Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugün yayımlanan yazısında Sivil Alan Platformu Başkanı Ayhan Oğan, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır” sözlerini değerlendirdi
MHP Lideri Devlet Bahçeli dedi ki:
- Atatürk Türkiye’dir...Kazanan yine Atatürk oldu
- Atatürk Cumhuriyet’tir...
- Atatürk devlettir...
- Atatürk Türk milletinin ortak ve kurucu değeridir.
- Atatürk kurtuluşun lideri, kuruluşun mihveridir.
*
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal dedi ki:
- Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu lideri, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarımızın kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
- Cumhuriyet’in ilelebet payidar kalması için gece-gündüz çalışıyoruz.
- Hizmetlerimizi 2023 hedefleriyle taçlandırarak Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmiş olacağız.
*
Teşekkürler Ayhan Oğan!
Atatürk’ün, ölümünden seksen yıl sonra da zafer kazanmasına istemeyerek de olsa sunduğun katkı için.
Yazının tümünü okumak için tıklayınız
7 Ağustos 2017 Pazartesi
Müftü nikahı imama devredebilecek
Müftülere nikah kıyma yetkisi getiren yeni kanun tasarısında 'nikah sayısının yüksek olacağı' ve 'müftünün her nikaha yetişemeyeceği' gerekçeleriyle yetkinin imam ve vaizlere devredilebilmesi yönünde çalışma yapılıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, “Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” açıklamasına rağmen hazırlanan kanun tasarısında müftülerin yetkilerini imam ve vaizlere devredebilmelerine izin verecek şekilde çalışma yürütülüyor.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre kararnameyle göreve atanan ve yemin ederek göreve başlayan, yüksek nitelikli kamu personeli olan müftülerin nikâh kıyma konusunda yetkilendirilmelerinde kamu idare hukuku ve kuralları açısından herhangi bir sorun görünmüyor. Şimdi ise tasarı yasalaştığında müftülere tanınan bu yetkinin, imamlara ve vaizlere devredilip devredilmeyeceği tartışılıyor.
Müftü başına yılda 300 nikah…
İl ve ilçe müftülerinin sayısı, nikâh konusunda oluşabilecek talebi karşılamaya yetmiyor. Türkiye’de 81 il, 957 ilçe var ve tüm kadroların dolu olduğu kabul edildiğinde bin 38 müftü görev yapıyor. Nüfusu 500 binin üzerinde 24 ilçe bulunuyor. Yılda ortalama 600 bin nikâh kıyılıyor. Her bir müftü nikâh kıyma bakımından ortalama 77 bin kişilik nüfus ölçeğine hitap ediyor. Bir yılda kıyılan 600 bin nikâhın yarısından, yani 300 bin kişiden müftü nikâhı için talep geleceğini kabul edersek, müftü başına yılda ortalama 300 nikâh düşüyor. Büyük ilçelerde ise bu sayı yılda 3 bine kadar çıkabiliyor. Müftülerin bu talebe tek başlarına yetişmesi mümkün görünmüyor. Müftülerin günlük rutin iş yükleri ve diğer sorumlulukları da dikkate alındığında fiziki olarak bunun karşılanamayacağı anlaşılıyor.
Müftülerin talebe yetişemeyecekleri göz önünde bulundurularak nikâh kıyma yetkisini geçici olarak imam ya da vaize devretmeleri, resmi işlemlerin ve imzaların müftüler tarafından yapılması planlanıyor. Yetki, müftüler tarafından alt kadrolara devredilirse imam ya da vaizlerin kıydığı nikâhların resmileştirilmesi ve denetimiyle ilgili bir mekanizma üzerinde çalışılıyor.
Gerekçe: Her nikaha yetişemez
Müftülerin yetkisini alt kadrolara devretmelerinin gerekçeleri ise şöyle sıralanıyor:
- Köyde, küçük beldelerde, kırsalda/taşrada yaşayıp müftü nikâhı isteyenlerin taleplerinin tümünün karşılanması zor.
- Müftünün sorumluluk sahasındaki geniş il sınırları, ulaşım, terör bölgelerinde güvenliğinin sağlanması gibi gerekçelerle her nikâha gidebilmesi, yetişebilmesi mümkün değil.
- Müftü nikâhına erişebilmenin maddi koşullarının (ne kadar ücret alacaklarının) belirlenmesi gerekiyor. Teşvik edici olacak ve suiistimalleri önleyecek bir uygulama getirilecek.
- Müftülerin yoğun talep karşısında yapacakları tercihler eşitsizlik tartışmalarına yol açabilecek.
Bakan Kaya ‘İmam niye kıysın?’ demişti
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, nikâh konusunda müftülerin yetkilendirilmesini, “Müftü nikâh kıydığında resmi olacak, yasal zorunlulukları yerine getirecek. Küçük yaşta evlilikler olamayacak, kadının tüm hakları korunacak. Evlilik yaşı değişmeyecek. Birden çok eş durumu olmayacak” diye açıkladı. Kaya, henüz netleşmeyen ve yönetmelikle belirlenecek olan, yetkinin imamlara da devredilmesi konusunda ise “O konuda hassas olmak lazım. İlçe ve il müftülerine yetki veriliyor sadece. Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” demişti. Habertürk
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, “Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” açıklamasına rağmen hazırlanan kanun tasarısında müftülerin yetkilerini imam ve vaizlere devredebilmelerine izin verecek şekilde çalışma yürütülüyor.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre kararnameyle göreve atanan ve yemin ederek göreve başlayan, yüksek nitelikli kamu personeli olan müftülerin nikâh kıyma konusunda yetkilendirilmelerinde kamu idare hukuku ve kuralları açısından herhangi bir sorun görünmüyor. Şimdi ise tasarı yasalaştığında müftülere tanınan bu yetkinin, imamlara ve vaizlere devredilip devredilmeyeceği tartışılıyor.
Müftü başına yılda 300 nikah…
İl ve ilçe müftülerinin sayısı, nikâh konusunda oluşabilecek talebi karşılamaya yetmiyor. Türkiye’de 81 il, 957 ilçe var ve tüm kadroların dolu olduğu kabul edildiğinde bin 38 müftü görev yapıyor. Nüfusu 500 binin üzerinde 24 ilçe bulunuyor. Yılda ortalama 600 bin nikâh kıyılıyor. Her bir müftü nikâh kıyma bakımından ortalama 77 bin kişilik nüfus ölçeğine hitap ediyor. Bir yılda kıyılan 600 bin nikâhın yarısından, yani 300 bin kişiden müftü nikâhı için talep geleceğini kabul edersek, müftü başına yılda ortalama 300 nikâh düşüyor. Büyük ilçelerde ise bu sayı yılda 3 bine kadar çıkabiliyor. Müftülerin bu talebe tek başlarına yetişmesi mümkün görünmüyor. Müftülerin günlük rutin iş yükleri ve diğer sorumlulukları da dikkate alındığında fiziki olarak bunun karşılanamayacağı anlaşılıyor.
Müftülerin talebe yetişemeyecekleri göz önünde bulundurularak nikâh kıyma yetkisini geçici olarak imam ya da vaize devretmeleri, resmi işlemlerin ve imzaların müftüler tarafından yapılması planlanıyor. Yetki, müftüler tarafından alt kadrolara devredilirse imam ya da vaizlerin kıydığı nikâhların resmileştirilmesi ve denetimiyle ilgili bir mekanizma üzerinde çalışılıyor.
Gerekçe: Her nikaha yetişemez
Müftülerin yetkisini alt kadrolara devretmelerinin gerekçeleri ise şöyle sıralanıyor:
- Köyde, küçük beldelerde, kırsalda/taşrada yaşayıp müftü nikâhı isteyenlerin taleplerinin tümünün karşılanması zor.
- Müftünün sorumluluk sahasındaki geniş il sınırları, ulaşım, terör bölgelerinde güvenliğinin sağlanması gibi gerekçelerle her nikâha gidebilmesi, yetişebilmesi mümkün değil.
- Müftü nikâhına erişebilmenin maddi koşullarının (ne kadar ücret alacaklarının) belirlenmesi gerekiyor. Teşvik edici olacak ve suiistimalleri önleyecek bir uygulama getirilecek.
- Müftülerin yoğun talep karşısında yapacakları tercihler eşitsizlik tartışmalarına yol açabilecek.
Bakan Kaya ‘İmam niye kıysın?’ demişti
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, nikâh konusunda müftülerin yetkilendirilmesini, “Müftü nikâh kıydığında resmi olacak, yasal zorunlulukları yerine getirecek. Küçük yaşta evlilikler olamayacak, kadının tüm hakları korunacak. Evlilik yaşı değişmeyecek. Birden çok eş durumu olmayacak” diye açıkladı. Kaya, henüz netleşmeyen ve yönetmelikle belirlenecek olan, yetkinin imamlara da devredilmesi konusunda ise “O konuda hassas olmak lazım. İlçe ve il müftülerine yetki veriliyor sadece. Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” demişti. Habertürk
6 Ağustos 2017 Pazar
AKM'de yıkım başlıyor
Yıllardır atıl durumda olan İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi'nde yıkım için geri sayım başladı. Plana göre, yeni bina eskisine göre daha büyük bir alanda inşa edilecek.
İstanbul - Taksim'de bulunan ve 5 yıldır kullanılmayan Atatürk Kültür Merkezi'nde yıkım için geri sayım başladı. Plan değişikliği hazırlandı. Hürriyet gazetesi'nin haberine göre, yeni bina eskisine göre çok daha büyük bir alanda inşa edilecek.
Binanın oturduğu parsel 5 bin 794 metrekareden 35 bin 206 metrekareye çıktı...
Maliye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait parseller Kültür Bakanlığı'na devredildi.
Dolmuş durakları ve Libya Konsolsoluğu'nun bir kısmı da yeni yapılacak AKM'ye geçti.
Atatürk Kültür Merkezi binasının yıkılabilmesi için Koruma Kurulu'nun kararı gerekiyor.
AKM'NİN TARİHİ
Atatürk Kültür Merkezi, 1969'da "İstanbul Kültür Sarayı" olarak hizmete girdi. 1970'te çıkan yangında büyük hasar gördü. Yangından sonra 1978'de Atatürk Kültür Merkezi olarak açıldı. 2005'te dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç binanın yıkılmasını önerdi. 2012'de onarıma başlandı. Ancak onarımın mümkün olmadığı anlaşılınca çalışmalar durduruldu.
Yeni projenin AKM'nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından çizileceği belirtiliyor.
İstanbul - Taksim'de bulunan ve 5 yıldır kullanılmayan Atatürk Kültür Merkezi'nde yıkım için geri sayım başladı. Plan değişikliği hazırlandı. Hürriyet gazetesi'nin haberine göre, yeni bina eskisine göre çok daha büyük bir alanda inşa edilecek.
Binanın oturduğu parsel 5 bin 794 metrekareden 35 bin 206 metrekareye çıktı...
Maliye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait parseller Kültür Bakanlığı'na devredildi.
Dolmuş durakları ve Libya Konsolsoluğu'nun bir kısmı da yeni yapılacak AKM'ye geçti.
Atatürk Kültür Merkezi binasının yıkılabilmesi için Koruma Kurulu'nun kararı gerekiyor.
AKM'NİN TARİHİ
Atatürk Kültür Merkezi, 1969'da "İstanbul Kültür Sarayı" olarak hizmete girdi. 1970'te çıkan yangında büyük hasar gördü. Yangından sonra 1978'de Atatürk Kültür Merkezi olarak açıldı. 2005'te dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç binanın yıkılmasını önerdi. 2012'de onarıma başlandı. Ancak onarımın mümkün olmadığı anlaşılınca çalışmalar durduruldu.
Yeni projenin AKM'nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından çizileceği belirtiliyor.
İş kurmak isteyen destek kredisi ve hibe nasıl alabilir?
Yıllardır aklınızda bir iş fikri var ve bir türlü üzerine yoğunlaşamıyorsunuz. Pek çok etkenin yanında en önemlisi de, maddi olanaklar… İşte tam bu noktada devreye destek kredileri giriyor. İş kurmak isteyen kişiler nasıl destek kredisi ve hibe alır? İşte detaylar…
Doğru adım atabilmenize yardımcı olabilmek ve aynı zamanda ülke ekonomisine katkıda bulunabilmek amacıyla projesini geliştirmek ve iş kurmak isteyenlere, pek çok kuruluş kol kanat geriyor. Devlet destekli kuruluşlar bu konuda başı çekiyor. Üstelik birçok maddi olanakla birlikte KDV istisnası ve kurumlar / gelir vergisi muafiyeti de sağlanıyor. Size yalnızca projenizi en ince ayrıntısına kadar detaylandırmak ve iş kurmak isteyenlere destek kredisi ve hibe veren kurumlara başvurmak kalıyor.
İŞ KURMAK İSTEYEN DESTEK KREDİSİ VE HİBE NASIL ALIR?
İş kurmak ve projesini hayata geçirmek isteyenler için karşılıksız kredi desteği pek çok kurum mevcut. Özel sektörde gerek bankalar gerekse dev şirketler kredi desteği sunsa da kamu kurumları bu konuda oldukça güvenilir ve istikrarlı. Bu kurumların başında; ülke ekonomisinin hacmini büyütmek ve özellikle kırsal alanda ekonomik kalkınmayı sağlama yönünde girişimcileri destekleyerek büyük adımlar atan: Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) bulunuyor. Bu kurumun, Türkiye'deki varlık amacı AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların Türkiye'de kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetlerde kullanılmasını sağlamak. Kurum, tarımsal kalkınmanın, Türkiye'nin kalkınması anlamına geldiğinin farkında. Bu bilinçle kendini yetiştirmiş profesyonel kadrolar ile yönetiliyor. Kurumun amacı, 2008 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Fonları ile desteklenecek Tarım ve Kırsal Kalkınma Programını (IPARD) uygulamak. Bu amaçla TKDK, hali hazırda var olan işletmelerinin gelişmesini sağlıyor, yeni kurulacak olan işletmelerin Avrupa Birliği'ne uygun, en iyi verim alınabilecek şekilde, en yeni teknolojilerle üretim yapmalarına yardım ediyor. 2011'den bu yana, 6,7 milyar TL gibi büyük bir oranda yatırım yapan kurum, yalnızca 42 ilde sağlanan destek ve hibe ile 10 binden fazla girişimciye destek sağladı. Peki siz, Tarım ve Kırsal Kalkınma Programını'ndan destek kredisi ve hibe almak ister misiniz? TKDK'nın başvuru koşulları nedir? Kime nasıl destek oluyor?
TKDK’YA BAŞVURU KOŞULLARI NELERDİR?
TKDK, “Tarım ve Kırsal Kalkınma Programı” doğrultusunda girişimcilere yüzde 70'lere varan hibe desteği veriyor. Farklı sektörlere destek verilecek şekilde yapılandırılan IPARD programı şu alanları kapsıyor: Tarımsal işletmelere yönelik olarak süt üretimi, et besiciliği ve yumurta tavukçuluğu, işleme ve pazarlama sektöründe et, süt, meyve sebze ve su ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması; kırsal ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi kapsamında arıcılık, seracılık, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği, yerel ürünler ve el sanatlarıyla kırsal turizm ve kültür balıkçılığı ve yenilenebilir enerji tesisleri ve makine parkları.
TKDK'dan destek kredisi alabilmeniz için, projenizin, kırsal alanda faaliyet göstermesi gerekiyor. Ayrıca, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa ve Çanakkale gibi proje kapsamında olan toplam 42 ilden birinde yatırımınızı gerçekleştirmeniz bekleniyor.
Şayet 65 yaşını doldurmadıysanız ve projeniz tüm bu kıstasları taşıyorsa; Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'nun web sitesini ziyaret edip, tam 11 bin girişimci gibi hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. İş kurmak isteyen destek kredisi ve hibe nasıl alır? Sorusunun yanıtı aslında sizde! Önce hayallerinizi projelendirin sonra TKDK'ya başvurun… Haydi… Projenizi hayata geçirmek için ne duruyorsunuz? (Kaynak:sözcü.com.tr)
Doğru adım atabilmenize yardımcı olabilmek ve aynı zamanda ülke ekonomisine katkıda bulunabilmek amacıyla projesini geliştirmek ve iş kurmak isteyenlere, pek çok kuruluş kol kanat geriyor. Devlet destekli kuruluşlar bu konuda başı çekiyor. Üstelik birçok maddi olanakla birlikte KDV istisnası ve kurumlar / gelir vergisi muafiyeti de sağlanıyor. Size yalnızca projenizi en ince ayrıntısına kadar detaylandırmak ve iş kurmak isteyenlere destek kredisi ve hibe veren kurumlara başvurmak kalıyor.
İŞ KURMAK İSTEYEN DESTEK KREDİSİ VE HİBE NASIL ALIR?
İş kurmak ve projesini hayata geçirmek isteyenler için karşılıksız kredi desteği pek çok kurum mevcut. Özel sektörde gerek bankalar gerekse dev şirketler kredi desteği sunsa da kamu kurumları bu konuda oldukça güvenilir ve istikrarlı. Bu kurumların başında; ülke ekonomisinin hacmini büyütmek ve özellikle kırsal alanda ekonomik kalkınmayı sağlama yönünde girişimcileri destekleyerek büyük adımlar atan: Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) bulunuyor. Bu kurumun, Türkiye'deki varlık amacı AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların Türkiye'de kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetlerde kullanılmasını sağlamak. Kurum, tarımsal kalkınmanın, Türkiye'nin kalkınması anlamına geldiğinin farkında. Bu bilinçle kendini yetiştirmiş profesyonel kadrolar ile yönetiliyor. Kurumun amacı, 2008 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilen, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Fonları ile desteklenecek Tarım ve Kırsal Kalkınma Programını (IPARD) uygulamak. Bu amaçla TKDK, hali hazırda var olan işletmelerinin gelişmesini sağlıyor, yeni kurulacak olan işletmelerin Avrupa Birliği'ne uygun, en iyi verim alınabilecek şekilde, en yeni teknolojilerle üretim yapmalarına yardım ediyor. 2011'den bu yana, 6,7 milyar TL gibi büyük bir oranda yatırım yapan kurum, yalnızca 42 ilde sağlanan destek ve hibe ile 10 binden fazla girişimciye destek sağladı. Peki siz, Tarım ve Kırsal Kalkınma Programını'ndan destek kredisi ve hibe almak ister misiniz? TKDK'nın başvuru koşulları nedir? Kime nasıl destek oluyor?
TKDK’YA BAŞVURU KOŞULLARI NELERDİR?
TKDK, “Tarım ve Kırsal Kalkınma Programı” doğrultusunda girişimcilere yüzde 70'lere varan hibe desteği veriyor. Farklı sektörlere destek verilecek şekilde yapılandırılan IPARD programı şu alanları kapsıyor: Tarımsal işletmelere yönelik olarak süt üretimi, et besiciliği ve yumurta tavukçuluğu, işleme ve pazarlama sektöründe et, süt, meyve sebze ve su ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması; kırsal ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi kapsamında arıcılık, seracılık, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği, yerel ürünler ve el sanatlarıyla kırsal turizm ve kültür balıkçılığı ve yenilenebilir enerji tesisleri ve makine parkları.
TKDK'dan destek kredisi alabilmeniz için, projenizin, kırsal alanda faaliyet göstermesi gerekiyor. Ayrıca, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa ve Çanakkale gibi proje kapsamında olan toplam 42 ilden birinde yatırımınızı gerçekleştirmeniz bekleniyor.
Şayet 65 yaşını doldurmadıysanız ve projeniz tüm bu kıstasları taşıyorsa; Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'nun web sitesini ziyaret edip, tam 11 bin girişimci gibi hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. İş kurmak isteyen destek kredisi ve hibe nasıl alır? Sorusunun yanıtı aslında sizde! Önce hayallerinizi projelendirin sonra TKDK'ya başvurun… Haydi… Projenizi hayata geçirmek için ne duruyorsunuz? (Kaynak:sözcü.com.tr)
3 Ağustos 2017 Perşembe
Artık e-Devlet’te, internetten yapılabilecek
e-Devlet üzerinden 10 yeni işlem daha yapılabilecek. Kullanıcılara e-posta ile bilgilendirme yapan e-Devlet Kapısı üzerinden su analizi, arıza ve bakım bilgisi sorgulama ve fatura işlemleri gibi hizmetler verilecek.
e-Devlet bünyesine yeni bir hizmet daha ekledi. Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin eklendiği e-Devlet’ten artık yeni abonelik başvurusu, borç ödeme, fatura bilgileri sorgulama gibi işlemler yapılacak. Ayrıca su analizi raporu ve barajların doluluk oranları da takip edilebilecek.
Yapılan bilgilendirme şöyle;
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden 10 adet yeni hizmet sunulmaya başlanmıştır.
•Yeni Abonelik Başvurusu
•Abonelik İptali Başvurusu
•İndirimli Abonelik Başvurusu
•Başvuru Takibi ve İptali
•Abonelik Borç Ödeme
•Baraj Doluluk Oranları
•Su Analiz Raporu
•Abone Bilgileri Sorgulama
•Arıza ve Bakım Bilgisi Sorgulama
•Fatura Bilgileri Sorgulama
e-DEVLET’TE İŞLEMLER
www.turkiye.gov.tr adresinden kullanıcı adı ve şifrenizle girerek Kamu Kurumları sekmesinden Kurumlar başlığı altında sırayla Belediyeler- İstanbul- İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ni seçebilirsiniz. “İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi” başlığı altındaki seçeneklerle ilgili işlem yapabilirsiniz. Ya da bağlantı linkimizden ilgili sayfaya direk geçebilirsiniz.
e-Devlet yeni hizmet sayfasına gitmek için tıklayınız…
Açılacak ekran görüntüsü:
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi başlığı altında yapabileceğiniz 10 işlem sayfada aşağıdaki gibi bildiriliyor
E-DEVLET YENİ ABONELİK BAŞVURUSU
Yeni abonelik yaptırmak istiyorsanız karşınıza çıkacak sayfa şöyle;
e-Devlet bünyesine yeni bir hizmet daha ekledi. Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin eklendiği e-Devlet’ten artık yeni abonelik başvurusu, borç ödeme, fatura bilgileri sorgulama gibi işlemler yapılacak. Ayrıca su analizi raporu ve barajların doluluk oranları da takip edilebilecek.
Yapılan bilgilendirme şöyle;
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden 10 adet yeni hizmet sunulmaya başlanmıştır.
•Yeni Abonelik Başvurusu
•Abonelik İptali Başvurusu
•İndirimli Abonelik Başvurusu
•Başvuru Takibi ve İptali
•Abonelik Borç Ödeme
•Baraj Doluluk Oranları
•Su Analiz Raporu
•Abone Bilgileri Sorgulama
•Arıza ve Bakım Bilgisi Sorgulama
•Fatura Bilgileri Sorgulama
e-DEVLET’TE İŞLEMLER
www.turkiye.gov.tr adresinden kullanıcı adı ve şifrenizle girerek Kamu Kurumları sekmesinden Kurumlar başlığı altında sırayla Belediyeler- İstanbul- İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ni seçebilirsiniz. “İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi” başlığı altındaki seçeneklerle ilgili işlem yapabilirsiniz. Ya da bağlantı linkimizden ilgili sayfaya direk geçebilirsiniz.
e-Devlet yeni hizmet sayfasına gitmek için tıklayınız…
Açılacak ekran görüntüsü:
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi başlığı altında yapabileceğiniz 10 işlem sayfada aşağıdaki gibi bildiriliyor
E-DEVLET YENİ ABONELİK BAŞVURUSU
Yeni abonelik yaptırmak istiyorsanız karşınıza çıkacak sayfa şöyle;
28 Temmuz 2017 Cuma
Cumhuriyet Gazetesi davasında 7 isme tahliye
"Cumhuriyet Gazetesi Davası" nda mahkeme ara kararını açıkladı: 7 kişi için tahliye
Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davada, savcı mütalaasını açıkladı. Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, tutuklu sanıklar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Musa Kart ile Turhan Günay'ın tahliyelerini talep etti.
Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Hakan Karasinir, Önder Çelik ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise tutukluluk halinin devamı talep etti. Savcı, Ahmet Şık'ın ise duruşmada yaptığı savunması nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
MÜTALAASINI AÇIKLADI
Cumhuriyet Gazetesi davasında sanık ve avukatlarının savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşmanın savcısı Hacı Hasan Bölükbaşı mütalaasını açıkladı. Tutuklu sanıklar; Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz ile Musa Kart'ın tutuklulukta geçirdikleri sürenin dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliyelerini talep etti. Savcı, tutuklu sanık Turhan Günay'ın ise suç vasfının değişme ihtimali nedeniyle adli kontrol şartı olmaksızın tahliyesini istedi.
Diğer tutuklu sanıklar; Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Hakan Karasinir, Önder Çelik ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise kuvvetli suç şüphesinin varlığı, adli kontrol ile tahliye edilmeleri durumunda delilleri karartma ihtimallerinin bulunması, tutuklama gerekçesinin henüz ortadan kalkmamış olması, mevcut delil durumu, delillerin tamamının henüz toplanmamış olması, kanunda ön görülen cezaların alt ve üst sınırları, tutuklama tarihi ve tutuklulukta geçen süre ve tüm dosya kapsamına göre tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Savcı Ahmet Şık hakkında, "Duruşmada yapmış olduğu savunmanın iddiaları yanıtlamaktan uzak olması, esasa ilişkin savunma yapmaktan ısrarla kaçınması, bu kapsamda suç işleme kastının yoğunluğunun dikkate alınarak tutukluluk halinin devamında karar verilmesini" talep etti.
AHMET ŞIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMA TALEBİ
Savcı Bölükbaşı ayrıca, Ahmet Şık'ın, "savunmaya ilişkin olmayan, devleti ve yargı organları ile yargı görevi yapanlara yönelik yapmış olduğu beyanlarla ilgili suç unsuru bulunup bulunmadığı açısından değerlendirme yapılması için savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını" talep etti. Savcı tutuksuz sanıklardan Bülent Yener'in ise duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Sözcü
Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davada, savcı mütalaasını açıkladı. Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, tutuklu sanıklar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Musa Kart ile Turhan Günay'ın tahliyelerini talep etti.
Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Hakan Karasinir, Önder Çelik ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise tutukluluk halinin devamı talep etti. Savcı, Ahmet Şık'ın ise duruşmada yaptığı savunması nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
MÜTALAASINI AÇIKLADI
Cumhuriyet Gazetesi davasında sanık ve avukatlarının savunmalarının tamamlanmasının ardından duruşmanın savcısı Hacı Hasan Bölükbaşı mütalaasını açıkladı. Tutuklu sanıklar; Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz ile Musa Kart'ın tutuklulukta geçirdikleri sürenin dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliyelerini talep etti. Savcı, tutuklu sanık Turhan Günay'ın ise suç vasfının değişme ihtimali nedeniyle adli kontrol şartı olmaksızın tahliyesini istedi.
Diğer tutuklu sanıklar; Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Hakan Karasinir, Önder Çelik ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun ise kuvvetli suç şüphesinin varlığı, adli kontrol ile tahliye edilmeleri durumunda delilleri karartma ihtimallerinin bulunması, tutuklama gerekçesinin henüz ortadan kalkmamış olması, mevcut delil durumu, delillerin tamamının henüz toplanmamış olması, kanunda ön görülen cezaların alt ve üst sınırları, tutuklama tarihi ve tutuklulukta geçen süre ve tüm dosya kapsamına göre tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Savcı Ahmet Şık hakkında, "Duruşmada yapmış olduğu savunmanın iddiaları yanıtlamaktan uzak olması, esasa ilişkin savunma yapmaktan ısrarla kaçınması, bu kapsamda suç işleme kastının yoğunluğunun dikkate alınarak tutukluluk halinin devamında karar verilmesini" talep etti.
AHMET ŞIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMA TALEBİ
Savcı Bölükbaşı ayrıca, Ahmet Şık'ın, "savunmaya ilişkin olmayan, devleti ve yargı organları ile yargı görevi yapanlara yönelik yapmış olduğu beyanlarla ilgili suç unsuru bulunup bulunmadığı açısından değerlendirme yapılması için savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını" talep etti. Savcı tutuksuz sanıklardan Bülent Yener'in ise duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Sözcü
26 Temmuz 2017 Çarşamba
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda, Mehmet Görmez'in yerine kim gelecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklama sonrası gözler Diyanet İşleri Başkanlığı'na çevrildi. 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğeri ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısına gelişinde gazetecilerin, “Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili kurduğunuz cümleler çokça tartışılıyor. Bir açıklamanız olacak mı?” sorusu üzerine “Zaten tartışılması için öyle kurdum” dedi.
Görmez’in geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşüp emekliliğini istediği iddiası kulislere yansımıştı. Görmez’in, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım ile de görüştüğü öğrenildi.
İslam imajına zarar veren örgütler
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in DEAŞ, Boko Haram, FETÖ gibi İslam imajına zarar veren terör örgütlerine karşı dünyaya gerçek İslam’ı anlatmaya yönelik hazırlanacak bir yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğer görüş ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Yerine kim gelecek?
Görmez’in yerine gelecek ismin Erdoğan’ın isteği üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu olacağı, atamaya ilişkin kararnamenin hazırlandığı iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısına gelişinde gazetecilerin, “Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili kurduğunuz cümleler çokça tartışılıyor. Bir açıklamanız olacak mı?” sorusu üzerine “Zaten tartışılması için öyle kurdum” dedi.
Görmez’in geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşüp emekliliğini istediği iddiası kulislere yansımıştı. Görmez’in, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım ile de görüştüğü öğrenildi.
İslam imajına zarar veren örgütler
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in DEAŞ, Boko Haram, FETÖ gibi İslam imajına zarar veren terör örgütlerine karşı dünyaya gerçek İslam’ı anlatmaya yönelik hazırlanacak bir yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğer görüş ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Yerine kim gelecek?
Görmez’in yerine gelecek ismin Erdoğan’ın isteği üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu olacağı, atamaya ilişkin kararnamenin hazırlandığı iddia edildi.
Bir Avrupa ülkesi daha dizel ve benzinli araçları yasaklıyor
İngiltere'de hava kirliliği ile mücadele amacıyla 2040 yılından itibaren ülkede dizel ve benzinli yeni araçların yasaklanacağının açıklanması bekleniyor. Yüksek Mahkeme İngiliz hükümetine, "temiz hava stratejisi"ni açıklaması için 31 Temmuz'a kadar süre vermişti. Bu süre kapsamında İngiliz Hükümeti, hava kirliliğini sorununa çözüm bulmak için 255 milyon sterlinlik bir fon oluşturduğunu da kamuoyuna duyuracak.
Bu fon ile belediyelerin ülke çapında hava kirliliği ile mücadele etmelerine yardımcı olunması hedefleniyor. İngiltere'de çevreciler daha önce hükümetin hava kirliliği ile mücadeleye yönelik planlarını AB standartlarına kıyasla yetersiz bulmuş ve konuyu yargıya taşımıştı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, ülkedeki genel azot dioksit oranını yüksek bularak çevrecilere hak veren Yüksek Mahkeme de hükümete, "temiz hava stratejisi"ni açıklaması için 31 Temmuz'a kadar süre vermişti.
Hükümetin açıklayacağı önlemleri ilk etapta "ümit verici" bulan çevreciler yine de yeni strateji ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmaları gerektiğini söylüyor.
'Yılda 40 bin kadar erken ölüme neden oluyor'
İngiltere'de hava kirliliğinin yılda yaklaşık 40 bin kişinin erken ölümüne neden olduğu düşünülüyor. Ülkede halen elektrik enerjisi ile çalışan otomobilllerin toplam satışlardaki payı ise yüzde 1'in altında. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da yaklaşık 3 hafta önce ülkesinin, 2040 yılı itibarıyla fosil yakıtlarla çalışan tüm motorlu araçların satışını durduracağını açıklamıştı.
Alman otomotiv firması BMW, elektrikli araç modeli Mini'nin 2019'dan itibaren İngiltere'de üretileceğini bildirmişti. İsveçli otomobil devi Volvo da dün, yine 2019'dan itibaren tüm yeni modelerinde bir elektrik motoru bulunacağını duyurmuştu.
Bu fon ile belediyelerin ülke çapında hava kirliliği ile mücadele etmelerine yardımcı olunması hedefleniyor. İngiltere'de çevreciler daha önce hükümetin hava kirliliği ile mücadeleye yönelik planlarını AB standartlarına kıyasla yetersiz bulmuş ve konuyu yargıya taşımıştı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, ülkedeki genel azot dioksit oranını yüksek bularak çevrecilere hak veren Yüksek Mahkeme de hükümete, "temiz hava stratejisi"ni açıklaması için 31 Temmuz'a kadar süre vermişti.
Hükümetin açıklayacağı önlemleri ilk etapta "ümit verici" bulan çevreciler yine de yeni strateji ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmaları gerektiğini söylüyor.
'Yılda 40 bin kadar erken ölüme neden oluyor'
İngiltere'de hava kirliliğinin yılda yaklaşık 40 bin kişinin erken ölümüne neden olduğu düşünülüyor. Ülkede halen elektrik enerjisi ile çalışan otomobilllerin toplam satışlardaki payı ise yüzde 1'in altında. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da yaklaşık 3 hafta önce ülkesinin, 2040 yılı itibarıyla fosil yakıtlarla çalışan tüm motorlu araçların satışını durduracağını açıklamıştı.
Alman otomotiv firması BMW, elektrikli araç modeli Mini'nin 2019'dan itibaren İngiltere'de üretileceğini bildirmişti. İsveçli otomobil devi Volvo da dün, yine 2019'dan itibaren tüm yeni modelerinde bir elektrik motoru bulunacağını duyurmuştu.
25 Temmuz 2017 Salı
Ev hanımlarına devlet desteği geliyor
Ev hanımlarının emeklerinin ticarileştirilmesine çalıştıklannı vurgulayan Bakan Tüfenkci, "Danışman desteğiyle onları bir araya getireceğiz. Markalar oluşturmalan için bazı vergilerden muaf tutarak teşvik edeceğiz. Satış aşamasında da şirketlerle ve marketlerle anlaşmalarını sağlayacağız" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, üretici ve tüketiciyi etkileyecek, ticareti artırmaya yönelik yeni hayata geçirecekleri teşvikleri ve yol haritasnı anlattı. Milliyet gazetesinden Abdullah Karakuş’un haberine göre, Bakan Tüfenkci ev hanımlanın emeklerinin ticarileştirilmesi ile ilgili ciddi bir proje içinde olduklarını belirtti.
İşte Bakan Tüfenkci’nin açıklamalarından konuyla ilgili o kısım:
EV HANIMLARI İÇİN PROJELER
Mesela kadın kooperatiflerini destekleyici çalışmalarımız var. Özellikle ev kadınlarının bir araya gelerek oluşturdukları emeklerinin ticarileşmesi noktasında ciddi bir projemiz var onu yakında sunacağız. O iki türlü olacak. Birincisi danışman desteğiyle onları bir araya getireceğiz. Diyelim ki bir köyde marka oluşturmak. Reçelleri çok iyi veya oyaları, iğne işleri iyi. Onları bir araya getirerek küçük bir destek vererek hem satış aşamasında çeşitli büyük şirketlere marketlerle anlaşmalarını, o yerel ürünlerini o köyün markasını, bizim devreye girerek danışmanlarımız aracılığıyla sağlamak. Vergisel avantajlarla onları bazı vergilerden muaf tutarak teşvik etmek istiyoruz. Diyelim ki konusuna göre, kayısı kurusu, şekerini yapıyorsa, bunların fuarının düzenlenmesi, ticaretini teşvik edeceğiz. Danışmanlar, denetmenlerle yapılacak. Kooperatiflerin önündeki en büyük engel denetlenmemesi. Türkiye’nin kooperatif çöplüğüne de dönmesini istemiyoruz. İlçe bazında olabilir. Birçok faaliyeti yapabilir. Üyeleri onlara yönlendireceğiz, yeni kooperatif kurmak yerine. Ana sözleşmelerini bizler hazırlayacağız. Onlar biraraya gelip üretim yapacaklar. Fransa’da Hollanda’da öyle.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, üretici ve tüketiciyi etkileyecek, ticareti artırmaya yönelik yeni hayata geçirecekleri teşvikleri ve yol haritasnı anlattı. Milliyet gazetesinden Abdullah Karakuş’un haberine göre, Bakan Tüfenkci ev hanımlanın emeklerinin ticarileştirilmesi ile ilgili ciddi bir proje içinde olduklarını belirtti.
İşte Bakan Tüfenkci’nin açıklamalarından konuyla ilgili o kısım:
EV HANIMLARI İÇİN PROJELER
Mesela kadın kooperatiflerini destekleyici çalışmalarımız var. Özellikle ev kadınlarının bir araya gelerek oluşturdukları emeklerinin ticarileşmesi noktasında ciddi bir projemiz var onu yakında sunacağız. O iki türlü olacak. Birincisi danışman desteğiyle onları bir araya getireceğiz. Diyelim ki bir köyde marka oluşturmak. Reçelleri çok iyi veya oyaları, iğne işleri iyi. Onları bir araya getirerek küçük bir destek vererek hem satış aşamasında çeşitli büyük şirketlere marketlerle anlaşmalarını, o yerel ürünlerini o köyün markasını, bizim devreye girerek danışmanlarımız aracılığıyla sağlamak. Vergisel avantajlarla onları bazı vergilerden muaf tutarak teşvik etmek istiyoruz. Diyelim ki konusuna göre, kayısı kurusu, şekerini yapıyorsa, bunların fuarının düzenlenmesi, ticaretini teşvik edeceğiz. Danışmanlar, denetmenlerle yapılacak. Kooperatiflerin önündeki en büyük engel denetlenmemesi. Türkiye’nin kooperatif çöplüğüne de dönmesini istemiyoruz. İlçe bazında olabilir. Birçok faaliyeti yapabilir. Üyeleri onlara yönlendireceğiz, yeni kooperatif kurmak yerine. Ana sözleşmelerini bizler hazırlayacağız. Onlar biraraya gelip üretim yapacaklar. Fransa’da Hollanda’da öyle.
23 Temmuz 2017 Pazar
İstanbul'a 1,5 milyon metrekarelik dev park
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından İstanbul Kayabaşı'nda 1,5 milyon metrekare alanda yapılacak Kayapark'ın birinci etap ihalesi 7 Eylül 2017'de düzenlenecek.
TOKİ Başkanı Ergün Turan, yaptığı yazılı açıklamada, Kayapark Projesinin alt yapı hazırlıklarını tasarladıklarını belirterek, Kayaşehir Vadisinde kurulacak yeşil alanın 5,5 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 3 kilometre eninde olacağını bildirdi.
Kayaşehir merkezinden Fenertepe'ye doğru uzanacak sahada, koru alanları, parklar, bisiklet ve yürüyüş parkurları, dinlenme ve piknik alanları ile vatandaşların birincil ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal tesislerin bulunacağını ifade eden Turhan, "Kayaşehir'e yapacağımız parkın büyüklüğü, İstanbul'daki en büyük korunun dört katı büyüklüğünde olacak. İstanbul'daki en büyük korunun 420 bin metrekare olduğu düşünüldüğünde Kayaşehir'deki bölge parkının ne kadar büyük olduğu anlaşılır." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbula yapılacak dev parkın ihale tarihi belirlendi
"İki adet biyolojik gölet olacak"
Devasa parkın 4 etap halinde inşa edileceğini vurgulayan Turan, açıklamasında şunları kaydetti:
"İstanbul ve Kayaşehir'i yeşille buluşturacak parkımızı dört etap halinde bitireceğiz. 7 Eylül'de ihalesini yapacağımız 338 bin 803 metrekareden oluşan birinci etabın içerisinde vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu sosyal alanlar olacak. Proje içerisinde konser, sergi ve festivallerin düzenleneceği dört adet etkinlik platformu olacak, amfi tiyatro, renk, koku, ses ve tıbbi bitkiler bahçeleri, toplam 3 bin 250 metrekare olmak üzere iki adet biyolojik gölet olacak."
Projenin Kayaşehir'e değer katacağını ve o bölgede yaşayanların yeşille daha çok buluşacağını aktaran Turan, şu bilgileri verdi:
İstanbula yapılacak dev parkın ihale tarihi belirlendi
"Vatandaşlarımız yeşille iç içe sosyal yaşamlarını sürdürecekler. Birinci etapta, 73 farklı tipte bitki olacak. Toplam 224 bin 601 metrekarelik çim alanı, 4 bin 500 yapraklı ağaç, 2 bin 600 ibreli ağaç, 85 bin 500 çalı, 5 bin 900 otsu bitki ve 57 bin 250 adet yer örtücü bitki olacak. Birinci etap içerisinde ayrıca; restoranlar ve kafeler, 11 adet asma köprü, seyir terasları ve otopark da yer alacak." (Kaynak:cnntürk.com.tr)
TOKİ Başkanı Ergün Turan, yaptığı yazılı açıklamada, Kayapark Projesinin alt yapı hazırlıklarını tasarladıklarını belirterek, Kayaşehir Vadisinde kurulacak yeşil alanın 5,5 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 3 kilometre eninde olacağını bildirdi.
Kayaşehir merkezinden Fenertepe'ye doğru uzanacak sahada, koru alanları, parklar, bisiklet ve yürüyüş parkurları, dinlenme ve piknik alanları ile vatandaşların birincil ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal tesislerin bulunacağını ifade eden Turhan, "Kayaşehir'e yapacağımız parkın büyüklüğü, İstanbul'daki en büyük korunun dört katı büyüklüğünde olacak. İstanbul'daki en büyük korunun 420 bin metrekare olduğu düşünüldüğünde Kayaşehir'deki bölge parkının ne kadar büyük olduğu anlaşılır." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbula yapılacak dev parkın ihale tarihi belirlendi
"İki adet biyolojik gölet olacak"
Devasa parkın 4 etap halinde inşa edileceğini vurgulayan Turan, açıklamasında şunları kaydetti:
"İstanbul ve Kayaşehir'i yeşille buluşturacak parkımızı dört etap halinde bitireceğiz. 7 Eylül'de ihalesini yapacağımız 338 bin 803 metrekareden oluşan birinci etabın içerisinde vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu sosyal alanlar olacak. Proje içerisinde konser, sergi ve festivallerin düzenleneceği dört adet etkinlik platformu olacak, amfi tiyatro, renk, koku, ses ve tıbbi bitkiler bahçeleri, toplam 3 bin 250 metrekare olmak üzere iki adet biyolojik gölet olacak."
Projenin Kayaşehir'e değer katacağını ve o bölgede yaşayanların yeşille daha çok buluşacağını aktaran Turan, şu bilgileri verdi:
İstanbula yapılacak dev parkın ihale tarihi belirlendi
"Vatandaşlarımız yeşille iç içe sosyal yaşamlarını sürdürecekler. Birinci etapta, 73 farklı tipte bitki olacak. Toplam 224 bin 601 metrekarelik çim alanı, 4 bin 500 yapraklı ağaç, 2 bin 600 ibreli ağaç, 85 bin 500 çalı, 5 bin 900 otsu bitki ve 57 bin 250 adet yer örtücü bitki olacak. Birinci etap içerisinde ayrıca; restoranlar ve kafeler, 11 adet asma köprü, seyir terasları ve otopark da yer alacak." (Kaynak:cnntürk.com.tr)
22 Temmuz 2017 Cumartesi
İnegöl’de turizm konuşulacak
Bursa’nın İnegöl ilçesi şimdiye kadar mobilyası ve köftesiyle tanınıyordu. İnegöl’ün özellikle doğa turizminde sahip olduğu saklı kalmış değerler bundan sonra çok konuşulacak. Bu değerleri belediye bünyesinde kurulan İNTURAŞ (İnegöl Turizm A.Ş) koordinasyonunda oluşturulan İnegöl Turizm Tanıtım Platformu dünya ve Türkiye’de vitrine çıkaracak.
İnegöl’ün saklı kalmış güzelliklerinin artık açığa çıkma zamanın geldiğine inanan İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bu güzellikleri Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nden (TUYED) bir heyete tanıttı. İnegöl’ün mobilya, kaplıca, köfte ve ayçekirdeğinde markalara sahip olduğunu belirten Aktaş, “Doğa turizminde de ciddi artılarımız var. Bunları Türkiye ve dünyaya daha iyi tanıtmak adına İnegöl Turizm Tanıtım Platformunu kurduk” dedi.
TUYED üyelerinin turizmde bir hedefiniz var mı sorusunu yanıtlayan Aktaş şunları söyledi: “Turizme biraz geç girdik bu yüzden şimdilik rakamsal bir hedef belirlemedik. Belediye olarak özel sektör mantığıyla iş yapıyoruz. İnegöl’de üniversite açarak gençleri de bölgemize çekeceğiz. Kurşunlu’da bir eko turizm alanı oluşturacağız. İlçemizde artık birileri turizme kafa yoruyor. Kent Müzesi, Mobilya Ağaç Sanayi Müzesi, Ortaköy Kervansarayı, İshakpaşa Külliyesi, Cuma Camii, Tarihi Kapalı Çarşı ve termal merkezimiz Oylat ile Oylat Mağarasını öne çıkaracağız. Doğa turizminde saklı güzelliklerimizi de tanıtıp, yakın olduğumuz Ankara ve İstanbul’daki doğaseverleri ilçemize çekeceğiz.”
Doğaya saygı DOSTUM!
Tanıtım gezisi boyunca TUYED heyetiyle birlikte olan İNTURAŞ Koordinatörü Nezir Kuyumcu, doğaseverlere hizmet vermek üzere Doğa Sporları ve Turizm Merkezi (DOSTUM) oluşturdukları belirterek faaliyetler hakkında şu bilgileri verdi: DOSTUM 80 bin metrekarelik bir alana sahip. Burada, atv, motocross sahası, bisiklet parkuru, uçuş pisti, okçuluk eğitim sahası, deniz bisikleti, kampçılık, balıkçılık alanı, yamaç paraşütü hangar ve kafeteryamızla hizmet veriyoruz. Hem doğaseverler hem de çocuklar burada keyifle zaman geçirebiliyor.”
Yerel lezzetleri anneannelerinin yaptığı şekilde ortaya çıkarıp, İnegöl’e geleceklere ikram edeceklerini belirten Kuyumcu, İNTURAŞ bünyesinde faaliyet gösteren, kadın emeğini değerlendirmek adına Hilmiye Köyü’nde Oylat Çiftlik adıyla hizmet veren birim hakkında ise şunları söyledi: “Burada İnegöl’e gelen doğaseverlere yöresel kahvaltı yapma imkanı sunuyoruz. Bakraçta yoğurdu eskiden yapıldığı gibi, gerçek ev mayasıyla hazırlayıp misafirlerimize ikram etmeyi planlıyoruz. Kimyon ile kekik arası bir tadı olan yöreye özgü Çıbrıka baharatını da tanıtacağız.”
Orhan Köfte’nin sahibi Orhan Çelik, TUYED heyetine İnegöl köftesi, Oylat AŞ Pazarlama Müdürü Özgür Yıldız bölgedeki termal sularının yararları, Oylat ATV’nin sahibi Agah Oktay Özcan da doğanın içinde düzenlenen parkurlar hakkında bilgiler verdi. TUYED üyeleri ayrıca Hamamlı Köyü Muhtarı Recep Ötünmek’in davetlisi olarak Sabahattin Oruç’un nektarı bahçesinde dalından meyve koparıp yediler. Baldan Dondurma’nın sahibi Ercan Yıldız’ın ikramıyla da serinlediler.
İnegöl’ün saklı kalmış güzelliklerinin artık açığa çıkma zamanın geldiğine inanan İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bu güzellikleri Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nden (TUYED) bir heyete tanıttı. İnegöl’ün mobilya, kaplıca, köfte ve ayçekirdeğinde markalara sahip olduğunu belirten Aktaş, “Doğa turizminde de ciddi artılarımız var. Bunları Türkiye ve dünyaya daha iyi tanıtmak adına İnegöl Turizm Tanıtım Platformunu kurduk” dedi.
TUYED üyelerinin turizmde bir hedefiniz var mı sorusunu yanıtlayan Aktaş şunları söyledi: “Turizme biraz geç girdik bu yüzden şimdilik rakamsal bir hedef belirlemedik. Belediye olarak özel sektör mantığıyla iş yapıyoruz. İnegöl’de üniversite açarak gençleri de bölgemize çekeceğiz. Kurşunlu’da bir eko turizm alanı oluşturacağız. İlçemizde artık birileri turizme kafa yoruyor. Kent Müzesi, Mobilya Ağaç Sanayi Müzesi, Ortaköy Kervansarayı, İshakpaşa Külliyesi, Cuma Camii, Tarihi Kapalı Çarşı ve termal merkezimiz Oylat ile Oylat Mağarasını öne çıkaracağız. Doğa turizminde saklı güzelliklerimizi de tanıtıp, yakın olduğumuz Ankara ve İstanbul’daki doğaseverleri ilçemize çekeceğiz.”
Doğaya saygı DOSTUM!
Tanıtım gezisi boyunca TUYED heyetiyle birlikte olan İNTURAŞ Koordinatörü Nezir Kuyumcu, doğaseverlere hizmet vermek üzere Doğa Sporları ve Turizm Merkezi (DOSTUM) oluşturdukları belirterek faaliyetler hakkında şu bilgileri verdi: DOSTUM 80 bin metrekarelik bir alana sahip. Burada, atv, motocross sahası, bisiklet parkuru, uçuş pisti, okçuluk eğitim sahası, deniz bisikleti, kampçılık, balıkçılık alanı, yamaç paraşütü hangar ve kafeteryamızla hizmet veriyoruz. Hem doğaseverler hem de çocuklar burada keyifle zaman geçirebiliyor.”
Yerel lezzetleri anneannelerinin yaptığı şekilde ortaya çıkarıp, İnegöl’e geleceklere ikram edeceklerini belirten Kuyumcu, İNTURAŞ bünyesinde faaliyet gösteren, kadın emeğini değerlendirmek adına Hilmiye Köyü’nde Oylat Çiftlik adıyla hizmet veren birim hakkında ise şunları söyledi: “Burada İnegöl’e gelen doğaseverlere yöresel kahvaltı yapma imkanı sunuyoruz. Bakraçta yoğurdu eskiden yapıldığı gibi, gerçek ev mayasıyla hazırlayıp misafirlerimize ikram etmeyi planlıyoruz. Kimyon ile kekik arası bir tadı olan yöreye özgü Çıbrıka baharatını da tanıtacağız.”
Orhan Köfte’nin sahibi Orhan Çelik, TUYED heyetine İnegöl köftesi, Oylat AŞ Pazarlama Müdürü Özgür Yıldız bölgedeki termal sularının yararları, Oylat ATV’nin sahibi Agah Oktay Özcan da doğanın içinde düzenlenen parkurlar hakkında bilgiler verdi. TUYED üyeleri ayrıca Hamamlı Köyü Muhtarı Recep Ötünmek’in davetlisi olarak Sabahattin Oruç’un nektarı bahçesinde dalından meyve koparıp yediler. Baldan Dondurma’nın sahibi Ercan Yıldız’ın ikramıyla da serinlediler.
21 Temmuz 2017 Cuma
Dünyaca ünlü kahve zincirlerinde koliform şoku
Aralarında Starbucks ve Nero gibi dünyaca ünlü kahve zincirlerinin de bulunduğu kahvecilerden alınan örneklerde koliform bakterilere rastlandı. Bakteri direkt hasta etmese de hastalık oluşturabilen mikroplar için uygun zemin sağlayabiliyor.
BBC’nin yaptığı bir araştırma, Starbucks ve Cafe Nero gibi dünyaca ünlü kahve zincirlerinde insan sağlığı için tehlikeli özellik taşıyan koliform bakteriye rastlandığını gösterdi.
Sputnik’in BBC’nin Watchdog adlı televizyon programından aktardığına göre BBC, Starbucks ve Cafe Nero başta olmak üzere kahve zincirlerinden aldığı örnekleri laboratuvar ortamında inceletti. Sonuçlar, Costa Cafe’nin ürünlerinde 7/10, Caffe Nero ve Starbucks’ın ürünlerinde ise 3/10 oranında koliform bakteri olduğunu gösterdi. Kolfiorm bakteriler, hastalığa yol açan patojenler taşımasından ötürü insan sağlığı için tehlike arz ediyor.
İngiltere Çevre Sağlığı Enstitüsü’nden Tony Lewis, kontaminasyon oranıyla ilgili olarak ‘son derece endişeli olduğunu’ söyledi. Lewis, bu bakterilerin insan sağlığını tehdit eden hastalıkların kaynağı olduğunu belirtti ve gıdalarda, oranı ne olursa olsun hiçbir şekilde mevcut olmaması gerektiğini söyledi.
STARBUCKS: MÜŞTERİ SAĞLIĞI BİZLER İÇİN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Starbucks sözcüsü hijyen sorununu ‘son derece ciddiye aldıklarını’ ve müşteri sağlığının kendileri için ‘her şeyden önemli olduğunu’ söyledi. Dünyanın dört bir yanındaki çalışanların hijyen standartlarıyla ilgili sürekli güncellenen eğitimlere tabi tutuklarını belirten sözcü, iddialarla ilgili olarak araştırma başlattıklarını da ekledi. Costa ve Caffe Nero sözcüleri ise sonuçlar üzerine kapsamlı araştırma yapılacağını ve özellikle buzun nasıl tutulacağı ile ilgili prosedürlerle kullanılacak malzemenin yenileneceğini belirtti. Sözcü
KOLİFORM NEDİR?
Koliform bakteriler gıda ve suların sıhhi durumunu gösteren göstergeç bakterileri olarak tanımlanıyor. Tanım olarak çubuksu, Gram-negatif olup 35-37 °C'de laktoz fermante ederek asit ve gaz üretebiliyorlar. Koliformlar sıcak kanlı hayvanların dışkılarında bolca bulunurlar, ama sulak ortamlarda, toprakta ve bitkilerde de bulunurlar. Çoğu zaman kloliformalar kendileri hastalığa neden olmazlar ama kolay kültürlenirler, ve varlıkları dışkı kaynaklı zararlı patojenlerin de mevcut olabileceğine işaret edebilir. Dışkıya ait (fekal) patojenlere bakteriler, virüsler, protozoalar ve parazitler dahil olarak yorumlanır. Kaynak: Wikipedia
BBC’nin yaptığı bir araştırma, Starbucks ve Cafe Nero gibi dünyaca ünlü kahve zincirlerinde insan sağlığı için tehlikeli özellik taşıyan koliform bakteriye rastlandığını gösterdi.
Sputnik’in BBC’nin Watchdog adlı televizyon programından aktardığına göre BBC, Starbucks ve Cafe Nero başta olmak üzere kahve zincirlerinden aldığı örnekleri laboratuvar ortamında inceletti. Sonuçlar, Costa Cafe’nin ürünlerinde 7/10, Caffe Nero ve Starbucks’ın ürünlerinde ise 3/10 oranında koliform bakteri olduğunu gösterdi. Kolfiorm bakteriler, hastalığa yol açan patojenler taşımasından ötürü insan sağlığı için tehlike arz ediyor.
İngiltere Çevre Sağlığı Enstitüsü’nden Tony Lewis, kontaminasyon oranıyla ilgili olarak ‘son derece endişeli olduğunu’ söyledi. Lewis, bu bakterilerin insan sağlığını tehdit eden hastalıkların kaynağı olduğunu belirtti ve gıdalarda, oranı ne olursa olsun hiçbir şekilde mevcut olmaması gerektiğini söyledi.
STARBUCKS: MÜŞTERİ SAĞLIĞI BİZLER İÇİN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Starbucks sözcüsü hijyen sorununu ‘son derece ciddiye aldıklarını’ ve müşteri sağlığının kendileri için ‘her şeyden önemli olduğunu’ söyledi. Dünyanın dört bir yanındaki çalışanların hijyen standartlarıyla ilgili sürekli güncellenen eğitimlere tabi tutuklarını belirten sözcü, iddialarla ilgili olarak araştırma başlattıklarını da ekledi. Costa ve Caffe Nero sözcüleri ise sonuçlar üzerine kapsamlı araştırma yapılacağını ve özellikle buzun nasıl tutulacağı ile ilgili prosedürlerle kullanılacak malzemenin yenileneceğini belirtti. Sözcü
KOLİFORM NEDİR?
Koliform bakteriler gıda ve suların sıhhi durumunu gösteren göstergeç bakterileri olarak tanımlanıyor. Tanım olarak çubuksu, Gram-negatif olup 35-37 °C'de laktoz fermante ederek asit ve gaz üretebiliyorlar. Koliformlar sıcak kanlı hayvanların dışkılarında bolca bulunurlar, ama sulak ortamlarda, toprakta ve bitkilerde de bulunurlar. Çoğu zaman kloliformalar kendileri hastalığa neden olmazlar ama kolay kültürlenirler, ve varlıkları dışkı kaynaklı zararlı patojenlerin de mevcut olabileceğine işaret edebilir. Dışkıya ait (fekal) patojenlere bakteriler, virüsler, protozoalar ve parazitler dahil olarak yorumlanır. Kaynak: Wikipedia
Fast food devlerinde koliform skandalı
İngiltere'deki McDonalds, Burger King ve KFC restoranlarındaki içeceklerde dışkıda bulunan bakteri saptandı. Her gün onlarca kişinin yemek yediği dev şirketler konuyla ilgili açıklamada bulundu.
İngiltere’deki McDonalds, Burger King ve KFC restoranlarındaki içeceklerde dışkıda bulunan bakteri saptandı.
BBC’de yayımlanan Watchdog isimli program her zaman yaptığı gibi restorandan topladığı 10 numuneyi test laboratuvarlarına gönderdi ve çarpıcı sonuçları ekrana yansıttı.
McDonald’s’tan alınan üç numunede Burger King’den alınan altı numunede ve KFC’den alınan 7 numunede koliform bakterisi saptandı.
KFC’den konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Şok içindeyiz ciddi hayal kırıklığı yaşıyoruz” açıklamasında bulunuldu.
Burger King, “Temizlik ve hijyen önceliğimizdir” derken CNBC’ye konuşan McDonald’s yetkilileri, “Bizim için insan sağlığından daha önemlisi yok” diye konuştu. (Sözcü)
KALİFORM NEDİR?
Koliform bakteriler gıda ve suların sıhhi durumunu gösteren göstergeç bakterileri olarak tanımlanıyor. Tanım olarak çubuksu, Gram-negatif olup 35-37 °C'de laktoz fermante ederek asit ve gaz üretebiliyorlar. Koliformlar sıcak kanlı hayvanların dışkılarında bolca bulunurlar, ama sulak ortamlarda, toprakta ve bitkilerde de bulunurlar. Çoğu zaman kloliformalar kendileri hastalığa neden olmazlar ama kolay kültürlenirler, ve varlıkları dışkı kaynaklı zararlı patojenlerin de mevcut olabileceğine işaret edebilir. Dışkıya ait (fekal) patojenlere bakteriler, virüsler, protozoalar ve parazitler dahil olarak yorumlanır. Kaynak: Wikipedia
İngiltere’deki McDonalds, Burger King ve KFC restoranlarındaki içeceklerde dışkıda bulunan bakteri saptandı.
BBC’de yayımlanan Watchdog isimli program her zaman yaptığı gibi restorandan topladığı 10 numuneyi test laboratuvarlarına gönderdi ve çarpıcı sonuçları ekrana yansıttı.
McDonald’s’tan alınan üç numunede Burger King’den alınan altı numunede ve KFC’den alınan 7 numunede koliform bakterisi saptandı.
KFC’den konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Şok içindeyiz ciddi hayal kırıklığı yaşıyoruz” açıklamasında bulunuldu.
Burger King, “Temizlik ve hijyen önceliğimizdir” derken CNBC’ye konuşan McDonald’s yetkilileri, “Bizim için insan sağlığından daha önemlisi yok” diye konuştu. (Sözcü)
KALİFORM NEDİR?
Koliform bakteriler gıda ve suların sıhhi durumunu gösteren göstergeç bakterileri olarak tanımlanıyor. Tanım olarak çubuksu, Gram-negatif olup 35-37 °C'de laktoz fermante ederek asit ve gaz üretebiliyorlar. Koliformlar sıcak kanlı hayvanların dışkılarında bolca bulunurlar, ama sulak ortamlarda, toprakta ve bitkilerde de bulunurlar. Çoğu zaman kloliformalar kendileri hastalığa neden olmazlar ama kolay kültürlenirler, ve varlıkları dışkı kaynaklı zararlı patojenlerin de mevcut olabileceğine işaret edebilir. Dışkıya ait (fekal) patojenlere bakteriler, virüsler, protozoalar ve parazitler dahil olarak yorumlanır. Kaynak: Wikipedia
Bekir Coşkun’dan sevindiren haber!
Bir süredir rahatsızlığı nedeniyle yazılarına ara veren yazarımız Bekir Coşkun'dan sevindirici haber geldi. İstanbul'daki Amerikan Hastanesi'nde başarılı bir operasyon geçiren Coşkun'un sağlık durumunun iyi olduğunu açıklayan doktorlar kısa sürede Bekir Coşkun'un normal yaşamına döneceğini söyledi.
Yapılan açıklamada, “Hastaneden taburcu olan Coşkun için, internet ve sosyal medya üzerinden yoğun bakıma alındığı yönündeki haberlerin gerçek dışı olduğunu belirtir, yazarımızın kısa sürede okuyucularıyla bulaşacağını sevenlerine duyururuz” denildi.
Yapılan açıklamada, “Hastaneden taburcu olan Coşkun için, internet ve sosyal medya üzerinden yoğun bakıma alındığı yönündeki haberlerin gerçek dışı olduğunu belirtir, yazarımızın kısa sürede okuyucularıyla bulaşacağını sevenlerine duyururuz” denildi.
Ege’den gelen haberler çok vahim!
Bodrum açıklarında yaşanan 6,3 büyüklüğündeki deprem Yunan adası Kos'ta (İstanköy) can alırken, ciddi anlamda maddi hasara da yol açtı.
Ölenlerden birinin Türk, diğerinin ise İsveç vatandaşı olduğu öğrenildi. Güney Ege Bölge Valisi Yorgo Çatzimarkos, hayatını kaybeden Türk vatandaşının 30, İsveç vatandaşının ise 20 yaşında olduğunu ifade etti.
İtfaiye yetkilileri deprem nedeniyle oluşan dalgaların sahilde bir barın çatısının çökmesine neden olduğunu ve ölenlerin bu sırada barda bulunanlar olduğunu belirtti.
Kos Belediye Başkanı Yorgo Kyritsis, turistlerin de aralarında bulunduğu 100 kişinin yaralandığını açıkladı.
Deprem adada büyük paniğe yol açarken, on binlerce turist geceyi sokaklarda geçirdi.
Kos’taki Defterdar Camii’nin minaresi yıkıldı. Arama-kurtarma ekipleri, enkaz altında kalan olup olmadığını tespit etmek için bölgede çalışma yürüttü.
TSİ 01.31’de Bodrum ve Kos Adası (İstanköy) açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğü konusunda yetkililerden farklı açıklamalar geldi.
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin 6.7 olarak belirlediği deprem için AFAD 6.3 açıklaması yaptı.
Yunan yetkililer ise depremin büyüklüğünü 6.5 olarak duyurdu. Kandilli’nin açıklamasında ise depremin büyüklüğü 6.2 olarak ifade edildi.
Deprem Muğla’nın yanı sıra Ege bölgesi ile Akdeniz’in bazı bölgelerinde de hissedildi. Türkiye’de deprem nedeniyle şu ana kadar can kaybı yaşanmadığı ancak yaralıların olduğu haber verildi. Sözcü
Ölenlerden birinin Türk, diğerinin ise İsveç vatandaşı olduğu öğrenildi. Güney Ege Bölge Valisi Yorgo Çatzimarkos, hayatını kaybeden Türk vatandaşının 30, İsveç vatandaşının ise 20 yaşında olduğunu ifade etti.
İtfaiye yetkilileri deprem nedeniyle oluşan dalgaların sahilde bir barın çatısının çökmesine neden olduğunu ve ölenlerin bu sırada barda bulunanlar olduğunu belirtti.
Kos Belediye Başkanı Yorgo Kyritsis, turistlerin de aralarında bulunduğu 100 kişinin yaralandığını açıkladı.
Deprem adada büyük paniğe yol açarken, on binlerce turist geceyi sokaklarda geçirdi.
Kos’taki Defterdar Camii’nin minaresi yıkıldı. Arama-kurtarma ekipleri, enkaz altında kalan olup olmadığını tespit etmek için bölgede çalışma yürüttü.
TSİ 01.31’de Bodrum ve Kos Adası (İstanköy) açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğü konusunda yetkililerden farklı açıklamalar geldi.
ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin 6.7 olarak belirlediği deprem için AFAD 6.3 açıklaması yaptı.
Yunan yetkililer ise depremin büyüklüğünü 6.5 olarak duyurdu. Kandilli’nin açıklamasında ise depremin büyüklüğü 6.2 olarak ifade edildi.
Deprem Muğla’nın yanı sıra Ege bölgesi ile Akdeniz’in bazı bölgelerinde de hissedildi. Türkiye’de deprem nedeniyle şu ana kadar can kaybı yaşanmadığı ancak yaralıların olduğu haber verildi. Sözcü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)