Adana'da dudak dolgusu yaptığı hemşire Merve Keleş'in de aralarında bulunduğu 3 kişinin hastanelik olmalarına neden olduğu iddiasıyla yargılanan Soner Gülnaz, 6 yıl hapis ve 4 bin 100 lira adli para cezasına çarptırıldı.
Adana’da dudak dolgusu yaptığı hemşire Merve Keleş’in de aralarında bulunduğu 3 kişinin hastanelik olmalarına neden olduğu iddiasıyla yargılanan Soner Gülnaz, 6 yıl hapis ve 4 bin 100 lira adli para cezasına çarptırıldı.
İddiaya göre kendisini ‘doktor’ olarak tanıtan Soner Gülnaz, değişik tarihlerde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde hemşire 22 yaşındaki Merve Keleş, 30 yaşındaki Z.U., alnına botoks işlemi yapılan 33 yaşındaki Güllü Sel ile eşi 39 yaşındaki Celal Sel’e dudak dolgusu yaptı. Yapılan işlem sonrası 3 kadın hastanelik olurken Soner Gülnaz şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonunda 6 Mayıs 2017’de gözaltına alınıp, bu suçtan ve hakkındaki hırsızlıktan kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle tutuklandı.
Cezasını çektiği Adana Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda firar ettikten sonra yakalanarak tekrar tutuklanan Soner Gülnaz hakkında Adana 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’ne ‘Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a Muhalefet’ ‘Dolandırıcılık’ ve ‘Taksirle yaralama’ suçlarından 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bugün son kez hakim karşısına çıkan Soner Gülnaz, pişman olduğunu söyledi. Gülnaz, “Bir daha asla böyle bir şeye girişmeyeceğim. Pişmanım. Devletimin işinde 10 yıl çalışmaya razıyım. Suçumu kabul ediyorum. Ancak bir insanı yaralayacak kadar cani değilim” dedi.
Mahkeme, sanığa Merve Keleş ve Z.U.’ya dudaklarına dolgu yaparak dolandırdığı gerekçesiyle 4 yıl, ‘Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunu’na muhalefet’ suçundan da 2 yıl olmak üzere 6 yıl hapis ve 4 bin 100 lira da adli para cezası verdi. Güllü Sel ve eşi Celal Sel ise zarar görmediklerini ve sanıktan şikayetçi olmadıklarını belirttikleri için her iki müşteki yönünden karar verilmedi. Sanığın ‘taksirle yaralama’ dosyası ise ayrıldı. DHA
16 Kasım 2017 Perşembe
Burak Aydın, “2018, turizmde atılım yılı olacak”
BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Burak Aydın, 2018 yılının Türkiye turizmi için son 2 yıla oranla atılım yılı olabileceğini söyledi. Londra’da 6- 8 Kasım tarihleri arasında yapılan 37.WTM Fuarı’na ilişkin gözlemlerini anlatan Burak Aydın, fuarda Türkiye’nin ilgi çeken ülkeler arasında yer aldığını belirtti.
WTM tarafından yayınlanan rapora değinen Burak Aydın, şunları kaydetti: “İngiltere pazarında, en popüler ülke İtalya ve bunu fuar sırasında gözlemledik. Ardından Yunanistan, Türkiye ve Mısır geliyor. Genel olarak son yıllarda Avrupa’dan ülkemize gelen turist sayısında azalma olsa da, önümüzdeki dönemde toparlanmasını umut ediyoruz. Nitekim, dünya genelinden turizmcilerin %75’i, önümüzdeki yıl turizmde artışın devam edeceğini ifade ediyor” dedi.
Tanıtım ve pazarlama çalışmaları daha yoğun devam etmelidir
Tanıtım ve pazarlama çalışmalarının artarak devam etmesinin önemini ifade eden Burak Aydın, şunları kaydetti: “Avrupa pazarında, son iki yıldır bir kayıp yaşıyoruz ve bu kaybı artık 2018 yılından itibaren yukarıya doğru ivmelendirmemiz gerekiyor. Bu sebeple, Avrupa’da organize edilen uluslararası fuarlarda, ülkemizi daha yoğun şekilde temsil edip reklamın gücünü kullanmalıyız. Bu noktada, hem katıldığımız fuarlarda, hem de hedef pazarlarda; kamu, sivil toplum örgütleri ve özel sektör olarak daha yoğun tanıtım ve pazarlama çalışmalarını sürdürmeliyiz. 37.WTM fuarına, BW PLUS The President Hotel ve Radisson Blu Hotel Kayseri adına stant sahibi olarak katılım gösterdik. T.C. Kültür ve Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş’un standımızı ziyareti bizleri mutlu etti. Fuar esnasında, grup rezervasyon talepleri aldık ve kendilerini otellerimize davet ettik. Konuyla ilgili yazışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Ortadoğu ve Asya menşeli acentalar ağırlık kazandı
Londra’daki fuarda, Ortadoğu ve Asya menşeli turizmcilerle daha yoğun görüştüklerini dile getiren Burak Aydın, şunları anlattı: “Fuarda, çoğunlukla Ortadoğu ve Asya menşeli turizmcilerle görüştük. Aynı zamanda, Güney Amerika, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinin stantlarına ziyaretlerde bulunarak, outbound turizm yapan acenteler ile görüşmelerimiz oldu. Turizmciler olarak, global çapta yapmakta olduğumuz görüşmelerin meyvelerini ilerleyen dönemlerde alacağız. Hali hazırda, Güney Amerika pazarında kıpırdanma var ve bu pazarda Avrupa’ya oranla daha iyimseriz. Güney Amerika pazarından 2017 – 2018 Kış ve 2018 yaz periyotları için ciddi talepler alıyoruz ve bu bizi 2018 yılı için daha da umutlandırıyor” şeklinde konuştu.
WTM tarafından yayınlanan rapora değinen Burak Aydın, şunları kaydetti: “İngiltere pazarında, en popüler ülke İtalya ve bunu fuar sırasında gözlemledik. Ardından Yunanistan, Türkiye ve Mısır geliyor. Genel olarak son yıllarda Avrupa’dan ülkemize gelen turist sayısında azalma olsa da, önümüzdeki dönemde toparlanmasını umut ediyoruz. Nitekim, dünya genelinden turizmcilerin %75’i, önümüzdeki yıl turizmde artışın devam edeceğini ifade ediyor” dedi.
Tanıtım ve pazarlama çalışmaları daha yoğun devam etmelidir
Tanıtım ve pazarlama çalışmalarının artarak devam etmesinin önemini ifade eden Burak Aydın, şunları kaydetti: “Avrupa pazarında, son iki yıldır bir kayıp yaşıyoruz ve bu kaybı artık 2018 yılından itibaren yukarıya doğru ivmelendirmemiz gerekiyor. Bu sebeple, Avrupa’da organize edilen uluslararası fuarlarda, ülkemizi daha yoğun şekilde temsil edip reklamın gücünü kullanmalıyız. Bu noktada, hem katıldığımız fuarlarda, hem de hedef pazarlarda; kamu, sivil toplum örgütleri ve özel sektör olarak daha yoğun tanıtım ve pazarlama çalışmalarını sürdürmeliyiz. 37.WTM fuarına, BW PLUS The President Hotel ve Radisson Blu Hotel Kayseri adına stant sahibi olarak katılım gösterdik. T.C. Kültür ve Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş’un standımızı ziyareti bizleri mutlu etti. Fuar esnasında, grup rezervasyon talepleri aldık ve kendilerini otellerimize davet ettik. Konuyla ilgili yazışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Ortadoğu ve Asya menşeli acentalar ağırlık kazandı
Londra’daki fuarda, Ortadoğu ve Asya menşeli turizmcilerle daha yoğun görüştüklerini dile getiren Burak Aydın, şunları anlattı: “Fuarda, çoğunlukla Ortadoğu ve Asya menşeli turizmcilerle görüştük. Aynı zamanda, Güney Amerika, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinin stantlarına ziyaretlerde bulunarak, outbound turizm yapan acenteler ile görüşmelerimiz oldu. Turizmciler olarak, global çapta yapmakta olduğumuz görüşmelerin meyvelerini ilerleyen dönemlerde alacağız. Hali hazırda, Güney Amerika pazarında kıpırdanma var ve bu pazarda Avrupa’ya oranla daha iyimseriz. Güney Amerika pazarından 2017 – 2018 Kış ve 2018 yaz periyotları için ciddi talepler alıyoruz ve bu bizi 2018 yılı için daha da umutlandırıyor” şeklinde konuştu.
YTÜ ve Uyumsoft, ‘Akademik İşbirliği’ yaptı
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ile Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ arasında ‘Eğitim, Öğretim ve Bilimsel Faaliyet İşbirliği Protokolü’ Ekim ayı içerisinde imzalandı. YTÜ ve Uyumsoft’un bünyesindeki Uyum Akademi arasında yapılan akademik işbirliği imza törenine, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü Prof.Dr. Bahri Şahin, YTÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Galip Cansever, Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, Uyumsoft Genel Müdürü Hüseyin Şahin ve Uyum Akademi Yöneticisi Kerim Şahin katıldı.
Üniversite- sanayi işbirliği kapsamında, Uyum Akademi tarafından yürütülecek olan projede; Uyumsoft’un üretmiş olduğu her türlü yazılım ve sistemlerinin, üniversitenin ön lisans, lisans, lisansüstü eğitim programlarında ders aracı olarak kullanılması, gerekli desteğin sağlanması ve bilimsel faaliyet konularında işbirliğinin sürdürülmesi konuları yer alıyor.
Üniversitenin ve teknoparkın potansiyeli ‘sinerjiye’ dönüşüyor
Uyumsoft ile yaptıkları akademik işbirliği protokolüne değinen YTÜ Rektörü Prof.Dr. Bahri Şahin, şunları söyledi: “Üniversitemizin, çok büyük bir potansiyeli var. Üniversitemizin potansiyeli ile YTÜ Teknoparkımızdaki firmaların potansiyelini birleştirip, bir sinerji oluşturmayı istiyoruz. Bunun için üniversitemizde kümelenme çalışması yaptık. YTÜ’nün 18 alanda faaliyet gösterdiğini ve bunların arasında ileri malzeme teknolojisi, biyomühendislik, otomotiv enerjileri gibi alanlarda yoğunlaşma olduğunu gördük. Kısaca bu kümeleri, teknoparkımızda karşılığı olan firmalar ile buluşturacağız. Ülkemizin yazılım ve danışmanlığında öncü firmalarından olan Uyumsoft ile yaptığımız işbirliğini, diğer şirketlere de yaygınlaştırmayı istiyoruz. Nitekim YTÜ Teknoparkımızda, yaklaşık 360 şirket, 70 kuluçka merkezi ve 7 bin ar-ge çalışanı bulunuyor” diye konuştu.
YTÜ, ülkemizin önde gelen AR-GE üniversiteleri arasındadır
YTÜ’nün bir ar-ge üniversitesi olduğunu ifade eden YTÜ Rektörü Prof.Dr. Bahri Şahin, konuşmasına şöyle devam etti: “Üniversitemizde, 1700 civarında öğretim üyemiz bulunuyor ve bunların %50’si ar-ge çalışmalarının içerisindedir. Yaklaşık 36 bin öğrencimizin, 10 bin 500’ü lisanüstü öğrencisidir ve bu öğrencilerimizin %20’si olan 2 bin 100 öğrencimiz doktora yapmaktadır. Kısaca, proje çıktıları, yayın çıktıları ve üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarıyla YTÜ, ülkemizin önde gelen ar-ge üniversiteleri arasındadır. Buradan ilk kez açıklıyorum ki, üniversitemizde, Uygulamalı Bilimler Fakültesini hayata geçiriyoruz. Dekan ataması yapıldı. Uygulamalı Bilimler Fakültesi bölümlerinden bir tanesi de, Uygulamalı Yazılım Mühendisliği bölümü olacaktır. Burada, 3 yıl üniversitede, 1 yıl sanayinin içinde olunacak. Böylece 4 yılın sonunda, teorik bilginin yanı sıra, iş dünyası bilgisi olan mezunlar yetiştireceğiz” şeklinde konuştu.
Üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına hız veriyor
Uyumsoft’un önümüzdeki dönemde üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına hız vereceğini kaydeden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: “Üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarımıza hız vererek, yeni dönemde arttıracağız. Uyumsoft olarak sahip olduğumuz bilgi birikimi ve tecrübemizi, gelecek nesillerle ve ülkemizle paylaşırken, diğer taraftan dünyaya açılma ve yazılımda bir dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. YTÜ ile yaptığımız akademik işbirliğini, diğer üniversitelerimize yaygınlaştırmaya devam ediyoruz” dedi.
Teorik eğitimlerin gerçek dünya pratikleri ile desteklenmesi
Ülkemizdeki teorik ve pratik eğitim arasındaki ilişkiye dikkatleri çeken Mehmet Önder, şunları kaydetti: “Üniversite öğretim üyeleri ve öğrencileri, artık teorik eğitimlerini pratik bilgi ve gerçek verilere dayanan senaryolar üzerinden pekiştirebileceklerdir. Bu kapsamda gerekli olan gerçek dünyada uygulanan sistemler ve veriler Uyumsoft yazılımları tarafından sağlanacaktır. Akademisyenler teorik çalışmaları için gerekli olan alt yapıyı, Uyumoft ürünleri üzerinden oluşturabileceklerdir. İnovatif düşüncelerini hayata geçirmeleri için önemli bir imkan kazanmış olacaklardır” diye konuştu.
Öğrencilere sertifikaların verilmesi
Bu işbirliği ile öğrenciler, derslerde gördükleri eğitimlerin neticesinde Uyum Akademi tarafından sertifikalandırılarak, mezun olduklarında iş bulabilmeleri için önemli bir avantaj sağlamış olacaklardır. Uyumsoft ürünlerini kullanan işletmeler başta olmak üzere, diğer işletmelerin de ERP sistemlerini kullanacak olan eleman ihtiyaçlarının karşılanması mümkün olabilecektir.
Editöre bilgi: YTÜ ve Uyumsoft arasındaki protokol kapsamında; Uyumsoft tarafından ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim programlarında Uyumsoft’un üretmiş olduğu her türlü yazılım ve sistemlerin kullanılması konusunda eğitim programı tasarlayıcılarına gereken bilgi ve desteğin (eğitim desteğini) verilmesi; Uyumsoft sistemlerine erişim imkanı sunulması; Bilimsel faaliyetin yürütülebilmesi için gerekli olan diğer alt yapı (ERP sistemleri, e-dönüşüm uygulamaları) ve test ortamlarının sağlanması; Eğitim desteği kapsamında ilgili derslerde kullanılacak olan veri setleri, senaryo örnekleri, gerçek endüstriyel sorunlar vb. gibi materyaller ile eğitim programının içeriğinin zenginleştirilmesi; Uyumsoft ürünlerinin, akademik amaçlı olarak, üniversite mensubu öğretim üyelerinin kullanabilmesi için her türlü alt yapı ve danışmanlık desteğinin verilmesi gibi başlıklar yer alıyor.
Üniversite- sanayi işbirliği kapsamında, Uyum Akademi tarafından yürütülecek olan projede; Uyumsoft’un üretmiş olduğu her türlü yazılım ve sistemlerinin, üniversitenin ön lisans, lisans, lisansüstü eğitim programlarında ders aracı olarak kullanılması, gerekli desteğin sağlanması ve bilimsel faaliyet konularında işbirliğinin sürdürülmesi konuları yer alıyor.
Üniversitenin ve teknoparkın potansiyeli ‘sinerjiye’ dönüşüyor
Uyumsoft ile yaptıkları akademik işbirliği protokolüne değinen YTÜ Rektörü Prof.Dr. Bahri Şahin, şunları söyledi: “Üniversitemizin, çok büyük bir potansiyeli var. Üniversitemizin potansiyeli ile YTÜ Teknoparkımızdaki firmaların potansiyelini birleştirip, bir sinerji oluşturmayı istiyoruz. Bunun için üniversitemizde kümelenme çalışması yaptık. YTÜ’nün 18 alanda faaliyet gösterdiğini ve bunların arasında ileri malzeme teknolojisi, biyomühendislik, otomotiv enerjileri gibi alanlarda yoğunlaşma olduğunu gördük. Kısaca bu kümeleri, teknoparkımızda karşılığı olan firmalar ile buluşturacağız. Ülkemizin yazılım ve danışmanlığında öncü firmalarından olan Uyumsoft ile yaptığımız işbirliğini, diğer şirketlere de yaygınlaştırmayı istiyoruz. Nitekim YTÜ Teknoparkımızda, yaklaşık 360 şirket, 70 kuluçka merkezi ve 7 bin ar-ge çalışanı bulunuyor” diye konuştu.
YTÜ, ülkemizin önde gelen AR-GE üniversiteleri arasındadır
YTÜ’nün bir ar-ge üniversitesi olduğunu ifade eden YTÜ Rektörü Prof.Dr. Bahri Şahin, konuşmasına şöyle devam etti: “Üniversitemizde, 1700 civarında öğretim üyemiz bulunuyor ve bunların %50’si ar-ge çalışmalarının içerisindedir. Yaklaşık 36 bin öğrencimizin, 10 bin 500’ü lisanüstü öğrencisidir ve bu öğrencilerimizin %20’si olan 2 bin 100 öğrencimiz doktora yapmaktadır. Kısaca, proje çıktıları, yayın çıktıları ve üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarıyla YTÜ, ülkemizin önde gelen ar-ge üniversiteleri arasındadır. Buradan ilk kez açıklıyorum ki, üniversitemizde, Uygulamalı Bilimler Fakültesini hayata geçiriyoruz. Dekan ataması yapıldı. Uygulamalı Bilimler Fakültesi bölümlerinden bir tanesi de, Uygulamalı Yazılım Mühendisliği bölümü olacaktır. Burada, 3 yıl üniversitede, 1 yıl sanayinin içinde olunacak. Böylece 4 yılın sonunda, teorik bilginin yanı sıra, iş dünyası bilgisi olan mezunlar yetiştireceğiz” şeklinde konuştu.
Üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına hız veriyor
Uyumsoft’un önümüzdeki dönemde üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına hız vereceğini kaydeden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: “Üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarımıza hız vererek, yeni dönemde arttıracağız. Uyumsoft olarak sahip olduğumuz bilgi birikimi ve tecrübemizi, gelecek nesillerle ve ülkemizle paylaşırken, diğer taraftan dünyaya açılma ve yazılımda bir dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. YTÜ ile yaptığımız akademik işbirliğini, diğer üniversitelerimize yaygınlaştırmaya devam ediyoruz” dedi.
Teorik eğitimlerin gerçek dünya pratikleri ile desteklenmesi
Ülkemizdeki teorik ve pratik eğitim arasındaki ilişkiye dikkatleri çeken Mehmet Önder, şunları kaydetti: “Üniversite öğretim üyeleri ve öğrencileri, artık teorik eğitimlerini pratik bilgi ve gerçek verilere dayanan senaryolar üzerinden pekiştirebileceklerdir. Bu kapsamda gerekli olan gerçek dünyada uygulanan sistemler ve veriler Uyumsoft yazılımları tarafından sağlanacaktır. Akademisyenler teorik çalışmaları için gerekli olan alt yapıyı, Uyumoft ürünleri üzerinden oluşturabileceklerdir. İnovatif düşüncelerini hayata geçirmeleri için önemli bir imkan kazanmış olacaklardır” diye konuştu.
Bu işbirliği ile öğrenciler, derslerde gördükleri eğitimlerin neticesinde Uyum Akademi tarafından sertifikalandırılarak, mezun olduklarında iş bulabilmeleri için önemli bir avantaj sağlamış olacaklardır. Uyumsoft ürünlerini kullanan işletmeler başta olmak üzere, diğer işletmelerin de ERP sistemlerini kullanacak olan eleman ihtiyaçlarının karşılanması mümkün olabilecektir.
Editöre bilgi: YTÜ ve Uyumsoft arasındaki protokol kapsamında; Uyumsoft tarafından ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim programlarında Uyumsoft’un üretmiş olduğu her türlü yazılım ve sistemlerin kullanılması konusunda eğitim programı tasarlayıcılarına gereken bilgi ve desteğin (eğitim desteğini) verilmesi; Uyumsoft sistemlerine erişim imkanı sunulması; Bilimsel faaliyetin yürütülebilmesi için gerekli olan diğer alt yapı (ERP sistemleri, e-dönüşüm uygulamaları) ve test ortamlarının sağlanması; Eğitim desteği kapsamında ilgili derslerde kullanılacak olan veri setleri, senaryo örnekleri, gerçek endüstriyel sorunlar vb. gibi materyaller ile eğitim programının içeriğinin zenginleştirilmesi; Uyumsoft ürünlerinin, akademik amaçlı olarak, üniversite mensubu öğretim üyelerinin kullanabilmesi için her türlü alt yapı ve danışmanlık desteğinin verilmesi gibi başlıklar yer alıyor.
Bitcoin alacakların, dikkat etmesi gereken 4 püf noktası
Bitcoin eğitimleriyle bilgilendirme çalışmaları yapan Dijital Pazarlama Okulu kurucusu Yasin Kaplan, yeni çağın sanal para birimi olan Bitcoin’i dünya genelinde kullanan sayısının 1 milyona ulaştığını söyledi. Bitcoin’in herhangi bir kuruma, ülkeye veya kişiye bağlı olmadığını anlatan Yasin Kaplan, “2009 yılında Satoshi Nakamato tarafından ortaya çıkarılan; ancak o günlerde değeri pek anlaşılmayan Bitcoin, şu an hemen hemen dünya genelinde kabul gören bir sanal para birimi olma özelliği taşıyor. Bitcoin üretim kısmı için mining yani madencilik tabiri kullanılıyor” dedi.
Bu yılın sonunda %250 artış gösterebilir
Bu ekosistemi ve teknolojisi anlatmak üzere “Dijital Pazarlama Okulu” olarak eğitimler serisi düzenlemekte olduklarını kaydeden Yasin Kaplan, şunları söyledi:
“2016 yılına göre yüzde %3000 artış gösteren 1 Bitcoin’in, bu yılın sonuna kadar yüzde %250 artış ile 35.000 – 40.000 TL seviyesine ulaşması bekleniyor. Dijital dünyanın hareketli gündeminde oldukça yer bulan Bitcoin, yeni çağın sanal para birimi olarak da gösteriliyor. Kripto para birimi olan Bitcoin’i resmi olan tanıyan ülkeler; Estonya Hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, İsveç, Güney Kore, Hollanda, Finlandiya, Kanada, Birleşik Kraliyet ve Avustralya’dır. Bu süreçte, İran Bitcoin’i ülke içinde kullanabilmek için altyapı hazırlıklarına başlıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası blockchain için çalışma grubu oluşturuyor. Çin ise, kripto para alım-satımını tamamen yasaklama kararı almış durumdadır” diye konuştu.
Bitcoin alırken dikkat edilecek noktalar şunlardır:
1-İlk kez Bitcoin dünyasına girecek olan kullanıcılar, düşük rakamlarla testler yapmalıdır. Çok riskli bir dünya olduğu için kaybettiğinizde üzülmeyeceğiniz tutarlar ile al-sat yapabilirsiniz. Sonraki aşamada, sistemi tanıdığınız da aşama aşama arttırabilirsiniz. Düzenli olarak bu şekilde ilerleyebilirsiniz.
2-Bitcoin ve altcoin borsalarını takip edebileceğiniz güvenilir uygulamaları takip edin. Altcoinleri, Bitcoin’den türemiş diğer para birimleri gibi düşünebilirsiniz. Yatırımınızı ise; ikiye, üçe bölerek ilerleyin. Uzun vade bekletilecek veya al-sat yapabileceğiniz kısımları strateji olarak ilerleyebilirsiniz. Deneyimli kullanıcılar, %25’ni kısa vadeye, %75’ni uzun vadeye ayırabiliyorlar. Aynı zamanda, yatırımınızı farklı borsalara da yaparak, riskinizi bölebilirsiniz.
3-Panik yapmadan hareket etmelisiniz. Çok yüksek dalgalar olduğundan yükselme ve azalmalarda erken karar verip hızlı hareket etmeyin. Çevrenizi ve piyasayı dinleyin, ancak kararı kendiniz verin. bitcointalk.org tüm dünyanın kullandığı bir forumdur. Okuyup, fikir sahibi olabilirsiniz.
4-Bir coin, piyasaya çıkmadan önce yüzde 10-20 fiyatına alabilirsiniz. ico'su yapılmış coinlerin, ne kadar arttığını icostats.com adresinden görebilirsiniz. Coinin geleceği konusunda fikir sahibi olmak için ise icorating.com dan takip edebilirsiniz.
Bu yılın sonunda %250 artış gösterebilir
Bu ekosistemi ve teknolojisi anlatmak üzere “Dijital Pazarlama Okulu” olarak eğitimler serisi düzenlemekte olduklarını kaydeden Yasin Kaplan, şunları söyledi:
“2016 yılına göre yüzde %3000 artış gösteren 1 Bitcoin’in, bu yılın sonuna kadar yüzde %250 artış ile 35.000 – 40.000 TL seviyesine ulaşması bekleniyor. Dijital dünyanın hareketli gündeminde oldukça yer bulan Bitcoin, yeni çağın sanal para birimi olarak da gösteriliyor. Kripto para birimi olan Bitcoin’i resmi olan tanıyan ülkeler; Estonya Hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, İsveç, Güney Kore, Hollanda, Finlandiya, Kanada, Birleşik Kraliyet ve Avustralya’dır. Bu süreçte, İran Bitcoin’i ülke içinde kullanabilmek için altyapı hazırlıklarına başlıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası blockchain için çalışma grubu oluşturuyor. Çin ise, kripto para alım-satımını tamamen yasaklama kararı almış durumdadır” diye konuştu.
Bitcoin alırken dikkat edilecek noktalar şunlardır:
1-İlk kez Bitcoin dünyasına girecek olan kullanıcılar, düşük rakamlarla testler yapmalıdır. Çok riskli bir dünya olduğu için kaybettiğinizde üzülmeyeceğiniz tutarlar ile al-sat yapabilirsiniz. Sonraki aşamada, sistemi tanıdığınız da aşama aşama arttırabilirsiniz. Düzenli olarak bu şekilde ilerleyebilirsiniz.
2-Bitcoin ve altcoin borsalarını takip edebileceğiniz güvenilir uygulamaları takip edin. Altcoinleri, Bitcoin’den türemiş diğer para birimleri gibi düşünebilirsiniz. Yatırımınızı ise; ikiye, üçe bölerek ilerleyin. Uzun vade bekletilecek veya al-sat yapabileceğiniz kısımları strateji olarak ilerleyebilirsiniz. Deneyimli kullanıcılar, %25’ni kısa vadeye, %75’ni uzun vadeye ayırabiliyorlar. Aynı zamanda, yatırımınızı farklı borsalara da yaparak, riskinizi bölebilirsiniz.
3-Panik yapmadan hareket etmelisiniz. Çok yüksek dalgalar olduğundan yükselme ve azalmalarda erken karar verip hızlı hareket etmeyin. Çevrenizi ve piyasayı dinleyin, ancak kararı kendiniz verin. bitcointalk.org tüm dünyanın kullandığı bir forumdur. Okuyup, fikir sahibi olabilirsiniz.
4-Bir coin, piyasaya çıkmadan önce yüzde 10-20 fiyatına alabilirsiniz. ico'su yapılmış coinlerin, ne kadar arttığını icostats.com adresinden görebilirsiniz. Coinin geleceği konusunda fikir sahibi olmak için ise icorating.com dan takip edebilirsiniz.
Milli Piyango yılbaşı büyük ikramiyesi belli oldu!
Milli Piyango'nun yılbaşı çekilişi yaklaşırken vatandaşlar Milli Piyango bilet fiyatlarını ve Milli Piyango yılbaşı çekilişi büyük ikramiyesini merak ediliyordu ve merak edilen sorular cevap buldu... Milli Piyango yılbaşı özel çekilişinin büyük ikramiyesi 61 milyon lira olarak belirlendi. Merkez Bankası'nın enflasyon beklentisini 10,68 olarak açıkladığı, bir yılda akaryakıta yüzde 23 zam yapılan ülkemizde, milli piyango ikramiyesine geçen yıla oranla yüzde 1.6 yani 1 milyon TL zam yapıldı.
Milli Piyango’nun yılbaşı çekilişinde vereceği büyük ikramiye şaşırttı. Son yıllardaki en sınırlı büyük ikramiye artışlarından birinin yaşandığı 2018 Milli Piyango yılbaşı büyük ikramiye ödülü belli oldu. Bu sene büyük ödül 61 milyon TL olarak belirlendi.
Geçen sene ise 2017 çekilişinde ödül 60 milyon TL idi. Yani başka bir değişle yıllık enflasyonun yüzde 11.9 olduğu Türkiye’de yılbaşı ödülünün artışı yüzde 1.6 olarak gerçekleşti.
BİLET FİYATLARI NE KADAR?
Bu yıl milli piyango biletine de zam yapılmadı. Tam bilet 60, yarım bilet 30, çeyrek bilet de 15 liradan satılacak.
5’ER 5’ER ARTIYORDU
Büyük ikramiye, 2002 yılında 8 trilyon, 2003 yılında 10 trilyon, 2004 yılında 15 trilyondu. Türk lirasından altı sıfır atılmasının ardından ise 2005 ve 2006 yıllarından 20 milyon lira, 2007 ve 2008 yıllarında 25 milyon lira olmuştu. Bu rakam 2009'da 30 milyon lira, 2010'da 35 milyon lira, 2011'de 40 milyon lira, 2012'de 45 milyon lira, 2013 ve 2014'te 50 milyon lira, 2015'te ise 55 milyon lira olarak belirlenmişti. Geçen yıl ise büyük ikramiye olarak 60 milyon lira verilmişti.
DOLAR BAZINDA BÜYÜK GERİLEME
Geçen sene Milli Piyango yılbaşı ikramiyesi açıklandığı zaman 17.5 milyon dolara denk gelen büyük ikramiye tutarı bu sene 1 milyon TL zam gelmesine rağmen dolardaki yüksek artıştan dolayı 15.6 milyon dolara denk gelecek.
Geçen sene ise 2017 çekilişinde ödül 60 milyon TL idi. Yani başka bir değişle yıllık enflasyonun yüzde 11.9 olduğu Türkiye’de yılbaşı ödülünün artışı yüzde 1.6 olarak gerçekleşti.
BİLET FİYATLARI NE KADAR?
Bu yıl milli piyango biletine de zam yapılmadı. Tam bilet 60, yarım bilet 30, çeyrek bilet de 15 liradan satılacak.
5’ER 5’ER ARTIYORDU
Büyük ikramiye, 2002 yılında 8 trilyon, 2003 yılında 10 trilyon, 2004 yılında 15 trilyondu. Türk lirasından altı sıfır atılmasının ardından ise 2005 ve 2006 yıllarından 20 milyon lira, 2007 ve 2008 yıllarında 25 milyon lira olmuştu. Bu rakam 2009'da 30 milyon lira, 2010'da 35 milyon lira, 2011'de 40 milyon lira, 2012'de 45 milyon lira, 2013 ve 2014'te 50 milyon lira, 2015'te ise 55 milyon lira olarak belirlenmişti. Geçen yıl ise büyük ikramiye olarak 60 milyon lira verilmişti.
DOLAR BAZINDA BÜYÜK GERİLEME
Geçen sene Milli Piyango yılbaşı ikramiyesi açıklandığı zaman 17.5 milyon dolara denk gelen büyük ikramiye tutarı bu sene 1 milyon TL zam gelmesine rağmen dolardaki yüksek artıştan dolayı 15.6 milyon dolara denk gelecek.
14 Kasım 2017 Salı
Orhan Veli Kanık'ın aramızdan ayrılışının 67. yıl dönümü
Edebiyatımızın önemli isimlerinden Orhan Veli Kanık, 36 yıllık yaşamına birçok başarılı iş ve eser sığdırdı. Özellikle tek tür şiirden kaçarak yenilikler denedi. 67 yıl önce bugün, 14 Kasım 1950'de kaybettiğimiz usta şair Orhan Veli, ölüm yıl dönümünde anılıyor.
ÇOCUKLUĞU
Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan İshak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokağında dünyaya geldi. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti. Mütareke sırasında Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti.
LİSE YILLARI
Edebiyata olan merakı ilkokul sıralarında başladı. Bu dönemde "Çocuk Dünyası" isimli dergide bir hikâyesi basıldı. Ortaokulun yedinci sınıfındayken Oktay Rifat ile tanıştı. Birkaç yıl sonra ise bir müsamere sırasında halk evinde Melih Cevdet Anday ile arkadaş oldu. Lisenin ilk yılında edebiyat öğretmeni ise Ahmet Hamdi Tanpınar'dı. Lise döneminde arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le birlikte "Sesimiz" isimli bir dergi çıkardı. Şair 1932 yılında, liseden mezun oldu.
NERELERDE ÇALIŞTI?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin felsefe bölümüne kaydını yaptırdı. 1933 yılında Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanı seçildi. 1935 yılına kadar devam ettiği üniversiteyi bitirmeden okuldan ayrıldı. Üniversiteye giderken bir yandan sürdürdüğü Galatasaray Lisesi'ndeki öğretmen yardımcılığı görevine, okuldan ayrıldıktan sonra bir sene daha devam etti. Kanık, daha sonra, Ankara'ya giderek PTT Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği, Milletlerarası Nizamlar bürosuna girdi.
36 YILLIK YAŞAM BİRÇOK ESER
Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi 'Garip' akımının kurucusu olan Kanık, 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.
YENİ BİR AKIM
1941 yılının Mayıs ayında Garip seçkisi yayınlandı. Bu kitapta şairin yirmi dört şiirinin yanı sıra Melih Cevdet'in on altı, Oktay Rifat'ın ise yirmi bir şiiri yer aldı. Kitabın içindeki şiirler kadar ses getiren önsözünü ise Orhan Veli yazdı. Bu kitap sonradan 'Birinci Yeni' olarak da anılacak Garip akımının başlangıcı oldu.
'TEK TÜR' ŞİİR YAZMAKTAN KAÇTI
Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktaydı. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.
1950 YILINDA VEFAT ETTİ
Orhan Veli, 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair 1950 yılında gece 23.20'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti.
Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan İshak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokağında dünyaya geldi. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti. Mütareke sırasında Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti.
LİSE YILLARI
Edebiyata olan merakı ilkokul sıralarında başladı. Bu dönemde "Çocuk Dünyası" isimli dergide bir hikâyesi basıldı. Ortaokulun yedinci sınıfındayken Oktay Rifat ile tanıştı. Birkaç yıl sonra ise bir müsamere sırasında halk evinde Melih Cevdet Anday ile arkadaş oldu. Lisenin ilk yılında edebiyat öğretmeni ise Ahmet Hamdi Tanpınar'dı. Lise döneminde arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le birlikte "Sesimiz" isimli bir dergi çıkardı. Şair 1932 yılında, liseden mezun oldu.
NERELERDE ÇALIŞTI?
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin felsefe bölümüne kaydını yaptırdı. 1933 yılında Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanı seçildi. 1935 yılına kadar devam ettiği üniversiteyi bitirmeden okuldan ayrıldı. Üniversiteye giderken bir yandan sürdürdüğü Galatasaray Lisesi'ndeki öğretmen yardımcılığı görevine, okuldan ayrıldıktan sonra bir sene daha devam etti. Kanık, daha sonra, Ankara'ya giderek PTT Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği, Milletlerarası Nizamlar bürosuna girdi.
36 YILLIK YAŞAM BİRÇOK ESER
Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi 'Garip' akımının kurucusu olan Kanık, 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.
YENİ BİR AKIM
1941 yılının Mayıs ayında Garip seçkisi yayınlandı. Bu kitapta şairin yirmi dört şiirinin yanı sıra Melih Cevdet'in on altı, Oktay Rifat'ın ise yirmi bir şiiri yer aldı. Kitabın içindeki şiirler kadar ses getiren önsözünü ise Orhan Veli yazdı. Bu kitap sonradan 'Birinci Yeni' olarak da anılacak Garip akımının başlangıcı oldu.
'TEK TÜR' ŞİİR YAZMAKTAN KAÇTI
Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktaydı. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.
1950 YILINDA VEFAT ETTİ
Orhan Veli, 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair 1950 yılında gece 23.20'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti.
Lidya Grup, İngiltere ofisiyle globale açılıyor
Dijital baskı sektöründe dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, gelecek yıl Londra ofisiyle yurtdışına açılıyor.
Baskı çözümleriyle ilgili global pazarlardaki fırsatları değerlendirdiklerini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, “Bölge, pazar ve ürün araştırmaları yapıyoruz. 2018 yılı itibariyle Londra ofisimizle yurtdışına açılıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübemizi ve başarılarımızı, global pazarlara taşımayı hedefledik. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine hizmet vermeyi planlıyoruz” dedi.
Yılın son çeyreğinde satışlar devam ediyor
Yılın son çeyreğinde hareketli günlerin yaşandığını belirten Bekir Öz, şunları söyledi: “Bu yılın on ayını 2’ye bölersek, yılın ilk dört ayında yüksek bir ivme gerçekleşirken, sonraki beş ayda durağanlık gözlendi. Döviz kurlarındaki artış dahil birçok etken, yatırımların yılın son çeyreğine ötelenmesine neden oldu. Ekim ayı itibariyle hareketli günler yaşamaktayız. Yatırımcıların, ‘yatırım kararlılığı ’ sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu yıl da hedefimizin üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğiz. Bu yılı, %25- %30 arasında bir büyümeyle kapatacağız ve 100 milyon TL’nin üzerinde ciro hedefliyoruz” diye konuştu.
Proje finansmanı vererek, yatırımların önünü açıyor
Türkiye’nin yüksek bir büyüme isteği ve potansiyelinin bulunduğunu belirten Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Lidya Grup olarak, müşterilerimiz için gerçek anlamda bir iş ortağı olma gayreti içerisindeyiz. Müşterilerimize yeni iş fikirleri verirken, yatırımlarının doğru yönlendirilmesine katkı sağlıyoruz. Lidya Grup olarak, kesinlikle klasik bir distribütör değiliz, çözüm sunan bir iş ortağıyız. Müşterilerimizi, kendi finansman modellerimizle destekleyerek; diğer bir değişle müşterilerimize ‘proje finansmanı’ vererek yatırımların önünü açmayı sürdüreceğiz. Pazarda, sözleşmelerimizin büyüklüğü 48 milyon dolar civarındadır” dedi.
“Akıllı Multifunction” uygulamalar talep ediliyor
LPM projesi hakkında bilgi veren Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları anlattı: “Müşterilerimizin, satın almış olduğu marka bağımsız diğer ürünlerin de verimli kullanılması yönünde çözümler sunuyoruz. Konu artık, baskı makinası (fotokopi ve yazıcılar) almanın ötesine geçmiştir. Kullanıcılar, kişiselleştirilmiş ve “Akıllı Multifunction” uygulamaları talep etmektedir. Özetle, Lidya Grup olarak ekipman satışı ve servisinin ötesine geçiyoruz. LPM adıyla tanımlanan (Lidya Print Management) destek modeli, ekipmanların ihtiyaca göre doğru seçilebilmesini ve doğru yazılım çözümleriyle, verimliliğe ve kaynak tasarrufuna yönelen bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
Baskı çözümleriyle ilgili global pazarlardaki fırsatları değerlendirdiklerini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, “Bölge, pazar ve ürün araştırmaları yapıyoruz. 2018 yılı itibariyle Londra ofisimizle yurtdışına açılıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübemizi ve başarılarımızı, global pazarlara taşımayı hedefledik. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine hizmet vermeyi planlıyoruz” dedi.
Yılın son çeyreğinde satışlar devam ediyor
Yılın son çeyreğinde hareketli günlerin yaşandığını belirten Bekir Öz, şunları söyledi: “Bu yılın on ayını 2’ye bölersek, yılın ilk dört ayında yüksek bir ivme gerçekleşirken, sonraki beş ayda durağanlık gözlendi. Döviz kurlarındaki artış dahil birçok etken, yatırımların yılın son çeyreğine ötelenmesine neden oldu. Ekim ayı itibariyle hareketli günler yaşamaktayız. Yatırımcıların, ‘yatırım kararlılığı ’ sürüyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu yıl da hedefimizin üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğiz. Bu yılı, %25- %30 arasında bir büyümeyle kapatacağız ve 100 milyon TL’nin üzerinde ciro hedefliyoruz” diye konuştu.
Proje finansmanı vererek, yatırımların önünü açıyor
Türkiye’nin yüksek bir büyüme isteği ve potansiyelinin bulunduğunu belirten Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Lidya Grup olarak, müşterilerimiz için gerçek anlamda bir iş ortağı olma gayreti içerisindeyiz. Müşterilerimize yeni iş fikirleri verirken, yatırımlarının doğru yönlendirilmesine katkı sağlıyoruz. Lidya Grup olarak, kesinlikle klasik bir distribütör değiliz, çözüm sunan bir iş ortağıyız. Müşterilerimizi, kendi finansman modellerimizle destekleyerek; diğer bir değişle müşterilerimize ‘proje finansmanı’ vererek yatırımların önünü açmayı sürdüreceğiz. Pazarda, sözleşmelerimizin büyüklüğü 48 milyon dolar civarındadır” dedi.
“Akıllı Multifunction” uygulamalar talep ediliyor
LPM projesi hakkında bilgi veren Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları anlattı: “Müşterilerimizin, satın almış olduğu marka bağımsız diğer ürünlerin de verimli kullanılması yönünde çözümler sunuyoruz. Konu artık, baskı makinası (fotokopi ve yazıcılar) almanın ötesine geçmiştir. Kullanıcılar, kişiselleştirilmiş ve “Akıllı Multifunction” uygulamaları talep etmektedir. Özetle, Lidya Grup olarak ekipman satışı ve servisinin ötesine geçiyoruz. LPM adıyla tanımlanan (Lidya Print Management) destek modeli, ekipmanların ihtiyaca göre doğru seçilebilmesini ve doğru yazılım çözümleriyle, verimliliğe ve kaynak tasarrufuna yönelen bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
Büyüyen İşletmelere, 10 Altın Tavsiye
Büyüyen işletmelere altın değerinde tavsiyede bulunan AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, şunları söyledi: “Bir iş kurmak, başarı göstermek ve bilinir olmaya başlamak, girişimcinin gerçekleşen hayalidir. Ne değerli, ne özeldir bu durumdur. Hayali hedef yapan, hedefi gerçeğe dönüştüren iş insanı için, kurduğu şirket, ürün veya hizmet bebeği gibidir. Şirketin emekleme döneminde patron, ne yapılması gerektiğini görür, yapar ya da yaptırır. En önemli dönemeç, emeklemeden sonraki ayağa kalkma ve sağlam adımlar atma dönemidir. Patron, büyüyen şirketinde her an her yere yetişemeyecektir. İşte kurumsallaşmanın başlaması gereken, dönem de tam bu zamandır” dedi.
Kurumsallaşma ve profesyonelleşme döneminde işletmelere 10 altın tavsiye bulunan Ayşen Laçinel, şunları kaydetti:
1-Profesyonel danışmanlık alınarak; deneyimli, işinin ehli ve ortak değerlere sahip kadrolardan oluşan bir takım kurulmalıdır.
2-İşin, başarılmasını sağlayan neler yapıldı? Başarı yolculuğundaki süreç, fark edilmeli ve korunmalıdır.
3-Kurum vizyonu, misyonu ve stratejisi güncellenmelidir.
4-Stratejik yol haritası çıkarılmalıdır.
5-Vizyonu gerçekleştirecek insan kaynakları yaratmak için işe alım ve eğitim sistemleri kurulmalıdır.
6-Marka konumlandırılmalıdır.
7-Kurumsal iletişim, içeride ve dışarıda stratejiye uygun yapılmalıdır.
8-Eylem ve aktivite planları, yıllık plana ve vizyona uygun, ana mesajı destekleyecek rotada olmalıdır.
9-Tüm çalışmalar, değerlendirilmeli ve geliştirilmelidir.
10-En gelişmiş sistemler kurulmalıdır. Bununla birlikte insana değer verilmeli ve her insanın ayrı bir lider olduğu daima hissettirilmelidir.
1-Profesyonel danışmanlık alınarak; deneyimli, işinin ehli ve ortak değerlere sahip kadrolardan oluşan bir takım kurulmalıdır.
2-İşin, başarılmasını sağlayan neler yapıldı? Başarı yolculuğundaki süreç, fark edilmeli ve korunmalıdır.
3-Kurum vizyonu, misyonu ve stratejisi güncellenmelidir.
4-Stratejik yol haritası çıkarılmalıdır.
5-Vizyonu gerçekleştirecek insan kaynakları yaratmak için işe alım ve eğitim sistemleri kurulmalıdır.
6-Marka konumlandırılmalıdır.
7-Kurumsal iletişim, içeride ve dışarıda stratejiye uygun yapılmalıdır.
8-Eylem ve aktivite planları, yıllık plana ve vizyona uygun, ana mesajı destekleyecek rotada olmalıdır.
9-Tüm çalışmalar, değerlendirilmeli ve geliştirilmelidir.
10-En gelişmiş sistemler kurulmalıdır. Bununla birlikte insana değer verilmeli ve her insanın ayrı bir lider olduğu daima hissettirilmelidir.
Bu konferans özgüven aşılıyor
DİKKAT! Uzmanlar uyarıyor: ‘’Azı da zarar çoğu da’’
BU KONFERANS ÖZGÜVEN AŞILIYOR
EĞİTİM BİLİMİ DUAYENLERİNDEN BOĞAZİÇİ'NDE‘ÖZGÜVEN’ DERSİ!
Kişisel gelişim ve başarıda olumlu rol oynayan özgüven, aynı zamanda sağlam bir geleceğin de anahtarı... Ancak uzmanlar, kazanılan özgüven miktarının çok iyi ayarlanması gerektiğine dikkat çekiyor ve uyarıyor: ‘’Azı da zarar çoğu da’’
Boğaziçi Üniversitesi, bu konuda önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak.
BÜMED MEÇ Okullarının düzenlediği 'Özgüven Dengesi Konferansı'nda, özgüvenin ailede ve okulda nasıl ve ne şartlarda geliştiği, dengeli olarak kazandırmak için neler yapılması gerektiği, çocuklar arasında görülen özgüven farklılıkları eğitim biliminin öncü akademisyenleri tarafından irdelenecek.
18 Kasım Cumartesi günü, Güney Kampüs Albert Long Hall'de (Saatli Bina) gerçekleştirilecek program sonrasında katılımcılara birer sertifika verilecek.
Konferans ücretli olup, detaylı bilgiye ve davetiyeye BÜMED MEÇ Okulları internet adresinden ulaşılabilinir.
BU KONFERANS ÖZGÜVEN AŞILIYOR
EĞİTİM BİLİMİ DUAYENLERİNDEN BOĞAZİÇİ'NDE‘ÖZGÜVEN’ DERSİ!
Kişisel gelişim ve başarıda olumlu rol oynayan özgüven, aynı zamanda sağlam bir geleceğin de anahtarı... Ancak uzmanlar, kazanılan özgüven miktarının çok iyi ayarlanması gerektiğine dikkat çekiyor ve uyarıyor: ‘’Azı da zarar çoğu da’’
Boğaziçi Üniversitesi, bu konuda önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak.
BÜMED MEÇ Okullarının düzenlediği 'Özgüven Dengesi Konferansı'nda, özgüvenin ailede ve okulda nasıl ve ne şartlarda geliştiği, dengeli olarak kazandırmak için neler yapılması gerektiği, çocuklar arasında görülen özgüven farklılıkları eğitim biliminin öncü akademisyenleri tarafından irdelenecek.
18 Kasım Cumartesi günü, Güney Kampüs Albert Long Hall'de (Saatli Bina) gerçekleştirilecek program sonrasında katılımcılara birer sertifika verilecek.
Konferans ücretli olup, detaylı bilgiye ve davetiyeye BÜMED MEÇ Okulları internet adresinden ulaşılabilinir.
13 Kasım 2017 Pazartesi
İran-Irak sınırındaki depremde ölü sayısı artıyor
İran-Irak sınırında Halepçe kenti yakınında 7,3 büyüklüğünde deprem oldu. Dün saat 21:18'de meydana gelen deprem Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki illerle de hissedildi. İlk belirlemelere göre İran ve Irak'ta 348 kişi hayatını kaybetti, 5 bin 953 kişi de yaralandı. İran'da 341, Irak'ta da 7 kişi yaşamını yitirdi. TSK ve Kızılay yardım için Süleymaniye'ye ekip gönderdi. IKBY Başbakanı Barzani, yardımlarından dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.
Irak-İran sınırında dün 21.18'de 7,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssünün Irak 'ın Halepçe kentinin 32 kilometre güneybatısı olduğu belirtildi. İran'da 341 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Kuzey Irak Sağlık Bakanlığı, depremde ilk belirlemelere göre en az 7 kişinin öldüğü ve 225 kişinin yaralandığını açıkladı. Deprem sonrası bölgede 70 bin kişinin yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor.
BARZANİ'DEN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR
Depremin ardından bölgeye ilk yardım oluşturan ülke Türkiye oldu. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani yaptığı basın açıklamasında Türkiye'ye yardımlarından dolayı teşekkür etti.
Irak 'ın Süleymaniye'de 8 köyde büyük hasar oluştuğu belirtiliyor. Depremin ardından Süleymaniye'deki Derbendihan Barajı'na yakın yerleşim alanlarının boşatılması istendi.
Süleymaniye'de elektrikler kesildi, telefon ve internet hattı koptu. Deprem Türkiye dahil 7 ülkede hissedildi.
İRAN'DA EN AZ 341 KİŞİ ÖLDÜ
Depremin İran sınırında yaşanması nedeniyle ülkenin batısındaki 8 köyde hasar meydana geldi.
İran'da en az 328 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. İran 3 günlük yas ilan ettiğini duyurdu.
3 ARTÇI SARSINTI DAHA MEYDANA GELDİ
Irak-İran sınırında meydana gelen 7,3'lük depremin ardından bölgedeki panik devam ederken, üç artçı sarsıntı daha meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, saat 00.33'te meydana gelen artçı 4,8, 01.31'de gerçekleşen artçı 4,6, saat 02,37'deki deprem ise 4, büyüklüğünde ölçüldü.
KALIN: EKİPLERİMİZ HAREKETE GEÇMİŞ DURUMDA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kuzey Irak'ta meydana gelen depremle ilgili olarak "Irak’ın kuzeyinde meydana gelen deprem nedeniyle AFAD, Kızılay ve diğer birimlerimiz arama-kurtarma çalışmaları ve ilaç, battaniye vb. insani yardımlar için harekete geçmiş durumda" açıklamasında bulunmuştu.
7 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ
Deprem Irak'ın tamamı ve Türkiye'nin güney illerinin yanı sıra İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri ülkelerinde de hissedildi
TÜRKİYE'DE BAZI KENTLERDE DE HİSSEDİLDİ
Deprem, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illerinden de şiddetle hissedildi. Birçok bölgede vatandaşlar sarsıntı ile sokaklara çıkarken, depremin Türkiye sınırlarında yıkıma yol açıp açmadığı konusunda çalışmalar başlatıldı.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KINIK: “EKİPLERİMİZİ BÖLGEYE SEVK EDİYORUZ”
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Irak-İran sınırında meydana gelen deprem nedeniyle bölgeye gönderilmek üzere 3 bin çadır, 10 bin battaniye, 3 bin ısıtıcı, 10 bin yatak ve 1 mobil mutfağın hazırlandığını kaydetti.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan, “Ekiplerimizi bölgeye sevk ediyoruz, Irak Kızılayı ile irtibat halindeyiz. 3.000 çadır, 10.000 battaniye, 1 mobil mutfak, 3.000 ısıtıcı ve 10.000 yatak Adana Muş ve Elazığ Afet Bölge Depolarımızdan yükleniyor. Irak ve İran Kızılayı ile eşgüdüm halinde çalışıyoruz. Kuzey Irak Erbil depolarımızdan da sevkiyat hazırlığı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK BAKANI DEMİRCAN: HAZIRLIĞIMIZI YAPTIK
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Irak'ta meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depreme ilişkin, "Kuzey Irak'tan gelecek talebe göre her türlü hazırlığımızı yaptık, bekliyoruz" demişti.
GENELKURMAY'IN YARDIM UÇAĞI SÜLEYMANİYE'YE GİDECEK
Bu arada Genelkurmay'ın yardım uçağının da Süleymaniye'ye gideceği öğrenildi. TSK, uçakla ilaç, sağlık malzemeleri ve 250 büyük boy çadır da gönderiyor. Uçakta 20 kişilik sağlık ekibi de yer alıyor. (ntvmsnc.com.tr)
Irak-İran sınırında dün 21.18'de 7,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssünün Irak 'ın Halepçe kentinin 32 kilometre güneybatısı olduğu belirtildi. İran'da 341 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Kuzey Irak Sağlık Bakanlığı, depremde ilk belirlemelere göre en az 7 kişinin öldüğü ve 225 kişinin yaralandığını açıkladı. Deprem sonrası bölgede 70 bin kişinin yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor.
BARZANİ'DEN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR
Depremin ardından bölgeye ilk yardım oluşturan ülke Türkiye oldu. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani yaptığı basın açıklamasında Türkiye'ye yardımlarından dolayı teşekkür etti.
Irak 'ın Süleymaniye'de 8 köyde büyük hasar oluştuğu belirtiliyor. Depremin ardından Süleymaniye'deki Derbendihan Barajı'na yakın yerleşim alanlarının boşatılması istendi.
Süleymaniye'de elektrikler kesildi, telefon ve internet hattı koptu. Deprem Türkiye dahil 7 ülkede hissedildi.
İRAN'DA EN AZ 341 KİŞİ ÖLDÜ
Depremin İran sınırında yaşanması nedeniyle ülkenin batısındaki 8 köyde hasar meydana geldi.
İran'da en az 328 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. İran 3 günlük yas ilan ettiğini duyurdu.
3 ARTÇI SARSINTI DAHA MEYDANA GELDİ
Irak-İran sınırında meydana gelen 7,3'lük depremin ardından bölgedeki panik devam ederken, üç artçı sarsıntı daha meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, saat 00.33'te meydana gelen artçı 4,8, 01.31'de gerçekleşen artçı 4,6, saat 02,37'deki deprem ise 4, büyüklüğünde ölçüldü.
KALIN: EKİPLERİMİZ HAREKETE GEÇMİŞ DURUMDA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kuzey Irak'ta meydana gelen depremle ilgili olarak "Irak’ın kuzeyinde meydana gelen deprem nedeniyle AFAD, Kızılay ve diğer birimlerimiz arama-kurtarma çalışmaları ve ilaç, battaniye vb. insani yardımlar için harekete geçmiş durumda" açıklamasında bulunmuştu.
7 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ
Deprem Irak'ın tamamı ve Türkiye'nin güney illerinin yanı sıra İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri ülkelerinde de hissedildi
TÜRKİYE'DE BAZI KENTLERDE DE HİSSEDİLDİ
Deprem, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illerinden de şiddetle hissedildi. Birçok bölgede vatandaşlar sarsıntı ile sokaklara çıkarken, depremin Türkiye sınırlarında yıkıma yol açıp açmadığı konusunda çalışmalar başlatıldı.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KINIK: “EKİPLERİMİZİ BÖLGEYE SEVK EDİYORUZ”
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Irak-İran sınırında meydana gelen deprem nedeniyle bölgeye gönderilmek üzere 3 bin çadır, 10 bin battaniye, 3 bin ısıtıcı, 10 bin yatak ve 1 mobil mutfağın hazırlandığını kaydetti.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan, “Ekiplerimizi bölgeye sevk ediyoruz, Irak Kızılayı ile irtibat halindeyiz. 3.000 çadır, 10.000 battaniye, 1 mobil mutfak, 3.000 ısıtıcı ve 10.000 yatak Adana Muş ve Elazığ Afet Bölge Depolarımızdan yükleniyor. Irak ve İran Kızılayı ile eşgüdüm halinde çalışıyoruz. Kuzey Irak Erbil depolarımızdan da sevkiyat hazırlığı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK BAKANI DEMİRCAN: HAZIRLIĞIMIZI YAPTIK
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Irak'ta meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depreme ilişkin, "Kuzey Irak'tan gelecek talebe göre her türlü hazırlığımızı yaptık, bekliyoruz" demişti.
GENELKURMAY'IN YARDIM UÇAĞI SÜLEYMANİYE'YE GİDECEK
Bu arada Genelkurmay'ın yardım uçağının da Süleymaniye'ye gideceği öğrenildi. TSK, uçakla ilaç, sağlık malzemeleri ve 250 büyük boy çadır da gönderiyor. Uçakta 20 kişilik sağlık ekibi de yer alıyor. (ntvmsnc.com.tr)
İşte yeni pasaportların özellikleri
Yeni nesil pasaportlarda kişisel bilgilerin yer aldığı bölüm, TC kimlik kartlarında da kullanılan polikarbon malzemeden imal edilecek. Güvenlik katmanlarının da bulunduğu yeni nesil pasaportlar, sahteciliğe karşı daha güvenli olacak.
Yeni nesil pasaportlarda kişisel bilgilerin yer aldığı bölüm, TC kimlik kartlarında da kullanılan polikarbon malzemeden imal edilerek, sahteciliğe karşı daha güvenli hale getirilecek.
İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce verilen pasaportlarda değişikliğe gidilecek.
İnkjet (mürekkep püskürtmeli) baskılı ve kişisel bilgilerin yer aldığı çiplerin arka kapakta yer aldığı mevcut pasaportlar, değiştirilerek şahsi bilgilerin olduğu sayfa, yeni TC kimlik kartlarında olduğu gibi polikarbon malzemeden yapılacak. Pasaport sahibinin bilgileri, polikarbonun üzerine lazerle yazılacak ve çipler de aynı sayfada yer alacak.
Polikarbon malzemeden imal edilecek yeni nesil pasaportlar, mevcut pasaportlara göre, daha dayanıklı ve uzun ömürlü olacak.
Avrupa Birliği Vize Serbestliği kriterlerinden Yüksek Güvenlik Unsuru (Genişletilmiş Erişim Kontrolü) özelliğini de destekleyen yeni pasaportlar, sahteciliğe karşı daha güvenli olacak, Avrupa Birliği Vize Serbesti uygulandığında değiştirilmesine gerek kalmayacak.
Birden fazla güvenlik katmanının bulunduğu yeni nesil pasaportlarda, vize ve giriş-çıkış damgasının uygulandığı diğer 38 sayfada, Türkiye'nin değişik tarihi ve turistik yerlerinin imajları da yer alacak. ntvmsnc
İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce verilen pasaportlarda değişikliğe gidilecek.
İnkjet (mürekkep püskürtmeli) baskılı ve kişisel bilgilerin yer aldığı çiplerin arka kapakta yer aldığı mevcut pasaportlar, değiştirilerek şahsi bilgilerin olduğu sayfa, yeni TC kimlik kartlarında olduğu gibi polikarbon malzemeden yapılacak. Pasaport sahibinin bilgileri, polikarbonun üzerine lazerle yazılacak ve çipler de aynı sayfada yer alacak.
Polikarbon malzemeden imal edilecek yeni nesil pasaportlar, mevcut pasaportlara göre, daha dayanıklı ve uzun ömürlü olacak.
Avrupa Birliği Vize Serbestliği kriterlerinden Yüksek Güvenlik Unsuru (Genişletilmiş Erişim Kontrolü) özelliğini de destekleyen yeni pasaportlar, sahteciliğe karşı daha güvenli olacak, Avrupa Birliği Vize Serbesti uygulandığında değiştirilmesine gerek kalmayacak.
Birden fazla güvenlik katmanının bulunduğu yeni nesil pasaportlarda, vize ve giriş-çıkış damgasının uygulandığı diğer 38 sayfada, Türkiye'nin değişik tarihi ve turistik yerlerinin imajları da yer alacak. ntvmsnc
36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'na rekor katılım
36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı sona erdi. 4-12 Kasım arasında düzenlenen fuara 742 bin 445 kişi katıldı.
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile düzenlenen 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ile 27. İstanbul Sanat Fuarı, 12 Kasım 2017 Pazar akşamı saat 19.00’da rekor sayıda kitapsever ve sanatseverin ziyaretiyle sona erdi.
İstanbul Kitap Fuarı'na katılım geçtiğimiz yıla oranla %20’ye yakın artış göstererek 742 bin 445 ziyaretçiye ulaştı.
Geçen yıl düzenlenen fuara ise 621 bin kişi katılmıştı.
İstanbul Kitap Fuarı'na katılım geçtiğimiz yıla oranla %20’ye yakın artış göstererek 742 bin 445 ziyaretçiye ulaştı.
Geçen yıl düzenlenen fuara ise 621 bin kişi katılmıştı.
Irak'ta 7.3 büyüklüğünde deprem.. İki ülkede ölü sayısı artıyor!
Irak'ın güneydoğusunda yer alan Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği noktada 7.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Irak'ta ilk belirlemelere göre 7 kişi hayatını kaybetti, en az 50 kişi de yaralandı. İran'da ise Kermanşah eyaletine bağlı kentlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 207'ye çıktı, 1700'den fazla yaralı var. Çok sayıda kişinin de enkaz altında olduğu bildiriliyor. Deprem, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde birçok şehir ile birlikte İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri ülkelerinde de hissedildi. Irak'taki 7,3 büyüklüğündeki depremin ardından AFAD koordinasyonuyla arama kurtarma ve medikal müdahale birimlerinden oluşturulan ekip, askeri kargo uçağıyla Ankara'dan Irak'ın Süleymaniye kentine hareket etti. Depremin vurduğu İran'ın Kırmaşan bölgesinde 70 bin kişinin evini terk ettiği belirtiliyor.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Süleymaniye kenti yakınlarında dün saat 21.18’de deprem oldu. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’ne göre;
7.3 büyüklüğündeki ve 33.9 kilometre derinlikte meydana gelen depremin merkez üssü Halepçe kentinin 32 kilometre güneybatısı olarak belirlendi.
İKİNCİ DEPREM 00.33'DE
Duhok ve Erbil’in yanı sıra başkent Bağdat’ta da korkuya neden olan deprem, Bağdat’ta 20 saniye,diğer kentlerde ise daha uzun hissedildi. Irak-İran sınırında 00.33'te 4.8 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Halk geceyi sokaklarda geçirdi.
Kürt Bölgesi Sağlık Bakanı Rekavt Raşit, Süleymaniye’ye bağlı Derbendihan’da durumun oldukça kritik olduğunu açıkladı. Derbendihan Barajı’na yakın yerleşim alanlarının ivedi şekilde boşatılması istendi.
Bağdat Salihiye’de yaşayan Macide Ameer adlı bir kadın, “Çocuklarımla akşam yemeği yerken bir anda bina havada dans etmeye başladı. Başta büyük bir bomba sandım. Fakat insanların ‘deprem’ diye bağırdığını duydum” dedi.
İRAN'DA ÖLÜ SAYISI ARTIYOR
Irak'ın İran sınırına yakın Halepçe kenti yakınında meydana gelen deprem nedeniyle ülkenin batısındaki Kermanşah eyaletine bağlı kentlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 207'e çıktı. Yaralı sayısının ise 1.700'nin üzerine çıktığı belirtildi.
Can kaybının büyük bölümü Kermanşah vilayetine bağlı Irak sınırına 15 kilometre kadar mesafedeki Sarpol-e Zahab kasabasında meydana geldi.
İran devlet televizyonuna konuşan Kermanşah Eyaleti Vali Yardımcısı Mücteba Niykkerdar da göçük altında çok sayıda insan bulunduğunu dile getirdi.
Niykkerdar, "Sabah günün ağarmasıyla helikopterlerle köylerde hasar tespit çalışmaları yapılacak. Ölü ve yaralı sayısının artmasından endişe ediyoruz" şeklinde konuştu. Kermanşah eyaleti valiliğinden yapılan açıklamada, deprem nedeniyle eyalette 3 gün yas ilan edildiği duyuruldu.
IRAK'TA EN AZ 7 KİŞİ ÖLDÜ
Irak'ta depremden en az 7 kişinin yaşamını yitirdi, 50'den fazla kişi de yaralandı.
DEPREM 7 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ
Richter ölçeğine göre 7.3 şiddetinde olan deprem, Irak ve Türkiye'nin yanı sıra İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de hissedildi.
Deprem İran, Suriye, İsrail, Azerbaycan ve Kuveyt’in yanı sıra Türkiye’den de hissedildi. Hakkâri, Van, Muş, Batman, Diyarbakır, Malatya ve Şırnak’ta sarsıntıyı hissedenler sokaklara çıktı.
TÜRKİYE TEYAKKUZA GEÇTİ
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan deprem sonrası Twitter'dan yaptığı açıklamada, 'Adana ve Mersin Şehir Hastanelerimiz olası hasta ve yaralı sevki için teyakkuza geçirilmiştir. Şırnak, Ş.Urfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay illerimizde birer adet ağır iklim tipi Sahra Hastanesi hazırlanmıştır. Afetzedelerin gerektiğinde kara ve hava ambulansları ile sevki için 10’u 4 sedyeli olmak üzere 40 kara ambulansı hazır beklemektedir. Sağlık Bakanlığı olarak milletimiz adına Irak ve İran halkları için her türlü yardıma hazırız. Tüm afetzedelere geçmiş olsun." ifadelerini kullandı.
BAŞBAKAN YILDIRIM: TÜRKİYE DEPREMZEDE KARDEŞLERİNİN YANINDA
Başbakan Binali Yıldırım, Irak'taki depreme ilişkin, "Türkiye'nin bütün varlığıyla depremzede kardeşlerinin yanında olduğunu bilmelerini istiyoruz. Deprem acısını yaşayan kardeş Irak halkının ihtiyaç duyacağı tıbbi ve gıda yardımı başta olmak üzere bütün talepleri için Türkiye harekete geçmiş, ilk yardım konvoyunu yola çıkarmıştır." ifadesini kullandı.
Yıldırım, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, Kuzey Irak'ta merkez üssü Süleymaniye olan depremin acısını yüreğinde hissederek ilk dakikadan itibaren depremzede kardeşlerinin yanında olmak için harekete geçtiğini belirtti.
DERBENDİHAN BARAJI'NA YAKIN YERLERE TAHLİYE ÇAĞRISI
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Ziraat ve Su Kaynakları Bakanı Abdulsettar Mecid, yaptığı yazılı açıklamada, Süleymaniye'deki barajda hasar meydana geldiğini, zararın boyutlarının tespiti için çalışma başlatıldığını bildirdi.
Mecid, zararın tespiti ve olası bir felaketin önüne geçilmesi için özellikle baraj zemininde incelemelerin yapılacağını belirterek, evleri baraja yakın olanlara can güvenlikleri için bölgeden uzaklaşmaları çağrısında bulundu.
KIZILAY YARDIM GÖNDERDİ
Türk Kızılayı Doğu Anadolu Bölge Afet Yönetim Merkezi, Irak’taki depremin ardından harekete geçti. Muş’un Hasköy ilçesindeki depolardan Irak’a gönderilmek üzere ilk etapta bin adet çadır tırlara yüklenmeye başlandı.
Konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Türk Kızılayı Doğu Anadolu Bölge Afet Yönetim Merkezi Müdürü Baran Akar, Irak’taki depremin ardından harekete geçtiklerini söyledi. Akar, “Depremin hemen ardından depolarımızı açtık ve çadırları tırlara yüklemeye başladık. İlk etapta bin adet çadır göndereceğiz” dedi.
DİYARBAKIR, MARDİN VE BATMAN'DA KORKUYA NEDEN OLDU
Deprem, hissedildiği Diyarbakır, Mardin ve Batman'da korkuya neden oldu. Yaklaşık 40 saniye süren deprem nedeniyle panik yaşayan vatandaşlar, kendilerini sokağa attı. Mardin'de çocuğunu kucaklayarak sokağa çıkan bir vatandaş, "Depremi eşim bayağı hissetti. Eşim panikledi bu yüzden çok korktum" dedi.
DEPREM CİZRE’DE DE HİSSEDİLDİ, HASTALAR TAHLİYE EDİLDİ
Irak’ın Süleymaniye kentinde meydana gelen deprem Şırnak’ın Cizre ilçesinde de hissedildi. Deprem nedeniyle Devlet Hastanesi acil servisindeki hastalar tedbir amacıyla tahliye edildi.
Irak’ın güneydoğusundaki Süleymaniye kentinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem, Cizre’de de hissedildi. Deprem nedeniyle büyük korku yaşayan vatandaşlar evlerini terk ederek, sokaklara çıktı. Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi acil servisindeki hasta ve hasta yakınları da tedbir amacıyla tahliye edildi. Hastanede görevli polisler, deprem sarsıntısının hissedilmesiyle birlikte vatandaşlardan dışarı çıkmalarını istedi. Bazı hastalar kollarına takılı serumlarla birlikte hastaneyi terk etti. Sarsıntının ardından hasta ve hasta yakınları yeniden içeriye alındı.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
7.3 büyüklüğündeki ve 33.9 kilometre derinlikte meydana gelen depremin merkez üssü Halepçe kentinin 32 kilometre güneybatısı olarak belirlendi.
İKİNCİ DEPREM 00.33'DE
Duhok ve Erbil’in yanı sıra başkent Bağdat’ta da korkuya neden olan deprem, Bağdat’ta 20 saniye,diğer kentlerde ise daha uzun hissedildi. Irak-İran sınırında 00.33'te 4.8 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Halk geceyi sokaklarda geçirdi.
Kürt Bölgesi Sağlık Bakanı Rekavt Raşit, Süleymaniye’ye bağlı Derbendihan’da durumun oldukça kritik olduğunu açıkladı. Derbendihan Barajı’na yakın yerleşim alanlarının ivedi şekilde boşatılması istendi.
Bağdat Salihiye’de yaşayan Macide Ameer adlı bir kadın, “Çocuklarımla akşam yemeği yerken bir anda bina havada dans etmeye başladı. Başta büyük bir bomba sandım. Fakat insanların ‘deprem’ diye bağırdığını duydum” dedi.
İRAN'DA ÖLÜ SAYISI ARTIYOR
Irak'ın İran sınırına yakın Halepçe kenti yakınında meydana gelen deprem nedeniyle ülkenin batısındaki Kermanşah eyaletine bağlı kentlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 207'e çıktı. Yaralı sayısının ise 1.700'nin üzerine çıktığı belirtildi.
Can kaybının büyük bölümü Kermanşah vilayetine bağlı Irak sınırına 15 kilometre kadar mesafedeki Sarpol-e Zahab kasabasında meydana geldi.
İran devlet televizyonuna konuşan Kermanşah Eyaleti Vali Yardımcısı Mücteba Niykkerdar da göçük altında çok sayıda insan bulunduğunu dile getirdi.
Niykkerdar, "Sabah günün ağarmasıyla helikopterlerle köylerde hasar tespit çalışmaları yapılacak. Ölü ve yaralı sayısının artmasından endişe ediyoruz" şeklinde konuştu. Kermanşah eyaleti valiliğinden yapılan açıklamada, deprem nedeniyle eyalette 3 gün yas ilan edildiği duyuruldu.
IRAK'TA EN AZ 7 KİŞİ ÖLDÜ
Irak'ta depremden en az 7 kişinin yaşamını yitirdi, 50'den fazla kişi de yaralandı.
DEPREM 7 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ
Richter ölçeğine göre 7.3 şiddetinde olan deprem, Irak ve Türkiye'nin yanı sıra İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de hissedildi.
Deprem İran, Suriye, İsrail, Azerbaycan ve Kuveyt’in yanı sıra Türkiye’den de hissedildi. Hakkâri, Van, Muş, Batman, Diyarbakır, Malatya ve Şırnak’ta sarsıntıyı hissedenler sokaklara çıktı.
TÜRKİYE TEYAKKUZA GEÇTİ
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan deprem sonrası Twitter'dan yaptığı açıklamada, 'Adana ve Mersin Şehir Hastanelerimiz olası hasta ve yaralı sevki için teyakkuza geçirilmiştir. Şırnak, Ş.Urfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay illerimizde birer adet ağır iklim tipi Sahra Hastanesi hazırlanmıştır. Afetzedelerin gerektiğinde kara ve hava ambulansları ile sevki için 10’u 4 sedyeli olmak üzere 40 kara ambulansı hazır beklemektedir. Sağlık Bakanlığı olarak milletimiz adına Irak ve İran halkları için her türlü yardıma hazırız. Tüm afetzedelere geçmiş olsun." ifadelerini kullandı.
BAŞBAKAN YILDIRIM: TÜRKİYE DEPREMZEDE KARDEŞLERİNİN YANINDA
Başbakan Binali Yıldırım, Irak'taki depreme ilişkin, "Türkiye'nin bütün varlığıyla depremzede kardeşlerinin yanında olduğunu bilmelerini istiyoruz. Deprem acısını yaşayan kardeş Irak halkının ihtiyaç duyacağı tıbbi ve gıda yardımı başta olmak üzere bütün talepleri için Türkiye harekete geçmiş, ilk yardım konvoyunu yola çıkarmıştır." ifadesini kullandı.
Yıldırım, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, Kuzey Irak'ta merkez üssü Süleymaniye olan depremin acısını yüreğinde hissederek ilk dakikadan itibaren depremzede kardeşlerinin yanında olmak için harekete geçtiğini belirtti.
DERBENDİHAN BARAJI'NA YAKIN YERLERE TAHLİYE ÇAĞRISI
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Ziraat ve Su Kaynakları Bakanı Abdulsettar Mecid, yaptığı yazılı açıklamada, Süleymaniye'deki barajda hasar meydana geldiğini, zararın boyutlarının tespiti için çalışma başlatıldığını bildirdi.
Mecid, zararın tespiti ve olası bir felaketin önüne geçilmesi için özellikle baraj zemininde incelemelerin yapılacağını belirterek, evleri baraja yakın olanlara can güvenlikleri için bölgeden uzaklaşmaları çağrısında bulundu.
KIZILAY YARDIM GÖNDERDİ
Türk Kızılayı Doğu Anadolu Bölge Afet Yönetim Merkezi, Irak’taki depremin ardından harekete geçti. Muş’un Hasköy ilçesindeki depolardan Irak’a gönderilmek üzere ilk etapta bin adet çadır tırlara yüklenmeye başlandı.
Konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Türk Kızılayı Doğu Anadolu Bölge Afet Yönetim Merkezi Müdürü Baran Akar, Irak’taki depremin ardından harekete geçtiklerini söyledi. Akar, “Depremin hemen ardından depolarımızı açtık ve çadırları tırlara yüklemeye başladık. İlk etapta bin adet çadır göndereceğiz” dedi.
DİYARBAKIR, MARDİN VE BATMAN'DA KORKUYA NEDEN OLDU
Deprem, hissedildiği Diyarbakır, Mardin ve Batman'da korkuya neden oldu. Yaklaşık 40 saniye süren deprem nedeniyle panik yaşayan vatandaşlar, kendilerini sokağa attı. Mardin'de çocuğunu kucaklayarak sokağa çıkan bir vatandaş, "Depremi eşim bayağı hissetti. Eşim panikledi bu yüzden çok korktum" dedi.
DEPREM CİZRE’DE DE HİSSEDİLDİ, HASTALAR TAHLİYE EDİLDİ
Irak’ın Süleymaniye kentinde meydana gelen deprem Şırnak’ın Cizre ilçesinde de hissedildi. Deprem nedeniyle Devlet Hastanesi acil servisindeki hastalar tedbir amacıyla tahliye edildi.
Irak’ın güneydoğusundaki Süleymaniye kentinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem, Cizre’de de hissedildi. Deprem nedeniyle büyük korku yaşayan vatandaşlar evlerini terk ederek, sokaklara çıktı. Cizre Dr. Selahattin Cizrelioğlu Devlet Hastanesi acil servisindeki hasta ve hasta yakınları da tedbir amacıyla tahliye edildi. Hastanede görevli polisler, deprem sarsıntısının hissedilmesiyle birlikte vatandaşlardan dışarı çıkmalarını istedi. Bazı hastalar kollarına takılı serumlarla birlikte hastaneyi terk etti. Sarsıntının ardından hasta ve hasta yakınları yeniden içeriye alındı.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
Anıtkabir'de yine rekor kırıldı
Anıtkabir, 10 Kasım'da doldu taştı. Resmi anma töreninin ardından ziyarete açılan Anıtkabir'e gelenlerin sayısı 1 milyona yaklaştı.
Güvenlik birimlerinden edinilen bilgiye göre Anıtkabir'i 10 Kasım'da ziyaret eden sayısı 920 bin oldu.
Yetkililer, Cumartesi ve Pazar günü de ziyaretlerin akın akın devam ettiğine dikkat çektiler. Özellikle şehir dışından binlerce otobüsle Ankara'ya gelindiğini belirten yetkililer, Atatürk'ü Anma Haftası itibariyle ziyaretçi sayısına bakıldığında ise tüm zamanların rekorunun kırılmış olabileceğini söylediler.
10 Kasım 2013'te Anıtkabir'i 1 milyon 89 bin 615 kişi ziyaret etmişti. Bu sayının tüm zamanların ziyaretçi rekoru olduğu belirtilmişti.
Güvenlik birimlerinden edinilen bilgiye göre Anıtkabir'i 10 Kasım'da ziyaret eden sayısı 920 bin oldu.
Yetkililer, Cumartesi ve Pazar günü de ziyaretlerin akın akın devam ettiğine dikkat çektiler. Özellikle şehir dışından binlerce otobüsle Ankara'ya gelindiğini belirten yetkililer, Atatürk'ü Anma Haftası itibariyle ziyaretçi sayısına bakıldığında ise tüm zamanların rekorunun kırılmış olabileceğini söylediler.
10 Kasım 2013'te Anıtkabir'i 1 milyon 89 bin 615 kişi ziyaret etmişti. Bu sayının tüm zamanların ziyaretçi rekoru olduğu belirtilmişti.
11 Kasım 2017 Cumartesi
İstanbul’a 7 milyon yabancı turist geldi
Kültürel zenginlikleri ve tarihi dokusuyla dünyanın sayılı metropolleri arasında yer alan İstanbul’u bu yıl, ilk 8 ayda 7 milyon yabancı turist ziyaret etti. İstanbul’a en çok gelen yabancı ziyaretçiler listesinde Almanya başı çekti.
Ajans Press'in Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerini derlediği incelemede 2017 yılının Ağustos ayında İstanbul'u ziyaret eden yabancı turist sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 37 gibi yüksek bir artış oranıyla 1 milyon 247 bin 384 kişiye ulaştı. Yılın ilk 8 aylık diliminde ise İstanbul'a gelen turist sayısı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8 arttı.
İstanbul, Ocak Ağustos arası dönemde 6 milyon 952 bin 86 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. İncelemeye göre bu yıl turizm konulu 166 bin 549 haber yansıması tespit edilirken, bu rakam geçtiğimiz yılın aynı döneminde 159 bin 364 oldu. Turizmde yaşanan hareketliliğin medyaya da yansıdığı tespit edildi.
ALMANLAR İSTANBUL'U ÇOK SEVDİ
İstanbul'a gelen yabancı turistlerin ülkelere göre dağılımı incelendiğinde Alman vatandaşların başı çektiği belirtildi. Yılın ilk sekiz aylık diliminde 656 bin 428 Alman turist İstanbul'u ziyaret ederken, Almanya'yı 526 bin 84 kişi ile İran ve 413 bin 273 kişi ile Suudi Arabistan takip etti. Son yıllarda İstanbul'a Arap ülkelerinden gelen ziyaretçilerin ise her geçen yıl arttığı tespit edildi. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 303 bin 631 Arap turist İstanbul'u ziyaret ederken bu rakam bu yılın aynı döneminde 1 milyon 782 bin 536'ya ulaştı.
İstanbul, Ocak Ağustos arası dönemde 6 milyon 952 bin 86 yabancı ziyaretçiyi ağırladı. İncelemeye göre bu yıl turizm konulu 166 bin 549 haber yansıması tespit edilirken, bu rakam geçtiğimiz yılın aynı döneminde 159 bin 364 oldu. Turizmde yaşanan hareketliliğin medyaya da yansıdığı tespit edildi.
ALMANLAR İSTANBUL'U ÇOK SEVDİ
İstanbul'a gelen yabancı turistlerin ülkelere göre dağılımı incelendiğinde Alman vatandaşların başı çektiği belirtildi. Yılın ilk sekiz aylık diliminde 656 bin 428 Alman turist İstanbul'u ziyaret ederken, Almanya'yı 526 bin 84 kişi ile İran ve 413 bin 273 kişi ile Suudi Arabistan takip etti. Son yıllarda İstanbul'a Arap ülkelerinden gelen ziyaretçilerin ise her geçen yıl arttığı tespit edildi. Geçtiğimiz yıl 1 milyon 303 bin 631 Arap turist İstanbul'u ziyaret ederken bu rakam bu yılın aynı döneminde 1 milyon 782 bin 536'ya ulaştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)