Lojistik yönetimini uçtan uca dijitalleştiren TIRPORT, yeni hizmeti “SSL Link” ile yük sahiplerine nakliye süreçlerinin her aşamasını cep telefonlarından canlı olarak adım adım izleme imkanı veriyor.
dolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dolar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
25 Aralık 2019 Çarşamba
4 Ekim 2019 Cuma
28 Nisan 2019 Pazar
E-SMM (e-Serbest Meslek Makbuzu) Nedir?
Kolaysoft Teknoloji Pazarlama Koordinatörü Umut Gökbulut : Dijital medyada devamlı bahsedilen, serbest meslek erbablarının dilinde ve serbest meslek erbablarının bağlı bulunduğu STK’lar aracılığıyla ne olduğundan ziyade, uygulamanın nasıl olacağına dair seminerlerin düzenlendiği “e-smm (e-serbest meslek makbuzu) uygulaması nedir” sorusunu birlikte cevaplayalım. 300 bine yakın meslek erbabının geçeceği tahmin edilen e-smm (e-serbest meslek makbuzu) hakkında Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in tanımını yapalım. Serbest meslek erbapları tarafından mesleki faaliyetlerine ilişkin tahsilatları için düzenlenen serbest meslek makbuzunun, elektronik ortamda izlenebilmesi amacıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 236.ncı maddesine göre hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “serbest meslek makbuzu”nun, elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, muhatabının talebi doğrultusunda elektronik veya kağıt ortamda iletilebilmesi, elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilebilmesi ve Başkanlığa elektronik ortamda raporlanabilmesine ilişkin düzenlemeler bu maddenin konusunu oluşturmaktadır. Bu tebliğde düzenlenen e-Serbest Meslek Makbuzu, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt serbest meslek makbuzu ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in tanımını özetleyecek olursak e-smm yeni bir belge değildir. Kağıt ortamdaki smm ile aynı hukuki geçerliliğe sahip bir belgedir. E-smm makbuzunu kimler kullanacaktır. GİB, serbest meslek erbabı olup, hukuk, muhasebe, denetim, tıp, mimar, mühendislik vb. alanlarında, vekil, danışman, müşavir, denetçi, bilirkişi, arabulucu, aracı, tabip, mimar, mühendis vb. adlar altında serbest meslek faaliyetinde bulunanların e-smm mükellefiyeti taşıdıklarını belirtmiştir.
6 Mart 2019 Çarşamba
Uçtan Uca Marka ve Turquality Uzmanlık ve Vizyon Programı başladı.
Devlet Eski Bakanı Kürşat Tüzmen, “Şirketlerin kilogram başına ihracatı 1,38 - 1,5 dolar civarında iken, Turquality alan işletmelerde kilogram başına ihracat 4 – 4.5 dolar arasında değişiyor. Turquality alan işletmeler, kilogram başına ihracatını 3 kat artırdı. Bizim, ihracat rakamlarını yükseltmekten başta, ihracattan başka sansımız yok. Başka çıkış yok” dedi.
21 Şubat 2019 Perşembe
Milli Piyango İdaresi çalışma saatleri 2019
Milli Piyango İdaresi sabah 08:30'da açılır ve akşam kapanış saati olan 17:00’a kadar devam eder. Milli Piyango İdaresi, bir saat öğle molası vermektedir. Milli Piyango İdaresi hafta sonu Cumartesi ve Pazar günleri hizmet vermemektedir. Milli Piyango İdaresi ayrıca Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı ile 1 Mayıs, 19 Mayıs, 23 Nisan, 15 Temmuz, 30 Ağustos, 29 Ekim, 1 Ocak ve Arefe günlerinde hizmet vermez.
10 Ocak 2019 Perşembe
ParamKart ve TIRPORT’dan dev işbirliği
Elektronik para ve ödeme sistemlerinin öncü kuruluşu Turk Para ve lojistik yönetiminin parlayan teknoloji şirketi TIRPORT, 2019’a önemli bir işbirliğini duyurarak girdiler.
8 Mart 2018 Perşembe
Küçük otellerin 2018 hedefi 5 milyon turist
Küçük oteller 2018’de, 5 milyona yakın yerli ve yabancı turisti ağırlayıp, 3 milyar dolara yakın turizm geliri elde etmeyi hedefliyor.
Küçük otellere yerli misafirlerin yanı sıra Avrupa, Uzakdoğu, Rusya ve Ortadoğu ülkelerinden talebin olacağını kaydeden Küçük Oteller Sitesi kurucusu İzim Bozada, şunları söyledi:
“Küçük otellerde yaz sezonunda özellikle haftasonları yer bulma sıkıntısı yaşandığından, geçtiğimiz yıla oranla bu yıl, erken rezervasyonlarda bir artış gözleniyor. Yerli misafirlerin yanı sıra, Almanya, İngiltere, Çin, Hindistan, İran ve Rusya’dan yoğun bir ilgi bekleniyor. Nitekim özellikle Çin büyüyecek bir pazar olarak görülürken, Hindistan acentalarının ve bireysel rezervasyon taleplerinde artışlar yaşanıyor. Küçük oteller bu yıl, ağırlıklı yerli misafirler olmak üzere 5 milyona yakın turisti ağırlayıp, 3 milyar dolara yakın turizm geliri elde edecektir. Ülkemizde yaklaşık 60 bin yatağı temsil eden 1600’e yakın Küçük ve Butik Otellerin, turizm gelirlerindeki payı %12 civarlarına ulaştı” dedi.
Oteller, tanıtımda rotayı Uzakdoğu ve Ortadoğu pazarlarına çevirdi
İç pazarın yanı sıra, yurtdışındaki hedef ülkelerde tanıtım ve pazarlama çalışmalarına devam edildiğini anlatan İzim Bozada, şunları kaydetti:
“Küçük Oteller'in tanıtım ve pazarlama çalışmalarında, 2015 yılının öncesinde Avrupa ve Amerika pazarlarına ağırlık veriyorduk. 2015 yılından sonra bu pazarlardan beklenen dönüş alınmadığı için rotayı Uzakdoğu ve Ortadoğu pazarlarına çevirdik. Hedef pazarlarımız arasında, Çin, Hindistan, Kore, Japonya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeleri sıralayabiliriz. Tanıtım ve pazarlama adına yapılan çalışmalar değerlidir ve kısa zamanda meyvelerini almaya başlarsınız” diye konuştu.
Küçük otel yatırımları hız kesmiyor
Hayallerini ertelemek istemeyen muazzam bir girişimci kitlesinin olduğunu ifade eden İzim Bozada, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde, hayallerini ertelemek istemeyen muazzam bir girişimci kitlesi gözlemliyorum. Yeni yapılan oteller ağırlıklı olarak, Assos, Ayvalık Cunda, Çeşme, Datça, Kaş, Çıralı, Kapadokya ve Fethiye bölgelerinde yoğunlaşıyor. Ege ve Akdeniz bölgelerinin yanı sıra, son dönemlerde Artvin ve Rize’nin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Yerli yatırımcıların yanı sıra, son yıllarda Ortadoğu ve Uzakdoğu’dan yabancı yatırımcıların da ülkemize ilgisi var. İstanbul, Bolu ve Bursa bölgeleri ile Karadeniz yaylarına yabancı yatırımcıların ilgisi yüksek” şeklinde konuştu.
Ülkemizdeki 1600 otelin bölgesel dağılımı
Ege: %52.5
Marmara: %20
Akdeniz: %15
Karadeniz: %5
İç Anadolu: %5
Güneydoğu Anadolu: %2
Doğu Anadolu: %0.5
Small Hotels of Turkey - www.smallhotels.com.t r
The Small Hotels of the World - www.thesmallhotels.com
Küçük otellere yerli misafirlerin yanı sıra Avrupa, Uzakdoğu, Rusya ve Ortadoğu ülkelerinden talebin olacağını kaydeden Küçük Oteller Sitesi kurucusu İzim Bozada, şunları söyledi:
“Küçük otellerde yaz sezonunda özellikle haftasonları yer bulma sıkıntısı yaşandığından, geçtiğimiz yıla oranla bu yıl, erken rezervasyonlarda bir artış gözleniyor. Yerli misafirlerin yanı sıra, Almanya, İngiltere, Çin, Hindistan, İran ve Rusya’dan yoğun bir ilgi bekleniyor. Nitekim özellikle Çin büyüyecek bir pazar olarak görülürken, Hindistan acentalarının ve bireysel rezervasyon taleplerinde artışlar yaşanıyor. Küçük oteller bu yıl, ağırlıklı yerli misafirler olmak üzere 5 milyona yakın turisti ağırlayıp, 3 milyar dolara yakın turizm geliri elde edecektir. Ülkemizde yaklaşık 60 bin yatağı temsil eden 1600’e yakın Küçük ve Butik Otellerin, turizm gelirlerindeki payı %12 civarlarına ulaştı” dedi.
Oteller, tanıtımda rotayı Uzakdoğu ve Ortadoğu pazarlarına çevirdi
İç pazarın yanı sıra, yurtdışındaki hedef ülkelerde tanıtım ve pazarlama çalışmalarına devam edildiğini anlatan İzim Bozada, şunları kaydetti:
“Küçük Oteller'in tanıtım ve pazarlama çalışmalarında, 2015 yılının öncesinde Avrupa ve Amerika pazarlarına ağırlık veriyorduk. 2015 yılından sonra bu pazarlardan beklenen dönüş alınmadığı için rotayı Uzakdoğu ve Ortadoğu pazarlarına çevirdik. Hedef pazarlarımız arasında, Çin, Hindistan, Kore, Japonya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeleri sıralayabiliriz. Tanıtım ve pazarlama adına yapılan çalışmalar değerlidir ve kısa zamanda meyvelerini almaya başlarsınız” diye konuştu.
Küçük otel yatırımları hız kesmiyor
Hayallerini ertelemek istemeyen muazzam bir girişimci kitlesinin olduğunu ifade eden İzim Bozada, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde, hayallerini ertelemek istemeyen muazzam bir girişimci kitlesi gözlemliyorum. Yeni yapılan oteller ağırlıklı olarak, Assos, Ayvalık Cunda, Çeşme, Datça, Kaş, Çıralı, Kapadokya ve Fethiye bölgelerinde yoğunlaşıyor. Ege ve Akdeniz bölgelerinin yanı sıra, son dönemlerde Artvin ve Rize’nin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Yerli yatırımcıların yanı sıra, son yıllarda Ortadoğu ve Uzakdoğu’dan yabancı yatırımcıların da ülkemize ilgisi var. İstanbul, Bolu ve Bursa bölgeleri ile Karadeniz yaylarına yabancı yatırımcıların ilgisi yüksek” şeklinde konuştu.
Ülkemizdeki 1600 otelin bölgesel dağılımı
Ege: %52.5
Marmara: %20
Akdeniz: %15
Karadeniz: %5
İç Anadolu: %5
Güneydoğu Anadolu: %2
Doğu Anadolu: %0.5
Small Hotels of Turkey - www.smallhotels.com.t
The Small Hotels of the World - www.thesmallhotels.com
14 Mayıs 2017 Pazar
Donald Trump’ın satışa çıkardığı 28 milyon dolarlık evi
ABD Başkanı Donald Trump, 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satışa çıkardı.
ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler’deki lüks malikanesini satışa çıkardı.
Trump, Le Château des Palmiers adlı malikaneyi 2013 yılında satın almıştı.
Beş dönümlük arazide ana ev ve misafir evi olmak üzere iki ev ve toplam 11 yatak odası bulunuyor.
Trump, 2013 yılında 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satıyor.
Trump bu malikanede hiç oturmadı, sadece kiraya verdi.
Başkanın kiralamadan yılsa 100 bin dolar ile bir milyon dolar arasında gelir elde ettiği öğrenildi.
İşte Trump’ın satışa çıkardığı malikanesinin fotoğrafları…
ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler’deki lüks malikanesini satışa çıkardı.
Trump, Le Château des Palmiers adlı malikaneyi 2013 yılında satın almıştı.
Beş dönümlük arazide ana ev ve misafir evi olmak üzere iki ev ve toplam 11 yatak odası bulunuyor.
Trump, 2013 yılında 20 milyon dolara satın aldığı malikanesini 28 milyon dolara satıyor.
Trump bu malikanede hiç oturmadı, sadece kiraya verdi.
Başkanın kiralamadan yılsa 100 bin dolar ile bir milyon dolar arasında gelir elde ettiği öğrenildi.
İşte Trump’ın satışa çıkardığı malikanesinin fotoğrafları…
1 Ocak 2017 Pazar
Elektrik kesintileri 60 milyon dolara mal oldu
2016'nın son haftasında meydana gelen ve kimi organize sanayi bölgelerinde de devam eden elektrik kesintileri, otomotiv yan sanayisinde 120'ye yakın fabrikada üretimi durdurdu. Sadece bu fabrikalardaki zararın iki günde 60 milyon doları aştığı belirtildi.
İstanbul ve çevresinde geçtiğimiz hafta başlayan elektrik kesintileri otomotiv yan sanayinde 120'ye yakın fabrikada üretimi durma noktasına getirdi. Sadece bu fabrikalardaki zarar 2 günde 60 milyon doları aştı. Dünya gazetesinden Aysel Yücel'in haberine göre, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (Taysad) Başkanı Alper Kanca, “5 dolarlık parçayı gönderemediğimiz için 20 bin dolarlık araba üretilemiyor” dedi.
Kanca, tüm sektörler dahil edildiğinde bine yakın fabrikanın bu elektirik kesintilerinden etkilendiğini ve zararın çok büyük olduğunu dile getirdi. Alpar Kanca şöyle konuştu:
“Gebze ve civarındaki bütün organize sanayiler bu kesintilerden etkilendi. Burada Türkiye'nin en büyüklerinin de olduğu 13 organize sanayi bölgesi var. İlaç şirketi de var, Siemens de var. Bunun gibi çok sayıda büyük firma var. Bunların içerisindeki TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'de 80 fabrikada kesintiler nedeniyle üretim durdu. Bu OSB'nin dışında yakın bölgedeki otomotiv yan sanayi fabrikalarını da sayarsak sayı 120'ye çıkıyor. Fabrikalarımızda 10 binlerce işçi çalışıyor. Burada Toyota ve Tofaş gibi otomotiv devlerinin tedarikçileri var. Otomotivde ana sanayi maliyetleri düşürmek için bizi stoksuz çalışmaya zorluyor. Sadece bizim organize sanayi bölgemizde iki günlük zarar 40 milyona dolara yaklaştı yaklaştı. Bizim organize sanayimizde günlük 10 milyon dolar ihracat var. Günlük 10 milyon dolar da yurt içinde satış var. Yani günlük kayıp 20 milyon dolar. Diğer yan sanayi firmalarını da eklediğiniz zaman bu rakam çok daha yukarılara çıkıyor. Ancak siz mesela 5 dolarlık bir parçayı yollamadığınız zaman üretemediğiniz bir arabanın değeri en az 20 bin dolar.”
Dünyanın her yerinde kesintilerin olabilidiğini ancak bunun nasıl yönetildiğinin önemli olduğunu vurgulayan Kanca, “TEAŞ, BEDAŞ, Enerji Bakanlığı buradaki arızaya baktıkları zaman bir tahminde bulunmaları gerekiyor. Bu tahminden sonra bilgi verilebilir. 'Bizim bu problemi çözmemiz en az iki günü alır. Ona göre tedbir alın' denilebilir mesela, biz de ona göre planımızı yaparız. Bu yapılmadı maalesef. Akşam elektrik geliyor. Sabah insanları buraya getiriyoruz, İçeri giriyorlar yine elektrikler gidiyor” dedi. cnntürk
İstanbul ve çevresinde geçtiğimiz hafta başlayan elektrik kesintileri otomotiv yan sanayinde 120'ye yakın fabrikada üretimi durma noktasına getirdi. Sadece bu fabrikalardaki zarar 2 günde 60 milyon doları aştı. Dünya gazetesinden Aysel Yücel'in haberine göre, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (Taysad) Başkanı Alper Kanca, “5 dolarlık parçayı gönderemediğimiz için 20 bin dolarlık araba üretilemiyor” dedi.
Kanca, tüm sektörler dahil edildiğinde bine yakın fabrikanın bu elektirik kesintilerinden etkilendiğini ve zararın çok büyük olduğunu dile getirdi. Alpar Kanca şöyle konuştu:
“Gebze ve civarındaki bütün organize sanayiler bu kesintilerden etkilendi. Burada Türkiye'nin en büyüklerinin de olduğu 13 organize sanayi bölgesi var. İlaç şirketi de var, Siemens de var. Bunun gibi çok sayıda büyük firma var. Bunların içerisindeki TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'de 80 fabrikada kesintiler nedeniyle üretim durdu. Bu OSB'nin dışında yakın bölgedeki otomotiv yan sanayi fabrikalarını da sayarsak sayı 120'ye çıkıyor. Fabrikalarımızda 10 binlerce işçi çalışıyor. Burada Toyota ve Tofaş gibi otomotiv devlerinin tedarikçileri var. Otomotivde ana sanayi maliyetleri düşürmek için bizi stoksuz çalışmaya zorluyor. Sadece bizim organize sanayi bölgemizde iki günlük zarar 40 milyona dolara yaklaştı yaklaştı. Bizim organize sanayimizde günlük 10 milyon dolar ihracat var. Günlük 10 milyon dolar da yurt içinde satış var. Yani günlük kayıp 20 milyon dolar. Diğer yan sanayi firmalarını da eklediğiniz zaman bu rakam çok daha yukarılara çıkıyor. Ancak siz mesela 5 dolarlık bir parçayı yollamadığınız zaman üretemediğiniz bir arabanın değeri en az 20 bin dolar.”
Dünyanın her yerinde kesintilerin olabilidiğini ancak bunun nasıl yönetildiğinin önemli olduğunu vurgulayan Kanca, “TEAŞ, BEDAŞ, Enerji Bakanlığı buradaki arızaya baktıkları zaman bir tahminde bulunmaları gerekiyor. Bu tahminden sonra bilgi verilebilir. 'Bizim bu problemi çözmemiz en az iki günü alır. Ona göre tedbir alın' denilebilir mesela, biz de ona göre planımızı yaparız. Bu yapılmadı maalesef. Akşam elektrik geliyor. Sabah insanları buraya getiriyoruz, İçeri giriyorlar yine elektrikler gidiyor” dedi. cnntürk
13 Aralık 2016 Salı
Konut alacakların dikkatine! Ev fiyatları düşüşe geçti
İstanbul’da özellikle kentsel dönüşüm etkisi ile yoğun inşaat çalışmaları yapılan yerlerde ve lüks konut bölgelerinde konut satış ve kira fiyatları düşüşe geçti.
Konut sayısı talep edilenin üstünde olunca fiyatlar yüzde 20’yi aşan oranda geriledi. Birkaç yıl öncesinde kiralık ev bulunamayan yerlerde şimdi evler boş. Uzmanlar fiyatlarındaki düşüşü 2 nedene bağlıyor.
Birincisi; kentsel dönüşüm başlayınca insanlar evlerini bırakıp geçici ev aradı. Bir anda talep arzın önüne geçince fiyatlar tırmandı. Şimdilerde vatandaş biten evine geçince geçici evler boşaldı. Hürriyet Gazetesi'nden Gülistan Alagöz'ün haberine, bir de dönüşüm projelerinde müteahhidin payına düşen evler piyasaya çıktı. Yüzlerce proje aynı aynda bitince bu defa arz talebin çok önüne geçti. Fiyat düşüşündeki ikinci neden olarak da suni artışlar gösteriliyor. Yani fiyatlandırma hatası yapıp gereğinden pahalıya satılmaya çalışılan projeler şimdi mecburen makul seviyelere çekiliyor.Finansman sorunu çeken orta ve küçük ölçekli firmalar fiyatları düşürürken markalı konut projeleri üreten firmalarda indirim ve uzun vadelerle önünü açmaya çalışıyor.
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ömer Faruk Çelik konut pazarında arz talep dengesinin bozulduğuna dikkat çekti. Çelik, “Fikirtepe, Bağdat Caddesi gibi yerlerde arz talep dengesine bakılmaksızın fütursuzca üretim yapıldı. Dönüşüm müteahhidin kazandığı, para eden ilçelerde yoğunlaştı. Model böyle olunca belli yerlerde ihtiyaç fazlası konut birikti. Bunu satamayan müteahhit de fiyatlarını geri çekmek zorunda kaldı. Bankacılık sektörünün inşaata bakışı ortada. Satış sorunu çeken şirketler itibarını korumak ve banka borcunu ödemek için fiyat düşürdü. Burada asıl sorun yapılan iş modelinde. Anadolu yakasını örnek veriyoruz ama İstanbul’ün tümü hatta Ankara ve İzmir için de aynı sonuç bizi bekliyor. Türkiye’de yıllık ortalama 600 bin konut ihtiyacı var. Müteahhitler bunu yapıyor. Ama şimdi 200-300 bin de dönüşümden ilave geliyor. Pazarda ihtiyaç fazlası ürün birikiyor. Ürün geliyor ama vatandaşın alım gücü artmıyor. Arz artıyor, ihtiyacı olan vatandaş evden uzaklaşıyor” diye konuştu.
Anadolu yakası düşüşte
Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Melih Tavukçuoğlu’na göre Anadolu yakasında fiyatını yüzde 35 düşüren müteahhit de var. Avrupa yakasına kıyasla Anadolu yakasında fiyat düşüşlerinin daha etkili olduğunu belirten Tavukçuoğlu, “Nerede son yıllarda fazla ev yapıldıysa fiyatlar bugünlerde orada düşüşe geçti. Anadolu yakasında orta ve küçük ölçekli çok firma dönüşüme girdi. Sadece Kadıköy’de 2 yılda 2 bin ruhsat alındı. Bu en az 10 bin yeni ev demek. Ülkedeki gelişmeler, ekonomik durum, sınırımızda olanlar, moral bozukluları hepsi bir araya gelince talep düşüyor. Kadıköy’ün geneli, Sancaktepe, Ataşehir’in bir bölümü, Kartal ve Maltepe’da düşüşler var. Kimi yerde yüzde 5 kiminde yüzde 35” dedi. İstanbul’da kentsel dönüşümün en yoğun olduğu bölgelerin başında Kadıköy geliyor. Şantiye alanına dönen bölgede 1000’den fazla şantiye de çalışma sürüyor. Bölgede konut ve satış fiyatları ise bu yıl gerilemeye başladı. Bağdat Caddesi’nde faaliyet gösteren Remax Türkiye ofisi sahibi Savaş Kurtbaş, “Projeler peş peşe bitti. Evler aynı anda piyasaya çıktı. Geçen yıl 150 metrekare bir evi çok rahat 5 bin liraya kiraya verirdik şimdi 3 bin 500 lira ve ev boş. Geçen yıl metrekare fiyatı 5 bin dolar olan ev şimdi 3 bin 500- 4 bin dolar. Bölge genelinde hem satış hem kirada yüzde 20-25 düşüş var” dedi. Era Gayrimenkul Türkiye Genel Koordinatörü Mustafa Baygan ise hatalı fiyatlandırma yapan müteahhitlerin bugün sorun yaşadığını söyledi. Baygan, “Fiyatlar şimdi törpüleniyor. Çünkü bölge bazında ciddi şişmeler vardı. Bağdat Caddesi’nde geçen yıl 3+1 bir yeni ev için 2 milyon dolar diyen bugün 1.5 milyon TL diyor. Doğu fiyatla çıkan projelerde satış sorunu yok” diye konuştu.
Kiracı aranıyor!
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa ise İstanbul genelinde kiraların düştüğünü söyledi. Tüm emlak ofislerinin elinde kiracı bekleyen ev olduğunu belirten Aşa, “Geçen yıl ev bulunamıyor diyorduk şimdi emlak ofisleri kiracı bulamıyor diye ev sahibine evini geri veriyor” dedi. Geçtiğimiz yıllarda hem dönüşüm hem de Suriyelilerin etkisi ile ciddi bir talep olduğunu belirten Aşa, şimdilerde hem talebin düştüğünü hem de arzın arttığını ifade etti. Kira rakamlarının yüzde 20-25 düştüğünü belirten Aşa, satışta ise lüks konutlarda sorun olduğunu söyledi. Alt ve orta gelirli için konut ihtiyacının sürdüğünü belirten Aşa, “Merkezi lokasyonda milyon dolarları anlıyoruz. Ama şehrin dışındaki ilçelerde de evlerin metrekare fiyatı 4-5 bini buldu. İnsanlar işine 2 saat uzakta yaşayıp bu fiyatı ödemek istemiyor. Son aylarda satışlar düşünce inşaat şirketleri ciddi kampanyalara başladı” dedi.
1 milyon liraüstü sorunlu
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı konut alımının moralle ilişkisine dikkat çekti. Son aylarda vatandaşların harcamalarında kesintiye gittiğini belirten Yazıcı, “İstanbul’da yüzde 18’i bulan fiyat düşüş var. Bazı bölgelerde fiyatlar gerçekten çok şişmişti. Arz talep makası da açıldı. Özellikle 1 milyon lira üstü evlerde problem ciddi. Ama erişilebilir konutta sorun yok. En büyük kriz döneminde dahi bu kesimde alışveriş oluyor” dedi.
Sorunun lüks konutta olduğunu belirten Coldwell Banker Broker’ı Burak Özmutafoğlu, “Bahçeşehir bölgesinde faaliyet gösteriyoruz. Bölgede milyonluk villa tipi konutlarda yüzde 10’luk bir fiyat gerilemesi var. Ancak daha makul fiyatlarda gerileme yok. Kira piyasası ise kötü. Nedeni ise arz fazlası. Sadece Kiptaş bölgede 4 bin ev yaptı ve bunların büyük kısmını satmak ya da kiralamak için yatırımcı grup aldı. Şimdi o evler müşteri bekliyor. Kiralar için yüzde 20’lik düşüşten bahsetmek mümkün” dedi. Sanayi ve fabrika binalarının rezidanslara dönüştüğü Basın Ekspres ve Güneşli bölgesinde de benzer bir tablo var. Hem kira hem de konut fiyatlarında 6 aydır gerileme olduğunu belirten Altın Emlak Broker’ı Mehmet Tatar, “Markalı büyük projeler var ve onlarda fiyat düşmüyor. Ama tek, 2 blok yapan firmalarda durum farklı. 3 ay önce evine 420 bin isteyen şimdi 360 bine razı. Yine bir dükkan kirası için 45 bin isteyen müşterim 30 bine düştü. Fiyatlar olması gerek yere geldi çünkü fazla şişmişti. Kriz fiyatları terbiye etti” dedi.
Konut sayısı talep edilenin üstünde olunca fiyatlar yüzde 20’yi aşan oranda geriledi. Birkaç yıl öncesinde kiralık ev bulunamayan yerlerde şimdi evler boş. Uzmanlar fiyatlarındaki düşüşü 2 nedene bağlıyor.
Birincisi; kentsel dönüşüm başlayınca insanlar evlerini bırakıp geçici ev aradı. Bir anda talep arzın önüne geçince fiyatlar tırmandı. Şimdilerde vatandaş biten evine geçince geçici evler boşaldı. Hürriyet Gazetesi'nden Gülistan Alagöz'ün haberine, bir de dönüşüm projelerinde müteahhidin payına düşen evler piyasaya çıktı. Yüzlerce proje aynı aynda bitince bu defa arz talebin çok önüne geçti. Fiyat düşüşündeki ikinci neden olarak da suni artışlar gösteriliyor. Yani fiyatlandırma hatası yapıp gereğinden pahalıya satılmaya çalışılan projeler şimdi mecburen makul seviyelere çekiliyor.Finansman sorunu çeken orta ve küçük ölçekli firmalar fiyatları düşürürken markalı konut projeleri üreten firmalarda indirim ve uzun vadelerle önünü açmaya çalışıyor.
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ömer Faruk Çelik konut pazarında arz talep dengesinin bozulduğuna dikkat çekti. Çelik, “Fikirtepe, Bağdat Caddesi gibi yerlerde arz talep dengesine bakılmaksızın fütursuzca üretim yapıldı. Dönüşüm müteahhidin kazandığı, para eden ilçelerde yoğunlaştı. Model böyle olunca belli yerlerde ihtiyaç fazlası konut birikti. Bunu satamayan müteahhit de fiyatlarını geri çekmek zorunda kaldı. Bankacılık sektörünün inşaata bakışı ortada. Satış sorunu çeken şirketler itibarını korumak ve banka borcunu ödemek için fiyat düşürdü. Burada asıl sorun yapılan iş modelinde. Anadolu yakasını örnek veriyoruz ama İstanbul’ün tümü hatta Ankara ve İzmir için de aynı sonuç bizi bekliyor. Türkiye’de yıllık ortalama 600 bin konut ihtiyacı var. Müteahhitler bunu yapıyor. Ama şimdi 200-300 bin de dönüşümden ilave geliyor. Pazarda ihtiyaç fazlası ürün birikiyor. Ürün geliyor ama vatandaşın alım gücü artmıyor. Arz artıyor, ihtiyacı olan vatandaş evden uzaklaşıyor” diye konuştu.
Anadolu yakası düşüşte
Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Melih Tavukçuoğlu’na göre Anadolu yakasında fiyatını yüzde 35 düşüren müteahhit de var. Avrupa yakasına kıyasla Anadolu yakasında fiyat düşüşlerinin daha etkili olduğunu belirten Tavukçuoğlu, “Nerede son yıllarda fazla ev yapıldıysa fiyatlar bugünlerde orada düşüşe geçti. Anadolu yakasında orta ve küçük ölçekli çok firma dönüşüme girdi. Sadece Kadıköy’de 2 yılda 2 bin ruhsat alındı. Bu en az 10 bin yeni ev demek. Ülkedeki gelişmeler, ekonomik durum, sınırımızda olanlar, moral bozukluları hepsi bir araya gelince talep düşüyor. Kadıköy’ün geneli, Sancaktepe, Ataşehir’in bir bölümü, Kartal ve Maltepe’da düşüşler var. Kimi yerde yüzde 5 kiminde yüzde 35” dedi. İstanbul’da kentsel dönüşümün en yoğun olduğu bölgelerin başında Kadıköy geliyor. Şantiye alanına dönen bölgede 1000’den fazla şantiye de çalışma sürüyor. Bölgede konut ve satış fiyatları ise bu yıl gerilemeye başladı. Bağdat Caddesi’nde faaliyet gösteren Remax Türkiye ofisi sahibi Savaş Kurtbaş, “Projeler peş peşe bitti. Evler aynı anda piyasaya çıktı. Geçen yıl 150 metrekare bir evi çok rahat 5 bin liraya kiraya verirdik şimdi 3 bin 500 lira ve ev boş. Geçen yıl metrekare fiyatı 5 bin dolar olan ev şimdi 3 bin 500- 4 bin dolar. Bölge genelinde hem satış hem kirada yüzde 20-25 düşüş var” dedi. Era Gayrimenkul Türkiye Genel Koordinatörü Mustafa Baygan ise hatalı fiyatlandırma yapan müteahhitlerin bugün sorun yaşadığını söyledi. Baygan, “Fiyatlar şimdi törpüleniyor. Çünkü bölge bazında ciddi şişmeler vardı. Bağdat Caddesi’nde geçen yıl 3+1 bir yeni ev için 2 milyon dolar diyen bugün 1.5 milyon TL diyor. Doğu fiyatla çıkan projelerde satış sorunu yok” diye konuştu.
Kiracı aranıyor!
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa ise İstanbul genelinde kiraların düştüğünü söyledi. Tüm emlak ofislerinin elinde kiracı bekleyen ev olduğunu belirten Aşa, “Geçen yıl ev bulunamıyor diyorduk şimdi emlak ofisleri kiracı bulamıyor diye ev sahibine evini geri veriyor” dedi. Geçtiğimiz yıllarda hem dönüşüm hem de Suriyelilerin etkisi ile ciddi bir talep olduğunu belirten Aşa, şimdilerde hem talebin düştüğünü hem de arzın arttığını ifade etti. Kira rakamlarının yüzde 20-25 düştüğünü belirten Aşa, satışta ise lüks konutlarda sorun olduğunu söyledi. Alt ve orta gelirli için konut ihtiyacının sürdüğünü belirten Aşa, “Merkezi lokasyonda milyon dolarları anlıyoruz. Ama şehrin dışındaki ilçelerde de evlerin metrekare fiyatı 4-5 bini buldu. İnsanlar işine 2 saat uzakta yaşayıp bu fiyatı ödemek istemiyor. Son aylarda satışlar düşünce inşaat şirketleri ciddi kampanyalara başladı” dedi.
1 milyon liraüstü sorunlu
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı konut alımının moralle ilişkisine dikkat çekti. Son aylarda vatandaşların harcamalarında kesintiye gittiğini belirten Yazıcı, “İstanbul’da yüzde 18’i bulan fiyat düşüş var. Bazı bölgelerde fiyatlar gerçekten çok şişmişti. Arz talep makası da açıldı. Özellikle 1 milyon lira üstü evlerde problem ciddi. Ama erişilebilir konutta sorun yok. En büyük kriz döneminde dahi bu kesimde alışveriş oluyor” dedi.
Sorunun lüks konutta olduğunu belirten Coldwell Banker Broker’ı Burak Özmutafoğlu, “Bahçeşehir bölgesinde faaliyet gösteriyoruz. Bölgede milyonluk villa tipi konutlarda yüzde 10’luk bir fiyat gerilemesi var. Ancak daha makul fiyatlarda gerileme yok. Kira piyasası ise kötü. Nedeni ise arz fazlası. Sadece Kiptaş bölgede 4 bin ev yaptı ve bunların büyük kısmını satmak ya da kiralamak için yatırımcı grup aldı. Şimdi o evler müşteri bekliyor. Kiralar için yüzde 20’lik düşüşten bahsetmek mümkün” dedi. Sanayi ve fabrika binalarının rezidanslara dönüştüğü Basın Ekspres ve Güneşli bölgesinde de benzer bir tablo var. Hem kira hem de konut fiyatlarında 6 aydır gerileme olduğunu belirten Altın Emlak Broker’ı Mehmet Tatar, “Markalı büyük projeler var ve onlarda fiyat düşmüyor. Ama tek, 2 blok yapan firmalarda durum farklı. 3 ay önce evine 420 bin isteyen şimdi 360 bine razı. Yine bir dükkan kirası için 45 bin isteyen müşterim 30 bine düştü. Fiyatlar olması gerek yere geldi çünkü fazla şişmişti. Kriz fiyatları terbiye etti” dedi.
6 Aralık 2016 Salı
2017 Umre fiyatlarını açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla alınan dolar üzerinden ücretlendirme yapılmaması kararı, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da olumlu görüldü. Geçtiğimiz yıllarda dolar üzerinden yapılan Umre fiyatlandırması, 2017 yılında TL bazında tahsil edilmeye başlanacak.
İşte 2017 yılı Umre Fiyatları konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınlamış olduğu fiyat tablosu.
Umre fiyatları için bekleyişte olan vatandaşlara Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapmış olduğu 'Dövizleri bozdurun, TL'ye geçin' söylemine kulak veren Diyanet İşleri Başkanlığı, 2017 Umre fiyatları tablosunu TL bazında yayımladı. Umre fiyatlarına ilaveten Hac için tahsil edilecek ücretin de TL bazında olacağını ifade eden başkanlık, 05 Aralık 2016 tarihi itibariyle bu kararın hayata geçirileceğini duyurdu.
Konaklama ve yemek ücreti riyal üzerinden ödenecek
Edinilen bilgiye göre Diyanet yetkilileri, Türk Hava Yolları ile görüşme yaparak ulaşımın da lira üzerinden olmasını önerdi. Ancak konu henüz netleşmedi. Konaklama ve yemek ise Suudi Arabistan'a Riyal üzerinden ödenecek. Ancak doların gün geçtikçe yükselmesi ödemede açıklarını da beraberinde getirecek. Bu konuda ortaya çıkabilecek açığın Diyanet İşleri Başkanlığı'nca kapatılması planlanıyor. Hac fiyatları geçtiğimiz yıl normal konaklama için 3 bin 750 dolar, müstakil konaklama için 5 bin 250 dolar, otel için ise en düşük 6 bin 800 dolar; umre fiyatları da yaklaşık iki bin dolar olarak belirlenmişti. Kabe'ye yakınlık, müstakil lüks A sınıfı odalarının fiyatları ise daha yüksek olarak açıklanmıştı. Hacı adayları, ücretlerini üç taksit halinde de ödeyebiliyordu. Diyanet yeni umre fiyatlarının Türk Lirası olarak açıklanması için çalışmalarını sürdürüyor.
Başkanlık duyuruyu şu şekilde yayımladı;
"Başkanlığımız Hac ve Umre ücretlerinin Türk Lirası olarak tahsil edilmesine yönelik geniş kapsamlı çalışmasını tamamlamıştır. Buna göre Başkanlığımız 5 Aralık 2016 tarihinden itibaren Hac ve Umre ücretlerinin Türk Lirası üzerinden tahsil edilmesine karar vermiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İşte 2017 Umre fiyatları
İşte 2017 yılı Umre Fiyatları konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınlamış olduğu fiyat tablosu.
Umre fiyatları için bekleyişte olan vatandaşlara Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapmış olduğu 'Dövizleri bozdurun, TL'ye geçin' söylemine kulak veren Diyanet İşleri Başkanlığı, 2017 Umre fiyatları tablosunu TL bazında yayımladı. Umre fiyatlarına ilaveten Hac için tahsil edilecek ücretin de TL bazında olacağını ifade eden başkanlık, 05 Aralık 2016 tarihi itibariyle bu kararın hayata geçirileceğini duyurdu.
Konaklama ve yemek ücreti riyal üzerinden ödenecek
Edinilen bilgiye göre Diyanet yetkilileri, Türk Hava Yolları ile görüşme yaparak ulaşımın da lira üzerinden olmasını önerdi. Ancak konu henüz netleşmedi. Konaklama ve yemek ise Suudi Arabistan'a Riyal üzerinden ödenecek. Ancak doların gün geçtikçe yükselmesi ödemede açıklarını da beraberinde getirecek. Bu konuda ortaya çıkabilecek açığın Diyanet İşleri Başkanlığı'nca kapatılması planlanıyor. Hac fiyatları geçtiğimiz yıl normal konaklama için 3 bin 750 dolar, müstakil konaklama için 5 bin 250 dolar, otel için ise en düşük 6 bin 800 dolar; umre fiyatları da yaklaşık iki bin dolar olarak belirlenmişti. Kabe'ye yakınlık, müstakil lüks A sınıfı odalarının fiyatları ise daha yüksek olarak açıklanmıştı. Hacı adayları, ücretlerini üç taksit halinde de ödeyebiliyordu. Diyanet yeni umre fiyatlarının Türk Lirası olarak açıklanması için çalışmalarını sürdürüyor.
Başkanlık duyuruyu şu şekilde yayımladı;
"Başkanlığımız Hac ve Umre ücretlerinin Türk Lirası olarak tahsil edilmesine yönelik geniş kapsamlı çalışmasını tamamlamıştır. Buna göre Başkanlığımız 5 Aralık 2016 tarihinden itibaren Hac ve Umre ücretlerinin Türk Lirası üzerinden tahsil edilmesine karar vermiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İşte 2017 Umre fiyatları
YouTube'dan milyonlarca dolar kazanıyorlar
Google bünyesinde bulunan video platformu YouTube'un en çok kazananlarınını açıkladı.
İşte 2016'da YouTube'a özel ürettikleri içerikle milyonlarca dolar kazanan 10 isim..
10-Colleen Ballingerb (komedyen) - 5 milyon dolar
9- Rhett and Link (İkili YouTube kanallarında komedi içeriği üretiyor) - 5 milyon dolar
8- German Germandia (Müzisyen, komedyen) - 5,5 milyon dolar
7- Markiplier (Oyun yorumcusu) - 5,5 milyon dolar
6- Tyler Oakley (LGBT aktivisti) - 6 milyon dolar
5- Rosanna Pansino (aşçı) - 6 milyon dolar
4- Smosh (komedyen) - 7 milyon dolar
3- Lily Singh (şarkıcı ve komedyen) 7,5 milyon dolar
2- Roman Atwood (komedyen) - 8 milyon dolar
1- PewDiePie (oyun yorumcusu) -15 milyon dolar
İşte 2016'da YouTube'a özel ürettikleri içerikle milyonlarca dolar kazanan 10 isim..
10-Colleen Ballingerb (komedyen) - 5 milyon dolar
9- Rhett and Link (İkili YouTube kanallarında komedi içeriği üretiyor) - 5 milyon dolar
8- German Germandia (Müzisyen, komedyen) - 5,5 milyon dolar
7- Markiplier (Oyun yorumcusu) - 5,5 milyon dolar
6- Tyler Oakley (LGBT aktivisti) - 6 milyon dolar
5- Rosanna Pansino (aşçı) - 6 milyon dolar
4- Smosh (komedyen) - 7 milyon dolar
3- Lily Singh (şarkıcı ve komedyen) 7,5 milyon dolar
2- Roman Atwood (komedyen) - 8 milyon dolar
1- PewDiePie (oyun yorumcusu) -15 milyon dolar
22 Temmuz 2016 Cuma
Darbeciler eşlerini boşayıp, dolar almışlar
Genelkurmay Karargâhı'ndaki aramalarda çarpıcı deliller ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan bir gün önce hesaplarındaki paraları çeken subayların dövize çevirdikleri ve yaklaşık 300 kişinin de 1 ay içinde eşinden boşandığı belirlendi.
Darbe girişiminin yaşandığı başlıca yerlerden Genelkurmay Karargahı’ndaki aramalarda çarpıcı delillere ulaşıldı.
Kurmay subayların odalarında yapılan aramalarda yüklü miktarda dolar bulundu. Darbe girişiminin başarılı olması halinde dolardaki artışı öngören subayların hesaplarında bulunan paralarını çekerek dolara çevirdiği belirlendi. Darbeci askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde ki tüm subayları fişlediği ve darbe girişimi anına ilişkin görüntülerin tanklarla imha edildiği tespit edildi.
YÜKLÜ MİKTARDA DOLAR ELE GEÇTİ
Askeri darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu Savcıları gözetimin de Genelkurmay Karargahı’nda darbe girişimine katılan subayların odalarında aramalar yapıldı. Kilitli dolaplar kırıldığında yüklü miktarda dolarlar ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününden bir gün önce hesapların da ki paraları çeken subayların darbe girişiminin başarılı olması halinde dövizde ki artışı öngörerek dolara çevirdikleri belirlendi.
FİŞLEME LİSTELERİ ELE GEÇTİ
Aramalar sırasında çok sayıda fişleme listeleri de ele geçti. Listelerde Türk Silahlı Kuvveleri bünyesinde bulunan tüm subayların güvenilir ya da güvenilir olmayan şeklinde fişlendiği, darbe sonrası iş birliği yapılacak askerlerin bu yolla listelendiği belirlendi.
DARBECİ ASKERLERİN B PLANI
Darbeci askerlerin darbenin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise B planı içinde hazırlık yaptıkları savcılar tarafından tespit edildi. Yaklaşık 300 civarında şüpheli askerin darbenin başarısız olması durumunda eşlerinin deşifre olmaması için bir ay önce den itibaren çeşitli tarihlerde boşandığı da savcılık yetkilileri tarafından tespit edildi.
HARDDİSKLERİ TANKLARLA EZMİŞLER
Savcılık darbe girişiminin yaşandığı gün Genelkurmay Karargahında yaşananlarla ilgili görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Ancak genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının karargahtan çıkarılmasının ardından tüm kamera sistemi ve hard disklerin tanklarla ezilerek imha edildiği belirlendi. Hasar gören sistemler ve hard diskler üzerinde ise yetkililer yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. DHA
Darbe girişiminin yaşandığı başlıca yerlerden Genelkurmay Karargahı’ndaki aramalarda çarpıcı delillere ulaşıldı.
Kurmay subayların odalarında yapılan aramalarda yüklü miktarda dolar bulundu. Darbe girişiminin başarılı olması halinde dolardaki artışı öngören subayların hesaplarında bulunan paralarını çekerek dolara çevirdiği belirlendi. Darbeci askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde ki tüm subayları fişlediği ve darbe girişimi anına ilişkin görüntülerin tanklarla imha edildiği tespit edildi.
YÜKLÜ MİKTARDA DOLAR ELE GEÇTİ
Askeri darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu Savcıları gözetimin de Genelkurmay Karargahı’nda darbe girişimine katılan subayların odalarında aramalar yapıldı. Kilitli dolaplar kırıldığında yüklü miktarda dolarlar ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününden bir gün önce hesapların da ki paraları çeken subayların darbe girişiminin başarılı olması halinde dövizde ki artışı öngörerek dolara çevirdikleri belirlendi.
FİŞLEME LİSTELERİ ELE GEÇTİ
Aramalar sırasında çok sayıda fişleme listeleri de ele geçti. Listelerde Türk Silahlı Kuvveleri bünyesinde bulunan tüm subayların güvenilir ya da güvenilir olmayan şeklinde fişlendiği, darbe sonrası iş birliği yapılacak askerlerin bu yolla listelendiği belirlendi.
DARBECİ ASKERLERİN B PLANI
Darbeci askerlerin darbenin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise B planı içinde hazırlık yaptıkları savcılar tarafından tespit edildi. Yaklaşık 300 civarında şüpheli askerin darbenin başarısız olması durumunda eşlerinin deşifre olmaması için bir ay önce den itibaren çeşitli tarihlerde boşandığı da savcılık yetkilileri tarafından tespit edildi.
HARDDİSKLERİ TANKLARLA EZMİŞLER
Savcılık darbe girişiminin yaşandığı gün Genelkurmay Karargahında yaşananlarla ilgili görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Ancak genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının karargahtan çıkarılmasının ardından tüm kamera sistemi ve hard disklerin tanklarla ezilerek imha edildiği belirlendi. Hasar gören sistemler ve hard diskler üzerinde ise yetkililer yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. DHA
7 Mart 2016 Pazartesi
Lucian Freud'un tablosu 55 milyon dolara satıldı
Avustralyalı psikanalist Sigmund Freud'un torunu İngiliz ressam Lucian Freud'un 'Şişman Sue' adıyla yaptığı yağlı boya tablo serisinden biri, New York'taki müzayede evinde 55 milyon dolara (yaklaşık 165 milyon TL) satıldı.
Freud, 1994'te yaptığı 'Sosyal Yardım Denetçisi Dinleniyor' adlı tablosunda iş ve işçi bulma kurumunda denetçi olarak çalışan 120 kilo ağırlığındaki Londralı Sue Tilley'i model olarak kullanmıştı.
Tabloda kadının bedeni en ince ayrıntına kadar görülebiliyor.
Seriden bir başka eser 2008'de Rus milyarderi Roman Abramoviç'e 33.6 milyon dolara satılmıştı.
2011 yılında hayatını kaybeden İngiliz portre sanatçısı Lucian Freud, 'Şişman Sue' olarak hitap ettiği modeli Sue Tilley'i toplam dört kez çizdi. Kendisine poz vermesi için ise günlük 20 euro ödeme yapıyordu.
Freud, 1994'te yaptığı 'Sosyal Yardım Denetçisi Dinleniyor' adlı tablosunda iş ve işçi bulma kurumunda denetçi olarak çalışan 120 kilo ağırlığındaki Londralı Sue Tilley'i model olarak kullanmıştı.
Tabloda kadının bedeni en ince ayrıntına kadar görülebiliyor.
Seriden bir başka eser 2008'de Rus milyarderi Roman Abramoviç'e 33.6 milyon dolara satılmıştı.
2011 yılında hayatını kaybeden İngiliz portre sanatçısı Lucian Freud, 'Şişman Sue' olarak hitap ettiği modeli Sue Tilley'i toplam dört kez çizdi. Kendisine poz vermesi için ise günlük 20 euro ödeme yapıyordu.
5 Ocak 2016 Salı
Obamalar'ın 70 milyonluk tatili olay oldu
ABD Başkanı Barack Obama, ailesiyle Noel’de çıktığı Hawaii tatilinden önceki gün döndüğünde halkın vergilerinden karşılanan tatil masrafları konusunda eleştirilerle karşılaştı.
Muhafazakâr çizgideki bir izleme sitesi olan Judicial Watch’a göre Obama ailesinin 7 yıllık süredeki tatil masrafı 70 milyon doları (yaklaşık 207 milyon 400 bin TL) aştı.
Obamalar, Hawaii’de sahilde zaman geçirmelerinin yanı sıra hayvanat bahçesini ziyaret etti. Deniz kenarındaki bir restoranda akşam yemeği yiyen Obama ailesi, bir aile mezarlığına da gitti.
Judicial Watch, Obama’nın, eşi, iki kızı, personelinin yanı sıra arkadaşlarını ve evcil hayvanlarını da kendisiyle birlikte tatillere götürdüğünü belirtti.
Muhafazakâr çizgideki bir izleme sitesi olan Judicial Watch’a göre Obama ailesinin 7 yıllık süredeki tatil masrafı 70 milyon doları (yaklaşık 207 milyon 400 bin TL) aştı.
Obamalar, Hawaii’de sahilde zaman geçirmelerinin yanı sıra hayvanat bahçesini ziyaret etti. Deniz kenarındaki bir restoranda akşam yemeği yiyen Obama ailesi, bir aile mezarlığına da gitti.
Judicial Watch, Obama’nın, eşi, iki kızı, personelinin yanı sıra arkadaşlarını ve evcil hayvanlarını da kendisiyle birlikte tatillere götürdüğünü belirtti.
26 Aralık 2015 Cumartesi
Mülteciler için 8 milyar dolar harcandı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından düzenlenen "Göç ve Ekonomi" konulu "Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu"na katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, mülteciler için Türkiye'nin 8 milyar dolar harcadığını ifade etti.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından düzenlenen "Göç ve Ekonomi" konulu "Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu"na katıldı.
Sabahattin Zaim’in hayatından kesitlerin anlatıldığı sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın göç sorunu karşısında neler yaptıkları hakkında bilgiler verdi.
" 2 MİLYON 280 BİN SURİYELİ MÜLTECİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK"
Göç ve ekonomi sorununa karşı dünya kamuoyunun son zamanlarda ilgisinin artığını dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin göçün ortaya koymuş olduğu sorunlarla son 5 yıldır boğuşan bir ülke haline geldiğini ifade etti. Kurtulmuş, "Türkiye yaklaşık 2 milyon 280 bin sadece Suriyeli mülteciyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca Irak’tan gelen mültecileri kabul etmiştir. Bu millet dünyanın neresinde başı sıkışan neresinde başı belaya giren varsa ona yardım eli uzatmış, ülkelerinin sınırlarını açarak ev sahipliği yapmıştır" dedi.
"HARCANAN PARA 8 MİLYAR DOLAR"
Kurtulmuş, 5 yıl içerisinde mültecilere yapılan ev sahipliğinin maddi karşılığının ise yaklaşık 8 milyar dolar seviyesinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin böylesine önemli bir yükü tek başına çektiğini ve katlanmak zorunda kaldığını belirten Kurtulmuş, "Bunu yaparken de hiçbir şekilde yüksünmeden, hiçbir şekilde şikayet etmeden Türkiye, böylesine bir sorunun üstesinden gelmeye gayret etmiştir" dedi. Bu durumun devletin başarısından çok milletin başarısı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bu milletin böylesine büyük bir hazmetme kapasitesi olmasaydı, batılı ülkeleri kastederek söylüyorum, bin tane, on bin tane geldiği zaman büyük bir sorun olarak ayağa kalkanlara inat bu millet neredeyse 2 buçuk milyon mülteciyi 5 yıl içerisinde alırken hiçbir şekilde hazmetme sorunu çekmedi" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN MİSAFİRPERVERLİĞİYLE ÇÖZÜLEMEYECEK KADAR VAHİM NOKTADA"
Kurtulmuş, tüm bunlara rağmen meselenin sadece Türkiye’nin tek başına altından kalkacağı bir mesele olmadığını dile getirerek, "Hani diyorlar ya ’Avrupa Birliği’nden şu kadar milyar dolar yardım gelecek’ hiç kusura bakmasınlar 1 kuruş bile yardım etmeseler de Türkiye mülteciler konusunda tek başına mücadele etmeye devam edecektir. Ancak mesele sadece Türkiye’nin bu misafirperverliğiyle, hamiyetperverliğiyle çözülemeyecek kadar vahim bir noktadadır" dedi.
"3. DÜNYA SAVAŞINDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT"
Göç meselesinin bu şekilde devam etmesi durumunda önümüzdeki on yılların en ana sorunlarından birisi olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Açık söylüyorum eğer dünya sistemi ve dünya sisteminin temel aktörleri göç konusundaki tavırları bu şekliyle devam ederse küresel göç tehdidi 3. dünya savaşından daha büyük bir tehdit olarak insanlığın gündeminde devam edecektir" diye konuştu.
"NE ZAMAN Kİ AYLAN BEBEĞİN CESEDİ KARAYA VURDU..."
Aylan bebeğin cesedinin sahile vurana kadar dünya kamuoyunda yeterince bir hassasiyet oluşmadığına da dikkat çeken Kurtulmuş, "Mesele birçok siyaset yapıcı için uzaklarda ötede, doğuya ait bir meseleydi. Doğunun yüzüne bakılmayan insanların bir iç sorunu olarak bakılıyordu. Ancak ne zaman ki 2015’in yaz aylarında Doğu Akdeniz göç yollarının farklı kanalları kullanılarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya çok yoğun bir göç dalgası başladı, ne zaman ki denizlerde cesetler yüzmeye başladı, ne zaman ki Aylan bebeğin cesedi karaya vurdu insanlığın gözü açılmaya başladı" dedi.
"YENİ BİR DÜNYANIN KURULMASINI DA TEKLİF EDİYORUZ"
Mülteci sorununun başka bir temel sorunu da beraberinde getirdiğini belirten Kurtulmuş, "Bugün ki dünya sistemi dünyadaki hiçbir temel sorunu çözme yeteneğine sahip değildir. Ukrayna’daki sorunu nasıl çözecek yeteneğe sahip değilse bu kadar önemli bir küresel kriz haline gelmiş olan göç meselesini de ne yazık ki kaybetmiştir. Bu meseleyi çözebilmek için yeni bir bakış açısına yeni bir paradigmaya ihtiyaç var. Bugün ki dünyadaki kurulu sistem, dünyanın yoksullarının da bu dünyanın vatandaşları, eşit insanları olduğu fikri üzerine oturmamaktadır. Şuan ki sistem, elinde ekonomik, politik ve silah gücü olanın, BM’de tanıdığı olanın, her türlü zalimliğe kayıtsız kalanların sistemidir. Onun için göç meselesi konusunda konuşurken aynı zamanda yeni bir dünyanın kurulmasını da teklif ediyoruz" dedi. DHA
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde, İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından düzenlenen "Göç ve Ekonomi" konulu "Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu"na katıldı.
Sabahattin Zaim’in hayatından kesitlerin anlatıldığı sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın göç sorunu karşısında neler yaptıkları hakkında bilgiler verdi.
" 2 MİLYON 280 BİN SURİYELİ MÜLTECİYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK"
Göç ve ekonomi sorununa karşı dünya kamuoyunun son zamanlarda ilgisinin artığını dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin göçün ortaya koymuş olduğu sorunlarla son 5 yıldır boğuşan bir ülke haline geldiğini ifade etti. Kurtulmuş, "Türkiye yaklaşık 2 milyon 280 bin sadece Suriyeli mülteciyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca Irak’tan gelen mültecileri kabul etmiştir. Bu millet dünyanın neresinde başı sıkışan neresinde başı belaya giren varsa ona yardım eli uzatmış, ülkelerinin sınırlarını açarak ev sahipliği yapmıştır" dedi.
"HARCANAN PARA 8 MİLYAR DOLAR"
Kurtulmuş, 5 yıl içerisinde mültecilere yapılan ev sahipliğinin maddi karşılığının ise yaklaşık 8 milyar dolar seviyesinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin böylesine önemli bir yükü tek başına çektiğini ve katlanmak zorunda kaldığını belirten Kurtulmuş, "Bunu yaparken de hiçbir şekilde yüksünmeden, hiçbir şekilde şikayet etmeden Türkiye, böylesine bir sorunun üstesinden gelmeye gayret etmiştir" dedi. Bu durumun devletin başarısından çok milletin başarısı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bu milletin böylesine büyük bir hazmetme kapasitesi olmasaydı, batılı ülkeleri kastederek söylüyorum, bin tane, on bin tane geldiği zaman büyük bir sorun olarak ayağa kalkanlara inat bu millet neredeyse 2 buçuk milyon mülteciyi 5 yıl içerisinde alırken hiçbir şekilde hazmetme sorunu çekmedi" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN MİSAFİRPERVERLİĞİYLE ÇÖZÜLEMEYECEK KADAR VAHİM NOKTADA"
Kurtulmuş, tüm bunlara rağmen meselenin sadece Türkiye’nin tek başına altından kalkacağı bir mesele olmadığını dile getirerek, "Hani diyorlar ya ’Avrupa Birliği’nden şu kadar milyar dolar yardım gelecek’ hiç kusura bakmasınlar 1 kuruş bile yardım etmeseler de Türkiye mülteciler konusunda tek başına mücadele etmeye devam edecektir. Ancak mesele sadece Türkiye’nin bu misafirperverliğiyle, hamiyetperverliğiyle çözülemeyecek kadar vahim bir noktadadır" dedi.
"3. DÜNYA SAVAŞINDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİT"
Göç meselesinin bu şekilde devam etmesi durumunda önümüzdeki on yılların en ana sorunlarından birisi olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Açık söylüyorum eğer dünya sistemi ve dünya sisteminin temel aktörleri göç konusundaki tavırları bu şekliyle devam ederse küresel göç tehdidi 3. dünya savaşından daha büyük bir tehdit olarak insanlığın gündeminde devam edecektir" diye konuştu.
"NE ZAMAN Kİ AYLAN BEBEĞİN CESEDİ KARAYA VURDU..."
Aylan bebeğin cesedinin sahile vurana kadar dünya kamuoyunda yeterince bir hassasiyet oluşmadığına da dikkat çeken Kurtulmuş, "Mesele birçok siyaset yapıcı için uzaklarda ötede, doğuya ait bir meseleydi. Doğunun yüzüne bakılmayan insanların bir iç sorunu olarak bakılıyordu. Ancak ne zaman ki 2015’in yaz aylarında Doğu Akdeniz göç yollarının farklı kanalları kullanılarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya çok yoğun bir göç dalgası başladı, ne zaman ki denizlerde cesetler yüzmeye başladı, ne zaman ki Aylan bebeğin cesedi karaya vurdu insanlığın gözü açılmaya başladı" dedi.
"YENİ BİR DÜNYANIN KURULMASINI DA TEKLİF EDİYORUZ"
Mülteci sorununun başka bir temel sorunu da beraberinde getirdiğini belirten Kurtulmuş, "Bugün ki dünya sistemi dünyadaki hiçbir temel sorunu çözme yeteneğine sahip değildir. Ukrayna’daki sorunu nasıl çözecek yeteneğe sahip değilse bu kadar önemli bir küresel kriz haline gelmiş olan göç meselesini de ne yazık ki kaybetmiştir. Bu meseleyi çözebilmek için yeni bir bakış açısına yeni bir paradigmaya ihtiyaç var. Bugün ki dünyadaki kurulu sistem, dünyanın yoksullarının da bu dünyanın vatandaşları, eşit insanları olduğu fikri üzerine oturmamaktadır. Şuan ki sistem, elinde ekonomik, politik ve silah gücü olanın, BM’de tanıdığı olanın, her türlü zalimliğe kayıtsız kalanların sistemidir. Onun için göç meselesi konusunda konuşurken aynı zamanda yeni bir dünyanın kurulmasını da teklif ediyoruz" dedi. DHA
28 Ekim 2015 Çarşamba
Türkiye 2.1 milyon Suriyeli mülteciye 8 milyar dolar harcadı
Türkiye ‘Açık Kapı Politikası’ çerçevesinde kapısına gelen hiçbir Suriyeliyi geri çevirmedi. Nisan 2011’de gelen ilk mültecilerin ardından iç savaştan kaçan 2 milyon 138 bin 977 Suriyeli Türkiye’de yaşıyor. Türkiye’nin 4 yılda mültecilere harcadığı para yıllık ortalama 5.3 milyar liraya ulaştı. Bu İçişleri Bakanlığı’nın 2016 bütçesini aşıyor.
29 Nisan 2011... Hatay’daki Cilvegöz Sınır Kapısı önünde hareketlilik başlar, Suriye’de yaşanan protesto ve iç çatışmaların artması artık bir insani krize dönmüştür ve Suriyeliler güvenlik endişesiyle ülkeyi terk etmeye başlar. İşte Türkiye ilk Suriyeli mülteciye kapısını o tarihte açar. Arkası gelir, iç savaştan, İŞİD zulmünden kaçan milyonlarca Suriyeli önce komşusuna sığınır. Suriye’de 12 milyon kişi yerinden edilir, 4 milyon 200 bini ise ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Bugün Türkiye bu 4 milyon 200 bin Suriyelinin 2 milyon 138 bin 977’sine ev sahipliği yapıyor.
4.5 yılda Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için harcadığı para ise 8 milyar doları yani bugünkü kurla 24 milyar lirayı aştı. Bu harcamaya uluslararası kuruluşların katkısı ise 418 milyon dolarda yani 1.2 milyar lirada kaldı.
Suriyeliler için Türkiye’nin harcadığı yıllık ortalama 5.3 milyar liranın ekonomideki yeri ise bütçe rakamları göz önüne alınırsa daha iyi anlaşılıyor.
2016 bütçesinde İşişleri Bakanlığı’na ayrılan bütçe 4.5 lira oldu. Suriyelilere harcanan para şimdiden bunu aşmış durumda. Diyanet işleri Başkanlığı’nın gelecek yılki ödeneği 6.4 milyar lira. Bu artış hızıyla önümüzdeki yıl Suriyelilere harcanan paranın Diyanet bütçesini de aşması bekleniyor.
İç çatışmalar başlamadan önce 20 milyon kişinin yaşadığı Suriye’den kaçanların yarısı Türkiye’ye sığındı. Türkiye uyguladığı ‘Açık Kapı Politikası’ ile hiçbir Suriyeliyi geri göndermedi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) da ilk mülteciyle başladığı yardımlarına diğer bakanlıkların yardımıyla devam ediyor. AFAD ve uluslararası kuruluşların resmi rakamlarına göre Suriye’de 12 milyon kişi yerinden edildi. Bunlardan 8 milyonu ülke içinde evini barkını terk edip başka bölgelere göç ederken, çatışmaların etkin olduğu bölgelerden ise 4 milyon 200 bin Suriyeli ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Ülkelerini terk eden Suriyelilerin yüzde 50’sinden fazlası ise Türkiye’ye sığındı.
BİYOMETRİK KİMLİK VERİLDİ
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin, eğitim, sağlık gibi sosyal haklardan yararlanmaları, suça karışanların takibi için 2013 yılında biyometrik kimlik çalışması başlatıldı. AFAD koordinasyonunda yürütülen çalışmada parmak izi, kimlik ve ikamet bilgileri alınan 2 milyon 138 bin 977 Suriyeli’ye biyometrik kimlik verilerek kayıt altına alındı. Resmi kayıt altına alınan Suriyelilere böylece “geçici koruma statüsü” de verilmiş olundu. Yeni gelen misafirlerin kayıt altına alınma çalışmaları güncel olarak devam ediyor. Kayıt altına alınan Suriyeliler bulundukları kent dışına çıktıkların da ise AFAD koordinasyonunda sürdürülen sağlık ve eğitim hizmetlerinden faydalanmak için geldikleri şehirdeki kayıt noktalarına, tanıtım kartları ile birlikte başvurup kayıtlarını revize etmek zorunda kalıyor.
81 İLE DAĞILDI
AFAD’ın kurup yönettiği 25 barınma merkezi’nde 258 bin 472 Suriyeli kalırken, Suriyelilerin dışında ise 6 bini Ezidi olmak üzere 15 bin Iraklı da barınıyor. Barınma merkezlerinin dışında kalan 1 milyon 880 bin 505 Suriyeli ise başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki büyükşehirlere yerleşti. Son yapılan çalışmada Türkiye’nin 81 ilinde kayıtlı Suriyeli’nin bulunduğu kaydedildi. Suriyeli 250 bin çocuk bugün itibariyle Türkiye’de okula giderken, yıl sonunda ise eğitimden yararlanan Suriyeli çocuk sayısının ise 460 bin olması hedefleniyor. Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için Türkiye şu ana kadar 8 milyar dolara yakın kaynak kullandı. Türkiye’ye bu noktada uluslararası destek ise harcanan rakama bakıldığında yok denilecek kadar az oldu. Bugüne kadar uluslararası kuruluşlar, Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için 418 milyon dolar destek sağladı.
7 BİN SURİYELİ RESMİ YOLLA GEÇİŞ YAPTI
AFAD ve diğer uluslararası kuruluşlardan alınan bilgilere göre Türkiye üzerinden 3’üncü ülkelere resmi yollarla 6 bin 923 Suriyeli’nin geçiş yaptı. Ancak bunun yanısıra 43 bin 429 Suriyeli, Ege ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışırken Türkiye güvenlik birimleri tarafından kurtarıldı. Afrika, Afganistan, Libya kökenli başta olmak üzere pek çok uyruktan insanın bulunduğu 670 bin 685 göçmen, Türkiye değil, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçti. 2015 yılında 3 bin 161 göçmen ise Akdeniz’den geçmeye çalışırken yaşamını yitirdi.
AVRUPA’DA 512 BİN 909
TÜRKİYE’de kayıtlı olarak 2 milyon 138 bin 977 Suriyeli mülteci bulunurken tüm Avrupa ülkelerinde ise bu sayı sadece 512 bin 909 kişi olması dikkat çekiyor. Türkiye’de İstanbul’da 400 bin, Kilis’te 180 bin Suriyeli barınıyor.
TARİHİN EN BÜYÜK YARDIM TALEBİ
BİRLEŞMİŞ Milletler Mülteci Ajansı (UNHCR) Türkiye, Mısır, Irak, Ürdün ve Lübnan’a Suriyeli mülteciler konusunda yardım yapmaya çalışıyor. 2015 yılı için toplam 4.5 milyar dolara ihtiyacı olan ancak 2.5 milyar dolar elde edebilen UNHCR, yıl sonuna kadar Suriye nüfusunun yarısının yardıma ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Bunların içinde 3.4 milyon Suriyeli mülteci ve Suriye’de pek çoğu evlerinden ayrılmak zorunda kalan 6.8 milyon Suriyeliyi de dahil eden UNHCR, Suriyeli mülteciler için bölgesel ihtiyaçların 2.9 milyar dolara ulaştığını belirtti. Lübnan ve Ürdün hükümetleri’nin UNHCR’den 449 milyon dolar ve 380 milyon dolar talep ettiğini açıklayan UNCHR Suriye’den insani yardım talebinin ise 1.4 milyar dolar olduğunu vurguluyor. Tüm bu talepler toplandığında Suriyelilerin ihtiyacının 5 milyar dolara çıktığını vurgulayan UNCHR bunun tarihin en büyük yardım talebi olduğuna dikkat çekiyor.
RAKAMLARLA MÜLTECİ GERÇEĞİ
Türkiye’deki Suriyeli sayısı -2 milyon 138 bin 977
Biyometrik kimlik verilen Suriyeli sayısı-2 milyon 49 bin 204
Suriyelilerin kaldığı barınma merkezi sayısı-25
Kamplarda kalan Suriyeli sayısı-258 bin 472
Türkiye üzerinden 3. ülkelere resmi yollarla geçiş yapan Suriyeli sayısı -6 bin 923
Ege ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışırken Türkiye’nin kurtardığı Suriyeli sayısı-43 bin 429
Türkiye’nin Suriyeliler için harcadığı para-8 milyar dolar
Türkiye’ye verilen uluslararası yardım miktarı-418 milyon dolar
Suriye’de yerinden edilen insan sayısı-12 milyon
Suriye’den kaçan insan sayısı-4.2 milyon
Almanya’ya giriş yapan mültecilere verilen aylık cep harçlığı-143 Euro
Kamplara yerleştikten sonra aylık yardım -216 Euro
15 ay Almanya’da kalan mültecilere verilen yardım -400 Euro
Avrupa’da bulunan Suriyeli mülteci sayısı -512 bin 909
Ülkelere göre Suriyeli sayısı
TÜRKİYE 2.138.977
Almanya 125.441
Sırbistan 109.054
İsveç 80.360
Macaristan 54.125
Avusturya 23.757
Hollanda 18.096
Bulgaristan 15.714
Danimarka 13.230
İsviçre 8.683
İngiltere 7.510
Fransa 8.050
Belçika 8.230
İspanya 6.253
Norveç 7.845
Yunanistan 3.969
Karadağ 2.962
Kıbrıs 2.622
Romanya 2.332
İtalya 2.168
Makedonya 2.057
Malta 928
Polonya 718
Finlandiya 656
Hırvatistan 352
Çek Cumhuriyeti 304
Lüksemburg 241
Portekiz 188
Arnavutluk 187
Slovenya 187
İrlanda 101
Bosna Hersek 100
Letonya 89
Slovakya 61
Estonya 42
Litvanya 28
İzlanda 14
Lihtenştayn 5
17 Mayıs 2015 Pazar
15 yıllığına 8 milyon dolara kiralandı
Çinli milyarder bir iş adamı, Japon bir p*rno yıldızını 15 yıllığına kişisel asistanı olması için 5 milyon sterline yani yaklaşık 8 milyon dolara kiraladı.
DailyMail sitesinde yer alan habere göre, Çin'de milyarder bir işadamı, Çin'in en büyük sosyal medyası Webio üzerinde 5 milyondan fazla takipçisi olan, Rola Misaki adlı bir porn* yıldızını kişisel yardımcısı olması için kiraladı.
Haberde Misaki ile imzalanan 15 yıllık anlaşmanın aslında Çinli iş adamının yıldızın kariyerini geliştirmek için yapıldığına vurgu yapıldı.
Sitede bu hareketlin 1990'lı yılların ünlü filmi Pretty Woman'ı andırdığına işaret edildi.
Çinli iş adamının adı açıklanmadı.
1992 doğumlu olan Misaki, yarı Japon yarı Rus. Ülkesinden çok Çin'de hayranları bulunuyor.
Misaki, Çin'de "Erkeklerin Tanrıçası" olarak da biliniyor.
DailyMail sitesinde yer alan habere göre, Çin'de milyarder bir işadamı, Çin'in en büyük sosyal medyası Webio üzerinde 5 milyondan fazla takipçisi olan, Rola Misaki adlı bir porn* yıldızını kişisel yardımcısı olması için kiraladı.
Haberde Misaki ile imzalanan 15 yıllık anlaşmanın aslında Çinli iş adamının yıldızın kariyerini geliştirmek için yapıldığına vurgu yapıldı.
Sitede bu hareketlin 1990'lı yılların ünlü filmi Pretty Woman'ı andırdığına işaret edildi.
Çinli iş adamının adı açıklanmadı.
1992 doğumlu olan Misaki, yarı Japon yarı Rus. Ülkesinden çok Çin'de hayranları bulunuyor.
Misaki, Çin'de "Erkeklerin Tanrıçası" olarak da biliniyor.
3 Nisan 2015 Cuma
120 bin işsize ağaç dikim işi
Seçime iki ay kala emekliler için yeni bir paket gündeme getiren hükümet, dün de üretim paketi açıkladı. Toplam 2.8 milyar TL’lik paketin en önemli ayağını 120 bin kişiye geçici iş verilmesi oluşturuyor. Yatırım ve istihdam teşviklerinin arttırılarak sürdürülmesi de paketin önemli düzenlemeleri arasında bulunuyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu, ekonomi bakanlarıyla birlikte açıkladığı paketin emeklilere yapılan zamla birlikte değerlendirildiğinde 7.5 milyar TL’lik bir maliyetinin olacağını söyledi.
KURSİYER ALANIN PRİMLERİ DEVLETTEN
İşbaşı eğitim programlarında 6 ay süreyle çalışacak kursiyerlere İŞKUR asgari ücret ödeyecek. İşverenin kursiyerler için yaptığı harcamalar vergiden düşülebilecek. Kursiyerler süreç sonunda aynı işkolunda işe alınırsa imalat sektöründe 42, diğer sektörlerde 30 ay boyunca SGK işveren primlerini İŞKUR ödeyecek. 2015 Temmuz ayına kadar işbaşı eğitimine başlanmış olunursa, ilave 6 ay daha teşvik verilecek.
TOPLUM YARARINA İŞE ALINACAKLAR
Toplum yararına çalışma kapsamında ilave 120 bin kişi daha işe alınacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ilk olarak 2008 yılında uygulamaya giren toplum yararına çalışmayla işe alınacak olanların ağaç dikimi ve çevre işlerini yapacağını açıkladı. Toplam maliyeti 1 milyar TL olacak düzenlemenin kaynağı İşsizlik Sigortası Fonu olacak.
YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMINA DESTEK
İlerİ teknoloji sınıfında yer alan yatırımlar öncelikli yatırım olacak ve 5. bölge teşviklerinden yararlanacak. Ayrıca yıl sonuna kadar başlayan yatırımlar için daha yüksek oran ve sürelerde vergi indirimi ve sigorta primi desteği uygulanacak.
YATIRIM DÖNEMİ VERGİDE İNDİRİM ARTACAK
Yatırım döneminde yatırımcının yararlanabileceği vergi indirimleri daha yüksek olacak. Örneğin dördüncü bölgede 5 milyon TL’lik bir yatırım için şu anda yatırım döneminde 450 bin TL’lik, işletme döneminde 1 milyon 50 bin TL’lik vergi indirimi uygulanıyor. Yeni dönemde ise bu rakamlar yatırım döneminde 975 bin TL, işletme döneminde 525 bin TL olacak. Böylece yatırım döneminde kullanılabilecek vergi indirim oranı yüzde 65’e kadar çıkacak.
SANAYİCİYE KKDF KOLAYLIĞI
Nakdi sermaye artırımı yapan şirketler artırılan sermayenin belli bir kısmını her yıl Kurumlar Vergisi’nden indirebilecek. Böylece şirketlerin borç yerine öz kaynak kullanımının özendirilmesi amaçlanıyor. Yatırım malları ve ara mallarının vadeli ithalatında kaynak kullanımı destekleme fonu (kkdf) yüzde 6 yerine sıfır olacak. Bu yolla sanayicinin girdi maliyeti azaltılacak.
TÜBİTAK ORTAK OLABİLECEK
TÜBİTAK tarafından başta enerji, ulaştırma ve sağlık sektörleri olmak üzere imalat sanayinde hazırlanan projeler Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla desteklenecek. Projeler özel sektör tarafından hayata geçirilecek. TÜBİTAK gerektiği takdirde bu şirketlere belirli bir süre ortak olabilecek. KOBİ’lerin finansmana erişiminin artırılması için, taşınırları teminat olarak kullanmasına olanak sağlayan bir kanun tasarısı meclise sevk edilecek.
TASARIM AAR-GE DESTEĞİ
Tasarım merkezleri, AR-GE merkezleri gibi desteklenecek. AR-GE ve tasarım personelinin daha esnek çalışmasına olanak sağlanacak. TBMM’de kabul edilen kanunla, kredi garanti fonuna aktarılacak kaynak 1 milyar TL’den 2 milyar TL’ye çıkarıldı. Böylece Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar TL’ye kadar Hazine kefaletiyle kredi kullandırılmasının yolu açılacak. Aynı düzenleme ile kadın girişimcilerin 100 bin TL’ye kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu’nun desteği sağlanırken; imalatçı KOBİ’lere verilecek kefalette vade 8 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Kefalet oranı da imalatçı KOBİ’ler için yüzde 75 değil 80 olacak.
Babacan ekibin içinde olmaya devam edecek
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Ak Parti’nin üç dönem kuralı nedeniyle seçimlerden sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da aralarında bulunduğu bazı isimlerin listede yer alıp almayacağıyla ilgili, olarak da “Ekipte olmaya devam edecekler” yorumunda bulundu. Şimdiye kadar hükümette bir süreklilik problemi olmadığını belirten Davutoğlu, “Hiçbir şekilde ne ekonomi yönetiminde ne siyasi adalet yargı yönetiminde ne eğitimde ne dış politika yönetiminde süreklilik problem olmayacak. Aynı çizgide, aynı perspektifte hükümetlerimiz görev alacak. Süreklilik mantığı içinde bu çizgi sürdürülecek. İkincisi, hani sağ tarafa arkadaşlarıma şimdi söylüyorum, Ali Bey, Faruk Bey, Nurettin Bey, bu arkadaşlarımız bu ekibin içinde yer olmaya devam edecek. Bizim anlayışımızda düşüncemizde felsefemizde emeklilik diye bir şey yok. Yani siyasette de hayatta da. Emeklilik yani hukuken var ama biz son nefese kadar bu millete, bu ülkeye, insanlığa hizmet etmek için yaşayan bireyleriz. Anlayışımız budur. Dolasıyla herhalde kimse, üçü maşallah benden genç oldukları için, üç arkadaşımın da benden önce emekli olacağı kimse düşünmesin” ifadelerini kullandı. Davutoğlu’nun açıklamaları siyaset kulislerinde “3 dönemlik bazı bakanlar dışarıdan bakan olarak atanabilir” yorumlarına da yol açtı. Davutoğlu’nun açıklamasından önce salona AK Parti Milletvekili aday adayı İbrahim Turhan’ın da gelmesi ise “Yeni dönem ekonomi yönetiminin sinyalleri veriliyor” kulislerine neden oldu. (hürriyet.com.tr)
KURSİYER ALANIN PRİMLERİ DEVLETTEN
İşbaşı eğitim programlarında 6 ay süreyle çalışacak kursiyerlere İŞKUR asgari ücret ödeyecek. İşverenin kursiyerler için yaptığı harcamalar vergiden düşülebilecek. Kursiyerler süreç sonunda aynı işkolunda işe alınırsa imalat sektöründe 42, diğer sektörlerde 30 ay boyunca SGK işveren primlerini İŞKUR ödeyecek. 2015 Temmuz ayına kadar işbaşı eğitimine başlanmış olunursa, ilave 6 ay daha teşvik verilecek.
TOPLUM YARARINA İŞE ALINACAKLAR
Toplum yararına çalışma kapsamında ilave 120 bin kişi daha işe alınacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ilk olarak 2008 yılında uygulamaya giren toplum yararına çalışmayla işe alınacak olanların ağaç dikimi ve çevre işlerini yapacağını açıkladı. Toplam maliyeti 1 milyar TL olacak düzenlemenin kaynağı İşsizlik Sigortası Fonu olacak.
YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMINA DESTEK
İlerİ teknoloji sınıfında yer alan yatırımlar öncelikli yatırım olacak ve 5. bölge teşviklerinden yararlanacak. Ayrıca yıl sonuna kadar başlayan yatırımlar için daha yüksek oran ve sürelerde vergi indirimi ve sigorta primi desteği uygulanacak.
YATIRIM DÖNEMİ VERGİDE İNDİRİM ARTACAK
Yatırım döneminde yatırımcının yararlanabileceği vergi indirimleri daha yüksek olacak. Örneğin dördüncü bölgede 5 milyon TL’lik bir yatırım için şu anda yatırım döneminde 450 bin TL’lik, işletme döneminde 1 milyon 50 bin TL’lik vergi indirimi uygulanıyor. Yeni dönemde ise bu rakamlar yatırım döneminde 975 bin TL, işletme döneminde 525 bin TL olacak. Böylece yatırım döneminde kullanılabilecek vergi indirim oranı yüzde 65’e kadar çıkacak.
SANAYİCİYE KKDF KOLAYLIĞI
Nakdi sermaye artırımı yapan şirketler artırılan sermayenin belli bir kısmını her yıl Kurumlar Vergisi’nden indirebilecek. Böylece şirketlerin borç yerine öz kaynak kullanımının özendirilmesi amaçlanıyor. Yatırım malları ve ara mallarının vadeli ithalatında kaynak kullanımı destekleme fonu (kkdf) yüzde 6 yerine sıfır olacak. Bu yolla sanayicinin girdi maliyeti azaltılacak.
TÜBİTAK ORTAK OLABİLECEK
TÜBİTAK tarafından başta enerji, ulaştırma ve sağlık sektörleri olmak üzere imalat sanayinde hazırlanan projeler Türkiye Kalkınma Bankası aracılığıyla desteklenecek. Projeler özel sektör tarafından hayata geçirilecek. TÜBİTAK gerektiği takdirde bu şirketlere belirli bir süre ortak olabilecek. KOBİ’lerin finansmana erişiminin artırılması için, taşınırları teminat olarak kullanmasına olanak sağlayan bir kanun tasarısı meclise sevk edilecek.
TASARIM AAR-GE DESTEĞİ
Tasarım merkezleri, AR-GE merkezleri gibi desteklenecek. AR-GE ve tasarım personelinin daha esnek çalışmasına olanak sağlanacak. TBMM’de kabul edilen kanunla, kredi garanti fonuna aktarılacak kaynak 1 milyar TL’den 2 milyar TL’ye çıkarıldı. Böylece Kredi Garanti Fonu aracılığıyla 20 milyar TL’ye kadar Hazine kefaletiyle kredi kullandırılmasının yolu açılacak. Aynı düzenleme ile kadın girişimcilerin 100 bin TL’ye kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için Kredi Garanti Fonu’nun desteği sağlanırken; imalatçı KOBİ’lere verilecek kefalette vade 8 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Kefalet oranı da imalatçı KOBİ’ler için yüzde 75 değil 80 olacak.
Babacan ekibin içinde olmaya devam edecek
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, Ak Parti’nin üç dönem kuralı nedeniyle seçimlerden sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da aralarında bulunduğu bazı isimlerin listede yer alıp almayacağıyla ilgili, olarak da “Ekipte olmaya devam edecekler” yorumunda bulundu. Şimdiye kadar hükümette bir süreklilik problemi olmadığını belirten Davutoğlu, “Hiçbir şekilde ne ekonomi yönetiminde ne siyasi adalet yargı yönetiminde ne eğitimde ne dış politika yönetiminde süreklilik problem olmayacak. Aynı çizgide, aynı perspektifte hükümetlerimiz görev alacak. Süreklilik mantığı içinde bu çizgi sürdürülecek. İkincisi, hani sağ tarafa arkadaşlarıma şimdi söylüyorum, Ali Bey, Faruk Bey, Nurettin Bey, bu arkadaşlarımız bu ekibin içinde yer olmaya devam edecek. Bizim anlayışımızda düşüncemizde felsefemizde emeklilik diye bir şey yok. Yani siyasette de hayatta da. Emeklilik yani hukuken var ama biz son nefese kadar bu millete, bu ülkeye, insanlığa hizmet etmek için yaşayan bireyleriz. Anlayışımız budur. Dolasıyla herhalde kimse, üçü maşallah benden genç oldukları için, üç arkadaşımın da benden önce emekli olacağı kimse düşünmesin” ifadelerini kullandı. Davutoğlu’nun açıklamaları siyaset kulislerinde “3 dönemlik bazı bakanlar dışarıdan bakan olarak atanabilir” yorumlarına da yol açtı. Davutoğlu’nun açıklamasından önce salona AK Parti Milletvekili aday adayı İbrahim Turhan’ın da gelmesi ise “Yeni dönem ekonomi yönetiminin sinyalleri veriliyor” kulislerine neden oldu. (hürriyet.com.tr)
4 Mart 2015 Çarşamba
Esad^dan kaçtı Emirgan'a rekor teklif verdi
Emirgan Korusu’na komşu olan arsada ihale süreci dün başladı, arsaya 8 talip çıktı. Tartışmalı arsaya en yüksek teklifi 1 milyar 224 milyon lirayla Akayteks Tekstil ve UCC ortaklığı verirken, satış toplam geliri için en yüksek teklif 3 milyar lira ile Tahincioğlu’ndan geldi.
Alışveriş merkezi ve gökdelen yapılacağı iddiaları ile tartışma yaratan Emirgan Korusu’na komşu arazinin ihalesi yapıldı. Geçtiğimiz yıl Özelleştirme İdaresi’nden araziyi 1 milyar 5 milyon 522 bin liraya satın alan Emlak Konut GYO’nun düzenlediği ihalede arsaya en yüksek teklif 1 milyar 224 milyon lira ile Akayteks Tekstil ve UCC ortaklığından geldi. Arazi ve proje için Emlak Konut GYO’ya en yüksek teklifi ise 3 milyar lira ile Tahincioğlu Gayrimenkul verdi. Arsaya ihalenin ilk oturumunda 8 talip çıktı. Emlak Konut’un ihaleye çıktığı 158 bin 497 metrekarelik arsanın üzerinde turizm tesisi yapılabilecek. İhaleyi kazanan firma arsa üzerinde 108 bin 700 metrekare inşaat yapma hakkı elde edecek.
KATAR SÜRPRİZİ
İhalede en yüksek teklifi arsa satışı karşılığı satış toplam geliri olarak Tahincioğlu verirken, Emlak Konut’a en yüksek teklifi ise Akayteks Tekstil ve UCC ortaklığı yaptı. Tahincioğlu Gayrimenkul, Tahincioğlu Yapı ve Nida İnşaat İş Ortaklığı arsa satışı karşılığı satış toplam gelirini 3 milyar lira olarak belirledi. Emlak Konut’a ise bu rakamın yüzde 30’unu yani 900 milyon lira önerdi. Akayteks Tekstil ve UCC ortaklığı, arsa satışı karşılığı satış toplam gelirini 2 milyar 400 milyon lira olarak belirledi. Emlak Konut GYO’ya 1 milyar 224 bin lira teklif etti. En yüksek teklifi veren ortaklardan Urbacon Trading and Contracting’in (UCC) Katar merkezli şirket olması da dikkat çekti.
ESAD'DAN KAÇTI
Habertürk'ten Ünsal Ereke'nin haberine göre UCC firması, özellikle Katar başta olmak üzere konut, otel, stadyum, endüstri yapılarının müteahhidi olarak öne çıkıyor. Ancak şirketin başka bir hikâyesi var.
UrbaCon Trading & Contracting (UCC) şirketinin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Muhammed Moataz El Hayat yürütüyor. UrbaCon, El Hayat’ın 17 şirketinden bir tanesi olarak öne çıkıyor. Genelde taahhüt işleri yapan şirketin Suriye, Katar ve Fas’ta işletmesini sürdürdüğü bazı yapıları da bulunuyor.
2011’de Suriye’deki olayların ardından El Hayat, Esad karşıtı muhaliflerin yanına geçti. Bunun üzerine Esad rejimi El Hayat ve ailesinin bütün malvarlıklarına el koydu.
El Hayat bu tarihten sonra ülkesini terk etti ve şu anda bütün girişimlerini yönettiği Katar’a yerleşti.
El Hayat ülkesindeki Esad karşıtı mücadeleyi de uzaktan destekliyor. Engineering News Record Dergisi’ne göre dünyanın en büyük 250 müteahhidi arasında UCC 184’üncü sırada bulunurken, şirketin yıllık geliri 1.1 milyar dolar olarak ölçülüyor. (habertürk.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)