28 Eylül 2016 Çarşamba

Çamlıca Tv ve Radyo Kulesi'nin temeli atıldı

İstanbul’un seyir terası olacak Çamlıca’daki kulede temel atıldı. Haziran'da açılması planlanan kule, 400 metreden 360 derece seyir keyfi sunacak.


Habertürk'ün haberine göre Çamlıca Tepesi'ndeki önemli projelerden biri olan Küçük Çamlıca Tv ve Radyo Kulesi inşaatında çalışmalar devam ediyor. Proje hakkında güncel bilgileri Sarıdağlar İnşaat Proje Müdürü Özgen Bölük anlattı. Kazı işlemi tamamlandığını söyleyen Bölük, “İlk temel atıldı. Beton için C-60 sınıfı denen en kaliteli ve dayanıklı malzeme kullanılıyor. Kazı işleminde yaklaşık 100 metreküp toprak çıkarılarak zeminden 30 metre aşağı inildi. Bu alanda 4 kat bodrum olarak kullanılacak. Bodrum katlar kütüphane, sergi alanları gibi sosyal ve kültürel faaliyetler için değerlendirilecek. Kule ile birlikte çevrede geniş çaplı peyzaj çalışması da yapılacak” ifadelerinde bulundu.
Denizden yüksekliği 400 metre olacak
"İstanbul 360 derece seyredilecek" diyen Bölük Yeni Şafak'a şu bilgileri verdi: “Kule 220 metre betonarme, 145 metre anten uzunluğuyla birlikte toplam uzunluğu 365 metre olacak. Çamlıca Tepesi'nin denizden yüksekliğini de hesapladığımızda 400 metre tepeden İstanbul seyredilecek. Açık ve güneşli bir havada İstanbul Boğazı, Tarihi Yarımada, Adalar 360 derece izlenilebilecek. Projeyi 2017 Kadir Gecesi'nden önce yani haziranda bitirmeyi planlıyoruz”
Eyfel Kulesi'nden daha yüksek olacak
Projenin alanında Avrupa'nın 1 numarası olduğunu belirten Bölük, “Eyfel Kulesi 300 metre. Dolayısıyla Çamlıca'daki kule 65 metre daha yüksek olacak. Halihazırda Türkiye ve Avrupa'nın en büyük tv kulesi. Seyir kulesi 4 kattan oluşacak. 2 kat seyir alanı, 2 kat restoran olarak hizmet verecek. Katlara asansör ile hızlı ulaşım sağlanacak. Seyir katında 200 kişi aynı anda bulunabilecek. Restoranda ise aynı anda 75 kişi ağırlanabilecek” açıklamasında bulundu.

AB Komisyonu'ndan vize serbestisi için 7 şart

AB Komisyonu, Türk vatandaşlarına vizelerin kaldırılması için yerine getirilmesi gereken 7 kriter olduğunu açıkladı.


Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türk vatandaşlarına vizelerin kaldırılması için yerine getirilmesi gereken 7 kriter olduğunu bildirdi.

AB Komisyonu, 18 Mart'ta gerçekleştirilen Türkiye-AB mutabakatının uygulanmasına ilişkin 3. değerlendirme raporunu yayımladı.

Raporda, Türkiye’ye vize serbestinin sağlanması için yerine getirilmesi gereken toplam 72 kriterden geriye 7 kriterin kaldığı belirtilerek, eksik kriterler şu şekilde sıralandı:

"AB standartlarında tam uyumlu biyometrik pasaport çıkartılması, yolsuzlukla mücadele için önlemlerin alınması, Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması yapılması, terörle mücadele yasa ve uygulamalarının Avrupa standartlarına uyacak şekilde düzenlenmesi, AB standartlarında kişisel verilerin korunması düzenlemesinin kabulü ve uygulanması, suç bağlantılı konularda AB’nin tüm ülkeleriyle etkili işbirliği yapılması ve AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması’nın tüm maddelerinin uygulanması."

Türkiye-AB mutabakatının uygulanmasındaki zorluklara rağmen istikrarlı biçimde sonuç verdiğine işaret edilen raporda, mutabakatın başlamasından bu yana Türkiye’den Yunanistan’a geçişlerde ve Ege Denizi’ndeki ölümlerde önemli ölçüde azalma olduğu kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tweetlerine yoğun ilgi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, resmi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlar, 160 milyon kez görüntülendi.


Edinilen bilgiye göre, Erdoğan'ın, twitter'daki resmi hesabı üzerinden son 3 ayda yapılan paylaşımlar, 160 milyon kez görüntülenirken, 2 milyon 700 bin kullanıcı tarafından beğenildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tweetlerini 1 milyon kullanıcı kendi hesapları üzerinden paylaşırken, 217 bin kullanıcı da tweetlere yorum yazdı.

Öte yandan Erdoğan'ın, 6 milyon 19 bin 774 ile en çok görüntülenen ve etkileşim alan tweeti, Yenikapı'daki "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne ilişkin paylaştığı, "Bugün #TekMilletTekYürek diyerek asaletini tüm dünyaya bir kez daha gösteren milletime şükranlarımı sunuyorum." oldu.

Son 3 ayda paylaşılan diğer popüler tweetler şunlar:

"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım."

"Birlik ve beraberliğimizi en güçlü şekilde göstermek için tüm vatandaşlarımı 

#TekMilletTekYürek olmaya Yenikapıya davet ediyorum."

"Milletimizi demokrasimize ve milli iradeye sahip çıkmak üzere meydanlara, havalimanlarına davet ediyorum."

"Durum tam anlamıyla normalleşene kadar sokaklardan, havalimanlarından ve meydanlardan ayrılmayacağız." (cnntürk)

Nurettin Veren, Fethullah Gülen'in koltuk değiştirmesindeki mesajı açıkladı

Geçtiğimiz haftaki bir video kaydında konuşma yaptığı sırada koltuğundan kalkarak yer değiştirmesi çeşitli spekülasyonlara yol açan Fetullah Gülen'in bu hareketini bir dönem en yakınında bulunan isimlerden Nurettin Veren değerlendirdi. Veren, "Gülen'in bütün hareketlerinde mesaj vardır. Bu hareket mekan değiştireceği anlamına geliyor. ABD, Gülen'i kendi kontrolünde Güney Afrika'ya göndermeyi planlıyor" dedi.


Fetullah Gülen'in geçtiğimiz günlerdeki bir video kaydında konuşması devam ederken ayağa kalkarak yer değiştirmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmış, önce sosyal medyada ardından da bazı yayın organlarında tartışılmıştı. Gülen'in bu hareketinin cemaatinin üyelerine yönelik gizli bir mesaj taşıdığı öne sürülmüştü.

Hatta Gülen'in koltuğundan kalkarak yer değiştirmesinin, FETÖ üyelerine "yerinizi değiştirin, harekete geçin" mesajı taşıdığı iddia edilerek, buradan hareketle bazı basın organlarında yeni bir girişim tehdidi yorumlarına bile varanlar oldu.


Gülen'in konuşmasındaki yer değiştirmesi katıldığı bir TV programında Nurettin Veren'e de soruldu. Bir dönem Gülen'in en yakınındaki isimlerden biri olan Veren de bu konuda spekülasyonları teyit eden açıklamalarda bulundu.

Haber 7'nin haberine göre Veren, "Gülen'in bütün hareketlerinde mesaj vardır. Koltuk değiştirmesi de mekan değiştireceği anlamına geliyor. ABD, Gülen'i kendi kontrolünde Güney Afrika'ya göndermeyi planlıyor" dedi.  (cnntürk.com.tr)

İsrail eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres hayatını kaybetti

İsrail'in eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres hayatını kaybetti. Peres 93 yaşındaydı.


Tel Aviv'deki Tel Hoshemer Hastanesi'nde bulunan Peres'in durumunun dün daha da kötüleştiği belirtilmişti.

İsrail'de 2007 ile 2014 yılları arasında cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Peres, 13 Eylül'de felç geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. Peres'in, tedavi amacıyla ilaçlarla uyutulduğu ve solunum cihazına bağlandığı belirtilmişti.

Şimon Peres kimdir?

Şimon Peres, İsrail siyasetinin en önemli figürlerinden biriydi. İki dönem başbakanlık ardından cumhurbaşkanlığı yaptı, Filistin ile barış görüşmelerinin de savaşın da mimarı oldu. Onu Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi yapan olay ise Tayyip Erdoğan ile Davos'ta yaşadığı o ünlü "one minute" tartışmasıydı. İşte Peres'in 93 yıllık yaşamından satır başları.

Şimon Peres, Türk halkının aklına Tayyip Erdoğan ile yaşadığı tartışmayla kazındı. 93 yaşında hayatını kaybeden Peres ülkesi İsrail'de 1949'dan bugüne hemen her önemli makamda görev aldı.


Uzun yıllar İsrail solunun en önde gelen ismi olan peres iki kez başbakanlık yaptı.

2007-2014 arasında ise cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü.

Peres ayrıca İsrail'in 1959'daki gizli nükleer programının mimarları arasındaydı.

Şimon Peres, Filistinlilerle imzalanan 1993 Oslo Barış Anlaşması'ndaki rolü nedeniyle dönemin başbakanı Yitzak Rabin ve filistin lideri Yaser Arafat'la birlikte Nobel Barış Ödülü'nü aldı. Daha sonra Ariel Şaron ile koalisyona girerek kendi eliyle inşa ettiği barış sürecini yok etmekle eleştirildi.

İlerleyen yaşına rağmen, aktif olarak çalışmaya devam etden peres barış merkezi aracılığıyla İsrail ile Filistinliler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulundu.

2007'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden milletvekillerine seslendi.


İlk kez bir İsrail Cumhurbaşkanı meclis kürsüsündeydi.

Bir de sürpriz yaptı.

Kürsüden inmeden önce Cahit Sıtkı Tarancı'nın, 'Memleket İsterim' şiirini okudu, ayakta alkışlandı.

Gazze'ye yönelik saldırılarla ilişkiler gerildi. 2009'da ise, İsviçre'nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile o ünlü 'one minute' tartışmasının taraflarından biri oldu.

Peres, o tarihten 7 yıl sonra "Kalbimde iyi duygular var. Kırgınlıklarla zamanımı geçirmek istemiyorum. Geleceği değiştirebilmeniz için geçmişle boşanmanız şart. Hayal kurabilmelisiniz. Olan oldu, bitti, gitti" diyecekti. (cnntürk)

Ege Denizi'nde 5.2 büyüklüğünde deprem

Ege Denizi'nin On İki Adalar Bölgesi'nde gece 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sarsıntı Marmaris ve Datça başta olmak üzere Türkiye'nin, Batı kıyılarında da hissedildi.


Deprem saat 23.57'de yaşandı.

AFAD'ın aletsel büyüklüğünü 5.2 olarak açıkladığı sarsıntıyı Kandilli Rasathanesi 5.4 olarak ölçtü.

Rodos ve Tilos adaları arasında, denizde meydana gelen deprem Yunan Adaları ile birlikte, Muğla kıyılarında da hissedildi.

Depremde şu ana kadar herhangi olumsuzluk bildirilmedi.

27 Eylül 2016 Salı

Cansel Kınalı'nın okuduğu okulun yöneticileri beraat etti

Kayseri'de öğretmeni ile ilişkisinin ardından intihar eden lise öğrencisi Cansel Buse Kınalı'nın, durumu bildirdiği okul idaresinden okul müdürü, 2 müdür yardımcısı ve 2 rehber öğretmen, 'suçu bildirmeme ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından yargılandıkları davada beraat etti.


Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanıklar Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi'nde görevli okul müdürü E.E. (57), müdür yardımcıları M.T.İ. (42), A.E. (42) ve rehber öğretmenleri K.C. (46) ile Z.A. (38) ve avukatları hazır bulundu. Cansel Buse Kınalı'nın babası M.K. ile annesi M.K. adına duruşmaya gelen avukat Kamil Avşaroğlu'nun duruşmaya katılma talebi, mahkemece, suçun kamuya yönelik olduğu, doğrudan zarar görme ihtimallerinin olmadığı gerekçesiyle reddedildi.

İlk olarak savunma yapan müdür yardımcısı M.T.İ., "Bu olayı ilk 16 Şubat'ta Cansel'in rahatsızlandığı ve ambulansın geldiği gün Cansel'in arkadaşı D.E.'nin bana anlatması sonrası duydum. D.E. bana Cansel'in bir öğretmen ile ilişkisi olduğunu anlatırken Cansel odaya geldi. Cansel sadece mesajlaşma şeklinde olduğunu söyledi. Ben kendisine hemen olayın üzerine gidip öğretmenin cezalandırılması gerektiğini söyledim. O çocuk da babasının polis olduğunu, öğretmenini öldürme korkusu olduğunu söyleyerek şikayetçi olmaya yanaşmadı. Ben de bu korkusunu duyunca biraz tereddüt ettim, düşündüm ve 17 Şubat'ta müdür beye anlattım. Rehberlik servisine anlattım. Müdür bey bir komisyon oluşturmuş ama öğrenci onlara anlatmamış" dedi.

'Cansel'e neler olduğunu sorduk'

Sanık M.T.İ., aileye taziyeye gittiğinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı:

"Cansel Çarşamba vefat etti. Ben cuma günü aileye taziye ziyaretine gittim. Orada Cansel'in babası bana bir ismimin geçtiği bir tweet gösterdi. Bana 'Orman kanunlarına göre hesaplaşacağız. Ben bu olayı duysaydım, ilişkiyi bilseydim okulun bahçesinde o öğretmenin beynine mermiyi doldurmaz mıydım' dedi. Ben babadan bu lafları duyunca Cansel'in ve benim tereddütlerimin yersiz olmadığını o an anladım."

Duruşmada ikinci ifade veren rehber öğretmeni K.C. de, "O gün okul çıkışına yakın zamanda müdür bey aradı. Rehber öğretmeni Z.A. ile beraber bir öğrenci ile görüşmemizi istedi. Öğretmen ile gönül ilişkisi iddiaları olduğunu incelememizi ve işlem yapmamızı istedi. Ben de müdür yardımcısı A.E.'nin de gelmesini istedim, üçümüz Cansel'in kaldığı revire gittik. Revirde Cansel uzanmış yatıyordu. Yanında öğrenci D.E. vardı. Cansel'e neler olduğunu sorduk. Z.A. hocam bana kadınsal bir durum olduğunu söyleyip çıkmamı istedi. Çıktım, kapıda beklerken hasta babamın ağırlaştığı haberini aldım. İçeri girdim Cansel ailevi bir durum olduğunu söylemiş, tutanak tutarken babamın ölüm haberi geldi. Tutanakları teslim edip, okuldan ayrıldım. Babamın ölümü nedeniyle Malatya'dayken Cansel'in intihar ettiğini öğrendim" diye konuştu.

Okul müdürü E.E. 17 Şubat'ta odasına müdür yardımcısı M.T.İ.'nin gelerek Cansel'in rahatsızlandığını ve bir öğretmen ile gönül ilişkisi iddiaları olduğundan bahsettiğini belirterek, "Rehber öğretmenlerine ulaşarak, yanlarına bir müdür yardımcısı da verdim. Üç kişi Cansel ile görüşmeye gitti. Daha sonra öğrencinin hiçbirşey söylemediğini endişe edilecek bir durum olmadığını söylediler. Tutanak altına alın diyerek ilçeye doğru yola çıktım. Sabah okula geldiğimde öğrencinin intihar ettiği bilgisini aldım. Veli'yi aradım, cenaze ile ilgili bilgi aldım. İntihar olayının ardından bir gün sonra savcılığa suç duyurusunda bulundum" şeklinde konuştu.

Karar sonrası gözyaşlarını tutamadılar

Müdür yardımcısı A.E. ile diğer rehber öğretmeni Z.A. da ifadesinde revirde yaptıkları görüşmede Cansel'in özel gününde olduğunu, ailevi sorunları olduğunu söylediğini, cinsel ilişkiden bahsetmediğini anlattı. 2 tanığın dinlendiği davada mahkeme heyeti, yapılan yargılama sonucunda yasal suçların oluşmaması durumunu göz önünde bulundurarak tüm sanıkların ayrı aydı beraatına karar verdi. Karar sonrası bazı sanıklar gözyaşlarına boğuldu. DHA

FETÖ'nün imamlarının maaşları dudak uçuklattı

İzmir'de yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmalarında örgüt üyeliğinden gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sisteminde örgütün şirket gibi yönetildiği, sözde "Ege bölge imamı" olan firari Bekir Baz'ın şirketin genel müdürü, "il" ve "eyalet imamları"nın ise yönetim kurulu başkanları olarak gösterildiği, 20 ila 50 bin lira arasında değişen rakamlarda maaşlar aldıkları belirlendi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen FETÖ/PDY soruşturmalarında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince "örgüt üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sistemi verilerinde, örgütün şirket gibi yönetildiğine dair ilginç ayrıntılar ortaya çıkarıldı.

Ele geçirilen verilerde, örgüt yöneticilerinin büyükşehir, il ve ilçe olarak ayrıldığı, yaptığı görevin önemine göre de "sabit ek ders" adı altında ve yüzdelik "makam oranı" hesaplamalarıyla ödenen ücretin şişirildiği görüldü.

"Bölge imamı"na açık çek

Ele geçirilen çizelgede, örgüt üyelerinin faaliyet yerine, görevine, kaçıncı grupta yer aldığına, makam oranı ve sabit ek ders oranına ücret verildiği tespit edildi.

Maaş hesaplaması için çıkarılan kat sayı çizelgesinde, şirket genel müdürü olarak gösterilen örgütün sözde "Ege bölge imamı" firari Bekir Baz'ın 1. grupta yer aldığı, 30 saat sabit ek ders ödemesi yapılan bu kişiye 50 bin lira civarında maaş adı altında ödeme yapıldığı belirlendi.  Örgüt üyeliğinden gözaltına alınan bazı kişilerin verdikleri ifadelerde de Baz'a ödenen parayı kimsenin sorgulamadığı, bu kişinin örgütsel faaliyet için gittiği seyahatlerdeki yol, yemek ve kalacak yer masraflarının tümünün karşılandığı, Baz'ın istediği zaman istediği kadar parayı kasadan hesap vermeden almaya yetkili olduğu bilgisi yer aldı.  Örgütün sözde "il" veya "eyalet imamı" olan kişilerin de 20 bin lira civarında maaş aldıkları, çizelgede 1. grupta yer aldıkları ve yine 30 saat sabit ek ders ödemesi ile maaşlarının hesaplandığı ele geçirilen belgede görüldü.

Bu kişilerin FETÖ'nün muhasebecisinden diledikleri zaman istedikleri miktarda parayı alabildikleri, kendilerine açık çek verildiği de zanlıların ifadelerinde yer aldı.  Zanlıların ifadelerinde ayrıca İzmir'deki ilçelerde görev yapan "imam"ların da 12 bin lira civarında maaş aldıkları belirtildi.

Örgütsel faaliyetler "ek ders" olarak yansıtılmış

Örgüt üyelerinin maaşlarının yansıtıldığı çizelgede, "sabit ek ders" bölümüne FETÖ'nün sözde imamlarının akşam saatlerinde yaptığı örgütsel faaliyetlerin mesai anlamına gelecek şekilde yazıldığı, akşam saatlerinde "sohbet" adı altında toplantıları yöneten örgütün "abi" olarak anılan mensubunun kaç saat mesai yaptıysa yine bu bölüme yazıldığı, her ilçede bulunan baş muhasebecinin de sözde "imam" ve "abi"lerin maaşını bu çizelgeye göre hesapladığı kaydedildi.

Örgütün bütçesinin büyük oranda vatandaşların dini duygularının istismar edilmesiyle toplanan kurban bağışı, himmet ve burs paralarından oluştuğu, bir havuzda toplanan bu paraların yüzde 15'lik kısmının örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de yaşadığı Pensilvanya eyaletine gönderildiği bilgisinin de ele geçirilen muhasebe takip sisteminde yer aldığı ifade edildi.

Karşıyaka'daki operasyon

İzmir'de 17 Mayıs'ta 73 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda, örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen, TSK personeli teğmen M.A.T, örgütün "Bergama emniyet imamı" Sinan Özmen, "Bergama Işık evleri imamı" Mehmet Öksüz, "Bergama diyanet imamı" Celal Döner, "Kınık ilçe imamı" Harun Yeşil, Ovacık Altın Madeni İşletme Müdürü Cemalettin Çetin'in de aralarında bulunduğu 34 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 15'i tutuklanmıştı.

Operasyon kapsamında, "Karşıyaka yapılanmasının muhasebecisi ve kasası" olduğu iddiasıyla Selami Başaran hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştı.

Operasyonda ele geçirilen kayıtlar ve muhasebe takip programlarındaki incelemede, örgütün sözde eyalet yapılanmasındaki Karşıyaka bölgesinden sağladığı gelir ve bunların dağıtımına ilişkin bilgilerin ayrıntılı şekilde yer aldığı saptanmıştı.

Buna göre, İzmir'in kuzeydeki ilçelerinin yer aldığı bölgeden "kurban, burs ve himmet" adı altında bir yıl içerisinde yaklaşık 330 milyon lira gelir sağlandığına ilişkin bilgilere rastlanmış, bu gelirden yüzde 15'lik payın örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e aktarıldığı ve "Pensilvanya" diye kayda geçirildiği tespit edilmişti. (cnntürk.com.tr)

Erzincan’da bir haftada ikinci kez vaşak katledildi

Erzincan’ın Tercan İlçesi'ne bağlı Çadırkaya Beldesi yakınlarında, nesli tükenmekte olan bir vaşak daha silahla vurulmuş halde bulundu. Bir hafta içerisinde iki vaşağın katledilmesine vatandaşlar tepki gösterdi.


Olay, geçen 23 Eylül günü kente 100 kilometre uzaklıkta bulunan Tercan’a bağlı Çadırkaya Beldesi Muhacirler Komu yakınlarında meydana geldi. Bölgeden geçen bir vatandaş, bir vaşak ölüsü gördü. Olayın jandarmaya bildirilmesinin ardından, Orman ve Su İşleri Bakanlığı İl Şube Müdürlüğü'ne bağlı Tercan Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği'ne bağlı ekipler, vaşak ölüsünün bulunduğu bölgeye gitti. Yapılan incelemede vaşağın 2- 3 gün önce tüfekle vurularak öldürüldüğünü belirledi. Vaşağı vuran kişi ya da kişilerin bulunması için çalışmalar sürdürülüyor.

Geçen 16 Eylül günü de Erzincan'ın Kemah ilçesi yakınlarında bir vaşak tüfekle vurulmuş olarak bulundu. Bir hafta içerisinde iki vaşağın öldürülmesine tepki gösteren vatandaşlar, “Nesli tükenmekte olan vaşaklara karşı bu acımasızlık niye Kimler niçin vuruyor belli değil. Suçluların bulunarak cezalandırılmasını istiyor ve bekliyoruz” dedi. DHA

İstanbul'a kuvvetli yağış uyarısı

İstanbul'da beklenen kuvvetli yağış için uyarıda bulunan Meteoroloji, yağışların Salı günü 05.00 ile 19.00 saatleri arasında etkisini göstereceğini duyurdu. Yağışlar Trakya bölgesinde kuvvetli bekleniyor.


Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre, İstanbul'da sabah saatlerinden itibaren etkisini artırması beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışın, kuzey ilçeleri başta olmak üzere il genelinde aralıklı ve yerel olarak kuvvetli olacağının tahmin edildiğini belirtti. Kuvvetli yağışların 05.00 ile 19.00 saatleri arasında etkisini göstermesi bekleniyor.

Tekirdağ ve Kırklareli de uyarıldı

Meteoroloji ayrıca Tekirdağ ve Kırklareli'nin kıyı kesimlerinde de yarın yerel kuvvetli yağışların beklendiğini duyurdu. Salı günü etkili olması beklenen kuvvetli yağışlarla ilgili "Yapılan son değerlendirmelere göre; halen aralıklarla devam eden sağanak yağışların, yarın sabah saatlerinden itibaren Tekirdağ ve Kırklareli'nin kuzey kıyı kesimlerinde etkisini arttırması ve yerel olarak kuvvetli (21-50 mm) olması beklendiğinden meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı (ani sel, su baskını, yıldırım vb.) dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" ifadeleri kullanıldı.


Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

Ankara
Parçalı ve az bulutlu 20

İstanbul
Parçalı, çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak yağışlı 22

İzmir
Az bulutlu ve açık 26

Bursa
Parçalı, kuzey kesimleri yer yer çok bulutlu 23

Adana
Az bulutlu ve açık 30

Antalya
Az bulutlu ve açık 28

Samsun
Parçalı ve çok bulutlu 21

Trabzon
Parçalı ve çok bulutlu 20

Erzurum
Parçalı bulutlu 17

Diyarbakır
Az bulutlu ve açık 28

Taksit sayısı 9 aydan 12 aya çıkarıldı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) kredi işlemleri ile banka ve kredi kartları hakkında değişiklik içeren yönetmelikleri yürürlüğe girdi. Buna göre, taksitlendirme süresi sınırı 9 aydan 12 aya çıkarıldı.

BDDK'nın "Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik" ile "Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dahil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi sınırı 9 aydan 12 aya çıkarıldı.

Bu süre, kuyumla ilgili harcamalarda 4, elektronik eşya ve bilgisayar alımlarında 6, havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık, konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler ile ilgili harcamalar, sağlık ürünü alımları, kulüp ve derneklere yapılan ödemeler ve vergi ödemelerinde 9 ay olarak uygulanacak.
Kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek telekomünikasyon, doğrudan pazarlama ile ilgili harcamalar, yurtdışında yapılan harcamalar ve yemek, gıda, alkollü içecek, akaryakıt, kozmetik, ofis malzemesi ile hediye kart, hediye çeki ve benzeri şekillerde herhangi somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürünlerin alımlarında taksit uygulanmayacak.

Kurumsal kredi kartları ile mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dahil olmak üzere gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi sınırı da 9'dan 12 aya yükseltildi.
Kredi kartlarının mevcut borç bakiyeleri kart hamilleri tarafından talep edilmesi durumunda en fazla 72 ay ile sınırlı olmak üzere taksitlendirilebilecek. Her aya düşen taksit tutarı ilgili ayın asgari ödeme tutarına eklenecek.

Kredi işlemlerine yönelik yönetmelik değişikliği

BDDK'nın "Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelik"inde yapılan değişikliğe göre, tüketicilere, konut edinmeleri amacıyla kullandırılacak krediler ile taşıt kredileri hariç konut teminatlı kredilerde, kredi tutarının teminat olarak alınan konutun değerine oranı yüzde 80'i aşamayacak.
Sınırlamaya konu krediler için teminat olarak alınan gayrimenkullerin değerlemesinin, Kurul veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerine yaptırılması ve sınırlamada bu değerlerin kullanılması zorunlu olacak.

Mal veya hizmet alımı amacıyla tüketicilere kullandırılan krediler, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, diğer gayrimenkul alımı amaçlı krediler, eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı amacıyla kullandırılacak krediler ile bu kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler hariç olmak üzere, tüketici kredilerinin vadesi 48 ayı geçemeyecek.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Nöroloji uzmanı profesör başıboş köpeği bıçakladı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'nda görevli Prof.Dr. M.S. kedisinin köpekler tarafından boğulmasının ardından bir köpeği bıçaklayarak ölümüne neden oldu.


Kocaeli Doğa ve Hayvan Hakları Savunucuları Derneği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’ne şikayette bulundu. Prof.Dr. M.S. köpeğin kendisini ısıracağını sanarak refleks gösterdiğini belirterek, “Evime girmek üzereyken havlayarak önümü kesen bir köpek ayağıma temas edince paniğe kapıldım. Beni ısıracağını zannederek insani refleks gösterdim. Çok korkmuştum, olayın şokuyla da kendimi korumak için bıçakla bir kez vurdum” dedi.
İddiaya göre, 11 Eylül günü Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü’nde bulunan lojmanlarda yaşayan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda görevli Prof.Dr. M.S.’nin evde beslediği kedisi dışarı çıkınca, başıboş köpekler tarafından boğuldu. Prof.Dr. M.S. lojmanın önünde bir köpeği bıçaklayarak öldürdü. Yaşanan olay tanık olanlar Kocaeli Doğa ve Hayvan Hakları Savunucuları Derneği’ne şikayette bulundu. Kocaeli Doğa ve Hayvan Hakları Savunucuları Derneği olaya tanık olanları dinledikten sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’ne şikayette bulundu. Dernek, köpeğin ölümüne sebep olması nedeniyle M.S.’nin cezalandırılmasını istedi.

BİR ANLIK REFLEKSLE OLDU

M.S. köpeğin kendisini ısıracağını sanarak hayvanı bıçakladığını belirterek, “Kendi beslediğim kedi ve köpeğim var. Olay gecesi yaklaşık 5 aydır beslediğim kedimin kapımın önünde boynu dişlenmiş, öldürülmüş bir şekilde buldum. Mutfaktan bıçak aldım. Lojman çevresindeki köpekleri kovaladım. Evime girmek üzereyken havlayarak önümü kesen bir köpek ayağıma temas edince paniğe kapıldım. Beni ısıracağını zannederek insani refleks gösterdim. Çok korkmuştum, olayın şokuyla da kendimi korumak için bıçakla bir kez vurdum. Çok üzüldüm aslında, böyle biri değilim. Kedimin öldüğünü görünce bir anlık kendimi kaybettim. 8 yıldır lojmanda oturuyorum. Şahitlerim var. Kendimin de köpeği olduğu için sokak köpeklerini de zaman zaman besliyorum. Lojmanda birçok kişi köpeklerden rahatsız olup şikayetlerini belirtmesine rağmen ben bir kez bile şikayet etmedim. Çünkü kendim de köpek besliyorum” dedi.

ÖNÜNE GELEN İLK KÖPEĞİ BIÇAKLAMIŞ

Kocaeli Doğa ve Hayvan Hakları Savunucuları Derneği Başkanı Tülay Çetin, “Olay 11 Eylül gecesi gerçekleşiyor. Biz bayramın üçüncü günü bu ihbarı aldık. Tanıklardan birisiydi ihbarı yapan kişi. Diğer lojman sakinleri de bu olaya tanık oluyorlar. Hatta ‘yapma, etme’ şeklinde inanılmaz bir şekilde bağırış ve çağırış oluyor. Ama şahsı durduramıyorlar. Kız arkadaşının kedisi evden bir şekilde dışarıya çıkmış. Fakat hiçbir şekilde farkına varmamışlar. Gece misafirlerini geçirirken kapıda kedilerinin ölüsünü buluyorlar. Ama bu kedi öldürülen köpek tarafından mı zarar verildi? bu konuyla ilgili bir tanık yok ve kendileri de tanık değiller. Öfkeyle hemen evin içerisine girip önüne gelen ilk köpeği bıçaklamaya başlıyor. Karşınızdaki bir hekim, nereye darbe vuracağını çok iyi bilebilecek bir insan. Hayvan yaşamını yitiriyor” diye konuştu.

Bayram tatilinin ardından şikayette bulunduklarını söyleyen Tülay Çetin, “Gerekli başvuruları yaptık ilgili muhataplara. Geçen Salı günü Orman ve Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ikinci bir başvuruda bulunduk. Gerçekten kabul edilemez. Karşınızdaki bir hekim. Dolayısıyla öfkesine sahip olamayan, bir de uzmanlık alanı nöroloji olduğu için biz daha fazla şeyler beklerdik kendisinden. Dün itibariyle meslekten men edilmesiyle ilgili imza kampanyası başlattık. Önümüzdeki günlerde de bunu sahaya taşıyıp ıslak imzaya çevirip tüm imzaları ilgili bakanlıklara kargo ile göndereceğiz. Karşımızda bir profesör, bir hekim, Hipokrat yemini etmiş biri var. Suçlu dahi olsa böyle bir davranış sergilemesi bizleri inanılmaz üzdü ve şaşırttı. Biz tabi yazışmalarımızda güvenlik kamera görüntülerinin incelenmesini ve o saatte lojman güvenlik görevlisinin ifadesinin alınmasını, genel anlamda olay tanıklarının hepsinin beyanlarının alınmasını talep ettik” dedi. DHA

İlber Ortaylı'dan Topkapı Sarayı açıklaması

Topkapı Sarayı'nda hazinenin sergilendiği Fatih Köşkü'nün çökme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun ortaya çıkmasının ardından konuyla ilgili konuşan Eski Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Bakanlığımızın bütçesi fevkalade yetersiz. Topkapı çok yük Bakanlığa. Bir şey yapılamıyor. Temel bir restorasyon; adam akıllı ciddi bir restorasyon lazım" dedi.

MEF Üniversitesi 2016-2017 Akademik Yılı Açılış Töreni, ilk dersi ve oryantasyon programına katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, törenin ardından DHA'ya özel açıklamalarda bulundu.

"Bakanlığımızın bütçesi fevkalade yetersiz"

Topkapı Sarayı'nda, hazinenin sergilendiği Fatih Köşkü'nde İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu'nun izniyle yapılan incelemelerde kol girecek büyüklükteki yarıklar oluştuğunun ortaya çıkmasının ardından Ortaylı, "İfade edilen gerçek, çok uzun zamandır biliniyor. Hatta rasathane müdürümüz Mustafa Erbik ve Celal Şengör; uluslararası otorite bu konuda, kendilerinin raporları var, Marmara'ya bakan duvarlar için. Maalesef para toparlanamıyor. Bakanlığımızın bütçesi fevkalade yetersiz. Ya bir şekilde el atılır, kampanya açılır, veyahut Milli Saraylar gibi bir kuruluşa kapanır. Topkapı çok yük bakanlığa. Bu açık yani ve bir şey yapılamıyor. Temel bir restorasyon; adamakıllı ciddi bir restorasyon lazım. Bunu söylemek lazım. Bu biliniyor. Bunu hep ifade ettik. 10 yılı geçti bunun rapora dökülmesi" dedi.

"Topkapı'nın geneli için bir tehlike var mı?" sorusuna Ortaylı, "hayır ama güney duvarı ciddi tehlike altında. O açık" şeklinde yanıt verdi.

Öte yandan Ortaylı MEF Üniversitesi 2016-2017 Akademik yılının ilk dersini de törene katılan öğrencilere verdi. Törene Öğretim görevlileri, öğrencileri, veliler ile çok sayıda davetli katıldı. DHA

Topkapı Sarayı Müzesi'nde büyük tehlike

Topkapı Sarayı Müzesi yıkılma tehdidiyle karşı karşıya. Sarayın hazinelerinin sergilendiği Fatih Köşkü güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. Köşkün bodrum duvarlarında ve tavanlarında yarıklar tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı acil müdahale başlattı.


Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre yıllardır makyaj restorasyonlar ile ayakta tutulmaya çalışılan Topkapı Sarayı Müzesi’nin taşıyıcı duvarlarında büyük yarıklar oluştu. Hazine bölümünün sergilendiği Fatih Köşkü’nün bodrum katındaki duvarlarda çimento sıvaların sökümü sırasında tesadüfen ortaya çıkan yarıklar Topkapı Sarayı’nda endişeye neden oldu. Sarayın 3. avlusunda yer alan ve en önemli eserlerin sergilendiği hazine bölümü güvenlik nedeniyle ziyarete kapatıldı. Paha biçilmez hazineler sarayın güvenli depolarına taşındı. 13 Mayıs 2016 tarihli uzman raporunda, “Çalışma yapılan söz konusu mahallerde raspa sonrası ortaya çıkan deformasyonların büyüklüğü çatlak boyutunu aşarak ayrık ve yarık seviyelerine geldiği gözlemlenmiştir” denildi.

Aynı aksta duvarlar bir yıl arayla çöktü

Geçtiğimiz nisan ayının başında Gülhane Parkı’nın denize bakan kısmında çay bahçesinin duvarı göçmüştü. O tarihte müze yetkilileri yaptıkları açıklamada “Aynı aks üzerinde bulunan Konyalı Restoran’ın duvarının da çöktüğünü, sarayın denize bakan yamacında risk incelemesi yapacaklarını” duyurmuşlardı. İncelemede çöken duvarlarla aynı paralelde bulunan Fatih Köşkü’nün bodrumlarında başladığı tespit edildi. Duvarlarda küçük kılcal çatlaklar gibi duran sıvalar kaldırdıklarında, altından çıkan manzara korkunçtu. Kılcal çatlakların altında kol girecek kadar büyük yarıklarla karşılaşıldı. Öyle ki bazı taşıyıcı duvarlarda oluşan boşluklar nerdeyse dışarıyı gösterecek boyutlardaydı. Uzmanları ürperten bu durum Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir raporla bildirilerek derhal hazine bölümünün ziyarete kapatılması istendi. Bakanlık çökme riskine karşılık müzenin hazine bölümünü 13 Temmuz’da ziyarete kapattı. Topkapı Sarayı Hançeri, Kaşıkçı Elması, Nadir Şah Tahtı, Zümrüt Sorguç, Zümrütlü Maşrapa, Altın Miğfer, Hz. Osman’ın Kılıcı, Abanoz Taht gibi paha biçilmez Osmanlı hazinesi başka bölüme taşınarak koruma altına alındı. Sarayın restorasyonu için çalışma başlatıldı.

Kurula resimli rapor gitti

İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu’na durum fotoğraflı bir raporla bildirilerek detaylı inceleme için izin talep edildi. Sorunun tespitinde zeminsel etkilerin ağır bastığı, yakın zamanda bölgede oluşan istinat duvarındaki yıkılmaların da zemin kaynaklı olduğu görüşü kabul edildi. Koruma Kurulu’nun izniyle yapılan incelemelerde 1940-1960 yıllarında yapılan kubbe ve tavanların betonla kaplanmasının binaya ağır yük getirdiği, son yıllarda Marmara Denizi’nde oluşan sismik hareketliliğin etkisinin binayı çökme noktasına getirdiği sonucuna varıldı. Acil müdahale için önce zemin etüdü yapılacağı ve ardından da bekletmeden zemin sağlamlaştırmasına geçileceği bildirildi. Yetkililer sarayın içinde bulunduğu durumda 5 büyüklüğünde bir depreme bile dayanamayacağını, vakit geçirmeden müdahale gerektiğine dikkat çekiyorlar. Koruma Kurulu’ndan bir yetkili de durumun aciliyetini fark ettiklerini ve bu nedenle kararların geciktirilmeden alındığını söyledi. Fatih Köşkü’nün onarımı için yaklaşık 10 milyon liraya ihtiyaç olduğu bildirildi.

Astronomik trafik sigortasını yenileme fırsatı geldi

Yaz aylarında astronomik fiyatlarla yapılan trafik sigortası poliçelerinin iptal edilerek araçların yeniden sigortalanması mümkün hale geldi. Temmuzda bin liraya yapılmış bir sigorta şimdi 600 liraya yapılacak.


Gazete Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre, Ağustos'ta yüzde 142 artarak araç sahiplerini ciddi anlamda zorlayan trafik sigortasına ciddi bir darbe daha vuruldu.

Hazine Müsteşarlığı bunu sessiz sedasız gerçekleştirdi. Buna göre şimdiye kadar yapılmış yıllık trafik sigortası poliçesi vade sona ermeden veya aracı satmadan sonlandırılamazken artık bu olanak vatandaşa tanındı.

Hazine aslında düzenlemeyi 31 Ağustos'ta yaptı ama yürürlük tarihini 23 Eylül 2016 yani son cuma günü olarak belirledi. Böylece devrim gibi yeni düzenleme cuma günü yürürlüğe girdi.

Hazine Müsteşarlığı 31 Ağustos 2016'da Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Sonlandırılmasına İlişkin Sektör Duyurusu yayımlamıştı. Bu duyuruda 9 mart 2015'te bir maddesinin değiştiği belirtiliyordu.

İşte vatandaşı rahatlatacak değişiklik de bu madde ile gerçekleşti. Eski duyuruda trafik poliçesinin sonlandırılması satış ve benzeri sebeplerle araç işleteni (sahibi) vasfının sona ermesi gösteriliyordu. En önemlisi "Bu sebepler dışında herhangi bir durumda sözleşmenin sonlandırılmasına olanak tanınmamaktadır" denilerek sözleşme süresinin bitimine kadar vatandaş pahalı fiyattan yaptığı poliçeye mahkûm kılınıyordu. İşte yeni duyuruda bu madde kalktı. Böylece artık araç sahipleri istedikleri zaman poliçelerini sonlandırabilecekler.

Bin liraya sigorta yapan 193 lira kârlı çıkacak

Araç sahipleri bunu yaparken mevcut poliçe bitimine 30 gün kala yeni poliçe dönemi için mükerrer poliçe düzenlettirebilecek. Yani aynı araç için daha ucuz olan başka bir sigorta yaptıracak. Sonra pahalı sigortayı iptal yoluna gidecek. İkinci poliçe yaptırıldığında ilk poliçeyi düzenleyen şirketin kazanılmış gün primini mahsup edip poliçeyi teminat boşluğu olmayacak şekilde sigortalının talebi halinde 1 işgünü içinde ikinci poliçenin vade başlangıcını esas alarak sonlandırabilecek. Bir örnek ile anlatırsak ağustos ayında 1000 lira primle yapılmış bir sigorta bugün 600 liraya yeniden yapılacak. Tabii ki yeni fiyat, bundan sonraki 1 yıl için geçerli olacak. Sigorta şirketi 2 aylık sigorta tutarı olan 166 lira ve 41 lira ceza kesip 793 lirayı geri verecek. Sigortalı ise böylece cezaya rağmen 193 lira kazançlı çıkacak.

3 ay içinde yapılmak zorunda

Araç sahipleri, bu haktan orijinal poliçe vadesinden itibaren üç ay ile sınırlı olmak üzere iki defa yararlanabilecek. Ayrıca bu üç aylık süre içerisinde, kazanılmış gün primine kalan poliçe priminin yüzde 5'inin ilave edilmesiyle hesaplanacak fesih tutarı sigortacıya ödendiği takdirde trafik sigortası teminat boşluğu kalmayacak şekilde iptal edilebilecek. Bu durumda da sigortalı ikinci poliçeyi yaptırdığında ilk poliçeyi düzenleyen şirket, kazanılmış gün primini mahsup edip poliçeyi sigortalının talebi halinde 1 işgünü içinde ikinci poliçenin vade başlangıcını teminat boşluğu olmayacak şekilde esas alarak sonlandırabilecek. Oluşabilecek hasar taleplerinde ise ikinci poliçenin vade başlangıcına kadar birinci poliçe, ikinci poliçenin vade başlangıcından itibaren ise ikinci poliçe esas alınacak. Kamu kurumlarında ise poliçe vadelerinin toplulaştırılması amacıyla yapılacak iptallerde yüzde 5'lik fesih primi alınmayacak.

Kaskoda da aynı olanak var

Yapılan düzenleme trafik ile kasko sigortasını bir arada yapmak yani vadelerini birleştirme olanağı sağlanmasına da yardımcı olacak. Ancak asıl önemli nokta kasko sigortasında bu olanağın bulunması. Bu durumda sigortanın yapıldığı gün ile sigorta şirketi değişikliğine karar verildiği gün arasındaki gün kadar tutarı sigorta şirketi tahsil ediyor. Geri kalan tutarı ise size iade ediyor. Araç sahibi de gidip daha ucuz veya bir şekilde daha avantajlı gördüğü başka bir sigorta şirketinden poliçe satın alabiliyor.

Önceki duyurudan bir cümle çıkarıldı

Şimdi araç sahipleri hem trafik hem de kasko sigortalarını istedikleri gibi değiştirerek bir yandan her ikisini de aynı gün yaparak zamandan tasarruf edecek. Diğer yandan her ikisini de aynı sigorta şirketine yaptırarak daha ucuz fiyat alabilecek.