3 Eylül 2015 Perşembe

Aynada selfie öldürdü

ABD’nin Teksas eyaletinde Deleon Alonso Smith adlı genç, aynanın karşısında dolu bir silahla selfie çekmek isterken kendini öldürdü.

İki çocuk babası 19 yaşındaki talihsiz genç, poz verirken yanlışlıkla tetiğe bastı ve kurşun boğazına isabet etti.

Olayın gerçekleştiği sırada evin başka odasında olan kuzeni polise haber verdi.

Smith’in büyükannesi Alma Douglas, “Dün benim doğum günümdü ve kutlamaya gelmişti ve şimdi de böyle bir haber” diyerek şaşkınlığını ve üzüntüsünü dile getirdi. (mynet)

2 Eylül 2015 Çarşamba

Ege Denizi'nde art arda göçmen faciası: 12 ölü

Bodrum’dan yasa dışı yollarla Yunanistan’a geçmek için iki saat arayla denize açılan kaçakların içinde bulunduğu iki ayrı lastik bot batarken çifte facia yaşandı. İlk botta 2’si çocuk 8, ikinci botta ise 3’ü çocuk 4 kişi olmak üzere toplam 12 kişi öldü. 9 kişinin Kurtulduğu olayda; suda kaybolan 2 kişinin bulunması için arama kurtarma çalışması başlatıldı. 3 yaşındaki Aylan ve 5 yaşındaki Galip kardeşlerin kıyıya vuran minik bedenlerini görenler, gözyaşlarını tutamadı. Suriyeli çocukların yakınları cesetleri teşhis ederken sinir krizi geçirdi.


Akyarlar Mahallesi Aspat Mevkii'nden Yunanistan'ın İstanköy Adası (Kos Adası) yasa dışı yollarla geçmeyle çalışan Suriye uyruklu 16 kişinin içinde bulunduğu lastik bot, uluslararası sularda battı. Suya düşen kaçaklardan sekizi boğularak yaşamını yitirdi. Bölgede devriye görevini yürüten sahil güvenlik ekiplerinin fark ettiği kaçaklar, kurtarıldı. İki kaçağın kayıp olduğunun öğrenilmesi üzerine; Sahil Güvenlik ekipleri bir helikopter, bir uçak ve beş bot ile bölgede arama kurtarma çalışması başlattı. Bu sırada iki metrelik botla denize açılan dokuz Pakistan uyruklu kaçak, ekiplerin uyarıları üzerine geri döndü. Karaya çıkan kaçaklar, sudaki cesetlerin toplanmasını izledi.
MİNİK BEDENLER YÜREKLERİ DAĞLADI
İlk olayın şoku atlatılmadan Bodrum'dan ikinci facianın haberi geldi. Yine İstanköy'e gitmek üzere lastik botla yola çıkan bu kez içinde Suriye uyruklu altı kişinin bulunduğu lastik bot battı. Bu olayda; yaşları 3-8 arasında değişen üçü çocuk ve biri kadın olmak üzere dört kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin cesedi, saat 06.00'da, Ali Hoca Burnu Plajı'ndan karaya vurdu. Çocukların üstlerinde de can yeleği olmadığı görüldü. Karaya vuran çocukların minik bedenlerini su sporları işletmecileri bularak jandarmaya haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma, inceleme yaptı.

Faciada hayatını kaybeden çocuklardan birinin annesi sinir krizi geçirdi
Minik bedenlerin kıyıda öylece hareketsiz yattığını görenler dram karşısında gözyaşlarını tutamadı. Ölenlerin cesetleri, Bodrum Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sağ kurtulan iki kişi ise yarı baygın halde Ali Hoca Burnu'ndan karaya vurdu. Yine su işletmecileri tarafından bulunan yarı baygın kaçaklar, ambulansla hastaneye kaldırılıp tedaviye alındı. Ölenleri teşhis etmek için Bodrum Devlet Hastanesi morguna gelen yakınları olayda kardeş olan iki çocuğun 3 yaşındaki Aylan Kurdi ile 5 yaşındaki Galip Kurdi olduğunu belirledi. Morg önünde gözyaşları sel oldu. Gözyaşı döken çocukların yakınları, sinir krizi geçirdi.
 
BÖLGEDE GEÇİŞLER İÇİN HAREKETLİLİK GECE BAŞLIYOR
Kaçakların bölgeyi kullandıklarını belirten Su sporları görevlisi Kaan Cingisiz, "Tesisin yan tarafındaki dere yatağının içinde gece saatlerinden itibaren hareketlilik başlıyor. Botlarını burada şişiriyorlar ve hızlı bir şekilde denize taşıyarak kısa bir sürede de denize açılıp, gidiyorlar. Elimizden bir şey gelmiyor. Bazılarını uyarıyoruz ama bazıları dinlemeden yollarına devam ediyorlar. Büyük ihtimalle bu botlar arızalı veya patlak olabilir, çünkü hava çok düzgün ve fırtına rüzgar yoktu" dedi. 
Öte yandan; Sahil Güvenlik ekipleri; gece boyunca İstanköy'e geçmek isteyen 100'ü aşkın kaçağın kurtarıldığını kaydetti.


Bölgeden gelen görüntüler yürekleri yaraladı 
Yaşar ANTER - Osman URAS / DHA / Fotoğraf: Nilüfer DEMİR (DHA)

Bebeğinin babasını arıyor

AVUSTRALYA’nın gözde tatil beldesi Mooloolaba’da geçirdiği tatilin son gecesinde yaşadığı tek gecelik ilişki sonucunda hamile kalan Fransız turist Natalie Amyot, bebeğinin babasını bulmak için bu ülkeye geri döndü.

26 yaşındaki Amyot “ilk görüşte aşık olduğu” adamın telefon numarasını aldığını, ancak daha sonra cep telefonunu kaybettiğini ve bu nedenle ona ulaşıp bebekten bahsedemediğini söyledi.

Genç kadın bebeğinin babasının “mavi gözlü, sarı saçlı, bronzlaşmış, 183 cm boyunda çok tatlı bir adam olduğunu” söyledi.

Amyot, aradığı kişiyi bulabilmek için bir de Facebook grubu kurdu.
Amyot eğer bebeğinin babası onunla görüşmek istemezse bunu anlayışla karşılayacağını ve evine geri döneceğini de söyledi. Hürriyet

Bir kadının çığlığı: Beni öldüren katilimi bilin

Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki Kübra Yılmaz, uzun bir süredir erkek arkadaşı tarafından darp edildiğini ve dayak yediğini söyledi. Kendi adına açtığı blogdan yaşananları anlatan Yılmaz, erkek arkadaşı için birçok kez şikayette bulunduğu halde işlem yapamadığını anlattı.

Antalya’nın Alanya İlçesi’nde oturan 22 yaşındaki Kübra Yılmaz, eski sevgilisinden gördüğünü iddia ettiği şiddeti güvenlik kamera kaydı ve fotoğraflar eşliğinde kendi blog sayfasında anlattı. Defalarca şikayetçi olduğu adam hakkında hiçbir işlem yapılmadığını savunan Kübra Yılmaz, "Bir kere bile olsun mahkemeye çıkmadı. Öldürülmekten korkuyorum, adliyeye ve markete bile gidecek cesaretim kalmadı" diye yazdı.   
Alanya’da oturduğunu belirten Kübra Yılmaz, blog sayfasında paylaşımlarıyla eski sevgilisinden gördüğü şiddeti ve çaresizliğini paylaştı. Yardım talebinde bulunan Kübra Yılmaz, "Bu yazıyı buraya yazmamın bir ikinci nedeni ise eğer bugün evden dışarı markete giderken, sokakta öldürülürsem ya da yine darp edilirsem ve eve gelemeden, morga gidersem, beni öldüren katilimi bilin, çünkü defalarca gittiğim jandarma karakolu beni ciddiye almadı ve bana yardım etmedi" diye belirtti.
 
’APARTMANIN ÖNÜNDE DARP EDİLDİM’
Günlerdir evden dışarı çıkamadığını, çok korktuğunu ve canının yandığını aktaran Kübra Yılmaz, geçen hafta oturduğu apartmanın önünde dövüldüğünü iddia etti. Jandarmanın konuyla ilgili hiçbir şey yapmadığını savunan Kübra Yılmaz, "Kamera kayıtlarını almalarını istedim ama almadılar. Beni darp eden adamı nezarethaneye koymadılar ve hatta ifadesini bile almadılar. Mahkemeye bile çıkmadı. Bana aylardır yaptığı tüm kötülüklerin hesabını vermedi" diye yazdı.
 
’ARTIK TAHAMMÜL EDEMİYORUM’
Alanya’da yalnız yaşadığını ve açıköğretimde okuduğunu belirten Kübra Yılmaz, ailesinin ise yurtdışında yaşadığını anlattı. Geçen yıl tanıştığı Serdar D.’nin eski erkek arkadaşı olduğunu kaydeden Kübra Yılmaz, "Kendisinden ayrılmama rağmen benim peşimi bırakmıyor. Beni dışarıda darp ediyor, hakaretler ve tehditler ediyor, evime zorla giriyor, beni rehin alıyor evimde, taciz ediyor, telefonumu ve paramı çalıyor, kapıyı açmadığım için kapımın önüne işeyip gidiyor. Artık tahammül edemiyorum hiçbir şeye. Jandarma bana yardım etmiyor. Serdar D. denetimli serbestlikte olduğu için ve haftanın birkaç günü karakola gidip imza attığı için oradaki komutanları tanıdığı için, ona kimse bir şey demiyor. Adliyeye bile korkudan gidemiyorum çünkü sürekli dışarıda beni bekliyor" diye belirtti.
’KARAKOLDA KORUMA TALEP ETTİM’
Yazısında yaşadığı darp olaylarını anlatmak için fotoğraflar da paylaşan Kübra Yılmaz, tarihleriyle eski sevgilisinden gördüğü şiddeti anlatmaya çalıştı. Serdar D.’nin kendisini rahatsız ettiği ve tehditlerle bulunduğu için karakola gidip koruma talep ettiğini kaydeden Kübra Yılmaz, kendisine ’Hiçbir şeyin yok, neden şikayetçi olacaksın, biz onunla konuşuruz ve artık seni rahatsız etmez’ denildiği için şikayetçi olmadığını vurguladı.
 
"BENİ ÖLDÜREN KATİLİMİ BİLİN"
Kübra Yılmaz, 'Alanya'da bir kadına işkence' başlığıyla yazdığı blog'unda, "Eğer bugün evden dışarı markete giderken, sokakta öldürülürsem ya da yine darp edilirsem ve eve gelemeden, morga gidersem, beni öldüren katilimi bilin, çünkü defalarca gittiğim Jandarma karakolu beni ciddiye almadı ve bana yardım etmedi." diye yazdı.
 
’SAHUR ZAMANI UĞRAŞTIRMA DİYE KIZDILAR’
Emniyette hakkında şikayetçi olduğu sıralarda Serdar D.’nin evine gidip kapıcıdan yedek anahtarı alarak parasını çaldığını öne süren Kübra Yılmaz, 3 Temmuz 2015 günü yaşadıklarını şöyle paylaştı:
"Beni arabaya bindirmeye zorladı, tokat attı, canım çok yandı. Jandarma çağırdım ama beni hastaneye götürmediler. Ramazan ayı olduğu için, sahur zamanı olduğu için, ’bizi uğraştırma’ diye kızdılar."
 
’SENİ TOPLUMA KAZANDIRMAYA ÇALIŞTIM’
Kübra Yılmaz, yazısının son bölümünde şu ifadelere yer verdi:
"Zorla güzellik olmaz, ben seni zamanında çok sevdim ama olmadı ve anlaşamadık ve ayrıldık. Hayatımda gördüğüm en nankör insansın sen. Sana hakkımı helal etmiyorum ve yaptığım tüm iyi şeyleri de zaten Allah biliyor, Allah rızası için yaptım, sen değerini kıymetini bilmesen de olur. İnsan aylarca kaldığı, yemek yediği evin kapısının önüne defalarca işer mi? Ben çok yapıcı bir insan oldum hayatımda, seni topluma kazandırmaya çalıştım. Hırsızlık yapma, kimseyi dolandırma, sinirli olma, hakaret etme, iyi bir insan olman için çok mücadele verdim ama sen asla değişmezsin. İnşallah hak ettiğin yere, bir kapalı ceza infaz kurumuna gidersin."
"EVİME ZORLA GİRİYOR, REHİN ALIYOR..."
22 yaşında olduğunu ve Alanya'da yalnız yaşadığını bildiren Yılmaz, ailesinin yurtdışında olduğunu kendisinin ise açıköğretimde okuduğunu yazdı. 2014 yılında Serdar D. ile tanışıp sevgili olduklarını söyleyen Kübra Yılmaz, ayrılmalarına rağmen Serdar D.'nin peşini bırakmadığını hatta ölüm ile tehdit ettiğini iddia etti.
 
"Beni dışarıda darp ediyor, hakaretler ve tehditler ediyor, evime zorla giriyor, beni rehin alıyor evimde, taciz ediyor, telefonumu ve paramı çalıyor, kapıyı açmadığım için, kapımın önüne işeyip gidiyor. Artık tahammül edemiyorum hiçbir şeye." diye yazan Kübra Yılmaz, yaşananların ardından jandarma karakoluna gidip şikayetçi olduğunu fakat görevlilerin kendisine yardım etmediğini iddia etti.
"Serdar D. denetim serbestlikte olduğu için ve haftanın birkaç günü karakola gidip imza attığı için, oradaki komutanları tanıdığı için, ona kimse bir şey demiyor." diyen Kübra Yılmaz, "Adliyeye bile korkudan gidemiyorum şimdi evimden çıkıp, çünkü sürekli dışarıda beni bekliyor." dedi.
"SESİMİ DUYURABİLMEK İÇİN..."
Kübra Yılmaz, "Maalesef sesimi duyurabilmek için, başımdan geçen olayı ve hâlâ bir çözüm bulmaya çalıştığım bir derdimi, burada sosyal medyada yayımlamak zorunda kaldım." diye yazdı.
ÇHD İDDİALARI ARAŞTIRIYOR
Antalya Barosu Alanya Kadın Hakları Kurulu Başkanı ve Çağdaş Hukukçular Derneği Alanya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Halime Şenli, "İddiaları araştırıyoruz. Kübra Yılmaz’ın evine giderek kendisiyle konuşacağız. Ardından jandarma karakolu ve polis merkezinden Kübra Yılmaz’ın konuya ilişkin başvurularını isteyeceğiz. Konuyla ilgili yaptıkları soruşturmaları değerlendireceğiz. İddialar doğruysa Kübra Yılmaz için savcılığa gerekli suç duyurusunda bulunacağız" dedi. Avukat Şenli, jandarma ve polisin bir kusuru varsa onlar hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.
ÇHD DEVREYE GİRDİ
Kübra'nın paylaştıklarının sosyal medyada hızla yayılmasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği Alanya şubesi Twitter'dan ihbar üzerine Kübra ile temasa geçtiklerini ve bu sabah evinden alıp, savcılığa gideceklerini belirtti.
Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)

1 Eylül 2015 Salı

Belediye'yi Whatsapp'tan yöneten başkana tutuklama

Brezilya'da belediye başkanı olduğu kasabayı WhatsApp mesajlarıyla yöneten 25 yaşındaki Lidiane Leite için tutuklama emri çıkartıldı.


Brezilya'da bir kasabanın belediye başkanı eğitim sisteminden zimmetine para geçirmek ve belediyeyi uzaktan WhatsApp mesajlarıyla yönetmekle suçlandı.

EYALETİN BAŞKENTİNDE LÜKS YAŞANTI

Savcılar 25 yaşındaki Belediye Başkanı Lidiane Leite'nin Maranhao eyaletinin başkentinde lüks içinde yaşadığını iddia etti.

WHATSAPP YÖNETİMİ

Bom Jardin kasabasının Belediye Başkanı olan Leite'nin kasabayla tek ilişkisinin, kabinesine günlük yolladığı WhatsApp mesajları olduğu kaydedildi. Leite ve başdanışmanlığı görevini yürüten erkek arkadaşı hakkında tutuklama emri çıkartıldı. Avukatları ise Leite'nin herhangi bir usulsüzlük iddiasından haberi olmadığını savundu. Hürriyet

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Baba ve oğulları aynı anda nikah kıydılar

Kahramanmaraş'ta bir baba ve 2 oğlu, Suriyeli eşleriyle nikah kıydırdı.



Merkez Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Duraklı Mahallesi'nde ikamet eden ve eşinden boşanan 46 yaşındaki Yakup Ulus, bir arkadaşı vasıtasıyla, Suriye'nin İdlip kentinden 3 yıl önce Kahramanmaraş'a sığınan 34 yaşındaki Nevahit Bevabil ile tanıştı. Ulus, 1,5 yıl önce Bevabil ile dini nikahla evlendi. Çiftin bu süreçte bir kız çocukları dünyaya geldi.


Mutlu bir yaşam süren Ulus, geçtiğimiz günlerde askerden gelen 22 yaşındaki Onur ve 21 yaşındaki Orhan Ulus'u eşinin yeğenleri 22 yaşındaki Fatma ve 21 yaşındaki Muhasin Sevvabil ile evlendirdi.


Suriyeli eşleriyle Dulkadiroğlu Belediyesinde nikah kıydıran baba ve oğulları, tercüman eşliğinde yapılan törende ömür boyu mutluluk için "evet" dedi. Yakup Ulus, Suriyeli eşiyle mutlu bir yaşam sürdüğünü söyledi. Suriyeli eşiyle bir arkadaşı sayesinde tanıştığını aktaran Ulus, şöyle konuştu:


"Eşimden ayrıldıktan sonra Nevahit hanımla tanıştım ve bir süre görüştükten sonra evlenmeye karar verdim. İki oğlum var, ikisi de askerdi. Askerden gelince eşimin yeğenleriyle evlendirdik. 'Ben memnunum oğullarım için de niçin olmasın' dedim. Gelin adayları da oğullarıma yakışır. Durumu eşime anlattım. Kendisi de onay verince iki oğluma iki kız kardeş aldım, yani çocuklarım bacanak oldular."

Evlilikten bir de çocuklarının olduğunu dile getiren Ulus, "Ona da annemin ismini koyduk Meliha diye. 2,5 aylık oldu. Bir yıldır resmi nikah için uğraşıyordum. Evrakları yaptırmak çok zordu. En sonunda Allah'ın izniyle başardım. Bugün ilk işim çocuğuma kimlik çıkartacağım."

Nevahit Ulus ise Türkiye'de evlendiği için çok mutlu olduğunu belirtti. Yeğenleriyle nikah masasında mutluluk için bir araya geldiklerini vurgulayan Ulus, "Çok şükür her şey güzel. Beraber mutluyuz. Türkiye zaten çok güzel. Burada olmaktan mutluyuz. Yeğenlerimle eşimin çocukları evlendi daha da güzel oldu. Hep beraber büyük bir aile olduk" diye konuştu. Hürriyet

30 Ağustos 2015 Pazar

Kız 10 erkek 14 yaşındaydı...

Çocuk evlilikleri tartışmalarının alevlendiği son günlerde dünyayı şoka uğratan yeni bir gelişme daha yaşandı. İran'da 14 yaşındaki bir erkek ile 10 yaşındaki bir kız çocuğu evlendirildi.

14 Ağustos'ta evlendirildikleri belirtilen çocukların yaşları İran yasalarına göre yasal sınırın altında...

Ancak evlilik işleminin çocukların ailelerinden ve yetkili makamlardan izin alındıktan sonra gerçekleştiği belirtiliyor.

Ailelerinden izin alındığı takdirde İran'da kız çocukları 13 yaşında, erkek çocuklarıysa 15 yaşında evlendirilebiliyor.

İran'da sosyal politikalar kapsamında nüfus artışı hedefleyen yönetimin önündeki en büyük engellerden biri de hızla artan boşanmalar.



Bu durumun çocuk yaşta evliliklerin de önünü açtığı belirtiliyor.

FOTOĞRAFLAR TARTIŞMA YARATTI

Evlendirilen çocukların sosyal medyada yayınladığı fotoğraflarsa tartışma konusu oldu.

Zira fotoğraflarda erkek çocuğu gri bir takım elbise giyerken, kız çocuğununsa gelinlik giydiği ve abartılı bir makyaj yaptığı görülüyor. (hürriyet.com.tr)


Büyük facia! Kral eş seçecekti...

Afrika’nın güneyindeki Svaziland’ın başkenti Mbabane yakınlarında meydana gelen kazada 38 kadın öldü, 20’si ise yaralandı.

Svaziland Kralı'nın düzenlediği geleneksel festivale gitmek için yola çıkan ve yaklaşık 50 kadını taşıyan kamyonet, karşı yönden gelen bir kamyon ile çarpıştı. Daha sonra ise kadınların bulunduğu kamyonete arkadan gelen başka bir kamyon çarptı.

Times of Swaziland'ın haberine göre; bir kamyonet iki kamyonun karıştığı kazada kadınlar, Ludzidzini Kraliyet Konutu’na geleneksel olarak düzenlenen dans festivaline gidiyordu. Görgü tanığının ifadesine göre polisler otoyoldan kamyoneti çekerken yaptıkları gözlemde ilk kamyonun Toyota marka kamyonete arkadan çarptığını tespit etti.

Kazadan sağ kurtulan Siphelele Sigudla (18) şunları söyledi: “İlk kamyon bize çarptığında kamyonetin kasasında elli kişiydik, daha sonra arkamızdan bizi takip eden kamyon da bize çarptı”

Svaziland Birliği sözcüsü Luck Lukhele kazada 38 genç kadının öldüğünü, 20’den fazla kişinin ise yaralandığını açıkladı ve şunu ekledi : “Beklenildiği üzere medya ve polisin bu kaza hakkında geniş bilgi vermesi yasaklandı”

Kral III. Mswati geleneksel olarak düzenlenen bu dans festivalinin ertesi günü katılanların arasından kendine yeni bir eş seçiyor. Kralın hali hazırda 15 karısı var. Bu olay üzerine kraliyet ailesinin düzenlediği dans festivali iptal edildi. DHA

28 Ağustos 2015 Cuma

Egzema için çamaşır suyuyla banyo yaptı

Avustralya’nın Sydney şehrinde yaşayan 29 yaşındaki Sarah Cole egzama hastasıydı. Bu nedenle cildindeki yaraları iyileştirecek farklı çözümler deniyor, farklı doktorlara ve uzmanlara danışıyordu. Ne olduysa ondan sonra oldu!



Kendisini muayene eden bir 'uzmanın' önerisi cildindeki yaraları iyileştirmek bir yana genç kadını az kalsın öldürüyordu.

Sarah Cole’un tavsiye amaçlı ziyaret ettiği bir uzman(!) banyo suyuna bir ölçü çamaşır suyu karıştırmasını önerdi. İlk başta öneriye şiddetle karşı çıkan kadın, uzmanın ‘Dene, farkı göreceksin.’ demesi üzerine öneriye uymaya karar verdi. Uzman birinin önerisinin böylesine kötü sonuçlara sebep olacağını tahmin edemeyen Cole banyo suyuna bir ölçü çamaşır suyu karıştırdı. Banyo sırasında cildinde batma hissi oluşsa da asıl sonuçlar iki gün sonra kendini gösterdi.


Titremeye başlayan genç kadın yürüme ve konuşma yetisini kaybetti. Daily Telegraph’ın haberine göre vücudunun %98’i yanıklarla kaplı olan Cole şuanda hastanede kontrol altında tutuluyor. İyileşme sürecinde olan genç kadının giderek artan hastane masraflarının karşılanması amacıyla yakınları tarafından internet üzerinden bağış kampanyası başlatıldı. (hürriyet.com.tr)


Aldatılan eş gazeteye ilan verdi!

ABD'de eşinin onu aldattığını öğrenen Timeshia Brown isimli kadın öyle bir intikam aldı ki, eşini ve birlikte olduğu sevgilisini ülkeye rezil etti. Hem de çok ağırbaşlı bir yöntemle!


ABD’nin Teksas eyaletinde aldatıldığını öğrenen genç kadın duruma sıra dışı tepkiyle karşılık verdi.2 çocuk annesi Timeshia Brown'ın aldığı tek kötü haber aldatılması değildi. Üzerine bir de kocasının sevgilisinin hamile olduğunu öğrendi.

Eşiyle 2 çocuğu olan Patrick Brown, sevgilisi Shara Cormier’den de çocuk sahibi olmak üzereydi.


Kocasının yasak aşkını öğrenen Timeshia, gazeteye ilan vererek eşini bu notla tebrik etti:
“Shara Cormier ve Patrick Brown’a tebriklerimi iletirim. Bir bebekleri olacak. Umarım gerçekten aşıksınızdır ve ilişkinize devam edersiniz.”

Not şu imzayla bitiyordu: “Daima Patrick’in eşi Timeshia Brown"

hürriyet.com.tr

Şehit ailelerine: Sabır acı ama meyvesi tatlı

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kadın geçici köy korucularıyla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Şehitlik, ölümlerin en şereflisidir ama evlat acısı da acıların en büyüğüdür. Evladını kaybeden anne ve babalara engin sabırlar diliyorum. Sabır acı ama meyvesi tatlıdır” dedi.

Erdoğan, şunları söyledi:

TERÖRE YEK VÜCUT

“Türkiye’de son aylarda baş gösteren terör olaylarında şehit ve gaziler canlarını, hayatlarını ortaya koyarak büyük bir sorumluluk üstlendi. Şimdi vazife geride kalanlara düşüyor. Teröre karşı direnecek, birliğimizden taviz vermeyecek ve masum görünümler altında terörü destekleyenlere asla müsamaha göstermeyeceğiz. Bizi birbirimize bağlayan pek çok ortak nokta varken, ayrılıklarla gücümüzü parçalayamayız. Teröre karşı yek vücut olacağız.Bir kere huzuru tatmış, barışın tatlı rüzgarını hissetmişken bir daha geri dönemeyiz.

YÜREKLER DAĞLANIYOR

Şehit cenazeleri bu sefer içimizi bir başka yakıyor, yüreklerimiz bir başka dağlanıyor. Gencecik evlatlarımız düğün kuracak, iş güç sahibi olacak, evlatlarının doğum müjdesini bekleyecekken al bayraklı tabutlara giriyorlar. Bu kadar adımı bunun için mi attı devletimiz? bu talihsiz dönemi en az kayıpla kapatmak, huzura kastedenlere derslerini vermek ve yeniden barış iklimini tesis etmek için üzerimize vazifeler düşüyor. Uzak yerlerden kalkıp buraya geldiğiniz için Nene Hatun’un torunları olan siz güçlü kadınlarımıza çok teşekkür ediyor, güvenlik güçlerinize olan samimi destek için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. ” hürriyet.com.tr

20 Ağustos 2015 Perşembe

Ağlıyor diye babası tarafından...

Cheyenne Rae, hayata geri döndü.

Daily Mail'in haberine göre şuan 4 yaşında olan Cheyenne Rae, henüz 8 aylık bebekken sürekli ağladığı için babası tarafından sert bir şekilde sarsılınca kafatasında çatlak ve kanama meydana geldi.


Suçunu kabul eden baba James Davis Jr, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hastaneye kaldırılan minik Cheyenne için pek umutlu olmayan doktorlar minik kızın beyninin yarısını almak zorunda kaldırdılar.


Yaşaması mucize olan minik kız bu yıl 4 yaşında ve vücudunun sağ tarafını hareket ettiremese de konuşabiliyor ve yürüyebiliyor.

Tedavisi hala devam eden kızın iyileşmesinin mucize olduğunu söyleyen doktorlar, normal hayatına dönebilmesi için çok titiz çalıştıklarını belirtti.

8 aylık bebekken ağladığı için babası tarafından sarsıldıktan sonra kafatası çatlayan minik kız hayata geri döndü. (cnntürk.com.tr)


19 Ağustos 2015 Çarşamba

Fethullah Gülen'den 'hata yapmış olabiliriz' mesajı

Fethullah Gülen'den ilginç çıkış: Gülen, resmi internet sitesi herkul.org adresinden yayınlanan son konuşmasında, "biz de hata yapmış olabiliriz" mesajı verdi.


Gülen, "Bazen farkına varmadan zikzaklar olabilir. Doğru yolda doğru yürüme hususiyetlerini koruyamayabiliriz; hafizanallah, kaymalar yaşayabiliriz. Ondan dolayı da şefkat tokatlarına ve kulak çekmelerine maruz kalabiliriz. Allah, birilerini musallat edebilir" dedi.

"ALLAH ZALİMLERİ MUSALLAT EDEBİLİR..."

Müslümanlar hata yaptığında, Allah'ın "zalimleri onlara musallat ettiğine" dikkat çeken Gülen, şöyle dedi;

"Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vesselam) cezalandırılmayı hak ettiğinde Allah (celle celâluhu), onlara karşı tedip unsuru olarak bir kısım zalimleri kullanır. Zalim, Allah’ın kılıcıdır. Allah, önce onunla intikam alır; sonra da döner ondan intikam alır."

"TARİHE KARA LEKE OLARAK GEÇECEKLER...SADECE ACIRIZ ONLARA..."

Gülen cemaatine yakın okullara yönelik son dönemde yoğunlaşan operasyonlara da değinen, operasyonları yapanlara "nefret ve kin" duymak yerine, "acımak" gerektiğine dikkat çekti. Gülen, şöyle dedi;

"Hizmet’e zulmü reva gören, uğradığı her yerde efkârı aleyhimize çevirmeye çalışan ve “Kapatın bu okulları; kapatamıyorsanız yıkın!..” diyen kimselere karşı bakışımızı tadil eder. Meseleye bir yönüyle bizim istihkakımız nazarıyla bakacak olursak; onları da musallat olmuş birer kılıç gibi görür ve Allah’ın onlarla gözlerimizi açtığına, bizi tedip ettiğine ve istiğfara, tevbeye, inâbeye, evbeye yönlendirdiğine inanırsak, onlar hakkındaki mülahazamız da birdenbire kinden, nefretten, misliyle mukabele düşüncesinden sıyrılarak şefkate ve acımaya döner. Acırız onlara; çünkü tarihin sayfalarına birer leke halinde kaydedilecekler. Evet, hizmetinizle alakalı menfi propaganda yapan kimselere sadece acıma duygusuyla bakmak lazım."

HARBİYE MARŞINA ATIF MI?

Gülen'in konuşmasında dikkat çeken bir başka unsur ise, Harbiye Marşı'nda yer alan bir cümleye çok benzer bir cümle kullanması oldu.

Harbiye Marşı'nda "Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız" cümlesi geçerken, Gülen konuşmasında, "kahramanlar yaratan bir ırkın ahfadıyız" cümlesini kurdu. Gülen, şöyle dedi:

"Dünyanın değişik yerlerinde 1400 okul yapmışsanız, bu Allah’ın lütfudur. Bunu kendinize vererek ‘Biz yaptık bunları!’ der ve meseleyi âidiyet mülahazasına bağlarsanız; birileri tarafından ‘Kahramanlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız!’ dendiği gibi, ‘Dünyada 1400 okul açan bir cemaatin efradıyız!’ deyip onu kendinize mâl ederseniz, bu bir nankörlük olur." (hürriyet.com.tr)

Siirt’te askeri araca bombalı saldırı: 8 şehit

Siirt'in Şirvan ile Pervari ilçeleri arasında, PKK’lı teröristler karayoluna tuzakladıkları bombayı askeri aracın geçişi sırasında uzaktan kumanda ile patlatıldı, patlamada 2'si üst rütbeli 6'sı er olmak üzere 8 asker şehit oldu.

Siirt’in Şirvan ile Pervari ilçeleri arasındaki karayolunda devriye görevini yürütün askeri aracın geçişi sırasında PKK’lılar yola tuzakladıkları bombayı, bugün öğleden sonra uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Patlamada zırhlı araçta bulunan askerlerden 8’i şehit düşerken, yaralı askerlerin olduğu belirtildi.

ŞEHİT ASKERLERİN KİMLİKLERİ BELLİ OLDU

Patlamanın ardından askerlerin cenazeleri hastaneye kaldırılırken kimlikleri de açıklandı. Şehit olan askerlerin isimleri şöyle:
“Jandarma uzman çavuş Hakan Aktürk-Burdur, jandarma uzman çavuş Ferdi Gerekli-Adana, uzman çavuş Barış Akın-Ankara, jandarma er Mehmet Halil Barkın-Şırnak’ın Silopi ilçesi, jandarma er Recep Beycur-Erzurum, jandarma er Ömer Erüstün-Kahramanmaraş, jandarma er Bahadır Aydın-Bursa, jandarma er Emre Kaan Arlı-Kocaeli.”


Saldırının meydana geldiği bölgeye Siirt’ten ve ilçelerden ambulanslar sevk edildi.

GENELKURMAY'DAN AÇIKLAMA

Genelkurmay patlamayla ilgili bir açıklama yapıldı. İşte o açıklama;
"19 Ağustos 2015 tarihinde saat 14.10 sularında Siirt-Pervari yol emniyeti için görevlendirilen unsurlarımıza Bölücü Terör örgütü mensubu teröristler tarafından, daha önceden yol kenarına yerleştirilen El Yapımı Patlayıcı patlatılmıştır.

Patlama sonucunda Kahraman sekiz personelimiz şehit olmuştur. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu menfur saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

PERVARİ VE ŞİRVAN’A GİRİŞ ÇIKIŞLAR YASAKLANDI

Patlamanın ardından bölgede geniş çaplı hava destekli operasyon başlatıldı. Şirvan ve Pervari ilçelerine giriş ve çıkışlar kapatılırken, Siirt çıkışından da bu yöne gidişlere izin verilmiyor.  Siirt 3’üncü Jandarma Komando Tugay Komutanlığı’ndan bölgeye Sikorsky helikopterlerle komandolar indirildi. Kobra helikopterler bölgeye sevk edildi.

Turan KOYUNCU/SİİRT,(DHA)

18 Ağustos 2015 Salı

O kentte Suriyeli mülteci sayısı, yerli nüfusu aştı

Türkiye'de 10 kentte Suriyeli mültecilerin sayısı, kentin yerli nüfusuna eşitlendi. Mülteci sayısının kent nüfusunu aştığı şehirler de bulunuyor. Bu şehirlerin başında ise, Kilis geliyor. 108 bin nüfuslu ilde 110 bin Suriyeli mülteci var.


Suriye krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye. Öyle ki, artık Türkiye'de Suriyeli nüfusunun yerli halktan yoğun olduğu kentler bile var. Bir Türk yetkilinin yabancı basına verdiği bilgiye göre, 10 kentte Suriyelilerin sayısı kent nüfusuna neredeyse eşitlendi.

Suriye'de 4,5 yıldır devam eden savaştan kaçanların ilk adreslerinden biri Türkiye. Ankara'da bir yetkili, Suriyeli mültecilerle ilgili son durumu yabancı gazetecilere verdiği bilgide rakamlarla ortaya koydu. Buna göre, 4,5 yıllık göçün en çarpıcı yanı, Türkiye'deki bazı kentlerde Suriyeli mültecilerin sayısı yerli nüfustan daha fazla. Yetkilinin açıklamasına göre Türkiye'de yaklaşık 1.9 milyon Suriyeli var ve en yoğun bulundukları yerler ise bazı sınır kentleri.

Türkiye'de Suriyeli mültecilerin kaldığı 25 ayrı kamp bulunuyor. İsmi paylaşılmayan Türk yetkilinin verdiği bilgilere göre 10 kentte, Suriyeli mültecilerin sayısı şehir nüfusu kadar. Bunların başında, Suriye sınırına yalnızca 10 kilometre uzaklıktaki Kilis geliyor. Yetkilinin açıklamasına göre Kilis artık bir Suriyeli kenti. Normal nüfusu 108 bin olan Kilis'te artık 110 bin Suriyeli var.

Türkiye'de Suriyeli göçmenlerin dışında Iraklı mülteciler de var. Yetkilinin verdiği sayıya göre, Türkiyede 225 bin de Iraklı mülteci yaşıyor. cnntürk