15 Nisan 2016 Cuma

Mermer ocakları binlerce flamingoyu yerinden etti

Burdur'daki Yarışlı Gölü'ne sodalı suyu nedeniyle her yıl gelen flamingolar, bu sene ilk defa gelmediler.

Yarışlı Gölü, flamingo ve başka birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ancak Burdur’daki bu gölün etrafındaki dağları mermer ocakları kuşatmış durumda. Etrafında 50′nin üzerinde mermer ocağı bulunan göl, tozlar nedeniyle kirlendi ve bu nedenle her sene bir aylığına misafirliğe gelen flamingolar bu sene göle uğramadı.

Burdur’da Tefenni, Karaman ve Yeşilova ilçelerinde neredeyse bütün dağları saran mermer ocakları, bölgede yer altı su kaynaklarından tarımsal faaliyetlere birçok alanda zarara yol açıyor. Mermer ocakları; Salda, Yarışlı, Burdur Gölü ve Akgöl gibi birçok gölü uğrak yeri olarak kullanan flamingo, akçabalıkçıl, dikkuyruk gibi çok sayıda göçmen kuş türü için de tehlike oluşturuyor.

TOZ VE GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ KUŞLARI KAÇIRDI

Kuş gözlemcileri ve doğa yürüyüş grupları için gözlem amacıyla gezilerin düzenlendiği bu göllerden Yarışlı, her yıl nisan ayında binlerce flamingoya ev sahipliği yapıyordu. Ancak son yıllarda Yarışlı Gölü’nün etrafını saran dağlar, mermer ocaklarıyla doldu. Göl etrafında 50′nin üzerinde mermer ocağı faaliyet gösteriyor. İş makinelerinin hareketliliği, patlatılan dinamitler, toz ve gürültü kirliliği nedeniyle ilk defa bu yıl Yarışlı Gölü’ne flamingolar gelmedi.

Flamingo gözlemi için her yıl Yarışlı Gölü’ne gezi düzenleyen Patika Grubu kurucusu ve orman yüksek mühendisi Nusret Yakışıklı, Afrika’dan Sibirya’ya giderken ve dönerken Anadolu’nun semalarından geçen flamingoların, yaklaşık 1 ay bu gölde misafir kaldıklarını söyledi. Nusret Yakışıklı, eski zamanlarda Akdeniz ardı coğrafyada, Muğla’dan Konya’ya kadar uzanan ‘Göller Bölgesi’ denilen bir diyar varken, son 50 yılda tahıl yetiştirmek için göllerin yüzde 90′ının insan eliyle kalkınma, gelişme adına kurutulduğunu söyledi.


KUŞLAR İÇİN BU GÖLÜN BİR ÖZELLİĞİ VARDI

Yarışlı Gölü’nün göçmen kuşlar için olduğu kadar, orada kuluçkaya yatan onlarca yerli kuş için de son sığınak görevini üstlendiğini belirten Yakışıklı, “Diğer göllerde olmayan bir şey var bu gölde. O da sodalı suyu. Peki sodalı su nedir? Birçok kuş türü ekolojileri gereği sadece sodalı suda yaşayabilir, üreyebilir. Salda ve Burdur gölleri arasında kurutulmaktan kurtulmuş bu göl; narin, kırılgan, yaşayan bir göl. Ormanlar, akarsular, denizler gibi göllerin de bir ekosistemi var. Göl ekosistemleri sanıldığının aksine çok değerli yaşam ortamlarını içinde barındırır. Yarışlı Gölü bu anlamda kuşların bu uzun göç yolunda soluklanacağı, nefes alacağı, enerjilerini toplayacağı bölgedeki son sığınak” diye konuştu.

GÖZÜ DÖNMÜŞLÜK

Gölün hemen yanı başında son 3-5 senede onlarca mermer ocağı açıldığını ve açılmaya devam ettiğini kaydeden Yakışıklı, “Yarışlı Gölü iki kaynaktan beslenir. Biri güneyinde bulunan gölün kendi su kaynakları, ki her su kaynağının tepesinde bir mermer ocağı var. Bu akıl tutulması değilse bile, rantın, dalavere işlerin ve gözü dönmüşlüğün nelere kadir olduğunun açık bir göstergesi” dedi.
İkinci olarak yağmur sularından beslenen gölün çanak şeklinde olduğunu, bu çanakların yanaklarının mermer ocağıyla dolduğuna değinen Yakışıklı, “Yağmur yağınca bu ocaklardaki mermer tozları göle taşınıyor. Sonra bu tozlar gölün tabanına çöküyor ve tabanda bir beton etkisi gösteriyor. Gölün canlıları; balık, su böcekleri, kurbağalar, algler, mikroskobik canlılar, su sinekleri ölüyor. Çünkü gölün suyu kavanozdaki ölü su gibi oluyor. Ekolojisi bozuluyor. Yani gölün kuşlar için gıda üretimi duruyor, göl ölüyor” dedi.

GÖL KİRLİ BEYAZA DÖNÜŞÜYOR

Kuşların artık suya girmekten imtina ettiğini, göl kenarında karada bir şeyler aradığını belirten Nusret Yakışıklı, gölün renginin mermer tozları nedeniyle kirli beyaza döndüğünü, flamingolar başta olmak üzere birçok kuş türünün gölü terk ettiğini söyledi. Yakışıklı, hem göl etrafı hem göl suyunda oluşan kirlilik nedeniyle ilk kez bu yıl flamingoların bu göle gelmediğini de dile getirdi. DHA
 




Cenaze krizine ‘geçici yer ya da köy’ çözümü

Özgecan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in cezaevinde öldürülmesinin ardından hiçbir mezarlığa kabul edilmemesiyle başlayan kriz sürüyor.


Özgecan Aslan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in cenazesi 4’üncü günde de toprağa verilemedi. Belediye, aileye “geçici bir yer ya da kalıcı olarak bir köy mezarlığı” teklifinde bulundu.
Adana F Tipi Cezaevi’nde pazartesi günü öldürülen Altındöken’in cenazesiyle ilgili Mersin Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü yetkililerinin aile yakınlarıyla bir araya geldiği ve “geçici bir yer ya da bir köy mezarlığında kalıcı olarak toprağa verilmesi” teklifinde bulunduğu öğrenildi. habertürk’ün haberine göre; Ailenin teklifi kabul etmesi üzerine defin için yer tespitine çalışıldığı belirtildi. Belediye yetkililerinin görüşme halinde olduğu Özgecan’ın ailesinin de mezar krizi nedeniyle rahatsızlıklarını dile getirip sorunun çözümünü istediği ifade edildi.

“KADIN SATICILIĞI YAPANLARI ÖLDÜRMEK İÇİN KOĞUŞ BASIP ADANA’YA SÜRÜLDÜLER”

Öte yandan cenazedeki infaza ilişkin soruşturma da sürüyor. Altındöken’in katil zanlısı Gültekin Alan’ın Tokat’taki gazinosunu işleten kardeşi Necmettin Alan’ın ifadeye çağrıldığı belirtildi. Tevfik Alan, “Ağabeyim Gültekin Alan, Ahmet Tekin B. ile İzmir Cezaevi’nde aynı koğuşta yatıyordu. Başka bir koğuşta kadın satıcılığı yapan ve kabadayı olarak geçinen Ü.Ü.’yü öldürmek için koğuşlarını bastılar. Ağabeyim ile Ahmet Tekin B. birlikte Adana’daki cezaevine sürüldüler” ifadesini kullandı.

Ağabeyinin tutuklanan infaz koruma memuru Hacı Ahmet Ö.’ye gazino açtırıp kadın gönderdiği iddiası hakkında ise Alan, “Bu kesinlikle yalan. Ağabeyimin gazinosunu ben işletiyorum. Buraya cezaevinde çalışan hiç kimse gelmedi. Özellikle ismi geçen infaz koruma memuru Hacı Ahmet Ö. diye birini hayatımda görmedim de tanımıyorum da” diye konuştu.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada ise Gültekin Alan’ın spor salonuna götürüldüğü sırada silahı çıkarıp 2 personeli spor salonu giriş koridoruna kapattığı, koşarak Ahmet Suphi Altındöken’in koridorun sonundaki odasına gittiği ve mazgaldan ateş ederek baba-oğulu vurduğu kaydedildi. Ani müdahale ekibinin eylemden yaklaşık 4 dakika sonra Alan’ı etkisiz hale getirdiği belirtilen açıklamada, yaralıların uzun süre odada beklediği ve saldırıyı gerçekleştiren hükümlünün maktulün bulunduğu odaya girdiği şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.

Eskişehir'de tecavüze uğradığı öne sürülen 2 erkek öğrenciden biri intihar etti

Eskişehir’in Sivrihisar İlçesi’nde meslek lise öğrencisi 17 yaşındaki D.C., 4 gün önce kendisini asarak yaşamına son verdi. Polise başvurup kendisine tecavüz edildiğini öne süren bir okul arkadaşının, D.C.’nin de bu kişilerin tecavüzüne uğradığını iddia etmesi üzerine gözaltına alınan 3 şüpheliden biri tutuklandı.

Sivrihisar İlçesi’ndeki meslek lisesinde okuyan D.C adlı erkek öğrenci, 4 gün önce kendisini asarak intihara kalkıştı. İpten indirilen D.C., çağırılan ambulansla, Eskişehir Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak D.C., doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. D.C.’nin cenazesi, yakınları tarafından Ankara’nın Polatlı İlçesi’ne götürülerek toprağa verildi.

OKUL ARKADAŞINDAN TECAVÜZ İDDİASI
D.C.’nin intiharının ardından ismi açıklanmayan bir okul arkadaşı, polise gidip kendisine 3 kişinin tecavüz ettiğini belirterek, "Bu kişiler D.C.’ye de tecavüz etmiş olabilirler. D.C.’de bu yüzden intihar etmiş olabilir" iddiasında bulundu. Harekete geçen polis ekipleri, işsiz olan 25 yaşlarındaki Y.S. ile birlikte 3 kişi gözaltına alındı.

Emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.S. cinsel saldırı suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, diğer 2 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu arada Polatlı’dan Sivrihisar’a gelen D.C.’nin yakınlarının serbest kalanlardan bir kişiye ait işyerinin camlarını kırdığı belirtildi. Hürriyet

Torba Kanun tasarısı yasalaştı

"Zorunlu trafik sigortası, Diyarbakır'ın Sur ilçesinin yeniden inşası, Kanal İstanbul, 25 yaşa kadar genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi, 15 bin polis alınması ve terörizmin finansmanının önlenmesi" konularında düzenlemeler içeren "torba kanun" tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.


TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a göre, izin süresini, bir kısmı 10 günden az olmamak üzere, en fazla üçe bölebilen işçi, yine bir bölümü 10 günden az olmamak ve tarafların anlaşması kaydıyla daha fazla bölebilecek.

15 bin polis ve 2 bin 610 sosyal güvenlik denetmeni kadrosu ihdas edilecek.
Genel sağlık sigortalılarının 25 yaşını doldurdukları güne kadar olan genel sağlık sigortası prim borçlarının tahsilinden vazgeçilecek. Düzenlemeden önce ödenen primler ise iade ve mahsup edilmeyecek.

Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da sayılan işlemlerin, mal varlığının aklanması veya terörün finansmanı suçuyla ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara aktarmak amacıyla 7 iş günü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Maliye Bakanı yetkili olacak.

Bu yetki; yabancı bir muadil kuruluşun işlemin askıya alınması veya gerçekleşmesine izin verilmemesi yönündeki gerekçeli talebinde yer alan işlemler hakkında da aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe görülmesi şartıyla, mütekabiliyet ilkesi gözetilerek kullanılabilecek.

2 YIL SÜREYLE GEÇİCİ OLARAK DURDURABİLECEK

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde belirlenen alanların sınırları içinde olup, riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca gerekli görülenler, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla söz konusu yasa hükümlerine tabi olacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya idare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini 2 yıl süreyle geçici olarak durdurabilecek. Uygulamanın gerektirmesi halinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici olarak durdurulması 1 yıl daha uzatılabilecek. Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemedeki durdurmanın, süre belirtilmeden geçici yapılabileceği hükmünü iptal etmişti.

SUR'UN YENİDEN İNŞASI

Kanunla, Diyarbakır'ın Sur ilçesinin yeniden inşasının yasal altyapısı oluşturuluyor.
Buna göre, kamu düzeni ve güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu yerlerde; altyapı hizmetleri yetersiz olan veya imar mevzuatına aykırı yapılaşma bulunan yapı ve altyapısı hasarlı alanlar; fen, sanat norm ve standartlara uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla Bakanlar Kurulunca riskli alan olarak kararlaştırılabilecek.
Üzerindeki toplam yapı sayısının en az yüzde 65'i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskan ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar da riskli alan olarak açıklanabilecek.

Riskli alan kararına karşı Resmi Gazete'de yayımı tarihinden itibaren dava açılabilecek. Uygulama işlemleri üzerine ise riskli alan kararına karşı dava açılamayacak.

Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması halinde, yapıların mevcut alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleriyle yapı alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları alınacak.

İPOTEK VE HACİZLER, TAPUDAKİ İŞLEMLERE ENGEL OLUŞTURMAYACAK

Riskli alanlardaki konutlar üzerindeki intifa hakkı, ipotek ve haciz gibi şerhler, riskli alanlar yıkıldıktan sonra, tapuda işlem yapılmasına engel teşkil etmeyecek ve yapılacak işlemlerde muvafakat aranmayacak.

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında satışı yapılacak hisseler üzerinde bulunan ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi gibi haklar satış işlemine engel teşkil etmeyecek. Satış sonrasında da bu haklar satış bedeli üzerinden devam edecek.

Üzerindeki bina yıkılarak arsa haline gelen taşınmazların kat irtifakı ve mülkiyeti, ilgililerin muvafakatları aranmaksızın tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak malikleri adına payları oranında tescil edilecek.

2/3 ÇOĞUNLUKLA KARAR ALINACAK

Kanunla, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında maliklerin 2/3 çoğunluğuyla alınan kararlarda ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla değişiklik yapılıyor. Buna göre, riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında, uygulama yapılan etap veya ada bazında maliklerin 2/3 çoğunluğuyla karar alınacak, 1/3 'lük kısımda kalanların hisseleri anlaşan diğer maliklere satılacak, bu malikler satın almaz ise bu payları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alacak.

Bakanlık, TOKİ veya idare, sadece kamulaştırma işlemi için değil, kanuna göre yapılacak işlemler için de mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkili olacak.

Terörle Mücadele Kanunu kapsamında belirtilenlerden, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hak sahibi olduğu tespit edilenlerin atama teklifleri, Devlet Personel Başkanlığınca, 2018 yılı sonuna kadar, yılda iki defa kura usulü ile yapılacak.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan şirket yönetimi için "kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme" tedbirlerine ilişkin hükümler, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun için de uygulanabilecek.

TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Danışma Kurulu kararı gereğince Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu hakkındaki gensoru önergelerinin görüşülmesi için birleşimi 18 Nisan Pazartesi günü saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

'Kızım striptiz yapıyor ama onunla gurur duyuyorum'

Georgina Clark ve kızı Kayla'nın ilişkisi bir anne kız ilişkisinden biraz farklı. Anne ve kızı estetik bağımlısı ve Kayla ilk estetiğini 11 yaşında yaptırmaya başlamış. Bütün ameliyat masrafları kızı tarafından karşılanan Georgina "Kızımın kendisine yaşlı ve zengin bir sevgili bulması ya da striptiz yapması umrumda değil. Biz hayalimizi yaşıyoruz. Gerçekten onunla gurur duyuyorum. Kayla gibi bir kızım olduğu için çok şanslıyım." dedi. 
Kayla Clark 11 yaşındayken annesine gidip meme büyütme ameliyatı olmak istediğini açıkladı. Anne Georgina ise bu teklifi duyunca çok mutlu olduğunu söylüyor, "11 yaşındayken o ameliyatı olmayı çok istediğini hatırlıyorum. Hem ameliyatı hem deameliyat için gereken parayı nasıl bulması gerektiğini planlamıştı. Kızı da kendisi gibi ABD'li şarkıcı Katie Price'a benzemek istiyordu. İyi bir rol modeldi. Güçlüydü, bağımsızdı, kendi parasını kazanıyordu." dedi. 
"TEKRAR TEKRAR DUDAKLARIMIZI YAPTIRIYORUZ"
Çok geçmeden Kayla, dudaklarına silikon yaptırmak için de annesini ikna etmişti, "Anneme hadi gidip dudaklarımızı yaptıralım diyorum. Tekrar tekrar yaptırıyoruz. Bu bizim için bir bağımlılık gibi." diyor. 
Kayla bu kadar çok ameliyat olmanın risklerini pek düşünmediğini söylüyor ve "Brezilyapoposu ameliyatı, meme büyütme, defalarca dudak silikonu, liposuction, yağ transferi ameliyatları oldum. Bu benim vücudum ve ben böyle seviyorum. Bu sahte duruş hoşuma gidiyor. Herkesin tipi olmak zorunda değilim." diyor. 
18 YAŞINDA STRİPTİZE BAŞLADI
Anne Georgina ise kızının daha 18 yaşındayken 50 yaşında bir sevgili bulup, striptizyapmaya başladığını ve bu sayede ameliyat parasını ödediğini söylüyor. İkili kısa birzaman önce bir televizyon programına da çıktı. (hürriyet.com.tr)

Nazlı Çelik'ten HDP'li vekile yanıt geldi

Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik, kendisini elelştiren HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan'a canlı yayında cevap verdi. Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, "Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil." dedi.

HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Hakkari Yüksekova'da Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik'in Yüksekova haberini Meclis'e taşımıştı. Nazlı Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, "Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil." dedi.

"GAZETECİ, SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINA ARAÇ OLMAMALI"

HDP'li vekil Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Önergesinde "6 Nisan 2016 günü Star haber genel yayın yönetmeni Nazlı Çelik sokağa çıkma yasağının olduğu Hakkari'nin Yüksekova ilçesine operasyonlardan görüntüler almak için gitmiştir" diyen HDP'li Zeydan, "Bir gazeteci, şiddeti özendirici, insani değerleri incitici, savaş kışkırtıcılığına araç olmamalıdır." ifadelerini kullanmıştı.

HDP'Lİ VEKİLE ÇOK SERT YANIT

Nazlı Çelik'ten HDP'li vekilin bu önergesine yanıt geldi. Çelik, Yüksekova haberini canlı yayında tekrar ekrana getirerek, HDP'li vekilin iddialarına cevap verdi.

"ASKER VE POLİSLER DE FİGURAN DEĞİL"

Çelik, Yüksekova'yı ekrana getirerek şunları söyledi:

"Bu görüntüdeki yer, Hollywood'da film seti değil. Asker ve polisler de figuran değil. Çevredeki binaların üzerindeki delikler de matkap deliği değil. Onlarca şehidin verildiği, pek çok teröristin öldürüldüğü Yüksekova'nın ta kendisi."

Binlerce Suriyeli Türkiye sınırına geliyor

Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü IŞİD ile Suriyeli muhalifler arasında şiddetlenen çatışmalardan kaçan binlerce kişi Türkiye sınırına yöneliyor.


İnsan Hakları İzleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını belirtti.
Örgüt, sınırlarını açması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Gerry Simpson, kaçanların büyük bölümünü, sınır hattında kurulan acil durum kamplarında kalan Suriyelilerin oluşturduğunu söyledi.

Karayolları’na Kıvırcık Ali cezası

Danıştay, İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nce, hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine ilk defa verilen tazminat kararını onadı.


Çatalca- Büyükçekmece yolunda geçirdiği trafik kazasında ölen ses sanatçısı Kıvırcık Ali'nin (Ali Özütemiz) eski eşi ile kızı ve oğlunun açtığı davada mahkeme, Karayolları'nı olay yerindeki trafik tanzim ve işaretleme eksikliği nedeniyle yüzde 25 kusurlu bulmuştu.

Sanatçının iki çocuğuna toplam 50 bin TL manevi, 245 bin TL maddi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Sanatçının eski eşine ise tazminat uygun görülmemişti. Karayolları'nın itirazını görüşen Danıştay 15. Dairesi, temyiz istemini reddetti. Kararın, emsal niteliği taşıdığı belirtildi. Sabah

Psikolog Tülay Gülen'i ölüme götüren neden ortaya çıktı

Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'nde ikinci kattan kendini boşluğa bırakan Tülay Gülen'in arkasında geriye bir dram kaldı. Gülen'in, yıllar sonra evlatlık verildiğini öğrendiği için bunalıma girdiği iddia edildi.

Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi'nde 10 Nisan günü meydana gelen olayda uzman psikolog Tülay Gülen, merkezin ikinci katında sandalyeye çıkarak kendini boşluğu bırakmıştı. Gülen'in hayatını kaybettiği olay saniye saniye güvenlik kameralarına yansımıştı. İntiharın ardından ise tam bir dram çıktı.

Gülen'in Balıkesir'de yaşayan bir ailenin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldiği öğrenildi. Doğar doğmaz Kadıköy'de varlıklı bir aileye evlat verildiği öğrenilen Gülen, yıllar sonra evlatlık verildiğini öğrenince gerçek ailesini bulmak için Balıkesir'e gitti. Burada ailesini bulan genç kadın, ailesinin kendisinden devamlı para istemesi üzerine de bunalıma girdiği öğrenildi. Üvey babasını da bir süre önce kaybeden Tülay Gülen'in intihardan bir gün önce de sosyal paşlaşım sitesinde "Offline" (Çevrimdışı) mesajını paylaştığı öğrenildi. DHA

14 Nisan 2016 Perşembe

Kayıp kız çocuğu metruk alandaki kuyuda bulundu

İstanbul'da dün kaybolan 6 yaşındaki kız çocuğu, metruk alandaki bir kuyuda bulundu.


İstanbul'da ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan 6 yaşındaki kız çocuğu Fatih'te metruk alandaki bir kuyuda bulunarak, polis ekipleri tarafından kurtarıldı.

6 yaşındaki Nazlı Yakut Fatih'te evinin önünde oyun oynarken dün ortadan kayboldu.
Ailesinin Fatih Polis Merkezi'ne kayıp başvurusunda bulunmasının ardından olayla ilgili çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri güvenlik kameralarını incelemeye aldı.

Kamera görüntülerinden yola çıkarak arama çalışmalarını sürdüren ekipler Yakut'un Küçük Ayasofya Mahallesi'nde metruk bir alanda bulunan eski bir hamamın kuyusuna düştüğünü tespit etti.
Polis ekiplerinin halat yardımıyla kuyudan çıkardığı 6 yaşındaki kız çocuğu olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından, ambulansla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılırken hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi.

Yakut'un erik toplamak için o alana geldiği, daha sonra kuyuya düştüğü, geceyi baygın bir halde kuyuda geçirdiği ve korktuğu için seslenemediği tespit edildi.

Arama çalışmaları İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın koordinesinde gerçekleşirken, Çalışkan'ın sürekli olay hakkında bilgi aldığı öğrenildi. ntv




"Bedava tatil kazandınız" mesajlarına kanmayın!

Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Yıldız, cep telefonlarına ve e-posta adreslerine gelen "tatil fırsatı" mesajlarının mağduriyetlere yol açtığını belirterek, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Rıdvan Yıldız, vatandaşların cep telefonlarına gelen mesajlar ya da ne olduğu belirsiz internet sitelerinden dolandırıcıların tuzaklarına düşerek paralarını kaybedebildiğini söyledi.

Bazı tatil rezervasyonlarının beklenen kaliteyi sağlamadığını, "indirimli" diye sunulduğu halde aslında normalin çok üzerinde pahalı olduğunu, bunun da mağduriyetlere yol açtığını aktaran Yıldız, "Geçtiğimiz yıl Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından uygulamaya geçirilen tatil meleğiyle tüketicilerin özellikle internetten yapılacak alışverişlerde mağdur olmasının kısmen de olsa önüne geçilebilir" dedi.

"SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEYEBİLİR"

Yıldız, TÜRSAB'ın kendi üyesi olan acentelerin, ayırt edilebilmesi için karekodlu internet sitesi uygulamasına geçtiğine işaret ederek, bu sayede tüketicinin yetkisiz ve merdiven altı işletmeyle TÜRSAB üyesi acenteyi ayırt edebilme imkanına kavuştuğunu kaydetti.

Tatil rezervasyonu yapacak tüketicilerin ilk tedbiri kendileri alması, kayıtlı olmayan, kare kodu bulunmayan acentelerden uzak durması gerektiğini vurgulayan Yıldız, şu tavsiyelerde bulundu:
"Aksi halde son pişmanlık fayda vermeyebilir. Tatil sezonunun yaklaşmasıyla birtakım art niyetli kimseler 'bedava tatil kazandınız' mesajlarıyla vatandaşların aklını çelerek lüks yerlerde ağırlamaktalar. Loş ortamlarda, vatandaşlara sözleşme ve senet imzalatılarak devre tatil satılmakta ancak vatandaşlar söz konusu devre tatili kullanamadıkları gibi senetlerin icraya verilmesiyle haciz tehdidiyle karşı karşıya da kalmaktadırlar. Her ne kadar tüketicinin cayma hakkı bulunsa da kendilerine imzalatılan senetler, üçüncü kişilere ciro edilmekte ve vatandaşlar zor durumda kalmaktadırlar. Bu sebeple tatil alayım derken dert almamak için bu gibi tuzaklara kanılmamalıdır." ntv

Soma Kömür hem tazminatı ödemedi, üstüne icra takibi başlattı

Soma Kömür İşletmeleri, facia sonrası tazminat kazanan işçi ailesine ödeme yapmazken, üstüne bir de icra takibi başlattı.

Manisa’nın Soma İlçesi’nde iki yıl önce meydana gelen ve ülkeyi yasa boğan faciada yaşamını yitiren 301 madenciden Özay Eren’in anne, baba ve 7 kardeşine, 395 bin lira tazminat ödemeye mahkum olan ancak parayı ödemeyen Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin avukatları vicdan yaralayan bir girişime imza attı. Şirket avukatları, madencinin ailesinin istediği tazminatın kabul edilmeyen bölümü için alacakları 8 bin 300 lira vekalet ücretinin tahsili için acılı aileye icra takibi başlattı.
Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye bağlı maden ocağında yaşanan kazada 301 işçi hayatını kaybetti. Türkiye’ye derinden sarsan facia sonrasında, adli soruşturmada suçları olduğu gerekçesiyle, 6′sı tutuklu 46 sanık hakkında, ‘olası kastla öldürme’, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bir yandan da 301 madencinin aileleri de, Soma 2′nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, tazminat davaları açtı. Ailelerin istekleri üzerine şirketini mal varlığına ihtiyati haciz kararı uygulandı.

ŞİRKET ÖDEMEDİ, AVUKATLARI AİLEYİ İCRAYA VERDİ

Soma İş Mahkemesi, geçen Aralık ayında, ailelerin açtığı ilk tazminat davasını sonuçlandırdı. Mahkeme, ölen Özay Eren’in, anne ve babası için 75′er bin TL, 7 kardeş için de 35′er bin lira tazminat ödenmesi istendi. Özay Eren’in eş ve çocukları için de, ayrıca mahkemenin devam ettiği öğrenildi.

Ailelerin tazminat alacaklarına karşı geliştirdiği yöntem sonrasında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., ödemelerini yapmadı. Ancak şirketin avukatları kazandıkları tazminatı alamayan Özay Eren’in ailesine karşı, vicdan yaralayan bir yöntemle icra takibi başlattı. Şirket avukatları, madencinin kardeşlerinin istediği 40 bin lira tazminat yerine Soma İş Mahkemesi’nin 35 bin liraya hükmetmesi üzerine, arada kalan 5 bin liralık fark için vekalet ücreti almaya hak kazandı. Yedi kardeş için toplam 8 bin 300 lira tutan bu vekalet ücreti için şirketin avukatları, Bakırköy 5′inci İcra Müdürlüğü’ne başvurup ölen madencinin kardeşlerinden tahsilat yapılmasını talep etti.

AİLELERİ YARALADI

Karar sonrasında yaşananlara tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bu girişim, Soma A.Ş.’nin ölmüş madencinin ailesine karşı ne kadar acımasız ve duygusuz olduğunu gösteriyor. Şirket dirisine sahip çıkmadığı maden şehitlerinden geriye kalan ailelerine de bırak sahip çıkmayı, onları da daha da yaralayan bir tavırla hareket ediyorlar. Kendisi 395 bin lirayı ödememek için her yola başvuruyor. Beş parası olmayan aileden ise karardan hemen sonra icrayla parasını istiyor. Avukat da olsa şirkete bağlılar. Bu kabul edilemez, vicdan yaralayan bir durumdur. İşçisini öldürdü, şimdi ailelerine sahip çıkmak bir yana para istiyor. Ölmüş şehitlere saygısızlık yapıyor. Ben üzüldüm ama hiç şaşırmadım. Geleneksel tavırlarını sürdürüyorlar. Madenciler onlar için ölü diri fark etmiyor. Para almaya devam ediyor” dedi.

ŞİRKETİN OYUNU, SAYIŞTAY RAPORUNDA ORTAYA ÇIKMIŞTI

Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin ölen madencilerinin ailelerinin dava açıp kazanacağı tazminatları ödememek için şirketin uyguladığı yöntem ise Sayıştay raporunda ortaya çıkmıştı.
Sayıştay raporuna göre, ocağı işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin, faciadan 36 gün sonra, işçi ailelerinin tazminat alacaklarına karşı hileli (muvazaalı) bir yönteme başvurdu. Şirketin TKİ’den gelecekte çıkartacağı kömür için aldığı 182 milyon 134 bin 867 lirayı, bir bankaya temlik gösterdiği, bankanın da buna istinaden başlattığı icra takibiyle, ailelere göre öncelikli alacaklı durumuna geldiği saptanmıştı. DHA

Çek Cumhuriyeti’nin adı Çekya olacak

Çek Cumhuriyeti resmi olarak adını değiştirmeye hazırlanıyor.


Dışişleri bakanı Lubomir Zaoralek hükümetin, ülkenin resmi adının değiştirilmesi için karar aldığını ve bu konudaki yasa taslağının bu hafta içinde parlamentoya sunulacağını açıkladı. Buna göre ülkenin adı bundan böyle Çekya olacak.

Bakan, Çek parlamentosunun kararının ardından da Birleşmiş Milletlere resmen başvurularak ülkenin yeni adının kayıtlara bu şekilde alınmasını talep edeceğini de söyledi. Bakan, hükümetin görüş birliği içinde aldığı bu kararın gerisinde, ülkenin adının değişik dillerde farklı bir şekilde söylenmesinden duyulan huzursuzluğun yattığını vurguladı.

ÇEKİSTAN YERİNE ÇEKYA

Çekhiya’nın (İngilizce olarak Czechia) altı dünya dilinde, yani Arapca, Çince İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve Rusça’da aynı şekilde söylenmesinin rahatlık yaratacağı ve bunun da ülke ulusal kimliği açısından faydalı olacağını umuluyor Çek Cumhuriyeti’nde aslında isim tartışmaları bir süredir devam ediyordu.

Bir kısım politikacının önerdiği Czechia (Çekya) adına karşın bazıları ise ülkenin adının Czechlands (Çekistan) olmasını savunuyorlardı. Devlet başkanı Milos Zeman bir süredir İngilizce konuşmalarında ülkesini Czechia olarak adlandırıyordu. BBC


Roma'da kişi başına iki fare düşüyor

İtalya’nın başkenti Roma’da toplanmayan çöplerin de etkisiyle fare sayısının kent nüfusunun iki katına çıktı. Bazı müze ve turistik alanlarda yaşanan fare baskınlarının da "fare alarmı" başlıklarıyla haber olması üzerine belediye 1 milyon 250 bin euro’luk bir eylem planı hazırladı.


Çevre ve tüketici hakları dernekleri birliği Codacons tarafından yayımlanan verilere göre Roma'daki fare sayısı 6 milyona ulaştı.

Codacons bu fare istilasını "acil durum" olarak nitelerken İtalyan basını da her Romalı başına yaklaşık 2 fare düştüğüne dikkat çekti.

Son olarak bu hafta içinde, Roma'nın en popüler turistik alanlarından İmparatorluk Forumu'nda bir gişe sıçanlar yüzünden kapatıldı.

Palazzo Massimo müzesinde çalışanların da sıçan baskınından şikayetçi olduğu belirtildi.
Belediyenin arkeoloji sorumlusu Francesco Prosperetti ise, Codacons'un "acil durum" alarmı ve basındaki fare istilası haberlerine karşı çıkarak bunların münferit vakalar olduğunu savundu.

'KEDİLER KISIRLAŞTIRILDI, FARE NÜFUSU ARTTI'

Prosperetti, Forum'daki gişenin kapatılmasının 'tavan arasında ölen bir sıçanın kanının gişe bölümüne damlamasından' kaynaklandığını, Palazzo Massimo'daki farelerin ise yakındaki bir yol çalışması yüzünden müzeye musallat olduğunu söyledi.

Ancak Prosperetti'nin bu açıklaması da kaygıları dindirmeye yetmedi.

Basındaki haberlerde, kentte toplanmayan çöplerin fare istilasında etkili olduğu vurgulanırken belediye soruna gözlerini kapamakla ve sorumluluğunu kabul etmemekle suçlandı.

La Stampa gazetesi de Roma’nın simgelerinden olan kedilerin kısırlaştırılmasının da fare sayısının artmasına yol açtığını savundu.

Roma’da gelecek aylarda yapılması planlanan belediye seçimlerinde muhalefetteki 5 Yıldız Hareketi’nden aday olan Virginia Raggi de kent yönetimini suçlayarak durumun “utanç verici” olduğunu söyledi.

BBC Türkçe

Numan Kurtulmuş: Diriliş'ten Replikler Kullanıyorum

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin ödül töreninde "Siyasi konuşmalar içerisinde Diriliş'ten bazı replikleri kullanıyorum" şeklinde konuştu.

Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği Geleneksel Medya Oscarları Ödülleri Töreni, Ankara Rixos Otel'de yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve pek çok tanınmış ismin yer aldığı törende medya ödülleri sahiplerine ulaştı.

NUMAN KURTULMUŞ: DİZİDEN REPLİKLER KULLANIYORUM

Ödülleri takdim etmek üzere kürsüye gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diriliş Ertuğrul dizisi oyuncularına ve dizinin senaristi Mehmet Bozdağ'a En İyi Dizi Ödülünü takdim ederken "Kötü bir televizyon izleyicisiyim. Ama denk getirirsem çarşamba akşamları Diriliş'i izlemeye özel önem veriyorum. Çok güzel, başarılı bir dizi. Arkadaşlarımızın hem oyunculuk hem senaryonun gücü gerçekten takdire şayan. Şunu da açıkça söyleyeyim bazen siyasi konuşmalar içerisinde de Diriliş'ten bazı replikleri kullanmıyor değilim. Ellerinize, yüreklerinize sağlık, hepinizi tebrik ediyorum" şeklinde konuştu.