Türkiye'nin en çok satan mizah dergilerinden birisi olan Penguen, 4 sayı sonra kapanacağını duyurdu. Kapanma gerekçesi ise maddi imkansızlık.
Haftalık Leman Dergisi’nden ayrılan Metin Üstündağ, Bahadır Baruter, Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu ve arkadaşlarınca Eylül 2002’de kurulan, ilk sayısı 25 Eylül 2002 günü yayınlanan Penguen dergisi kapanıyor.
Penguen’in twitter hesabından 4 sayı sonra kapanacağı duyuruldu. Kapanma nedeninin maddi sorunlar olduğu belirtiliyor.
21 Nisan 2017 Cuma
20 Nisan 2017 Perşembe
İstanbul Barosu'ndan YSK Başkanı hakkında suç duyurusu
İstanbul Barosu, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven ve üyeleri hakkında, "Seçimin neticesini tağyir etme" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından savcılığa şikayette bulundu. HDP de bugün aynı nedenlerle YSK Başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
Devlet Bahçeli paylaştı, sosyal medya yıkıldı!
MHP'nin resmi twitter sayfası @MHP_Bilgi Devlet Bahçeli'nin fotoğraflarını paylaştı.
MHP Lideri Bahçeli, Twitter’da güneş gözlüğü taktığı fotoğrafları paylaştı, paylaşıma “kazandık beyler” yorumları yapıldı. Güneş gözlüğü takmış halde fotoğrafı yok denecek kadar az olan Devlet Bahçeli bu defa şaşırttı. MHP’nin resmi Twitter adresinden paylaşılan fotoğraflarda Bahçeli’nin güneş gözlüklü, makam arabasının dışında, yol kenarında inceleme yaparken çekilmiş hali görülüyor.
Bahçeli'nin güneş gözlüğü taktığı fotoğraflarda, 'Ne Mutlu Türküm' mesajıyla yapılan paylaşımlara yüzlerce yorum geldi.
MHP Lideri Bahçeli, Twitter’da güneş gözlüğü taktığı fotoğrafları paylaştı, paylaşıma “kazandık beyler” yorumları yapıldı. Güneş gözlüğü takmış halde fotoğrafı yok denecek kadar az olan Devlet Bahçeli bu defa şaşırttı. MHP’nin resmi Twitter adresinden paylaşılan fotoğraflarda Bahçeli’nin güneş gözlüklü, makam arabasının dışında, yol kenarında inceleme yaparken çekilmiş hali görülüyor.
Bahçeli'nin güneş gözlüğü taktığı fotoğraflarda, 'Ne Mutlu Türküm' mesajıyla yapılan paylaşımlara yüzlerce yorum geldi.
Tayfun Talipoğlu’nun ölüm nedeni kesinleşti
İzmir'in Konak İlçesi'ndeki evinde fenalaşıp hayatını kaybeden gazeteci 55 yaşındaki Talip Talipoğlu'nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla yapılan detaylı otopsinin sonucu belli oldu.
Konak İlçesi Göztepe Mahallesi 76 Sokak’taki evinde geçen 21 Mart’ta fenalaşan gazeteci ve televizyon programı yapımcısı Tayfun Talipoğlu, hayatını kaybetti. Önce İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Talipoğlu’nun cansız bedeni, daha sonra otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi. Burada yapılan otopside, Talipoğlu’nun vücudundan doku ve kan örnekleri alındı. Kars’ta dünyaya gelen ve meslek hayatında birçok başarıya imza atan Tayfun Talipoğlu, Ankara’daki Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze töreni sonrası gözyaşları arasında Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
KALP KRİZİ NETLİK KAZANDI
Daha önce 2 kez kalp krizi geçiren ve stent takılan Talipoğlu’nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için yapılan detaylı otopsinin sonucu çıktı. Buna göre, kanında herhangi yabancı bir maddeye rastlanmayan Talipoğlu’nun, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. DHA
Konak İlçesi Göztepe Mahallesi 76 Sokak’taki evinde geçen 21 Mart’ta fenalaşan gazeteci ve televizyon programı yapımcısı Tayfun Talipoğlu, hayatını kaybetti. Önce İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Talipoğlu’nun cansız bedeni, daha sonra otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi. Burada yapılan otopside, Talipoğlu’nun vücudundan doku ve kan örnekleri alındı. Kars’ta dünyaya gelen ve meslek hayatında birçok başarıya imza atan Tayfun Talipoğlu, Ankara’daki Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze töreni sonrası gözyaşları arasında Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
KALP KRİZİ NETLİK KAZANDI
Daha önce 2 kez kalp krizi geçiren ve stent takılan Talipoğlu’nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için yapılan detaylı otopsinin sonucu çıktı. Buna göre, kanında herhangi yabancı bir maddeye rastlanmayan Talipoğlu’nun, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. DHA
Müjdat Gezen ifade verdi
Sanatçı Müjdat Gezen, AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'ya "hakaret" ettiği iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma kapsamında "şüpheli" sıfatıyla ifade verdi.
Anadolu Adalet Sarayı'na avukatı Emine Deniz Şeren ile birlikte gelen Gezen'in, burada Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcısınca "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındı. Müjdat Gezen'in ifadesinde, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kundaklanması olayının ardından okulda yaptığı basın toplantısı sırasında söz konusu sözleri sarf ettiğini belirterek, "Burada sadece Burhan Kuzu için sarf ettiğim söz kendi soyadı olan Kuzu'dur. Cümlenin devamında geçen ifadelerle bana hakaret eden diğer kişiler kastedilmiştir. Bu kişilere yönelik olarak ayrıca adli süreç başlattım." dediği öğrenildi.
'MİZAHİ BİR DİLLE CEVAP VERDİM'
Daha önceden Burhan Kuzu'nun kendisine yönelik bazı sözler söylediğini aktaran Gezen, ifadesinde şunları kaydetti:
"Basın toplantısında da, basın mensubunun Burhan Kuzu'nun bana yönelik sözlerini hatırlatması üzerine soruşturmaya konu sözleri sarf ettim. Ancak hakaret olarak algılanan diğer sözler Burhan Kuzu'ya değil, bana hakaret eden diğer kişilere yöneliktir. Bu kişiler hakkında tazminat davası açtım. Başsavcılığa da şikayette bulundum. Ayrıca Burhan Kuzu hakkında da tazminat davası açtım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben bir mizah sanatçısıyım. Basın toplantısında böyle bir soru sorulunca ben de mizahi bir dille cevap verdim. Kimsenin kişilik haklarını açıktan ihlal edecek bir söz sarf etmedim."
İfade verme işleminin ardından adliye bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan Gezen, "Burhan Kuzu bana hakaret etmişti, basın toplantısında bana sordular. Burhan Kuzu'nun dedikleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz diye. Yükmüşüm bu memlekete. Herhalde bu memleketten gitmemi isteyenlerden biri Burhan Kuzu. Bu laflarının cezasını çekecek mutlaka yargı önünde. Şikayeti üzerine ifade verdim." diye konuştu
AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Müjdat Gezen'in, Sanat Merkezi'ne yapılan kundaklama olayının ardından bazı gazete ve internet sitelerinde yer alan beyanlarında hukuka aykırı, eleştiri sınırlarını aşan, hakaret içeren açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.
Dilekçede, Gezen'in ayrıca yaptığı basın toplantısında Burhan Kuzu'nun soyadından yola çıkarak ağza alınmayacak şekilde imalı ifadelerle, onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici şekilde sözler sarf ettiği belirtilerek, Gezen hakkında "alenen basın yoluyla hakaret" suçundan kamu davası açılması talep edilmişti.
Anadolu Adalet Sarayı'na avukatı Emine Deniz Şeren ile birlikte gelen Gezen'in, burada Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcısınca "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındı. Müjdat Gezen'in ifadesinde, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kundaklanması olayının ardından okulda yaptığı basın toplantısı sırasında söz konusu sözleri sarf ettiğini belirterek, "Burada sadece Burhan Kuzu için sarf ettiğim söz kendi soyadı olan Kuzu'dur. Cümlenin devamında geçen ifadelerle bana hakaret eden diğer kişiler kastedilmiştir. Bu kişilere yönelik olarak ayrıca adli süreç başlattım." dediği öğrenildi.
'MİZAHİ BİR DİLLE CEVAP VERDİM'
Daha önceden Burhan Kuzu'nun kendisine yönelik bazı sözler söylediğini aktaran Gezen, ifadesinde şunları kaydetti:
"Basın toplantısında da, basın mensubunun Burhan Kuzu'nun bana yönelik sözlerini hatırlatması üzerine soruşturmaya konu sözleri sarf ettim. Ancak hakaret olarak algılanan diğer sözler Burhan Kuzu'ya değil, bana hakaret eden diğer kişilere yöneliktir. Bu kişiler hakkında tazminat davası açtım. Başsavcılığa da şikayette bulundum. Ayrıca Burhan Kuzu hakkında da tazminat davası açtım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben bir mizah sanatçısıyım. Basın toplantısında böyle bir soru sorulunca ben de mizahi bir dille cevap verdim. Kimsenin kişilik haklarını açıktan ihlal edecek bir söz sarf etmedim."
İfade verme işleminin ardından adliye bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan Gezen, "Burhan Kuzu bana hakaret etmişti, basın toplantısında bana sordular. Burhan Kuzu'nun dedikleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz diye. Yükmüşüm bu memlekete. Herhalde bu memleketten gitmemi isteyenlerden biri Burhan Kuzu. Bu laflarının cezasını çekecek mutlaka yargı önünde. Şikayeti üzerine ifade verdim." diye konuştu
AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Müjdat Gezen'in, Sanat Merkezi'ne yapılan kundaklama olayının ardından bazı gazete ve internet sitelerinde yer alan beyanlarında hukuka aykırı, eleştiri sınırlarını aşan, hakaret içeren açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.
Dilekçede, Gezen'in ayrıca yaptığı basın toplantısında Burhan Kuzu'nun soyadından yola çıkarak ağza alınmayacak şekilde imalı ifadelerle, onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici şekilde sözler sarf ettiği belirtilerek, Gezen hakkında "alenen basın yoluyla hakaret" suçundan kamu davası açılması talep edilmişti.
19 Nisan 2017 Çarşamba
Feyzioğlu: Referandum yenilenebilir
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "YSK muhalefetin mühürsüz oy şikâyetini reddederse, Anayasa Mahkemesi veya AİHM’e gidilir. AİHM, referandumu yenilettirebilir" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Etiketler:
anayasa,
haber,
Metin Feyzioğlu,
referandum,
seçim
CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor
Ankara'da CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK'nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından önce Anayasa Mahkemesi'ne ardından ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracaklarını söyledi.
CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK’nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
YSK’nın Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi’nin referandumun iptal istemini 10’a karşı 1 oy ile reddettiğini söyleyerek, “Ancak gerekçeli kararın yazılması elbette ki zaman alacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi. DHA
CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK’nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
YSK’nın Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi’nin referandumun iptal istemini 10’a karşı 1 oy ile reddettiğini söyleyerek, “Ancak gerekçeli kararın yazılması elbette ki zaman alacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi. DHA
YSK referandum kararını açıkladı
Yüksek Seçim Kurulu, referandumun iptali yönünde yapılan başvurular için toplantı düzenledi. Saatler süren toplantının ardından alınan karar açıklandı. Karara göre YSK, referandumun iptali yönündeki başvuruları reddetti. Oylamada 10 üye ret oyu verirken, 1 üye kabul oyu verdi.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı Yüksek Seçim Kurulu’na sunulan dilekçeler ile 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması’nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline ilişkin talepler bugün saat 10.39 başlayan Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda görüşülmüş, yapılan değerlendirmeler neticesinde her üç talebin de ayrı ayrı oylanması sonucunda 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy çokluğu ile reddine saat 17.30 itibariyle karar verilmiştir.”
CHP, HDP ve Vatan Partisi dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “referandumun iptal edilmesi için” başvurmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven ise sabah saatlerinde yaptığı açıklamada anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasına yönelik itirazları öğleden önce değerlendireceklerini söylemişti.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı Yüksek Seçim Kurulu’na sunulan dilekçeler ile 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması’nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline ilişkin talepler bugün saat 10.39 başlayan Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda görüşülmüş, yapılan değerlendirmeler neticesinde her üç talebin de ayrı ayrı oylanması sonucunda 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy çokluğu ile reddine saat 17.30 itibariyle karar verilmiştir.”
CHP, HDP ve Vatan Partisi dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “referandumun iptal edilmesi için” başvurmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven ise sabah saatlerinde yaptığı açıklamada anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasına yönelik itirazları öğleden önce değerlendireceklerini söylemişti.
Milyonlarca borçluyu ilgilendiren 70 milyar liralık yapılandırma
Maliye Bakanı Naci Ağbal, hazırlıklarını yaptıkları yeniden yapılandırmanın 70 milyar liralık vergi ve prim borcunu kapsayacağını açıkladı. Ağbal, kamunun alacaklarını tahsil etmek ve borçlulara yeni bir imkan tanınacak yapılandırmayla en az 4 milyar liralık gelir beklediklerini söyledi.
Maliye Bakanı Ağbal, Temmuz 2016-Mart 2017 dönemine ilişkin yeni çıkarılacak Yeniden Kapılandırma Kanunu ile 70 milyar liralık ödenmemiş vergi ve prim borcunun yapılandırılacağını ve bütçeye 2 milyar TL’si Haziran’da olmak üzere en az 4 milyar TL gelir öngördüklerini söyledi. Ağbal, geçmiş yeniden yapılandırma tahsilatının bu rakamlara dahil olmadığını, bugüne kadar 15 milyar TL tahsilat gerçekleşen bir önceki yapılandırmadan bu yıl öngörülen 5 milyar liralık gelir öngörüsünün de aşılacağını belirtti.
BAŞVURU MAYISTA, İLK ÖDEME HAZİRANDA
Yeniden yapılandırmayı ekonomiye destek olmak amacıyla alınan tedbirlerden biri olduğunu kaydeden Ağbal, “Bütçenin gelir tarafına katkı olacak. Yeni yapılandırmada başvuruları Mayıs’ta, ilk ödemeleri Haziran’da almayı planlıyoruz. Haziran’da bütçenin gelir tarafına önemli destek gelmesini bekliyoruz. Yeni yapılacak yeniden yapılandırmadan Temmuz 2016-Mart 2017 sonuna ilişkin dönemine tekabül etmek üzere Haziran ayında en az 2 milyar TL, yıl sonuna kadar en az 4 milyar TL vergi geliri tahsil edebiliriz” dedi..
TAHMİNLERİMİZİ AŞAR
Geçmiş yeniden yapılandırmada vergi gelirleri tahsilatının bu rakamlara dahil olmadığına dikkat çeken Ağbal “Bütçede buradan 5 milyar lira öngörmüştük. Gerçekleşme daha fazla olacak” diye konuştu.
ÖDEMESİNİ AKSATAN DA BAŞVURABİLECEK
Naci Ağbal, geçen yıl gerçekleşen darbe girişimi sonrası 1 Temmuz 2016’dan Mart 2017 sonuna kadarki dönemde ekonomide genel ve sektörel olarak ortaya çıkan yavaşlama nedeniyle mükelleflerin ödemelerini zamanında yapmasını engellediğini, yapılandırmada ile bunun giderilmesinin amaçlandığını belirtti. Ağbal, yeni yapılandırmadan bir önceki dönem başvuruda bulunup ödeme gerçekleştiremeyenlerin de yararlanabileceğini belirtti. Ağbal, yeniden yapılandırmanın vergide gönüllü uyumu olumsuz etkilediğine de dikkat çekti. Hürriyet
Maliye Bakanı Ağbal, Temmuz 2016-Mart 2017 dönemine ilişkin yeni çıkarılacak Yeniden Kapılandırma Kanunu ile 70 milyar liralık ödenmemiş vergi ve prim borcunun yapılandırılacağını ve bütçeye 2 milyar TL’si Haziran’da olmak üzere en az 4 milyar TL gelir öngördüklerini söyledi. Ağbal, geçmiş yeniden yapılandırma tahsilatının bu rakamlara dahil olmadığını, bugüne kadar 15 milyar TL tahsilat gerçekleşen bir önceki yapılandırmadan bu yıl öngörülen 5 milyar liralık gelir öngörüsünün de aşılacağını belirtti.
BAŞVURU MAYISTA, İLK ÖDEME HAZİRANDA
Yeniden yapılandırmayı ekonomiye destek olmak amacıyla alınan tedbirlerden biri olduğunu kaydeden Ağbal, “Bütçenin gelir tarafına katkı olacak. Yeni yapılandırmada başvuruları Mayıs’ta, ilk ödemeleri Haziran’da almayı planlıyoruz. Haziran’da bütçenin gelir tarafına önemli destek gelmesini bekliyoruz. Yeni yapılacak yeniden yapılandırmadan Temmuz 2016-Mart 2017 sonuna ilişkin dönemine tekabül etmek üzere Haziran ayında en az 2 milyar TL, yıl sonuna kadar en az 4 milyar TL vergi geliri tahsil edebiliriz” dedi..
TAHMİNLERİMİZİ AŞAR
Geçmiş yeniden yapılandırmada vergi gelirleri tahsilatının bu rakamlara dahil olmadığına dikkat çeken Ağbal “Bütçede buradan 5 milyar lira öngörmüştük. Gerçekleşme daha fazla olacak” diye konuştu.
ÖDEMESİNİ AKSATAN DA BAŞVURABİLECEK
Naci Ağbal, geçen yıl gerçekleşen darbe girişimi sonrası 1 Temmuz 2016’dan Mart 2017 sonuna kadarki dönemde ekonomide genel ve sektörel olarak ortaya çıkan yavaşlama nedeniyle mükelleflerin ödemelerini zamanında yapmasını engellediğini, yapılandırmada ile bunun giderilmesinin amaçlandığını belirtti. Ağbal, yeni yapılandırmadan bir önceki dönem başvuruda bulunup ödeme gerçekleştiremeyenlerin de yararlanabileceğini belirtti. Ağbal, yeniden yapılandırmanın vergide gönüllü uyumu olumsuz etkilediğine de dikkat çekti. Hürriyet
18 Nisan 2017 Salı
İrfan Değirmenci’nin evi kurşunlandı
Referandum öncesi vereceği oyun rengini açıklamasının ardından işinden uzaklaştırılan İrfan Değirmenci'nin evine ateş açıldı.
Siyasi düşüncesini meslek ilkelerine aykırı bir şekilde açıkladığı gerekçesiyle işinden uzaklaştırılan İrfan Değirmenci, o aşamadan sonra ‘Hayır’cılar cephesine katılmış ve gittiği pek çok yerde de insanlarla bir araya gelerek referandumda ‘Hayır’ çıkması için çalışmalarını sürdürmüştü.
EVİ KURŞUNLANDI
Siyasi görüşünü açıklamaktan ve bunun için çalışmaktan geri durmayan İrfan Değirmenci’nin evi geride bıraktığımız akşam kurşunlandı. Sosyal medya hesabından yaşadığı olayın fotoğraflarını paylaşan sunucu polisin inceleme yaptığı sırada çektiği karelere;
“Sabaha karşı evim kurşunlandı. Polis inceledi sağolsun, zabıt tutuldu. ‘Serseri kurşun’ ihtimali üzerinde duruyorlar. İyiyim. Telaşlanmayın” notunu düştü. (mynet.com.tr)
Siyasi düşüncesini meslek ilkelerine aykırı bir şekilde açıkladığı gerekçesiyle işinden uzaklaştırılan İrfan Değirmenci, o aşamadan sonra ‘Hayır’cılar cephesine katılmış ve gittiği pek çok yerde de insanlarla bir araya gelerek referandumda ‘Hayır’ çıkması için çalışmalarını sürdürmüştü.
EVİ KURŞUNLANDI
Siyasi görüşünü açıklamaktan ve bunun için çalışmaktan geri durmayan İrfan Değirmenci’nin evi geride bıraktığımız akşam kurşunlandı. Sosyal medya hesabından yaşadığı olayın fotoğraflarını paylaşan sunucu polisin inceleme yaptığı sırada çektiği karelere;
“Sabaha karşı evim kurşunlandı. Polis inceledi sağolsun, zabıt tutuldu. ‘Serseri kurşun’ ihtimali üzerinde duruyorlar. İyiyim. Telaşlanmayın” notunu düştü. (mynet.com.tr)
Tunceli'de helikopter düştü... Kahreden haber: 12 şehit
Tunceli'den kara haber... Tunceli'nin Pülümür ilçesinden 11.40'da kalkan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Sikorsky S-70 Blackhawk tipi helikopter ile Tunceli'deki görev uçuşu sırasında saat 11.50 sıralarında telsiz teması kesildi. İçinde 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel olmak üzere 12 kişinin bulunduğu helikopterin düştüğü belirlendi. Saat 17.00 sıralarında karadan yola çıkan jandarma birliğinin enkaz alanına ulaştığı duyuruldu. DHA'nın son dakika haberine göre helikopterdeki 12 kişi şehit oldu.
Tunceli'de düşen Sikorsky S-70 tipi helikopterdeki 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel şehit oldu. Tunceli Valiliği kriz merkezi yetkililerinden edinilen bilgiye göre; Kocatepe karakolu bölgesinden hareket eden jandarma birliği enkaza ulaştı. 2 helikopterin de enkaz yanına indiği iddia edilmişti. Yoğun sis ve kar nedeniyle kara ekiplerinin enkaza ulaşmakta zorluk yaşadığı duyurulmuştu.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATMIŞTI
Tunceli'nin Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, "Köylüler helikopterin 1-2 sorti yaptığını, sendelediğini ifade ediyorlar. Helikopterin tekrar devam ettiğini, görüş alanının dışına çıktığını söylüyorlar. Köylüler, helikopterin inişe yeltendiğini ve tekrar yükseldiğini anlatıyorlar. Kocatepe köyünün arka kısmı Ovacık ilçesi. Bölge sarp ve kayalık bir alan, halen karla kaplı" demişti.
NELER YAŞANDI? PÜLÜMÜR'DEN HAVALANDI
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Diyarbakır’daki Havacılık Şube Müdürlüğü’ne bugün Tunceli’den gelen talebin ardından, saat 11.00 sıralarında kalkan Sikorsky S-70 Blackhawk tipi genel maksat helikopteri, 3 mürettabatıyla ilk olarak Tunceli kent merkezine gitti. Buradan 1 hakimi alan helikopter, daha sonra Nazimiye İlçesi’ne geçti. Buradan komiserlik sınavına girecek polisleri alan helikopter, yine aynı sınava girecek polisleri almak üzere Pülümür İlçesi’ne geçti. Buradan da polisleri alan helikopter, Ovacık İlçesi’nden de polisleri almak üzere saat 11.40’ta, 1 hakim, 1 astsubay ve 7 polisi aldıktan sonra tekrar havalandı.
10 DAKİKA SONRA BAĞLANTI KESİLDİ
11.40'da kalkan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Sikorsky S-70 Blackhawk tipi helikopter ile Tunceli'deki görev uçuşu sırasında saat 11.50 sıralarında telsiz teması kesildi.
7 POLİS, 1 HAKİM, 1 ASTSUBAY, 3 PERSONEL
Tunceli ile Ovacık arasında irtibatı kesilen helikopterde 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel olmak üzere 12 kişinin bulunduğu belirtiliyor. Polislerin Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli olduğu, hakimin ise referandumda ilçe seçim kurulunda görev yaptığı belirtildi. Helikopteri aramak için irtibatın kesildiği nokta olan Ovacık’ın Çambulak mevkiine, Diyarbakır'dan bir askeri ekip ile 10 kişilik AFAD ekibi gönderildi. Ayrıca Barış Kartalı erken uyarı ve kontrol uçağı da yer tespiti için bölgeye yönlendirildi.
HELİKOPTERDEKİLERİN İSİMLERİ
Helikopterde, Hakim Onur Alan, Polis memurları Ekrem Dereli, Sadettin Demir, Candaş Kaplan, Mesut Özdemir, Ahmet Cihan Kilci, Hasan Yıldırım, Azam Gündede, Komiser Pilot Abdullah Ortanca, Polis memuru teknisyen Murat Ködük, sözleşmeli pilot Dilaver Karsavuranoğlu’nun olduğu iddia edilmişti.
VALİLİK'TEN İLK AÇIKLAMA
Helikopterin düştüğü Ovacık'ın Çambulak mevkiinde yoğun sis ve yağmurun olduğu belirtiliyor. Helikopterin düşüşüyle ilgili Tunceli Valiliği'nden yapılan açıklamada kazanın olumsuz hava koşulları nedeniyle meydana geldiğinin değerlendirildiği açıklanmıştı. Açıklamada "18 Nisan 2017 günü saat 11.40 sıralarında Pülümür ilçemizden havalanan Skorsky tipi Polis Helikopterinden kalkışından yaklaşık (10) dakika sonra sinyal alımı kesilmiştir. Söz konusu Helikopterde (7) Polis Memuru (1) hakim, (1) Astsubay ve (3) mürettebat olduğu değerlendirilmektedir. Helikopterin olumsuz hava şartlarından dolayı düştüğü değerlendirilmekte olup, bölgeye çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edilmiş olup gelişmelerden kamuoyuna bilgi verilecektir" denilmişti.
YOLDA HEYELAN OLDU
Arama kurtarma ekipleri karadan helikoptere ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Sarıgül Köyü’ne giden yolda yine yoğun yağmur nedeniyle heyelan meydana geldi. Buraya da iş makineleri sevk edildi. Ekiplerin bölgeye ulaşma çalışmaları sürüyor.
112'YE GELEN YARALI VAR İDDİASI DOĞRU ÇIKMADI
Arama çalışmaları sürerken helikopterin mürettebatından bir kişinin 112’yi telefonla arayıp, "7 yaralımız var" diyerek yardım istediği iddia edilmişti. Tunceli Valilik yetkilileri, helikopter kazasıyla ilgili bölgedeki bir karakoldan "7 yaralı var" diye teyid edilmemiş bir bilginin 112’ye aktarıldığını,ÿbasınla paylaşılan bu bilginin, yapılan araştırma sonucu doğru olmadığını söyledi.
TUNCELİ İL SAĞLIK MÜDÜRÜ: BİZE ÇAĞRI DÜŞMEDİ
Tunceli İl Sağlık Müdürü Sercan Özaydın, Tunceli'de irtibat kesilen helikoptere ilişkin "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." dedi.
Özaydın, Tunceli'de polis helikopteriyle irtibatın kesilmesinin ardından 112 komuta merkezine herhangi bir çağrı gelmediğini belirtti.
Basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özaydın, "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." diye konuştu. Özaydın, bölgeye sağlık ekiplerinin de sevk edildiğini dile getirerek "Biz olay duyulduktan 1 dakika sonra 1 Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), 7 tane cip ve ambulans ile 30'u aşkın personelimizle olay yerine ulaşmaya çalışıyoruz." dedi. DHA
Tunceli'de düşen Sikorsky S-70 tipi helikopterdeki 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel şehit oldu. Tunceli Valiliği kriz merkezi yetkililerinden edinilen bilgiye göre; Kocatepe karakolu bölgesinden hareket eden jandarma birliği enkaza ulaştı. 2 helikopterin de enkaz yanına indiği iddia edilmişti. Yoğun sis ve kar nedeniyle kara ekiplerinin enkaza ulaşmakta zorluk yaşadığı duyurulmuştu.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATMIŞTI
Tunceli'nin Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, "Köylüler helikopterin 1-2 sorti yaptığını, sendelediğini ifade ediyorlar. Helikopterin tekrar devam ettiğini, görüş alanının dışına çıktığını söylüyorlar. Köylüler, helikopterin inişe yeltendiğini ve tekrar yükseldiğini anlatıyorlar. Kocatepe köyünün arka kısmı Ovacık ilçesi. Bölge sarp ve kayalık bir alan, halen karla kaplı" demişti.
NELER YAŞANDI? PÜLÜMÜR'DEN HAVALANDI
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Diyarbakır’daki Havacılık Şube Müdürlüğü’ne bugün Tunceli’den gelen talebin ardından, saat 11.00 sıralarında kalkan Sikorsky S-70 Blackhawk tipi genel maksat helikopteri, 3 mürettabatıyla ilk olarak Tunceli kent merkezine gitti. Buradan 1 hakimi alan helikopter, daha sonra Nazimiye İlçesi’ne geçti. Buradan komiserlik sınavına girecek polisleri alan helikopter, yine aynı sınava girecek polisleri almak üzere Pülümür İlçesi’ne geçti. Buradan da polisleri alan helikopter, Ovacık İlçesi’nden de polisleri almak üzere saat 11.40’ta, 1 hakim, 1 astsubay ve 7 polisi aldıktan sonra tekrar havalandı.
10 DAKİKA SONRA BAĞLANTI KESİLDİ
11.40'da kalkan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Sikorsky S-70 Blackhawk tipi helikopter ile Tunceli'deki görev uçuşu sırasında saat 11.50 sıralarında telsiz teması kesildi.
7 POLİS, 1 HAKİM, 1 ASTSUBAY, 3 PERSONEL
Tunceli ile Ovacık arasında irtibatı kesilen helikopterde 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel olmak üzere 12 kişinin bulunduğu belirtiliyor. Polislerin Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli olduğu, hakimin ise referandumda ilçe seçim kurulunda görev yaptığı belirtildi. Helikopteri aramak için irtibatın kesildiği nokta olan Ovacık’ın Çambulak mevkiine, Diyarbakır'dan bir askeri ekip ile 10 kişilik AFAD ekibi gönderildi. Ayrıca Barış Kartalı erken uyarı ve kontrol uçağı da yer tespiti için bölgeye yönlendirildi.
HELİKOPTERDEKİLERİN İSİMLERİ
Helikopterde, Hakim Onur Alan, Polis memurları Ekrem Dereli, Sadettin Demir, Candaş Kaplan, Mesut Özdemir, Ahmet Cihan Kilci, Hasan Yıldırım, Azam Gündede, Komiser Pilot Abdullah Ortanca, Polis memuru teknisyen Murat Ködük, sözleşmeli pilot Dilaver Karsavuranoğlu’nun olduğu iddia edilmişti.
VALİLİK'TEN İLK AÇIKLAMA
Helikopterin düştüğü Ovacık'ın Çambulak mevkiinde yoğun sis ve yağmurun olduğu belirtiliyor. Helikopterin düşüşüyle ilgili Tunceli Valiliği'nden yapılan açıklamada kazanın olumsuz hava koşulları nedeniyle meydana geldiğinin değerlendirildiği açıklanmıştı. Açıklamada "18 Nisan 2017 günü saat 11.40 sıralarında Pülümür ilçemizden havalanan Skorsky tipi Polis Helikopterinden kalkışından yaklaşık (10) dakika sonra sinyal alımı kesilmiştir. Söz konusu Helikopterde (7) Polis Memuru (1) hakim, (1) Astsubay ve (3) mürettebat olduğu değerlendirilmektedir. Helikopterin olumsuz hava şartlarından dolayı düştüğü değerlendirilmekte olup, bölgeye çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edilmiş olup gelişmelerden kamuoyuna bilgi verilecektir" denilmişti.
YOLDA HEYELAN OLDU
Arama kurtarma ekipleri karadan helikoptere ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Sarıgül Köyü’ne giden yolda yine yoğun yağmur nedeniyle heyelan meydana geldi. Buraya da iş makineleri sevk edildi. Ekiplerin bölgeye ulaşma çalışmaları sürüyor.
112'YE GELEN YARALI VAR İDDİASI DOĞRU ÇIKMADI
Arama çalışmaları sürerken helikopterin mürettebatından bir kişinin 112’yi telefonla arayıp, "7 yaralımız var" diyerek yardım istediği iddia edilmişti. Tunceli Valilik yetkilileri, helikopter kazasıyla ilgili bölgedeki bir karakoldan "7 yaralı var" diye teyid edilmemiş bir bilginin 112’ye aktarıldığını,ÿbasınla paylaşılan bu bilginin, yapılan araştırma sonucu doğru olmadığını söyledi.
TUNCELİ İL SAĞLIK MÜDÜRÜ: BİZE ÇAĞRI DÜŞMEDİ
Tunceli İl Sağlık Müdürü Sercan Özaydın, Tunceli'de irtibat kesilen helikoptere ilişkin "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." dedi.
Özaydın, Tunceli'de polis helikopteriyle irtibatın kesilmesinin ardından 112 komuta merkezine herhangi bir çağrı gelmediğini belirtti.
Basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özaydın, "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." diye konuştu. Özaydın, bölgeye sağlık ekiplerinin de sevk edildiğini dile getirerek "Biz olay duyulduktan 1 dakika sonra 1 Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), 7 tane cip ve ambulans ile 30'u aşkın personelimizle olay yerine ulaşmaya çalışıyoruz." dedi. DHA
Kılıçdaroğlu: Bu seçimi tanımıyoruz
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada,"Tarihin "mühürsüz seçim" olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır!" ifadelerini kullandı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ” DHA
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ” DHA
Etiketler:
anayasa,
chp,
kemal kılıçdaroğlu,
referandum,
seçim
YSK önünde izdiham
Dilekçesini kapan Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) koştu. Başkent Ankara'daki YSK'nin önünde uzun kuyruk oluştu. Çevik kuvvet önlem aldı.
AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı başvuru sonucu referandumda kullanılan mühürsüz zarf ve oyların geçerli sayılması sonrasında tepkiler artarak sürüyor. Yüzlerce vatandaş itiraz dilekçelerini verebilmek için YSK önünde uzun kuyruklar oluşturarak izdiham yarattı.
Çok sayıda vatandaşın YSK önüne gelmesi üzerine çevik kuvvet bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Dilekçe vermek için bekleyen vatandaşlar ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı. Polis, vatandaşların beşerli gruplar halinde dilekçelerini vermek üzere güvenlik kordonundan geçmesine izin verdi. Yaşanan izdihamdan dolayı YSK görevlileri dilekçeleri, kurum bahçesinde kurulan masada kabul etti.
İPTAL EDİLSİN
Vatandaşlar, hazırlanan matbu dilekçelerinde, YSK’nın, “Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunun, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’na aykırı olduğu anımsatıldı. Dilekçede, “Hiçbir yasal dayanağı olmamakla hukuken yok hükmündeki bu duyuru esas alınarak yapılan tüm oy sayım ve döküm işlemleri geçersiz olup iptali gerekir” denildi.
VATAN PARTİSİ DE BAŞVURDU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, halk oylamasının iptal edilmesi istemiyle YSK’ya başvurdu.
MİMARLAR, MÜHENDİSLER, DOKTORLAR KUYRUKTA ONLAR DA VAR
YSK'ye itiraz kuyruğunda bekleyenler arasında Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Tabip Odası, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Halkevleri, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Çankaya Kent Konseyi, Kavaklıderem Derneği, Çiğdemim Derneği, Yargıçlar Sendikası, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, sanatçılar, siyasi parti ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de bulunuyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, YSK önünde yaptığı açıklamada itirazlarını şöyle sıraladı:
“Şaibeli seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Yüksek Seçim Kurulunun mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararı yasalara ve hukuka aykırıdır. YSK, AKP yetkilisinin başvurusu üzerine henüz oylama sonuçlanmadan ve bir itiraza konu edilmeden ‘TERCİH’ yerine kullanılan ‘EVET’ mühürlerinin kullanılmasını, ayrıca mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Bilinmelidir ki seçimlerin yargıç denetiminde yapılmasından amaçlanan şey seçimlerin şaibeden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır. Yüksek Seçim Kurulunun Sandık Kurulu mührü taşımayan zarf ve oy pusulalarını geçerli sayması kararı tam kanunsuzluktur. Gelinen durum seçimlerin güven ve dürüstlük kuralları içinde yapılmasını denetlemekle görevli Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa değişikliği halkoylamasını verdiği tam kanunsuzluk hükmündeki kararla şaibeli hale getirmesi halidir." Hürriyet
AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı başvuru sonucu referandumda kullanılan mühürsüz zarf ve oyların geçerli sayılması sonrasında tepkiler artarak sürüyor. Yüzlerce vatandaş itiraz dilekçelerini verebilmek için YSK önünde uzun kuyruklar oluşturarak izdiham yarattı.
Çok sayıda vatandaşın YSK önüne gelmesi üzerine çevik kuvvet bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Dilekçe vermek için bekleyen vatandaşlar ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı. Polis, vatandaşların beşerli gruplar halinde dilekçelerini vermek üzere güvenlik kordonundan geçmesine izin verdi. Yaşanan izdihamdan dolayı YSK görevlileri dilekçeleri, kurum bahçesinde kurulan masada kabul etti.
İPTAL EDİLSİN
Vatandaşlar, hazırlanan matbu dilekçelerinde, YSK’nın, “Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunun, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’na aykırı olduğu anımsatıldı. Dilekçede, “Hiçbir yasal dayanağı olmamakla hukuken yok hükmündeki bu duyuru esas alınarak yapılan tüm oy sayım ve döküm işlemleri geçersiz olup iptali gerekir” denildi.
VATAN PARTİSİ DE BAŞVURDU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, halk oylamasının iptal edilmesi istemiyle YSK’ya başvurdu.
MİMARLAR, MÜHENDİSLER, DOKTORLAR KUYRUKTA ONLAR DA VAR
YSK'ye itiraz kuyruğunda bekleyenler arasında Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Tabip Odası, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Halkevleri, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Çankaya Kent Konseyi, Kavaklıderem Derneği, Çiğdemim Derneği, Yargıçlar Sendikası, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, sanatçılar, siyasi parti ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de bulunuyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, YSK önünde yaptığı açıklamada itirazlarını şöyle sıraladı:
“Şaibeli seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Yüksek Seçim Kurulunun mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararı yasalara ve hukuka aykırıdır. YSK, AKP yetkilisinin başvurusu üzerine henüz oylama sonuçlanmadan ve bir itiraza konu edilmeden ‘TERCİH’ yerine kullanılan ‘EVET’ mühürlerinin kullanılmasını, ayrıca mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Bilinmelidir ki seçimlerin yargıç denetiminde yapılmasından amaçlanan şey seçimlerin şaibeden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır. Yüksek Seçim Kurulunun Sandık Kurulu mührü taşımayan zarf ve oy pusulalarını geçerli sayması kararı tam kanunsuzluktur. Gelinen durum seçimlerin güven ve dürüstlük kuralları içinde yapılmasını denetlemekle görevli Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa değişikliği halkoylamasını verdiği tam kanunsuzluk hükmündeki kararla şaibeli hale getirmesi halidir." Hürriyet
Avrupa referanduma soruşturma istedi
Avrupa, referandumda mühürsüz zarflarla verilen oyları gündemine taşıdı. Avrupa Komisyonu, Türkiye'ye 'şeffaf soruşturma' çağrısı yaptı.
Avrupa Komisyonu Türkiye'deki referandum sonuçlarına ilişkin ortaya atılan iddiaların ardından yetkililere ‘seçim usulsüzlükleri hakkında şeffaf soruşturma’ çağrısı yaptı.
Reuters'ın haberine göre; Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, “Türk yetkilileri bundan sonraki adımlarını çok dikkatli değerlendirmeye çağırıyoruz. Referandum sonrasında geniş kapsamlı ulusal konsensüsün sağlanması çok önemli" dedi.
Şeffaf soruşturma çağrısı
Günlük basın toplantısında konuşan sözcü, AGİT raporuna ve mühürsüz zarflarla verilen oyların geçerli sayılması kararına dikkat çekerek, “Aynı zamanda yetkilileri bu usulsüzlük iddiaları hakkında şeffaf bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (Reuters)
Avrupa Komisyonu Türkiye'deki referandum sonuçlarına ilişkin ortaya atılan iddiaların ardından yetkililere ‘seçim usulsüzlükleri hakkında şeffaf soruşturma’ çağrısı yaptı.
Reuters'ın haberine göre; Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, “Türk yetkilileri bundan sonraki adımlarını çok dikkatli değerlendirmeye çağırıyoruz. Referandum sonrasında geniş kapsamlı ulusal konsensüsün sağlanması çok önemli" dedi.
Şeffaf soruşturma çağrısı
Günlük basın toplantısında konuşan sözcü, AGİT raporuna ve mühürsüz zarflarla verilen oyların geçerli sayılması kararına dikkat çekerek, “Aynı zamanda yetkilileri bu usulsüzlük iddiaları hakkında şeffaf bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (Reuters)
CHP, referandumun iptali için başvuru yaptı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK Başkanı Sadi Güven ile görüştü. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger, 'Biz sadece hayırın hakkını değil, toplumun hakkını arıyoruz' dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da öğlen saatlerinde referandumun iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşrutiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK'ya geldi.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger şunları söyledi: İtirazlarımızı yapıyoruz. Öğleden sonra dilekçelerimiz ulaşacak. Bugün aslında bizim nelere itiraz ettiğimizi konuştuk. YSK mutlaka toplanıp karar verecek. Bizim birinci amacımız bize göre burada şaibe şüpheleri yüksek olan konular var. Bunlar tamamen içerik yönünden. Ama bizim en önemsediğimiz günü seçim günü yapılan kanunsuzluklar. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanmış bir sürü sıkıntı var. Bu sıkıntıları belgelemiş durumdayız. Toplum bu meşru mu bunu merak ediyor, biz toplumun hakkını aramak için geldik sadece hayırın hakkını aramak için gelmedik. 240 hayır oyu Çankaya'da çıktı ama mühürsüzdü, onların da iptalini istedik.
Referandumun iptalini istedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşruiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
Kampanya sürecinin OHAL şartları altında yapıldığını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, "'Hayır' propagandasının yasak, 'Evet' propagandasının serbest olduğu bir ortamda yapıldı. 'Evet' kampanyası devlet, 'Hayır' kampanyası millet haline dönüştü. Millet kampanyası aslında devlet kampanyasına galip geldi. Ancak kampanya dönemi boyunca uygulanan hukuksuzluklar kampanyadan sonra oy kullanma günü ve sayımında devam etti. Devlet kampanyası yürütenler baskı ve tehditler ile alamadıkları sonucu en son oy kullanma, sayım döküm sırasında YSK'yı devreye sokarak almaya gitmiştir. Bu seçim tarihimize bir yeni seçim türünü eklemiştir. O da mühürsüz olarak anılacaktı.
Bu seçim meşrutiyeti olmayan mühürsüz seçime dönüşmüştür. Sonuçlar gayri meşrudur. İşte bu sebeple sonuçlar kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanmak üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Halk oylamasının meşrutiyeti, tek şey bu oylamanın iptalidir" diye konuştu. Hürriyet
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK'ya geldi.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger şunları söyledi: İtirazlarımızı yapıyoruz. Öğleden sonra dilekçelerimiz ulaşacak. Bugün aslında bizim nelere itiraz ettiğimizi konuştuk. YSK mutlaka toplanıp karar verecek. Bizim birinci amacımız bize göre burada şaibe şüpheleri yüksek olan konular var. Bunlar tamamen içerik yönünden. Ama bizim en önemsediğimiz günü seçim günü yapılan kanunsuzluklar. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanmış bir sürü sıkıntı var. Bu sıkıntıları belgelemiş durumdayız. Toplum bu meşru mu bunu merak ediyor, biz toplumun hakkını aramak için geldik sadece hayırın hakkını aramak için gelmedik. 240 hayır oyu Çankaya'da çıktı ama mühürsüzdü, onların da iptalini istedik.
Referandumun iptalini istedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşruiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
Kampanya sürecinin OHAL şartları altında yapıldığını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, "'Hayır' propagandasının yasak, 'Evet' propagandasının serbest olduğu bir ortamda yapıldı. 'Evet' kampanyası devlet, 'Hayır' kampanyası millet haline dönüştü. Millet kampanyası aslında devlet kampanyasına galip geldi. Ancak kampanya dönemi boyunca uygulanan hukuksuzluklar kampanyadan sonra oy kullanma günü ve sayımında devam etti. Devlet kampanyası yürütenler baskı ve tehditler ile alamadıkları sonucu en son oy kullanma, sayım döküm sırasında YSK'yı devreye sokarak almaya gitmiştir. Bu seçim tarihimize bir yeni seçim türünü eklemiştir. O da mühürsüz olarak anılacaktı.
Bu seçim meşrutiyeti olmayan mühürsüz seçime dönüşmüştür. Sonuçlar gayri meşrudur. İşte bu sebeple sonuçlar kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanmak üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Halk oylamasının meşrutiyeti, tek şey bu oylamanın iptalidir" diye konuştu. Hürriyet
Etiketler:
anayasa,
chp,
haber,
referandum,
seçim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)