesinlikle tamamen İçişlerine bağlayacağız.
Benim sistem sorunundan kast etiğim şey, yani sistem öyle bir oluşmalı güç öyle bir dağılmalı ki siyaset karar verdiğinde güç bir yerde savaş varsa oraya yönlendirilebilmeli ve bir daha istihbarat almasanız da kimse darbe yapmaya niyetlenmemelidir.
Sistemi o hale getirmek lazım. Bu yapı böyle devam ederse, istihbaratı gözden geçirsek de bunlar yaşanmaya devam eder.
Mekanize zırhlı tugayın Ankara’da ne işi var? Bu durum kişilerden bağımsız.
Siyasi partilerin hepsine teşekkür ediyorum. Türkiye bir şeyi yakaladı bizim hükümetlerimiz zamanda her krizden bir fırsat çıkarıyoruz.
Kriz büyük bir tehditti ama gereğini yaparsanız sistemi dönüştürmek için de bir fırsattır.
Yetiştirmesi, ataması, görevden alması… Emniyet Genel Müdürlüğü nasılsa Jandarma da öyle olacak. (Hürriyet)
Canlı yayında konuşan Ala'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
Darbe girişimi gecesi Van’dan Ankara’ya geliyordum. Havaalanına indikten sonra ilk anda cumhurbaşkanımız ve başbakanımıza ulaşamadım.
Emniyete hemen buna müsaade edilmeyeceğini net ve kararlı cümlelerle yakalanması ve gözaltına alınması talimatını verdim.
Havalanın içinde bir karargah oluşturduk ve meseleyi yönetmeye başladık. Benim yaver albayım hemen giderek havaalanı bölük komutanlığına el koydu burayı ben yönetiyorum diyerek.
UÇAĞIM İÇİN DE TALİMAT VERMİŞLER
Benim uçağım için de talimat vermişler Malatya’ya indirilmesi konusunda.
Maalesef durum bu. Evet istihbarat zafiyeti açıkça görülüyor. Sistem zafiyeti var aslında. Bu yapıyı öyle bir kurgulamalıyız ki bir daha darbenin iması dahi olmamalı.
Bu yapı darbe üretiyor öyle ya da böyle. Çünkü güç dağılmamış.
Ben istihbarat konusunda peşin hükümle değerlendirme yapmak istemiyorum ama haber verilmeliydi.
Tehlike tamamen ortadan kalkmadı. Çok hızlı kara alıyoruz. Umarım bu kararları uyguladıktan sonra ortadan kalkar.
Şu anda kayıp asker değil de kaçaklar var. Gözaltına alınması gerekirken henüz gözaltına alınmamış olanlar var
Marmaris’te cumhurbaşkanımızın bulunduğu otele giden 36 kişiden 19’u yakaladı 17’si de aranıyor.
Zaman zaman her gün birkaç tanesi daha yakalanıyor. Tedbirleri başından beri aldık.
10 bin 856 kişinin pasaportunu iptal ettik. Bundan 10 bine yakını kamu görevlisi. Yeşil pasaport, hizmet pasaportu sahibi.
246 şehidimiz, 2185 yaralımız var. Gözaltı 10 bin 607, 4496 tutuklu var.
JANDARMAYI TAMAMEN BAKANLIĞA BAĞLAYACAĞIZ
Jandarmayı kesinlikle tamamen İçişlerine bağlayacağız.
Benim sistem sorunundan kast etiğim şey, yani sistem öyle bir oluşmalı güç öyle bir dağılmalı ki siyaset karar verdiğinde güç bir yerde savaş varsa oraya yönlendirilebilmeli ve bir daha istihbarat almasanız da kimse darbe yapmaya niyetlenmemelidir.
Sistemi o hale getirmek lazım. Bu yapı böyle devam ederse, istihbaratı gözden geçirsek de bunlar yaşanmaya devam eder.
Mekanize zırhlı tugayın Ankara’da ne işi var? Bu durum kişilerden bağımsız.
Siyasi partilerin hepsine teşekkür ediyorum. Türkiye bir şeyi yakaladı bizim hükümetlerimiz zamanda her krizden bir fırsat çıkarıyoruz.
Kriz büyük bir tehditti ama gereğini yaparsanız sistemi dönüştürmek için de bir fırsattır.
Yetiştirmesi, ataması, görevden alması… Emniyet Genel Müdürlüğü nasılsa Jandarma da öyle olacak. (Hürriyet)
Darbeciler eşlerini boşayıp, dolar almışlar
Genelkurmay Karargâhı'ndaki aramalarda çarpıcı deliller ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan bir gün önce hesaplarındaki paraları çeken subayların dövize çevirdikleri ve yaklaşık 300 kişinin de 1 ay içinde eşinden boşandığı belirlendi.
Darbe girişiminin yaşandığı başlıca yerlerden Genelkurmay Karargahı’ndaki aramalarda çarpıcı delillere ulaşıldı.
Kurmay subayların odalarında yapılan aramalarda yüklü miktarda dolar bulundu. Darbe girişiminin başarılı olması halinde dolardaki artışı öngören subayların hesaplarında bulunan paralarını çekerek dolara çevirdiği belirlendi. Darbeci askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde ki tüm subayları fişlediği ve darbe girişimi anına ilişkin görüntülerin tanklarla imha edildiği tespit edildi.
YÜKLÜ MİKTARDA DOLAR ELE GEÇTİ
Askeri darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu Savcıları gözetimin de Genelkurmay Karargahı’nda darbe girişimine katılan subayların odalarında aramalar yapıldı. Kilitli dolaplar kırıldığında yüklü miktarda dolarlar ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününden bir gün önce hesapların da ki paraları çeken subayların darbe girişiminin başarılı olması halinde dövizde ki artışı öngörerek dolara çevirdikleri belirlendi.
FİŞLEME LİSTELERİ ELE GEÇTİ
Aramalar sırasında çok sayıda fişleme listeleri de ele geçti. Listelerde Türk Silahlı Kuvveleri bünyesinde bulunan tüm subayların güvenilir ya da güvenilir olmayan şeklinde fişlendiği, darbe sonrası iş birliği yapılacak askerlerin bu yolla listelendiği belirlendi.
DARBECİ ASKERLERİN B PLANI
Darbeci askerlerin darbenin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise B planı içinde hazırlık yaptıkları savcılar tarafından tespit edildi. Yaklaşık 300 civarında şüpheli askerin darbenin başarısız olması durumunda eşlerinin deşifre olmaması için bir ay önce den itibaren çeşitli tarihlerde boşandığı da savcılık yetkilileri tarafından tespit edildi.
HARDDİSKLERİ TANKLARLA EZMİŞLER
Savcılık darbe girişiminin yaşandığı gün Genelkurmay Karargahında yaşananlarla ilgili görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Ancak genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının karargahtan çıkarılmasının ardından tüm kamera sistemi ve hard disklerin tanklarla ezilerek imha edildiği belirlendi. Hasar gören sistemler ve hard diskler üzerinde ise yetkililer yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. DHA
Darbe girişiminin yaşandığı başlıca yerlerden Genelkurmay Karargahı’ndaki aramalarda çarpıcı delillere ulaşıldı.
Kurmay subayların odalarında yapılan aramalarda yüklü miktarda dolar bulundu. Darbe girişiminin başarılı olması halinde dolardaki artışı öngören subayların hesaplarında bulunan paralarını çekerek dolara çevirdiği belirlendi. Darbeci askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde ki tüm subayları fişlediği ve darbe girişimi anına ilişkin görüntülerin tanklarla imha edildiği tespit edildi.
YÜKLÜ MİKTARDA DOLAR ELE GEÇTİ
Askeri darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu Savcıları gözetimin de Genelkurmay Karargahı’nda darbe girişimine katılan subayların odalarında aramalar yapıldı. Kilitli dolaplar kırıldığında yüklü miktarda dolarlar ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününden bir gün önce hesapların da ki paraları çeken subayların darbe girişiminin başarılı olması halinde dövizde ki artışı öngörerek dolara çevirdikleri belirlendi.
FİŞLEME LİSTELERİ ELE GEÇTİ
Aramalar sırasında çok sayıda fişleme listeleri de ele geçti. Listelerde Türk Silahlı Kuvveleri bünyesinde bulunan tüm subayların güvenilir ya da güvenilir olmayan şeklinde fişlendiği, darbe sonrası iş birliği yapılacak askerlerin bu yolla listelendiği belirlendi.
DARBECİ ASKERLERİN B PLANI
Darbeci askerlerin darbenin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise B planı içinde hazırlık yaptıkları savcılar tarafından tespit edildi. Yaklaşık 300 civarında şüpheli askerin darbenin başarısız olması durumunda eşlerinin deşifre olmaması için bir ay önce den itibaren çeşitli tarihlerde boşandığı da savcılık yetkilileri tarafından tespit edildi.
HARDDİSKLERİ TANKLARLA EZMİŞLER
Savcılık darbe girişiminin yaşandığı gün Genelkurmay Karargahında yaşananlarla ilgili görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Ancak genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının karargahtan çıkarılmasının ardından tüm kamera sistemi ve hard disklerin tanklarla ezilerek imha edildiği belirlendi. Hasar gören sistemler ve hard diskler üzerinde ise yetkililer yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. DHA
Türk Telekom 198 kişiyi işten çıkardı
Türk Telekom, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrasında bugüne dek 198 şirket çalışanının iş akitlerinin sonlandırılmasına karar verildiğini açıkladı.
Türk Telekom açıklamasında, şirketin, demokrasiye katkı yolunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, her türlü desteği verdiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Güvenlik kuvvetleri ile iş birliği içinde, ülkemizin ve şirketimizin güvenliği ve çıkarlarına ters düşecek her türlü tutum ve davranışı değerlendirerek gerekli adımları atıyoruz. Bu kapsamda bugüne dek 198 şirket çalışanın iş akitlerinin sonlandırılmasına karar verilmiştir.” Sözcü
Türk Telekom açıklamasında, şirketin, demokrasiye katkı yolunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, her türlü desteği verdiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Güvenlik kuvvetleri ile iş birliği içinde, ülkemizin ve şirketimizin güvenliği ve çıkarlarına ters düşecek her türlü tutum ve davranışı değerlendirerek gerekli adımları atıyoruz. Bu kapsamda bugüne dek 198 şirket çalışanın iş akitlerinin sonlandırılmasına karar verilmiştir.” Sözcü
Hakan Şükür: Kendi halkına kurşun sıkanlar haindir!
Geçtiğimiz günlerde tepkilerin ardınan Twitter hesabını gizleyen Hakan Şükür hesabından çok konuşulacak bir tweet attı. İşte Hakan Şükür'ün o tweeti.
5 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrasında FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle sosyal medyada tepki yağmuruna tutulan Hakan Şükür, Twitter adresinden isyan etti. Boğaz Köprüsü'nde darbeci askerlerin halkın üzerine ateş açtığı görüntüleri paylaşan eski milli futbolcu, açtı ağzını yumdu gözünü.
"ŞEREFSİZDİR, HAİNDİR..."
Şükür, darbeci askerleri hedef alarak "Kendi halkına kurşun sıkanlar ve onların ardında kim varsa şerefsizdir, haindir. İzahı yok cezalandırılmalıdır. Yuh!" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Hakan Şükür, darbe girişimiyle ilgili attığı tweet'ler tepki çekince twitter adresini takipçisi olmayanlara kapatmıştı.
5 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrasında FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle sosyal medyada tepki yağmuruna tutulan Hakan Şükür, Twitter adresinden isyan etti. Boğaz Köprüsü'nde darbeci askerlerin halkın üzerine ateş açtığı görüntüleri paylaşan eski milli futbolcu, açtı ağzını yumdu gözünü.
"ŞEREFSİZDİR, HAİNDİR..."
Şükür, darbeci askerleri hedef alarak "Kendi halkına kurşun sıkanlar ve onların ardında kim varsa şerefsizdir, haindir. İzahı yok cezalandırılmalıdır. Yuh!" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Hakan Şükür, darbe girişimiyle ilgili attığı tweet'ler tepki çekince twitter adresini takipçisi olmayanlara kapatmıştı.
Erdoğan: Askere taze kan gelecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan Reuters'a konuştu. Cumhurbaşkanı, "Ordunun yeniden yapılanması kısa bir süresi içinde tamamlanacak askere taze kan gelecek" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
-Haberi aldığımda MİT Müsteşarı'nı aradım ulaşamadım, Genelkurmay Başkanı'nı aradım ulaşamadım. Sıkıntılı da olsa Başbakan'la temas kurabildim.
-TV'lerde yaptığım açıklamada halkın gücünü vurguladım. Halkımı sokağa, meydanlara davet ettim.
-Ailemle önce helikopterle Dalaman'a geçtik. İstanbul pistin karartıldığını öğrendik. Pilota tur atmasını ve pisti kontrol etmesini söyledim.
-Darbeciler üzerimizden ses hızını aşarak geçtiler, konuk evinin camları kırıldı.
-Rehin alınanlar Akıncı Üssü'ndeydi. 12 saatte kontrol ele geçirildi.
-Milletimiz meydanlara çıkması her şeyin üstündeydi.
- İstihbaratta önemli boşluklar ve eksiklikler olduğu açıktır. Bunu saklamaya veya reddetmeye çalışmaya gerek yok. Bunu MİT Başkanı'na da söyledim.
- Ordu bu darbe girişiminden ciddi ders almalı.
- Gerekirse OHAL'in bir 3 ay daha uzatması yapılabilir.
- Sınırlı anayasal değişikliklere diğer partilerle mutabakat içinde karar verilmeli.
- Türk mali piyasalarında likidite problemi yok.
- Finans sektörümüz çok kuvvetli.
- Standard & Poors'un aldığı karar politik bir karardır. Bu da kurumun demokrasiyle değil darbeyle hareket ettiğini gösteriyor. Moody's kuruluşunun kararı da objektif olmayacaktır.
- Darbe girişiminden bu yana 10,400 gözaltı oldu, 4,060 kişi tutuklandı. Tutuklananların arasında 103 kişi general.
- Darbe girişimi,nde 246 kişi hayatını kaybetti. 2.185 kişi de yaralandı.
- Vatanı için çalışmayan hainler bedelini ödemeli.
-Demokrasiye, hukuka saygısı olmayanlar bunun nedelini ödemelidir.
- Hukuk nereye kadar müsade ediyorsa, mücadeleyi bu çerçevede yürüteceğiz.
- Genelkurmay'ın talebiyle YAŞ toplantısının bir hafta öne çekilmesi durumu var.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
-Haberi aldığımda MİT Müsteşarı'nı aradım ulaşamadım, Genelkurmay Başkanı'nı aradım ulaşamadım. Sıkıntılı da olsa Başbakan'la temas kurabildim.
-TV'lerde yaptığım açıklamada halkın gücünü vurguladım. Halkımı sokağa, meydanlara davet ettim.
-Ailemle önce helikopterle Dalaman'a geçtik. İstanbul pistin karartıldığını öğrendik. Pilota tur atmasını ve pisti kontrol etmesini söyledim.
-Darbeciler üzerimizden ses hızını aşarak geçtiler, konuk evinin camları kırıldı.
-Rehin alınanlar Akıncı Üssü'ndeydi. 12 saatte kontrol ele geçirildi.
-Milletimiz meydanlara çıkması her şeyin üstündeydi.
- İstihbaratta önemli boşluklar ve eksiklikler olduğu açıktır. Bunu saklamaya veya reddetmeye çalışmaya gerek yok. Bunu MİT Başkanı'na da söyledim.
- Ordu bu darbe girişiminden ciddi ders almalı.
- Gerekirse OHAL'in bir 3 ay daha uzatması yapılabilir.
- Sınırlı anayasal değişikliklere diğer partilerle mutabakat içinde karar verilmeli.
- Türk mali piyasalarında likidite problemi yok.
- Finans sektörümüz çok kuvvetli.
- Standard & Poors'un aldığı karar politik bir karardır. Bu da kurumun demokrasiyle değil darbeyle hareket ettiğini gösteriyor. Moody's kuruluşunun kararı da objektif olmayacaktır.
- Darbe girişiminden bu yana 10,400 gözaltı oldu, 4,060 kişi tutuklandı. Tutuklananların arasında 103 kişi general.
- Darbe girişimi,nde 246 kişi hayatını kaybetti. 2.185 kişi de yaralandı.
- Vatanı için çalışmayan hainler bedelini ödemeli.
-Demokrasiye, hukuka saygısı olmayanlar bunun nedelini ödemelidir.
- Hukuk nereye kadar müsade ediyorsa, mücadeleyi bu çerçevede yürüteceğiz.
- Genelkurmay'ın talebiyle YAŞ toplantısının bir hafta öne çekilmesi durumu var.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ OHAL'de gözaltı süresini açıkladı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ CNN TÜRK'e yaptığı açıklamada OHAL'de gözaltı süresinin ilk etapta 7-8 gün olacağını söyledi. Bakan Bozdağ ayrıca ABD'ye Gülen ile ilgili delillerin bugün gönderileceğini ve iade sürecinde ABD'ye bizzat gidebileceğini de ifade etti.
Bozdağ'ın öne çıkan açıklamaları şöyle:
- Kanun hükmlünde kararname (KHK) çıkararak bütün konuları onun içinde tanzim etmeyi planlıyoruz KHK çalışması bitmek üzere
- Darbe girişimi davasının duruşmaları Sincan ilçesinde görülecek
- Gözaltı süresi ilk etapta 7-8 gün olacak
- Bir kısmı gözaltına alınamadı, bir kısmının yurt dışına kaçtığı söyleniyor
- ABD Gülen ile ilgili acil tutuklama talebi için delil istedi, Adalet Bakanlığı bugün gönderecek.
Gülen'in iade süreci için bizzat ABD'ye gidebilirim. ABD Gülen'in iadesi konusunda bugün farklı bir noktada, olumlu açıklamalar var. ABD de bu girişimin Fethullah Gülen'in talimatıyla yapıldığını biliyor.
- İdam cezası için bir değerlendirme yapılacaktır ama nasıl adım atılır bu değerlendirmede ortaya çıkar. Bir değerlendirme yapılacaktır ama nasıl adım atılır bu değerlendirmede ortaya çıkar.
- Hükümet İmralı'da gerekli tedbirleri aldı. Öcalan'ın güvenlik ve sağlık sorunu yok.
Bozdağ'ın öne çıkan açıklamaları şöyle:
- Kanun hükmlünde kararname (KHK) çıkararak bütün konuları onun içinde tanzim etmeyi planlıyoruz KHK çalışması bitmek üzere
- Darbe girişimi davasının duruşmaları Sincan ilçesinde görülecek
- Gözaltı süresi ilk etapta 7-8 gün olacak
- Bir kısmı gözaltına alınamadı, bir kısmının yurt dışına kaçtığı söyleniyor
- ABD Gülen ile ilgili acil tutuklama talebi için delil istedi, Adalet Bakanlığı bugün gönderecek.
Gülen'in iade süreci için bizzat ABD'ye gidebilirim. ABD Gülen'in iadesi konusunda bugün farklı bir noktada, olumlu açıklamalar var. ABD de bu girişimin Fethullah Gülen'in talimatıyla yapıldığını biliyor.
- İdam cezası için bir değerlendirme yapılacaktır ama nasıl adım atılır bu değerlendirmede ortaya çıkar. Bir değerlendirme yapılacaktır ama nasıl adım atılır bu değerlendirmede ortaya çıkar.
- Hükümet İmralı'da gerekli tedbirleri aldı. Öcalan'ın güvenlik ve sağlık sorunu yok.
'Vali kaçırıldı' iddiası Bolu'yu ayağa kaldırdı
Bolu Valisi Aydın Baruş'un kaçırıldığı yönündeki sosyal medya haberleri kenti ayağa kaldırdı.
15 Temmuz gecesinde olduğu gibi camilerden sela okundu, belediye hoparlöründen yapılan çağrı üzerine vatandaşlar kürek, sopa ve baltalarla Valilik binası önünde toplanırken, polis çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Bu gelişmeler üzierine Valilik önünde çöp kamyonunun üzerinden halka konuşan Vali Buruş, sosyal medyadaki haberlerin asılsız olduğunu açıkladı.Halkın, 'demokrasi nöbeti' için Belediye Meydanı'nda toplanmaya başladığı sırada sosyal medyada Vali Aydın Baruş'un kaçırıldığı yönünde paylaşımlar yapıldı. Halk arasında Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanlığı'nda askerin darbe girişimi için hazırlık yaptığı dedikodusu hızla yayıldı. Bunun üzerine belediye hoparlöründen, "Tüm Bolu halkının valilik önünde toplanması rica olunur" anonsları yapıldı. Ayrıca camilerde 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde olduğu gibi sela okunmaya başladı. Selanın ardından camilerden de halkın Valiliğe gitmesi istendi.
Kürek ve baltalarla valiliğe koştular
Halk, panik içinde valiliğe koştu. Vatandaşların bazıları ellerinde kürek ve baltalarla valilik önüne geldi. Bu sırada valilik binasının çevresindeki yollar belediye araçlarıyla ulaşıma kapatıldı. Binanın etrafı araçlarla adeta çembere alınırken polisler de bina önünde otomatik silahlarla önlem aldı. Valilik önünde 112 Acil Servis ambulansları da kapıları açılarak hazır bekletildi.
Vali Twitter'da yalanladı
Bu arada Vali Aydın Baruş, twitter hesabından, "Kaçırıldığım yönünde sosyal medyada yer alan haberler tamamen asılsızdır. Bolu'da durum sakin. Valilik makamındayım ve tüm Bolu halkı burada. Bu yalan haberleri yayanlar milletimizin tepkisini ölçmek isteyen darbe sevicilerdir" yazarak görevinin başında olduğunu duyurdu. Hemen ardından da Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, 2'nci Komando Tugay Komutan Vekili Albay Cahit Dirin, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Nuri Serkant Kara ve İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya ile birlikte Valilik'ten çıkıp bina önündeki çöp kamyonunun üzerine çıkarak halka hitap etti.
'Dimdik ayaktayız'
15 Temmuz akşamından itibaren Bolu'nun ayakta olduğunu belirten Vali Baruş, şöyle konuştu:
"İlk akşamdan itibaren sizin verdiğiniz bu güç bizi dimdik ayakta tutuyor. Bu milletin idaresini silahla teslim almak isteyenler, milletin gücünü görünce atacakları hiç bir adımın başarıya ulaşamacağına kanaat getirdiler. Ama sosyal medyadan asılsız yayılan söylentilerle sizin heyecanınızı, birlik ve beraberlik aşkınızı ölçmek istiyorlar. İşte buyurun Bolu burada. Sizlerin iradesini esir almak isteyen gizli güç odakları askerimizin adını kirletmeye kalkışarak bu oyunu oynadılar. Ama çok şükür ki bu akşam tugayımız, emniyetimiz, jandarmamızla hep birlikte buradayız.
Sizler bizim arkamızda olduğunuz sürece bu ülkeye hiç bir güç zarar veremeyecektir. Biz gece gündüz burada dimdik ayaktayız. Ben 15 Temmuz akşamından bu yana Valiliğin ışıklarını söndürmedim. Millet nöbette ben de nöbetteyim. Bu asılsız söylentileri yayanlar tespit edildi. Bunlar hakkında derhal işlem başlatılıyor. Ama bu söylentileri yayanlar sizin gözlerinizdeki millet, vatan aşkını gördüler. İstedikleri cevabı fazlasıyla aldılar."Vali Baruş'un konuşmasının ardından valilik önündeki kalabalık dağılırken, güvenlik önlemleri de azaltıldı. cnntürk
15 Temmuz gecesinde olduğu gibi camilerden sela okundu, belediye hoparlöründen yapılan çağrı üzerine vatandaşlar kürek, sopa ve baltalarla Valilik binası önünde toplanırken, polis çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Bu gelişmeler üzierine Valilik önünde çöp kamyonunun üzerinden halka konuşan Vali Buruş, sosyal medyadaki haberlerin asılsız olduğunu açıkladı.Halkın, 'demokrasi nöbeti' için Belediye Meydanı'nda toplanmaya başladığı sırada sosyal medyada Vali Aydın Baruş'un kaçırıldığı yönünde paylaşımlar yapıldı. Halk arasında Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanlığı'nda askerin darbe girişimi için hazırlık yaptığı dedikodusu hızla yayıldı. Bunun üzerine belediye hoparlöründen, "Tüm Bolu halkının valilik önünde toplanması rica olunur" anonsları yapıldı. Ayrıca camilerde 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde olduğu gibi sela okunmaya başladı. Selanın ardından camilerden de halkın Valiliğe gitmesi istendi.
Kürek ve baltalarla valiliğe koştular
Halk, panik içinde valiliğe koştu. Vatandaşların bazıları ellerinde kürek ve baltalarla valilik önüne geldi. Bu sırada valilik binasının çevresindeki yollar belediye araçlarıyla ulaşıma kapatıldı. Binanın etrafı araçlarla adeta çembere alınırken polisler de bina önünde otomatik silahlarla önlem aldı. Valilik önünde 112 Acil Servis ambulansları da kapıları açılarak hazır bekletildi.
Vali Twitter'da yalanladı
Bu arada Vali Aydın Baruş, twitter hesabından, "Kaçırıldığım yönünde sosyal medyada yer alan haberler tamamen asılsızdır. Bolu'da durum sakin. Valilik makamındayım ve tüm Bolu halkı burada. Bu yalan haberleri yayanlar milletimizin tepkisini ölçmek isteyen darbe sevicilerdir" yazarak görevinin başında olduğunu duyurdu. Hemen ardından da Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, 2'nci Komando Tugay Komutan Vekili Albay Cahit Dirin, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Nuri Serkant Kara ve İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya ile birlikte Valilik'ten çıkıp bina önündeki çöp kamyonunun üzerine çıkarak halka hitap etti.
'Dimdik ayaktayız'
15 Temmuz akşamından itibaren Bolu'nun ayakta olduğunu belirten Vali Baruş, şöyle konuştu:
"İlk akşamdan itibaren sizin verdiğiniz bu güç bizi dimdik ayakta tutuyor. Bu milletin idaresini silahla teslim almak isteyenler, milletin gücünü görünce atacakları hiç bir adımın başarıya ulaşamacağına kanaat getirdiler. Ama sosyal medyadan asılsız yayılan söylentilerle sizin heyecanınızı, birlik ve beraberlik aşkınızı ölçmek istiyorlar. İşte buyurun Bolu burada. Sizlerin iradesini esir almak isteyen gizli güç odakları askerimizin adını kirletmeye kalkışarak bu oyunu oynadılar. Ama çok şükür ki bu akşam tugayımız, emniyetimiz, jandarmamızla hep birlikte buradayız.
Sizler bizim arkamızda olduğunuz sürece bu ülkeye hiç bir güç zarar veremeyecektir. Biz gece gündüz burada dimdik ayaktayız. Ben 15 Temmuz akşamından bu yana Valiliğin ışıklarını söndürmedim. Millet nöbette ben de nöbetteyim. Bu asılsız söylentileri yayanlar tespit edildi. Bunlar hakkında derhal işlem başlatılıyor. Ama bu söylentileri yayanlar sizin gözlerinizdeki millet, vatan aşkını gördüler. İstedikleri cevabı fazlasıyla aldılar."Vali Baruş'un konuşmasının ardından valilik önündeki kalabalık dağılırken, güvenlik önlemleri de azaltıldı. cnntürk
İzni iptal edilen memura kötü haber
Darbe girişimi sonrası izinleri iptal edilen kamu çalışanları turların satın aldıkları paket tur ücretlerini eksik geri alacaklar. Vergi ve harç kesintisinin ardından çalışanlara iade edilecek tur ücretlerinde sıkıntı yaşanırsa mahkemeye başvurulabilecek.
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, darbe girişimi nedeniyle Başbakanlık genelgesiyle izinleri iptal edilen kamu çalışanları ödedikleri paket tur bedelinin tamamını geri alamayacak.
Vergi ve harçlar ile zorunlu masraflar düşüldükten sonra kalan bedel kendilerine iade edilecek. Sadece otel hizmeti alan kamu çalışanlarına ise 'yasal' olarak iade zorunlu değil. İşletmeler anlayış göstermez ise 'mahkemeye' başvurmaları gerekecek.
Tatile çıkma planları, darbe girişimi nedeniyle iptal olan kamu çalışanlarının, yurtiçi ve yurtdışı paket tur, otel iptalini hangi koşullarda yapabileceği, hangi durumda mahkemeye gitmeleri gerektiği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy'a soruldu. Ersoy'un sorulara yanıtları şöyle :
* Paket tur, nedir?
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre paket tur sözleşmeleri, ulaştırma, konaklama ve başka turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte verildiği sözleşmelerdir. Örneğin, Antalya Kemer'e uçakla transfer ve oradaki bir otelde 7 günlük konaklama bir paket turdur. Ya da Paris'e yapacağınız otel, ulaşım ve müze ziyaretlerini kapsayan sözleşme bir paket turdur.
* Bir memur, Kemer'e kendi aracıyla gitmek istemiş ve sadece Kemer'de bir otelde konaklama satın almışsa 'paket tur' sözleşmesi sayılır mı?
Hayır, sayılmaz. Tüketiciler tarafından satın alınan salt otel konaklamaları paket tur kapsamında değildir.
* Başbakanlık genelgesiyle kamu çalışanlarının izinleri iptal edildi. Bu gerekçeyle ödedikleri ücretleri geri alabilecekler mi?
Paket tur alanlar, turun başlangıcına bir gün kalmış bile olsa 'mücbir' sebep gerekçesiyle sözleşmelerini feshedip, ödedikleri ücretin bir bölümünü iade alabilecekler. Vergi (konaklamadan yüzde 8, ulaşımdan yüzde 18 KDV alınıyor), harç ve belgesi olan zorunlu hizmet bedelleri (örneğin iadesi olmayan, promosyonlu uçak bileti) düşüldükten sonraki kısmın, 14 gün içinde kendilerine iade edilmesi gerekiyor.
* Yani ödedikleri ücretin tümünü alamayacaklar?
Hayır,alamayacaklar. Vergi, harç ve zorunlu hizmet bedellerinden sonra kalan kısmı alabilecekler.
* Peki ama paket tur değil de sadece otel konaklaması alan memurun parası ne olacak? Onlar için 'mücbir' sebep olmuyor mu başbakanlığın izin iptali?
Yasada 'paket tur' sözleşmelerine yönelik bir düzenleme bulunuyor, salt otel hizmeti alanlar ise sayılmıyor. Bu durumda biz bakanlık olarak işletmelerden, tüketiciye anlayış göstermelerini bekliyoruz. Bunun için turizmcilerle yakın görüşmeler yapıyoruz. Yine de anlayışsız işletmeler karşısında, tüketici mahkemeye başvurabilir. Ödediği otel bedeli 3 bin 480 liranın altındaysa bulunduğu yerdeki tüketici hakem heyetine;3 bin 480 liranın üzerindeyse tüketici mahkemesine başvurabilir. Muhtemelen mahkemeler bunu fiili imkansızlık nedeniyle 'mücbir' sebep sayacak ve tüketici lehine karar verecektir. Tüketici hakem heyetleri illerde Ticaret İl Müdürlükleri, ilçelerde kaymakamlık bünyesinde bulunuyor. Tüketici mahkemeleri ise adliye içinde yer alıyor.
* Tatilinin başlamasına 30 günden fazla kalanların durumu ne olacak?
Onlar herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmelerini zaten feshedebilirler. Sadece ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükler ile zorunlu hizmet bedelleri düşüldükten sonraki kısmı iade alabilirler.
* Yurtdışı paket tur alanlar ne yapacak?
Yasada yurtiçi-yurtdışı paket tur, diye bir ayrım olmadığından aynı mevzuat onlar için de geçerli. Ancak yabancı ülkelerde, Türkiye'deki bu hain girişime karşı bir anlayışsızlık olduğu bilgisi geliyor tur şirketlerinden. Bizi ilgilendirmez, biz ücretimizi alırız, deniliyormuş. Bu tur şirketlerimizi zor duruma soksa da tüketici açısından değişen birşey yok. Paket tur şirketinin sorumluluğu ortadan kalkmıyor. Yurtdışı paket tur alan kamu çalışanı, 'mücbir' sebeple 30 günden az bile kalsa tur sözleşmesini iptal edebilecek ve zorunlu vergi, harç ve belgeli harcamalar düşüldükten sonraki kısmı, tur şirketinden 14 gün içinde iade alacak.
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, darbe girişimi nedeniyle Başbakanlık genelgesiyle izinleri iptal edilen kamu çalışanları ödedikleri paket tur bedelinin tamamını geri alamayacak.
Vergi ve harçlar ile zorunlu masraflar düşüldükten sonra kalan bedel kendilerine iade edilecek. Sadece otel hizmeti alan kamu çalışanlarına ise 'yasal' olarak iade zorunlu değil. İşletmeler anlayış göstermez ise 'mahkemeye' başvurmaları gerekecek.
Tatile çıkma planları, darbe girişimi nedeniyle iptal olan kamu çalışanlarının, yurtiçi ve yurtdışı paket tur, otel iptalini hangi koşullarda yapabileceği, hangi durumda mahkemeye gitmeleri gerektiği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy'a soruldu. Ersoy'un sorulara yanıtları şöyle :
* Paket tur, nedir?
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre paket tur sözleşmeleri, ulaştırma, konaklama ve başka turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte verildiği sözleşmelerdir. Örneğin, Antalya Kemer'e uçakla transfer ve oradaki bir otelde 7 günlük konaklama bir paket turdur. Ya da Paris'e yapacağınız otel, ulaşım ve müze ziyaretlerini kapsayan sözleşme bir paket turdur.
* Bir memur, Kemer'e kendi aracıyla gitmek istemiş ve sadece Kemer'de bir otelde konaklama satın almışsa 'paket tur' sözleşmesi sayılır mı?
Hayır, sayılmaz. Tüketiciler tarafından satın alınan salt otel konaklamaları paket tur kapsamında değildir.
* Başbakanlık genelgesiyle kamu çalışanlarının izinleri iptal edildi. Bu gerekçeyle ödedikleri ücretleri geri alabilecekler mi?
Paket tur alanlar, turun başlangıcına bir gün kalmış bile olsa 'mücbir' sebep gerekçesiyle sözleşmelerini feshedip, ödedikleri ücretin bir bölümünü iade alabilecekler. Vergi (konaklamadan yüzde 8, ulaşımdan yüzde 18 KDV alınıyor), harç ve belgesi olan zorunlu hizmet bedelleri (örneğin iadesi olmayan, promosyonlu uçak bileti) düşüldükten sonraki kısmın, 14 gün içinde kendilerine iade edilmesi gerekiyor.
* Yani ödedikleri ücretin tümünü alamayacaklar?
Hayır,alamayacaklar. Vergi, harç ve zorunlu hizmet bedellerinden sonra kalan kısmı alabilecekler.
* Peki ama paket tur değil de sadece otel konaklaması alan memurun parası ne olacak? Onlar için 'mücbir' sebep olmuyor mu başbakanlığın izin iptali?
Yasada 'paket tur' sözleşmelerine yönelik bir düzenleme bulunuyor, salt otel hizmeti alanlar ise sayılmıyor. Bu durumda biz bakanlık olarak işletmelerden, tüketiciye anlayış göstermelerini bekliyoruz. Bunun için turizmcilerle yakın görüşmeler yapıyoruz. Yine de anlayışsız işletmeler karşısında, tüketici mahkemeye başvurabilir. Ödediği otel bedeli 3 bin 480 liranın altındaysa bulunduğu yerdeki tüketici hakem heyetine;3 bin 480 liranın üzerindeyse tüketici mahkemesine başvurabilir. Muhtemelen mahkemeler bunu fiili imkansızlık nedeniyle 'mücbir' sebep sayacak ve tüketici lehine karar verecektir. Tüketici hakem heyetleri illerde Ticaret İl Müdürlükleri, ilçelerde kaymakamlık bünyesinde bulunuyor. Tüketici mahkemeleri ise adliye içinde yer alıyor.
* Tatilinin başlamasına 30 günden fazla kalanların durumu ne olacak?
Onlar herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmelerini zaten feshedebilirler. Sadece ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükler ile zorunlu hizmet bedelleri düşüldükten sonraki kısmı iade alabilirler.
* Yurtdışı paket tur alanlar ne yapacak?
Yasada yurtiçi-yurtdışı paket tur, diye bir ayrım olmadığından aynı mevzuat onlar için de geçerli. Ancak yabancı ülkelerde, Türkiye'deki bu hain girişime karşı bir anlayışsızlık olduğu bilgisi geliyor tur şirketlerinden. Bizi ilgilendirmez, biz ücretimizi alırız, deniliyormuş. Bu tur şirketlerimizi zor duruma soksa da tüketici açısından değişen birşey yok. Paket tur şirketinin sorumluluğu ortadan kalkmıyor. Yurtdışı paket tur alan kamu çalışanı, 'mücbir' sebeple 30 günden az bile kalsa tur sözleşmesini iptal edebilecek ve zorunlu vergi, harç ve belgeli harcamalar düşüldükten sonraki kısmı, tur şirketinden 14 gün içinde iade alacak.
44 bin 530 kişi kamudan uzaklaştırıldı
Darbe girişimi sonrası pek çok kamu kurum ve kuruluşunda toplam 44 bin 530 kişi görevden uzaklaştırıldı.
Darbe girişimi sonrası pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görevden alma ve uzaklaştırmalar kapsamında bugüne kadar toplam 44 bin 530 kişi görevden uzaklaştırıldı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, aralarında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı, TÜRKSAT ve bakanlıkların da bulunduğu pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görevden uzaklaştırma işlemi gerçekleştirildi.
Buna göre:
- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığında görev yapan 22 personel açığa alındı.
- Hazine Müsteşarlığında 2 genel müdür, bir genel müdür yardımcısı ve 5 daire başkanı dahil toplam 62 kişi görevden uzaklaştırıldı.
Ulaştırma Bakanlığı'ndan 529 kişi
-Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı ilgili ve ilişkili kurumlardan toplam 529 kişi açığa alınırken,
- TÜRKSAT A.Ş'de ise 29 kişinin iş akitleri feshedildi.
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda merkez ve taşra teşkilatında çalışan 197 personel görevden alındı.
BTK'dan 170 kişi açığa alındı
- BTK merkez ve taşra teşkilatında görev yapan 170 kişi açığa alındı, kurum destek hizmetlerinde çalışan 58 personel de görevden uzaklaştırıldı.
MEB'de rakam 21 bin 738'e ulaştı
MEB'de merkez ve taşra teşkilatında görev yapan FETÖ ile irtibatlı kamu personeline yönelik yürütülen çalışma kapsamında, açığa alınan kamu personeli sayısı 21 bin 738'e ulaştı, açığa alınan öğretmen sayısı ise 21 bin 29 oldu.
Öte yandan, Ankara Üniversitesinde görevli 4 öğretim elemanı açığa alındı.
TRT'den 300 kişi
- TRT'de 300 kişi ve RTÜK'te çeşitli unvanlardaki 29 personel görevlerinden uzaklaştırıldı.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığında FETÖ ile irtibatlı 58'i Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden
olmak üzere çeşitli unvanlarda toplam 70 personel görevden uzaklaştırıldı.
262 askeri hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı
Bülent Ecevit Üniversitesinde 20'si öğretim üyesi, 11'i idari personel olmak üzere toplam 31 kişi açığa alındı.
Ayrıca Milli Savunma Bakanlığınca 262 askeri hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı. cnntürk
Darbe girişimi sonrası pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görevden alma ve uzaklaştırmalar kapsamında bugüne kadar toplam 44 bin 530 kişi görevden uzaklaştırıldı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, aralarında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı, TÜRKSAT ve bakanlıkların da bulunduğu pek çok kamu kurum ve kuruluşunda görevden uzaklaştırma işlemi gerçekleştirildi.
Buna göre:
- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığında görev yapan 22 personel açığa alındı.
- Hazine Müsteşarlığında 2 genel müdür, bir genel müdür yardımcısı ve 5 daire başkanı dahil toplam 62 kişi görevden uzaklaştırıldı.
Ulaştırma Bakanlığı'ndan 529 kişi
-Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı ilgili ve ilişkili kurumlardan toplam 529 kişi açığa alınırken,
- TÜRKSAT A.Ş'de ise 29 kişinin iş akitleri feshedildi.
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda merkez ve taşra teşkilatında çalışan 197 personel görevden alındı.
BTK'dan 170 kişi açığa alındı
- BTK merkez ve taşra teşkilatında görev yapan 170 kişi açığa alındı, kurum destek hizmetlerinde çalışan 58 personel de görevden uzaklaştırıldı.
MEB'de rakam 21 bin 738'e ulaştı
MEB'de merkez ve taşra teşkilatında görev yapan FETÖ ile irtibatlı kamu personeline yönelik yürütülen çalışma kapsamında, açığa alınan kamu personeli sayısı 21 bin 738'e ulaştı, açığa alınan öğretmen sayısı ise 21 bin 29 oldu.
Öte yandan, Ankara Üniversitesinde görevli 4 öğretim elemanı açığa alındı.
TRT'den 300 kişi
- TRT'de 300 kişi ve RTÜK'te çeşitli unvanlardaki 29 personel görevlerinden uzaklaştırıldı.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığında FETÖ ile irtibatlı 58'i Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden
olmak üzere çeşitli unvanlarda toplam 70 personel görevden uzaklaştırıldı.
262 askeri hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı
Bülent Ecevit Üniversitesinde 20'si öğretim üyesi, 11'i idari personel olmak üzere toplam 31 kişi açığa alındı.
Ayrıca Milli Savunma Bakanlığınca 262 askeri hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı. cnntürk
Darbecilerin malına el konulacak
Hükümetin, OHAL kararının ardından çıkaracağı kanun hükmündeki kararnamelerin konusu belli olmaya başladı. Darbecilerle ilgili soruşturma tamamlanana kadar mallarına tedbir konulacak. Örgütle direkt bağlantılı olanlar tazminatsız işten atılacak. Gözaltı süresi 7 gün olarak planlanıyor. Askeri okullar MEB’e devredilecek.
Hürriyet Gazetesi'nden Nuray Babacan'ın hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre, önceki gün önce MGK, ardından da Bakanlar Kurulu’nda ele alınan ‘darbe önlemleri’, kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) hayata geçirilecek. OHAL kararının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak, aşama aşama uygulamaya sokulması beklenen KHK’larda düzenlenecek bazı konular şöyle:
Kademeli ceza sistemi
Kamuda, Gülen cemaati mensuplarının ve darbe destekçilerinin ayıklanması için personel rejiminde değişikliğe gidilecek.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili kademeli ceza sistemi getirilecek. Örgütle direkt bağı olanlar, tazminatsız işten atılıp haklarında soruşturma başlatılacak.
Sempatizanlarla ilgili ise tenzili rütbe uygulanacak. Örneğin genel müdürken, en alt düzeyde memur yapılacak. Karşı dava açma hakkı olamayacak.
FETÖ ile ilgili dernek, vakıf ve okulların kapatılması için düzenleme yapılacak.
Darbecilerle ilgili soruşturma tamamlanana kadar mallarına tedbir konulacak.
Askeri okullara önlem
Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması planlanıyor. Ancak bunun kanun hükmünde kararname ile yapılıp yapılamayacağı araştırılıyor. İkinci aşamada bu okulların kapatılması düşünülüyor.
Jandarma, genel müdürlük olacak ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı olmaya devam edecek.
Gözaltı süresi ilk etapta 7 gün olacak, sonra gerek görülmesi durumunda artırılacak.
Darbeciler, özel duruşma salonlarında yargılanacak. Çok sayıda hâkim ve savcı görevlendirilecek.
Yurtdışında kulis
Uluslararası arenada kampanya başlatılacak. TBMM de bu kampanyaya dahil edilerek, darbe girişimi anlatılacak. Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ABD’ye gidecek, Fetullah Gülen konusunda muhatapları ile görüşecek.
OHAL’in belirlenen amaç dışında kullanılmayacağına ilişkin iç ve dış kamuoyuna güvence verilecek.
Bu arada Bakanlar Kurulu toplantısında “İnsanlar öldü, yaralandı. Tazminat davası açacaklar.
Tazminatları darbecilerden alınmasını sağlayalım” diyen bakanlar oldu.
Hürriyet Gazetesi'nden Nuray Babacan'ın hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre, önceki gün önce MGK, ardından da Bakanlar Kurulu’nda ele alınan ‘darbe önlemleri’, kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) hayata geçirilecek. OHAL kararının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak, aşama aşama uygulamaya sokulması beklenen KHK’larda düzenlenecek bazı konular şöyle:
Kademeli ceza sistemi
Kamuda, Gülen cemaati mensuplarının ve darbe destekçilerinin ayıklanması için personel rejiminde değişikliğe gidilecek.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili kademeli ceza sistemi getirilecek. Örgütle direkt bağı olanlar, tazminatsız işten atılıp haklarında soruşturma başlatılacak.
Sempatizanlarla ilgili ise tenzili rütbe uygulanacak. Örneğin genel müdürken, en alt düzeyde memur yapılacak. Karşı dava açma hakkı olamayacak.
FETÖ ile ilgili dernek, vakıf ve okulların kapatılması için düzenleme yapılacak.
Darbecilerle ilgili soruşturma tamamlanana kadar mallarına tedbir konulacak.
Askeri okullara önlem
Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması planlanıyor. Ancak bunun kanun hükmünde kararname ile yapılıp yapılamayacağı araştırılıyor. İkinci aşamada bu okulların kapatılması düşünülüyor.
Jandarma, genel müdürlük olacak ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı olmaya devam edecek.
Gözaltı süresi ilk etapta 7 gün olacak, sonra gerek görülmesi durumunda artırılacak.
Darbeciler, özel duruşma salonlarında yargılanacak. Çok sayıda hâkim ve savcı görevlendirilecek.
Yurtdışında kulis
Uluslararası arenada kampanya başlatılacak. TBMM de bu kampanyaya dahil edilerek, darbe girişimi anlatılacak. Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ABD’ye gidecek, Fetullah Gülen konusunda muhatapları ile görüşecek.
OHAL’in belirlenen amaç dışında kullanılmayacağına ilişkin iç ve dış kamuoyuna güvence verilecek.
Bu arada Bakanlar Kurulu toplantısında “İnsanlar öldü, yaralandı. Tazminat davası açacaklar.
Tazminatları darbecilerden alınmasını sağlayalım” diyen bakanlar oldu.
Bülent Arınç: Bana ahmak diyebilirsiniz, O gece öğrendim
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak Twitter üzerinden değerledirmelerde bulundu. 5 bölümlük bir video halinde yapılan açıklamada Arınç, "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" dedi.
Bülent Arınç'ın açıklamaları şöyle:
"Olayın ilk saatlerinden itibaren halkımızı uyaran Cumhurbaşkanımız bu olayı Fethullahçı terör örgütü tarafından yapıldığını söyledi. Başbakanımız da bunu çoğu kez tekrarladı.
Onlarca insanımız öldü, onlarca kurumumuz bombalandı. Bunları gördükten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine aynen katılıyorum.
Bu silahlı darbe girşimini yapan ekibin Fethullahçı silahlı terör örgütü olduğuna karşı herhangi bir tereddüte mahal yok.
Ben hükümetin içinde ve MGK üyesi olarak da bu yapıyla mücadele eden insanlardan birisiyim. Bu yüzden kimse beni paralel devlet yapılanması ile ilgili irtibatlı, onları savunan bir kişi olarak görmesin.
Ancak silahlı terör örgütü lafı bir iddianaemyle kanıtlanmalı, eyte kemiğe bürünmeli diye düşünmüştüm. Bugün yaşadığımız silahlı darbe girişiminin içinde Fethullah Gülen'le irtibatlı, onun emir ve direktifleriyle bunu yaptıklarını söyleyen insanlar vardır.
Şunu açıkca söylüyorum, bunu ben darbe gecesi öğrenmiş olmakla, 'yahu ne kadar ahmakmışsın, bunu herkes söylüyordu' diyebilirler. Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olması, o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim ama sayın Cumhurbaşkanımız da o gece öğrendi. Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi. Onların bilmediklerini ben nasıl bilebilirim?
Darbe girişimi rezil oldu, başındaki sonundaki hepsi yargının önüne çıkacak hale geldi. Darbeyi yapan sadece FETÖ’ye bağlı askerler mi? Başka bir tartışma, farklı bir koalisyon yapıldığını da söylüyor. Kimse bu alçaklar, FETÖ mensuplarıyla başka koalisyon yaptıkları güçlerle aydınlatılmalı." cnntürk
Bülent Arınç'ın açıklamaları şöyle:
"Olayın ilk saatlerinden itibaren halkımızı uyaran Cumhurbaşkanımız bu olayı Fethullahçı terör örgütü tarafından yapıldığını söyledi. Başbakanımız da bunu çoğu kez tekrarladı.
Onlarca insanımız öldü, onlarca kurumumuz bombalandı. Bunları gördükten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine aynen katılıyorum.
Bu silahlı darbe girşimini yapan ekibin Fethullahçı silahlı terör örgütü olduğuna karşı herhangi bir tereddüte mahal yok.
Ben hükümetin içinde ve MGK üyesi olarak da bu yapıyla mücadele eden insanlardan birisiyim. Bu yüzden kimse beni paralel devlet yapılanması ile ilgili irtibatlı, onları savunan bir kişi olarak görmesin.
Ancak silahlı terör örgütü lafı bir iddianaemyle kanıtlanmalı, eyte kemiğe bürünmeli diye düşünmüştüm. Bugün yaşadığımız silahlı darbe girişiminin içinde Fethullah Gülen'le irtibatlı, onun emir ve direktifleriyle bunu yaptıklarını söyleyen insanlar vardır.
Şunu açıkca söylüyorum, bunu ben darbe gecesi öğrenmiş olmakla, 'yahu ne kadar ahmakmışsın, bunu herkes söylüyordu' diyebilirler. Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olması, o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim ama sayın Cumhurbaşkanımız da o gece öğrendi. Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi. Onların bilmediklerini ben nasıl bilebilirim?
Darbe girişimi rezil oldu, başındaki sonundaki hepsi yargının önüne çıkacak hale geldi. Darbeyi yapan sadece FETÖ’ye bağlı askerler mi? Başka bir tartışma, farklı bir koalisyon yapıldığını da söylüyor. Kimse bu alçaklar, FETÖ mensuplarıyla başka koalisyon yaptıkları güçlerle aydınlatılmalı." cnntürk
Fethullah Gülen’in doğduğu ev yakılmak istendi
ABD'de ikamet eden FETÖ lideri Fethullah Gülen'in Erzurum'un Pasinler ilçesindeki evi yakılmak istendi.
ABD’de yaşayan ve darbe girişimini yaptırmakla suçlanan Fethullah Gülen’in doğduğu Pasinler ilçesine bağlı Korucuk Köyü’ndeki evi yakılmak istendi. Köylüler evin, 18 Temmuz gecesi ateşe verilmek istendiğini söyledi. “Bu ev yansaydı, tüm köy yanardı” diyen köylüler “Korku ile yaşıyoruz” dedi.
35 hane ve 250 nüfuslu Korucuk Köyü muhtarı Hulkettin Kızıltunç “Biz devletimizin, milletimizin yanındayız. Bize terörist gözü ile bakılıyor. Devlet hizmet getirmiyor. Can güvenliğimiz yok” diye konuştu.
CAMİNİN ADI DEĞİŞTİ
Bu arada Erzurum’un Palandöken ilçesinde Fethullah Gülen’in babası Ramiz Efendi’nin ismini taşıyan caminin adı da değiştirildi. Palandöken Müftülüğü’nün internet sitesinden, caminin adının Sultan Alparslan Camii yapıldığı belirtildi. Palandöken Müftüsü Sıtkı Beydilli de görevinden alındı. (DHA)
ABD’de yaşayan ve darbe girişimini yaptırmakla suçlanan Fethullah Gülen’in doğduğu Pasinler ilçesine bağlı Korucuk Köyü’ndeki evi yakılmak istendi. Köylüler evin, 18 Temmuz gecesi ateşe verilmek istendiğini söyledi. “Bu ev yansaydı, tüm köy yanardı” diyen köylüler “Korku ile yaşıyoruz” dedi.
35 hane ve 250 nüfuslu Korucuk Köyü muhtarı Hulkettin Kızıltunç “Biz devletimizin, milletimizin yanındayız. Bize terörist gözü ile bakılıyor. Devlet hizmet getirmiyor. Can güvenliğimiz yok” diye konuştu.
CAMİNİN ADI DEĞİŞTİ
Bu arada Erzurum’un Palandöken ilçesinde Fethullah Gülen’in babası Ramiz Efendi’nin ismini taşıyan caminin adı da değiştirildi. Palandöken Müftülüğü’nün internet sitesinden, caminin adının Sultan Alparslan Camii yapıldığı belirtildi. Palandöken Müftüsü Sıtkı Beydilli de görevinden alındı. (DHA)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)