18 Nisan 2016 Pazartesi

“Yeni nesil CloudERP ve İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” programı başlıyor

“Yeni nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” programı başlıyor

Günümüz dünyasının en önemli konularından birisi, doğru bilgiyi doğru zamanda doğru yerde doğru kişiye sunabilmektir. Bunu temin etmenin en güzel yollarından birisi, işletmelerde kurumsal kaynak planlaması sistemini hayata geçirmek ve iş süreçlerini bu sistem üzerinden yönetebilmektir.
Kurumsal kaynak planlaması sistemlerinin seçilmesi, modellenmesi, uygulamaya alınması; hem mali yönden büyük bir külfet getirmekte, hem de büyük bir zaman ihtiyacı doğurmaktadır. Son zamanlarda Bulut sistemleri ile kurumlar, sadece kendi ihtiyacı olan sistemleri kullanma şansına kavuşmuştur. Hem oldukça ucuz, hem de çok kısa sürelerde planlama ve kaynak yönetim ihtiyacını gidermek mümkün olabilmektedir.

Bu sertifika programı ile ilgili olarak, gerek yeni mezun olanlar, gerekse piyasada çalışanların iş süreçlerini BulutERP sistemleri üzerinden yönetebilme yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu sayede hem iş bulmakta diğerlerine göre daha avantajlı olacak, hem de çalıştıkları iş yerlerine daha kısa sürede değer üreterek kendilerini gösterme şansı yakalayabileceklerdir.

Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (Yıldız-SEM), Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ ve Empatik İnsan Kaynakları ve Danışmanlık şirketi işbirliğiyle düzenlenecek olan sertifika programını başarıyla tamamlayanlara, “Yıldız-SEM Yeni Nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” verilecektir.

İnsan Kaynakları firması, süreçte başarılı olanların iş bulması için ilgili desteği üretecektir. CV hazırlama konusunda destek olacak; kariyer havuzuna dahil edecek; iş bulma sırasında taleplerde öncelik verecek ve eğitim sonrasında kariyer koçluğu desteği sağlanacaktır.  Program sonunda, 5 ay boyunca kariyer güçlendirme eğitimleri mevcuttur. Ayrıca, Uyumsoft AŞ kendi müşterilerine ve diğer ilgili işletmelere, sertifika programından başarılı olanların isimlerini ve ilgili diğer detaylarını verecektir ve eleman isteyenlerin direkt olarak iletişimini sağlayacaktır.                                    

Tarih:   16 Mayıs 2016- 17 Haziran 2016

Süre:    60 saat (teorik+pratik) uzaktan eğitim

30 saat teorik eğitim her gün 18.00- 21.00 arasında 1 saat

30 saat Uyumsoft webERP üzerinde pratik eğitim her gün 18.00- 21.00 arasında 1 saat

Ücret:  Öğrenci 250 TL  / Yetişkin 500 TL

Kayıt için: www.uyumsoftakademi.com formu doldurunuz.

Bilgi için: kerim.sahin@uyumsoft.com.tr  / 0212 467 33 33 / www.uyumsoft.com.tr

Program içeriği:

Bu kapsamda, değişik üniversitelerden hocalarımız, uzaktan eğitim yolu ile öğrencilere dersler vereceklerdir. Program ilgili videolar ve teknik uzman desteğinde yürütülecektir. Toplam 30 saat teorik, 30 saat BulutERP üzerinde pratik olmak üzere 60 saatlik bir eğitim olacaktır. Ayrıca, eğitim süresi boyunca katılımcılar, Uyumsoft BulutERP sistemini kullanabilecektir ve bu esnada karşılaştıkları sorunları e-mail ile uzmanlara bildirerek cevaplarını alabileceklerdir.

Öğrencilerden Uyumsoft’a ziyaret

Prof.Dr. Ercan Öztemel, “Yapay zekay ile dünya, kendi kendine karar verebilen otonom sistemlere yöneliyor”


Beylikdüzü Çok Programlı Anadolu Lisesi Bilişim Teknolojileri Alanı Web Tasarımı ve Programlama Bölümü 11. Sınıf öğrencileri, 15 Nisan 2016 tarihinde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Teknoparkında merkez ofisi bulunan ülkemizin yazılım ve danışmanlıkta lider firması Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’yi ziyaret etti.

30’a yakın lise öğrencisine, Uyumsoft Proje Yöneticisi Özgür Kaçan, Uyumsoft’un çalışmaları ile ilgili bilgiler verirken, Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Ercan Öztemel 'de kurumsal kaynak planlama (ERP), iş zekası ve yapay zekanın iş hayatındaki etkilerine yönelik bilgilendirmelerde bulundu. Aynı zamanda   öğrencilerin kariyerlerinde izleyecekleri yol haritası hakkında tavsiyeler verdi. Konuşmaları dikkatle izleyen yaşları 17- 18 arasında değişen öğrenciler, aldıkları bilgilerin kariyer yolculuklarına yön göstereceğini söylediler.

Uyumsoft İş Geliştirme Koordinatörü Turgut Kayalar ve Uyumsoft Yazılım Ar-Ge Yöneticisi Bülent Sarı, misafir olan öğrenciler ile yakından ilgilenerek, onların kurum ve ERP çalışmalarıyla ilgili sorularını cevaplandırdılar.

Başarı için “3F” kuralını uygulayın

Öğrencilere, Kurumsal Kaynak Planlamanın işletmelere kattığı değeri anlatan, ardından da yapay zeka konularındaki gelişmeleri değerlendiren Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Ercan Öztemel, dünyanın insansız fabrikalara, insansız yöneticilere, insansız araçlara; diğer bir değişle yapay zeka ile dünya kendi kendine karar verebilen otonom sistemlere  yöneldiğine dikkatleri çekti. Yapay zeka  sistemlerinin, sadece bilişim sektöründe değil, hayatın her alanında kendisini gösterdiğini örnekleriyle açıklayarak, kendi yürüttüğü değişik projelerinden örnekler sundu.

Öğrencilere başarı yolculuğunda “3F kuralını uygulayın” tavsiyesinde bulunan Prof.Dr. Ercan Öztemel, şunları söyledi: “Ne yaparsanız yapın, yüzlerce örneğinden birini taklit etmek yerine, “Farklı” yapın. Yaptığımız bu farklılık, “Faydalı”  olsun. Bir de bu çalışmaları “Fark ettirin”. Özetlemek gerekirse, Farklı yapın, faydalı olsun ve fark ettirin. Sevgili gençler, güneşi hedefleyin, ıskalarsanız yıldızlarda kalırsınız” dedi.

ERP ve i-Dönüşümde lider firmayız

Merkez Ofislerinin YTÜ Teknoparkı olduğunu ifade eden Uyumsoft Proje Yöneticisi Özgür Kaçan, yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Azerbaycan-Bakü ofisleriyle hizmet götürdüklerini söyledi. Kurumsal kaynak planlama (ERP) ve i-Dönüşümde (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet) lider firma olduklarını kaydeden Özgür Kaçan, 4500’ün üzerindeki müşteriye hizmet verdiklerini belirtti.

“Sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk”

İlber Ortaylı: 'Her şey siyasi partilere ve müesses meclise bırakırsanız demokrasi yürümez'


Almanya`nın Bavyera eyaletinin başkenti Münih`te ‘Üç beş kişi’ olarak adlandırılan Halk Hareketi Derneği tarafından düzenlenen konferansa Prof. Dr. İlber Ortaylı konuk oldu. Gündemle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ortaylı, demokrasi konusunda konuşurken”
Söyleşi başlamadan önce Ortaylı, büyük gezilerin yorucu olduğunu ve bu sene 70 yaşına gireceğini belirterek bu tip etkinliklere daha fazla katılamayacağını söyledi.

“BİR MEMLEKETTE KİMLİK ÇOK ÖNEMLİDİR”

İlber Ortaylı, ‘Hayatınızın kompartımanlarında işte Alevi var, Sünni var vesaire çizerken politika yapamazsınız. Böyle bir kimlik olmaz; bu çok önemlidir. ‘Hepimiz elhamdülillah Müslümanız’ deriz; fakat kalkıp bunun üzerinden bir kimlik yapamazsınız. Bir Memlekette kimlik çok önemlidir; fakat bunu hiçbir şekilde politikaya, daha doğrusu bireyin yaşam tercihlerine, o tercihlerin gruplaşmasına, gruplaşmaların partileşmesine müdahalesi mümkün değildir, çok açıktır ve bu her yerde olur. Türkiye`de birçok şey değişti ve ikinci harbin sonunda dünyada çoğunluğu meydana getiren az gelişmişler arasında değildik. Üniversitemizi kurduk, sağlık hizmetlerinin temeli atılmıştı ve tabi ki yapılmayacak ve çok zor olan şeyler vardı; fakat birtakım şeylerde hazırlanmıştı ve vatanı 14 Mayıs 1950`lerde biz kurduk hikayelerine inanmayın’ diyerek eleştirdi.

“BİZİMLE MÜSLÜMANLIK GELİYOR SÖYLEMLERİNİ, YALAN YAZILAN KİTAP VE DERGİLERİ ELEŞTİRDİ”

Ortaylı ‘Biz sanayileştik, zenginlik bizle geldi ve Turgut Özal ile başladı’ söylemlerini eleştirdi. ‘Süleyman Demirel Türkiye`nin gördüğü en önemli mühendislerden ve aklı başında politikacılardan biri. Her ne kadar kusuru varsa da, çok iyi yaptığı işleri de var’ dedi.
Ortaylı Sözlerine şöyle devam etti: ‘Bizimle Müslümanlık geliyor’ söylemlerine ‘sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk, şamanlık yapıyorduk. Bunlar boş şeyler ve tarih bilmemek, istismar etmek, kötü ve küçük amaçla kullanmak için ihlal etmektir. Bunlara itibar etmeyin. Böyle şeylerle iki gün insanları kandırırsınız ve üçüncü gün yetişen genç nesil sizi fena yapar. Hakikaten mezarınızın üstüne tükürecek dereceye gelir’ diyerek yalan yazılan dergi ve kitapları eleştirdi.

“HAKSIZLIKLARIN ARTMASI DOLAYISIYLA, MUHTELİF SAYFALARDA GERİLİM ARTACAKTIR”

Ortaylı: ‘Ne yazık ki akrabacılık, etnik ve bölgesel ayrımcılık, tarikatçılık, mezhepçilik vesaire bunlar fevkalade tehlikeli ve yeni Türkiye`yi bölecek ve kuruluşumuzu, gelişmemizi engelleyecek şeyler. Bunun ilk reaksiyonları ise aklı başında ve zekası yerinde bütün gençliğin kaçmasıdır. Haksızlıkların artması dolayısıyla muhtelif saflarda gerilim artacaktır. Memleket için en kötü gelecek budur. Bunu önleyecek tedbirlere gidilmesi lazım’ dedi.

“TÜRKLERİN İSLAMİYETİ ÖĞRENDİKLERİ MEMLEKET İRAN`DIR”

Ortaylı: ‘İran’la temasımızın çok olduğunu’ belirterek ‘Türklerin İslamiyet’i öğrendikleri memleket İran’dır ve Araplar değildir’ dedi. İlber Ortaylı, sözlerine şöyle devam etti: ‘Bazı arkadaşlar uydurarak Kuteybe bin Müslim Orta Asya`yı fethetmiş, Türkler bunu görünce bayılmışlar ve İslami kabul etmişler. Zor fethetti bir kere o doğru değil. Türkler öyle bayılarak din kabul etmez. Son derece çakal bir millettir; düşünür, bakar ve işine gelirse. Askerler çünkü, her şeyi öyle zart diye almazlar ve stratejik bir yapısı vardır. Bizim ilk devletimiz onuncu asrın sonudur’ dedi.

“HER ŞEYİ SİYASİ PARTİLERE VE MÜESSES MECLİSE BIRAKIRSANIZ DEMOKRASİ YÜRÜMEZ”

Ortaylı, her şey siyasi partilere ve müesses meclise bırakılırsa demokrasinin yürümeyeceğini vurguladı. Ortaylı, ‘Size İsrail`i tanımanızı tavsiye ediyorum, mutlaka tanıyın gezin. Onlar yasa biçimdeki laikliği nasıl getiriyorlar; çünkü laik bir devlet değil. Türkiye`de de bu, pratikle olacak bir şeydir, bunu Cumhuriyet yapmaya başladı ve bu çok önemlidir.’ dedi.

500 kişinin katıldığı ve 2,5 saat süren gece soru cevap şeklinde devam etti ve ardından İlber Ortaylı büyük alkışla uğurlandı. Ayrıca, Ortaylı sahneden ayrılmadan önce, Alman ZDF Kanalının sunucusu Böhmermann`ın Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerine yayınladığı şiir hakkında gazetecilere şöyle yanıt verdi: ‘Parti grupları değişik reaksiyon gösterdiler. Buna cevap vereceksem, böyle mahkemeye verin, atın falan olmaz. Ondokuzuncu Yüzyılda değiliz; o zaman öyle işliyordu. Aynı ağırlıkta; fakat gerçek hicve başvuran cevaplar verebilirsin.’ diyerek sözünü bitirdi. DHA

Dumankaya İnşaat’a cemaat gözaltısı

İstanbul merkezli operasyonda gözaltına alınanlar arasında Dumankaya İnşaat'ın önde gelen isimleri de var.


İstanbul Polisi, terör örgütü FETÖ/PDY’nin finans kaynaklarına yönelik 9 ilde dev operasyonlar düzenledi, aralarında işadamları ve Cemaat abilerinin de bulunduğu 105 şüpheliyi gözaltına aldı. Gözaltı sayının 140′ı bulması bekleniyor. Gözaltına alınanlar arasında Bank Asya çalışanlarının yanı sıra Dumankaya inşaatın Onursal Başkanı Halit Dumankaya, Uğur Dumankaya, Ayla Dumankaya Pirinççi ve Semih Serhat Dumankaya da bulunuyor.

DUMANKAYA’DAN AÇIKLAMA GELDİ: DAVET EDİLDİLER

Öte yandan Dumankaya İnşaat’tan iddialarla ilgili açıklama geldi. Açıklamada “Basın yayın organlarında yer aldığı gibi, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, 18 Nisan 2016 Pazartesi sabahı bilgilerine başvurulmak üzere Mali Şube Müdürlüğü’ne davet edilmişlerdir. Süreç tarafımızdan takip edilmektedir. 53 yıldır ülke ekonomimiz ve insanlarımız için değer yaratmak ilkesi doğrultusunda faaliyet gösteren Dumankaya İnşaat, kurulduğu günden itibaren tüm hukuki ve mali yükümlülüklerini titizlikle yerine getirmiş, ülkemizin kalkınması ve insanımızın gelişimi için çalışmış ve çalışmaktadır. Kurumumuz, süreçle ilgili gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmaya devam edecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi. Sözcü

5 dişini çektiren polis memuru hayatını kaybetti

Samsun'da 5 dişini birden çektirdikten sonra rahatsızlanarak hastanede tedavi altına alınan polis memuru kurtarılamadı.


Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu'nda görevli 23 yıllık polis memuru 44 yaşındaki Yalçın Ağca, 20 gün önce diş tedavisi için Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hastanesi'ne gitti. Burada 5 dişi birden çekilen Yalçın Ağca, diş çekiminin ardından fenalaştı. Gerekli müdahalesi yapıldıktan sonra eve gönderilen Yalçın Ağca, aynı gün akşamı evinde yeniden rahatsızlanınca Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
20 gündür hastanede tedavi altında bulunan Yalçın Ağca, gece yoğun bakım servisinde hayatını kaybetti. Evli 2 çocuk babası olan ve 10 yıldır Samsun'da görev yapan 23 yıllık polis memuru Yalçın Ağca'nın ölümü ailesi, meslektaşları ve yakınlarını gözyaşına boğdu. Ordulu polis memuru Ağca'nın kesin ölüm sebebinin otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi. Hürriyet

AB'den Türkiye'ye vize koşulu

AB ülkelerinin Türkiye'ye Haziran sonundan itibaren Schengen Bölgesi'nde vize muafiyeti sağlanması konusunda uygulamaya “askıya alma koşulu” eklenmesini talep ettiği belirtildi.
Konuyla ilgili haber Welt am Sonntag'da yer aldı. Haberde Türkiye ile AB arasında yapılan mülteci anlaşması uyarınca Türkiye'ye Haziran sonundan itibaren uygulanması planlanan vize muafiyetinin sınırsız olmayacağı ileri sürüldü.


Welt am Sonntag, Avrupa Birliği'nin üçüncü ülkelere vize muafiyetinin kaldırılması konusunda bugüne dek izlediğinden farklı bir uygulamaya gideceğini ve Ankara ile olağanüstü bir vize serbestliği anlaşması yapmayı istediğini belirtti. Haberde bunun olmasını isteyen ülkeler arasında Almanya ve Fransa'nın da yer aldığı kaydedildi.

BU MADDE NEYİ ÖNGÖRÜYOR?

Welt am Sonntag diplomatik çevrelere dayandırarak verdiği haberinde, bu anlaşmanın askıya alma koşulunu içereceğini ve bu maddenin Türkiye'nin AB ile daha önce kararlaştırdığı biçimde sığınmacıları Yunanistan'dan almaması; yoksul, korunmaya muhtaç sığınmacılara yeterli koruma sağlamaması ya da insan haklarına riayet etmemesi gibi durumlarda devreye gireceğini belirtti. Bu koşul, vize muafiyetinin çok hızlı biçimde kaldırılmasını sağlayabilecek.

Welt am Sonntag'ın haberinde söz konusu vize muafiyeti koşulunun Kosova, Gürcistan ve Ukrayna'yı da kapsaması gerektiği belirtildi. Bu planlara dair kararın kısa süre içinde verilmesi hedefleniyor. Bu konunun AB İçişleri Bakanlarının önümüzdeki perşembe Lüksemburg'da yapacağı buluşmada da ele alınması bekleniyor.

Türk vatandaşlarına Haziran sonundan itibaren Schengen Bölgesi'nde vize muafiyeti tanınması, AB ve Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu anlaşma Türkiye'nin 20 Mart'tan itibaren yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçiş yapan sığınmacıları geri almasını, AB'nin ise bunun karşılığında Türkiye'den Suriyeli sığınmacı almasını öngörüyor.

Deutsche Welle Türkçe

Ali Ağaoğlu'ndan Reza Zarrab için skandal istek

Ali Ağaoğlu: Burası adam gibi bir ülke olsaydı, Rıza Sarraf'ı hapse atmak yerine şeref madalyası takardık.


17-25 Aralık soruşturmalarında gözaltına alınıp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan işadamı Ali Ağaoğlu, 40 gün hapis yattıktan sonra tahliye edilen ve geçtiğimiz günlerde "ABD'yi dolandırma" suçlamasıyla Miami'de tutuklanan Reza Zarrab'la (Rıza Sarraf) ilgili olarak "Rıza bu ülkeye kötülük yapmadı ki. Amerika'nın tezgahları bu yaşadıklarımız. Kendi bankalarını kullanamıyorlar, parayı bizim Halkbank kazanıyor diye yaptılar bu işleri hep. Bu ticaret İran'ın da işine yaradı. Paraya ihtiyacı var. Adamın malı var satıyor, Türkiye de satın alıyor" diye konuştu. Yandaş Sabah gazetesinden Şaban Arslan'a konuşan Ali Ağaoğlu, "Burası adam gibi bir ülke olsaydı. Rıza Sarraf'ı hapse atmak yerine şeref madalyası takardık" dedi.

Sabah Gazetesi'ndne Şaban Arslan'ın Ali Ağaoğlu'yla yaptığı söyleşinin bir kısmı şöyle:

- Fetullahçılarla 17 Aralık öncesi aranız nasıldı. Himmet vermiyor muydunuz yani?

- 2013 Türkçe Olimpiyatları'na sponsor oldum. Türkçe öğrettikleri çocuklarla görüştüm. O çocuklar yarın bir gün o ülkenin başbakanı, bakanı olacak belli ki. Güzel ve zekice tasarlanmış bir proje. Çok güzel, milli bir proje olduğunu düşünüyoruz ya. Zannediyoruz ki projenin arkasında bizim devletimiz var. Cumhurbaşkanı'nın (Erdoğan) yanındaydım açılış konuşmasında. Ama ben o zaman bir şeyleri fark ettim orada. Bir şarkı çalındı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda. "Böbürlenme padişahım. Senden büyük Allah var" diye... Bunların Erdoğan'la bir sorunu olduğundan şüphelenmiştim. Samimi değillerdi.

- Benim en çok takıldığım nokta, sizin gözaltına alınmanız. Siz adamı (Zekeriya Öz) jest yapıp tatile göndermişsiniz üç ay önce. Adam sizin parasını ödediğiniz şezlongda uzanmış güneşleniyor. Kendisine bağlı polisler aynı saatlerde İstanbul'da sizinle ilgili operasyon yapıyor.

- Aynen... Daha garip olan, kaldığım nezaretteki somyalar benim verdiğim parayla yapılmıştı. Ben
yaptırdım nezareti evet. Tahtaymış eskiden. 20 santimlik sünger koydurdum nezarete. Hayatımda hiç uyumadığım kadar rahat uyudum orada. Herkes bağırıp çağırdı sabaha kadar. Ben vurdum kafayı, 18 saat uyudum.

- Nasıl bir geceydi sahi.

- Ooo çok kötü geceydi. Fatih Belediye başkan yardımcısıyla aynı yerde kaldım. Polisler bana, "Birilerine haber göndermek falan ister misin" diye sordu. "Allah'a haber verin" dedim. Şaka bir yana. İnsan üzülüyor tabi. Ben trafik polisine selam veren adamım. Faşist değilim ama milliyetçiyim. Atatürk'ü severim ama Atatürk'ü kullananlardan değilim. Beni alırken çok zorlandılar tabi. 4 evime, 4 karıma ayrı ekip gönderdiler. Beni Aataşehir'de büyük hanımın evinde buldular.

- O gece işleri çoktu onların.

- Taş Yapı'nın sahibi Emrullah da orada. Emrullah "Ooo ne iyi, dostlarım beni ziyarete gelmiş..." dedi. Ne ziyareti. Biz de gözaltına alınmışız.

- Sizi Zekeriya mı (Öz) sorguladı?

- Hayır ya, başka biri.

- Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'i, Zekeriya'nın oteline inşaat izni vermedi diye gözaltına aldılar biliyorsunuz.

- Eften püften gerekçeler evet... 3 gün gözaltında kaldım. Benim tek suç delilim telefon konuşmam. Telefonda "Patronla görüştüm" diye bir ifadem var. Bana sorulan tek soru şu: Patron kim? Kaç para verdin? Sektörün önemli bir ismiyim tabi. Anladım ki biz figüranız. Asıl hedef Başbakan. Senaryo belli, yeni kabine bile hazır. Başbakan'ı, bakanları hazırlamışlar. Birkaç ay sonra da Amerika'daki (Fetullah Gülen), salya sümük dönecek Türkiye'ye. Sarayını bile yapmışlar. Adliyenin -7'nci katında ifade için beklerken polislere, "O Zekeriya'nın ... dedim. Sonra da dediğimi yaptım.

- Hedeflerinden biri de TÜRGEV'di tabii.

- TÜRGEV'den Tayyip Bey'in oğlu Bilal Bey'e ulaşacaklar. Bana oradan takıyorlar; "TÜRGEV'e yardım etmişin" diye. Suç mu bu...

- Rıza Sarraf da o gece oradaydı değil mi?

- Rıza Sarraf'ı da gözaltına almışlardı. Rıza'yı tanımam. Rıza bu ülkeye kötülük yapmadı ki. Amerika'nın tezgahları bu yaşadıklarımız. Kendi bankalarını kullanamıyorlar, parayı bizim Halkbank kazanıyor diye yaptılar bu işleri hep. Bu ticaret İran'ın da işine yaradı. Paraya ihtiyacı var. Adamın malı var satıyor, Türkiye de satın alıyor. Burası adam gibi bir ülke olsaydı. Rıza Sarraf'ı hapse atmak yerine şeref madalyası takardık

- Çalışanlara iyi para veriyor musunuz?

- Veriyorum. Bir amele günlük 70-80 lira alır. Sigortası almayan iş başı yapamaz. Bizim iş güvenliği açısından bir şantiyede 186 kişi çalıştırıyoruz. İş güvenliği konusunda çok titizim ben.

- Sağcı mısınız, solcu mu?

- Tabii ki sağcıyım. Solun olduğu yerde ot bitmez. Nurettin Sözen İstanbul'u mahvetmiştir. Türkiye'nin en önemli sorunu adam gibi muhalefetin olmamasıdır. Olsaydı bugün yıllık gelir 20 bin dolardı

17 Nisan 2016 Pazar

66 yıl sonra gelen madalya

Kars’ın Kağızman İlçesi’ne bağlı Kümbet Mahallesi’nde oturan Kore gazisi 85 yaşındaki Sertif Abaylı, Kaymakam Musa Üçgül ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kars Şube Başkanı Yüksel Öztürk’ün girişimleri ile 66 yıl sonra ’şeref madalyası’na kavuştu. Yıkık dökük bir evde eşi Besra ile oturan 7 çocuk babası Sertif Abaylı, "Devletimden bir isteğim yok. Allah ülkemize zeval vermesin" dedi. Gazinin eşi Besra nine ise, "Odamızın duvarı açılmış. Kar ve yağmur suları her yağışta içeri doluyor. Gazim gururundan söyleyememiş. Kaymakamımız evimizi onarır mı acaba" diye sordu.


Kağızmanlı Sertif Abaylı, 19 yaşında gittiği askerliği sırasında Birleşmiş Milletler kararı ile Türkiye’den Kore’ye giden taburdaki askerlerden biri oldu. 25 Eylül 1950 tarihinde Türkiye’den yola çıkan birlik yaklaşık 1 ay sonra Güney Kore’deki BM kuvvetlerine katıldı. Türk askeri Kuzey Kore birliklerinin püskürtülmesinde önemli rol oynadı.

Türk askerinin kahramanlık destanı Güney Kore Cumhuriyeti tarafından unutulmadı. Kağızman Kaymakamı Musa Üçgül ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kars Şube Başkanı Yüksel Öztürk girişimleri sonucu Güney Kore Cumhuriyeti tarafından 66 yıl sonra gönderilen ’şeref madalyası’ Kore Gazisi Sertif Abaylı’ya verildi. Kaymakamlık binasında Musa Üçgül’ün elinden geç gelen şeref madalyasını alan Sertif Abaylı’nın mutluluğu yüzünden okundu.

'KAYMAKAMIMIZ EVİMİZİ ONARIR MI ACABA'

Eşi Besra Abaylı ile Kümbet Mahallesindeki yıkılmak üzere olan bir evde yaşayan Kore Gazisi savaşta 3 kurşun yarası aldığını anımsattı. 15 günlük bir tedaviden sonra tekrar savaşa katıldığını anlatan Abaylı, şöyle dedi:

"Aldığımız başarılar ile ülkemizi gururlandırdı. 3 katlı gemiyle 18 günde Türkiye’ye döndük. Devletimden bir isteğim yok. Allah ülkemize zeval vermesin, birlik beraberlikten ayrılmayın. Ülkemize sahip çıkın, zor günlerden geçiyoruz."

Besra nine ise 62 yıllık eşi Sertif Abaylı’nın gözlerinin çok az gördüğü için evlerini onaramadığını söyledi. Besra Abaylı, "Odamızın duvarı açılmış. Kar ve yağmur suları her yağışta içeri doluyor. Gazim gururundan söyleyememiş. Kaymakamımız evimizi onarır mı acaba?" diye konuştu. DHA

Asya bebek taburcu oldu ama...

İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 19 Mart’ta 4 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısında yaralanan ve bebek arabasıyla saldırının simgesi olan 2.5 yaşındaki Asya bebek ile anne ve babası, taburcu olup Adana’ya döndü. Baba Turgut B., “Çok zor günler geçirdik. Allah’a şükür şimdi kızım A. ve eşim Çilem ile 27 gün sonra yine bir aradayız. Ben ve eşimin durumu iyi ama kızım maalesef bir gözünü kaybetti” dedi.


Habertürk gazetesinin haberine göre, taburcu olmadan 2 hafta önce eşi ve kızının tedavi gördüğü özel hastaneye sevk edildiğini belirten B., “Lanet terör saldırısından sonra yaralı kızımı ilk kez o zaman gördüm. Gözünün göremeyecek olduğunu öğrenince çok üzüldüm. Ama kızımın yaşadığına şükrediyorum” ifadesini kullandı.

2 gün önce taburcu olduklarını ve evlerine dönmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden B., “Kızım A. ile şimdilik evde oyunlar oynayarak günü geçiriyoruz. Buruk bir mutluluk yaşıyoruz. İstanbul’a kızımın kontrolleri için zaman zaman gelip gideceğiz” diye konuştu. Patlama sırasında kızının kucağında olduğunu kaydeden Turgut B., o anı şöyle anlattı:

"AKLIMDAM ÇIKMIYOR"

"Olay günü aklımdan çıkmıyor. Küçük kızım A. benim kucağımda, eşim Çilem ve büyük kızım E. arkadan yürüyerek İstiklal Caddesi’nde ilerliyorduk. Yabancı turist grubunu bilmiyorum ama yüksek sesle önümüzde bir patlama oldu. Her yer toz duman oldu. İnsanlar kaçışmaya başladı. Dönüp arkama baktım, eşim ve kızım oradaydı. Bir-iki dakika sonra bir polis kucağımda duran kızımı alıp ambulansa koşarak götürdü. Ayağım kırılmış, farkında değildim. İnsanlar yerlerde yatıyordu. Beni ambulansla hastaneye götürdüler. Kızıma bir şey olacak diye çok korktum."

Araç muayenesinde 'ağır kusur' düzenlemesi

Muayenesi sırasında tamire ihtiyaç duyulacak derecede eksiklikleri tespit edilen araçların muayene raporuna bu eksiklikler, "ağır kusur" olarak işlenecek.1 aylık süre içinde muayenenin yapıldığı istasyona veya aynı ilde yer alan diğer sabit istasyonlara gidilmesi halinde muayene tekrarından ücret alınmayacak. 


Muayenesi sırasında tamire ihtiyaç duyulacak derecede eksiklikleri tespit edilen araçların muayene raporunda, bu eksiklikler "ağır kusur" olarak yer alacak.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın, Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenes Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.     

Buna göre, araç muayenesi sonucunda tamire ihtiyaç duyulacak derecede eksiklikler tespit edilmesi halinde, bu eksiklikler araç muayene raporuna "ağır kusur" olarak işlenecek.     

Söz konusu raporun bir örneği aracı getirene verilecek ve rapordaki eksikliklerin giderilip giderilmediği, muayene tekrarı sırasında kontrol edilecek. 1 aylık süre içinde muayenenin yapıldığı istasyona veya aynı ilde yer alan diğer sabit istasyonlara gidilmesi halinde muayene tekrarından ücret alınmayacak.     

1 aylık sürenin dolmasından sonra gelinen muayeneden veya 1 aylık süre dolmadan gelinen muayene tekrarından sonraki muayeneden ücret alınacak.  

Bahçeli'den yeni parti iddiası

MHP lideri Devlet Bahçeli, muhaliflerin kanunsuz kongre tarihi açıklayarak suç işlediklerini ve partiyi paralel yörüngeye sabitlemek istediklerini söyledi. Bahçeli muhalifleri, "Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman" sözleriyle niteleyerek, partileşme çabası içinde olduklarını öne sürdü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin partiyi kurultaya
götürmesinin ardından dün partisinin Merkez Yönetim Kurulu'nu (MYK) ve il başkanlarını topladı. Bahçeli, toplantının ardından yaptığı açıklamada, muhaliflerin kanunsuz kongre tarihi açıklayarak suç işlediklerini öne sürdü.

Yeniyüzyıl gazetesinin haberine göre; Bahçeli, MHP'nin paralel yörüngeye sabitlenmek istendiğini ve partiyi istikrarsızlığa sokmak için faal halde bulunanların diğer yanda muhtemel partileşme çabalarını alttan alta yürüttüklerini iddia etti. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada muhalifleri “Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayan” diye niteledi.

"GERÇEK YÜZÜ ÇOK YAKINDA NET OLARAK ANLAŞILACAK"

“MHP nifak çemberine alınmak, paralel yörüngeye sabitlenmek istenmektedir” ifadesini kullanan Bahçeli şunları kaydetti:

“MHP hukukun tüm imkanlarını kullanarak hakkını arayacak, Allah'ın izniyle yanlış hesap doğru kararlarla telafi edilecektir. Üstelik bu süreçte sabır ve soğukkanlılıktan da taviz verilmeyecektir. MHP haklıdır ve hakkının yenilmesine, mütecaviz operasyonlara asla müsaade etmeyecektir. Bir yanda partimizi istikrarsızlığa sokmak için faal halde bulunan, diğer yanda muhtemel partileşme çalışmalarını alttan alta yürütenlerin gerçek yüzü çok yakında net olarak anlaşılacaktır. Ayrıca olağanüstü tüzük kurultayıyla ilgili kanunsuz tarih açıklayanlar suç işlediklerini, vebal taşıdıklarını iyi bilmelidirler. Korsan ve paralel kurultayın toplanması şöyle dursun, düşünülmesi bile akla ziyandır. Başka kapılara yüz sürüp, sonra verilen imkanları yanlışa yorarak partimizin varlığında hak iddia edenler her zaman vesayeti altına girdikleri paralel örgüt gibi lekeli olacaklardır. MHP içinde bulunduğu badireyi aşacaktır. 47 yıllık emaneti çiğnetmeyeceğiz.”

16 Nisan 2016 Cumartesi

Facebook'ta iğrenç tuzak!

İzmir’in Bornova İlçesi’nde Facebook üzerinden bağlantı kurduğu yaşı küçük kız çocuğunun çıplak fotoğraflarını ele geçirip, şantajla götürdüğü bir yerde cinsel istismarda bulunan İ.U. (28) tutuklandı.

Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ilçede İ.U.’nun yaşı küçük kız çocuğunun sosyal medya hesabı üzerinden ele geçirdiği çıplak fotoğrafları ile şantaj yaptığı ve bir arkadaşının işyerine götürerek cinsel istismarda bulunduğu bilgisinin alınması üzerine harekete geçti. İ.U. düzenlenen operasyonla yakalandı. İ.U.’nun sosyal medya hesabı incelendiğinde yaşı küçük kız çocuğuna ait görüntüler ve cinsel içerikli konuşmalar tespit edildi.  İ.U. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. DHA

Ali Ağaoğlu Türkiye’yi terk ediyor

İş adamı Ali Ağaoğlu, devam eden projelerini tamamladıktan sonra Türkiye’de iş yapmayı bırakacağını açıkladı.


Bekleyen projeler arasında neredeyse hiçbir işinin yürümediğini anlatan Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, “Ellerinde bir işadamı listesi var, ‘bunların işleri yürümeyecek’ diye dolaşıyorlar” diye konuştu. Akşam gazetesine konuşan Ağaoğlu, “Devam eden birkaç tane işimiz var onları da bitirip yurtdışına gideceğiz” dedi.

380 MİLYON TL KDV ALACAĞIM VAR

Devletten 380 milyon liralık KDV alacağı bulunduğunu vurgulayan Ali Ağaoğlu, “380 milyon TL param yıllardır devlette duruyor. 380 milyon TL ne demek. Cirosu 380 milyon TL’yi bulmayan büyük şirketler var” dedi. KDV alacağını alamamış olmasının nedeni olarak da yine ‘bürokrasiyi’ gösteren Ağaoğlu, “Ticaretten anlamayan, hayatında bir yumurta satmamış, bir tane eleman çalıştırmamış insanlar ülkenin kaderini belirliyor. Rahmetli Özal’ın da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da başarısının sırrı eski tüccar olmalarından geçiyor. Ticareti bilmeyen insanlar, ticaret yapanların da önünü tıkıyorlar” şeklinde konuştu.

TEK ŞANSIMIZ BAŞKANLIK SiSTEMİ

Türkiye’nin vakit kaybetmeden başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini söyleyen Ali Ağaoğlu, “Türkiye’nin başkanlık sisteminden başka şansı yok. Bu sistem şimdiye kadar halka iyi anlatılmadı. Kamuoyunda da hak ettiği şekilde tartışılamadı. O yüzden kafalarda soru işaretleri oluştu. Oysa bu bütün dünyada uygulanan bir sistem. Kişilere indirgemek çok yanlış. Halka iyi anlatılması lazım. Çünkü Türkiye’nin önünün açılması için başkanlık şart” diye konuştu.

Suphi Altındöken’in cenazesi toprağa verildi

Suphi Altındöken'in cenazesi, dün gece Mersin'de adı açıklanmayan bir mezarlığa defnedildi. Babası ise "ölüm hastalığı" yüzünden cenazeye katılamadı.


Mersin’in Tarsus İlçesi’nde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Adana’da cezaevinde geçen 11 Nisan’da öldürülen katili 27 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken’in Adana Devlet Hastanesi morgunda bekletilen cenazesi, ailesi tarafından alınarak dün gece ‘gizlice’ Mersin’de adı açıklanmayan bir mezarlığa defnedildi. Polis, ailenin avukatı İbrahim Kaplan’ın resmi evrakları imzalayarak teslim aldığı cenazenin fark edilmemesi için tabuta kadın eşarbı koydu. Öte yandan Altındöken’in babasının Nekrofobi hastalığı (ceset görüldüğünde ya da ölüm düşüncesiyle ortaya çıkan aşırı korku) nedeniyle katılmadığı bildirildi. Özgecan’ın vahşice öldürüldükten sonra cesedinin parçanalarak yakılmasında rolü olan baba Altındöken’in bu hastalığa ne zaman yakalandığı ise kafalarda soru işaretlerine neden oldu.

Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü 46 yaşındaki Gültekin Alan tarafından 11 Nisan’da tabancayla vurularak öldürülen Özgecan Aslan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in defnedilmesiyle ilgili kriz aşıldı. Öldürüldükten sonra annesi Naciye Tan’a teslim edilen ve Tarsus’ta toprağa verilemeyince tekrar Adana Devlet Hastanesi morguna getirilen Ahmet Suphi Altındöken’in cenazesi, yakınları tarafından dün saat 23.00 sıralarında alındı. Polis, ailenin avukatı İbrahim Kaplan’ın resmi evrakları imzalayarak teslim aldığı cenazenin fark edilmemesi için tabuta kadın eşarbı koydu.

SURİYELİ KADIN CENAZESİ GÖRÜNTÜSÜ VERİLDİ
Morg etrafında bekleyenler ve gazetecilere cenazeyle ilgili, “Bir Suriyeli kadın cenazesi alıyoruz” açıklaması yapıldı. Bu yolla gazetecilerin takibinden kurtulmak isteyen aile, tabutun üzerine de eşarp örttü. Cenaze aracı da verilmediği için sivil plakalı bir kamyonete konulan cenaze Mersin’e doğru götürüldü. Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu’nda cenaze aracını takip eden gazeteciler, yolda denetim yapan polisler tarafından durdurulurken, cenazenin bulunduğu kamyonet ise Mersin yönüne devam etti.

NEKROFOBİ HASTASI BABA KATILMADI
Gazetecilerin takibi engellenen Suphi Altındöken’in cenazesi Mersin sınırları içerisinde nerede olduğu gizli tutulan bir mezarlığa götürüldü. Annesi Naciye Tan ile kız kardeşi ve bazı yakınlarının katılımıyla cenaze gece karanlığında dini işlemler yapılarak defnedildi.
Aynı saldırıda vurulan ve Adana TOKİ Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi süren baba Necmittin Altındöken’in de cenaze törenine Nekrofobi hastası (Ceset görüldüğünde ya da ölüm düşüncesiyle ortaya çıkan aşırı korku) nedeniyle katılmadığı bildirildi. Baba Necmittin Altındöken’in aslında oğlunun cenazesine katılmayı çok istediği ancak Nekrofobi hastalığı, sağlık sorunları ve güvenlik endişesiyle bu isteğinden vazgeçtiği vurgulandı. Baba Altındöken’in geçen yıllarda kaybettiği annesinin cenaze törenine de bu hastalığı nedeniyle katılamadığı ifade edildi.

Mardin ve Şırnak’tan acı haberler 5 şehit

Mardin'in Savur ilçesinde 4 asker Şırnak'ta ise 1 polis memuru şehit oldu.


Mardin’in Savur İlçesi’ne bağlı Taşlık ve Yazır köyleri arasında devriye görevi yürüten güvenlik güçlerini taşıyan zırhlı aracın geçişi sırasında, önceden teröristlerce yola döşenen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 4 asker şehit oldu 3 asker de yaralandı.


ŞEHİT EVLERİNE ATEŞ DÜŞTÜ
BURSA – Savur’daki hain saldırıda şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Sinan Yaylı’nın şehit olduğu haberi baba evine ulaştı. Acı haberi alan baba Ahmet Yaylı ve anne Hacer Yaylı’nın fenalaşması üzerine evin önünde bulunan sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi. Sinan Yaylı’nın şehit olduğu haberinin duyulmasının ardından yakınları ve komşuları eve akın ederken, Osmangazi Kaymakamı Enver Ünlü ve Bursa Jandarma Alay Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Hakan Keskin taziye ziyaretinde bulundu.

Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sinan Yaylı’nın, iki ablasının olduğu ve nişanlı olduğu öğrenildi.

ACI HABERİ ANTALYA’DA ALDILAR
SİVAS- Mardin’in Savur İlçesi’nde zırhlı askeri araca yapılan bombalı saldırıda şehit olan askerlerden Uzman Jandarma Çavuş Erdal Çetin’in acı haberi re Sivas’taki yakınlarını yasa boğdu. Uzman Jandarma Çavuş Erdal Çetin’in acı haberi memleketi Sivas’a ulaştı. Sağlık ekipleri eşliğinde şehidin Gülyurt Mahallesi’ndeki baba evine giden askeri yetkililer, aileyi evde bulamayınca şehadet haberini amcası Necati Çetin’e verdi. Amca Necati Çetin’in Abdulvahabi Gazi Mahallesi’nde oturduğu 3 katlı bina, Türk bayraklarıyla donatıldı. Hasan-Şaziye Çetin çiftinin 4 çocuğundan ikincisi olan evli ve 2 çocuk babası Erdal Çetin’ın 1996 yılında göreve başladığı öğrenildi. Ankara’da görevli olan Çetin’in bir süre önce geçici görevle Mardin’in Savur İlçesi’ne gittiği belirtildi. Bu arada şehidin anne ve babasının Antalya’daki kızları Hatice Çetin’in yanında olduğu ve oğullarının şehadet haberini aldıktan sonra şehidin Ankara’daki eşi Arzu Çetin’in yanına gittikleri ifade edildi. Şehidin cenazesi yarın Sivas’ta toprağa verilecek.


2 AY SONRA BABA OLACAKTI
NİĞDE- Savur’daki hain saldırıda şehit olan Jandarma Astsubay 25 yaşındaki Yasin Tekin’in ise Niğdeli olduğu öğrenildi. Şehidin Niğde’deki baba ocağına ateş düştü.

Merkez Şahinali Mahallesi’nde oturan aileye acı haberi, Vali Yardımcısı Özgür Körükçü ve Garnizon Komutanı Jandarma Albay İbrahim Taşkın tarafından sağlık ekipleri eşliğinde verildi. Oğullarının şehit olduğunu öğrenen baba Üzeyir ile anne Nevriye gözyaşlarına boğuldu. Acı haberi duyan şehidin yakınları ile komşuları eve akın etti. Şehidin baba ocağına Türk bayrağı asıldı. Mardin’e 1 ay önce giden şehit Yasin Tekin’in ailenin 3 çocuğundan biri olduğu, eşi Ülkiye Tekin’in ise 7 aylık hamile olduğu belirtildi. Oğlunu kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan baba Üzeyir Tekin, “Gidip de geri gelen var mı oradan. Belki öbür tarafta bizi bekleyecek. Benim oğlum öldü, ama güzel bir mertebe olan şehitlikle ödüllendirildi. Vatan sağolsun ağlamayacağım, böyle makam kime nasip olur. Ayrıca şehit törenine çelenk gönderecekler bir hayır kurumuna veya bir şehit ailesine yardım etsinler” dedi. DHA