Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çok önemli açıklamalarda bulundu. İki lider de provokasyon vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biliyoruz ki bu Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşme sürecini özellikle bozmaya yönelik bir provokasyondur ama bu provokasyona gelmeyecek kadar Rusya yönetimi ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimi de irade sahibidir." ifadelerini kullandı.
Putin: Provokasyondur
cnntürk'e göre; Rus lider Putin de, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırı,Türkiye ve Rusya'nın Suriye'de ilerlettiği iyi ilişkilere yönelik bir provokasyondur" diye konuştu.
Putin, Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi'nin öldürülmesinin Türkiye'yle iyi ilişkileri ve Suriye'deki çözümü bozma yönünde yapılan bir provokasyon olduğunu belirtti.
Büyükelçi Karlov'un öldürülmesine karşılık Rusya'nın teröre karşı mücadeleyi güçlendireceğini ifade eden Putin, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırıya verilecek cevap, terörizme karşı savaşı güçlendirmektir" diye konuştu.
'Bunun tek bir yanıtı olabilir…'
Karlov'un ailesine başsağlığı dileyen Putin sözlerine şöyle devam etti:
"Bir cinayet gerçekleştirildi. Bu elbette Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesini bozmaya yönelik bir provokasyon. Ayrıca Rusya, Türkiye, İran ve Suriyeli taraflar arasındaki çatışmanın çözümüne ilgi duyan diğer ülkelerin aktif olarak savunduğu Suriye'deki barış sürecini bozmaya yönelik bir provokasyon. Bunun tek bir yanıtı olabilir, teröre karşı mücadeleyi güçlendirmek. Haydutlar bunu hissedecek."
'Parlak bir diplomattı'
Karlov'un kültürlü ve iyi kalpli bir insan olduğunu söyleyen Putin, "O, parlak bir diplomattı, bulunduğu ülkede çok iyi bir imaja sahipti, Türk yönetimi ve diğer siyasi güçler ile iyi ilişkileri vardı, onların saygısını kazanmıştı" dedi. Karlov'u şahsen tanıdığını belirten Putin, "Türkiye'ye son ziyaretim boyunca bana eşlik etmişti" diye ekledi.
19 Aralık 2016 Pazartesi
İran ve ABD'den Türkiye kararı
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yapılan suikastin ardından İran ve ABD, bugün temsilciliklerini açmayacak.
İran’ın Ankara Büyükelçiliği bir bildiri yayımlayarak, İstanbul, Erzurum ve Trabzon Başkonsoloslukları 20 Aralık Salı günü kapalı olduğunu duyurdu.
Fars Haber Ajansı'nın haberine göre, İran’ın Ankara Büyükelçiliği bir bildiri yayımlayarak, İstanbul, Erzurum ve Trabzon Başkonsoloslukları salı günü kapalı olduğunu duyurdu.
İran Büyükelçiliği, vatandaşlarından bugün bu mekanlara başvurmaktan kaçınmalarını istedi.
Öte yandan ABD Ankara Büyükelçiliği, İstanbul Başkonsolosluğu ve Adana Konsolosluğu'nun bugün kapalı olduğu öğrenildi. cnntürk
İran’ın Ankara Büyükelçiliği bir bildiri yayımlayarak, İstanbul, Erzurum ve Trabzon Başkonsoloslukları 20 Aralık Salı günü kapalı olduğunu duyurdu.
Fars Haber Ajansı'nın haberine göre, İran’ın Ankara Büyükelçiliği bir bildiri yayımlayarak, İstanbul, Erzurum ve Trabzon Başkonsoloslukları salı günü kapalı olduğunu duyurdu.
İran Büyükelçiliği, vatandaşlarından bugün bu mekanlara başvurmaktan kaçınmalarını istedi.
Öte yandan ABD Ankara Büyükelçiliği, İstanbul Başkonsolosluğu ve Adana Konsolosluğu'nun bugün kapalı olduğu öğrenildi. cnntürk
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Karlov kimdir?
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, bir sanat sergisini ziyareti sırasında suikaste uğrayarak hayatını kaybetti.
Ankara'daki Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde katıldığı bir sergide uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, 2013 yılından bu yana Ankara'da görev yapıyordu.
Moskova'da 1954 yılında doğan Karlov, 1976'da Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden, 1992 yılında ise Diplomasi Akademisi'nden mezun olarak yüksek öğrenimini tamamladı. Karlov, 1976'dan beri diplomatik alanda çalışmalarını sürdürüyordu.
SSCB, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatının yanı sıra yurtdışı temsilciliklerinde, özellikle 1976-1981 ve 1984-1990 yıllarında SSCB'nin Kuzey Kore'deki büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında da Rusya'nın Güney Kore Cumhuriyeti'ndeki büyükelçiliğinde farklı görevlerde çalıştı. Karlov, 2001-2006 döneminde ise Kuzey Kore'de büyükelçi olarak görev yaptı.
Karlov, 2007-2013 döneminde de ülkesinin Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdürü olarak görev yaptı. Büyükelçi Karlov, 2013 yılının Temmuz ayından bu yana Rusya'nın Ankara Büyükelçisi olarak görevini sürdürüyordu. Korece ve İngilizce bilen Karlov, evli ve bir çocuk babasıydı.
Ankara'daki Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde katıldığı bir sergide uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, 2013 yılından bu yana Ankara'da görev yapıyordu.
Moskova'da 1954 yılında doğan Karlov, 1976'da Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden, 1992 yılında ise Diplomasi Akademisi'nden mezun olarak yüksek öğrenimini tamamladı. Karlov, 1976'dan beri diplomatik alanda çalışmalarını sürdürüyordu.
SSCB, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatının yanı sıra yurtdışı temsilciliklerinde, özellikle 1976-1981 ve 1984-1990 yıllarında SSCB'nin Kuzey Kore'deki büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında da Rusya'nın Güney Kore Cumhuriyeti'ndeki büyükelçiliğinde farklı görevlerde çalıştı. Karlov, 2001-2006 döneminde ise Kuzey Kore'de büyükelçi olarak görev yaptı.
Karlov, 2007-2013 döneminde de ülkesinin Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdürü olarak görev yaptı. Büyükelçi Karlov, 2013 yılının Temmuz ayından bu yana Rusya'nın Ankara Büyükelçisi olarak görevini sürdürüyordu. Korece ve İngilizce bilen Karlov, evli ve bir çocuk babasıydı.
RTÜK'ten Andrey Karlov suikastine yayın yasağı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un saldırıya uğramasına ilişkin Başbakanlık tarafından geçici yayın kısıtlaması getirildiğini duyurdu.
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun"un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü belirtildi.
Saldırının da bu hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ifade edilen açıklamada, olayla ilgili Başbakanlığın yazısıyla geçici yayın yasağı getirildiği kaydedildi.
Açıklamada, "Resmi Makamlarca yapılan açıklamalar dışında tüm medya hizmet sağlayıcıların haber, görüntü ve yorumlara yer vermemesini kapsamaktadır." ifadesine yer verildi. cnntürk
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, "Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun"un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü belirtildi.
Saldırının da bu hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ifade edilen açıklamada, olayla ilgili Başbakanlığın yazısıyla geçici yayın yasağı getirildiği kaydedildi.
Açıklamada, "Resmi Makamlarca yapılan açıklamalar dışında tüm medya hizmet sağlayıcıların haber, görüntü ve yorumlara yer vermemesini kapsamaktadır." ifadesine yer verildi. cnntürk
İşte Rus Büyükelçisi'ni vuran suikastçi
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a Ankara'da silahlı saldırı düzenlendi. Saldırı, büyükelçinin bir sanat sergisine katılımı sırasında gerçekleşti. Anadolu Ajansı saldırganın düzenlenen operasyonla etkisiz hale getirildiğini duyurdu.
Rus Büyükelçi Andrey Karlov'u vuran saldırganın olay yerindeki görüntüsü ortaya çıktı.
Büyükelçiyi vuran saldırganın olay anında 'buradan ölmeden çıkmayacağım, bana yaklaşmayın' diye bağırdığı belirtiliyor.
Saldırganın, Rus Büyükelçi’ye ateş ettikten sonra bir elini havaya kaldırarak ‘Tekbir’ getirdiği ve ‘Halep’i unutmayın, Suriye’yi unutmayın’ dediği belirtildi.
Saldırganın Arapça, Türkçe ve Rusça konuştuğu da gelen bilgiler arasında. (cnntürk.com.tr)
Büyükelçiyi vuran saldırganın olay anında 'buradan ölmeden çıkmayacağım, bana yaklaşmayın' diye bağırdığı belirtiliyor.
Saldırganın, Rus Büyükelçi’ye ateş ettikten sonra bir elini havaya kaldırarak ‘Tekbir’ getirdiği ve ‘Halep’i unutmayın, Suriye’yi unutmayın’ dediği belirtildi.
Saldırganın Arapça, Türkçe ve Rusça konuştuğu da gelen bilgiler arasında. (cnntürk.com.tr)
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikaste uğradı
Ankara'da bir sergi sonrası konuşma yaparken saldırıya uğrayan Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırıldı. Andrey Karlov kimdir? Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov daha önce hangi görevlerde bulunmuştur?
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikaste uğradı: Andrey Karlov kimdir?
Rusya’nın Ankara Büyük Elçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov katıldığı sergi sonrasında silahlı saldırıya uğradı, saldırı sonucunda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Andrey Karlov kimdir? Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un önceki görevleri ve hayatı hakkında ayrıntılar…
ANDREY KARLOV KİMDİR?
Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralandı. Andrey Karlov kimdir? Yüksek eğitimini Moskova Devlet Ulsulararası İlişkiler Entistütüsünde gerçekleştiren Karlov, 1992 yılında Diplomasi Akademisinden mezun olmuş ve eğitim hayatını tamamlamıştır. Uzun yıllardır diplomat olan Andrey Karlov SSCB döneminde de hizmet vermiştir. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Merkez teşkilatı ve yurtdışında yer alan temsilciliklerde görev almış, 1976-1981, 1984-1990 yıllarında SSCB Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında Rusya Federasyonu Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde görev almıştır. Temmuz 2013'de Rusya Federasyonu Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine atandı. Büyükelçi diplomatik ünvanına sahiptir. (sözcü.com.tr)
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikaste uğradı: Andrey Karlov kimdir?
Rusya’nın Ankara Büyük Elçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov katıldığı sergi sonrasında silahlı saldırıya uğradı, saldırı sonucunda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Andrey Karlov kimdir? Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un önceki görevleri ve hayatı hakkında ayrıntılar…
ANDREY KARLOV KİMDİR?
Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov silahlı saldırıya uğradı ve ağır yaralandı. Andrey Karlov kimdir? Yüksek eğitimini Moskova Devlet Ulsulararası İlişkiler Entistütüsünde gerçekleştiren Karlov, 1992 yılında Diplomasi Akademisinden mezun olmuş ve eğitim hayatını tamamlamıştır. Uzun yıllardır diplomat olan Andrey Karlov SSCB döneminde de hizmet vermiştir. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Merkez teşkilatı ve yurtdışında yer alan temsilciliklerde görev almış, 1976-1981, 1984-1990 yıllarında SSCB Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde, 1992-1997 yıllarında Rusya Federasyonu Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde görev almıştır. Temmuz 2013'de Rusya Federasyonu Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine atandı. Büyükelçi diplomatik ünvanına sahiptir. (sözcü.com.tr)
2017 Resmi tatil günleri belli oldu | 2017’de hangi günler tatil olacak?
2017 yılına sayılı günler kala vatandaşlar yeni yılda kutlanacak bayramların ve resmi tatillerin hangi günlere denk geleceğini merak etmeye başladı. Resmi tatillerin belli olmasının ardından birçok vatandaş erken rezervasyon indiriminden yararlanmak için harekete geçti. Peki 2017 yılındaki resmi tatiller hangi günlere denk gelecek?
Tur şirketlerinin kampanyalarını hazırlayacağı ve tatilcilerin erken rezervasyon indiriminden yararlanacağı resmi tatiller açıklandı. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nın her yıl farklı tarihlere denk gelmesi nedeniyle erken rezervasyon yaptıramayan vatandaşlar tatil günlerinin belli olmasının ardından tur şirketleri ile görüşmelere başladı.
Öğrencileri, çalışanları ve devlet kurumlarını yakından ilgilendiren resmi tatil günlerinin süreleri hakkında kesin karar ise 2017 yılında verilecek. Bayram tatillerinin ikisinin de bir bölümünün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle 2017 yılındaki resmi tatiller içerisinde 9 günlük tatilin yapılması beklenmiyor.
2017’nin ilk tatili çalışanları ve öğrencileri etkilemeyecek
Ertesi günü resmi tatil olarak kabul edilen yılbaşının 31 Aralık Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle normal şartlarda tatil olan 1 Ocak Pazar gününde herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
23 Nisan’da da tatil yok
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan ve resmi tatil günleri içerisinde yer alan 23 Nisan’ın da Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle programlarda herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
1 Mayıs 2017’nin ilk tatili
2017 yılının iş ve okul hayatını etkileyen ilk tatili 1 Mayıs’ta gerçekleşecek. Emek ve Dayanışma Günü günü olarak kutlanan 1 Mayıs Pazartesi gününe denk geldiği için resmi tatil sayılacak.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da tatil
2017’nin resmi tatilleri içerisinde hafta arasına giren bir diğer tatil günü 19 Mayıs olacak. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan 19 Mayıs Cuma gününe denk gelecek.
Ramazan Bayramı tatili 2 günü etkileyecek
Tatillerin bu yıl hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle en uzun tatiller arasında yer alan Ramazan Bayramı tatili 2. ve 3. Günlerinde iş hayatını etkileyecek. Ramazan Bayramı’nın 1. Günü olan 25 Haziran Pazar gününe denk gelirken, 26 ve 27 Haziran Pazartesi ve Salı günleri resmi tatil oalrak kabul edilecek.
15 Temmuz da hafta sonu
Darbe girişiminin ardından alınan kararlar ile resmi tatil ilan edilen 15 Temmuz da bu yıl haftasonuna denk gelecek. 2017’de ilk kez kutlanacak olan 15 Temmuz Cumartesi gününe denk gelecek.
30 Ağustos Zafer Bayramı
Bu yıl yaşanan olaylar nedeniyle daha sade törenlerle kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı 2017 yılında Çarşamba gününe denk gelecek.
2017’nin en uzun tatili Kurban Bayramı
31 Ağustos Perşembe gününe denk gelen Arife günü nedeniyle 31 Ağustos günü öğleden sonra resmi tatil olacak. Bu günleri takip eden 1 Eylül Cuma, 2 Eylül Cumartesi, 3 Eylül Pazar ve 4 Eylül Pazartesi resmi tatil olarak kabul edilecek.
29 Ekim de Pazar günü
2017 yılının son resmi tatili olan 29 Ekim ise Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle kamuyu etkilemeyecek.
Öğrencileri, çalışanları ve devlet kurumlarını yakından ilgilendiren resmi tatil günlerinin süreleri hakkında kesin karar ise 2017 yılında verilecek. Bayram tatillerinin ikisinin de bir bölümünün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle 2017 yılındaki resmi tatiller içerisinde 9 günlük tatilin yapılması beklenmiyor.
2017’nin ilk tatili çalışanları ve öğrencileri etkilemeyecek
Ertesi günü resmi tatil olarak kabul edilen yılbaşının 31 Aralık Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle normal şartlarda tatil olan 1 Ocak Pazar gününde herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
23 Nisan’da da tatil yok
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan ve resmi tatil günleri içerisinde yer alan 23 Nisan’ın da Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle programlarda herhangi bir değişiklik yaşanmayacak.
1 Mayıs 2017’nin ilk tatili
2017 yılının iş ve okul hayatını etkileyen ilk tatili 1 Mayıs’ta gerçekleşecek. Emek ve Dayanışma Günü günü olarak kutlanan 1 Mayıs Pazartesi gününe denk geldiği için resmi tatil sayılacak.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da tatil
2017’nin resmi tatilleri içerisinde hafta arasına giren bir diğer tatil günü 19 Mayıs olacak. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan 19 Mayıs Cuma gününe denk gelecek.
Ramazan Bayramı tatili 2 günü etkileyecek
Tatillerin bu yıl hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle en uzun tatiller arasında yer alan Ramazan Bayramı tatili 2. ve 3. Günlerinde iş hayatını etkileyecek. Ramazan Bayramı’nın 1. Günü olan 25 Haziran Pazar gününe denk gelirken, 26 ve 27 Haziran Pazartesi ve Salı günleri resmi tatil oalrak kabul edilecek.
15 Temmuz da hafta sonu
Darbe girişiminin ardından alınan kararlar ile resmi tatil ilan edilen 15 Temmuz da bu yıl haftasonuna denk gelecek. 2017’de ilk kez kutlanacak olan 15 Temmuz Cumartesi gününe denk gelecek.
30 Ağustos Zafer Bayramı
Bu yıl yaşanan olaylar nedeniyle daha sade törenlerle kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı 2017 yılında Çarşamba gününe denk gelecek.
2017’nin en uzun tatili Kurban Bayramı
31 Ağustos Perşembe gününe denk gelen Arife günü nedeniyle 31 Ağustos günü öğleden sonra resmi tatil olacak. Bu günleri takip eden 1 Eylül Cuma, 2 Eylül Cumartesi, 3 Eylül Pazar ve 4 Eylül Pazartesi resmi tatil olarak kabul edilecek.
29 Ekim de Pazar günü
2017 yılının son resmi tatili olan 29 Ekim ise Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle kamuyu etkilemeyecek.
18 Aralık 2016 Pazar
11.5 milyon kişiye sicil affı geliyor
Türkiye ticaretinde beyaz bir sayfa açmayı hedefleyen sicil affı ile 11.5 milyon kişi ile 2.3 milyon şirket kara listeden çıkacak. Bunun için kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerekiyor.
Meclis’e geçtiğimiz cuma günü sunulan torba yasada yer alan sicil affı, 11 milyon 561 bin 202 kişi ve 2 milyon 331 bin 460 şirketin sicillerini sıfırlama imkanı getirecek. Kişi ve şirketlere, kullandırılan kredilerden dolayı da bankalara veya finans kuruluşlarına herhangi bir hukuki cezai sorumluluk yüklenemeyecek.
Hürriyet'in haberine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamlarına göre düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, 12 Aralık 2016 itibariyle halen ödenmemiş çeki olan 566 bin 116 kişi, 31 Ekim itibarıyla kredi kartı nedeniyle yasal takip borcu bulunan 2 milyon 233 bin 188 kişi sicil affından yararlanabilecek. Aynı şekilde 31 Ekim 2016 tarihi itibariyle tüketici kredileri ve diğer bireysel kredilerden yasal takip borcu bulunan 1 milyon 729 bin 846 kişi ve yine 31 Ekim itibariyle ticari kredilerden yasal takip borcu bulunan 533 bin 379 şahıs şirketi ve 99 bin 928 sermaye şirketi de kapsama girecek. Bu kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerecek. Bu şartı yerine getirirlerse, bankaların kara listesinden çıkabilecek.
1,5 milyon şahıs şirketi
Ayrıca kara listeye giren ancak borcunu daha önceden ödemiş bulunan kişiler de, aftan yararlanacak. Bu nitelikte bulunan karşılıksız çek borçlusu 198 bin 434 kişi, bireysel kredi kartı müşterisi olan 3 milyon 975 bin 423 kişi, tüketici kredisi ve diğer bireysel kredi müşterisi 2 milyon 858 bin 195 kişi, ticari nitelikli kredisi kullanan 1 milyon 573 bin 758 şahıs şirketi ile 122 bin 394 sermaye şirketi de doğrudan düzenleme kapsamına girecek. Bu kişiler ve şirketler için herhangi bir ön koşul söz konusu olmadan, sicil temizleme işlemi gerçekleştirilecek.
Esnaf bekliyor
Sicil affını özellikle esnaf yoğun bir şekilde talep ediyordu. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Ekonominin çarklarının dönmesi için etkin bir sicil affı gerekiyor. Çünkü bankalar esnafa sicillerine göre kredi veriyor. Atılan bu adım ekonominin çarklarını hareketlendirecek. Can suyu kredisi çok önemli” demişti. Kredi kartı veya bireysel kredilerini ödeyememiş veya takibe düştükten sonra ödemiş yurttaşların, kara listeye bağlı olarak 5 yıllık süreçte kredi işlemlerinin olumsuz etkilenmesi nedeniyle de, sicil affı önem taşıyor.
Kayıtlar Risk Merkezi'nde
DAHA önce Merkez Bankası tarafından tutulan mali sicil bilgileri, 2011 yılında çıkarılan kanunla Bankalar Birliği bünyesindeki Risk Merkezi’ne devredildi. Buna göre kredi kuruluşları ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgileri bu merkezde toplanıyor ve söz konusu bilgiler bu kuruluşlarla, gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle paylaşılıyor. Kişilerin onay vermeleri koşuluyla, risk bilgileri özel hukuk tüzel kişileri ve üçüncü gerçek kişilerle de paylaşılabiliyor.
Meclis’e geçtiğimiz cuma günü sunulan torba yasada yer alan sicil affı, 11 milyon 561 bin 202 kişi ve 2 milyon 331 bin 460 şirketin sicillerini sıfırlama imkanı getirecek. Kişi ve şirketlere, kullandırılan kredilerden dolayı da bankalara veya finans kuruluşlarına herhangi bir hukuki cezai sorumluluk yüklenemeyecek.
Hürriyet'in haberine göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın rakamlarına göre düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, 12 Aralık 2016 itibariyle halen ödenmemiş çeki olan 566 bin 116 kişi, 31 Ekim itibarıyla kredi kartı nedeniyle yasal takip borcu bulunan 2 milyon 233 bin 188 kişi sicil affından yararlanabilecek. Aynı şekilde 31 Ekim 2016 tarihi itibariyle tüketici kredileri ve diğer bireysel kredilerden yasal takip borcu bulunan 1 milyon 729 bin 846 kişi ve yine 31 Ekim itibariyle ticari kredilerden yasal takip borcu bulunan 533 bin 379 şahıs şirketi ve 99 bin 928 sermaye şirketi de kapsama girecek. Bu kişilerin ve şirketlerin 6 ay içinde borçlarını ödemesi veya yeniden yapılandırması gerecek. Bu şartı yerine getirirlerse, bankaların kara listesinden çıkabilecek.
1,5 milyon şahıs şirketi
Ayrıca kara listeye giren ancak borcunu daha önceden ödemiş bulunan kişiler de, aftan yararlanacak. Bu nitelikte bulunan karşılıksız çek borçlusu 198 bin 434 kişi, bireysel kredi kartı müşterisi olan 3 milyon 975 bin 423 kişi, tüketici kredisi ve diğer bireysel kredi müşterisi 2 milyon 858 bin 195 kişi, ticari nitelikli kredisi kullanan 1 milyon 573 bin 758 şahıs şirketi ile 122 bin 394 sermaye şirketi de doğrudan düzenleme kapsamına girecek. Bu kişiler ve şirketler için herhangi bir ön koşul söz konusu olmadan, sicil temizleme işlemi gerçekleştirilecek.
Esnaf bekliyor
Sicil affını özellikle esnaf yoğun bir şekilde talep ediyordu. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Ekonominin çarklarının dönmesi için etkin bir sicil affı gerekiyor. Çünkü bankalar esnafa sicillerine göre kredi veriyor. Atılan bu adım ekonominin çarklarını hareketlendirecek. Can suyu kredisi çok önemli” demişti. Kredi kartı veya bireysel kredilerini ödeyememiş veya takibe düştükten sonra ödemiş yurttaşların, kara listeye bağlı olarak 5 yıllık süreçte kredi işlemlerinin olumsuz etkilenmesi nedeniyle de, sicil affı önem taşıyor.
Kayıtlar Risk Merkezi'nde
DAHA önce Merkez Bankası tarafından tutulan mali sicil bilgileri, 2011 yılında çıkarılan kanunla Bankalar Birliği bünyesindeki Risk Merkezi’ne devredildi. Buna göre kredi kuruluşları ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgileri bu merkezde toplanıyor ve söz konusu bilgiler bu kuruluşlarla, gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle paylaşılıyor. Kişilerin onay vermeleri koşuluyla, risk bilgileri özel hukuk tüzel kişileri ve üçüncü gerçek kişilerle de paylaşılabiliyor.
Üniversite sınavı kalkıyor
Üniversite sınav sistemi değişiyor. Yükseköğretime Geçiş Sınavı kalkıyor, üniversiteye sınavsız geçiş geliyor. Öğrenciler, iki yıllık ön lisans programları ile bazı dört yıllık lisans programlarına, lise puanıyla yerleşebilecek.
Her yıl milyonlarca öğrencinin iyi bir gelecek hayaliyle ter döktüğü üniversite sınavı değişiyor. 2010 yılındaYükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak iki aşamalı hale getirilen sınavın ilk ayağı kalkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortaklaşa çalıştığı yeni modelle üniversiteye sınavsız geçiş hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortak çalışması olan yeni sistemin 2017’de son şeklini alması ve 2018’de uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor. Sınavsız sistemin detayları şöyle:
TOEG benzeri merkezi sınav
Öğrencilerin lise diploma puanları üniversiteye geçişte kullanılacak. Diploma puanlarının esas alınacak olması nedeniyle MEB, lisede de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı benzeri merkezi sınav yapılması için çalışma yürütüyor. Buna göre liselerde her yıl bir sınav, merkezi sistemle yapılacak. Açık uçlu sorularla yapılması öngörülen sınavla hormonlu notların önüne geçilmesi planlanıyor.
YGS’yle iki yıllık ön lisans programlarına yerleşen yaklaşık 100 bin öğrenci için sınava girmeden lise diploma puanıyla kayıt yaptırabileceği bölümler açıklanacak. Öğrenci, lise diploma puanına göre bu bölümlerden birine doğrudan kayıt yaptırabilecek. Açıklanan listeden tercih etmeyen öğrenciler, LYS’ye girebilecek. Yeni sistemin bazı 4 yıllık lisans programlarında da uygulanması planlanıyor.
Mezunlar ne yapacak?
Mevcut sistemde öğrencilerin YGS barajını aştıktan sonra 4 yıllık lisans programlarına yerleşmek için girdiği LYS devam edecek. Yüksek puanlı lisans programlarına yerleşmek isteyen adaylar, bu sınava girmek için başvuruda bulunacak. Meslek lisesi öğrencilerine kendi alanlarında özel kontenjan ayrılması için de çalışma yapılıyor.
Geçmiş yıllarda mezun olanlar da yeni sistemde diploma puanlarıyla önlisans ve bazı lisans programlarına kayıt yaptırabilecek. Mezunlar da liseden yeni mezun olan öğrenciler gibi LYS’ye girebilecek.
6 yıldır üniversiteye giriş iki sınavla
Üniversiteye giriş sınavı, 1999-2010 yılları arasında tek sınav olarak uygulanırken, 2010’da iki sınav uygulamasına geçilerek son şeklini aldı. Buna göre; ortaöğretimden yükseköğretime geçişte iki aşamalı sınavın birinci aşaması YGS, ortak ve tek sınav olarak yapılıyor. YGS, ortaöğretimini başarı ile tamamlayan ve yükseköğrenim görmek isteyen kişilere uygulanıyor. Bu sınavla, açıköğretim programları ile örgün ön lisans programlarına yerleştirilmesinde esas alınacak olan başarı puanı, lisans programlarına yerleştirme amacıyla yapılacak LYS’ye girebilmek için aranan asgari başarı puanı belirleniyor.
İkinci aşama
İkinci aşama olan LYS ise adayların bilgi ve yeteneklerini ölçen ve açıköğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmedeki puanını belirleyen sınavlar. Bu sınavlar LYS 1 (Matematik – Geometri), LYS 2 (Fizik – Kimya – Biyoloji), LYS 3 (Türk Dili ve Edebiyatı – Coğrafya 1), LYS 4 (Tarih – Coğrafya 2 – Felsefe) ve LYS 5 (Yabancı Dil) olmak üzere beş alanda, iki hafta sonunda ve ayrı ayrı oturumlarda yapılıyor
Her yıl milyonlarca öğrencinin iyi bir gelecek hayaliyle ter döktüğü üniversite sınavı değişiyor. 2010 yılındaYükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak iki aşamalı hale getirilen sınavın ilk ayağı kalkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortaklaşa çalıştığı yeni modelle üniversiteye sınavsız geçiş hedefleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) ortak çalışması olan yeni sistemin 2017’de son şeklini alması ve 2018’de uygulamaya geçirilmesi öngörülüyor. Sınavsız sistemin detayları şöyle:
TOEG benzeri merkezi sınav
Öğrencilerin lise diploma puanları üniversiteye geçişte kullanılacak. Diploma puanlarının esas alınacak olması nedeniyle MEB, lisede de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı benzeri merkezi sınav yapılması için çalışma yürütüyor. Buna göre liselerde her yıl bir sınav, merkezi sistemle yapılacak. Açık uçlu sorularla yapılması öngörülen sınavla hormonlu notların önüne geçilmesi planlanıyor.
YGS’yle iki yıllık ön lisans programlarına yerleşen yaklaşık 100 bin öğrenci için sınava girmeden lise diploma puanıyla kayıt yaptırabileceği bölümler açıklanacak. Öğrenci, lise diploma puanına göre bu bölümlerden birine doğrudan kayıt yaptırabilecek. Açıklanan listeden tercih etmeyen öğrenciler, LYS’ye girebilecek. Yeni sistemin bazı 4 yıllık lisans programlarında da uygulanması planlanıyor.
Mezunlar ne yapacak?
Mevcut sistemde öğrencilerin YGS barajını aştıktan sonra 4 yıllık lisans programlarına yerleşmek için girdiği LYS devam edecek. Yüksek puanlı lisans programlarına yerleşmek isteyen adaylar, bu sınava girmek için başvuruda bulunacak. Meslek lisesi öğrencilerine kendi alanlarında özel kontenjan ayrılması için de çalışma yapılıyor.
Geçmiş yıllarda mezun olanlar da yeni sistemde diploma puanlarıyla önlisans ve bazı lisans programlarına kayıt yaptırabilecek. Mezunlar da liseden yeni mezun olan öğrenciler gibi LYS’ye girebilecek.
6 yıldır üniversiteye giriş iki sınavla
Üniversiteye giriş sınavı, 1999-2010 yılları arasında tek sınav olarak uygulanırken, 2010’da iki sınav uygulamasına geçilerek son şeklini aldı. Buna göre; ortaöğretimden yükseköğretime geçişte iki aşamalı sınavın birinci aşaması YGS, ortak ve tek sınav olarak yapılıyor. YGS, ortaöğretimini başarı ile tamamlayan ve yükseköğrenim görmek isteyen kişilere uygulanıyor. Bu sınavla, açıköğretim programları ile örgün ön lisans programlarına yerleştirilmesinde esas alınacak olan başarı puanı, lisans programlarına yerleştirme amacıyla yapılacak LYS’ye girebilmek için aranan asgari başarı puanı belirleniyor.
İkinci aşama
İkinci aşama olan LYS ise adayların bilgi ve yeteneklerini ölçen ve açıköğretim dışındaki örgün lisans programlarına yerleştirmedeki puanını belirleyen sınavlar. Bu sınavlar LYS 1 (Matematik – Geometri), LYS 2 (Fizik – Kimya – Biyoloji), LYS 3 (Türk Dili ve Edebiyatı – Coğrafya 1), LYS 4 (Tarih – Coğrafya 2 – Felsefe) ve LYS 5 (Yabancı Dil) olmak üzere beş alanda, iki hafta sonunda ve ayrı ayrı oturumlarda yapılıyor
Kayseri saldırısının çarpıcı detayları
Kayseri’de 14 askerin şehit olduğu terör saldırısına ilişkin talimatın terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsalındaki hücresi tarafından verildiği belirlendi. Teröristin yakın zamanda Kobani’den gelip Suruç üzerinden Türkiye’ye yasadışı yollardan giriş yaptığı, Diyarbakır’ın Lice kırsalında bomba yüklü arabayı aldıktan sonra Kayseri’ye geldiği kaydedildi. Sabah saatlerinde nöbetçi askerler tarafından fark edilen teröristin askerlere “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Hürriyet'te yer alan habere göre Kayseri'de önceki gün çarşı iznine çıkan komandoları taşıyan halk otobüsünün hedef alındığı terör saldırısıyla ilgili soruşturma derinleştirildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 15 kişi arasında halk otobüsünü kullanan şoförün de olduğu öğrenildi. Patlamada yaralanan ve şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan sürücü, tedavi için tekrar hastaneye gönderildi. Şoförün olayla ilgili bağlantıları araştırılırken, cep telefonuna ait görüşmeleri gösteren HTS kayıtları da çıkarıldı. HDP mitinglerine katıldığı iddia edilen şoförün saldırıyı yapan teröristle bağlantılı olup olmadığı araştırılıyor.
Şanlıurfa’dan çalınmış
Saldırıda kullanılan araçla ilgili detaylara ulaşıldı. Kapalı kasa beyaz renkli hafif ticari araç saldırıdan 2 gün önce Şanlıurfa’dan çalındı. Diyarbakır Lice kırsalına götürülen araca burada bomba yüklendi ve düzenek oluşturuldu. Saldırı talimatını terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsal sorumluları verdi. Azad Sisar kod isimli E.G. ve Hoca kod isimli S.Ç.’nin saldırıyı organize ettiği bildirildi. Patlayıcı yüklenen araç Malatya üzerinden Kayseri’ye geldi.
Bomba yüklü araç, saat 00.30’da Kayseri’ye giriş yaptı. Pınarpaşı ilçesinde bir akaryakıt istasyonunda benzin alırken görüntülerine ulaşılan araç, daha sonra patlamanın yaşandığı bölgeye geldi. Terörist, sabaha kadar bu bölgede araç içerisinde bekledikten sonra sabah 08.00’de Komando Tugayı’nın girişine gitti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının aldığı görgü tanıkları ifadelerine göre, tugayın girişinde bekleyen araç nöbetçi askerler tarafından fark edildi. Nöbetçi askerler, teröriste neden beklediğini sordu. Teröristin de “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Kroki ve sahte kimlik çıktı
Teröristin üstündeki kıyafette Komando Tugayı’nın krokisi ile bölgedeki hassas noktaları gösteren çizimlerin çıktığı da öğrenildi. Örgüt içinde ‘Çektar’ ve ‘Botan’ kod adlarını kullandığı belirlenen teröristin üzerinden Mehmet Oluk adına düzenlenmiş sahte kimlik ve sürücü belgesi çıktı. Teröristin gerçek kimliğinin belirlenmesi için DNA eşleşmeleri yapılıyor. Yapılan incelemelerde teröristin Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığı da belirlendi. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin kontrolündeki Kobani bölgesinde bomba ve silah eğitimi aldığı belirlenen teröristin, Kobani’den yasadışı yollardan Suruç ilçesi kırsal bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı da kaydedildi. Yakın zamanda Türkiye’ye giriş yaptığı değerlendirilen teröristin Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsalına gittiği, oradan bomba yüklü aracı aldıktan sonra da Kayseri’ye geldiği belirtildi. Araçta ve olay yerinde yapılan kriminal incelemede, saldırıda TNT, RDX patlayıcı ile mazot karışımı 200 kilo patlayıcı kullandığı belirlendi.
Hürriyet'te yer alan habere göre Kayseri'de önceki gün çarşı iznine çıkan komandoları taşıyan halk otobüsünün hedef alındığı terör saldırısıyla ilgili soruşturma derinleştirildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 15 kişi arasında halk otobüsünü kullanan şoförün de olduğu öğrenildi. Patlamada yaralanan ve şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan sürücü, tedavi için tekrar hastaneye gönderildi. Şoförün olayla ilgili bağlantıları araştırılırken, cep telefonuna ait görüşmeleri gösteren HTS kayıtları da çıkarıldı. HDP mitinglerine katıldığı iddia edilen şoförün saldırıyı yapan teröristle bağlantılı olup olmadığı araştırılıyor.
Şanlıurfa’dan çalınmış
Saldırıda kullanılan araçla ilgili detaylara ulaşıldı. Kapalı kasa beyaz renkli hafif ticari araç saldırıdan 2 gün önce Şanlıurfa’dan çalındı. Diyarbakır Lice kırsalına götürülen araca burada bomba yüklendi ve düzenek oluşturuldu. Saldırı talimatını terör örgütü PKK’nın uzantısı TAK’ın Lice kırsal sorumluları verdi. Azad Sisar kod isimli E.G. ve Hoca kod isimli S.Ç.’nin saldırıyı organize ettiği bildirildi. Patlayıcı yüklenen araç Malatya üzerinden Kayseri’ye geldi.
Bomba yüklü araç, saat 00.30’da Kayseri’ye giriş yaptı. Pınarpaşı ilçesinde bir akaryakıt istasyonunda benzin alırken görüntülerine ulaşılan araç, daha sonra patlamanın yaşandığı bölgeye geldi. Terörist, sabaha kadar bu bölgede araç içerisinde bekledikten sonra sabah 08.00’de Komando Tugayı’nın girişine gitti. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının aldığı görgü tanıkları ifadelerine göre, tugayın girişinde bekleyen araç nöbetçi askerler tarafından fark edildi. Nöbetçi askerler, teröriste neden beklediğini sordu. Teröristin de “Burada bir akrabam askerlik yapıyor. Servisler kaçta çıkıyor, akrabamı alacağım” dediği öğrenildi.
Kroki ve sahte kimlik çıktı
Teröristin üstündeki kıyafette Komando Tugayı’nın krokisi ile bölgedeki hassas noktaları gösteren çizimlerin çıktığı da öğrenildi. Örgüt içinde ‘Çektar’ ve ‘Botan’ kod adlarını kullandığı belirlenen teröristin üzerinden Mehmet Oluk adına düzenlenmiş sahte kimlik ve sürücü belgesi çıktı. Teröristin gerçek kimliğinin belirlenmesi için DNA eşleşmeleri yapılıyor. Yapılan incelemelerde teröristin Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığı da belirlendi. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin kontrolündeki Kobani bölgesinde bomba ve silah eğitimi aldığı belirlenen teröristin, Kobani’den yasadışı yollardan Suruç ilçesi kırsal bölgesinden Türkiye’ye giriş yaptığı da kaydedildi. Yakın zamanda Türkiye’ye giriş yaptığı değerlendirilen teröristin Diyarbakır’ın Lice ilçesi kırsalına gittiği, oradan bomba yüklü aracı aldıktan sonra da Kayseri’ye geldiği belirtildi. Araçta ve olay yerinde yapılan kriminal incelemede, saldırıda TNT, RDX patlayıcı ile mazot karışımı 200 kilo patlayıcı kullandığı belirlendi.
İstanbul Lisesi’nde Noel yasağı
Alman haber ajansı dpa’nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi Noel yortusunun derslerde gündem edilmesini Alman öğretmenlere bir yazı göndererek yasakladı.
Alman haber ajansı dpa'nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi tarafından okulun Alman bölümüne bir elektronik posta gönderildi. Habere göre öğretmenlerden "derslerde Noel adetleri ve Hristiyan yortusu üzerine paylaşımlarda bulunulmaması, konu olarak işlenmemesi ve Noel şarkıları söylenmemesi” istendi. Habere göre Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapılan geleneksel Noel törenine okul korosunun bu yılki katılımı da engellendi.
Alman hükümeti konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada "İstanbul Lisesi yönetiminin sürpriz kararını anlamış değiliz. Uzun Alman-Türk geleneğine sahip bir okulda Noel arifesinde kültürlerarası değişim geleneğine bu yıl ara verilmiş olması yazık” denildi. Alman Dışişleri konuyu Türk tarafıyla görüşeceğini açıkladı.
İstanbul Erkek Lisesi olarak da bilinen İstanbul Lisesi anadolu lisesi olmanın yanı sıra "yurtdışındaki Alman okulu” statüsü taşıyor. Okulda görev yapan 35 Alman öğretmen, Almanya tarafından finanse ediliyor.
Türkiye ile Almanya arasında 1957'de imzalanan Kültür Anlaşması'nın 12'inci maddesinde "Taraflar, diğer memleketin kültür zenginlikleri hakkında bilgi vermek hususunda karşılıklı yardımda bulunmaya gayret sarfedeceklerdir" ifadesine yer veriliyor. Okul yönetiminin attığı adımın bu maddeyle de çeliştiği ileri sürüldü. cnntürk
Alman haber ajansı dpa'nın haberine göre İstanbul Lisesi yönetimi tarafından okulun Alman bölümüne bir elektronik posta gönderildi. Habere göre öğretmenlerden "derslerde Noel adetleri ve Hristiyan yortusu üzerine paylaşımlarda bulunulmaması, konu olarak işlenmemesi ve Noel şarkıları söylenmemesi” istendi. Habere göre Almanya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapılan geleneksel Noel törenine okul korosunun bu yılki katılımı da engellendi.
Alman hükümeti konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada "İstanbul Lisesi yönetiminin sürpriz kararını anlamış değiliz. Uzun Alman-Türk geleneğine sahip bir okulda Noel arifesinde kültürlerarası değişim geleneğine bu yıl ara verilmiş olması yazık” denildi. Alman Dışişleri konuyu Türk tarafıyla görüşeceğini açıkladı.
İstanbul Erkek Lisesi olarak da bilinen İstanbul Lisesi anadolu lisesi olmanın yanı sıra "yurtdışındaki Alman okulu” statüsü taşıyor. Okulda görev yapan 35 Alman öğretmen, Almanya tarafından finanse ediliyor.
Türkiye ile Almanya arasında 1957'de imzalanan Kültür Anlaşması'nın 12'inci maddesinde "Taraflar, diğer memleketin kültür zenginlikleri hakkında bilgi vermek hususunda karşılıklı yardımda bulunmaya gayret sarfedeceklerdir" ifadesine yer veriliyor. Okul yönetiminin attığı adımın bu maddeyle de çeliştiği ileri sürüldü. cnntürk
Şehit askerler memleketlerinde son yolculuğa uğurlanıyor
Türkiye'de farklı şehirlerde bugün aynı acı yaşanıyor. Kayseri'de şehit olan askerler memleketlerinde son yolculuğa uğurlanıyor. Şehit askerlerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
Ankara'da şehit piyade er Yunus Emre Duran için Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli de törendeydi. Cenaze töreninin ardından şehit Yunus Emre Duran son yolculuğa uğurlandı.
Şehit piyade çavuş Fehmi Barçın için İstanbul Bayrampaşa Ulu Camii'nde tören düzenlendi. Şehidin teskeresine 20 gün kalmıştı. Nişanlı olan Fehmi Barçın terhisinden iki hafta sonra evlenecekti. Ancak Kayseri'de terör saldırısında şehit düştü. Fehmi Barçın'ın ailesi törende güçlükle ayakta durabildi.
12'Sİ TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit Serdar Amak ise İzmir'de düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Kayseri'deki saldırıda şehit olan 14 askerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
KAYSERİ'DE 5 ŞEHİT İÇİN TÖREN
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 5 için sabah saatlerinde tören düzenlenmişti. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katılmıştı.
Şehitler İstanbul, Osmaniye, Kocaeli, Erzurum ve Rize'ye uğurlandı.
DÜN DE 7 ŞEHİT MEMLEKETLERİNE UĞURLANDI
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 7'si için Erkilet 12. Hava Üssü'nde dün tören düzenlenmişti. Şehitlerin aileleri güçlükle ayakta durdu.
Uğurlama törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak katılmıştı.
Sehitlerin naaşı toprağa verilmek üzere memleketlerine uğurlanmıştı. Kocaelili Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel yakın arkadaştı. İki komando birlikte çıktıkları çarşı izninde şehit oldu.
ŞEHİTLERE VEDA
Şehit Abdulsamet Özen Hakkari'de sınırın kritik noktalarında görev yaptıktan sonra 12 gün önce birliğine döndü. 20 yaşındaki şehit Raşit Yücel ise 2 aylık askerdi.
Şehit asker 3 hafta önce sosyal paylaşım sitesinde "vatanıma canım feda" yazarak birliğinde çekilmiş fotoğrafını paylaşmıştı.
20 yaşındaki komando er Hasan İlhan 8 aylık askerdi. Şehidin Denizli'deki ailesine acı haber sağlık ekipleri eşliğinde verildi.
Elektronik teknikeri olan Hasan İlhan'ın terhisinden sonra da asker olarak görev yapmak istediği öğrenildi.
Afyonkarahisarlı şehit Kamil Tunç 20 yaşındaydı, 4 aylık askerdi. 2 ay önce dağıtım izni için gittiği ailesine bu kez acı haberi ulaştı.
Komando er Göksel Mustafa Ağaçyetiştiren 23 gün sonra terhis olacaktı. İstanbul Kartal'daki babaevine acı haber verildi.
23 yaşındaki onbaşı Mustafa Cihan'ın terhisine 1 ay vardı. Haberi öğrenen şehit babası fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yakınları şehidin Osmaniye'deki baba evine akın etti.
Zonguldaklı 22 yaşındaki şehit Kenan Döngel askere gitmeden önce bir berber dükkanında kalfalık yapıyordu. Çarşı izninde özel harekata başvuru işlemlerini tamamlayacaktı. ntvmsnc
Ankara'da şehit piyade er Yunus Emre Duran için Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli de törendeydi. Cenaze töreninin ardından şehit Yunus Emre Duran son yolculuğa uğurlandı.
Şehit piyade çavuş Fehmi Barçın için İstanbul Bayrampaşa Ulu Camii'nde tören düzenlendi. Şehidin teskeresine 20 gün kalmıştı. Nişanlı olan Fehmi Barçın terhisinden iki hafta sonra evlenecekti. Ancak Kayseri'de terör saldırısında şehit düştü. Fehmi Barçın'ın ailesi törende güçlükle ayakta durabildi.
12'Sİ TOPRAĞA VERİLDİ
Şehit Serdar Amak ise İzmir'de düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Kayseri'deki saldırıda şehit olan 14 askerden 12'si memleketlerinde toprağa verildi.
KAYSERİ'DE 5 ŞEHİT İÇİN TÖREN
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 5 için sabah saatlerinde tören düzenlenmişti. Törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de katılmıştı.
Şehitler İstanbul, Osmaniye, Kocaeli, Erzurum ve Rize'ye uğurlandı.
DÜN DE 7 ŞEHİT MEMLEKETLERİNE UĞURLANDI
Kayseri'deki bombalı saldırıda şehit olan 14 askerden 7'si için Erkilet 12. Hava Üssü'nde dün tören düzenlenmişti. Şehitlerin aileleri güçlükle ayakta durdu.
Uğurlama törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak katılmıştı.
Sehitlerin naaşı toprağa verilmek üzere memleketlerine uğurlanmıştı. Kocaelili Abdulsamet Özen ve Raşit Yücel yakın arkadaştı. İki komando birlikte çıktıkları çarşı izninde şehit oldu.
ŞEHİTLERE VEDA
Şehit Abdulsamet Özen Hakkari'de sınırın kritik noktalarında görev yaptıktan sonra 12 gün önce birliğine döndü. 20 yaşındaki şehit Raşit Yücel ise 2 aylık askerdi.
Şehit asker 3 hafta önce sosyal paylaşım sitesinde "vatanıma canım feda" yazarak birliğinde çekilmiş fotoğrafını paylaşmıştı.
20 yaşındaki komando er Hasan İlhan 8 aylık askerdi. Şehidin Denizli'deki ailesine acı haber sağlık ekipleri eşliğinde verildi.
Elektronik teknikeri olan Hasan İlhan'ın terhisinden sonra da asker olarak görev yapmak istediği öğrenildi.
Afyonkarahisarlı şehit Kamil Tunç 20 yaşındaydı, 4 aylık askerdi. 2 ay önce dağıtım izni için gittiği ailesine bu kez acı haberi ulaştı.
Komando er Göksel Mustafa Ağaçyetiştiren 23 gün sonra terhis olacaktı. İstanbul Kartal'daki babaevine acı haber verildi.
23 yaşındaki onbaşı Mustafa Cihan'ın terhisine 1 ay vardı. Haberi öğrenen şehit babası fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yakınları şehidin Osmaniye'deki baba evine akın etti.
Zonguldaklı 22 yaşındaki şehit Kenan Döngel askere gitmeden önce bir berber dükkanında kalfalık yapıyordu. Çarşı izninde özel harekata başvuru işlemlerini tamamlayacaktı. ntvmsnc
Devlet Bahçeli'den kritik açıklama
MHP lideri Devlet Bahçeli'den provokasyon uyarısı geldi. Bahçeli twitter'dan paylaştığı mesajda, "Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır. İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz. Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır. Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır" dedi.
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
-Türkiye bir yanda 15 Temmuz ve sonrası şiddeti artan terörle mücadele ederken diğer yanda özlem ve hayallerini diri tutmaya çalışıyor.
-Terör devasa bir milletin ocağına ateş düşürüyor! Kalkmak, doğrulmak istiyoruz; ne var ki her seferinde yeni bir ateşle yanıyoruz.
-Son bir hafta içinde önce Beşiktaş, ardından Kayseri derken, 58 şehidimizin acısıyla kavrulduk. Farkında mısınız, sürekli can veriyoruz.
-Terör örgütleri aralarında kurduğu zalim ittifakla Türkiye’ye meydan okuyor. FETÖ’nün bıraktığı yerden PKK, PYD ve diğerleri devam ediyor.
-Milli mukavemetimizi kırmak, milli birliğimizi yıkmak için büyük bir oyun sahneleniyor. Birbirimize düşmemiz planlanıp provoke ediliyor.
-Şu anda muhtaç olduğumuz şey, merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söyleyecek olursam; ölçüdür, dengedir, soğukkanlılıktır. Gerisi maceradır.
-Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız.
-Hainler sokakların karışmasını istiyor. Dağda yapamadıklarını şehirlerde görmeyi umuyor. Oyuna gelemeyiz, oyunculara kanamayız.
ONLAR FİSTAN GİYİP SIKIYI GÖRÜNCE KAÇIYORLAR
-Bir vatanımız, bir istikbalimiz var. Geçmişte daha korkunç tuzak ve tahrikleri bertaraf etmiş bir milletin henüz yazılmamış destanları var.
-Çarşı iznine çıkmış savunmasız evlatlarımıza kast etmiş korkak ve alçakların Türkiye’yi karıştırmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz.
-Onlar fistan giyip sıkıyı görünce kaçıyorlardı. Onlar insanlık tarihinin yüz karaları, onlar yaratılmışların en aşağısıdır. Ve onlar katildir.
-Türkiye’nin gündemini katiller belirleyemez. Hassasiyetlerimizi kaşıyarak ülkemizi iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklemeyi başaramazlar.
-Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır.
BİNA KUNDAKLANMASINI MAKUL GÖREMEYİZ
-İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz.
-Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır.
-Huzursuzluk ve istikrarsızlık kendi içinde yeni cevaplar üretecek, yeni arayışlara kapı açacaktır. Ve bu demokratik sınırlarda olacaktır.
KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM TERÖRÜN CEFASINI ÇEKMİŞLERDİR
-Kürt kökenli kardeşlerim de terörün cereme ve cefasını çekmişlerdir. Bombacı canavarlara en kesif tepkiyi mutlaka göstereceklerdir.
-Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır.
-Terör zulümdür ve zulüm karşısında tarafsız kalmak günaha, dökülen kanlara, ihanete ortak olmaktır. Millet zulme rıza göstermeyecektir.
-Türk tarihi aynı zamanda kardeşliğin, kaynaşmanın ve kucaklaşmanın tarihidir.Bu tarihi tersine çevirmek iblis uşaklarına nasip olmayacaktır. Hürriyet
Bahçeli'nin mesajları şöyle:
-Türkiye bir yanda 15 Temmuz ve sonrası şiddeti artan terörle mücadele ederken diğer yanda özlem ve hayallerini diri tutmaya çalışıyor.
-Terör devasa bir milletin ocağına ateş düşürüyor! Kalkmak, doğrulmak istiyoruz; ne var ki her seferinde yeni bir ateşle yanıyoruz.
-Son bir hafta içinde önce Beşiktaş, ardından Kayseri derken, 58 şehidimizin acısıyla kavrulduk. Farkında mısınız, sürekli can veriyoruz.
-Terör örgütleri aralarında kurduğu zalim ittifakla Türkiye’ye meydan okuyor. FETÖ’nün bıraktığı yerden PKK, PYD ve diğerleri devam ediyor.
-Milli mukavemetimizi kırmak, milli birliğimizi yıkmak için büyük bir oyun sahneleniyor. Birbirimize düşmemiz planlanıp provoke ediliyor.
-Şu anda muhtaç olduğumuz şey, merhum Cemil Meriç’in ifadesiyle söyleyecek olursam; ölçüdür, dengedir, soğukkanlılıktır. Gerisi maceradır.
-Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız.
-Hainler sokakların karışmasını istiyor. Dağda yapamadıklarını şehirlerde görmeyi umuyor. Oyuna gelemeyiz, oyunculara kanamayız.
ONLAR FİSTAN GİYİP SIKIYI GÖRÜNCE KAÇIYORLAR
-Bir vatanımız, bir istikbalimiz var. Geçmişte daha korkunç tuzak ve tahrikleri bertaraf etmiş bir milletin henüz yazılmamış destanları var.
-Çarşı iznine çıkmış savunmasız evlatlarımıza kast etmiş korkak ve alçakların Türkiye’yi karıştırmasına müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz.
-Onlar fistan giyip sıkıyı görünce kaçıyorlardı. Onlar insanlık tarihinin yüz karaları, onlar yaratılmışların en aşağısıdır. Ve onlar katildir.
-Türkiye’nin gündemini katiller belirleyemez. Hassasiyetlerimizi kaşıyarak ülkemizi iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklemeyi başaramazlar.
-Devlet güçlüdür, ihanetin hakkından gelecektir. Zira başka çare yoktur. Bize düşen omuz vermek, dua etmek, mücadeleyi kolaylaştırmaktır.
BİNA KUNDAKLANMASINI MAKUL GÖREMEYİZ
-İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz.
-Hainlerin amacı milli aklı karıştırmak, toplumsal düzeni baltalamak, herkesin kendine göre kurguladığı hak arayışını hızlandırmaktır.
-Huzursuzluk ve istikrarsızlık kendi içinde yeni cevaplar üretecek, yeni arayışlara kapı açacaktır. Ve bu demokratik sınırlarda olacaktır.
KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM TERÖRÜN CEFASINI ÇEKMİŞLERDİR
-Kürt kökenli kardeşlerim de terörün cereme ve cefasını çekmişlerdir. Bombacı canavarlara en kesif tepkiyi mutlaka göstereceklerdir.
-Türk-Kürt arasına nifak sokarak kanlı boğuşmaya çekmek hiçbir şerefsizin ulaşamayacağı kör bir gayedir. Millet birliğine sahip çıkacaktır.
-Terör zulümdür ve zulüm karşısında tarafsız kalmak günaha, dökülen kanlara, ihanete ortak olmaktır. Millet zulme rıza göstermeyecektir.
-Türk tarihi aynı zamanda kardeşliğin, kaynaşmanın ve kucaklaşmanın tarihidir.Bu tarihi tersine çevirmek iblis uşaklarına nasip olmayacaktır. Hürriyet
Vietnam Savaşı'nın simgesi olan fotoğrafı anlattı
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e Livaneli'nin 50. Sanat Yılı anısına düzenlenen "Barış ve Özgürlüğe Adanmış Bir Yaşam" sempozyumunda Vietnam Savaşı'nın simgesi olan "o fotoğraf"ı anlattı. Phuc, "Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi" dedi.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e 'O Fotoğrafı' hediye eden Kim Phuc, "Bu resim benim hayatımla ilgili, bunu başkanımıza vermek istiyorum. Başkanımız, hediyemle bu küçük kızı hatırlayacak. Benim arkadaşımın güzel gününe yaptığı katkıdan, barışa harcadığı emekten dolayı ve yaptığı tüm çalışmalardan dolayı çok teşekkür ederim başkanımıza. Yaptığınız ev sahipliğinden de, sevginizden de gerçekten çok etkilendim. Şahsınızda tüm Türkiye'ye barış dolu günler diler, emek veren herkese teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bu günü yaşayamazdık. Arkadaşım Zülfü Beyi tekrar tebrik ederim. Kim Vakfı savaşta zarar görmüş çocuklara yardım ediyor, bu fotoğrafın parası da, işte o çocuklara gidiyor" ifadelerini kullandı.
'Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi'
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, 'O Fotoğraf'a ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu fotoğrafa bakmanın yeni bir bakış açısını da söyleyeceğim size. Biliyorsunuz ki bu fotoğraf benim eski bir fotoğrafım ama aynı zamanda bu fotoğraf yeni de bir fotoğraf. Oğlum Thomas ve ben. Fotoğrafı gördüğünüz zaman onun yüzünü göremezsiniz. Ama aramızdaki bağı görebilirsiniz, kalbi görebiliyor musunuz sevgi tam da burada. İşte bu benim aşkım. Arka planda ise benim geçmişim, sadece yara değil bundan daha fazlası var. Bütün bu fotoğraf benim geçmişim. Halen daha geçmişimi önemsiyor, unutmak istemiyorum. Tam burada aldığım fiziksel hasarı görebiliyorsunuz. Thomas'ın ise ne kadar pürüzsüz bir cildi var. Benim yaralarım ve onun bu taze cildi yeni bir şeylerin olabileceğine umut veriyor. Benim gülümsemem ise umut demek. Üç şey var hatırlayacağımız: Birincisi savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Görüyorsunuz benim dudaklarım, oğlumun kulağına yakın. Oğlumun kulağına fısıldıyorum. Annen küçükken başına neler geldi? Kulağı ne kadar ağzıma yakın, beni ne kadar dikkatlice dinliyor. Oğlum geçmişime bakmıyor, geleceğime bakıyor. Bu yüzden onun yüzünü göremiyorsunuz. İşte bu benim misyonum. Bugün neden buradayım? Aslında bütün dünyadaki insanlara bunu anlatmak, savaş ne kadar kötü diyebilmek için buradayım. Bütün dünyadaki insanlara barışı anlatacağım. Herkes birbirini severse, ne kadar güzel bir dünya olabileceğini göstermek istiyorum. Affetmek, umut etmek ve sevmek eğer herkes bunu öğrenirse kesinlikle savaşların olmayacağını... Herkes için bu itici unsur, eğer buradaki küçük kız bunu başarabildiyse, herkes yapabilir. Tarihi geçmişi değiştiremeyiz fakat sevgiyle geleceği şekillendirebiliriz. İşte yaşamın sanatı da burada."
Başkan Genç, "Gerçekten geçmişin en önemli fotoğraflarından biri bu. Biz bugün bir şey öğrendik. Fotoğrafta kardeşi Kim ile birlikte, ağabeyi ve kuzeni de var" diye konuştu. DHA
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'e 'O Fotoğrafı' hediye eden Kim Phuc, "Bu resim benim hayatımla ilgili, bunu başkanımıza vermek istiyorum. Başkanımız, hediyemle bu küçük kızı hatırlayacak. Benim arkadaşımın güzel gününe yaptığı katkıdan, barışa harcadığı emekten dolayı ve yaptığı tüm çalışmalardan dolayı çok teşekkür ederim başkanımıza. Yaptığınız ev sahipliğinden de, sevginizden de gerçekten çok etkilendim. Şahsınızda tüm Türkiye'ye barış dolu günler diler, emek veren herkese teşekkür ederim. Siz olmasaydınız bu günü yaşayamazdık. Arkadaşım Zülfü Beyi tekrar tebrik ederim. Kim Vakfı savaşta zarar görmüş çocuklara yardım ediyor, bu fotoğrafın parası da, işte o çocuklara gidiyor" ifadelerini kullandı.
'Savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi'
UNESCO İyi Niyet Elçisi Kim Phuc, 'O Fotoğraf'a ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu fotoğrafa bakmanın yeni bir bakış açısını da söyleyeceğim size. Biliyorsunuz ki bu fotoğraf benim eski bir fotoğrafım ama aynı zamanda bu fotoğraf yeni de bir fotoğraf. Oğlum Thomas ve ben. Fotoğrafı gördüğünüz zaman onun yüzünü göremezsiniz. Ama aramızdaki bağı görebilirsiniz, kalbi görebiliyor musunuz sevgi tam da burada. İşte bu benim aşkım. Arka planda ise benim geçmişim, sadece yara değil bundan daha fazlası var. Bütün bu fotoğraf benim geçmişim. Halen daha geçmişimi önemsiyor, unutmak istemiyorum. Tam burada aldığım fiziksel hasarı görebiliyorsunuz. Thomas'ın ise ne kadar pürüzsüz bir cildi var. Benim yaralarım ve onun bu taze cildi yeni bir şeylerin olabileceğine umut veriyor. Benim gülümsemem ise umut demek. Üç şey var hatırlayacağımız: Birincisi savaş beni de, umutlarımı ve geleceğimi de öldüremedi. Görüyorsunuz benim dudaklarım, oğlumun kulağına yakın. Oğlumun kulağına fısıldıyorum. Annen küçükken başına neler geldi? Kulağı ne kadar ağzıma yakın, beni ne kadar dikkatlice dinliyor. Oğlum geçmişime bakmıyor, geleceğime bakıyor. Bu yüzden onun yüzünü göremiyorsunuz. İşte bu benim misyonum. Bugün neden buradayım? Aslında bütün dünyadaki insanlara bunu anlatmak, savaş ne kadar kötü diyebilmek için buradayım. Bütün dünyadaki insanlara barışı anlatacağım. Herkes birbirini severse, ne kadar güzel bir dünya olabileceğini göstermek istiyorum. Affetmek, umut etmek ve sevmek eğer herkes bunu öğrenirse kesinlikle savaşların olmayacağını... Herkes için bu itici unsur, eğer buradaki küçük kız bunu başarabildiyse, herkes yapabilir. Tarihi geçmişi değiştiremeyiz fakat sevgiyle geleceği şekillendirebiliriz. İşte yaşamın sanatı da burada."
Başkan Genç, "Gerçekten geçmişin en önemli fotoğraflarından biri bu. Biz bugün bir şey öğrendik. Fotoğrafta kardeşi Kim ile birlikte, ağabeyi ve kuzeni de var" diye konuştu. DHA
Yazar Beki İkala Erikli'nin katili tutuklandı
Yazar Beki İkala Erikli’yi ofisinin bulunduğu apartmanda öldüren ve 26 saat sonra suç aleti tabancayla birlikte yakalanan Sinem Koç (31) çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)