Genelkurmay Karargâhı'ndaki aramalarda çarpıcı deliller ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan bir gün önce hesaplarındaki paraları çeken subayların dövize çevirdikleri ve yaklaşık 300 kişinin de 1 ay içinde eşinden boşandığı belirlendi.
Darbe girişiminin yaşandığı başlıca yerlerden Genelkurmay Karargahı’ndaki aramalarda çarpıcı delillere ulaşıldı.
Kurmay subayların odalarında yapılan aramalarda yüklü miktarda dolar bulundu. Darbe girişiminin başarılı olması halinde dolardaki artışı öngören subayların hesaplarında bulunan paralarını çekerek dolara çevirdiği belirlendi. Darbeci askerlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde ki tüm subayları fişlediği ve darbe girişimi anına ilişkin görüntülerin tanklarla imha edildiği tespit edildi.
YÜKLÜ MİKTARDA DOLAR ELE GEÇTİ
Askeri darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Bürosu Savcıları gözetimin de Genelkurmay Karargahı’nda darbe girişimine katılan subayların odalarında aramalar yapıldı. Kilitli dolaplar kırıldığında yüklü miktarda dolarlar ortaya çıktı. Özellikle darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gününden bir gün önce hesapların da ki paraları çeken subayların darbe girişiminin başarılı olması halinde dövizde ki artışı öngörerek dolara çevirdikleri belirlendi.
FİŞLEME LİSTELERİ ELE GEÇTİ
Aramalar sırasında çok sayıda fişleme listeleri de ele geçti. Listelerde Türk Silahlı Kuvveleri bünyesinde bulunan tüm subayların güvenilir ya da güvenilir olmayan şeklinde fişlendiği, darbe sonrası iş birliği yapılacak askerlerin bu yolla listelendiği belirlendi.
DARBECİ ASKERLERİN B PLANI
Darbeci askerlerin darbenin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ise B planı içinde hazırlık yaptıkları savcılar tarafından tespit edildi. Yaklaşık 300 civarında şüpheli askerin darbenin başarısız olması durumunda eşlerinin deşifre olmaması için bir ay önce den itibaren çeşitli tarihlerde boşandığı da savcılık yetkilileri tarafından tespit edildi.
HARDDİSKLERİ TANKLARLA EZMİŞLER
Savcılık darbe girişiminin yaşandığı gün Genelkurmay Karargahında yaşananlarla ilgili görüntülere ulaşmaya çalışıyor. Ancak genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının karargahtan çıkarılmasının ardından tüm kamera sistemi ve hard disklerin tanklarla ezilerek imha edildiği belirlendi. Hasar gören sistemler ve hard diskler üzerinde ise yetkililer yoğun şekilde çalışmalarını sürdürüyor. DHA
boşanma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
boşanma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Temmuz 2016 Cuma
9 Temmuz 2016 Cumartesi
Eşine ‘şişman ve kısa’ diyen kocaya 50 bin TLtazminat cezası
Mahkeme, davacı kocanın eşine karşı “kısa boylu, şişman olduğu ve kendisine layık olmadığı” şeklinde sözler sarf ederek duygusal şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu belirtti.
İstanbul'da yaşayan E.T. ile H.T. geçen yıl haziran ayında evlendi. Evlendikten 2 ay sonra çift, karşılıklı olarak mahkemeye başvurarak boşanma davası açtı. E.T., karısıyla aralarında sürekli tartışma yaşandığını, birbirlerine ruhsal ve fiziksel olarak uyum sağlayamadıklarını öne sürerken karşı dava açan H.T. ise kocasının müşterek evi terk ettiğini, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini ve “kısa boylu, şişman ve kendisine layık olmadığı” şeklinde sözler kullanarak mesajlar attığını iddia etti.
50 BİN TL NAFAKA
Habertürk’ten Serdar Kulaksız’ın haberine göre, aile mahkemesi geçtiğimiz günlerde dosyayı karara bağladı. Mahkeme, evlilik birliği içerisinde davacı kocanın eşine karşı “kısa boylu, şişman olduğu ve kendisine layık olmadığı” şeklinde sözler sarf ederek duygusal şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu belirtti. Buna karşın kadının boşanmaya sebep olan olaylarda hiçbir kusurunun ispat edilemediği belirtilen kararda, koca E.T.'nin ağır kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ifade edildi. Hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini belirten mahkeme, kocanın açtığı boşanma davasını reddederken, kadının açtığı boşanma davasının kabulüne karar verdi. 400 TL nafakaya hükmeden mahkeme, kocanın eşine karşı kullandığı “şişman ve kısa boylu olduğu, kendisine layık olmadığı” sözleri nedeniyle 50 bin TL maddi ve manevi tazminatın kocadan alınarak eşine verilmesine karar verdi.
İstanbul'da yaşayan E.T. ile H.T. geçen yıl haziran ayında evlendi. Evlendikten 2 ay sonra çift, karşılıklı olarak mahkemeye başvurarak boşanma davası açtı. E.T., karısıyla aralarında sürekli tartışma yaşandığını, birbirlerine ruhsal ve fiziksel olarak uyum sağlayamadıklarını öne sürerken karşı dava açan H.T. ise kocasının müşterek evi terk ettiğini, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini ve “kısa boylu, şişman ve kendisine layık olmadığı” şeklinde sözler kullanarak mesajlar attığını iddia etti.
50 BİN TL NAFAKA
Habertürk’ten Serdar Kulaksız’ın haberine göre, aile mahkemesi geçtiğimiz günlerde dosyayı karara bağladı. Mahkeme, evlilik birliği içerisinde davacı kocanın eşine karşı “kısa boylu, şişman olduğu ve kendisine layık olmadığı” şeklinde sözler sarf ederek duygusal şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu belirtti. Buna karşın kadının boşanmaya sebep olan olaylarda hiçbir kusurunun ispat edilemediği belirtilen kararda, koca E.T.'nin ağır kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ifade edildi. Hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini belirten mahkeme, kocanın açtığı boşanma davasını reddederken, kadının açtığı boşanma davasının kabulüne karar verdi. 400 TL nafakaya hükmeden mahkeme, kocanın eşine karşı kullandığı “şişman ve kısa boylu olduğu, kendisine layık olmadığı” sözleri nedeniyle 50 bin TL maddi ve manevi tazminatın kocadan alınarak eşine verilmesine karar verdi.
Hileli boşanmayı SGK affetmiyor
2013’te savcılığa suç duyurusu uygulaması kaldırılınca hileli boşandığı için aylığı kesilenler geçen yıl 19.277’ye ulaştı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2015 yılında ölüm aylığı alan 19 bin 277 kişinin boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığını tespit ederek aylıklarını kesti. SGK, bu kişilerden, haksız yere aldıkları aylıkları da yasal faiziyle geri istedi. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça’nın haberine göre, SGK'dan ölüm aylığı bağlatmak için öteden beri çeşitli hilelere başvuruluyor. Bekâr kız çocuklarına sağlanan ölen anne babalarından yetim aylığı hakkından yararlanmak için eşiyle muvazaalı olarak boşanma uygulaması en yaygın yöntemi oluşturuyor. Ölüm döşeğindeki kayınpederinden dul aylığı bağlatmak için kocasından boşanıp kayınpederiyle resmi nikâh kıyanlara da rastlanıyor.
Son yıllarda mevzuatta yapılan değişiklikler ile Yargıtay tarafından verilen bazı kararlar, kamuoyunda kafaların karışmasına yol açtı. Kafa karışıklığının en önemli sebebi, SGK'nın 2013 yılında yaptığı yönetmelik değişikliği oldu. SGK, “Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te 2013 yılında gerçekleştirdiği değişiklikle, “Boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşanması” durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunma uygulamasına son verdi. Bu değişiklik, ölüm aylığı almak için boşandığı eşiyle birlikte yaşayanların artık aylıklarının kesilmeyeceği şeklinde algılandı.
DOLANDIRICILIK İÇİN SUÇ DUYURUSU YOK
Bu değişiklikten önce, SGK, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı tespit edilenlerin hem aylığını kesiyor hem de cumhuriyet savcılıklarına, dolandırıcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyordu. Yapılan yargılamada, devleti dolandırmaktan dolayı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Bu kişiler ayrıca, yetim aylığı alarak elde ettikleri toplam menfaatin 2 katından az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılıyorlardı.
Ancak, dolandırıcılık iddiasını kanıtlamak çok zor olduğu için uzun süren yargılamalar genellikle SGK'nın aleyhine sonuçlanıyordu. SGK bu nedenle yönetmeliği değiştirerek suç duyurusunda bulunma uygulamasından vazgeçti ancak aylıkları kesmeye devam etti.
ÖDEME SGK'NIN HATASINDAN OLMUŞSA ZAMAN AŞIMI SÜRESİ 5 YIL
5510 sayılı kanunun 96. maddesine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan “yersiz ödemeler” geri alınıyor. Yersiz ödeme vatandaşın kusurlu veya kasıtlı davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru 10 yıllık süre içinde yapılan ödemeler geri alınıyor. Yersiz ödeme, SGK'nın hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa bu kez zaman aşımı süresi 5 yıl olarak uygulanıyor. Yersiz ödenen aylıkların 24 ay içerisinde SGK'ya iade edilmemesi halinde, ayrıca o dönemde yürürlükte olan kanuni faiz uygulanıyor.
96'NCI MADDEYE GÖRE KİMLERİN AYLIĞI KESİLİR?
5510 sayılı kanunun 96. Maddesi, ölüm aylığının yanı sıra haksız yere alınan diğer aylık ve gelirlerin de faiziyle birlikte kuruma iade edilmesini emrediyor. Bu nedenle, mağdur olmamak için hangi durumlarda aylık ve gelirin kesileceğini bilmek ve bu durumunu SGK'ya yazılı olarak bildirmek önem taşıyor. Aylık kesilmesini ve kesilmemesini gerektiren durumlar şöyle:
506 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (SSK):
-Yaşlılık aylığı alanlar kamu işyerlerinde çalışmaya başladıklarında bu aylıkları kesilir. İşçi statüsünde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler. Bağ-Kur'lu olarak aylıkları kesilmeden çalışabilirler.
– Malullük aylığı özel sektörde çalışmaya başladıklarında kesilir; Bağ-Kur'lu olarak ya da kamuda çalışırlarsa kesilmez. 2925
VE 1479 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (BAĞ-KUR):
– Yaşlılık aylığı kamuda çalışmaya başladıklarında kesilir. İşçi statüsünde sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler. Bağ-Kur'lu olarak, aylıkları kesilmeden çalışabilirler.
– Malullük aylığı özel sektörde, kamuda veya kendi adlarına Bağ-Kur'lu olarak çalışmaları durumunda kesilmez.
5434 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (EMEKLİ SANDIĞI):
– Emekli aylığı özel sektör ve Bağ- Kur'lu olarak çalışmaları halinde kesilmez. Kamuda çalışmaya başlarlarsa emekli aylıkları kesilip sigortaları yatırılmaya devam eder.
-Vazife malullüğü: Kamuda, özel sektörde veya Bağ-Kur'lu çalışmaları durumunda aylıkları kesilmez.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN 2011'DEKİ KARARIYLA İADENİN ÖNÜ AÇILDI
SGK'nın bu işleminin yasal dayanağını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlıklı 56. maddesinin 2. fıkrası oluşturuyor. Söz konusu fıkra, “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır” diyor. Sosyal güvenlik mevzuatına 1 Ekim 2008 tarihinde giren söz konusu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla 2009 yılında Diyarbakır, Zonguldak ve Malatya iş mahkemelerince Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. AYM, 2011 yılında verdiği kararla, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığı hükmüne vardı ve tartışmayı noktaladı. Zaman zaman Yargıtay tarafından halen, bu konuda açılmış davalarda, aylığı kesilenler lehine karar verildiği olabiliyor. Ancak, bu kararların gerekçesi çoğunlukla, fiilen birlikte yaşadıklarının yeterli delille kanıtlanmaması olarak gösteriliyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2012 yılında verdiği içtihat niteliğindeki kararda, “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” şeklindeki kanun hükmünün tartışmasız olduğuna dikkat çekildi. Kararda, kanunun, boşanmanın muvazaalı olup olmadığını sorgulamadan, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen kişilerin aylıklarının kesilmesini emrettiği vurgulandı.
KIZ ÇOCUKLARI EVLENDİĞİ ZAMAN AYLIK KESİLİYOR
Kanun uyarınca, anne babasından dolayı yetim aylığı alan kız çocukları evlendiklerinde aylıkları kesiliyor. Boşandıkları takdirde ise yetim aylığı yeniden bağlanıyor.
HİLE NASIL TESPİT EDİLİYOR?
Çoğunlukla Alo 170 hattına gelen ihbarlar değerlendiriliyor.
– İhbarlar daha çok kişilerin komşusu, kardeşi gibi yakınları tarafından yapılıyor.
– İhbarlar sıraya konulup kamu kurumlarından alınan bilgilerle adresten çevre soruşturması yapılıyor.
– İlk olarak şikâyetçi olan kişilerden yazılı ifade alınıyor. Sonra ekipler bir dedektif gibi inceleme yapmaya başlıyor.
– Önce muhtardan bilgi alınıyor. Komşularından, marketinden, çevresindekilerden ifadeler alınıyor.
– Genelde olumsuz bir görüntü yaşanmaması için eve gidilmiyor. Çevreden gizli soruşturma yapılıyor.
AYLIĞI KESİLENLER ÇOĞUNLUKLA İŞÇİ
SGK 2015 yılında 4/a (SSK) statüsündeki 15 bin 488 kişinin 4/b (Bağ-Kur) statüsündeki 684 kişinin ve 4/c ( Emekli Sandığı) statüsündeki 3 bin 105 kişinin ölüm aylığını, “boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadıkları” için kesti. (Sözcü)
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2015 yılında ölüm aylığı alan 19 bin 277 kişinin boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığını tespit ederek aylıklarını kesti. SGK, bu kişilerden, haksız yere aldıkları aylıkları da yasal faiziyle geri istedi. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça’nın haberine göre, SGK'dan ölüm aylığı bağlatmak için öteden beri çeşitli hilelere başvuruluyor. Bekâr kız çocuklarına sağlanan ölen anne babalarından yetim aylığı hakkından yararlanmak için eşiyle muvazaalı olarak boşanma uygulaması en yaygın yöntemi oluşturuyor. Ölüm döşeğindeki kayınpederinden dul aylığı bağlatmak için kocasından boşanıp kayınpederiyle resmi nikâh kıyanlara da rastlanıyor.
Son yıllarda mevzuatta yapılan değişiklikler ile Yargıtay tarafından verilen bazı kararlar, kamuoyunda kafaların karışmasına yol açtı. Kafa karışıklığının en önemli sebebi, SGK'nın 2013 yılında yaptığı yönetmelik değişikliği oldu. SGK, “Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te 2013 yılında gerçekleştirdiği değişiklikle, “Boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşanması” durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunma uygulamasına son verdi. Bu değişiklik, ölüm aylığı almak için boşandığı eşiyle birlikte yaşayanların artık aylıklarının kesilmeyeceği şeklinde algılandı.
DOLANDIRICILIK İÇİN SUÇ DUYURUSU YOK
Bu değişiklikten önce, SGK, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı tespit edilenlerin hem aylığını kesiyor hem de cumhuriyet savcılıklarına, dolandırıcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulunuyordu. Yapılan yargılamada, devleti dolandırmaktan dolayı 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Bu kişiler ayrıca, yetim aylığı alarak elde ettikleri toplam menfaatin 2 katından az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılıyorlardı.
Ancak, dolandırıcılık iddiasını kanıtlamak çok zor olduğu için uzun süren yargılamalar genellikle SGK'nın aleyhine sonuçlanıyordu. SGK bu nedenle yönetmeliği değiştirerek suç duyurusunda bulunma uygulamasından vazgeçti ancak aylıkları kesmeye devam etti.
ÖDEME SGK'NIN HATASINDAN OLMUŞSA ZAMAN AŞIMI SÜRESİ 5 YIL
5510 sayılı kanunun 96. maddesine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan “yersiz ödemeler” geri alınıyor. Yersiz ödeme vatandaşın kusurlu veya kasıtlı davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru 10 yıllık süre içinde yapılan ödemeler geri alınıyor. Yersiz ödeme, SGK'nın hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa bu kez zaman aşımı süresi 5 yıl olarak uygulanıyor. Yersiz ödenen aylıkların 24 ay içerisinde SGK'ya iade edilmemesi halinde, ayrıca o dönemde yürürlükte olan kanuni faiz uygulanıyor.
96'NCI MADDEYE GÖRE KİMLERİN AYLIĞI KESİLİR?
5510 sayılı kanunun 96. Maddesi, ölüm aylığının yanı sıra haksız yere alınan diğer aylık ve gelirlerin de faiziyle birlikte kuruma iade edilmesini emrediyor. Bu nedenle, mağdur olmamak için hangi durumlarda aylık ve gelirin kesileceğini bilmek ve bu durumunu SGK'ya yazılı olarak bildirmek önem taşıyor. Aylık kesilmesini ve kesilmemesini gerektiren durumlar şöyle:
506 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (SSK):
-Yaşlılık aylığı alanlar kamu işyerlerinde çalışmaya başladıklarında bu aylıkları kesilir. İşçi statüsünde, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler. Bağ-Kur'lu olarak aylıkları kesilmeden çalışabilirler.
– Malullük aylığı özel sektörde çalışmaya başladıklarında kesilir; Bağ-Kur'lu olarak ya da kamuda çalışırlarsa kesilmez. 2925
VE 1479 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (BAĞ-KUR):
– Yaşlılık aylığı kamuda çalışmaya başladıklarında kesilir. İşçi statüsünde sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilirler. Bağ-Kur'lu olarak, aylıkları kesilmeden çalışabilirler.
– Malullük aylığı özel sektörde, kamuda veya kendi adlarına Bağ-Kur'lu olarak çalışmaları durumunda kesilmez.
5434 SAYILI YASA KAPSAMINDAKİLER (EMEKLİ SANDIĞI):
– Emekli aylığı özel sektör ve Bağ- Kur'lu olarak çalışmaları halinde kesilmez. Kamuda çalışmaya başlarlarsa emekli aylıkları kesilip sigortaları yatırılmaya devam eder.
-Vazife malullüğü: Kamuda, özel sektörde veya Bağ-Kur'lu çalışmaları durumunda aylıkları kesilmez.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN 2011'DEKİ KARARIYLA İADENİN ÖNÜ AÇILDI
SGK'nın bu işleminin yasal dayanağını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlıklı 56. maddesinin 2. fıkrası oluşturuyor. Söz konusu fıkra, “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır” diyor. Sosyal güvenlik mevzuatına 1 Ekim 2008 tarihinde giren söz konusu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla 2009 yılında Diyarbakır, Zonguldak ve Malatya iş mahkemelerince Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. AYM, 2011 yılında verdiği kararla, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığı hükmüne vardı ve tartışmayı noktaladı. Zaman zaman Yargıtay tarafından halen, bu konuda açılmış davalarda, aylığı kesilenler lehine karar verildiği olabiliyor. Ancak, bu kararların gerekçesi çoğunlukla, fiilen birlikte yaşadıklarının yeterli delille kanıtlanmaması olarak gösteriliyor. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2012 yılında verdiği içtihat niteliğindeki kararda, “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” şeklindeki kanun hükmünün tartışmasız olduğuna dikkat çekildi. Kararda, kanunun, boşanmanın muvazaalı olup olmadığını sorgulamadan, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen kişilerin aylıklarının kesilmesini emrettiği vurgulandı.
KIZ ÇOCUKLARI EVLENDİĞİ ZAMAN AYLIK KESİLİYOR
Kanun uyarınca, anne babasından dolayı yetim aylığı alan kız çocukları evlendiklerinde aylıkları kesiliyor. Boşandıkları takdirde ise yetim aylığı yeniden bağlanıyor.
HİLE NASIL TESPİT EDİLİYOR?
Çoğunlukla Alo 170 hattına gelen ihbarlar değerlendiriliyor.
– İhbarlar daha çok kişilerin komşusu, kardeşi gibi yakınları tarafından yapılıyor.
– İhbarlar sıraya konulup kamu kurumlarından alınan bilgilerle adresten çevre soruşturması yapılıyor.
– İlk olarak şikâyetçi olan kişilerden yazılı ifade alınıyor. Sonra ekipler bir dedektif gibi inceleme yapmaya başlıyor.
– Önce muhtardan bilgi alınıyor. Komşularından, marketinden, çevresindekilerden ifadeler alınıyor.
– Genelde olumsuz bir görüntü yaşanmaması için eve gidilmiyor. Çevreden gizli soruşturma yapılıyor.
AYLIĞI KESİLENLER ÇOĞUNLUKLA İŞÇİ
SGK 2015 yılında 4/a (SSK) statüsündeki 15 bin 488 kişinin 4/b (Bağ-Kur) statüsündeki 684 kişinin ve 4/c ( Emekli Sandığı) statüsündeki 3 bin 105 kişinin ölüm aylığını, “boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadıkları” için kesti. (Sözcü)
29 Nisan 2016 Cuma
Cumhurbaşkanı'na hakaret eden eşinden boşandı
İzmir’in Torbalı ilçesinde, televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıkınca eşi G.D.'nin Cumhurbaşkanı'na devamlı küfür ve hakaret etmesi nedeniyle eşinin hakaretlerini ses kaydına alan ve savcılığa suç duyurusunda bulunan Ali D., eşinden tek celsede boşandı. Ali D., “Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
Torbalı ilçesinde şehir içi TIR şoförlüğü yapan Ali D. (40), yaklaşık 3 yıl önce ikinci evliliğini yaparak bir giyim firmasında ekip liderliği yapan G.D. (38) ile hayatını birleştirdi. İddiaya göre, evde akşam televizyon izlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyona çıkınca G.D., Cumhurbaşkanı’na küfür ve hakaret etti. Eşinin Cumhurbaşkanına hakaret etmesini istemeyen Ali D., eşini sürekli uyarıyordu. Bütün uyarılara rağmen G.D., küfür ve hakaretlere devam edince Ali D., Cumhurbaşkanına hakaret eden eşini ses kaydına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET EDEN BİRİYLE YAŞAYAMAZDIM'
Bu olaydan sonra boşanma davası açtı. Bugün İzmir 10. Aile Mahkemesinde görülen davada, eşler anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Boşanma sonrası İhlas Haber Ajansına konuşan Ali D., “Ben anlaşmalı olarak boşanmak istedim. Bir an evvel bitsin istiyordum evliliğimizin. Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
HAKARETİ SES KAYDINA ALMIŞTI
Hakaret olayının nasıl gerçekleştiğini anlatan Ali D., şunları söyledi: "Evde haberleri izlediğimiz esnada devamlı Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ağır hakaretlerde bulunuyordu. Ben devamlı kendisini uyardım, Cumhurbaşkanımıza hakaret etme diye. Küfürleri tekrarlayınca en sonunda dayanamayıp eşime, ‘Senin hakaretlerini ses kaydına alırım, şikayette bulunurum’ dedim. O bana ses kaydını aç hakaretleri yapayım’ dedi. Bende ses kaydını açtım eşim hem bana hem de Cumhurbaşkanımıza hakaret etti. Cumhurbaşkanımıza ve bana ettiği hakaretler nedeniyle benim savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı bildiği için benden önce davranıp bana boşanma davası açtı. Eski eşime geçen Ağustos ayında evi kendisinin üzerine yapmıştım. Bu devirden sonra huy ve hareketleri değişmişti.’’ Hürriyet
Torbalı ilçesinde şehir içi TIR şoförlüğü yapan Ali D. (40), yaklaşık 3 yıl önce ikinci evliliğini yaparak bir giyim firmasında ekip liderliği yapan G.D. (38) ile hayatını birleştirdi. İddiaya göre, evde akşam televizyon izlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan televizyona çıkınca G.D., Cumhurbaşkanı’na küfür ve hakaret etti. Eşinin Cumhurbaşkanına hakaret etmesini istemeyen Ali D., eşini sürekli uyarıyordu. Bütün uyarılara rağmen G.D., küfür ve hakaretlere devam edince Ali D., Cumhurbaşkanına hakaret eden eşini ses kaydına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET EDEN BİRİYLE YAŞAYAMAZDIM'
Bu olaydan sonra boşanma davası açtı. Bugün İzmir 10. Aile Mahkemesinde görülen davada, eşler anlaşmalı olarak tek celsede boşandı. Boşanma sonrası İhlas Haber Ajansına konuşan Ali D., “Ben anlaşmalı olarak boşanmak istedim. Bir an evvel bitsin istiyordum evliliğimizin. Cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir kişinin bana eş olamayacağını düşündüm. Bu evliliği fazla sürdürmeye gerek yoktu’’ dedi.
HAKARETİ SES KAYDINA ALMIŞTI
Hakaret olayının nasıl gerçekleştiğini anlatan Ali D., şunları söyledi: "Evde haberleri izlediğimiz esnada devamlı Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak ağır hakaretlerde bulunuyordu. Ben devamlı kendisini uyardım, Cumhurbaşkanımıza hakaret etme diye. Küfürleri tekrarlayınca en sonunda dayanamayıp eşime, ‘Senin hakaretlerini ses kaydına alırım, şikayette bulunurum’ dedim. O bana ses kaydını aç hakaretleri yapayım’ dedi. Bende ses kaydını açtım eşim hem bana hem de Cumhurbaşkanımıza hakaret etti. Cumhurbaşkanımıza ve bana ettiği hakaretler nedeniyle benim savcılığa suç duyurusunda bulunacağımı bildiği için benden önce davranıp bana boşanma davası açtı. Eski eşime geçen Ağustos ayında evi kendisinin üzerine yapmıştım. Bu devirden sonra huy ve hareketleri değişmişti.’’ Hürriyet
Beratcan'ın babası eşine boşanma davası açtı
İstanbul Kartal'da kaybolduktan 15 gün sonra Tuzla'da cesedi bulunan 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ün babası Ergün Karakütük avukatıyla birlikte Anadolu Adliyesine gelerek eşi Türkan Karakütük'e boşanma davası açtı.
Bugün öğle saatlerinde Avukat Hicran İlhan ile birlikte Anadolu Adliyesi'ne gelen Ergün Karakütük, eşi Türkan Karakütük'e kendi çocuğunun ölümüne sebebiyet vermesinde dolayı boşanma davası açmak için geldi.
Adliye önünde avukatıyla birlikte İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Ergün Karakütük; “Adliyeye gelişimin sebebi boşanma davası açtım. Süreci hızlandırmak için. Olaylar geçti başımdan ve onları da burada konuşmak için geldim. Daha önceden beni aldattığından haberim vardı ama eşimle konuştuğum zaman da ilk baştan bana sadece telefonla konuştuğunu söyledi. Herhangi bir şey olmadığını ona güvenmemi istedi. Bu şekilde bir şey olduğunu bilmiyordum daha sonra olaylar gerçekleştikten sonra öğrendim. Olayla alakalı benim evim taşlandı, çocuğumun psikolojisi bozuldu. Çocuğum şu anda başkasının yanında kalıyor. Benimle dahi görüşmek istemiyor. Çocuğum gerçekten psikolojisi çok bozuldu. Benim evim taşlandı bazı kendini bilmeyen kişiler evimi taşladı. Adresimi değiştirmek zorunda kaldım işimden oldum. Şu anda işsizim çok çaresiz bir durumdayım. Eşimle görüşmüyorum. nerede olduğunu bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum bu saatten sonra. Benden uzak olsun Allah'a yakın olsun ama cezasını çekecek diye düşünüyorum. Kedisinden şikayetçi oldum. Çocuğumun ölümüne sebep olduğundan dolayı ben kendisinden şikayetçi oldum” şeklinde konuştu.
DİĞER ÇOCUKLARININ VELAYETİNİ İSTİYOR
İstanbul Anadolu Adliyesine bugün gelmelerinin sebebinin medyaya daha öncede yansımış olan Beratcan 'ın kamuoyunda büyük yankı uyandıran ölümüyle ilgili olarak hem dosyasındaki ifadeler ve aynı zamanda boşanma davası açmak için olduğunu söyleyen Avukat Hicran İlhan, “Burada soruşturma dosyası kapsamında gizlilik kararı ve basın yasağı devam etmekte olduğu için çok fazla soruşturma dosyasıyla ilgili içeriğe giremeyeceğiz. Eşi olarak görünen Türkan hanımın kendi çocuğunu tasarlayarak ölümüne sebebiyet vermek suçundan şüpheli sıfatıyla yargılanması ve tutuklanması nedeniyle boşanma davasını açmış bulunmaktayız. Müvekkilimin de söylemiş olduğu gibi daha önce aldatıldığından şüphelendi ancak aile düzeni ve çocuklarının geleceği için boşama davası açamadı. Fakat sonrasında bir kereye mahsus telefonla görüşmeden kaynaklanan aldatma olayının devam ettiğini buradaki ifadelerinden anlamamız doğrultusunda ve çocuğunun ölümüne sebebiyet vermesinden dolayı bugün burada boşanma davasını başlattık. Aynı zamanda diğer çocuğu 15 yaşında. Ailesini düzenini ve yaşadığı evi değiştirmek zorunda kaldı. Şehir dışına taşınmak zorunda kaldı. Diğer çocuğunda velayetini isteyeceğiz davamızın konusu bu yöndedir. Soruşturma dosyasına gireceği için diğer konularla ilgili beyanat vermeyeceğiz” dedi.
Bugün öğle saatlerinde Avukat Hicran İlhan ile birlikte Anadolu Adliyesi'ne gelen Ergün Karakütük, eşi Türkan Karakütük'e kendi çocuğunun ölümüne sebebiyet vermesinde dolayı boşanma davası açmak için geldi.
Adliye önünde avukatıyla birlikte İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Ergün Karakütük; “Adliyeye gelişimin sebebi boşanma davası açtım. Süreci hızlandırmak için. Olaylar geçti başımdan ve onları da burada konuşmak için geldim. Daha önceden beni aldattığından haberim vardı ama eşimle konuştuğum zaman da ilk baştan bana sadece telefonla konuştuğunu söyledi. Herhangi bir şey olmadığını ona güvenmemi istedi. Bu şekilde bir şey olduğunu bilmiyordum daha sonra olaylar gerçekleştikten sonra öğrendim. Olayla alakalı benim evim taşlandı, çocuğumun psikolojisi bozuldu. Çocuğum şu anda başkasının yanında kalıyor. Benimle dahi görüşmek istemiyor. Çocuğum gerçekten psikolojisi çok bozuldu. Benim evim taşlandı bazı kendini bilmeyen kişiler evimi taşladı. Adresimi değiştirmek zorunda kaldım işimden oldum. Şu anda işsizim çok çaresiz bir durumdayım. Eşimle görüşmüyorum. nerede olduğunu bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum bu saatten sonra. Benden uzak olsun Allah'a yakın olsun ama cezasını çekecek diye düşünüyorum. Kedisinden şikayetçi oldum. Çocuğumun ölümüne sebep olduğundan dolayı ben kendisinden şikayetçi oldum” şeklinde konuştu.
DİĞER ÇOCUKLARININ VELAYETİNİ İSTİYOR
İstanbul Anadolu Adliyesine bugün gelmelerinin sebebinin medyaya daha öncede yansımış olan Beratcan 'ın kamuoyunda büyük yankı uyandıran ölümüyle ilgili olarak hem dosyasındaki ifadeler ve aynı zamanda boşanma davası açmak için olduğunu söyleyen Avukat Hicran İlhan, “Burada soruşturma dosyası kapsamında gizlilik kararı ve basın yasağı devam etmekte olduğu için çok fazla soruşturma dosyasıyla ilgili içeriğe giremeyeceğiz. Eşi olarak görünen Türkan hanımın kendi çocuğunu tasarlayarak ölümüne sebebiyet vermek suçundan şüpheli sıfatıyla yargılanması ve tutuklanması nedeniyle boşanma davasını açmış bulunmaktayız. Müvekkilimin de söylemiş olduğu gibi daha önce aldatıldığından şüphelendi ancak aile düzeni ve çocuklarının geleceği için boşama davası açamadı. Fakat sonrasında bir kereye mahsus telefonla görüşmeden kaynaklanan aldatma olayının devam ettiğini buradaki ifadelerinden anlamamız doğrultusunda ve çocuğunun ölümüne sebebiyet vermesinden dolayı bugün burada boşanma davasını başlattık. Aynı zamanda diğer çocuğu 15 yaşında. Ailesini düzenini ve yaşadığı evi değiştirmek zorunda kaldı. Şehir dışına taşınmak zorunda kaldı. Diğer çocuğunda velayetini isteyeceğiz davamızın konusu bu yöndedir. Soruşturma dosyasına gireceği için diğer konularla ilgili beyanat vermeyeceğiz” dedi.
29 Şubat 2016 Pazartesi
"Dijital boşanma"ya büyük ilgi
Yılda ortalama 35 bin çiftin boşanma başvurusu yaptığı Hollanda'da, internet üzerinden gerçekleştirilen "dijital boşanma"ların sayısı giderek artıyor.
Hükümetin boşanmaları kolaylaştırmak için kurduğu siteye haftada ortalama 15 - 20 başvuru yapılıyor.
"Dijital boşanma", normal boşanma davalarına göre çok daha az masraflı. Ancak Aile Avukatları ve Arabulucuları Derneği, yeni sistemden memnun değil.
Bir yıllık denemenin ardından üç ay önce hizmete sokulan sitenin kuruluş amaçlarından biri, sorunlu çiftlerin karşı karşıya gelmeden, kavgasız biçimde boşanmalarına yardımcı olmaktı.
Ancak, masrafların düşüklüğü nedeniyle site kullanıcılarının yüzde 60'ını anlaşarak boşanmak isteyen çiftler oluşturuyor.
3 BİN EURO YERİNE 120 EURO
Normal bir boşanma davası, mahkeme harçlarıyla birlikte 3 bin euroyu buluyor. Ancak internet üzerinden yapılan boşanmaların toplam maliyeti 120 euro civarında.
Site üzerinden bugüne kadar 1520 boşanma başvurusu yapıldı. Bunlardan 600 çiftin boşanmış ya da boşanmak üzere olduğu belirtiliyor.
İnternet üzerinden yapılan başvurular, anlaşmazlık ve müzakere uzmanı avukatlar tarafından inceleniyor.
Çiftler, nafaka, velayet, ziyaret hakları ve mülkiyet gibi konularda internet üzerinden mesajlaşma yoluyla bildirimde bulunuyor.
Gereken durumlarda, başvuruyu inceleyen avukat anlık mesajlaşma yoluyla çiftlere sorular yöneltiyor ya da onların sorularına yanıt veriyor.
Başvurunun tamamlanmasının arından yetkili avukat bunu mahkemeye iletiyor. Hollanda'da boşanma davaları ortalama 3 - 4 ay sürüyor.
Projede yer alan avukatlardan Corry van Zeeland, Volkskrant gazetesine açıklamasında dijital boşanmanın çiftler arasındaki sorunları asgariye indirdiğini söyledi.
'SORUMSUZLUK'
Aile Avukatları ve Arabulucuları Derneği ise, dijital boşanma uygulamasını "sorumsuzluk" diye değerlendiriyor.
Derneğe göre, her boşanmada karmaşık hukuki, finansal ve vergi sorunları ortaya çıkıyor. İnternet yoluyla boşanma, aile avukatlarına farklı bir iş yükü getiriyor.
Dernek Başkanı Dianne Kroze, tepkilerinin kıskançlık ya da müşteri kaybetme korkusundan kaynaklanmadığını savunuyor. Üye avukatların kendi işleri yerine, dijital boşanmanın yarattığı sorunları tamir etmek için uğraştıklarını söylüyor. BBC Türkçe
Hükümetin boşanmaları kolaylaştırmak için kurduğu siteye haftada ortalama 15 - 20 başvuru yapılıyor.
"Dijital boşanma", normal boşanma davalarına göre çok daha az masraflı. Ancak Aile Avukatları ve Arabulucuları Derneği, yeni sistemden memnun değil.
Bir yıllık denemenin ardından üç ay önce hizmete sokulan sitenin kuruluş amaçlarından biri, sorunlu çiftlerin karşı karşıya gelmeden, kavgasız biçimde boşanmalarına yardımcı olmaktı.
Ancak, masrafların düşüklüğü nedeniyle site kullanıcılarının yüzde 60'ını anlaşarak boşanmak isteyen çiftler oluşturuyor.
3 BİN EURO YERİNE 120 EURO
Normal bir boşanma davası, mahkeme harçlarıyla birlikte 3 bin euroyu buluyor. Ancak internet üzerinden yapılan boşanmaların toplam maliyeti 120 euro civarında.
Site üzerinden bugüne kadar 1520 boşanma başvurusu yapıldı. Bunlardan 600 çiftin boşanmış ya da boşanmak üzere olduğu belirtiliyor.
İnternet üzerinden yapılan başvurular, anlaşmazlık ve müzakere uzmanı avukatlar tarafından inceleniyor.
Çiftler, nafaka, velayet, ziyaret hakları ve mülkiyet gibi konularda internet üzerinden mesajlaşma yoluyla bildirimde bulunuyor.
Gereken durumlarda, başvuruyu inceleyen avukat anlık mesajlaşma yoluyla çiftlere sorular yöneltiyor ya da onların sorularına yanıt veriyor.
Başvurunun tamamlanmasının arından yetkili avukat bunu mahkemeye iletiyor. Hollanda'da boşanma davaları ortalama 3 - 4 ay sürüyor.
Projede yer alan avukatlardan Corry van Zeeland, Volkskrant gazetesine açıklamasında dijital boşanmanın çiftler arasındaki sorunları asgariye indirdiğini söyledi.
'SORUMSUZLUK'
Aile Avukatları ve Arabulucuları Derneği ise, dijital boşanma uygulamasını "sorumsuzluk" diye değerlendiriyor.
Derneğe göre, her boşanmada karmaşık hukuki, finansal ve vergi sorunları ortaya çıkıyor. İnternet yoluyla boşanma, aile avukatlarına farklı bir iş yükü getiriyor.
Dernek Başkanı Dianne Kroze, tepkilerinin kıskançlık ya da müşteri kaybetme korkusundan kaynaklanmadığını savunuyor. Üye avukatların kendi işleri yerine, dijital boşanmanın yarattığı sorunları tamir etmek için uğraştıklarını söylüyor. BBC Türkçe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)