Suriye'de koalisyon güçlerinin hava desteğinde 1 Haziran'da başlatılan operasyonda PYD'nin başı çektiği Suriye Demokratik Güçleri, 2014'ten beri işgal altında olan Menbiç'i IŞİD'ten temizledi. IŞİD'in kentten çekilmesiyle birlikte örgütün baskısından kurtulan halkın sevinci objektiflere yansıdı. IŞİD'in sigara yasağından kurtulan kadınların yaptığı ilk iş sigara ile poz vermek oldu. Erkekler de sakallarını traş ettirdi. O anların fotoğrafları bütün dünyada yankı buldu. (cnntürk)
13 Ağustos 2016 Cumartesi
Başbakanın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davayı geri çekti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret nedeniyle açtığı davaları geri çekmesinin ardından aynı adımı atan Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteciler hakkındaki davaları geri çekmedi. Yıldırım'ın geri çektiği davalar arasında Soner Yalçın, Uğur Dündar'a açtığı davalar da var. Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davadan vazgeçti.
Hürriyet'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında bazı gazeteciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmişti.
Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası oluşan toplumsal mutabakat ortamına katkıda bulunmak amacıyla aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu isimlere yönelik açtığı davaları geri çekeceğini açıklamıştı.
Bu arada, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da şarkıcı Semiha Yankı hakkında açtığı davayı geri çekti.
Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, şarkıcı Semiha Yankı'ya neden dava açmıştı
Şarkıcı Semiha Yankı, “Bismillahirrahmanirrahim…İyi geceler” notuyla Başbakan Binalı Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşmıştı. Semiha Yankı'nın paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.
Hürriyet'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında bazı gazeteciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmişti.
Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası oluşan toplumsal mutabakat ortamına katkıda bulunmak amacıyla aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu isimlere yönelik açtığı davaları geri çekeceğini açıklamıştı.
Bu arada, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da şarkıcı Semiha Yankı hakkında açtığı davayı geri çekti.
Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, şarkıcı Semiha Yankı'ya neden dava açmıştı
Şarkıcı Semiha Yankı, “Bismillahirrahmanirrahim…İyi geceler” notuyla Başbakan Binalı Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşmıştı. Semiha Yankı'nın paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.
Adil Öksüz Fethullah Gülen'in dizlerinin dibinde
15 Temmuz darbe girşiminin en kritik isimlerinden olan Adil Öksüz'ün, Pensilvanya'da Fethullah Gülen'in dizlerinin dibindeki görüntüleri ortaya çıktı.
Darbe girişiminde Akıncı Hava Üssü'nde yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan örgütün 'Hava Kuvvetleri imamı' olarak tanınan YRD. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün Pensilvanya'da iki çocukla birlikte Fethullah Gülen'in dizinin dibindeki görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı.
FETÖ terör örgütünün kilit üyesi olmakla suçlandıktan sonra Türkiye'yi terk ederek Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçan Tuncay Opçin tarafından Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün görüntüleri paylaşıldı. Tuncay Opçin'in sosyal medyada, 'Hava Kuvvetleri imamımız havalanıp uçtu. Mehdi hazretlerinin dizinin dibine kondu' açıklamasıyla paylaştığı videoda Yrd. Doç. Dr. Adil Öksüz'ün Fethullah Gülen'in önünde diz çöktüğü, iki çocuğun Gülen'e şiir okuduğu görülüyor. Videoda Öksüz dışında iki kadın daha olduğu görüldü. Görüntüler hangi tarihte çekildiği ise bilinmiyor. DHA
Ali Koç: '15 Temmuz darbe girişimi laik eğitimin önemini gösterdi'
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, darbe girişiminin laikliğin önemini gösterdiğine işaret ederek, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyesi olan 600'ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" konulu toplantıda bir araya getirdi. Swiss Otel'de dün gerçekleşen toplantıda konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin eğitimde laikliğin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Koç, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır" dedi.
"Demokrasi sınavını topyekun başarıyla verdik"
"Ülke olarak oldukça zor günleri geride bıraktık" diyen Koç," 15 Temmuz'da memleketimizin karşı karşıya kaldığı darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliği hedef alındı. Bu girişim; halkımızın devletimizin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, liderlerimizin ve kolluk kuvvetlerimizin demokrasiye olan inancıyla bertaraf edildi. Hepimize tekrar geçmiş olsun. Önemli bir demokrasi sınavını topyekun başarıyla geçtik. Millet olarak demokrasiye hiçbir müdahalenin kabul edilemez olduğunu ortaya koyup, demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıktık. Ancak felaketin eşiğinden döndüğümüz de bir gerçek. Bunu unutmayalım, hatırlayarak bu noktaya nasıl gelindiğini, iyi tahlil ederek, bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, gerekli sistemlerin ve süreçlerin inşa edilmesi geleceğimiz açısından son derece önemlidir" diye konuştu.
"Ülkem varsa ben de varım"
15 Temmuz'da yaşamını yitirenleri saygıyla andığını söyleyen Koç, "Topluluğumuzun ana ilkesi olarak sıkça dile getirdiğimiz, kurucumuz merhum Vehbi Koç'un ' 'ülkem varsa ben de varım' sözünü, çok da bilinmeyen devamını bugünlerde paylaşmanın doğru olduğu inancıyla, sizlere açıklamak istiyorum. Vehbi bey o dönemde aynan şöyle demişti: 'Benim Anayasam şudur; devletim ve ülkem var oldukça, ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız.Memleketimizin ekonomisini güçlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe. demokrasi daha iyi yerleşir. Dünyadaki itibarımız artar'. Yaşayarak görüyoruz ki, bir ülkenin güçlü mevcudiyeti için demokrasinin, ekonomik gelişmişliğin ve kalkınmanın önemi ve bunlar arasındaki bağ hiç değişmiyor. Hatta son dönemlerde giderek artıyor" ifadelerini kullandı.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi
Kamu ve özel sektörün koordinasyonla yürüyerek, 2023 hedeflerine tekrar sıkı sıkı sarılması gerektiğini söyleyen Koç, "Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girme irademizi, iradeyle devam ettirilmesi çok çok önemlidir. 10 olmaz, 12 olur. 11 olur, 13 olur ama bu hedef son derece önemlidir ve hepimizin çorbada tuzu olabilecek bir hedeftir. Ve inşallah da gerçekleşecektir. İkincisi katma değerli üretim ve ihracatı arttırmak için İnovasyon ve teknolojiyi merkeze alan, bir modelle, devlet ve özel sektör hiç olmadığı kadar bir biriyle yan yana ve eş güdümle çalışmalıdır. Üçüncüsü, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan istihdama yönelik, kalıcı ve etkili bir formül için de aynı şekilde tüm kesimlerin bir araya gelmesi önem taşımaktadır. Son olarak eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır. Nasıl ki 15 temmuz süreci kamuda sorumluluk sahibi yerlere gelmenin tamamen ve sadece liyakat temelli olmanın önemini gösterdiyse, aynı şekilde özel sektör muhatap olduğu her türlü sürecin de şeffaf bir şekilde olması herkesi teşvik edecektir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz"şeklinde konuştu.
"Haklı kalmamız gerekmektedir"
Son bir kaç yılda hükumetin sanayicilere daha önce rastlanmamış teşvikler sunduğunu söyleyen Ali Koç, "İnanıyorum ki bu teşviklerle ihtiyacımız olan yeni bir sanayi hamlesini başlatabileceğiz. Bugün bu salonda Türkiye olan güvenimizi aktarıyoruz. Yurt dışında daha bir gür sesle son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketimizin ekonomik potansiyelini ve genel potansiyelinin anlatmanın zamanıdır. Çünkü bizlerin bile anlamakta güçlük çektiği son olayları, yabancıların hemen anlamaması gayet normal diyelim. Bizim haklı olmak kadar, haklı kalmamız gerekmektedir"dedi.
"Yeni bir yatırım hamlesini başlatacağız"
Son beş yılda yaptıkları 30 milyar TL'lik yatırımın, ülkenin geleceğine duydukları güvenin göstergesi olduğunu söyleyen Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, "Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırım çekebilmesi için olmazsa olmaz hususları; güvenilir ve adil bir hukuk sistemi, uluslararası standartlarda bir demokrasi, nitelikli işgücü ve Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik ve katma değeri teşvik eden bir ekosistemdir. Son birkaç yılda hükümetimiz, sanayicilerimize Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı teşviklerini sundu. İnanıyorum ki, bu teşvikler ve bütünsel stratejiler ile ihtiyacımız olan yeni bir 'Yatırım Hamlesi'ni başlatabileceğiz" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyesi olan 600'ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" konulu toplantıda bir araya getirdi. Swiss Otel'de dün gerçekleşen toplantıda konuşan Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişiminin eğitimde laikliğin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Koç, "Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır" dedi.
"Demokrasi sınavını topyekun başarıyla verdik"
"Ülke olarak oldukça zor günleri geride bıraktık" diyen Koç," 15 Temmuz'da memleketimizin karşı karşıya kaldığı darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliği hedef alındı. Bu girişim; halkımızın devletimizin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, liderlerimizin ve kolluk kuvvetlerimizin demokrasiye olan inancıyla bertaraf edildi. Hepimize tekrar geçmiş olsun. Önemli bir demokrasi sınavını topyekun başarıyla geçtik. Millet olarak demokrasiye hiçbir müdahalenin kabul edilemez olduğunu ortaya koyup, demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıktık. Ancak felaketin eşiğinden döndüğümüz de bir gerçek. Bunu unutmayalım, hatırlayarak bu noktaya nasıl gelindiğini, iyi tahlil ederek, bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, gerekli sistemlerin ve süreçlerin inşa edilmesi geleceğimiz açısından son derece önemlidir" diye konuştu.
"Ülkem varsa ben de varım"
15 Temmuz'da yaşamını yitirenleri saygıyla andığını söyleyen Koç, "Topluluğumuzun ana ilkesi olarak sıkça dile getirdiğimiz, kurucumuz merhum Vehbi Koç'un ' 'ülkem varsa ben de varım' sözünü, çok da bilinmeyen devamını bugünlerde paylaşmanın doğru olduğu inancıyla, sizlere açıklamak istiyorum. Vehbi bey o dönemde aynan şöyle demişti: 'Benim Anayasam şudur; devletim ve ülkem var oldukça, ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız.Memleketimizin ekonomisini güçlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe. demokrasi daha iyi yerleşir. Dünyadaki itibarımız artar'. Yaşayarak görüyoruz ki, bir ülkenin güçlü mevcudiyeti için demokrasinin, ekonomik gelişmişliğin ve kalkınmanın önemi ve bunlar arasındaki bağ hiç değişmiyor. Hatta son dönemlerde giderek artıyor" ifadelerini kullandı.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi
Kamu ve özel sektörün koordinasyonla yürüyerek, 2023 hedeflerine tekrar sıkı sıkı sarılması gerektiğini söyleyen Koç, "Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girme irademizi, iradeyle devam ettirilmesi çok çok önemlidir. 10 olmaz, 12 olur. 11 olur, 13 olur ama bu hedef son derece önemlidir ve hepimizin çorbada tuzu olabilecek bir hedeftir. Ve inşallah da gerçekleşecektir. İkincisi katma değerli üretim ve ihracatı arttırmak için İnovasyon ve teknolojiyi merkeze alan, bir modelle, devlet ve özel sektör hiç olmadığı kadar bir biriyle yan yana ve eş güdümle çalışmalıdır. Üçüncüsü, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan istihdama yönelik, kalıcı ve etkili bir formül için de aynı şekilde tüm kesimlerin bir araya gelmesi önem taşımaktadır. Son olarak eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz'da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır. Nasıl ki 15 temmuz süreci kamuda sorumluluk sahibi yerlere gelmenin tamamen ve sadece liyakat temelli olmanın önemini gösterdiyse, aynı şekilde özel sektör muhatap olduğu her türlü sürecin de şeffaf bir şekilde olması herkesi teşvik edecektir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz"şeklinde konuştu.
"Haklı kalmamız gerekmektedir"
Son bir kaç yılda hükumetin sanayicilere daha önce rastlanmamış teşvikler sunduğunu söyleyen Ali Koç, "İnanıyorum ki bu teşviklerle ihtiyacımız olan yeni bir sanayi hamlesini başlatabileceğiz. Bugün bu salonda Türkiye olan güvenimizi aktarıyoruz. Yurt dışında daha bir gür sesle son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketimizin ekonomik potansiyelini ve genel potansiyelinin anlatmanın zamanıdır. Çünkü bizlerin bile anlamakta güçlük çektiği son olayları, yabancıların hemen anlamaması gayet normal diyelim. Bizim haklı olmak kadar, haklı kalmamız gerekmektedir"dedi.
"Yeni bir yatırım hamlesini başlatacağız"
Son beş yılda yaptıkları 30 milyar TL'lik yatırımın, ülkenin geleceğine duydukları güvenin göstergesi olduğunu söyleyen Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, "Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırım çekebilmesi için olmazsa olmaz hususları; güvenilir ve adil bir hukuk sistemi, uluslararası standartlarda bir demokrasi, nitelikli işgücü ve Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik ve katma değeri teşvik eden bir ekosistemdir. Son birkaç yılda hükümetimiz, sanayicilerimize Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı teşviklerini sundu. İnanıyorum ki, bu teşvikler ve bütünsel stratejiler ile ihtiyacımız olan yeni bir 'Yatırım Hamlesi'ni başlatabileceğiz" dedi.
Şehit Halisdemir'in adı kızının okuduğu okulda yaşayacak
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın FETÖ/PDY terör örgütü tarafından ele geçirilmesini engelleyen, şehit Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'in adı kızının da okuduğu okulda yaşayacak.
Ankara Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sırasında, Özel Kuvvetler Komutanlığının FETÖ/PDY tarafından ele geçirilmesini engelleyen, kahraman şehit Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'in adı, kızının da eğitim gördüğü Etimesgut ilçesindeki Bilgi Anadolu Lisesi'ne verildi.
Şehit Halisdemir'in, Özel Kuvvetler Komutanlığını savunurken, darbeci tuğgenerali, komutanından aldığı emri yerine getirerek vurduğu ve orada şehit olduğunun belirtildiği açıklamada, bu kahramanlıkla ülke tarihinin seyrini değiştirdiği ve milletin gönlünde taht kurduğu vurgulandı.
Açıklamada, "Şanlı tarihimize yeni bir sayfa açan şehidimiz Ömer Halisdemir, gençliğin kahramanlık timsali olarak gelecek nesillere vatanseverliğini, cesaretini ve adını miras bırakmıştır. Bu miras, eski adıyla Bilgi Anadolu Lisesi, yeni adıyla 'Şehit Ömer Halisdemir Anadolu Lisesi'nde okuyan ve okuyacak olan gençlerimize emanet edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
Osmanlı şehzadesi dünyaya geldi
Osmanlı hanedan ailesine yeni bir şehzade daha eklendi. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın 5'inci kuşak torunu Abdülaziz Osmanoğlu dünyaya geldi. Bu doğumun ardından hayattaki Osmanlı şehzadesi sayısı 26 oldu.
Osmanlı hanedanı üyesi Şehzade Harun Osmanoğlu, dokuzuncu torununa kavuştu. Abdülhamid Kayıhan ve Walaa Osmanoğlu çiftinin ikinci çocuğu olan ve Muhammed Abdülaziz ismi verilen küçük şehzade, 11 Ağustos 2016 günü Bahçelievler'deki özel bir hastanede saat 10.00’da gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla dünyaya geldi.
Hastanede Abdülhamid Kayıhan ve Walaa Osmanoğlu çiftinin ailesi, küçük şehzadenin dedesi Harun Osmanoğlu, babaannesi Farizet Osmanoğlu, halası Nurhan Osmanoğlu, anneannesi Najwa Ghuniem ve abisi Harun Osmanoğlu 26'ncı şehzadenin hayata gelmesini bekledi.
Küçük şehzadenin dedesi Harun Osmanoğlu, “Çok mutluyum. Allah bağışlasın. Dua ediyorum, inşallah büyük alim olsun. Dindar bir adam olsun” diye konuştu. Babaannesi Farizet Osmanoğlu ise “Maşallah, en son torunum oldu. Son olmaz, çok olur inşallah. Adı Abdülaziz. 5'inci kuşak torun. Çok mutluyum” dedi.
İstanbul’da doğan ilk şehzade unvanını taşıyor
Küçük şehzadenin dedesi, 34. Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın 3'üncü kuşak torunu Harun Osmanoğlu, ikisi erkek, biri kız üç çocuğu, 9 torunu ve iki de torun çocuğu ile İstanbul’da yaşıyor. Minik şehzadenin babası Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ise Hanedan ailesine uygulanan 50 yıllık sürgünün 1974’te bitmesinden sonra İstanbul’da doğan ilk şehzade unvanını taşıyor.
Hayattaki Osmanlı şehzadesi sayısı 26
Osmanlı hanedanına mensup, halen hayatta olan 26 şehzadeden en yaşlısı, Sultan Abdülmecid Han’ın 3'üncü kuşak torunu olan 1924 doğumlu Osman Bayezid Efendi. Yeni doğan Abdülaziz Efendi ise Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın 5'inci kuşak torunu. En yaşlı ile en genç şehzade arasındaki yaş farkı 92.
Osmanlı hanedanı üyesi Şehzade Harun Osmanoğlu, dokuzuncu torununa kavuştu. Abdülhamid Kayıhan ve Walaa Osmanoğlu çiftinin ikinci çocuğu olan ve Muhammed Abdülaziz ismi verilen küçük şehzade, 11 Ağustos 2016 günü Bahçelievler'deki özel bir hastanede saat 10.00’da gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla dünyaya geldi.
Hastanede Abdülhamid Kayıhan ve Walaa Osmanoğlu çiftinin ailesi, küçük şehzadenin dedesi Harun Osmanoğlu, babaannesi Farizet Osmanoğlu, halası Nurhan Osmanoğlu, anneannesi Najwa Ghuniem ve abisi Harun Osmanoğlu 26'ncı şehzadenin hayata gelmesini bekledi.
Küçük şehzadenin dedesi Harun Osmanoğlu, “Çok mutluyum. Allah bağışlasın. Dua ediyorum, inşallah büyük alim olsun. Dindar bir adam olsun” diye konuştu. Babaannesi Farizet Osmanoğlu ise “Maşallah, en son torunum oldu. Son olmaz, çok olur inşallah. Adı Abdülaziz. 5'inci kuşak torun. Çok mutluyum” dedi.
İstanbul’da doğan ilk şehzade unvanını taşıyor
Küçük şehzadenin dedesi, 34. Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın 3'üncü kuşak torunu Harun Osmanoğlu, ikisi erkek, biri kız üç çocuğu, 9 torunu ve iki de torun çocuğu ile İstanbul’da yaşıyor. Minik şehzadenin babası Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu ise Hanedan ailesine uygulanan 50 yıllık sürgünün 1974’te bitmesinden sonra İstanbul’da doğan ilk şehzade unvanını taşıyor.
Hayattaki Osmanlı şehzadesi sayısı 26
Osmanlı hanedanına mensup, halen hayatta olan 26 şehzadeden en yaşlısı, Sultan Abdülmecid Han’ın 3'üncü kuşak torunu olan 1924 doğumlu Osman Bayezid Efendi. Yeni doğan Abdülaziz Efendi ise Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın 5'inci kuşak torunu. En yaşlı ile en genç şehzade arasındaki yaş farkı 92.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 8 üniversiteye rektör atadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 üniversiteye rektör atadı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, anayasanın 130. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13. maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından 8 üniversiteye rektör atamalarını gerçekleştirdi.
Buna göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Tümay'ı, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ömer Çomaklı'yı, Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Talip Gül'ü, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Adnan Kasman'ı, Ege Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Cüneyt Hoşcoşkun'u, Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ'ı, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. Mehmet Karaca'yı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Sait Bilgiç'i atadı.
Hakkarililer: İlçe olursak Irak’a göç ederiz
Hakkari'nin il statüsünden çıkarılma kararını protesto eden Hakkarililer kornalı eylem yaptı. Eylem sonrası açıklama yapan Hakkari Şöförler ve Otomobilciler Cemiyeti Başkanı Abdi Aslan, Hakkari'nin ilçe olması halinde Irak'a göç edeceklerini söyledi.
İl statüsünden çıkarılma kararı sonrası her gün farklı eylemler yapan Hakkarililer, bu kez araçlarıyla konvoy halinde korna eylemi yaptı.
İl merkezinden araçlarına 'Hakkarime dokunma' yazısı asarak yola çıkan Hakkarililer, korna çalarak il çıkışındaki Depin mevkiine geldi. Burada araçlarından inen Hakarililer adına Hakkari Şöförler ve Otomobilciler Cemiyeti Başkanı Abdi Arslan açıklama yaptı.
Hakkari göç edecek
Hakkari'nin il statüsünden çıkarılması halinde en yakın komşu ülkeye göç edecelerini belirten Arslan, bu tablonun da 3 milyon mülteci barından Türkiye'ye yakışmayacağını söyledi.
Arslan,"1936'da il olan Hakkari; Sümerler, Asuriler, Babiller, Medler gibi büyük medeniyetleri içine sığdıran ve her zaman gündemde kalma özelliğini taşımıştır. Hakkari'nin il olmaktan çıkarılması ile ilgili tasarının halka rağmen, halkın gönlü alınmadan meclise gönderilmesi ilde yaşayan tüm halkımızı derinden üzmüştür. 15 Temmuz'da ülkemizi darbelerle yıkmaya çalışan çete zihniyetin planları tutmuş ve bararılı olmuş olsaydı, bugün Hakkari ilimizde de belki bir çoğumuz hayatta olmayabilirdik. Bu darbe girişimi yürekli halkın canları pahasına direnişiyle püskürtülmüştür. Görülüyor ki, halka rağmen halkın hesaba katılmadığı her çalışma darbede olduğu gibi, tekrar halktan geri dönecek ve başarısız olacaktır" dedi. DHA
FETÖ soruşturmasında hakim ve savcı dalgası
Darbe girişiminin ardından başlayan FETÖ soruşturmasında İstanbul'da 22, Sakarya'da 3, Kayseri'de 2 hakim ve savcı tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından açığa alınan 648 hakim ve savcıdan İstanbul'da görev yapan ve gözaltına alınan 22'si tutuklandı.
İSTANBUL: 22 hakim-savcı tutuklandı
İstanbul'da adliyeye sevk edilen 48 hakim ve savcıdan 22'si "FETÖ/ PDY'ye üye olmak" suçlamasıyla tutuklandı. 24 hakim ve savcı hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. 2 hakim ve savcının, savcılık işlemleri hala devam ederken 19 hakim ve savcıyı arama çalışmalarının ise devam ettiği ögrenildi.
Soruşturma kapsamında, Bakırköy Adalet Sarayı'ndan 8, Büyükçekmece Adliyesi'nden 1, Küçükçekmece Adliyesi'nden 1, Gaziosmanpaşa Adliyesi'nden 4, Bölge Adliye Mahkemesi'nden 2, İstanbul Adliyesi'nden 26, Anadolu Adliyesi'nden 9, Silivri Adliyesi'nden 2 ve Bölge İdare Mahkemesi'nden de 14 olmak üzere 67 hakim ve savcı hakkında gözaltı kararı verilmişti.
SAKARYA: 2 hakim 1 savcı tutuklandı
Sakarya'da yürütülen soruşturma kapsamında da 2 hakim ve 1 savcı tutuklandı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 648 savcı ile hakimin açığa alınarak haklarında kovuşturma izni verilmesi üzerine Sakarya'da düzenlenen operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 9 hakim ve 4 savcının sorgusu tamamlandı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan 2 hakim ve 1 savcı tutuklandı; 7 hakim ve 3 savcı ise adli kontrol ve yurt dışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı.
Hakkında gözaltı kararı bulunan diğer 1 hakimin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
HSYK tarafından 648 savcı ile hakimin açığa alınarak kovuşturma izni verilmesi üzerine Sakarya'da 14 hakim ve savcı hakkında arama kararı çıkartılmıştı. 9 hakim ve 4 savcı gözaltına alınmış, 1 hakim için ise arama kararı çıkartılmıştı.
KAYSERİ: 2 hakim tutuklandı
Kayseri'de gözaltına alınan 6 yargı mensubundan ise 2'si tutuklandı. Kentte gözaltına alınan bir cumhuriyet savcısı ve 5 hakim, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden, hakimler Abidin Gürpınar ve Mehmet Mutlu Bartan mahkemece tutuklandı. Cumhuriyet Savcısı M.Y. ile hakimler B.Y, S.M.K. ve B.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. cnntürk
Zekeriya Öz ve Adil Öksüz yakalandı iddiası ortalığı karıştırdı
Eski Savcı Zekeriya Öz ve Akıncı İmamı Adil Öksüz'ün önceki gün Batum'da görüldüğü, yapılan ihbarın ardından da yakalandı iddiası ortalığı karıştırdı. Konuyla ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu bilgi doğru değildir. Gürcü yetkililerle yakın temas içindeyiz. Her türlü detay, bilgi, ihbar titizlikle değerlendiriliyor" dedi.
DHA'nın geçtiği habere göre, Artvin'in Sarp Sınır Kapısı'ndan geçen yıl Gürcistan'a kaçan Ergenekon ve 17 Aralık soruşturması savcısı Zekeriya Öz'ün, önceki gün Batum'da görüldüğü ihbarı ortalığı karıştırdı.
'Zekeriya Öz'ü gördüm' ihbarı
HSYK tarafından meslekten ihraç edilen eski Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, geçen yıl Ağustos ayında, hakkında yakalama kararı çıkarılmadan kısa süre önce Sarp Sınır Kapısı'ndan Gürcistan'ın Batum kentine kaçtı. Önceki gün Batum’dan gelen bir Türk vatandaşının Zekeriya Öz'ü gördüğünü ihbar etmesi üzerine Türk makamları bu ülkenin güvenlik birimleri ile temasa geçti. Konsolosluk yetkilileri de harekete geçerek olayı araştırdı. Ancak ihbarı yapan kişinin verdiği adreste ve çevresinde Savcı Zekeriya Öz bulunamadı. İhbarda bulunan kişi ise yanılmış ve gördüğü kişiyi Savcı
Öz’e benzetmiş olabileceğini söyledi.
Eski CHP milletvekili de Zekeriya Öz ve Adil Öksüz yakalandı iddiasında bulundu
Savcı kökenli eski CHP milletvekili Ali Özgündüz de Zekeriya Öz ve Adil Öksüz'ün yakalandığını iddia etti. Kişisel Twitter hesabından açıklama yapan Özgündüz, şunları yazdı:
"Aldığım özel bilgiye göre Zekeriya Öz ve Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz komşu bir ülkede tesadüfen yakalandı!.. Bir restaurantta yemek yerken tesadüfen orda bulunan bir Türk vatandaşı resimlerini çekip durumu ihbar etmesi üzerine gözaltına alınmışlar..."
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Bu iddialar doğru değil
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı. Çavuşoğlu, Zekeriya Öz ve Adil Öksüz’ün Gürcistan’da yakalandığını iddialarına ilişkin soruya, "Şu anda bu bilgi doğru değildir. Ama değişik ihbarlar geliyor. Bunların hepsi değerlendiriliyor. Gürcü yetkililerle yakın temas içindeyiz. Her türlü detay, bilgi, ihbar titizlikle değerlendiriliyor" dedi.
"Avrupa‘ya gidip geldiği bilgisi var"
Gürcistan’da olabileceklerine dair şüphenin olup olmadığına ilişkin soruya Çavuşoğlu, "Zekeriya Öz daha önce Gürcistan’a kaçmıştı. Gümrük kapısındaki kameralarda tespit edilmişti. Avrupa‘ya gidip geldiği bilgisi var. Bize gelen her bilgiyi sadece bu ikisi için değil, diğer kaçanlarla ilgili her bilgiyi inceliyoruz, takip de ediyoruz. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar izlerini süreceğiz" ifadelerini kullandı.
Hakan Şükür'ün babası gözaltında fenalaşıp hastaneye kaldırıldı
Eski milli futbolcu ve milletvekili Hakan Şükür'ün dün gözaltına alınan babası Selmet Şükür, Sakarya Emniyet Müdürlüğünde fenalaşınca hastaneye kaldırıldı.
Alınan bilgiye göre, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan ve dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınan Selmet Şükür, il emniyet müdürlüğünde sorgu sırasında fenalaştı.
Yüksek şeker sorunu bulunan Selmet Şükür, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan Selmet Şükür, dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınmıştı.
Alınan bilgiye göre, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan ve dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınan Selmet Şükür, il emniyet müdürlüğünde sorgu sırasında fenalaştı.
Yüksek şeker sorunu bulunan Selmet Şükür, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında, iki gün önce hakkında resen yakalama kararı çıkartılan Selmet Şükür, dün Adapazarı ilçesinde gözaltına alınmıştı.
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
hakan şükür
İstanbul'da 8 ilçe elektriksiz kalacak
İstanbul'da Avcılar, Bayrampaşa, Esenler, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler, Fatih ve Başakşehir'in bazı mahallelerinde yatırım, bakım ve onarım faaliyetleri dolayısıyla 15 Ağustus'ta elektrik kesintisi uygulanacak.
İstanbul'da 15 Ağustos'ta Avrupa Yakası'nın bazı ilçelerinde elektrik olmayacak.
Boğaziçi Elektrik AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Avcılar'da Tahtakale Mahallesi Nar Sokak'ta 15 Ağostus'ta 08.00-13.00'te, Bayrampaşa'da Terazidere Mahallesi Elmas sokak ve civarına 08.00-18.00'de elektrik verilemeyecek.
Başakşehir'de Şahintepe Mahallesi Kaya sokak ve civarı aynı gün 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik alamazken, Bayrampaşa Kocatepe Mahallesi Kocatepe, Pazar ve Cicoz Yolu ve 50 Yıl caddeleri ile Pınar, Rüzgar, Ömür, 24., 9., 15., 19., 26 sokakları, Yıldırım Mahallesi Tuna ve Tunca sokaklarında 09.00-12.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Aynı gün, 09.00-12.00 saatleri arasında Fatih Hacı Kadın Mahallesi Muabbir, Azep Askeri, Darülhadis, Mühendis sokakları ile Vefa ve Katip Çelebi Caddeleri, Molla Hüsrev Mahallesi Akifpaşa, Himmet, sokakları ve Atatürk Bulvarı'nda,
Zeytinburnu'nda ise Merkezefendi Mahallesi 10. Yıl Caddesi ve civarına 15 Ağustos'ta 09.00-18.00'de elektrik verilmezken, Esenler Tuna Mahallesi 676 Sokak ve civarı da 09.00-16.00'da elektrik alamayacak.
Bahçelievler'de Soğanlı Mahallesi Çavuşpaşa Caddesi ile Seray, Gurbet, Karaca, İkbal, Akdeniz, Ceylan 2, İmarlı, Hülya, Karadeniz 1, Yiğiter sokakları ve civarında aynı gün 10.00-15.00 saatleri
Aynı gün, Güngören'de ise Haznedar Mahallesi İlkyuva, Kınalı ve Menderes caddeleri ile Menderes Çıkmazı, Sefa, Sönmez, Birlik, Ergene, Ege, Ordu. Yıldız sokakları ve civarına 10.00-18.00 saatleri arasında ve Avcılar Tahtakale Mahallesi Emir Sokak'ta 13.00-18.00 saatleri arasında elektrik yok.
İstanbul'da 15 Ağustos'ta Avrupa Yakası'nın bazı ilçelerinde elektrik olmayacak.
Boğaziçi Elektrik AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Avcılar'da Tahtakale Mahallesi Nar Sokak'ta 15 Ağostus'ta 08.00-13.00'te, Bayrampaşa'da Terazidere Mahallesi Elmas sokak ve civarına 08.00-18.00'de elektrik verilemeyecek.
Başakşehir'de Şahintepe Mahallesi Kaya sokak ve civarı aynı gün 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik alamazken, Bayrampaşa Kocatepe Mahallesi Kocatepe, Pazar ve Cicoz Yolu ve 50 Yıl caddeleri ile Pınar, Rüzgar, Ömür, 24., 9., 15., 19., 26 sokakları, Yıldırım Mahallesi Tuna ve Tunca sokaklarında 09.00-12.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Aynı gün, 09.00-12.00 saatleri arasında Fatih Hacı Kadın Mahallesi Muabbir, Azep Askeri, Darülhadis, Mühendis sokakları ile Vefa ve Katip Çelebi Caddeleri, Molla Hüsrev Mahallesi Akifpaşa, Himmet, sokakları ve Atatürk Bulvarı'nda,
Zeytinburnu'nda ise Merkezefendi Mahallesi 10. Yıl Caddesi ve civarına 15 Ağustos'ta 09.00-18.00'de elektrik verilmezken, Esenler Tuna Mahallesi 676 Sokak ve civarı da 09.00-16.00'da elektrik alamayacak.
Bahçelievler'de Soğanlı Mahallesi Çavuşpaşa Caddesi ile Seray, Gurbet, Karaca, İkbal, Akdeniz, Ceylan 2, İmarlı, Hülya, Karadeniz 1, Yiğiter sokakları ve civarında aynı gün 10.00-15.00 saatleri
Aynı gün, Güngören'de ise Haznedar Mahallesi İlkyuva, Kınalı ve Menderes caddeleri ile Menderes Çıkmazı, Sefa, Sönmez, Birlik, Ergene, Ege, Ordu. Yıldız sokakları ve civarına 10.00-18.00 saatleri arasında ve Avcılar Tahtakale Mahallesi Emir Sokak'ta 13.00-18.00 saatleri arasında elektrik yok.
12 Ağustos 2016 Cuma
Melih Gökçek'ten 14 Ağustos ses ve montaj kaydı iddiası
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından FETÖ’nün 14 Ağustos planlarını iddialı bir şekilde dile getirdi.. Gökçek, 14 Ağustos’ta yapılabilecek iki ihtimal bulunduğunu ve bunlardan birincisinin yeni montaj kaset ve ses kayıtları olduğunu, ikincisinin de bu tarihte ABD desteğiyle Marmara’da büyük bir deprem planlandığını açıkladı.
Gökçek iddiaları gündemi etkiledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, bir televizyon programına konuk oldu. Programda konuşan Gökçek, açıklamaları sırasında gönlünden AK Parti ile MHP’nin koalisyon yapmasının geçtiğini de söyledi. Yaklaşık 3 saat süren programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, FETÖ’nün 14 Ağustos’a ilişkin ihtimal dahilinde olan iki ayrı planı olduğunu iddia etti. Gökçek şöyle konuştu: “Fuat Avni’nin abisi olduğu iddia ediliyor. Mustafa Koçyiğit. ‘14 Ağustos 2016’da tekrar görüşmek dileğiyle, Hoşçakalın’ diye tweet atmış. Bir de Mevlana Üniversitesi bir tweet atıyor. ‘40 yıldır bin bir zahmetle ilmek ilmek örülen hizmet hareketinin bir kendini bilmez tarafından yıkılacağını mı sanıyorsunuz, bekleyin. 14 Ağustos’ta görüşmek üzere’ diye. Böyle tarihler veriliyor."
Kaset iddiası
cnntürk'ün haberine göre; İhtimallerden birincisini; “Yeniden montajlı kasetler sürüp, gündem oluşturmaya çalışacaklar. Bunların montaj olacağı yüzde de bir milyon yani” sözleriyle açıklayan Başkan Gökçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun montajlı ses ve görüntü kayıtlarının yer aldığı videoları yayınladı. Orjinallerinden ayırt edilemeyecek kadar ustaca yapılmış kayıtların izlenmesinin ardından Başkan Gökçek, “Gördünüz ayırt etmeniz mümkün mü? 17 -25 Aralık kasetleri de böyle. Çıkacak kasetler yüzde bir trilyon montaj kasetler olacak. Mesela ses bandı da yayınlayabilirler. Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu alınmasın, tenkit etmek için değil ama netice itibariyle montajların nasıl olduğunu göstermek için bunları yayınladım. Ben bunları internetten buldum” dedi.
Deprem iddiası
14 Ağustos’a ilişkin ikinci ihtimali de “Çok enteresan bir mesele” olarak nitelendiren Başkan Gökçek, Gülen’in “Marmara’da deprem olacağı”na yönelik söylediği iki ayrı video kaydı da yayınlatarak şunları söyledi: “Ben olacağına inanmıyorum da ama bunu zorlayan görüntüler bunlar. FETÖ’cüler arasında yapılan propagandaya göre söylenmek istenen şu; daha önce Gölcük’te deprem oldu. Bunun nedeni internete girerseniz buradaki bir fay hattının özellikle İsrail ve Amerika tarafından bir deneyle patlatılması olarak ifade ediliyor. Nedir bu? Hatırlıyor musunuz Marmara depreminde bir ateş topunun yukarı yükseldiği herkes tarafından söylendi. Bununla ilgili bant da var. Fayların içerisinde biriken gazlar ve benzerleri bir anda düşük frekanslı elektromanyetik ışınla patlatılıyor ve deprem meydana geliyor. Amerikalılar bunu Alaska’daki araştırma üstlerinde geliştiriyorlar. Amerika, Kuzey Anadolu fay hattından elde edeceği bulguları California fay hattında görmek istiyor. Ama çok gizli risk taşıdığı için İsraillilere veriliyor iş. Gölcük’te de bir rütbe töreni var o dönemde. Bu törene ilk defa İsrailliler geliyor. Burada bir deneme yapmaya geliyorlar. Ama makineleri patlıyor ve deprem meydana geliyor. Bunu tartışıyorlar. Bu tip 4 patlama olmuş dünyada. Bir alev topu yükselmiş yukarıya doğru. Bu alev topu ancak bir patlama olursa söz konusu olabiliyormuş. Normal gerçekleşen hiçbir depremde bu patlama olmuyor. Ama 4 yerde bu oluyor. Ruslar da bu denemeleri yapıyor. Bu suretle tetikleme yaparak belli depremleri meydana getirdikleri iddia ediliyor.”
Gölcük depreminde ortaya çıkan ateş topunun yer aldığı video görüntüsünü de izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, “Vatandaşlar ‘Gökçek komplo teorisi üretiyor’ demesin. Ben böyle olacak demiyorum. FETÖ’cülerin iddiası bu. ‘Amerikalılar böyle bir söz verdi ve AK Parti’nin kuruluş gününde bunu yapacaklar’ diyorlar. Ben olacağını düşünmüyorum üstüne basa basa” diye konuştu.
'İsrailli general geldi'
ABD, İsrail ve Rusya’da bu teknolojinin olduğuna dair açıklamalar bulunduğunu da kaydeden Başkan Gökçek, ABD’de San Andreas fay hattı bulunduğunu ve o hat üzerinde ufak tetiklemeler yaparak fayın etkisiz hale getirilmesinin planlandığını söyledi. Bunun denemelerinin de bu fay hattına benzer özellikler taşıyan Marmara fay hattında yapıldığını ifade eden Başkan Gökçek, “Ama patlama o kadar büyük oluyor ki İsrailliler de ölüyor. O dönem bir İsrail generali geldi, bana orada yaptığımız çalışmalar için teşekkür etti. Halbuki gelme nedenleri o bölgedeki artıklarını toplamak. Hepsi iddialar arasında” dedi.
'Makinenin ismi tesla'
Bu denemelerin yapıldığı makinenin adının da “Tesla” olduğunu açıklayan Gökçek, ABD ve İsrail’in bu çalışmaları yaptığına dair bilim adamları ve devlet başkanlarının açıklamalarını da izleyicilere belgeleriyle aktararak, “Amerika’nın, İsrail’in ve Rusya’nın elinde böyle bir silah var mı, yok mu bilmiyoruz. Ama 14’ünde böyle bir olay olursa bunu Amerika’nın yaptığı aleni ortaya çıkmış olur. Değilse de FETÖ’nün zırvalaması olduğu ortaya çıkar” diye konuştu.
Başkan Gökçek sözlerini, “Bugün 14 Ağustos’ta ne olacak en önemli konu oydu. Allah'ın izniyle hiçbir şey olmayacak. Bu palavracının palavrası yine ortaya çıkacak. Bundan sonra ABD bunu yaparsa temelli üstüne kalır. FETÖ, ‘Bu bir ayı şöyle böyle geçirelim de itiraflarda bulunmasın millet’ diyor. Bakalım 14 Ağustos’tan sonra neyi yumurtlayacak” diyerek tamamladı.
Gökçek iddiaları gündemi etkiledi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek, bir televizyon programına konuk oldu. Programda konuşan Gökçek, açıklamaları sırasında gönlünden AK Parti ile MHP’nin koalisyon yapmasının geçtiğini de söyledi. Yaklaşık 3 saat süren programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Gökçek, FETÖ’nün 14 Ağustos’a ilişkin ihtimal dahilinde olan iki ayrı planı olduğunu iddia etti. Gökçek şöyle konuştu: “Fuat Avni’nin abisi olduğu iddia ediliyor. Mustafa Koçyiğit. ‘14 Ağustos 2016’da tekrar görüşmek dileğiyle, Hoşçakalın’ diye tweet atmış. Bir de Mevlana Üniversitesi bir tweet atıyor. ‘40 yıldır bin bir zahmetle ilmek ilmek örülen hizmet hareketinin bir kendini bilmez tarafından yıkılacağını mı sanıyorsunuz, bekleyin. 14 Ağustos’ta görüşmek üzere’ diye. Böyle tarihler veriliyor."
Kaset iddiası
cnntürk'ün haberine göre; İhtimallerden birincisini; “Yeniden montajlı kasetler sürüp, gündem oluşturmaya çalışacaklar. Bunların montaj olacağı yüzde de bir milyon yani” sözleriyle açıklayan Başkan Gökçek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun montajlı ses ve görüntü kayıtlarının yer aldığı videoları yayınladı. Orjinallerinden ayırt edilemeyecek kadar ustaca yapılmış kayıtların izlenmesinin ardından Başkan Gökçek, “Gördünüz ayırt etmeniz mümkün mü? 17 -25 Aralık kasetleri de böyle. Çıkacak kasetler yüzde bir trilyon montaj kasetler olacak. Mesela ses bandı da yayınlayabilirler. Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu alınmasın, tenkit etmek için değil ama netice itibariyle montajların nasıl olduğunu göstermek için bunları yayınladım. Ben bunları internetten buldum” dedi.
Deprem iddiası
14 Ağustos’a ilişkin ikinci ihtimali de “Çok enteresan bir mesele” olarak nitelendiren Başkan Gökçek, Gülen’in “Marmara’da deprem olacağı”na yönelik söylediği iki ayrı video kaydı da yayınlatarak şunları söyledi: “Ben olacağına inanmıyorum da ama bunu zorlayan görüntüler bunlar. FETÖ’cüler arasında yapılan propagandaya göre söylenmek istenen şu; daha önce Gölcük’te deprem oldu. Bunun nedeni internete girerseniz buradaki bir fay hattının özellikle İsrail ve Amerika tarafından bir deneyle patlatılması olarak ifade ediliyor. Nedir bu? Hatırlıyor musunuz Marmara depreminde bir ateş topunun yukarı yükseldiği herkes tarafından söylendi. Bununla ilgili bant da var. Fayların içerisinde biriken gazlar ve benzerleri bir anda düşük frekanslı elektromanyetik ışınla patlatılıyor ve deprem meydana geliyor. Amerikalılar bunu Alaska’daki araştırma üstlerinde geliştiriyorlar. Amerika, Kuzey Anadolu fay hattından elde edeceği bulguları California fay hattında görmek istiyor. Ama çok gizli risk taşıdığı için İsraillilere veriliyor iş. Gölcük’te de bir rütbe töreni var o dönemde. Bu törene ilk defa İsrailliler geliyor. Burada bir deneme yapmaya geliyorlar. Ama makineleri patlıyor ve deprem meydana geliyor. Bunu tartışıyorlar. Bu tip 4 patlama olmuş dünyada. Bir alev topu yükselmiş yukarıya doğru. Bu alev topu ancak bir patlama olursa söz konusu olabiliyormuş. Normal gerçekleşen hiçbir depremde bu patlama olmuyor. Ama 4 yerde bu oluyor. Ruslar da bu denemeleri yapıyor. Bu suretle tetikleme yaparak belli depremleri meydana getirdikleri iddia ediliyor.”
Gölcük depreminde ortaya çıkan ateş topunun yer aldığı video görüntüsünü de izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, “Vatandaşlar ‘Gökçek komplo teorisi üretiyor’ demesin. Ben böyle olacak demiyorum. FETÖ’cülerin iddiası bu. ‘Amerikalılar böyle bir söz verdi ve AK Parti’nin kuruluş gününde bunu yapacaklar’ diyorlar. Ben olacağını düşünmüyorum üstüne basa basa” diye konuştu.
'İsrailli general geldi'
ABD, İsrail ve Rusya’da bu teknolojinin olduğuna dair açıklamalar bulunduğunu da kaydeden Başkan Gökçek, ABD’de San Andreas fay hattı bulunduğunu ve o hat üzerinde ufak tetiklemeler yaparak fayın etkisiz hale getirilmesinin planlandığını söyledi. Bunun denemelerinin de bu fay hattına benzer özellikler taşıyan Marmara fay hattında yapıldığını ifade eden Başkan Gökçek, “Ama patlama o kadar büyük oluyor ki İsrailliler de ölüyor. O dönem bir İsrail generali geldi, bana orada yaptığımız çalışmalar için teşekkür etti. Halbuki gelme nedenleri o bölgedeki artıklarını toplamak. Hepsi iddialar arasında” dedi.
'Makinenin ismi tesla'
Bu denemelerin yapıldığı makinenin adının da “Tesla” olduğunu açıklayan Gökçek, ABD ve İsrail’in bu çalışmaları yaptığına dair bilim adamları ve devlet başkanlarının açıklamalarını da izleyicilere belgeleriyle aktararak, “Amerika’nın, İsrail’in ve Rusya’nın elinde böyle bir silah var mı, yok mu bilmiyoruz. Ama 14’ünde böyle bir olay olursa bunu Amerika’nın yaptığı aleni ortaya çıkmış olur. Değilse de FETÖ’nün zırvalaması olduğu ortaya çıkar” diye konuştu.
Başkan Gökçek sözlerini, “Bugün 14 Ağustos’ta ne olacak en önemli konu oydu. Allah'ın izniyle hiçbir şey olmayacak. Bu palavracının palavrası yine ortaya çıkacak. Bundan sonra ABD bunu yaparsa temelli üstüne kalır. FETÖ, ‘Bu bir ayı şöyle böyle geçirelim de itiraflarda bulunmasın millet’ diyor. Bakalım 14 Ağustos’tan sonra neyi yumurtlayacak” diyerek tamamladı.
Etiketler:
abd,
ankara,
darbe,
deprem,
melih gökçek
Tijen Karaş gözaltına mı alındı?
TRT'de 15 Temmuz'da zorla darbe bildirisi okutturulan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı iddiaları üzerine kurumdan açıklama geldi. Karakaş'ın gözaltına alınmadığı görevinin başında olduğu belirtildi.
TRT, darbe girişimi gecesi bildiriyi okuyan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı haberlerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında dün TRT’de yapılan operasyonda 42 kişinin gözaltına alındığı belirtilmişti. Söz konusu gözaltılardan sonra bugün bazı internet siteleri ve sosyal medyada TRT spikeri Tijen Karaş’ın da gözaltına alındığı yönünde bazı haberlere yer verilmiştir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmamakla birlikte, spikerimiz Tijen Karaş kurumdaki görevine devam etmektedir. Kamuoyuna duyurulur" denildi.
TRT, darbe girişimi gecesi bildiriyi okuyan spiker Tijen Karaş'ın gözaltına alındığı haberlerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında dün TRT’de yapılan operasyonda 42 kişinin gözaltına alındığı belirtilmişti. Söz konusu gözaltılardan sonra bugün bazı internet siteleri ve sosyal medyada TRT spikeri Tijen Karaş’ın da gözaltına alındığı yönünde bazı haberlere yer verilmiştir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmamakla birlikte, spikerimiz Tijen Karaş kurumdaki görevine devam etmektedir. Kamuoyuna duyurulur" denildi.
Hakan Şükür ve babasının mal varlığına el konuldu
FETÖ'ye finansman sağladığı belirlenen Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün mal varlıklarına el konuldu.
Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.
cnntürk'ün haberine göre; Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında resen yakalama kararı çıkarılan Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün FETÖ'ye finansman sağladıklarına ilişkin delillere ulaştı.
Bu kapsamda, başvuruyu inceleyen Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün taşınmazlarına, kara ulaşım araçlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki hesaplarına, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına, uhdelerinde bulunan kıymetli evraklara, şirketlerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulmasına karar verdi.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür hakkında dün resen yakalama kararı çıkartılmıştı.
200 milyonluk servet
Hakan Şükür ve babası Sermet Şükür’ün yapılan ilk araştırmada gayri menkul zengini oldukları belirlendi. Hakan Şükür ve babasının Sakarya, Antalya, Bodrum, İstanbul Bakırköy, Beşiktaş, Büyükçekmece’de daireler, Adapazarı ve Sapanca’da bina, Kandıra’da arsaları olduğu tespit edildi. Sermet Şükür’ün, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde 10 dönüm arsa üzerinde lüks villalar yaptırdığı belirlendi.
Hakan Şükür’ün, Adapazarı şehir merkezinde, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Sakarya Grup Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişleri tarafından FETÖ soruşturması tarafından kapatılan bir dershanesinin de bulunduğu belirlendi. Hakan ve babası Selmet Şükür’ün tüm mal varlıklarının değerinin yaklaşık 200 milyon lira civarında olduğu ifade ediliyor.
Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.
cnntürk'ün haberine göre; Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, haklarında resen yakalama kararı çıkarılan Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün FETÖ'ye finansman sağladıklarına ilişkin delillere ulaştı.
Bu kapsamda, başvuruyu inceleyen Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür'ün taşınmazlarına, kara ulaşım araçlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki hesaplarına, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına, uhdelerinde bulunan kıymetli evraklara, şirketlerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulmasına karar verdi.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca Hakan Şükür ve babası Selmet Şükür hakkında dün resen yakalama kararı çıkartılmıştı.
200 milyonluk servet
Hakan Şükür ve babası Sermet Şükür’ün yapılan ilk araştırmada gayri menkul zengini oldukları belirlendi. Hakan Şükür ve babasının Sakarya, Antalya, Bodrum, İstanbul Bakırköy, Beşiktaş, Büyükçekmece’de daireler, Adapazarı ve Sapanca’da bina, Kandıra’da arsaları olduğu tespit edildi. Sermet Şükür’ün, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde 10 dönüm arsa üzerinde lüks villalar yaptırdığı belirlendi.
Hakan Şükür’ün, Adapazarı şehir merkezinde, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Sakarya Grup Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişleri tarafından FETÖ soruşturması tarafından kapatılan bir dershanesinin de bulunduğu belirlendi. Hakan ve babası Selmet Şükür’ün tüm mal varlıklarının değerinin yaklaşık 200 milyon lira civarında olduğu ifade ediliyor.
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
hakan şükür
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)