31 Temmuz 2016 Pazar

Askeri okulların kapatılması kararnamesi yayınlandı

Askeri okulların kapatılmasına ilişkin kararname, Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

KHK ile Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatıldı, Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Milli Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kuruldu.

Milli Savunma Üniversitesi, rektörlüğe bağlı olarak, kurmay subay yetiştirmek ve lisansüstü eğitim vermek amacıyla yeni kurulan enstitülerden kara, deniz ve hava harp okullarından, astsubay meslek yüksekokullarından oluşacak. cnntürk

2 bin 700 hâkim ve savcının mal varlığına tedbir konuldu

FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltı kararı verilen 2 bin 700 hâkim ve savcının mal varlığına tedbir konulduğu öğrenildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınan Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da tedbir istenen isimler arasında olduğu öne sürüldü.


Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü darbe soruşturmalarında önemli bir karara imza atıldı.

Başsavcılığın talebi üzerine FETÖ soruşturmaları kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen 2 bin 700 hâkim ve savcının mal varlığına tedbir konuldu.

190 vali, kaymakam ve mülkiye müfettişinin de mal varlığına tedbir konulması talep edildi. Tedbir kararı uyarınca listede ismi bulunan şüpheliler, haklarındaki soruşturma tamamlanana kadar mallarını üçüncü bir kişiye devredemeyecek. Ancak bu kişiler, aylık harcamaları için son aldıkları maaşları kadar hesaplarından para çekebilecek.

Sulh ceza hâkimliğinin verdiği kararda, tedbir konulan malların, FETÖ faaliyetleri neticesinde elde edildiğine ve devir faaliyetlerine girişildiğine dair kuvvetli şüphe olduğu belirtildi.

Mahkemenin bu kararıyla şunlar hakkında tedbir uygulanacak:

Taşınmazlar,Kara, deniz ve hava ulaşım araçları, Gerçek veya tüzel kişiler nevindeki her türlü hak ve alacaklar,Kıymetli evrak, varsa ortağı bulunduğu şirket ve kooperatiflerdeki ortaklık payları, Kiralık kasa mevcutları, Banka ve diğer mali kurumlardaki döviz ve vadeli mevduat hesapları.
Mal varlıklarına tedbir konulması istenenler arasında görevden alınan merkez valileri ve il valileri de bulunuyor. Bunların arasında en dikkat çeken isim, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu.
Mal varlıklarına tedbir konulan 2 bin 745 hâkim ve savcının arasında eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Teoman Gökçe ve Hüseyin Serter, "Kozmik Oda" soruşturması savcısı Mustafa Bilgili, MİT TIR'ları aramasını yapan eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, MHP Kurultayı davasında kongre yolunu açan Burhan Yaz, "Şike" soruşturmasına bakan Mehmet Berk, "İzmir Askeri Casusluk" soruşturması savcısı Zafer Kılınç ve davaya bakan Hâkim Serdar Ergül ile çok sayıda paralel yapı şüphelisini usulsüz şekilde tahliye ettikten sonra tutuklanan Mustafa Başer ve Metin Özçelik de yer alıyor.

Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı

İstanbul'da alanlarda 'Demokrasi Nöbeti' sürdü. Taksim Meydanı, Kısıklı, Esenyurt, Sultanbeyli, Zeytinburnu, Saraçhane, Esenler ve Bağcılar'da toplanan binlerce kişi ellerinde Türk bayraklarıyla darbe girişimini bu gece de protesto edip 'Demokrasi Nöbeti'ne devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak da darbe girişiminin yaşandığı gece neler yaşadıklarını anlattı.


Saraçhane'deki demokrasi nöbetinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "O hain çeteler en ağır şekilde cezalarını bulacak" dedi.

Taksim'deki demokrasi nöbetinde konuşan Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan da, "Güçlü liderlik, sapasağlam bir halk ve Allah'ın yardımı da ulaşınca aşamayacağımız hiçbir güçlük yok. Bu millet, içeriden, dışarıdan her türlü düşmana karşı duracağını dünya aleme ilan etti. İçerideki düşmanı bazen ayırtetmek zor olabiliyor. Bu hainler, bu devlete ne kadar düşman olduklarını gösterdiler. Bu hain terör örgütü, bu terörist başı, kendilerine emanet edilen, milletin vergisiyle alınan silahları, nasıl millete çevirttiğini herkes gördü. Şundan hiç kuşkunuz olmasın, bunlar en ağır şekilde cezalandırılacaklar. Operasyonlar başladı ve devam ediyor ve devam edecek. Ta ki bu kanser hücreleri kamu kurumlarından temizlenene kadar" dedi.
"3 çocuğum o geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak'da Kısıklı'daki demokrasi nöbetine katılan vatandaşlara seslendi.

Albayrak, "Hepinize çok teşekkür ediyorum. Böyle cesur ve fedakar bir milletin parçası olmaktan duyduğum gururu ifade edemem. Hep 'Vatan millet, Sakarya' deriz ya işte o gece Vatan ne demekmiş bilfiil öğrendik. Bayrak ne demekmiş bayrak için bedel ödemek ne demekmiş herhangi bir parti taassubu olmadan, etnik fark olmadan, kadın erkek demeden, yaşlı genç demeden mücadele etmek ne demekmiş gördük öğrendik. 3 çocuğum var, O geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular. Allah'a hamd ediyorum ki onlara anlatacağımız bir cesaret hikayemiz var" diye konuştu.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, 15 Temmuz gecesi Gaziantep'de yaşadıklarını anlattı.

"Cumhurbaşkanımız bu süreci de bitirdi"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise, Kısıklı'da halka seslenerek, "15 Temmuz, son yüzyıllık tarihimizde en önemli, en hayati ve en kritik akşam olarak sizlerin tarihi ve efsanevi duruşunuzla bu milletin tarihine altın bir sayfa olarak geçti. Benim için evlatlarım için bu ülkenin son yüzyılda çıkardığı en büyük liderin yanında ona eşlik etme şerefini nail ettiği için rabbime hamdediyorum. Bize ve tüm ailemize zerre korku ve endişe kalbimize salmadı. Dimdik ve cesur bir şekilde bu millete, size yakışır şekilde Cumhurbaşkanımız sağsalip, sapasağlam İstanbul'a geldi ve bu darbeye yumruğunu indirdi, bu süreci de bitirdi" ifadelerini kullandı. DHA

30 Temmuz 2016 Cumartesi

OHAL öğretmenine 6 yıl tayin yok

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 2011 yılında uygulamadan kaldırdığı sözleşmeli öğretmenlik uygulaması OHAL’in 2. KHK’si ile yeniden devreye girdi. Sözleşmeli öğretmenler, KPSS puanının yanı sıra sözlü mülakat başarısına göre atanacak. 5 yıl olarak hazırlanan sözleşmeli öğretmen alım süresi OHAL KHK’si ile bir yıl daha arttı.



MEB, darbe girişiminin ardından açığa aldığı 22 bin öğretmen yerine ilk etapta 40 bin norm fazlası öğretmeni görevlendirmeyi planlıyor. Daha önce Meclis eğitim komisyonunda gündeme gelen ilk taslakta 5 yıl “çakılı” öğretmenlik modeli öngörülmüştü. Ancak KHK’ye göre, öğretmenler atandıktan sonra 4 yıl sözleşmeli olacak. Daha sonra istedikleri takdirde aynı yere kadrolu olarak atanacak. Atandıkları yerde 2 yıl daha çalışan öğretmenler tayin isteme hakkı elde edecek. Yani toplamda öğretmenler atandıkları il, okulu 6 yıl değiştiremeyecek. Eş durumu atamalarında eşlerden sözleşmeli öğretmen olmayan, sözleşmeli öğretmen olan eşin yanına gitmek zorunda kalacak.

Mülakat yapılacak

KHK ile birlikte MEB’in tüm eleştirilere karşın, öğretmen adaylarını “sözlü mülakattan başarılı olma şartıyla atama” kararından vazgeçmediği de ortaya çıktı. Yasaya göre her bir branştan belirlenen kadro sayısının 3 katı kadar aday mülakata çağırılacak. Atamalara, mülakat puanı, tecrübe ya da KPSS puanlarının yüzdelik etkilerinin ne olacağı ise henüz bilinmiyor.

Mülakat konuları

CNNTÜRK'ün haberine göre; KHK’nın yayımlanmasının ardından MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, ilgili yönetmeliği çıkarmak için çalışmaya başladı. Yönetmelikte, sözleşmeli öğretmenliğe atanacakların başvurularının ne zaman ve nasıl alınacağı, sözlü sınava alınacakların nasıl belirleneceği ve takvimi, sözlü sınav konuları, sözlü sınavın usul ve esasları yer alacak. Bakanlığın en geç hafta başında yönetmeliği yayımlaması bekleniyor.

Norm fazlaları

Öte yandan MEB, darbe girişiminin ardından yaptığı cemaat operasyonu ile açığa aldığı şimdilik 22 bin öğretmen yerine ilk etapta MEB teşkilatındaki 40 bin norm fazlası öğretmeni görevlendirmeyi planlıyor.

Okullara OHAL tedbirleri

Milli Eğitim Bakanlığı, FETÖ/PDY’nin darbe girişiminin ardından illere “okullarda güvenlik önlemlerini” içeren bir genelge gönderdi. Buna göre okula tamire gelen tesisatçının çantası aranacak, binaların etrafına tel örgü çekilecek.


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), FETÖ darbe girişimiyle birlikte başta okullar olmak üzere tüm birimlerinde güvenlik tedbirlerinin olağanüstü seviyeye çıkarılmasını kararlaştırdı. Konuyla ilgili illere “Emniyet ve Güvenlik Tedbirleri” konulu bir genelge gönderen MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, yeni eğitimöğretim yılıyla birlikte okullarda alınacak yeni tedbirleri açıkladı. Buna göre mesai saatleri dışında öğretmenler okul binasına izinle girebilecek. Okula tamire gelen tesisatçının alet çantası aranacak ve tamirciye okuldan bir personel eşlik edecek. Güvenlik önlemlerinin okullardan belge sızdırmayı önlemeye yönelik olduğu belirtildi.

Terör ve sabotaj

Genelgede, eğitim alanında gücü kırılan FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantılı cuntacıların, 15 Temmuz’da Türkiye’yi korumak için kendilerine emanet edilen araç, cihaz ve teçhizatı vatandaşa doğrulttuğu ifade edilerek, “Bakanlığımız, okullar ile özel eğitim kurumları ve barınma merkezlerinde üzücü olaylarla karşılaşılmaması için mevzuat esasları doğrultusunda emniyet ve güvenlik tedbirleri aksatılmadan uygulanacaktır” denildi.

Park yapılmayacak

Genelgeye göre alınacak bazı önlemler şöyle:

-Gizli ve gizlilik dereceli birim ve kısımlarda çalışan personel hakkında, “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması” yapılacak.

-Okul bahçesine hiçbir surette araç alınmayacak. Öğrenci servis araçlarına ayrılan alan dışında park yapılmayacak.

-Çalışma saatleri dışında herhangi bir sebeple okula girmek isteyen personel, birim amirlerine veya güvenlikten sorumlu birime önceden bildirecek.

-Giriş-çıkışlar kayıt altına alınacak.

-Okula veya herhangi bir bakanlık birimine elektrik, su, havagazı ve kalorifer bakım-onarımı gibi amaçlarla gelen kişilerin tamir takımları, taşıdığı çanta ve torbaları girişte kontrol edilecek.

-Onarım süresince kontrol amacıyla bu kişilerin yanında refakatçi bir personel olacak.

-Okul bina ve eklentilerinin etrafı duvar ve tel örgü gibi engellerle çevrilecek.

-Belirli noktalara güvenlik kulübesi yapılacak. cnntürk

Ünlü cerrahlar gözaltında

Antalya’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Akdeniz Üniversite Hastanesi’nde iki gündür süren operasyon kapsamında yüz, kol ve bacak nakillerine katılan dünyaca ünlü cerrahlar gözaltına alındı.


Antalya’da Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltı kararı alınan 150 kişiden yakalanan 147 kişi arasında Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi’nde Türkiye’nin yüz nakli ile kol ve bacak nakillerine katılan dünya ünlü cerrahların da bulunduğu öğrenildi.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri dün AÜ Rektörlüğü ve 19 fakülteye operasyon düzenlemişti. İki gündür düzenlenen operasyonlar kapsamında şu ana kadar aralarından eski Rektör yardımcıları, eski Dekan, akademisyen ve idari personelinde bulunduğu toplam 147 kişi gözaltına alındı. 150 kişi hakkında gözaltı kararı alınan operasyon kapsamında dün 130 kişi bugün ise 17 kişi gözaltına alındı. Yakalama kararı çıkartılan bazı akademisyenlerin ise yurt dışına kaçtığı belirlendi.

Yüz, kol ve bacak nakillerine katılan cerrahlar gözaltında operasyon kapsamında 2012 yılında Türkiye’nin ilk yüz nakli ile ilk kol ve bacak nakli operasyonlarında da yer alan Ortopedi Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar T., Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalından Levent A., Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla R. ile Diş Hekimliği Fakültesi Çene Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sinan T., Organ Nakli Merkezi eski Müdürü Doç. Dr. İbrahim A., eski Rektör Yardımcısı Nefroloji Bilim Dalından Prof.Dr. Ramazan Ç., Çocuk Cerrahisinden Prof.Dr, Abdurrahman K., Doç.Dr. Adnan A., Kardiyoloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Remzi Y.'da gözaltına alındı.

Öte yandan, İletişim Fakültesi eski Dekanı Bilal A., Eğitim Fakültesi eski Dekanı Mimar T. de gözaltına alınanların arasında yer alıyor.

Ayrıca FETÖ-PDY operasyonları kapsamında gözaltı sayılarının artması nedeniyle merkezdeki Antalya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şube ve polis merkezlerindeki nezarethanelerde yer kalmaması nedeniyle, Aksu, Döşemealtı, Serik ve Kemer ilçelerine gönderildiği öğrenildi. cnnntürk

İşte Nazlı Ilıcak'ın ifadesi

Fethullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanmasına ilişkin soruşturmada tutuklanan Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesi ifadesinde, "Yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım" dediği ortaya çıktı.


FETÖ/PDY'nin medya yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderilen Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.

Sabah'ın haberine göre Nazlı Ilcak'ın ifadesi özetle şöyle: "Ben darbe mağduru bir insanım. 28 Şubat sürecinde de her zaman mağdur kişilerin yanında durmaya gayret ettim. Benim yukarıda bahsettiği gibi mağdurların yanında olmak gibi bir karakterim olduğu için 17-25 Aralık sonrasında da dindar insanların üzerine insafsızca gidildiği yönünde bir kanaatim oluştu.

"Mağdur olmadıklarını anladım"

Bende şu anda özellikle darbe yapılması, darbe esnasında Genelkurmay Başkanı'na darbeye katılanların Fethullah Gülen ile ilgili görüştürme teklifleri, darbeye karışanlardan çıkan birer dolarlık banknotlar, darbeye karışanların koşulsuz polise ve vatandaşa ateş talimatı vermesi ve meclisin bombalanması gibi hususları gördüğümde, bu insanların aslında mağdur olmadığını anladım.

"Yeni anladım için üzgünüm"

Bende yanıldığımı düşünüyorum. Bu yanın aslında dindar bir yapı olmadığını, mazlum bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm. Ben işimden atılınca nafakamı kazanmak için Bugün TV'de programlara başladım. Bu kuruluşların bir örgütün hedefi doğrultusunda hareket ettiğinden haberim yoktu. 15 Temmuz'dan sonra özellikle Genelkurmay Başkanı'na örgüt mensubu bir askerin Fethullah Gülen ile sizi görüştürelim talebi beni çok sarstı.

"Asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim"

Bu ne biçim bir zihniyet ki koskoca Genelkurmay Başkanı'nı bu şekilde ikna edebileceğini düşünmektedir. Ayrıca bir dolarlar meselesi çıktı. Bununda hakikaten görev dağılımı olabileceğini düşündüm ve asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim. Bu kabul edilemez. Daha önce bu iddialar vardı. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri de bu iddiaları da reddediyordu.

"Herkes 15 Temmuz'da terör örgütü olduğunu idrak etti"

Bunları benim bilmem mümkün değildir. Yanıldığımı bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim.

Suç olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2015 tarihi ile idrak etti.

"İyi niyetimin kurbanı oldum"

Herhangi bir kastım yoktur. Ben 40 yıllık gazeteciyim. İyi niyetimin kurbanı oldum. Ben çalıştığım dönemde şu anda yurt dışına kaçmış olduklarını öğrendiğim, daha önce öğrendiğimde de aşırı derecede tepki gösterdiğim Tarık Toros ve Erkan Başyurt gibi çalıştığım kurumda yönetici olan kişiler ile örgütsel bir bağ içerisinde bulunmadım. Kendileri de bana programı ile ilgili herhangi bir telkinde bulunmadılar. Çalıştığım dönemde örgütsel bir faaliyet olduğunun farkında değildim."

Gülen'in haki cübbesi orduya sinyalmiş

Fetullah Gülen'in ordudaki müritlerine darbe sinyalini aylar önce giydiği haki cübbeyle verdiği iddia edildi. MİT Gülen'in "haki cübbesini" fark etti ve FETÖ üyelerinin kriptolu yazışma sistemini de kırdı. Ama ne MİT ne de ABD istihbaratı, darbe olacağına dair net bir teşhis koyamadı.


ABD'nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal'ın üst düzey Türk istihbarat kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Fetullah Gülen ordudaki müritlerine darbe girişimi sinyalini aylar önce vermişti. MİT Gülen'in "haki cübbesini" fark etti ve FETÖ üyelerinin kriptolu yazışma sistemini de kırdı. Ama ne MİT ne de ABD istihbaratı, darbe olacağına dair net bir teşhis koyamadı.

İşte Joe Parkinson ve Adam Entous imzalı Wall Street Journal haberindeki başlıca iddialar:

* MİT'in içinde bir grup kıdemli analist, FETÖ üyeleri hakkında istihbarat toplamak ve Gülen'in vaazlarında kullandığı kelime ve jestlerde gizli mesajlar olup olmadığını anlamak için günler harcadı.

* MİT tarafından izlendiklerini bilen FETÖ üyeleri, iletişimlerini daha da gizli hale getirdi. FETÖ üyesi olan ve "casusluk oyunlarını" iyi bilen tecrübeli askeri istihbaratçılar buna yardım etti. Gülen'in kendisi telefon kullanmayı bıraktı ve talimatlarını birkaç yakın adamına sözlü olarak aktarmaya başladı.

Bylock ile yazışıyorlardı

* Üst düzey Türk istihbarat yetkililerine göre FETÖ 2014 yılında ByLock adlı kriptolu mesajlaşma uygulamasını kullanmaya başladı. MİT bunu geçen kış keşfetti ve milyonlarca mesajın şifresini çözmeye başladı.

* Bu sayede MİT, FETÖ üyesi olabilecekleri değerlendirilen 40 bin kişiyi tespit etti. Bunlardan 600'ü üst düzey askeri yetkililerdi. Ancak Türk istihbarat kaynaklarına göre bu mesajlarda bir darbe planına rastlanamadı.

* MİT kriptosunu kırdığı ByLock mesajlarını bahar aylarının başında bakanlıklarla paylaştı. Böylece FETÖ üyeleri kriptonun kırıldığını öğrendiler. Bu nedenle ByLock yerine başka bir uygulama kullanmaya başladılar.

Gülen'in haki cübbesi orduya sinyalmiş

* 21 Mart 2016'da Gülen haki bir cüppeyle vaaz verdi. YouTube videosunu analiz eden MİT uzmanları bunun ordudaki FETÖ'cülere bir mesaj olabileceğini değerlendirdi. Ancak darbeyle ilgili bir mesaj olabileceği düşünülemedi.

* Darbe girişiminden dört gün önce MİT, FETÖ üyesi olduğu sanılan 600 subayın ismini Genelkurmay'a iletti. Plan, ağustostaki YAŞ toplantısında bu subayların ordudan tasfiye edilmesiydi.

* 15 Temmuz akşamüstü MİT, Ankara Kara Havacılık Okulu ve Akıncı Üssü'nde olağandışı hareketlilik tespit etti. Genelkurmay faksla uyarıldı. 17:30'da Hakan Fidan'ın yardımcısı bizzat Genelkurmay'a gitti.

Fidan, Akar'dan haber bekledi

* O akşamüstü akademiyi ziyaret eden üst düzey bir komutan, taarruz helikopterlerinin füze yüklü olmasından şüphelendi. Üstekiler tatbikata hazırlandıklarını söylediler.

* 18:00'de Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile karargahta buluştu. Akar Akıncı'ya gidip durumu yerinde görme kararı aldı. Fidan MİT merkezine döndü ve tatildeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bilgilendirmek için Akar'dan haber bekledi, ama arayan olmadı. Akar, kendisini Gülen ile konuşturmayı teklif eden bir general tarafından rehin alınmıştı.

* 21:00'de dramatik bir şeyler olduğu artık açıktı. Darbeciler bir saat içinde MİT merkezine de ulaştı. İki Super Cobra ve üç Sikorsky helikopteri binaya ateş açıp komando indirmeye çalıştı.

'Son kurşununuza kadar savaşın'

* Fidan, jetlerin de bomba atabileceği endişesiyle içeride tutuluyordu. Korumaları ise dışarıdaki ağaçları siper alıp darbecilerin helikopterlerine ateş açıyordu. MİT'in silah eğitimi almamış bürokratları bile darbecilerin hava indirmesini engellemeye çalıştı. Fidan, yardımcılarına, "Son kurşununuza kadar savaşın, sizi canlı ele geçiremesinler" dedi.

* Çatışma sürerken saatler gece yarısını geçmişti. 1.30-2.00 sularında MİT'in güvenlik ekibi, darbeci helikopterleri savuşturmak için çatıya ağır makineli tüfekler ve roket atarlar getirdi. Bu sayede hem MİT karargahı hem de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresinden darbeciler savuşturuldu.

İstihbarat zafiyeti mi?

* WSJ Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "istihbarat zafiyeti" açıklamasını hatırlatmasının ardından üst düzey bir Türk istihbarat yetkilisi gazeteye şunları söyledi: "Bir söylentinin (Akıncı'daki hareketlilik) üzerine gidip darbe girişimini ortaya çıkarmasaydık muhtemelen şimdi ya ölmüş ya hapishanede olurduk. Bu istihbarat zafiyeti sadece MİT'in değil, tüm güvenlik kurumlarımızın sistemik bir zafiyetidir."

* ABD istihbarat örgütlerinin MİT ile ortak çalışması karşılıklı bir güvensizliğe dayanıyordu. ABD'nin Türkiye'deki iletişimi dinlemesinde subaylara değil, militanlara odaklanıldı. FETÖ'nün darbe planları fark edilemedi, sadece "siyasi bir huzursuzluk" olduğu sanıldı. (cnntürk)

Memurlar hac için izin alabilecek

15 Temmuz darbe girişiminin ardından izinleri iptal edilen memurlar sadece hac ibadetleri için izin alabilecekler.

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre kamuda izni iptal edilen memurlar sadece hac ibadetleri için izin alabilecek.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından izinleri iptal edilen kamu çalışanları belgelemeleri halinde hac ibadetleri için izin alabilecek. Tek şart idari veya adli soruşturma veya görevden uzaklaştırılmamış olma.

Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Süleyman Soylu memurların izin yasaklarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan, “Memura izin yasağı FETÖ yapılanmasına karşı tedbirdir, (yasağın kalkması) yakın zamanda yeniden değerlendirilecek” ifadesini kullandı.

ÜCRETLERİ GERİ ALACAKLAR

Ayrıca darbe girişimi sonrası kamu çalışanlarının yıllık izinlerinin kaldırılmasının ardından tatil için para ödeyeceklerin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu oldu. Parasını geri almak isteyenlere 14 gün içinde ücretlerinin geri ödeneceği ifade ediliyor.

Adana Barosu Tüketici Hakları Komisyonu Başkanı Turgay Mumcuoğlu yazılı bir açıklama yaparak paket tur satın alan kamu çalışanlarının yasa gereği paralarının iade edilmesi gerektiğini belirtti.

Hem Erdoğan ağladı Hem de Yıldırım!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Kongre Kültür Merkezi açılışı ve şehitleri anma programına katıldı. Program sırasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşananlarla ilgili yayınlanan bir belgesel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Başbakan Binali Yıldırım'ı duygulandırdı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan gözyaşlarını tutamadı!


Ak Saray’daki Şehitleri Anma Programı’nda yayınlanan bir belgesel başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere tüm salonu duygulandırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Ak Saray Kongre Kültür Merkezi açılışı ve şehitleri anma programına katıldı.

İstiklal Marşı'nın ardından 15 Temmuz darbe girişimini anlatan bir video yayınlandı. Videoda darbeci askerlerin Türk halkına nasıl saldırdıkları gösterildi, halkın kahraman direnişine yer verildi. Videoyu izleyen bazı katılımcılar fenalaşırken, bazıları da gözyaşlarına engel olamadı.

Program sırasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaşananlarla ilgili yayınlanan bir belgesel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Başbakan Binali Yıldırım’ı da duygulandırdı. Hem Erdoğan ağladı Hem de Yıldırım.

Erdoğan’dan önemli karar! O davaları geri çekti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Saray'da Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programında yaptığı konuşmasında "Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak, davalarımı çekiyorum ve affediyorum" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Sara’da düzenlenen Şehitleri Anma programında yaptığı açıklamada, ”Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak, davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin, ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum.” dedi.

Çukurca'da şehit sayısı 8'e yükseldi

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde, PKK'lı teröristlerin yol kontrolü yapan güvenlik güçlerine düzenlediği saldırıda 8 asker şehit oldu, 25 asker de yaralandı. Çatışmada 8 terörist de öldürüldü.

Alınan bilgiye göre, Çukurca-Hakkari Karayolu Doğanlı bölgesinde, terör örgütü PKK mensupları, yol kontrolü yapan askerlere uzun namlulu silahlarla saldırdı.

8 asker şehit oldu

Gece saatlerinde ilk belirlemelere göre 5 askerin  şehit olduğu açıklanmıştı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), sabah saatlerinde yaptığı açıklama ile yaralanan üç askerin daha şehit olduğunu duyurdu.
TSK'dan yapılan açıklamada, "29 Temmuz 2016 Cuma günü saat 17.45 sularında, Hakkâri/Çukurca Taşbaşı köyü bölgesinde, bölücü terör örgütü mensubu teröristlerle çıkan silahlı çatışma esnasında yaralanan üç kahraman silah arkadaşımız daha şehit olmuş (toplam 8 şehit), ilk anda irtibat kurulamayan bir silah arkadaşımız yaralı olarak bulunmuş, ayrıca çatışmaların devamında ondokuz kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır" denildi.

25 asker yaralı

"Bölgedeki söz konusu çatışmada yaralanan toplam yirmi beş kahraman silah arkadaşımızın hastanede tedavilerine devam edilmektedir" denilen açıklamada, "Müteakiben bölgede icra edilen hava destekli operasyonda, sekiz bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiştir.  Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz" ifadesi kullanıldı.

Şırnak'ta da terör saldırısı: 1 asker yaralı

Öte yandan Şırnak'ın Cizre ilçesi Hisar Tank Taburu'na PKK'lı teröristlerin uzun namlulu silahlarla gerçekleştirdiği saldırıda 1 asker ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, akşam saatlerinde PKK'lı bir grup terörist Cudi Dağı eteklerinde Hisar Tank Taburu'na roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırdı.

Saldırıya anında karşılık veren güvenlik güçleri ile PKK'lı teröristler arasında çatışma çıktı. Çatışmada, ağır yaralanan 1 asker, askeri helikopterle Şırnak Asker Hastanesi'ne kaldırıldı. Karanlıktan yararlanarak ormanlık alana kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede hava destekli operasyon başlatıldı. cnntürk

Yaşar Büyükanıt'ın yaveri de tutuklandı

İzmir'de görülen komuoyunda 'Askeri casusuluk' davası olarak bilinen 'gizli belge ve belge bulundurma davasında ve soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yapılarak sahte delil üretildiği iddialarıyla gözaltına alınana 28 kişiden aralarında Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce'nin de bulunduğu 20 kişi tutuklandı.


Geçtiğimiz salı günü, İzmir merkezli 22 ilde başlatılan operasyonda, İzmir'de görülen komuoyunda 'Askeri casusuluk' soruşturmasında davası olarak bilinen 'gizli belge ve belde bulundurma davasında ve soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yapılarak sahte delil üretildiği iddialarıyla ilgili FETÖ üyesi 79 kişi hakkında yakalama kararı verildi. 

Gözaltı listesinde 15 Temmuz gecesi yapılan darbe girişimi ile ilgili tutuklanan Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Ordu Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral Ekrem Çağlar, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı, 8. Kolordu Komutanlığı'nda görevli Kurmay Albay Abdullah Bayram, Pilot Albay Murat Dağlı'nın da aralarında bulunduğu 9 subayın da olduğu belirtildi. 

Aralarında Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce'nin de bulunduğu 28 şüpheli gözaltına alınmış emniyetteki sorgulamalarının ardından dün adliyeye sevkedilmişti. Mahkeme karşısına çıkan şüphelilerden aralarında Tümgeneral Hamza Koçyiğit ve eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce'nin de bulunduğu 20 şüpheli tutuklanırken 8'i şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. cnntürk

Nazlı Ilıcak tutuklandı

Darbe soruşturması kapsamında mahkemeye çıkartılan 21 gazeteciden, aralarında Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 17 gazeteci, silahlı terör örgütüne üyelik suçundan tutuklandı. Aralarında Bülent Mumay'ın bulunduğu 4 gazeteci ise serbest bırakıldı.


Darbe girişimi sonrasında FETÖ/ PDY silahlı terör örgütünün medya yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen aralarında Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 21 gazeteciden, 17'sinin "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklanmasına karar verildi.
Gazeteciler Bülent Mumay ve Mehmet Gündem adli kontrol şartı görülmeksizin serbest bırakılırken; Arda Akın ve Yakup Sağlam adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 21 gazeteci, işlemlerin hızlıca yürütülmesi için 4 ayrı mahkeme tarafından sorgulandı.

Bülent Mumay serbest

Sonucu ilk belli olan gazeteci Bülent Mumay oldu.

Adli kontrol şartıyla mahkemeye sevk edilen Mumay hakkında mahkeme, herhangi bir adli kontrol şartına gerek görülmeden serbest bırakılmasına karar verdi.

Ancak mahkemece sorguları tamamlanan Nazlı Ilıcak, Bayram Kaya, Haşim Söylemez, Seyit Kılıç, Emre Soncan, Cuma Ulus, Büşra Erdal, Habip Güler, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin, Erkan Acar,Ali Akkuş, Abdullah Kılıç, Cihan Acar, Bünyamin Köseli, Azmi Kalyoncu ve Hüseyin Aydın'ın "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan tutuklanmalarına karar verildi.


Mahkeme Arda Akın ve Yakup Sağlam'ın yurtdışına çıkış yasağı ve imza şartıyla serbest bırakılmalarına karar verirken; Mehmet Gündem ise herhangi bir adli kontrol şartına gerek görülmeden serbest bırakıldı.

lıcak ve Erdal Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konuldu

Nazlı Ilıcak ve Hanım Büşra Erdal gece 01.00'de Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz kurumuna konuldu.

Ilıcak ve Erdal Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler tarafından iki ayrı otomobil ile getirildi. Nazlı Ilıcak cezaevi girişinde herhangi bir açıklamada bulunmazken, Hanım Büşra Erdal: " Sadece gazeteciyiz, attığımız tweetlerden dolayı tutuklandık' dedi. DHA

29 Temmuz 2016 Cuma

Gülen’in kitap, CD ve DVD'lerine toplatma kararı verildi

Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda Fethullah Gülen tarafından yazılan kitaplar ile CD, DVD ve diğer elektronik materyallerden oluşan 672 eserde "Terör örgütü propagandası" yapıldığı gerekçesi ile basım, dağıtım ve satışının yasaklanması ve piyasada elde edilenlere el konulmasına karar verdi.


Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar tarafından Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan başvuruda, Fethullah Gülen’in hakkında soruşturma yürütülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün lideri olduğu hatırlatıldı.

672 kitap, CD ve DVD için toplatma istendi

15 Temmuz 2016 tarihinde "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanmak suretiyle ortadan kaldırmaya teşebbüs" eden FETÖ/PDY terör örgütünün lideri olan Gülen’in, halk üzerinde din adamı kisvesi altında sempati toplamak, örgüte eleman kazandırmak amaçları ile yazdığı düşünülen 672 kitap, CD, DVD ve diğer elektronik materyallerin "Terör örgütü propagandası" suçunu içerebileceği belirtildi.

Başvuruda, terör örgütü propagandası oluşturabileceği değerlendirilen kitap, CD, DVD ve diğer elektronik materyallerden oluşan 672 adet eserin Basın Kanunu’nun 25/2 maddesi uyarınca basımı, dağıtımı ve satışının yasaklanması, piyasada elde edilenlere el konulması talep edildi.

Sulh ceza hakimliği talebi kabul etti

Kararı değerlendiren Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, bu talebi kabul ederek Gülen tarafından yazılan kitaplar ile ona ait CD, DVD ve elektronik materyallerin satışı, dağıtımı ve basımının yasaklanmasına, piyasada elde edilenlere de el konulmasına karar verdi. DHA