Hürriyet'in haberine göre 15 Temmuz darbe girişiminden sonra birçok darbecinin, mağdurun, tanığın ifadeleri ile darbeciler tarafından hazırlanmış bazı planlar ortaya çıktı. Son olarak, 16 Temmuz sabahından itibaren uygulanacak sıkıyönetim planları deşifre oldu. Ancak, darbeden sonra nasıl bir siyasi düzen kurulacağı, hükümetin, Meclis’in yerine hangi yapılar getirileceğine dair hiçbir bilgi ya da belgeye ulaşılamadı.
Soruşturmayı yürüten yetkililer ve siyasilere göre iki ihtimal var: İlki, soruşturma derinleştikçe ortaya çıkacak. İkinci ve genel kanaat ise ‘darbe başarılı olsaydı FETÖ’nün yeni bir devlet inşa etmeyi planladığı’ yönünde. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Humeyni gibi gelecekti. Bambaşka bir Türkiye olacaktı, O Türkiye’yi tahayyül bile etmek istemem” dedi. Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise “Bunlar her şeyi yıkmak, hükümeti değil devleti devirmek ve tamamen kendi hâkimiyetlerini, esaret rejimi kurmak istiyor. Hesap bu. Bir Başbakan atayacağız, Meclis tekrar şu tarihte açılacak...Böyle birşey olmayacaktı” yorumunu yaptı.
Siyasi planı nedir?
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kanlı darbe girişimi sonrasında üç önemli belge ele geçirildi. İlki Genelkurmay Başkanlığı ele geçirildikten sonra birliklere gönderilen emir yazısıydı. İkinci belge, darbe sonrasında görev alacak sıkıyönetim komutanlarının listesiydi. Son bulunan da sıkıyönetim uygulamasının nasıl olacağını anlatan bir belge oldu. Bu belgeler ve ifadeler sayesinde darbeciler konusunda büyük bir veri bankası oluşturulurken, bir taraftan da ‘siyasi plan’ araştırılmaya başlandı. Soruşturmayı yönetenler ve iktidar, darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahından itibaren nasıl bir siyasi düzene geçileceği sorusuna yanıt aramaya başladı.
Bozdağ: Humeyni gibi gelecekti
Ankara’nın konuştuğu bu soruyu yönelttiğimiz Adalet Bakanı Bozdağ, şu yanıtı verdi: “Humeyni gibi gelecekti, kendi düzenlerini kuracaklardı. Bambaşka bir Türkiye olacaktı. Başarılı oldukları bir Türkiye’yi tahayül bile edemiyorum. Adamlar ‘devlet benim’ diyor. Hedefleri çok net. Daha önce ‘Fetullah Gülen, Humeyni’nin dönüşü gibi dönecek’ dediğimde itiraz etmişlerdi. Hedefe ulaşmak için her şeyi meşru gören bir yapıdan söz ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine gizlenmiş bir terör örgütü bulamazsınız. Ancak bunların hepsi ortaya çıkacak. Daha ifadeler bitmedi. Yoğunluk nedeniyle hızlı alınıyor. Kamera kayıtları, telefon kayıtları, dijita haberleşme kayıtları, MOBESE’ler, telefon mesajları daha tam olarak analiz edilmedi. Belki yeni ifadelere göre ek ifadeler alınacak. O zaman pek çok şey ortaya çıkacak.”
Akdoğan: Sistem lağvedilecekti
Aynı soruya, 2013’te bir yazısında Balyoz, Ergenekon gibi davaları değerlendirirken ‘Milli orduya kumpas kuruldu’ ifadesini kullanan Yalçın Akdoğan da şu yanıtı verdi: “Bu klasik bir darbe olsaydı belki bizi asarlardı, cezaevine koyarlardı. Ama Türkiye’de çocuklarımız, gelecek nesiller yine kendi hayatlarını yaşarlardı. Bu darbe başarılı olsaydı sadece bizi asmakla kalmazlardı gelecek kuşakları da kaybederdik. Esaret rejimi kurulurdu, tamamen uydu bir ülke ve içeride farklı olan hiç kimsenin nefes alamayacağı bir yapı oluşurdu. Bunlar her şeyi yıkmak, hükümeti değil devleti devirmek ve tamamen kendi hâkimiyetlerini, esaret rejimi kurmak istiyor. Hesap bu. Bir Başbakan atayacağız, Meclis tekrar şu tarihte açılacak... Böyle birşey olmayacaktı. Bunlar tamamen sistemin lağvedilmesini amaçlamış. Normal diğer darbeciler gibi arkada Atatürk posteri çıkacak, statüko korunacak, böyle bir şey yok.”