Kayseri'nin Talas ilçesinde 15 köpeğin saldırısına uğrayan ve 80 yerinden ısırılan 52 yaşındaki Hatice Uygur, "Tarla içinden gidiyordum. Önce bir köpek bana yaklaştı ve üzerime gelerek havladı. Ardından da tarladaki yaklaşık 15 köpek üzerime saldırdı" dedi.
Olay, Merkez Talas İlçesi Erenköy Mahallesi Komando Caddesi'nde dün meydana geldi. Başıboş 15 köpeğin saldırısına uğrayan ve 80 yerinden ısırılan kadın, çevredekiler tarafından kurtarılarak Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kuduz tedavisine alındı. 3 çocuk annesi Hatice Uygur, DHA muhabirine, olay anı ve sonrasını şöyle anlattı:
"Oğluma para göndermek için çıktım. Tarlanın içinden gidiyordum. Önce bir köpek bana yaklaştı ve üzerime gelerek havladı. Ardından da tarladaki yaklaşık 15 köpek saldırdı. Uzaklaştırmaya çalışsam da sonuç alamadım. 'İmdat, can kurtaran yok mu?' diye bağırdım. Köpekler beni defalarca ısırdı. Tarla yakınındaki inşaatlarda çalışan işçiler yardımıma geldi. İşçiler ellerine aldıkları demirlerle köpekleri kovaladı. Çağrılan 112 ekipleri beni hastaneye getirdi. Kafama ve kollarıma dikiş atıldı. Kulaklarım parçalanmış. Bacaklarımı da ısırmışlar. Karnımı parçalayacaklardı. Ama, yüz üstüne yatarak kurtuldum. Allah'a dua edip, 'Kurtar beni' dedim. Hala şoktayım." DHA
25 Mart 2017 Cumartesi
Şehrin ortasında bu hale getirildi, kimse dönüp bakmadı
Erzincan Üniversitesi Toplumsal Duyarlı Gençlik Kulübü öğrencileri, kentin en kalabalık caddesi üzerinde toplumsal duyarlılığı gözlemleme adına ‘Kadına Şiddet’ sosyal deney videosunu çekti. Deney kapsamında senaryo gereği erkek arkadaşı tarafından şiddete uğrayan kadını, yoldan gelip geçenlerin görmezlikten gelerek hiçbir müdahalede bulunmadan yollarına devam ettikleri görüldü.
Erzincan Üniversitesi Toplumsal Duyarlı Gençlik Kulübü öğrencileri "Erzincan'da şiddete maruz kalmış bir kadın görseydiniz ne yapardınız?" sorusundan yola çıkarak "Bir yunusun çığlığı gibidir. Kadının sessiz çığlığı. Duymayı istemek lazım! Korkmayın, susmayın, sessiz kalmayın! Çevremizi şiddet, eşitsizlik, cinayet kaplamasın; düşlerimize yer kalsın" sloganıyla sosyal deney yaptı.
Deney kapsamında sevgili rolündeki bir erkek ve kız öğrenci, Erzincan’da vatandaşların en yoğun olduğu cadde üzerinde tartışıp kavga etmeye başladı. Rol gereği erkek arkadaşının şiddetine uğrayan kadını yoldan gelip geçenler görmezlikten gelerek yollarına devam etti. Çekilen videoda vatandaşların yaşanan olaya kayıtsız kaldıkları ama iki polisin duruma hemen müdahale ettikleri gözlendi.
Videonun devamında ise şiddete uğrayan öğrencinin otobüs durağında yalnız beklediği ve ağladığını fark eden Erzincanlı iki kadının yardım etme çabaları yansıdı. Bir süre sonra öğrencilerin olayın sosyal deney için çekilen bir çalışma olduğunu söylemeleri üzerine kadınların şiddet gören kadın rolündeki öğrenciye sarılıp sevgiyle bağırlarına basmaları hoş bir görüntü oluşturdu. cnntürk
Erzincan Üniversitesi Toplumsal Duyarlı Gençlik Kulübü öğrencileri "Erzincan'da şiddete maruz kalmış bir kadın görseydiniz ne yapardınız?" sorusundan yola çıkarak "Bir yunusun çığlığı gibidir. Kadının sessiz çığlığı. Duymayı istemek lazım! Korkmayın, susmayın, sessiz kalmayın! Çevremizi şiddet, eşitsizlik, cinayet kaplamasın; düşlerimize yer kalsın" sloganıyla sosyal deney yaptı.
Deney kapsamında sevgili rolündeki bir erkek ve kız öğrenci, Erzincan’da vatandaşların en yoğun olduğu cadde üzerinde tartışıp kavga etmeye başladı. Rol gereği erkek arkadaşının şiddetine uğrayan kadını yoldan gelip geçenler görmezlikten gelerek yollarına devam etti. Çekilen videoda vatandaşların yaşanan olaya kayıtsız kaldıkları ama iki polisin duruma hemen müdahale ettikleri gözlendi.
Videonun devamında ise şiddete uğrayan öğrencinin otobüs durağında yalnız beklediği ve ağladığını fark eden Erzincanlı iki kadının yardım etme çabaları yansıdı. Bir süre sonra öğrencilerin olayın sosyal deney için çekilen bir çalışma olduğunu söylemeleri üzerine kadınların şiddet gören kadın rolündeki öğrenciye sarılıp sevgiyle bağırlarına basmaları hoş bir görüntü oluşturdu. cnntürk
24 Mart 2017 Cuma
Trump'tan bir hamle daha... ABD'ye gitmek zorlaşıyor
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, geçen hafta tüm dünyadaki ABD diplomatik misyonlarına gönderdiği yazıda, Amerikan vizesi için yapılan başvurularda daha sıkı güvenlik incelemesi yapılması talimatını verdiği bildirildi. Buna göre vize başvurusu yapan kişilerin son 15 yıldaki seyahat geçmişi, ikamet ettiği adresler ve çalıştığı işyerleri ile son 5 yıldaki e-posta adresleri ve sosyal medya hesapları sorulabilecek. Ayrıca İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali ve Sudan'dan ABD'ye yapılacak vize başvurularında, başvuru sahiplerine "daha önce DEAŞ'ın kontrol ettiği bir bölgede bulunup bulunmadıkları" da sorulacak.
Amerikan New York Times gazetesinde yer alan ve söz konusu diplomatik belgenin de paylaşıldığı haberde, Trump yönetiminin yeni vize rejimine ilişkin katı güvenlik prosedürlerinin detayları yer aldı.
Belgeye göre, ABD'nin Vize Muafiyet Programı kapsamındaki 38 ülke hariç, dünya genelindeki vize başvurularında başvuru sahiplerinin birçok kişisel bilgisi detaylı olarak incelenebilecek.
Bakan Tillerson imzasını taşıyan 15 Mart tarihli belgede, "ülkenin terör tehdidine karşı korunması için yabancı girişlerinin daha sıkı güvenlik tedbirleriyle kontrol altına alınması" amacına vurgu yapıldı.
Son 5 yıldaki sosyal medya kullanımı sorulabilecek
Buna göre vize başvurusu yapan adayların son 15 yıldaki seyahat geçmişi, ikamet ettiği adresler, çalıştığı işyerleri ile son 5 yıldaki e-posta adresleri ile sosyal medya hesaplarıyla ilgili bilgiler sorulabilecek.
Vize başvurusu yapan kişilerin daha kapsamlı şekilde vize mülakatına alınması önerilen belgede, elçilik veya konsolosluklardaki yetkililerin "kimlerin ABD için tehdit olup olmadığına" karar vereceği ifade edildi.
6 ülkeye ekstra güvenlik prosedürü
Bunun yanı sıra İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali ve Sudan'dan ABD'ye yapılacak vize başvurularında ise başvuru sahiplerinin bilgileri daha detaylı incelenirken, "daha önce DEAŞ'ın kontrol ettiği bir bölgede bulunup bulunmadıkları" da sorulacak.
Belgede daha önce DEAŞ'ın elindeki herhangi bir bölgede bulunan kişilerin tüm sosyal medya hesaplarının "zorunlu kontrole" tabi olacağı ve bu kişilerin sosyal medya hesaplarında terör örgütü ile ilgili paylaşım yapıp yapmadıklarının kontrol edileceği belirtildi.
Irak'a ayrı bir parantez açılan belgede, bu ülkenin Trump yönetiminin yeni vize düzenlemesinden muaf tutulduğu ancak özellikle daha önce DEAŞ'ın elinde olan bölgelerde bulunmuş Irak vatandaşlarının da aynı katı güvenlik prosedürlerine tabi olacağı ve tüm sosyal medya hesaplarının kontrol edileceği kaydedildi.
Vize prosedürü uzayacak
Tillerson'ın konsolosluk görevlilerine, "Güvenlik endişesi duyduğunuz herhangi bir durumda başvuruyu reddetmekte tereddüt etmeyin." diye seslendiği belgedeki adımların, zaten uzun süren Amerikan vizesi prosedürünü daha da uzatacağı ifade ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak'ta göreve geldikten bir hafta sonra nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülke vatandaşlarına 3 ay ülkeye giriş yasağı getirmiş ancak kararın yürütmesi federal bir yargıç tarafından durdurulmuştu. 6 Mart'ta imzalanan, koşulları görece hafifletilmiş ve Irak'a muafiyet getiren yeni vize düzenlemesi de 16 Mart'ta yürürlüğe girmesine saatler kala federal bir yargıç tarafından askıya alınmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığının yürürlüğe soktuğu sıkı güvenlik incelemeleri, Trump'ın iki kez yargıya takılan vize düzenlemesinin tamamlayıcı bir unsuru olarak görülüyor. Hürriyet
Amerikan New York Times gazetesinde yer alan ve söz konusu diplomatik belgenin de paylaşıldığı haberde, Trump yönetiminin yeni vize rejimine ilişkin katı güvenlik prosedürlerinin detayları yer aldı.
Belgeye göre, ABD'nin Vize Muafiyet Programı kapsamındaki 38 ülke hariç, dünya genelindeki vize başvurularında başvuru sahiplerinin birçok kişisel bilgisi detaylı olarak incelenebilecek.
Bakan Tillerson imzasını taşıyan 15 Mart tarihli belgede, "ülkenin terör tehdidine karşı korunması için yabancı girişlerinin daha sıkı güvenlik tedbirleriyle kontrol altına alınması" amacına vurgu yapıldı.
Son 5 yıldaki sosyal medya kullanımı sorulabilecek
Buna göre vize başvurusu yapan adayların son 15 yıldaki seyahat geçmişi, ikamet ettiği adresler, çalıştığı işyerleri ile son 5 yıldaki e-posta adresleri ile sosyal medya hesaplarıyla ilgili bilgiler sorulabilecek.
Vize başvurusu yapan kişilerin daha kapsamlı şekilde vize mülakatına alınması önerilen belgede, elçilik veya konsolosluklardaki yetkililerin "kimlerin ABD için tehdit olup olmadığına" karar vereceği ifade edildi.
6 ülkeye ekstra güvenlik prosedürü
Bunun yanı sıra İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali ve Sudan'dan ABD'ye yapılacak vize başvurularında ise başvuru sahiplerinin bilgileri daha detaylı incelenirken, "daha önce DEAŞ'ın kontrol ettiği bir bölgede bulunup bulunmadıkları" da sorulacak.
Belgede daha önce DEAŞ'ın elindeki herhangi bir bölgede bulunan kişilerin tüm sosyal medya hesaplarının "zorunlu kontrole" tabi olacağı ve bu kişilerin sosyal medya hesaplarında terör örgütü ile ilgili paylaşım yapıp yapmadıklarının kontrol edileceği belirtildi.
Irak'a ayrı bir parantez açılan belgede, bu ülkenin Trump yönetiminin yeni vize düzenlemesinden muaf tutulduğu ancak özellikle daha önce DEAŞ'ın elinde olan bölgelerde bulunmuş Irak vatandaşlarının da aynı katı güvenlik prosedürlerine tabi olacağı ve tüm sosyal medya hesaplarının kontrol edileceği kaydedildi.
Vize prosedürü uzayacak
Tillerson'ın konsolosluk görevlilerine, "Güvenlik endişesi duyduğunuz herhangi bir durumda başvuruyu reddetmekte tereddüt etmeyin." diye seslendiği belgedeki adımların, zaten uzun süren Amerikan vizesi prosedürünü daha da uzatacağı ifade ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak'ta göreve geldikten bir hafta sonra nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülke vatandaşlarına 3 ay ülkeye giriş yasağı getirmiş ancak kararın yürütmesi federal bir yargıç tarafından durdurulmuştu. 6 Mart'ta imzalanan, koşulları görece hafifletilmiş ve Irak'a muafiyet getiren yeni vize düzenlemesi de 16 Mart'ta yürürlüğe girmesine saatler kala federal bir yargıç tarafından askıya alınmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığının yürürlüğe soktuğu sıkı güvenlik incelemeleri, Trump'ın iki kez yargıya takılan vize düzenlemesinin tamamlayıcı bir unsuru olarak görülüyor. Hürriyet
Kanada'da İslamofobi karşıtı tasarıya onay
Kanada Federal Parlamentosu İslamofobiyi ve sistematik ırkçılığı kınayan tasarıyı kabul etti. Oylamada tasarı iktidardaki Liberal Parti tarafından sunuldu. İktidar partisine muhalefetteki Yeni Demokrat Parti milletvekilleri de destek verdi ve tasarı 91'e karşı 201 oyla kabul edildi.
Kanada Federal Parlamentosu, İslamofobiyi ve sistematik ırkçılığı kınayan bir tasarı geçirdi. Liberal Parti Milletvekili İkra Halid tarafından geçen yılın aralık ayında hazırlanan "Motion 103" adlı tasarı, parlamentonun öğleden sonraki oturumunda oylandı. Oylamada tasarı, iktidardaki Liberal Parti’ye muhalefetteki Yeni Demokrat Parti milletvekillerinin destek vermesiyle 91'e karşı 201 oyla kabul edildi.
Komisyona öncülük edecek
Herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan tasarı, İslamofobinin, her çeşit sistematik ırkçılığın ve dini ayrımcılığın kınanmasını içeriyor. Tasarıda, Kanada hükümetinden, İslamofobiyi, sistematik ırkçılığı ve dini ayrımcılığının her biçimini kınaması, kamuoyundaki nefret ve korku ikliminin kaldırılması yönünde adım atması ve İslamofobi dahil sistematik ırkçılık ve dini ayrımcılığı azaltmak veya ortadan kaldırmak için parlamentoda bir komisyon kurulmasına öncülük etmesi isteniyor. Tasarıyla kurulacak komisyonun, nefret suçuyla ilgili verileri toplaması, ayrımcılıktan etkilenen topluluklar için ihtiyaç değerlendirmeleri yapması ve bulguları sekiz ay içinde hükümete sunması öngörülüyor.
Saldırı sonrası önem kazandı
Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti, şubat ayında, tasarıdan "İslamofobi" ifadesinin çıkarılması girişiminde bulunmuş, bu konuda yapılan oylamada 126'ya karşılık 165 oyla "İslamofobi" ifadesinin tasarıda kalması kabul edilmişti. Kanada’nın Quebec City kentinde 29 Ocak'ta, namaz vaktinde bir camiye düzenlenen ve 6 kişinin ölümüne yol açan olay sonrası daha da önem kazanan tasarı, son aylarda ülke gündemini meşgul eden konular arasındaydı. Milletvekili Halid, önergeyi sunmasının ardından 50 binin üzerinde hakaret ve küfür dolu mesajlarla tehdit edildiğini açıklamıştı. cnntürk
Kanada Federal Parlamentosu, İslamofobiyi ve sistematik ırkçılığı kınayan bir tasarı geçirdi. Liberal Parti Milletvekili İkra Halid tarafından geçen yılın aralık ayında hazırlanan "Motion 103" adlı tasarı, parlamentonun öğleden sonraki oturumunda oylandı. Oylamada tasarı, iktidardaki Liberal Parti’ye muhalefetteki Yeni Demokrat Parti milletvekillerinin destek vermesiyle 91'e karşı 201 oyla kabul edildi.
Komisyona öncülük edecek
Herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan tasarı, İslamofobinin, her çeşit sistematik ırkçılığın ve dini ayrımcılığın kınanmasını içeriyor. Tasarıda, Kanada hükümetinden, İslamofobiyi, sistematik ırkçılığı ve dini ayrımcılığının her biçimini kınaması, kamuoyundaki nefret ve korku ikliminin kaldırılması yönünde adım atması ve İslamofobi dahil sistematik ırkçılık ve dini ayrımcılığı azaltmak veya ortadan kaldırmak için parlamentoda bir komisyon kurulmasına öncülük etmesi isteniyor. Tasarıyla kurulacak komisyonun, nefret suçuyla ilgili verileri toplaması, ayrımcılıktan etkilenen topluluklar için ihtiyaç değerlendirmeleri yapması ve bulguları sekiz ay içinde hükümete sunması öngörülüyor.
Saldırı sonrası önem kazandı
Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti, şubat ayında, tasarıdan "İslamofobi" ifadesinin çıkarılması girişiminde bulunmuş, bu konuda yapılan oylamada 126'ya karşılık 165 oyla "İslamofobi" ifadesinin tasarıda kalması kabul edilmişti. Kanada’nın Quebec City kentinde 29 Ocak'ta, namaz vaktinde bir camiye düzenlenen ve 6 kişinin ölümüne yol açan olay sonrası daha da önem kazanan tasarı, son aylarda ülke gündemini meşgul eden konular arasındaydı. Milletvekili Halid, önergeyi sunmasının ardından 50 binin üzerinde hakaret ve küfür dolu mesajlarla tehdit edildiğini açıklamıştı. cnntürk
THY'den ABD ve İngiltere'nin yasaklarına karşı hamle
ABD ve İngiltere cep telefonu dışında elektronik cihazların uçak kabininde taşınmasını yasaklayınca, yolcu kaybetmek istemeyen THY harekete geçti. İlk plan tüm yolculara bedava internet sağlamak, ikinci plan ise ABD uçuşlarında yolculara tablet dağıtılması.
Amerika ve İngiltere’nin, cep telefonu dışındaki elektronik malzemelerin uçak kabininde taşınmasını yasaklamasının ardından havayolu şirketleri de harekete geçti. Hürrriyet'in haberine göre Amerika uçuşlarından yılda 1 milyar dolara yakın ciro yapan Türk Hava Yolları (THY), bu hatta yolcu kaybetmemek için uçak içi eğlence sistemlerinde “Bedava internet ve yolcuya tablet” gibi uygulamalar üzerine çalışmalara başladığı öğrenildi. Bu çalışmaların Dubai merkezli Emirates Havayolları’nda da yapıldığı belirtildi.
Saati 9.99 dolar
Aralarında İstanbul’un da bulunduğu 8 şehirdeki 10 havalimanından ABD’ye, Türkiye’nin de olduğu 6 ülkedeki tüm noktalardan İngiltere’ye doğrudan sefer yapacak uçaklarda dizüstü bilgisayar, e-kitap ve tabletin yasaklanmasının ardından havayolu şirketleri uçak içi eğlence sistemine yöneldi. THY’nin kıtalar arası uçuşlarda ekonomi sınıfına ücretli olarak sunduğu internet hizmetini “bedava” yapmak için çalışmalara başladığı öğrenildi. Yetkililer, “Türkiye’den Amerika’ya yapılan uçuşlarda ekonomi sınıfı için 1 saati 9.99, 24 saati ise 14.99 dolar olan wi-fi hizmetini tüm yolculara bedava sunmak için çalışmalar yapılıyor. Burada asıl olan internetin yavaşlamaması. Tüm yolcuların bu hizmeti kesintisiz ve en iyi şekilde alabilmesi. Eğer bu hizmet kusursuz bir şekilde çalışırsa THY, yolcu kaybetmez aksine arttırır” dedi.
Yasağı aşması gerekiyor
Amerika ve İngiltere’nin kararına karşı THY’nin bir planı daha bulunuyor. Daha bazı uçaklarda denenen “yolcuya tablet” uygulamasını THY, tekrar hayata geçirmek için kolları sıvadı. THY daha önce Airbus A320 ve Boeing 737 uçaklarında koltuklarda kişisel ekranın olmadığı uçaklarda business class yolcularına tablet vermeye başlamıştı. Bu gelişmelerle birlikte uzun uçuşlarda da business ve ekonomi yolcularına uçakta tablet verilmesi planlanıyor. Yolcular böylelikle bedava internet hizmeti ile tabletlerinden her türlü çalışma ve film izleme imkananı yakalamış olacak. Ancak burada da Amerika ve İngiltere’nin uyguladığı yasağı aşmak gerekiyor. Önümüzdeki günlerde THY’nin bu yasağı aşması için gerekli mercilerle irtibata geçmesi bekleniyor.
Eğlence sistemi gelişecek
Yeni uçakları ve ikramlarıyla Avrupalı ve Amerikalı havayolu şirketlerinin pazar kaybetmesine neden olan THY ve Emirates gibi havayolu şirketlerinin bu yasaktan etkilenmemek için uçak içi eğlence sistemini de geliştirmesi bekleniyor. THY ilk etapta mevcut film, müzik, belgesel ve TV kanallarının sayısını arttıracak. Özellikle çocuk kanallarının içeriğini yenilemek için harekete geçen şirket, yeni oyunlarla uçuşları daha cazip hale getirecek.
Wi-Fi ilk olarak 2012'de başladı
Türk Hava Yolları (THY) yolcularının uçuş sırasında da iletiş kurmasını sağlamak için 2012 yılında yüksek hızlı wifi interneti hizmete açtı. Deneme süresince ücretsiz olarak tüm THY yolcuları beraberlerinde getirmiş oldukları dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cep telefonları vasıtasıyla kesintisiz olarak internet hizmeti aldı. Bu uygulama daha sonra business class yolcuları için ücretsiz, ekonomi sınıfı için ücretli hale getirildi. Türk Hava Yolları, 23 Eylül 2011 tarihinde ise B777-300ER uçağı ile aktif ettiği canlı televizyon ile kıtalararası uçuşlarda bu hizmeti sağlayan dünyada ilk havayolu şirketi olmuştu.
Arslan: Umarım bu işin bir arka planı yoktur
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ABD ve İngiltere’nin kararını değerlendirirken, konuyu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütüne (ICAO) taşıyarak, orada da gerekli mücadeleyi yapacaklarını söyledi. ABD ve İngiltere tarafından, uçaklarda cep telefonu dışındaki elektronik cihazların bagajda taşınması kararına ilişkin girişimlerde sonuç alınıp alınmadığı ve söz konusu kararın ardında başka bir niyet olup olmadığına ilişkin soruya Arslan, karara ilişkin beklentinin ve umudun, bu işin arka planının olmaması olduğunu söyledi.
Kararın, Türkiye’de havayolu şirketlerinin geldiği noktanın baltalanması yönünde bir arka planının bulunmamasını temenni ettiklerini dile getiren Arslan, şöyle konuştu: “Ancak bunu da her zaman göz önünde bulundurarak, gerekli girişimlerimizi sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz. Bize ifade edilen özellikle güvenlik nedeniyle ülkemiz dışından gelip, ülkemiz üzerinden ABD ve İngiltere’ye giden yolcularla ilgili böyle bir tedbirin alındığı yönündeki ifadeyi doğru kabul edip, bu ifade üzerinden, biz, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) kuralları gereği alınması gereken bütün tedbirleri almış durumdayız. Hatta onun üzerinde tedbirler almış durumdayız. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada, bizim bütün tedbirleri almak gibi zorunluluğumuz var. Bunun gereğini yapıyoruz.”
Arslan, karar nedeniyle yolcuların konforunun düşeceğini, bu konuda tedbir almaya çalıştıklarını söyledi. Söz konusu kararın, Türk turizmini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Arslan, turizmi etkilemeyeceğini çünkü turistin gelme amacı ve yönteminin farklı olduğunu belirtti.
Amerika ve İngiltere’nin, cep telefonu dışındaki elektronik malzemelerin uçak kabininde taşınmasını yasaklamasının ardından havayolu şirketleri de harekete geçti. Hürrriyet'in haberine göre Amerika uçuşlarından yılda 1 milyar dolara yakın ciro yapan Türk Hava Yolları (THY), bu hatta yolcu kaybetmemek için uçak içi eğlence sistemlerinde “Bedava internet ve yolcuya tablet” gibi uygulamalar üzerine çalışmalara başladığı öğrenildi. Bu çalışmaların Dubai merkezli Emirates Havayolları’nda da yapıldığı belirtildi.
Saati 9.99 dolar
Aralarında İstanbul’un da bulunduğu 8 şehirdeki 10 havalimanından ABD’ye, Türkiye’nin de olduğu 6 ülkedeki tüm noktalardan İngiltere’ye doğrudan sefer yapacak uçaklarda dizüstü bilgisayar, e-kitap ve tabletin yasaklanmasının ardından havayolu şirketleri uçak içi eğlence sistemine yöneldi. THY’nin kıtalar arası uçuşlarda ekonomi sınıfına ücretli olarak sunduğu internet hizmetini “bedava” yapmak için çalışmalara başladığı öğrenildi. Yetkililer, “Türkiye’den Amerika’ya yapılan uçuşlarda ekonomi sınıfı için 1 saati 9.99, 24 saati ise 14.99 dolar olan wi-fi hizmetini tüm yolculara bedava sunmak için çalışmalar yapılıyor. Burada asıl olan internetin yavaşlamaması. Tüm yolcuların bu hizmeti kesintisiz ve en iyi şekilde alabilmesi. Eğer bu hizmet kusursuz bir şekilde çalışırsa THY, yolcu kaybetmez aksine arttırır” dedi.
Yasağı aşması gerekiyor
Amerika ve İngiltere’nin kararına karşı THY’nin bir planı daha bulunuyor. Daha bazı uçaklarda denenen “yolcuya tablet” uygulamasını THY, tekrar hayata geçirmek için kolları sıvadı. THY daha önce Airbus A320 ve Boeing 737 uçaklarında koltuklarda kişisel ekranın olmadığı uçaklarda business class yolcularına tablet vermeye başlamıştı. Bu gelişmelerle birlikte uzun uçuşlarda da business ve ekonomi yolcularına uçakta tablet verilmesi planlanıyor. Yolcular böylelikle bedava internet hizmeti ile tabletlerinden her türlü çalışma ve film izleme imkananı yakalamış olacak. Ancak burada da Amerika ve İngiltere’nin uyguladığı yasağı aşmak gerekiyor. Önümüzdeki günlerde THY’nin bu yasağı aşması için gerekli mercilerle irtibata geçmesi bekleniyor.
Eğlence sistemi gelişecek
Yeni uçakları ve ikramlarıyla Avrupalı ve Amerikalı havayolu şirketlerinin pazar kaybetmesine neden olan THY ve Emirates gibi havayolu şirketlerinin bu yasaktan etkilenmemek için uçak içi eğlence sistemini de geliştirmesi bekleniyor. THY ilk etapta mevcut film, müzik, belgesel ve TV kanallarının sayısını arttıracak. Özellikle çocuk kanallarının içeriğini yenilemek için harekete geçen şirket, yeni oyunlarla uçuşları daha cazip hale getirecek.
Wi-Fi ilk olarak 2012'de başladı
Türk Hava Yolları (THY) yolcularının uçuş sırasında da iletiş kurmasını sağlamak için 2012 yılında yüksek hızlı wifi interneti hizmete açtı. Deneme süresince ücretsiz olarak tüm THY yolcuları beraberlerinde getirmiş oldukları dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cep telefonları vasıtasıyla kesintisiz olarak internet hizmeti aldı. Bu uygulama daha sonra business class yolcuları için ücretsiz, ekonomi sınıfı için ücretli hale getirildi. Türk Hava Yolları, 23 Eylül 2011 tarihinde ise B777-300ER uçağı ile aktif ettiği canlı televizyon ile kıtalararası uçuşlarda bu hizmeti sağlayan dünyada ilk havayolu şirketi olmuştu.
Arslan: Umarım bu işin bir arka planı yoktur
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ABD ve İngiltere’nin kararını değerlendirirken, konuyu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütüne (ICAO) taşıyarak, orada da gerekli mücadeleyi yapacaklarını söyledi. ABD ve İngiltere tarafından, uçaklarda cep telefonu dışındaki elektronik cihazların bagajda taşınması kararına ilişkin girişimlerde sonuç alınıp alınmadığı ve söz konusu kararın ardında başka bir niyet olup olmadığına ilişkin soruya Arslan, karara ilişkin beklentinin ve umudun, bu işin arka planının olmaması olduğunu söyledi.
Kararın, Türkiye’de havayolu şirketlerinin geldiği noktanın baltalanması yönünde bir arka planının bulunmamasını temenni ettiklerini dile getiren Arslan, şöyle konuştu: “Ancak bunu da her zaman göz önünde bulundurarak, gerekli girişimlerimizi sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz. Bize ifade edilen özellikle güvenlik nedeniyle ülkemiz dışından gelip, ülkemiz üzerinden ABD ve İngiltere’ye giden yolcularla ilgili böyle bir tedbirin alındığı yönündeki ifadeyi doğru kabul edip, bu ifade üzerinden, biz, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) kuralları gereği alınması gereken bütün tedbirleri almış durumdayız. Hatta onun üzerinde tedbirler almış durumdayız. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada, bizim bütün tedbirleri almak gibi zorunluluğumuz var. Bunun gereğini yapıyoruz.”
Arslan, karar nedeniyle yolcuların konforunun düşeceğini, bu konuda tedbir almaya çalıştıklarını söyledi. Söz konusu kararın, Türk turizmini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Arslan, turizmi etkilemeyeceğini çünkü turistin gelme amacı ve yönteminin farklı olduğunu belirtti.
22 Mart 2017 Çarşamba
Londra'daki saldırıda ölen polise ilk müdahaleyi İngiliz bakan yaptı
Londra'daki saldırıda hayatını kaybeden polise ilk müdahaleyi İngiliz bakanın yaptığı ortaya çıktı.
İngiltere'nin başkenti Londra'daki terör saldırısında yaşamını yitiren polis memuruna ilk müdahaleyi, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Afrika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Tobias Ellwood'un yaptığı ortaya çıktı.
Eski bir asker olan Ellwood, parlamentonun bahçesinde kanlar içinde yatan polisin kanamasını durdurmaya çalışırken ve polisi hayata döndürmek için suni solunum yaparken çevredeki bir vatandaş tarafından görüntülendi.
İngiliz bakanın polise yardım ederken kendi yüzünün de kanlar içinde kaldığını gösteren fotoğraflar, sosyal medyada paylaşıldı. Ellwood'un çabası, ülkedeki siyasetçilerin övgüsünü aldı.
Londra'da yaşanan olayda kimliği henüz açıklanmayan bir saldırgan, Westminster Köprüsü'nde aracını insanların üzerine sürmüş, ardından İngiliz Parlamentosunun demir parmaklıklarına çarparak durmuştu. Araçtan çıkan saldırgan, parlamentoda görevli bir polise bıçakla saldırmıştı. İngiliz polisi, saldırganı vurarak etkisiz hale getirmişti.
İngiltere Terörle Mücadele Birimi Komiser Yardımcısı Mark Rowley, Londra'yı hedef alan saldırıda, zanlı dahil 4 kişinin yaşamını yitirdiğini, 20 kişinin ise yaralandığını açıklamıştı.
Olayın gerçekleştiği bölgeye giden yollarda artırılan güvenlik önlemleri devam ediyor. Bazı yolların polis tarafından trafiğe kapatıldığı bölgede, silahlı devriye sayısı da artırıldı.
Saldırı, parlamentoda her hafta düzenlenen "Başbakana Sorular" oturumundan kısa bir süre sonra gerçekleşti. Saldırı sırasında Başbakan Theresa May parlamentodaydı ve korumalarınca dışarı çıkarıldı.
İngiltere'de terör tehdidi seviyesi uzun süredir en üst düzeyin bir altı olan "ciddi" basamağında tutuluyordu. ntvmsnc
İngiltere'nin başkenti Londra'daki terör saldırısında yaşamını yitiren polis memuruna ilk müdahaleyi, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Afrika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Tobias Ellwood'un yaptığı ortaya çıktı.
Eski bir asker olan Ellwood, parlamentonun bahçesinde kanlar içinde yatan polisin kanamasını durdurmaya çalışırken ve polisi hayata döndürmek için suni solunum yaparken çevredeki bir vatandaş tarafından görüntülendi.
İngiliz bakanın polise yardım ederken kendi yüzünün de kanlar içinde kaldığını gösteren fotoğraflar, sosyal medyada paylaşıldı. Ellwood'un çabası, ülkedeki siyasetçilerin övgüsünü aldı.
Londra'da yaşanan olayda kimliği henüz açıklanmayan bir saldırgan, Westminster Köprüsü'nde aracını insanların üzerine sürmüş, ardından İngiliz Parlamentosunun demir parmaklıklarına çarparak durmuştu. Araçtan çıkan saldırgan, parlamentoda görevli bir polise bıçakla saldırmıştı. İngiliz polisi, saldırganı vurarak etkisiz hale getirmişti.
İngiltere Terörle Mücadele Birimi Komiser Yardımcısı Mark Rowley, Londra'yı hedef alan saldırıda, zanlı dahil 4 kişinin yaşamını yitirdiğini, 20 kişinin ise yaralandığını açıklamıştı.
Olayın gerçekleştiği bölgeye giden yollarda artırılan güvenlik önlemleri devam ediyor. Bazı yolların polis tarafından trafiğe kapatıldığı bölgede, silahlı devriye sayısı da artırıldı.
Saldırı, parlamentoda her hafta düzenlenen "Başbakana Sorular" oturumundan kısa bir süre sonra gerçekleşti. Saldırı sırasında Başbakan Theresa May parlamentodaydı ve korumalarınca dışarı çıkarıldı.
İngiltere'de terör tehdidi seviyesi uzun süredir en üst düzeyin bir altı olan "ciddi" basamağında tutuluyordu. ntvmsnc
Londra'da saldırı dehşeti... Ölü ve yaralılar var
İngiltere'nin başkenti Londra'da sıcak saatler yaşanıyor. Silah sesleri duyulan parlamento binası yakınlarında çok sayıda kişi yaralandı. Westminster Köprüsü üzerinde yerde yatanların olduğu görüldü. Biri kadın, iki kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Bölgede iki ayrı saldırı gerçekleştirildiği anlaşıldı. Saldırılardan ilkinde, 10'dan fazla insan 4x4 araçla ezilerek yaralandı. Diğer olayda ise parlamento bahçesindeki polise bıçakla saldıran bir şüpheli vuruldu. Polis, terör soruşturması başlattı.
İngiltere'nin başkenti Londra bugün akşamüstü saatlerinde, parlamento ve civarında yaşanan saldırılarla sarsıldı. Saldırılardan birinde, parlamento bahçesinde bir polise bıçaklı saldırı düzenlendi. Polisin yaralandığı, parlamento binasına girmeye çalıştığı tahmin edilen saldırganın ise vurulduğu açıklandı.
İngiliz basındaki haberlerde, bölgedeki bir başka saldırıda ise 4x4 araçla Westminster Köprüsü üzerinde 10'dan fazla insanın ezildiği belirtildi. Reuters'ın servis ettiği bir fotoğrafta, bir otobüsün lastiğinin altında yatan bir kadının bedeni görüldü.
İki saldırının da aynı kişi tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği henüz bilinmiyor. Ancak iddiaya göre, saldırgan önce araçla sivilleri ezdi, ardından da parlamento bahçesindeki polise bıçakla saldırdı.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, saldırganın silahlı olduğu ve etrafa ateş açtığı yönünde iddialar da var.
GÖRGÜ TANIKLARI: ASYALI GÖRÜNÜMLÜ, 40'LI YAŞLARDA...
Bazı görgü tanıkları "Saldırgan Asyalı görünümlü, 40'lı yaşlardaydı. Aracını sivillere ve bisikletlilere çarpıp parlamento binasına sürdü" dedi.
PARLAMENTODA PANİK
Yerel saatle 14.35 sularında meydana gelen olayın ardından parlamento binası giriş ve çıkışlara kapatıldı. Milletvekillerinden parlamento binasından çıkmamaları söylendi.
ÖLÜ VE YARALILAR VAR
Reuters muhabiri, yaralı sayısının en az 12 olduğunu bildirdi. Yaralılardan bazılarının durumunun ciddi olduğu açıklandı. İlerleyen saatlerde ölüm haberi de geldi. Reuters'ın haberine göre, saldırılarda yaralanan bir kadın hayatını kaybetti. Daha sonra ise Sky News, ölü sayısının ikiye çıktığını bildirdi.
POLİSTEN HALKA UYARI YAPILDI: ORALARA GİTMEYİN
Scotland Yard’dan yapılan açıklamada ise halkın özellikle Parlamento Meydanı, bakanlıkların bulunduğu Whitehall, Westminster Köprüsü , Lambeth Köprüsü, Victoria Caddesi yakınlarında bulunmaması istendi.
İngiliz parlamentosu üzerinde helikopterler uçarken, yeni terör saldırılarının olabileceği şüphesiyle güvenlik güçleri İngiliz parlamentosunun kademeli olarak tahliyesine ara verdi.
BAŞBAKAN RESMİ KONUTA GETİRİLDİ
Öte yandan İngiltere Başbakanı Theresa May’in aracıyla resmi konutu 10 Numara'ya getirildiği, gelişmeleri burada takip ettiği kaydedildi.
"TERÖR SALDIRISI"
Londra polisi, aksi yönde bir bilgi edinilene dek, olayı "terör saldırısı" olarak değerlendirdiklerini açıkladı. Daha sonra yapılan polis açıklamasında ise olaya ilişkin terör soruşturması başlatıldı.
Olayın yaşandığı Westminster bölgesinde metro seferleri durduruldu, istasyonlar boşaltıldı. (hürriyet.com.tr)
İngiliz basındaki haberlerde, bölgedeki bir başka saldırıda ise 4x4 araçla Westminster Köprüsü üzerinde 10'dan fazla insanın ezildiği belirtildi. Reuters'ın servis ettiği bir fotoğrafta, bir otobüsün lastiğinin altında yatan bir kadının bedeni görüldü.
İki saldırının da aynı kişi tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği henüz bilinmiyor. Ancak iddiaya göre, saldırgan önce araçla sivilleri ezdi, ardından da parlamento bahçesindeki polise bıçakla saldırdı.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, saldırganın silahlı olduğu ve etrafa ateş açtığı yönünde iddialar da var.
GÖRGÜ TANIKLARI: ASYALI GÖRÜNÜMLÜ, 40'LI YAŞLARDA...
Bazı görgü tanıkları "Saldırgan Asyalı görünümlü, 40'lı yaşlardaydı. Aracını sivillere ve bisikletlilere çarpıp parlamento binasına sürdü" dedi.
PARLAMENTODA PANİK
Yerel saatle 14.35 sularında meydana gelen olayın ardından parlamento binası giriş ve çıkışlara kapatıldı. Milletvekillerinden parlamento binasından çıkmamaları söylendi.
ÖLÜ VE YARALILAR VAR
Reuters muhabiri, yaralı sayısının en az 12 olduğunu bildirdi. Yaralılardan bazılarının durumunun ciddi olduğu açıklandı. İlerleyen saatlerde ölüm haberi de geldi. Reuters'ın haberine göre, saldırılarda yaralanan bir kadın hayatını kaybetti. Daha sonra ise Sky News, ölü sayısının ikiye çıktığını bildirdi.
POLİSTEN HALKA UYARI YAPILDI: ORALARA GİTMEYİN
Scotland Yard’dan yapılan açıklamada ise halkın özellikle Parlamento Meydanı, bakanlıkların bulunduğu Whitehall, Westminster Köprüsü , Lambeth Köprüsü, Victoria Caddesi yakınlarında bulunmaması istendi.
İngiliz parlamentosu üzerinde helikopterler uçarken, yeni terör saldırılarının olabileceği şüphesiyle güvenlik güçleri İngiliz parlamentosunun kademeli olarak tahliyesine ara verdi.
BAŞBAKAN RESMİ KONUTA GETİRİLDİ
Öte yandan İngiltere Başbakanı Theresa May’in aracıyla resmi konutu 10 Numara'ya getirildiği, gelişmeleri burada takip ettiği kaydedildi.
"TERÖR SALDIRISI"
Londra polisi, aksi yönde bir bilgi edinilene dek, olayı "terör saldırısı" olarak değerlendirdiklerini açıkladı. Daha sonra yapılan polis açıklamasında ise olaya ilişkin terör soruşturması başlatıldı.
Olayın yaşandığı Westminster bölgesinde metro seferleri durduruldu, istasyonlar boşaltıldı. (hürriyet.com.tr)
Türk Hava Yolları ABD yolcularını uyardı: Yasak bugün başladı!
ABD tarafından getirilen elektronik cihaz yasağı kapsamında Türk Hava Yolları'ndan açıklama geldi. Yapılan açıklamada "İlk uygulama bugün sabah 08.30 New York uçağıyla başlıyor. Medikal cihazların hariç tutulduğu uygulama kapsamında elektronik eşyalar uçak altı kargo bölümünde taşınabilmektedir" denildi.
ABD Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yönelik yeni bir yasak getirdi. Buna göre ABD’ye yapılan uçuşlarda, yolcuların akıllı telefonlardan büyük elektronik cihazları yanlarına almaları yasaklandı. Söz konusu yasak, İstanbul’un da içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki 17 şehrinden kalkan ve varış noktaları New York, Chicago, Detroit ve Montreal olan uçuşları kapsıyor.
"Bu sabahtan itibaren..."
Alınan karadan sonra Türk Hava Yolları’ndan (THY) açıklama geldi. Yapılan açıklamada, “ABD’ye seyahat edecek yolcularımızın dikkatine. ABD varışlı seferlerimizde geçerli olmak üzere, cep telefonu veya akıllı telefondan daha büyük elektronik cihazların kabin içinde taşınmaması konusunda ilgili otoritelerce karar alınmıştır. Medikal cihazların hariç tutulduğu uygulama kapsamında elektronik eşyalar uçak altı kargo bölümünde taşınabilmektedir” denildi. THY yetkilileri ilk uygulamanın bugün sabah 08.30 New York uçağı ile başladığını açıkladı. Ürdün Kraliyet Havayolları, Twitter hesabından, Kuzey Amerika uçuşlarında çoğu elektronik cihazın kabinlere alınmasını yasaklayacaklarını açıkladı. Saudia Hava Yolları da, Twitter hesabı üzerinden bu iddiayı doğruladı.
Bakan Arslan: Doğru bir uygulama değil
ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ABD’nin uyguladığı yasağa tepki gösterdi. Arslan, “Doğru bir uygulama değil. Yılda 80 milyon yolcunun uçtuğu İstanbul’u başkalarıyla karıştırmasınlar. Bizim derdimiz bu uygulamanın yolcunun konforunu da sayısını da etkileyebileceği. Bu uygulamadan geri adım atılmasını veya uygulamanın hafifletilmesini konuşuyoruz. Bu uygulama ülkemiz açısından da ABD açısından da doğru değil, ABD’nin ilgili otoriteleriyle de görüşüyoruz” dedi.
ABD Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yönelik yeni bir yasak getirdi. Buna göre ABD’ye yapılan uçuşlarda, yolcuların akıllı telefonlardan büyük elektronik cihazları yanlarına almaları yasaklandı. Söz konusu yasak, İstanbul’un da içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki 17 şehrinden kalkan ve varış noktaları New York, Chicago, Detroit ve Montreal olan uçuşları kapsıyor.
"Bu sabahtan itibaren..."
Alınan karadan sonra Türk Hava Yolları’ndan (THY) açıklama geldi. Yapılan açıklamada, “ABD’ye seyahat edecek yolcularımızın dikkatine. ABD varışlı seferlerimizde geçerli olmak üzere, cep telefonu veya akıllı telefondan daha büyük elektronik cihazların kabin içinde taşınmaması konusunda ilgili otoritelerce karar alınmıştır. Medikal cihazların hariç tutulduğu uygulama kapsamında elektronik eşyalar uçak altı kargo bölümünde taşınabilmektedir” denildi. THY yetkilileri ilk uygulamanın bugün sabah 08.30 New York uçağı ile başladığını açıkladı. Ürdün Kraliyet Havayolları, Twitter hesabından, Kuzey Amerika uçuşlarında çoğu elektronik cihazın kabinlere alınmasını yasaklayacaklarını açıkladı. Saudia Hava Yolları da, Twitter hesabı üzerinden bu iddiayı doğruladı.
Bakan Arslan: Doğru bir uygulama değil
ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ABD’nin uyguladığı yasağa tepki gösterdi. Arslan, “Doğru bir uygulama değil. Yılda 80 milyon yolcunun uçtuğu İstanbul’u başkalarıyla karıştırmasınlar. Bizim derdimiz bu uygulamanın yolcunun konforunu da sayısını da etkileyebileceği. Bu uygulamadan geri adım atılmasını veya uygulamanın hafifletilmesini konuşuyoruz. Bu uygulama ülkemiz açısından da ABD açısından da doğru değil, ABD’nin ilgili otoriteleriyle de görüşüyoruz” dedi.
İstanbul en pahalı şehirler arasında hızla yükseldi
The Economist dergisinin hazırladığı "dünyanın en pahalı kentleri” araştırmasının sonuçları belli oldu.
Listede Singapur’u Hong Long ve Zürih takip etti. Tokyo, Osaka, Cenevre, Paris, New-York ve Kopenhag da en pahalı kentler sıralamasında ilk 10’da yer alan şehirler oldu.
Son dört yılda olduğu gibi zirvede Singapur’un yer aldığı listede, Moskova 15 basamak yükselerek 98’inci sıraya, İstanbul 16 basamak yükselerek 62’nci sıraya yerleşti.
Araştırmaya göre Moskova ve İstanbul, son bir yılda fiyatların en fazla arttığı kentler arasında yer aldı.
Listede Singapur’u Hong Long ve Zürih takip etti. Tokyo, Osaka, Cenevre, Paris, New-York ve Kopenhag da en pahalı kentler sıralamasında ilk 10’da yer alan şehirler oldu.
Son dört yılda olduğu gibi zirvede Singapur’un yer aldığı listede, Moskova 15 basamak yükselerek 98’inci sıraya, İstanbul 16 basamak yükselerek 62’nci sıraya yerleşti.
Araştırmaya göre Moskova ve İstanbul, son bir yılda fiyatların en fazla arttığı kentler arasında yer aldı.
Her gün 800 çocuk susuzluktan ölüyor
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), su kaynaklarının hızla azalması nedeniyle 2040 yılına kadar dünya genelinde her 4 çocuktan birinin yani 600 milyon çocuğun ölüm ya da hastalık riski bulunacağı uyarısını yaptı. UNICEF tarafından hazırlanan rapora göre her gün 5 yaş altı 800 çocuk temiz su ve hijyene erişimi olmadığı için hayatını kaybediyor.
UNICEF, "Dünya Su Günü"nde yayımladığı raporunda iklim değişikliği, giderek artan kuraklıklar ve dünyanın birçok yerinde yaşanan çatışmalar nedeniyle güvenli su kaynaklarının hızla tükenmesinin çocuklar üzerindeki etkilerine dikkati çekti.
Rapora göre, her geçen yıl suya olan talep arttığı ancak güvenli su kaynaklarının azaldığı dünyada 36 ülke "son derece ciddi su sıkıntısı" yaşıyor. Dünyada her gün 5 yaş altı 800'den fazla çocuk temiz su ve hijyene erişimi olmadığı için ishalden hayatını kaybediyor.
600 milyon çocuk risk altında
Su kaynaklarının hızla azalması dolayısıyla 2040 yılına kadar dünya genelinde her 4 çocuktan biri yani 600 milyon çocuk ölüm ya da hastalık riski yaşayacak. Raporda ayrıca kuraklığın vurduğu bölgelerdeki birçok çocuğun her gün saatlerce temiz içme suyu bulmaya çalışırken okula gidememesi ve kız çocuklarının bazen saldırılara maruz kalmasına dikkat çekiliyor.
Kuraklığa bağlı kıtlığın yaşandığı Somali, Güney Sudan ile Nijerya ve çatışmaların yaşandığı Yemen'de 1,4 milyon çocuğun aşırı derecede yetersiz beslenme nedeniyle ölüm riski bulunuyor. Etiyopya'da 9 milyondan fazla kişinin bu yıl temiz içme suyuna erişimde sıkıntı yaşayabileceği belirtiliyor.
Rapora göre, dünya nüfusunun yarısı ise 2050'de su kaynaklarına yeterli derecede ulaşamayacak.
UNICEF, "Dünya Su Günü"nde yayımladığı raporunda iklim değişikliği, giderek artan kuraklıklar ve dünyanın birçok yerinde yaşanan çatışmalar nedeniyle güvenli su kaynaklarının hızla tükenmesinin çocuklar üzerindeki etkilerine dikkati çekti.
Rapora göre, her geçen yıl suya olan talep arttığı ancak güvenli su kaynaklarının azaldığı dünyada 36 ülke "son derece ciddi su sıkıntısı" yaşıyor. Dünyada her gün 5 yaş altı 800'den fazla çocuk temiz su ve hijyene erişimi olmadığı için ishalden hayatını kaybediyor.
600 milyon çocuk risk altında
Su kaynaklarının hızla azalması dolayısıyla 2040 yılına kadar dünya genelinde her 4 çocuktan biri yani 600 milyon çocuk ölüm ya da hastalık riski yaşayacak. Raporda ayrıca kuraklığın vurduğu bölgelerdeki birçok çocuğun her gün saatlerce temiz içme suyu bulmaya çalışırken okula gidememesi ve kız çocuklarının bazen saldırılara maruz kalmasına dikkat çekiliyor.
Kuraklığa bağlı kıtlığın yaşandığı Somali, Güney Sudan ile Nijerya ve çatışmaların yaşandığı Yemen'de 1,4 milyon çocuğun aşırı derecede yetersiz beslenme nedeniyle ölüm riski bulunuyor. Etiyopya'da 9 milyondan fazla kişinin bu yıl temiz içme suyuna erişimde sıkıntı yaşayabileceği belirtiliyor.
Rapora göre, dünya nüfusunun yarısı ise 2050'de su kaynaklarına yeterli derecede ulaşamayacak.
21 Mart 2017 Salı
Stephen Hawking uzaya gidiyor
Ünlü İngiliz evrenbilimci ve fizik profesörü Stephen Hawking, iş adamı Richard Branson'ın uzay aracıyla seyahat edeceğini açıkladı.
İngiltere’de bir televizyon programına konuşan dünyanın önde gelen bilim insanlarından Hawking, uzaya yolculuk yapabileceğini hiçbir zaman hayal edemediğini söyleyerek, “Branson ne zaman ki bana Virgin Galactic’te bir koltuk teklif etti, hemen ‘Evet’ dedim” diye konuştu.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Richard Branson’ın sahibi olduğu Virgin Havayolları Virgin Galactic adında bir uzay gemisi inşa ediyor. Şirket uzaya yolcu taşıyacak.
Hawking röportajda, üç çocuğunun kendisine büyük bir neşe verdiğini, uzaya yolculuk etmenin ise mutluluğu getireceğini söyledi.
‘TRUMP’IN ABD’SİNE GİREBİLİR MİYİM BİLMİYORUM’
Stephen Hawking, Donald Trump’ın yönettiği bir ABD’de bundan sonra isteneceğinden ise emin olamadığını belirtti.
“ABD’ye tekrar gidip diğer bilim insanlarıyla konuşmayı çok isterdim ama artık hoş karşılanmayabilirim diye korkuyorum” diyen Hawking, Trump’ın seçmenlerini memnun etmek adına daha sağa ve otoriter bir dile kayabileceğini söyledi.
Hawking, 2009 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama’dan başkanlık madalyası almıştı.
İŞÇİ PARTİSİ LİDERİ CORBYN’İ ELEŞTİRDİ
Ünlü bilim insanı aynı zamanda İngiltere’de İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’i de eleştirdi.
Hawking, Corbyn’in öyle olmadığı halde kendini aşırı solcu gösterdiğini, bu yüzden hiç seçim kazanamayacağını söyledi. Ancak yine de İşçi Partisi’ne destek vereceğini ekledi.
ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığı olan dahi fizikçi yapay zeka teknolojisi aracılığıyla konuşabiliyor.
Intel’e ait bir akıllı telefon klavye uygulaması olarak çalışan bu teknoloji, Prof. Hawking’in ne düşündüğünü anlayabiliyor ve kullanmak isteyebileceği kelimeleri önerebiliyor.
İngiltere’de bir televizyon programına konuşan dünyanın önde gelen bilim insanlarından Hawking, uzaya yolculuk yapabileceğini hiçbir zaman hayal edemediğini söyleyerek, “Branson ne zaman ki bana Virgin Galactic’te bir koltuk teklif etti, hemen ‘Evet’ dedim” diye konuştu.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Richard Branson’ın sahibi olduğu Virgin Havayolları Virgin Galactic adında bir uzay gemisi inşa ediyor. Şirket uzaya yolcu taşıyacak.
Hawking röportajda, üç çocuğunun kendisine büyük bir neşe verdiğini, uzaya yolculuk etmenin ise mutluluğu getireceğini söyledi.
‘TRUMP’IN ABD’SİNE GİREBİLİR MİYİM BİLMİYORUM’
Stephen Hawking, Donald Trump’ın yönettiği bir ABD’de bundan sonra isteneceğinden ise emin olamadığını belirtti.
“ABD’ye tekrar gidip diğer bilim insanlarıyla konuşmayı çok isterdim ama artık hoş karşılanmayabilirim diye korkuyorum” diyen Hawking, Trump’ın seçmenlerini memnun etmek adına daha sağa ve otoriter bir dile kayabileceğini söyledi.
Hawking, 2009 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama’dan başkanlık madalyası almıştı.
İŞÇİ PARTİSİ LİDERİ CORBYN’İ ELEŞTİRDİ
Ünlü bilim insanı aynı zamanda İngiltere’de İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’i de eleştirdi.
Hawking, Corbyn’in öyle olmadığı halde kendini aşırı solcu gösterdiğini, bu yüzden hiç seçim kazanamayacağını söyledi. Ancak yine de İşçi Partisi’ne destek vereceğini ekledi.
ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığı olan dahi fizikçi yapay zeka teknolojisi aracılığıyla konuşabiliyor.
Intel’e ait bir akıllı telefon klavye uygulaması olarak çalışan bu teknoloji, Prof. Hawking’in ne düşündüğünü anlayabiliyor ve kullanmak isteyebileceği kelimeleri önerebiliyor.
Gazeteci Tayfun Talipoğlu hayatını kaybetti
Tayfun Talipoğlu'nun Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde fenalaşması üzerine yakınları tarafından sağlık ekiplerine haber verildi.Sağlık görevlilerince İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Talipoğlu, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Tayfun Talipoğlu'nun vefat haberi her kesimden insanı yasa boğdu.
Evinde dün gece fenalaşarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan 55 yaşındaki gazeteci Tayfun Talipoğlu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Alınan bilgiye göre, Talipoğlu saat 01.00 sıralarında Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlandı. Evde bulunan bir arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu'na ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Daha sonra Talipoğlu, ambulansla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Tedavi altına alınan Talipoğlu, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Talipoğlu'nun cenazesi, savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı.
TAYFUN TALİPOĞLU KİMDİR?
1962 yılında Kars'ta doğan Tayfun Talipoğlu, İlkokulu Malatya Şeker İlkokulu ve Eskişehir Yunus Emre İlkokulu'nda okudu. Ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1983 yılında mezun oldu. Siyasi görüşleri nedeniyle kaymakam yapılmadı ve bu süreçte kargoculuk, Ankara düğün salonlarında ve pavyonlarında orkestra solistliği gibi birçok değişik iş yaptı. Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamına önce Star1'de, sonra ATV'de haber muhabiri olarak devam etti. 1995 yılından itibaren önce ATV'de, 1999'dan beri de NTV'de Bam Teli programını hazırlayıp sunarak mesleğine devam etti. Takvim, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu evli ve bir çocuk babasıydı.
Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık adlı kitapları bulunan Talipoğlu'nun, Seyyah ve Bam Teli Yol Müzikleri adlı şiir ve türkü kasetleri de vardı.
Haziran 2008'den itibaret TRT-1 de Bam Teli programının yanı sıra Nasılsınız isimli bir tartışma programı da sunan Talipoğlu, aynı zamanda Ekim 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi'ydi. Tayfun Talipoğlu 2015 Genel Seçimleri'nde CHP'nin 5. sıradan Aydın Milletvekili adayıydı.
TAYFUN TALİPOĞLU İÇİN ÇOK SAYIDA MESAJ GELİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Mesleğini onuruyla yaparak kendini Türkiye’ye kabul ettiren, duayen bir gazeteciydi. Tayfun Talipoğlu’na rahmet sevenlerine sabır diliyorum
LÖSEV: Değerli gönüllümüz Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine sabırlar dileriz.
Sabahat Akkiraz: "Gelmez yola gidiyorum" demişti Aşık Veysel. Bugün bir dostu kaybettik sevgili Tayfun Talipoğlu hakka yürüdü. Çok üzgünüm
Yosi Mizrahi: Bam telimiz koptu… Tayfun Talipoğlu’nu kaybettik… Hoşçakal Tayfun Abi… Hoşçakal Güzel İnsan… Mekanın Cennet Olsun…
Fikri Sağlar: Anadolu'nun sesi, yüreği güzel insan, dost Tayfun Talipoğlu zamansız ayrıldın aramızdan. Mekanın cennet olsun
İKİMİZİ HEP KARIŞTIRIRLARDI
Yonca Lodi: Ah ya! Tayfun Talipoğlu vefat etmiş. Ne erken ve ne büyük bir kayıp. Yüzünü güldürdüğü çocukların hatrına ne güzel bir yerdedir şimdi…
Gani Müjde: Hep ikimizi karıştırırlardı. Bir gün karşılaştık “Abicim rahat dur. Senin yüzünden sopa yiyicem birgün demiştim” gülüşmüştük. Sevenlerine sabır.
Halil Sezai: Çok erken… Mekanı cennet olsun
Aykut Erdoğdu: Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik...Hoşçakal Tayfun Abi...Hoşçakal Güzel İnsan... Mekanın Cennet Olsun...
Metin Feyzioğlu: Yollar artık öksüz. Dostum, Türkiye sevdalısı Tayfun Talipoğlu'nu genç yaşında ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Mekanı cennet olsun.
Muharrem İnce: "Yol hikayeleri" bitti, "bam teli" koptu. Ailesinin, sevenlerinin başı sağolsun. Mekanın cennet olsun Tayfun Talipoğlu
Hayri İnönü: Bam telimiz koca yürekli Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmişiz. Yolların hikayesi yarım kaldı...
Twitter'da Tayfun Talipoğlu için paylaşılan bazı mesajlar şöyle:
-Bamteli koptu... Bir yol hikayesi yarım kaldı...Sevgili abim Tayfun Talipoğlu nu kaybettik. Mekanı cennet olsun.. Başımız sağolsun.
-Canım "Tayfun Talipoğlu" abim. Seni izleyerek memleket hasretini giderirdik.Çok üzüldüm Mekanın cennet olsun.
-Gönlünün ateşinde insan sevgisi ve Anadolu tüten candostum, kardeşim Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik. Çok üzgünüm.Nur içinde yatsın.
-Bir yol hikayesi daha burada sona erdi.Tayfun Talipoğlu 55 yaşında hayata veda etti.
-Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik... Hoşçakal Tayfun Abi... O güzel insanlar gibi sende o güzel atlara binip gittin...
-Tayfun Talipoglu ölmüş. İçim cız etti. Ankara'da komşu sayılırdık, oğlu sınıf arkadaşımdı.
-Anadolu'nun içinden gelen ve Anadolu'yu her daim içinde yaşayan usta gazeteci Tayfun Talipoğlu'na Allah'tan rahmet dilerim.
Evinde dün gece fenalaşarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan 55 yaşındaki gazeteci Tayfun Talipoğlu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Alınan bilgiye göre, Talipoğlu saat 01.00 sıralarında Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlandı. Evde bulunan bir arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu'na ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Daha sonra Talipoğlu, ambulansla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Tedavi altına alınan Talipoğlu, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Talipoğlu'nun cenazesi, savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı.
TAYFUN TALİPOĞLU KİMDİR?
1962 yılında Kars'ta doğan Tayfun Talipoğlu, İlkokulu Malatya Şeker İlkokulu ve Eskişehir Yunus Emre İlkokulu'nda okudu. Ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1983 yılında mezun oldu. Siyasi görüşleri nedeniyle kaymakam yapılmadı ve bu süreçte kargoculuk, Ankara düğün salonlarında ve pavyonlarında orkestra solistliği gibi birçok değişik iş yaptı. Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamına önce Star1'de, sonra ATV'de haber muhabiri olarak devam etti. 1995 yılından itibaren önce ATV'de, 1999'dan beri de NTV'de Bam Teli programını hazırlayıp sunarak mesleğine devam etti. Takvim, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu evli ve bir çocuk babasıydı.
Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık adlı kitapları bulunan Talipoğlu'nun, Seyyah ve Bam Teli Yol Müzikleri adlı şiir ve türkü kasetleri de vardı.
Haziran 2008'den itibaret TRT-1 de Bam Teli programının yanı sıra Nasılsınız isimli bir tartışma programı da sunan Talipoğlu, aynı zamanda Ekim 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi'ydi. Tayfun Talipoğlu 2015 Genel Seçimleri'nde CHP'nin 5. sıradan Aydın Milletvekili adayıydı.
TAYFUN TALİPOĞLU İÇİN ÇOK SAYIDA MESAJ GELİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Mesleğini onuruyla yaparak kendini Türkiye’ye kabul ettiren, duayen bir gazeteciydi. Tayfun Talipoğlu’na rahmet sevenlerine sabır diliyorum
LÖSEV: Değerli gönüllümüz Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine sabırlar dileriz.
Sabahat Akkiraz: "Gelmez yola gidiyorum" demişti Aşık Veysel. Bugün bir dostu kaybettik sevgili Tayfun Talipoğlu hakka yürüdü. Çok üzgünüm
Yosi Mizrahi: Bam telimiz koptu… Tayfun Talipoğlu’nu kaybettik… Hoşçakal Tayfun Abi… Hoşçakal Güzel İnsan… Mekanın Cennet Olsun…
Fikri Sağlar: Anadolu'nun sesi, yüreği güzel insan, dost Tayfun Talipoğlu zamansız ayrıldın aramızdan. Mekanın cennet olsun
İKİMİZİ HEP KARIŞTIRIRLARDI
Yonca Lodi: Ah ya! Tayfun Talipoğlu vefat etmiş. Ne erken ve ne büyük bir kayıp. Yüzünü güldürdüğü çocukların hatrına ne güzel bir yerdedir şimdi…
Gani Müjde: Hep ikimizi karıştırırlardı. Bir gün karşılaştık “Abicim rahat dur. Senin yüzünden sopa yiyicem birgün demiştim” gülüşmüştük. Sevenlerine sabır.
Halil Sezai: Çok erken… Mekanı cennet olsun
Aykut Erdoğdu: Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik...Hoşçakal Tayfun Abi...Hoşçakal Güzel İnsan... Mekanın Cennet Olsun...
Metin Feyzioğlu: Yollar artık öksüz. Dostum, Türkiye sevdalısı Tayfun Talipoğlu'nu genç yaşında ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Mekanı cennet olsun.
Muharrem İnce: "Yol hikayeleri" bitti, "bam teli" koptu. Ailesinin, sevenlerinin başı sağolsun. Mekanın cennet olsun Tayfun Talipoğlu
Hayri İnönü: Bam telimiz koca yürekli Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmişiz. Yolların hikayesi yarım kaldı...
Twitter'da Tayfun Talipoğlu için paylaşılan bazı mesajlar şöyle:
-Bamteli koptu... Bir yol hikayesi yarım kaldı...Sevgili abim Tayfun Talipoğlu nu kaybettik. Mekanı cennet olsun.. Başımız sağolsun.
-Canım "Tayfun Talipoğlu" abim. Seni izleyerek memleket hasretini giderirdik.Çok üzüldüm Mekanın cennet olsun.
-Gönlünün ateşinde insan sevgisi ve Anadolu tüten candostum, kardeşim Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik. Çok üzgünüm.Nur içinde yatsın.
-Bir yol hikayesi daha burada sona erdi.Tayfun Talipoğlu 55 yaşında hayata veda etti.
-Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik... Hoşçakal Tayfun Abi... O güzel insanlar gibi sende o güzel atlara binip gittin...
-Tayfun Talipoglu ölmüş. İçim cız etti. Ankara'da komşu sayılırdık, oğlu sınıf arkadaşımdı.
-Anadolu'nun içinden gelen ve Anadolu'yu her daim içinde yaşayan usta gazeteci Tayfun Talipoğlu'na Allah'tan rahmet dilerim.
20 Mart 2017 Pazartesi
Canan Karatay'dan GDO'lu ekmek açıklaması
Prof. Dr. Canan Karatay, GDO'lu ekmek haberleriyle ilgili konuştu. Adana’da bir firmanın fırınlara sattığı, ekmeği olduğundan hacimli gösteren ve geç bayatlatan katkı maddesinden GDO’lu soya çıktı. Sık sık 'ekmek yemeyin!' uyarısında bulunan Prof. Dr. Canan Karatay, GDO'nun zararlarına da değindi.
Canan Karatay şöyle konuştu:
Ucuz olsa dahi yemememiz lazım. Çünkü içinde çok katkı maddesi, kimyasallar var. Tarım Bakanlığı'nın izniyle bütün unlara yüzde 10 katkı maddesi koymak zorundayız diyor uncular. Bunun üzerine bir de GDO çıktı. İthalatına izin veriliyor, yazık. Ülkemizde GDO'suz herşeyi yetişterebiliriz diye düşünüyorum. Bunun mücadelesini veriyorum. GDO'lu yiyecekler bilhassa soya mutlaka GDO'lu oluyor, çok tehlikeli. Her türlü hazır yiyeceğin içinde bulunuyor. Soyada yalancı östrojen var. Bütün hastalıkların sebebi, başında da meme kanserinin ve kısırlığın sebebi.
Yalnız GDO değil. Ekmek Türkiye'de 1950'lerden sonra hayatını kaybetti. Buğdayın kendisindeki guleten, lektün proteini o kadar tehlikeli ki.
Lektün proteini insülin hormonu salgılatıyor, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması yapıyor. Lektin denilen protein hazmolduğu zaman aynı boğmaca virüsüne benzer bir formüle dönüşüyor. Çocuklarda öksürüğün sebeplerinden biri de budur.
"KESİN OLARAK SÖYLÜYORUM, EKMEK YEMEYİN"
Ekmek tüketiminin kesinlikli bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Canan Karatay, sözlerine şöyle devam etti: Yüzde 10 katkı maddesinin içinde bromür var, ağır metaldir. Bütün canlılar için tehlikelidir. Kesin olarak söylüyorum. Ekmek yemeyin. Geleneksel buğday kalmadı. Ben senelerdir söylüyorum. İran'da geleneksel ekmek yalnız lavaştır halkımızı kandırmayalım.
Hakiki besin vücuda girecek. Sağlıklı karbonhidrat yiyeceğiz. Kuru fasülye, mercimekte de vardır. Yumurta en önemli besindir.
Canan Karatay şöyle konuştu:
Ucuz olsa dahi yemememiz lazım. Çünkü içinde çok katkı maddesi, kimyasallar var. Tarım Bakanlığı'nın izniyle bütün unlara yüzde 10 katkı maddesi koymak zorundayız diyor uncular. Bunun üzerine bir de GDO çıktı. İthalatına izin veriliyor, yazık. Ülkemizde GDO'suz herşeyi yetişterebiliriz diye düşünüyorum. Bunun mücadelesini veriyorum. GDO'lu yiyecekler bilhassa soya mutlaka GDO'lu oluyor, çok tehlikeli. Her türlü hazır yiyeceğin içinde bulunuyor. Soyada yalancı östrojen var. Bütün hastalıkların sebebi, başında da meme kanserinin ve kısırlığın sebebi.
Yalnız GDO değil. Ekmek Türkiye'de 1950'lerden sonra hayatını kaybetti. Buğdayın kendisindeki guleten, lektün proteini o kadar tehlikeli ki.
Lektün proteini insülin hormonu salgılatıyor, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması yapıyor. Lektin denilen protein hazmolduğu zaman aynı boğmaca virüsüne benzer bir formüle dönüşüyor. Çocuklarda öksürüğün sebeplerinden biri de budur.
"KESİN OLARAK SÖYLÜYORUM, EKMEK YEMEYİN"
Ekmek tüketiminin kesinlikli bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Canan Karatay, sözlerine şöyle devam etti: Yüzde 10 katkı maddesinin içinde bromür var, ağır metaldir. Bütün canlılar için tehlikelidir. Kesin olarak söylüyorum. Ekmek yemeyin. Geleneksel buğday kalmadı. Ben senelerdir söylüyorum. İran'da geleneksel ekmek yalnız lavaştır halkımızı kandırmayalım.
Hakiki besin vücuda girecek. Sağlıklı karbonhidrat yiyeceğiz. Kuru fasülye, mercimekte de vardır. Yumurta en önemli besindir.
Dünyanın en mutlu ülkesi açıklandı
Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı'nın bugün açıklanan 2017 Dünya Mutluluk Raporu'na göre Norveç, Danimarka'yı geride bırakarak dünyanın en mutlu ülkesi oldu. Türkiye 69. sırada yer aldı. İsrail ve Kosta Rika ise sürpriz şekilde ilk 15 ülke arasında yer alıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2012 yılında başlatılan bir girişim olan Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı'nın (SDSN) ürettiği rapora göre Kuzey Avrupa ülkeleri en mutlu ülkeler.
Sahra altı Afrika'daki ülkeler ile Suriye ve Yemen listede yer alan 155 ülke içerisinde en mutsuz ülkeler arasında yerlerini aldılar.
SDSN direktörü ve BM Genel Sekreteri özel danışmanı Jeffrey Sachs, "Mutlu ülkeler sağlıklı refah dengesine ve sosyal sermayeye, yani toplum içerisinde yüksek derecede güven, düşük eşitsizlik ve hükümete güvene sahipler" dedi.
Raporda ilk 10'u Norveç'in yanında Danimarka, İzlanda, İsviçre, Finlandiya, Hollanda, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve İsveç oluşturdu.
Listenin en sonunda ise Güney Sudan, Liberya, Gine, Togo, Ruanda, Tanzanya, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti oluşturdu.
Avrupa ülkelerinden Almanya 16. sırada, İngiltere 19. sırada ve Fransa 31. sırada yer aldı. ABD ise bir sıra gerileyerek 14. oldu. Türkiye listede 69. sırada yer alabildi.
İşte o liste:
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2012 yılında başlatılan bir girişim olan Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı'nın (SDSN) ürettiği rapora göre Kuzey Avrupa ülkeleri en mutlu ülkeler.
Sahra altı Afrika'daki ülkeler ile Suriye ve Yemen listede yer alan 155 ülke içerisinde en mutsuz ülkeler arasında yerlerini aldılar.
SDSN direktörü ve BM Genel Sekreteri özel danışmanı Jeffrey Sachs, "Mutlu ülkeler sağlıklı refah dengesine ve sosyal sermayeye, yani toplum içerisinde yüksek derecede güven, düşük eşitsizlik ve hükümete güvene sahipler" dedi.
Raporda ilk 10'u Norveç'in yanında Danimarka, İzlanda, İsviçre, Finlandiya, Hollanda, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya ve İsveç oluşturdu.
Listenin en sonunda ise Güney Sudan, Liberya, Gine, Togo, Ruanda, Tanzanya, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti oluşturdu.
Avrupa ülkelerinden Almanya 16. sırada, İngiltere 19. sırada ve Fransa 31. sırada yer aldı. ABD ise bir sıra gerileyerek 14. oldu. Türkiye listede 69. sırada yer alabildi.
İşte o liste:
Okulda tepki çeken gösteri
Bağcılar'da bulunan Vali Cahit Bayar İlkokulu 2. sınıf öğrencilerine Çanakkale Savaşı'nın 102. yılı kapsamında hazırlatılan etkinlikte sahneye tabutlar koyuldu, tabutların üzerine ise çocukların fotoğrafları yerleştirildi.
İstanbul Bağcılar’da bulunan Vali Cahit Bayar İlkokulu öğrencilerinin Çanakkale Savaşı’nın 102. yılı kapsamında hazırladığı temsilde, skandal görüntüler ortaya çıktı. Savaş temsilinde hayatını kaybedenler için sahneye tabutlar yerleştirildi, tabutların üzerine de temsilde yer alan erkek çocukların fotoğrafları koyuldu.
SAVAŞ VE ÖLÜM TEMSİLİ
Birgün gazetesinden Deniz Sarı’nın haberine göre; İlkokul ikinci sınıf çocukları tarafından hazırlanan ve Bağcılar Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü 102. Yıl Programı” isimli etkinlik çerçevesinde, erkek öğrencilere asker kıyafeti giydirilerek, temsili savaş anı sergilendi. Ardından savaşta hayatını kaybedenler için sahneye tabutlar yerleştirildi. Tabutların üzerine ise asker kıyafeti giydirilen ve savaş temsili sergileyen erkek çocuklarının fotoğrafları koyuldu. Yerleştirilen tabutların üzerine ise, etkinliği hazırlayan sınıfta bulunan erkek çocuklarının fotoğrafları koyuldu. Kız çocukları ise, tabutların başında toplanarak, savaşta hayatını kaybedenler için temsilen ağladı.
ÇOCUKLAR SAVAŞ KONSEPTİNE DAHİL EDİLEMEZ
Söz konusu etkinlikte çocukların pedagojik durumlarının değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Yürütme Kurulu üyesi Murat Durmuş, “Bu tarz etkinlikler, çocukların pedagojik durumlarına göre düzenlemelidir. Çocukların savaş konseptine dahil edilmesi ve tabutlara resimlerini koyulması, çok sıkıntılı bir durum. Savaş, şehitlik ve ölüm kavramları üzerinden toplumda gerici uygulamalar yükseltilmek isteniyor. Bu etkinliğin, 10’lu yaşlardaki çocuklar üzerinden yapılması eğitim pedagojisi açısında çok ciddi sıkıntılar barındırıyor. Bu çocuklar, bu etkinliklerde edindikleri tramvalarla büyüyecekler. Bu etkinlik hiçbir açıdan kabul edilecek bir yapıya sahip değildir” diye konuştu. Sözcü
SAVAŞ VE ÖLÜM TEMSİLİ
Birgün gazetesinden Deniz Sarı’nın haberine göre; İlkokul ikinci sınıf çocukları tarafından hazırlanan ve Bağcılar Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü 102. Yıl Programı” isimli etkinlik çerçevesinde, erkek öğrencilere asker kıyafeti giydirilerek, temsili savaş anı sergilendi. Ardından savaşta hayatını kaybedenler için sahneye tabutlar yerleştirildi. Tabutların üzerine ise asker kıyafeti giydirilen ve savaş temsili sergileyen erkek çocuklarının fotoğrafları koyuldu. Yerleştirilen tabutların üzerine ise, etkinliği hazırlayan sınıfta bulunan erkek çocuklarının fotoğrafları koyuldu. Kız çocukları ise, tabutların başında toplanarak, savaşta hayatını kaybedenler için temsilen ağladı.
ÇOCUKLAR SAVAŞ KONSEPTİNE DAHİL EDİLEMEZ
Söz konusu etkinlikte çocukların pedagojik durumlarının değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Yürütme Kurulu üyesi Murat Durmuş, “Bu tarz etkinlikler, çocukların pedagojik durumlarına göre düzenlemelidir. Çocukların savaş konseptine dahil edilmesi ve tabutlara resimlerini koyulması, çok sıkıntılı bir durum. Savaş, şehitlik ve ölüm kavramları üzerinden toplumda gerici uygulamalar yükseltilmek isteniyor. Bu etkinliğin, 10’lu yaşlardaki çocuklar üzerinden yapılması eğitim pedagojisi açısında çok ciddi sıkıntılar barındırıyor. Bu çocuklar, bu etkinliklerde edindikleri tramvalarla büyüyecekler. Bu etkinlik hiçbir açıdan kabul edilecek bir yapıya sahip değildir” diye konuştu. Sözcü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)