Çin 1998'den beri yaşanan en kötü sel felaketiyle karşı karşıya... Yangtze nehri kenarındaki pek çok kenti etkisi altına alan sel felaketinde ölenlerin sayısı 140'ı buldu.
Ülkenin doğusundaki 10 milyon nüfuslu Vuhan kenti şiddetli yağıştan en çok etkilenen yer oldu. Kentte yaşanan sel nedeniyle yaşam durma noktasına geldi.
Ölü sayısı 140 olarak açıklanırken polis kayıpların da olduğunu belirtti. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Cuma günü Tayvan ve Çin’i vurması beklenen süper tayfun nedeniyle kentte daha çok yağış bekleniyor.
CNN International’in Çin devlet televiyonundan aktardığı habere göre 26 eyaleti etkisi altına alan sel felaketinin ülkede son 18 yılda yaşananların en kötüsü olduğu belirtiliyor.
Şiddetli yağışların etkisi altına altığı kentlerden biri olan Ezhou’da yağmur suları kentteki stadyumu doldurarak dev bir havuz görüntüsü oluşturdu.
Çin’e yılda düşen ortalama yağış miktarının bu yıl yüzde 23 üzerine çıkıldığı ifade ediliyor.
8 Temmuz 2016 Cuma
İğneden ölüme 550 bin lira tazminat
İzmir 1'inci İdare Mahkemesi iki yıllık yargılama sonunda, Ege Üniversitesi'ni Zeynep bebeğin ölümünde kusurlu bularak Üniversite Rektörlüğü'nü toplam 550 bin lira manevi tazminata mahkum etti.
İzmir’deki Ege Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyat olduktan sonra kanında pıhtı oluşan 16 aylık kızları Zeynep Mustak’ın, nöbetçi hemşirenin yanlışlıkla 10 kat fazla kan sulandırıcı iğne yapması nedeniyle yaşamını yitirdiğini öne süren Hatice ve Gültekin Mustak çiftinin, 1.5 milyon lira tazminat istemiyle açtığı davada karar çıktı. İzmir 1’inci İdare Mahkemesi iki yıllık yargılama sonunda, Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nü toplam 550 bin lira manevi tazminata mahkum etti.
Denizli’de yaşayan pide ustası Gültekin Mustak ve ev kadını Hatice Mustak çiftinin Zeynep adını verdiği ikinci kızları, doğuştan kalp rahatsızlığı ile dünyaya geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören minik kız, iki yıl önce kalbindeki damarlarının ters olması nedeniyle ameliyat edildikten sonra, kanında pıhtılaşma meydana geldi. Bunun üzerine nöbetçi hemşire G.Ç. tarafından küçük Zeynep’e normalde 0.7 dizyem yapılması gereken kan sulandırıcı iğne yanlışlıkla 7 dizyem yapıldı. Yapılan iğnenin ardından fenalaşan Zeynep, bir gün sonra kan kustu, kalbinin durmasıyla yaşamını yitirdi.
1.5 MİLYON LİRALIK TAZMİNAT DAVASI
Aile, kızlarının yapılan yanlış iğne sonucu öldüğünü ileri sürerek avukatları Mehmet Emin Keleş aracılığı ile hukuk mücadelesi başlattı. Anne Hatice Mustak ve baba Gültekin Mustak için 500’er bin lira, Zeynep’in o dönemde 7 yaşında olan ablası Huri Nur Mustak için de 500 bin lira olmak üzere toplamda 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. İğneyi yapan hemşire G.Ç. hakkında da inceleme başlatıldı. Ancak, görüşüne başvurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Profesörler Kurulu raporunda, hemşirenin yüksek doz ilaç uygulaması yaptığı, ancak vücuttan atılım hızı, kanamanın ve ölümün hemşire tarafından uygulanan yüksek doz iğne ile doğrudan ilişkilendirilemeyeceği belirtilerek, hemşire hakkında soruşturma açılmamasına karar verildi.
ADLİ TIP HEMŞİREYİ SUÇLU BULDU
İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nde tazminat davası sürerken, İzmir Adli Tıp Kurumu raporunu tamamladı. Raporda şöyle denildi:
“Nöbetçi hemşire G.Ç. tarafından, doktor tarafından belirtilen 0.7 dzm yerine 7 dzm şeklinde 10 katı dozda gece ilaç yapıldığı, bu durumun sabah fark edildiği, çocuğun takip ve tedaviye alındığı, kanamasının başladığı, bebeğe uygulanması gereken dozun 10 katının uygulanmış olması nedeniyle hemşire G.Ç.’nin kusurlu olduğu ve kusurlu eylem ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunmuştur.”
550 BİN LİRA TAZMİNATA HÜKMEDİLDİ
Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu da değerlendiren İzmir 1’inci İdare Mahkemesi, bebeğin ölümünün yüksek doz kan sulandırıcı iğne yapılmasına bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğine ve olayda Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün hizmet kusuru bulunduğuna kanaat getirdi. Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün baba Gültekin Mustak ve anne Hatice Mustak’a 250’şer bin lira, küçük Zeynep’in ablası Nur için de 50 bin lira manevi tazminatın, yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildi. Ödenecek manevi tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte 600 bin lirayı bulacağı belirtildi.
‘PARA KIZIMI GERİ GETİRMEYECEK’
İzmir Barosu avukatlarından Mehmet Emin Keleş’ten davayı kazandıklarını öğrenince telefonda uzun süre ağlayan baba Gültekin Mustak, “Kızıma sadece bir su damlası şeklinde yapılan ilacın, normalden çok fazla yapılmak üzere olduğunu gördüğümde, hemşirenin elini tutmuş ve hata yaptıklarını söylemiştim. Buna rağmen hemşire beni dinlemeyerek iğneyi vurdu. Kızım bu olaydan bir gün sonra kan kusarak yaşamını yitirdi. Kazanılan hiçbir para kızımı geri getirmeyecek” dedi. Anne Hatice Mustak ise, “Tazminat ve para benim için önemli değil. Ben çocuğumun ölümüne sebep olanların cezalandırılmasını istiyorum ki bu olay başka çocukların da başına gelmesin. Keşke bu olay hiç yaşanmasaydı da biz bu parayı almasaydık” diye konuştu.
KARDEŞE VERİLEN TAZMİNATI AZ BULDU
Ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş ise kararı 7 yaşındaki ablası yönünden temyiz ettiklerini belirtti. Avukat Keleş, “Mahkemenin takdir ettiği 50 bin lira çok az. 7 yaşında bir çocuğun 1.5 yaşındaki kardeşini kaybetmesi nedeniyle duyduğu üzüntü anne ve babanın duyduğu üzüntüden daha az olamaz. Mahkemece, en az onlar yönünden hükmedilen tazminat miktarı kadar tazminata hükmedilmesi gerekir” dedi.
YENİDEN SORUŞTURMA AÇILMASI TALEP EDİLECEK
Avukat Mehmet Emin Keleş, ayrıca olaya sebebiyet verenler hakkında, adli tıp raporu ve mahkeme kararı doğrultusunda savcılığa başvurarak, soruşturma açılmamasına ilişkin kararının kaldırılması ve kovuşturmaya başlanılması için başvuruda bulunacaklarını söyledi. DHA
İzmir’deki Ege Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyat olduktan sonra kanında pıhtı oluşan 16 aylık kızları Zeynep Mustak’ın, nöbetçi hemşirenin yanlışlıkla 10 kat fazla kan sulandırıcı iğne yapması nedeniyle yaşamını yitirdiğini öne süren Hatice ve Gültekin Mustak çiftinin, 1.5 milyon lira tazminat istemiyle açtığı davada karar çıktı. İzmir 1’inci İdare Mahkemesi iki yıllık yargılama sonunda, Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nü toplam 550 bin lira manevi tazminata mahkum etti.
Denizli’de yaşayan pide ustası Gültekin Mustak ve ev kadını Hatice Mustak çiftinin Zeynep adını verdiği ikinci kızları, doğuştan kalp rahatsızlığı ile dünyaya geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören minik kız, iki yıl önce kalbindeki damarlarının ters olması nedeniyle ameliyat edildikten sonra, kanında pıhtılaşma meydana geldi. Bunun üzerine nöbetçi hemşire G.Ç. tarafından küçük Zeynep’e normalde 0.7 dizyem yapılması gereken kan sulandırıcı iğne yanlışlıkla 7 dizyem yapıldı. Yapılan iğnenin ardından fenalaşan Zeynep, bir gün sonra kan kustu, kalbinin durmasıyla yaşamını yitirdi.
1.5 MİLYON LİRALIK TAZMİNAT DAVASI
Aile, kızlarının yapılan yanlış iğne sonucu öldüğünü ileri sürerek avukatları Mehmet Emin Keleş aracılığı ile hukuk mücadelesi başlattı. Anne Hatice Mustak ve baba Gültekin Mustak için 500’er bin lira, Zeynep’in o dönemde 7 yaşında olan ablası Huri Nur Mustak için de 500 bin lira olmak üzere toplamda 1 milyon 500 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. İğneyi yapan hemşire G.Ç. hakkında da inceleme başlatıldı. Ancak, görüşüne başvurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Profesörler Kurulu raporunda, hemşirenin yüksek doz ilaç uygulaması yaptığı, ancak vücuttan atılım hızı, kanamanın ve ölümün hemşire tarafından uygulanan yüksek doz iğne ile doğrudan ilişkilendirilemeyeceği belirtilerek, hemşire hakkında soruşturma açılmamasına karar verildi.
ADLİ TIP HEMŞİREYİ SUÇLU BULDU
İzmir 1’inci İdare Mahkemesi’nde tazminat davası sürerken, İzmir Adli Tıp Kurumu raporunu tamamladı. Raporda şöyle denildi:
“Nöbetçi hemşire G.Ç. tarafından, doktor tarafından belirtilen 0.7 dzm yerine 7 dzm şeklinde 10 katı dozda gece ilaç yapıldığı, bu durumun sabah fark edildiği, çocuğun takip ve tedaviye alındığı, kanamasının başladığı, bebeğe uygulanması gereken dozun 10 katının uygulanmış olması nedeniyle hemşire G.Ç.’nin kusurlu olduğu ve kusurlu eylem ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunmuştur.”
550 BİN LİRA TAZMİNATA HÜKMEDİLDİ
Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu da değerlendiren İzmir 1’inci İdare Mahkemesi, bebeğin ölümünün yüksek doz kan sulandırıcı iğne yapılmasına bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğine ve olayda Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün hizmet kusuru bulunduğuna kanaat getirdi. Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nün baba Gültekin Mustak ve anne Hatice Mustak’a 250’şer bin lira, küçük Zeynep’in ablası Nur için de 50 bin lira manevi tazminatın, yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildi. Ödenecek manevi tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte 600 bin lirayı bulacağı belirtildi.
‘PARA KIZIMI GERİ GETİRMEYECEK’
İzmir Barosu avukatlarından Mehmet Emin Keleş’ten davayı kazandıklarını öğrenince telefonda uzun süre ağlayan baba Gültekin Mustak, “Kızıma sadece bir su damlası şeklinde yapılan ilacın, normalden çok fazla yapılmak üzere olduğunu gördüğümde, hemşirenin elini tutmuş ve hata yaptıklarını söylemiştim. Buna rağmen hemşire beni dinlemeyerek iğneyi vurdu. Kızım bu olaydan bir gün sonra kan kusarak yaşamını yitirdi. Kazanılan hiçbir para kızımı geri getirmeyecek” dedi. Anne Hatice Mustak ise, “Tazminat ve para benim için önemli değil. Ben çocuğumun ölümüne sebep olanların cezalandırılmasını istiyorum ki bu olay başka çocukların da başına gelmesin. Keşke bu olay hiç yaşanmasaydı da biz bu parayı almasaydık” diye konuştu.
KARDEŞE VERİLEN TAZMİNATI AZ BULDU
Ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş ise kararı 7 yaşındaki ablası yönünden temyiz ettiklerini belirtti. Avukat Keleş, “Mahkemenin takdir ettiği 50 bin lira çok az. 7 yaşında bir çocuğun 1.5 yaşındaki kardeşini kaybetmesi nedeniyle duyduğu üzüntü anne ve babanın duyduğu üzüntüden daha az olamaz. Mahkemece, en az onlar yönünden hükmedilen tazminat miktarı kadar tazminata hükmedilmesi gerekir” dedi.
YENİDEN SORUŞTURMA AÇILMASI TALEP EDİLECEK
Avukat Mehmet Emin Keleş, ayrıca olaya sebebiyet verenler hakkında, adli tıp raporu ve mahkeme kararı doğrultusunda savcılığa başvurarak, soruşturma açılmamasına ilişkin kararının kaldırılması ve kovuşturmaya başlanılması için başvuruda bulunacaklarını söyledi. DHA
Facebook’ta yer bildirimi yapan tatilciler hırsız şoku yaşadı
9 günlük bayram tatili nedeniyle boşalan şehirlerde hırsızlar cirit atıyor. Dün akşam itibariyle tatili bitirip evlerine dönen bazı tatilciler hırsız şoku yaşadı.
Sözcü'nün haberine göre; 9 günlük tatil nedeniyle özellikle İstanbul gibi pek çok büyükşehir bomboş kaldı. Tatil dönüşü evleri soyulan vatandaşlar ise soluğu karakollarda aldı.
6-7 KİŞİ EVE GİRMİŞ
Bir vatandaş İstanbul Kartal’daki evine giren hırsızın ardından kaydettiği videoyu 0549 807 27 99 numaralı Sözcü WhatsApp İhbar Hattı’na gönderdi. 6-7 kişinin evlerine girdiğini belirten vatandaş “evde ne var ne yok götürmüşler” diye isyan ediyor.
BAŞKA EVLERE DE GİRMİŞLER
Videoyu gönderen mağdur vatandaş mahallede soyulan tek evin kendilerine ait olmadığını, Kartal’da pek çok eve hırsız girdiğini gittikleri karakolda öğrendiğini belirtiyor.
SOSYAL MEDYA BİLDİRİMLERİNE DİKKAT
Uzun tatil dönemlerinde sosyal medya uzmanları ve emniyet yetkililerinin önemle belirtmesine rağmen pek çok tatilci gittikleri yörelerden yer bildirimi yapmış ve tatil fotoğrafları paylaşmıştı. Uzmanlar, hırsızların genellikle sosyal medyadaki bu paylaşımları takip ettiğini ve boş evlerin adreslerini tespit ettiğini belirtiyor.
Sözcü'nün haberine göre; 9 günlük tatil nedeniyle özellikle İstanbul gibi pek çok büyükşehir bomboş kaldı. Tatil dönüşü evleri soyulan vatandaşlar ise soluğu karakollarda aldı.
6-7 KİŞİ EVE GİRMİŞ
Bir vatandaş İstanbul Kartal’daki evine giren hırsızın ardından kaydettiği videoyu 0549 807 27 99 numaralı Sözcü WhatsApp İhbar Hattı’na gönderdi. 6-7 kişinin evlerine girdiğini belirten vatandaş “evde ne var ne yok götürmüşler” diye isyan ediyor.
BAŞKA EVLERE DE GİRMİŞLER
Videoyu gönderen mağdur vatandaş mahallede soyulan tek evin kendilerine ait olmadığını, Kartal’da pek çok eve hırsız girdiğini gittikleri karakolda öğrendiğini belirtiyor.
SOSYAL MEDYA BİLDİRİMLERİNE DİKKAT
Uzun tatil dönemlerinde sosyal medya uzmanları ve emniyet yetkililerinin önemle belirtmesine rağmen pek çok tatilci gittikleri yörelerden yer bildirimi yapmış ve tatil fotoğrafları paylaşmıştı. Uzmanlar, hırsızların genellikle sosyal medyadaki bu paylaşımları takip ettiğini ve boş evlerin adreslerini tespit ettiğini belirtiyor.
18 yaşında büyük usta unvanını kazandı
Türk satranç camiası iki bayram sevincini bir arada yaşıyor. İzmir’de düzenlenen “5. MTS Logistics Büyükusta Turnuvası”nda 18 yaşındaki Vahap Şanal ‘Büyükusta’ (GM) unvanını kazanarak, “Dünya Satranç Büyükusta Listesi”ne adını yazdırdı.
Bir satranç sporcusunun sahip olabileceği en yüksek dereceye erişen 18 yaşındaki genç usta, Türkiye’nin 9'uncu ‘Büyükusta'sı (Grandmaster-GM) olurken, aynı zamanda ülkenin “En Genç Büyükustası” unvanına da sahip oldu. Elde ettiği bu başarı ile 18 yaş altı sporcu dünya sıralamasında 37'inci, Avrupa'da ise 18'inci sıraya yerleşen Vahap Şanal, Türkiye'de ise liderlik koltuğuna oturdu.
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da düzenlenen Avrupa Okullar Şampiyonası'nda 2 altın, 6 gümüş, 6 bronz, bir takım ikinciliği olmak üzere toplam 15 kupa, 35 madalya kazanarak her yaş gurubunda dağıtılan toplam 72 madalyanın yarısını Türkiye'ye taşıyan satranç sporunda yeni bir başarıya daha imza atıldı. Türkiye Satranç Federasyonu'nun (TSF) desteği ile İzmir Satranç Eğitim Merkezi (İSEM) tarafından düzenlenen “5'inci MTS Logistics Büyükusta Turnuvası”nın dokuzuncu turunda Bulgar rakibi Uluslararası Usta (IM) Tervel Serafimov’u yenen Şanal, GM unvanına ulaştı. Türkiye satranç tarihinde bu unvana en genç yaşta ulaşan sporcu olan Şanal, Türk Büyükustaları Alexander Ipatov, Dragan Solak, Mustafa Yılmaz, Emre Can, Suat Atalık, Barış Esen, Cemil Aghamaliyev, Kıvanç Haznedaroğlu'dan sonra Türk Satranç tarihine 9'uncu büyükusta olarak adını yazdırdı.
HEDEF DÜNYA SIRALAMASINDA İLK 30'DA OLMAK
Çok güçlü satranç ustalarına FIDE tarafından verilen ‘Büyükusta' unvanına erişen Vahap Şanal, elde ettiği başarının ardındaki sırrın çok çalışmak olduğunu söyledi. Şanal, “Hedefim iki yıl içerisinde Dünya GM sıralamasında ‘ilk yüz' içerisinde olmak. Asıl hedefim ise ‘ilk otuz'a girmek” dedi. Şanal, satranç ile anaokulunda tanıştığını söyledi.
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay, Vahap Şanal'ın gösterdiği performansla Türk satrancının kilometre taşlarından birine adını yazdırdığını söyledi. Tulay, “Hedefimiz dünya satranç büyükustaları arasında daha fazla Türk satranççısının yer alması” dedi.
DÜNYA GM SIRALAMASININ LİDERİ CARLSEN
Satranç sporunda en üst ve en onur verici unvan olarak kabul edilen GM'lerin sayısı Dünya Satranç Federasyonu(FIDE) Temmuz 2016 listesine göre bin 523. Bu listenin bin 490'ını erkek, 33'ünü ise kadın satranç ustaları oluşturuyor. FIDE listesinde GM sıralamasında puanlarına göre Norveç'ten 26 yaşındaki Magnus Carlsen ilk sırada, Rusya'dan 41 yaşındaki Vladimir Kramnik ikinci sırada, ABD'den 24 yaşındaki Fabiano Caruana ise üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye'den ise FIDE Temmuz listesinde 123 unvanlı, 3387 aktif olmak üzere toplamda 4683 Türk satranççı yer alıyor.
Bir satranç sporcusunun sahip olabileceği en yüksek dereceye erişen 18 yaşındaki genç usta, Türkiye’nin 9'uncu ‘Büyükusta'sı (Grandmaster-GM) olurken, aynı zamanda ülkenin “En Genç Büyükustası” unvanına da sahip oldu. Elde ettiği bu başarı ile 18 yaş altı sporcu dünya sıralamasında 37'inci, Avrupa'da ise 18'inci sıraya yerleşen Vahap Şanal, Türkiye'de ise liderlik koltuğuna oturdu.
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da düzenlenen Avrupa Okullar Şampiyonası'nda 2 altın, 6 gümüş, 6 bronz, bir takım ikinciliği olmak üzere toplam 15 kupa, 35 madalya kazanarak her yaş gurubunda dağıtılan toplam 72 madalyanın yarısını Türkiye'ye taşıyan satranç sporunda yeni bir başarıya daha imza atıldı. Türkiye Satranç Federasyonu'nun (TSF) desteği ile İzmir Satranç Eğitim Merkezi (İSEM) tarafından düzenlenen “5'inci MTS Logistics Büyükusta Turnuvası”nın dokuzuncu turunda Bulgar rakibi Uluslararası Usta (IM) Tervel Serafimov’u yenen Şanal, GM unvanına ulaştı. Türkiye satranç tarihinde bu unvana en genç yaşta ulaşan sporcu olan Şanal, Türk Büyükustaları Alexander Ipatov, Dragan Solak, Mustafa Yılmaz, Emre Can, Suat Atalık, Barış Esen, Cemil Aghamaliyev, Kıvanç Haznedaroğlu'dan sonra Türk Satranç tarihine 9'uncu büyükusta olarak adını yazdırdı.
HEDEF DÜNYA SIRALAMASINDA İLK 30'DA OLMAK
Çok güçlü satranç ustalarına FIDE tarafından verilen ‘Büyükusta' unvanına erişen Vahap Şanal, elde ettiği başarının ardındaki sırrın çok çalışmak olduğunu söyledi. Şanal, “Hedefim iki yıl içerisinde Dünya GM sıralamasında ‘ilk yüz' içerisinde olmak. Asıl hedefim ise ‘ilk otuz'a girmek” dedi. Şanal, satranç ile anaokulunda tanıştığını söyledi.
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) Başkanı Gülkız Tulay, Vahap Şanal'ın gösterdiği performansla Türk satrancının kilometre taşlarından birine adını yazdırdığını söyledi. Tulay, “Hedefimiz dünya satranç büyükustaları arasında daha fazla Türk satranççısının yer alması” dedi.
DÜNYA GM SIRALAMASININ LİDERİ CARLSEN
Satranç sporunda en üst ve en onur verici unvan olarak kabul edilen GM'lerin sayısı Dünya Satranç Federasyonu(FIDE) Temmuz 2016 listesine göre bin 523. Bu listenin bin 490'ını erkek, 33'ünü ise kadın satranç ustaları oluşturuyor. FIDE listesinde GM sıralamasında puanlarına göre Norveç'ten 26 yaşındaki Magnus Carlsen ilk sırada, Rusya'dan 41 yaşındaki Vladimir Kramnik ikinci sırada, ABD'den 24 yaşındaki Fabiano Caruana ise üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye'den ise FIDE Temmuz listesinde 123 unvanlı, 3387 aktif olmak üzere toplamda 4683 Türk satranççı yer alıyor.
Bayram tatilinde 6 günün acı bilançosu: 93 ölü, 288 yaralı
Bayram tatilinin 6'ncı gününde yurt genelinde karayollarında meydana gelen trafik kazalarında 93 kişi yaşamını yitirdi, 288 kişi yaralandı.
Bakanlar Kurulu kararıyla Ramazan bayramının arife günü olan 4 Temmuz pazartesi ile ardından 8 Temmuz cuma gününü kamu personelinin idari izinli sayılmasıyla 9 güne çıkan Ramazan Bayramı tatilinde kentler boşaldı. Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerden sahillere 1 Temmuz cuma akşamından başlayan ‘bayram göçü’ arife gününe kadar sürdü. TEM başta olmak üzere şehirlerarası yollarda trafik zaman zaman kilitlenirken, uyarılara ve alınan önlemlere karşın trafik kazalarıyla yollar yine kan gölüne döndü.
GÜN GÜN KAZALAR
Yurt genelindeki karayollarında geçen cuma akşamından dün saat 17.00’ye kadar meydana gelen kazalarda 93 kişi yaşamını yitirdi, 288 kişi de yaralandı. En fazla kaza 26 kişinin öldüğü 72 kişinin yaralandığı pazar günü meydana geldi.
Gün gün kaza bilançosu şöyle:
* 1 TEMMUZ: Cuma günü Sakarya, Bursa ve Denizli’de meydana gelen 3 kazada 9 kişi yaralandı.
* 2 TEMMUZ: Cumartesi günü Bolu, Antalya, Kayseri, Aydın, Kocaeli, Şanlıurfa, Trabzon ve Bursa’da ölümle sonuçlanan kazalarda 13 kişi yaşamını yitirdi. Bolu’da tünel girişine çarpan TIR’da 5 kişi yanarak can verdi. Ölümlü kazalarla diğer kazalarda toplam 29 kişi yaralandı.
* 3 TEMMUZ: Pazar günü Sinop, Bursa, Antalya, Denizli, Niğde, Aydın, Bilecik, Isparta ve Mersin’de ölümle sonuçlanan kazalarda 26 kişi yaşamını yitirdi. Sinop’taki kazada 5, Bursa’daki kazada 4, Antalya, Denizli, Aydın, Niğde, Bilecik’teki kazada 2’şer kişi öldü. Bu kazalar ve aynı gün meydana gelen trafik kazalarında 72 kişi yaralandı.
* 4 TEMMUZ: Ramazan Bayramı arifesi pazartesi günü Samsun, Kahramanmaraş, Kayseri, Adıyaman, Sakarya, Bayburt Muğla, Şanlıurfa ve Kastamonu’da meydana gelen kazalarda 19 kişi yaşamını yitirdi. Samsun’daki kazada 4, Kahramanmaraş’taki kazada 3 kişi öldü. Pazartesi günü ölümle sonuçlanan kazalar ve diğer kazalarda 48 kişi yaralandı.
* 5 TEMMUZ: Bayramın ilk günü olan salı günü Bolu, Konya, Antalya, Çorum, Denizli, Tekirdağ, Sivas, Bursa’da meydana gelen kazalarda 11 kişi yaşamını yitirdi 57 kişi yaralandı.
*6 TEMMUZ: Bayramın 2’nci günü olan çarşamba günü Antalya, Sakarya, Kırıkkale, Aydın, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş, Kocaeli, Kastamonu, Gaziantep, Konya ve Karabük’te meydana gelen kazalarda 11 kişi yaşamını yitirdi, 37 kişi yaralandı.
*7 TEMMUZ: Bayramın 3’üncü günü olan perşembe günü saat 17.00’ye kadar Kocaeli, Kırıkkale, Adana, Elazığ, İzmir, Denizli, Zonguldak, Muğla, Adiyaman, Sakarya ve Isparta’da meydana gelen 13 ayrı kazada 13 kişi yaşamını yitirdi, 36 kişi yaralandı. Kocaeli Kartepe’deki kazada 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. DHA
Bakanlar Kurulu kararıyla Ramazan bayramının arife günü olan 4 Temmuz pazartesi ile ardından 8 Temmuz cuma gününü kamu personelinin idari izinli sayılmasıyla 9 güne çıkan Ramazan Bayramı tatilinde kentler boşaldı. Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerden sahillere 1 Temmuz cuma akşamından başlayan ‘bayram göçü’ arife gününe kadar sürdü. TEM başta olmak üzere şehirlerarası yollarda trafik zaman zaman kilitlenirken, uyarılara ve alınan önlemlere karşın trafik kazalarıyla yollar yine kan gölüne döndü.
GÜN GÜN KAZALAR
Yurt genelindeki karayollarında geçen cuma akşamından dün saat 17.00’ye kadar meydana gelen kazalarda 93 kişi yaşamını yitirdi, 288 kişi de yaralandı. En fazla kaza 26 kişinin öldüğü 72 kişinin yaralandığı pazar günü meydana geldi.
Gün gün kaza bilançosu şöyle:
* 1 TEMMUZ: Cuma günü Sakarya, Bursa ve Denizli’de meydana gelen 3 kazada 9 kişi yaralandı.
* 2 TEMMUZ: Cumartesi günü Bolu, Antalya, Kayseri, Aydın, Kocaeli, Şanlıurfa, Trabzon ve Bursa’da ölümle sonuçlanan kazalarda 13 kişi yaşamını yitirdi. Bolu’da tünel girişine çarpan TIR’da 5 kişi yanarak can verdi. Ölümlü kazalarla diğer kazalarda toplam 29 kişi yaralandı.
* 3 TEMMUZ: Pazar günü Sinop, Bursa, Antalya, Denizli, Niğde, Aydın, Bilecik, Isparta ve Mersin’de ölümle sonuçlanan kazalarda 26 kişi yaşamını yitirdi. Sinop’taki kazada 5, Bursa’daki kazada 4, Antalya, Denizli, Aydın, Niğde, Bilecik’teki kazada 2’şer kişi öldü. Bu kazalar ve aynı gün meydana gelen trafik kazalarında 72 kişi yaralandı.
* 4 TEMMUZ: Ramazan Bayramı arifesi pazartesi günü Samsun, Kahramanmaraş, Kayseri, Adıyaman, Sakarya, Bayburt Muğla, Şanlıurfa ve Kastamonu’da meydana gelen kazalarda 19 kişi yaşamını yitirdi. Samsun’daki kazada 4, Kahramanmaraş’taki kazada 3 kişi öldü. Pazartesi günü ölümle sonuçlanan kazalar ve diğer kazalarda 48 kişi yaralandı.
* 5 TEMMUZ: Bayramın ilk günü olan salı günü Bolu, Konya, Antalya, Çorum, Denizli, Tekirdağ, Sivas, Bursa’da meydana gelen kazalarda 11 kişi yaşamını yitirdi 57 kişi yaralandı.
*6 TEMMUZ: Bayramın 2’nci günü olan çarşamba günü Antalya, Sakarya, Kırıkkale, Aydın, İzmir, Manisa, Kahramanmaraş, Kocaeli, Kastamonu, Gaziantep, Konya ve Karabük’te meydana gelen kazalarda 11 kişi yaşamını yitirdi, 37 kişi yaralandı.
*7 TEMMUZ: Bayramın 3’üncü günü olan perşembe günü saat 17.00’ye kadar Kocaeli, Kırıkkale, Adana, Elazığ, İzmir, Denizli, Zonguldak, Muğla, Adiyaman, Sakarya ve Isparta’da meydana gelen 13 ayrı kazada 13 kişi yaşamını yitirdi, 36 kişi yaralandı. Kocaeli Kartepe’deki kazada 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. DHA
7 Temmuz 2016 Perşembe
Akdeniz’de geçen yıl batan teknenin enkazından 217 ceset çıkarıldı
Akdeniz’de geçen yıl batarak 700’e yakın mülteciye mezar olan ve 370 metre derinlikte bulunan teknenin enkazından 217 cansız beden çıkarıldı.
“Umut yolculuğunda Akdeniz’deki en büyük facia” olarak anılan kaza, 18 Nisan 2015 tarihinde
Sicilya Kanalı’nda meydana gelmişti. Söz konusu trajik kazadan sadece 28 kişi kurtulabilmişti.
Kazaya ilişkin soruşturmayı yürüten Katanya Savcılığı, içerisinde yüzlerce ceset olan 30 metre uzunluğundaki teknenin enkazının, pahalı olduğu gerekçesiyle deniz altından çıkarılmasına gerek olmadığına karar vermişti.
Ancak Başbakan Matteo Renzi, hem uzun süre mülteci krizine kayıtsız kalan Avrupa’ya ibret olması hem de gelenekleri herkesin bir mezara sahip olmasını gerektirdiği için tekneyi ve cesetleri çıkaracakları sözünü vermişti.
İtalyan donanmasının koordinasyonuyla bir yılı aşkın süredir yürütülen çalışmalar sonucu söz konusu enkaz geçen hafta su üstüne çıkarılarak Augusta Limanı’na taşındı.
Burada İtfaiye ekiplerinin desteğiyle 217 cesedin enkazdan çıkarıldığı aktarıldı. Yetkililer, çıkarılan cesetlerde otopsi yapılmaya başlandığını açıkladı.
Söz konusu kazanın ardından denizden 200 kadar ceset çıkarılmış, 300’e yakınının ise enkazda olduğu belirtilmişti. DHA
Seyfülislam Kaddafi serbest
Libya'nın 2011'de linç edilerek öldürülen lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'nin avukatının açıklamaları uluslararası kamuoyunda bomba etkisi yarattı.
France 24'e konuşan avukat Kerim Han, Libya'da geçen yıl idam cezasına çarptırılan 44 yaşındaki Seyfülislam Kaddafi'nin 12 Nisan'da serbest bırakıldığını söyledi.
Han, af kapsamında serbest kalan oğul Kaddafi'nin "Libya'da iyi ve güvende olduğunu" belirtti.
Seyfülislam Kaddafi, 2011 yılında komşu ülke Nijer'e kaçmaya çalışırken Libyalı milislerce yakalanmıştı.
Yaklaşık beş yıldır Libya'nın kuzeybatısındaki Zintan'da tutulan Seyfülislam Kaddafi, geçen sene Trablus'taki bir mahkeme tarafından gıyabında yargılanarak idam cezasına çarptırılmıştı. Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan ayaklanma sırasında isyancıların öldürülmesinde oynadığı rol nedeniyle idam cezası alan oğul Kaddafi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi de 2011'de tutuklama kararı çıkarmıştı.
Muammer Kaddafi, Ekim 2011'de memleketi Sirte'de yakalanmış ve linç edilerek öldürülmüştü.
Kaddafi'nin oğullarından Hamis, Seyfülarab ve Mutassım; 2011'deki devrim sırasında öldürüldü. Libya Olimpiyat Komitesi eski Başkanı Muhammed ve Avrupa'daki tatil skandallarıyla manşetlere taşınan Hannibal ile Ayşe Kaddafi ise Umman'a sığınmıştı.
Kaddafi'nin eşi Safiye de Muhammed, Hannibal ve Ayşe ile birlikte Umman'daydı. Hannibal Kaddafi geçen Aralık ayında Lübnan'da kaçırıldıktan sonra bu ülkede kısa süreliğine gözaltına alınmıştı. cnntürk
France 24'e konuşan avukat Kerim Han, Libya'da geçen yıl idam cezasına çarptırılan 44 yaşındaki Seyfülislam Kaddafi'nin 12 Nisan'da serbest bırakıldığını söyledi.
Han, af kapsamında serbest kalan oğul Kaddafi'nin "Libya'da iyi ve güvende olduğunu" belirtti.
Seyfülislam Kaddafi, 2011 yılında komşu ülke Nijer'e kaçmaya çalışırken Libyalı milislerce yakalanmıştı.
Yaklaşık beş yıldır Libya'nın kuzeybatısındaki Zintan'da tutulan Seyfülislam Kaddafi, geçen sene Trablus'taki bir mahkeme tarafından gıyabında yargılanarak idam cezasına çarptırılmıştı. Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan ayaklanma sırasında isyancıların öldürülmesinde oynadığı rol nedeniyle idam cezası alan oğul Kaddafi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi de 2011'de tutuklama kararı çıkarmıştı.
Muammer Kaddafi, Ekim 2011'de memleketi Sirte'de yakalanmış ve linç edilerek öldürülmüştü.
Kaddafi'nin oğullarından Hamis, Seyfülarab ve Mutassım; 2011'deki devrim sırasında öldürüldü. Libya Olimpiyat Komitesi eski Başkanı Muhammed ve Avrupa'daki tatil skandallarıyla manşetlere taşınan Hannibal ile Ayşe Kaddafi ise Umman'a sığınmıştı.
Kaddafi'nin eşi Safiye de Muhammed, Hannibal ve Ayşe ile birlikte Umman'daydı. Hannibal Kaddafi geçen Aralık ayında Lübnan'da kaçırıldıktan sonra bu ülkede kısa süreliğine gözaltına alınmıştı. cnntürk
İlaç parası çalınan 1.5 yaşındaki Menesa hayatını kaybetti
Antalya'da, ilaç parasının çalındığına ilişkin haberle gündeme gelen "zellweger" sendromlu 1,5 yaşındaki Menesa Kılıç, hayatını kaybetti.
Antalya'da yaşayan baba Zeynel Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızı Menesa'yı, Ramazan Bayramı'nın birinci günü fenalaşması üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesine götürdüğünü söyledi.
Kalbi duran kızının, müdahaleye rağmen hayata döndürülemediğini anlatan Kılıç, "Kızımı kontrol eden doktorlar, hastalığının kalbine vuracağını söylemişti, öyle de oldu. Kızımı bayramda kaybettik, çok üzgünüz. Menesa için birçok planımız vardı, daha iyi olabilmesi ümidiyle değişik yerlerde doktorlara götürecektik ama olmadı" dedi.
Kılıç, Menesa'nın cenazesinin Kurşunlu Mezarlığı'nda toprağa verildiğini kaydetti.
Pazarcılıkla geçinen 4 çocuklu Zeynel-Remziye Kılıç çifti, beyinde oluşan genetik hastalık "zellweger" sendromu nedeniyle burnundaki hortumla beslenen kızları Menesa'nın nöbet geçirmesini önleyen ilaçları alabilmek için çelik kasada sakladıkları yaklaşık 40 bin liranın çalındığını belirterek, yetkililerden yardım istemişti.
Antalya'da yaşayan baba Zeynel Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızı Menesa'yı, Ramazan Bayramı'nın birinci günü fenalaşması üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesine götürdüğünü söyledi.
Kalbi duran kızının, müdahaleye rağmen hayata döndürülemediğini anlatan Kılıç, "Kızımı kontrol eden doktorlar, hastalığının kalbine vuracağını söylemişti, öyle de oldu. Kızımı bayramda kaybettik, çok üzgünüz. Menesa için birçok planımız vardı, daha iyi olabilmesi ümidiyle değişik yerlerde doktorlara götürecektik ama olmadı" dedi.
Kılıç, Menesa'nın cenazesinin Kurşunlu Mezarlığı'nda toprağa verildiğini kaydetti.
Pazarcılıkla geçinen 4 çocuklu Zeynel-Remziye Kılıç çifti, beyinde oluşan genetik hastalık "zellweger" sendromu nedeniyle burnundaki hortumla beslenen kızları Menesa'nın nöbet geçirmesini önleyen ilaçları alabilmek için çelik kasada sakladıkları yaklaşık 40 bin liranın çalındığını belirterek, yetkililerden yardım istemişti.
Doktorlar 2.5 yıl ömür biçmişti! Sevgisiyle yaşattı
Zonguldak’ta, 34 yaşındaki Emine Kart, doktorların 2.5 yaşına kadar yaşayabileceğini söylediği zihinsel ve fiziksel engelli kızı 6 yaşındaki Eda Kart’ı sevgisiyle yaşatmaya çalışıyor.
Çaydamar Mahallesi’nde oturan ev kadını Emine ve minibüs şoförü Ramazan Kart’ın 2 çocuğundan Eda Kart, zihinsel ve fiziksel engelli dünyaya geldi. Beyninde su toplaması, karaciğer yetmezliği, iç organlarında büyümeme, gelişim bozukluğu gibi birçok rahatsızlığı bulunan Eda Kart’a doktorlar yüzde 99 engelli raporu verdi ve en fazla 2.5 yıl ömür biçti.
Emine Kart, evde boynuna takılan boru ile nefes alması sağlanan ve midesinden beslenen kızına büyük bir özveriyle bakıp sevgisiyle yaşatmaya çalışıyor. Doktorların tavsiyeleri doğrultusunda kızının tedavi ve bakımını evde sürdürerek 6 yaşına kadar getiren Emine Kart şöyle konuştu:
'24 SAAT BAŞINDAYIM'
"Doktorlar bakımın ve sevginin çok önemli olduğunu söyledi. Ben de söyledikleri gibi çocuğuma bakmaya çalışıyorum. Günlük pansumanını yapıyorum. Benim hayatım, her şeyim kızım. Bayramım, gezmem yok. Hayatımı kızıma bağladım. 24 saat başındayım. Bazen başucunda uyuyup kalıyorum. ’Tedavisi yok’ dediler. Doktor, ’Kalbi nereye kadar dayanabilirse’ dedi. 2.5 yaşına kadar ümit verdi. Allah’ıma şükür şimdi 6 yaşına girdi. Bana, 'Bakmazsan ölür’ dedi. Ben de elimden geldiğince bakıyorum. Kontrole gidince doktorlar da bana, ‘Senin sayende, sen güzel baktığından yaşıyor’ dediler." DHA
Emine Kart, evde boynuna takılan boru ile nefes alması sağlanan ve midesinden beslenen kızına büyük bir özveriyle bakıp sevgisiyle yaşatmaya çalışıyor. Doktorların tavsiyeleri doğrultusunda kızının tedavi ve bakımını evde sürdürerek 6 yaşına kadar getiren Emine Kart şöyle konuştu:
'24 SAAT BAŞINDAYIM'
"Doktorlar bakımın ve sevginin çok önemli olduğunu söyledi. Ben de söyledikleri gibi çocuğuma bakmaya çalışıyorum. Günlük pansumanını yapıyorum. Benim hayatım, her şeyim kızım. Bayramım, gezmem yok. Hayatımı kızıma bağladım. 24 saat başındayım. Bazen başucunda uyuyup kalıyorum. ’Tedavisi yok’ dediler. Doktor, ’Kalbi nereye kadar dayanabilirse’ dedi. 2.5 yaşına kadar ümit verdi. Allah’ıma şükür şimdi 6 yaşına girdi. Bana, 'Bakmazsan ölür’ dedi. Ben de elimden geldiğince bakıyorum. Kontrole gidince doktorlar da bana, ‘Senin sayende, sen güzel baktığından yaşıyor’ dediler." DHA
Can Dündar, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmenliği’ni bıraktı
Can Dündar, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni olarak idari/editoryal yetkilerini Cumhuriyet Vakfı’nın İcra Kurulu’na devretti.
Geçtiğimiz günlerde Yayın Danışmanı Doğan Satmış’ın görevine son verilmesiyle sarsılan Cumhuriyet gazetesinde önemli bir gelişme yaşandı.
Medyatava’nın haberine göre Şubat 2015’te gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan Can Dündar, görevi geçici olarak bıraktı. Kurum içi yaptığı bir duyuruyla yetkilerini bir süreliğine Cumhuriyet Vakfı’nın İcra Kurulu’na devrettiğini belirten Dündar’ın, yurt dışına çıkacağı ve gazetede yalnızca köşe yazarı olarak yer alacağı öğrenildi.
Ayrıca gazetede Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığı görevini yürüten Tahir Özyurtseven, Yazı İşleri Müdürü Baydu Can, yazı işlerinden Murat Kürşat Can Doker, Emine Özcan, emlak sayfası editörü Ceren Kumbasar, röportajlarıyla tanınan Selin Ongun ve dış haberler şefi Pınar Ersoy görevinden istifa etti.
İşte, Can Dündar’ın kurum içi yaptığı o duyuru:
“Sevgili arkadaşlar,
Son bir yıldır, bir yandan gazetedeki görevimi yapmaya çalışırken bir yandan da suçlamalar, tehditler, davalar, hapislikler, mahkûmiyetler, kurşunlanmalar, ifadeler, savunmalar, hakaret bültenleri ile uğraştım.
Bu süre içinde hiç tatil yapmadım.
Gazetecilik coşkumda ve habercilik inadımda zerrece azalma olmadıysa da bedenen ve ruhen yorulduğumu hissediyorum.
Bu tür durumlarda hep yaptığım gibi, yaz süresince sakin bir köşede yeni bir kitaba kapanmak ve geleceği planlamak istiyorum.
Bu süre içinde Genel Yayın Yönetmeni olarak idari/editoryal bütün yetkilerimi Cumhuriyet Vakfı'nın İcra Kurulu'na devrediyorum.
Cumhuriyet'in de benim de bu zorlu dönemde basın özgürlüğü ve ilkeli habercilik mücadelemizin aynı kararlılıkla süreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.”
Geçtiğimiz günlerde Yayın Danışmanı Doğan Satmış’ın görevine son verilmesiyle sarsılan Cumhuriyet gazetesinde önemli bir gelişme yaşandı.
Medyatava’nın haberine göre Şubat 2015’te gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan Can Dündar, görevi geçici olarak bıraktı. Kurum içi yaptığı bir duyuruyla yetkilerini bir süreliğine Cumhuriyet Vakfı’nın İcra Kurulu’na devrettiğini belirten Dündar’ın, yurt dışına çıkacağı ve gazetede yalnızca köşe yazarı olarak yer alacağı öğrenildi.
Ayrıca gazetede Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığı görevini yürüten Tahir Özyurtseven, Yazı İşleri Müdürü Baydu Can, yazı işlerinden Murat Kürşat Can Doker, Emine Özcan, emlak sayfası editörü Ceren Kumbasar, röportajlarıyla tanınan Selin Ongun ve dış haberler şefi Pınar Ersoy görevinden istifa etti.
İşte, Can Dündar’ın kurum içi yaptığı o duyuru:
“Sevgili arkadaşlar,
Son bir yıldır, bir yandan gazetedeki görevimi yapmaya çalışırken bir yandan da suçlamalar, tehditler, davalar, hapislikler, mahkûmiyetler, kurşunlanmalar, ifadeler, savunmalar, hakaret bültenleri ile uğraştım.
Bu süre içinde hiç tatil yapmadım.
Gazetecilik coşkumda ve habercilik inadımda zerrece azalma olmadıysa da bedenen ve ruhen yorulduğumu hissediyorum.
Bu tür durumlarda hep yaptığım gibi, yaz süresince sakin bir köşede yeni bir kitaba kapanmak ve geleceği planlamak istiyorum.
Bu süre içinde Genel Yayın Yönetmeni olarak idari/editoryal bütün yetkilerimi Cumhuriyet Vakfı'nın İcra Kurulu'na devrediyorum.
Cumhuriyet'in de benim de bu zorlu dönemde basın özgürlüğü ve ilkeli habercilik mücadelemizin aynı kararlılıkla süreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.”
6 Temmuz 2016 Çarşamba
Rusya: Türkiye uyarılarımızı dikkate almadı
İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki saldırı hakkında açıklama yapan Kremlin sözcüsü, "Rusya'nın uyarıları dikkate alınmadı" dedi ve Türkiye'yi ve Avrupa'yı ihmalkârlıkla suçladı.
Reuters’ın haberine göre Kremlin’den yapılan açıklamada saldırı için, “Türkiye’de ve Avrupa’da saklanan teröristlerle ilgili Türk ve Avrupalı yetkililerin uyarılarımızı dikkate almamasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz” denildi.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısıyla ilgili olarak, Rusya vatandaşlarının gözaltına alındığı yönündeki haberlere ilişkin gazetecilerden gelen soruları yanıtladı.
Peskov gazetecilerle yaptığı konferans sırasında şunları söyledi:
“Geçen pek çok yılda Rusya tarafı Türk ve Avrupalı meslektaşlarını Türkiye’de ve pek çok Avrupa ülkesinde saklanan terörle bağlantılı şüpheli kişilere karşı bilgilendirdi. Ancak Rusya’dan yapılan bu uyarılar dikkatli olarak değerlendirilmedi ve meslektaşlarımız tarafından herhangi bir karşılık görmedi. Maalesef (İstanbul saldırısı) bu ihmalin bir sonucu olabilir.”
28 Haziran’da yaşanan kanlı terör saldırısını gerçekleştiren canlı bombalardan ikisinin Rus pasaportu taşıyan Rakim Bulgarov ve Vadim Osmanov olduğu iddia edilmişti. Türkiye’yi yasa boğan saldırıda 45 kişi yaşamını yitirdi.
Reuters’ın haberine göre Kremlin’den yapılan açıklamada saldırı için, “Türkiye’de ve Avrupa’da saklanan teröristlerle ilgili Türk ve Avrupalı yetkililerin uyarılarımızı dikkate almamasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz” denildi.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısıyla ilgili olarak, Rusya vatandaşlarının gözaltına alındığı yönündeki haberlere ilişkin gazetecilerden gelen soruları yanıtladı.
Peskov gazetecilerle yaptığı konferans sırasında şunları söyledi:
“Geçen pek çok yılda Rusya tarafı Türk ve Avrupalı meslektaşlarını Türkiye’de ve pek çok Avrupa ülkesinde saklanan terörle bağlantılı şüpheli kişilere karşı bilgilendirdi. Ancak Rusya’dan yapılan bu uyarılar dikkatli olarak değerlendirilmedi ve meslektaşlarımız tarafından herhangi bir karşılık görmedi. Maalesef (İstanbul saldırısı) bu ihmalin bir sonucu olabilir.”
28 Haziran’da yaşanan kanlı terör saldırısını gerçekleştiren canlı bombalardan ikisinin Rus pasaportu taşıyan Rakim Bulgarov ve Vadim Osmanov olduğu iddia edilmişti. Türkiye’yi yasa boğan saldırıda 45 kişi yaşamını yitirdi.
Devlet Bahçeli: Ayıklanma mevsimi başlayacak
MHP'de 'bayramlaşma' tartışması devam ediyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, alternatif bayram kutlaması için "Bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, alternatif bayram kutlaması hakkında sert konuştu: “Bana gelen bilgiler doğrultusunda Fethullah Gülen örgütlenmesi tarafından yapılan bir oyundur. Bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezindeki bayramlaşma töreninde konuşuyor. Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:
“İslam ülkelerinde huzur küresel güçlerin hedeflerine mi bırakılacak? İslam ülkeleri içinde terörle mücadelede en tecrübeli olan, siyasi alan itibariyle de etkin konumu olan Türkiye'ye çok önemli görevler düştüğü kanaatindeyim. İslam ülkeleri barış ve huzur şurası Türkiye'nin öncülüğünde toplanmalıdır. Öncelikle İslam ülkeleri huzura kavuşturulmalıdır.”
Bahçeli daha sonra sorulara yanıt verdi. Bahçeli’nin söyledikleri şöyle: “MHP'nin alternatifi olmaz. Ciddiye alıyor musunuz onları? MHP'de her arkadaşımız eşine dostuna arkadaşına iftar yemeği vermeyi düşünebilir. Razaman ayında teşkilatlarımız ve ülküdaşlarımız iftar yemekleri düzenlemiştir. Bunları saygı ile karşılarız ama bayram ayrı bir müessesedir. Bunun dışındaki bayramlaşma bana gelen bilgiler doğrultusunda Fethullah Gülen örgütlenmesi tarafından yapılan bir oyundur. Bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, alternatif bayram kutlaması hakkında sert konuştu: “Bana gelen bilgiler doğrultusunda Fethullah Gülen örgütlenmesi tarafından yapılan bir oyundur. Bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezindeki bayramlaşma töreninde konuşuyor. Bahçeli'nin konuşmasının satır başları şöyle:
“İslam ülkelerinde huzur küresel güçlerin hedeflerine mi bırakılacak? İslam ülkeleri içinde terörle mücadelede en tecrübeli olan, siyasi alan itibariyle de etkin konumu olan Türkiye'ye çok önemli görevler düştüğü kanaatindeyim. İslam ülkeleri barış ve huzur şurası Türkiye'nin öncülüğünde toplanmalıdır. Öncelikle İslam ülkeleri huzura kavuşturulmalıdır.”
Bahçeli daha sonra sorulara yanıt verdi. Bahçeli’nin söyledikleri şöyle: “MHP'nin alternatifi olmaz. Ciddiye alıyor musunuz onları? MHP'de her arkadaşımız eşine dostuna arkadaşına iftar yemeği vermeyi düşünebilir. Razaman ayında teşkilatlarımız ve ülküdaşlarımız iftar yemekleri düzenlemiştir. Bunları saygı ile karşılarız ama bayram ayrı bir müessesedir. Bunun dışındaki bayramlaşma bana gelen bilgiler doğrultusunda Fethullah Gülen örgütlenmesi tarafından yapılan bir oyundur. Bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın.”
Giresun'da askeri helikopter düştü 7 şehit 8 yaralı
Giresun’da bayramlaşmaya giden jandarma komutanları ile eş ve çocuklarının bulunduğu askeri helikopter Tohumcuk Yaylası’na düştü. Olayda ilk belirlemelere göre 7 kişi şehit oldu, 8 kişi yaralanırken, askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre, pilotun yere çarpma sırasında patlama olmaması için yakıt tahliyesi gerçekleştirerek daha büyük bir faciayı önlediği bildirildi.
Giresun’da Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru dün eşi ve kızıyla birlikte, Alucra ve Gümüşhane Kozağaç karakollarına Sikorsky S-70 tipi helikopterle şehit aileleri ve askerlerle bayramlaşmaya gitti.
Giresun İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli aralarında albay, Pilot Yarbay Hilmi Özer ve Pilot Üsteğmen Yüksel Kandemir’in de bulunduğu, 8’i asker, 7’si asker yakını olmak üzere toplam 15 kişi, bayramlaşma sonrası dönüş için tekrar helikopterle yola çıktı. Saat 17.30’da helikopterin, Alucra ve Yağlıdere ilçeleri arasındaki Tohumluk Yaylası’na düştüğü ihbarı geldi.
PİLOT DAHA BÜYÜK FACİAYI ÖNLEMİŞ
Cumhuriyet'in bölgedeki askeri kaynaklardan edindiği bilgilere göre; pilot düşmeden kuleye arıza bildirimi yaptı. Kurtarma planı için bilgiler gönderen pilot ‘Helallik’ istedi. Yere çarpma sırasında patlama olmaması için yakıt tahliyesi gerçekleştirdi. Olabildiğince yumuşak iniş yapmak için havacılık tabirinde “Ağaçları hamak olarak kullanmak” yolunu seçti. Askeri kaynaklar, bu yöntemin şehit sayısının daha fazla artmasını önlediğine dikkat çekti. Olaydan sonra Erzincan ve Malatya’dan 2 helikopter ve bir insansız hava aracı bölgeye gönderildi. 14 kişilik ekip bugün bölgede inceleme yapacak. Ekibin ön raporları bir ay içerisinde, kesin raporu 3 ay içerisinde hazırlamaları bekleniyor.
ÖNCE KÖYLÜLER KOŞTU
Bölgeye arama kurtarma ekipleri ve ambulanslar sevk edildi. Enkaza ilk ulaşan köylüler oldu. Bölgenin kayalık ve sisli olması nedeniyle ambulanslar belirli bir yere kadar ulaşabildi. Yaralıları helikopter enkazının bulunduğu noktadan alan köylüler adeta insan kulesi oluşturdu ve kayalıklardan indirerek araçlarıyla ambulanslara taşıdı. Kazada 7 şehit, 8 yaralı olduğu açıklandı.
ŞEHİTLERİN İSİMLER BELLİ OLDU
Giresun İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay Sadettin Şahin, Pilot Yarbay Hilmi Özer, Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru’nun eşi Nuran Doğru, kızı Berrin Doğru, Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ünal Bayhan’ın eşi Didem Bayhan ve Uzman Çavuş Adem Kara’nın eşi Sema Kara.
Durumu ağır olan Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ünal Bayhan Erzincan Devlet Hastanesi’ne, Astsubay Üstçavuş Cemalettin Çoban Giresun Devlet Hastanesi’ne Jandarma Pilot Üsteğmen Yüksel Kandemir Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edildi.
Hayati tehlikesi bulunmayan Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru, Uzman Çavuş Adem Kara, Astsubay Teknisyen Üstçavuş Muharrem Demir, Kurmay Başkanı Ünal Bayhan’ın oğlu Erdal Bayhan Yağlıdere Devlet Hastanesi’ne, Kurmay Başkanı Ünal Bayhan’ın kızı Işıl Bayhan, Komutan Vekili Sadettin Şahin’in eşi Nihal Şahin ise Alucra Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyor.
KAZA HAVA ŞARTLARINDAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ile telefonda görüştü. Erdoğan’ın, hava şartlarından kaynaklı bir kaza kırım olduğu tahmin edilen kazadan derin üzüntü duyduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dilediği kaydedildi.Başbakan Binali Yıldırım helikopterin düşmesiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Helikopterin Giresun’a 40 kilometre kala henüz nedeni bilinmeyen bir şekilde helikopterin düştüğünü belirten Yıldırım şöyle konuştu: “Arazi patika olduğu için erişimde sorun var. Köylüler çok ciddi katkı sağlıyor. Şehitlerimiz var, yaralılar da var. İlk gelen bilgiler görüşle ilgili bir problem olduğu yönünde dolayısıyla enkaz çalışmaları ve yaralılar ölüler alındıktan sonra kazanın sebebi etraflıca araştırılacak. Terör saldırısı değil, öyle bir ihtimal gözükmüyor. Hava şartları kaynaklı bir kaza olduğu anlaşılıyor. Genelkurmay Başkanı ile görüştüm. Başımız sağolsun.”
YOĞUN SİS VARDI
TOHUMLUK Yaylası’nda bulunan mantar toplayan köylüler, enkaza ilk ulaşanlar oldu. Yaralıları dik yamaçtan indiren köylüler, bölgede çok yoğun sis olduğunu, çarpma sesi duyduklarını söyledi.
14 KİŞİLİK KAZA KIRIM EKİBİ
GİRESUN’da meydana gelen helikopter kazasınını nasıl meydana geldiğini araştırmak için 14 kişilik bir kaza kırım heyetinin bölgeye gideceği öğrenildi. Bugün bölgeye gidecek heyetin 7’si Jandarma Kara Havacılık Komutanlığı, 7’si de Kara Havacılık Okul Komutanlığı’ndan oluşacak. Helikopter kazalarını araştırmada uzman olan heyet kazanın nasıl meydana geldiği ile düşüş nedenini araştırıp, enkaz parçaları üzerinde ayrıntılı incelemeler yapacak. Kazadan yaralı olarak kurtulan ve konuşabilen üstteğmen pilot Yüksel Kandemir’in vereceği bilgilerin heyetin kaza karım raporuyla ilgili hazırlayacağı ön rapora büyük katkısı olması bekleniyor. 14 kişilik heyetin ön raporu hazırlamasının çok uzun sürmeyebileceği belirtildi.
Giresun’da Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru dün eşi ve kızıyla birlikte, Alucra ve Gümüşhane Kozağaç karakollarına Sikorsky S-70 tipi helikopterle şehit aileleri ve askerlerle bayramlaşmaya gitti.
Giresun İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli aralarında albay, Pilot Yarbay Hilmi Özer ve Pilot Üsteğmen Yüksel Kandemir’in de bulunduğu, 8’i asker, 7’si asker yakını olmak üzere toplam 15 kişi, bayramlaşma sonrası dönüş için tekrar helikopterle yola çıktı. Saat 17.30’da helikopterin, Alucra ve Yağlıdere ilçeleri arasındaki Tohumluk Yaylası’na düştüğü ihbarı geldi.
PİLOT DAHA BÜYÜK FACİAYI ÖNLEMİŞ
Cumhuriyet'in bölgedeki askeri kaynaklardan edindiği bilgilere göre; pilot düşmeden kuleye arıza bildirimi yaptı. Kurtarma planı için bilgiler gönderen pilot ‘Helallik’ istedi. Yere çarpma sırasında patlama olmaması için yakıt tahliyesi gerçekleştirdi. Olabildiğince yumuşak iniş yapmak için havacılık tabirinde “Ağaçları hamak olarak kullanmak” yolunu seçti. Askeri kaynaklar, bu yöntemin şehit sayısının daha fazla artmasını önlediğine dikkat çekti. Olaydan sonra Erzincan ve Malatya’dan 2 helikopter ve bir insansız hava aracı bölgeye gönderildi. 14 kişilik ekip bugün bölgede inceleme yapacak. Ekibin ön raporları bir ay içerisinde, kesin raporu 3 ay içerisinde hazırlamaları bekleniyor.
ÖNCE KÖYLÜLER KOŞTU
Bölgeye arama kurtarma ekipleri ve ambulanslar sevk edildi. Enkaza ilk ulaşan köylüler oldu. Bölgenin kayalık ve sisli olması nedeniyle ambulanslar belirli bir yere kadar ulaşabildi. Yaralıları helikopter enkazının bulunduğu noktadan alan köylüler adeta insan kulesi oluşturdu ve kayalıklardan indirerek araçlarıyla ambulanslara taşıdı. Kazada 7 şehit, 8 yaralı olduğu açıklandı.
ŞEHİTLERİN İSİMLER BELLİ OLDU
Giresun İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay Sadettin Şahin, Pilot Yarbay Hilmi Özer, Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru’nun eşi Nuran Doğru, kızı Berrin Doğru, Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ünal Bayhan’ın eşi Didem Bayhan ve Uzman Çavuş Adem Kara’nın eşi Sema Kara.
Durumu ağır olan Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Ünal Bayhan Erzincan Devlet Hastanesi’ne, Astsubay Üstçavuş Cemalettin Çoban Giresun Devlet Hastanesi’ne Jandarma Pilot Üsteğmen Yüksel Kandemir Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edildi.
Hayati tehlikesi bulunmayan Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru, Uzman Çavuş Adem Kara, Astsubay Teknisyen Üstçavuş Muharrem Demir, Kurmay Başkanı Ünal Bayhan’ın oğlu Erdal Bayhan Yağlıdere Devlet Hastanesi’ne, Kurmay Başkanı Ünal Bayhan’ın kızı Işıl Bayhan, Komutan Vekili Sadettin Şahin’in eşi Nihal Şahin ise Alucra Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyor.
KAZA HAVA ŞARTLARINDAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ile telefonda görüştü. Erdoğan’ın, hava şartlarından kaynaklı bir kaza kırım olduğu tahmin edilen kazadan derin üzüntü duyduğunu belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dilediği kaydedildi.Başbakan Binali Yıldırım helikopterin düşmesiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Helikopterin Giresun’a 40 kilometre kala henüz nedeni bilinmeyen bir şekilde helikopterin düştüğünü belirten Yıldırım şöyle konuştu: “Arazi patika olduğu için erişimde sorun var. Köylüler çok ciddi katkı sağlıyor. Şehitlerimiz var, yaralılar da var. İlk gelen bilgiler görüşle ilgili bir problem olduğu yönünde dolayısıyla enkaz çalışmaları ve yaralılar ölüler alındıktan sonra kazanın sebebi etraflıca araştırılacak. Terör saldırısı değil, öyle bir ihtimal gözükmüyor. Hava şartları kaynaklı bir kaza olduğu anlaşılıyor. Genelkurmay Başkanı ile görüştüm. Başımız sağolsun.”
YOĞUN SİS VARDI
TOHUMLUK Yaylası’nda bulunan mantar toplayan köylüler, enkaza ilk ulaşanlar oldu. Yaralıları dik yamaçtan indiren köylüler, bölgede çok yoğun sis olduğunu, çarpma sesi duyduklarını söyledi.
14 KİŞİLİK KAZA KIRIM EKİBİ
GİRESUN’da meydana gelen helikopter kazasınını nasıl meydana geldiğini araştırmak için 14 kişilik bir kaza kırım heyetinin bölgeye gideceği öğrenildi. Bugün bölgeye gidecek heyetin 7’si Jandarma Kara Havacılık Komutanlığı, 7’si de Kara Havacılık Okul Komutanlığı’ndan oluşacak. Helikopter kazalarını araştırmada uzman olan heyet kazanın nasıl meydana geldiği ile düşüş nedenini araştırıp, enkaz parçaları üzerinde ayrıntılı incelemeler yapacak. Kazadan yaralı olarak kurtulan ve konuşabilen üstteğmen pilot Yüksel Kandemir’in vereceği bilgilerin heyetin kaza karım raporuyla ilgili hazırlayacağı ön rapora büyük katkısı olması bekleniyor. 14 kişilik heyetin ön raporu hazırlamasının çok uzun sürmeyebileceği belirtildi.
Bağdat’taki IŞİD saldırısında ölenlerin sayısı 250’ye yükseldi
Irak hükümeti, başkent Bağdat'ta Cumartesi gece yarısı sivillere yönelik düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısının 250'ye yükseldiğini duyurdu.
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre bu saldırı, Irak’ın 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalinden bu yana ülkede gerçekleşen en kanlı eylem oldu.
Bağdat’ın alışveriş merkezleri ve restoranların bulunduğu Karada mahallesinde Hadi merkezi yakınlarında bomba yüklü bir kamyonla düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlendi.
Ramazan Bayramı öncesi çoğunlukla ailelerin alışveriş için gittiği mahallede ölenler arasında çok sayıda çocuk da var.
Saldırı, sahur öncesi sokakların, meydanların kalabalık olduğu sırada düzenlendi.
Ülkenin en kanlı saldırısından sonra ülkede üç gün ulusal yas ilan edildi.
Irak Sağlık Bakanlığı, yaralıların çoğunun hastanelerden taburcu edildiğini duyurdu. Bakanlık, durumu ağır olanların ise tedavi için ülke dışına nakledildiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi.
Irak İçişleri Bakanı Muhammed Gabban da görevinden istifa ettiğini açıkladı. İstifa mektubunu Başbakan Haydar el Abadi’ye sunan Gabban, Abadi kararını verene kadar sorumluluklarını yardımcısına devrettiğini söyledi.
Başbakan Abadi de olay yerini ziyareti sırasında öfkeli kalabalık tarafından protesto edildi.
IRAK’TA 2003 YILINDAN BU YANA DÜZENLENEN EN BÜYÜK SALDIRILAR
3 Temmuz 2016: IŞİD Bağdat’ta sivilleri hedef aldı, 250 kişi öldü
Ağustos 2014: IŞİD Bağdat’ın kuzeybatısındaki Ninova vilayetinde yüzlerce Ezidi erkeği öldürdü
12 Haziran 2014: IŞİD, eski bir ABD üssünde 1700’e yakın askeri personeli öldürdü. Bu eylem, Speicher Kampı katliamı olarak biliniyor
19 Ağustos 2009: Bağdat’ta Yeşil Bölge’de bomba yüklü araçla iki saldırı düzenlendi en az 155 kişi öldü
14 Ağustos 2007: Irak’ın kuzeyinde Ezidileri hedef alan bir dizi bombalı saldırı düzenlendi 500’den fazla kişi öldü
23 Kasım 2006: Bağdat’ın Sadr kentinde altı bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldü Sözcü
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre bu saldırı, Irak’ın 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalinden bu yana ülkede gerçekleşen en kanlı eylem oldu.
Bağdat’ın alışveriş merkezleri ve restoranların bulunduğu Karada mahallesinde Hadi merkezi yakınlarında bomba yüklü bir kamyonla düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlendi.
Ramazan Bayramı öncesi çoğunlukla ailelerin alışveriş için gittiği mahallede ölenler arasında çok sayıda çocuk da var.
Saldırı, sahur öncesi sokakların, meydanların kalabalık olduğu sırada düzenlendi.
Ülkenin en kanlı saldırısından sonra ülkede üç gün ulusal yas ilan edildi.
Irak Sağlık Bakanlığı, yaralıların çoğunun hastanelerden taburcu edildiğini duyurdu. Bakanlık, durumu ağır olanların ise tedavi için ülke dışına nakledildiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi.
Irak İçişleri Bakanı Muhammed Gabban da görevinden istifa ettiğini açıkladı. İstifa mektubunu Başbakan Haydar el Abadi’ye sunan Gabban, Abadi kararını verene kadar sorumluluklarını yardımcısına devrettiğini söyledi.
Başbakan Abadi de olay yerini ziyareti sırasında öfkeli kalabalık tarafından protesto edildi.
IRAK’TA 2003 YILINDAN BU YANA DÜZENLENEN EN BÜYÜK SALDIRILAR
3 Temmuz 2016: IŞİD Bağdat’ta sivilleri hedef aldı, 250 kişi öldü
Ağustos 2014: IŞİD Bağdat’ın kuzeybatısındaki Ninova vilayetinde yüzlerce Ezidi erkeği öldürdü
12 Haziran 2014: IŞİD, eski bir ABD üssünde 1700’e yakın askeri personeli öldürdü. Bu eylem, Speicher Kampı katliamı olarak biliniyor
19 Ağustos 2009: Bağdat’ta Yeşil Bölge’de bomba yüklü araçla iki saldırı düzenlendi en az 155 kişi öldü
14 Ağustos 2007: Irak’ın kuzeyinde Ezidileri hedef alan bir dizi bombalı saldırı düzenlendi 500’den fazla kişi öldü
23 Kasım 2006: Bağdat’ın Sadr kentinde altı bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldü Sözcü
Tren otomobili biçti: 4 ölü
Denizli’nin Honaz ilçesinde yolcu treninin hemzemin geçitte çarptığı hafif ticari araçtaki aynı aileden 2’si çocuk 4 kişi hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre kaza, saat 17.30 sırasında Honaz ilçesi Kaklık Mahallesi'ndeki hemzemin geçitte meydana geldi.
Eskişehir-Denizli Ekspresi, Kaklık Mahallesi'ndeki hemzemin geçitte Ramazan Bayramı ziyaretine giden 4 kişinin içinde bulunduğu 20 DH 371plakalı hafif ticari araca çarptı. Trenin yaklaşık 1 kilometre sürüklediği otomobilde aynı aileden 2'si çocuk 4 kişi hayatını kaybetti. Jandarma ve sağlık ekipleri olay yerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Sözcü
Edinilen bilgiye göre kaza, saat 17.30 sırasında Honaz ilçesi Kaklık Mahallesi'ndeki hemzemin geçitte meydana geldi.
Eskişehir-Denizli Ekspresi, Kaklık Mahallesi'ndeki hemzemin geçitte Ramazan Bayramı ziyaretine giden 4 kişinin içinde bulunduğu 20 DH 371plakalı hafif ticari araca çarptı. Trenin yaklaşık 1 kilometre sürüklediği otomobilde aynı aileden 2'si çocuk 4 kişi hayatını kaybetti. Jandarma ve sağlık ekipleri olay yerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Sözcü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)