Hükümet programında da yer bulan bu uygulama ile gençlerin sanatsal, sportif alanda kariyer yapabilmesinin desteklenmesi, genç yönetmen, yazar ve sporcuların yetiştirilebilmesi amaçlanıyor.
Takvim'den Burcu Çalık'ın haberine göre Kültür Bakanlığı, yakın zamanda başlatacağı GENÇDES uygulaması ile ilk kez film çekecek, kitap yazacak veya sportif faaliyetlerde bulunacak gençlere yönelik proje bazlı karşılıksız destek sağlayacak.
Hükümet programında da yer bulan bu uygulama ile gençlerin sanatsal, sportif alanda kariyer yapabilmesinin desteklenmesi, genç yönetmen, yazar ve sporcuların yetiştirilebilmesi amaçlanıyor.
10 Ocak 2016 Pazar
Anne-babaya büyük müjde!
Torba kanun tasarısıyla, ‘2016 Eylem Planı’ kapsamında Meclis’e gelen kanun tasarısında, kadınların işgücüne katılımlarını artırmak noktasında önem taşıyan düzenlemeler yer alıyor.
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın bugünkü yazısı...
HEM ANNEYE HEM BABAYA PART-TIME ÇALIŞMA GELİYOR
Torba kanun tasarısıyla, ‘2016 Eylem Planı’ kapsamında Meclis’e gelen kanun tasarısında, kadınların işgücüne katılımlarını artırmak noktasında önem taşıyan düzenlemeler yer alıyor.
Özel sektörde çalışan kadınlar için son derece önemli olan yeni düzenlemelerden ilki, her doğumda altı aya kadar haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenecek olması. Bu uygulamayla, doğum yapan işçi ücretsiz izin almak yerine ücretsiz izin süresi kadar part-time çalışmış ve yarı çalışma ödeneği almış olacak. Yarım çalışma ödeneği günlük, 46.2 TL. Ancak düzenlemeden tüm işçi kadınlar yararlanamayacak.
Prim şartı
Kadın işçinin bu haktan yararlanabilmesi için doğumdan önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi yatırılması gerekiyor. Ayrıca doğum sonrasında analık izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ‘doğum sonrası yarım çalışma belgesi’ ile başvuruda bulunması da şart.
Tasarıyla analık izni ve part-time çalışma sonrasında çocuk okul çağına gelene kadar ebeveynlere İş Kanunu’nda düzenlenmiş olan kısmi süreli çalışma hakkı tanınıyor. Bununla birlikte, tasarıda söz konusu durumun işveren tarafından işten çıkarma nedeni olarak kullanılmaması için de bir düzenleme mevcut. Buna göre, çalışan anne ya da babanın çocuğu okula yaşına gelene kadar kısmi süreli çalışma hakkını kullanması, iş sözleşmesinin feshinde geçerli bir neden oluşturmayacak.
Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay ve sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle mali ve sosyal haklarında herhangi bir kayıp olmaksızın günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkanının tanınıyor. Çoğul doğumlarda söz konusu süreye birer ay eklenecek ve bebeğin engelli doğması durumunda da süre 12 ay olarak uygulanacak. Bu düzenlemeyle memur kadınlar, özel sektörde çalışan hemcinslerine göre önemli avantaj kazanacak.
Erken doğumda izin
Kamuda çalışan kadınların doğum öncesi analık izninin başlamasından önce doğum yapmaları halinde, söz konusu sürenin doğum sonrası analık iznine eklenmesi. Böyle bir durumda, mevcut düzenlemeye göre kadın çalışanın örneğin normalden 10 hafta önce doğum yapması halinde, doğum sonrası izne 8 hafta ekleniyor. Tasarının yasalaşması halinde ise doğum öncesindeki sekiz haftadan daha erken gerçekleşen doğumlarda, aradaki süre de doğum sonrası izne ilave edilecek.
Yarım zamana yarım maaş
Doğum sonrası yarım zamanlı çalışma hakkından yararlanacak memurların mali hakları ve sosyal yardımlara ilişkin kazançları ise yarı yarıya ödenecek. Bunun yanında, derece yükselmesi ve kademe ilerlemesine esas olan hizmet süreleri de yarım olarak dikkate alınacak.
Babalara da doğum izni
Tasarıyla 657 sayılı Devlet memurları Kanunu’na da doğum sonrası yarım zamanlı çalışmaya ilişkin düzenlemeler getiriliyor. Üstelik, söz konusu düzenlemeler kamuda çalışan anneyi de, babayı da etkileyecek. Bu kapsamda, doğum yapan kadın memur da, eşi doğum yapan erkek memur da çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar olan dönemde, haftalık çalışma saatlerinin, normal çalışma süresinin yarısı kadar düzenlenmesini talep edebilecek.
Özel istihdam mı devreye girecek?
Özel sektörde işverenlerin, doğum sonrasında kadınların part-time çalıştıkları dönemde ortaya çıkan personel ihtiyacını nasıl karşılayacakları merak konusu. Geçtiğimiz dönemde özel istihdam büroları aracılığıyla kurulacak geçici iş ilişkileri sayesinde çözüm sağlanabileceği yönünde tartışmalar gerçekleşmişti. Özellikle işçi sendikalarının ciddi çekinceleri var. Tasarıda yer almamakla birlikte, kadın çalışanların doğum sonrasında part-time çalıştıkları dönemde özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasıyla personel ihtiyacının karşılanması yoluna gidilebilir. Bu açıdan, tasarıya önümüzdeki günlerde özel istihdam bürolarına ilişkin düzenlemenin eklenmesi söz konusu olabilir.
(CEM KILIÇ / MİLLİYET)
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın bugünkü yazısı...
HEM ANNEYE HEM BABAYA PART-TIME ÇALIŞMA GELİYOR
Torba kanun tasarısıyla, ‘2016 Eylem Planı’ kapsamında Meclis’e gelen kanun tasarısında, kadınların işgücüne katılımlarını artırmak noktasında önem taşıyan düzenlemeler yer alıyor.
Özel sektörde çalışan kadınlar için son derece önemli olan yeni düzenlemelerden ilki, her doğumda altı aya kadar haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum sonrası yarım çalışma ödeneği ödenecek olması. Bu uygulamayla, doğum yapan işçi ücretsiz izin almak yerine ücretsiz izin süresi kadar part-time çalışmış ve yarı çalışma ödeneği almış olacak. Yarım çalışma ödeneği günlük, 46.2 TL. Ancak düzenlemeden tüm işçi kadınlar yararlanamayacak.
Prim şartı
Kadın işçinin bu haktan yararlanabilmesi için doğumdan önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi yatırılması gerekiyor. Ayrıca doğum sonrasında analık izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ‘doğum sonrası yarım çalışma belgesi’ ile başvuruda bulunması da şart.
Tasarıyla analık izni ve part-time çalışma sonrasında çocuk okul çağına gelene kadar ebeveynlere İş Kanunu’nda düzenlenmiş olan kısmi süreli çalışma hakkı tanınıyor. Bununla birlikte, tasarıda söz konusu durumun işveren tarafından işten çıkarma nedeni olarak kullanılmaması için de bir düzenleme mevcut. Buna göre, çalışan anne ya da babanın çocuğu okula yaşına gelene kadar kısmi süreli çalışma hakkını kullanması, iş sözleşmesinin feshinde geçerli bir neden oluşturmayacak.
Kadın memurlara doğum yapmaları halinde analık izni sonrasında birinci doğumda 2 ay, ikinci doğumda 4 ay ve sonraki doğumlarda ise 6 ay süreyle mali ve sosyal haklarında herhangi bir kayıp olmaksızın günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkanının tanınıyor. Çoğul doğumlarda söz konusu süreye birer ay eklenecek ve bebeğin engelli doğması durumunda da süre 12 ay olarak uygulanacak. Bu düzenlemeyle memur kadınlar, özel sektörde çalışan hemcinslerine göre önemli avantaj kazanacak.
Erken doğumda izin
Kamuda çalışan kadınların doğum öncesi analık izninin başlamasından önce doğum yapmaları halinde, söz konusu sürenin doğum sonrası analık iznine eklenmesi. Böyle bir durumda, mevcut düzenlemeye göre kadın çalışanın örneğin normalden 10 hafta önce doğum yapması halinde, doğum sonrası izne 8 hafta ekleniyor. Tasarının yasalaşması halinde ise doğum öncesindeki sekiz haftadan daha erken gerçekleşen doğumlarda, aradaki süre de doğum sonrası izne ilave edilecek.
Yarım zamana yarım maaş
Doğum sonrası yarım zamanlı çalışma hakkından yararlanacak memurların mali hakları ve sosyal yardımlara ilişkin kazançları ise yarı yarıya ödenecek. Bunun yanında, derece yükselmesi ve kademe ilerlemesine esas olan hizmet süreleri de yarım olarak dikkate alınacak.
Babalara da doğum izni
Tasarıyla 657 sayılı Devlet memurları Kanunu’na da doğum sonrası yarım zamanlı çalışmaya ilişkin düzenlemeler getiriliyor. Üstelik, söz konusu düzenlemeler kamuda çalışan anneyi de, babayı da etkileyecek. Bu kapsamda, doğum yapan kadın memur da, eşi doğum yapan erkek memur da çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar olan dönemde, haftalık çalışma saatlerinin, normal çalışma süresinin yarısı kadar düzenlenmesini talep edebilecek.
Özel istihdam mı devreye girecek?
Özel sektörde işverenlerin, doğum sonrasında kadınların part-time çalıştıkları dönemde ortaya çıkan personel ihtiyacını nasıl karşılayacakları merak konusu. Geçtiğimiz dönemde özel istihdam büroları aracılığıyla kurulacak geçici iş ilişkileri sayesinde çözüm sağlanabileceği yönünde tartışmalar gerçekleşmişti. Özellikle işçi sendikalarının ciddi çekinceleri var. Tasarıda yer almamakla birlikte, kadın çalışanların doğum sonrasında part-time çalıştıkları dönemde özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasıyla personel ihtiyacının karşılanması yoluna gidilebilir. Bu açıdan, tasarıya önümüzdeki günlerde özel istihdam bürolarına ilişkin düzenlemenin eklenmesi söz konusu olabilir.
(CEM KILIÇ / MİLLİYET)
Devlet Bahçeli’den muhalefete rest
MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Kızılcahamam'da düzenlenen toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı.
Devlet Bahçeli, 12. Olağan Kongre sürecinin 9 Ekim 2016’da başlaması kararını aldıklarını belirterek, parti içi muhalefete “MHP’nin lüzumsuz bir şekilde 69 günden bu yana kamuoyunda sürdürülen tartışmalara son vermek, bazı çevrelerin bu hakkı kullanma yolundaki tahrik ve teşvikiyle yanlış yola sürüklenmeleri önlemek için bu kararı almıştır. Bu tüzüğe uygun bir karardır. MHP’nin kongre süreci 18 mart 2018’dir. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın, müracaatları halinde kabulü mümkün olmayacak. Yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Onun için önümüzdeki günlerde bizimle değil mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz” diye seslendi. Hürriyet
Devlet Bahçeli, 12. Olağan Kongre sürecinin 9 Ekim 2016’da başlaması kararını aldıklarını belirterek, parti içi muhalefete “MHP’nin lüzumsuz bir şekilde 69 günden bu yana kamuoyunda sürdürülen tartışmalara son vermek, bazı çevrelerin bu hakkı kullanma yolundaki tahrik ve teşvikiyle yanlış yola sürüklenmeleri önlemek için bu kararı almıştır. Bu tüzüğe uygun bir karardır. MHP’nin kongre süreci 18 mart 2018’dir. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu değildir. İmzayı kim ne kadar toplarsa toplasın, müracaatları halinde kabulü mümkün olmayacak. Yasal haklarını kullanma yolu da açık olacaktır. Onun için önümüzdeki günlerde bizimle değil mahkemelerle haklarını savunmalarını tavsiye ederiz” diye seslendi. Hürriyet
Rus uçaklarının varil bombalı saldırısı 70 can aldı
Rusya'ya ait uçakların Hatay'ın Reyhanlı ilçesine 45 kilometre uzaklıkta, Suriye muhaliflerinin kontrolündeki İdlib kentine bağlı Maarat el Numan kasabasında pazar yerine gerçekleştirdiği varil bombalı saldırıda ölenlerin sayısı 70'e yükseldi.
Rus uçaklarının attığı varil bombası ile bölgede 68 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Hatay'daki hastanelere getirilen yaralılardan ikisi de öldü. Saldırıda 133 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Muhalif çevrelerin verdiği bilgiye göre, dün saat 14.00 sıralarında Rusya'ya ait iki savaş uçağı kasabanın üzerinden uçarken, biri pazar yerine ve mahkeme binasına dört varil bombası attı. Söz konusu bina aynı zamanda cezaevi olarak kullanılıyordu. Saldırı sonrası yıkılan binaların altında kalanları çıkarmak için halk seferber oldu.
Ölenlerin çoğunun kadın ve çocuklar olduğu belirtilirken, bölgedeki hastanelere kaldırılan yaralılardan dokuzu Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'na getirildi. Buradan ambulanslarla Hatay'daki çeşitli hastanelerde götürülen yaralılardan ikisinin hayatını kaybettiği, iki kişinin ise sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.
Hatay'da ölen iki kişiyle birlikte ölü sayısının 70'e çıktığı belirtilirken, halen enkaz altında insanların bulunduğu, bu nedenle ölü ve yaralı sayısının artmasından endişe edildiği kaydedildi.
Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (DHA)
Rus uçaklarının attığı varil bombası ile bölgede 68 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Hatay'daki hastanelere getirilen yaralılardan ikisi de öldü. Saldırıda 133 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Muhalif çevrelerin verdiği bilgiye göre, dün saat 14.00 sıralarında Rusya'ya ait iki savaş uçağı kasabanın üzerinden uçarken, biri pazar yerine ve mahkeme binasına dört varil bombası attı. Söz konusu bina aynı zamanda cezaevi olarak kullanılıyordu. Saldırı sonrası yıkılan binaların altında kalanları çıkarmak için halk seferber oldu.
Ölenlerin çoğunun kadın ve çocuklar olduğu belirtilirken, bölgedeki hastanelere kaldırılan yaralılardan dokuzu Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'na getirildi. Buradan ambulanslarla Hatay'daki çeşitli hastanelerde götürülen yaralılardan ikisinin hayatını kaybettiği, iki kişinin ise sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.
Hatay'da ölen iki kişiyle birlikte ölü sayısının 70'e çıktığı belirtilirken, halen enkaz altında insanların bulunduğu, bu nedenle ölü ve yaralı sayısının artmasından endişe edildiği kaydedildi.
Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (DHA)
4 bin lira maaşlı sözleşmeli er alınacak
TSK, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda görev yapmak üzere 'sözleşmeli er' alımlarına başlıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, uzman asker ihtiyacını karşılamak için 2 bin 300 ile 4 bin TL arasında maaş imkanı ile sözleşmeli er alacak. İzmir ve çevre illerden sözleşmeli er olmak isteyenlerin her hafta çarşamba günü şahsen Bornova`daki 57. Topçu Tugayı`na başvurmaları istendi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde uzman asker ihtiyacını karşılamak üzere sözleşmeli er alınacağı açıklandı. İzmir ve çevre illerden sözleşmeli er olmak isteyenlerin her hafta çarşamba günü şahsen Bornova`daki 57`nci Topçu Tugayı`na başvurmaları istendi.
Askerlik hizmetine başlamamış, askerlik hizmetini tamamlamamış veya askerlik hizmetini erbaş veya er olarak tamamlayanlar ile diğer başvuru şartlarını taşıyan adayların bu imkanlardan yararlanabileceği bildirildi.
Ayrıca adayların, Bornova 57`nci Topçu Tugayı`na başvurarak dilekçe doldurması, nüfus cüzdanının aslı ile 2 fotokopisi, son mezun olunan okula ait diplomanın aslı ve bir fotokopisi, askerlik hizmetini bitiren adayların terhis belgesinin aslı ve fotokopisi, vesikalık 12 fotoğrafı, adli sicil kaydı ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması formu doldurması gerektiği kaydedildi. Adayların sözleşmeli er olarak atandığı birliğe göre ilk görev yılında ortalama 2 bin 300 ile 4 bin TL arasında maaş alacağı belirtildi. Adayların, başvurusunun kabul edilmeleri durumunda, ön sağlık muayenesi ve fiziki yeterlilik sınavından geçtikten sonra, sonuçları www.kkk.tsk.tr adresinden öğrenebileceği bildirildi.
Sözleşmeli erlerin Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde Türkiye`nin farklı noktalarındaki birliklerde görevlendirilecekleri vurgulandı. Adaylar, konuyla ilgili detaylı bilgileri www.kkk.tsk.tr internet adresinden veya 0 232 388 63 90 ve 388 10 09 (Dahili 1200) numaralı telefonlardan alabilecek. DHA
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, uzman asker ihtiyacını karşılamak için 2 bin 300 ile 4 bin TL arasında maaş imkanı ile sözleşmeli er alacak. İzmir ve çevre illerden sözleşmeli er olmak isteyenlerin her hafta çarşamba günü şahsen Bornova`daki 57. Topçu Tugayı`na başvurmaları istendi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde uzman asker ihtiyacını karşılamak üzere sözleşmeli er alınacağı açıklandı. İzmir ve çevre illerden sözleşmeli er olmak isteyenlerin her hafta çarşamba günü şahsen Bornova`daki 57`nci Topçu Tugayı`na başvurmaları istendi.
Askerlik hizmetine başlamamış, askerlik hizmetini tamamlamamış veya askerlik hizmetini erbaş veya er olarak tamamlayanlar ile diğer başvuru şartlarını taşıyan adayların bu imkanlardan yararlanabileceği bildirildi.
Ayrıca adayların, Bornova 57`nci Topçu Tugayı`na başvurarak dilekçe doldurması, nüfus cüzdanının aslı ile 2 fotokopisi, son mezun olunan okula ait diplomanın aslı ve bir fotokopisi, askerlik hizmetini bitiren adayların terhis belgesinin aslı ve fotokopisi, vesikalık 12 fotoğrafı, adli sicil kaydı ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması formu doldurması gerektiği kaydedildi. Adayların sözleşmeli er olarak atandığı birliğe göre ilk görev yılında ortalama 2 bin 300 ile 4 bin TL arasında maaş alacağı belirtildi. Adayların, başvurusunun kabul edilmeleri durumunda, ön sağlık muayenesi ve fiziki yeterlilik sınavından geçtikten sonra, sonuçları www.kkk.tsk.tr adresinden öğrenebileceği bildirildi.
Sözleşmeli erlerin Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde Türkiye`nin farklı noktalarındaki birliklerde görevlendirilecekleri vurgulandı. Adaylar, konuyla ilgili detaylı bilgileri www.kkk.tsk.tr internet adresinden veya 0 232 388 63 90 ve 388 10 09 (Dahili 1200) numaralı telefonlardan alabilecek. DHA
1 haftada 10 bin mülteci adalara geçti
Dünya 2016’ya da büyük insanlık trajedisiyle girdi. Yeni yılın ilk günlerinde Ege kıyıları sahile vurmuş insan bedenleriyle doldu.
Üzerine bir de kaçış yolunda gecenin bir vakti bindikleri otobüslerde geçirdikleri kazalarda hayatını kaybedenler eklendi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) kayıtlarına göre 2016’nın ilk haftasında 10 bin 154 göçmen Türkiye’den deniz yoluyla Yunan adalarına ulaştı. Ocak ayının ilk haftasının günlük ortalaması bin 694 olarak kayıtlara geçerken yeni yılın ilk gününde bile deniz durulmadı. 1 Ocak 2016’da dünya yeni yılı kutlarken 828 mülteci bindikleri tekne ve botlarla tehlikeli yolculuğu aşıp Yunan adalarına ulaştı. 2015’in son günü olan 31 Aralık’ta ise 948 göçmen çıktıkları zor yolculuk sonrası Avrupa’nın ilk basamağı olan Yunan sahillerine adım attı.
Bu verilere göre 6 Ocak 2015 ile 6 Ocak 2016 arasındaki bir yıllık süreçte toplam 861.354 mülteci Ege Denizi’ni geçerek Türkiye’den Yunan sahillerine vardı. Rekor denebilecek sayıya ise yine Midilli ulaştı. 2015’te 851 bin 319’e ulaşan toplam geçişin yüzde 70’i olan 500 bin 18 mültecinin giriş yaptığı Midilli’ye 2016’nın ilk haftasında da günde ortalama 970 kişi vardı. Onu 374 ile Sakız, 104’le Samos izledi. Hürriyet
Üzerine bir de kaçış yolunda gecenin bir vakti bindikleri otobüslerde geçirdikleri kazalarda hayatını kaybedenler eklendi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) kayıtlarına göre 2016’nın ilk haftasında 10 bin 154 göçmen Türkiye’den deniz yoluyla Yunan adalarına ulaştı. Ocak ayının ilk haftasının günlük ortalaması bin 694 olarak kayıtlara geçerken yeni yılın ilk gününde bile deniz durulmadı. 1 Ocak 2016’da dünya yeni yılı kutlarken 828 mülteci bindikleri tekne ve botlarla tehlikeli yolculuğu aşıp Yunan adalarına ulaştı. 2015’in son günü olan 31 Aralık’ta ise 948 göçmen çıktıkları zor yolculuk sonrası Avrupa’nın ilk basamağı olan Yunan sahillerine adım attı.
Bu verilere göre 6 Ocak 2015 ile 6 Ocak 2016 arasındaki bir yıllık süreçte toplam 861.354 mülteci Ege Denizi’ni geçerek Türkiye’den Yunan sahillerine vardı. Rekor denebilecek sayıya ise yine Midilli ulaştı. 2015’te 851 bin 319’e ulaşan toplam geçişin yüzde 70’i olan 500 bin 18 mültecinin giriş yaptığı Midilli’ye 2016’nın ilk haftasında da günde ortalama 970 kişi vardı. Onu 374 ile Sakız, 104’le Samos izledi. Hürriyet
Van’da çatışma: 1 polis şehit, 12 terörist öldürüldü
VAN’da çıkan çatışmada 1 polis şehit olurken, 12 terörist öldürüldü.
Güvenlik güçleri Van-Edremit karayolu üzerindeki Kocaeli Parkı karşısındaki eve dün gece bir grup PKK’lının girdiğini belirledi. Bunun üzerine operasyon başlatıldı.
Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat timlerinin de katıldığı operasyonda evdeki teröristler ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Çıkan çatışmada 1 polis memuru şehit düşerken, 12 terörist te öldürüldü.
Çatışmada yaralanan 2 polis memuru hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Yetkililer, bölgede operasyonun tamamlanması ardından açıklama yapılacağını bildirdi. DHA
Güvenlik güçleri Van-Edremit karayolu üzerindeki Kocaeli Parkı karşısındaki eve dün gece bir grup PKK’lının girdiğini belirledi. Bunun üzerine operasyon başlatıldı.
Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat timlerinin de katıldığı operasyonda evdeki teröristler ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Çıkan çatışmada 1 polis memuru şehit düşerken, 12 terörist te öldürüldü.
Çatışmada yaralanan 2 polis memuru hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Yetkililer, bölgede operasyonun tamamlanması ardından açıklama yapılacağını bildirdi. DHA
İstanbul'da domuz gribi alarmı! 3 kişi öldü
Domuz gribi belirtileriyle Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Sabri Ö.'nün önceki gün hayatını kaybetmesinin ardından aynı hastanede tedavi gören Remziye T. ve Mustafa C.A. da dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Ölü sayısı 3'e yükselirken 44 yaşındaki Volkan B.'nin ise tedavisi devam ediyor. Domuz gribi şüphesiyle Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran 3 kişi de tedavi altına alındı.
Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine 10 gün önce solunum yolları enfeksiyonu ve yüksek ateş şikayetiyle başvuran 57 yaşındaki Sabri Ö. domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındı.
Sabri Ö. dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.46 yaşındaki Remziye T. adlı kadın ise 6 Ocak akşamı yüksek ateş ve nefes darlığı şikayetiyle Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne başvurdu. 39.1 derece ateşle hastaneye gelen Remziye T.'de ilk belirlemelere göre domuz gribi belirtilerine rastlandı. Durumu ağır olan Remziye T'nin tahlilleri Ankara'ya gönderildi.
Remziye T. Acil Servisteki yoğun bakım ünitesine alındı. Remziye T.'nin ardından 87 yaşındaki Mustafa C.A. da aynı şikayetle hastaneye başvurdu. Domuz gribi belirtileri görülen Mustafa C.A. da Acil Servisteki yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Durumları kötüleşen Mustafa C.A. dün akşam saat 20.00 sıralarında, Remziye T.'de saat 23.00 sırlarında hayatını kaybetti. Böylelikle hastanede ölü sayısı 3'e yükseldi.
BİR KİŞİNİN TEDAVİSİ DEVAM EDİYOR
44 yaşındaki Volkan B.'nin ise tedavisi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ana binasındaki yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ediyor.
BAKIRKÖY'DE 3 KİŞİ TEDAVİ ALTINDA
Solunum yolları enfeksiyonu ve yüksek ateş şikayetiyle dün gün içinde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne gelen 3 kişi, domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındı. 3 hastanın bulunduğu bölüm karantinaya alınırken personele, hasta ve hasta yakınlarına maske dağıtıldı. Domuz gribi şüphesi taşıyan hastaların tetkikleri devam ediyor. DHA
Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine 10 gün önce solunum yolları enfeksiyonu ve yüksek ateş şikayetiyle başvuran 57 yaşındaki Sabri Ö. domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındı.
Sabri Ö. dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.46 yaşındaki Remziye T. adlı kadın ise 6 Ocak akşamı yüksek ateş ve nefes darlığı şikayetiyle Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne başvurdu. 39.1 derece ateşle hastaneye gelen Remziye T.'de ilk belirlemelere göre domuz gribi belirtilerine rastlandı. Durumu ağır olan Remziye T'nin tahlilleri Ankara'ya gönderildi.
Remziye T. Acil Servisteki yoğun bakım ünitesine alındı. Remziye T.'nin ardından 87 yaşındaki Mustafa C.A. da aynı şikayetle hastaneye başvurdu. Domuz gribi belirtileri görülen Mustafa C.A. da Acil Servisteki yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Durumları kötüleşen Mustafa C.A. dün akşam saat 20.00 sıralarında, Remziye T.'de saat 23.00 sırlarında hayatını kaybetti. Böylelikle hastanede ölü sayısı 3'e yükseldi.
BİR KİŞİNİN TEDAVİSİ DEVAM EDİYOR
44 yaşındaki Volkan B.'nin ise tedavisi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ana binasındaki yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ediyor.
BAKIRKÖY'DE 3 KİŞİ TEDAVİ ALTINDA
Solunum yolları enfeksiyonu ve yüksek ateş şikayetiyle dün gün içinde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne gelen 3 kişi, domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındı. 3 hastanın bulunduğu bölüm karantinaya alınırken personele, hasta ve hasta yakınlarına maske dağıtıldı. Domuz gribi şüphesi taşıyan hastaların tetkikleri devam ediyor. DHA
9 Ocak 2016 Cumartesi
Madaya'da 'açlık savaşı' sürüyor!
Suriye’de rejim güçleri ve Hizbullah örgütünün 7 aydır kuşatma altında tuttuğu Şam kırsalındaki madaya bölgesinde açlıktan 23 kişinin öldüğü açıklandı.
Habertürk'te yer alan habere göre Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü, Suriye’de rejim güçleri ve Hizbullah’ın temmuz ayından beri kuşatma altında tuttuğu Lübnan sınırına yakın Madaya kasabasında 23 kişinin açlıktan öldüğünü açıkladı. Örgüt, bölgede muhaliflerin denetimindeki Madaya’dan çıkışlara izin verilmediğini ve 42 bin kişinin açlıkla boğuştuğunu açıklamıştı.
Birleşmiş Milletler ise önceki gün Esad rejiminin bölgeye tıbbi malzeme ve gıda malzemeleri yardımı yapılmasını kabul ettiğini açıkladı. BM ve Avrupa Birliği bu durumu memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. BM, kuzeyde Madaya’ya karşılık muhaliflerin kuşatması altındaki Fua ve Kafiyye bölgelerine de yardım gönderileceğini belirtti.
Yardımların 3 gün içinde yerlerine ulaşabileceğini belirten BM, defalarca talepte bulunmasına rağmen, Madaya’ya en son insani yardımı ekim ayında ulaştırabilmişti.
BM’nin memnuniyet açıklamasına rağmen komşu ülke lübnan’da Madaya’dan yayınlanan ve insanları bir deri bir kemik gösteren fotoğraflar sivil halkta infiale yol açtı.
Lübnan’ın Masna bölgesinde cuma namazı sonrasında toplanan yaklaşık 300 kişilik grup, rejim güçlerinin ablukası altında bulunan Şam’ın kuzeybatısındaki Madaya’da işlenen savaş suçunu ve yaşanan insani dramı protesto için Şam yolunu iki yönlü trafiğe kapattı.
‘Tarih bunu yapanları lanetleyecek’ Ellerinde ekmekler ve “Tarih bunu yapanları lanetleyecek”, “Bu çağda kedi ve köpek yemeyi aklınız alıyor mu?” yazılı pankartlarla gösteri yapan grup, Suriye rejimini, destekçisi İran’ı ve Hizbullah örgütünü kınayan sloganlar attı.
Esad güçleri ve beraberindeki Hizbullah milislerinin sürdürdüğü kuşatma sonucu, bölgede yaşanan kıtlık görenleri şoke ediyor.
Görüntülerde yaşlı, kadın ve çocukların açlıktan ölmemek için çevredeki bitkileri ve evcil hayvanları yemek zorunda kaldıkları anlatılıyor. Lübnan’daki siyasi partiler Madaya’daki açlığın son bulması için ablukaya son verilmesi çağrısında bulundu.
Habertürk'te yer alan habere göre Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü, Suriye’de rejim güçleri ve Hizbullah’ın temmuz ayından beri kuşatma altında tuttuğu Lübnan sınırına yakın Madaya kasabasında 23 kişinin açlıktan öldüğünü açıkladı. Örgüt, bölgede muhaliflerin denetimindeki Madaya’dan çıkışlara izin verilmediğini ve 42 bin kişinin açlıkla boğuştuğunu açıklamıştı.
Birleşmiş Milletler ise önceki gün Esad rejiminin bölgeye tıbbi malzeme ve gıda malzemeleri yardımı yapılmasını kabul ettiğini açıkladı. BM ve Avrupa Birliği bu durumu memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. BM, kuzeyde Madaya’ya karşılık muhaliflerin kuşatması altındaki Fua ve Kafiyye bölgelerine de yardım gönderileceğini belirtti.
Yardımların 3 gün içinde yerlerine ulaşabileceğini belirten BM, defalarca talepte bulunmasına rağmen, Madaya’ya en son insani yardımı ekim ayında ulaştırabilmişti.
BM’nin memnuniyet açıklamasına rağmen komşu ülke lübnan’da Madaya’dan yayınlanan ve insanları bir deri bir kemik gösteren fotoğraflar sivil halkta infiale yol açtı.
Lübnan’ın Masna bölgesinde cuma namazı sonrasında toplanan yaklaşık 300 kişilik grup, rejim güçlerinin ablukası altında bulunan Şam’ın kuzeybatısındaki Madaya’da işlenen savaş suçunu ve yaşanan insani dramı protesto için Şam yolunu iki yönlü trafiğe kapattı.
‘Tarih bunu yapanları lanetleyecek’ Ellerinde ekmekler ve “Tarih bunu yapanları lanetleyecek”, “Bu çağda kedi ve köpek yemeyi aklınız alıyor mu?” yazılı pankartlarla gösteri yapan grup, Suriye rejimini, destekçisi İran’ı ve Hizbullah örgütünü kınayan sloganlar attı.
Esad güçleri ve beraberindeki Hizbullah milislerinin sürdürdüğü kuşatma sonucu, bölgede yaşanan kıtlık görenleri şoke ediyor.
Görüntülerde yaşlı, kadın ve çocukların açlıktan ölmemek için çevredeki bitkileri ve evcil hayvanları yemek zorunda kaldıkları anlatılıyor. Lübnan’daki siyasi partiler Madaya’daki açlığın son bulması için ablukaya son verilmesi çağrısında bulundu.
Doktor hastayı tek yumrukta öldürdü
Rusya’nın güneyindeki Belgorod şehrinde bir hastanede görev yapan bir doktor, hastasını hemşireye sarkıntılık ettiği gerekçesiyle tek yumrukta yere serdi.
Başına aldığı darbeyle yere düşen hasta olay yerinde hayatını kaybetti. Yaşanan olay, hastanenin güvenlik kameralarına yansıdı.
29 Aralık 2015 tarihinde gerçekleşen olayın görüntülerinde hastanın bir odada hemşireler tarafından tedavi edildiği görülüyor. Daha sonra doktor aniden ve sinirli bir şekilde odaya giriyor. Hastanın neden hemşireye dokunduğunu merak eden doktor, tedavi gören hastayı sert bir şekilde başka bir odaya sokmak istiyor. Doktor, arbede anında hastanın kafasına sert bir yumruk atıyor ve hasta bir anda yere yığılıyor. Yumruğu atan doktor, yere düşer düşmez hareketsiz kalan hastaya kalp masajı ve diğer müdahaleleri yapıyor ancak hasta olay yerinde hayatını kaybediyor.
“360 Padmaskovye” isimli televizyon kanalının yayınladığı görüntüler tüm Rusya’da yoğun tepkilere sebep oldu. (ntvmsnc.com.tr)
Başına aldığı darbeyle yere düşen hasta olay yerinde hayatını kaybetti. Yaşanan olay, hastanenin güvenlik kameralarına yansıdı.
29 Aralık 2015 tarihinde gerçekleşen olayın görüntülerinde hastanın bir odada hemşireler tarafından tedavi edildiği görülüyor. Daha sonra doktor aniden ve sinirli bir şekilde odaya giriyor. Hastanın neden hemşireye dokunduğunu merak eden doktor, tedavi gören hastayı sert bir şekilde başka bir odaya sokmak istiyor. Doktor, arbede anında hastanın kafasına sert bir yumruk atıyor ve hasta bir anda yere yığılıyor. Yumruğu atan doktor, yere düşer düşmez hareketsiz kalan hastaya kalp masajı ve diğer müdahaleleri yapıyor ancak hasta olay yerinde hayatını kaybediyor.
“360 Padmaskovye” isimli televizyon kanalının yayınladığı görüntüler tüm Rusya’da yoğun tepkilere sebep oldu. (ntvmsnc.com.tr)
Bircan Pullukçuoğlu yaşamını yitirdi
Ünlü müzisyen Bircan Pullukçuoğlu hayata veda etti
TRT müzik ekranlarının vazgeçilmez sanatçısı olan Bircan Pullukçuoğlu hayatını kaybetti. Ünlü mizsyenin ölüm haberini Onur Akay Twitter hesabından takipçileriyle duyurdu.
“HALK MÜZİĞİNİN BEL KEMİĞİ KIRILDI”
Sevilen sanatçı 15 Ağustos 1948 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde dünyay geldi. Ünlü müzisyen eğitimini ise Çoşkun Güla’dan aldı. TRT’de bir çok programa çıktı ve Ankara Radyosu’nda şeflik görevi de yaptı. Türk halk müziğinin öenmli sesi Bircan Pullukçuoğlu hayatını kaybetti. Kötü haberi Onur Akay Twitter hesabından takipçileriyle duyurdu. Akay yayınladığı mesajda, ‘Halk müziğinin bel kemiği kırıldı. Keşke gençler izinden gitse! Bircan Pullukçuoğlu’na Allah’tan rahmet dilerim.’ ifadelerini kullanarak kötü haberi verdi.
TRT müzik ekranlarının vazgeçilmez sanatçısı olan Bircan Pullukçuoğlu hayatını kaybetti. Ünlü mizsyenin ölüm haberini Onur Akay Twitter hesabından takipçileriyle duyurdu.
“HALK MÜZİĞİNİN BEL KEMİĞİ KIRILDI”
Sevilen sanatçı 15 Ağustos 1948 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde dünyay geldi. Ünlü müzisyen eğitimini ise Çoşkun Güla’dan aldı. TRT’de bir çok programa çıktı ve Ankara Radyosu’nda şeflik görevi de yaptı. Türk halk müziğinin öenmli sesi Bircan Pullukçuoğlu hayatını kaybetti. Kötü haberi Onur Akay Twitter hesabından takipçileriyle duyurdu. Akay yayınladığı mesajda, ‘Halk müziğinin bel kemiği kırıldı. Keşke gençler izinden gitse! Bircan Pullukçuoğlu’na Allah’tan rahmet dilerim.’ ifadelerini kullanarak kötü haberi verdi.
ABD'de Steptoe & Johnson savunacak
Tahşiye olarak adlandırılan gruba kumpas kurduğu iddiasıyla hakkında ABD’de dava açılan Fethullah Gülen, Amerikan iletişim şirketi Motorola’nın Uzan ailesine karşı tuttuğu hukuk firması ‘Steptoe & Johnson’ ile anlaştı.
Kadrosunda 500’den fazla avukat bulunan Steptoe & Johnson, Motorola’yı, Uzan ailesine ve Türkiye’ye karşı açılan davalarda temsil etmişti. Dava, Türkiye’nin Motorola’ya yaklaşık 1 milyar dolar ödemesiyle sonuçlanmıştı. Hukuk firması, Telsim ve Uzan ailesinin 4 milyar dolar ödemesi yönünde karar çıkartmıştı. Davayı Tahşiyeciler adına Amsterdam and Partners ve Fox Rothschild hukuk firmaları açmıştı. Gülen ve 50 kişi hakkında Pensilvanya Orta Bölge Mahkemesi’ne şikâyet dilekçesi sunulmuştu. Hürriyet
Kadrosunda 500’den fazla avukat bulunan Steptoe & Johnson, Motorola’yı, Uzan ailesine ve Türkiye’ye karşı açılan davalarda temsil etmişti. Dava, Türkiye’nin Motorola’ya yaklaşık 1 milyar dolar ödemesiyle sonuçlanmıştı. Hukuk firması, Telsim ve Uzan ailesinin 4 milyar dolar ödemesi yönünde karar çıkartmıştı. Davayı Tahşiyeciler adına Amsterdam and Partners ve Fox Rothschild hukuk firmaları açmıştı. Gülen ve 50 kişi hakkında Pensilvanya Orta Bölge Mahkemesi’ne şikâyet dilekçesi sunulmuştu. Hürriyet
Rusya'dan Türkiye'ye göçmen suçlaması
Rusya Dışişleri Bakanlığı Resmi Temsilcisi Mariya Zaharova, Ankara’nın Suriyeli göçmenlerin ölümlerinin sorumluluğundan kaçmak istediğini ileri sürdü.
Zaharova’nın Dışişleri Bakanlığı’nın internet sayfasında yer alan açıklaması şu şekilde:
"Davutoğlu ülkemizi bir kez daha Suriye rejimine yardım etmekle suçlamakla kalmadı aynı zamanda Suriyeli göçmenlerin Türk kıyılarında hayatlarını kaybetmelerinin suçunu Rusya’ya hatta BM Güvenlik Konseyi’ne atmaya çalıştı.
Olayın sebebini karıştıran kesinlikle kötü bir mantık. Bu tür suçlamalar Ankara’nın Suriyeli göçmenlerin ölümlerinin sorumluluğundan kaçma çabasından başka bir şey değildir." DHA
Zaharova’nın Dışişleri Bakanlığı’nın internet sayfasında yer alan açıklaması şu şekilde:
"Davutoğlu ülkemizi bir kez daha Suriye rejimine yardım etmekle suçlamakla kalmadı aynı zamanda Suriyeli göçmenlerin Türk kıyılarında hayatlarını kaybetmelerinin suçunu Rusya’ya hatta BM Güvenlik Konseyi’ne atmaya çalıştı.
Olayın sebebini karıştıran kesinlikle kötü bir mantık. Bu tür suçlamalar Ankara’nın Suriyeli göçmenlerin ölümlerinin sorumluluğundan kaçma çabasından başka bir şey değildir." DHA
‘Dilenen çocuğa para vermeyin’ kampanyası
İstanbul Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü, çocukların dilendirilmesini önlemek için kampanya başlattı. İlk adım olarak Mobil Huzur Ekipleri görevlendirildi. Şimdi de vatandaşı bilinçlendirme çalışması başlatıldı.
Gazete Habertürk'ten Akıncan Abadan'ın haberine göre İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce, 3 ay önce hizmete giren Mobil Huzur Ekibi, çalışmalarına devam ediyor. Mobil Huzur Ekibi, dün de çocuk dilenciler ve telefon dolandırıcılığını engellemek için Taksim, İstiklal Caddesi’nde halka broşürler dağıtıp konu hakkında bilgilendirdi.
‘SOKAĞA MAHKÛM OLUYORLAR’
Üsküdar Çocuk Şube Müdürlüğü Amiri Özlem Temür, ‘’Mobil Huzur Ekibi’nin amacı vatandaşlarımızın farkındalığını artırmak. Sokaklarda çalışan ve çalıştırılan çocuklarımıza acıyan ve onlara yardım etmek isteyen vatandaşlarımız olduğu sürece o çocuklar sokağa mahkûm olmaya devam ediyor. Yapılan yardımlar çocuklarımıza yarar sağlamıyor. Onları sokağa bağlamış oluyoruz. Belediyeler ve kaymakamlıklar da proje içinde. Dilenen çocukları tespit edip sosyal inceleme sonucunda ihtiyaç sahibi olan ailelere destek sağlanıyor’’ dedi.
BROŞÜR DAĞITILDI
Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, dün Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde vatandaşı dilencilere karşı bilinçlendirici broşürler dağıttı. Aynı zamanda telefon dolandırıcılığına karşı da uyarılarda bulunuldu.
Gazete Habertürk'ten Akıncan Abadan'ın haberine göre İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce, 3 ay önce hizmete giren Mobil Huzur Ekibi, çalışmalarına devam ediyor. Mobil Huzur Ekibi, dün de çocuk dilenciler ve telefon dolandırıcılığını engellemek için Taksim, İstiklal Caddesi’nde halka broşürler dağıtıp konu hakkında bilgilendirdi.
‘SOKAĞA MAHKÛM OLUYORLAR’
Üsküdar Çocuk Şube Müdürlüğü Amiri Özlem Temür, ‘’Mobil Huzur Ekibi’nin amacı vatandaşlarımızın farkındalığını artırmak. Sokaklarda çalışan ve çalıştırılan çocuklarımıza acıyan ve onlara yardım etmek isteyen vatandaşlarımız olduğu sürece o çocuklar sokağa mahkûm olmaya devam ediyor. Yapılan yardımlar çocuklarımıza yarar sağlamıyor. Onları sokağa bağlamış oluyoruz. Belediyeler ve kaymakamlıklar da proje içinde. Dilenen çocukları tespit edip sosyal inceleme sonucunda ihtiyaç sahibi olan ailelere destek sağlanıyor’’ dedi.
BROŞÜR DAĞITILDI
Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, dün Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde vatandaşı dilencilere karşı bilinçlendirici broşürler dağıttı. Aynı zamanda telefon dolandırıcılığına karşı da uyarılarda bulunuldu.
Terk ettiği eşinin kanser olduğunu öğrenince ona geri döndü
Samsun'da iki çoçukları bulunan dokuz yıllık evli kadın terk ettiği eşinin kanser olduğunu öğrenince dayanamayıp eski eşine geri döndü. 3.5 aydır hastanede lösemi ile mücadele eden baba Recep Yalçın geri dönen eşinin kendisine çok büyük moral olduğunu söyledi.
Dokuz yıllık evli ve iki çocuk sahibi olan 32 yaşındaki Recep ile 29 yaşındaki Fatma Yalçın, ailevi nedenlerle anlaşmazlığı düştü. Fatma Yalçın, evi terk ederek babasının evinde yaşamaya başladı. Ayrıldıktan 2 ay sonra bel ağrısı şikayetinden hastaneye başvuran Recep Yalçın'a akut lenfositik lösemi (ALL) teşhisi konuldu. Yalçın, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi altına alındı. Hastanede lösemi tedavisi gören Recep Yalçın'a, evi terk eden eşi dayanamayıp geri döndü.
Eşinin kendisine geri dönmesine çok sevindiğini söyleyen Recep Yalçın, eşinin yanında olmasının kendisine çok büyük moral olduğunu söyledi. Evi terk edip bir çocuğunu da alarak kendi ailesinin yanına taşınan Fatma Yalçın ise eşini sevdiği için dayanamayıp eşine geri döndüğünü söyledi.
“EŞİM GİTTİKTEN İKİ AY SONRA KANSERE YAKALANDIM”
Yaklaşık 4 aydır hastanede yattığını söyleyen Recep Yalçın, "Eşim gidince kendimi sigaraya vurdum. Yemeden içmeden kesildim. Eşim gittikten iki ay sonra kansere yakalandım. Eşimi aradım, ilk önce inanmadı. Sonra ben hastaneye yatınca buraya geldi ve beni gördü. Ben de eşimi seviyorum. Allah razı olsun başımda duruyor. Onun manevi desteği çok. Bana moral veriyor. Şu an yapılan ilik çalışmaları iyi çıkmadığı söyleniyor. Hastalığım ilerlemiş bir vaziyette. Tekrar kemoterapi almaya başlayacağım. Bu tedaviden sonra artık bundan sonra ne olacağı belli olacak. Şu an ki tedavim riskli bir tedavi. İnşallah hayırlısı olur. Maddi durumum iyi olmadığı için de zorlanıyorum. Babam elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. ” dedi.
“EŞİM YARIM OLSUN BAŞIMIZDA DURSUN”
9 yıldır evli olduklarını söyleyen Fatma Yalçın, “İki kızımız var. Eşimin ailesiyle anlaşamıyorduk. Ayrı yaşamaya başladık. Çocuklarımın biri benimle birlikteydi, öteki de babasıylaydı. Daha sonra eşimin kanser olduğunu söylediler, ben inanmadım. Barışmamız için yalan söylediklerini düşündüm. Babam bana 'gitme, gidersen eve almam seni' dedi. Benim de aklıma çocuklar geldi. Dayanamadım. Hastaneye geldim baktım Recep yatıyor. İlk zamanlar belden aşağısı tutmuyordu. Bu süre zarfında kendisine birçok hastalık çıktı. 3 aydır burada eşimin başındayım. Çocuklarım eşimin ailesiyle kalıyorlar. Evimiz yoktu, eşimin dedesinin evinde kalıyorduk. Kendimizi değil çocuklarımızı düşünüyoruz. Allah korusun eşime bir şey olursa sığınacak kimsem yok. Ne eşimin ailesine ne de kendi aileme gidemem. İki çocukla nereye gidersin. Eşim yarım olsun başımızda dursun. Malda mülkte gözüm yok. Sonuna kadar eşimin yanındayım. İnşallah düşündüğüm gibi olmaz çocuklarımızın yanına gideriz" diye konuştu. Hürriyet
Dokuz yıllık evli ve iki çocuk sahibi olan 32 yaşındaki Recep ile 29 yaşındaki Fatma Yalçın, ailevi nedenlerle anlaşmazlığı düştü. Fatma Yalçın, evi terk ederek babasının evinde yaşamaya başladı. Ayrıldıktan 2 ay sonra bel ağrısı şikayetinden hastaneye başvuran Recep Yalçın'a akut lenfositik lösemi (ALL) teşhisi konuldu. Yalçın, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi altına alındı. Hastanede lösemi tedavisi gören Recep Yalçın'a, evi terk eden eşi dayanamayıp geri döndü.
Eşinin kendisine geri dönmesine çok sevindiğini söyleyen Recep Yalçın, eşinin yanında olmasının kendisine çok büyük moral olduğunu söyledi. Evi terk edip bir çocuğunu da alarak kendi ailesinin yanına taşınan Fatma Yalçın ise eşini sevdiği için dayanamayıp eşine geri döndüğünü söyledi.
“EŞİM GİTTİKTEN İKİ AY SONRA KANSERE YAKALANDIM”
Yaklaşık 4 aydır hastanede yattığını söyleyen Recep Yalçın, "Eşim gidince kendimi sigaraya vurdum. Yemeden içmeden kesildim. Eşim gittikten iki ay sonra kansere yakalandım. Eşimi aradım, ilk önce inanmadı. Sonra ben hastaneye yatınca buraya geldi ve beni gördü. Ben de eşimi seviyorum. Allah razı olsun başımda duruyor. Onun manevi desteği çok. Bana moral veriyor. Şu an yapılan ilik çalışmaları iyi çıkmadığı söyleniyor. Hastalığım ilerlemiş bir vaziyette. Tekrar kemoterapi almaya başlayacağım. Bu tedaviden sonra artık bundan sonra ne olacağı belli olacak. Şu an ki tedavim riskli bir tedavi. İnşallah hayırlısı olur. Maddi durumum iyi olmadığı için de zorlanıyorum. Babam elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. ” dedi.
“EŞİM YARIM OLSUN BAŞIMIZDA DURSUN”
9 yıldır evli olduklarını söyleyen Fatma Yalçın, “İki kızımız var. Eşimin ailesiyle anlaşamıyorduk. Ayrı yaşamaya başladık. Çocuklarımın biri benimle birlikteydi, öteki de babasıylaydı. Daha sonra eşimin kanser olduğunu söylediler, ben inanmadım. Barışmamız için yalan söylediklerini düşündüm. Babam bana 'gitme, gidersen eve almam seni' dedi. Benim de aklıma çocuklar geldi. Dayanamadım. Hastaneye geldim baktım Recep yatıyor. İlk zamanlar belden aşağısı tutmuyordu. Bu süre zarfında kendisine birçok hastalık çıktı. 3 aydır burada eşimin başındayım. Çocuklarım eşimin ailesiyle kalıyorlar. Evimiz yoktu, eşimin dedesinin evinde kalıyorduk. Kendimizi değil çocuklarımızı düşünüyoruz. Allah korusun eşime bir şey olursa sığınacak kimsem yok. Ne eşimin ailesine ne de kendi aileme gidemem. İki çocukla nereye gidersin. Eşim yarım olsun başımızda dursun. Malda mülkte gözüm yok. Sonuna kadar eşimin yanındayım. İnşallah düşündüğüm gibi olmaz çocuklarımızın yanına gideriz" diye konuştu. Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)