İstanbul Fatih’te, anneannesi ile birlikte sokakta yaşayan 10 aylık Aybüke, donarak yaşamını yitirdi. Polis, olayla ilgili olarak anneanne Canan A. ve anne Feride A.’yı gözaltına aldı. Baba da aranıyor.
Alınan bilgiye göre, dün sabah saat 06.30 sıralarında Fatih Horhor Caddesi üzerindeki özel bir hastaneye giden Canan A., 10 aylık torunu Aybüke’nin donarak öldüğünü söyledi. Hastane yönetiminin haber vermesi üzerine, Cinayet Büro Amirliği olayla ilgili soruşturma başlattı. Aybüke bebeğin cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yapılan ön otopside bebeğin üzerinde herhangi bir darp izine rastlanmadığı, kesin ölüm sebebinin ise yapılacak detaylı otopsinin ardından belirleneceği bildirildi.
ANNE VE ANNEANNE GÖZALTINDA, BABA DA ARANIYOR
Yürütülen soruşturma kapsamında, Aybüke’nin annesi Feride A. ile anneanne Canan A. gözaltına alındı.
Yapılan sorgulamada, Feride A’nın bebeğin başkasıyla evli Alaattin K.’dan olduğunu söylediği öğrenildi. Feride A., birlikteliğin ortaya çıkmasının üzerine, kendi ailesi ve Alaattin K.’nın ailesinin bebeğe sahip çıkmadığını belirtti. Anneanne Canan A. ise bebeğe sahip çıktığı için kendi ailesi tarafından dışlandığını savundu. Canan A., komşularının yardımıyla Aybüke ile birlikte sokakta yaşamaya başladığını, bazı geceleri hastanelerin acil servislerinde geçirdiğini anlattı.
KALACAK YER BULAMAYINCA CAMİYE SIĞINMIŞ
Olay gecesi kalacak yer bulamayınca bir camiye sığınan anneanne Canan A.’nın, sabah kalktığında torununun hareketsiz ve yüzü mor olarak yattığını görerek yakındaki bir özel hastaneden yardım istediği, hastanede ise bebeğin donarak hayatını kaybettiğinin belirlendiği öğrenildi.
Polis, devam eden soruşturma kapsamında baba Alaattin K.’yı arıyor. Gözaltındaki anne ve anneannenin işlemleri tamamlandıktan sonra "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlamasıyla adliyeye sevk edileceği belirtildi.
Ali AKSOYER-Özgür EREN/DHA
6 Ocak 2016 Çarşamba
Kuzey Kore'nin hidrojen bombası denemesine dünyadan tepki yağıyor
Kuzey Kore hidrojen bombası denemesi yaptığını açıkladı, dünya ayağa kalktı! Bu gelişme üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil toplantı yapacağı öne sürülürken, ülkelerden tepki üzerine tepki geliyor.
Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Örgütü'nden Lassia Zerbo tarafından yapılan açıklamada, "Kore Yarımadası'nda olağan dışı bir hareketlilik tespit edildiği" aktarıldı. Nükleer denemeleri izleyen örgütün açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Örgütü'nden Lassia Zerbo tarafından yapılan açıklamada, "Kore Yarımadası'nda olağan dışı bir hareketlilik tespit edildiği" aktarıldı. Nükleer denemeleri izleyen örgütün açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Uluslararası izleme sistemimiz, Kore Yarımadası'nda, 41.23 enlemi, 129.10 derece boylamında olağan dışı bir sismik etkinlik tespit etti. Haritadaki yer, Kuzey Kore'nin kuzeydoğu dağlarında bulunan ve nükleer denemelerini yaptığını iddia ettiği Pyunggye-ri test alanındaki merkez üssüne karşılık geliyor."
Reuters'a konuşan Zerbo, "Kuzey Kore'nin hamlesinin, evrensel olarak kabul edilen ve nükleer denemelere karşı geliştirilen normun ihlâli olduğunu" söyledi. Zerbo, "Bu ayrıca uluslararası barış ve güvenliğe karşı somut bir tehdit oluşturuyor" dedi.
Reuters'a konuşan Zerbo, "Kuzey Kore'nin hamlesinin, evrensel olarak kabul edilen ve nükleer denemelere karşı geliştirilen normun ihlâli olduğunu" söyledi. Zerbo, "Bu ayrıca uluslararası barış ve güvenliğe karşı somut bir tehdit oluşturuyor" dedi.
DÜNYADAN TEPKİ YAĞIYOR
Reuters'a adının gizli kalması kaydıyla konuşan bir diplomat, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu gelişmeyi değerlendirmek üzere bu sabah toplantı yapmayı planladığını söyledi. Bir başka yetkili ise toplantının kapalı kapılar ardından gerçekleştirileceğini aktardı.
Reuters'a adının gizli kalması kaydıyla konuşan bir diplomat, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu gelişmeyi değerlendirmek üzere bu sabah toplantı yapmayı planladığını söyledi. Bir başka yetkili ise toplantının kapalı kapılar ardından gerçekleştirileceğini aktardı.
Kuzey Koreliler, Pyongyang Tren İstasyonu'ndaki ekranlarda hidrojen bombası denemesinin açıklandığı haber bültenini izliyor.
SEUL
Güney Kore'den ise "aralarında Birleşmiş Milletler yaptırımlarının da aralarında bulunduğu tüm muhtemel önlemleri alacağız" açıklaması geldi.
SEUL
Güney Kore'den ise "aralarında Birleşmiş Milletler yaptırımlarının da aralarında bulunduğu tüm muhtemel önlemleri alacağız" açıklaması geldi.
TOKYO
Japonya Başbakanı Şinzo Abe de Kuzey Kore'nin hamlesini "ülkesinin güvenliğine tehdit" olarak değerlendirirdi. Abe, "Kesinlikle buna izin veremeyiz ve şiddetle kınıyoruz. Kuzey Kore'nin nükleer silahsızlanmaya meydan okumasına karşı sert yanıt vereceğiz" dedi.
WASHINGTON
ABD'den gelen açıklamada ise "Kuzey Kore tarafından yapılan provokasyona gereken yanıtın verileceği" belirtildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Ned Price tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Kuzey Kore'nin bu iddialarını henüz teyit edemememize karşın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarının ihlâlini kınıyoruz ve bir kez daha Kuzey Kore'ye uluslararası zorunluluklara ve taahhütlere riayet etmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Price, ABD'nin bölgedeki müttefiklerini korumaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe de Kuzey Kore'nin hamlesini "ülkesinin güvenliğine tehdit" olarak değerlendirirdi. Abe, "Kesinlikle buna izin veremeyiz ve şiddetle kınıyoruz. Kuzey Kore'nin nükleer silahsızlanmaya meydan okumasına karşı sert yanıt vereceğiz" dedi.
WASHINGTON
ABD'den gelen açıklamada ise "Kuzey Kore tarafından yapılan provokasyona gereken yanıtın verileceği" belirtildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Ned Price tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Kuzey Kore'nin bu iddialarını henüz teyit edemememize karşın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarının ihlâlini kınıyoruz ve bir kez daha Kuzey Kore'ye uluslararası zorunluluklara ve taahhütlere riayet etmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Price, ABD'nin bölgedeki müttefiklerini korumaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
ATOM BOMBASINDAN DAHA GÜÇLÜ
'Füzyon bombası' olarak da bilinen hidrojen bombasının yüksek boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atom yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğuyor. Daha az radyoaktif serpinti yaydığı için 'temiz bomba' olarak da anılan hidrojen bombası,atom bombalarına kıyasla çok daha güçlüdür.
LONDRA
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond da bir kınama mesajı yayınladı. İki günlük Çin ziyareti sırasında Twitter'dan açıklama yapan Hammond, "Kuzey Kore'nin hidrojen bombası denemesi haberleri doğruysa, bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının somut bir ihlâlidir ve koşulsuz kınadığım bir provokasyondur" ifadelerini kullandı.
PEKİN
Kuzey Kore'nin nükleer deneme açıklamasına tepki gösteren ülkeler kervanına Çin, Avustralya ve Fransa da katıldı. Pyongyang yönetiminin en yakın müttefiği Çin, nükleer denemenin, uluslararası toplum hiçe sayılarak yapıldığını belirterek, Kuzey Kore'ye Yarımada'daki gerilimi daha da kötüleştirecek hamlelerden uzak durma çağrısında bulundu.
CANBERRA
Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, yayınladığı açıklamada, "bu hamlenin Kuzey Kore'nin 'haydut devlet' statüsünü pekiştirdiğini ve uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olmayı sürdürdüğünü" belirtti.
PARİS
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da Kuzey Kore'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını ihlâl etmesini kınarken, uluslararası topluma güçlü bir tepki göstermesi konusunda çağrıda bulundu.
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond da bir kınama mesajı yayınladı. İki günlük Çin ziyareti sırasında Twitter'dan açıklama yapan Hammond, "Kuzey Kore'nin hidrojen bombası denemesi haberleri doğruysa, bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının somut bir ihlâlidir ve koşulsuz kınadığım bir provokasyondur" ifadelerini kullandı.
PEKİN
Kuzey Kore'nin nükleer deneme açıklamasına tepki gösteren ülkeler kervanına Çin, Avustralya ve Fransa da katıldı. Pyongyang yönetiminin en yakın müttefiği Çin, nükleer denemenin, uluslararası toplum hiçe sayılarak yapıldığını belirterek, Kuzey Kore'ye Yarımada'daki gerilimi daha da kötüleştirecek hamlelerden uzak durma çağrısında bulundu.
CANBERRA
Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, yayınladığı açıklamada, "bu hamlenin Kuzey Kore'nin 'haydut devlet' statüsünü pekiştirdiğini ve uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olmayı sürdürdüğünü" belirtti.
PARİS
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da Kuzey Kore'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını ihlâl etmesini kınarken, uluslararası topluma güçlü bir tepki göstermesi konusunda çağrıda bulundu.
hürriyet.com.tr
Kuzey Kore: İlk hidrojen bombası denemesini başarıyla gerçekleştirdik
Kuzey Kore, nükleer merkezi yakınlarında sarsıntı tespit edilmesinin ardından yaptığı açıklamada 'başarılı bir hidrojen bombası denemesi yaptıklarını' duyurdu. Kuzey Kore lideri Kim, geçen ay hidrojen bombası geliştirdiklerini öne sürmüş ancak uzmanlar bu iddiaya şüpheyle yaklaşmıştı.
Kuzey Kore resmi televizyon kanalından yapılan açıklama, Punggye-ri adlı nükleer merkez yakınlarında 5.1 büyüklüğünde sarsıntı tespit edilmesinden saatler sonra geldi.
Kuzey Kore'nin 2006 yılından bu yana Punggye-ri'de üç yer altı nükleer deneme yaptığı düşünülüyor.
Kuzey Kore resmi televizyon kanalında denemeyi duyuran spiker, "Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin ilk hidrojen bombası denemesi 6 Ocak 2016'da saat 10.00'da başarıyla gerçekleştirilmiştir" dedi.
Kuzey Kore resmi televizyon kanalından yapılan açıklama, Punggye-ri adlı nükleer merkez yakınlarında 5.1 büyüklüğünde sarsıntı tespit edilmesinden saatler sonra geldi.
Kuzey Kore'nin 2006 yılından bu yana Punggye-ri'de üç yer altı nükleer deneme yaptığı düşünülüyor.
Kuzey Kore resmi televizyon kanalında denemeyi duyuran spiker, "Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin ilk hidrojen bombası denemesi 6 Ocak 2016'da saat 10.00'da başarıyla gerçekleştirilmiştir" dedi.
Kuzey Kore, dördüncü nükleer denemesini yaptığını ifade ettiği yazılı açıklamasında ayrıca, "ABD'nin düşmanca politikalarına karşı kendisini korumak için nükleer programını güçlendirmeye devam edeceğini" belirtti.
Resmi haber ajansından duyurulan açıklamada Pyongyang'ın 'ABD'nin saldırgan tutumunu koruduğu sürece nükleer programından vazgeçmeyeceği' kaydedildi.
Kuzey Kore, 'sorumluluk sahibi bir nükleer devlet' gibi hareket edeceğini ve 'egemenliği ihlal edilmediği sürece nükleer silahlarını kullanmayacağını' söyledi.
Kuzey Kore, 'sorumluluk sahibi bir nükleer devlet' gibi hareket edeceğini ve 'egemenliği ihlal edilmediği sürece nükleer silahlarını kullanmayacağını' söyledi.
Kuzey Kore resmi televizyon kanalı, Pyongyang'ın ilk hidrojen bomba denemesinin 'başarılı olduğunu' duyurdu.
Hidrojen bombası nedir?
Füzyon reaksiyonu esasına dayalı hidrojen bombasının patlama gücü, atom bombasından daha kuvvetli.
Hidrojen bombası nedir?
Füzyon reaksiyonu esasına dayalı hidrojen bombasının patlama gücü, atom bombasından daha kuvvetli.
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, geçen ay Pyonyang'ın hidrojen bombası geliştirdiğini iddia etmişti, uzmanlar ise bu söyleme kuşkuyla yaklaşmıştı.
Hidrojen bombası, hidrojen izotopları (yerdeşleri) arasındaki nükleer füzyon tepkimesinin oluşturduğu enerjinin, denetimsiz biçimde patlayarak açığa çıkmasıyla oluşan bir silah.
Bu silah, 1958 yılında ABD tarafından geliştirildi.
'Termonükleer silah' olarak da bilinen hidrojen bombası, daha az radyoaktif serpinti yaydığı için 'temiz bomba' olarak da bilinir. Ancak atom bombalarına kıyasla çok daha güçlüdür.
Bu silah, 1958 yılında ABD tarafından geliştirildi.
'Termonükleer silah' olarak da bilinen hidrojen bombası, daha az radyoaktif serpinti yaydığı için 'temiz bomba' olarak da bilinir. Ancak atom bombalarına kıyasla çok daha güçlüdür.
BBC Türkçe
Ünlü oyuncu Sian Blake ve iki çocuğu ölü bulundu
İngiltere’nin başkenti Londra’da 20 gün önce 4 ve 8 yaşlarındaki iki oğlu ile birlikte ortadan kaybolan ünlü oyuncu Sian Blake’in Eritih’deki evinin bahçesinde üç ceset bulunduğu açıklandı. Günler önce evde arama yaptığı halde cesetleri bulamayan polisler hakkında ise soruşturma başlatıldı.
Hürriyet'in haberine göre; Metropolitan Polis Teşkilatı’ndan yetkililer kayıp oyuncu ve çocuklarına ait olduğu tahmin edilen cesetlerin kimliklerini henüz resmen doğrulamadı ancak cesetler üzerinde yapılacak otopsiden sonra detaylı bir basın açıklaması yapılacağını söyledi.
43 yaşındaki Sian Blake, İngiltere’nin en uzun soluklu ve popüler pembe dizilerinden biri olan Eastenders’da canlandırdığı Franki Perrie karakteri ile tanınmıştı. Blake uzun süredir ciddi bir motor-nöron hastalığından mustaripti.
BAŞ ŞÜPHELİ BLAKE’İN SEVGİLİSİ
Yetkililer, Blake’in çocukları ile birlikte ortadan kaybolduğunu polise bildiren ilk kişinin ünlü oyuncunun 49 yaşındaki erkek arkadaşı ve çocukların babası Arthur Simpson-Kent olduğunu ancak adamın polisle iletişime geçtikten üç gün sonra ortadan kaybolduğunu söyledi.
Kuaförlük yapan Simpson-Kent’in şu an için olayda baş şüpheli kabul edildiği belirtilirken İngiliz basını adamın Glasgow ve Amsterdam üzerinden Gana’ya kaçtığını iddia etti.
Basın Simpson-Kent’in Interpol tarafından aranmakta olduğunu da belirtti.
Simpson-Kent’in eski karısı Dominique Deblieux, Sun gazetesine yaptığı açıklamada eski kocasının düzenli olarak kokain kullanıp zaman zaman da uyuşturucu sattığını söyledi ve “yaşananların uyuşturcu bağlantılı olabileceğine inandığını” dile getirdi.
Eski kocasının birçok farklı kadından toplam 8 çocuğu olduğunu da belirten Deblieux, “Bizim evliliğimiz tam bir zaman kaybıydı. O vahşi bir adam, bana karşı şiddet uyguladı. Öz kızı Isis’i de birçok kez dövdü. Kızını hiç umursamazdı” dedi.
CESETLERİ BULAMAYAN POLİSLER HAKKINDA DA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
18 Aralık günü camı kırarak Sian Blake’in sevgilisi ve çocukları ile birlikte yaşadığı müstakil eve giren ve arama yapan polis memurlarının arka bahçede bulunan üç cesedi bulamamış olması büyük tepki topladı.
Scotland Yard’ın Profesyonel Standartlar Direktörlüğü soruşturmada herhangi bir ihmal yapılıp yapılmadığının anlaşılabilmesi için inceleme başlattıklarını söyledi.
Gani Müjde Putin’in aslanıyla poz verdi
Gani Müjde’nin dijital değil gerçek bir aslanla çekim yapmak için diretmesi üzerine, ekip dünya çapında aslan arayışına girdi.
3. denemede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hafta sonları gezdiği ve fotoğrafları medyaya yansıyan aslanların eğitmeni Zapashny kardeşlere ulaşıldı. Ve sonunda ekip Rusya’ya giderek çekimi tamamladı. 15 Ocak’ta vizyona girecek “Bizans Oyunları” filmine damga vuran “aslan”ın hikayesi ortaya çıktı.
3. denemede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hafta sonları gezdiği ve fotoğrafları medyaya yansıyan aslanların eğitmeni Zapashny kardeşlere ulaşıldı. Ve sonunda ekip Rusya’ya giderek çekimi tamamladı. 15 Ocak’ta vizyona girecek “Bizans Oyunları” filmine damga vuran “aslan”ın hikayesi ortaya çıktı.
Halis Toprak'ın son isteğini kızı Ayfer Toprak açıkladı
Pazar günü Fransa’da yaşama veda eden ünlü işadamı Halis Toprak’ın son isteğini kızı Ayfer Toprak açıkladı: ‘Börek istedi. Türkiye’den yufka götürdüm ama nasip olmadı.’
İş dünyası, hafta sonunda Fransa’nın Nice şehrinde vefat eden Halis Toprak’ın yaşama vedasıyla sarsıldı. Ünlü iş adamının kızı Ayfer Toprak, babasının son isteğinin börek olduğunu, İstanbul’dan aldığı yufka ve peyniri vakumlayıp Fransa’ya götürdüğünü Esin Övet’e anlattı.
Onunla gurur duyuyorum
Babasının ölümüyle kahrolan Ayfer Toprak, ‘Börek istedi. Nice’te yufka olmadığı için buradan götürdüm. Böreği de yaptım ama yiyemedi. İyi ki yapmışım. Son günlerinde yanında oldum şükür. Onun kızı olmaktan gurur duyuyorum. 50 bin kişinin karnının doymasını sağlıyordu’ diye konuştu.
Babasının ölümüyle kahrolan Ayfer Toprak, ‘Börek istedi. Nice’te yufka olmadığı için buradan götürdüm. Böreği de yaptım ama yiyemedi. İyi ki yapmışım. Son günlerinde yanında oldum şükür. Onun kızı olmaktan gurur duyuyorum. 50 bin kişinin karnının doymasını sağlıyordu’ diye konuştu.
TOPRAK İNŞAAT'I KURDU
1938 yılında Diyarbakır Lice’de doğan duayen sanayici ve iş adamı Halis Toprak, İş hayatına Adana’da başladı.
1938 yılında Diyarbakır Lice’de doğan duayen sanayici ve iş adamı Halis Toprak, İş hayatına Adana’da başladı.
1977’de İstanbul’da Toprak İnşaat firmasını kurdu. Toprak Holding A.Ş. de aynı yılın mayıs ayında kuruldu. 1992 yılında ana ortakları Toprak Grubu şirketleri olan Toprakbank kuruldu.
Halis Toprak, kızları Ayfer Toprak Karavan, Sevgi Toprak Tunga ile birlikte.
TMSF ŞİRKETLERİNE EL KOYDU
Mali yapısı bozulan Toprakbank 2001 sonunda Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TMSF) kapsamına alındı. Halis Toprak, 32 yıl sürdürdüğü yönetim kurulu başkanlığını 2009’da oğlu Mehmet Toprak’a devretti.
BORCUN TAMAMINI ÖDEDİ
Aynı yıl Toprak Grubu’nun şirketlerinin tümünün yönetimine TMSF el koydu. Halis Toprak, Toprak Grubuna ait 22 şirketin ve 21 sanayi tesisinin yönetimini, Toprak Grubu'nun TMSF'ye olan borcunun tamamını ödeyerek geri almıştı.
İş dünyasında ‘‘Halis Ağa’’ olarak da anılan Toprak, TMSF ile zorlu bir süreç yaşadı.
Halis Toprak’ın defin süreci, aile üyelerinin alacağı kararın ardından açıklanacak.
21 ŞİRKETİNİ DEVRALMIŞTI
Toprak Grubu, Toprakbank borçlarını tasfiye için TMSF ile ‘gayrimenkul karşılığı ayni ödeme’ anlaşması yapmıştı. Böylece el konulduktan 1056 gün sonra 29 Haziran 2012’de, 22 şirket (21 fabrika) Toprak Grubu’na iade edilmiş oldu.
Halis Toprak, kızları Ayfer Toprak Karavan, Sevgi Toprak Tunga ile birlikte.
TMSF ŞİRKETLERİNE EL KOYDU
Mali yapısı bozulan Toprakbank 2001 sonunda Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu (TMSF) kapsamına alındı. Halis Toprak, 32 yıl sürdürdüğü yönetim kurulu başkanlığını 2009’da oğlu Mehmet Toprak’a devretti.
BORCUN TAMAMINI ÖDEDİ
Aynı yıl Toprak Grubu’nun şirketlerinin tümünün yönetimine TMSF el koydu. Halis Toprak, Toprak Grubuna ait 22 şirketin ve 21 sanayi tesisinin yönetimini, Toprak Grubu'nun TMSF'ye olan borcunun tamamını ödeyerek geri almıştı.
İş dünyasında ‘‘Halis Ağa’’ olarak da anılan Toprak, TMSF ile zorlu bir süreç yaşadı.
Halis Toprak’ın defin süreci, aile üyelerinin alacağı kararın ardından açıklanacak.
21 ŞİRKETİNİ DEVRALMIŞTI
Toprak Grubu, Toprakbank borçlarını tasfiye için TMSF ile ‘gayrimenkul karşılığı ayni ödeme’ anlaşması yapmıştı. Böylece el konulduktan 1056 gün sonra 29 Haziran 2012’de, 22 şirket (21 fabrika) Toprak Grubu’na iade edilmiş oldu.
Toprak Grubu’ndan yapılan açıklamada ise şöyle denilmişti: “TMSF yönetimi altında Toprak Grubu’na ait 22 sanayi tesisinden sadece bir tanesi (Toprak İzolasyon Fabrikası) bir Alman firmasına satılmış, geriye kalan ve ülkemizin 6 bölgesinde bulunan 21 sanayi tesisi halen Toprak Grubu’na aittir.
Bu sanayi tesislerimizin büyük kısmı halen üretim faaliyetine devam edememektedir. Toprak Grubu’nun hedefi ülkemizin milli serveti olan bu tesisleri en kısa süre içinde tekrar faaliyete geçirip, ilaveten 7 bin 500 kişiye yeniden iş imkanı sağlamaktır. 1977 yılından beri 35 senedir milyarlarca dolar katma değer yaratarak hizmet ettiğimiz Türk ekonomisine, yeniden üretim ve istihdam yaratarak, ihracat yaparak ve vergi vererek katkı sağlamaya devam etmek istiyoruz.”
'BU DEFA HELALLEŞTİK'
Halis, Mehmet, Ahmet Toprak ve Toprak Grubu şirketleriyle TMSF arasında, Toprakbank A.Ş.’nin borçlarının ödenmesi için 18 Aralık 2004 tarihinde ana protokol imzalanmıştı. 6 Şubat 2008 tarihinde birinci ek protokol ve son olarak 15 Haziran 2012 tarihinde de ikinci ek protokol imzalandı. Toprak Grubu’nun açıklamasında “Bu protokoller sonucunda Toprak Grubu TMSF’ye borcunu tamamıyla ödemiş ve TMSF ile nihayetinde helalleşmiştir. Toprak Grubu’nun 22 şirketinin ve 21 sanayi tesisinin yönetimi 29 Haziran 2012 tarihinde, 1056 gün sonra Halis Toprak’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda Toprak Ailesi’ne geçecek” denildi.Hürriyet
'BU DEFA HELALLEŞTİK'
Halis, Mehmet, Ahmet Toprak ve Toprak Grubu şirketleriyle TMSF arasında, Toprakbank A.Ş.’nin borçlarının ödenmesi için 18 Aralık 2004 tarihinde ana protokol imzalanmıştı. 6 Şubat 2008 tarihinde birinci ek protokol ve son olarak 15 Haziran 2012 tarihinde de ikinci ek protokol imzalandı. Toprak Grubu’nun açıklamasında “Bu protokoller sonucunda Toprak Grubu TMSF’ye borcunu tamamıyla ödemiş ve TMSF ile nihayetinde helalleşmiştir. Toprak Grubu’nun 22 şirketinin ve 21 sanayi tesisinin yönetimi 29 Haziran 2012 tarihinde, 1056 gün sonra Halis Toprak’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda Toprak Ailesi’ne geçecek” denildi.Hürriyet
Obama gözyaşlarıyla silaha savaş açtı
Obama, Oval Ofis’teki son senesinde Amerikalıların silaha erişimini kontrol altına alacak yeni düzenlemeler getirdi. Ve Kongre’nin karşı çıktığı yeni kuralları, Kongre’yi baypas edip yürütmenin yetkisindeki bir kararnameyle yürürlüğe soktu. Üç yıl önce bir ilkokula düzenlenen silahlı saldırıda katledilen 20 çocuk için gerçekleştirilen anma töreni sırasında yaptığı açıklamada, soğukkanlılığıyla tanınan Obama gözyaşı döktü.
ABD Başkanı Barack Obama, önümüzdeki salı günü başkanlığı sırasında halka yapacağı son “Birliğin Durumu” konuşmasından önce Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Amerikan Kongresi’nin karşı çıkmasına rağmen bir kararnameyle Amerikalıların silaha erişimini zorlaştırdı. Böylece silah satıcılarına bazı durumlarda ilave lisans zorunluluğu getiren ve silah alıcılarının sicilinin daha sıkı kontrol edilmesini gerektiren düzenlemeyle, sekizinci yılına giren başkanlığı sırasında bu konuda bir yasa çıkarılması için bir türlü ikna edemediği Kongre’yi baypas etti.
AKLIMI KAÇIRACAK GİBİ OLUYORUM
Kararnamenin detaylarını, 2013’te Connecticut Eyaleti’ndeki Sandy Hook İlkokulu’ndaki silahlı bir saldırıda katledilen 20 çocuk için düzenlenen anma töreni sırasında açıklayan Obama, bu sırada gözyaşlarına engel olamadı. Newtown şehrinde yaşanan olayı aktarırken, “Newtown’daki birinci sınıf öğrencileri” diyen Obama’nın önce konuşurken boğazı düğümlendi. Ardından “Bu çocukları her düşündüğümde aklımı kaçıracak gibi oluyorum” deyip ağladı.
BENİM YETKİM DAHİLİNDE
Obama, konunun en can alıcı kısmı olan, bu konuda bir düzenleme için Kongre’yi baypas eden bir kararnamenin yeterli olup olmayacağına dair pazartesi günü yaptığı açıklamada, düzenlemenin Amerikalılara silah edinme hakkı tanıyan Anayasa’nın 2. Ek Maddesi’yle uyumlu olduğunu savunarak, “Bunlar, hepsi benim ve yürütmenin yetkileri dahilinde olan öneriler değil sadece, ama aynı zamanda silah sahipleri dahil Amerikan halkının ezici çoğunluğunun desteklediği düzenlemeler” demişti. Ve geçen sene South Carolina Charleston’daki kilise katliamı, Oregon’daki okul vahşeti ve daha geçen ay yaşanan IŞİD sempatizanlarının San Bernardino’daki baskınından sonra silah kontrolü konusunda her seferinde yaptığı çağrılara rağmen harekete geçmeyen Kongre’nin bu konuda onayının gerekmediğini söylemişti.
FBI 230 KİŞİ ALACAK
Beyaz Saray kaynakları da, yeni düzenlemeyle birlikte mevcut uygulamada 10 ayrı değişiklik yapılacağını, internet üzerinden ve fuarlarda satış yapan silah şirketleri için artık lisans zorunluluğu olacağını, ayrıca buradaki alıcılar için sicil kontrolü gerçekleştirleceğini aktardılar. Ayrıca Beyaz Saray’ın, Kongre’den onay alarak akıl sağlığı bozuk olanların tedavisi için 500 milyon dolarlık bir federal bütçe ayıracağı, FBI’ın 24 saat hizmet verecek sicil kontrolü masası için en az 230 kişiyi işe alacağı öğrenildi.
KONGRE ÖFKELİ
Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu ATF’e silah satıcıları ve silah alıcıları üzerinde daha fazla kontrol hakkı tanıyan düzenlemeyle ilgili açıklama yapan Amerikan Temcsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Paul Ryan ise “Başkan Obama’nın silah edinme hakkını kısıtlama önerisi Amerikan Senatosu’nda tartışıldı ve reddedildi. Hiçbir başkan, yürütmenin iradesini kullanarak yasama alınındaki bir başarısızlığı geri çevirebilmemeli” dedi. Ve Ryan, Obama’yı Anayasa’nın 2. Ek Maddesi ve Kongre’yi “göz ardı etmekle” suçladı.
ANAYASAYA SAVAŞ
Kasımdaki seçimlerde Demokrat Parti’nin başkan adayı olması beklenen Hillary Clinton, Başkan’ın yeni girişimini alkışladığını söylerken, Cumhuriyetçi başkan aday adayları ise girişimi eleştirdi. Cumhuriyetçi Parti’deki başkan adaylığı yarışının iddialı isimlerinden Florida Senatörü Marco Rubio, Obama’nın hamlesini “Anayasaya karşı savaş” olarak nitelendirirken, yarışı önde götüren isimlerden Teksas Senatörü Ted Cruz ise plan için “tam bir kaçıklık” dedi.
HALK TOPLANTISI YAPIYOR
Obama, düzenlemeye rağmen Kongre’nin halen bu konuda kapsamlı bir yasa çıkarması gerektiğini dile getirerek, “Silah konusundaki problemlerin çözümü için Kongre’nin harekete geçmesi gerektiğine güçlü biçimde inanıyorum” dedi. Ancak Beyaz Saray’daki basın açıklamasında Kongre’nin silah lobisinin etkisinden kurtulması gerektiği mesajını verdi ve “Silah lobisi Kongre’yi rehin almış olabilir ama Amerika’yı rehin alamaz” dedi.
Başkanlığının son döneminde bir kampanyaya dönüştüreceğinin işaretini verdiği silah kontrolü için Obama’nın perşembe günü de CNN’den canlı yayınlanacak bir halk toplantısı düzenleyeceği belirtildi. (hürriyet.com.tr)
ABD Başkanı Barack Obama, önümüzdeki salı günü başkanlığı sırasında halka yapacağı son “Birliğin Durumu” konuşmasından önce Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Amerikan Kongresi’nin karşı çıkmasına rağmen bir kararnameyle Amerikalıların silaha erişimini zorlaştırdı. Böylece silah satıcılarına bazı durumlarda ilave lisans zorunluluğu getiren ve silah alıcılarının sicilinin daha sıkı kontrol edilmesini gerektiren düzenlemeyle, sekizinci yılına giren başkanlığı sırasında bu konuda bir yasa çıkarılması için bir türlü ikna edemediği Kongre’yi baypas etti.
AKLIMI KAÇIRACAK GİBİ OLUYORUM
Kararnamenin detaylarını, 2013’te Connecticut Eyaleti’ndeki Sandy Hook İlkokulu’ndaki silahlı bir saldırıda katledilen 20 çocuk için düzenlenen anma töreni sırasında açıklayan Obama, bu sırada gözyaşlarına engel olamadı. Newtown şehrinde yaşanan olayı aktarırken, “Newtown’daki birinci sınıf öğrencileri” diyen Obama’nın önce konuşurken boğazı düğümlendi. Ardından “Bu çocukları her düşündüğümde aklımı kaçıracak gibi oluyorum” deyip ağladı.
BENİM YETKİM DAHİLİNDE
Obama, konunun en can alıcı kısmı olan, bu konuda bir düzenleme için Kongre’yi baypas eden bir kararnamenin yeterli olup olmayacağına dair pazartesi günü yaptığı açıklamada, düzenlemenin Amerikalılara silah edinme hakkı tanıyan Anayasa’nın 2. Ek Maddesi’yle uyumlu olduğunu savunarak, “Bunlar, hepsi benim ve yürütmenin yetkileri dahilinde olan öneriler değil sadece, ama aynı zamanda silah sahipleri dahil Amerikan halkının ezici çoğunluğunun desteklediği düzenlemeler” demişti. Ve geçen sene South Carolina Charleston’daki kilise katliamı, Oregon’daki okul vahşeti ve daha geçen ay yaşanan IŞİD sempatizanlarının San Bernardino’daki baskınından sonra silah kontrolü konusunda her seferinde yaptığı çağrılara rağmen harekete geçmeyen Kongre’nin bu konuda onayının gerekmediğini söylemişti.
FBI 230 KİŞİ ALACAK
Beyaz Saray kaynakları da, yeni düzenlemeyle birlikte mevcut uygulamada 10 ayrı değişiklik yapılacağını, internet üzerinden ve fuarlarda satış yapan silah şirketleri için artık lisans zorunluluğu olacağını, ayrıca buradaki alıcılar için sicil kontrolü gerçekleştirleceğini aktardılar. Ayrıca Beyaz Saray’ın, Kongre’den onay alarak akıl sağlığı bozuk olanların tedavisi için 500 milyon dolarlık bir federal bütçe ayıracağı, FBI’ın 24 saat hizmet verecek sicil kontrolü masası için en az 230 kişiyi işe alacağı öğrenildi.
KONGRE ÖFKELİ
Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu ATF’e silah satıcıları ve silah alıcıları üzerinde daha fazla kontrol hakkı tanıyan düzenlemeyle ilgili açıklama yapan Amerikan Temcsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Paul Ryan ise “Başkan Obama’nın silah edinme hakkını kısıtlama önerisi Amerikan Senatosu’nda tartışıldı ve reddedildi. Hiçbir başkan, yürütmenin iradesini kullanarak yasama alınındaki bir başarısızlığı geri çevirebilmemeli” dedi. Ve Ryan, Obama’yı Anayasa’nın 2. Ek Maddesi ve Kongre’yi “göz ardı etmekle” suçladı.
ANAYASAYA SAVAŞ
Kasımdaki seçimlerde Demokrat Parti’nin başkan adayı olması beklenen Hillary Clinton, Başkan’ın yeni girişimini alkışladığını söylerken, Cumhuriyetçi başkan aday adayları ise girişimi eleştirdi. Cumhuriyetçi Parti’deki başkan adaylığı yarışının iddialı isimlerinden Florida Senatörü Marco Rubio, Obama’nın hamlesini “Anayasaya karşı savaş” olarak nitelendirirken, yarışı önde götüren isimlerden Teksas Senatörü Ted Cruz ise plan için “tam bir kaçıklık” dedi.
HALK TOPLANTISI YAPIYOR
Obama, düzenlemeye rağmen Kongre’nin halen bu konuda kapsamlı bir yasa çıkarması gerektiğini dile getirerek, “Silah konusundaki problemlerin çözümü için Kongre’nin harekete geçmesi gerektiğine güçlü biçimde inanıyorum” dedi. Ancak Beyaz Saray’daki basın açıklamasında Kongre’nin silah lobisinin etkisinden kurtulması gerektiği mesajını verdi ve “Silah lobisi Kongre’yi rehin almış olabilir ama Amerika’yı rehin alamaz” dedi.
Başkanlığının son döneminde bir kampanyaya dönüştüreceğinin işaretini verdiği silah kontrolü için Obama’nın perşembe günü de CNN’den canlı yayınlanacak bir halk toplantısı düzenleyeceği belirtildi. (hürriyet.com.tr)
'İş'te devrim yaratacak 3 yasa
2015 yılında çok sayıda ‘torba yasa’ Meclis’ten geçti. Bu torba yasalarda kamudaki taşeron işçilerin koşullarının iyileştirilmesinden iş sağlığı ve güvenliğine kadar çalışma yaşamını ilgilendiren çok sayıda düzenleme yer aldı.
Henüz 2016 yılının başında olmakla beraber, bu yıl geçtiğimiz yıla göre çalışma yaşamında çok daha hareketli bir yıl olacak. Geçen yıl yasalaşamayan kanun tasarılarının bu yılın ilk aylarında Meclis gündemine taşınacağı sinyalini bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu verdi.
Milliyet yazarı Cem Kılıç'ın haberine göre bu yılın ilk aylarında ki, ocak sonu veya şubat başları olabilir, ilk olarak Özel İstihdam Büroları Kanun Tasarısı ile Güvenceli Esneklik Kanun Tasarıları Meclis yolunu tutacak. Her iki tasarı da çalışma ilişkileri bakımından son derece önemli etki yaratacak ve işçi sendikalarınca epey tartışılacak tasarılar.
Bu iki tasarının hemen ardından ise yılın belki de en önemli konusu olabilecek ‘kıdem tazminatı fonu’ konusu gelecek. Kıdem tazminatının bir fona dayalı olması görüşü son 4 yıldır hükümetin temel çalışma konularından.
Ne var ki, geçtiğimiz yıllarda kamuoyuna çok iyi anlatılamaması, sendikaların direnç göstermeleri sebebiyle askıda kalmıştı. Şimdi ise seçimlerin geçmiş olması ve koalisyonsuz bir hükümet kurulmuş olması kıdem tazminatıyla ilgili çalışmaların başlaması için çok uygun bir zemin yaratmış durumda.
KIDEM BAHARDA
Nitekim Çalışma Bakanı da son günlerde verdiği demeçlerde bu konuyu öncelikli olarak çalışacaklarını söyledi. Hatta bir takım güvenilir bilgilere göre, bu yılın bahar aylarında konuyla ilgili yasa tasarısı hazır olacak ve yasalaşması sürecine girilecek. Eğer böyle bir gelişme olursa, şüphesiz sadece bu yılın değil çalışma yaşamının son 20 - 30 yılının en önemli gelişmesi yaşanacak.
1- Bu yılın ilk olarak yasalaşması beklenen ‘Özel İstihdam Büroları Yasa Tasarısı’ genel olarak içinde ‘geçici çalışma ilişkisi’ olarak adlandırdığımız konuyu barındırıyor. Geçici iş ilişkisi işverenin ihtiyacı olduğu dönemde geçici iş ilişkisi kurmaya yetkili özel istihdam büroları vasıtasıyla personel ihtiyacının karşılanması ve bu sürenin sonunda işçinin işine son verilmesi anlamına geliyor. Geçici iş ilişkisinin hangi çalışanlar için kurulabileceği yasa tasarısında yer bulacak. Ancak şimdiden diyebiliriz ki, kadın çalışanların doğum süresince işlerinden uzakta kaldıkları dönem için işverenlerin bir başka işçi ile geçici iş ilişkisi kurması, askerlik nedeniyle işinden ayrılan erkek çalışanın yerine geçici bir süre başka bir kişinin istihdam edilmesi bu yasa tasarısında yer alacak.
Bu yasa tasarısı çokça tartışılmaya aday. Aslında hem işverenin işgücü ihtiyacının karşılanması, hem de belirli bir süre de olsa yeni bir kişiye istihdam imkânı yaratılması elbette faydalı olacak.
Ancak burada önemli olan, tüm işçilerin geçici iş ilişkisi ile güvencesiz olarak belirli sürelerle çalıştırılmasının engellenmesi.
‘1 AY’ HESABI...
2- Bu yılın ilk aylarında yasalaşması beklenen bir diğer tasarı hem esneklik, hem de istihdam güvencesiyle ilgili. İş kanunumuzda esnek çalışma şekillerinin tamamı yer almıyor. Örneğin “uzaktan çalışma”, “iş paylaşımı”, “esnek zaman modeli” gibi henüz kuralları belirlenmemiş çalışmalar bu tasarı da esneklik türleri olarak yer bulacaklar.
3- Kıdem tazminatı ise bu yılın en popüler ve tartışılacak konusu olacak. Geçen yıl tarafların uzlaşamaması sebebiyle yasalaşmasından vazgeçilen kıdem tazminatı fonu, bu yılın bahar aylarında masaya yatırılacak. Hükümet bu sefer kararlı görünüyor. Nitekim konuyla ilgili Bakanlar da son günlerde verdikleri demeçlerde hep bu konunun altını çiziyorlar.
Türkiye’de her 100 çalışanın sadece 15’i çalışma yaşamından ayrılırken kıdem tazminatı alabiliyor. Bu konuda adım atılması, yapısal bir sorun olan kıdem tazminatı konusunun çözülmesi gerekiyor. Çalışma Bakanı bu konuda geçmiş hakları dikkate alan bir düzenleme yapacaklarını ifade etti. İşte önemli olan ne yapılırsa yapılsın geçmiş hakların korunması ve tazminatın halen olduğu gibi bir ay üzerinden hesap edilmesi. Eğer bu şartlar sağlanırsa tazminat konusunda tarafların özellikle ‘birey hesabına dayalı’ bir fona sıcak bakmalarının mümkün olduğu görülüyor.
Henüz 2016 yılının başında olmakla beraber, bu yıl geçtiğimiz yıla göre çalışma yaşamında çok daha hareketli bir yıl olacak. Geçen yıl yasalaşamayan kanun tasarılarının bu yılın ilk aylarında Meclis gündemine taşınacağı sinyalini bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu verdi.
Milliyet yazarı Cem Kılıç'ın haberine göre bu yılın ilk aylarında ki, ocak sonu veya şubat başları olabilir, ilk olarak Özel İstihdam Büroları Kanun Tasarısı ile Güvenceli Esneklik Kanun Tasarıları Meclis yolunu tutacak. Her iki tasarı da çalışma ilişkileri bakımından son derece önemli etki yaratacak ve işçi sendikalarınca epey tartışılacak tasarılar.
Bu iki tasarının hemen ardından ise yılın belki de en önemli konusu olabilecek ‘kıdem tazminatı fonu’ konusu gelecek. Kıdem tazminatının bir fona dayalı olması görüşü son 4 yıldır hükümetin temel çalışma konularından.
Ne var ki, geçtiğimiz yıllarda kamuoyuna çok iyi anlatılamaması, sendikaların direnç göstermeleri sebebiyle askıda kalmıştı. Şimdi ise seçimlerin geçmiş olması ve koalisyonsuz bir hükümet kurulmuş olması kıdem tazminatıyla ilgili çalışmaların başlaması için çok uygun bir zemin yaratmış durumda.
KIDEM BAHARDA
Nitekim Çalışma Bakanı da son günlerde verdiği demeçlerde bu konuyu öncelikli olarak çalışacaklarını söyledi. Hatta bir takım güvenilir bilgilere göre, bu yılın bahar aylarında konuyla ilgili yasa tasarısı hazır olacak ve yasalaşması sürecine girilecek. Eğer böyle bir gelişme olursa, şüphesiz sadece bu yılın değil çalışma yaşamının son 20 - 30 yılının en önemli gelişmesi yaşanacak.
1- Bu yılın ilk olarak yasalaşması beklenen ‘Özel İstihdam Büroları Yasa Tasarısı’ genel olarak içinde ‘geçici çalışma ilişkisi’ olarak adlandırdığımız konuyu barındırıyor. Geçici iş ilişkisi işverenin ihtiyacı olduğu dönemde geçici iş ilişkisi kurmaya yetkili özel istihdam büroları vasıtasıyla personel ihtiyacının karşılanması ve bu sürenin sonunda işçinin işine son verilmesi anlamına geliyor. Geçici iş ilişkisinin hangi çalışanlar için kurulabileceği yasa tasarısında yer bulacak. Ancak şimdiden diyebiliriz ki, kadın çalışanların doğum süresince işlerinden uzakta kaldıkları dönem için işverenlerin bir başka işçi ile geçici iş ilişkisi kurması, askerlik nedeniyle işinden ayrılan erkek çalışanın yerine geçici bir süre başka bir kişinin istihdam edilmesi bu yasa tasarısında yer alacak.
Bu yasa tasarısı çokça tartışılmaya aday. Aslında hem işverenin işgücü ihtiyacının karşılanması, hem de belirli bir süre de olsa yeni bir kişiye istihdam imkânı yaratılması elbette faydalı olacak.
Ancak burada önemli olan, tüm işçilerin geçici iş ilişkisi ile güvencesiz olarak belirli sürelerle çalıştırılmasının engellenmesi.
‘1 AY’ HESABI...
2- Bu yılın ilk aylarında yasalaşması beklenen bir diğer tasarı hem esneklik, hem de istihdam güvencesiyle ilgili. İş kanunumuzda esnek çalışma şekillerinin tamamı yer almıyor. Örneğin “uzaktan çalışma”, “iş paylaşımı”, “esnek zaman modeli” gibi henüz kuralları belirlenmemiş çalışmalar bu tasarı da esneklik türleri olarak yer bulacaklar.
3- Kıdem tazminatı ise bu yılın en popüler ve tartışılacak konusu olacak. Geçen yıl tarafların uzlaşamaması sebebiyle yasalaşmasından vazgeçilen kıdem tazminatı fonu, bu yılın bahar aylarında masaya yatırılacak. Hükümet bu sefer kararlı görünüyor. Nitekim konuyla ilgili Bakanlar da son günlerde verdikleri demeçlerde hep bu konunun altını çiziyorlar.
Türkiye’de her 100 çalışanın sadece 15’i çalışma yaşamından ayrılırken kıdem tazminatı alabiliyor. Bu konuda adım atılması, yapısal bir sorun olan kıdem tazminatı konusunun çözülmesi gerekiyor. Çalışma Bakanı bu konuda geçmiş hakları dikkate alan bir düzenleme yapacaklarını ifade etti. İşte önemli olan ne yapılırsa yapılsın geçmiş hakların korunması ve tazminatın halen olduğu gibi bir ay üzerinden hesap edilmesi. Eğer bu şartlar sağlanırsa tazminat konusunda tarafların özellikle ‘birey hesabına dayalı’ bir fona sıcak bakmalarının mümkün olduğu görülüyor.
5 Ocak 2016 Salı
Obamalar'ın 70 milyonluk tatili olay oldu
ABD Başkanı Barack Obama, ailesiyle Noel’de çıktığı Hawaii tatilinden önceki gün döndüğünde halkın vergilerinden karşılanan tatil masrafları konusunda eleştirilerle karşılaştı.
Muhafazakâr çizgideki bir izleme sitesi olan Judicial Watch’a göre Obama ailesinin 7 yıllık süredeki tatil masrafı 70 milyon doları (yaklaşık 207 milyon 400 bin TL) aştı.
Obamalar, Hawaii’de sahilde zaman geçirmelerinin yanı sıra hayvanat bahçesini ziyaret etti. Deniz kenarındaki bir restoranda akşam yemeği yiyen Obama ailesi, bir aile mezarlığına da gitti.
Judicial Watch, Obama’nın, eşi, iki kızı, personelinin yanı sıra arkadaşlarını ve evcil hayvanlarını da kendisiyle birlikte tatillere götürdüğünü belirtti.
Muhafazakâr çizgideki bir izleme sitesi olan Judicial Watch’a göre Obama ailesinin 7 yıllık süredeki tatil masrafı 70 milyon doları (yaklaşık 207 milyon 400 bin TL) aştı.
Obamalar, Hawaii’de sahilde zaman geçirmelerinin yanı sıra hayvanat bahçesini ziyaret etti. Deniz kenarındaki bir restoranda akşam yemeği yiyen Obama ailesi, bir aile mezarlığına da gitti.
Judicial Watch, Obama’nın, eşi, iki kızı, personelinin yanı sıra arkadaşlarını ve evcil hayvanlarını da kendisiyle birlikte tatillere götürdüğünü belirtti.
Sıcak su torbası can aldı
Samsun'da sıcak su torbasının patlaması sonucu yanarak yaralanan kadın tedavi altına alındığı hastanede hayatını kaybetti.
Olay, Bafra ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evlerinde vücuduna sıcak su torbası tutan 54 yaşındaki Hülya Çelik, torbanın patlaması sonucu yanarak yaralandı
HEMEN TEDAVİYE ALINDI AMA HAYATINI KAYBETTİ
Ailesi tarafından Bafra Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Çelik, ilk müdahalesinin ardından Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanık merkezine sevk edildi. Samsun'daki hastanede tedavi altına alınan 2 çocuk annesi kadın hayatını kaybetti.
Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Olay, Bafra ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evlerinde vücuduna sıcak su torbası tutan 54 yaşındaki Hülya Çelik, torbanın patlaması sonucu yanarak yaralandı
HEMEN TEDAVİYE ALINDI AMA HAYATINI KAYBETTİ
Ailesi tarafından Bafra Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Çelik, ilk müdahalesinin ardından Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanık merkezine sevk edildi. Samsun'daki hastanede tedavi altına alınan 2 çocuk annesi kadın hayatını kaybetti.
Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Ayvalık'ta cansız bedenler sahile vurdu
Balıkesir’in Ayvalık İlçesi’ne bağlı Altınova Mahallesi’ndeki Martı Sitesi sahiline şu ana kadar çoğu çocuk olan 10 kaçak göçmenin cansız bedeni vurdu. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Bugün saat 05.00 sıralarında, İzmir'in Dikili İlçesi'ne bağlı Salihleraltı bölgesinden Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmek için denize açılan 22 kaçak göçmenin içinde bulunduğu lastik bot, bir süre sonra alabora oldu.
Fırtınalı havada, dalgalı denizde suya düşen kaçaklardan çoğu çocuk olan 10 kişinin cesedi Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'ne bağlı Altınova Mahallesi'ndeki Martı Sitesi Sahili'ne vurdu.
Yüzerek mendireğe çıkıp canlarını kurtaran 6 kaçak da sahil güvenlik ekipleri tarafından, fırtına nedeniyle güçlükle yanaşılıp kurtarıldı.
Kurtarılan kaçaklar Cunda Adası'na götürüldü. Sağ kurtarılan ve uzun süre suda kaldıkları için vücut ısılarının düşmesiyle hipotermi geçirdikleri belirlenen diğer 6 kaçak ise Ayvalık Devlet Hastanesi'ne kaldırılıp, tedaviye alındı.
12'si kurtarılan, 10'u ise yaşamını yitiren kaçakların tamamının Irak ve Cezayir uyruklu olduğu belirtildi. (Hüsnü EVREN/AYVALIK (Balıkesir) (DHA))
Bugün saat 05.00 sıralarında, İzmir'in Dikili İlçesi'ne bağlı Salihleraltı bölgesinden Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmek için denize açılan 22 kaçak göçmenin içinde bulunduğu lastik bot, bir süre sonra alabora oldu.
Fırtınalı havada, dalgalı denizde suya düşen kaçaklardan çoğu çocuk olan 10 kişinin cesedi Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'ne bağlı Altınova Mahallesi'ndeki Martı Sitesi Sahili'ne vurdu.
Yüzerek mendireğe çıkıp canlarını kurtaran 6 kaçak da sahil güvenlik ekipleri tarafından, fırtına nedeniyle güçlükle yanaşılıp kurtarıldı.
Kurtarılan kaçaklar Cunda Adası'na götürüldü. Sağ kurtarılan ve uzun süre suda kaldıkları için vücut ısılarının düşmesiyle hipotermi geçirdikleri belirlenen diğer 6 kaçak ise Ayvalık Devlet Hastanesi'ne kaldırılıp, tedaviye alındı.
12'si kurtarılan, 10'u ise yaşamını yitiren kaçakların tamamının Irak ve Cezayir uyruklu olduğu belirtildi. (Hüsnü EVREN/AYVALIK (Balıkesir) (DHA))
4 Ocak 2016 Pazartesi
Alışveriş sonrası bebeklerini sokakta unuttular
Belçika'nın Flaman Bölgesinin Emelgem şehrinde alışverişten dönen bir çift, bebeklerini kapının önünde unuttu.
Belçika’da alışverişten dönen bir çift, bebeklerini kapıda bırakıp eve girdi. 1 yaşındaki bebeğin evde olmadığını ancak 15 dakika sonra fark eden çift, kapıya çıktıklarında bebeği bulamadı ve polisi aradı. Sağ salim bulunan bebek, kontrol için hastaneye kaldırıldı. Olay sırasında alkollü olduğunu itiraf eden baba Geert Loonis bu durumdan çok pişman olduğunu söyledi.
Het Laatste Nieuws gazetesinin haberine göre Flaman Bölgesinin Emelgem şehrinde bir çift alışverişten sonra restorana gitti. Oturdukları mekandan ayrıldıktan sonra eve doğru yol alan baba Geert Loonis, aldıkları eşyaları eve taşımak için önce çocuğunu yere bıraktı.
ANNE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
Baba Loonis, “Her zamanki gibi arabamızı evimizin kapının önüne bıraktık. Eşimle birlikte erzakları çıkardık ve çocuğumuzu beşiğiyle yere bıraktık. Erzakları eve çıkardık ve 15 dakikanın ardından çocuğumuzun yokluğunu anladık ve hemen aşağıya koştuk. Ancak çocuğumuz yerinde yoktu.” şeklinde konuştu. Baba Loonis, annesi Zoe’nin çocuğunu tekrar kapıda bulamayınca sinir krizi geçirdiğini ifade etti. Polisin hemen kapıya geldiğini ifade eden baba Loonis, “Çocuğumuzu hemen hastaneye kaldırdılar ve eşim Zoe de o geceyi hastanede geçirdi.” şeklinde konuştu.
DEVLET, BEBEĞİ AİLENİN ELİNDEN ALABİLİR
Baba Loonis ise alışveriş günü alkol içtiklerini itiraf etti. Hata yaptığını kabul eden baba, “O gün alkol aldık ama sorumsuz bir baba değilim.” diye kendini savundu. Belçika sosyal hizmet kurumu aileyi bir ay boyunca takip ederek çocuklarını ellerinden alıp almayacağına karar verecek.sözcü.com.tr
Belçika’da alışverişten dönen bir çift, bebeklerini kapıda bırakıp eve girdi. 1 yaşındaki bebeğin evde olmadığını ancak 15 dakika sonra fark eden çift, kapıya çıktıklarında bebeği bulamadı ve polisi aradı. Sağ salim bulunan bebek, kontrol için hastaneye kaldırıldı. Olay sırasında alkollü olduğunu itiraf eden baba Geert Loonis bu durumdan çok pişman olduğunu söyledi.
Het Laatste Nieuws gazetesinin haberine göre Flaman Bölgesinin Emelgem şehrinde bir çift alışverişten sonra restorana gitti. Oturdukları mekandan ayrıldıktan sonra eve doğru yol alan baba Geert Loonis, aldıkları eşyaları eve taşımak için önce çocuğunu yere bıraktı.
ANNE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
Baba Loonis, “Her zamanki gibi arabamızı evimizin kapının önüne bıraktık. Eşimle birlikte erzakları çıkardık ve çocuğumuzu beşiğiyle yere bıraktık. Erzakları eve çıkardık ve 15 dakikanın ardından çocuğumuzun yokluğunu anladık ve hemen aşağıya koştuk. Ancak çocuğumuz yerinde yoktu.” şeklinde konuştu. Baba Loonis, annesi Zoe’nin çocuğunu tekrar kapıda bulamayınca sinir krizi geçirdiğini ifade etti. Polisin hemen kapıya geldiğini ifade eden baba Loonis, “Çocuğumuzu hemen hastaneye kaldırdılar ve eşim Zoe de o geceyi hastanede geçirdi.” şeklinde konuştu.
DEVLET, BEBEĞİ AİLENİN ELİNDEN ALABİLİR
Baba Loonis ise alışveriş günü alkol içtiklerini itiraf etti. Hata yaptığını kabul eden baba, “O gün alkol aldık ama sorumsuz bir baba değilim.” diye kendini savundu. Belçika sosyal hizmet kurumu aileyi bir ay boyunca takip ederek çocuklarını ellerinden alıp almayacağına karar verecek.sözcü.com.tr
CNN programında ‘yılın fotoğrafı’ olarak gösterdi
Doğan Haber Ajansı Muhabiri Nilüfer Demir'in "Alan Kurdi" fotoğrafı, CNN International'da Yılın En İyi Fotoğrafı olarak gösterildi.
CNN International’ın programına, Associated Press’in (AP) kıdemli Görüntü ve Fotoğraf Editörü Kathleen Carroll, ABD’nin bağımsız Ulusal Halk Radyosu’nun (National Public Radio – NPR) kıdemli Görüntü ve Fotoğraf Editörü (NPR) Michael Oreskes ve Cosmopolitan Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Joanna Coles katıldı.
Gazetecilikte 2015 yılının “en iyileri ve en kötüleri”nin konuşulduğu programda, “2015 yılının en iyisi” olarak, DHA’nın Alan Kurdi fotoğrafı gösterildi.
Cosmopolitan Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Joanna Coles’un, Alan Kurdi fotoğrafı için yaptığı şu değerlendirmeye diğer katılımcılar da katıldı:
“Günümüzde hâlâ gazetecileğin insanları harekete geçirebildiği konusunda bir kuşkumuz yoksa, Alan Kurdi’nin Türkiye’de sahile vuran cansız bedeninin, en göze çarpan, çok sıra dışı ve çarpıcı görüntüsüydü. Görüntünün en çarpıcı noktası da, hepimizin Suriye’nin sığınmacı sorununa bakışımızı değiştirmesiydi. Bu fotoğrafın, büyük bunalımı (1929), Birinci Dünya Savaşı siperlerinin ağır koşullarını yansıtan fotoğraflar gibi tarihsel bir değeri olduğunu düşünüyorum. Sözün bittiği yer diye düşünüyorum. ”
TIME Dergisi de ilk 10 fotoğraf arasında gösterdi
TIME Dergisi de, üç yaşındaki Suriyeli Alan Kurdi’nin Bodrum kıyılarına vuran cansız bedenini görüntülediği fotoğraf, yılın 10 fotoğrafı arasında, birinci sırada sundu. TIME dergisi, açıklamasında fotoğrafın gücünü Avrupa ve dünya basının ilk sayfalarında manşetlerde yer almamasına rağmen, asıl olarak sosyal medyada, özellikle Facebook ve Twitter üzerinden fotoğrafın farklı versiyonlarını paylaşmış olan okuyucu ve izleyicilerin yarattığı etkiden aldığını söyledi.
TIME’ın açıklamasında, “Bu fotoğraf, hareketsiz bir görüntünün ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini hiç olmadığı kadar kanıtlamış oldu” denildi. Ayrıca, “Mülteci krizi üzerine gördüğümüz olağanüstü çalışmayı temsil ediyor” diye bahsedilen Alan Kurdi fotoğrafının, kriz üzerine tartışmalara egemen olarak, görüşmeleri ulaşabileceği en üst etki düzeyine ulaştırdığı ifade edildi.
CNN International’ın programına, Associated Press’in (AP) kıdemli Görüntü ve Fotoğraf Editörü Kathleen Carroll, ABD’nin bağımsız Ulusal Halk Radyosu’nun (National Public Radio – NPR) kıdemli Görüntü ve Fotoğraf Editörü (NPR) Michael Oreskes ve Cosmopolitan Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Joanna Coles katıldı.
Gazetecilikte 2015 yılının “en iyileri ve en kötüleri”nin konuşulduğu programda, “2015 yılının en iyisi” olarak, DHA’nın Alan Kurdi fotoğrafı gösterildi.
Cosmopolitan Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Joanna Coles’un, Alan Kurdi fotoğrafı için yaptığı şu değerlendirmeye diğer katılımcılar da katıldı:
“Günümüzde hâlâ gazetecileğin insanları harekete geçirebildiği konusunda bir kuşkumuz yoksa, Alan Kurdi’nin Türkiye’de sahile vuran cansız bedeninin, en göze çarpan, çok sıra dışı ve çarpıcı görüntüsüydü. Görüntünün en çarpıcı noktası da, hepimizin Suriye’nin sığınmacı sorununa bakışımızı değiştirmesiydi. Bu fotoğrafın, büyük bunalımı (1929), Birinci Dünya Savaşı siperlerinin ağır koşullarını yansıtan fotoğraflar gibi tarihsel bir değeri olduğunu düşünüyorum. Sözün bittiği yer diye düşünüyorum. ”
TIME Dergisi de ilk 10 fotoğraf arasında gösterdi
TIME Dergisi de, üç yaşındaki Suriyeli Alan Kurdi’nin Bodrum kıyılarına vuran cansız bedenini görüntülediği fotoğraf, yılın 10 fotoğrafı arasında, birinci sırada sundu. TIME dergisi, açıklamasında fotoğrafın gücünü Avrupa ve dünya basının ilk sayfalarında manşetlerde yer almamasına rağmen, asıl olarak sosyal medyada, özellikle Facebook ve Twitter üzerinden fotoğrafın farklı versiyonlarını paylaşmış olan okuyucu ve izleyicilerin yarattığı etkiden aldığını söyledi.
TIME’ın açıklamasında, “Bu fotoğraf, hareketsiz bir görüntünün ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini hiç olmadığı kadar kanıtlamış oldu” denildi. Ayrıca, “Mülteci krizi üzerine gördüğümüz olağanüstü çalışmayı temsil ediyor” diye bahsedilen Alan Kurdi fotoğrafının, kriz üzerine tartışmalara egemen olarak, görüşmeleri ulaşabileceği en üst etki düzeyine ulaştırdığı ifade edildi.
İşte 2016 memur maaşları
Memurların 2016 yılında alacakları maaşlar belirlendi. Buna göre, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesindeki memur maaşı, 2 bin 559 liraya yükseldi.
Memur maaş katsayıları, yüzde 0,90'lık enflasyon farkı ve toplu sözleşmeden kaynaklanan yüzde 6'lık zamma göre yeniden belirlendi. Buna göre, 1 Ocak'tan itibaren taban aylık katsayısı 1,39028, yan ödeme katsayısı da 0,028165 olarak uygulanacak.
Söz konusu düzenlemenin ardından, aile ve çocuk yardımı almak kaydıyla müsteşar maaşı 8 bin 449 liradan 9 bin 66 liraya, genel müdür maaşı ise 7 bin 412 liradan 7 bin 957 liraya çıktı.
12'nci derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir hizmetlinin 2 bin 212 lira olan maaşı 2 bin 406 liraya, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden maaş alan bir devlet memurunun 2 bin 356 lira olan aylık maaşı 2 bin 559 liraya, 8'inci derecenin 1'inci kademesindeki maaş alan bir polis memurunun 3 bin 165 lira olan maaşı da 3 bin 425 liraya yükseldi. 3'üncü derecenin 1. kademesinde yer alan başkomiserin maaşı ise 3 bin 556 liradan, 3 bin 843 liraya çıktı.
7'nci derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir öğretmenin mevcut 2 bin 665 lira olan maaşı 2 bin 872 lira oldu. Aynı derece ve kademede yer alan araştırma görevlisinin maaşı 3 bin 741 liradan 4 bin 40 liraya çıkarken, 1'inci derecenin 4. kademesindeki profesörün maaşı da 6 bin 377 liradan 6 bin 858 liraya yükseldi.
7'nci derecenin 1'inci kademesinde olan bir doktorun maaşı 3 bin 734 liradan 4 bin 33 liraya yükselirken, 1'inci derecenin 4'üncü kademesinde yer alan bir uzman doktorun maaşı ise 4 bin 507 liradan 4 bin 859 liraya
Memurların mevcut maaşı ile 2016 Ocak'ta alacakları maaşları şöyle:
(1. sütun unvan, 2. sütun derece, 3. sütun maaş, 4. sütun 2015 maaşı 5. sütun 2016 maaşı)
Müsteşar 1/4 8.449 9.066
Genel Müdür 1/4 7.412 7.957
Şube Müdürü-Üni 1/4 3.862 4.170
Memur 9/1 2.361 2.564
Memur 13/3 2.356 2.559
Hizmetli 12/1 2.212 2.406
Öğretmen 1/4 2.966 3.211
Öğretmen 7/1 2.665 2.872
Kaymakam 7/1 4.064 4.386
Başkomiser 3/1 3.556 3.843
Polis Memuru 8/1 3.165 3.425
Uzman Doktor 1/4 4.507 4.859
Doktor 7/1 3.734 4.033
Hemşire-Lise 11/3 2.568 2.786
Mühendis-Büro 1/4 3.944 4.257
Teknisyen-Büro 11/1 2.459 2.670
Profesör 1/4 6.377 6.858
Araştırma Görevlisi 7/1 3.741 4.040
Vaiz 1/4 3.006 3.255
Avukat 1/4 3.763 4.063
Maaş hesaplamalarına, bölgesel ödemeler, ek ders ücreti, vekalet ücreti, döner sermaye ödemesi ve yabancı dil tazminatı gibi ödemeler dahil edilmezken, aile ve çocuk yardımı ödeneği ise dahil edildi. Aile yardımı ödeneği hesabında eşi çalışmayan ve 2 çocuk (0-6 yaş grubu ve diğer) esas alındı.
Bu çerçevede söz konusu rakamlar içerisinde;
- Eş için, 2015 yılı aralık ayı itibarıyla 177 lira, 2016 yılı ocak ayı itibarıyla 189,54 lira tutarında aile yardımı ödeneği,
- 0-6 yaş grubu çocuklar için 2015 yılı aralık ayı itibarıyla 41,54 lira, 2016 yılı ocak ayı itibarıyla 44,41 lira tutarında, diğer yaş gruplarında
yer alan çocuklar için 2015 yılı aralık ayı itibarıyla 20,77 lira, 2016 yılı ocak ayı itibarıyla 22,20 lira tutarında aile yardımı ödeneği,
- Aile yardımı ödeneğine bağlı olarak 2015 yılı aralık ayı itibarıyla 45,06 lira, 2016 yılı ocak ayı itibarıyla 61,76 lira asgari geçim indirim tutarı yer alıyor.
İstanbul'da okullar tatil edildi mi? Vali açıkladı
İstanbul'da kar yağışı sürüyor, peki okullarpazartesi günü, yani yarın da tatil mi? Valilikten beklenen açıklama geldi.
İstanbul Valisi Vasip Şahin, kar yağışı beklenmediği için yarın okulların eğitim-öğretime devam edeceğini belirtti.
Vali Şahin, resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Meteorolojik tahminlere göre İlimizde yarın itibariyle kar yağışı beklenmediği için tüm okullarımızda eğitim-öğretime devam edilecektir" dedi.
İstanbul Valiliği, yoğun kar yağışı ve buzlanma nedeniyle perşembe günü okulları tatil etmiş, böylece öğrenciler hafta sonu ve yılbaşı tatiliyle birlikte 4 gün tatil yapmıştı.
İstanbul Valisi Vasip Şahin, kar yağışı beklenmediği için yarın okulların eğitim-öğretime devam edeceğini belirtti.
Vali Şahin, resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Meteorolojik tahminlere göre İlimizde yarın itibariyle kar yağışı beklenmediği için tüm okullarımızda eğitim-öğretime devam edilecektir" dedi.
İstanbul Valiliği, yoğun kar yağışı ve buzlanma nedeniyle perşembe günü okulları tatil etmiş, böylece öğrenciler hafta sonu ve yılbaşı tatiliyle birlikte 4 gün tatil yapmıştı.
Bu arada, İstanbul Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü de, ilde yarınki hava koşullarının eğitim-öğretime engel olmayacağını belirterek, okulların tatil edilmesinin söz konusu olmadığını duyurdu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre ilimizde bu gece itibariyle kar yağışı yerini sağanak yağmura bırakacaktır. Bu sebeple 4 Ocak 2015 Pazartesi günü hava koşullarının eğitim-öğretime engel olmayacağı değerlendirildiğinden okulların tatil edilmesi söz konusu değildir.
Ayrıca son zamanlarda İstanbul Valiliği ve İstanbul Valisi Sayın Vasip Şahin adına açılan sahte hesaplar üzerinden kişi ve kurumsal görseller kullanılarak yapılan bir takım yanıltıcı paylaşımlarla vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirildiği görülmektedir.
Valiliğimizle ilgili haber, duyuru ve açıklamalar, resmi internet sayfası ve sosyal medya hesaplarından yapılmaktadır.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre ilimizde bu gece itibariyle kar yağışı yerini sağanak yağmura bırakacaktır. Bu sebeple 4 Ocak 2015 Pazartesi günü hava koşullarının eğitim-öğretime engel olmayacağı değerlendirildiğinden okulların tatil edilmesi söz konusu değildir.
Ayrıca son zamanlarda İstanbul Valiliği ve İstanbul Valisi Sayın Vasip Şahin adına açılan sahte hesaplar üzerinden kişi ve kurumsal görseller kullanılarak yapılan bir takım yanıltıcı paylaşımlarla vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirildiği görülmektedir.
Valiliğimizle ilgili haber, duyuru ve açıklamalar, resmi internet sayfası ve sosyal medya hesaplarından yapılmaktadır.
Bu sebeple www.istanbul.gov.tr <http://www.istanbul.gov.tr> internet adresi ile @vasipsahin, @TC_istanbul ve facebook.com/istanbulvaliligi sosyal medya hesapları dışında yapılan paylaşımlara vatandaşlarımız tarafından itibar edilmemesi önem arz etmektedir."
Etiketler:
haber,
hava durumu,
istanbul,
meteoroloji,
okul
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)