22 Temmuz 2016 Cuma

Darbecilerin malına el konulacak

Hükümetin, OHAL kararının ardından çıkaracağı kanun hükmündeki kararnamelerin konusu belli olmaya başladı. Darbecilerle ilgili soruşturma tamamlanana kadar mallarına tedbir konulacak. Örgütle direkt bağlantılı olanlar tazminatsız işten atılacak. Gözaltı süresi 7 gün olarak planlanıyor. Askeri okullar MEB’e devredilecek.


Hürriyet Gazetesi'nden Nuray Babacan'ın hükümet kaynaklarına dayandırdığı habere göre, önceki gün önce MGK, ardından da Bakanlar Kurulu’nda ele alınan ‘darbe önlemleri’, kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) hayata geçirilecek. OHAL kararının ardından Resmi Gazete’de yayımlanarak, aşama aşama uygulamaya sokulması beklenen KHK’larda düzenlenecek bazı konular şöyle:

Kademeli ceza sistemi

Kamuda, Gülen cemaati mensuplarının ve darbe destekçilerinin ayıklanması için personel rejiminde değişikliğe gidilecek.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilgili kademeli ceza sistemi getirilecek. Örgütle direkt bağı olanlar, tazminatsız işten atılıp haklarında soruşturma başlatılacak.
Sempatizanlarla ilgili ise tenzili rütbe uygulanacak. Örneğin genel müdürken, en alt düzeyde memur yapılacak. Karşı dava açma hakkı olamayacak.

FETÖ ile ilgili dernek, vakıf ve okulların kapatılması için düzenleme yapılacak.

Darbecilerle ilgili soruşturma tamamlanana kadar mallarına tedbir konulacak.

Askeri okullara önlem

Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması planlanıyor. Ancak bunun kanun hükmünde kararname ile yapılıp yapılamayacağı araştırılıyor. İkinci aşamada bu okulların kapatılması düşünülüyor.

Jandarma, genel müdürlük olacak ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı olmaya devam edecek.

Gözaltı süresi ilk etapta 7 gün olacak, sonra gerek görülmesi durumunda artırılacak.

Darbeciler, özel duruşma salonlarında yargılanacak. Çok sayıda hâkim ve savcı görevlendirilecek.

Yurtdışında kulis

Uluslararası arenada kampanya başlatılacak. TBMM de bu kampanyaya dahil edilerek, darbe girişimi anlatılacak. Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ABD’ye gidecek, Fetullah Gülen konusunda muhatapları ile görüşecek.

OHAL’in belirlenen amaç dışında kullanılmayacağına ilişkin iç ve dış kamuoyuna güvence verilecek.

Bu arada Bakanlar Kurulu toplantısında “İnsanlar öldü, yaralandı. Tazminat davası açacaklar.

Tazminatları darbecilerden alınmasını sağlayalım” diyen bakanlar oldu.

Bülent Arınç: Bana ahmak diyebilirsiniz, O gece öğrendim

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak Twitter üzerinden değerledirmelerde bulundu. 5 bölümlük bir video halinde yapılan açıklamada Arınç, "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" dedi.

Bülent Arınç'ın açıklamaları şöyle:

"Olayın ilk saatlerinden itibaren halkımızı uyaran Cumhurbaşkanımız bu olayı Fethullahçı terör örgütü tarafından yapıldığını söyledi. Başbakanımız da bunu çoğu kez tekrarladı.
Onlarca insanımız öldü, onlarca kurumumuz bombalandı. Bunları gördükten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine aynen katılıyorum.

Bu silahlı darbe girşimini yapan ekibin Fethullahçı silahlı terör örgütü olduğuna karşı herhangi bir tereddüte mahal yok.
Ben hükümetin içinde ve MGK üyesi olarak da bu yapıyla mücadele eden insanlardan birisiyim. Bu yüzden kimse beni paralel devlet yapılanması ile ilgili irtibatlı, onları savunan bir kişi olarak görmesin.

Ancak silahlı terör örgütü lafı bir iddianaemyle kanıtlanmalı, eyte kemiğe bürünmeli diye düşünmüştüm. Bugün yaşadığımız silahlı darbe girişiminin içinde Fethullah Gülen'le irtibatlı, onun emir ve direktifleriyle bunu yaptıklarını söyleyen insanlar vardır.

Şunu açıkca söylüyorum, bunu ben darbe gecesi öğrenmiş olmakla, 'yahu ne kadar ahmakmışsın, bunu herkes söylüyordu' diyebilirler. Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olması, o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim ama sayın Cumhurbaşkanımız da o gece öğrendi. Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi. Onların bilmediklerini ben nasıl bilebilirim?

Darbe girişimi rezil oldu, başındaki sonundaki hepsi yargının önüne çıkacak hale geldi. Darbeyi yapan sadece FETÖ’ye bağlı askerler mi? Başka bir tartışma, farklı bir koalisyon yapıldığını da söylüyor. Kimse bu alçaklar, FETÖ mensuplarıyla başka koalisyon yaptıkları güçlerle aydınlatılmalı." cnntürk

Fethullah Gülen’in doğduğu ev yakılmak istendi

ABD'de ikamet eden FETÖ lideri Fethullah Gülen'in Erzurum'un Pasinler ilçesindeki evi yakılmak istendi.

ABD’de yaşayan ve darbe girişimini yaptırmakla suçlanan Fethullah Gülen’in doğduğu Pasinler ilçesine bağlı Korucuk Köyü’ndeki evi yakılmak istendi. Köylüler evin, 18 Temmuz gecesi ateşe verilmek istendiğini söyledi. “Bu ev yansaydı, tüm köy yanardı” diyen köylüler “Korku ile yaşıyoruz” dedi.

35 hane ve 250 nüfuslu Korucuk Köyü muhtarı Hulkettin Kızıltunç “Biz devletimizin, milletimizin yanındayız. Bize terörist gözü ile bakılıyor. Devlet hizmet getirmiyor. Can güvenliğimiz yok” diye konuştu.

CAMİNİN ADI DEĞİŞTİ

Bu arada Erzurum’un Palandöken ilçesinde Fethullah Gülen’in babası Ramiz Efendi’nin ismini taşıyan caminin adı da değiştirildi. Palandöken Müftülüğü’nün internet sitesinden, caminin adının Sultan Alparslan Camii yapıldığı belirtildi.  Palandöken Müftüsü Sıtkı Beydilli de görevinden alındı. (DHA)

Erdoğan: 15 Temmuz’u, Şehitleri Anma Günü ilan ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte bir açıklama yaptı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, 1 haftadır en ufak bir taşkınlık yapmadan, meydanlarda demokrasiyi savunan kişilere teşekkür etti ve Erdoğan ayrıca 15 Temmuz’un her yıl ‘Şehitlerimizi Anma Günü’ olarak kutlanacağını ilan etti.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

Güvenlik güçlerimiz çalışmalara devam ediyor. Yapılan operasyonlar çerçevesinde 10 bin 410 kişi gözaltına alınmış, 4 bin 60 kişi tutuklanmıştır.

Feraseti ve cesaretiyle silahlı darbe girişimini akamete uğratan kahraman milletimden, ülkemiz bu sıkıntılı dönemden tamamen çıkana kadar meydanlarda tuttuğu demokrasi nöbetini sürdürmesini rica ediyorum.

Yaşadığımız hadise göstermiştir ki, darbenin en büyük etkili, güçlü panzehiri, milli iradedir, millettir. Bir haftadır bu kutlu mücadeleyi en küçük bir taşkınlığa, provokasyona izin vermeden yürüten milletimden biraz daha sabır, fedakarlık istiyorum.

Gelecek nesiller siviliyle, polisiyle, askeriyle 15 Temmuz demokrasi direnişinin tüm kahramanlarını asla unutmayacaktır. 15 Temmuz tarihini her yıl Şehitlerimizi Anma

Günü olarak ilan ettiğimizi de bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yalan yanlış haberlere itibar edilmemesini, yetkililerin dinlenmesini özellikle rica ediyorum.

21 Temmuz 2016 Perşembe

İran: Bölgesel boyutta dünya savaşı yaşanıyor

İran İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmanifazlı, Komala örgütü ve İran Kürdistan Demokrat Partisi'ne (İ-KDP) bağlı Peşmergelerin 20 yıldan sonra yeniden İran'a karşı silahlı eylemlere başladığını belirtti. Rahmanifazlı, Türkiye'deki başarısız darbe girişimi hakkında da görüşlerini belirtirken 'bölgesel boyutta bir dünya savaşı yaşandığı' yorumunda bulundu.


İran'ın yarı resmi ajansı Mehr'in haberine göre, başkent Tahran'da düzenlenen bir toplantıda konuşan Rahmanifazlı, Batı Azerbaycan ve Kürdistan eyaletlerinde bazı Kürt gruplarla yaşanan çatışmalara işaret ederek, Rahmanifazlı, "Silahlı eylemlerini 20 yıl önce durduran Komala ve Demokratlar (İran Kürdistan Demokrat Partisi) 20 yıldan sonra yeniden eylemlere başladı." dedi.

İran'ın doğusunda ise terörist gruplar tarafından bölgede bombalı saldırılarda bulunmak amacıyla tüneller kazıldığının tespit edildiğini aktaran İranlı bakan, düzenlenen operasyonda tünellerin imha edilerek 40 kişinin gözaltına alındığını belirtti.

Rahmanifazlı söz konusu grupların bölgedeki çatışmaları İran'a taşımak istedikleri yorumunu yaptı.

"Bölgesel boyutta dünya savaşı yaşanıyor"

Bütün bölge ülkelerinde huzursuzluk ve istikrarsızlığın mevcut olduğunu belirten İranlı bakan, "Adeta bölgesel boyutta dünya savaşı yaşanıyor." ifadesini kullandı. Rahmanifazlı, "Bunun en önemli örneği de bütün bölgesel aktörleri ve siyasi analistleri büyük bir şoka uğratan Türkiye'deki başarısız darbe girişimidir. Güç sahibi olduklarını iddia eden ülkeler bir gecede öngörülemez bir durumla karşılaşabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ülkenin batısında da Komala ve İ-KDP militanlarıyla çatışmalar yaşandığını söyleyen Rahmanifazlı, "Silahlı eylemlerini 20 yıl önce durduran Komala ve Demokratlar (İ-KDP) 20 yıldan sonra yeniden eylemlere başladı." dedi.

İran Barzani yönetimini suçluyor

İran'ın kuzeybatısındaki bölgelerde 15 Haziran'dan itibaren İ-KDP mensuplarıyla İran askerleri arasında başlayan çatışmalarda iki taraftan onlarca kişi hayatını kaybetmiş, bölgedeki çatışmaların artmasının ardından İran ordusu, IKBY'de yer alan Erbil kentine bağlı Soran ilçesindeki dağlık sınır bölgesini obüslerle bombalamıştı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutan Yardımcısı Hüseyin Selami, 2 Temmuz'da yaptığı açıklamada "Irak'ın kuzeyindeki siyasi yetkililere, yükümlülüklerine bağlı kalmaları uyarısında bulunuyorum. İran'a tehdit oluşturanher noktayı hiç tereddüt etmeden yok edeceğiz." ifadelerini kullanmıştı. (cnntürk)

KKTC'de FETÖ, terör örgütü listesine alındı

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), terör örgütü listesine alındığını bildirdi.


Hüseyin Özgürgün, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, FETÖ'nün terör örgütü listesine eklendiği belirtti.

Konuya ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı tarihte yürürlüğe gireceğini kaydeden Özgürgün, Ankara’ya yapacağı ziyarette FETÖ konusunu görüşeceğini ifade etti.

Bir gazetecinin, “KKTC'de şu ana kadar size gelen bir FETÖ faaliyeti var mı?” sorusu üzerine Özgürgün, “Duyumlar var ama geldi diyemem. O yüzden şu anda resmi olarak müdahale edilecek ciddiyette bir istihbarat gelmiş değil.” diye konuştu.

Başbakan Özgürgün, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) ve Polis Teşkilatının bu gibi faaliyetleri önleyecek tüm tedbirleri aldığını dile getirerek, ortaya çıkabilecek her türlü sıkıntı ve problemi aşılabilecek durumda olduklarını söyledi.

Türkiye’de çalışan KKTC vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti devletinin aldığı kararlara uymak durumunda olduğunu hatırlatan Özgürgün, KKTC vatandaşlarının işten ayrılmayı seçmeleri durumunda seyahatle ilgili bir sorun yaşayacaklarını düşünmediğini kaydetti. cnntürk

İBB'den CHP mitingine ücretsiz ulaşım

Taksim'de düzenlenecek CHP mitingi de gözönüne alınarak, İBB ücretsiz ulaşımı 24 Temmuz'a uzattı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), darbe karşıtı protestolara katılmak isteyen halkın meydanlara ulaşabilmesi için 22 Temmuz saat 23:59'a kadar ücretsiz olduğunu ilan etmişti. İBB, CHP'nin 24 Temmuz'da Taksim Meyda'nında yapmayı planladığı 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi' göz önünde tutularak ücretsiz ulaşımın 24 Temmuz saat 23.59'a kadar uzatıldığını açıkladı. CHP'nin önerisiyle İBB meclisine taşınan öneri AK Parti grubunun da desteği ile oybirliği ile kabul edildi. Teklifi okuyan AK Parti grup başkanvekili Temel Başalan, CHP'nin Taksim mitingi nedeniyle vatandaşların ulaşımının ücretsiz sağlanması için sürenin uzatılmasına karar verildiğini ilan etti.

İran Türkiye’ye tur satışını yasakladı

Kültürel Miras, El Sanatları ve Turizm Kurumu Başkan Yardımcısı Murtaza Rahmani, seyahat acentalarının Türkiye turlarına kayıt işlemi ve turist gönderme işi yasaklandığını açıkladı.



Fars Haber Ajansı’nın (FHA) haberine göre Kültürel Miras, El Sanatları ve Turizm Kurumu Başkan Yardımcısı Murtaza Rahmani, seyahat acentalarının Türkiye turlarına kayıt işlemi ve turist gönderme işi yasaklandığını açıkladı.

Rahmani karara gerekçe olarak Türkiye'de şartların normale dönmemesini ve vatandaşların can güvenliğini gösterdi.

Rahmani ayrıca karara uymayanların hakkında yasal işlem başlatılacağı uyarısında bulundu.

Öte yandan Rus resmi havayolu şirketi Aeroflot dün, Türkiye’ye bilet satışını durdurduğunu ve bu yöne uçuş programını değiştirdiğini duyurdu. Rusya’da Türkçe yayın yapan Gazetem gazetesinde yer alan habere göre havayolu şirketinden yapılan açıklamada, ‘Rusya Federal Havacılık Ajansı (Rosaviatsiya)’nın 16 Temmuz 2016’dan itibaren Türkiye’deki durum normalleşene kadar Rus vatandaşlarının Türkiye’ye uçmalarını yasaklaması sonucu Aeroflot, İstanbul ve Antalya’ya bilet satışlarını askıya almıştır.

Rosaviatsiya’nın uçuş yasağını kaldırmasının ardından bilet satışlarına yeniden başlanacaktır’ dendi.
Türkiye’den gelecek yolcular için ise bilet satışlarının devam edeceğini açıklayan havayolu şirketi, 19 Temmuz tarihi dahil olmak üzere alınan biletlerin herhangi bir ceza ve ya fark ödenmeden değiştirilebileceğini bildirdi.

EVA AIRWAYS TÜRKİYE SEFERLERİNİ DURDURUYOR

Türkiye’de olağanüstü hal ilan edilmesinin ardından Türkiye seferlerini gelecek hafta durduracağını açıkladı. EVA Airways Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Golden Kou,  “Siyasi gelişmeleri izlememiz gerekiyor… Müşterilerimizin güvenliğini de öncelik olarak görüyoruz” dedi.

Cemaatin 524 okulu, 102 eğitim kurumu kapatıldı

Milli Eğitim Bakanlığı’nda, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından, FETÖ ile irtibatlı tüm özel eğitim kurumları ve okullarına yönelik çalışmalar yürütülüyor.


Bu kapsamda, bakanlığa bağlı faaliyet gösteren ve “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar”dan haklarında işlem başlatılan 524 özel okul ve 102 diğer kurum olmak üzere, toplam 626 kurum hakkında kapatma işlemi başlatıldı. Aynı zamanda, bu kurumlarda görev yapan 21 bin 683 personelin çalışma izni onayları iptal edildi.

21 BİN PERSONEL ALINDI

Önceki gün 15 bin personelin açığa alındı. Milli Eğitim Bakanlığı'nda dün de 6 bin kişi açığa alındı. Sayı 21 bin 738'e ulaşmıştı. Sözcü

OHAL tezkeresi TBMM’de kabul edildi

Hükümetin OHAL tezkeresi Meclis'te görüşüldü. AKP ve MHP OHAL kararına "Evet" diyeceklerini, CHP ve HDP ise "Hayır" oyu vereceklerini açıkladı.OHAL tezkeresi Meclis Genel Kurulu'nda 346 kabul, 115 ret oyla kabul edildi.


3 ay süreli OHAL uygulanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararına ilişkin tezkere, TBMM Genel Kurulunda ele alındı. Genel Kurulda, gruplar adına konuşma yapıldı. AKP ve MHP OHAL kararına "evet" diyeceklerini, CHP ve HDP ise OHAL yasasına "Hayır" oyu vereceklerini açıkladı. OHAL tezkeresi 3 ay süre ile geçerli olacak olan OHAL 346 kabul oyuyla Meclis Genel Kurulu'ndan geçti.
OHAL tezkeresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geçti. TBMM, olağanüstü hal tezkeresini görüşmek üzere toplandı. Olağanüstü hal tezkeresi, elektronik oylama sonucunda 115 ret oyuna karşılık 346 oyla Genel Kurul’da kabul edildi. Buna göre Anayasa’nın 120’nci maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, ülke genelinde 21.07.2016 Perşembe günü saat 01.00’den itibaren 90 gün süreyle olağanüstü hal ilan edilecek.

Oylamanın ardından Genel Kurul'a hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, "OHAL kararı 15 Temmuz gecesi başlatılan silahlı darbe teşebbüsünün doğurduğu sonuçları ve yaptığı tahribatı ortadan kaldırmaya yöneliktir. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman OHAL tedbirleri vatandaşın yaşamını sınırlamaya yönelikti. Ama 15 Temmuz’da gerçekleştirilmeye çalışılan darbe teşebbüsüyle millet hükümetiyle, başkomutanıyla bir olmuş ve bu darbe bozuntularını bertaraf etmiştir" dedi.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle:

"Bu süreç içerisinde çok insan, çok kurum büyük bir kadir şinaslıkla, ülke sevgisiyle bu kalkışma hareketine en net şekilde duruş sergilemiş ve Türkiye dünyaya bir demokrasi destanı yazdığını göstermiştir. Bugün alınan karar ile devlet millete değil kendisine OHAL ilan etmiştir."

'ACELE VE MAKSATLI KARARLAR'

"Şunu herkes bilmelidir ki Türkiye ekonomisi dünyaya açık bir ekonomidir. İlk mesai günü normal piyasa şartları neyse hiçbir kesintiye uğramadan hayat devam etmiş ve bütün ekonomik faaliyetler sürdürülmüştür. Bütün bunlar ortadayken Türkiye’nin risk primiyle oynama faaliyetlerini iyi niyetten yoksun buluyoruz. Bunlar acele ve maksatlı verilmiş kararlardır."

"Şu Gazi Meclis’in çatısı altında, bombalanma altında bile demokrasiden, milli iradeden asla ödün verilmedi. Bizim siyasi parti gruplarından beklentimiz bu birlikteliğin yapılacak düzenlemelerde de devam etmesidir. Özellikle yatırımlara, ekonominin büyütülmesine yönelik getireceğimiz düzenlemeler, OHAL dışında önümüzdeki haftadan itibaren devam edecek."

'CUNTACILAR CONTA YAPTI'

"Hepimizin, insanımızın artık bu olayın etkisinden kurtulmasını temin edeceğiz. 15 Temmuz gününü artık demokrasinin günü olarak kutlayacağız, demokrasi şehitlerini anma günü olarak kutlayacağız. Tankın gücü halkın gücü önünde yetersiz kalmıştır. Cuntacılar conta yapmıştır. Milletimize bu asil duruşundan ötürü teşekkür ediyorum." Hürriyet

El ele doğan ikizler büyüdü

El ele doğarak bütün dünyayı şaşırtan ünlü fotoğrafı veren Jenna ve Jillian kardeşler, şimdi iki yaşında oldu.


ABD’nin Ohio eyaletinde Orrville şehrinde yaşayan Jenna ve Jillian Thistlethwaite kardeşler, 9 Mayıs 2014’te el ele dünyaya gelmeleriyle haber oldular. Tek yumurta ikizlerinde tehlikeli bir hamilelik süreci yaşayan, doğum öncesi son 57 günü yatarak geçiren ve hem doğumda hem de doğum sonrasında bazı sağlık sorunları yaşamış olan anne Sarah Thistlethwaite, bebekleri için “Tanrı’nın bir mucizesi” açıklamasını yaptı.

Amerikan Today'e konuşan Thistlethwaite, yedi hafta erken doğan ikizlerin şu anda herhangi bir sağlık sorunu olmadığını ve birlikte çok iyi vakit geçirdiklerini söyledi. 3 yaşında Jaxon adlı ağabeyleri ile de iyi anlaşan ikizler, anne Thistlethwaite’ye göre birbirlerinden ayrılmaya hiç dayanamıyorlar.

“Üç kardeş birbirlerine çok yakınlar ama kızlar arasında açıklanamayacak bir bağ var. Herhangi bir durumda birini diğerinden ayırdığınızda hemen ağlıyorlar. Birbirlerinden uzakta olmayı hiç sevmiyorlar” dedi.


DOĞUM ANI

Sezaryenle doğum yapan anne Thistlethwaite, ikiz kızlarının el ele tutuşarak doğma anını şöyle anlattı:

“Doktorun ‘Aman Tanrı’m, el ele tutuşuyorlar’ dediğini duydum ve sonra diğer doktor ‘Yukarı kaldırın anne de görebilsin’ dedi. Sonra el ele tutuştuklarını gördüğümde buna inanamadım. İnanılmaz güzeldiler.”

İLGİ ODAĞI OLDULAR

Mayıs ayında ikinci yaş günlerini kutlayan ikizler, yaşadıkları küçük şehirde de ilgi oldağı olmuş durumda.

"HALK TELEVİZYONDA GÖRMEYİ SEVİYOR"

Anne Thistlethwaite, "İnsanlar ikizleri televizyonda ya da haberlerde görmekten gurur duyuyorlar. Ne kadar çok çıktıklarının da bir önemi yok. Herkes seviyor onları” şeklinde konuştu. (ntvmsnc)


İstanbul Üniversitesi’nde 95 öğretim üyesi görevinden uzaklaştırıldı

Darbe girişiminin ardından dün YÖK, bin 577 dekanın istifasını isterken, bugün İstanbul Üniversitesi'nde 95 öğretim üyesi görevinden uzaklaştırıldı.

Dün YÖK, bütün üniversitelerdeki dekanların istifasını isterken, bugün İstanbul Üniversitesi’nde 95 öğretim üyesi görevinden uzaklaştırıldı.

Diğer yandan, 15 Temmuz gecesi FETÖ mensubu bir grup askerin darbe girişiminin ardından tüm yurtta süren kamuda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmalarına yönelik soruşturmalar kapsamında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının (YÖK) tarafından tüm dekanların istifası istendi.

YÖK’ün talebi doğrultusunda Gazi Üniversitesi’nde 22 fakültenin dekanı, Mersin Üniversitesi’nde 16, Toros Üniversitesi’nde 3 dekan, Yozgat Bozok Üniversitesi’nde 9 fakültenin dekanı, Erciyes Üniversitesi'ndeki 18 dekan, Celal Bayar Üniversitesi’nde 8 dekan, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde 17 dekan istifalarını üniversite yönetimlerine sundu. Sözcü

Gülen’in iade dosyası ABD’ye gönderildi, peki şimdi ne olacak?

Türkiye Adalet Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isim olmakla suçlanan Fethullah Gülen'in iadesine ilişkin dört ayrı dosyayı resmen ABD'ye gönderdi.


Adalet Bakanlığı, Türkiye’deki dört ayrı mahkemenin, Gülen’in farklı suçlarına ilişkin hazırladıkları dört ayrı iade dosyasını ABD’ye gönderirken, Amerikan makamlarından Gülen’in iade süreci işlerken, “tutuklanması” talebini de resmen iletti.

ABD’ye gönderilen dosyalarda Gülen “silahlı örgüt lideri” olmakla suçlanırken, henüz adli açıdan soruşturma aşamasında olan 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin herhangi bir atıf ise dosyalarda yer almadı.

Eğer Gülen 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin iddianame hazırlanana kadar Türkiye’ye iade edilmezse, bu dosyada yer alan Fethullah Gülen bağlantısına ilişkin kanıtlar da ayrıca ABD makamlarına iletilecek.

ABD’YE GÖNDERİLEN DOSYADA NELER VAR?

ABD’ye giden dosyada Gülen’in Türkiye’de dört ayrı mahkemede yargılandığı davalara ilişkin belgeler bulunuyor;

Bunlar şöyle;

* Hakim tarafından çıkarılmış tutuklama müzekkeresi

* Dosyada mahkumiyet kararı verilmişse, bunun onaylı örneği

* İlgili dava konusunda maddi açıklama

* İsnat edilen suçlarla ilgili yasaların listesi ve bu yasalar uyarınca söz konusu suçlara öngörülen hapis cezaları

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK ?

ABD’ye iade dosyaları, iki ülke arasında 1981 tarihinde yürürlüğe giren “suçluların iadesi anlaşması” kapsamında gönderildi. Söz konusu anlaşma, “ülkelerinde bir yıldan fazla hapis cezasıyla suçlanan zanlıların iadesini” öngörüyor.

“SİYASİ SUÇ” SAVUNMASI YAPAR MI?

Ancak ABD ile Türkiye arasındaki bu anlaşma, “siyasi suçları” iade kapsamı dışında bırakıyor. Bu açıdan Fethullah Gülen’in ABD’de “kendisine isnat edilen suçların siyasi olduğunu” öne sürmesi ihtimal dahilinde.

“DEVLET BAŞKANI’NA KARŞI SUÇ” İADE NEDENİ

Türkiye ile ABD arasındaki iade anlaşmasında siyasi suçlar konusunda “istisna” getirilirken, “Devlet Başkanı’na karşı işlenmiş suçlar” ise doğrudan iade kapsamına dahil ediliyor. 15 Temmuz darbe girişimi, kaldığı otele baskın düzenlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da hedef alındığından, doğrudan bu kapsama giriyor.

Ancak 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin adli süreç henüz “soruşturma aşamasında” olduğundan, bu konuda ABD’ye iletilmiş Fethullah Gülen bağlantısını içeren herhangi bir kanıt bulunmuyor. 15 Temmuz’da Gülen bağlantısına ilişkin kanıtlar ABD’ye ancak, iddianame hazırlandıktan sonra iletilebilecek.

ABD DOSYAYI ALDI. ŞİMDİ NE OLACAK?

ABD, iadeye ilişkin dosyayı resmen teslim aldıktan sonra, ABD Adalet Bakanlığı makamları dosya üzerinde çalışmaya başlayacaklar. Çalışmada şu unsurlara bakılacak?

* Türkiye’nin gönderdiği iade dosyalarında Gülen’e isnat edilen suçlar Türkiye-ABD iade anlaşmasında suçluların iadesine olanak sağlayan maddeleri kapsamına giriyor mu?

* Eğer isnat edilen suçlar iade kapsamına giriyorsa, bunlara ilişkin kanıtlar var mı ?

ADALET BAKANLIĞI, DOSYAYI GÜLEN’İN BULUNDUĞU YERDEKİ FEDERAL SAVCIYA İLETECEK

ABD Adalet Bakanlığı yapılan inceleme sonucunda, Gülen hakkındaki dosyanın Türkiye-ABD iade anlaşması kapsamına girdiğine karar verirse, bunu Gülen’in ikamet ettiği yere en yakın olan Federal Savcı’ya gönderecek. O Federal Savcı da dava açacak. Davada kapsamında, Gülen hakkında tutuklama kararı verilebilecek. Davada, Gülen’in Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceğine karar verilecek.

TUTUKLAMA KARARI VERİLİRSE, GÜLEN YÜKSEK MAHKEMEYE GİDEBİLİYOR

Hakkında tutuklama kararı verilmesi halinde, Gülen’in bu kararı “habeas Corpus” ilkesi uyarınca, ABD Yüksek Mahkemesi’ne götürme hakkı bulunuyor. Amerikan adaletinin benimsediği “Habeas Corpus” ilkesi, birey özgürlüğünü çiğneyici işlemlerin giderilmesi için, tutuklanmanın yasallığının sorgulanması anlamına geliyor. Gülen’in, ABD’de tutuklanması halinde, bu ilke çerçevesinde Yüksek Mahkeme’ye başvuru hakkı bulunuyor. Eğer bu olasılık gerçekleşirse, ABD Yüksek Mahkemesi’nin kararının beklenmesi gerekiyor.

SON SÖZ YİNE ABD HÜKÜMETİNDE

ABD yasalarına göre, vatandaşı olmayan kişilerin iadesi konusunda son söz ABD Dışişleri Bakanlığı’nda. ABD Dışişleri Bakanlığı, vatandaş olmayan bir kişinin iadesi için tüm süreç tamamlanmış, federal düzeyde iade kararı alınmış bile olsa, “insani ya da siyasi nedenlerle” bu iadeyi durdurma hakkına sahip sahip. Yani Gülen’in iade edilip edilmeyeceğine ilişkin son kararı yine ABD Hükümeti verecek.

(Zeynep Gürcanlı / Sözcü)

Celal Bayar Üniversitesi’nde 102 kişi görevden uzaklaştırıldı

Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nde Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında toplam 102 personel görevinden uzaklaştırıldı.


Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde 8 dekanın YÖK’e istifalarını sunmasının ardından, Fethullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, üniversitede bünyesindeki toplam 102 personel görevinden uzaklaştırıldı. Rektör Prof. Dr. Kemal Çelebi, FETÖ’nün darbe girişimine yönelik 15 Temmuz sonrasında üniversite personeline yönelik titiz bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “Üniversitemizde FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili olarak yürütülen çalışmalar sonucu Anayasa’nın 15. ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesi gereği çeşitli birimlerde görevli 84’ü akademik, 18′ i idari personel olmak üzere toplam 102 kişi görevden uzaklaştırılmıştır” diye konuştu.

Rektör Prof. Dr. Çelebi, soruşturmanın devam ettiğini belirterek, bundan sonra da görevden uzaklaştırmaların olabileceğini ifade etti. DHA

62 Kuleli Askeri Lise öğrencisi tutuklandı

Kuleli Askeri Lisesi’nde 9, 10, 11 ve 12’inci sınıflarda okuyan 62 askeri öğrenci, darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklandı. Öğrencilerin kokteyl var diye okula çağrıldıkları, tatbikat adı altında ise öğrencilere boş şarjörlü G3’ler verildiği ve başarılı olursalar bütünleme sınavından geçecekleri sözünün verildiği öğrenildi.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen darbe girişimine ilişkin soruşturmasında Nöbetçi Hakimliğe sevk edilen 62 askeri öğrencinin sorgusu sona erdi. Kuleli Askeri Lisesi'nde okuyan ve yaşları 14 ile 17 arasında değişen 62 öğrencinin sorgu esnasında suçlamaları reddettikleri öğrenildi.

Savunmalarında benzer ifadeler kullanan öğrencilerin sorguda, 15 Temmuz 2016 tarihinde okulda yalnızca bütünleme sınavı olan öğrencilerin bulunduğunu, diğer öğrencilerin ise velilerinin aranarak, “Okulda saat 15.00'te kokteyl olacak. Sizin çocuğunuzun da katılmasını uygun bulduk” denildiğini söyledikleri öğrenildi.

Bu çağrı üzerine öğrencilerin saat 15.00'de okulda oldukları ancak kokteylin önce 18.00'e daha sonra 21.00'e ertelendiğinin duyurulduğu aktarıldı. Saat 20.30 sıralarında bütün öğrencilere kamuflajlarınızı giyin tatbikat olacak şeklinde duyuru yapıldığı, aralarında daha önce hiç silah tutmamış olanların da bulunduğu öğrencilere boş şarjörlü G3 silahı dağıtıldığı ifade edildi. Hatta bazı öğrencilere, tatbikatta başarılı olurlarsa bütünleme sınavından geçecekleri sözü verildi.

Tam teçhizatlı olarak hazırlanan öğrencilerin bir kısmı Küçüksu'ya bir kısmı ise Beykoz'a gönderilirken, 11'inci sınıf öğrencilerinin okulu korumakla görevlendirildikleri aktarıldı. Halkın okul önünde toplanması üzerine komutanları öğrencileri geri çektiği, kalabalığın dağılması için yarbay ve askerlerin havaya ateş ettiği kaydedildi.

Olayların büyümesi üzerine öğrencilerin okula geri sokulduğu, öğrencilerin darbe girişimi olduğunu Cumhurbaşkanının bir televizyon kanalına yaptığı görüntülü bağlantısını izledikten sona öğrendikleri belirtildi. Komutanların televizyonu kapatarak öğrencilere yatmalarının, sabah da erken kalkmalarının emredildiği ifade edildi.

Ertesi sabah uyanan öğrencilere evlerine gitmeleri yalnızca bütünleme sınavına girecek olan öğrencilerin okulda kalmaları duyurulduğu ifade edildi. Evlerine gitmek için okuldan çıkan öğrenciler, Kuleli Askeri Lisesi'nin 200 metre ilerisinde diğer öğrenciler ise okulun içinde gözaltına alındıkları belirtildi.

Nöbetçi hakimlik 62 öğrencinin tamamını, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “Anayasal düzen ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından tutuklandı. Kararda, şüphelilerin serbest kalmalarının, suçun hiçbir karanlık nokta kalmadan tüm unsurlarıyla ortaya konulması suretiyle aydınlatılması ve böylece şüpheliler hakkında açılması muhtemel kamu davasının selametle sonuçlandırılması bakımından sakıncalı olacağı ifade edildi. Adli kontrol hükümlerinin hiçbirinin bu sakıncaları giderme ve ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları bertaraf edebilme niteliğine sahip olmadığı kaydedildi.

Kararda, FETÖ üyeliği ile suçlanan şüpheli ve sanıkların kaçtıkları hatırlatılarak, “Soruşturmaya konu olaylarla ilgili olarak şikayetçi ve mağdurların tam olarak tespit edilerek, henüz şüpheliler hakkındaki şikayet ve beyanların alınamamış olması, delil toplama işlemlerinin halen devam etmesi nedeniyle delilleri karartacakları gibi, soruşturmaya konu eylemleri yeniden gerçekleştirebilecekleri yolunda hakimliğimizde kuvvetli şüphe uyandırmıştır” denildi.

Yaşları 14 ile 17 arasında değişen 62 askeri lise öğrencisi tutuklama kararının ardından cezaevlerine gönderildi.  Sözcü