İşsizlik maaşında alt limit 509 liradan 659 liraya yükseldi, üst limit ise bin 19 liradan bin 318 liraya çıktı.
Habertürk gazetesinden Ahmet Kıvanç’ın haberine göre, asgari ücretteki yüzde 30’luk artış, İşsizlik Sigortası’ndan para alanları da etkiledi.
İşsizlik maaşının üst sınırı bin 19 liradan bin 318 liraya çıktı. Yasa uyarınca işsizlik maaşlarında alt ve üst limitler yürürlükteki asgari ücrete göre belirleniyor.
İşsizlik maaşı bağlanırken, son 4 aylık dönemdeki ortalama brüt kazanç dikkate alınıyor. Bu kazancın yüzde 40’ı tutarında işsizlik maaşı ödeniyor.
Ancak, çalışırken alınan ücret tutarı ne olursa olsun bağlanacak işsizlik maaşı, brüt asgari ücretin yüzde 80’ini aşamıyor.
2 MİLYAR LİRA İŞSİZLİK MAAŞI ÖDENDİ
1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren yeni asgari ücret dolayısıyla işsizlik maaşında alt limit 509 liradan 659 liraya yükseldi.
Üst limit ise bin 19 liradan bin 318 liraya çıktı. İşsiz kalmadan önceki brüt maaşı 3 bin 300 lira ve üzerinde olanların işsizlik maaşı, 1 Ocak’tan geçerli olmak üzere 300 liraya kadar artacak.
İşsizlik Sigortası’ndan 2015’in ocak-kasım döneminde 1 milyar 992 milyon lira tutarında işsizlik maaşı ödendi. İşsizlik maaşı tutarı 2013’te 1 milyar 272 milyon, 2014’te ise 1 milyar 658 milyon lira oldu.
4 Ocak 2016 Pazartesi
Sigaraya zam geldi, işte yeni fiyatlar
Tütün ve tütünlü mamul ürünleri şirketleri Philip Morris ve JTI sigara 2016'nın ilk günlerinde fiyatlarına zam yaptı.
Radikal’in haberine göre, British American Tobacco (BAT) ürünlerine ilişkin ise henüz bir bilgi yok.
Yapılan zamlarla birlikte, bazı sigara paketlerinin fiyatları 11 lirayı aştı.
2016'ya girilmesiyle birlikte rakı, bira, cin, votka ve sigaranın yanı sıra cep telefonlarından alınan vergi ile elektrik fiyatlarına zam gelmişti.
Radikal’in haberine göre, British American Tobacco (BAT) ürünlerine ilişkin ise henüz bir bilgi yok.
Yapılan zamlarla birlikte, bazı sigara paketlerinin fiyatları 11 lirayı aştı.
2016'ya girilmesiyle birlikte rakı, bira, cin, votka ve sigaranın yanı sıra cep telefonlarından alınan vergi ile elektrik fiyatlarına zam gelmişti.
26 ülkenin tapusu Türkiye’de
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, Osmanlı'nın hakim olduğu 26 ülkenin tapu kayıtlarının Türkiye’de olduğunu söyledi. Abdülhamit'in 5 bin 619 şahsi mülkü olduğunu belirten Türkoğlu, "Torunları, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak bunlarda hak sahibi olabilirler” dedi.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, devam eden kadastro çalışmaları ve tapu arşivleriyle ilgili bilgi verdi. Yenişafak'tan Yasemin Asan'ın haberine göre, Türkiye'de uzun süredir devam eden kadastro çalışmalarında sona gelindiğini söyleyen Türkoğlu, “Kadastro çalışmalarının yüzde 97'si bitti. Yüzde 3'lük ihtilaflı bölge var. Bunlar da çözülmeye çalışılıyor. Orman ve terör sıkıntıları olan bölgeler. Terör olaylarından dolayı geçmişte bazı köyler boşaltılmış durumda, onun için de sıkıntı çözülemiyor” dedi.
TÜRK ARAŞTIRMACILARDAN ÇOK JAPONLAR İLGİLENİYOR
Tapu arşivleme çalışmalarının da devam ettiğini belirten Türkoğlu, arşivlerinde 3 bin 494 tapu ve tahrir belgesi olduğunu söyledi. Arşivlerinde bulunan belgeleri araştırmacıların hizmetine sunduklarını söyleyen Türkoğlu, “Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda araştırmacı buraya geliyor. Amerikalı, İngiliz, İtalyan araştırmacılar çalışma yapmak için geliyorlar. Osmanlı'ya karşı en fazla ilgiyi Japon araştırmacılar gösteriyor. Türk araştırmacılardan daha fazla Japon araştırmacılar belgeleri araştırmak için müracaat ediyorlar. 1847 yılına kadarki belgeler araştırmacıya açık, ancak 21 Mayıs 1847 yılından sonraki belgeler araştırmacıya kapalı. 21 Mayıs 1847 yılından sonra mülkiyet arazisi rejimine geçiliyor. Özel kayıtları sadece yetkilisini ilgilendirir” diye konuştu.
Tapu Kadastro arşivinde 26 ülkenin tapu kaydının bulunduğunun altını çizen Türkoğlu, şunları söyledi:
“Osmanlı coğrafyasının hakim olduğu yerlerin tapuları Türkiye Devleti'nin elinde. Bu tapuları ilgili devletlere sorunlarını çözmek için veriyoruz. Makedonya'ya verdik, Yunanistan'la olan problemini bu tapu kaydı ile çözüyor. Libya'ya verdik, Tunus ile sorununu çözüyor. Kudüs'ün tapusu var. Filistin devletinin yetkililerine verdik. En son Kıbrıs'ın tapusunu yetkililerine verdik. Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek, Kosova, Balkan bölgesindeki ülkelerin tamamın tapusu Türkiye'de mevcut.”
ABDÜLHAMİT'İN 5 BİN 619 ŞAHSİ MÜLKÜ VAR
Abdülhamit'ın şahsi mülklerine ait olan ikinci nüsha defterin restore edildiğini ifade eden Türkoğlu, “Ortadoğu'da, Balkanlar'da ve Anadolu'daki mülklerinin kayıtları yer alıyor. Mekke ve Medine'deki, Suriye'deki, Batı Trakya ve Balkan adalarındaki mülkleri yer alıyor. Kudüs'te 146, Almus'ta 58, Halep'te ve İstanbul'da çok sayıda mülkü bulunuyor. Bunlar da genelde çiftlik tarzı yerler. Ortadoğu'da sadece 850 kayıt var. Bunlar devlet mali değil, şahsi mallar. Torunları, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak bunlarda hak sahibi olabilirler. Toplamda 5 bin 619 adet kayıtlı şahsi mülkü var” ifadelerini kullandı.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, devam eden kadastro çalışmaları ve tapu arşivleriyle ilgili bilgi verdi. Yenişafak'tan Yasemin Asan'ın haberine göre, Türkiye'de uzun süredir devam eden kadastro çalışmalarında sona gelindiğini söyleyen Türkoğlu, “Kadastro çalışmalarının yüzde 97'si bitti. Yüzde 3'lük ihtilaflı bölge var. Bunlar da çözülmeye çalışılıyor. Orman ve terör sıkıntıları olan bölgeler. Terör olaylarından dolayı geçmişte bazı köyler boşaltılmış durumda, onun için de sıkıntı çözülemiyor” dedi.
TÜRK ARAŞTIRMACILARDAN ÇOK JAPONLAR İLGİLENİYOR
Tapu arşivleme çalışmalarının da devam ettiğini belirten Türkoğlu, arşivlerinde 3 bin 494 tapu ve tahrir belgesi olduğunu söyledi. Arşivlerinde bulunan belgeleri araştırmacıların hizmetine sunduklarını söyleyen Türkoğlu, “Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda araştırmacı buraya geliyor. Amerikalı, İngiliz, İtalyan araştırmacılar çalışma yapmak için geliyorlar. Osmanlı'ya karşı en fazla ilgiyi Japon araştırmacılar gösteriyor. Türk araştırmacılardan daha fazla Japon araştırmacılar belgeleri araştırmak için müracaat ediyorlar. 1847 yılına kadarki belgeler araştırmacıya açık, ancak 21 Mayıs 1847 yılından sonraki belgeler araştırmacıya kapalı. 21 Mayıs 1847 yılından sonra mülkiyet arazisi rejimine geçiliyor. Özel kayıtları sadece yetkilisini ilgilendirir” diye konuştu.
Tapu Kadastro arşivinde 26 ülkenin tapu kaydının bulunduğunun altını çizen Türkoğlu, şunları söyledi:
“Osmanlı coğrafyasının hakim olduğu yerlerin tapuları Türkiye Devleti'nin elinde. Bu tapuları ilgili devletlere sorunlarını çözmek için veriyoruz. Makedonya'ya verdik, Yunanistan'la olan problemini bu tapu kaydı ile çözüyor. Libya'ya verdik, Tunus ile sorununu çözüyor. Kudüs'ün tapusu var. Filistin devletinin yetkililerine verdik. En son Kıbrıs'ın tapusunu yetkililerine verdik. Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek, Kosova, Balkan bölgesindeki ülkelerin tamamın tapusu Türkiye'de mevcut.”
ABDÜLHAMİT'İN 5 BİN 619 ŞAHSİ MÜLKÜ VAR
Abdülhamit'ın şahsi mülklerine ait olan ikinci nüsha defterin restore edildiğini ifade eden Türkoğlu, “Ortadoğu'da, Balkanlar'da ve Anadolu'daki mülklerinin kayıtları yer alıyor. Mekke ve Medine'deki, Suriye'deki, Batı Trakya ve Balkan adalarındaki mülkleri yer alıyor. Kudüs'te 146, Almus'ta 58, Halep'te ve İstanbul'da çok sayıda mülkü bulunuyor. Bunlar da genelde çiftlik tarzı yerler. Ortadoğu'da sadece 850 kayıt var. Bunlar devlet mali değil, şahsi mallar. Torunları, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak bunlarda hak sahibi olabilirler. Toplamda 5 bin 619 adet kayıtlı şahsi mülkü var” ifadelerini kullandı.
Diyanetten ilginç uyarı
Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, evlenme hazırlıkları yapan nişanlı çiftleri uyardı. Açıklamada, nişanlılık döneminde çiftlerin el ele tutuşmaması ve baş başa kalmaması gerektiği belirtildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen, ’Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu’nun, çeşitli kesimlerden yöneltilen "Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikâh kıymaları uygun mudur?" sorusuna verdiği yanıt, web sitesinde yayınlandı. Evlenmeyi diğer akitlerden ayıran özelliklerden birinin, bu akitten önce genellikle bir nişanlanma döneminin geçirilmesi olduğunun ifade edildiği yanıtta, tarafların bu süreç içinde birbirlerini daha iyi tanıdığı, karşılıklı hediyeler alınıp verildiği hatırlatılarak şöyle denildi:
'FLÖRT ETMEK, EL ELE TUTUŞMAK, BAŞ BAŞA KALMAK...'
"Bu dönemde nişanlıların mahremiyet ölçülerini gözetmek kaydıyla birbirlerini daha yakından tanımak amacıyla görüşüp konuşmalarında bir sakınca yoktur. Fakat nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Günümüzde gençler, gerek velilerinden izinsiz olarak gerekse velilerin bilgisi dahilinde nişanlılık döneminde güya dini hassasiyetleri gözetmek amacıyla, 'dini nikâh’ yapmakta ve sonuçta hiç de arzu edilmeyen üzücü hadiseler meydana gelmektedir. Bu tür olayların yaşanmaması için yapılan nikâh akitlerin mutlaka kayıt altına alınıp hukuki güvenceye kavuşturulması gerekir. Çünkü dindar olduğunu söyleyen gençler veya aileleri, resmi tescilin olmadığı durumlarda çok kere, aralarında akdedildiği ifade edilen akitlerin gereğini yerine getirmemekte, taraflardan biri ve genellikle kız tarafı mağdur duruma düşmektedir. Böylece, dinimizin nikahtan gözettiği ulvi gaye gerçekleşmek şöyle dursun, insanlar din adına birbirlerine zulmeder hale gelmektedirler."
'DİNİ NİKÂH' UYARISI
Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, nikâh kıyıldığında dinen evlilik hayatının başladığı, karı-koca arasında mehir (İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği/vermeyi taahhüt ettiği para veya mal), nafaka, miras gibi bir takım haklar ve sorumlulukların tahakkuk ettiğini hatırlatarak, ayrıca şu ifadelere yer verdi:
"Günümüzde bu haklar, evlilik resmen tescil ettirilmeksizin korunamadığından, evlenecek kişilerin 'resmi nikâh’ kıyılmadan 'dini nikâh’ kıydırmaları dinen uygun olmadığı gibi kanunen de yasaktır. Bu itibarla, adayların İslami ölçülere riayet ederek nişanlılık dönemini geçirmeleri, evlenmeye kesin karar vermedikçe resmi olarak kayda geçirilsin veya geçirilmesin, nikahı gerçekleştirmemeleri uygun olur." İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)
Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen, ’Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu’nun, çeşitli kesimlerden yöneltilen "Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikâh kıymaları uygun mudur?" sorusuna verdiği yanıt, web sitesinde yayınlandı. Evlenmeyi diğer akitlerden ayıran özelliklerden birinin, bu akitten önce genellikle bir nişanlanma döneminin geçirilmesi olduğunun ifade edildiği yanıtta, tarafların bu süreç içinde birbirlerini daha iyi tanıdığı, karşılıklı hediyeler alınıp verildiği hatırlatılarak şöyle denildi:
'FLÖRT ETMEK, EL ELE TUTUŞMAK, BAŞ BAŞA KALMAK...'
"Bu dönemde nişanlıların mahremiyet ölçülerini gözetmek kaydıyla birbirlerini daha yakından tanımak amacıyla görüşüp konuşmalarında bir sakınca yoktur. Fakat nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam’ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Günümüzde gençler, gerek velilerinden izinsiz olarak gerekse velilerin bilgisi dahilinde nişanlılık döneminde güya dini hassasiyetleri gözetmek amacıyla, 'dini nikâh’ yapmakta ve sonuçta hiç de arzu edilmeyen üzücü hadiseler meydana gelmektedir. Bu tür olayların yaşanmaması için yapılan nikâh akitlerin mutlaka kayıt altına alınıp hukuki güvenceye kavuşturulması gerekir. Çünkü dindar olduğunu söyleyen gençler veya aileleri, resmi tescilin olmadığı durumlarda çok kere, aralarında akdedildiği ifade edilen akitlerin gereğini yerine getirmemekte, taraflardan biri ve genellikle kız tarafı mağdur duruma düşmektedir. Böylece, dinimizin nikahtan gözettiği ulvi gaye gerçekleşmek şöyle dursun, insanlar din adına birbirlerine zulmeder hale gelmektedirler."
'DİNİ NİKÂH' UYARISI
Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, nikâh kıyıldığında dinen evlilik hayatının başladığı, karı-koca arasında mehir (İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği/vermeyi taahhüt ettiği para veya mal), nafaka, miras gibi bir takım haklar ve sorumlulukların tahakkuk ettiğini hatırlatarak, ayrıca şu ifadelere yer verdi:
"Günümüzde bu haklar, evlilik resmen tescil ettirilmeksizin korunamadığından, evlenecek kişilerin 'resmi nikâh’ kıyılmadan 'dini nikâh’ kıydırmaları dinen uygun olmadığı gibi kanunen de yasaktır. Bu itibarla, adayların İslami ölçülere riayet ederek nişanlılık dönemini geçirmeleri, evlenmeye kesin karar vermedikçe resmi olarak kayda geçirilsin veya geçirilmesin, nikahı gerçekleştirmemeleri uygun olur." İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)
Bireysel emeklilikte olanlar dikkat
Yeni yılla birlikte bireysel emeklilikte de yeni düzenleme başladı. Şikayet konusu olan giriş aidatından yönetim giderine, fon idaresine kadar tüm kesintiler değişti.
Yeni yılla birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), yeni düzenleme de başladı ve yıllardır eleştirilen, hatta sisteme giren birçok kişinin çıkmasına neden olan kesinti oranları düşürüldü. Yeni düzenlemeye geçmeden önce, 2015’in sonuna kadar uygulama nasıldı, kısaca değineyim. Düne kadar sisteme girenlerden giriş aidatı, şirket yönetim gideri ve fon işletim gideri adı altında üç farklı kesinti yapılıyordu. Giriş aidatı, 120 lira ile 700 lira arasında değişiyordu. Şirket yönetim gideri altında da sisteme ödenen katkı paylarından, yıllık yüzde 2 kesiliyordu. Kişilerin fon tercihine göre de yıllık yüzde 1,09 ile yüzde 2,28 arasında değişen oranlarda fon işletim gideri alınıyordu.
KESİNTİLER TEKE İNDİ
1 Ocak 2016’dan itibaren ise artık katılımcılardan giriş aidatı, şirket yönetim gideri olarak farklı oranlarda kesintiler yapılamayacak. İlk 5 yıl, yıllık tek bir kesinti yapılacak; bu da, brüt asgari ücretin yüzde 8,5’ini geçmeyecek. Yani, kaç para yatırırsanız yatırın, emeklilik şirketi, asgari ücrete endeksli yıllık tek bir kesinti yapabilecek. Yeni asgari ücretle birlikte 2016 yılı için bu rakam da 140 lira. Asgari ücret arttıkça kesinti de yıllık artacak. 5 yıl içinde sistemden çıkarsanız emeklilik şirketi, 5 yıllın tamamını sizden toplu kesecek. Örneğin, 3’üncü yılda çıkacaksınız, o güne kadar da sizden 420 lira (bugünkü asgari ücret üzerinden) kesildi; şirket, birikiminizden 280 lira daha alacak. Yani, bugünkü asgari ücretten hesaplarsak, 3’üncü yılda çıktığınızda, toplam 700 lira kesilecek. İyi haber şu; 5 yıldan sonra asgari ücrete endeksli yıllık kesintiler kalkacak.
FON KESİNTİSİ DEĞİŞMEDİ
Gelelim, yıllardır şikayet edilen fon işletim kesintilerine. Bu kalemde herhangi bir indirime gidilmedi. Hali hazırda yıllık; hazine bonosu ve devlet tahvilinden oluşan fonlarda yüzde 1.09, kıymetli maden fonlarında yüzde 1.91, hisse senedi fonlarından yüzde 2.28 kesinti yapılıyor. Bu kesintiler devam edecek ancak 6’ncı yıldan sonra kesintilerin kişilerin hesaplarına iade edileceği bir sistem uygulanacak. Şöyle ki; 6’ncı yılda o yıla ait fon kesinti tutarının yüzde 2.5’i yılın sonunda katılımcıya iade edilecek ve sonraki yıllarda iade tutarı yüzde 2.5 artarak (7. yıl yüzde 5, 8. yıl 7,5, 9. yıl 10 şeklinde) devam edecek. İade tutarı yüzde 25’e ulaştığında -ki, bu da sistemde 15 yıl kalınmış olmayı gerektiriyor, sabitlenecek. Fon kesintilerinin iade uygulaması 2021’nin Ocak ayında başlayacak. Şunu da söyleyeyim, 2013’ün Ocak ayından itibaren sistemde geçirilen süre, iade oranı belirlenirken hesaba katılacak.
6’NCI YILDA SINIRLAMA VAR
Yeni düzenlemede, 6’ncı yıldan itibaren başlamak üzere sistemdeki tüm kesintilere de sınırlama getirildi. Buna göre; hem asgari ücretle sınırlı olan kesintiler hem de fon işletim kesintilerinin toplamı; 6’ncı yılda, katılımcının devlet katkısındaki toplam birikiminin yüzde 60’ını geçmeyecek. Bu oran 7’nci yılda yüzde 70’i, 8’inci yılda yüzde 80’ini, 9’uncu yılda yüzde 90’ını, 10’uncu yıl ve sonrasında devlet katkısındaki birikimin yüzde 100’ünü aşmayacak. BES kesintilerinde yapılan yeni düzenleme bir hayli karmaşık. Ama şu kadarını söyleyeyim; sistemden 3-5 yıl içinde çıkanları cezalandıran, 10-15 yıl kalanları ise mükafatlandıran bir uygulama getirildi.
NEYDİ?
- Brüt asgari ücrete göre giriş aidatı ödeniyordu. Peşin ödemede asgari ücretin yüzde 10’u, 3 yıl içinde sistemden çıkılırsa yüzde 75’i, 6 yıldan sonra çıkılırsa yüzde 50’si kesiliyordu. Kesinti tutarı 120 lira ile 750 lira arasında değişiyordu.
- Aylık ödenen katkı payları üzerinden her yıl, yıllık yüzde 2 kesiliyordu.
- Birikimlerin değerlendiği fon türlerine göre her yıl yüzde 1.09 ile yüzde 2.28 yıllık kesinti yapılıyordu.
NE OLDU?
- 5 yıl boyunca yıllık, brüt asgari ücretin yüzde 8,5’ini geçmeyecek tek kesinti yapılacak. 2016 yılı için kesinti tutarı 140 lira olacak. Bu kesintiler 5. yıldan sonra kalkacak.
- Fon işletim giderlerinde 5 yıl boyunca fon türlerine göre her yıl yüzde 1.09 ile yüzde 2.28 yıllık kesinti devam edecek.
- Fon kesintisine 6. yıldan itibaren iade sistemi getirildi. 6. yılda fon kesintisinin yüzde 2.5’i, 7. yılda 5’i, 8. yılda 7.5’i, 9. yılda 10’u, 10. yılda 12.5’i, 11. yılda 15’i, 12 yılda 17.5’i, 13. yılda 20’si, 14. yılda 22.5’i, 15 ve üzerinde yüzde 25’i kişilerin birikimine iade edilecek.
- 6. yıldan itibaren tüm kesintilere, devletin kişiler adına ödediği yüzde 25’lik katkıya göre sınırlama getirildi. Buna göre her türlü kesinti; devlet katkısında biriken tutarın 6. yılda yüzde 60’ı, 7. yılda yüzde 70’i, 8. yılda yüzde 80’ini, 9. yılda yüzde 90’ını, 10. yıl ve sonrasında ise yüzde 100’ünü geçmeyecek. (Moyan Doğan / Hürriyet)
Yeni yılla birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), yeni düzenleme de başladı ve yıllardır eleştirilen, hatta sisteme giren birçok kişinin çıkmasına neden olan kesinti oranları düşürüldü. Yeni düzenlemeye geçmeden önce, 2015’in sonuna kadar uygulama nasıldı, kısaca değineyim. Düne kadar sisteme girenlerden giriş aidatı, şirket yönetim gideri ve fon işletim gideri adı altında üç farklı kesinti yapılıyordu. Giriş aidatı, 120 lira ile 700 lira arasında değişiyordu. Şirket yönetim gideri altında da sisteme ödenen katkı paylarından, yıllık yüzde 2 kesiliyordu. Kişilerin fon tercihine göre de yıllık yüzde 1,09 ile yüzde 2,28 arasında değişen oranlarda fon işletim gideri alınıyordu.
KESİNTİLER TEKE İNDİ
1 Ocak 2016’dan itibaren ise artık katılımcılardan giriş aidatı, şirket yönetim gideri olarak farklı oranlarda kesintiler yapılamayacak. İlk 5 yıl, yıllık tek bir kesinti yapılacak; bu da, brüt asgari ücretin yüzde 8,5’ini geçmeyecek. Yani, kaç para yatırırsanız yatırın, emeklilik şirketi, asgari ücrete endeksli yıllık tek bir kesinti yapabilecek. Yeni asgari ücretle birlikte 2016 yılı için bu rakam da 140 lira. Asgari ücret arttıkça kesinti de yıllık artacak. 5 yıl içinde sistemden çıkarsanız emeklilik şirketi, 5 yıllın tamamını sizden toplu kesecek. Örneğin, 3’üncü yılda çıkacaksınız, o güne kadar da sizden 420 lira (bugünkü asgari ücret üzerinden) kesildi; şirket, birikiminizden 280 lira daha alacak. Yani, bugünkü asgari ücretten hesaplarsak, 3’üncü yılda çıktığınızda, toplam 700 lira kesilecek. İyi haber şu; 5 yıldan sonra asgari ücrete endeksli yıllık kesintiler kalkacak.
FON KESİNTİSİ DEĞİŞMEDİ
Gelelim, yıllardır şikayet edilen fon işletim kesintilerine. Bu kalemde herhangi bir indirime gidilmedi. Hali hazırda yıllık; hazine bonosu ve devlet tahvilinden oluşan fonlarda yüzde 1.09, kıymetli maden fonlarında yüzde 1.91, hisse senedi fonlarından yüzde 2.28 kesinti yapılıyor. Bu kesintiler devam edecek ancak 6’ncı yıldan sonra kesintilerin kişilerin hesaplarına iade edileceği bir sistem uygulanacak. Şöyle ki; 6’ncı yılda o yıla ait fon kesinti tutarının yüzde 2.5’i yılın sonunda katılımcıya iade edilecek ve sonraki yıllarda iade tutarı yüzde 2.5 artarak (7. yıl yüzde 5, 8. yıl 7,5, 9. yıl 10 şeklinde) devam edecek. İade tutarı yüzde 25’e ulaştığında -ki, bu da sistemde 15 yıl kalınmış olmayı gerektiriyor, sabitlenecek. Fon kesintilerinin iade uygulaması 2021’nin Ocak ayında başlayacak. Şunu da söyleyeyim, 2013’ün Ocak ayından itibaren sistemde geçirilen süre, iade oranı belirlenirken hesaba katılacak.
6’NCI YILDA SINIRLAMA VAR
Yeni düzenlemede, 6’ncı yıldan itibaren başlamak üzere sistemdeki tüm kesintilere de sınırlama getirildi. Buna göre; hem asgari ücretle sınırlı olan kesintiler hem de fon işletim kesintilerinin toplamı; 6’ncı yılda, katılımcının devlet katkısındaki toplam birikiminin yüzde 60’ını geçmeyecek. Bu oran 7’nci yılda yüzde 70’i, 8’inci yılda yüzde 80’ini, 9’uncu yılda yüzde 90’ını, 10’uncu yıl ve sonrasında devlet katkısındaki birikimin yüzde 100’ünü aşmayacak. BES kesintilerinde yapılan yeni düzenleme bir hayli karmaşık. Ama şu kadarını söyleyeyim; sistemden 3-5 yıl içinde çıkanları cezalandıran, 10-15 yıl kalanları ise mükafatlandıran bir uygulama getirildi.
NEYDİ?
- Brüt asgari ücrete göre giriş aidatı ödeniyordu. Peşin ödemede asgari ücretin yüzde 10’u, 3 yıl içinde sistemden çıkılırsa yüzde 75’i, 6 yıldan sonra çıkılırsa yüzde 50’si kesiliyordu. Kesinti tutarı 120 lira ile 750 lira arasında değişiyordu.
- Aylık ödenen katkı payları üzerinden her yıl, yıllık yüzde 2 kesiliyordu.
- Birikimlerin değerlendiği fon türlerine göre her yıl yüzde 1.09 ile yüzde 2.28 yıllık kesinti yapılıyordu.
NE OLDU?
- 5 yıl boyunca yıllık, brüt asgari ücretin yüzde 8,5’ini geçmeyecek tek kesinti yapılacak. 2016 yılı için kesinti tutarı 140 lira olacak. Bu kesintiler 5. yıldan sonra kalkacak.
- Fon işletim giderlerinde 5 yıl boyunca fon türlerine göre her yıl yüzde 1.09 ile yüzde 2.28 yıllık kesinti devam edecek.
- Fon kesintisine 6. yıldan itibaren iade sistemi getirildi. 6. yılda fon kesintisinin yüzde 2.5’i, 7. yılda 5’i, 8. yılda 7.5’i, 9. yılda 10’u, 10. yılda 12.5’i, 11. yılda 15’i, 12 yılda 17.5’i, 13. yılda 20’si, 14. yılda 22.5’i, 15 ve üzerinde yüzde 25’i kişilerin birikimine iade edilecek.
- 6. yıldan itibaren tüm kesintilere, devletin kişiler adına ödediği yüzde 25’lik katkıya göre sınırlama getirildi. Buna göre her türlü kesinti; devlet katkısında biriken tutarın 6. yılda yüzde 60’ı, 7. yılda yüzde 70’i, 8. yılda yüzde 80’ini, 9. yılda yüzde 90’ını, 10. yıl ve sonrasında ise yüzde 100’ünü geçmeyecek. (Moyan Doğan / Hürriyet)
3 Ocak 2016 Pazar
Halis Toprak vefat etti
İşadamı Halis Toprak, Fransa'nın Nice şehrinde hayatını kaybetti.
İşadamı Halis Toprak (78), Fransa'nın Nice şehrinde kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybetti. Birçok sektörde girişimi bulunan Toprak Holding'in kurucusu Halis Toprak'ın naaşı, bugün Fransa'dan İstanbul'a getirilecek.
HALİS TOPRAK KİMDİR?
Toprak Holding kurucusu Halis Toprak, 1938 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde dünyaya gelmiştir. Kurucusu olduğu Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanıdır ve İş camiasında ‘‘Halis Ağa’’ olarak bilinmektedir.
İş yaşamına Adana’da başlayan Halis Toprak, ardından 1977 yılında İstanbul'a gelerek Toprak İnşaat firmasını kurdu. İnşaat firmasının akabinde Toprak Holding A.Ş.'yi 16 Mayıs 1977 kuran Toprak, 1992 yılında ana ortakları Toprak Grubu şirketleri olan Toprakbank'ı hayata geçirdi. Zararı özkaynaklarını aşan, mali bünyesi zayıflayan Toprakbank 2001 sonunda Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TMSF) kapsamına alındı. Halis Toprak, 32 yıl sürdürdüğü yönetim kurulu başkanlığını 2009’da oğlu Mehmet Toprak’a devretti. Aynı yıl Toprak Grubu’nun şirketlerinin tümünün yönetimine TMSF el koydu. Halis Toprak, Toprak Grubuna ait 22 şirketin ve 21 sanayi tesisinin yönetimini, Toprak Grubu'nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na olan borcunun tamamını ödeyerek geri aldı. Halis Toprak 29 Haziran 2012 tarihinde tekrar Toprak Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı'na geldi.
İlk eşi Ayşe Hanım'dan 10 tane çocuğu olan Halis Toprak, 540 milyar lira rekor tazminat ödeyerek ilk eşinden boşanmıştı. 1999'da evlendiği ikinci eşi Özlem Hanım'dan Turgut adında bir oğlu olan Halis Toprak, 10 sene evlilikten sonra boşandı. Nazlıcan Tağızade ile (13 Temmuz 1992 doğumlu) yaptığı evlilik kamuoyunun dikkatini çekmiş ve bu evliğinden de kısa süre sonra boşanmıştı. Hastalıkla mücadele sürecinde aile fertlerinin yanından ayrılmadığı Toprak'ın naaşı bugün Fransa'dan İstanbul'a getirilecek.
İş yaşamına Adana’da başlayan Halis Toprak, ardından 1977 yılında İstanbul'a gelerek Toprak İnşaat firmasını kurdu. İnşaat firmasının akabinde Toprak Holding A.Ş.'yi 16 Mayıs 1977 kuran Toprak, 1992 yılında ana ortakları Toprak Grubu şirketleri olan Toprakbank'ı hayata geçirdi. Zararı özkaynaklarını aşan, mali bünyesi zayıflayan Toprakbank 2001 sonunda Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TMSF) kapsamına alındı. Halis Toprak, 32 yıl sürdürdüğü yönetim kurulu başkanlığını 2009’da oğlu Mehmet Toprak’a devretti. Aynı yıl Toprak Grubu’nun şirketlerinin tümünün yönetimine TMSF el koydu. Halis Toprak, Toprak Grubuna ait 22 şirketin ve 21 sanayi tesisinin yönetimini, Toprak Grubu'nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na olan borcunun tamamını ödeyerek geri aldı. Halis Toprak 29 Haziran 2012 tarihinde tekrar Toprak Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı'na geldi.
İlk eşi Ayşe Hanım'dan 10 tane çocuğu olan Halis Toprak, 540 milyar lira rekor tazminat ödeyerek ilk eşinden boşanmıştı. 1999'da evlendiği ikinci eşi Özlem Hanım'dan Turgut adında bir oğlu olan Halis Toprak, 10 sene evlilikten sonra boşandı. Nazlıcan Tağızade ile (13 Temmuz 1992 doğumlu) yaptığı evlilik kamuoyunun dikkatini çekmiş ve bu evliğinden de kısa süre sonra boşanmıştı. Hastalıkla mücadele sürecinde aile fertlerinin yanından ayrılmadığı Toprak'ın naaşı bugün Fransa'dan İstanbul'a getirilecek.
Halis Toprak'ın defin süreci, aile üyelerinin alacağı kararın ardından açıklanacak.
HALİS TOPRAK'IN SAHİP OLDUĞU ŞİRKETLER :
Toprak Oto Yedekleri Tic. A.Ş.
Toprak Demirdöküm San. Tic. A.Ş.
Toprak Dış Tic. A.Ş.
Toprak Hava Taşımacılığı Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt Pazarlama ve Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt San. A.Ş.
Toprak Seramik ve Gıda San. Tic. A.Ş.
Toprak Seramik ve İnş. Malz. Paz. ve Tic. A.Ş.
Toprak Sigorta Aracılık Hizm A.Ş.
Toprak Temizlik Kağıdı San. Tic. A.Ş.
Toprak Tüketim Malları Paz. ve San. A.Ş.
Toprak Elektrik Üretimi Otoprodüktör A.Ş.
Toprak İlaç ve Kimyevi Mad. San. Tic. A.Ş.
Toprak İlaç Pazarlama San. Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt Ürünleri Pazarlama ve İhracat A.Ş.
Toprak Enerji San. Tic. A.Ş.
Toprak Holding A.Ş.
Toprak Otomotiv San. Tic. A.Ş.
Toprak Madencilik Tic. ve San. A.Ş.
Ayfer İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.
HALİS TOPRAK'IN SAHİP OLDUĞU ŞİRKETLER :
Toprak Oto Yedekleri Tic. A.Ş.
Toprak Demirdöküm San. Tic. A.Ş.
Toprak Dış Tic. A.Ş.
Toprak Hava Taşımacılığı Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt Pazarlama ve Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt San. A.Ş.
Toprak Seramik ve Gıda San. Tic. A.Ş.
Toprak Seramik ve İnş. Malz. Paz. ve Tic. A.Ş.
Toprak Sigorta Aracılık Hizm A.Ş.
Toprak Temizlik Kağıdı San. Tic. A.Ş.
Toprak Tüketim Malları Paz. ve San. A.Ş.
Toprak Elektrik Üretimi Otoprodüktör A.Ş.
Toprak İlaç ve Kimyevi Mad. San. Tic. A.Ş.
Toprak İlaç Pazarlama San. Tic. A.Ş.
Toprak Kağıt Ürünleri Pazarlama ve İhracat A.Ş.
Toprak Enerji San. Tic. A.Ş.
Toprak Holding A.Ş.
Toprak Otomotiv San. Tic. A.Ş.
Toprak Madencilik Tic. ve San. A.Ş.
Ayfer İnş. Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.
Habertürk
‘Allah’ yazan yüzük bulundu
İsveç'in tarihi ticaret şehri Birka'daki Viking mezarında bulunan ve üzerinde 'Allah' yazan yüzük arkeologları heyecanlandırdı.
Günümüzde İskandinav ülkelerinin Arap ve Müslüman göçmenlere olan yakınlığı bilinen bir gerçek ancak bu ilişkinin çok daha eskilere dayandığını biliyor muydunuz?
Washington Post’ta yer alan habere göre, bugünkü İsveç sınırları içerisinde yer alan tarihi ticaret şehri Birka’daki bir Viking mezarı da bunu doğruladı. İsveçli arkeolog Hjalmar Stolpe’nin bölgede yaptığı kazılarda, Viking mezarına gömülü 9. yüzyıldan kalma üzerinde “Allah için” yazılı bir yüzük bulunması dikkat çekti.
8. ve 10. yüzyıllar arasında kullanılan Arapça harflerle yazılan yazıt, gümüş alaşımlı yüzüğün üzerindeki taşa işlenmiş. Bulunan Arapça yazılı yüzük, tüm İskandinavya’da bugüne kadar bulunan ve Viking dönemine ait Arapça yazılı ilk yüzük. Viking mezarında üzerinde yüzük bulunan kadının ise döneme ait İskandinav tipi elbiseler olduğu, yüzüğün kendisine ticaret yoluyla ulaştığı tahmin ediliyor.
Yüzüğün eşsiz bir parça olduğuna dikkat çekiliyor.
Günümüzde İskandinav ülkelerinin Arap ve Müslüman göçmenlere olan yakınlığı bilinen bir gerçek ancak bu ilişkinin çok daha eskilere dayandığını biliyor muydunuz?
Washington Post’ta yer alan habere göre, bugünkü İsveç sınırları içerisinde yer alan tarihi ticaret şehri Birka’daki bir Viking mezarı da bunu doğruladı. İsveçli arkeolog Hjalmar Stolpe’nin bölgede yaptığı kazılarda, Viking mezarına gömülü 9. yüzyıldan kalma üzerinde “Allah için” yazılı bir yüzük bulunması dikkat çekti.
8. ve 10. yüzyıllar arasında kullanılan Arapça harflerle yazılan yazıt, gümüş alaşımlı yüzüğün üzerindeki taşa işlenmiş. Bulunan Arapça yazılı yüzük, tüm İskandinavya’da bugüne kadar bulunan ve Viking dönemine ait Arapça yazılı ilk yüzük. Viking mezarında üzerinde yüzük bulunan kadının ise döneme ait İskandinav tipi elbiseler olduğu, yüzüğün kendisine ticaret yoluyla ulaştığı tahmin ediliyor.
Yüzüğün eşsiz bir parça olduğuna dikkat çekiliyor.
Aslanları çakallara boğduruyorsunuz
Sur'da şehit olan Özel Harekat Polisi Kenan Ardıç, Sivas'ta düzenlenen cenaze töreni sonrası toprağa verildi. Şehidin babası Bakan İsmet Yılmaz'a sitem etti
Diyarbakır’da şehit düşen Özel Harekat polisi 28 yaşındaki Kenan Ardıç, memleketi Sivas’ta son yolculuğuna uğurlandı. ‘Ağlamayın’ diye bağıran şehidin babası Cemal Ardıç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Aslanları çakalları boğduruyorsunuz” diye seslendi.
Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi’nde dün operasyon esnasında girdikleri evde teröristlerin yerleştirdiği el yapımı bombanın patlaması soncu şehit düşen özel harekat polis memuru evli ve 1 çocuk babası Kenan Ardıç’ın cenazesi Diyarbakır’daki tören ardından uçakla Sivas Nuri Demirağ Havaalanı’na getirildi.
Şehidin cenazesini havaalanında Vali Alim Barut, Emniyet Müdürü Turay Çalışkan ailesi ve meslektaşları karşıladı. Şehidin cenazesinin uçaktan indirilmesi sırasında yakınları feryadı yükseldi. Bu sırada yüksek sesle ‘Ağlamayın’ diye bağıran şehidin babası TCDD işçisi Cemal Ardıç, “Bu vatanı Apo’nun çapulcularına bırakmayacağız. Bu dünya var oldukça bu vatan, bu bayrak bizim. Ağlamayacağım. Benim yavrum şehit. En yüksek mertebeye ulaştık. Bir Kenan gider Gökhan gelir. Bizde yiğit çok. Allah belasını versin onların. Koçum geliyor, yavrum geliyor” diye bağırdı.
Şehidin parkasını giyen kardeşi Gökhan, kız kardeşi Esma ve annesi Zeliha’yı yakınları yalnız bırakmadı. Fenalık geçiren şehit annesi Zeliha Ardıç ve kız kardeşi Esma’ya hazır bekletilen ambulansta müdahale edildi. Şehidin eşi İmran Ardıç’ı da kadın polisler teskin etmeye çalıştı.
Havaalanından alınan cenaze konvoy eşliğinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilerek morga konuldu. Burada şehidin naaşı yakınlarına gösterildi. Ardından helallik alınmak üzere Diriliş Mahallesi’ndeki babasının evinin önüne götürüldü. Burada da dualar eşliğinde Ulu Camii’ne getirildi.
‘ASLANLARI ÇAKALLARA BOĞDURUYORSUNUZ’
Ulu Cami’de ikindi namazı sonrası şehit polis için cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Valisi Alim Barut, Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Ak Parti Sivas Milletvekili Selim Dursun, CHP Sivas Milletvekili Ali Akyıldız, 5′inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, Belediye Başkanı Sami Aydın, Emniyet Müdürü Turgay Çalışkan ile şehidin babası Cemal Ardıç, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Cenaze namazı öncesi şehit babası Cemal Ardıç şehidin tabutuna sarıldı. Kardeşi Gökhan Ardıç ise ağabeyinin parkasını üzerine örterek, “Üşümesin” diye konuştu. Şehidin babası Cemal Ardıç cenaze için kente gelen ve camide kendisine başsağlığı dileyen Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Aslanları çakallara boğduruyorsunuz başkanım” diye seslendi.
Kılınan cenaze namazı ardından, silah arkadaşları tarafından cami çıkışına kadar bir süre omuzlarda taşınan şehidin tabutu cenaze aracına konularak Yukarı Tekke Mezarlığı içindeki Polis Şehitliği’ne götürüldü. Şehidin cenazesinin götürülmesi esnasında binlerce kişi terör örgütü PKK aleyhine sloganlar atarak, terörü lanetledi. Şehit polisin cenazesi şehitlikte gözyaşı ve dualar arasında toprağa verildi.
Zeliha ve Cemal Ardıç çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü olan Kenan Ardıç’ın 2012 yılından bu yana Erzincan Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde görev yapıyordu. Diyarbakır’a 25 gün önce gönderilen Kenan Ardıç burada şehit düşerken, eşi İmran genç yaşta dul, 2 yaşındaki oğlu Egemen yetim kaldı.
DHA
Diyarbakır’da şehit düşen Özel Harekat polisi 28 yaşındaki Kenan Ardıç, memleketi Sivas’ta son yolculuğuna uğurlandı. ‘Ağlamayın’ diye bağıran şehidin babası Cemal Ardıç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Aslanları çakalları boğduruyorsunuz” diye seslendi.
Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi’nde dün operasyon esnasında girdikleri evde teröristlerin yerleştirdiği el yapımı bombanın patlaması soncu şehit düşen özel harekat polis memuru evli ve 1 çocuk babası Kenan Ardıç’ın cenazesi Diyarbakır’daki tören ardından uçakla Sivas Nuri Demirağ Havaalanı’na getirildi.
Şehidin cenazesini havaalanında Vali Alim Barut, Emniyet Müdürü Turay Çalışkan ailesi ve meslektaşları karşıladı. Şehidin cenazesinin uçaktan indirilmesi sırasında yakınları feryadı yükseldi. Bu sırada yüksek sesle ‘Ağlamayın’ diye bağıran şehidin babası TCDD işçisi Cemal Ardıç, “Bu vatanı Apo’nun çapulcularına bırakmayacağız. Bu dünya var oldukça bu vatan, bu bayrak bizim. Ağlamayacağım. Benim yavrum şehit. En yüksek mertebeye ulaştık. Bir Kenan gider Gökhan gelir. Bizde yiğit çok. Allah belasını versin onların. Koçum geliyor, yavrum geliyor” diye bağırdı.
Şehidin parkasını giyen kardeşi Gökhan, kız kardeşi Esma ve annesi Zeliha’yı yakınları yalnız bırakmadı. Fenalık geçiren şehit annesi Zeliha Ardıç ve kız kardeşi Esma’ya hazır bekletilen ambulansta müdahale edildi. Şehidin eşi İmran Ardıç’ı da kadın polisler teskin etmeye çalıştı.
Havaalanından alınan cenaze konvoy eşliğinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirilerek morga konuldu. Burada şehidin naaşı yakınlarına gösterildi. Ardından helallik alınmak üzere Diriliş Mahallesi’ndeki babasının evinin önüne götürüldü. Burada da dualar eşliğinde Ulu Camii’ne getirildi.
‘ASLANLARI ÇAKALLARA BOĞDURUYORSUNUZ’
Ulu Cami’de ikindi namazı sonrası şehit polis için cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Valisi Alim Barut, Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Ak Parti Sivas Milletvekili Selim Dursun, CHP Sivas Milletvekili Ali Akyıldız, 5′inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, Belediye Başkanı Sami Aydın, Emniyet Müdürü Turgay Çalışkan ile şehidin babası Cemal Ardıç, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Cenaze namazı öncesi şehit babası Cemal Ardıç şehidin tabutuna sarıldı. Kardeşi Gökhan Ardıç ise ağabeyinin parkasını üzerine örterek, “Üşümesin” diye konuştu. Şehidin babası Cemal Ardıç cenaze için kente gelen ve camide kendisine başsağlığı dileyen Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, “Aslanları çakallara boğduruyorsunuz başkanım” diye seslendi.
Kılınan cenaze namazı ardından, silah arkadaşları tarafından cami çıkışına kadar bir süre omuzlarda taşınan şehidin tabutu cenaze aracına konularak Yukarı Tekke Mezarlığı içindeki Polis Şehitliği’ne götürüldü. Şehidin cenazesinin götürülmesi esnasında binlerce kişi terör örgütü PKK aleyhine sloganlar atarak, terörü lanetledi. Şehit polisin cenazesi şehitlikte gözyaşı ve dualar arasında toprağa verildi.
Zeliha ve Cemal Ardıç çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü olan Kenan Ardıç’ın 2012 yılından bu yana Erzincan Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde görev yapıyordu. Diyarbakır’a 25 gün önce gönderilen Kenan Ardıç burada şehit düşerken, eşi İmran genç yaşta dul, 2 yaşındaki oğlu Egemen yetim kaldı.
DHA
2 Ocak 2016 Cumartesi
Dayakçı öz anneyle ilgili flaş gelişme!
Konya’da 4 ve 5 yaşlarındaki öz çocuklarını sürekli dövdüğü iddiasıyla yakınlarının şikayeti üzerine geçen perşembe günü gözaltına alınan, daha sonra serbest bırakılmasına rağmen dayak görüntüleri ortaya çıkan Havva K. hakkında flaş gelişme...
Hürriyet'te yer alan habere göre Konya'da 4 ve 5 yaşlarındaki öz çocuklarını sürekli dövdüğü iddiasıyla yakınlarının şikayeti üzerine geçen perşembe günü gözaltına alınan, daha sonra serbest bırakılmasına rağmen dayak görüntüleri ortaya çıkan Havva K., psikiyatri servisinde tedavi altına alındı. Dayak görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da harekete geçti ve çocuklar devlet korumasına alındı.
Olay, merkez Selçuklu İlçesi Yazır Mahallesi’nde meydana geldi. Yakınları, 2 yıl önce 2 çocuğunun babası olan nikahsız eşinden ayrılan Havva K., çocukları 5 yaşındaki Ş.A. ve 4 yaşındaki M.A.’yı sürekli dövdüğü iddiasıyla yakınları tarafından polise ihbar edildi.
Havva K., geçen Perşembe günü gözaltına alınırken polisteki ifadesinde, "Oğlum itince yere düştü. Başını yere vurdu. Alnındaki kızarıklıklar da bu nedenle oluştu" dedi. Havva K., savcının talimatıyla serbest bırakıldı.
DAYAK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Havva K., çocuklarıyla birlikte evine dönünce yakınlarının gizlice çektiği dayak görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Havva K.’nın, kanepenin üzerine yatırdığı oğlu Ş.A.'nın ’Öl, geber’ diye bağırarak göğsüne ve karnına yumruk attığı, bir yakının araya girmesine karşın dövmeye devam ettiği, bir ara kırılan tırnağını kontrol ettikten sonra dövmeye devam ettiği görüldü.
Yine bir başka görüntüde, Havva K.’nın elinde sopayla oğlu Ş.A.’nın ayaklarına vurduğu, "Yeter, yeter. Ben bıktım. ’Sus’ diyorum. Bir ses duyayım. Bunu ağzına sokarım. Arabanın altında kalırsın inşallah. Mutlu olurum. Elime kına yakarım. Sen benim başımın belasısın. Ağlama çarparım bak" dediği de ortaya çıktı.
ÇOCUKLAR KORUMA ALTINA ALINDI
Bu görüntülerin ortaya çıkmasının ardından savcılık dün serbest bıraktığı Havva K. hakkında işkence suçlamasıyla yeniden soruşturma başlattı. Havva K.’nin oğlu Ş.A.’yı dövdüğü ana ait olan ve yakınları tarafından çekilen görüntülerin medyada yayınlanması ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada dayak yiyen 5 yaşındaki Ş.A. ve 4 yaşındaki M.A., devlet korumasına alındığı bildirildi.
PSİKİYATRİ SERVİSİNE YATIRILDI
İşkence görüntülerinin ardından savcılık tarafından hakkında işkence suçundan yeniden soruşturma açılan Havva K. da dün polis tarafından evinde gözaltına alındı.
Havva K. polis eşliğinde ambulansla Numune Hastanesi Psikiyatri servisine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan annenin bir süre hastanede yatacağı öğrenildi.
Ayrıca Havva K.’ya ilaç tedavisi uygulandığı belirtilirken, annenin daha önceden de herhangi bir psikolojik sorunu olduğu yönünde bir raporunun bulunmadığı belirtildi.
Olayla ilgili adli sürecinde doktorlar tarafından Havva K.’ye konulacak teşhise göre şekilleneceği ifade edildi.
Hürriyet'te yer alan habere göre Konya'da 4 ve 5 yaşlarındaki öz çocuklarını sürekli dövdüğü iddiasıyla yakınlarının şikayeti üzerine geçen perşembe günü gözaltına alınan, daha sonra serbest bırakılmasına rağmen dayak görüntüleri ortaya çıkan Havva K., psikiyatri servisinde tedavi altına alındı. Dayak görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da harekete geçti ve çocuklar devlet korumasına alındı.
Olay, merkez Selçuklu İlçesi Yazır Mahallesi’nde meydana geldi. Yakınları, 2 yıl önce 2 çocuğunun babası olan nikahsız eşinden ayrılan Havva K., çocukları 5 yaşındaki Ş.A. ve 4 yaşındaki M.A.’yı sürekli dövdüğü iddiasıyla yakınları tarafından polise ihbar edildi.
Havva K., geçen Perşembe günü gözaltına alınırken polisteki ifadesinde, "Oğlum itince yere düştü. Başını yere vurdu. Alnındaki kızarıklıklar da bu nedenle oluştu" dedi. Havva K., savcının talimatıyla serbest bırakıldı.
DAYAK GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Havva K., çocuklarıyla birlikte evine dönünce yakınlarının gizlice çektiği dayak görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Havva K.’nın, kanepenin üzerine yatırdığı oğlu Ş.A.'nın ’Öl, geber’ diye bağırarak göğsüne ve karnına yumruk attığı, bir yakının araya girmesine karşın dövmeye devam ettiği, bir ara kırılan tırnağını kontrol ettikten sonra dövmeye devam ettiği görüldü.
Yine bir başka görüntüde, Havva K.’nın elinde sopayla oğlu Ş.A.’nın ayaklarına vurduğu, "Yeter, yeter. Ben bıktım. ’Sus’ diyorum. Bir ses duyayım. Bunu ağzına sokarım. Arabanın altında kalırsın inşallah. Mutlu olurum. Elime kına yakarım. Sen benim başımın belasısın. Ağlama çarparım bak" dediği de ortaya çıktı.
ÇOCUKLAR KORUMA ALTINA ALINDI
Bu görüntülerin ortaya çıkmasının ardından savcılık dün serbest bıraktığı Havva K. hakkında işkence suçlamasıyla yeniden soruşturma başlattı. Havva K.’nin oğlu Ş.A.’yı dövdüğü ana ait olan ve yakınları tarafından çekilen görüntülerin medyada yayınlanması ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada dayak yiyen 5 yaşındaki Ş.A. ve 4 yaşındaki M.A., devlet korumasına alındığı bildirildi.
PSİKİYATRİ SERVİSİNE YATIRILDI
İşkence görüntülerinin ardından savcılık tarafından hakkında işkence suçundan yeniden soruşturma açılan Havva K. da dün polis tarafından evinde gözaltına alındı.
Havva K. polis eşliğinde ambulansla Numune Hastanesi Psikiyatri servisine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan annenin bir süre hastanede yatacağı öğrenildi.
Ayrıca Havva K.’ya ilaç tedavisi uygulandığı belirtilirken, annenin daha önceden de herhangi bir psikolojik sorunu olduğu yönünde bir raporunun bulunmadığı belirtildi.
Olayla ilgili adli sürecinde doktorlar tarafından Havva K.’ye konulacak teşhise göre şekilleneceği ifade edildi.
Çocuğunun üstüne oturdu öldürdü
ABD’nin Florida eyaletinde 120 kiloluk bir baba çocuğunun üstüne oturarak ölümüne sebep oldu.
İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, Noel gecesi kız arkadaşıyla video oyunu oynayan James Dearman isimli adam, uyumak istemeyen 6 yaşındaki oğlunu üstüne oturarak öldürdü.
Ölen çocuğun yedi yaşındaki kardeşi polislere olayı anlatırken, “Babam onu ezince öldü” dedi.
Polisten edinilen bilgiye göre Dearman ve kız arkadaşı çocuklara yatağa gitmelerini söyledi. Ancak çocuklar yatmayınca Dearman sinirlendi ve iki çocuğa duvara yüzlerini dönerek beklemeleri söyledi.
Dearman, küçük çocuğun verilen cezayı dinlemeyip video oyununu izlediğini fark edince olanlar oldu.
120 kilo ağırlığındaki adam oğlunu vücuduyla koltuğa sıkıştırdı. Çocuğun çığlık atarak nefes alamadığını söylemesine rağmen baba oyununa devam etti.
Bir süre sonra çocuğun öldüğünü fark eden Dearman ve sevgilisi acil yardım hattını aradı.
Dearman taksirle ölüme sebebiyet vermekten suçlanıyor. (hürriyet.com.tr)
İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, Noel gecesi kız arkadaşıyla video oyunu oynayan James Dearman isimli adam, uyumak istemeyen 6 yaşındaki oğlunu üstüne oturarak öldürdü.
Ölen çocuğun yedi yaşındaki kardeşi polislere olayı anlatırken, “Babam onu ezince öldü” dedi.
Polisten edinilen bilgiye göre Dearman ve kız arkadaşı çocuklara yatağa gitmelerini söyledi. Ancak çocuklar yatmayınca Dearman sinirlendi ve iki çocuğa duvara yüzlerini dönerek beklemeleri söyledi.
Dearman, küçük çocuğun verilen cezayı dinlemeyip video oyununu izlediğini fark edince olanlar oldu.
120 kilo ağırlığındaki adam oğlunu vücuduyla koltuğa sıkıştırdı. Çocuğun çığlık atarak nefes alamadığını söylemesine rağmen baba oyununa devam etti.
Bir süre sonra çocuğun öldüğünü fark eden Dearman ve sevgilisi acil yardım hattını aradı.
Dearman taksirle ölüme sebebiyet vermekten suçlanıyor. (hürriyet.com.tr)
Star: Türkmenler ağlarken Hatay tepindi
Star gazetesi, Hadise'nin yılbaşı konserini organize eden Hatay Belediyesi'ni eleştirdi, CHP'li belediyeleri hedef gösterdi.
Star'ın "Türkmenler ağlarken Hatay tepindi" başlıklı haberinde "Türkiye 2016’ya, Üstad Necip Fazıl’ın ‘Canım İstanbul’undaki ‘Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet’ mısrasını hatırlatan bir tabloyla girdi.
TSK şehitlere saygı için yılbaşı kutlamalarını iptal ederken CHP’li Hatay Belediyesi 1 milyon lira harcayıp şarkıcı Hadise ile yeni yıl konseri düzenledi" dendi.
Star'daki haber şöyle:
Sınırın hemen yanı başında her gün insanlar açlık ve savaştan ölürken Hatay Belediyesi, halkın parasıyla Hadise’yi sahneye çıkardı.
Türkiye 2016’ya, Üstad Necip Fazıl’ın ‘Canım İstanbul’undaki ‘Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet’ mısrasını hatırlatan bir tabloyla girdi. TSK şehitlere saygı için yılbaşı kutlamalarını iptal ederken CHP’li Hatay Belediyesi 1 milyon lira harcayıp şarkıcı Hadise ile yeni yıl konseri düzenledi. Sınırın hemen yanı başında her gün yüzlerce Suriyeli açlıktan ve savaştan ölürken Hatay Belediyesi’nin yılbaşı eğlencesine fakir halkın parasını dökmesi büyük tepki topladı.
20 BİN EURO’YA UÇAK
İstanbul’daki CHP’li Beşiktaş Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yılbaşı eğlenceleri de Hatay’ı aratmadı. Hadise’nin yeni yıl için Azerbaycan’da planladığı konser yaşanan ekonomik kriz nedeniyle iptal olmuş daha sonra Hatay Belediyesi ile anlaşmıştı. Ünlü şarkıcının bu konsere 20 bin Euro’ya kiraladığı özel uçakla gidip gelmesi de dikkat çekti. (medyafaresi.com.tr)
IŞİD'in öldürdüğü Elif, bakın ne yapıyormuş
FRANSA’nın başkenti Paris’te, IŞİD’in düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren 129 kişiden birisi olan Türk kızı Elif Doğan ile ilgili yasal prosedürler sürdürülürken, banka kayıtlarındaki bir gerçek ortaya çıktı.
2 bin Euro maaş alan Elif’in, bunun 4’te biri olan 500 Euro’yu, her ay Senegal’de üniversite eğitimi gören 3 Müslüman öğrenciye gönderdiği belirlendi. Müslümanlar adına hareket ettiğini ileri süren IŞİD militanlarının öldürdüğü Elif’le ilgili bu gerçek, ailesine hüzünlü gurur yaşattı. İzmir’de oturan baba Kemal Doğan, Fransa’nın kızı için vereceği tazminatı da, yine burs olarak yoksul öğrencilere dağıtacaklarını açıkladı.
Paris’te geçen 14 Kasım’da IŞİD militanlarının düzenlediği 3 ayrı saldırıda 129 kişi yaşamını yitirdi, 352 kişi de yaralandı. Paris’teki saldırıda Türk asıllı Belçika vatandaşı Elif Doğan da erkek arkadaşıyla birlikte kafeteryada oturduğu sırada öldü.
Elif Doğan’ın ailesi, acı haberi bir yıl önce yerleştikleri İzmir’de aldı. Uzun süre ulaşamadıkları kızlarının ölüm haberini alan aile, Paris’e gidip Elif’in cenazesini teslim aldı. Elif Doğan, Belçika’nın Liege kentinde Centre Funeraire De Robermont’ta bulunan Les Roses salonundaki cenaze töreninden sonra aynı kentteki Müslüman mezarlığında toprağa verildi.
BANKA KAYITLARINDAKİ GERÇEK
Elif Doğan’ın varisleri durumundaki babası Kemal Doğan ve ailesi, cenaze töreni sonrasında savcılıkta yasal işlemlerini de başlattı.
Kızları Elif’in, banka hesap bilgilerini alan ailesi, bu sırada öğrendikleri gerçekle şaşkına döndü. Müslümanlar adına yapıldığı ileri sürülen saldırıda hayatını kaybeden Elif’in, çalıştığı şirketten aldığı 2 bin Euro’luk maaşının 4’te biri olan 500 Euro’yu, her ay düzenli olarak Senegal’de üniversite eğitimi alan 3 Müslüman öğrenciye eğitim bursu olarak gönderdiği ortaya çıktı.
TAZMİNAT DA ÖĞRENCİLERE BURS OLACAK
Lise yıllarında da Senegal’e gidip çeşitli kurumlar adına burada Fransızca dersleri veren Elif’in bu yardımlarından habersiz olan ailesi, teröre kurban verdikleri kızlarıyla ilgili bu gerçek karşısında üzüntü ve buruk gururu bir arada yaşadı.
Henüz kesin olarak açıklanmamakla birlikte Fransa’nın terör saldırılarında hayatını kaybeden kişiler için 30 bin euro tazminat vereceği ifade edildi. Baba Kemal Doğan, ailesiyle konuşup bu tazminatı da ihtiyacı olan öğrencilere kızı adına burs olarak dağıtmaya karar verdi.
Aile ayrıca, kızlarının Belçika’daki arkadaşları aracılığıyla da vakıf kuracak. Kurulacak vakfın da yine Elif Doğan adına, burs faaliyetlerini yürütmesinin planlandığı kaydedildi.
(Hürriyet)
Üç parti vekillik teklif etti, ağlayacaktım
Ekranların fenomen ismi Halit Kıvanç, Hürriyet'ten İpek Özbey ile buluştu merak edilenleri yanıtladı. İşte Halit Kıvanç'ın İpek Özbey'e verdiği o röportaj...
Konuşmaktan yorulmadınız mı?
Konuşmayı çok seviyorum. Babam orta, annem az konuşurdu. Benim içimde varmış. Çok erken konuşmuşum. Komşular “Aaa konuştu” deyince susmuşum. Sonra biri elinde kanaryayla gelmiş, “Kanarya suyunu içerse konuşur” demişler.
Konuşmayı çok seviyorum. Babam orta, annem az konuşurdu. Benim içimde varmış. Çok erken konuşmuşum. Komşular “Aaa konuştu” deyince susmuşum. Sonra biri elinde kanaryayla gelmiş, “Kanarya suyunu içerse konuşur” demişler.
Altan Erbulak size takılırmış, “Şimdi ötmeyen kanaryalara Halit’in suyunu içiriyorlar” dermiş.
Çok takılırdı. Bir gün arkadaşlarımıza bir seyahatimizden bahsediyor: Radyoyu kapattım, Halit’i açtım diye...
Çok takılırdı. Bir gün arkadaşlarımıza bir seyahatimizden bahsediyor: Radyoyu kapattım, Halit’i açtım diye...
Televizyon işi zor iş. Bir parlarsın, bir sönersin. Adın üç günde silinebilir. Siz nasıl bu kadar yıl ayakta kaldınız?
Ben kimseyle alay etmedim. Elinde mikrofon var diye kimseyi kırmayacaksın. Doğruyu, güzeli vereceksin insanlara, onu paylaşacaksın. Sunacağın kişinin adını bile unutsan, durumu kurtarmak için nezaketi elden bırakmayacaksın.
Ben kimseyle alay etmedim. Elinde mikrofon var diye kimseyi kırmayacaksın. Doğruyu, güzeli vereceksin insanlara, onu paylaşacaksın. Sunacağın kişinin adını bile unutsan, durumu kurtarmak için nezaketi elden bırakmayacaksın.
Yoksa böyle bir şey oldu mu, kimin ismini unuttunuz, ne olur anlatın?
Ebru Gündeş yeni çıkmış ve konseri var. Bir yerde onu sunmam gerekiyor. Günler öncesinden bütün sokaklara afişi asılmış. Sahneye çıktım, karşımda binlerce kişi. O ana kadar hiç olmamış bir şey geldi başıma. Kimi sunacaktım ben, isim gidiverdi aklımdan.
Ebru Gündeş yeni çıkmış ve konseri var. Bir yerde onu sunmam gerekiyor. Günler öncesinden bütün sokaklara afişi asılmış. Sahneye çıktım, karşımda binlerce kişi. O ana kadar hiç olmamış bir şey geldi başıma. Kimi sunacaktım ben, isim gidiverdi aklımdan.
Ne yaptınız?
“Sakin ol Halit” dedim. “Hiç merak etme, bunun altından kalkarsın...” Seyirciye döndüm, “Sevgili seyirciler, şimdi karşınıza, yarınlarda hep alkışlayacağımız bir genç kızımız geliyor. Güzel sesli güzel kızımız... Hadi siz söyleyin, kim geliyor, kim geliyor” diye bağırdım. Bütün salon aynı anda “Ebru Gündeş” diye ismini söyledi. Konser bitti, Ebru Gündeş ile orada tanışmıştık. “Çok güzeldi beni sunuşunuz” dedi. Aradan birkaç ay geçti, yine bir konser var, kadrosunda da birçok sanatçıyla beraber Ebru Gündeş. Bu kez sakin sakin, “Kısa zamanda büyük isim yapan Ebru Gündeş geliyor sahneye” dedim. Konserden sonra Ebru sitem etti: “Halit Abi niye o günkü gibi anons etmedin beni” diye sordu: “Eeee ismini unutmadım da ondan” dedim. Tabii şaka yaptığımı zannetti. İnanmadı unuttuğuma...
“Sakin ol Halit” dedim. “Hiç merak etme, bunun altından kalkarsın...” Seyirciye döndüm, “Sevgili seyirciler, şimdi karşınıza, yarınlarda hep alkışlayacağımız bir genç kızımız geliyor. Güzel sesli güzel kızımız... Hadi siz söyleyin, kim geliyor, kim geliyor” diye bağırdım. Bütün salon aynı anda “Ebru Gündeş” diye ismini söyledi. Konser bitti, Ebru Gündeş ile orada tanışmıştık. “Çok güzeldi beni sunuşunuz” dedi. Aradan birkaç ay geçti, yine bir konser var, kadrosunda da birçok sanatçıyla beraber Ebru Gündeş. Bu kez sakin sakin, “Kısa zamanda büyük isim yapan Ebru Gündeş geliyor sahneye” dedim. Konserden sonra Ebru sitem etti: “Halit Abi niye o günkü gibi anons etmedin beni” diye sordu: “Eeee ismini unutmadım da ondan” dedim. Tabii şaka yaptığımı zannetti. İnanmadı unuttuğuma...
Ne isteseler sunar mıydınız? Yoksa ‘asla’larınız var mıydı?
Benim için para hiçbir zaman bir şey ifade etmez. Bana şunu verelim, çık şunu konuş dediklerinde yapmadığım oldu.
Benim için para hiçbir zaman bir şey ifade etmez. Bana şunu verelim, çık şunu konuş dediklerinde yapmadığım oldu.
Neydi kırmızı çizginiz?
Hiçbir zaman politikayı sevmedim. Politik tartışmaların içine de girmedim.
Hiçbir zaman politikayı sevmedim. Politik tartışmaların içine de girmedim.
Neden sevmediniz?
Siyasette bazı fikirlere inanmadan inanmak zorundasınız. İşin içine politika girdiği zaman insanlarda kayıplar oluyor. Ben memleketime hizmet etmek için insanları güldürmek istedim. Yarışmalarda para dağıtmaktan çok mutlu oldum.
Siyasette bazı fikirlere inanmadan inanmak zorundasınız. İşin içine politika girdiği zaman insanlarda kayıplar oluyor. Ben memleketime hizmet etmek için insanları güldürmek istedim. Yarışmalarda para dağıtmaktan çok mutlu oldum.
Kesin milletvekilliği teklifi gelmiştir...
İçimi acıtan bir olaydır o. Bir dönem üç parti aynı anda milletvekilliği teklif etti. Neredeyse ağlayacaktım. Üçü de “Sen bizdensin” diyor. Üçünün de fikirleri ayrı. Görüşleri ayrı. Oturdum, gözümde yaşla düşünmeye başladım, “Ben bu kadar mı sahtekârım, herkes bizdensin diyor...”
İçimi acıtan bir olaydır o. Bir dönem üç parti aynı anda milletvekilliği teklif etti. Neredeyse ağlayacaktım. Üçü de “Sen bizdensin” diyor. Üçünün de fikirleri ayrı. Görüşleri ayrı. Oturdum, gözümde yaşla düşünmeye başladım, “Ben bu kadar mı sahtekârım, herkes bizdensin diyor...”
Siz ne kadar politikadan uzaksanız oğlunuz yazar Ümit Kıvanç o kadar içinde. Onu da uzak tutmaya çalıştığınız oldu mu?
O ilkelerini kendisi koydu. Yazmak, çizmek, memleket sorunları hakkında hizmet etmeye inandı.
O ilkelerini kendisi koydu. Yazmak, çizmek, memleket sorunları hakkında hizmet etmeye inandı.
90 yaşındasınız. Dünya hızla değişiyor. Bu değişimde sizin canınızı acıtan şeyler oluyor mu?
İnsanların değişmesinden şikâyetçiyim. Para uğruna ‘inanıyormuş gibi’ yapmalarından... Para insanları çok çabuk değiştiriyor. Ve maalesef kötü yönde değiştiriyor.
İnsanların değişmesinden şikâyetçiyim. Para uğruna ‘inanıyormuş gibi’ yapmalarından... Para insanları çok çabuk değiştiriyor. Ve maalesef kötü yönde değiştiriyor.
Erkekler tacizci kadınlardan şikayetçi
Suudi Arabistan'da bir alışveriş merkezinde erkekler, kadınların kendilerine laf atmasından ve taciz etmesinden şikayetçi oldu.
Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki en büyük alışveriş merkezlerinden birinde, erkekler, kadınların kendilerine laf atmasından ve taciz etmesinden şikayetçi oldu. Erkekler, kadınların kendilerini takip ettiğini aktardı.
Independent’ın haberine göre, bugünde kadar ismi verilmeyen alışveriş merkezinde 16 kez kadınların erkeklere taciz ettiği vakalar yaşandı. Alışveriş merkezinin güvenlik kamerasının da erkeklerin iddialarını doğruladığını belirten yetkililer, videoların inceleme için polise verildiğini aktardı.Saudi Gazette, erkeklerin “toplumda damgalanmamak için” resmi olarak şikayetçi olmadığını kaydetti. Gazetenin röportaj yaptığı erkekler, çözümün, “kadınlara daha da sert cezalar vermek” olduğunu söyledi. Radikal
Kocası yemek masasında kalp krizinden, karısı kapıda donarak öldü
Yeni yılın belki de en acı haberi Sakarya'dan geldi... Geyve İlçesi’nde 80 yaşındaki Süleyman Gökmen evinde yemek masasında kalp krizi geçirerek, 79 yaşındaki eşi Nuriye Gökmen ise evinin dış kapısının önünde donarak öldü.
Orhaniye Mahallesi’nde yerleşim alanının uzağındaki tek katlı evlerinde yaşayan Gökmen çiftinin evine akşam saatlerinde gelen komşuları Nuriye Gökmen’in kapının önündeki cesediyle karşılaşınca içeri girdiler.
Komşuları, Süleyman Korkmaz’ı ise yemek masasının başında ölmüş olarak buldular. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri yaptıkları ilk incelemede Süleyman Gökmen’in yemek yerken kalp krizi geçirdiğini, eşi Nuriye Gökmen’in ise yardım istemek için dışarı çıktığı sırada heyecandan fenalaşıp dış kapının önünde yere düştüğünü, burada donarak öldüğünü belirledi.
Geyve Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. DHA
Orhaniye Mahallesi’nde yerleşim alanının uzağındaki tek katlı evlerinde yaşayan Gökmen çiftinin evine akşam saatlerinde gelen komşuları Nuriye Gökmen’in kapının önündeki cesediyle karşılaşınca içeri girdiler.
Komşuları, Süleyman Korkmaz’ı ise yemek masasının başında ölmüş olarak buldular. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri yaptıkları ilk incelemede Süleyman Gökmen’in yemek yerken kalp krizi geçirdiğini, eşi Nuriye Gökmen’in ise yardım istemek için dışarı çıktığı sırada heyecandan fenalaşıp dış kapının önünde yere düştüğünü, burada donarak öldüğünü belirledi.
Geyve Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)