dolandırıcılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dolandırıcılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Şubat 2017 Pazartesi

Bankalardan vatandaşlara dolandırıcılık uyarısı

Türkiye Bankalar Birliği, telefonda kendilerini "Türkiye Bankalar Birliği Bireysel Müşteri Hakem Heyeti çalışanı" olarak tanıtan şahısların dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşları uyardı.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) telefonda kendilerini Türkiye Bankalar Birliği Bireysel Müşteri Hakem Heyeti çalışanı olarak tanıtan şahısların dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşları uyardı.
Birlikten yapılan açıklamada telefonda kendilerini Türkiye Bankalar Birliği Bireysel Müşteri Hakem Heyeti çalışanı olarak tanıtan şahısların 'bankacılık işlemlerine ilişkin komisyon ve masrafların iadesinin yapılacağı' vaadiyle dolandırıcılık girişimlerinde bulunduklarına ilişkin bilgi edinildiği, bu tür dolandırıcılık eylemlerine ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesini teminen aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görüldüğü belirtildi.
"Bireysel müşteri hakem heyeti hizmeti ücretsizdir"
Açıklamada Türkiye Bankalar Birliği'nin, kar amacı gütmeyen bir meslek örgütü olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
"TBB sunmuş olduğu Bireysel Müşteri Hakem Heyeti hizmeti ücretsizdir. Bu hizmete aracılık eden bir şirket, kurum veya kuruluş bulunmamaktadır. "
"Bireysel Müşteri Hakem Heyeti'ne başvuru yapmamış kişilere, Türkiye Bankalar Birliği çalışanlarının telefonla ulaşması mümkün değildir."
Bu nedenle başvurusu olmayan kişiler, Bireysel Hakem Heyeti'ne atfen yapılan telefon aramalarına, SMS veya elektronik postalara kesinlikle itibar etmemeli, bir dolandırıcılık olayına maruz kalmamak için kişisel bilgilerini asla paylaşmamalıdır. Bu tür dolandırıcılık eylemleri ile karşılaşanların ivedilikle savcılık ve emniyet müdürlüklerine başvurması gerekmektedir" denildi.

19 Şubat 2017 Pazar

Hesapları bir SMS ile boşaltıyorlar

Dolandırıcılar her gün yeni bir yöntemle vatandaşları tuzağa düşürmeye devam ediyor. KKTC merkezli bir internet oyun sitesinin adını kullanan dolandırıcılar ‘tekno marketten hediye çeki kazandınız’ diyerek ağına düşürdükleri vatandaşların gsm hatlarına tanımlı mobil hesabından kendi hesaplarına usulsüz para aktarıyorlar. Vurgun kişi başına 300 lirayı aşıyor.

İnternet ve cep telefonu üzerinden dolandırıcılık yapan simsarlar, her geçen gün yeni yöntemler geliştiriyor. Bu kez KKTC’deki www.levelci.com adlı internet Oyun sitesinin adını kullanarak halkı dolandıran simsarlar, kişi başına yaklaşık 300 lirayı aşan vurgunlar yapıyor.
Milliyet gazetesinden Arif Balkan'ın haberine göre dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden harekete geçerek ‘tekno marketten hediye çeki kazandınız’ diyerek ağına düşürdükleri vatandaşların gsm hatlarına tanımlı mobil hesabından kendi hesaplarına usulsüz para aktarıyorlar. Simsarlar, vatandaşların şüphelenmemeleri için birinci derece yakınlarının sosyal medya hesaplarını ele geçirirken, yeni dolandırıcılık yöntemi şöyle işliyor:
İlk önce Facebook hesabı gidiyor
İlk olarak bir kişinin Facebook hesabını ele geçiren dolandırıcılar, bu kişinin arkadaş listesindeki birinci derece yakınlarını tespit ediyor. Ardından mesajlaşma programı üzerinden normal bir sohbet başlıyor. Hal hatır sorma faslından sonra dolandırıcılar, her şeyden habersiz olan vatandaşa tekno marketlerden indirim kazandığını ve bunu akrabası olarak paylaşmak istediğini söylüyor. Mesajlaşma programı üzerinden önce gsm hattının faturalı olup olmadığı soruluyor. Olumlu cevap alındıktan sonra bu kez karşısındaki kişiden telefon numarasını isteyip, 5523’e ‘Evet’ yazıp mesaj atmasını söylüyor.
Evet dediği anda...
Karşısındaki kişinin akrabası olduğunu düşünen ve kurulan tuzaktan şüphelenmeyen vatandaşlar dolandırıcının istediği numaraya evet mesajı gönderince gsm hattına kayıtlı mobil hesaptan otomatik olarak para çekilmeye başlıyor. Dolandırıcılar, www.levelci.com adlı internet oyun sitesinin adını kullanarak, mobil oyun satın alınmış gibi, parayı kendi hesaplarına geçiriyorlar.

6 Şubat 2017 Pazartesi

24 bin kişiden 100 milyon Euro topladılar

Bir zamanlar Türkiye gündemine damga vuran Titan saadet zincirinin bir benzerinin daha oluştuğu ortaya çıktı. Bu kez sanal para birimi üzerinden yeni üyelikler yapılıyor. Son bir yılda 24 bin kişiden 100 milyon Euro’ya yakın para toplandı. Toplanan paraların, döviz büroları üzerinden Malta ve Slovenya’ya gönderildiği ifade ediliyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı şirketin denetime alırken, Malta'dan da 'Paranız batabilir dikkatli olun' uyarısı yapıldı.

Hürriyet'in haberine göre Türkiye’nin, 90'lı yıllarda Kenan Şeranoğlu'nun kurduğu 'Titan' ile tanıştığı 'saadet zincirlerine' bir yenisi eklendi. Bu kez sistem, dijital para birimi üzerine kuruldu. Ortada herhangi bir ürün yok. Bir tür piramit ponzi sistemi ile yeni üyelikler yapılıyor. Türkiye genelindeki bir çok ilde otellerde yapılan sunumlarda yeni üyelerin sisteme girişi sağlanıyor. Sisteme giren kişi belli bir miktar ödeyerek giriyor. 300 dolar ile giriş yapan da var 24 bin Euro ödeyerek giriş yapan da... Sistem, yeni üye kazandırdıkça kazandırma üzerine kurulu. Sisteme yeni üye kazandıran, komisyonun yanı sıra puan da kazanıyor.
50 bin Euro getirip yatıran var
Adının yazılmasını istemeyen bir kişi, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, kendisine de sisteme dâhil olması için teklif yapıldığını belirterek “20 bin Euro veren ertesi gün hipnoz olmuş gibi 50 bin Euro veriyor. Ürkütücü bir durum yaşanıyor” dedi.
Kariyere göre kazanç
Piramit modele göre şekillenen sistemde, belirli kariyer basamakları var. Coinspace’nin sunum ve tanıtımlarında, iddiaya göre, günlük kazancı 1000 Euro olan da var 40 bin Euro olan da. Edinilen bilgilere göre, son aylarda çığ gibi yayılan sisteme şimdiye dek Türkiye’den 24 bin kişi üye yapıldı. Hedef ise bir yılsonunda 100 bin üyeye ulaşmak. Söz konusu kişilerden toplanan paranın tutarı ise 100 milyon Euro olarak açıklanıyor. Konuya yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre, toplanan paraların önemli bir bölümü döviz büroları üzerinden Malta ve Slovenya’ya çıkarılıyor.
Hisseyi devretti
Selçuk Özkan’ın (48) kurduğu Coinspace İnternet Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş isimli şirkette geçtiğimiz yıl ortasında hisse devri oldu. 600 bin TL sermayeli şirketin 570 bin TL’lik hissesi Malta’da yaşayan Slovenya uyruklu Mojca Plut’a devredildi. Yine Selçuk Özkan'ın geçtiğimiz yıl sonunda Ankara'da kurduğu Espasnet İnternet Bilgisayar Hizmetleri Tic. A.Ş isimli şirket üzerinden ise sistemin network ayağını yürütülüyor.
‘Paranızı kaybedebilirsiniz’
Ulaşılan belgelere göre, yeni bir tür ‘saadet zinciri’ olarak anılan Coinspace’yi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı denetim programına aldı. Benzer bir uyarı ise Malta Finansal Hizmetler Otoritesi’nden geldi. Kurumdan yapılan açıklamada, Coinspace ile ilgili herhangi bir lisans veya yetki belgesi vermedikleri duyuruldu. Kurum açıklamasında, sisteme dâhil olmak isteyenleri, ‘paranızı kaybetme riski var’ şeklinde uyardı.
Öte yandan, Coinspace’ye yeni üye kazandırmak için bir kamu bankası ile anlaşmaya varıldığı yönündeki paylaşımlar nedeni ile bankadaki 6-7 milyon liraya bloke konulduğu öğrenildi.
Özkan: yaptığımız işlem yasal
Konu ile ilgili telefonla görüştüğümüz Selçuk Özkan ise, yürüttükleri faaliyetlerin yasal çerçevede olduğunu söyledi. Özkan, yapılan ödemelere karşı faturaların da kesildiğini şirket olarak vergi ödemesini de yaptıklarını savundu.

21 Ekim 2016 Cuma

Hileli taksimetreye dikkat, 4 kat fazla yazıyor

Atatürk Havalimanı'ndan Tarabya'ya her defasında 80 TL'ye giden Çek vatandaşı Lukas Vinkler, ikiz plakalı bir taksiye denk gelince 345 lira istendi. Vinkler, dolandırıldığını söyleyerek şikâyetçi oldu ancak taksici hâlâ bulunamadı.


Gazete Habertürk'ten Nagihan Alan'ın haberine göre, uluslararası özel bir şirkette iş geliştirme müdürü olarak çalışan Çek vatandaşı Lukas Vinkler, şirketin Türkiye bürosundaki toplantı için 4 Ekim'de Atatürk Havalimanı'na indi.

Durakta taksi kalmadığından yolun karşısına geçip taksi çeviren Vinkler, 'Tarabya Vilayetler Konağı'na' deyince şoförün telefonla birini aradığını gördü. Yoldan aradığı kişiyi de alan şoför yola devam etti.

Başka birinin taksiye neden bindiğini anlamadığını ve sorduğunu belirten Vinkler, "Ancak İngilizce bilmedikleri için anlaşamadık. Biraz ilerleyince yoldan aldığımız kişi direksiyona geçti. Tedirgin oldum. Zaten otelin resepsiyonuna da bırakmadılar. 'Girişi kaçırdık' deyip ileride bıraktılar. Türkiye'ye her geldiğimde Tarabya civarında kalıyorum ve bu güzergâha hep 80 lira civarında veriyorum. İnerken benden 345 lira istedi, itiraz ettim ama anlaşamadık. 350 verdim. 50 liraya '5 lira' dedi. Yine dolandırmaya çalıştı, o an bir sorun olduğunu anladım. Sinirlendim, 350 lira verdim, 5 lira paraüstü ile beraber kestiği fişi alarak indim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne şikâyet maili de yazdım. Henüz dönüş alamadım. Bu dolandırıcının bulunmasını istiyorum" diye konuştu.

İş için Vietnam'da olan Vinkler'in arkadaşları da olayın peşini bırakmadı ve fişte adı yazan şoföre ulaştı. Ancak şoförün yanıtı, "Benim adıma sahte fiş basmışlar" oldu.

"150 ikiz taksi yakaladık"

Olayla ilgili İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur, taksiyi araştırdıklarını söyleyerek, "Yasal bir taksi bunu yapamaz. İkiz taksi bu. Bazı elektronikçilere yaptırdıkları hileli taksimetre ile vatandaşı da plakanın gerçek sahibini de mağdur ediyorlar. Aksi halde normal bir taksimetre ile oynamak mümkün değil. Ölçü aletleri kanununa göre taksimetre için ayrı bir ruhsat da var. Yoksa bir taksici bu rakama fiş kesmeyi bile göze almaz. İstanbul'da 150 ikiz taksi yakaladık. 2 bin ila 3 bin arasında ikiz plakalı taksi hala yollarda" dedi.

"Hapis cezası da var"

İkiz plakaların polis tarafından takibe alınması gerektiğine dikkat çeken Uğur, "Öyle ki adam kendi plakasını öndeki araçta görüp peşine düşüyor ama adamın kendi plakası ikiz çıkıyor. Bizim bu konuda yaptırımımız var. Mustafa İpek üzerine kayıtlı TBY 46 plakasını ikiz kullanan kişiyi bulduğumuz an 345 lirayı sahibine ödeyeceğiz. 700 lira ceza keseceğiz. İkiz plaka suçunda hapis cezası da var" diye konuştu.

4 Eylül 2016 Pazar

+1 dolandırıcılığı başladı

Büyük bankaların cep telefonu numaraları ve SMS şablonlarını dahi kopyalayan dolandırıcılar vatandaşları ağlarına düşünüyor. Numaralarının başına +1 ekleyen sahtekarlar bu yöntemle vatandaşların hesabını boşaltıyor.


Alternatif dağıtım kanallarından yapılan dolandırıcılık deyim yerindeyse artık ‘tam teşekküllü' hale gelmiş durumda. Dolandırıcılar artık neredeyse bankaların telefon numaralarını ve SMS formatlarını bire bir kopyalıyor. Bankalar şube maliyetlerini azaltmak için, son yıllarda müşterilerini son sürat alternatif dağıtım kanalları olan telefon bankacılığı, internet ve mobil bankacılığına yönlendirirken, bir yandan da dolandırıcılığa karşı da önemli bir mücadele veriyor.

Ancak her ne kadar bankacılık sektörü güvenlik duvarlarını yükseltse de dolandırıcılar da boş durmuyor ve bu duvarı aşmak için akıl almaz yollara başvuruyor. Son dönemde hızla yayılan ve vatandaşları ciddi anlamda mağdur eden yeni dolandırıcılık neredeyse gerçek bankacılık işlemi yaparken izlenen yol ile bire bir aynı.

Şöyle ki, dolandırıcılar vatandaşı kendi çalıştığı banka ile aynı numaradan arıyor. Habertürk Gazetesi’nden Sefer Yüksel’in haberine göre; Burada banka telefonu ile tek fark numaranın başında (+1) gibi bir kod bulunuyor. Eğer bu önemli detay iş yoğunluğunuz içinde gözünüzden kaçarsa dolandırılmamamız neredeyse imkânsız. Çünkü, kendini bankacı olarak tanıtan dolandırıcı direkt vatandaşın TC kimlik numarasını söylüyor. Adres ve limit bilgisi gibi bilgiler vererek güven kazanıp ve kredi kartı ile yurtdışından işlem yapıldığını söylüyor. İşlem sırasında vatandaşa bankadan yüksek miktarlarda online kredi talebi yapıldığı da söyleniyor.

Vatandaşa, bu yapılan işlemlerin iptali için şifre gönderileceği, kartın bloke olması için bu şifreleri telefona girilmesi gerektiği söyleniyor. Birden fazla işlem yapıldığı iddia edilerek her işlem için ayrı şifre gönderiliyor. Burada önemli bir detay ortaya çıkıyor. Vatandaşa kesinlikle şifre vs bir bilgi sormuyor.

Vatandaşa, cep telefonuna bankadan gelen SMS şifresini tuşlaması söyleniyor. Gelen SMS ise vatandaşın çalıştığı bankanın SMS formatı ile neredeyse aynı olduğu için şüphe çekmiyor. Gönderilen bu şifreler ve tuşlamalar sonucunda da vatandaşın kredi kartından yüksek tutarda para çekip dolandırıyorlar.

ARTAN DOLANDIRICILIK ŞUBEYE YÖNELTİR Mİ!

Alternatif dağıtım kanallarında dolandırıcılık vakalarının artması bir yandan bankalar için önemli bir tutar oluşturmaya başlarken, bir yandan da vatandaşların şube kullanımını artırmaya başladığı belirtiliyor. Dolandırıcılık vakaları ve güvenlik kaygısı kendini online alışverişte de gösteriyor. Temmuz ayında açıklanan Global Lifestyle Monitor raporuna göre, tüketicilerin yüzde 35'i internetten giysi satın alıyor. Rapora göre bu oranın 35 yaş üstünde yüzde 28'e indiği görülüyor. Tüketicilerin yüzde 86'sı bilgi gizliliğinden, yüzde 85'i de ödeme güvenliğinden endişe duyuyor.

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Dolandırıcılar e-bilet sektörüne el attılar

Türkiye’de internetten alışveriş her geçen gün artarken, uzmanlar dolandırıcıların e-bilet sektörüne el attığını söyledi.

İnternetten uçak ve otobüs bileti satışlarının artması ile dolandırıcılar e-bilet sektörüne de el attı. Uzmanlar, internet üzerinden yapılacak alışverişlerde özellikle güvenilir sitelerin tercih edilmesini tavsiye ederken, satın alma işlemi sonrasında doğrulama SMS ve e-postası gelmediyse banka ile iletişime geçilip, işlemin iptal edilmesi uyarısında bulunuyor.

e-ticaret pazarında 2006 yılından bu yana faaliyet gösteren Biletall şirketinin üst yöneticisi Yaşar Çelik, kötüniyetli kimselerin açtıkları web sayfaları üzerinden sahte bilet sattıklarını ifade ederek, biletini bu yolla alacakları uyardı. Çelik, özellikle işlemin son aşamasında sayfa gösteriminde oluşacak hatalara dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Satın alma işlemi sonrasında doğrulama SMS ve maili gelmediyse banka ile iletişime geçilip, işlem iptal ettirilmelidir” dedi.

Biletall.com CEO'su Yaşar Çelik, yolcuların bilet satın almadan önce girdikleri internet sitesini iyice araştırmalarını isteyerek, “En azından bir bankanın çağrı merkezi ile görüşerek gerekli SSL sertifikalarına sahip olup olmadıklarını teyit etmeleri gerekir.” şeklinde konuştu. Siteden bilet alırken de dikkatli davranılması gerektiğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:

“Bazı sitelerde yolcu seyahat rotasını seçtikten sonra kredi kartı bilgilerini paylaşıyor. Sayfa 3D Secure bölümüne yönleneceği sırada hata kodu vererek işlemi sonlandırıyor ve bu hata kodu nedeniyle bileti satın alamadıkları gibi bir izlenim oluşturuluyor. Ancak paylaştıkları bilgiler veri tabanlarına kaydedilip bilet ücreti karttan çekiliyor. Yolcular biletin ücretini ekstrede görmelerine rağmen bir muhatap bulamadıkları için de mağdur oluyorlar.”

Dolandırıcıların bazen de ücretlerde aşırı indirim yaparak dikkat çekmeye çalıştıklarını belirten Çelik, “Yolcular bilmeli ki hiçbir firma yoğun sezonda olağan dışı indirim yapmaz. Satın alma işlemi sonrasında doğrulama SMS ve maili gelmediyse banka ile iletişime geçilip, işlem iptal ettirilmelidir. Ayrıca BKM Ekspress ve Paypal uygulamaları da bilet satın alınırken güvenle kullanılabilir. Otobüs bileti satın alınacak sitenin güvenli olup olmadığının sorgulanması için ipektr.com sayfasını hazırladık. Yolcular, bu sayfadan otobüs bileti satan sitenin güvenli olup olmadığı sorgulayabilirler.” değerlendirmelerinde bulundu. Sözcü

14 Nisan 2016 Perşembe

"Bedava tatil kazandınız" mesajlarına kanmayın!

Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Yıldız, cep telefonlarına ve e-posta adreslerine gelen "tatil fırsatı" mesajlarının mağduriyetlere yol açtığını belirterek, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Rıdvan Yıldız, vatandaşların cep telefonlarına gelen mesajlar ya da ne olduğu belirsiz internet sitelerinden dolandırıcıların tuzaklarına düşerek paralarını kaybedebildiğini söyledi.

Bazı tatil rezervasyonlarının beklenen kaliteyi sağlamadığını, "indirimli" diye sunulduğu halde aslında normalin çok üzerinde pahalı olduğunu, bunun da mağduriyetlere yol açtığını aktaran Yıldız, "Geçtiğimiz yıl Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından uygulamaya geçirilen tatil meleğiyle tüketicilerin özellikle internetten yapılacak alışverişlerde mağdur olmasının kısmen de olsa önüne geçilebilir" dedi.

"SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEYEBİLİR"

Yıldız, TÜRSAB'ın kendi üyesi olan acentelerin, ayırt edilebilmesi için karekodlu internet sitesi uygulamasına geçtiğine işaret ederek, bu sayede tüketicinin yetkisiz ve merdiven altı işletmeyle TÜRSAB üyesi acenteyi ayırt edebilme imkanına kavuştuğunu kaydetti.

Tatil rezervasyonu yapacak tüketicilerin ilk tedbiri kendileri alması, kayıtlı olmayan, kare kodu bulunmayan acentelerden uzak durması gerektiğini vurgulayan Yıldız, şu tavsiyelerde bulundu:
"Aksi halde son pişmanlık fayda vermeyebilir. Tatil sezonunun yaklaşmasıyla birtakım art niyetli kimseler 'bedava tatil kazandınız' mesajlarıyla vatandaşların aklını çelerek lüks yerlerde ağırlamaktalar. Loş ortamlarda, vatandaşlara sözleşme ve senet imzalatılarak devre tatil satılmakta ancak vatandaşlar söz konusu devre tatili kullanamadıkları gibi senetlerin icraya verilmesiyle haciz tehdidiyle karşı karşıya da kalmaktadırlar. Her ne kadar tüketicinin cayma hakkı bulunsa da kendilerine imzalatılan senetler, üçüncü kişilere ciro edilmekte ve vatandaşlar zor durumda kalmaktadırlar. Bu sebeple tatil alayım derken dert almamak için bu gibi tuzaklara kanılmamalıdır." ntv

İnternetten tanıştığı 'eskort'a havale yapınca dolandırıldı

Bursa'da bir kişi internet sitesi üzerinden iletişime geçtiği eskort kadın tarafından 2 bin lira dolandırıldı.

Olay, merkez Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi'nde gece saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, L.A., internet sitesi üzerinden bir eskortla tanıştı. L.A., eskort kadının vermiş olduğu numarayı arayıp buluşmak istedi. Kadın, L.A.'nın, hesabına 2 bin lira para yatırmasını daha sonra buluşmanın gerçekleşeceğini söyledi. Eskort kadına inanan L.A., ATM'ye giderek 2 bin lira havale etti. L.A., daha sonra cep telefonundan eskort kadını aradı. Kadının telefonunun kapalı olduğunu gören L.A., dolandırıldığını anlayarak polise başvurdu. Polis ekipleri, 2 bin lirayı alıp kayıplara karışan eskortun peşine düştü.

26 Mart 2016 Cumartesi

Reza, kara parayı böyle akladı!

İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla birlikte gözler İran’a yönelik uluslararası ambargonun nasıl delindiğine çevrildi.


Zarrab’ın ortağı olduğu iddia edilen Babek Zencani, İran’da ‘devletin parasını çaldığı’ gerekçesiyle idama mahkum oldu. Türkiye, Reza Zarrab’ın ilişki ağını ve İran’ın yasadışı petrol satışından elde ettiği gelirleri, işadamı üzerinden nasıl akladığını üzeri kapatılan 17-25 Aralık soruşturmaları döneminde öğrenmişti. O dönemde hazırlanan iddianameler, “paralel yapı darbesi” olarak nitelendirilip ortadan kaldırılmasına rağmen, Reza Zarrab ve ilişkileri Türk insanının hafızasına kazındı.

İşte 17-25 Aralık döneminde iddianamelerle ortaya çıkan Zarrab’ın kara para ve ambargo delme sistemi:

Türkiye’de 10 paravan şirket kuruldu, bu şirketler adına banka hesapları açıldı.

Bu şirketler, sahte evrakla “ihracat yapmış” gibi gösterildi. Olmayan bu ihracatın bedeli olarak şirketlerin hesabına yüklü miktarda döviz havalesi yapıldı.

Sahte gümrük beyannameleri ve buna uygun düzenlenen faturalarla, bankalardan döviz satım belgeleri alındı.

Ardından bankalara yatan paralar çekildi, bavullarla Rusya’ya gönderildi, oradan da yeniden Türkiye’ye sokuldu.

Benzer bir sistem Çin’le de oluşturuldu; Çin’de paravan şirketler kuruldu.

Çin’deki paravan şirketlerin banka hesaplarına İran’dan havaleler yapıldı. Bunlar olmayan ihracatların bedelleri gibi gösterildi. Hayali ihracatlar için sahte evrak düzenlendi. Çin’e gönderilen bu paralar, Türkiye’ye aktarıldı.

Türkiye’ye aktarılan paraların bir bölümü altına çevrildi, bir bölümü yeniden İran’a havale yoluyla gönderildi, bir bölümü de çekildi.

Çekilen paralar bavullara koyularak, kuryelerle doğrudan ya da Dubai üzerinden İran’a gönderildi.
Altına çevrilen paralar yine sahte belgelerle Türkiye-Dubai-İran arasında havale edildi. Havaleler için ise sahte ihracat belgeleri üretildi. Sonunda para İran’a “aklanmış” olarak girdi. Aracılar da “aklanan” her para için komisyon aldı. (Kaynak:sözcü.com.tr)


25 Mart 2016 Cuma

Reza Zarrab’ı kandıran Amerikalı kim?

Reza Zarrab'ın Amerika'ya girişi ile ilgili 'pürüz'ü 1 milyon dolar vererek ortadan kaldırmaya çalıştığı ancak rüşveti CIA ajanına verdiği iddia edildi.



Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu Reza Zarrab’la ilgili oldukça ilginç bir iddia ortaya attı. İddiaya göre Reza Zarrab, Birleşik Devletler’e girişte sorun yaşamamak için konsolosluk çalışanına 1 milyon dolar rüşvet verdi. Ancak rüşveti verdiği isim CIA ajanı çıkınca ‘girişteki pürüz’ giderilmedi ve Miami’de kıskıvrak yakalandı.

Reza Zarrab’ın, bir süre önce İstanbul’daki Amerikan konsolosluğunda çalışan biriyle arkadaş olduğunu ve ABD’ye giriş engelinin kaldırılması için bir milyon dolar rüşvet verdiği iddialarının kulaktan kulağa dolaştığını belirten Semercioğlu, “Ancak Miami’ye indiğinde görevlilerin yanı sıra ilginç biri de onu karşılıyor: Konsoloslukta çalışan adam” diye yazdı. Semercioğlu, parayı alan kişinin CIA ajanı olduğunun da iddia edildiğini belirtti. İşte Cengiz Semercioğlu’nun yazısının ilgili bölümü:

“Reza Zarrab’ın Miami’de tutuklanmasıyla ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor… Neden gitti, üstelik kızı ve eşi Ebru Gündeş’le beraber…

Başına gelecekleri bilmiyor muydu…

En çok merak edilen noktalar…

Paris’te de Disneyland var, kızını götürecekse oraya da gidebilirdi…

Neden Miami?

Konuyla ilgili şu sıralar kulaktan kulağa dolaşan bir iddia var…

Şöyle ki:

Reza, bir süre önce İstanbul’daki Amerikan konsolosluğunda çalışan biriyle ahbap oluyor.

Yemeklere gidiyorlar, arkadaşlıkları ilerliyor.

Bir süre sonra Reza, “Ya galiba benim Amerika’ya girişimde sorun varmış bir sordursan, bilgisayardan kontrol etsen” diyor.

Adam da, “Tabii yaparım” diyor.

Bir hafta sonra konsolos çalışanı “Evet, bir pürüz gözüküyor, girişte problem yaşayabilirsin” diyor.

Reza, “Peki halletmek için ne yapmak gerekir” diye soruyor.

Konsolosluktaki adam da 1 milyon dolara bu pürüzü halledebileceğini söylüyor.

Hallediyor da, temiz kağıdının çıkışını Reza’ya veriyor.

İşte Reza bu gönül rahatlığıyla Amerika’ya gidiyor.

Ancak Miami’ye indiğinde görevlilerin yanı sıra ilginç biri de onu karşılıyor:

Konsoloslukta çalışan adam.

“Reza Bey hoş geldiniz” diyor, sonra da ekliyor:

“Sizin bana verdiğiniz para şu an sizin hesabınızda…”

Reza’nın tutuklanmasıyla ilgili son olarak ortaya atılan en güçlü iddia bu…

Hatta Reza’yla arkadaşlık kuran bu adamın CIA ajanı olduğu bile söyleniyor…

Sonuçta birilerinin ‘oyununa’ gelmiş gözüküyor Reza…

Yoksa neden Miami’ye gitsin…”

22 Mart 2016 Salı

"Beni Türk hakimlerine emanet edin"

Oklahoma City'de forma giyen Enes Kanter, Miami'de tutuklanan Reza Zarrab ile ilgili bir paylaşımda bulundu.

NBA takımlarından Oklahoma City Thunder’da oynayan Türk basketbolcu Enes Kanter, ABD’de gözaltına alınan İranlı işadamı Reza Zarrab hakkında resmi Twitter hesabından iki paylaşımda bulundu.

İlk mesajında Reza Zarrab’dan “Rüşvetçi soytarı” olarak bahseden Enes Kanter, ikincisinde ise sadece “Eyyyy Miyamiii!!!!” yazdı. İşte Enes Kanter’in Reza Zarrab hakkındaki paylaşımları:



17 Mart 2016 Perşembe

Dolandırıcıların yeni ekmek kapısı oldu

Telefon dolandırıcıların yeni hedefinde 'Paralel yapı' soruşturmasında yargılananların aileleri var. İşte 'paralel' dolandırıcılar...

Isparta’da Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ / PDY) operasyonu kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin ailelerini arayan sözde savcının, şüphelileri kurtarma şartıyla 10 bin dolar istediği belirlendi. Vali Vahdettin Özkan’ın talimatı doğrultusunda savcılık ve polis, sözde savcının yakalanması için çalışma başlattı.

Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Isparta merkezli 6 ilde başlattığı FETÖ/PDY operasyonu kapsamında 52 şüpheli gözaltına alındı. Dün ve önceki gün işlemleri tamamlanarak mahkemeye sevk edilen 35 şüpheliden 15′i tutuklanırken, 20′si serbest bırakıldı. Geriye kalan 17 şüphelinin ise işlemleri sürüyor. Kamuoyunun dikkati operasyona çevrilirken, bazı kötü niyetli kişilerin durumu fırsata çevirme çabası içinde olduğu ortaya çıktı.

Isparta Valisi Vahdettin Özkan’a ulaşan bir istihbarat, dolandırıcıların soruşturmayı yürüten savcının adını kullanarak şüphelilerin ailelerini yardımcı olma taahhüdüyle aradığı ve para istediğini ortaya çıkardı. Soruşturmayı yürüten savcının adını kullanarak operasyon kapsamında gözaltında alınan bir şüphelinin ailesini telefonla arayan sözde savcı, yardımcı olmak istediğini söyledi. “O bizim ağabeyimiz. İnşallah içeriden çıkaracağız” diyen sözde savcı, verdiği başka bir numaranın aranmasını istedi. Bir süre sonra kendisini arayan aileye İstanbul’da bir yere yapılacak yardım karşılığında gözaltındaki yakınlarını kurtaracağını vaat eden sözde savcı, aileden 10 bin dolar istedi. Sözde savcıya inanmayan aile, istediği parayı göndermedi. Aynı sözde savcının diğer şüpheli yakınlarını da telefonla arayarak, benzer şekilde dolandırmaya çalıştığı belirtildi.

Vali Vahdettin Özkan söz konusu dolandırıcılık girişiminin kendisine ulaşmasından sonra emniyet müdürlüğü ve cumhuriyet başsavcılığından bu konuda çalışma yapılması ve ailelerin uyarılmasını istedi. Emniyet ve savcılık da sözde savcının yakalanması için çalışma başlatırken, şüpheli yakınlarını da dolandırıcılık olaylarına karşı uyardı.

Mehmet ERÇAKIR / ISPARTA - DHA

15 Şubat 2016 Pazartesi

Telefon dolandırıcılarını yakalatmak için pijama ve terlikle bankaya koştu

Adana’da emekli öğretmen 58 yaşındaki Abdullah Deniz, kendisini polis ve savcı olarak tanıtan dolandırıcıyı yakalatmak için yataktan fırlayıp pijama ve terlikle bankaya koştu. Ancak niyetini anlayan dolandırıcılar küfür edip telefonu kapatınca operasyon suya düştü.


Emekli öğretmen Abdullah Deniz’in cep telefonunu arayıp, kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan dolandırıcılar, "Sen kimliğini kayıp ettin mi? Şu anda Bingöl’de polisimize, askerimize kurşun sıkanlar senin kimliğini kullanıyor. Hakkında soruşturma açıldı, 1 ile 8 yıla kadar hapis yatabilirsin" diyerek korkutmaya çalıştı.

EMNİYET'İN SMS'İNİ HATIRLADI

Dolandırıcıların telefonda söylediklerini dikkatle dinleyen daha önce Emniyet Genel Müdürlüğü’nce gönderilen ’Polis, para istemez, kendisini savcı, polis ve asker olarak tanıtanlara itibar etmeyin’ mesajını hatırlayan Deniz, "Siz dolandırıcısınız!" diye tepki gösterdi.
Deniz’e küfreden dolandırıcılar, "Biz yalan mı söylüyoruz, hemen bankaya gidecek, bütün paranı çekeceksin. Sen bankaya gittiğinde ’Mustafa’ dersen biz seni tanırız" dedi.

YOLDA VATANDAŞTAN YARDIM İSTEDİ

Dolandırıcıları yakalatmak isteyen Abdullah Deniz, evden eşinin terliklerini giyip hızla dışarıya çıktı. Yolda rastladığı bir vatandaşa, telefonu göstererek, "Beni dolandırmak istiyorlar" uyarısında bulunan Deniz, 155’i aramasını istedi. Vatandaşın ihbarı üzerine harekete geçen polis, bankaya gelen Abdullah Deniz ile buluştu. Deniz’in niyetini anlayan dolandırıcılar, telefonu kapattı.

'ŞU HALİME BAKIN'

Bankadaki hesabını kontrol eden Abdullah Deniz, "Ben emekli bir öğretmenim. Daha önce böyle olayların olduğunu duydum. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden de bu tip olaylara karşı uyarı mesajları geliyordu. Adamı yakalatmak için harekete geçtim, ama fark edip telefonu kapattılar. Şu halime bakın, yataktan fırlayıp kalktım, terlikle dışarı çıktım. Ama yakalanmadılar" diye konuştu.


'EVİNİ DE SAT' DEYİNCE YAKALANDI
Bir diğer ilginç dolandırıcılık haberi de Bursa'dan geldi. Telefon açtığı 65 yaşındaki S.S. adlı kadına kendisini polis olarak tanıtarak evde bulunan 28 bin lirasını dolandıran 20 yaşındaki İ.B., evini de satıp parasını kendisine vermesini isteyince yakalandı.

Bursa’da yaşayan S.S. adlı kadına telefon açan bir kişi kendisini polis olarak tanıttı. S.S.’ye kentte gerçekleşen bir kuyumcu soygununda kendisinin de parmak izleri olduğunu söyleyen kişi, evde bulunan paralarını poşete koyup, Kültürpark’ta yerini tarif ettiği bankın altına bırakmasını istedi. Bunun üzerine korkuya kapılan S.S. paraları istenilen yere bıraktı.

TEKRAR ARAYINCA ŞÜPHELENDİ

Bir gün sonra aynı kişinin tekrar arayıp, soruşturmanın çok daha büyüdüğünü fazla paraya ihtiyaçları oluduğunu söyleyen dolandıcı, S.S.’den bu kez evini hemen satıp parayı kendilerine teslim etmesini istedi. Bunun üzerine şüphelenen S.S. polise haber verdi. Araştırma yapan polis, seri numaralarını aldığı paraları S.S.’ye verip zanlıyı arattı.

SUÇÜSTÜ YAKALANDI, TUTUKSUZ YARGILANACAK

Paraları nereye bırakması gerektiğini sordurdu. Bunun üzerine polis paraları Gemlik İlçesi’ndeki limanda bulunan bir teknenin üzerine bırakmasını istediği S.S.’yi uzaktan takip etti. Bırakılan paraları alan İ.B. suçüstü yakaladı. Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorgulamasında suçlamayı kabul etmeyen zanlının, olayda kendisinin aracı olarak kullanıldığını söyledi. Sorgulamasının ardından ’Dolandırıcılık’ suçundan adliyeye çıkartılan İ.B., denetimli serbestlık kapsamında adli kontrolle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. DHA

20 Ocak 2016 Çarşamba

Telefon dolandırıcılarının en küçük kurbanı oldu

Adana'nın Çukurova ilçesinde 10 yaşındaki bir çocuk, babasının cezaevine gireceğini söyleyen telefon dolandırıcısına 5 bin lira tutarında altını kaptırdı. Uzmanlar, ailelerin çocuklarını son yıllarda artan telefon dolandırıcılığı olaylarına karşı bilgilendirmesi gerektiği uyarısı yaptı. Güvenlik güçleri de her türlü şüpheli durumda 155 Polis İmdat hattının aranması gerektiğini söyledi.

Adana'nın Çukurova ilçesinde oturan Arzu ve Bekir Y. çiftinin çocukları F.Y., okuldan gelip ders çalışırken ev telefonu çaldı. Telefonu açan E.Y.’ye kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcı, küçük çocuğun anne ve babasının işte olduğunu öğrenince, "Yavrum, kuyumcu soyuldu, orada babanın kimliği bulundu. Baban hapse girebilir, bu yüzden evde bulunan bütün altın, para ve değerli eşyaları alacağız. İnceleme yaptıktan sonra vereceğiz" dedi.

Babasının hapse gireceğini duyup ağlamaya başlayan F.Y.’yi sakinleştirmek isteyen dolandırıcı, "Sakın ağlama, biz babanın suçsuz olduğunu biliyoruz, ama yine de bu incelemeyi yapmamız lazım. Sen merak etme, babana bir şey olmayacak" diyerek teselli etmeye çalıştı. Küçük çocuğu ikna eden dolandırıcı, evde bulunan altınları poşete doldurmasını söyledi.

Adana Adliyesi’nde görevli bir hakimin yeğeni olan F.Y.’den ev adresini öğrenen dolandırıcı, suç ortağını da ailenin yaşadığı apartmana yönlendirdi. Telefonla konuşurken babasının hapse girmesini engellemek isteyen F.Y., dolandırıcıya "Benim dayım da hakim" dedi. Küçük çocuk, bu sırada apartmanın 7’nci katındaki evlerine gelen dolandırıcıya 5 bin lira değerindeki altınları verdi.

F.Y., bir süre sonra dayısını telefonla arayıp, durumu anlattı. Yeğeninin dolandırıcıların kurbanı olduğunu öğrenen hakim dayı, Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bilgi verip, dolandırıcıların yakalanmasını istedi.

Olay yerine gelen polis ekiplerine ifade veren F.Y., yaşadıklarını gözyaşları ile anlattı. Dolandırıcılar aranıyor.

Baba Bekir Y. ise "Çocuğa, 'kuyumcuda hırsızlık olayı yaşandı. Bunu babanızın yaptığı söyleniyor evdeki altınları vermezsen baban cezaevine girecek' diye korkutup altınları almışlar" diye konuştu.

POLİS YILMADAN MÜCADELE EDİYOR

Emniyet Genel Müdürlüğü, iletişim yoluyla dolandırıcılığı engelleyebilmek ve vatandaşları dolandırıcılara karşı uyarmak amacıyla tüm iletişim kanallarını kullanıyor. Bu kapsamda, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığı ve Polis Akademisi Başkanlığınca 12-14 Ocak günleri arasında İstanbul'da, değişik üniversitelerden akademisyenler, yargı ve kolluk mensupları, konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve bu suçtan mağdur olmuş kişilerin katıldığı "İletişim Yoluyla Dolandırıcılık Çalıştayı" gerçekleştirildi.

"İletişim yoluyla dolandırıcılık" suçunun etkin bir şekilde soruşturulması ve gerçek faillerin tespit edilebilmesi için, suçun "nitelikli dolandırıcılık" kapsamına alınması yönündeki kanun tasarısı taslağı da Adalet Bakanlığına sunuldu.

81 İLDE KURULDU

Telefon ile dolandırıcılığı önlemek amacıyla, daha önce sınırsız olarak alınabilen telefon hat sayısı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için 15, yabancı uyruklu kişiler için 3 adet ile sınırlandırıldı. Cep telefonu kullanıcılarının, GSM firmalarının çağrı merkezlerini arayarak ya da internet aracılığı ile kendi isimlerine kayıtlı kaç hat açıldığını öğrenebilmeleri ve bilgileri dışında açılan telefon hatlarını yine çağrı merkezi aracılığıyla kapatabilmeleri sağlandı.
Suçtan elde edilen gelirlerin araştırılması, bulunması ve bu gelirlere el konulması için yürütülecek mali soruşturmaları yapmak amacıyla 81 ilde Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirlikleri kurulması çalışmaları tamamlandı.

"Kendisini polis, asker ve savcı gibi olarak tanıtarak bankaya para yatırmanızı veya söylenilen yere para, altın bırakmanızı isteyenlere inanmayın" şeklindeki SMS metni, tüm iletişim hattı abonelerine yılda 2 kez gönderildi. Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapılarak, 2014'te "İletişim Yoluyla Dolandırıcılık" konulu uyarı metninin ülkedeki tüm camilerde Kurban ve Ramazan bayramları ile bir cuma hutbesinde okutulması sağlandı. Geçen yıl ise önleyici polislik faaliyetleri kapsamında, 309 bin 689 broşür, 10 bin 300 afiş, 8 bin sticker dağıtılırken, 620 billboard kullanılarak vatandaşlar bilgilendirildi. Ayrıca Asayiş Daire Başkanlığınca bastırılan 1 milyon broşürün illere dağıtımı yapıldı.

VATANDAŞLAR UYARILIYOR

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanlığı aracılığıyla elektrik ve doğalgaz faturalarına geçen yıl, 3 ayrı dönem halinde toplam 34 milyon aboneye ulaşılacak şekilde uyarı metinlerinin yazılması sağlandı. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı ile yapılan işbirliği çerçevesinde, 2015'te Süper Lig'de yer alan her kulüp, herhangi bir haftada, oynayacakları maç öncesi seremoniye, uyarı mesajının yer aldığı pankartla çıktı. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu internet sayfalarında iletişim yoluyla dolandırıcılık ile ilgili uyarı metni yayınlandı. Bir internet alışveriş sitesinin 500 bin kullanıcısına, iletişim yoluyla dolandırıcılıkla ilgili mesaj ulaştırıldı.

TRT bünyesindeki 13 radyo kanalında bilgilendirici ses kaydı, 4 televizyon kanalında konuyla ilgili röportaj yayınlandı. Uyarı metni ve kamu spotu ise Devlet Demir Yolları bünyesindeki 23 tren garı ile 30 trende bulunan 159 ekranda, İstanbul ve İzmir'de arabalı vapurlarda ve yolcu vapurlarında, Ankara'da metro ve otobüslerde, Kocaeli'de belediye otobüslerinde, dijital ekranlarda yayınlanmaya başlandı.

Emniyet Genel Müdürlüğü, merkez ve taşra birimlerinin 149 resmi internet sitesinde bilgilendirme metni yayınlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatının kullandığı hatlarda, bekleme sesi olarak uyarıcı metnin dinletilmesi çalışmaları kapsamında, 66 il merkezi 155 hattında, 54 il merkezi santral hattında, bin 440 müstakil birim ve ilçe santralinde uyarıcı metin dinletildi.

SOSYAL MEDYA DA KULLANILDI

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün resmi Twitter ve Facebook sayfalarında yayınlanan kamu spotu 341 bin 393 kişiye ulaştı. Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı'nca, bankalarda görev yapan güvenlik personeline yönelik 79 ilde 62 bin 840 personele eğitim verildi. Polis Radyosu'nda konu ile ilgili bilgilendirici ses kaydı, her saatte bir kez yayınlandı. Ayrıca bugüne kadar yapılan görüşmeler neticesinde çeşitli TV kanallarında spor, eğlence, izdivaç gibi reytingi yüksek 18 televizyon programında, 17 radyo kanalında, internet üzerinden yayın yapan 139 basın kuruluşunda iletişim yoluyla dolandırıcılık suçuyla ilgili bilgilendirme yapıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 81 il emniyet müdürlüğüne gönderdiği talimatlar doğrultusunda 15 kurum ve kuruluşla ortaklaşa yapılan faaliyetlerde; 40 bin 455 banka görevlisi, 3 milyon 925 bin 341 öğrenci ve 2 milyon 910 bin 321 öğrenci velisi, 18 bin 429 mahalle ve köy muhtarı ile 27 bin 447 ihtiyar heyeti üyesi, 38 bin 536 cami imamı, 33 bin 278 camide verilen vaazda 5 milyon 517 bin 175 kişi, bin 224 esnaf ve sanatkarlar odası başkanlığının 409 bin 190 üyesi, bin 456 meslek odası başkanlığının 356 bin 733 üyesi, il genel ve belediye meclislerinin 7 bin 957 üyesi, 242 üniversite ve bağlı fakültelerinde 110 bin 32 akademik ve idari görevli, 22 bin 591 otobüs, 28 bin 514 dolmuş ve 30 bin 985 taksi şoförleri, 33 bin 282 avukat olmak üzere toplam 13 milyon 477 bin 88 kişi bilgilendirildi. Yerel yayın yapan 88 televizyon kanalı, 253 radyo kanalı ve 675 yerel gazetede iletişim yoluyla dolandırıcılık suçuyla ilgili bilgilendirme yapıldı.

ÇALIŞMALAR ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin ders kitaplarında yaş gruplarına göre hazırlanan iletişim yoluyla dolandırıcılık konulu uyarıcı metin yayınlanacak. Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığı ile cuma namazı hutbelerinde ve vakit namazlarında vatandaşların bilinçlendirilmesi sağlanacak.

TRT Genel Müdürlüğü aracılığı ile bilgilendirme metninin senaryolaştırılarak TRT bünyesindeki reytingi yüksek dizilerde gösterimi yapılacak. 10 Nisan Polis Günü'nde, tüm illerde iletişim yoluyla dolandırıcılık senaryolu tiyatro oyunları polisler tarafından sahnelenecek. Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen yerleşkesinde uyarıcı görsellerin yayınlanması amacıyla led bilboard kurulacak. DHA

27 Aralık 2015 Pazar

Ahiretli istismar

Onlarca kişiyi ‘dini duygularını istismar ederek’ dolandırmaktan yargılanan emekli anaokulu öğretmeni Türkan Budak, 3 yıl 1 ay hapse mahkûm edildi.

Bir üniversitede dekan olan Prof. Dr. S.G.A.’nın şikâyeti üzerine Türkan Budak ve şeyh olduğu iddia edilen Zekeriya K. hakkında Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’inde dava açıldı.

Dekan ifadesinde, 10 yıl boyunca yaklaşık 500 bin lira para, 50 bin lira değerinde ziynet eşyası, Ankara’da dairesinden satışıyla elde edilen parayı şüphelilere kaptırdığını beyan etti. 24 Aralık’taki karar duruşmasında, mağdurlar da ifade verdi.

EĞİTİMLİ MAĞDURLAR

Mağdurların beyanları, aralarında doktor, avukat, mühendis ve işkadınlarının da bulunduğu eğitimli şahısların, aynı yöntemle dolandırıldıklarını ortaya koydu. Bir mağdur, “Okuldaki öğretmenleri ve tanıdıklarını cemaate çekiyordu. Anaokulu öğretmeni olduğu için sınıfındaki çocukların anneleriyle irtibat kuruyordu. Etkileyici vaazlar vererek kadınları ağına düşüyordu” dedi. Zekeriya K. beraat ederken Türkan Budak, 3 yıl 1 ay hapis, 5 bin lira para cezasına mahkûm edildi.

‘Öldüğünüzde şeyhimiz yanınızda olacak’

MAĞDURLARDAN biri kadının kurbanlarını hangi sözlerle ağına düşürdüğünü anlattı. Buna göre, Türkan Budak ev toplantılarında, “Öbür dünyaya hiçbir şey götüremeyeceksiniz. Öldüğünüzde mezara konurken şeyhimiz yanınıza gelecek ve sizin adınıza şahitlik yapacak.  Bu parayı bana verin şeyhime götüreyim ve sizin adınıza hayırlar yapalım” diyerek para topluyordu.

Delil fotoğraf

‘Şeyh’ olarak adlandırılan Zekeriya K. suçlamaları reddederek sanık Türkan Budak’ı tanımadığını söyledi. Mahkemeye, Zekeriya K. ve Türkan Budak’ı birlikte gösteren fotoğraf delil olarak sunuldu. hürriyet.com.tr

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Sahte doktor adayları yakayı ele verdi

Yurt dışındaki özel üniversitelere kayıt yaptıran üç öğrenci, sahte belgelerle Türkiye'deki seçkin üniversitelere yatay geçiş yaptı. Öğrenciler hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Sabah Gazetesi'nden Dilek Yaman'ın haberine göre, Türkiye'de tıp fakültesi kazanamayınca yurtdışındaki özel üniversitelere kayıt yaptıran 3 öğrencinin sahte belgelerle Türkiye'de bulunan seçkin üniversitelere haksız şekilde yatay geçiş yaptıkları belirlendi.

Olay ile ilgili hazırlanan iddianameye göre skandal şöyle gelişti. Fatma Betül D., Ercan T. ve Nur Peri A., internet üzerinden eğitim danışmanlığı yapan Sedat C. İle tanıştı. Sedat C. yurtdışında bulunan tıp fakültelerinden ayarladığı sahte belgelerle Türkiye'deki tıp fakültelerine yatay geçiş yapabileceklerini söyledi. 3 öğrenciden belirli bir ücret alan Sedat Ç., Bulgaristan'da bulunan Sofya ve Filibe üniversitelerinin tıp fakültelerine kaydettirdi. Bir yıl sonra yatay geçiş için gerekli belgeleri fakülteden temin edip öğrencilere verdi. Bulgaristan'da öğrenim gördüklerini iddia eden üç öğrenci, düzenlenen sahte transkriptlerle Türkiye'nin çeşitli illerinde bulunan üniversitelere başvuru yaptı. Bu üniversitelere asil olarak yerleştirilen öğrenciler tıp fakültesinde öğrenim görmeye başladı. Olay emniyete yapılan ihbarla ortaya çıktı. Bulgaristan'da okuduğu öne sürülen öğrencilerin Türkiye'deki üniversitelere başvurduğu, ancak belgelerinin sahte olduğu ihbarı üzerine savcılık söz konusu üniversitelerden yatay geçiş başvurusu yapan 3 öğrenciyi tespit etti. YÖK Denetleme Kurulu, Bulgaristan'daki öğretim kurumlarından alındığı iddia edilen belgelerin tümünün sahte olduğunu saptadı. Nurperi A., Betül D. Ve Ercan T. hakkında "resmi belgede sahtecilik" ve " dolandırıcılık" iddialarıyla dava açıldı. 3 öğrenciye 12'şer yıla kadar hapis cezası istendi. Sedat C. hakkında da soruşturma başlatıldı.

'AİLEM TIP FAKÜLTESİNDE OKUMAMI İSTİYORDU'  

Nur Peri A. sorgusunda, ailesinin tıp fakültesi okumasını istediğini, Kadıköy'de yurtdışı eğitim danışmanlığı yapan bir firma ile görüştüğünü ve Sofya Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kayıt için belgeleri Sedat C. aracığıyla alıp İstanbul'daki özel bir üniversiteye yatay geçiş başvurusu yaptığını ifade etti. Fatma Betül D. gerekli belgeleri Sedat C. ve İbrahim B.'den aldığını söyledi. Ercan T. ise Filibe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kayıt olduğunu, sahte belgelerin kendisine Sedat C. tarafından verildiğini ifade etti.

24 Nisan 2015 Cuma

Memenizin fotoğrafını isteyenlere sakın inanmayın!

İnternet dolandırıcılıklarına bu kez enteresan bir dolandırma şekli eklendi. Facebook'da ve Twitter'da Sağlık Bakanlığı adına hesap açan bir dolandırıcı kadınlara mesaj göndererek, meme kanseri olanlara destek olmak amacıyla kadınlardan memelerinin fotoğrafını çekerek göndermelerini istedi.

Uyanık dolandırıcı mesajında şunları söyledi, "Sağlık Bakanlığı tarafından genç kızlarda meme kanseri olup olmadığını öğrenmek için görevlendirildim. Sizde bize destek olmak ve genç yaşta meme kanseri olan arkadaşlarımıza yardım etmek için lütfen memenizin birkaç resmini yollar mısınız."

SAĞLIK BAKANLIĞI: BU MESAJLARA İTİBAR ETMEYİN

Bunun üzerine sağlık bakanlığı olası bir krizin önüne geçmek için resmi Twitterhesabından açıklama yaptı. Açıklamada "Bu sayfa Sağlık Bakanlığı'nın Twitter'daki tek resmi hesabıdır. Sağlık Bakanlığı'na ait sosyal medya hesapları üzerinden "Tıbbi Gerekçeler" öne sürülerek hiçbir fotoğraf veya  video talep edilmemektedir. "Sağlık Bakanlığı" adını kullanarak, sizlerden bu gibi taleplerde bulunan hesap ve mesajlara lütfen itibar etmeyin." denildi.

Olay ise sosyal medyada esprilere neden oldu.

(Buse Özel-Hürriyet)

10 Mart 2015 Salı

Özgecan üzerinden çirkin oyun

Dolandırıcılar, Özgecan'a yardım adıyla internette açtıkları hesaplarla vurgun yapmaya kalkıştı. Aile ise çağrısını tekrarladı.

Türkiye, Mersin'de vahşice öldürülüp yakılan üniversiteli Özgecan Aslan'a ağladı. Günlerce onun için yürüyüşler yapıldı, şiddet kınandı. Hatta önceki günkü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde de Özgecan, simge olarak anıldı.

Türkiye'yi birbirine kenetleyen Özgecan için insanlar aileye maddi destekte bulunmak istedi. Ancak, "Bir Özge varmış, bir Özge yokmuş. Sevgi geldi saygı geldi cihana, biz yarattık dediler. Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana" diye yaptığı konuşmasıyla herkese ders veren gözü yaşlı baba Mehmet Aslan, yine büyüklüğünü gösterdi.

Yapılacak yardımları, şiddete eğilimli kişilerin eğitilmesine yönelik bir rehabilitasyon merkezi kurulması amacıyla değerlendirme kararı aldıklarını açıkladı. Hemen ardından, bankalarda yasal olarak TL, Euro ve Dolar hesabı açıldı. Fakat, aradan uzun süre geçmesine rağmen, yardım kampanyasına yapılan bağışlar, istenilen seviyeye ulaşmadı.

SAHTE HESAP AÇTILAR

Tam bu sırada yapılan araştırmada, internet aracılığı ile birçok sahte hesap açıldığı ortaya çıktı. Kan emici dolandırıcılar, Özgecan'ın adını kullanarak para toplamaya başladı. Kızının hayalini gerçekleştirmek için kampanya düzenlenmesini şartlı olarak kabul eden baba Aslan, sahtekarlık olayını öğrenince çok şaşırdı. Bir kez daha yıkıldı. Amca Yaşasın Aslan, "Önüne gelen bir Özgecan sitesi açmaya başladı, kredi kartıyla bağış toplamaya başladı. Devlet kontrolünde tek bir hesap var. Bu hesap dışında açılmış internet sitemiz yoktur" diye konuştu. Başka hesaplara para yatırılmamasını anlattı.

21 Kasım 2014 Cuma

6400 kişiden 2.5 milyon lira çaldılar

İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, son yılların en büyük dolandırıcılık operasyonunu gerçekleştirdi.

İstanbul'da, kurdukları call center ofislerinden vatandaşları arayıp, check up, asistanlık, yol yardım, ambulans, çilingir ve İSKİ hizmetleri verdiklerini söyleyerek kart bilgilerini alıp dolandırıcılık yapan 21 kişilik çete çökertildi. Çetenin, 6400 kişinin kart bilgilerini alarak 2 milyon 460 bin 350 lira para çektiği belirlendi. Para çekilmeyi bekleyen 9 bin kişinin kart bilgilerinin yer aldığı not kağıtları bulundu.

İstanbul'da bazı vatandaşlar, bilgileri dışında hesaplarından para çekildiğini söyleyerek ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Savcılıklardan alınan talimat üzerine Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde kurulan özel ekip bir ay önce araştırma başlattı. Yapılan araştırmaya göre; çete, Beykoz, Beylikdüzü ve Eyüp'te call center ofisleri kurdu.  Ofislere ikna kabiliyeti yüksek kişiler yerleştirdi. Bu kişiler, ele geçirdikleri telefonlardan vatandaşlara ulaşarak, kart aidatlarının geri alınması, check up, asistanlık, yol yardım, ambulans, çilingir ve İSKİ hizmetleri verdiklerini söyleyerek kart bilgilerini aldı.  Kart bilgilerini aldıktan sonra gerçek ve  sanal Pos cihazlarından paralar çekildi. E-ticaret yapan firmalardan satışı kolay elektronik eşya alarak, kısa sürede anlaşmalı oldukları işyerlerine satıldı ve paraya çevirdi.  Çete, kart aidatının geri alınması için aradıkları kişilere, hemen işlemi yaptırmadıkları takdirde, yüksek faizle karşılaşacakları hatta evlerine haciz geleceği yönünde korkuttu.

Yapılan tespitlerin ardından geçtiğimiz Cuma günü ofislerinde arasında bulunduğu adreslere eş zamanlı baskın düzenlendi. Bir ay önce düzenlenen call center operasyonunda serbest kalan A.A'nın da arasında bulunduğu 21 kişi gözaltına alındı. Yapılan aramada, 34 hard disk, 4 laptop, 6 kaşe, 5 POS cihazı, 2 kredi kartı, 1 adet DVR cihazı, 2 adet flaş bellek, sahte sürücü belgesi, 1 adet kurusıkı tabanca, başkaların ait paralarla alınan 10 cep telefonu, telefon faturaları, 9 bin kişiye ait kart bilgilerinin bulunduğu not kağıtları ele geçti. Çetenin, 6400 kişinin hesabından 2 milyon 460 bin 350 lira çektiği belirlendi.

Emniyette sorguları tamamlanan 21 kişi adliyeye sevk edildi. A.A'nın da aralarında bulunduğu 7 kişi tutuklanırken, diğerleri serbest kaldı. Siber Şube'nin son bir ayda düzenlediği 3 ayrı operasyonda 22 kişi yakalanırken 11 kişi tutuklanmıştı. (Hürriyet)