Dün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde DHKC militanları tarafından rehin alınan ve şehit düşen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın son anlarını Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek anlattı.
Timeturk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, DHKP-C militanları tarafından katledilen Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınmadan önceki son anlarını şöyle anlattı:
"Merhum savcının son anlarını mesai arkadaşının ağzından dinleyelim: "Olayın öncesi odasına gidip savcım hadi gel beraber bir çay içelim" dedim. Merhum savcı ise, "Siz buyurun ben bir abdest alıp namaz kılayım öyle içelim" demiş. Odasında abdestini almış, namazını kılmış ve hemen sonrasında DHKP-C'liler odasını basmışlar... Bir Mü'min her zaman ölüme hazırlıklı olmalı değil mi? İman varsa imkan vardır ne güzel takip etmiş merhum savcım.
Şimdi gazetelerde o hatırlamak istemediğimiz fotoğraf. O fotoğrafı yayınlayanlar hiç düşündünüz mü; bir kadına kocasını, evlada babasını, anne babaya oğlunu son kez böyle gösterdiniz ya, “Yerin dibine batsın böyle gazetecilik”...
Eyüp Sultan Camii'nde öğle namazı sonrası inşallah o tabuta biz de omuz vereceğiz.Daha önce başka yere gömülmek isterken Eyüp'te merhum Mahmut Es'ad Coşan'a ve Eyüp El Ensari Hazretlerine yakın olmak için Eyüp'e gömülmek istendi ve vasiyeti yerine getiriliyor...
İnşallah şehittir. Ailesi ve sevenleri için Rahman'dan Sabr-ı Cemil niyaz ediyorum."
2 Nisan 2015 Perşembe
Zekeriya Öz'den olay Savcı Kiraz iddiası!
Eski Savcı Zekeriya Öz, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın korunmadığını ve örgüte yem edildiğini öne sürdü.
Ergenekon davasının mimarı eski savcı Zekeriya Öz, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın öldürülmesine ilişkin ihmaller olduğunu öne sürdü.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'a koruma verilmemesinin ilginç olduğunu söyleyen Zekeriya Öz, operasyonu da zehir zemberek sözlerle eleştirdi.
Zekeriya Öz, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın DHKP-C'ye yem edildiğini iddia ederek, "Hem savcılara iş vereceksin hemde taşeron örgüte yem edeceksin, operasyon mutlaka sorgulanmalı acele etme talimatını veren kişi yargılanmalı" çağrısında bulundu.
Zekeriya Öz'ün Twitter'dan yaptığı açıklama şöyle:
Şehit savcımıza verilen dosyalara bakın. Bu dosyalardan hedef gösterildiğini söylüyor. Koruma niçin verilmemiş ilginç.
Savcısını koruyamayan başarısız operasyonu kutlayan zihniyet, niye koruma verilmedi, niçin son dakikaya kadar beklenip uzlaşılmadı demeliydi.
Hem savcılara iş vereceksin hemde taşeron örgüte yem edeceksin, operasyon mutlaka sorgulanmalı acele etme talimatını veren kişi yargılanmalı
Yargısını, yargıç ve savcısını korumayan koruyamayan iktidar gün gelir iktidarını da koruyamaz duruma düşer.
Siyasal iktidar hırsı kimsenin can güvenliği ve hayat hakkının önünde olamaz.Kimseyi kirli emellerinize yem yapamazsınız.Mutlaka batarsınız.
İnsanların hayatını siyasal beklenti ve hırsları için oyuncak yapıp hiçe sayanların hepsini Adili Mutlak olan Cenab-ıAllah'a havale ediyorum. (medyafresi.com.tr)
Ergenekon davasının mimarı eski savcı Zekeriya Öz, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın öldürülmesine ilişkin ihmaller olduğunu öne sürdü.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'a koruma verilmemesinin ilginç olduğunu söyleyen Zekeriya Öz, operasyonu da zehir zemberek sözlerle eleştirdi.
Zekeriya Öz, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın DHKP-C'ye yem edildiğini iddia ederek, "Hem savcılara iş vereceksin hemde taşeron örgüte yem edeceksin, operasyon mutlaka sorgulanmalı acele etme talimatını veren kişi yargılanmalı" çağrısında bulundu.
Zekeriya Öz'ün Twitter'dan yaptığı açıklama şöyle:
Şehit savcımıza verilen dosyalara bakın. Bu dosyalardan hedef gösterildiğini söylüyor. Koruma niçin verilmemiş ilginç.
Savcısını koruyamayan başarısız operasyonu kutlayan zihniyet, niye koruma verilmedi, niçin son dakikaya kadar beklenip uzlaşılmadı demeliydi.
Hem savcılara iş vereceksin hemde taşeron örgüte yem edeceksin, operasyon mutlaka sorgulanmalı acele etme talimatını veren kişi yargılanmalı
Yargısını, yargıç ve savcısını korumayan koruyamayan iktidar gün gelir iktidarını da koruyamaz duruma düşer.
Siyasal iktidar hırsı kimsenin can güvenliği ve hayat hakkının önünde olamaz.Kimseyi kirli emellerinize yem yapamazsınız.Mutlaka batarsınız.
İnsanların hayatını siyasal beklenti ve hırsları için oyuncak yapıp hiçe sayanların hepsini Adili Mutlak olan Cenab-ıAllah'a havale ediyorum. (medyafresi.com.tr)
Yaşlı kadını sokak köpekleri parçaladı
Çorum’un Kargı ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 65 yaşındaki Ünzile Yaman öldü.
Kargı İlçesi Halılar Köyü’nde meydana gelen olayda, 1 çocuk annesi Ünzile Yaman, yürüyerek tarlaya gittiği sırada sürü halinde dolaşan sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Yere düşen kadını yüzü, kolu ve vücudunun çeşitli yerlerinden ısıran köpekler çevredeki vatandaşların taş atmasıyla bölgeden uzaklaştı. Köye gelen Jandarma ve sağlık ekiplerinin müdahalesi ile ambulansla hastaneye kaldırılan Ünzile Yaman, yolda hayatını kaybetti. Yaman’ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Kargı Ahmet Hamdi Akpınar İlçe Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı. Eskişehir’de, 14 Mart 2015 günü doktora öğrencisi 34 yaşındaki Erinç Pütün’de boş arazide yiyecek vermeye gittiği köpeklerin parçalaması üzerine hayatını kaybetmişti. (DHA)
Kargı İlçesi Halılar Köyü’nde meydana gelen olayda, 1 çocuk annesi Ünzile Yaman, yürüyerek tarlaya gittiği sırada sürü halinde dolaşan sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Yere düşen kadını yüzü, kolu ve vücudunun çeşitli yerlerinden ısıran köpekler çevredeki vatandaşların taş atmasıyla bölgeden uzaklaştı. Köye gelen Jandarma ve sağlık ekiplerinin müdahalesi ile ambulansla hastaneye kaldırılan Ünzile Yaman, yolda hayatını kaybetti. Yaman’ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Kargı Ahmet Hamdi Akpınar İlçe Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı. Eskişehir’de, 14 Mart 2015 günü doktora öğrencisi 34 yaşındaki Erinç Pütün’de boş arazide yiyecek vermeye gittiği köpeklerin parçalaması üzerine hayatını kaybetmişti. (DHA)
Fethullah Gülen'le ilgili flaş gelişme
AA: 2010'daki KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmada, 1 numaralı şüpheli olduğu belirtilen Fetullah Gülen hakkındaki dosya ayrılarak, "Devlette Paralel Yapı" iddialarına ilişkin ana soruşturmayı yürüten savcıya gönderildi.
KPSS'de usulsüzlük iddialarını soruşturan Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman, Gülen dosyasını ayırma kararı verdi. Erkman, ayırdığı dosyayı, "Devlette Paralel Yapı" iddialarıyla ilgili ana soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'a gönderdi. Savcı Coşkun, gelen dosyayı, "Devlette Paralel Yapı" dosyasıyla birleştirdi.
Ayırma kararındaki değerlendirmeler
Kararda, 2010'daki genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS sınavının üçüne de giren adaylar yönünden, sınav sorularının önceden elde edilerek aracılar ve adaylar vasıtasıyla sınava girenlere dağıtılmasıyla ilgili "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak", "resmi belgede sahtecilik", "kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık", "suç delillerini yok etme", "görevi kötüye kullanma" suçlarından yapılan soruşturmada, şüpheli sayısının net belli olmadığı kaydedildi.
Ayırma kararda, 23 Mart 2015'teki adli soruşturma ve yakalama kararları uyarınca 32 şüphelinin tutuklandığı, 30 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiği hatırlatıldı.
YÖK Denetleme Kurulu, Jandarma Kriminal, Emniyet Bilişim Uzmanlığı, TÜBİTAK, MASAK raporları, ÖSYM, SGK, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumundan alınan yazılar, müşteki beyanları, bir kısım şüpheli ikrarı, bilirkişi raporları, HTS analizleri ile tüm delillere göre, YÖK raporunda 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 adayın şüpheli konumunda olduğu ifade edilen kararda, "bin 435 şüphelinin doğrudan, kalanların ise büyük çoğunluğunun dolaylı olarak kamuoyunda bilinen bir yapıyla bağlantılı olduğunun tespit edildiği" aktarıldı.
Kararda, "Fezlekede 1. sırada gösterilen Fetullah Gülen ile ilgili değerlendirmeler ve delillere göre, tarafınızca yapılmakta olan 'ana örgüt' soruşturması kapsamında, iki dosya arasında fiili ve kişisel bağlandı olduğu değerlendirilmiştir" denildi. (miliyet.com.tr)
KPSS'de usulsüzlük iddialarını soruşturan Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman, Gülen dosyasını ayırma kararı verdi. Erkman, ayırdığı dosyayı, "Devlette Paralel Yapı" iddialarıyla ilgili ana soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'a gönderdi. Savcı Coşkun, gelen dosyayı, "Devlette Paralel Yapı" dosyasıyla birleştirdi.
Ayırma kararındaki değerlendirmeler
Kararda, 2010'daki genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS sınavının üçüne de giren adaylar yönünden, sınav sorularının önceden elde edilerek aracılar ve adaylar vasıtasıyla sınava girenlere dağıtılmasıyla ilgili "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak", "resmi belgede sahtecilik", "kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık", "suç delillerini yok etme", "görevi kötüye kullanma" suçlarından yapılan soruşturmada, şüpheli sayısının net belli olmadığı kaydedildi.
Ayırma kararda, 23 Mart 2015'teki adli soruşturma ve yakalama kararları uyarınca 32 şüphelinin tutuklandığı, 30 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiği hatırlatıldı.
YÖK Denetleme Kurulu, Jandarma Kriminal, Emniyet Bilişim Uzmanlığı, TÜBİTAK, MASAK raporları, ÖSYM, SGK, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumundan alınan yazılar, müşteki beyanları, bir kısım şüpheli ikrarı, bilirkişi raporları, HTS analizleri ile tüm delillere göre, YÖK raporunda 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 adayın şüpheli konumunda olduğu ifade edilen kararda, "bin 435 şüphelinin doğrudan, kalanların ise büyük çoğunluğunun dolaylı olarak kamuoyunda bilinen bir yapıyla bağlantılı olduğunun tespit edildiği" aktarıldı.
Kararda, "Fezlekede 1. sırada gösterilen Fetullah Gülen ile ilgili değerlendirmeler ve delillere göre, tarafınızca yapılmakta olan 'ana örgüt' soruşturması kapsamında, iki dosya arasında fiili ve kişisel bağlandı olduğu değerlendirilmiştir" denildi. (miliyet.com.tr)
1 Nisan 2015 Çarşamba
Şehit savcının babası konuştu!
Oğlunun İstanbul Adalet Sarayı’nda yapılan cenaze törenine katılan şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, olayı televizyondan öğrendiğini belirterek, "Oğlum bunu hak etmemişti" dedi.
Oğlunun cenaze törenine katılan baba Hakkı Kiraz, törenin ardından uzatılan mikrofonlara kısa bir açıklama yaptı. Şehidin babası Hakkı Kiraz şunları söyledi: "Valla ben sakindim. Allahtan geldi dedim. Takdiri ilahi dedim. Kaderimizde bu var dedim. Oğlum bunu hak etmemişti. Ama kaderde bu varsa boynumuz kıldan incedir. Biz inanan insanlarız. Hamdolsun, gayrimeşru bir yolda değildi. Namusuyla, alnının akıyla, şerefiyle, onuruyla, haysiyetiyle, görevinin başında takdir-i ilahi oldu. Ben memnunum, ben şükrediyorum. Yüreğimde yanıyor ama şükrediyorum."
OLAYI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM
Olayı televizyondan öğrendiğini söyleyen Hakkı Kiraz, bir basın mensubunun oğlunuzla görüşebildiniz mi sorusunu, "Görüşemedim. Arıyamadık, konuşturtmuyorlarmış" diye yanıtladı. (Milliyet)
Oğlunun cenaze törenine katılan baba Hakkı Kiraz, törenin ardından uzatılan mikrofonlara kısa bir açıklama yaptı. Şehidin babası Hakkı Kiraz şunları söyledi: "Valla ben sakindim. Allahtan geldi dedim. Takdiri ilahi dedim. Kaderimizde bu var dedim. Oğlum bunu hak etmemişti. Ama kaderde bu varsa boynumuz kıldan incedir. Biz inanan insanlarız. Hamdolsun, gayrimeşru bir yolda değildi. Namusuyla, alnının akıyla, şerefiyle, onuruyla, haysiyetiyle, görevinin başında takdir-i ilahi oldu. Ben memnunum, ben şükrediyorum. Yüreğimde yanıyor ama şükrediyorum."
OLAYI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM
Olayı televizyondan öğrendiğini söyleyen Hakkı Kiraz, bir basın mensubunun oğlunuzla görüşebildiniz mi sorusunu, "Görüşemedim. Arıyamadık, konuşturtmuyorlarmış" diye yanıtladı. (Milliyet)
Şehit savcı Mehmet Selim Kiraz'ın kayda geçen son sözleri...
'Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz'
İstanbul Adalet Sarayı’ndaki terörist saldırıda şehit olan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın (46), haberciler tarafından kayda geçirilen son sözleri "Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz. Biz de faillerin bulunmasını istiyoruz" oldu. Kiraz bu sözleri 18 Mart tarihinde İstanbul Adalet Sarayı’nın 6. kat 323 No’lu odasında DHA muhabirini sohbet amaçlı kabulu sırasında söylemişti. Savcı Kiraz, Berkin Elvan’ın ölümü soruşturmasına ilişkin, "Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz. Biz de faillerin bulunmasını istiyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
Savcı Kiraz, Berkin Elvan soruşturmasının yanı sıra, gezi parkı olaylarında yaralananlara ilişkin soruşturma dosyasına da bakıyordu.
SAVCI KİRAZ’IN ÖZGEÇMİŞİ
Savcı Kiraz 1 Ocak 1969 tarihinde Siirt’te dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Osmaniye Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Kiraz, 2010 yılında İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne atandı. 4 yıl Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde görev yapan savcı Kiraz, Eylül 2014 yılında İstanbul Adalet Sarayı memur Suçları Bürosu Savcısı olarak göreve başladı. Aynı adliyede hakim olarak görev yapan Yasemin Kiraz ile evli olan savcı Kiraz, biri kız biri erkek iki çocuk babasıydı. (DHA)
İstanbul Adalet Sarayı’ndaki terörist saldırıda şehit olan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın (46), haberciler tarafından kayda geçirilen son sözleri "Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz. Biz de faillerin bulunmasını istiyoruz" oldu. Kiraz bu sözleri 18 Mart tarihinde İstanbul Adalet Sarayı’nın 6. kat 323 No’lu odasında DHA muhabirini sohbet amaçlı kabulu sırasında söylemişti. Savcı Kiraz, Berkin Elvan’ın ölümü soruşturmasına ilişkin, "Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz. Biz de faillerin bulunmasını istiyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
Savcı Kiraz, Berkin Elvan soruşturmasının yanı sıra, gezi parkı olaylarında yaralananlara ilişkin soruşturma dosyasına da bakıyordu.
SAVCI KİRAZ’IN ÖZGEÇMİŞİ
Savcı Kiraz 1 Ocak 1969 tarihinde Siirt’te dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Osmaniye Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Kiraz, 2010 yılında İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne atandı. 4 yıl Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde görev yapan savcı Kiraz, Eylül 2014 yılında İstanbul Adalet Sarayı memur Suçları Bürosu Savcısı olarak göreve başladı. Aynı adliyede hakim olarak görev yapan Yasemin Kiraz ile evli olan savcı Kiraz, biri kız biri erkek iki çocuk babasıydı. (DHA)
Elektrik kesintisi için bomba iddialar
Tüm Türkiye'yi karanlıkta bırakan elektrik kesintisi için açıklama yapan bir özel sektör yetkilisi "Eğer sistem santrallerle birlikte çöktüyse aynı miktardaki santralların devre dışı bırakılması çözüme katkı sağlayabilirdi, denge kurulabilirdi" dedi. Bir resmi yetkili ise sorunun İzmir'deki bir santraldan kaynaklandığını iddia etti.
Hürriyetr'in haberine göre; Türkiye genelinde gün boyu süren ve metro seferlerinden fabrikaların üretimine kadar geniş çaplı etkisi olan elektrik kesintilerinin İzmir ve Çukurova'da iki büyük santralin kısa aralıklarla devre dışı kalmasından kaynaklanmış olabileceği belirtilirken, dünkü olay nedeniyle Türkiye'nin Avrupa elektrik sistemi ENTSO-E'ye bağlantısında sorun yaratmayacağı kaydedildi.
Hemen hemen bütün illerin etkilendiği elektrik kesintisi dün sabah saat 1036'da başladı; kademeli olarak sorunun giderilmesiyle akşam saatlerinde sistemin tamamına elektrik verildi.
Reuters'a bilgi veren bir enerji yetkilisi, dün sistemde yaşanan sorunun tespiti için çalışmaların halen sürdüğünü, belirterek, "Şu anda öne çıkan en güçlü senaryo İzmir'deki 799 MW'lık santralin ve Adana Çukurova'daki yine büyük bir santralin kısa aralıklarla devre dışı kalması. Bu nereden baksanız sistemde yüzde 5-10 arasındaki bir katkının eksilmesi anlamına geliyor. Gördüğümüz kadarıyla bu eksilme bütün sistemde bir domino etkisi yaptı ve sistemi tamamen kapattı. Şu anda en büyük ihtimal bu gibi gözüküyor" dedi.
BAKAN DA İZMİR'İ İŞARET ETTİ
Enerji Bakanı Taner Yıldız da dün Slovakya'da yaptığı açıklamada, İzmir'deki bir santralin devre dışı kalmasının sistemin çökmesine neden olmuş olabileceğini söyledi.
Aynı yetkili, "Yapılan incelemelerde gelinen aşama gösteriyor ki bu santrallerdeki sorun yüzünden böyle bir problemle karşılaştık. Ama başka bir sorun var mı diye de halen çalışıyoruz çünkü sistemin yeniden çökmesine neden olabilecek başka bir şey varsa bunun tekrarlanmasını engellemek istiyoruz" dedi.
Yetkili, şu ana kadar sistemde herhangi bir yazılım sorunu tespit edilmediğini, sorunun tamamen teknik sorundan kaynaklanmış göründüğünü belirterek, bir siber saldırının izine şu ana kadar rastlanmadığını bildirdi.
Özel sektörden bir enerji yetkilisi, "Eğer sistem santrallerle birlikte çöktüyse aynı miktardaki santrallerin devre dışı bırakılması çözüme katkı sağlayabilirdi, denge kurulabilirdi" dedi.
ENTSO-E ANLAŞMASI BU AY İMZALANACAK
Aynı yetkili, dün sistemin devre dışı kalmasından sonra Avrupa elektrik sistemi ENTSO-E ile Türkiye arasındaki bir bağlantı problemi olduğu ya da bunun problem yaratacağı iddialarının doğru olmadığını bildirdi.
"Dünkü kesinti nedeniyle AB ya da ENTSO-E ile herhangi bir sorun yaşanmıyor; elbette karşılıklı bilgi alışverişi yapılıyor. Ancak Türkiye'nin sistem dışında tutulması ya da bu ay imzalanması planlanan nihai anlaşmanın imzasının ertelenmesi gündemde değil" diyen yetkili, "Bu anlaşma sonuçta hem Türkiye hem de Avrupa'nın lehine olacak. Bunun üzerinden diğer ülkelere ve bölgelere de ulaşarak elektrik satışı gerçekleştirilebilecek" dedi.
Türkiye, 34 ülke ve 41 şirketin bulunduğu Avrupa Kıtası Senkron Bölgesi ile elektrik sistemi bağlantısı için 2009'da anlaşmış ve Eylül 2010'da deneme amaçlı olarak sisteme bağlanmıştı. Dört yıllık deneme sonunda da sorun yaşanmaması halinde tam üye olarak sisteme dahil edilmesi kararlaştırılmıştı.
Şubat 2011'de Türkiye Elektrik İletimi AŞ (TEİAŞ), Bulgaristan ve Yunanistan sistem işleticileriyle karşılıklı olarak enerji alışverişi gerçekleştirmişti
Yetkili, birkaç hafta önce ENTSO-E'nin Türkiye'yi tam üyelik için davet ettiğini kaydederek, "Nisan ayı içinde nihai anlaşma imzalanacak" dedi.
Şu anda ENTSO-E üzerinden Türkiye ile Avrupa arasında 500-600 MW'lık elektrik ticareti yapılıyor.
Türkiye'nin, Avrupa elektrik sistemine kalıcı üyelikle bağlanmasını öngören anlaşma bu ay içinde imzalanacak ve bu sayede Türk elektrik şirketlerinin ticaret ağı Avrupa'ya genişleyecek.
Bu anlaşmanın tamamlanmasıyla Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan hatları üzerinden gerçekleştirdiği 400 MW'lik ihracat ve 550 MW'lik ithalat ağını Avrupa genelinde yapabilecek.
Yetkili, nihai anlaşmanın imzalanmasından sonra elektrik ticaretinin ilk etapta 1,000 MW'ye çıkmasının öngörüldüğünü söyledi.
Hürriyetr'in haberine göre; Türkiye genelinde gün boyu süren ve metro seferlerinden fabrikaların üretimine kadar geniş çaplı etkisi olan elektrik kesintilerinin İzmir ve Çukurova'da iki büyük santralin kısa aralıklarla devre dışı kalmasından kaynaklanmış olabileceği belirtilirken, dünkü olay nedeniyle Türkiye'nin Avrupa elektrik sistemi ENTSO-E'ye bağlantısında sorun yaratmayacağı kaydedildi.
Hemen hemen bütün illerin etkilendiği elektrik kesintisi dün sabah saat 1036'da başladı; kademeli olarak sorunun giderilmesiyle akşam saatlerinde sistemin tamamına elektrik verildi.
Reuters'a bilgi veren bir enerji yetkilisi, dün sistemde yaşanan sorunun tespiti için çalışmaların halen sürdüğünü, belirterek, "Şu anda öne çıkan en güçlü senaryo İzmir'deki 799 MW'lık santralin ve Adana Çukurova'daki yine büyük bir santralin kısa aralıklarla devre dışı kalması. Bu nereden baksanız sistemde yüzde 5-10 arasındaki bir katkının eksilmesi anlamına geliyor. Gördüğümüz kadarıyla bu eksilme bütün sistemde bir domino etkisi yaptı ve sistemi tamamen kapattı. Şu anda en büyük ihtimal bu gibi gözüküyor" dedi.
BAKAN DA İZMİR'İ İŞARET ETTİ
Enerji Bakanı Taner Yıldız da dün Slovakya'da yaptığı açıklamada, İzmir'deki bir santralin devre dışı kalmasının sistemin çökmesine neden olmuş olabileceğini söyledi.
Aynı yetkili, "Yapılan incelemelerde gelinen aşama gösteriyor ki bu santrallerdeki sorun yüzünden böyle bir problemle karşılaştık. Ama başka bir sorun var mı diye de halen çalışıyoruz çünkü sistemin yeniden çökmesine neden olabilecek başka bir şey varsa bunun tekrarlanmasını engellemek istiyoruz" dedi.
Yetkili, şu ana kadar sistemde herhangi bir yazılım sorunu tespit edilmediğini, sorunun tamamen teknik sorundan kaynaklanmış göründüğünü belirterek, bir siber saldırının izine şu ana kadar rastlanmadığını bildirdi.
Özel sektörden bir enerji yetkilisi, "Eğer sistem santrallerle birlikte çöktüyse aynı miktardaki santrallerin devre dışı bırakılması çözüme katkı sağlayabilirdi, denge kurulabilirdi" dedi.
ENTSO-E ANLAŞMASI BU AY İMZALANACAK
Aynı yetkili, dün sistemin devre dışı kalmasından sonra Avrupa elektrik sistemi ENTSO-E ile Türkiye arasındaki bir bağlantı problemi olduğu ya da bunun problem yaratacağı iddialarının doğru olmadığını bildirdi.
"Dünkü kesinti nedeniyle AB ya da ENTSO-E ile herhangi bir sorun yaşanmıyor; elbette karşılıklı bilgi alışverişi yapılıyor. Ancak Türkiye'nin sistem dışında tutulması ya da bu ay imzalanması planlanan nihai anlaşmanın imzasının ertelenmesi gündemde değil" diyen yetkili, "Bu anlaşma sonuçta hem Türkiye hem de Avrupa'nın lehine olacak. Bunun üzerinden diğer ülkelere ve bölgelere de ulaşarak elektrik satışı gerçekleştirilebilecek" dedi.
Türkiye, 34 ülke ve 41 şirketin bulunduğu Avrupa Kıtası Senkron Bölgesi ile elektrik sistemi bağlantısı için 2009'da anlaşmış ve Eylül 2010'da deneme amaçlı olarak sisteme bağlanmıştı. Dört yıllık deneme sonunda da sorun yaşanmaması halinde tam üye olarak sisteme dahil edilmesi kararlaştırılmıştı.
Şubat 2011'de Türkiye Elektrik İletimi AŞ (TEİAŞ), Bulgaristan ve Yunanistan sistem işleticileriyle karşılıklı olarak enerji alışverişi gerçekleştirmişti
Yetkili, birkaç hafta önce ENTSO-E'nin Türkiye'yi tam üyelik için davet ettiğini kaydederek, "Nisan ayı içinde nihai anlaşma imzalanacak" dedi.
Şu anda ENTSO-E üzerinden Türkiye ile Avrupa arasında 500-600 MW'lık elektrik ticareti yapılıyor.
Türkiye'nin, Avrupa elektrik sistemine kalıcı üyelikle bağlanmasını öngören anlaşma bu ay içinde imzalanacak ve bu sayede Türk elektrik şirketlerinin ticaret ağı Avrupa'ya genişleyecek.
Bu anlaşmanın tamamlanmasıyla Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan hatları üzerinden gerçekleştirdiği 400 MW'lik ihracat ve 550 MW'lik ithalat ağını Avrupa genelinde yapabilecek.
Yetkili, nihai anlaşmanın imzalanmasından sonra elektrik ticaretinin ilk etapta 1,000 MW'ye çıkmasının öngörüldüğünü söyledi.
Rehin alınan ve hayatını kaybeden Mehmet Selim Kiraz kimdir?
Tüm Türkiye'nin gözü, ülke çapındaki elektrik kesintisinden hemen sonra, Berkin Elvan soruşturmasına bakan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alındığı Çağlayan Adliye'sine çevrildi. Ancak beklenen güzel haberler akşam saatlerinde düzenlenen operasyonun ardından hüsrana dönüştü. Mehmet Selim Kiraz hayatını kaybetti. Peki Mehmet Selim Kiraz, Berkin Elvan davasına nasıl müdahil olmuştu? İşte Mehmet Selim Kiraz'ın rehine alındığı olaydan önce adının geçtiği yerler.
Mehmet Selim Kiraz, İstanbul 'dan önce Osmaniye'de görev yapıyordu. Sonrasında İstanbul Gaziosmanpaşa'da dört yıl süreyle görev aldı. Rehin alınan Savcı Kiraz, HSYK'nın yaz kararnamesi ise Gaziosmanpaşa Adliyesi'nden Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ataması yapılmıştı.
Berkin Elvan Davası
Berkin Elvan soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz, davaya atandığı dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazarak, Ulusal Kriminal Büro’nun fotoğraflar üzerinden yaptığı incelemede 3 polisin eşgalinin tespit edildiğini ancak açık kimliklerinin tespit edilemediğini hatırlatmıştı. Savcı Kiraz, eşgalleri belirlenen ikisi ZET’çi (bibar gazı tabancası kullanan polisler), biri de muhimmatçı bu 3 polisin açık kimliğinin tespiti için olay günü olay yerinde görev yapan polislerin açık kimliklerinin fotoğrafları ile birlikte kendisine yollanmasını istemişti.
Sonrasında olaylar şu şekilde gelişti: İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Savcı Kiraz’ın talebi üzerine 21 polisin açık kimliklerini ve değişik açı ve boylardan çekilmiş fotoğraflarını soruşturma dosyasına yolladı. Savcı Kiraz, daha önce eşgalleri belirlenen ancak açık kimliklerine ulaşılamayan 3 polisin fotoğrafları ile emniyetin yolladığı 21 polisin fotoğraflarını ve kimlik bilgilerini Adli Tıp Kurumu Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürlüğü’ne yolladı. Savcı Kiraz, eşgalleri tespit edilen ancak açık kimlikleri tespit edilemeyen bu 3 polisin, emniyetin gönderdiği 21 polis içinde olup olmadığının belirlenmesini istedi.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın Berkin Elvan dosyasında yaptığı son işlemlerden biri de, Elvan’ın ölümüne ilişkin görüntüleri Jandarma Kriminal’e göndermek oldu. Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilen kamera görüntüleri üzerinden şüpheli polislerin kimlik tespiti yapılamayınca kayıtlar, Savcı Kiraz tarafından geçen günlerden Jandarma Kriminal’e gönderildi.
Gezi Parkı Dosyası
Savcı Mehmet Selim Kiraz, geçen yıl ekim ayında Gezi Parkı dosyalarında bakmakla görevlendirildi. Berkin Elvan’ın öldürülmesinin yanı sıra Lobna Allami, Okan Özçelik, Volkan Kesanbilici, Edral Sarıkaya, Aydın Aydoğan ve Burak Ünveren’in de aralarında olduğu, Gezi Parkı gösterileri sırasında yaralananlar hakkındaki soruşturma dosyalarını yürütüyordu. Savcı Kiraz’ın yürüttüğü soruşturmalarda, şüpheli kamu görevlilerinin tespiti aşamasına gelinmişti. Kiraz’ın eşi de Çağlayan Adliyesi’nde hakim olarak görev yapıyor.
31 Mart 2015'te yaşanan ülke çapındaki elektrik kesintisi sırasında harekete geçen DHKC üyeleri, Berkin Elvan davasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz'ı görev yaptığı adliyede rehin aldı. İçeriden silah sesi duyuldu, özel tim adliyeye girdi. Berkin Elvan'ın ölümünden sorumlu polislerin 'canlı yayında itirafta bulunmasını ve yargılanmalarını' isteyen örgüt, aralarında milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve TAYAD'ın da olduğu bir arabulucu heyeti oluşturulmasını istiyor. Taleplerinin yerine getirilmesi için 15.35'e kadar süre veren örgüt, operasyon düzenlenmesi halinde savcıyı öldürmekle tehdit ediyor.
Çağlayan adliyesinde Berkin Elvan soruşturmasını yürüten savcı bir grup tarafından rehin alındı. İçeriden silah sesi duyuldu, özel tim adliyeye girdi. Örgüt, şu açıklamayı yaptı:
"Berkin Elvan'ı vuran ve gözetleyen polislerin derhal tutuklanmasını istiyoruz. Milletvekili Sezgin Tanrıkulu arabulucu olsun. 15.35'e kadar süre veriyoruz, müdahale olursa savcıyı öldürürüz."
Akşam saatlerinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı, İstanbul Adliyesi'ndeki odasında rehin alan örgüt üyelerine yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonun ardından ağır yaralanan savcı Kiraz hastaneye kaldırıldığı yönünde haberler çıktı. Ancak hastaneden gelen bilgiler, savcının adliyeden çıktığı sırada yaşamını yitirmiş olduğu yönündeydi. Mehmet Selim Kiraz 31 Mart 2015 tarihinde rehin alındığı saldırıda hayatını kaybetti. Kiraz'ı rehin alan saldırganlar ise ölü olarak ele geçirildi.
Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesi hastaneden alınarak Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Kiraz'ın cenazesi 1 Nisan 2015 saat 11.00'de Çağlayan Adliyesi'nde yapılacak törenin ardından Eyüp Sultan Cami'nde kılınacak cenaze namazı sonrasında Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
(Kaynak:radikal.com.tr)
Mehmet Selim Kiraz, İstanbul 'dan önce Osmaniye'de görev yapıyordu. Sonrasında İstanbul Gaziosmanpaşa'da dört yıl süreyle görev aldı. Rehin alınan Savcı Kiraz, HSYK'nın yaz kararnamesi ise Gaziosmanpaşa Adliyesi'nden Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ataması yapılmıştı.
Berkin Elvan Davası
Berkin Elvan soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz, davaya atandığı dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazarak, Ulusal Kriminal Büro’nun fotoğraflar üzerinden yaptığı incelemede 3 polisin eşgalinin tespit edildiğini ancak açık kimliklerinin tespit edilemediğini hatırlatmıştı. Savcı Kiraz, eşgalleri belirlenen ikisi ZET’çi (bibar gazı tabancası kullanan polisler), biri de muhimmatçı bu 3 polisin açık kimliğinin tespiti için olay günü olay yerinde görev yapan polislerin açık kimliklerinin fotoğrafları ile birlikte kendisine yollanmasını istemişti.
Sonrasında olaylar şu şekilde gelişti: İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Savcı Kiraz’ın talebi üzerine 21 polisin açık kimliklerini ve değişik açı ve boylardan çekilmiş fotoğraflarını soruşturma dosyasına yolladı. Savcı Kiraz, daha önce eşgalleri belirlenen ancak açık kimliklerine ulaşılamayan 3 polisin fotoğrafları ile emniyetin yolladığı 21 polisin fotoğraflarını ve kimlik bilgilerini Adli Tıp Kurumu Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürlüğü’ne yolladı. Savcı Kiraz, eşgalleri tespit edilen ancak açık kimlikleri tespit edilemeyen bu 3 polisin, emniyetin gönderdiği 21 polis içinde olup olmadığının belirlenmesini istedi.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın Berkin Elvan dosyasında yaptığı son işlemlerden biri de, Elvan’ın ölümüne ilişkin görüntüleri Jandarma Kriminal’e göndermek oldu. Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilen kamera görüntüleri üzerinden şüpheli polislerin kimlik tespiti yapılamayınca kayıtlar, Savcı Kiraz tarafından geçen günlerden Jandarma Kriminal’e gönderildi.
Gezi Parkı Dosyası
Savcı Mehmet Selim Kiraz, geçen yıl ekim ayında Gezi Parkı dosyalarında bakmakla görevlendirildi. Berkin Elvan’ın öldürülmesinin yanı sıra Lobna Allami, Okan Özçelik, Volkan Kesanbilici, Edral Sarıkaya, Aydın Aydoğan ve Burak Ünveren’in de aralarında olduğu, Gezi Parkı gösterileri sırasında yaralananlar hakkındaki soruşturma dosyalarını yürütüyordu. Savcı Kiraz’ın yürüttüğü soruşturmalarda, şüpheli kamu görevlilerinin tespiti aşamasına gelinmişti. Kiraz’ın eşi de Çağlayan Adliyesi’nde hakim olarak görev yapıyor.
31 Mart 2015'te yaşanan ülke çapındaki elektrik kesintisi sırasında harekete geçen DHKC üyeleri, Berkin Elvan davasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz'ı görev yaptığı adliyede rehin aldı. İçeriden silah sesi duyuldu, özel tim adliyeye girdi. Berkin Elvan'ın ölümünden sorumlu polislerin 'canlı yayında itirafta bulunmasını ve yargılanmalarını' isteyen örgüt, aralarında milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve TAYAD'ın da olduğu bir arabulucu heyeti oluşturulmasını istiyor. Taleplerinin yerine getirilmesi için 15.35'e kadar süre veren örgüt, operasyon düzenlenmesi halinde savcıyı öldürmekle tehdit ediyor.
Çağlayan adliyesinde Berkin Elvan soruşturmasını yürüten savcı bir grup tarafından rehin alındı. İçeriden silah sesi duyuldu, özel tim adliyeye girdi. Örgüt, şu açıklamayı yaptı:
"Berkin Elvan'ı vuran ve gözetleyen polislerin derhal tutuklanmasını istiyoruz. Milletvekili Sezgin Tanrıkulu arabulucu olsun. 15.35'e kadar süre veriyoruz, müdahale olursa savcıyı öldürürüz."
Akşam saatlerinde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı, İstanbul Adliyesi'ndeki odasında rehin alan örgüt üyelerine yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonun ardından ağır yaralanan savcı Kiraz hastaneye kaldırıldığı yönünde haberler çıktı. Ancak hastaneden gelen bilgiler, savcının adliyeden çıktığı sırada yaşamını yitirmiş olduğu yönündeydi. Mehmet Selim Kiraz 31 Mart 2015 tarihinde rehin alındığı saldırıda hayatını kaybetti. Kiraz'ı rehin alan saldırganlar ise ölü olarak ele geçirildi.
Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesi hastaneden alınarak Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Kiraz'ın cenazesi 1 Nisan 2015 saat 11.00'de Çağlayan Adliyesi'nde yapılacak törenin ardından Eyüp Sultan Cami'nde kılınacak cenaze namazı sonrasında Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
(Kaynak:radikal.com.tr)
Metin Feyzioğlu: Koridorda savcının eşiyle dua ettik
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, rehin alınan savcı Mehmet Kiraz'ı kurtarmak için düzenlenen operasyon sırasında 6. kattaydı. Feyzioılu o anlara ilişkin şunları söyledi: "Savcının birkaç oda ötesinde Berkin'in babası, eylemcilere telefonda 'Bana bir acı da siz yaşatmayın' diyordu. 50 metre ötede oturan savcının hâkim eşiyle el ele dua ettik."
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınıp şehit edilmesiyle sonuçlanan olay sırasında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da adliyenin 6. katındaydı. Feyzioğlu o anları şu sözlerle anlattı: “Savcının birkaç oda ötesinde Berkin’in babası, eylemcilere telefonda ‘Bana bir acı da siz yaşatmayın’ diyordu. 50 metre ötede oturan savcının hâkim eşiyle el ele dua ettik.”
Operasyon sırasında Çağlayan Adliyesi’nde 6. Katta bulunan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, izlenimlerini Cumhuriyet’e anlattı: “Olayı duyar duymaz hemen adliyeye gittim. Katı tamamen güvenlik kordonuna almışlardı. Savcının odasının birkaç oda ötesinde Berkin Elvan’ın babası, teröristlerle telefonda konuşuyordu. “Benden daha büyük bir acı yaşayan var mı” diye soruyordu. “Bu eylemi doğru görmüyorum. Bana bir acı da siz yaşatmayın” diyordu. Bir hayli uzun konuştu. Çıktığında üzgündü, sarsılmıştı. O sırada rehin olan savcının eşi, odasına 50 metre ötede bir sandalyede oturuyordu. Kendisi de bir hâkimdi. Orada saatlerce sonucu bekledi. Umutluydu. Onunla el ele dua ettik birlikte...
CÜPPEYİ 10 LİRAYA ALIRSINIZ
Savcı Siirtliymiş. Sosyal demokrat bir aile... Siirt’te SHP’nin ilçe başkanının akrabası... Üstelik Berkin Elvan dosyasının savcıları içinde gördüğü en iyisi olduğunu söyledi avukat arkadaşlar... Berkin gibi tertemiz bir gencin adını kullanarak yapılan iğrenç bir provokasyondur bu... Siyasal iktidarın, baskı yasaları için kullanacağı bir provokasyondur. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk yaptığı açıklamada avukatların adliyeye girişine yeni düzenleme getirilmesi gerektiğini savundu. O avukat cüppesini pazardan 10 liraya alabilirsiniz. Buna dayanarak bunu fırsat bilerek avukatların adliyeye girişine sınır koymak çok yanlıştır... Şunu bilin ki adliye savcılar kadar bizim de mekanımız. Meslektaşımız için bizim de yüreğimiz yanıyor. Kimse bu acı üzerinden avukatlara fatura kesmeye kalkışmasın. (radikal.com.tr)
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınıp şehit edilmesiyle sonuçlanan olay sırasında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da adliyenin 6. katındaydı. Feyzioğlu o anları şu sözlerle anlattı: “Savcının birkaç oda ötesinde Berkin’in babası, eylemcilere telefonda ‘Bana bir acı da siz yaşatmayın’ diyordu. 50 metre ötede oturan savcının hâkim eşiyle el ele dua ettik.”
Operasyon sırasında Çağlayan Adliyesi’nde 6. Katta bulunan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, izlenimlerini Cumhuriyet’e anlattı: “Olayı duyar duymaz hemen adliyeye gittim. Katı tamamen güvenlik kordonuna almışlardı. Savcının odasının birkaç oda ötesinde Berkin Elvan’ın babası, teröristlerle telefonda konuşuyordu. “Benden daha büyük bir acı yaşayan var mı” diye soruyordu. “Bu eylemi doğru görmüyorum. Bana bir acı da siz yaşatmayın” diyordu. Bir hayli uzun konuştu. Çıktığında üzgündü, sarsılmıştı. O sırada rehin olan savcının eşi, odasına 50 metre ötede bir sandalyede oturuyordu. Kendisi de bir hâkimdi. Orada saatlerce sonucu bekledi. Umutluydu. Onunla el ele dua ettik birlikte...
CÜPPEYİ 10 LİRAYA ALIRSINIZ
Savcı Siirtliymiş. Sosyal demokrat bir aile... Siirt’te SHP’nin ilçe başkanının akrabası... Üstelik Berkin Elvan dosyasının savcıları içinde gördüğü en iyisi olduğunu söyledi avukat arkadaşlar... Berkin gibi tertemiz bir gencin adını kullanarak yapılan iğrenç bir provokasyondur bu... Siyasal iktidarın, baskı yasaları için kullanacağı bir provokasyondur. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk yaptığı açıklamada avukatların adliyeye girişine yeni düzenleme getirilmesi gerektiğini savundu. O avukat cüppesini pazardan 10 liraya alabilirsiniz. Buna dayanarak bunu fırsat bilerek avukatların adliyeye girişine sınır koymak çok yanlıştır... Şunu bilin ki adliye savcılar kadar bizim de mekanımız. Meslektaşımız için bizim de yüreğimiz yanıyor. Kimse bu acı üzerinden avukatlara fatura kesmeye kalkışmasın. (radikal.com.tr)
Dördüncü kattan düşen bebeğin mucize kurtuluşu
Bursa'da dördüncü kattan düşen 14 aylık Abdülkadir, bir günlük tedavinin ardından taburcu oldu. Başını yere çarpmasına rağmen hiçbir kırık çıkığı ve travması olmayan minik Abdülkadir'in sadece bir gözü morardı. Abdülkadir "Sana ne oldu?" diye sorana ise "Düştüm uf oldum" diyor.
Yürekleri ağızlara getiren üzücü olay önceki gün Orhangazi İlçesi'nde yaşandı. Annesi Hülya İnsel ile komşuda okunan mevlide giden 14 aylık Abdülkadir İnsel, evdekiler mevlit dinlerken evin içinde kendi kendine oynamaya başladı.
Bir ara balkona çıkan minik Abdülkadir, aşağı bakmak isterken demirlerin arasından sarkınca, dördüncü kat balkonundan yere düştü.
Bir süre sonra yokluğu fark edilip, binanın arkasında yerde yatarken bulunan Abdülkadir'in başını yere çarptığı anlaşılınca, hızla Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildi. Burada tedavi altına alınan Abdülkadir'in çekilen röntgenlerinde kırık ve çıkık tespit edilemezken, başını yere çarpması sonucu sadece sol gözünde morarma, anlında ise berelenme olduğu ortaya çıkınca herkes rahat bir nefes aldı.
Günü hastanede geçirip ardından taburcu edilen Abdülkadir İnsel'in durumunun oldukça iyi olduğu dikkat çekerken, "Ne oldu sana?" diyene ise "Düştüm uf oldum" diye cevap veriyor.
Annesi Hülya İnsel de "Yavrumu Allah bize bağışladı" derken, ailenin evi ziyaretçi akınına uğruyor. Minik Abdülkadir'in balkondan düşerken alt kat balkonundaki plastik eternite çarpıp, ileriye toprak zemine doğru düştüğü için kazayı ucuz atlattığı, gözünde de görme ile ilgili sorununun şimdilik olmadığı belirtiliyor.
Yürekleri ağızlara getiren üzücü olay önceki gün Orhangazi İlçesi'nde yaşandı. Annesi Hülya İnsel ile komşuda okunan mevlide giden 14 aylık Abdülkadir İnsel, evdekiler mevlit dinlerken evin içinde kendi kendine oynamaya başladı.
Bir ara balkona çıkan minik Abdülkadir, aşağı bakmak isterken demirlerin arasından sarkınca, dördüncü kat balkonundan yere düştü.
Bir süre sonra yokluğu fark edilip, binanın arkasında yerde yatarken bulunan Abdülkadir'in başını yere çarptığı anlaşılınca, hızla Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildi. Burada tedavi altına alınan Abdülkadir'in çekilen röntgenlerinde kırık ve çıkık tespit edilemezken, başını yere çarpması sonucu sadece sol gözünde morarma, anlında ise berelenme olduğu ortaya çıkınca herkes rahat bir nefes aldı.
Günü hastanede geçirip ardından taburcu edilen Abdülkadir İnsel'in durumunun oldukça iyi olduğu dikkat çekerken, "Ne oldu sana?" diyene ise "Düştüm uf oldum" diye cevap veriyor.
Annesi Hülya İnsel de "Yavrumu Allah bize bağışladı" derken, ailenin evi ziyaretçi akınına uğruyor. Minik Abdülkadir'in balkondan düşerken alt kat balkonundaki plastik eternite çarpıp, ileriye toprak zemine doğru düştüğü için kazayı ucuz atlattığı, gözünde de görme ile ilgili sorununun şimdilik olmadığı belirtiliyor.
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz terzilik yaparak okumuş
İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı'nda teröristler tarafından şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, Mersin'deki baba evinde sessizlik hakim olurken, Kiraz ailesinin komşularından Ferhat Taşın, Savcı Kiraz'ın çalışarak okuduğunu lisedeyken terzilik yaptığını söyledi.
Aslen Siirtli olan ve yaklaşık 40 yıl önce Mersin'e göç eden 6 çocuklu Hakkı-Saadet Kiraz çifti kentin düşük gelirli ailelerinin yaşadığı Demirtaş Mahallesi'ndeki iki katlı evde yaşamaya başladı. Mersin Adliyesi'nde zabıt katibi olarak çalışırken emekli olan Hakkı Kiraz, yıllar önce merkez Yenişehir İlçesi'ne taşındı.
AİLENİN TEK ERKEK ÇOCUĞU...
Ailenin 15 yıllık komşusu Ferhat Taşın, Hakkı-Saadet Kiraz çiftinin uzun bir süredir şehit savcı Mehmet Selim Kiraz'ın çocuklarına bakmak için İstanbul'da olduklarını söyledi. Ailenin tek erkek çocuğu olan Kiraz'ın şehit olmasından dolayı kendisinin ve tüm komşularının büyük bir üzüntü içinde olduklarını ifade eden Taşın, şunları söyledi:
"Lisede okurken aynı zamanda terzilik yapıyordu. Çalışarak okudu. Olayı internetten öğrendim. Savcı Beyin fotoğrafını gördüm, çocuğun ağzını bantlamışlar. Şok oldum, böyle bir şey olamaz. Çok üzüldüm ve hemen Hakkı Bey'i aradım. Telefonda operasyonun iyi sonuçlanmasını diledim. Sesi çok üzgün geliyordu. Evlat acısı çok zor. Şu anda Hakkı Bey'in durumuna üzülüyorum.
'ÇOK ALÇAKGÖNÜLLÜ BİR SAVCIYDI'
Çok değerli bir insandı. Çok saygıdeğer bir çocuktu. Babamızın, çocuğumuzun başına gelse bu kadar üzülmezdik. Çocuk savcı ama hiç öyle görünmezdi. Çok alçakgönüllü bir çocuktu. Hakkı Bey ve eşi Savcı Beyin çocuklarına bakmak için İstanbul'daydı. Komşuların hepsi çok üzgün. Bu bir terör saldırısıdır, lanetliyoruz bu olayı."
Mahallede sevilen bir aile olduğu belirtilen Kiraz ailesinin yaşadığı olay sonrası üzüntüye boğulan komşuları, telefon ile baba Hakkı Kiraz'a ulaşarak acılarını paylaştı.
MESLEKTAŞLARI YASTA... ÇAĞLAYAN'I KENDİSİ İSTEMİŞ
ŞEHİT edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın meslektaşları yasta. Sosyal medya üzerinden üzüntülerini dile getiren meslektaşları teröre lanet okudular.
Savcı Kiraz’ın ilk görev yeri olan Erzincan’da birlikte görev yapan Yargıtay üyesi Hakan Yüksel, duygularını şöyle dile getirdi:
HAKİKATLİ ADAMDI
“Savcı Mehmet Selim Kiraz, kendisini Erzincan ili Çayırlı İlçesinde hakim olarak çalıştığım sırada tanıdım. Bekardı ve kuradan gelmişti. Lojmanda karşımda oturuyordu. Kısa zamanda kendisinin ne kadar delikanlı, hakikatli bir adalet adamı olduğunu anlamıştım. Zamanla bizim evin de bir bireyi olmuştu. Çayırlı’dan tayinim çıktığında beni ve ailemi ağlayarak Ilgaz’a gönderecek kadar yüreği geniş bir arkadaşımdı. Daha sonrada kendisiyle irtibatımız devam etti. En son YBP’nin İstanbul da gerçekleştirdiği yemek programında buluşmuştuk.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİNİ İSTEDİ
Yemek sırasında Gaziosmanpaşa’dan Çağlayan’a tayin olmak istediğini söylemişti. Bu isteği de gerçekleşti. Ancak maalesef bu bir karıncayı bile incitmeyen bu değerli hukuk adamı, değerli dostum bugün şeref yoksunu insan müsveddeleri tarafından katledildi. Allah’ım sana kardeşimi yolluyorum. Sana yalvarıyorum sen onun mekanını cennet eyle. Onun geride bıraktığı emanetlerine sahip çıkma azmimizi her daim yüksek tut. Nur içinde yat Selim kardeşim. Bizi affet seni koruyamadığımız için, seni kurtaramadığımız için affet.”
YARGITAY VE ANKARA ADLİYESİNDE TÖREN VAR
Savcı Kiraz’ın meslektaşları bugün Yargıtay ve Ankara Adliye Sarayı önünde tören düzenliyor.
İbrahim MAŞE - Mustafa İNSAN/MERSİN,(DHA)
Aslen Siirtli olan ve yaklaşık 40 yıl önce Mersin'e göç eden 6 çocuklu Hakkı-Saadet Kiraz çifti kentin düşük gelirli ailelerinin yaşadığı Demirtaş Mahallesi'ndeki iki katlı evde yaşamaya başladı. Mersin Adliyesi'nde zabıt katibi olarak çalışırken emekli olan Hakkı Kiraz, yıllar önce merkez Yenişehir İlçesi'ne taşındı.
AİLENİN TEK ERKEK ÇOCUĞU...
Ailenin 15 yıllık komşusu Ferhat Taşın, Hakkı-Saadet Kiraz çiftinin uzun bir süredir şehit savcı Mehmet Selim Kiraz'ın çocuklarına bakmak için İstanbul'da olduklarını söyledi. Ailenin tek erkek çocuğu olan Kiraz'ın şehit olmasından dolayı kendisinin ve tüm komşularının büyük bir üzüntü içinde olduklarını ifade eden Taşın, şunları söyledi:
"Lisede okurken aynı zamanda terzilik yapıyordu. Çalışarak okudu. Olayı internetten öğrendim. Savcı Beyin fotoğrafını gördüm, çocuğun ağzını bantlamışlar. Şok oldum, böyle bir şey olamaz. Çok üzüldüm ve hemen Hakkı Bey'i aradım. Telefonda operasyonun iyi sonuçlanmasını diledim. Sesi çok üzgün geliyordu. Evlat acısı çok zor. Şu anda Hakkı Bey'in durumuna üzülüyorum.
'ÇOK ALÇAKGÖNÜLLÜ BİR SAVCIYDI'
Çok değerli bir insandı. Çok saygıdeğer bir çocuktu. Babamızın, çocuğumuzun başına gelse bu kadar üzülmezdik. Çocuk savcı ama hiç öyle görünmezdi. Çok alçakgönüllü bir çocuktu. Hakkı Bey ve eşi Savcı Beyin çocuklarına bakmak için İstanbul'daydı. Komşuların hepsi çok üzgün. Bu bir terör saldırısıdır, lanetliyoruz bu olayı."
Mahallede sevilen bir aile olduğu belirtilen Kiraz ailesinin yaşadığı olay sonrası üzüntüye boğulan komşuları, telefon ile baba Hakkı Kiraz'a ulaşarak acılarını paylaştı.
MESLEKTAŞLARI YASTA... ÇAĞLAYAN'I KENDİSİ İSTEMİŞ
ŞEHİT edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın meslektaşları yasta. Sosyal medya üzerinden üzüntülerini dile getiren meslektaşları teröre lanet okudular.
Savcı Kiraz’ın ilk görev yeri olan Erzincan’da birlikte görev yapan Yargıtay üyesi Hakan Yüksel, duygularını şöyle dile getirdi:
HAKİKATLİ ADAMDI
“Savcı Mehmet Selim Kiraz, kendisini Erzincan ili Çayırlı İlçesinde hakim olarak çalıştığım sırada tanıdım. Bekardı ve kuradan gelmişti. Lojmanda karşımda oturuyordu. Kısa zamanda kendisinin ne kadar delikanlı, hakikatli bir adalet adamı olduğunu anlamıştım. Zamanla bizim evin de bir bireyi olmuştu. Çayırlı’dan tayinim çıktığında beni ve ailemi ağlayarak Ilgaz’a gönderecek kadar yüreği geniş bir arkadaşımdı. Daha sonrada kendisiyle irtibatımız devam etti. En son YBP’nin İstanbul da gerçekleştirdiği yemek programında buluşmuştuk.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİNİ İSTEDİ
Yemek sırasında Gaziosmanpaşa’dan Çağlayan’a tayin olmak istediğini söylemişti. Bu isteği de gerçekleşti. Ancak maalesef bu bir karıncayı bile incitmeyen bu değerli hukuk adamı, değerli dostum bugün şeref yoksunu insan müsveddeleri tarafından katledildi. Allah’ım sana kardeşimi yolluyorum. Sana yalvarıyorum sen onun mekanını cennet eyle. Onun geride bıraktığı emanetlerine sahip çıkma azmimizi her daim yüksek tut. Nur içinde yat Selim kardeşim. Bizi affet seni koruyamadığımız için, seni kurtaramadığımız için affet.”
YARGITAY VE ANKARA ADLİYESİNDE TÖREN VAR
Savcı Kiraz’ın meslektaşları bugün Yargıtay ve Ankara Adliye Sarayı önünde tören düzenliyor.
İbrahim MAŞE - Mustafa İNSAN/MERSİN,(DHA)
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz son yolculuğuna uğurlanıyor
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde teröristler tarafından silahla vurularak öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası taziyeleri kabul ederken, yakınları da gözyaşı döktü. Şehit savcı Kiraz için Çağlayan Adliyesi'nde devlet töreni düzenlendi. Binlerce meslekteşanın cübbeleleriyle katıldığı tören sonrası Kiraz'ın cenazesi, Eyüp Sultan Cami'nde getirildi. Kiraz burada kılınacak cenaze namazı sonrasında Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde teröristler tarafından vurularak öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası ile yakınları akşam saatlerinde Çağlayan’daki Florence Nightningale Hastanesi’ne geldi. Burada baba Hakkı Kiraz taziyeleri kabul ederken, yakınlarının gözyaşları sel oldu. Baba ve yakınları hastanede iken Adalet Bakanı Kenan İpek, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok hastaneye geldi.
Burada baba Kiraz ile görüşen protokol başsağlığı diledi. Protokol ardından yakınlarına da başsağlığı diledi. Ardından protokol hastaneden ayrıldı. Savcı Kiraz’ın yakınlarının ise gözyaşları sel oldu. Öte yandan savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenazesi hastaneden alınarak Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Sabah saatlerinde Kiraz'ın cenazesini taşıyan araç, motosikletli polislerin eskortluğunda görev yaptığı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirildi.
ÇİÇEK, ARINÇ VE AKDOĞAN ADALET SARAYI'NDAKİ TÖRENDE
Adliyede dün yaşanan rehin olayında şehit edilen savcı Kiraz için adliye içindeki alanda tören düzenleniyor. Törene TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Kenan İpek, adliyedeki hakim, savcı, avukat ve diğer personel de törene katıldı.
Şehit savcı Kiraz’ın çocukları ve yakınları da tören alanına geldi. Yakınları gözyaşlarını tutamadı. Kiraz’ın cenazesi polisler tarafından adliyeye taşındı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşmalara geçildi.
"MİLLETİN ÖNÜNDE HESAP VERECEKSİNİZ"
Adalet Bakanı Kenan İpek, törende yaptığı konuşmada "Tetikçilerin ölmüş olması alçak ve karanlık güçleri rahatlatmasın. Hepimiz Mehmet Selim’iz demenin zamanıdır. Terör yıkar, yakar ve öldürür. Terör her zaman masum insanlara yöneldiği için kalleşliktir. Ne zaman büyük hedefler belirlemişsek ya yaygara ya terörist saldırı ile içimize kapandık.
Canlarımız yanacak ama bu millet var olacak. Bu al bayrak ebediyen göklerde dalgalanacaktır. Tarih boyunca bu millete musallat olan ne kadar hain varsa hepsinin defteri dürülmüş, hadleri bildirilmiştir. Huzur bozmak isteyenler de hesap verecek. Bu alçak saldırıdan medet umanlara sesleniyorum, hangi ine çöreklenirseniz çöreklenin milletin önünde hesap vereceksiniz. Destekçileri, ve azmettirenler adalet önünde hesap verecek" dedi.
SLOGAN ATILDI
Adliyede düzenlenen törenin sonunda 'şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganları atıldı. Törende İl Müftüsü Rahmi Yaran ile birlikte 2 hoca daha şehit savcı için dua etti. Cenazeye gelemeyeceklerden şehit savcı için helallik istendi.
CENAZEYE DAVUTOĞLU DA KATILACAK
Kiraz'ın cenazesi, törenin ardından Eyüp Sultan Cami'nde kılınacak cenaze namazı sonrasında Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Savcının cenaze törenine Başbakan Ahmet Davutoğlu da katılacak.
(hürriyet.com.tr)
Şafak Yayla'nın ağabeyleri hakkındaki müthiş detaylar
İstanbul Adalet Sarayı'nı basan DHKP-C'lilerden Şafak Yayla'nın iki ağabeyi de aynı terör örgütüne yönelik operasyonlarda yakalanmıştı.
Hürriyet'in haberine göre; Şafak Yayla’nın ağabeyi Mehmet Yayla, 30 Temmuz 2013’te mühimmat yüklü bir şişme botla Türkiye’ye giderken Ege’de Sakız adası açıklarında yakalanmıştı.
Türkiye'de saldırı gerçekleştirmeyi planladığı belirtilen ve 1.5 yılı aşkın süredir Yunanistan'da tutuklu olan Mehmet Yayla, cezasının beşte üçünü çektikten sonra, yani iki yıl içinde serbest bırakılacak.
Şafak Yayla’nın diğer ağabeyi Bulut Yayla ise 2013’te Türk ve Yunan istihbaratlarının ortaklaşa operasyonu ile Atina’da yakalanarak Türkiye’ye götürülmüştü.
DHKP-C Okmeydanı Alan Sorumlusu Bulut Yayla, 1 Şubat 2013'te ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terör listesine alınmıştı.
Bulut Yayla, Türkiye'de cezaevinde.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Bulut Yayla'yı, teröristleri ve teröristlerle terörizme destek verenleri hedef alan 13224 No'lu Kararname’ye dâhil etti. Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan 24 Temmuz 2013 tarihli notta; söz konusu terör örgütünün, Mart 2013'te Ak Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na yönelik terör saldırıları düzenlediği bilgisi de yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesindeki bilgilendirme notu
(kaynak:hürriyet.com.tr)
Hürriyet'in haberine göre; Şafak Yayla’nın ağabeyi Mehmet Yayla, 30 Temmuz 2013’te mühimmat yüklü bir şişme botla Türkiye’ye giderken Ege’de Sakız adası açıklarında yakalanmıştı.
Türkiye'de saldırı gerçekleştirmeyi planladığı belirtilen ve 1.5 yılı aşkın süredir Yunanistan'da tutuklu olan Mehmet Yayla, cezasının beşte üçünü çektikten sonra, yani iki yıl içinde serbest bırakılacak.
DHKP-C Okmeydanı Alan Sorumlusu Bulut Yayla, 1 Şubat 2013'te ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terör listesine alınmıştı.
Bulut Yayla, Türkiye'de cezaevinde.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Bulut Yayla'yı, teröristleri ve teröristlerle terörizme destek verenleri hedef alan 13224 No'lu Kararname’ye dâhil etti. Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan 24 Temmuz 2013 tarihli notta; söz konusu terör örgütünün, Mart 2013'te Ak Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı'na yönelik terör saldırıları düzenlediği bilgisi de yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesindeki bilgilendirme notu
(kaynak:hürriyet.com.tr)
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avukat cübbesiyle savcıyı rehin aldılar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Romanya'nın başkenti Bükreş'e gelir gelmez İstanbul Adliyesi'nde yaşanan olayla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bazı kişilerin Avukat cübbesiyle içeri girmek suretiyle, savcı Selim Kiraz'ı odasında rehin aldığını söyleyen Erdoğan, “İstanbul valiliğimiz, emniyet, sürekli irtibat halinde kendileriyle bir takım görüşmeler yapılıp bu ilişkilerle netice alır mıyız diye bazı adımlar atılıyor. Az öncesine kadar bu süreç devam etti. İçeriden silah sesleri duyulunca, bunun üzerine güvenlik teşkilatımız odaya giriyorlar" diye konuştu.
3 DEĞİL 2 TERÖRİST
Emniyet müdürünün kendisine bilgi verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana verdiği 3 değil, 2 teröristi öldürüyorlar. Savcımız 3 tane başından, 2 tane de vücudunun değişik yerlerinde maalesef kurşunlanıyor. Şuanda ameliyatta. Dua edelim, inşallah ameliyatın neticesinde sağlığına kavuşur. Ama durumu ciddiyetini koruyor. Az önce hastane yetkililerinden aldığım bilgi, bu istikamette. Rabbim kendisine sağlık, sıhhat, afiyetler versin. Sayın Başbakanla görüşmelerimizi yaptık. Onlar da bakan arkadaşlarımızda olay yerinde durum değerlendirmelerini yapıyorlar. Biz de döner dönmez, yarın akşam aynı şekilde tekrar arkadaşlarımızla bu işi her yönüyle ele almak suretiyle, bundan sonraki süreçte avukatların adalet saraylarına girmesinden tutun da ve diğer görevlilerin de aynı şekilde adalet saraylarını girişlerinde, bunların ne gibi muameleye tabi tutulacaklarını, bunların hepsini ele almak gerekiyor. Bu işin hafife alınır bir yanı yok. Bu üzerinde çok çok ibretle, durulacak bir vaka, bir olay" diye konuştu.
POLİSE TEBRİK
Operasyonu gerçekleştiren polisleri tebrik eden Erdoğan, "Çünkü onlar da bir yerde bu silah seslerinden sonra, can siperhane odaya girerek, orada da gereğini yerine getirmiş oldular. Ben ailesine geçmiş olsun diyorum savcımızın. Şuanda dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor,. Doktor arkadaşlarımız ellerinden geleni zaten yapıyorlar" dedi.
BELKİ İSTANBUL'A DÖNECEĞİZ
Bir soru üzerine Romanya programında iptal olmadığını, Enerji bakanı Yıldız'ın heyetten ayrılıp Türkiye'ye döndüğünü söyleyen Erdoğan, "Buradaki programımızı toparlayıp, Ankara'ya belki İstanbul'a döneceğiz" dedi. (hürriyet.com.tr)
Bazı kişilerin Avukat cübbesiyle içeri girmek suretiyle, savcı Selim Kiraz'ı odasında rehin aldığını söyleyen Erdoğan, “İstanbul valiliğimiz, emniyet, sürekli irtibat halinde kendileriyle bir takım görüşmeler yapılıp bu ilişkilerle netice alır mıyız diye bazı adımlar atılıyor. Az öncesine kadar bu süreç devam etti. İçeriden silah sesleri duyulunca, bunun üzerine güvenlik teşkilatımız odaya giriyorlar" diye konuştu.
3 DEĞİL 2 TERÖRİST
Emniyet müdürünün kendisine bilgi verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana verdiği 3 değil, 2 teröristi öldürüyorlar. Savcımız 3 tane başından, 2 tane de vücudunun değişik yerlerinde maalesef kurşunlanıyor. Şuanda ameliyatta. Dua edelim, inşallah ameliyatın neticesinde sağlığına kavuşur. Ama durumu ciddiyetini koruyor. Az önce hastane yetkililerinden aldığım bilgi, bu istikamette. Rabbim kendisine sağlık, sıhhat, afiyetler versin. Sayın Başbakanla görüşmelerimizi yaptık. Onlar da bakan arkadaşlarımızda olay yerinde durum değerlendirmelerini yapıyorlar. Biz de döner dönmez, yarın akşam aynı şekilde tekrar arkadaşlarımızla bu işi her yönüyle ele almak suretiyle, bundan sonraki süreçte avukatların adalet saraylarına girmesinden tutun da ve diğer görevlilerin de aynı şekilde adalet saraylarını girişlerinde, bunların ne gibi muameleye tabi tutulacaklarını, bunların hepsini ele almak gerekiyor. Bu işin hafife alınır bir yanı yok. Bu üzerinde çok çok ibretle, durulacak bir vaka, bir olay" diye konuştu.
POLİSE TEBRİK
Operasyonu gerçekleştiren polisleri tebrik eden Erdoğan, "Çünkü onlar da bir yerde bu silah seslerinden sonra, can siperhane odaya girerek, orada da gereğini yerine getirmiş oldular. Ben ailesine geçmiş olsun diyorum savcımızın. Şuanda dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor,. Doktor arkadaşlarımız ellerinden geleni zaten yapıyorlar" dedi.
BELKİ İSTANBUL'A DÖNECEĞİZ
Bir soru üzerine Romanya programında iptal olmadığını, Enerji bakanı Yıldız'ın heyetten ayrılıp Türkiye'ye döndüğünü söyleyen Erdoğan, "Buradaki programımızı toparlayıp, Ankara'ya belki İstanbul'a döneceğiz" dedi. (hürriyet.com.tr)
Savcı Mehmet Selim Kiraz şehit oldu
İstanbul Çağlayan Adliye Sarayı'nda dün iki terörist Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin aldı. Teröristlerle sekiz saate yakın müzakere yapıldı. Akşam saat 20.25'te Çağlayan Adliyesi'nde bulunan 323 numaralı odadan silah sesi gelmesi üzerine polis düğmeye bastı ve operasyon başlatıldı. Operasyonda Savcı Mehmet Kiraz ağır yaralandı. Savcı Kiraz kaldırıldığı Florence Nightingale Hastanesi'nde şehit oldu. İki terörist ise ölü olarak ele geçirildi. Operasyonun gerçekleştirildiği odada yaşanan dehşet binanın camlarına yansıdı...
İstanbul İl Sağlık Müdürü Selami Albayrak ve İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi konuyla ilgili olarak hastane önünde açıklama yaptı.
İstanbul İl Sağlık Müdürü Selami Albayrak ve İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi konuyla ilgili olarak hastane önünde açıklama yaptı.
Selami Albayrak, "Sayın savcımıza menfur bir saldırı gerçekleşti. Saldırı gerçekleştikten 2 dakika içinde Florence Nightingale Hastanemize ulaştırıldı. Hastanemize ulaştığında çok ciddi bir yaralanma olmuştu. Yapılan bütün müdahalelere rağmen, bütün girişimlere ve cerrahi ekibin ve hekimlerimizin gayretine rağmen, ne yazık ki bir görev şehidi verdik ve sayın Savcımızı kaybettik. Milletimizin başı sağolsun" dedi.
"SOLUNUMU, KALBİ TAMAMEN DURMUŞTU"
İstanbul Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi de, "Ateşli silah yaralanması... Hem baş, hem göğüste. Tamamen solumu ve kalbi durmuş durumdaydı. Tüm müdahaleyi tüm ekibimiz yaptı ve hastayı hemen ameliyata aldık. Ancak ameliyata, her türlü müdahaleye rağmen maalesef şehit verdik. Geldiğinde hayatını kaybetmişti. Solunumu, kalbi tamamen durmuştu. Hiçbir hayati fonksiyonu yoktu. Saat 20.50 sıralarında geldi, 21.55'te kaybettik. Ama geldiğinde zaten kaybetmiştik. 1 saat boyunca müdahale ettik. Tüm ekibimiz burada hazır bekliyorduk. Savcımızı hemen aldık, maaasef tüm çabalarımıza rağmen kaybettik. Başımız sağolsun" dedi.
ADLİYEYE SAHTE AVUKAT KİMLİĞİ İLE GİRDİLER
Alınan bilgiye göre, adliyedeki odasında rehin alınan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit olduğu olayda ölü ele geçirilen iki terörist, adliyeye avukat cübbesiyle geldi. Sahte avukat kimliğini gösteren teröristler, bu nedenle X-ray cihazından geçmeden ve aranmadan adliyeye girdi.
Yanlarındaki silahla Cumhuriyet Savcısı Kiraz'ın odasına çıkan teröristler, savcıyı etkisiz hale getirip, odanın kapısını arkadan kilitledi. Bu sırada Savcı Kiraz, panik butonuna basarak, yardım talebinde bulundu. Güvenlik görevlileri kapının kilitli olması nedeniyle odaya giremedi.
Öte yandan operasyonun sonunda Cumhuriyet Savcısı Kiraz'ın hastaneye kaldırılmasının ardından emniyet güçleri, odada incelemelerde bulundu. Bomba bulunma iddialarını dikkate alan polis, odadaki çantayı kontrollü patlattı. Çantada bomba olmadığı belirlendi. Teröristlerin cenazeleri Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırılırken, olay yeri inceleme ekiplerinin oda ve çevresindeki incelemeleri sürüyor.
Mehmet AKTARAN / İstanbul DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)