hac etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hac etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2017 Perşembe

Hac uyarısı yapıldı! Herkese yasaklandı!

Hacca gidecekler dikkat! Suudi Arabistan Krallığı, Dışişleri Bakanlığı tarafından, Mekke şehrinde bulunan Mescid-i Haram (Kabe) ve Medine şehrinde bulunan Mescid-i Nebevi (Ravzai Mutahhara) içinde ve bu ibadethanelerin yerleşkesine ait açık ve kapalı alanlarda, fotoğraf ve video çekimine yasak getirildiği bildirildi.
Yasağın, her ne suret ve amaçla olursa olsun, tüm ziyaretçiler yanında, `medya temsilcilerini´ de kapsadığı ifade edilen genelgede, kutsal mekanları koruma amaçlı olarak bu tedbirin alındığı vurgulandı. Özellikle fotoğraf ve görüntü kaydeden cihazların yaygınlaşması ile birlikte, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi içinde, ziyaretçilerin ‘geldikleri ülkelerin bayraklarının havaya kaldırılması, bu şekilde hatıra fotoğrafları çekilmesi ve yapılan konuşmalarla’ söz konusu mekanlarda ibadet amaçlı bulunan cemaatin rahatsız edildiği vurgulanırken, ziyaretçilerden de ‘kendilerine daha önce bu konuda uyarı yapılmadığı’ bilgisi alındığı belirtildi.
CİHAZLARA EL KONULUP, YASAL İŞLEM YAPILACAK
Suudi Arabistan Krallığı Dışişleri Bakanlığı tarafından, aynı genelge ile ibadetlerin daha sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için yürürlüğe konulan yasağa aykırı davranılması durumunda, fotoğraf ve video tespitine yarayan aletlere el konulacağı ve yasal işlem yapılacağı ifade edilirken, ilgili ülkelerin de ziyaretçilere gerekli bilgilendirmeyi yapması talep edildi.

23 Ekim 2017 Pazartesi

Çiçek Turizm’in, Kasım ayı ile birlikte Umre turları başlıyor

1985 yılından itibaren Umre ve Hac ibadeti için kutsal topraklara organizasyon yapan Çiçek Turizm’in, Kasım ayı itibariyle özel fiyat ile Umre turları başlıyor.

Çiçek Turizm’in, IATA üyesi seyahat acentesi olarak 32 yıldır hizmet verdiğini belirten Bursa Şubesinin yetkilisi Ayla Üstün şunları söyledi: “Çiçek Turizm’in Bursa’daki tek yetkili şubesi olarak, misafirlerimize uygun fiyatlar ile kaliteli hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Her geçen yıl Umre turlarımıza olan talep artıyor. Geçtiğimiz yıla oranla bu yıl, kutsal topraklara gidenlerin oranında %20’nin üzerinde artış yaşanıyor” dedi.
Kutsal topraklara yolculuk
Hac görevinin ardından Umre’ye gidişlerinin Kasım ayıyla birlikte başladığını anlatan Ayla Üstün, konuşmasına şöyle devam etti: “1 Kasım'dan başlayarak, her 15 günde bir turlarımız olacak. 15-20-28 günlük umre turlarımızda fiyatlarımız 940 Dolar - 1125 Dolar arasında değişiyor. Kudüs ve Kudüs bağlantılı Umre turlarımız bulunuyor. Umre ibadeti, Kasım ayı, sömestr ve Mart aylarında daha fazla tercih ediliyor. Ayrıca, Ramazan umresinde 41 gün, 30 gün ve son 15 günlük turlar daha çok ilgi görüyor. Senenin 3 ayı hariç sürekli umre turlarımız bulunuyor” diye konuştu.
Kutsal topraklara gideceklere öneriler
Kutsal topraklara gidecek olan ziyaretçilerin mağduriyet yaşamamaları için dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında da bilgi veren Ayla Üstün, konuşmasına şöyle devam etti: “Tercih edilecek acentanın TÜRSAB belgeli ve A sınıfı olması gerekiyor, IATA Belgesinin olması da araştırılmalıdır. Vize işlemleri, bilet işlemleri otel rezervasyonlarının yapılmış olması, hizmet edecek olan görevli ve hocaların bulunması gerekiyor. Ayrıca, yolculuğa çıkılmadan önce, ibadet hakkında bilgi edinilmesi de önemlidir” dedi.
Çiçek Turizm Bursa Şubesi Hakkında
Çiçek Turizm’in tek yetkili Bursa şubesi yöneticisi Ayla Üstün ve ortağı Hasan Çalışkan, Çiçek Turizm ve Seyahat Ltd. Şti. Bursa Şubesi olarak Tuzpazarı mahallesi, Haşim İşcan caddesi,  No:54/1 adresinde hizmet vermektedir.



27 Şubat 2017 Pazartesi

Hac ücretleri açıklandı: Açık büfe, Kabe'ye yürüme mesafesinde 40 bin lira

2017 hac ücretleri Diyanet İşler Başkanlığı tarafından açıklandı. Yapılan açıklamaya göre bu yıl hacı adayları en az 15 bin 500 lira en fazla da 39 bin 500 lira ödeyecek. 'Otel 1' türü hac seçen hacı adayları 39 bin 500 lira ödeyerek Kâbe'ye yürüme mesafesinde ve açık büfe olarak konaklayacak.

Diyanet İşleri Başkanlığı, oda ve otel tercihli iki seçenekli belirlediği 2017 yılı hac ücretlerini açıkladı. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Hac ücretlerinin ulaşım, konaklama, Arafat’ta klimalı çadır gibi hizmetler, Suudi Arabistan devletine ödenen ücretler, sağlık, yemek, rehberlik, görevli personel giderleri, hacı adaylarına verilen malzemeler, kurban vesair kalemler dikkate alınarak belirlendiğinin ifade edildiği Diyanet’in açıklamasına göre, bu yıl hacı adayları oda tercih ederlerse, hepsi kişi başı olmak üzere, iki kişilik oda için 15 bin 500, üç kişilik odaya 14 bin, 4 kişilik odaya ise 12 bin 250 lira (Kâbe’ye uzak, servisli ve tabldot yemekli) ödeyecekler.
Kâbe'ye mesafesine göre ücret
Otel konaklama türünde ise otellerin tür ve niteliğine göre ‘otel 2’ türü hac ücretleri 22 bin 750 ile 24 bin 500 lira, ‘otel 1’ türü ücretler ise 27 bin 500 ile 39 bin 750 lira (Kâbe’ye yürüme mesafesinde, açık büfe yemekli) arasında belirlendi. Başkanlık, ‘şehit ailelerinin hac kurasına girip girmeyecekleriyle’ ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: “Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, şehit aileleri için 600 olan kotayı müracaat eden kişi sayısı kadar artırmıştır. Bu yıl 4 bin 600 şehit yakını 80 bin kotaya ilave olarak kutsal topraklara gitme imkânına kavuşacak. Bu hakkı elde edenlerin kayıtları ise 16-24 Mart tarihleri arasında yapılacak.”
"Sırayla olursa 25 yıl sonra..."
Diyanet İşleri Başkanlığı, hacı adaylarından gelen, “Hacca neden sırayla götürmüyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Sıraya koyulması halinde kayıtlı mevcut hacı adayı sayısına göre 25 yıl sonrasına sıra verilmiş olacak. Bu da toplumda her türlü hac talebini ve hac heyecanını ortadan kaldıracak ve bir süre sonra toplumsal soruna dönüşecektir.”

24 Şubat 2017 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2017 yılı hac kuraları çekildi

Merakla beklenen Hac kuraları çekildi. Kuraya, kayıt yenileme ve ön kayıt yaptıran toplam 1 milyon 892 bin 724 kişi katıldı. Kura sonuçları saat 23.00'ten itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yayımlandı.

Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda yapılan kura çekimi Kur'an tilaveti okunmasıyla başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, hac ibadetine ilişkin, "Çıktığı, gitme imkanına kavuştuğumuzda sevinmeyi, coşmayı ne kadar haklı buluyorsak, çıkmadığında da üzülmeyi o kadar hak eden bir ibadet." değerlendirmesini yaptı.
Hac ibadetinin farklı ırkları, renkleri, coğrafyaları ve kültürleri olan ama aynı imanı, aşkı ve heyecanı olan müminleri senede bir defa Kabetullah'ın etrafında bir araya getiren "Muhteşem" bir ibadet olduğunu ifade eden Görmez, "Hac ibadeti hem kalbimize, hem ahiretimize, hem kardeşlerimize, hem Kabetullah'a yolculuktur. Ama hac ibadetinin en büyük gayesi Kabe'nin Rabb'ine yolculuktur, onun sahibine yolculuktur." dedi.
"Bu sisteme geçmek zorundaydık"
Görmez, hac ibadeti için talebin arttığına dikkati çekerek, başvurular arasında hacca gitmek isteyenlerin katsayılı kura sistemiyle belirlendiğini aktardı.
Bu sisteme ilişkin Görmez, şu bilgileri verdi: "Büyüklerimiz, 'neden sıra ile götürmüyorsunuz?' diye soruyor. Sırayla olduğu zaman sadece 9, 10 sene önce müracaat edenler gitmiş olacak. Yeni müracaat edene ise başkanlık 20, 25 yıl sonraya randevu vermiş olacak. Bu da toplumda her türlü hac talebini, hac heyecanının ortadan kaldıracak. Niyetini ortaya koymak ve müracaat etmek durumunda olan bütün insanları bu ibadetten men etmiş olacağız. Başkanlık olarak bu riski göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu sisteme geçmek zorundaydık."
Hac ibadeti için şehit ailelerine tanınan 600 kişilik kotaya değinen Görmez, şunları söyledi: "Ancak bu sene ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçleri de dikkate alarak, onların bu taleplerini, gözyaşlarını dikkate alarak müracaat eden 4 bin 600 kardeşimizi...Yani evladını, yavrusunu, eşini, çocuğunu bu vatan için, bu milletin bekası ve bu ülkenin geleceği için feda eden anneye, babaya da müsaade edin bu önceliği tanıyalım. Bu sene 80 bin kardeşimiz hac ibadetini ifa edecek. İnşallah 4 bin 600 şehit ailemiz de gitme imkanına kavuşacaklar."
Hac ibadetinin dünya standartları dikkate alındığında çok pahalı bir ibadet olduğuna dikkati çeken Görmez, "Dünyanın en pahalı seyahati haline geldi. Ama bu bizim elimizde olan bir şey değil, bunu bilmenizi isterim. Sadece konaklama ve uçak masrafları yüzde 61'ini karşılıyor. Diğerlerinin hepsi rakam rakam bellidir. Bu bizi de üzüyor. Acaba ne yapılabilir? Bütün yollar ve imkanlar değerlendiriliyor." diye konuştu.
Görmez, başkanlığın hedefinin huzurlu ve güvenli bir şekilde bu ibadetin yapılmasının sağlanması olduğunu belirtti.
"Lütfen umre ibadeti var"
Görmez, kurada çıkan ve çıkmayan vatandaşlara da şunları söyledi: "Her birimiz Rabb'imizin bizim için çizdiği o plan içerisinde zaten aynı niyetle buraya gelmişiz. Çıkmadığı zaman 'ben vazifemi yaptım Rabb'im, sen bana emrettin ben de gittim peş peşe 10 sene müracaat ettim ama çıkmadı, senin rızanı kazanacak yüzlerce, binlerce, milyonlarca iş ve ibadet var. Ben de onlarla senin rızanı kazanmaya çalışırım...' Aynı şekilde çıkan kardeşlerimiz de büyük bir yola talip olmanın mesuliyetini üzerine alarak, hac ibadetini bir eğitime dönüştürerek ve şimdiden okumaya başlayarak, 'bu ibadeti en güzel şekilde nasıl yapabilirim' diyerek hazırlığını yapsın.
Ayrıca bu ibadeti yapmış olan hiçbir kardeşimizin ikinci defa bütün yolları zorlayarak, talip olması doğru değil. Bütün bu insanların hakkını, hukukunu, gözyaşını unutmayalım. Başka ülkelerden, başka yerlerden kapıları zorlayarak...Lütfen umre ibadeti var. Umre ibadetiyle bu hasretinizi gönderme imkanınız varsa...Ama 2 milyon kardeşiniz gözyaşıyla hacca gitmek için beklerken lütfen yolları zorlayarak...'Bir defa bu ibadeti yaptıktan sonra bu yanlışı yapmayın' diye istirhamda bulunmak istiyorum."
Bu arada ekranda kuradan isminin çıktığını gören vatandaşlardan bazıları sevinçten ağladı.
Sonuçlar internet sitesinde 
Kuraların hayırlı olması temennisinde bulunulmasının ardından Görmez ve Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu üyelerinin de katılımıyla kura çekildi. Ankara'dan başlayan kura çekimi daha sonra illerin plaka sırasına göre devam etti.
Kura sonuçları, saat 23.00'ten itibaren Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinden yayımlanacak.
Hac kesin kayıtları 3-13 Mart tarihleri arasında yapılacak. Belirlenen süre içerisinde kesin kayıt yaptırmayanların yerine, kura sırası gözetilerek 16-24 Mart arasında dağıtılan kontenjanlar çerçevesinde kayıtlar alınacak. cnntürk

11 Ocak 2017 Çarşamba

Hac ve Umre'de 50 dolarlık sahte kimlik kartı vurgunu!

TÜRSAB Bölgesel Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Güldemir, hac ve umre için yurt dışına çıkan vatandaşlara Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 50 dolar ücret karşılığı verilen kimlik kartlarının sahtelerinin basılarak bazı acenteler tarafından kullanıldığını ileri sürdü. Güldemir, geçen yıl 30 bine yakın kişinin bu şekilde mağdur edildiğini söyledi. Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneği de yazılı bir açıklama yaparak Umre'ye gidecek olan vatandaşları uyardı.

Sahte kimlik kartı basan acentelerin kişi başına 50 dolar haksız kazanç elde ettiğine dikkat çeken Turizmciler ve Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) BYK Yönetim Kurulu Üyesi ve Uzman Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Güldemir, bu konuda TÜRSAB ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın denetim görevini yerine getirmediğini ileri sürdü.
Hac ve Umre operasyonu yapan tüm acentelere, geriye dönük araştırma yapılması gerektiğini savunan Muharrem Güldemir, bu yıl sahte kart miktarında ciddi bir artış yaşandığını söyledi. 50 civarında acentenin sahte kart kullandığını iddia eden Muharrem Güldemir konuyla ilgili olarak yetkilileri ve Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdı.
"Diyanet, Suudi Arabistan'da yakaladı"
Konuyla ilgili olarak cnnturk.com'dan Murat Aydın'ın sorularını cevaplayan Muharrem Güldemir, bu kartların dağıtımını Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığını belirterek, "Diyanet İşleri, daha önce Suudi Arabistan'da sahte kart kullananları yakaladı. Bununla ilgili gerekli işlemler yapıldı. Fakat hala aynı yerdeyiz" dedi.
Diyanet'in bununla ilgili bir işlemi olmadığını idida eden Güldemir, yine aynı kişiler tarafından bu sahtekarlığın devam ettiğini söyledi.
"50 dolar verip kimlik kartlarını alıyorlar"
Güldemir, "Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu var. Bu kurul kararı doğrultusunda umreye gidecek her aday şirketler aracılığıyla 50 dolar ücret vererek bu hac ve umre kimlik kartını alıyor. Bunu ödemekle yükümlü hacı adayı bunun karşılığında bir takım hizmetler alıyor. Bu ödemenni karşılığı olarak Diyanet'in görevlendirdiği bir din görevlisi, hastane hizmetlerii, PTT'nin Mekke ve Medine'deki bürolarından kargo hizmetinden faydalanıyorlar" diye konuştu.

SAHTE KART ÖRNEĞİ
Muharrem Güldemir, "Kurul kararında diyor ki bu kartı olmayanların yurt dışına çıkışı yapılamaz, yasak diyor. Biz bu konuda gerekli ihbarları İçişleri Bakanlığı'na, havaalanlarına yaptık. Ama bu adamlar hala bu işi yapıyor. Bu çok yüksek bir rakam" ifadelerini kullandı.
Kişi başına 125 dolarlık haksız kazanç
2016 yılında 30 bin kişinin bu şekilde mağdur edilidiğini iddia eden Güldemir, sahte kart kullanan acentelerin bu şekilde her hacı adayı başına 125 dolarlık bir haksız kazanç elde ettiklerini söyledi.
Güldemir bu durumu ise şöyle açıkladı: Bu kartları acenteler, gidip Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alıyor. Şayet, örnek veriyorum. Bu bedeli ödemeyeceksem eğer, gidiyorum bir matbaya diyorum ki bana bu karttan yap kardeşim, yaptırıyorsun 50 dolar yok. Seyahat sigortası yok. HURSAD hizmet bedeli yok. Mesela öğlen yemeğinde kumanya verilecek, verilmiyor. Vergi de yok. Bunlarla beraber acentenin 125 dolara yakın karı var.

SAHTE KART ÖRNEĞİ
Hacı adaylarının bundan haberi olmadığını söyleyen Güldemir, "sahte olduğunu bilmez ki, parayı tahsil etmiş acente zaten. Gidip herhangi bir matbadan bu kartları yapıp getirip veriyorlar hacı adayına. Hacı adayı nereden bilecek bunun sahte olduğunu" dedi.
Dernekten yazılı açıklama
Öte yandan kısa adı HURSAD olan, Hac ve Umre Seyahat Acenteleri Derneği de yazılı bir açıklama yaparak Umre'ye gidecek olan vatandaşları uyardı.
İşte o uyarı
Umre'ye gidecek vatandaşlarımızın seyahatlerine başlamadan önce aşağıdaki konularda dikkatli olmaları kendileri ve ülkemiz menfaatine olacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Seyahat acentelerin  Umre organizasyonlarında uyması gereken kurallar, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu kararları ve Diyanet İşleri Başkanlığının denetim ve gözetimi altında gerçekleştirilmektedir.
2016 Umre sezonu ile birlikte kötü niyetli kişi ve kurumların Diyanet İşleri Başkanlığı ile sözleşme imzalamadan veya sözleşme imzalamış olsa dahi usulsüz işlem yaparak tur düzenlediği yönünde kanıt ve bilgiler bulunmaktadır.
Diğer yandan, seyahat acentelerimiz dahil Umre'ye gidecek vatandaşlarımıza Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “UMRE KİMLİK BELGESİ” verilme zorunluluğu vardır. Umre kimlik belgesinin üzerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın logosu bulunan hologramı bulunmaktadır.
Vatandaşlarımızın bu belgeleri kontrol etmeleri ve havalimanı çıkışlarında pasaport polisleri sormasa dahi umre kimlik belgelerini özellikle göstermelerini öneriyoruz.
Mağdur edilmemek için dikkat!
Vatandaşlarımızın bu kimlik belgelerine dikkat etmemeleri durumunda;
- Seyahatlerini ve kendilerinden tahsil edilen ücretleri de kapsayan sigorta kapsamında olmayacaklarını bilmelidirler.
- Rahatsızlanmaları durumunda geri dönüşlerini sağlayacak olan masraflar kendilerine ödenmeyecektir.
- Mekke ve Medine’de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaklardır.
- Medine’de yine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen kargo hizmetlerinden faydalanamayacaklardır.
- Konaklama, ulaşım ve yemek konularında denetleneme yapılamayacağı için eksik hizmet alacaklardır.
- Devlet kurumları tarafından verilecek hizmetler ile ilgili yapılan çalışmalar aksatıldığı için kurumların maddi kayıplarına sebep olacaklardır.
- Kayıtsız gerçekleştirilen işlemler nedeni haksız kazanç ve vergi kaçırılmasına alet olacaklardır.
İbadet amacında olan vatandaşlarımızın bu hususlara dikkat etmeleri maddi manevi menfaatlerine olacaktır.
Bu güne kadar yapılan çalışmalarda binlerce kişinin sahte kart ile çıkış yaptığı bu kartların üzerinde “TRAVELTUR” yazdığı, böyle bir seyahat acentesinin olmadığı tespit edilmiştir.
İlgili tüm kurumları, vatandaşlarımızın ve ülkemizin haklarını korumaya, sektör içerisinde yıllardır emek harcayarak evlerini geçindirmeye çalışan acentelarımızın zan altında kalmamaları ve zarara uğramamaları adına göreve davet ediyoruz.
Murat Aydın / Cnnturk.com

2017 Hac kayıt yenileme işlemleri: Diyanet İşleri hac kayıt yenileme ücreti alacak mı?

Hac kayıt yenileme işlemleri 9 Ocak Salı günü Diyanet İşleri'nin yaptığı duyuru ile başladı. 2017 yılında ilk kez hac kaydı yapacak adayların işlemleri geçtiğimiz günlerde dolmuştu. Önceki yıllarda otomatik olarak yapılan kayıt yenileme bu yıl yapılan yeni uygulama ile bireysel başvuru ile yenilemeye dönüştürüldü. Diyanet İşleri'nin resmi internet adresinden yapılan duyuruda işlemler için herhangi bir ücret alınmayacağı ifade edilirken sürenin 31 Ocak'ta dolacağı dile getirildi. İletişim bilgilerinin güncellenmesi ile ilgili hatırlatmayı da yapan kurum adayların kurayı kazanmaları halinde nasıl haberlerinin olacağını da açıkladı.

2017 yılı hac kayıt yenileme işlemleri 9 Ocak 2017 tarihinde başladı. Ocak ayının sonuna kadar devam edecek işlemler boyunca hacı adayları işlemleri hem internet üzerinden hem de Diyanet İşleri'ne ait kurumlardan yapabilecek. Bu yıl ilk kez kayıt yaptıran hacı adayları için tanınan süre 6 Ocak'ta dolarken adaylar yenileme işlemlerinin tamamlanmasının ardından başvuru sonuçlarını beklemeye başlayacak. Cep telefonlarına gelen mesajın yanı sıra adaylar sonuç sorgulama sistemi üzerinden kuradan adlarının çıkıp çıkmadığını öğrenebilecek.
Adaylar kurayı kazanmış olsalar bile yanlış iletişim bilgileri vermiş olmaları halinde sorumluluk kendilerine ait olacak.
BAŞVURULAR NASIL YAPILIR?
Daha önceki yıllarda başvuru yapmayan adaylar için açılan başvuru süreci Diyanet İşleri’nin resmi internet adresinin yanı sıra illerde bulunan müftülüklerden de yapılabilecek. Hac için ilk defa kayıt yaptıracak hacı adayları konaklama tercihlerini de kendileri belirleyecek. 
ÜCRET NE KADAR OLACAK?
20 TL’lik ön kayıt ücretini belirtilen bankalara yatıracak olan adaylar kayıt paralarını yatırmalarının ardından “Oda tercihli konaklama” ve “Otel konaklama” türlerinden birini seçecek. Önceki yıllarda kayıt yaptıran adaylar başvurularını yenilediği takdirde kendilerinden ücret alınmayacak.
SON GÜN NE ZAMAN?
2017 yılında ilk kez kayıt yaptıracakların 28 Aralık- 6 Ocak tarihlerinde başvurularını tamamlamış olması gerekiyor. Önceki yıllarda kayıt yaptıran kişiler ise 9 Ocak ile 31 Ocak tarihleri arasında kayıtlarını yenilemek zorunda. Diyanet İşleri yaptığı uyarıda adayların yenileme işlemlerinin otomatik olmayacağını bu nedenle yenileme işlemlerinin bireysel olarak yapılması gerektiğini ifade etti. Yenileme işlemlerini yapmayan adaylar 2017 yılı kuralarına dahil edilmeyecek.
OTOMATİK YENİLEME OLMAYACAK
Önceki yıllarda Hac ibadeti için başvuru yapan adayların kayıtları yenil yılda otomatik olarak yenilenirken Diyanet bu yıl bahsi geçen uygulamanın gerçekleştirilmeyeceğini duyurdu.
İLETİŞİM BİLGİLERİ GÜNCELLENMELİ
Kura çekiminin ardından kutsal topraklara gitme hakkı kazanan kişiler sistemde kayıtlı bulunan iletişim bilgileri üzerinden kurumla iletişime geçecek. Bu nedenle iletişim bilgilerini güncellemeyen adayların sorumlulukları kendilerine ait olacak.
KAZANDIĞIMI NASIL ANLARIM?
Hac ibadeti için seçilen şanslı kişiler arasına giren adayların cep telefonlarına SMS şifresi gelecek. Bu şifre ile birlikte kuruma giden kişiler “Kesin kayıt yaptırabilir” belgesiyle birlikte diğer işlemleri başlatabilecek.

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Memurlar hac için izin alabilecek

15 Temmuz darbe girişiminin ardından izinleri iptal edilen memurlar sadece hac ibadetleri için izin alabilecekler.

Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre kamuda izni iptal edilen memurlar sadece hac ibadetleri için izin alabilecek.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından izinleri iptal edilen kamu çalışanları belgelemeleri halinde hac ibadetleri için izin alabilecek. Tek şart idari veya adli soruşturma veya görevden uzaklaştırılmamış olma.

Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Süleyman Soylu memurların izin yasaklarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan, “Memura izin yasağı FETÖ yapılanmasına karşı tedbirdir, (yasağın kalkması) yakın zamanda yeniden değerlendirilecek” ifadesini kullandı.

ÜCRETLERİ GERİ ALACAKLAR

Ayrıca darbe girişimi sonrası kamu çalışanlarının yıllık izinlerinin kaldırılmasının ardından tatil için para ödeyeceklerin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu oldu. Parasını geri almak isteyenlere 14 gün içinde ücretlerinin geri ödeneceği ifade ediliyor.

Adana Barosu Tüketici Hakları Komisyonu Başkanı Turgay Mumcuoğlu yazılı bir açıklama yaparak paket tur satın alan kamu çalışanlarının yasa gereği paralarının iade edilmesi gerektiğini belirtti.

31 Aralık 2015 Perşembe

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyeti için Kabe’nin kapısı açıldı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iki günlük resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Suudi Arabistan’da Kabe’yi ziyaret ederek, umre yaptı.

Erdoğan, Cidde Kral Abdulaziz Uluslararası Havalimanı’ndaki Kraliyet Misafirhanesi’nde ihrama girerek karayoluyla Mekke’ye geçti. Önceki gece Mescid-i Haram’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet, Kabe’de önce umre tavafını yaparak, Merve ve Safa tepeleri arasında umre sa’yini gerçekleştirdi.

Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş da umre yaptı. Kral Selman’ın emriyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyeti için Kabe’nin kapısı da açıldı. Umre ziyaretini tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Mescid-i Haram’ın yanındaki Suudi Arabistan Kraliyet Konukevi’ne geçti.

İÇİNDE NAMAZ KILDIK

2009 yılı şubat ayı başıydı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Riyad’a resmi ziyaretini izleyen gazeteciler arasındaydım. Ekipte yer alan Güngör Uras’la seyahat öncesi niyetine girmiştik:- İnşallah umre de yaparız.Niyetimiz gerçeğe dönüştü. Riyad’dan Cidde’ye geçtik. Gül, orada görüşmelerini sürdürürken gazeteciler olarak ihrama girdik. Tekbir ve dualarla Mekke’ye gittik. Gece umre yaptık.

İhramdan çıktıktan sonra saat 01.00’de Kâbe’ye bakan merdivenlerde tavaftakileri izleyip dualarımızı sürdürdük. Derken Kâbe’nin güvenlik ekibi hazırlıklara başladı. Meslektaşımız Mustafa Karaalioğlu, aşırı titizlikle bize döndü:- Arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı umre yapacak. Bizi görürse rahatsız olur. Bırakalım rahat umresini yapsın.İtiraz etsek de ısrarcı davrandı. O gün Karaalioğlu’nun sözüne uyduk. Ertesi sabah Karaalioğlu’na uymakla yanlış yaptığımız anlaşıldı. Çünkü, başta TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi olmak üzere Gül’le aynı anda umre yapan tüm işadamları Kâbe’nin içine girme şansı yakalamıştı. Biz o fırsatı kaçırmıştık.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Aralık 2015’te başlayan Suudi Arabistan seyahatini izleyeceğim belli olduğunda ekibine sordum:- Programda umre var mı?- Çok düşük ihtimal.29 Aralık sabahı TUR uçağına binerken umre planı yapıldığını öğrendim. O an düşündüm:- Bu sefer Kâbe’nin içi kısmet olur mu?O gün öğlenden sonra Riyad’a indik. Doğrudan Suudi Arabistan Kralı’nın sarayına gittik. Erdoğan’ın resmi görüşmeleri saat 21.45’e kadar sürdü. Ardından havalimanına döndük. TUR uçağıyla 1.5 saatlik uçuşun ardından Cidde’ye vardık. Kral’ın oradaki misafirhanesinde ihrama girdik. Dua ve tekbirle Mekke’ye hareket ettik. Mekke’de eşyalarımızı konuk sarayına bırakıp, Cumhurbaşkanı ile tavafa yetiştik.

KAÇ MÜSLÜMAN GİREBİLDİ

Suudi güvenlik ekibi Kâbe’nin hemen yanı başında çember oluşturmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve yakın ekibi ilk şaftı tamamlamıştı. Biz de ekibe katıldık.Ardından Kâbe’nin yanı başında tavaf namazı kıldık. Zemzem ikramı sonrası Kâbe’nin kapısı açıldı. Erdoğan ve ilk ekip içeri girdi.

Derken bize de sıra geldi. İçeri her giren şansına şükredip namaza duruyordu. Ben de iki rekat namaz kıldım. Heyecandan ve kalabalıktan Kâbe’nin içini ayrıntılı inceleyemedim. Zaten güvenlik güçleri içeri girmeyi bekleyenlere yer açma çabasındaydı. Namazı bitene kapıyı gösteriyordu.

Erdoğan ve beraberindekiler Safa-Merve tepeleri arasında ‘Say’a geçerken biz Cidde’deki Basın Ataşemiz Bahattin Akyön’ün önderliğinde tavafı tamamladık. Ardından ‘Say’la umre görevimizi yerine getirmiş olduk. Umreyi tamamladığımızda sabah namazı yaklaşmıştı. Bekleyip sabah namazını Kâbe’de kıldık.Sabah 07.00’de Konuk Sarayı’na dönerken bir meslektaşım sordu:- Kâbe’nin içine bugüne kadar kaç Müslüman girebilmiştir acaba? Hürriyet

20 Aralık 2015 Pazar

Görmez: Mina’da 2 bine yakın kardeşimizi ezerek öldürdük

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Mekke’de vinç kazasında yaralılar imdat isterken hacı adaylarının tavafa devam etmesi, İslam ilmihallerine girecek bir konudur. Müslümanlığımızdaki çelişkileri göstermek bakımında önemlidir. Bu sene Arafat’ta çok sivrisinek olduğunu ancak, hacı adaylarının ihramlı oldukları için onları öldüremediğini belirten Görmez, "Ama Mina’da 2 bine yakın kardeşimizi ezerek öldürdük. Bunun izahı mümkün değildir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce Kızılcahamam’da ’2015 Yılı Hac Organizasyonu Değerlendirme Toplantısı’, dün akşam Kızılcahamam’daki Swiss Otel’de Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Görmez’in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Enver Günenç, Diyanet İşleri Başkanlığı üst düzey yöneticileri, 2015 yılı hac organizasyonunda görev yapan ekip ve kafile başkanları da katıldı. Toplantı açılışında konuşan Prof.Dr. Mehmet Görmez, şöyle dedi:

"Organizasyonda görev yapan arkadaşların bu hizmeti enine boyuna tartışması, eksikleri tartışması ve çözüm önerileri sunması son derece önemlidir. Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer kurumlarda da bizleri bekleyen en büyük tehlike, işlerimizin rutinleşmesidir. Bunun izahı mümkün değil."

Bu yıl Mekke’deki kazalardan dolayı hac ibadetinin hüzünlü geçtiğini belirten Prof.Dr. Görmez, "Haccın hem başında, hem sonunda iki büyük acı yaşadık. Önce vinç kazasını, sonra da Mina izdihamını yaşadık. Bu kazalarda hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor ve bütün İslam dünyasına başsağlığı diliyorum. Vinç kazasında yaralılar ’imdat’ isterken hacı adaylarının tavafa devam etmesi, İslam ilmihallerine girecek bir konudur. Müslümanlığımızdaki çelişkileri göstermek bakımından önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.

"MİNA’DA 2 BİNE YAKIN KARDEŞİMİZİ EZEREK ÖLDÜRDÜK"

Bu yıl Arafat’ta çok sivrisinek olduğunu ancak, hacı adaylarının ihramlı oldukları için onları öldüremediğini belirten Görmez, "Ama Mina’da 2 bine yakın kardeşimizi ezerek öldürdük. Bunun izahı mümkün değildir. Bu, biz Müslümanlar’ın ciddi bir sorunudur. Bunu çözmeden masum insanları katleden DAİŞ sorununu çözemeyiz, Afrika’daki Müslümanların sorununu çözemeyiz. Bu, bizim İslam anlayışımızla ilgili bir sorundur" diye konuştu.

"HAC İBADETİYLE DÖNÜŞEMİYORUZ"

Prof. Dr. Görmez, bireyselleşmenin, hac ibadetinin mahiyetini ihlal ettiğini anlatırken, haccın büyük bir dönüşüm ve değişim hareketi olduğunu ifade etti. Prof.Dr. Görmez, "Ancak biz hac ibadetiyle dönüşmüyoruz, dönüşemiyoruz. Kısa süreli bir realiteye uğruyoruz, ama köklü bir dönüşüm gerçekleşmiyor" dedi. Hac ibadetinde Müslümanları bekleyen tehlikelere dikkati çeken Görmez, ibadetteki amaç ve araçların birbiriyle karıştırıldığını belirterek, "Önceliklerimizi kaybediyoruz. Modern zamanlarda artan bireyselleşmeyi hacda da yaşatıyoruz. Bireyselleşme ya da bencillik, hac ibadetinin mahiyetini ihlal ediyor. İbadet asıl manasını kaybediyor. Diğer husus ise, hacı adaylarının ve görevlilerin eğitilmesidir. Haccın hikmeti konusunda hacılarımızı daha iyi bilgilendirmemiz gerekir" dedi.

Nurullah TOSUN/KIZILCAHAMAM (Ankara), (DHA)

20 Ekim 2015 Salı

Hac faciasında ölenlerin sayısı en az 2 bin 177

Associated Press haber ajansı, Eylül ayı sonunda Hac'da şeytan taşlama sırasında yaşanan izdihamda hayatını kaybeden hacıların sayısının açıklanan resmi rakamların çok daha üzerinde olduğunu ve olayda en az 2 bin 177 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı.


Suudi Arabistan, izdihamın ardından yaptığı açıklamalarda ölü sayısını önce 769 olarak vermiş ancak ardından sayının 1000'e yaklaştığını açıklamıştı.

Ancak Associated Press, çok sayıda cansız bedenin hâlâ teşhis edilemediğini ve birçok kişinin de kayıp olduğunu aktarıyor.

Pazar günü İçişleri Başkanı Prens Muhammed bin Naif Abdülaziz başkanlığında toplanan bir heyet, Mina'da yaşanan faciayı değerlendirdi.

Devlet haber ajansında yer alan haberde "Prens, yetkililere soruşturmanıun sağlıklı bir şekilde ilerlediği yönünde güvence verdi" deniyor.

Associated Press, hac faciasıyla ilgili 30 ülkeden gelen açıklamaların yanı sıra Suudi Arabistan devlet yayın organlarının haberlerini derleyerek toplam ölü sayısına ulaşmaya çalıştı.

İran 465 vatandaşının hayatını kaybettiğini açıklıyor. Mali 254, Nijerya 199, Kamerun ise 76 vatandaşının hayatını kaybettiğini açıkladı.

Nijer 72, Senegal 61, Fildişi Sahilleri ile Benin ise 52'şer vatandaşını hac faciasında yitirdiğini açıklamıştı.

BBC Türkçe

5 Ekim 2015 Pazartesi

Hacdaki izdihamda 1100'ün üzerinde hacı hayatını kaybetti

Suudi Arabistan'ın Mekke kenti yakınlarındaki Mina'da 24 Eylül'de gerçekleşen izdiham faciasında hayatını kaybedenlerin sayısı konusunda çelişkili ifadeler gelmeye devam ediyor.


Associated Press haber ajansına göre, faciada ölenlerin sayısı, yürek burkan olayda 769 hacının öldüğünü, 934'ünün de yaralandığını duyuran Suudi Arabistan'ın açıkladığı kaybın maalesef epey üzerinde.
16 ülkeden yapılan resmi açıklamaları ve devlete bağlı yayın organlarındaki haberleri inceleyen Associated Press'in hesabına göre, "şeytan taşlama" sırasında yaşanan izdihamda bin 112 hacı yaşamını yitirdi.
Ajansa göre: olayın ardından İran 465, Mısır 146, Endonezya 100, Pakistan 75, Nijerya 64, Mali 60, Hindistan 58, Kamerun 42, Bangladeş 41, Cezayir 18, Etiyopya 13, Çad 11, Kenya sekiz, Senegal beş, Türkiye ve Fas ise üçer vatandaşını yitirdiğini açıkladı. (hürriyet.com.tr)

29 Eylül 2015 Salı

İran'dan şok iddia: Hac'da 4 bin 700 kişi öldü

İran Hac ve Ziyaret Kurumu Başkanı Evhedi, "Mina'daki izdihamda ölen hacı sayısının en az 4 bin 700 kişi olduğunu düşünüyoruz. Halen 21 TIR'da en az 3 bin ceset tahliye ve teşhis için bekliyor" dedi. Öte yandan, Pakistan, Suudi yetkililerin, "Mina'daki izdihamda hayatını kaybeden bin 100 kişinin fotoğrafını, kimlik tespiti için Cidde'deki yabancı misyon temsilcilerine dağıttığını" duyurdu.

Hürriyet'in haberine göre; İran Hac ve Ziyaret Kurumu Başkanı Said Evhedi, "Mina'daki izdihamda ölen hacı sayısının en az 4 bin 700 kişi olduğunu düşünüyoruz" dedi.

İran televizyonu IRINN'e konuşan İran Hac ve Ziyaret Kurumu Başkanı Evhedi, Mina'daki izdihamda hayatını kaybeden İranlıların sayısının 228'e yükseldiğini söyledi.

Evhedi, "Akıbetleri hakkında bilgi alınamayan İranlı sayısı 248 kişi. Ölü sayısının artmasından endişeleniyoruz" diye konuştu.

İRAN: BUNA KESİNLİKLE KARŞIYIZ

Hayatını kaybeden hacıların onlarca ülkeden olduğuna dikkati çeken Evhedi, "Olayda ölen hacı sayısının en az 4 bin 700 kişi olduğunu düşünüyoruz. Halen 21 TIR'da en az 3 bin ceset tahliye ve teşhis için bekliyor" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan yönetiminin cenazeleri ülkelerine göndermeyerek toplu bir şekilde defnedeceğine yönelik haberlerle ilgili ise İran Dışişleri Bakanı Emir Hüseyin Abdullahiyan, "Buna kesinlikle karşıyız. Hiçbir surette Suudi Arabistan'a böyle bir izni vermeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

1100 KİŞİNİN FOTOĞRAFLARI GÖNDERİLDİ

Öte yandan, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'in, kazada hayatını kaybeden ve yaralanan Pakistanlı hacıların işlemlerini koordine etmesi için görevlendirdiği iktidardaki Pakistan Müslüman Ligi-Navaz Partisi Milletvekili Dr. Tarık Fazıl Çodiri, son duruma ilişkin başkent İslamabad'da basın toplantısı düzenledi.

Çodiri, hükümetin, hacdaki izdihamda hayatını kaybedenlerin yakınları için yardım paketi hazırladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Suudi yetkililer kazada hayatını kaybeden bin 100 kişinin fotoğrafını kimlik tespiti sürecinin gerçekleştirilmesi için Cidde'deki  yabancı misyonlara dağıttı. Bu fotoğraflar Pakistan'ın Cidde'deki konsolosluğunda da mevcut. Son olarak kazada hayatını kaybeden Pakisanlı hacı sayısı ise 40'a yükseldi. 63 Pakistanlı hacı ise kazanın ardından halen kayıp durumdadır. 228'i ise bulunarak aileleri ile görüşmeleri sağlanmıştır. 35 Pakistanlı hacının ise Mekke ve Cidde'deki farklı hastanelerde tedavileri sürüyor. Hükümet olarak,  kazada hayatını kaybeden ve yaralanan hacı yakınlarına 2 bin ila 5 bin dolar arasında yardımda bulunacağız."

HİNDİSTAN DA BENZER BİR AÇIKLAMA YAPTI

Çodiri'nin bu açıklaması ile aynı minvalde Hindistan Dışişleri Bakanı Sushma Swaraj'da resmi Twitter hesabından daha önce  yaptığı açıklamada "Suudi yetkililer, Hac'daki izdihamda hayatını kaybeden bin 90 hacının fotoğrafını yayınladı" ifadesini kullanmıştı.

Kurban Bayramı'nın ilk günü Mina'da yaşanan izdiham sonucunda Suudi yetkililere göre, 169 İranlının da aralarında olduğu 769 kişi hayatını kaybetmiş ve 934 kişi yaralanmıştı.

26 Eylül 2015 Cumartesi

VIP faciası mı

Mekke’de yaşanan Hac faciası ile ilgiyi yeni bir iddia ortaya atıldı. Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre bazı görgü tanıkları Suudi yetkililerin VIP araçların geçişi için kapıları kapattığını öne sürdü.

SUUDİ Arabistan’da önceki gün yaşanan 753 hacı adayının öldüğü facianın sebebine ilişin korkunç bir iddia ortaya atıldı. Amerikan New York Times gazesinin haberine göre bazı görgü tanıkları Suudi polisinin VIP araçların geçebilmesi için çıkışı yapatması üzerine izdihamın çıktığını anlattı. Gazeteye konuşan Suudi hükümet çalışanı Halid Salih, olay yerine gittiğinde hacıların kendisine VIP araçların geçebilmesi için çıkışların kapalı olduğunu anlattığını söyledi.
 HACILAR ÇOK BİTKİNDİ
45 yaşındaki Libyalı hacı adayı Ahmed Ebubekir, “Polis bir tek kapı dışında tüm giriş ve çıkışları kapatmıştı” dedi. Faciada 131 vatandaşını kaybeden İran’ın Hac Organizasyonu Müdürü Said Ohadi, olay yerinin yakınındaki iki yolun, ‘bilinmeyen nedenlerle’ kapalı olduğunu söyledi. Suudi İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Tümgeneral Mansur Turki ise izdihamın aşırı sıcak ve hacıların bitkinliğiyle şiddetlendiğini söyledi. Turki, hacıların karşı karşıya geldiği iki sokağın nasıl bu kadar kalabalıklaştığı konusunda ise soruşturma tamamlanana kadar açıklama yapmayacağını söyledi. Önceki gün bölgede hava sıcaklığı 46 dereceye kadar yükseldi. Suudi yetkililer, kazanın ardından hacda görev yapan gazetecilerin olay yerine gitmesini de saatlerce engelledi.
SUUDİ POLİSİ DİL BİLMİYOR
Suudilere yönelik bir başka eleştiri de organizasyon yetersizliğiydi. Mekke merkezli İslami Miraslar Araştırma Vakfı’nın kurucularından İrfan el-Alavi, kutsal yerlerde çok sayıda polis bulundurulmasına rağmen polislerin yeterli eğitimden uzak olduğunu ve yabancı dil konusunda yetersiz oldukları için çoğu yabancı ülkelerden olan hacılarla iletişim kuramadıklarını anlattı. Alavi, “Bu insanlarla nasıl ilgileneceklerine dair en ufak bir ipuçları yok. Kitle kontrolü yok” dedi. Ahmed adındaki Mısırlı bir hacı adayı da “Gidenler için bir yol gelenler için ayrı bir yol yapabilirler. Eğer her yolun başında bir polis durup hacıları organize vetse böyle bir şey yaşanmaz” diyerek Suudilerin organizasyon eksikliğine dikkat çekti.
PARA KÖPRÜLERE GİDİYOR
Kabe çevresindeki inşaatlar da faciayla ilgili tartışmalarda konu oldu. İngiltere’deki London School of Economics’de antropolog olan Medevi el-Raşid, NYT’a yaptığı açıklamada “Yenileme ve genişletme çalışmaları Müslüman hacılara daha çok yer sağlama adına yapılıyor ancak toprak gasplarını, prensler ve diğer Suudiler tarafından kazanılan büyük paraları maskeliyor” ifadelerini kullandı.erine getirmeyi kolaylaştırdı. Suudi hükümeti, böyle yüksek bir sayıyla baş etmekte güçlük yaşıyor. 
SUUDİ TELEVİZYONU: BÖYLE ŞEYLER OLUR
İngİltere’nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Sir William Patey de bununla ilgili olarak “Suudi Arabistan dünyadaki en organize yer değil, doğru. Ancak bu konuda büyük çaba gösteriyorlar. ‘Kazalar olur’ deyip geçmiyorlar. Bu konuda ilgisiz değiller. Meselelerin üzerine gidiyorlar ve benzer kazalar asla tekrar yaşanmıyor. Hac’da dünyada benzeri görülmeyen, büyük bir lojistik sorunu var” şeklinde konuştu. Suudi Devlet Televizyonu, olayı hac yayını sırasında altyazıyla duyurmakla yetindi ve görüntülerde de kurtarma ekiplerinin, yaralı hacıları ambulanslara taşımasını kullandı. Suudi sunucu, “Böyle büyük toplanmalarda bu gibi şeyler olur” ifadesini kullandı. Sunucu, programı kapatırken, “Hac görevi sırasında ölmek fazilettir” dedi.
SUUDİ ARABİSTAN’I SUÇLAMAYI DOĞRU BULMUYORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’la yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mekke’de meydana gelen faciayı değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi nihai bir durum olarak söylemiyorum ama 14 tane de Türk hacı olduğu rivayet ediliyor. Şunu çok iyi görmek lazım. Suudi yönetiminin hac organizasyonuyla ilgili plan yaptıklarını biliyorum. Hacı adaylarının taleplerini karşılayamadıkları için üzüldüklerini de çok iyi biliyorum. Yönetim boşluğu, organizasyonda sıkıntılar var vesaire gibi yaklaşımları ben doğrusu çok doğru bulmuyorum. Dünyanın her yerindeki organizasyonlarda da böyle şeyler oluyor. Tedbirler olacaktır. Suudi Arabistan’a saldırgan tavırları doğru bulmuyorum.”
‘MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİN ACISINI PAYLAŞIYORUM’
MEKKE Mina’daki Hac faciasına dünya liderlerinden taziyeler geldi. PapaFrançeşko, Suudi Arabistan’da Hac ziyareti sırasında yaşanan izdiham sonucu yaşamını yitirenler için, “Müslüman kardeşlerimin acısını paylaşıyorum. Böyle anlarda dualara sığınıyor, izdihamda hayatını kaybedenlerle bir oluyorum” dedi. Faciayla ilgili diğer bazı dünya liderlerinden gelen mesajlar şöyle:
BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon: “700’den fazla hacının ölümünden derin üzüntü duydum. Facianın Kurban Bayramı’nı denk gelmesi üzüntü verici.”
Beyaz Saray: “ABD, hayatını kaybeden yüzlerce hacının ailesine en derin taziyelerini gönderiyor. ”
İngiltere Başbakanı David Cameron: “Düşüncelerim ve dualarım hacda ölenlerin aileleriyle birlikte.”
YAŞAYANLAR FACİAYI ANLATTI
MEKKE’de şeytan taşlamaya giden 753 hacı adayının yaşamını yitirdiği faciadan kurtulmayı başaranlar, birbirlerine yardım edemediklerini, kendilerini güçlükle kurtarabildikleri can pazarını anlattılar.
‘Şeytan Taşlama’ bölgesine 500 metre mesafede çadırların bulunduğu dar bir sokakta meydana gelen faciadan kurtulan ve ilk tedavileri Türk Hastanesi’nde yapılan yaralılardan Mehmet Olgun, Ziya Koçak, Leyla Yıldırım, Hasibe Mert ve İltecim Sıradaş taburcu olurken, kurtulanlar o korkunç anları hâlâ yaşıyordu. Hac vazifesini, geçmiş dönem uygulamalarına göre Hz. Muhammed’in yaptığı şekilde yaşamak isteyerek kafilelerinden ayrı hareket ettiklerini söyleyen Ankaralı hacılardan Nuh Ünal, yaralı eniştesi Şirin Aydın, ablası ve eşiyle birlikte 8 kişi olduklarını belirterek şunları anlattı:
İHRAMLAR TERDEN 50 KİLOYDU
“Mina’da çadırların olduğu bölgeden Şeytan taşlamaya yürüyorduk. Biz grupta 8 kişi kolkola yürüyorduk. Şeytanlara 500 metre kala yürüdüğümüz yolda sıkıştık. Önümüzde bir kamyon duruyordu. Yolun ortasında duran kamyon akışı engelleyince sıkıştık. İzdiham yaşadığımız yerden 10 metre daha gidebilsek sıkışıklıktan kurtulacaktık. Yolun iki tarafında çadırlar diziliydi ve çadırların olduğu yere giden ara yollar demir kapılarla kapatılmıştı. Bir arkadaşımız, babasını tekerlekli sandalyesiyle çadırların o tarafa geçirmeyi başardığı için bir sıkıntı yaşamadığını söyledi. Biz ortada kaldık. Zaten ihramlar terden sanki 50 kilo olmuştu. Nefes alamıyorduk.

Ankaralı hacılardan Nuh Ünal:
“İzdihamdan kendinizi zorlukla kurtardık. 20 dakika geride kalan arkadaşlarımızı bekledik. Ancak daha uazla bekleseydik ölecektik. Suudi polisi çadırların arasındaki yollara geçmemize izin vermedi. “Açın” diye yalvardık. Açmadılar"
Kaynak:hürriyet.com.tr

25 Eylül 2015 Cuma

Mina'da kâbus: 753 ölü

11 Eylül’de Kâbe’deki vinçlerden birinin düşmesiyle 107 kişinin öldüğü kazadan sonra, Kurban Bayramı’nın ilk gününde dün bu kez Mina’da felaket yaşandı. Şeytan taşlama yolunda iki ayrı yaya grubunun kesişmesi sonucu yaşanan izdihamda en az 753 hacı ezilerek can verdi, 887 de yaralı var. Gerekli güvenlik önlemleri almamakla suçlanan Suudi Sağlık Bakanı ise faciadan ölenleri sorumlu tutarak “Talimatlara uysalardı bu trajedi yaşanmazdı” dedi.


Şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle 11 Eylül’de Mescid-i Haram’da vincin devrilmesiyle 107 kişinin öldüğü kazanın yaraları sarılmaya çalışılırken bu yılki hacdan ikinci felaket haberi geldi.

Hac ibadetini yerine getirmek için 2 milyona yakın hacı adayının bulunduğu Mina’da, şeytan taşlama yolunda dün yerel saatle 09.00 sularında çıkan izdihamda en az 753 kişi ezilerek öldü. İzdiham, şeytanları temsil eden 3 taşın bulunduğu Cemarat alanına giden Cemarat Köprüsü girişinde 204 ve 223 numaralı caddelerin kesiştiği yerde yaşandı. Farklı yollardan gelen binlerce kişilik hacı gruplarının karşılaşması sonucu, yüzlerce hacı, korkunç şekilde ezildi.

Şeytan taşlama sürdü

En az 753 kişi öldü, 887 kişi de yaralandı. Yaralılar Mina’daki dört hastaneye kaldırıldı. İzdiham sonrası, 41 derece sıcaklıkta güneşten korunmak için hacıların yanında taşıdıkları şemsiyeler, ayakkabıları etrafa saçıldı. Üst üste düşerek ölenlerin üzerlerine beyaz örtüler örtüldü. Hacılar izdihama rağmen şeytan taşlama alanına gitmeye devam etti.

‘Polis yolu açsaydı olmazdı’

Faciadan kurtulan Suudi vatandaşı A. Abdullah El Cebrin, “İzdihamda hacılar yandaki yola girmek istedi. Polis izin vermedi. Polis yolu açsaydı bu kadar insan ölmeyecekti” dedi.
Türk hacılardan işadamı Coşkun Ergun dehşeti şöyle anlattı: Şeytan taşlamaya ilerlerken polisler 50 metrede bir durduruyordu. Her durdurduğunda arkamızdan inanılmaz baskı oluyordu. Kemiklerimizin kırılacağını hissettik. Biz son durdurma noktasını geçtikten yarım saat sonra bu olay oldu.”

‘Çocuklar da vardı’

İzdihama tanık olan BBC muhabiri Tchima Illa Issoufou, korkunç manzarayı şöyle anlattı: “İnsanlar taşlama yönünde ilerlerken, diğer gruplar da ters yönden geliyordu. Bir anda kaos yaşandı ve insanlar yere düşmeye başladılar. Aralarında Nijeryalılar, Çadlılar ve Senegalliler vardı. İnsanlar birbirlerinin üzerine basarak güvenli yerlere geçmeye çalışıyordu. O sırada bazıları öldü. Kalabalıkta çocuklar ve gençler de vardı. İnsanlar yardım isterken yere düşüyordu. Ama orada el uzatacak kimse yoktu.”

Kral'dan talimat

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, facianın ardından, hacıların sevk ve idare planlarının yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Kral Selman, Suudi Arabistan devlet televizyonundan canlı olarak yayınlanan konuşmasında, "Mina'da yaşanan izdihamın ardından, ilgili makamlara, sevk ve idare planlarının yeniden gözden geçirilerek, hacıların ibadetlerini en rahat ve güvenli şekilde eda edebilmeleri için gereken tüm çabanın gösterilmesi talimatı verdiğini" söyledi.

Mina'da bugün meydana gelen üzücü olay nedeniyle tüm İslam dünyasına başsağlığı dileklerini ileten Kral Selman, "Bu elim hadiseyle ilgili olarak yetkili mercilere olayı soruşturmaları ve neticelerini mümkün olan en kısa sürede bize ulaştırmaları talimatı verdik" dedi.

Kral Selman, hacıların rahat ve güvenliği adına tüm zorluk ve engelleri yok etmek için çalışacaklarını vurguladı.

 Elim facia büyük üzüntüye yol açtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın taziye mesajı özetle şöyle: “Kâbe’deki kazanın ardından Kurban Bayramı’nın ilk gününde yaşanan bu elim facia, İslam dünyasında büyük bir üzüntüye yol açmıştır. Hac vazifelerini ifa ettikleri sırada meydana gelen izdihamda hayatlarını kaybeden merhumlara Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.”

Ümit ederim yeterli tecrübe çıkarılır

Başbakan Ahmet Davutoğlu şunları söyledi: “Eminim bu konular daha soğukkanlı ele alınmak durumundadır. Çünkü bu kazalar tekrar tekrar tekerrür ediyor. Ümit ediyorum ki Suudi Arabistan da bütün bunlardan yeterli tecrübeleri çıkarıp, gerekli adımları atacaktır.”

Suudi yönetimi sert bir dille uyarılmalı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şu ifadeleri kullandı: “Mina’da yaşanan facia değil katliamdır. Türkiye’yi yönetenler Suudi yönetimini sert bir dille uyarmalıdır. Hac organizasyonuna halen turizm geliri olarak yaklaşan bu zihniyettir katliamdan sorumlu olanlar. Bunların kralına ulusal yas ilan edenler utanır mı acaba?”

İran’dan Suudi Arabistan’a suçlama

İran, 131 vatandaşının yaşamını yitirdiği izdiham faciasından ötürü Suudi Arabistan’ı suçladı.

Son 15 yılın bu en büyük felaketiyle Suudi Arabistan’ın hac ibadeti döneminde gerekli güvenlik önlemlerini yerine getirmediği suçlamaları arttı. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Suudi yetkilileri yaşanan facianın sorumluluğunu üstlenmeye çağırdı. Hamaney mesajında “Suudi Arabistan, bu acı verici olaydaki sorumluluğunu kabul etmeli ve gereğini hak ve insaf doğrultusunda yerine getirmelidir. Bu facianın meydana gelmesine neden olan yanlış yönetim ve uygulamalar da gözden uzak tutulmamalıdır” diye konuştu.

İran’ın hac organizasyonunun başındaki Said Ohadi de yaptığı açıklamada, Suudi yetkililerin, kazanın gerçekleştiği bölgeye yakın iki yolu kapadıklarını söyleyerek “Bu durum trajik kazanın yaşanmasına neden oldu. Olay, yönetim zafiyeti olduğunu, hacıların güvenliğinin sağlanması için gerekli önemin verilmediğini gösteriyor. Başka açıklaması olamaz. Suudi yetkiler bu olaydan sorumlu tutulmalı” dedi.

"Gençken hacı olun"

Dİyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, faciayla ilgili dün basın toplantısı düzenledi. Görmez şu bilgileri verdi: “İslam toplumlarının başı sağolsun. Tekerlekli sandalyeyle gelenlerle yürüyenlerin karşılaşması sonucunda önce düşmeler, sonra çok büyük bir izdiham olunca maalesef altta kalan hacılar olmuş. O insanların sevki iradesinden sorumlu olan yöneticilerin görevlilerin, sevki idarede ciddi ihmalleri olduğu anlaşılıyor. İki seyahat acentamızın hacıları aynı saatte bu hadise içinde olmuş.”

Görmez ayrıca, “Bu hac ibadeti gençken yapılacak bir ibadettir. 60-70 yaşlarından sonra, tekerlekli sandalyelerle, koltuk değnekleriyle yapılabilecek bir ibadet değildir” dedi.

‘Kurallara uymadılar’

El Arabiya kanalının haberine göre Mekke Emiri ve Suudi Arabistan Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid El Faysal, izdihamdan Afrika kökenli hacı adaylarını sorumlu tuttu. Sağlık Bakanı Halid El Falih de “Birçok hacı, belirlenen programa uymadan hareket etti. Bu kazanın ana nedeni bu” dedi. İzdihamı soruşturmak için komite oluşturulacak.  Hürriyet

12 Eylül 2015 Cumartesi

Kabe'de vinç devrildi: En az 107 kişi yaşamını yitirdi

Kabe'de şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle Mescid-i Haram'da bulunan bir vinç hacı adaylarının üzerine düştü. Suudi yetkililere göre ölenlerin sayısı 107'ye yükseldi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in açıklamalarına göre ölenlerin arasında 2 Türk hacı adayı da bulunuyor.

YAKLAŞIK 800 bin hacı adayının Hac görevini yerine getirmek için bulunduğu Kabe’de son birkaç gündür sokaklarda su baskınlarına yol açan, ağaçları tabelaları uçuran şiddetli kum fırtınası ve aşırı yağmur, dün büyük bir faciaya yol açtı. Dün yerel saatle 17.30 sularında, Kabe’yi çevreleyen tonlarca ağırlıktaki 50-55 metre uzunluğundaki vinçlerden biri tavaf alanın zemin katındaki hacı adaylarının üzerine düştü. Kaza, hacı adayları üç yıldır devam eden Kabe’yi genişletme projesi kapsamında dev vinçlerin altında ibadetlerini yapmaya çalışırken meydana geldi. En az 107 kişi yaşamını yitirdi. Suudi Arabistan Sivil Savunma Teşkilatı, 238 kişinin de yaralandığını açıkladı. Ölenler arasında 2 Türk’ün olduğu belirtildi. 19 Türk yaralı, ancak sağlık durumları iyi.

HACI ADAYLARINA ŞOK
Facianın ardından insanlar sağa sola koşmaya başlarken bölgeye kısa sürede onlarca asker ve ambulans sevk edildi. Kabe boşaltılırken demir halkada tavaf yasaklandı. Kazaya tanık olan hacı adayları büyük şok yaşadılar. Ölümden dönen hacıların çoğu büyük bir moral bozukluğuyla yatsı namazından sonra otellerine döndü. Bir Türk hacı adayı, “O vincin altında kalanlar sağ çıkamaz” diyerek facianın boyutunu anlattı. Başka bir Türk hacı adayı ise kanlar içinde kalan Kuran-ı Kerim’ini göstererek “Kuran okuyordum, hep kanlar içinde kaldı. Orada kadının bacağı koptu, dört kişinin öldüğünü gördüm” dedi.

YOĞUN İNŞAAT
Mekke Emiri Prens Halid el Faysal kazayla ilgili soruşturma başlatırken, Kabe’deki vincin yıldırım düşmesi sonucu devrildiği öne sürülüyor. Suudi Arabistan geçen yıl, Mescid-i Haram’ı genişletme projesi kapsamındaki inşaatlar nedeniyle güvenlik gerekçesiyle kabul edilen hacı adaylarının sayısını azaltmıştı. Hac kotası uygulayan Suudi yetkililer, Kabe’de aldıkları tüm engellere rağmen yine de faciaya engel olamadılar. Geçen yıl da hacda ibadet sırasında vinçten bir parça düşmüş, tavaf alanı kapatıldığı için ölen ya da yaralanan olmamıştı.

2 TÜRK ÖLDÜ
Kazada yaralanan Türklerin büyük bölümü olayı hafif sıyrıklarla atlattı. Erol Kavaağaçlı ve Abdülkadir Gökmen hayatını kaybetti. Yaralıların isimleri: Mehmet Ali Ünal, Nurettin Günaydın, İrfan Okulu, İsa Sarah, Feride Karaağaçlı, Hasan Yoldaş, Cennet Kavaç, Mehmet Türkmen, Safiye Yıldız, Habip Barlalı, Yusuf Emsal, Refie Üret, Abdullah Üresin, Abdülgazi Savaş, Zeki Eldem, Mustafa Boz, Hasan Apaydın, Mehmet Aslantaş, Hüssam İ. Wahded.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SUUDİ ARABİSTAN KRALI'NI ARADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz Al Suud'u telefonla arayarak, Kabe'de yaşanan elim hadisenin kendisini de derinden üzdüğünü belirtti.
     
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Al Suud ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mescid-i Haram'daki vincin düşmesi neticesinde hayatlarını kaybeden hacı adaylarına Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifa diledi.
     
Kral Selman'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu acılı günde üzüntülerini paylaşmasından dolayı teşekkür ettiği öğrenildi.

RUSSIA TODAY: VİNÇ YILDIRIM DÜŞMESİ SONUCU DEVRİLDİ
Russia Today internet sitesinin görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde Kabe'deki vincin yıldırım düşmesi sonucu devrildiğini öne sürdü.


GÖRGÜ TANIKLARI: YILDIRIM DÜŞTÜ
Doktor Muhammet Abdullah Furkan, Kabe'de meydana gelen vinç kazasıyla ilgili, "Rüzgardan sonra vinç devrildi. Yıldırım düştü büyük ihtimalle. Safa ve Merve'den tavaf alanlarına doğru geldi. Tavaf alanında en alt kattaydım ben, tavaf alanı kıpkırmızı olmuştu, çok ciddi sıkıntılar vardı" dedi.

KABE ŞANTİYEYE DÖNÜŞMÜŞTÜ
Kâbe’yi genişletme projesini Suudi Bin Ladin Grubu yürütüyor. Bin Ladin Grubu, sadece revakların restorasyonunu Türk Şirketi Gürsoy Grup’a vermişti. Türk şirketlerinin çalıştığı şantiye hac nedeniyle kapalı.

YANGIN, İZDİHAM...
Kabe bundan önceki yıllarda da bir çok kez yangın, izdiham gibi facialarla burun buruna gelmişti.

-1987: İranlı hacılara, Suudi güvenlik güçleri ve bedevi aşiret üyeleri müdahale etti, 402 kişi öldü, 649 kişi yaralandı.

-1989: İki bombalı saldırıda bir hacı öldü , 16 kişi yaralandı.

-1990: Yaya tünelindeki izdihamda 426’sı Türk, 1426 hacı öldü.

-1994: Şeytan taşlamadaki izdihamda 270 hacı öldü, 7’si Türk’tü.

-1997: Mina’da çadırlar yandı, 343 kişi öldü. m 1998: Bir köprüde yaşanan izdihamda 180 hacı yaşamını yitirdi.

-2001: İzdihamda 35 kişi yaşamını yitirdi.

-2004: Şeytan taşlarken izdihamdan 270’e yakın kişi öldü.

-2006: Şeytan taşlamada 350’ye yakın hacı yaşamını yitirdi.

hürriyet.com.tr

24 Nisan 2015 Cuma

Hac ve Umre yolcularına aşı ve dinlenme uyarısı

Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Uzm. Dr. Hüsem Hatipoğlu, bu yıl Hac ve Umre’ye gidecek olan vatandaşlara uyarıda bulunarak, bulaşıcı hastalıklardan korunmaları için, seyahatten 10 gün önce aşı yaptırmalarını ve yolculuk öncesi son gün dinlenmelerini önerdi.

Atatürk Havalimanı’nda, sağlık bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılında Hac ve Umre’ye gidecek olan vatandaşların karşılaşacakları sağlık riskleri ve koruyucu önlemler ile ilgili konferans düzenlendi.

Konferansa, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Uzm. Dr. Hüsem Hatipoğlu, tur operatörleri, havayolu taşıyıcıları temsilcileri ve terminal İşletmeleri katıldı.

Açılışta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın seslendirdiği Bayrak şiiri ve Çanakkale Belgeseli gösterildi. Konferansta konuşan Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Uzm. Dr. Hüsem Hatipoğlu, havalimanlarında virüs ve bulaşıcı hastalıklara yönelik her türlü tedbirin alındığını açıkladı.

"AŞI YAPILMASI ŞART"

Konferans sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Uzm. Dr. Hüsem Hatipoğlu, Biz başka ülkeler gibi değiliz. 365 gün boyunca havalimanlarına dışarıdan gelen herhangi bir virüs tehdidine karşı gerekli sağlık tedbirlerini almış bulunmaktayız. Genel Müdürlüğümüz, Diyanet İşleri Başkanlığı, THY ve Devlet Hava Meydanları ile uyum içerisinde çalışıyor. Tabii Hacca ve Umre’ye giden vatandaşların seyahatten en az 10 gün önce aşı yapmaları gerekir dedi.

Hatipoğlu ayrıca, Hac ve Umre’ye gidenler için en büyük riskin, halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen ve bulantı, kusma, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı gibi belirtileri görülen rahatsızlık olduğunu vurgulayarak, kısa sürede ölümle sonuçlanan meningokok hastalığı konusunda uyarıda bulundu. Hatipoğlu, hastalığın en yaygın olarak bulaştığı yerlerin Orta Afrika ve Arap Yarımadası olduğunu dile getirdi.

"SON GÜN DİNLENİN"

Hacı adaylarının yola çıkmadan önceki son geceyi dostlarıyla ve eşleriyle geçirmek yerine, dinlenmeleri gerektiğini belirten Uzm. Dr. Hüsem Hatipoğlu, "Hacı adayları yola çıkmadan önce mutlaka bir sağlık kuruluşunda muayene olmalılar. Hacı ve Umre adaylarımız yola çıkmadan önce mutlaka ve mutlaka son geceyi dostları ve eşleriyle geçirmek yerine, dinlenmeliler dedi.

"HİÇBİR MERS VİRÜSÜNE RASTLAMADIK"

Geçen yıl hacı adaylarının yurda dönüş zamanında büyük bir senaryo ortaya atıldığını dile getiren Hatipoğlu, "Geçen yıl kamuoyunda çok sayıda vatandaşımız mers virüsünden dolayı ölebilir algısı yaratılmıştı. Fakat biz 1.500 civarında vatandaşımızı tahlil ettiğimizde hiçbirine virüs bulaşmadığını gördük" dedi.

Murat ÇAKIR - İbrahim YILDIZ /  (DHA)

18 Ekim 2014 Cumartesi

İşte hacdaki tehlikeli virüs; MERS

16. İç Hastalıkları Kongresi'nde Prof. Dr. Serhat Ünal MERS virüsünden ölen vaka ile ilgili bilgiler verdi. Ünal hac civarında gözlenen virüsün gribe benzediğini söyledi. MERS virüsü kabaca şiddetli bir üst solunum yolu enfeksiyonu ve oldukça şiddetli ateş yapıyor.



İşte Ünal’ın açıklamalarından satırbaşları: 

Dünya sars deneyimi yaşadı burada söz konusu corona virüs denilen bir grup var bu üst solunum yolu enfeksiyonu ve grip tablosuna benzer. Pek çok faktör nedeniyle virüs daha hızlı genetik değişim mutasyona giriyor ve insanlarda alt solunum yolu enfeksiyonu da yapıyor. Virüs Arap Yarım Adası’nda Suudi Arabistan, Katar başta olmak üzere birden bire insanlarda alt solunum yolu enfeksiyonu yapar ve öldürür hale geldi.

Hastalığın bulguları halsizlik bitkinlik ateş ve burun akıntısı. Yüzde 45 bir ölüm oranı var. Bulaştıktan sonra 15 gün pencere dönemi var. Hacdan döndükten sonra 15 gün içerisinde ateşi çıkmış her kişi mers için şüphelidir. Hemen maskesini takıp hastaneye yatırmak ve solunum cihazına bağlamak lazım.

Çünkü virüse özel bir tedavi yok. Ankara’da böyle bir tanım yapınca geçen hafta 70 yaşında hacdan dönmüş zatürree hastası geldi ve hıfzıssıhhada hemen test ile kesin tanısını koyduk ve negatif çıkmıştı ama biz ona MERS gibi muamele yaptık. Şu andaki vakanın tek olması aslında sevindirici çünkü muhtemelen bu hasta hastalanıp geldiği için develerle temas ettiğinden şüpheleniyoruz.

(Buse Özel / Hürriyet)