7 Ağustos 2016 Pazar

Fethullah Gülen yazılı saat ve kalem

Van merkezli 6 ilde Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik (FETÖ) operasyonda 13 kişi gözaltına alındı. Operasyonda çok sayıda mühimmat, 1 dolarlar, örgüte ait döküman ve üzerinde yazılı saatler ve kalem ele geçirildi.


Alınan bilgiye göre Van Emniyet Müdürlüğünce, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Van, Antalya, Bayburt, Erzurum, Trabzon ve Uşak illerinde örgütün mütevelli heyeti ve sivil ayağına yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda 13 kişi gözaltına alındı.
Üzerinde F. Gülen yazan saat ve kalem ele geçti


Operasyonda 2 adet üzerinde "F.Gülen" yazılı saatler, üzerinde "F.Gülen" yazılı dolma kalem, 3 tabanca, av tüfeği, çok sayıda fişek, örgüt kimliği olarak kullanıldığı belirtilen 8 adet 1 ABD doları, örgütün mesajlaşmada kullandığı çok sayıda pusula kağıdı, örgütün toplantı fotoğrafları, örgütün propaganda yayınları ve dijital materyaller ele geçirildi.

Olayla ilgili 13 kişi gözaltına alındı. Zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. cnntürk


"FETÖ’nün imamları ayda 45 bin TL maaş alıyordu"

Eskişehir’de başlatılan FETÖ soruşturmasında ‘Adil Gerçek’ kod adlı gizli tanık, kentte erkek öğrenciler için 250, kızlar için 100 ev bulunduğunu söyledi. Yılda 6-7 milyon TL himmet toplandığını anlatan tanık, imamların 45 bin TL maaş aldığını iddia etti.


Eskişehir Valiliği, 20 Mart 2015’te Eskişehir Yöneticileri Derneği hakkında bir rapor hazırladı. Habertürk'te yeralan habere göre, Derneğin Fethullah Gülen Cemaati’nin kolu gibi faaliyet gösterdiği anlatılan raporda, “Afrika ülkelerindeki Cemaat’e ait okullara yardım parası toplandığı, il müdürlerine dağıtılan toplu zarflarla kamu kurumlarının etkisinden faydalanarak maddi yardım sağlandığı ve kayıt tutulmadığı” bilgileri yer aldı. Bu bilgiler üzerine Eskişehir Cumhuriyet Savcısı Hasan Karagöz, FETÖ/PDY’nin Eskişehir’deki yapılanması hakkında soruşturma başlattı.

Savcı Karagöz, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu ve mahkemece kabul edilen FETÖ/PDY iddianamesinde FETÖ’cü memurların, 17/25 Aralık’ın ardından ‘Zaman Gazetesi aboneli- ğini iptal edenlere’, ‘Cemaat sohbetlerine gitmeyenlere’, ‘burs vermekten vazgeçenlere’ ve ‘Bank Asya’nın pos cihazını iptal edenlere’ çeşitli bahanelerle cezalar yazıldığını ileri sürdü.

"350 cemaat evi var"

Savcı Karagöz’ün hazırladığı soruşturma dosyasında, ‘Adil Gerçek’ kod adlı gizli tanık, FETÖ’nün Eskişehir ayağı hakkında çarpıcı bilgiler verdi. Kentte Cemaat’e ait yurtlar ve evler bulunduğunu anlatan gizli tanık, “Üniversite kayıt dönemlerinde Eskişehir dışından gelen öğrencilerle iletişim kurularak güvenleri kazanılmaktadır” dedi. Gizli tanık, kentte erkekler için yaklaşık 250, kızlar içinse 100 ev olduğunu iddia etti.

Eskikşehir'de 25 imam

Örgütün Eskişehir’de biri Osmangazi, diğeri Anadolu Üniversitesi’ne atanmış 2’si eyalet imamı olmak üzere 25 civarında imamı oldu- ğunu ileri süren Adil Gerçek, “Bu imamlar toplanan paralardan aylık 45 bin TL maaş almaktadırlar” diye konuştu. Gizli tanık, FETÖ’nün mali işlerini düzenleyen ve kayıt larını tutan özel bir ekip olduğunu söyledi.

Kod isim kullanan abi ve ablaların Cemaat evlerinde ve yurtlarında toplantılar yaptığını belirten gizli tanık, FETÖ’nün Eskişehir’de yıllık 6-7 milyon TL himmet parası topladığını ileri sürdü. Gizli tanık, “Eskişehir’de 200 kadar ‘mütevelli’ denilen örgüt yöneticisi işadamı var. Ayrıca yaklaşık 150 işçi mütevelli, 100 civarında da memur mütevelli bulunmaktadır. Eyalet imamı kendisine bağlı mütevellilere her yıl için toplamaları gereken himmetin oranını bildirir. Eskişehir’de toplanan himmet her yıl bir ülkeye gönderilir. Son olarak da Yemen’e gönderildi” diye ifade verdi.

"Haberleşme gizlidir"

FETÖ’cülerin, sık sık telefon hattı değiştirdi- ğini belirten gizli tanık Ger- çek, Facebook, WhatsApp gibi uygulamaları kullanmadıklarını ‘Kakao Talk’ ve ‘ByLock’ gibi şifreli programları tercih ettiklerini ileri sürdü. İddianameye yansıyan telefon görüşmelerinde Eskişehir’de büyük bölge imamı olduğu iddia edilen F.G., Enes kod adlı kişiyle yaptığı görüşmede, iletişimin ByLock’tan yapılması talimatı veriyor. İddianamede Eskişehir’deki FETÖ yapılanmasının listesi de çıkarıldı. Listeye göre eyalet imamı, il imamı, büyük bölge ve küçük bölge imamları ile ev imamları şeklinde FETÖ’nün yapılandığı belirlendi. Listeye göre il imamı olduğu ileri sürülen Mehmet M.’nin tutuklu olduğu öğrenildi.

"Sorular verildi"

2010 yılında hem KPSS hem de polislik sınavının yazılı sorularının FETÖ tarafından ele geçirildi- ğini belirten Adil Gerçek, “Eskişehir’de memurluğa girecek kişilerle yapılacak görüşmelerin, Metin isimli kişi tarafından yapılmakta olduğunu biliyorum. 2011, 2012 ve 2013 yıllarında da soruların verilmiş olma ihtimalini yüksek görüyorum” ifadesini kullandı.  

Minik Ela otel havuzunda boğuldu

Antalya Side'de babasıyla tatil yapan 7 yaşındaki Ela Demirtaş, kaldığı otelin büyüklere ait havuzunda boğuldu.


Olay, dün saat 11.30 sıralarında 5 yıldızlı bir otelin havuzunda meydana geldi. Babası ile birlikte tatil yapacakları 5 yıldızlı otele önceki gün giriş yapan Ela Demirtaş, dün sabah küçüklere ait havuza girip çıktı.

Küçük çocuk, ardından babanın bir anlık dalgınlığı sonucu büyüklerin havuzuna girdi. Ela'nın havuzda çırpındığını gören otelin cankurtaranı, hemen suya atlayıp çıkardı.

Ela Demirtaş, gelen sağlık ekipleri tarafından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Küçük çocuk burada yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Ela Demirtaş'ın cenazesi, otopsi ardından defnedilmek üzere Çankırı Karaören Köyü'ne götürüldü. DHA

ABD’deki Türk derneklerinden New York Times’a 'FETÖ' ilanı

ABD’deki Türk Amerikan derneklerinin çatı kuruluşu olan Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi (TASC), ülkenin önde gelen gazetelerinden New York Times’a tam sayfa ilan vererek 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kanlı darbe girişimini protesto etti.


ABD’deki yaklaşık 150 Türk Amerikan derneğini bir araya getiren TASC’ın New York Times’ın bugünkü baskısında yayımlanan ilanında 15 Temmuz gecesi yaşananlar hatırlatıldı.

“Fetullahçı Terör Örgütü o gece demokrasiye ve hukuk kurallarına karşı bir darbe girişimi gerçekleştirdi.” ifadesine yer verilen ilanda, örgütün girişimine karşı her kesimden insanların sokaklara döküldüğü ve Türk demokrasisini ve demokratik yollarla seçilmiş hükümeti korumak için hayatlarını tehlikeye attığı anımsatıldı.

Bildiride, Türk halkının sergilediği kahramanca duruşun, Türkiye’nin olgun bir demokrasiye sahip olduğunu ve Türk halkının evrensel demokratik değerleri canları pahasına korumaya bağlı kaldığı gerçeğini gözler önüne serdiği ifade edildi.

Yaşanan süreçte Batı’nın, demokrasilerini korumak için canlarını feda etmeye hazır bir halka sahip Türkiye gibi bir müttefikle dayanışma göstermekten ziyade darbe girişimini haklı çıkarmaya çalıştığına hayal kırıklığı içinde tanıklık edildiği vurgulandı.

Tam sayfa bildiride, “Batı dünyası, ortak değerlerimizi savunan Türk halkını yüzüstü bırakarak demokrasi sınavından başarısız oluyor” denildi.

Bildiride şu ifadelere yer verildi:

“ABD’de ve dünyada gerçekten demokrasi ve özgürlüğe inanan herkese Türkiye’nin demokratik ve seçilmiş hükümeti ile meclisinin yanında yer alma, onları destekleme çağrısında bulunuyoruz. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi savunmak aynı zamanda ABD’de ve dünyada demokrasiyi savunmaktır. Buna kayıtsız kalamayız.”


Hürriyet

Emekli Albay Ali Türkşen darbe uyarısını 5 yıl önce yapmış

Emekli Albay Ali Türkşen'in, beraat ettiği Balyoz davasının 22. duruşmasında yaptığı savunmada, "Bu komplo çetesinin mimar ve askerleri, bu komplolara alet olup göz yumanlar şunu unutmasın. Bugün kendi öz evladına zulümde ortaklık ettiğiniz şeytanlar, yarın toprağınız, malınız, namusunuz ve canınız için kapınıza dayanacaklar. Bugün silah arkadaşını sırtından bıçaklayan, yarın vatanını haydi haydi satar’’ sözleriyle adeta 15 Temmuz gecesi yaşananlara 5 yıl önceden dikkat çektiği ortaya çıktı.


Sözcü gazetesinin haberine göre, Balyoz davasındaki savunmasını yaklaşık 5 yıl önce, 22 Ağustos 2011 günü yapan Emekli Albay Ali Türkşen, ”Bir ömür ülkesine sadakat ile hizmet etmiş, kendi ülkesinin masum askerlerini hukuksuz dijital veriler ile yargılamak, kendilerine kurulan komploları görmezden gelmek ve onları hapiste çürütmek için mi hukuk var” diye sordu.

BUNU UNUTMAYIN

Türkşen savunmasında, "10. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, gözlerinizi ve kulaklarınızı gerçeklere, akla ve bilime kapatmayınız. Gerçeği susturmaya çalışanlara, müsaade etmeyiniz. Unutmayın, gerçeği susturup yerin altına gömerseniz, gelişir büyür ve o denli büyük bir patlama gücü elde edilir ki patladığı gün yoluna çıkan her şeyi havaya uçurur" dedi.

YALANLARA ALET OLMAYIN

"Büyük bir aşk ve özveri ile icra ettiğim meslek yaşantımın sonunda, insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyen, çocuk katili, bombacı, darbeci bir şahıs durumuna düşürüldüm" diyen Ali Türkşen, "Bunların hepsini, bu komplonun mimarları ve uygulayıcıları yönünden anlayabiliyorum ancak devlet bu yalanlara ve iftiralara alet olmamalı. Hiçbir devlet, hiçbir ulus, yüreği vatan sevgisi ile dolu öz evlatlarına komplo kuranlara göz yumarak, mutlu, refah, huzurlu, onurlu ve gururlu olamaz" sözleriyle yaşananlara tepkisini dile getirdi.

'HAİNLERE GÜVENMEYİN' DEMİŞ

Türkşen savunmasına şöyle devam etti:

"Bu komplo çetesinin mimar ve askerleri, bu komplolara alet olanlar ve göz yumanlar şunu da unutmasınlar. Bugün kendi öz evladına zulümde ortaklık ettiğiniz şeytanlar, yarın toprağınız, malınız, namusunuz, en sonda canınız için kapınıza dayanacaklar. O gün geldiğinde, haksız yere yargılanan, yüreği vatan ve millet sevgisi ile dolu Türk askerini hatırlayınız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içindeki, hain işbirlikçilere güvenmeyiniz."

YARIN VATANI SATARLAR

"Bugün silah arkadaşını sırtından bıçaklayıp satan, yarın duyduğu ilk mermi sesinde, vatanını haydi haydi satar. Bu hain komplonun mimarları ve koruyanları, kendi ayaklarına değil, şakaklarına kurşun sıktıklarının farkında değiller. Fark ettiklerinde ise artık çok geç olacak. Ancak o zamanda biz, bize ihtiyaç duyulduğu yer ve zamanda yine görevimizin başında hazır olacağız. Çünkü biz Atamızdan, söz konusu vatansa, gerisi teferruattır diye öğrendik."

İşte Atalay Demirci'nin ifadesi

Komedyen Atalay Demirci, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine yönelik başlattığı soruşturma kapsamında tutuklandı. Demirci emniyetteki ifadesinde, bir televizyon kanalında yayınlanan yarışma programını kazanmasında "kendisi için oy kullanan örgüt mensuplarının payı olduğunu düşündüğünü" söyledi.


Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Demirci, emniyetteki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesine getirildi. Savcılık sorgusunun ardından, "terör örgütüne üye olma" suçundan tutuklanmasıyla Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen Demirci, tutuklandı. 
Demirci'nin, sosyal medya hesabından, FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen eski futbolcu ve milletvekili Hakan Şükür ve basketbolcu Enes Kanter'le yazışmaları ortaya çıkmıştı.  Atalay Demirci ifadesinde, Kanter, Şükür ile yazıştığını, bu kişilerle ara sıra görüştüğünü söyledi. 
Fetullah Gülen ile tanıştığını da kabul eden Demirci, "Tanıdığım abiler, Fetullah Gülen ile tanıştığımda bana 'Sen özel bir insansın, hoca efendi seni sevmiş, yoksa görüşemezdin' dediler" diye konuştu. 

'Fetullah Gülen'le tanıştım'

Tutuklanan Demirci emniyette verdiği ifadesinde, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile tanıştığını itiraf ederek, örgüt ile irtibatını anlattı.

Dünya Radyo'da 2000 yılında işe başladığını ve "Kelalaka" adlı programı 7 yıl sunduğunu aktaran cnntürk'e göre; Atalay Demirci, bu süre içerisinde FETÖ ile bağlantılı dershaneler, okullar ve derneklerde gösteri yaptığını ve radyo programcısı olarak yurt dışında düzenlenen birçok programa katıldığını anlattı. Atlanta'da 2005 yılında katıldığı bir festival öncesinde, kod adı "Vefa" olan Muhammet Yusuf Kulaksız'ın, tanıştırmak için kendisini FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e götürdüğünü belirten Demirci, bu görüşmenin yaklaşık 1 saat sürdüğünü dile getirdi.

Atalay Demirci, ifadesinde, ziyarete ilişkin şunları söyledi: "2005 yılında Muhammet Yusuf Kulaksız isimli şahıs ile birlikte gittiğimizde yine bu şahıs aracılığıyla tanıştık. Bundan başka da Fetullah Gülen isimli şahıs ile bir görüşmem herhangi bir şekilde olmadı. Sonraki süreçte de yakınımda bulunan insanlardan, 'Bak, artık hocaefendi ile de tanıştın, hal ve hareketlerine daha çok dikkat etmelisin' anlamında çok sözler duydum. Bu sözleri de genelde tüm yurt yetkilileri, dershane görevlileri, radyo çalışanlarından duydum. Yusuf Kulaksız benim huzura alındığımı her program öncesinde, gittiğimiz her yerde dile getirdiği için bu söylemlere muhatap olurdum. Bu ziyaretten dolayı gittiğimiz gösterilerden de Fetullah Gülen'i ziyaret etmenin manevi hazzı sebebi ile herhangi bir ücret kazancım olmadı."

'Cemaat sayesinde popülaritem arttı'

Meslekte ilerlemesinde örgütün rolü olup olmadığı ve örgütten bir destek alıp almadığı sorulan Demirci, ifadesinde bu soruyu ise şöyle yanıtladı: "Bu örgütten direkt olarak bir destek gördüm diyemem, ancak Dünya Radyo'da çalışmamdan dolayı kabul etmeliyim ki çevremde daha çok bunlara hizmet eden insanlar olmakla beraber popülaritem daha da arttı. 2007 yılında Dünya Radyo'dan ayrılmama rağmen 2013 yılındaki 'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında benim adıma cemaat tarafından oy kullanan şahısların olduğunu düşünüyorum. Benim ayrılmam üst kademedeki Muhammet Yusuf Kulaksız ile olmuştur. Alt kademedeki cemaate bağlı kişilerin bundan haberleri olmadığını düşünüyorum. Ancak ben cemaate bağlı hiç kimseyi arayıp, destek olmalarını istemedim."

Twitter hesabının hacklenmesi

Atalay Demirci, Hakan Şükür ve Enes Kanter ile sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazışmalara ilişkin sorulara ise şu cevapları verdi: "Hakan Şükür ve Enes Kanter ile yaptığım yazışmalar, 'benim örgüt içerisinde bir faaliyette bulunduğum' algısı oluşturularak internete servis edildi. Kullanmış olduğum telefonuma abuk subuk, tehdit ve hakaret dolu mesajlar aldım. O andan sonra bana bir kötülük yapabileceklerini düşünerek, Beysukent'te bulunan polis merkezine giderek suç duyurusunda bulundum. Hatta yıllardır tüm arkadaşlarımı kaydettiğim numaramı ve telefonumu değiştirme ihtiyacı hissettim." Devlete ve millete ihanet etmediğini belirten Demirci, aralarında Şükür, Kanter, Fetullah Gülen'in yeğeni Kemal Gülen ile Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu, tanıdığı kişilerin isimlerini verdi.

Atalay Demirci, "Zamanında bu insanlarla, örgüt mensubu değil de bir hayırlı iş yapan grup olarak bildiğim için aynı safta göründüm ve çalıştım. Şu an bu düşüncelerimin yanlış olduğunun farkındayım. Bugüne kadar onlarla geçirdiğim her anım yüzünden büyük bir pişmanlık ve üzüntü duymaktayım." diye konuştu. İfadesinde mal varlığına ilişkin de bilgi veren Demirci, ortalama 2 milyon lira değerinde bahçeli bir ev ve lüks bir otomobili ile Ankara Gölbaşı'nda 2 dönüm arsası bulunduğunu söyledi. Yaklaşık 2 milyon lira borcu olduğunu da iddia eden Atalay Demirci, Enes Kanter'den mayıs ayında 100 bin dolar borç aldığını ve yaptığı telefon görüşmesinde de borcu söz verdiği tarihte ödeyemeyeceğini söylediğini aktardı.

Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanan Demirci, cezaevine konuldu. 


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Devleti sıfırdan kuracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişimini büyük bir depreme benzetti ve artçıları olabileceğini, hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi. "Öz güveni yüksek ve tankı halka sürmeyecek kadar vatanını seven bir asker istediklerini" söyleyen Erdoğan, FETÖ için "Onların köklerini kazacağız. Devleti sıfırdan kuracağız" dedi.


Erdoğan, Katar merkezli El Cezire Televizyonu'na verdiği mülakatta, FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili soruları cevapladı. Erdoğan, bu grubun dini bir cemaat olmadığını, ülkeyi ve ekonomiyi kontrol altına almaya çalışan terör örgütü olduğunu vurgulayarak, "Zalime karşı gevşeklik göstermek mazluma yapılmış bir ihanettir. Darbecilere karşı gevşeklik göstermeyeceğiz. Onlar haindirler. Onlara merhamet etmeyeceğiz" dedi.

Örgütün sadece kendi özel çıkarları olduğunu, bu çıkarları yok edeceklerine dikkati çeken Erdoğan, "Devlet kurumlarında bunların var olmalarına izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Erdoğan, devleti demokratik şekilde yönettiklerini anlatarak, "Darbeciler, Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini ve MİT'i bombaladılar. Ordu birimlerine hakim olmaya çalıştılar. Onlar bazı binaları ele geçirebilirler ama asla halkı ele geçiremeyecekler" değerlendirmesinde bulundu.

'Ona tabi olanlar bedelini ödeyecek'

"Pensilvanya'daki zatın verdiği emirle siviller bombalandı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ona tabi olan tüm zalimler bunun bedelini ödeyecek. Bunlar halka egemen olmak için dini istismar ediyor. Ölümden korkmuyoruz. Bizler Müslümanız ve bize göre ölüm bir kaderdir. Kaderimiz geldiğinde bu ne bir saat öne alınır ne de geriye. Tankın altına yatan gence bakın."

'Dershaneleri kapatınca gözleri döndü'

El Cezire'ye verdiği mülakatta, cemaatin yüksek mevkilere sızmasına ilişkin ise, "Bunlar kertenkele gibi renk değiştiriyorlar, Haşhaşiler gibi. Özal ile Demirel ile Ecevit ile iyi ilişkileri vardı ancak daha sonra gerçek yüzleri ortaya çıktı. 2010'dan bu yana onlarla mücadele ediyorduk. Dershaneleri kapattık, bu onların en güçlü kaleleriydi. Kapattığımız zaman gözleri döndü. ABD'de kiralık okulları var. ABD'de de işleri engellenirse yine gözleri dönecek. Birçok ülke bize diyor ki 'Gelin, bizi bunlardan kurtarın. Türkler olarak kendi okullarınızı kurun" ifadelerini kullandı.

'Darbe girişiminin artçıları olacak'

Darbenin Yüksek Askeri Şura toplantısı nedeniyle erkene alındığını ancak halkın darbecilere izin vermediğini anlatan Erdoğan, darbe girişimini de büyük bir depreme benzetti ve artçıları olabileceğini, hazırlıklı olmak gerektiğini söyledi.

FETÖ'ye karşı yürütülen mücadeleye ilişkin de Erdoğan, şunları anlattı: "Dikey temizlik yapmak zorundayız, yatay da. Askeri okulları temizliyoruz. TSK'da da bu temizlik gerekiyordu. Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı daha da güçlü olacak. Öz güveni yüksek ordu istiyoruz ancak aynı zamanda tankı halka süremeyecek kadar vatanını seven bir asker istiyoruz."

'Devleti sıfırdan kuracağız'

Soruşturmaların devam ettiğine ancak bunun uzun vadeli bir iş olacağına değinen Erdoğan, "Onların köklerini kazacağız. Devleti sıfırdan kuracağız. Güvenlik güçlerimizi temizleyeceğiz. Bu yöndeki çalışmaları destekliyoruz" diye konuştu.

İstanbul Yenikapı'da muhalefet partilerinin de katılımıyla düzenlenecek "Demokrasi ve Şehitler Mitingi" ile ilgili olarak da Erdoğan, "Bu mitinge katılmaları için CHP ve MHP'ye davet gönderdim ve onlardan da olumlu cevap aldım. Bu mitingde birlik olduğumuz mesajını vereceğiz. Yenikapı mitingi sadece Türkiye için değil tüm dünya için önemli. Bugün tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet olacağız" ifadelerini kullandı.

'Despot ya da diktatör değilim'

Darbe girişiminin sonrasına yönelik yapılan eleştiriler hatırlatılan ve "kendisinin ülkeyi istediği gibi yönetme kudretine eriştiği" yönündeki değerlendirmeler sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunları asla kabul etmiyorum. Ben Türk halkının bana vermediği bir hakkı kullanmam. Despot ya da diktatör değilim. Eğer halk başkanlık sistemine geçme yönünde bir karar alırsa o vakit bana verilen yetkileri kullanırım. Ben anayasanın bana vermemiş olduğu bir yetkiyi asla kullanma hakkına sahip değilim. Bu, Tayyip Erdoğan'ın karakteridir. Bütün dünyanın bunu böyle bilmesini istiyorum."
Batı ülkelerinin tutumlarına ilişkin eleştirilerini yineleyen Erdoğan, Gülen'in Türkiye'ye iadesine ilişkin de "ABD’nin bizi anlayacağını ve teslim konusunda gerekeni yapacağını umuyoruz" dedi. Erdoğan, ABD yönetiminin Gülen'in darbe ile bağlantısına ilişkin sorduğu kanıtın da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olduğunu söyledi.

Fethullah Gülen'i "çok akıllı biri olmamakla", "peygamber kıssaları anlatarak sadece ağlayan ve insanları ağlatan bir zat" olarak tanımlayan Erdoğan, "Ama ne yazık ki ona inananlar var. Birikimler yaptılar. Bu paralarla büyük yatırımlar yaptılar. İslam'ı kullandılar. Bir Mısır televizyon kanalında dediği gibi, 170 ülkede okulları var. Onlar o devletlerin liderlerinin, ileri gelenlerinin çocuklarını yetiştiriyorlar ve zamanla o ülkeleri ele geçirmek istiyorlar" şeklinde konuştu.

Erdoğan mülakatta bölge sorunlarına ve Avrupa'ya yönelik mülteci akınına ilişkin de konuştu, Rusya'ya yapacağı ziyarete değindi ve Putin ile Suriye'yi ele alacaklarını belirtti.

15 Temmuz şehidinin evini ziyaret etti

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi Borsa İstanbul binası önünde şehit olan Fatih Satır ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit olan Çetin Can'ın ailelerine taziye ziyaretinde bulundu. Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan da eşlik etti. Erdoğan, Çetin Can'ın Avusturya'da bulunan kardeşleri Öznur ve Yusuf ile FaceTime programı aracılığıyla konuştu. Şehidin kardeşi Yusuf, "Cumhurbaşkanım sizleri çok seviyoruz" dedi, Erdoğan da "Bizde sizi çok seviyoruz" diye cevap verdi.

Ziyaretler sırasında halkın yoğun ilgi gösterdiği Erdoğan, herkesi Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne davet etti. Çetin Can'ın ailesine taziye ziyaretinden ayrıldığı sırada toplanan kalabalığa da hitap eden Erdoğan, şunları söyledi: "Kim ne derse desin bu ülkeyi bölemeyecekler. Bu milleti parçalayamayacaklar. Milletime inanıyorum, milletime güveniyorum. Milletimi meydanlara davet ettiğim o gece, meydanları 3 saat içerisinde 10 binlerin, 100 binlerin, milyonların doldurduğu o gece bir darbeler tarihidir. Fakat darbeler tarihini ters yüz eden bir tarihtir. Siz bu tarihi tam tersine çevirdiniz, püskürttünüz. Yeni bir tarih yazdınız. Dünya bunu yazacak, dünya bunu okuyacak. Küçük yavrularımız sizlerle övünecekler. Bizi kıskandılar, bizi kıskanıyorlar. Türkiye'yi küçültmek istediler. Türkiye'yi bölmek istediler. Ama onlar küçültmek istedikçe, bölmek istedikçe Türkiye büyüdü, büyümeye devam ediyor." cnntürk.com

İran, nükleer fizikçi Şehram Emiri'yi idam etti

İran'ın, 2009'da ortadan kaybolan ve ABD'ye sığınma talep ettiği ortaya çıkan nükleer fizik Şehram Emiri'yi idam ettiği duyuruldu. Sığınma başvurusu kabul edilmeyen Emiri, İran'a döndüğü 2010'dan beri cezaevindeydi.


İran'da 2010'dan bu yana tutuklu bulunan nükleer fizikçi Şehram Emiri'nin idam edildiği bildirildi.
Londra merkezli Manoto TV'nin haberine göre, Emiri'nin annesi, oğlunun idam edildiğini söyledi.
Emiri'nin, 2009'da Suudi Arabistan'da umre ziyaretindeyken kaybolmuş daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gittiği ortaya çıkmıştı.

Washington yönetimi, Emiri'nin ABD'den sığınma talep ettiğini açıklamıştı. Emiri ise Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) tarafından alıkonulduğunu iddia etmişti.

2010'da İran'a döndüğünde CIA'nın elinden kaçtığını ileri sürülen Emiri, ülkede kahraman gibi karşılanmıştı. Kısa süre sonra ise gözaltına alınan Emiri, daha sonra tutuklanarak hapse mahkum edilmişti.

Tahran yönetimi, idamla ilgili bir açıklama yapmadı. cnntürk

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Zaman Gazetesi'nin reklamı için tutuklama

FETÖ darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma dosyasına giren Zaman gazetesinin, darbe girişiminden 9 ay 10 gün önce yayınlanan reklam filmi ile ilgili gözaltına alınan ve tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edilen gazetenin reklam müdürü tutuklanırken, reklam filmini hazırlayan ajansın sahibi adli kontrol ile serbest bırakıldı.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma dosyasına, kapatılan Zaman gazetesinin, darbe girişiminden 9 ay 10 gün önce yayınlanan reklam filminin girmesi üzerine savcılık talimatıyla gazetenin reklam müdürü Yakup Şimşek ile reklam filmini hazırlayan ajansın sahibi T.M.S. gözaltına alındı.

Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayına getirilen şüpheliler, burada soruşturmayı yürüten savcılığa ifade verdi. Savcılık, şüphelileri tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk etti. Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, şüphelilerden Yakup Şimşek'in tutuklanmasına karar verdi. Hakimlik, reklam ajansın sahibi T.M.S'ın ise adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasına hükmetti. Şüpheli hakkında adli kontrol hükümleri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı kondu.

Savcılıktan alınan bilgiye göre, söz konusu reklam filminin kapatılan gazetenin eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın talimatıyla yapıldığı, film ile örgütün askeri kanadına mesaj gönderildiği belirtildi. Dumanlı hakkında “Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs” suçundan yakalama kararı çıkarılmasına karar verilmişti. cnntürk

Memur-Sen açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı

Memur-Sen, temmuzda dört kişilik ailenin açlık sınırını bin 504, yoksulluk sınırını ise 4 bin 232 lira olarak belirledi.


Memur-Sen tarafından çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak amacıyla yapılan "açlık ve yoksulluk sınırı araştırması"nın temmuz sonuçları açıklandı.

Buna göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı bin 504, yoksulluk sınırı ise 4 bin 232 lira olarak tespit edildi.

Temmuzda bir önceki aya göre gıda fiyatlarında ortalama yüzde 2,66'lık artış yaşandı.

Göze çarpan en büyük fiyat artışları, yüzde 46,25 ile domates, yüzde 41,45 ile taze fasulye, yüzde 29,86 ile çarliston biber, yüzde 22,60 ile sivri biber ve yüzde 18,78 ile sarımsakta meydana geldi.
En fazla fiyat düşüşleri ise yüzde 28,64 ile erik, yüzde 9,59 ile kiraz, yüzde 2,99 ile salam, yüzde 2,45 ile fındık içi, yüzde 2,36 ile yumurtada oldu.

Temmuzda bir önceki aya göre giyim fiyatları ortalama yüzde 3,08 düştü. Bu fiyatlarda hazirana göre en dikkat çekici değişim, yüzde 0,41 ile giysi tamirinde görüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu işin bittiğine inanmıyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilk kez medya yöneticileriyle buluştu. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin bittiğine inanmadığını belirterek, 'Üst akıl acımasızca oynuyor. Bu işin bittiğine inanmıyorum, rehavete kapılmayacağız. Medyanın tavrını takdir etmek boynumuzun borcu. Bu Çanakkale ruhudur. Demokrasiye inananları tankla topla sindiremezseniz' dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan medya yöneticileriyle buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu. Medyaya darbe girişimindeki tutumundan dolayı teşekkür eden Erdoğan, "Öncelikle bu darbe girişimi sırasında ve sonrasında medyamızın demokrasiden, özgürlüklerden milli iradeden, milletten yana ortaya koyduğu tavır sebebiyle sizlere şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum. Benim medya konusundaki düşüncelerim, özellikle de eleştirel yaklaşımım hepinizin malumudur. Fakat bu defa medyamız gazeteleriyle, televizyonlarıyla, internet haber siteleriyle gerçekten sağlam ve kararlı bir duruş sergiledi. Dolayısıyla bu olumlu tavrı takdir etmek, bunu hem bizzat sizlere hem de kamuyouna ifade etmek boynumun borcudur diye düşünüyorum.

Her ne kadar yaşanan acı ve açık olaylara rağmen "ama"lı "fakat"lı konuşan yazan birtakım medya mensupları var idiyse de bunlar bu dönemde azınlıkta kalmıştır. Medya mensuplarımızın kahir ekseriyeti demokratik rüştlerini bu dönemde ispat etmişerdir. Siyasette gözlediğimiz milli ve demokratik ortak zeminle bir araya gelebilme başarısını medyamız da tekrarlamıştır" dedi.

"Rehavete kapılmayacağız"

cnntürk^ün haberine göre; 15Temmuz sürecini değerlendiren Erdoğan şunları söyledi; Bu işin bittiğine şu anda tabii inanmıyorum. Atacağımız daha adımlar var, rehavete kapılmayacağız. Şehitlerimize özellikle Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza, gazilerimize şifalar diliyorum. Milletimizin bu darbeye karşı ortaya koyduğu tavır, inanıyorum ki darbeler tarihinde farklı bir yere oturacaktır. Bu millet ecdadından almış olduğu mirası aynen yeni nesille, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle ortaya koymuştur. Burada özellikle kadınlarımızı anmadan edemeyeceğim. Onların şehadete koşması çok çok farklıydı. Bütün bu olaylar bizim geleceğe yönelik umudumuzu artırırken, inşallah darbeler tarihini alt üst edecek, sadece bu milletin değil, dünyadaki halkların inanıyorum ki örnek alacağı bir tavır ortaya koymuştur."

Sadece Türk Bayrağı

Yenikapı'da yapılacak mitingle ilgili olarak da Erdoğan, alana geleceklerden sadece Türk Bayrağı getirmelerini istedi. Erdoğan, "Kimse bayrağımızın dışında bir bayrakla alana gelmesin. Sadece Türk Bayrağı burada olacak. Orada inşallah tek millet olarak, tek bayrak olarak, tek vatan olarak, tek devlet olarak, tek yürek olarak, bir arada olacağız.

Herhangi bir spekülasyona fırsat vermeden, herhangi bir olumsuzluğa inşallah fırsat vermeden bu buluşmamımızı noktalayacağımıza inanıyorum" dedi.

İlker Başbuğ: FETÖ'nün en büyük silahı istihbarat

Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, FETÖ 15 Temmuz darbe girişimi ilgili önemli açıklamalar yaptı. Başbuğ, FETÖ'nün en büyük silahının istihbarat olduğunu söyledi.


Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde ’Atatürk’ün Kitap Aşkı, Okudukları ve Yazdıkları’ konulu söyleşiye katıldı. Başbuğ, Atatürk’ün not defterlerine yazdıklarını derlediği, ’20’nci Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal’ kitabından bölümleri de okuduğu söyleşide, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ'yle ilgili açıklamalarda bulundu.

Başbuğ, FETÖ'nün en büyük silahının istihbarat olduğunu belirterek, 'Bugün dünya nasıl yönetiliyor biliyor musunuz? Kişilere ait personel bilgileri üzerinden yönetiliyor. Ana silah bu. Üretmek ya da kontrol etmek istediğiniz kişilere ilişkin, kişisel istihbarat, en büyük silahtır. Dünya bunun üzerinde duruyor. Kişisel istihbarat çok önemli. Gülen cemaatinin ana silahı nedir biliyor musunuz? Kişisel istihbarat. Ana silahlarından bir tanesi bu. Bu çok büyük bir yapılanma, çok büyük bir istihbarat yapılanmasına dayanıyor. Bu konuyu çok büyük bir silah olarak kullandı, kullanıyor, kullanmaya da devam ediyor. Düşünce ve duyguyu sentez yapabiliyorsanız topluluğu arkanızdan götürmeniz, ölüme götürmeniz bile çok kolay' dedi.

10 bin polis adayı alınacak, işte aranan şartlar...

Emniyet Genel Müdürlüğü'nce Polis Meslek Eğitim Merkezleri'ne 18. dönem polis meslek eğitimi için bini kadın olmak üzere toplam 10 bin polis memuru adayı alımı yapılacak.


Ön başvurular, 8-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında Polis Akademisi Başkanlığına ait www.pa.edu.tr adresinden online olarak gerçekleştirilecek.

Polis meslek eğitimi için alınacak adaylarda aranacak şartlar şöyle:

- Lisans mezunu olmak veya denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak.

- 31 Aralık 2016 tarihi itibari ile 30 yaşından gün almamış olmak.

- 2015 veya 2016 yıllarında yapılan KPSS lisans P3 puan türünden en az 60 puan almış olmak.

- Emniyet Teşkilatı personeli şehit veya vazife malulü eş veya çocukları için KPSS lisans P3 puan türünden en az 48 puan almış olmak.

Öğrencilerin yemek, barınma ve sağlık giderleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacak.

Eğitim sonunda başarılı olanlar polis memuru olarak göreve başlayacak.

Sınava giriş koşulları, sınav takvimi ve diğer hususlar www.pa.edu.tr resmi internet sitesinden ilan edilecek.

Melih Gökçek: 14 Ağustos'ta ne yapacaklarını biliyoruz

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sosyal medyada dolaşan 14 Ağustos iddialarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Gökçek, "Bunlar tutturdu 'Yok 12 Ağustos, yok 14 Ağustos'u bekleyin' diye. Ne yapacaklarının istihbaratını da aldık" dedi.


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Demokrasi Nöbeti"nin 21. gününde de nöbet tutan vatandaşları ziyaret etti.

cnntürk'ün haberine göre; 15 Temmuz Kızılay Demokrasi Meydanı'nda vatandaşlara seslenen Başkan Gökçek, FETÖ'cülerin bir başka hain planı daha olduğunu belirterek, "Bütün Türkiye'yi bir hafta elektriksiz bırakacak, trafoları patlatacak bir sabotaj içerisindeler" dedi.

Başkan Gökçek, şöyle devam etti:

"Bunlar tutturdu 'Yok 12 Ağustos, yok 14 Ağustos'u bekleyin' diye. Ne yapacaklarının istihbaratını da aldık. Yapmak istedikleri şey şuymuş; hani bir gün elektrikler toptan kesildi hatırlıyor musunuz? Bu sabotajı yapan da bu şerefsiz FETÖ'cüler, başkası değil.

Şimdi aynı konuda bütün Türkiye'yi bir hafta elektriksiz bırakacak, trafoları patlatacak bir sabotaj içerisindeler. Bu da duyulduğu için bunu da yapamayacaklar. Biz buradayız Allah'ın izniyle."

ABD'den Gülen'in iadesi için yeni adım

ABD, Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi için yeni bir adım attı. ABD Adalet Bakanlığı, gelecek hafta içinde bu konuda görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye'ye heyet gönderme kararı aldı.

15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından hükümet, Fetullah Gülen'in iadesi için, ikamet ettiği ABD'ye "acil tutuklama ve iade" talebinde bulunmuştu.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığında yürütülen çalışmalar kapsamında geçen hafta ise Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından Gülen'in tutuklanması amacıyla ABD'ye ikinci bir yazı gönderilmişti.

Yaşanan bu gelişmelerin ardından ABD Adalet Bakanlığı, Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin Türkiye Adalet Bakanlığı'na bir mektup gönderdi.

ABD Adalet Bakanlığı, mektupta, Gülen'in iadesi konusunda yapılacak görüşmeler için Adalet Bakanlığından bir heyetin ABD'ye gönderilmesini ya da Amerikan Adalet Bakanlığından bir heyetin Türkiye'ye gelmesini önerdi.

Bunun üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın talimatıyla Bakanlık yetkilileri konuyu değerlendirdi.

ABD heyeti geliyor

Adalet Bakanlığınca ABD'ye gönderilen cevap mektubunda, ilk olarak Amerika'dan bir heyetin gelmesi, daha sonra Türkiye'den bir heyetin ABD'de görüşmelerde bulunması teklif edildi.
Türkiye'nin teklifini kabul eden ABD Adalet Bakanlığı, gelecek hafta içerisinde uzman bir heyeti Türkiye'ye göndereceğini bildirdi.

ABD heyetinin Türkiye'de darbe girişimine ilişkin yapacağı görüşmelerden sonra Gülen'in iadesi için bu kez Adalet Bakanlığından bir heyetin ABD'ye gideceği öğrenildi.