Kırklareli İlçesi'nde kurulu bulunan Paşabahçe Kırklareli Cam Fabrikası'ndan işten çıkarılan 90 işçi, haklarını aramak için, aileleri ve kendilerine destek verenlerle birlikte fabrikanın genel merkezi olan İstanbul'a başlattıkları yürüyüş, Valilik tarafından yasaklandı.
İşten çıkarılan 90 işçinin yanı sıra aileleri ve kendilerine destek verenlerle birlikte yaklaşık 120 kişinin bugün başlattığı yürüyüşle akşam saatlerinde Büyükkarıştıran Beldesi’ne kadar gelindi.
Kırklareli Valiliği grubun Büyükkarıştıran’da bulunan bir akaryakıt istasyonuna geldiği sırada yürüyüşe yasak getirdi. Bunun üzerine işçilerin beklediği istasyonda TOMA’larla hazır bekleyen jandarma ve polis çevik kuvvet polis ekiplerine Robokop kıyafeti giydirildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kayan, istasyonda bekleyen Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Oğuz, İl Emniyet Müdürü Erkin Adalar, İl Jandarma Komutanı Kadir Oğuz ile bir görüşme yaptı.
Milletvekilleri Köprülü ve Kayan buradaki işçilerin Pazartesi günü yapılacak olan işverenle görüşmenin sonuna kadar grubun burada kalmasını istedi. Kaymakam Mustafa Oğuz, Kırklareli Valisi Orhan Çiftçi’yi arayarak durumu bildirdi. 90 işçinin Pazartesi gününe kadar benzin istasyonunda kalmasına onay verildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, işçilerin haklarını demokratik olarak yaptıklarını belirterek, “Bu mücadelesinin ne kadar doğru olduğu herkes tarafından biliniyor.Türkiye’de bir kamuoyu oluştu. Bu kamuoyunda Şişe ve Cam’da çalışan 90 işçinin mağdur edildiğidir. Biz bu mağduriyetin yanındayız. Açıkça söyleyelim, tüm Türkiye’de sizin mücadelenizin haklı olduğunuz noktasında bir fikir birliğine sahip. Bizlerde el verdiğince sizlerin yanınızda olmaya çalışıyoruz. Şunu söyleyeceğim. Öncelikle olarak Pazartesi gününe kadar buradasınız arkadaşlar. Mücadelenizde bu kararın alınmasında Vali Bey, Kaymakam Beye, emniyet müdürümüze ve jandarma komutanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Daha sonra işçiler kendilerine dağıtılan yemekleri milletvekilleri ile birlikte yedi. İşçiler, yürüyüşe ara verdiklerini ve Pazartesi gününe kadar bekleyip, gelişmeleri takip edeceklerini söyledi. DHA
22 Ekim 2017 Pazar
20 Ekim 2017 Cuma
Semih Özakça için flaş karar
OHAL KHK’sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için 226 gün önce açlık grevini başlayan Semih ve Nuriye davasından flaş bir karar çıktı. Tutuklu yargılanan Semih Özakça'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Aynı davada yargılanan Nuriye Gülmen’in ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, açlık grevi yapan tutuklu Semih Özakça hakkında sağlık koşullarını gerekçe göstererek tahliye kararı verdi. Nuriye Gülmen hakkında ise tutukluluğa devam kararı çıktı. Özakça hakkındaki tahliye kararı elektronik kelepçe şartıyla verildi.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, OHAL KHK'sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için yaptıkları 226 gün önce açlık grevine başlamışlardı.
Nuriye Gülmen'in ise 226 gündür açlık grevinde olan Nuriye ve Semih’in üçüncü duruşması bugün yapıldı. Mahkeme Semih Özakça’ya tahliyesine karar verdi. Nuriye Gülmen'in ise tutukluluk hali devam edecek. Duruşmaya 4 gün kala 16 Ekim'de savcılık kararıyla Gülmen’in ifadesi alınmak istenmiş ancak Gülmen savcıya ifade vermeyi reddederek tahliyesini talep etmişti. Sözcü
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, açlık grevi yapan tutuklu Semih Özakça hakkında sağlık koşullarını gerekçe göstererek tahliye kararı verdi. Nuriye Gülmen hakkında ise tutukluluğa devam kararı çıktı. Özakça hakkındaki tahliye kararı elektronik kelepçe şartıyla verildi.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, OHAL KHK'sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için yaptıkları 226 gün önce açlık grevine başlamışlardı.
Nuriye Gülmen'in ise 226 gündür açlık grevinde olan Nuriye ve Semih’in üçüncü duruşması bugün yapıldı. Mahkeme Semih Özakça’ya tahliyesine karar verdi. Nuriye Gülmen'in ise tutukluluk hali devam edecek. Duruşmaya 4 gün kala 16 Ekim'de savcılık kararıyla Gülmen’in ifadesi alınmak istenmiş ancak Gülmen savcıya ifade vermeyi reddederek tahliyesini talep etmişti. Sözcü
Arınç'tan çok konuşulan Gökçek tweet'i
Bülent Arınç, günlerdir istifası beklenen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'le ilgili sosyal medya hesabından çok konuşulan bir paylaşımda bulundu.
Melih Gökçek'le kavgasıyla bilinen Bülent Arınç'ın Twitter hesabındaki paylaşımı dikkat çekti.
Arınç twitter hesabında daha önce attığı bir tweeti 'sabitlenmiş tweet' haline getirerek en üste koydu.
O tweette Gökçek'in daha önce istifa edeceğini söylediği halde vazgeçtiğini gösteren görüntüler şu ifadelerle yer alıyordu.
"Bir Hint Atasözünde denir ki: 'EĞER BİRİLERİ OTURDUĞU KOLTUKTAN KALKMAKTA SIKINTI YAŞIYORSA KESİNLİKLE ALTINI KİRLETMİŞTİR'"
İşte o tweet:
Melih Gökçek'le kavgasıyla bilinen Bülent Arınç'ın Twitter hesabındaki paylaşımı dikkat çekti.
Arınç twitter hesabında daha önce attığı bir tweeti 'sabitlenmiş tweet' haline getirerek en üste koydu.
O tweette Gökçek'in daha önce istifa edeceğini söylediği halde vazgeçtiğini gösteren görüntüler şu ifadelerle yer alıyordu.
"Bir Hint Atasözünde denir ki: 'EĞER BİRİLERİ OTURDUĞU KOLTUKTAN KALKMAKTA SIKINTI YAŞIYORSA KESİNLİKLE ALTINI KİRLETMİŞTİR'"
İşte o tweet:
Uzmanlar konuştu: Toplu taşımada yaşlılara yer vermeyin
Toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer vermenin iyi bir şey olduğunu düşünebilirsiniz ancak uzmanlar bunun sanıldığı kadar ‘doğru’ olmadığı görüşünde...
Oxford Üniversitesi’nden bir profesör, yaşlı insanların oturmak yerine ayakta durmaya teşvik edilmesinin beden sağlıkları için daha iyi olduğunu belirtiyor.
İngiltere’nin Halk Sağlığı Klinik Danışmanı Sir Muir Gray, yaşlıların günde 10 dakika yürümeye gayret etmesini belirtirken yaşlıların yakınlarına asansöre binmek yerine onları merdiven çıkmak konusunda yüreklendirmelerini tavsiye ediyor.
‘YAŞLILARA YER VERİRKEN 2 KEZ DÜŞÜNÜN’
İngiliz The Sun gazetesine demeç veren Gray, “Yaş aldıkça hareketsizliği değil bedensel aktiviteyi arttırmalıyız. Ailenizin yaşlılarını asansöre binmeye değil, merdiven çıkmaya teşvik edin” dedi. Gray sözlerini şöyle sürdürdü: “Metro ya da otobüste yaşlı birine yer verirken iki kez düşünün. Ayakta durmak onlar için harika bir egzersiz.”
The British Medical Journal’de (İngiliz Tıp Dergisi) yayınlanan yeni bir makalede, “Yaşlı insanları aktif tutmaya teşvik edecek her türlü toplu çaba, onların daha bağımsız şekilde yaşamalarına ve sosyal hizmetlere daha az ihtiyaç duymalarına yardımcı olacaktır” denildi.
Makaleye konu olan raporda, zindeliğin yitirilmesinin yaşlılığın bir sonucu olarak görüldüğü ancak bunun tam tersinin geçerli olduğu belirtildi. Uzmanlar, hareketin azalmasının sosyal hizmetlere duyulan ihtiyacı arttırdığı görüşünde...
Araştırmalar, orta yaşlı ve yaşlı insanların düzenli egzersizlerle bedensel olarak en az 10 yaş gençleşeceğini ortaya koyuyor. Formda olmanın bilişsel becerileri arttırarak bunama riskini azalttığı da biliniyor. Hürriyet
Oxford Üniversitesi’nden bir profesör, yaşlı insanların oturmak yerine ayakta durmaya teşvik edilmesinin beden sağlıkları için daha iyi olduğunu belirtiyor.
İngiltere’nin Halk Sağlığı Klinik Danışmanı Sir Muir Gray, yaşlıların günde 10 dakika yürümeye gayret etmesini belirtirken yaşlıların yakınlarına asansöre binmek yerine onları merdiven çıkmak konusunda yüreklendirmelerini tavsiye ediyor.
‘YAŞLILARA YER VERİRKEN 2 KEZ DÜŞÜNÜN’
İngiliz The Sun gazetesine demeç veren Gray, “Yaş aldıkça hareketsizliği değil bedensel aktiviteyi arttırmalıyız. Ailenizin yaşlılarını asansöre binmeye değil, merdiven çıkmaya teşvik edin” dedi. Gray sözlerini şöyle sürdürdü: “Metro ya da otobüste yaşlı birine yer verirken iki kez düşünün. Ayakta durmak onlar için harika bir egzersiz.”
The British Medical Journal’de (İngiliz Tıp Dergisi) yayınlanan yeni bir makalede, “Yaşlı insanları aktif tutmaya teşvik edecek her türlü toplu çaba, onların daha bağımsız şekilde yaşamalarına ve sosyal hizmetlere daha az ihtiyaç duymalarına yardımcı olacaktır” denildi.
Makaleye konu olan raporda, zindeliğin yitirilmesinin yaşlılığın bir sonucu olarak görüldüğü ancak bunun tam tersinin geçerli olduğu belirtildi. Uzmanlar, hareketin azalmasının sosyal hizmetlere duyulan ihtiyacı arttırdığı görüşünde...
Araştırmalar, orta yaşlı ve yaşlı insanların düzenli egzersizlerle bedensel olarak en az 10 yaş gençleşeceğini ortaya koyuyor. Formda olmanın bilişsel becerileri arttırarak bunama riskini azalttığı da biliniyor. Hürriyet
18 Ekim 2017 Çarşamba
Prof. Dr. İlber Ortaylı: Irak diye bir memleket yok
TARİH profesörü İlber Ortaylı, "Irak diye bir memleket yok, onu bilin. Bunların hepsi maalesef 1’inci Cihan Harbi’nden çizilen coğrafyalardır. Cetvelle çizildi" dedi.
DTI University, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi, Amasya Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi ile Alanya Belediyesi işbirliğinde Alanya’da düzenlenen 2’nci Uluslararası Akademik Araştırmalar Kongresi (INES-2017) başladı. Kongrenin ilk gününde Prof. Dr.İlber Ortaylı, Alanya Kültür Merkezi’nde (AKM) konferans verdi.
Konuşmasına Kerkük meselesiyle başlayanProf. Dr. İlber Ortaylı, salondan gelen uğultudan dolayı konuşmasını böldü. İçeri giremeyenlerin devamlı konuşarak salonu da rahatsız ettiğini söyleyenProf. Dr. Ortaylı,sesin devam etmesi üzerinetepki gösterdi. Daha sonra konuşmasını sürdüren Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Bugünkü konumuz Kerkük, çok sıcak bir konu. Son olarak dün yine 4 şehit verildi, Kerkük’ün kurtarılması babında. Haberlerde dikkatinizi çekmiştir, ’Irak ordusu’ diye bahsediliyor. Irak ordusu diye bir şeyin ne kadar mevcut olduğunu bilmiyorum. Oradaki büyük destek Türk ordusundan geliyor ve İran da var. Hatta ve hatta çok belirgin bir ölçüde başka tür gerillalar da katılıyor. Irak’ın kuzeyinde Kürt Muhtar Bölgesi var. Bunun güney bölgesinde çok münakaşalı olarak ilhak edilmeye çalışılan Kerkük ve Erbil var. Bunlar iki tane büyük ve Türklerin yaşadığı kentlerdir. Bu bir coğrafyadır, onun üzerinde duracağım. Irak diye bir memleket yok, onu bilin. Bunların hepsi maalesef 1’inci Cihan Harbi’nde çizilen coğrafyalardır. Cetvelle çizildi. Amerika haritasına bakarsanız, böyle cetvelle çizilen bir sürü eyalet var. Bunlar gerçekten otonomdur, onu da söyleyeyim, fakat burada farklı etnikler yaşamaz, göçmenler dışında. Fakat Ortadoğu’da böyle bir sınır olamaz. Çünkü Ortadoğu’da muhtelif etnik gruplar vardır. Bunlar aynı dili konuşsa bile dinleri uymaz. Dinleri uysa, tarihleri uymaz, o uysa mantaliteleri uymaz. Ortadoğu çok alengirli olması lazım. İşte o Irak haritası zengin bir İngiliz olan Gertude Bell tarafından çizilmiştir. Kolonyal ofis bunu, Irak’ı çizmek için görevlendirdi ve o da cetvelle çizdi" dedi.
’IRAKLI ’IRAKLIYIM’ DİYEMİYOR’
Büyük Ortadoğu Projesi olarak adlandırılan şeyin gerçekleşemeyeceğini anlatanProf. Dr. İlber Ortaylı, şunları söyledi:
"Büyük Ortadoğu Projesi falan diyorlar, yok öyle bir şey. Şimdi bu suni olarak çizilen dünya patladı. Öyle büyük projeleri burada kimse çizemez. Onu aklınızdan çıkarın. Burada oturan insanlar, derbeder milletlerdir. Aralarında sağlam bir ideoloji yoktur. Devletlerinde, ’devlet nedir’ farkında değillerdir. Bağlılık ve sadakatleri vatan ve devlet değil, aynı sülale ve aşirettir. Vatan-ül Arap tamamen suni ve siyasi bir laftır. Hiçbir şey de ifade etmiyor. Mısırlı ’Mısırlıyım’ diyor, Suriyeli ’Suriyeliyim’ diyor, Filistinli ’Filistinliyim’ diyor, ama Iraklı ’Iraklıyım’ diyemiyor. Çünkü bir bütünlük değil, kendine ’Bağdadi’ diyor. Bağdadi de bir eyalet, bir kültür. Bizim bugün Irak dediğimiz yerdeki Türklük, Anadolu’dan daha evveldir. Yani bugün, hani böyle başladılar, ’Bayır-Bucak Türkmenleri’ falan gibi aptal laflar. Yani 4’üncü Levent Türkleri ile Beşiktaş Türkmenleri gibi laflar söylesen, İstanbul’da bu kadar manasız olur. Bayır-Bucak diye bir şey yok, orası Türkmen bölgesi. Şurası bir gerçek; Türkiye inşallah çok uzun sürecek bir Ortadoğu probleminin içine girmez ve kendini zamanında toparlayarak bazı meseleleri halleder."
’İYİ Kİ YOK’
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayanProf. Dr. İlber Ortaylı, bir öğrencinin yeni sınav sisteminde tarih dersinin çıkarılması konusundaki sorusuna, "İyi ki yok. Tarihin kaldırılması ÖSYM’de problem yaratacak, fakat bazı adamların yazdığı tarihin de okunmamasında büyük fayda görüyorum" karşılığını verdi.
Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)
DTI University, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), Alanya Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi, Amasya Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi ile Alanya Belediyesi işbirliğinde Alanya’da düzenlenen 2’nci Uluslararası Akademik Araştırmalar Kongresi (INES-2017) başladı. Kongrenin ilk gününde Prof. Dr.İlber Ortaylı, Alanya Kültür Merkezi’nde (AKM) konferans verdi.
Konuşmasına Kerkük meselesiyle başlayanProf. Dr. İlber Ortaylı, salondan gelen uğultudan dolayı konuşmasını böldü. İçeri giremeyenlerin devamlı konuşarak salonu da rahatsız ettiğini söyleyenProf. Dr. Ortaylı,sesin devam etmesi üzerinetepki gösterdi. Daha sonra konuşmasını sürdüren Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Bugünkü konumuz Kerkük, çok sıcak bir konu. Son olarak dün yine 4 şehit verildi, Kerkük’ün kurtarılması babında. Haberlerde dikkatinizi çekmiştir, ’Irak ordusu’ diye bahsediliyor. Irak ordusu diye bir şeyin ne kadar mevcut olduğunu bilmiyorum. Oradaki büyük destek Türk ordusundan geliyor ve İran da var. Hatta ve hatta çok belirgin bir ölçüde başka tür gerillalar da katılıyor. Irak’ın kuzeyinde Kürt Muhtar Bölgesi var. Bunun güney bölgesinde çok münakaşalı olarak ilhak edilmeye çalışılan Kerkük ve Erbil var. Bunlar iki tane büyük ve Türklerin yaşadığı kentlerdir. Bu bir coğrafyadır, onun üzerinde duracağım. Irak diye bir memleket yok, onu bilin. Bunların hepsi maalesef 1’inci Cihan Harbi’nde çizilen coğrafyalardır. Cetvelle çizildi. Amerika haritasına bakarsanız, böyle cetvelle çizilen bir sürü eyalet var. Bunlar gerçekten otonomdur, onu da söyleyeyim, fakat burada farklı etnikler yaşamaz, göçmenler dışında. Fakat Ortadoğu’da böyle bir sınır olamaz. Çünkü Ortadoğu’da muhtelif etnik gruplar vardır. Bunlar aynı dili konuşsa bile dinleri uymaz. Dinleri uysa, tarihleri uymaz, o uysa mantaliteleri uymaz. Ortadoğu çok alengirli olması lazım. İşte o Irak haritası zengin bir İngiliz olan Gertude Bell tarafından çizilmiştir. Kolonyal ofis bunu, Irak’ı çizmek için görevlendirdi ve o da cetvelle çizdi" dedi.
’IRAKLI ’IRAKLIYIM’ DİYEMİYOR’
Büyük Ortadoğu Projesi olarak adlandırılan şeyin gerçekleşemeyeceğini anlatanProf. Dr. İlber Ortaylı, şunları söyledi:
"Büyük Ortadoğu Projesi falan diyorlar, yok öyle bir şey. Şimdi bu suni olarak çizilen dünya patladı. Öyle büyük projeleri burada kimse çizemez. Onu aklınızdan çıkarın. Burada oturan insanlar, derbeder milletlerdir. Aralarında sağlam bir ideoloji yoktur. Devletlerinde, ’devlet nedir’ farkında değillerdir. Bağlılık ve sadakatleri vatan ve devlet değil, aynı sülale ve aşirettir. Vatan-ül Arap tamamen suni ve siyasi bir laftır. Hiçbir şey de ifade etmiyor. Mısırlı ’Mısırlıyım’ diyor, Suriyeli ’Suriyeliyim’ diyor, Filistinli ’Filistinliyim’ diyor, ama Iraklı ’Iraklıyım’ diyemiyor. Çünkü bir bütünlük değil, kendine ’Bağdadi’ diyor. Bağdadi de bir eyalet, bir kültür. Bizim bugün Irak dediğimiz yerdeki Türklük, Anadolu’dan daha evveldir. Yani bugün, hani böyle başladılar, ’Bayır-Bucak Türkmenleri’ falan gibi aptal laflar. Yani 4’üncü Levent Türkleri ile Beşiktaş Türkmenleri gibi laflar söylesen, İstanbul’da bu kadar manasız olur. Bayır-Bucak diye bir şey yok, orası Türkmen bölgesi. Şurası bir gerçek; Türkiye inşallah çok uzun sürecek bir Ortadoğu probleminin içine girmez ve kendini zamanında toparlayarak bazı meseleleri halleder."
’İYİ Kİ YOK’
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayanProf. Dr. İlber Ortaylı, bir öğrencinin yeni sınav sisteminde tarih dersinin çıkarılması konusundaki sorusuna, "İyi ki yok. Tarihin kaldırılması ÖSYM’de problem yaratacak, fakat bazı adamların yazdığı tarihin de okunmamasında büyük fayda görüyorum" karşılığını verdi.
Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)
İsmail Küçükkaya ile ilgili flaş karar
Sabah saatlerinde adliyeye giden gazeteci İsmail Küçükkaya'nın ifade vermediği, soruşturma konusu sözlerin sarf edildiği programın kayıtlarının dosyaya gelmesinin beklenmesine karar verildiği öğrenildi.
Gazeteci İsmail Küçükkaya, sabah saatlerinde avukatıyla birlikte Bakırköy Adalet Sarayı’na geldi. Küçükkaya, soruşturmayı yürüten Basın Bürosu Savcısı Bülent Demirbilek’in bulunduğu 4. kata çıktı. Küçükkaya’nın savcıya ifade vermediği, soruşturma konusu sözlerin sarf edildiği programın kayıtlarının dosyaya gelmesinin beklenmesine karar verildiği öğrenildi. Program kaydının, savcılığa ulaşmasının ardından Küçükkaya’nın önümüzdeki günlerde savcıya ifade vereceği belirtildi.
BAKIRKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTI
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, avukatı aracılığıyla Bakırköy Adalet Sarayı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Bakan Kaya ve eşiyle ilgili sözlerine ilişkin İsmail Küçükkaya ve Fidel Okan hakkında “Kamu görevlisine hakaret” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini alenen aşağılama” suçlarından soruşturma başlatmıştı. DHA
Gazeteci İsmail Küçükkaya, sabah saatlerinde avukatıyla birlikte Bakırköy Adalet Sarayı’na geldi. Küçükkaya, soruşturmayı yürüten Basın Bürosu Savcısı Bülent Demirbilek’in bulunduğu 4. kata çıktı. Küçükkaya’nın savcıya ifade vermediği, soruşturma konusu sözlerin sarf edildiği programın kayıtlarının dosyaya gelmesinin beklenmesine karar verildiği öğrenildi. Program kaydının, savcılığa ulaşmasının ardından Küçükkaya’nın önümüzdeki günlerde savcıya ifade vereceği belirtildi.
BAKIRKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTI
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, avukatı aracılığıyla Bakırköy Adalet Sarayı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı da Bakan Kaya ve eşiyle ilgili sözlerine ilişkin İsmail Küçükkaya ve Fidel Okan hakkında “Kamu görevlisine hakaret” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini alenen aşağılama” suçlarından soruşturma başlatmıştı. DHA
İsmail Küçükkaya'ya soruşturma
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın eşi İlyas Kaya’nın Fetullahçı Terör Örgütü’nün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığını iddia eden Fox TV haber spikeri İsmail Küçükkaya ve sosyal medyada bununla ilgili paylaşımda bulunan avukat Fidel Okan hakkında soruşturma başlattı.
Savcılık, TCK’nın 301’inci maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni alenen aşağılama” ile 125. maddesindeki “Basın yoluyla kamu görevlisine hakaret” suçlarından haklarında soruşturma başlattığı Küçükkaya ve Okan’ı ifadeye çağırdı. Hürriyet
Savcılık, TCK’nın 301’inci maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni alenen aşağılama” ile 125. maddesindeki “Basın yoluyla kamu görevlisine hakaret” suçlarından haklarında soruşturma başlattığı Küçükkaya ve Okan’ı ifadeye çağırdı. Hürriyet
Deniz Baykal’ın sağlık durumu ile ilgili açıklama
CHP eski Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal dün akşam saatlerinde üçüncü operasyonu geçirdi. Baykal'ın kafatasındaki basınç artışına müdahale edildi. Partinin doktor vekillerinden Metin Lütfi Baydar, Baykal'a yapılan son müdahaleye ilişkin açıklama yaptı. Baydar, cilt altı kanamasının kafatasına basınç yapmaması için ameliyathane ortamında operasyon gerçekleştirildiğini söyledi.Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, 'Deniz Bey’de maalesef kanama ve ödem en üst düzeyde gerçekleşiyor. Solunum desteği sağlanıyor. Bilinci kapalı olarak uyuyor. Ciddi bir durum bu. Ağır bir beyin hasarı ve o hayati tehlike her an var' diye konuştu. Gece saatlerinde ortaya atılan 'beyin ölümü gerçekleşti' iddialarına ise yalanlama geldi.
Hastanede tedavisi süren CHP milletvekili Deniz Baykal’a beyninde oluşan basınç nedeniyle ameliyathanede müdahale edildi edildi.
CHP’Lİ BAYDAR AÇIKLAMA YAPTI
CHP’nin doktor vekillerinden Metin Lütfi Baydar, Baykal’a yapılan son müdahaleye ilişkin açıklama yaptı. Baydar, “Bunu 3. operasyon olarak adlandırmayalım. Bu cilt altında olan kanamanın temizlenmesi amacıyla müdahale ameliyathane ortamında yapıldı” dedi.
Baydar, şu bilgileri verdi: “Kan sulandırcı kullanmamız lazım. Bu da kanamayı arttırıyor. Dengeyi sağlamamız lazım. Öyle dozda verilmesi lazım ki hem kanama olmaması ama stentin çalışması gerekiyor. İkisini sağlamamız gerekiyor. Doktorlar bilgisayarlı tomoğrafi tekniğiyle Deniz Bey’in durumunu takip ediyorlar.”
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ İDDİALARINA YALANLAMA
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin sosyal medyada birbiri ardına iddialar ortaya atıldı.
Önce Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Deniz Baykal'ın “beyin ölümünün gerçekleştiğini”, Spor sunucusu Emre Tilev de öldüğünü ileri sürdü.
İddialar üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklama yaptı.
Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıkamada “Doktorların son açıklamasından bu yana sağlık durumunda bir değişiklik yok” dedi.
KILIÇDAROĞLU ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İbn-i Sina Hastanesinde tedavisi süren Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı ziyaret etti. Deniz Baykal'ın durumu hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, çıkışta basın mensuplarına “Hekim arkadaşlar ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Bütün dualarımız Deniz beyle beraber” ifadelerini kullandı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuna ilişkin son dakika açıklaması geldi. Ankara Üniversite rektörü Erkan İbiş “Olayın başından beri hayati tehlikesi vardı. Kanama ve ödem üstü düzeyde seyrediyor. Kendisine solunum desteği sağlanıyor.” dedi.
ERKAN İBİŞ SON DURUMU AÇIKLADI
Ankara Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Erkan İbiş, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın son durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
İbiş şöyle dedi:
Beynindeki basıncı azaltmak için operasyon gerçekleşti. Cilt altında biriken kanın temizlenmesi ameliyathane ortamında yapıldı.
SOLUNUM DESTEĞİ SAĞLANIYOR
Solunum desteği sağlanıyor. Süreç içerisinde kendisinin bilinci kapalı olarak uyuyor. Beyni hasssas bir organ. şu ana kadar tablo içinde umutlarımızı koruyoruz. Bazı olumsuzluklar yaşadığımızı biliyorsunuz. Yoğun bakımda destek tedavisi devam edecek. Tomoğrafik görüntüler alınıyor. Farklı bulgu gelişebiliyor.”
İbiş gazetcilerin sorularını da yanıtladı:
Hayati tehlikesi var mı?
Hep bunu söyledik, olayın ilk başladığı anda hayati tehlikesi var zaten, çünkü hep dedik ki ciddi bir durum bu. Ağır bir beyin hasarı ve o hayati tehlike her an var. Yine de var elbette ki ama bu hastaneye geldiği anda da vardı. Yoğun bakımda, yoğun tedavi altında olma, ciddi bir durum olduğunun göstergesi.
Durumu ciddi mi?
Yoğun tedavi altında olmak zaten bunun ifadesi. Hastalığı ciddi. Tedavilerle o ciddi durumun ortadan kalkacağına inanıyoruz.
Felç durumu olabilir mi?
Süreç içerisinde ne gibi gelişme olacak, akciğerindeki enfeksiyon ne derece beynin yeterli oksijenlenmesine izin verecek. Bunları zaman içerisinde göreceğiz. Şimdiden ne söylersek aslında tahminden öteye gitmez ama o tahminler de değişik, farklı yorumlara yol açabilir. Bunun iyileşme periyodu da öyle kısa süreli, saatlerle, kısa günlerle olacak gibi görünmüyor. O yüzden de ‘ciddi' demekte yarar var. Uyandırma için zaman zaman denemeler yapılıyor.”
KAFATASINDAN 12 SANTİMLİK BÖLÜM ALINDI
Bu arada Baykal'ın kafatasından yaklaşık 12 santimlik bir bölümün de ödemin baskı yapmamasına yönelik çıkarıldığı öğrenildi.
BİLİNCİ KAPALI
Bilinç kapalı durumdfa. Öyle kalması da arkadaşların arzu ettiği bir durum. Her beyne dönük stres oksijen kullanıma yol açıyor ve hasar açabilir kaygısı taşınıyor.
STENT ÇALIŞIYOR
Baykal’ın tedavisini sürdüren doktorlar ise “Stent çalışıyor. Beyin dolaşımında sorun yok. Riskleri görüyoruz şu an. Şimdi onlarla mücadele etmeye çalışıyoruz” dedi.
Fransa seyahati sonrası gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal, beynindeki ödem nedeniyle sabah saatlerinde ameliyata alınmıştı.
Baykal’ın akşam saatlerinde tekrar beyin tomografisi çekildi ve beyninde oluşan basınç nedeniyle 3. kez ameliyata alındı.
CHP'Lİ VEKİLLER HASTANEYE AKIN ETTİ
Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinde tedavisine devam edilen Deniz Baykal'ı CHP'li vekiller yalnız bırakmadı. Hastane önüne çok sayıda CHP'li milletvekili geldi. Sözcü
Hastanede tedavisi süren CHP milletvekili Deniz Baykal’a beyninde oluşan basınç nedeniyle ameliyathanede müdahale edildi edildi.
CHP’Lİ BAYDAR AÇIKLAMA YAPTI
CHP’nin doktor vekillerinden Metin Lütfi Baydar, Baykal’a yapılan son müdahaleye ilişkin açıklama yaptı. Baydar, “Bunu 3. operasyon olarak adlandırmayalım. Bu cilt altında olan kanamanın temizlenmesi amacıyla müdahale ameliyathane ortamında yapıldı” dedi.
Baydar, şu bilgileri verdi: “Kan sulandırcı kullanmamız lazım. Bu da kanamayı arttırıyor. Dengeyi sağlamamız lazım. Öyle dozda verilmesi lazım ki hem kanama olmaması ama stentin çalışması gerekiyor. İkisini sağlamamız gerekiyor. Doktorlar bilgisayarlı tomoğrafi tekniğiyle Deniz Bey’in durumunu takip ediyorlar.”
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ İDDİALARINA YALANLAMA
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin sosyal medyada birbiri ardına iddialar ortaya atıldı.
Önce Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Deniz Baykal'ın “beyin ölümünün gerçekleştiğini”, Spor sunucusu Emre Tilev de öldüğünü ileri sürdü.
İddialar üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklama yaptı.
Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıkamada “Doktorların son açıklamasından bu yana sağlık durumunda bir değişiklik yok” dedi.
KILIÇDAROĞLU ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İbn-i Sina Hastanesinde tedavisi süren Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı ziyaret etti. Deniz Baykal'ın durumu hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, çıkışta basın mensuplarına “Hekim arkadaşlar ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Bütün dualarımız Deniz beyle beraber” ifadelerini kullandı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuna ilişkin son dakika açıklaması geldi. Ankara Üniversite rektörü Erkan İbiş “Olayın başından beri hayati tehlikesi vardı. Kanama ve ödem üstü düzeyde seyrediyor. Kendisine solunum desteği sağlanıyor.” dedi.
ERKAN İBİŞ SON DURUMU AÇIKLADI
Ankara Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Erkan İbiş, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın son durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
İbiş şöyle dedi:
Beynindeki basıncı azaltmak için operasyon gerçekleşti. Cilt altında biriken kanın temizlenmesi ameliyathane ortamında yapıldı.
SOLUNUM DESTEĞİ SAĞLANIYOR
Solunum desteği sağlanıyor. Süreç içerisinde kendisinin bilinci kapalı olarak uyuyor. Beyni hasssas bir organ. şu ana kadar tablo içinde umutlarımızı koruyoruz. Bazı olumsuzluklar yaşadığımızı biliyorsunuz. Yoğun bakımda destek tedavisi devam edecek. Tomoğrafik görüntüler alınıyor. Farklı bulgu gelişebiliyor.”
İbiş gazetcilerin sorularını da yanıtladı:
Hayati tehlikesi var mı?
Hep bunu söyledik, olayın ilk başladığı anda hayati tehlikesi var zaten, çünkü hep dedik ki ciddi bir durum bu. Ağır bir beyin hasarı ve o hayati tehlike her an var. Yine de var elbette ki ama bu hastaneye geldiği anda da vardı. Yoğun bakımda, yoğun tedavi altında olma, ciddi bir durum olduğunun göstergesi.
Durumu ciddi mi?
Yoğun tedavi altında olmak zaten bunun ifadesi. Hastalığı ciddi. Tedavilerle o ciddi durumun ortadan kalkacağına inanıyoruz.
Felç durumu olabilir mi?
Süreç içerisinde ne gibi gelişme olacak, akciğerindeki enfeksiyon ne derece beynin yeterli oksijenlenmesine izin verecek. Bunları zaman içerisinde göreceğiz. Şimdiden ne söylersek aslında tahminden öteye gitmez ama o tahminler de değişik, farklı yorumlara yol açabilir. Bunun iyileşme periyodu da öyle kısa süreli, saatlerle, kısa günlerle olacak gibi görünmüyor. O yüzden de ‘ciddi' demekte yarar var. Uyandırma için zaman zaman denemeler yapılıyor.”
KAFATASINDAN 12 SANTİMLİK BÖLÜM ALINDI
Bu arada Baykal'ın kafatasından yaklaşık 12 santimlik bir bölümün de ödemin baskı yapmamasına yönelik çıkarıldığı öğrenildi.
BİLİNCİ KAPALI
Bilinç kapalı durumdfa. Öyle kalması da arkadaşların arzu ettiği bir durum. Her beyne dönük stres oksijen kullanıma yol açıyor ve hasar açabilir kaygısı taşınıyor.
STENT ÇALIŞIYOR
Baykal’ın tedavisini sürdüren doktorlar ise “Stent çalışıyor. Beyin dolaşımında sorun yok. Riskleri görüyoruz şu an. Şimdi onlarla mücadele etmeye çalışıyoruz” dedi.
Fransa seyahati sonrası gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal, beynindeki ödem nedeniyle sabah saatlerinde ameliyata alınmıştı.
Baykal’ın akşam saatlerinde tekrar beyin tomografisi çekildi ve beyninde oluşan basınç nedeniyle 3. kez ameliyata alındı.
CHP'Lİ VEKİLLER HASTANEYE AKIN ETTİ
Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinde tedavisine devam edilen Deniz Baykal'ı CHP'li vekiller yalnız bırakmadı. Hastane önüne çok sayıda CHP'li milletvekili geldi. Sözcü
17 Ekim 2017 Salı
Pargalı İbrahim'in mezarıyla ilgili önemli iddia
Kanuni Sultan Süleyman’ın 13 yıl vezirliğini yapan ve padişahın emriyle idam edilen Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın yüzyıllardır kesin olarak bilinmeyen mezarının, İstanbul Karaköy’de bir hanın bodrum katında, Koyun Baba Tekkesi olarak bilinen yerde olduğu iddia edildi.
Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın kudretli vezirlerinden Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın yıllardır tartışılan mezar yeri için yeni bir iddia ortaya atıldı. Türkiye’de olduğu kadar dünyada da ilgi uyandıran “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin ardından geniş kitlelerin tanıyıp merak ettiği “Pargalı İbrahim”in olduğu düşünülen mezar yeri için İstanbul Kabataş Fındıklı’da bulunan Canfeda Çıkmazı’ndaki kabir gösteriliyordu.
Pargalı’nın mezarının tespiti için 1 yılı aşkın süredir çalışma yapan Arkeolog Murat Sav, öncelikle iki kaynaktan yola çıktı. İstanbul hakkındaki çalışmalarıyla tanınan İhtifalci Mehmet Ziya Bey’in (1865-1930) “İstanbul ve Boğaziçi” isimli eserine göre, Pargalı’nın Galata’da bulunan Canfeda Tekkesi’ne defnenildiği ihtimali çok yüksekti. Ünlü tarihçi Solakzade Mehmed Hemdemi Efendi’nin (1590-1657) günümüze ulaşan eserlerine göre, Pargalı’nın Canfeda Tekkesi’nde gömülü yerinin belli olması için baş tarafına bir erguvan ağacı dikili. Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi de mezar için hem Galata’yı hem de Okmeydanı’nı işaret ediyordu.
CANFEDA TEKKESİ İKİ YERDE VAR
Arkeolog Murat Sav, vakıf kayıtlarında iki ayrı Canfeda Tekkesi’nin olduğunu belirledi. Biri Kabataş Fındıklı’da Canfeda Çıkmazı’nın olduğu yerde, diğeri de Galata’da (Karaköy), eski adıyla Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin yanında bulunuyordu.
Pargalı’nın yattığı yeri tespit etmek için Kabataş’taki mezarlıktan araştırmaya başlayan Sav, buradaki mezar taşlarını Türkçe’ye çevirtti. Pargalı’nın burada yattığını gösterir mezar taşı bulunmayan alandaki mezarlardan birinde Attar Hacı Süleyman’ın eşi Fâtıma Hanım’ın (1785) adı yer alırken, diğer mezarda da 1787 tarihi bulunuyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre bu mezarlık Canfeda (Feza) Baba Türbesi olarak geçerken, sadece 1787 tarihi olan ikinci mezarın da tekkenin kurucu şeyhine ait olma ihtimali ağırlık kazandı. Canfeda Tekkesi’nin faaliyetlerinin 1700’lü yılların sonlarına denk gelmesi, 1536’da ölen Pargalı’nın mezarının burada olmadığı görüşünü kuvvetlendirdi. Sav’a göre Kabataş bölgesi, Kanuni’nin, Boğaz’ı izleyen yol güzergâhında bulunuyordu ve mezarın bu güzergâhta olması mantıklı değildi.
‘MEZAR YERİ CAMİNİN YANINDA’ İDDİASI
Murat Sav’ın yaptığı araştırmaya göre bütün veriler, Karaköy’de (Galata) bulunan tekkeyi işaret etti. Arkeolog Sav, mezarın Karaköy’deki tekkede gömülü olduğunu gösterir delilleri nasıl bulduğunu şöyle anlattı: “Mezarın olduğunu tahmin ettiğimiz Canfeda (Koyun Baba) Tekkesi, Galata’da eski Feremeciler Sokağı’nda bulunuyor. Buradaki tekke, diğer adı eski Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin bitişiğinde. Cami, Pargalı’nın ölümünden hemen önce ve kendisi tarafından yaptırılmış. İnşaat 1536’da, İbrahim Paşa’nın ölüm yılında tamamlanıyor. Kayıtlarda Koyun Baba Tekkesi olarak geçen türbenin üzerine Bilginol Han yapılmış. Mezar bodrum katında. Türbe harap olsa da mezar korunmuş. Mezarın kime ait olduğunu gösterir mezar taşı yok. Zaten Koyun Baba Türbesi Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de bulunuyor.”
ŞİMDİ NE OLACAK?
Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Galata’da bulunan yer Koyun Baba Türbesi olarak görünüyor. Galata’daki bu yerin Pargalı İbrahim Paşa’ya ait olduğu kesinleşirse, Anıtlar Kurulu burayı tescil edebilir.
‘İTALYAN KÖKENLİ’
Gazete Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre Arkeolog Murat Sav, bu mezarın Pargalı’ya ait olma olasılığının çok yüksek olmasının nedenlerini şöyle anlatıyor: “Burası, türbe mimarisinde değil, tonozlu ve zindanı andıran bir yapıda. Muhtemelen mezar buraya taşındı. Hücre görünümündeki türbenin, buraya birileri tarafından gizlenmiş gibi bir hali var. Osmanlı döneminde de türbeye bir meyhanenin içinden geçilerek girilmesi, buranın Pargalı İbrahim’in mezarı olduğu ihtimalini güçlendiriyor. Pargalı’nın Galata’da gömülmesinin doğal sebeplerinden biri de Galata’nın tarih boyunca Latin kökenli tacirlerin merkezi oluşu ve paşanın da İtalyan kökenli oluşu sayılabilir.”
‘TÜRBE DEĞİL ZİNDAN’
Sav, şöyle devam etti: “Verilerin pek çoğu, İbrahim Paşa’nın mezarının, yaptırdığı ve adını taşıyan mescidin yanı başında olduğunu göstermekte. Buraya gittiğimde, tarihçilerin anlattıkları gibi dar bir koridorla karşılaştım. Hanın giriş kapısı kullanılarak, merdiven altındaki kapı vasıtasıyla türbeye giden koridora giriliyor. 8-10 metrelik koridordan sonra betonarmeden 8 basamakla sağ tarafa doğru çıkılıyor ki, türbenin giriş kapısıyla karşılaşıyorsunuz. Türbe, görünüm itibarıyla bir kemerin etrafının duvarlarla örülüp kapatılarak oluşturulmuş, oldukça küçük bir mekân. Tabut, iki duvar arasında bir sofa üzerinde bulunmakta. Aynı duvarın üst kısmında küçük bir pencere. Demir parmaklıklı ve dışardan da telle kapatılmış. Adeta bir zindan hücresi görüntüsüne sahip. Türbe, aslında bir türbe mekânı özelliklerine sahip değil.” Murat Sav, mezarın bir vatandaşın arsasının içinde olduğu da belirterek, kendisine inşaat ruhsatı verilip 1950’lerde onarıldığını söyledi.
‘DENİZE ATILMASI İNANDIRICI DEĞİL’
Sav, Pargalı’nın öldürülerek gömülmesiyle ilgili de şunları kaydetti: “Kaynaklarda, İbrahim Paşa’nın sarayda boğdurularak öldürüldüğü, bedeninin Topkapı Sarayı’ndan alınarak kayığa bindirildiği, gömülmesi için gizli bir yere götürüldüğü belirtilmekte. Paşa’nın bedeninin taşınmasıyla ilgili Nakkaş Osman tarafından bir minyatür yapılmış. Minyatürde, naaşın saray görevlilerince kayığa bindirildiği ve mezar yerine götürüldüğü betimlenmiş. Peki İbrahim Paşa nereye defnedildi? Hadikat’ül Vüzera ve Hovennesyon’a bakılırsa, paşa Canfeda Tekkesi’ne gömülmüş. Sicil-i Osmaniye kayıtlarına göre ise Okmeydanı’nda gömülmüş. Tarihçi Arthur Thomas’a göre de denize atılmış. Ancak Osmanlı Devleti’nde böyle bir örnek yok. Bu da denize atıldığına dair inancı etkisiz kılmakta.”
PARGALI DAMAT İBRAHİM PAŞA KİM?
Pargalı, Makbul ya da Frenk İbrahim Paşa olarak da bilinir. İtalyan asıllıdır. Önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış olan Pargalı’nın, onu tehlike olarak gören Kanuni tarafından dilsiz 4 cellada boğdurduğu bilinir.
DOĞUM: 1498 (Parga/Yunanistan)
ÖLÜMÜ: 15 Mart 1536 (İstanbul)
GÖREV SÜRESİ: 13 yıl (1523-1536)
GÖREVLERİ: Kapıağası, Hasodabaşı, Rumeli Beylerbeyi ve Vezir-i Azam, Serasker olmuştur.
EŞİ: Hatice Sultan (Kanuni’nin kız kardeşi) ve Muhsine Hatun.
Pargalı’nın mezarının tespiti için 1 yılı aşkın süredir çalışma yapan Arkeolog Murat Sav, öncelikle iki kaynaktan yola çıktı. İstanbul hakkındaki çalışmalarıyla tanınan İhtifalci Mehmet Ziya Bey’in (1865-1930) “İstanbul ve Boğaziçi” isimli eserine göre, Pargalı’nın Galata’da bulunan Canfeda Tekkesi’ne defnenildiği ihtimali çok yüksekti. Ünlü tarihçi Solakzade Mehmed Hemdemi Efendi’nin (1590-1657) günümüze ulaşan eserlerine göre, Pargalı’nın Canfeda Tekkesi’nde gömülü yerinin belli olması için baş tarafına bir erguvan ağacı dikili. Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi de mezar için hem Galata’yı hem de Okmeydanı’nı işaret ediyordu.
CANFEDA TEKKESİ İKİ YERDE VAR
Arkeolog Murat Sav, vakıf kayıtlarında iki ayrı Canfeda Tekkesi’nin olduğunu belirledi. Biri Kabataş Fındıklı’da Canfeda Çıkmazı’nın olduğu yerde, diğeri de Galata’da (Karaköy), eski adıyla Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin yanında bulunuyordu.
Pargalı’nın yattığı yeri tespit etmek için Kabataş’taki mezarlıktan araştırmaya başlayan Sav, buradaki mezar taşlarını Türkçe’ye çevirtti. Pargalı’nın burada yattığını gösterir mezar taşı bulunmayan alandaki mezarlardan birinde Attar Hacı Süleyman’ın eşi Fâtıma Hanım’ın (1785) adı yer alırken, diğer mezarda da 1787 tarihi bulunuyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre bu mezarlık Canfeda (Feza) Baba Türbesi olarak geçerken, sadece 1787 tarihi olan ikinci mezarın da tekkenin kurucu şeyhine ait olma ihtimali ağırlık kazandı. Canfeda Tekkesi’nin faaliyetlerinin 1700’lü yılların sonlarına denk gelmesi, 1536’da ölen Pargalı’nın mezarının burada olmadığı görüşünü kuvvetlendirdi. Sav’a göre Kabataş bölgesi, Kanuni’nin, Boğaz’ı izleyen yol güzergâhında bulunuyordu ve mezarın bu güzergâhta olması mantıklı değildi.
‘MEZAR YERİ CAMİNİN YANINDA’ İDDİASI
Murat Sav’ın yaptığı araştırmaya göre bütün veriler, Karaköy’de (Galata) bulunan tekkeyi işaret etti. Arkeolog Sav, mezarın Karaköy’deki tekkede gömülü olduğunu gösterir delilleri nasıl bulduğunu şöyle anlattı: “Mezarın olduğunu tahmin ettiğimiz Canfeda (Koyun Baba) Tekkesi, Galata’da eski Feremeciler Sokağı’nda bulunuyor. Buradaki tekke, diğer adı eski Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin bitişiğinde. Cami, Pargalı’nın ölümünden hemen önce ve kendisi tarafından yaptırılmış. İnşaat 1536’da, İbrahim Paşa’nın ölüm yılında tamamlanıyor. Kayıtlarda Koyun Baba Tekkesi olarak geçen türbenin üzerine Bilginol Han yapılmış. Mezar bodrum katında. Türbe harap olsa da mezar korunmuş. Mezarın kime ait olduğunu gösterir mezar taşı yok. Zaten Koyun Baba Türbesi Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de bulunuyor.”
ŞİMDİ NE OLACAK?
Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Galata’da bulunan yer Koyun Baba Türbesi olarak görünüyor. Galata’daki bu yerin Pargalı İbrahim Paşa’ya ait olduğu kesinleşirse, Anıtlar Kurulu burayı tescil edebilir.
‘İTALYAN KÖKENLİ’
Gazete Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre Arkeolog Murat Sav, bu mezarın Pargalı’ya ait olma olasılığının çok yüksek olmasının nedenlerini şöyle anlatıyor: “Burası, türbe mimarisinde değil, tonozlu ve zindanı andıran bir yapıda. Muhtemelen mezar buraya taşındı. Hücre görünümündeki türbenin, buraya birileri tarafından gizlenmiş gibi bir hali var. Osmanlı döneminde de türbeye bir meyhanenin içinden geçilerek girilmesi, buranın Pargalı İbrahim’in mezarı olduğu ihtimalini güçlendiriyor. Pargalı’nın Galata’da gömülmesinin doğal sebeplerinden biri de Galata’nın tarih boyunca Latin kökenli tacirlerin merkezi oluşu ve paşanın da İtalyan kökenli oluşu sayılabilir.”
‘TÜRBE DEĞİL ZİNDAN’
Sav, şöyle devam etti: “Verilerin pek çoğu, İbrahim Paşa’nın mezarının, yaptırdığı ve adını taşıyan mescidin yanı başında olduğunu göstermekte. Buraya gittiğimde, tarihçilerin anlattıkları gibi dar bir koridorla karşılaştım. Hanın giriş kapısı kullanılarak, merdiven altındaki kapı vasıtasıyla türbeye giden koridora giriliyor. 8-10 metrelik koridordan sonra betonarmeden 8 basamakla sağ tarafa doğru çıkılıyor ki, türbenin giriş kapısıyla karşılaşıyorsunuz. Türbe, görünüm itibarıyla bir kemerin etrafının duvarlarla örülüp kapatılarak oluşturulmuş, oldukça küçük bir mekân. Tabut, iki duvar arasında bir sofa üzerinde bulunmakta. Aynı duvarın üst kısmında küçük bir pencere. Demir parmaklıklı ve dışardan da telle kapatılmış. Adeta bir zindan hücresi görüntüsüne sahip. Türbe, aslında bir türbe mekânı özelliklerine sahip değil.” Murat Sav, mezarın bir vatandaşın arsasının içinde olduğu da belirterek, kendisine inşaat ruhsatı verilip 1950’lerde onarıldığını söyledi.
‘DENİZE ATILMASI İNANDIRICI DEĞİL’
Sav, Pargalı’nın öldürülerek gömülmesiyle ilgili de şunları kaydetti: “Kaynaklarda, İbrahim Paşa’nın sarayda boğdurularak öldürüldüğü, bedeninin Topkapı Sarayı’ndan alınarak kayığa bindirildiği, gömülmesi için gizli bir yere götürüldüğü belirtilmekte. Paşa’nın bedeninin taşınmasıyla ilgili Nakkaş Osman tarafından bir minyatür yapılmış. Minyatürde, naaşın saray görevlilerince kayığa bindirildiği ve mezar yerine götürüldüğü betimlenmiş. Peki İbrahim Paşa nereye defnedildi? Hadikat’ül Vüzera ve Hovennesyon’a bakılırsa, paşa Canfeda Tekkesi’ne gömülmüş. Sicil-i Osmaniye kayıtlarına göre ise Okmeydanı’nda gömülmüş. Tarihçi Arthur Thomas’a göre de denize atılmış. Ancak Osmanlı Devleti’nde böyle bir örnek yok. Bu da denize atıldığına dair inancı etkisiz kılmakta.”
PARGALI DAMAT İBRAHİM PAŞA KİM?
Pargalı, Makbul ya da Frenk İbrahim Paşa olarak da bilinir. İtalyan asıllıdır. Önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış olan Pargalı’nın, onu tehlike olarak gören Kanuni tarafından dilsiz 4 cellada boğdurduğu bilinir.
DOĞUM: 1498 (Parga/Yunanistan)
ÖLÜMÜ: 15 Mart 1536 (İstanbul)
GÖREV SÜRESİ: 13 yıl (1523-1536)
GÖREVLERİ: Kapıağası, Hasodabaşı, Rumeli Beylerbeyi ve Vezir-i Azam, Serasker olmuştur.
EŞİ: Hatice Sultan (Kanuni’nin kız kardeşi) ve Muhsine Hatun.
Deniz Baykal ameliyata alındı!
Deniz Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili açıklama geldi. Yapılan açıklamada Baykal'ın beynindeki ödem nedeniyle ameliyata alındığı bildirildi.
Fransa seyahati sonrası yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal’ın, beynindeki ödem nedeniyle bu sabah saatlerinde yeniden ameliyata alındığı öğrenildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre Deniz Baykal’ın beyin tomografisinde ödem ve kanama artışı tespit edildi. Bu bulgular üzerine doktorlar ameliyat kararı aldı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuyla ilgili bir açıklama yapan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Baykal’a şu anda bir müdahale daha yapılıyor. Endişe edilecek bir noktada değiliz” dedi.
Fransa seyahati sonrası yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal’ın, beynindeki ödem nedeniyle bu sabah saatlerinde yeniden ameliyata alındığı öğrenildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre Deniz Baykal’ın beyin tomografisinde ödem ve kanama artışı tespit edildi. Bu bulgular üzerine doktorlar ameliyat kararı aldı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuyla ilgili bir açıklama yapan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Baykal’a şu anda bir müdahale daha yapılıyor. Endişe edilecek bir noktada değiliz” dedi.
16 Ekim 2017 Pazartesi
Deniz Baykal hastaneye kaldırıldı
Fransa'dan dönüşünde gece yarısı ateşi yükselen Deniz Baykal, hastanede tedavi altına alındı. Yapılan ilk açıklamada, Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi. CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, sosyal medyadan yaptığı açıklamada Baykal'ın bir damarında pıhtılaşma olduğunu bildirdi. Baykal'a tıkanık damarın açılması için boynundan anjiyo yapıldığı öğrenildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Ankara Üniversitesi Rektörü'nü arayarak Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Fransa'nın Strasbourg kentinde temaslarını sürdürüyordu. Türkiye'ye dönen Baykal, gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. FOX TV'den İsmail Küçükkaya, Baykal'ın yüksek ateş ve zatürre başlangıcı nedeniyle tedavi altında tutulduğunu söylerken, AA'nın haberine göre, Deniz Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi.
'İYİ HABERLERİ BEKLİYORUZ'
CHP Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk, yaptığı açıklamada, 'Baykal önce özel bir hastaneye ardından İbni Sina Hastanesi’ne sevk edildi. Yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Doktorlarının verdiği bilgiye göre üst solunum yolu enfeksiyonu var. Tedavisi sürüyor. Gelecek iyi haberleri bekliyoruz' dedi.
YARKADAŞ SON BİLGİLERİ VERDİ
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da hastanede görüştüğü yetkililerden son bilgileri aktardı. Yarkadaş, Baykal'a bazı testler yapıldığını, bir damarında pıhtı tespit edildiğini ve hastanenin gerekli müdahaleyi yaptığını bildirdi. Baykal'ın tıkanan damarı için anjiyo yapıldığı öğrenildi.
Yarkadaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hastanenin yarım saat içinde konuyla ilgili bilgilendirme yapacağını da belirtti.
'HAYATİ TEHLİKESİ YOK'
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş'ten bir açıklama geldi. NTV canlı yayınına telefonla katılan Ateş, Baykal'ın hayati tehlikesi olmadığını söyledi. Baykal'ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal da hastanede bulunuyor.
'DAMAR AÇILDI, PIHTININ YARATTIĞI SORUNLAR GİDERİLDİ'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi. Şu anda durumu iyi. İşlem bitmek üzere, oradan da yoğun bakıma alıp ilaçla takip edecekler."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde bulunan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'i bu sabah telefonla aradı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Antalya Milletvekili Baykal'ın sağlığına ilişkin Prof. İbiş'ten bilgi aldığı, durumu yakından takip ettiği belirtildi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Fransa'nın Strasbourg kentinde temaslarını sürdürüyordu. Türkiye'ye dönen Baykal, gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. FOX TV'den İsmail Küçükkaya, Baykal'ın yüksek ateş ve zatürre başlangıcı nedeniyle tedavi altında tutulduğunu söylerken, AA'nın haberine göre, Deniz Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi.
'İYİ HABERLERİ BEKLİYORUZ'
CHP Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk, yaptığı açıklamada, 'Baykal önce özel bir hastaneye ardından İbni Sina Hastanesi’ne sevk edildi. Yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Doktorlarının verdiği bilgiye göre üst solunum yolu enfeksiyonu var. Tedavisi sürüyor. Gelecek iyi haberleri bekliyoruz' dedi.
YARKADAŞ SON BİLGİLERİ VERDİ
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da hastanede görüştüğü yetkililerden son bilgileri aktardı. Yarkadaş, Baykal'a bazı testler yapıldığını, bir damarında pıhtı tespit edildiğini ve hastanenin gerekli müdahaleyi yaptığını bildirdi. Baykal'ın tıkanan damarı için anjiyo yapıldığı öğrenildi.
Yarkadaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hastanenin yarım saat içinde konuyla ilgili bilgilendirme yapacağını da belirtti.
'HAYATİ TEHLİKESİ YOK'
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş'ten bir açıklama geldi. NTV canlı yayınına telefonla katılan Ateş, Baykal'ın hayati tehlikesi olmadığını söyledi. Baykal'ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal da hastanede bulunuyor.
'DAMAR AÇILDI, PIHTININ YARATTIĞI SORUNLAR GİDERİLDİ'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi. Şu anda durumu iyi. İşlem bitmek üzere, oradan da yoğun bakıma alıp ilaçla takip edecekler."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde bulunan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'i bu sabah telefonla aradı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Antalya Milletvekili Baykal'ın sağlığına ilişkin Prof. İbiş'ten bilgi aldığı, durumu yakından takip ettiği belirtildi.
15 Ekim 2017 Pazar
Çevreyi kirletenlere 'Çekirdek Çitleyen Eşek'li heykel tepkisi
Heykeltraşlığıyla da ünlü Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen bu kez 'çevreyi kirletenler' için 'Çekirdek Çitleyen Eşek' heykeli yaptırdı. Başkan Yılmaz Büyükerşen, "Karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik" dedi.
Hoşnudiye Mahallesi Porsuk Çayı kıyısına Büyükşehir Belediyesi tarafından konulan bank üzerinde oturup çekirdek çitleyen eşek heykeli Eskişehir’de ilgi çekti. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in çevreyi kirletenlere esprili bir şekilde tepki göstermek amacıyla koydurduğu belirtilen ‘Çekirdek çitleyen eşek’ heykeli, sosyal medya da ilgi odağı oldu.
Bazı paylaşımcılar, Porsuk Çayı kıyısına oturanların çekirdek kabuklarını ve çöpleri yere attığını ifade ederek, Büyükerşen’in bu kişilere karşı çareyi böyle bir heykeli koymakta bulduğunu söyledi. Bazı kişiler de, Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığının ilk yıllarında Porsuk Çayı kıyısında oturanların çekirdek çitleyip kabuklarını çimlerin üzerine atmasına çok kızdığını belirterek, “O yıllarda Büyükerşen’in çekirdek çitleyen eşek heykeli yaptığı söyleniyordu. Ancak bu heykeli yıllardık görmedik. Sonunda Yılmaz hoca çok kızmış olacak ki çekirdek çitleyen heykeli getirip Porsuk Çayı kayısına koydurmuş” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’DEN AÇIKLAMA
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada çevre duyarlılığı için Porsuk Çayı kenarına yeni bir heykel konulduğu belirterek şöyle denildi: “Büyükşehir Belediyesi Porsuk Çayı ve çevresinin temizliğine dikkat çekmek amacıyla ‘Kovadan balık tutmak zorunda kalan dilenci’ heykelinden sonra yeni bir heykeli daha Porsuk kenarına yerleştirdi. Kabuklu yemişler yiyerek Porsuk ve çevresini kirletenler artık sahil kısmında ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli ile karşılaşacaklar. Yaz aylarında duyarlı Eskişehir halkından gelen şikayetler üzerine çevre temizliğine dikkat çekmek isteyen Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir’in en önemli simgelerinden biri olan Porsuk’un temiz tutulması için Adalar mevkiine ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli yerleştirdi. Porsuk kenarında çekirdek çitleyerek kabuklarını yere atarken resmedilmiş karikatürize edilmiş heykel, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.”
‘ÇEVRE TEMİZLİĞİNE MİZAHİ AÇIDAN DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİK’
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de açıklamasında, yıllar önce Porsuk Çayı’nın temiz tutulması amacıyla kovadan balık tutan dilenci heykelini hazırladıklarını söyleyerek “Vatandaşlarımızın büyük bir bölümü Porsuk’un değerini bildiğinden bu konuda çok hassas davranıyor. Onlardan gelen şikayetler üzerine karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” dedi. (DHA)
Hoşnudiye Mahallesi Porsuk Çayı kıyısına Büyükşehir Belediyesi tarafından konulan bank üzerinde oturup çekirdek çitleyen eşek heykeli Eskişehir’de ilgi çekti. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in çevreyi kirletenlere esprili bir şekilde tepki göstermek amacıyla koydurduğu belirtilen ‘Çekirdek çitleyen eşek’ heykeli, sosyal medya da ilgi odağı oldu.
Bazı paylaşımcılar, Porsuk Çayı kıyısına oturanların çekirdek kabuklarını ve çöpleri yere attığını ifade ederek, Büyükerşen’in bu kişilere karşı çareyi böyle bir heykeli koymakta bulduğunu söyledi. Bazı kişiler de, Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığının ilk yıllarında Porsuk Çayı kıyısında oturanların çekirdek çitleyip kabuklarını çimlerin üzerine atmasına çok kızdığını belirterek, “O yıllarda Büyükerşen’in çekirdek çitleyen eşek heykeli yaptığı söyleniyordu. Ancak bu heykeli yıllardık görmedik. Sonunda Yılmaz hoca çok kızmış olacak ki çekirdek çitleyen heykeli getirip Porsuk Çayı kayısına koydurmuş” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’DEN AÇIKLAMA
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada çevre duyarlılığı için Porsuk Çayı kenarına yeni bir heykel konulduğu belirterek şöyle denildi: “Büyükşehir Belediyesi Porsuk Çayı ve çevresinin temizliğine dikkat çekmek amacıyla ‘Kovadan balık tutmak zorunda kalan dilenci’ heykelinden sonra yeni bir heykeli daha Porsuk kenarına yerleştirdi. Kabuklu yemişler yiyerek Porsuk ve çevresini kirletenler artık sahil kısmında ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli ile karşılaşacaklar. Yaz aylarında duyarlı Eskişehir halkından gelen şikayetler üzerine çevre temizliğine dikkat çekmek isteyen Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir’in en önemli simgelerinden biri olan Porsuk’un temiz tutulması için Adalar mevkiine ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli yerleştirdi. Porsuk kenarında çekirdek çitleyerek kabuklarını yere atarken resmedilmiş karikatürize edilmiş heykel, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.”
‘ÇEVRE TEMİZLİĞİNE MİZAHİ AÇIDAN DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİK’
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de açıklamasında, yıllar önce Porsuk Çayı’nın temiz tutulması amacıyla kovadan balık tutan dilenci heykelini hazırladıklarını söyleyerek “Vatandaşlarımızın büyük bir bölümü Porsuk’un değerini bildiğinden bu konuda çok hassas davranıyor. Onlardan gelen şikayetler üzerine karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” dedi. (DHA)
14 Ekim 2017 Cumartesi
Yeni MTV oranları! Hangi araç ne kadar ödeyecek?
Günlerdir beklenen motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen oranlar açıklandı. Motorlu Taşıt Vergisi'nde (MTV) zam oranı yüzde 40'tan yüzde 25'e çekildi. Zam 1300 cc altındaki araçlar için yüzde 15, üstü araçlar için ise yüzde 25 oldu.
Motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen yeni MTV oranları açıklandı. Maliye Bakanlığı yetkilileri verilen önergeyle getirilen yeni sistemi, "Önergeyle 1300 cc ve altı arabalar için yüzde 15 MTV artışı getiriyoruz.. 1300 cc üstü içinse yüzde 15 artı 10 puanlık artış öngörüyoruz" dedi. (Listede yer alan rakamlar en düşük rakamlar)
MOTOR HACMİ: 1300 cm³ ve aşağısı
ESKİ: 646
YENİ: 743
DEĞİŞİM (%): 15
MOTOR HACMİ: 1301-1600 cm³ arası
ESKİ: 1035
YENİ: 1294
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1601-1800 cm³ arası
ESKİ: 1827
YENİ: 2284
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1801-2000 cm³ arası
ESKİ: 2878
YENİ: 3598
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2001-2500 cm³ arası
ESKİ: 4317
YENİ: 5396
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2501-3000 cm³ arası
ESKİ: 6019
YENİ: 7524
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3001-3500 cm³ arası
ESKİ: 9166
YENİ: 11458
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3501-4000 cm³ arası
ESKİ: 14411
YENİ: 18014
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 4001 cm³ ve yukarısı
ESKİ: 23586
YENİ: 29483
DEĞİŞİM (%): 25
Motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen yeni MTV oranları açıklandı. Maliye Bakanlığı yetkilileri verilen önergeyle getirilen yeni sistemi, "Önergeyle 1300 cc ve altı arabalar için yüzde 15 MTV artışı getiriyoruz.. 1300 cc üstü içinse yüzde 15 artı 10 puanlık artış öngörüyoruz" dedi. (Listede yer alan rakamlar en düşük rakamlar)
MOTOR HACMİ: 1300 cm³ ve aşağısı
ESKİ: 646
YENİ: 743
DEĞİŞİM (%): 15
MOTOR HACMİ: 1301-1600 cm³ arası
ESKİ: 1035
YENİ: 1294
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1601-1800 cm³ arası
ESKİ: 1827
YENİ: 2284
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1801-2000 cm³ arası
ESKİ: 2878
YENİ: 3598
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2001-2500 cm³ arası
ESKİ: 4317
YENİ: 5396
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2501-3000 cm³ arası
ESKİ: 6019
YENİ: 7524
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3001-3500 cm³ arası
ESKİ: 9166
YENİ: 11458
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3501-4000 cm³ arası
ESKİ: 14411
YENİ: 18014
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 4001 cm³ ve yukarısı
ESKİ: 23586
YENİ: 29483
DEĞİŞİM (%): 25
Mehmet Ali Şahin ikinci kez dünyaevine girdi
Eski Meclis Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, eski sekreteri Zuhal Fırat’la ikinci kez dünyaevine girdi.
Ankara Holiday Inn’deki törende çiftin şahitliklerini eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Öznur Çalık yaptı.
Törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ise törene katılmadı. Habertürk
Ankara Holiday Inn’deki törende çiftin şahitliklerini eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Öznur Çalık yaptı.
Törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ise törene katılmadı. Habertürk
Melih Gökçek'ten veda gibi sözler
Hakkında ‘istifa edeceği’ yönünde iddialarla gündemde olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’nın başkent oluşunun 94. yıldönümü programında yaptığı hizmetlerin sunumunu yaparken “Verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın başkent oluşunun 94. yıldönümü nedeniyle, Ankara Valiliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde özel program düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı programda, son günlerde hakkında istifa iddiaları konuşulan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de “Eski Ankara, Yeni Ankara” isimli bir sunum yaptı.
VERİLEN İMKANLARLA BUNLARI YAPTI
Sunumun sonunda dikkat çekici ifadeler kullanan Gökçek, “Bu hizmetleri gerçekleştirdik, bu hizmetleri gerçekleştirirken özellikle Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma ve hükümetime teşekkürlerimi, şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Herşey imkan demektir, verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı programda, son günlerde hakkında istifa iddiaları konuşulan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de “Eski Ankara, Yeni Ankara” isimli bir sunum yaptı.
VERİLEN İMKANLARLA BUNLARI YAPTI
Sunumun sonunda dikkat çekici ifadeler kullanan Gökçek, “Bu hizmetleri gerçekleştirdik, bu hizmetleri gerçekleştirirken özellikle Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma ve hükümetime teşekkürlerimi, şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Herşey imkan demektir, verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)