Yeni KHK ile ekonomiden askeriyeye, eğitimden yargıya ve sağlığa kadar bir çok alanda çok önemli değişiklikler yapıldı.
ARTIK TSK’DA BEKLEME SÜRESİNE BAKILMAYACAK
Albaylarla rütbe bekleme süresi üç yıldan az olan general ve amiraller, rütbe bekleme süresine bakılmaksızın ve sicil şartı aranmaksızın terfi edebilecek. Kadrosuzluktan emekli edilenler rütbe bekleme sürelerini tamamlamış sayılacak.
CUMHURBAŞKANI’NIN ONAYI İLE HÜKÜMLÜ TAKASI
Türk vatandaşları hariç milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanı’nın talebi, Adalet Bakanı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile hükümlüler başka bir ülkeye iade ya da takas edilebilecek.
BAHİS SORUŞTURMASINA TELEKULAK VE AJAN
Bahis soruşturmalarında telefon dinlenebilecek, gizli soruşturmacı görevlendirilebilecek. Terör ve anayasal suçlarda tutukluluk süresi 7 yıla kadar uzayabilecek. Böylece darbeciler mahkûm olmadan, 7 yıl cezaevinde tutuklu kalabilecek.
SAĞLIKTA YENİDEN TEK ÇATI DÖNEMİ
Sağlık Bakanlığı’nda yeniden tek çatı dönemi başladı. Halk Sağlığı Kurumu ve Kamu Hastaneleri Kurumu, başkanlık düzeyinden genel müdürlük seviyesine indirildi. Aile hekimleri, her yıl bakanlıkça uygun görülmek şartıyla 72 yaşına kadar çalışabilecek.
İADE EDİLEN AKADEMİSYEN BAŞKA ÜNİVERSİTEYE
İhraç edilen akademisyenler iade edilirlerse başka üniversitelerde görevlendirilecek.
Yurtdışındaki memurlar sürelerinin bitiminden itibaren 15 gün içinde dönmezlerse memuriyetten çekilmiş sayılacak. Yurtlarda kayıt dışı öğrenci barındırana ceza geldi. (hürriyet.com.tr)
26 Ağustos 2017 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çok özel fotoğraflar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter adresinden torunuyla fotoğraflarını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çekildiği fotoğraflarını "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaştı.
Erdoğan bugün Cuma namazına torunu Ömer Tayyip Erdoğan'ı da götürmüştü. Torunuyla birlikte Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'nde Cuma namazını kılan Erdoğan daha sonra katıldığı programın ardından Mabeyn Köşkü'nde bulunan çalışma ofisine geçti. Erdoğan burada torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çalışma ofisinde çeklidiği üç kare fotoğrafı resmi Twitter hesabından paylaştı. "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaşılan fotoğraflarda Erdoğan ile torunu Ömer Tayyip masa üzerinde bulunan bir kağıdı inceliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çekildiği fotoğraflarını "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaştı.
Erdoğan bugün Cuma namazına torunu Ömer Tayyip Erdoğan'ı da götürmüştü. Torunuyla birlikte Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'nde Cuma namazını kılan Erdoğan daha sonra katıldığı programın ardından Mabeyn Köşkü'nde bulunan çalışma ofisine geçti. Erdoğan burada torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çalışma ofisinde çeklidiği üç kare fotoğrafı resmi Twitter hesabından paylaştı. "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaşılan fotoğraflarda Erdoğan ile torunu Ömer Tayyip masa üzerinde bulunan bir kağıdı inceliyor.
19 Ağustos 2017 Cumartesi
Bayramda çalışanlar dikkat! Bayram izni kime kaç gün, kime ne kadar ödenecek?
Bayramda kamuya verilen idari izin özel sektörü kapsamasa da isteyen firmalar tatili 10 güne çıkarabilir. Bugünleri maaştan kesemez, izinden düşemez. Çalışana ise 5.5 gün mesai var.
Hükümetin kararıyla önümüzdeki Kurban Bayramı'nda kamu çalışanları 10 gün tatil yapacak ve bayramın dışındaki günlerde de idari izinli sayılacak. Bu durum özel sektör çalışanlarını da heyecanlandırıyor ama konunun onlarla direkt ilgisi yok. Özel sektör çalışanları memurların idari izinli sayıldıkları 28-29 Ağustos'ta tam gün 31 Ağustos'ta ise yarım gün çalışmak durumunda. Peki bunun başka bir yolu yok mu? Elbette var.
PATRON İSTERSE…
İsteyen özel sektör firmaları aynen kamuda olduğu gibi çalışanlarına idari izin vererek 10 gün tatil yaptırabilir. Bu durum tamamen firmanın kararına bağlı. Fakat çalışanlar açısından bir tehlike söz konusu. Bazı firmalar bu idari izin verdikleri 2.5 günü maaştan kesmeye kalkabilir. Buna dikkat etmek gerekiyor.
Öncelikle belirtelim bu izinler çalışanların yıllık izin haklarından düşülemiyor, maaştan da kesilemiyor. Yani 10 gün tatil izni verilen bir özel sektör çalışanı ay sonunda maaşını tam alacak.
MESAİ ÖDENECEK
Sabah'ın haberine göre bunun yanında bayramda çalışma durumunda olanlar için de mesai ücreti ödeniyor. İş Kanunu'na göre çalışanlar bayramda çalışmak zorunda değil. Rızaları ile mesai yapabilirler. Bu durumda da her gün için maaşlarıyla birlikte çift yevmiye hak ederler.
Bu Kurban Bayramı 30 Ağustos Zafer Bayramı ile birleştiği için de toplamda 5.5 günlük bir tatil söz konusu. Bunun tamamını çalışan bir işçi için bu günlerde 11 günlük yevmiye ödenmek zorunda.
NASIL HESAPLANIR?
Bir işçinin net maaşının 1.500 TL olduğu varsayılırsa, günlük kazancı 50 TL olur. Bu işçi, günlük 7.5 saati doldurduktan sonra bayramda da çalışmışsa günlük mesaisi 50 TL günlük+ 50 TL= 100 TL bayram yevmiyesi olarak hesaplanır. AVM'lerde 12 saat çalışanlar yaptıkları 4 saat mesainin ücretini yüzde 50 fazlasıyla alır. Bu mesai bayramda yapılmışsa, ücret bayram mesaisine eklenir.
YILLIK İZİNDE 10 GÜN ŞARTI KALKTI
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde, izin sürelerinin, tarafların anlaşması halinde bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere "en çok üçe bölünebileceği" ibaresi "bölümler halinde kullanılabileceği" şeklinde değiştirildi. Resmi Gazete yayımlanan yeni yönetmelikte aynı maddeye "Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği hâlde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. Asıl işveren, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlamakla, alt işveren ise tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür" fıkrası eklendi. Sabah
Hükümetin kararıyla önümüzdeki Kurban Bayramı'nda kamu çalışanları 10 gün tatil yapacak ve bayramın dışındaki günlerde de idari izinli sayılacak. Bu durum özel sektör çalışanlarını da heyecanlandırıyor ama konunun onlarla direkt ilgisi yok. Özel sektör çalışanları memurların idari izinli sayıldıkları 28-29 Ağustos'ta tam gün 31 Ağustos'ta ise yarım gün çalışmak durumunda. Peki bunun başka bir yolu yok mu? Elbette var.
PATRON İSTERSE…
İsteyen özel sektör firmaları aynen kamuda olduğu gibi çalışanlarına idari izin vererek 10 gün tatil yaptırabilir. Bu durum tamamen firmanın kararına bağlı. Fakat çalışanlar açısından bir tehlike söz konusu. Bazı firmalar bu idari izin verdikleri 2.5 günü maaştan kesmeye kalkabilir. Buna dikkat etmek gerekiyor.
Öncelikle belirtelim bu izinler çalışanların yıllık izin haklarından düşülemiyor, maaştan da kesilemiyor. Yani 10 gün tatil izni verilen bir özel sektör çalışanı ay sonunda maaşını tam alacak.
MESAİ ÖDENECEK
Sabah'ın haberine göre bunun yanında bayramda çalışma durumunda olanlar için de mesai ücreti ödeniyor. İş Kanunu'na göre çalışanlar bayramda çalışmak zorunda değil. Rızaları ile mesai yapabilirler. Bu durumda da her gün için maaşlarıyla birlikte çift yevmiye hak ederler.
Bu Kurban Bayramı 30 Ağustos Zafer Bayramı ile birleştiği için de toplamda 5.5 günlük bir tatil söz konusu. Bunun tamamını çalışan bir işçi için bu günlerde 11 günlük yevmiye ödenmek zorunda.
NASIL HESAPLANIR?
Bir işçinin net maaşının 1.500 TL olduğu varsayılırsa, günlük kazancı 50 TL olur. Bu işçi, günlük 7.5 saati doldurduktan sonra bayramda da çalışmışsa günlük mesaisi 50 TL günlük+ 50 TL= 100 TL bayram yevmiyesi olarak hesaplanır. AVM'lerde 12 saat çalışanlar yaptıkları 4 saat mesainin ücretini yüzde 50 fazlasıyla alır. Bu mesai bayramda yapılmışsa, ücret bayram mesaisine eklenir.
YILLIK İZİNDE 10 GÜN ŞARTI KALKTI
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde, izin sürelerinin, tarafların anlaşması halinde bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere "en çok üçe bölünebileceği" ibaresi "bölümler halinde kullanılabileceği" şeklinde değiştirildi. Resmi Gazete yayımlanan yeni yönetmelikte aynı maddeye "Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği hâlde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. Asıl işveren, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlamakla, alt işveren ise tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür" fıkrası eklendi. Sabah
Etiketler:
kurban bayramı,
maaş,
memur,
yıllık izin
İlber Ortaylı: 'Azeri diye bir millet yok, Stalin hıyarı uydurdu'
Lüleburgaz'da bir etkinliğe katılan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Sovyetler Birliği'nin liderlerinden Stalin'le ilgili ilginç sözler sarf etti. Ortaylı, "Azerbaycan'lı başka, Azeri başka. Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Bunu Stalin hıyarı çıkardı. Stalin cahil bir Gürcü'dür. Milliyetlerden anlamaz, felaket bir heriftir" dedi.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kırklareli'de Lüleburgaz Belediyesi'nin kültür etkinlikleri kapsamında "Çınaraltı Sohbetleri" etkinliğinde konuştu.
Burada Lüleburgazlılar ile bir araya gelen Prof. Dr. Ortaylı, "Trakya'nın Tarihi, Siyasal, Ekonomik ve Kültürel Fay Hatları" başlıklı bir oturumda halkla sohbet etti.
Çevre il ve ilçelerden de katılımın olduğu sohbette yoğun ilgiyle karşılaşan Ortaylı, Trakya'nın ve Balkanların tarihi öneminden bahsetti. 20 yıl önce Lüleburgaz'a geldiğini belirten tarihçi "20 yıldan sonra geldiğim şehirde çok sağlıklı bir gelişim gördüm. Sizlerle sohbet ederken kadınların ve erkeklerin katılımını bu kadar eşit oranda görmek beni çok mutlu etti. Tartışmaya açık ve sağlıklı sorular sorabilen bir toplulukla karşılaşmak sevindirici" dedi.
Kurtuluş Savaşı'ndan Osmanlı moderleşmesine, Balkanlar'daki Türk nüfusundan kültürel tarihe kadar pek çok konuda dinleyicilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ortaylı, ailesi Bulgaristan'dan göçen genç bir dinleyicinin, kökenini açıklamaya çalıştığında "Bulgar mısın?" sorusuyla karşılaştığını anlatması üzerine şunları söyledi:
"Azerbaycan'lı başka, Azeri başka. Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Komünist şairler bile 'Türk kızları' diye yazar. Bunu Stalin hıyarı çıkardı. Stalin cahil bir Gürcü'dür, milliyetlerden anlamaz, felaket bir heriftir" dedi.
Programlarına örnek ve saygıdeğer bir bilim insanı ile başlamaktan dolayı memnuniyetini belirten Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak da "Bu etkinlikleri Trakya'nın siyasal, ekonomik ve kültürel fay hatları konu başlıkları ve alanında değerli isimlerle devam ettireceğiz" dedi.
Burada Lüleburgazlılar ile bir araya gelen Prof. Dr. Ortaylı, "Trakya'nın Tarihi, Siyasal, Ekonomik ve Kültürel Fay Hatları" başlıklı bir oturumda halkla sohbet etti.
Çevre il ve ilçelerden de katılımın olduğu sohbette yoğun ilgiyle karşılaşan Ortaylı, Trakya'nın ve Balkanların tarihi öneminden bahsetti. 20 yıl önce Lüleburgaz'a geldiğini belirten tarihçi "20 yıldan sonra geldiğim şehirde çok sağlıklı bir gelişim gördüm. Sizlerle sohbet ederken kadınların ve erkeklerin katılımını bu kadar eşit oranda görmek beni çok mutlu etti. Tartışmaya açık ve sağlıklı sorular sorabilen bir toplulukla karşılaşmak sevindirici" dedi.
Kurtuluş Savaşı'ndan Osmanlı moderleşmesine, Balkanlar'daki Türk nüfusundan kültürel tarihe kadar pek çok konuda dinleyicilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ortaylı, ailesi Bulgaristan'dan göçen genç bir dinleyicinin, kökenini açıklamaya çalıştığında "Bulgar mısın?" sorusuyla karşılaştığını anlatması üzerine şunları söyledi:
"Azerbaycan'lı başka, Azeri başka. Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Komünist şairler bile 'Türk kızları' diye yazar. Bunu Stalin hıyarı çıkardı. Stalin cahil bir Gürcü'dür, milliyetlerden anlamaz, felaket bir heriftir" dedi.
Programlarına örnek ve saygıdeğer bir bilim insanı ile başlamaktan dolayı memnuniyetini belirten Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak da "Bu etkinlikleri Trakya'nın siyasal, ekonomik ve kültürel fay hatları konu başlıkları ve alanında değerli isimlerle devam ettireceğiz" dedi.
18 Ağustos 2017 Cuma
Dövme küçük kızın hayatını zehir etti!
Ailesiyle birlikte Mısır’a tatile giden Madison Gulliver, kaldıkları otelin tasarım salonunda babası Martin ile birlikte geçici kına dövmesi yaptırdı. Guliver’in yüzük parmağından dirseğine kadar uzanan desen yaptırdıktan bir süre sonra ise kaşınmaya başladı...
Ailesiyle birlikte tatilden evine dönen Gulliver’in dövme yerleri şişerek ağrılı kabarcıklar halini aldı. İlkokul öğrencisi olan Gulliver, özel bir yanık ünitesinde ağrılı ve ağır bir tedavi görmek zorunda kaldı.
Geçici dövmelerin renginin daha koyu olması için kullanılan, kınaya siyah bir renk veren ve kısaca PPD olarak geçen kimyasal, özellikle çocuklar üzerinde kullanımında vücutta reaksiyonlara yol açabiliyor.
Küçük kızın vücudunda kalıcı yaralar oluşmasına neden olan dövmenin içerisinde para-phenylenediamine olarak adlandırılan bir kimyasal maddenin olduğu belirlendi.
Uzmanlar, pek çok tatilci tarafından tercih edilen geçici dövmelerin olası tehlikelerine ve yol açabileceği kalıcı hasarlara karşı uyarılarda bulunuyor. Vücudunda yaralar oluşan çocuğunun başına gelenler hakkında konuşan Gulliver’in babası Martin, “Bu olay, dövmelerin olası tehlikesini bilmediğim için bir parça benim suçum ama çocuklar üzerinde tehlikeli kimyasalların uygulanmasına izin veren otel salonunun da suçu var.” dedi.
Olay sonrasında özür dileyen otel yönetimi, dövmenin yapıldığı salonun artık hizmet vermediğini açıkladı. Geçici kına dövmelerinin neden olduğu yaralar daha önce de gündeme gelmişti.
Geçici kına dövmesi yaptıran pek çok tatilci, geçirdikleri rahatsızlıklar sonunda insanları bu dövmelerin olası tehlikelerine karşı uyarmıştı. (hürriyet.com.tr)
Ailesiyle birlikte tatilden evine dönen Gulliver’in dövme yerleri şişerek ağrılı kabarcıklar halini aldı. İlkokul öğrencisi olan Gulliver, özel bir yanık ünitesinde ağrılı ve ağır bir tedavi görmek zorunda kaldı.
Geçici dövmelerin renginin daha koyu olması için kullanılan, kınaya siyah bir renk veren ve kısaca PPD olarak geçen kimyasal, özellikle çocuklar üzerinde kullanımında vücutta reaksiyonlara yol açabiliyor.
Küçük kızın vücudunda kalıcı yaralar oluşmasına neden olan dövmenin içerisinde para-phenylenediamine olarak adlandırılan bir kimyasal maddenin olduğu belirlendi.
Uzmanlar, pek çok tatilci tarafından tercih edilen geçici dövmelerin olası tehlikelerine ve yol açabileceği kalıcı hasarlara karşı uyarılarda bulunuyor. Vücudunda yaralar oluşan çocuğunun başına gelenler hakkında konuşan Gulliver’in babası Martin, “Bu olay, dövmelerin olası tehlikesini bilmediğim için bir parça benim suçum ama çocuklar üzerinde tehlikeli kimyasalların uygulanmasına izin veren otel salonunun da suçu var.” dedi.
Olay sonrasında özür dileyen otel yönetimi, dövmenin yapıldığı salonun artık hizmet vermediğini açıkladı. Geçici kına dövmelerinin neden olduğu yaralar daha önce de gündeme gelmişti.
Geçici kına dövmesi yaptıran pek çok tatilci, geçirdikleri rahatsızlıklar sonunda insanları bu dövmelerin olası tehlikelerine karşı uyarmıştı. (hürriyet.com.tr)
16 Ağustos 2017 Çarşamba
Türk soylulara vatandaşlık yolu açıldı, mağduriyetlerin önüne geçilecek
Yeni göç yasasının çıkmasının ardından hükümet Türkiye'de yaşayan Balkan kökenli Türk soyluların mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için 'istisnai vatandaşlık' yolunu açtı. Başvuru için Maliye veznesine 10 lira yatırmak yeterli olacak. İstisnai vatandaşlık hakkından yaklaşık 10 bin kişinin yararlanması bekleniyor.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra 2014’ten itibaren yabancılarla ilgili ikamet izni işlemleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı’ndan alınarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne verildi. Yeni uygulama ile haymatlos (vatansız) statüsüne daha önceden sahip olan başta Batı Trakya Türkleri olmak üzere Balkan ülkeleri kökenli Türk soylularına insani ikamet izni uygulamasına geçildi.
Batı Trakya kökenli haymatloslar ile anne babası vatandaş olanlara bile vatandaşlık kazanma yolu dolaylı olarak kapatıldı. Bu durum, Türk soylu Balkan göçmenlerinin mağduriyetine neden oldu. Yunanistan Gümülcine doğumlu olan ve sonradan Türk vatandaşı olan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalar ile bu sorunu hükümet gündemine taşıdı.
Yeni bir formül bulundu
Milliyet gazetesinde yer alan habere göre Çavuşoğlu’nun girişiminin ardından mağduriyetlerin giderilmesi ve parçalanmış ailelerin birleşmesinin sağlanması için yeni bir formül bulundu. 1 Ocak 2017’den önce Türkiye’ye gelmiş olani ikâmet iznine sahip Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova vatandaşı olup birinci derece Türk vatandaşı yakını bulunan kişiler ile bu üleklerin haymatlosu olan kişilere Türk Vatandaşlığı’nın 12. maddesine dayanılarak istisnai Türk vatandaşlığını kazanma hakkı getirildi.
İstisnai vatandaşlık için aranan şartlar
İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile istisnai vatandaşlığa başvurma prosedürü tamamlandı. İstisnai vatandaşlığa başvurabilmek için yabancının şu şartları sağlaması gerekiyor:
- 1 Ocak 2017 tarihinden önce Türkiye’ye gelmiş olmak.
- Yasal bir ikamet izniyle Türkiye’de bulunmak.
- Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova vatandaşı olup birinci derece (Anne, baba, eş veya çocuk) Türk vatandaşı yakını bulunmak.
- Veya yukarıda sayılan ülke vatandaşlığından çıkmış olup haymatlos (vatansız) statüsüne sahip olmak.
- Başvuru süresi 30 Mayıs 2018 tarihinde sona erecek.
Başvurular başladı
Koşulları sağlayan Türk soylular, bulundukları illerdeki il nüfus müdürlüklerine başvuruda bulunmaya başladı. Bu kişilerden, haymatlos belgesi veya Türk vatandaşı kişilerle aile bağını kanıtlayan nüfus kayıt örneği benzeri belgeler isteniyor. Maliye veznesine yatırılacak hizmet bedeli ise 10 lira olarak belirlendi. Başvurular, Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonu’nca ele alınacak. Şartları taşıyan başvurular, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilecek. Değerlendirmenin ardından istisnai vatandaşlık hakkını kazananlar, Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak.
16 milyon göçmen
Bugünkü Türkiye topraklarına Balkanlardan en önemli göç dalgası, Osmanlı-Rus harbi sırasında 1878’de başladı. Bu göçü Balkan Harbi sonrası göç ile 1924 yılında Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması göçleri izledi. 1950 ve 1989 yıllarında Bulgaristan’dan Türkiye’ye iki önemli göç hareketi oldu. Bunların yanı sıra farklı zaman dilimlerinde Balkan coğrafyasından Türkiye’ye göçler sürekli devam etti. bugün Türkiye’de kökeni Balkanlara dayanan nüfus sayısı, 16-20 milyon civarında tahmin ediliyor. Türkiye’de küçük-orta ve büyük çapta yüzlerce Balkan Türkleri derneği bulunuyor. Bunların içinde kamu yararına dernek statüsüne sahip olanların üye sayısı 150 bin civarında. Bu nüfus arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olmayan ve bu sağlanan hak kapsamına giren kişi sayısının yaklaşık 10 bin olduğu tahmin ediliyor. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra 2014’ten itibaren yabancılarla ilgili ikamet izni işlemleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı’ndan alınarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne verildi. Yeni uygulama ile haymatlos (vatansız) statüsüne daha önceden sahip olan başta Batı Trakya Türkleri olmak üzere Balkan ülkeleri kökenli Türk soylularına insani ikamet izni uygulamasına geçildi.
Batı Trakya kökenli haymatloslar ile anne babası vatandaş olanlara bile vatandaşlık kazanma yolu dolaylı olarak kapatıldı. Bu durum, Türk soylu Balkan göçmenlerinin mağduriyetine neden oldu. Yunanistan Gümülcine doğumlu olan ve sonradan Türk vatandaşı olan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalar ile bu sorunu hükümet gündemine taşıdı.
Yeni bir formül bulundu
Milliyet gazetesinde yer alan habere göre Çavuşoğlu’nun girişiminin ardından mağduriyetlerin giderilmesi ve parçalanmış ailelerin birleşmesinin sağlanması için yeni bir formül bulundu. 1 Ocak 2017’den önce Türkiye’ye gelmiş olani ikâmet iznine sahip Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova vatandaşı olup birinci derece Türk vatandaşı yakını bulunan kişiler ile bu üleklerin haymatlosu olan kişilere Türk Vatandaşlığı’nın 12. maddesine dayanılarak istisnai Türk vatandaşlığını kazanma hakkı getirildi.
İstisnai vatandaşlık için aranan şartlar
İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile istisnai vatandaşlığa başvurma prosedürü tamamlandı. İstisnai vatandaşlığa başvurabilmek için yabancının şu şartları sağlaması gerekiyor:
- 1 Ocak 2017 tarihinden önce Türkiye’ye gelmiş olmak.
- Yasal bir ikamet izniyle Türkiye’de bulunmak.
- Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Kosova vatandaşı olup birinci derece (Anne, baba, eş veya çocuk) Türk vatandaşı yakını bulunmak.
- Veya yukarıda sayılan ülke vatandaşlığından çıkmış olup haymatlos (vatansız) statüsüne sahip olmak.
- Başvuru süresi 30 Mayıs 2018 tarihinde sona erecek.
Başvurular başladı
Koşulları sağlayan Türk soylular, bulundukları illerdeki il nüfus müdürlüklerine başvuruda bulunmaya başladı. Bu kişilerden, haymatlos belgesi veya Türk vatandaşı kişilerle aile bağını kanıtlayan nüfus kayıt örneği benzeri belgeler isteniyor. Maliye veznesine yatırılacak hizmet bedeli ise 10 lira olarak belirlendi. Başvurular, Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonu’nca ele alınacak. Şartları taşıyan başvurular, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilecek. Değerlendirmenin ardından istisnai vatandaşlık hakkını kazananlar, Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak.
16 milyon göçmen
Bugünkü Türkiye topraklarına Balkanlardan en önemli göç dalgası, Osmanlı-Rus harbi sırasında 1878’de başladı. Bu göçü Balkan Harbi sonrası göç ile 1924 yılında Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması göçleri izledi. 1950 ve 1989 yıllarında Bulgaristan’dan Türkiye’ye iki önemli göç hareketi oldu. Bunların yanı sıra farklı zaman dilimlerinde Balkan coğrafyasından Türkiye’ye göçler sürekli devam etti. bugün Türkiye’de kökeni Balkanlara dayanan nüfus sayısı, 16-20 milyon civarında tahmin ediliyor. Türkiye’de küçük-orta ve büyük çapta yüzlerce Balkan Türkleri derneği bulunuyor. Bunların içinde kamu yararına dernek statüsüne sahip olanların üye sayısı 150 bin civarında. Bu nüfus arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olmayan ve bu sağlanan hak kapsamına giren kişi sayısının yaklaşık 10 bin olduğu tahmin ediliyor. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
15 Ağustos 2017 Salı
Emekliye müjde!
Milyonlar emekli maaşlarının Kurban Bayramı öncesi mi ödenecek merak ediyor. Bakanlar Kurulu bugün toplandı ve maaş ödemeleri kararı belli oldu. Peki emekli maaşları bayramdan önce mi ödenecek?
Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 14.00'te Beştepe'de toplanan Bakanlar Kurulu'nun bugünkü kararı belli oldu. Emekliye müjdeli maaş ödemesi haberi geldi. Tatil öncesi beklenen gerçekleşti ve emekli maaşları bayram öncesi ödenecek.
Bozdağ, “Emekli sandığı kapsamında emekli dul ve yetim aylığı alanlar, şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere aylık ödeme günleri 1-5 Eylül tarihleri arasına denk gelmesi nedeniyle emekli maaşlarının ödenmesinin bayram öncesine çekilmesi de kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, 1-2 ve 3 Eylül tarihlerinde maaşlarını alacak olan emekli sandığı emekli dul ve yetimleri ile şehit yakınları ve gazilerimiz, 28 Ağustos 2017 tarihinde, 4 ve 5 Eylül 2017 tarihinde maaşlarını alacak olanlar da 29 Ağustos 2017 tarihinde maaşlarını alabilecektir.” ifadelerini kullandı.
Kara Yolları ve Genel Müdürlüğü'nün denetimde olan otoyollar 30 Ağustos – 5 Eylül arasında ücretsiz olacak. Ücretsiz geçişler Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kapsamıyor.
28 – 29 Ağustos'un da Kurban Bayramı tatiline dahil edilmesiyle birlikte 26-27 Ağustos hafta sonu da eklendiğinde Kurban Bayramı tatili 10 güne uzamış oldu. Bayramı tatili 4 Eylül Pazartesi günü son bulacak. Çalışanlar 5 Eylül Salı günü işbaşı yapacak.
Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 14.00'te Beştepe'de toplanan Bakanlar Kurulu'nun bugünkü kararı belli oldu. Emekliye müjdeli maaş ödemesi haberi geldi. Tatil öncesi beklenen gerçekleşti ve emekli maaşları bayram öncesi ödenecek.
Bozdağ, “Emekli sandığı kapsamında emekli dul ve yetim aylığı alanlar, şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere aylık ödeme günleri 1-5 Eylül tarihleri arasına denk gelmesi nedeniyle emekli maaşlarının ödenmesinin bayram öncesine çekilmesi de kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, 1-2 ve 3 Eylül tarihlerinde maaşlarını alacak olan emekli sandığı emekli dul ve yetimleri ile şehit yakınları ve gazilerimiz, 28 Ağustos 2017 tarihinde, 4 ve 5 Eylül 2017 tarihinde maaşlarını alacak olanlar da 29 Ağustos 2017 tarihinde maaşlarını alabilecektir.” ifadelerini kullandı.
Kara Yolları ve Genel Müdürlüğü'nün denetimde olan otoyollar 30 Ağustos – 5 Eylül arasında ücretsiz olacak. Ücretsiz geçişler Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kapsamıyor.
28 – 29 Ağustos'un da Kurban Bayramı tatiline dahil edilmesiyle birlikte 26-27 Ağustos hafta sonu da eklendiğinde Kurban Bayramı tatili 10 güne uzamış oldu. Bayramı tatili 4 Eylül Pazartesi günü son bulacak. Çalışanlar 5 Eylül Salı günü işbaşı yapacak.
Turizm sektöründe 10 gün sevinci!
Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olarak kararlaştırılması, turizm sektöründe büyük sevinç yarattı. Bu kararla iç turizmde 1.2 milyon insan hareketliliği bekleyen sektör temsilcileri, otellerdeki doluluk oranının yüksek olması nedeniyle vatandaştan elini çabuk tutmasını da istedi.
Bayram tatili Bakanlar Kurulu toplantısının ardından 10 güne çıktı. 28-29 Ağustos günlerinin tam gün, 31 Ağustos perşembe günün de yarım gün idari tatil edilmesiyle 10 güne çıkan Kurban Bayramı tatili nedeniyle turizm sektörü temsilcileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerine teşekkür etti, otellerdeki doluluk oranının yüksek olması nedeniyle vatandaştan elini çabuk tutmasını istedi.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm Bakanlar Kurulu mensuplarına teşekkür ediyoruz. Ülkemiz ve sektörümüz adına hepsine çok teşekkür ediyoruz. Kazasız belasız iyi bir tatil diliyoruz tüm vatandaşlarımıza da. İnsanlar daha rahat tatil planı yapacaklar ve daha rahat tatil paketi oluşturabilecekler. Bayram öncesindeki günlerde tatil yapıp bayramda da rahatça memleketlerinde kurban vecibelerini yerine getirebileceklerdir” dedi.
Kararı çok olumlu karşıladıklarını belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmecileri Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı ise, “Bize daha önce de bu sorulduğunda 10 gün olmasının turizme çok ciddi katkı sağlayacağı düşüncelerimizi dile getirmiştik. Tabi hükümet yetkilileri tarafından talebimize olumlu yönde cevap verilmesini çok olumlu buluyoruz ve gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Şöyle ki 2016 gibi çok zor bir yıldan sonra 2017 bir toparlanma dönemi olması lazım ve talebin canlanması gerekiyor. İç pazar da çok önemli bizim için. Okullar açılmadan önceki en uzun tatil dönemi de bayram tatili olacak. Dolayısıyla bu 10 günlük tatil kararı iç pazarda çok önemli bir hareketlilik sağlayacaktır. Otellerimizde de doluluk oranlarının yüzde 100'e ulaşacağını şimdiden söyleyebilirim” diye konuştu.
Daha çok aradaki yarım günün tatil edileceği beklentisi içindeyken 10 gün olarak karar verilmesinin çok ciddi bir turizm hareketliliği sağlayacağını belirten Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Duran da şöyle konuştu:
“Neresinden bakarsak bakalım, 1.2 milyon insanın hareket edeceğini gösterir diye düşünüyorum. 6 gün olsaydı, aşağı yukarı 600 bin kişi civarında bir rakamda kalacaktı. Büyük bir getiri ve iç pazarda hareket sağlayacak. Ama şu da var, iç pazarda önceden yerlerini ayırtanlar odalarını aldılar, ama otellerin çoğu da dolu. Oda bulmakta zorlanabilirler. O yüzden şimdiden çok süratli bir şekilde rezervasyonlarını yaptırmaları gerekiyor.” DHA
Bayram tatili Bakanlar Kurulu toplantısının ardından 10 güne çıktı. 28-29 Ağustos günlerinin tam gün, 31 Ağustos perşembe günün de yarım gün idari tatil edilmesiyle 10 güne çıkan Kurban Bayramı tatili nedeniyle turizm sektörü temsilcileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerine teşekkür etti, otellerdeki doluluk oranının yüksek olması nedeniyle vatandaştan elini çabuk tutmasını istedi.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm Bakanlar Kurulu mensuplarına teşekkür ediyoruz. Ülkemiz ve sektörümüz adına hepsine çok teşekkür ediyoruz. Kazasız belasız iyi bir tatil diliyoruz tüm vatandaşlarımıza da. İnsanlar daha rahat tatil planı yapacaklar ve daha rahat tatil paketi oluşturabilecekler. Bayram öncesindeki günlerde tatil yapıp bayramda da rahatça memleketlerinde kurban vecibelerini yerine getirebileceklerdir” dedi.
Kararı çok olumlu karşıladıklarını belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmecileri Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı ise, “Bize daha önce de bu sorulduğunda 10 gün olmasının turizme çok ciddi katkı sağlayacağı düşüncelerimizi dile getirmiştik. Tabi hükümet yetkilileri tarafından talebimize olumlu yönde cevap verilmesini çok olumlu buluyoruz ve gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Şöyle ki 2016 gibi çok zor bir yıldan sonra 2017 bir toparlanma dönemi olması lazım ve talebin canlanması gerekiyor. İç pazar da çok önemli bizim için. Okullar açılmadan önceki en uzun tatil dönemi de bayram tatili olacak. Dolayısıyla bu 10 günlük tatil kararı iç pazarda çok önemli bir hareketlilik sağlayacaktır. Otellerimizde de doluluk oranlarının yüzde 100'e ulaşacağını şimdiden söyleyebilirim” diye konuştu.
Daha çok aradaki yarım günün tatil edileceği beklentisi içindeyken 10 gün olarak karar verilmesinin çok ciddi bir turizm hareketliliği sağlayacağını belirten Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Duran da şöyle konuştu:
“Neresinden bakarsak bakalım, 1.2 milyon insanın hareket edeceğini gösterir diye düşünüyorum. 6 gün olsaydı, aşağı yukarı 600 bin kişi civarında bir rakamda kalacaktı. Büyük bir getiri ve iç pazarda hareket sağlayacak. Ama şu da var, iç pazarda önceden yerlerini ayırtanlar odalarını aldılar, ama otellerin çoğu da dolu. Oda bulmakta zorlanabilirler. O yüzden şimdiden çok süratli bir şekilde rezervasyonlarını yaptırmaları gerekiyor.” DHA
Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? Karar belli oldu
Milyonlarca vatandaşın beklediği haber geldi. Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olduğunu duyurdu. Bakanlar Kurulu'nda alınan karar gereği Kurban Bayramı 28-29 ağustos tam gün, 31 Ağustos perşembe yarım gün idari tatil oldu. Böylelikle hafta sonu da eklendiğinde Kurban Bayramı tatili 10 güne uzadı. Alınan karara göre emekli maaşları da bayram öncesi ödenecek, Kara Yolları ve Genel Müdürlüğü'nün denetimde olan otoyollar da bayram tatili süresince ücretsiz olacak.
Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağı yönündeki belirsizlik son buldu. Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların ardından gözlerin çevrildiği Bakanlar Kurulu toplantısında, Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olması kararlaştırıldı. Toplantı sonrası resmi açıklamayı Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ yaptı.
Bozdağ, “Kurban Bayramı tatili 10 gün olarak kararlaştırılmıştır” dedi.
EMEKLİ MAAŞLARI ERKEN ÖDENECEK
Bozdağ’ın açıklamasına göre emekli maaşları bayram öncesi ödenecek.
İSTANBUL’DA 1. VE 2. KÖRPÜ İLE OTOYOLLAR ÜCRETSİZ
Kara Yolları ve Genel Müdürlüğü’nün denetimde olan otoyollar 30 Ağustos – 5 Eylül arasında ücretsiz olacak. Ücretsiz geçişler Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kapsamıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Bakanlar Kurulumuz, yaklaşan 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı, vatandaşlarımızın bu bayramlar vesilesiyle aile ziyaretleri, turizm sektörünün canlanması ve ticari hayatın olumlu etkilenmesi ihtimallerini değerlendirerek, vatandaşlarımızın rahat bir şekilde bayramlarını idrak etmeleri maksadıyla Kurban Bayramı ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’na tekabül, tekaddüm eden günleri ve ara gün olan yarım günün idari izinli olmasına karar vermiştir. Buna göre, 28 Ağustos Pazartesi, 29 Ağustos Salı günleri tam gün, 31 Ağustos Perşembe günü yarım gün idari izinli sayılmasına karar vermiştir.” dedi.
Bozdağ, şöyle devam etti: “Emekli sandığı kapsamında emekli dul ve yetim aylığı alanlar, şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere aylık ödeme günleri 1-5 Eylül tarihleri arasına denk gelmesi nedeniyle emekli maaşlarının ödenmesinin bayram öncesine çekilmesi de kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, 1-2 ve 3 Eylül tarihlerinde maaşlarını alacak olan emekli sandığı emekli dul ve yetimleri ile şehit yakınları ve gazilerimiz, 28 Ağustos 2017 tarihinde, 4 ve 5 Eylül 2017 tarihinde maaşlarını alacak olanlar da 29 Ağustos 2017 tarihinde maaşlarını alabilecektir.” ifadelerini kullandı. açıklamalarda bulunan Bozdağ, emeklilerin maaş ödemelerinin bayramdan önce yatırılacağını da belirtti.
10 günlük tatilin programı şöyle:
26 Ağustos 2017 Cumartesi | Hafta sonu tatili
27 Ağustos 2017 Pazar | Hafta sonu tatili
28 Ağustos 2017 Pazartesi (Birleştirildi)
29 Ağustos 2017 Salı (Birleştirildi)
30 Ağustos 2017 Çarşamba | Zafer Bayramı resmi tatili
31 Ağustos 2017 Perşembe Günü | Arefe (Birleştirildi)
1 Eylül 2017 Cuma Günü | Kurban Bayramı 1. Gün
2 Eylül 2017 Cumartesi Günü | Kurban Bayramı 2. Gün
3 Eylül 2017 Pazar Günü | Kurban Bayramı 3. Gün
4 Eylül 2017 Pazartesi Günü | Kurban Bayramı 4. Gün
28 – 29 Ağustos’un da Kurban Bayramı tatiline dahil edilmesiyle birlikte 26-27 Ağustos hafta sonu da eklendiğinde Kurban Bayramı tatili 10 güne uzamış oldu. Bayramı tatili 4 Eylül Pazartesi günü son bulacak. Çalışanlar 5 Eylül Salı günü işbaşı yapacak.
TURİZMCİLER KARARDAN MEMNUN
Turizmciler geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamalarda bayram tatilinin 10 gün olması yönündeki taleplerini sık sık dile getirmişti. Alınan bu kararın ardından çok sayıda turistin sahil bölgelerine akın etmesi bekleniyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada bayram tatilinin 10 gün olması halinde 1 milyon kişinin tatile çıkacağını ve buna bağlı olarak 1 milyar TL gelir elde etmeyi beklediklerini dile getirmişti.
İHRACATÇILAR UZUN TATİL İSTEMİYORDU
Turizcilerin aksine ihralatçılar, uzun tatilin işlerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise bayram tatili hakkında yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin tatilden çok üretmeye ihtiyacı var. Ancak alınan karara saygı duyarız” ifadelerini kullanmıştı.
Konuyla ilgili olarak Sozcu.com.tr’ye konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, ”Tatillerin uzun olması her şeyi etkiler. Hem yurtiçi hem yurtdışı ticaret duruyor. Turizmciler de haklı tabi. Onlarda bu son fırsatı değerlendirmek istiyorlar. Tatil kararının iki tarafı da dengeleyecek şekilde verilmesi gerekir” açıklamasında bulunmuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Dalgakıran ise, tatilin 10 güne çıkarılmasının ihracatı olumsuz etkileyeceğini söylemişti. Dalgakıran, “Fazladan her tatil bizi olumsuz etkiler. Türkiye olarak tatilin aksine daha fazla çalışmaya, daha fazla üretmeye ihtiyacımız var.” ifadelerini kullanmıştı. Sözcü
Bozdağ, “Kurban Bayramı tatili 10 gün olarak kararlaştırılmıştır” dedi.
EMEKLİ MAAŞLARI ERKEN ÖDENECEK
Bozdağ’ın açıklamasına göre emekli maaşları bayram öncesi ödenecek.
İSTANBUL’DA 1. VE 2. KÖRPÜ İLE OTOYOLLAR ÜCRETSİZ
Kara Yolları ve Genel Müdürlüğü’nün denetimde olan otoyollar 30 Ağustos – 5 Eylül arasında ücretsiz olacak. Ücretsiz geçişler Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kapsamıyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Bakanlar Kurulumuz, yaklaşan 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı, vatandaşlarımızın bu bayramlar vesilesiyle aile ziyaretleri, turizm sektörünün canlanması ve ticari hayatın olumlu etkilenmesi ihtimallerini değerlendirerek, vatandaşlarımızın rahat bir şekilde bayramlarını idrak etmeleri maksadıyla Kurban Bayramı ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’na tekabül, tekaddüm eden günleri ve ara gün olan yarım günün idari izinli olmasına karar vermiştir. Buna göre, 28 Ağustos Pazartesi, 29 Ağustos Salı günleri tam gün, 31 Ağustos Perşembe günü yarım gün idari izinli sayılmasına karar vermiştir.” dedi.
Bozdağ, şöyle devam etti: “Emekli sandığı kapsamında emekli dul ve yetim aylığı alanlar, şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz dahil olmak üzere aylık ödeme günleri 1-5 Eylül tarihleri arasına denk gelmesi nedeniyle emekli maaşlarının ödenmesinin bayram öncesine çekilmesi de kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, 1-2 ve 3 Eylül tarihlerinde maaşlarını alacak olan emekli sandığı emekli dul ve yetimleri ile şehit yakınları ve gazilerimiz, 28 Ağustos 2017 tarihinde, 4 ve 5 Eylül 2017 tarihinde maaşlarını alacak olanlar da 29 Ağustos 2017 tarihinde maaşlarını alabilecektir.” ifadelerini kullandı. açıklamalarda bulunan Bozdağ, emeklilerin maaş ödemelerinin bayramdan önce yatırılacağını da belirtti.
10 günlük tatilin programı şöyle:
26 Ağustos 2017 Cumartesi | Hafta sonu tatili
27 Ağustos 2017 Pazar | Hafta sonu tatili
28 Ağustos 2017 Pazartesi (Birleştirildi)
29 Ağustos 2017 Salı (Birleştirildi)
30 Ağustos 2017 Çarşamba | Zafer Bayramı resmi tatili
31 Ağustos 2017 Perşembe Günü | Arefe (Birleştirildi)
1 Eylül 2017 Cuma Günü | Kurban Bayramı 1. Gün
2 Eylül 2017 Cumartesi Günü | Kurban Bayramı 2. Gün
3 Eylül 2017 Pazar Günü | Kurban Bayramı 3. Gün
4 Eylül 2017 Pazartesi Günü | Kurban Bayramı 4. Gün
28 – 29 Ağustos’un da Kurban Bayramı tatiline dahil edilmesiyle birlikte 26-27 Ağustos hafta sonu da eklendiğinde Kurban Bayramı tatili 10 güne uzamış oldu. Bayramı tatili 4 Eylül Pazartesi günü son bulacak. Çalışanlar 5 Eylül Salı günü işbaşı yapacak.
TURİZMCİLER KARARDAN MEMNUN
Turizmciler geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamalarda bayram tatilinin 10 gün olması yönündeki taleplerini sık sık dile getirmişti. Alınan bu kararın ardından çok sayıda turistin sahil bölgelerine akın etmesi bekleniyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada bayram tatilinin 10 gün olması halinde 1 milyon kişinin tatile çıkacağını ve buna bağlı olarak 1 milyar TL gelir elde etmeyi beklediklerini dile getirmişti.
İHRACATÇILAR UZUN TATİL İSTEMİYORDU
Turizcilerin aksine ihralatçılar, uzun tatilin işlerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise bayram tatili hakkında yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin tatilden çok üretmeye ihtiyacı var. Ancak alınan karara saygı duyarız” ifadelerini kullanmıştı.
Konuyla ilgili olarak Sozcu.com.tr’ye konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, ”Tatillerin uzun olması her şeyi etkiler. Hem yurtiçi hem yurtdışı ticaret duruyor. Turizmciler de haklı tabi. Onlarda bu son fırsatı değerlendirmek istiyorlar. Tatil kararının iki tarafı da dengeleyecek şekilde verilmesi gerekir” açıklamasında bulunmuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Dalgakıran ise, tatilin 10 güne çıkarılmasının ihracatı olumsuz etkileyeceğini söylemişti. Dalgakıran, “Fazladan her tatil bizi olumsuz etkiler. Türkiye olarak tatilin aksine daha fazla çalışmaya, daha fazla üretmeye ihtiyacımız var.” ifadelerini kullanmıştı. Sözcü
13 Ağustos 2017 Pazar
Tam 200 kilo verdi
Amerika Oregon’da yaşayan Amber Rachdi, obezite hastalığına yakalandı ve genç yaşında 292 kilo ağırlığa ulaştı.
Obezlik sınırının bile üstüne çıkan 24 yaşındaki genç kadın dışarıya bile çıkamaz hale geldi.
Amber önce okulunu daha sonra da işini bırakmak zorunda kaldı. İmkansızı başaran ve kilolarından kurtulan Rachdi, şimdilerde bambaşka bir insan oldu. Doktorlar Amber'e bu kilolarla 30 yaşına kadar yaşayamayacağını söyledikten sonra ameliyat olmaya karar verdi.
Ameliyat için de belli bir kiloya inmesi gereken Amber, sıkı çalışmalarla fazla kilolarından kurtulmaya başladı.
Yaklaşık 200 kilo veren Amber’ın son hali Instagram’da olay oldu. (Hürriyet)
İşte genç kadının kare kare inanılmaz dönüşümü…
Obezlik sınırının bile üstüne çıkan 24 yaşındaki genç kadın dışarıya bile çıkamaz hale geldi.
Amber önce okulunu daha sonra da işini bırakmak zorunda kaldı. İmkansızı başaran ve kilolarından kurtulan Rachdi, şimdilerde bambaşka bir insan oldu. Doktorlar Amber'e bu kilolarla 30 yaşına kadar yaşayamayacağını söyledikten sonra ameliyat olmaya karar verdi.
Ameliyat için de belli bir kiloya inmesi gereken Amber, sıkı çalışmalarla fazla kilolarından kurtulmaya başladı.
Yaklaşık 200 kilo veren Amber’ın son hali Instagram’da olay oldu. (Hürriyet)
İşte genç kadının kare kare inanılmaz dönüşümü…
10 Ağustos 2017 Perşembe
Ayder Yaylası'na TOKİ'den kentsel dönüşüm projesi
Rize'de 5 ayrı koruma kararına rağmen kaçak yapıların yükseldiği doğa harikası ve önemli turizm merkezlerinden olan Ayder Yaylası'nda, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi için ihale yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Rize'de yaptığı konuşmada, "Şu andaki Ayder bizim temsilimiz olamaz. Allah'ın bize verdiği Ayder bambaşka, ama biz Ayder'i kirlettik rezil ettik" sözleriyle konuya dikkat çekmişti. Ayder Yaylası'ndaki 290 yapıdan 158'i hakkında, kaçak ve ruhsata aykırı olduğu gerekçesiyle yıkım kararı bulunuyor. TOKİ tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi için 5 farklı yayla modeli hazırlanıyor. Uygulanacak modelde dikey yerine en fazla 2 katlı yatay yapıların yer alması öngörülüyor.
Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi’nde bulunan Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ’Turizm Merkezi’ ilan edildi. Aynı zamanda belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada bu tarihten sonra gelişigüzel yapılaşma başladı. 1994 yılında Milli Park, 1998 yılında ise Doğal SİT Alanı ilan edilerek koruma altına alınan Ayder, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu Kararıyla, ’Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi’ ilan edildi.
1998 yılında Doğal SİT Alanı ilan edilen yayla için yasaya göre valilik tarafından 2 yıl içerisinde Koruma Amaçlı İmar Planı oluşturulması gerekiyordu. Ancak, aradan 19 yıl geçmesine rağmen yayla için imar planları hazırlanmadı.
158 bina için yıkım kararı
Koruma planlarının uygulanmasıÿhalinde yapılaşma tipi ve yoğunluğunun ancak projeler dahilinde yapılabileceği Ayder Yaylası, her geçen gün doğal özelliğini yitirdi. Kaçak ve beton yapıların inşa edildiği yayla ve çevresinde yüzlerce kişi, kaçak yapılaşma ile SİT ve Milli Park yasalarına muhalefetten yargılandı. Çamlıhemşin Belediyesi Meclisi, Ayder Yaylası'ndaki 290 yapıdan 158'i hakkında, kaçak ve ruhsata aykırı olduğu gerekçesiyle yıkım kararı aldı.
Kaçak ve ruhsata aykırı yapıların yıkılması için Kamu İhale Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca hizmet alımı yoluyla açık ihaleye çıkıldı. Ancak yıkım ihalesine katılan firma olmayınca kaçak yapılar yıkılamadı.
Kentsel dönüşüm için yeni modeller hazırlanıyor
5 ayrı koruma kararına rağmen kaçak yapıların yükseldiği Ayder Yaylası’nda TOKİ tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi için 5 farklı yayla modeli hazırlanıyor. Uygulanacak modelde dikey yerine en fazla 2 katlı yatay yapıların yer alması öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme getirdi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Rize'de İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde partisinin İl Başkanları Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısındaki konuşmasında, Ayder'deki gelişi güzel yapılaşmayla ilgili olarak şöyle konuşmuştu:
"Dün akşam aramızda dertleşirken il teşkilatında yaylaları konuştuk. Şu andaki Ayder bizim temsilimiz olamaz. Allah'ın bize verdiği Ayder bambaşka, ama biz Ayder'i kirlettik rezil ettik. Başkan öyle olur mu, olmaz değil mi? Haşemoğlu'yla konuştuk o da hak veriyor. Buralar üzerinde devlet olarak da özellikle duracağız ve özellikle durmak suretiyle Ayder'i bu yapılanmayla değil, kentsel dönüşümle inşallah şanına yakışır bir hale getireceğiz. Bugün İçişleri Bakanımızla da Uzungöl'ü konuştuk. Aynı değişim ve dönüşümü de Uzungöl'de yapmamız lazım. Bunlar çekim alanı, bunu yaptığımız anda ben inanıyorum ki buraya gelenlerin sayısı çok ama çok fazla olacak." DHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Rize'de yaptığı konuşmada, "Şu andaki Ayder bizim temsilimiz olamaz. Allah'ın bize verdiği Ayder bambaşka, ama biz Ayder'i kirlettik rezil ettik" sözleriyle konuya dikkat çekmişti. Ayder Yaylası'ndaki 290 yapıdan 158'i hakkında, kaçak ve ruhsata aykırı olduğu gerekçesiyle yıkım kararı bulunuyor. TOKİ tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi için 5 farklı yayla modeli hazırlanıyor. Uygulanacak modelde dikey yerine en fazla 2 katlı yatay yapıların yer alması öngörülüyor.
Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi’nde bulunan Ayder Yaylası, 1987 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ’Turizm Merkezi’ ilan edildi. Aynı zamanda belediye mücavir alanı olan ve doğal güzelliği ile öne çıkan yaylada bu tarihten sonra gelişigüzel yapılaşma başladı. 1994 yılında Milli Park, 1998 yılında ise Doğal SİT Alanı ilan edilerek koruma altına alınan Ayder, 2006 yılında da Bakanlar Kurulu Kararıyla, ’Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi’ ilan edildi.
1998 yılında Doğal SİT Alanı ilan edilen yayla için yasaya göre valilik tarafından 2 yıl içerisinde Koruma Amaçlı İmar Planı oluşturulması gerekiyordu. Ancak, aradan 19 yıl geçmesine rağmen yayla için imar planları hazırlanmadı.
158 bina için yıkım kararı
Koruma planlarının uygulanmasıÿhalinde yapılaşma tipi ve yoğunluğunun ancak projeler dahilinde yapılabileceği Ayder Yaylası, her geçen gün doğal özelliğini yitirdi. Kaçak ve beton yapıların inşa edildiği yayla ve çevresinde yüzlerce kişi, kaçak yapılaşma ile SİT ve Milli Park yasalarına muhalefetten yargılandı. Çamlıhemşin Belediyesi Meclisi, Ayder Yaylası'ndaki 290 yapıdan 158'i hakkında, kaçak ve ruhsata aykırı olduğu gerekçesiyle yıkım kararı aldı.
Kaçak ve ruhsata aykırı yapıların yıkılması için Kamu İhale Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca hizmet alımı yoluyla açık ihaleye çıkıldı. Ancak yıkım ihalesine katılan firma olmayınca kaçak yapılar yıkılamadı.
Kentsel dönüşüm için yeni modeller hazırlanıyor
5 ayrı koruma kararına rağmen kaçak yapıların yükseldiği Ayder Yaylası’nda TOKİ tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi için 5 farklı yayla modeli hazırlanıyor. Uygulanacak modelde dikey yerine en fazla 2 katlı yatay yapıların yer alması öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme getirdi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Rize'de İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde partisinin İl Başkanları Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısındaki konuşmasında, Ayder'deki gelişi güzel yapılaşmayla ilgili olarak şöyle konuşmuştu:
"Dün akşam aramızda dertleşirken il teşkilatında yaylaları konuştuk. Şu andaki Ayder bizim temsilimiz olamaz. Allah'ın bize verdiği Ayder bambaşka, ama biz Ayder'i kirlettik rezil ettik. Başkan öyle olur mu, olmaz değil mi? Haşemoğlu'yla konuştuk o da hak veriyor. Buralar üzerinde devlet olarak da özellikle duracağız ve özellikle durmak suretiyle Ayder'i bu yapılanmayla değil, kentsel dönüşümle inşallah şanına yakışır bir hale getireceğiz. Bugün İçişleri Bakanımızla da Uzungöl'ü konuştuk. Aynı değişim ve dönüşümü de Uzungöl'de yapmamız lazım. Bunlar çekim alanı, bunu yaptığımız anda ben inanıyorum ki buraya gelenlerin sayısı çok ama çok fazla olacak." DHA
2017 kurban fiyatları ne kadar?
Eylül ayının yaklaşmasıyla beraber en çok sorulan sorulardan biri de kurban fiyatları ne kadar? oldu. Kurbanlık almak isteyenler bu sene ne kadar harcayacak? İslam dünyası için kutsal olan Kurban Bayramı'nda küçükbaş ve büyükbaş kurbanlıklar ne kadar? İşte ayrıntılar...
Dünyada milyonlarca Müslüman’ın heyecanla beklediği Kurban Bayramı yaklaşıyor. Kurban iibadetini yerine getirmek isteyen yurttaşlarımız da kurban fiyatlarını merak ediyor. Bu sene küçükbaş ve büyükbaş kurbanlık fiyatları ne kadar olacak? Kurbanlık koyun ve kurbanlık dana fiyatları ne kadar?
KURBANLIK FİYATLARI NE KADAR?
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala merak edilen sorulardan biri cevabını buldu. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Kurban Bayramı öncesi milyonlarca müslümanın merakla beklediği kurbanlık fiyatlarını açıkladı. Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Mustafa Tutkun yaptığı açıklamada, Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl vekalet yoluyla kurban kesim bedellerini yurt içinde 850 TL, yurt dışında da 600 TL olarak belirlediklerini belirtti.
2016 yılında 690 lira olan yurt içi kesim bedeli bu yıl 160 TL zamlanarak 850 liraya, yurt dışı kesim bedeli ise 500 liradan 600 liraya yükseldi. Açıklanan bu fiyatlar sonucunda kurbanlık fiyatlarında 2012 yılından bu yana yaşanan en büyük artış meydana geldi.
İŞTE KURBANLIK FİYATLARI
Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl vekalet yoluyla kurban kesim bedellerini yurt içinde 850 TL, yurt dışında da 600 TL olarak belirlediklerini vurgulayan Tutkun, “Vatandaşlarımız, www.diyanetvakfi.org.tr ve bagis.diyanetvakfi.org.tr adreslerinden online bağış yapabilmenin yanı sıra il ve ilçe müftülüklerimize, cami görevlilerimize, PTT şubeleri ile anlaşmalı bankalar aracılığıyla da vekalet yoluyla kurban programına katılıp kurbanlarını vekalet yoluyla kestirebilir” diye konuştu.
Vatandaşların 0312 416 90 00 numaralı çağrı merkezini arayarak kurban bağışı hakkında detaylı bilgi alabileceklerini ifade eden Tutkun, “Yurt dışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri ve ataşelikler ile bu ülkelerdeki dernek ve din görevlileri vasıtasıyla kurban bağışlarını yapabilirler” ifadesini kullandı.
Dünyada milyonlarca Müslüman’ın heyecanla beklediği Kurban Bayramı yaklaşıyor. Kurban iibadetini yerine getirmek isteyen yurttaşlarımız da kurban fiyatlarını merak ediyor. Bu sene küçükbaş ve büyükbaş kurbanlık fiyatları ne kadar olacak? Kurbanlık koyun ve kurbanlık dana fiyatları ne kadar?
KURBANLIK FİYATLARI NE KADAR?
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala merak edilen sorulardan biri cevabını buldu. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Kurban Bayramı öncesi milyonlarca müslümanın merakla beklediği kurbanlık fiyatlarını açıkladı. Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Mustafa Tutkun yaptığı açıklamada, Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl vekalet yoluyla kurban kesim bedellerini yurt içinde 850 TL, yurt dışında da 600 TL olarak belirlediklerini belirtti.
2016 yılında 690 lira olan yurt içi kesim bedeli bu yıl 160 TL zamlanarak 850 liraya, yurt dışı kesim bedeli ise 500 liradan 600 liraya yükseldi. Açıklanan bu fiyatlar sonucunda kurbanlık fiyatlarında 2012 yılından bu yana yaşanan en büyük artış meydana geldi.
İŞTE KURBANLIK FİYATLARI
Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl vekalet yoluyla kurban kesim bedellerini yurt içinde 850 TL, yurt dışında da 600 TL olarak belirlediklerini vurgulayan Tutkun, “Vatandaşlarımız, www.diyanetvakfi.org.tr ve bagis.diyanetvakfi.org.tr adreslerinden online bağış yapabilmenin yanı sıra il ve ilçe müftülüklerimize, cami görevlilerimize, PTT şubeleri ile anlaşmalı bankalar aracılığıyla da vekalet yoluyla kurban programına katılıp kurbanlarını vekalet yoluyla kestirebilir” diye konuştu.
Vatandaşların 0312 416 90 00 numaralı çağrı merkezini arayarak kurban bağışı hakkında detaylı bilgi alabileceklerini ifade eden Tutkun, “Yurt dışında yaşayan gurbetçi vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri ve ataşelikler ile bu ülkelerdeki dernek ve din görevlileri vasıtasıyla kurban bağışlarını yapabilirler” ifadesini kullandı.
8 Ağustos 2017 Salı
50 bin Euro’ya İtalya’da oturum izni
İtalya’da oturum izni almak isteyenlerin yıllık en az 31 bin Euro beyan etmeleri gerekiyor. Ayrıca, yaşam standardını gösteren belgeler aranıyor.
İtalyan devletinin Türk vatandaşlarına yıllık oturum izni vermek için aradığı şartların yaklaşık olarak yıllık 50 bin Euro'ya karşılık geldiği belirtildi. Danışmanlık hizmeti veren Hardal Global'in aktardığına göre, bu oturum iznine başvuracak kişide öncelikle yıllık en az 31 bin Euro gelire sahip olması şartı aranıyor. Ayrıca, İtalya'da yüksek standartlarda yaşayacağını gösteren mal veya para birikimini gösterecek kişinin, İtalya'da 1 yıl boyunca ikamet edeceği gayrimenkulü kiralamış veya satın almış olması gerekiyor.
Koşulların yerine getirilmesiyle verilen 1 yıllık oturum izni, çalışma iznini kapsamıyor. Ama oturum programına kabul edilen kişi çocuklarını İtalya'daki okullara kayıt ettirebiliyor. 5 yıl ikamet edildiğinde, bütün Avrupa Birliği sınırları içinde geçerli süresiz oturum iznine ve vizesiz seyahat imkanına hak kazanılıyor.
İtalyan devletinin Türk vatandaşlarına yıllık oturum izni vermek için aradığı şartların yaklaşık olarak yıllık 50 bin Euro'ya karşılık geldiği belirtildi. Danışmanlık hizmeti veren Hardal Global'in aktardığına göre, bu oturum iznine başvuracak kişide öncelikle yıllık en az 31 bin Euro gelire sahip olması şartı aranıyor. Ayrıca, İtalya'da yüksek standartlarda yaşayacağını gösteren mal veya para birikimini gösterecek kişinin, İtalya'da 1 yıl boyunca ikamet edeceği gayrimenkulü kiralamış veya satın almış olması gerekiyor.
Koşulların yerine getirilmesiyle verilen 1 yıllık oturum izni, çalışma iznini kapsamıyor. Ama oturum programına kabul edilen kişi çocuklarını İtalya'daki okullara kayıt ettirebiliyor. 5 yıl ikamet edildiğinde, bütün Avrupa Birliği sınırları içinde geçerli süresiz oturum iznine ve vizesiz seyahat imkanına hak kazanılıyor.
7 Ağustos 2017 Pazartesi
Kazanan yine Atatürk oldu
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugün yayımlanan yazısında Sivil Alan Platformu Başkanı Ayhan Oğan, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır” sözlerini değerlendirdi
MHP Lideri Devlet Bahçeli dedi ki:
- Atatürk Türkiye’dir...Kazanan yine Atatürk oldu
- Atatürk Cumhuriyet’tir...
- Atatürk devlettir...
- Atatürk Türk milletinin ortak ve kurucu değeridir.
- Atatürk kurtuluşun lideri, kuruluşun mihveridir.
*
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal dedi ki:
- Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu lideri, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarımızın kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
- Cumhuriyet’in ilelebet payidar kalması için gece-gündüz çalışıyoruz.
- Hizmetlerimizi 2023 hedefleriyle taçlandırarak Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmiş olacağız.
*
Teşekkürler Ayhan Oğan!
Atatürk’ün, ölümünden seksen yıl sonra da zafer kazanmasına istemeyerek de olsa sunduğun katkı için.
Yazının tümünü okumak için tıklayınız
MHP Lideri Devlet Bahçeli dedi ki:
- Atatürk Türkiye’dir...Kazanan yine Atatürk oldu
- Atatürk Cumhuriyet’tir...
- Atatürk devlettir...
- Atatürk Türk milletinin ortak ve kurucu değeridir.
- Atatürk kurtuluşun lideri, kuruluşun mihveridir.
*
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal dedi ki:
- Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu lideri, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarımızın kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
- Cumhuriyet’in ilelebet payidar kalması için gece-gündüz çalışıyoruz.
- Hizmetlerimizi 2023 hedefleriyle taçlandırarak Atatürk’ün vasiyetini yerine getirmiş olacağız.
*
Teşekkürler Ayhan Oğan!
Atatürk’ün, ölümünden seksen yıl sonra da zafer kazanmasına istemeyerek de olsa sunduğun katkı için.
Yazının tümünü okumak için tıklayınız
Müftü nikahı imama devredebilecek
Müftülere nikah kıyma yetkisi getiren yeni kanun tasarısında 'nikah sayısının yüksek olacağı' ve 'müftünün her nikaha yetişemeyeceği' gerekçeleriyle yetkinin imam ve vaizlere devredilebilmesi yönünde çalışma yapılıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, “Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” açıklamasına rağmen hazırlanan kanun tasarısında müftülerin yetkilerini imam ve vaizlere devredebilmelerine izin verecek şekilde çalışma yürütülüyor.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre kararnameyle göreve atanan ve yemin ederek göreve başlayan, yüksek nitelikli kamu personeli olan müftülerin nikâh kıyma konusunda yetkilendirilmelerinde kamu idare hukuku ve kuralları açısından herhangi bir sorun görünmüyor. Şimdi ise tasarı yasalaştığında müftülere tanınan bu yetkinin, imamlara ve vaizlere devredilip devredilmeyeceği tartışılıyor.
Müftü başına yılda 300 nikah…
İl ve ilçe müftülerinin sayısı, nikâh konusunda oluşabilecek talebi karşılamaya yetmiyor. Türkiye’de 81 il, 957 ilçe var ve tüm kadroların dolu olduğu kabul edildiğinde bin 38 müftü görev yapıyor. Nüfusu 500 binin üzerinde 24 ilçe bulunuyor. Yılda ortalama 600 bin nikâh kıyılıyor. Her bir müftü nikâh kıyma bakımından ortalama 77 bin kişilik nüfus ölçeğine hitap ediyor. Bir yılda kıyılan 600 bin nikâhın yarısından, yani 300 bin kişiden müftü nikâhı için talep geleceğini kabul edersek, müftü başına yılda ortalama 300 nikâh düşüyor. Büyük ilçelerde ise bu sayı yılda 3 bine kadar çıkabiliyor. Müftülerin bu talebe tek başlarına yetişmesi mümkün görünmüyor. Müftülerin günlük rutin iş yükleri ve diğer sorumlulukları da dikkate alındığında fiziki olarak bunun karşılanamayacağı anlaşılıyor.
Müftülerin talebe yetişemeyecekleri göz önünde bulundurularak nikâh kıyma yetkisini geçici olarak imam ya da vaize devretmeleri, resmi işlemlerin ve imzaların müftüler tarafından yapılması planlanıyor. Yetki, müftüler tarafından alt kadrolara devredilirse imam ya da vaizlerin kıydığı nikâhların resmileştirilmesi ve denetimiyle ilgili bir mekanizma üzerinde çalışılıyor.
Gerekçe: Her nikaha yetişemez
Müftülerin yetkisini alt kadrolara devretmelerinin gerekçeleri ise şöyle sıralanıyor:
- Köyde, küçük beldelerde, kırsalda/taşrada yaşayıp müftü nikâhı isteyenlerin taleplerinin tümünün karşılanması zor.
- Müftünün sorumluluk sahasındaki geniş il sınırları, ulaşım, terör bölgelerinde güvenliğinin sağlanması gibi gerekçelerle her nikâha gidebilmesi, yetişebilmesi mümkün değil.
- Müftü nikâhına erişebilmenin maddi koşullarının (ne kadar ücret alacaklarının) belirlenmesi gerekiyor. Teşvik edici olacak ve suiistimalleri önleyecek bir uygulama getirilecek.
- Müftülerin yoğun talep karşısında yapacakları tercihler eşitsizlik tartışmalarına yol açabilecek.
Bakan Kaya ‘İmam niye kıysın?’ demişti
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, nikâh konusunda müftülerin yetkilendirilmesini, “Müftü nikâh kıydığında resmi olacak, yasal zorunlulukları yerine getirecek. Küçük yaşta evlilikler olamayacak, kadının tüm hakları korunacak. Evlilik yaşı değişmeyecek. Birden çok eş durumu olmayacak” diye açıkladı. Kaya, henüz netleşmeyen ve yönetmelikle belirlenecek olan, yetkinin imamlara da devredilmesi konusunda ise “O konuda hassas olmak lazım. İlçe ve il müftülerine yetki veriliyor sadece. Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” demişti. Habertürk
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, “Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” açıklamasına rağmen hazırlanan kanun tasarısında müftülerin yetkilerini imam ve vaizlere devredebilmelerine izin verecek şekilde çalışma yürütülüyor.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre kararnameyle göreve atanan ve yemin ederek göreve başlayan, yüksek nitelikli kamu personeli olan müftülerin nikâh kıyma konusunda yetkilendirilmelerinde kamu idare hukuku ve kuralları açısından herhangi bir sorun görünmüyor. Şimdi ise tasarı yasalaştığında müftülere tanınan bu yetkinin, imamlara ve vaizlere devredilip devredilmeyeceği tartışılıyor.
Müftü başına yılda 300 nikah…
İl ve ilçe müftülerinin sayısı, nikâh konusunda oluşabilecek talebi karşılamaya yetmiyor. Türkiye’de 81 il, 957 ilçe var ve tüm kadroların dolu olduğu kabul edildiğinde bin 38 müftü görev yapıyor. Nüfusu 500 binin üzerinde 24 ilçe bulunuyor. Yılda ortalama 600 bin nikâh kıyılıyor. Her bir müftü nikâh kıyma bakımından ortalama 77 bin kişilik nüfus ölçeğine hitap ediyor. Bir yılda kıyılan 600 bin nikâhın yarısından, yani 300 bin kişiden müftü nikâhı için talep geleceğini kabul edersek, müftü başına yılda ortalama 300 nikâh düşüyor. Büyük ilçelerde ise bu sayı yılda 3 bine kadar çıkabiliyor. Müftülerin bu talebe tek başlarına yetişmesi mümkün görünmüyor. Müftülerin günlük rutin iş yükleri ve diğer sorumlulukları da dikkate alındığında fiziki olarak bunun karşılanamayacağı anlaşılıyor.
Müftülerin talebe yetişemeyecekleri göz önünde bulundurularak nikâh kıyma yetkisini geçici olarak imam ya da vaize devretmeleri, resmi işlemlerin ve imzaların müftüler tarafından yapılması planlanıyor. Yetki, müftüler tarafından alt kadrolara devredilirse imam ya da vaizlerin kıydığı nikâhların resmileştirilmesi ve denetimiyle ilgili bir mekanizma üzerinde çalışılıyor.
Gerekçe: Her nikaha yetişemez
Müftülerin yetkisini alt kadrolara devretmelerinin gerekçeleri ise şöyle sıralanıyor:
- Köyde, küçük beldelerde, kırsalda/taşrada yaşayıp müftü nikâhı isteyenlerin taleplerinin tümünün karşılanması zor.
- Müftünün sorumluluk sahasındaki geniş il sınırları, ulaşım, terör bölgelerinde güvenliğinin sağlanması gibi gerekçelerle her nikâha gidebilmesi, yetişebilmesi mümkün değil.
- Müftü nikâhına erişebilmenin maddi koşullarının (ne kadar ücret alacaklarının) belirlenmesi gerekiyor. Teşvik edici olacak ve suiistimalleri önleyecek bir uygulama getirilecek.
- Müftülerin yoğun talep karşısında yapacakları tercihler eşitsizlik tartışmalarına yol açabilecek.
Bakan Kaya ‘İmam niye kıysın?’ demişti
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, nikâh konusunda müftülerin yetkilendirilmesini, “Müftü nikâh kıydığında resmi olacak, yasal zorunlulukları yerine getirecek. Küçük yaşta evlilikler olamayacak, kadının tüm hakları korunacak. Evlilik yaşı değişmeyecek. Birden çok eş durumu olmayacak” diye açıkladı. Kaya, henüz netleşmeyen ve yönetmelikle belirlenecek olan, yetkinin imamlara da devredilmesi konusunda ise “O konuda hassas olmak lazım. İlçe ve il müftülerine yetki veriliyor sadece. Tasarıda ‘Şuna devredilir’ demiyor. Bence böyle de kalmalı. Müftü kıysın nikâhı; imam niye kıysın?” demişti. Habertürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)