Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi üzen, bu süreçte bizim verdiğimiz şehitlerimizdir. Geçtiğimiz temmuz ayından bu yana 300’ün üzerinde asker ve polisimizi şehit verdik. Ama ne kazandık biliyor musunuz, bu toprakların vatanımız olduğunu dosta düşmana bir kez daha göstermiş olduk. Bu önemliydi. Bu kazanç öyle bir kazançtır ki ancak Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı ile mukayese edebiliriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni"nde konuştu. Erdoğan, konuşmasına, “Devlet övünç madalyası ve beratı tevcih töreni dolayısıyla şu bir araya gelişimiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizi şereflendirmeniz bizler için gurur vesilesidir, teşekkür ediyorum” sözleriyle başladı.
Devlet Övünç Madalyası ve Beratı takdim edilecek tüm asker ve polise, ailelerine, ülke için yaptıkları hizmetler için şükranlarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şehitlerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle yad ediyor, Allah onlardan razı olsun diyorum. Gazilerimize verdikleri mücadeleleri ve fedakarlıkları sebebiyle en kalbi teşekkürlerimi iletiyorum. Burada sadece Ankara’daki 25 şehit yakını ve gazimizin devlet övünç madalyası ve beratını veriyoruz. Bizimle aynı anda 55 ilde o şehirlerimizdeki şehit yakını, gazilerimize madalyaları ve beratları tevdi ediliyor. Sizlerin şahsında ülkemizin tamamındaki 227 şehit yakını ve gazimize şükranlarımı ifade ediyorum. Övünç madalyası, şeref madalyasıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti devletinin verdiği en üst madalyadır. Devletin, bu madalyanın üzerinde hiçbir taltif, teşekkür, şükran aracı bulunmuyor. Sizlere bu madalyayı ve beratı bizzat takdim etmek şahsım için çok müstesna, çok şerefli bir görevdir. Şu anda 55 ilimizde gerçekleştirilmekte olan törenlerdeki madalya ve beratlar da Cumhurbaşkanı olarak şahsım adına hak sahiplerine teslim ediliyor. Şehitlerimiz ve gazilerimizin fedakarlıklarını düşündüğümüzde devletimiz onlar için ne yapsa haktır, ne yapsa azdır."
'DEVLETİMİZ ASLA SAHİPSİZ BIRAKMIYOR'
Şehitlik ve gaziliğin, manevi birer paye olarak hiçbir maddi karşılıkla mukayese edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim inancımızda, şehitlerimize ve gazilerimize en büyük mükafatı Rabbimiz müjdeliyor; şehitlerimiz, ‘Onlara ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler’ hükmünün muhatabı olarak, kıyamet gününde şefaat ayrıcalığı kazanmışlardır. Peygamber Efendimiz, ‘Cennete giren hiçbir kimse yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit gördüğü aşırı itibar, ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve 10 defa şehit olmayı ister’ buyuruyor. Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden ve bu uğurda bedel ödeyen gazilerimizi ecrini, hiçbir faninin tam anlamıyla takdir etmesi mümkün değildir. Bize düşen onlara sahip çıkmak, onların aziz hatıralarına layık olmaktır. Bu sebeple devletimiz de şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi asla sahipsiz bırakmıyor. Burada tevcih ettiğimiz madalyalar manevi hatıradır, taltiftir. Bunun yanında tazminattan, kamuda işe yerleştirmeye kadar gazi ve şehit yakınlarına tanınan pek çok hak var. Ben onlara girecek değilim. Hamdolsun, devletimiz şehitlerden geride kalanlar, gazilere sahip çıkacak imkanlara sahiptir. Önümüzdeki yıllarda bu imkanları daha geliştirerek şehitlerimizin aziz hatıralarına, gazilerin fedakarlıklarına layık olmaya çalışacağız."
Erdoğan, her milletin bir hikayesi ve serencamı, öne çıkan vasfının var olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bizim milletimiz de tarih boyunca mücadelesiyle, mücadele azmiyle, cesaretiyle yeni yerler fethetme ve buraları vatan kılmak konusundaki maharetiyle, devlet kurma ve yaşatmadaki kabiliyetiyle temayüz etmiş bir millettir. Aynı zamanda hiçbir kompleksi olmayan bir milletiz. İyi olan, güzel olan, doğru olan, hakka ve hakikate uygun olan ne varsa benimsemekten, hayatımıza aktarmaktan, içselleştirmekten, kurumsallaştırmaktan çekinmeyiz. Bu vasıflarımız sayesinde ecdadımız tarih boyunca gittiği her yerde çok güzel izler bırakmış, hizmetler gerçekleştirmiş, daima hayırla yad edilmiştir. Bakınız biz Doğu Avrupa, Balkanlar’dan, Ortadoğu’dan, Kuzey Afrika’dan çekileli 100 yıl oldu ama bugün gidin oraya hala hasretle, muhabbetle, sevgiyle anıldığımızı görürsünüz. Dün TİKA’nın projelerinin tanıtım ve açılış törenindeydik. Kosova, Arnavutluk’ta yapılan canlı yayınlarda oralarda yaşayan insanların nasıl samimi muhabbetle bize baktıklarını görmemek için herhalde kör olmak lazım."
'TÜRKİYE BUNCA SALDIRIYA RAĞMEN AYAKTAYSA...'
"Biz sevgiyi kazanırken, oralarda milyonlarca kardeşlerimizi kaybettik, 10 binlerce askerimizi şehit verdik" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Macaristan’da, Zigetvar Kalesi’nde dolaşan bir vatandaşımıza, bölgede yaşayan bir kişi ne diyor biliyor musunuz, ‘gezdiğiniz topraklar altında Macar askerinden çok Türk askeri yatıyor. Ben hepsine dua ediyorum’ diyor. Bugün hala Macaristan’da ve dünyanın pek çok yerinde böylesine hasbi, böylesine samimi bir şekilde eğer kucak açılıyorsa, oralara bıraktığımız şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesindedir. Türkiye içeriden ve dışarıdan maruz kaldığı bunca saldırıya, bölgesinde, dünyaya karşısına dikilen hasıma rağmen ayaktaysa işte bu müktesebatı sayesindedir.
Şayet biz Batılıların yaptığı gibi sömürge anlayışıyla oralara gitmiş olsaydık inanın karşılaşacağımız muamele çok farklı olurdu. İşte şurada iki hafta önce Afrika’daydım. Fildişi Sahili, Gana, Nijerya, Gine buraları dolaştık ve oralardakiler enteresan şeyler anlattılar. Buraya Osmanlı'nın dışında gelenler bizim altınlarımızı, elmasımızı, incilerimizi toplamaya geldi ama Osmanlı buralara bunun için gelmediler. İşte fark bu. Onun için de bize farklı sevgileri saygıları var. Sömürgeciliğin nasıl tahribata yol açtığını oralarda gözümüzle gördük."
'TERÖRİSTLERİN TAMAMINI İMHA EDECEĞİZ'
Milletin birliğine ve beraberliğine sahip çıkacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek millet diyeceğiz, tek bayrak diyeceğiz, tek vatan diyeceğiz, tek devlet diyeceğiz. Asla bunun karşıtı ifadeye prim vermeyeceğiz" dedi.
Erdoğan, "Göklerden dalgalanan bayrağımıza, minarelerden okunan 5 vakit ezanımıza hep birlikte sahip çıkacağız. Devletimize sahip çıkacağız. Vatanımızda asla bir operasyona müsaade etmeyeceğiz. Çünkü bugün bunların hepsi birden saldırı altındadır. Sizlerin eşleri, babaları, kardeşleri, evlatları şehit olarak, gazi olarak işte bu kutsal mücadeleyi yürütüyorlar. Emin olunuz şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek, gazilerimizin yüreğini burkacak hiçbir adımın atılmasına izin vermedik, vermeyeceğiz. Tüm terör örgütleriyle sonuna kadar ve tavizsiz bir mücadele içindeyiz. Teröristlerin tamamını da eninde sonunda Allah’ın izniyle bu ülkede imha edeceğiz. Bizi üzen bu süreçte bizim verdiğimiz şehitlerimizdir. Geçtiğimiz temmuz ayından bu yana 300’ün üzerinde asker ve polisimizi şehit verdik. Ama ne kazandık biliyor musunuz, bu toprakların vatanımız olduğunu, dosta düşmana bir kez daha göstermiş olduk. Bu önemliydi. Bu kazanç var ya öyle büyük bir kazançtır ki ancak Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı ile mukayese edebiliriz. Şehitlerimizin kanlarıyla gazilerimizin fedakarlıklarıyla yazdıkları destanın, tarih kitaplarına altın harflerle nakşedileceğine, nesiller boyunca kulaktan kulağa anlatılacağına inanıyorum ve bugünden yarını görür gibiyim. Bu şerefe nail olmak herhalde pek az faniye nasip olur" diye konuştu.
"Elbette ateş düştüğü yeri yakar, bir eşin ve çocukların yürek yangını, annenin babanın evlat acısı, kardeşin hüznü ne tarif edilebilir ne de aynen yaşanabilir ama şundan emin olunuz, milletimiz sizlerin yaptığı fedakarlığın büyüklüğünü çok iyi biliyor" ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbir şehidimizin kanı boşa akmamıştır. Hiçbir gazimizin fedakarlığı boşa gitmemiştir. En değerli, en vazgeçmeyeceğimiz varlığımız olan hayatımızı uğruna feda ettiğimiz, feda etmeyi göze aldığımız değerlerimize sonuna kadar hep birlikte sahip çıkacağız. Şehit yakını olmak, gazi olmak sizlere işte böyle bir sorumluluk yüklüyor. Kendimiz için değil canımızın bir parçası olan şehidimiz için gazilik payesine ulaşarak yaptığımız fedakarlık için ülkemizin ve milletimizin varlığına karşı savaş açanların karşısında hep birlikte dimdik durmalıyız. Sizlerin bu vakur duruşu, mücadeleyi sürdüren kardeşlerimize moral verecektir, güven verecektir, cesaret verecektir. Sizlerin yaşadığı acıyı aynıyla anlayabilmemiz belki mümkün değildir ama millet ve devlet olarak yaptığınız fedakarlığın büyüklüğünü gayet iyi biliyoruz. Devlet ve milletim adına her birinize ayrı ayrı şükranlarımı ifade ediyorum. Bir kez daha sizleri sevgiyle saygıyla selamlarken, şehitlerimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun diyorum. Gazilerimize de şifalar diliyorum."
İŞTE O KAHRAMANLAR
Konuşmasının ardından Erdoğan, 25 şehit yakını ve gaziye Devlet Övünç Madalyalarını tevcih etti. Erdoğan'ın Devlet Övünç Madalyası ve Beratı tevcih ettiği şehit yakını ve gaziler sırayla şöyle:
"Şehit Binbaşı Yılmaz Tankül'ün oğlu Burak Tankül, şehit polis memuru Fatih Sağır'ın babası İsmail Sağır, şehit 2. Sınıf Emniyet Müdürü Atıf Şahin'in oğlu Ahmet Akif Şahin, şehit Astsubay Kıdemli Çavuş İlhan Yıldız'ın kızı Ayşenur Tunca, şehit polis memuru Ramazan Yıldız'ın babası Ali Yıldız, şehit Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Karakaşoğlu'nun babası Nihat Karakaşoğlu, şehit Astsubay Başçavuş Halit Avcı'nın 13 aylık oğlu Mustafa Alp Avcı, gazi Uzman Jandarma Kıdemli Çavuş Tuğrul Çelik, gazi Uzman Kıdemli Çavuş Ertuğrul Koçer, gazi Uzman Jandarma Çavuş Dolunar Ermiş, gazi Uzman Çavuş Ercan Erdoğan, gazi Üsteğmen Mustafa Yılmaz, gazi Üsteğmen Nafiz Kaplan, gazi Onbaşı Mesut Kara, gazi polis memuru Ahmet Tonbul, gazi Uzman Jandarma Çavuş Talip Kalaycı, gazi polis memuru Emre Erkaya, gazi polis memuru Yaşar Aksuoğlu, gazi polis memuru Haydar Çiçek, gazi polis memuru Taner Önal, gazi polis memuru Erkan Bilgon, gazi polis memuru İsmail Çam, gazi polis memuru Hıdır Keleş, gazi polis memuru Mahir Günebakan ve gazi polis memuru Mehmet Açıkdaş."
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törenle birlikte eş zamanlı 55 ilde yapılan törenle 220 şehit yakını ve gaziye Devlet Övünç Madalyası takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin sonunda madalya ve beratı verilen şehit yakını ve gazilerle fotoğraf da çekildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende, Şah Fırat Operasyonu’nda şehit düşen Muhabere Astsubay Başçavuş Halit Avcı'nın, o dönemde anne karnında olan 13 aylık oğlu Mustafa Alp Avcı'yı da kucağına alarak sevdi. (Hürriyet)