Öğretmen atamaları için gözler Milli Eğitim Bakanlığı'nda. 20 bin sözleşmeli öğretmen atması saat 17.00'de yapılacak. Atama sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesinde açıklanacak.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edilen 15 bin kadro ile dershane ve etüt merkezine 5 bin kadro için yapılan sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçları 29 Eylül'de açıklanmıştı. Sözleşmeli öğretmen adayları, 4-7 Ekim tarihleri arasında sözleşmeli öğretmenlik için tercihlerini yaptı. MEB, atama sonuçlarını ise bugün saat 17.00'da açıklanacağını bildirdi.
Sonuçlar www.meb.gov.tr adresinden açıklanacak. Adaylar atama sonuçlarını, MEBBİS üzerinden kullanıcı bilgileri ile giriş yaparak sorgulayabilecek.
Öte yandan sözleşme gereği dört yıllık çalışma süresini tamamlayarak adaylık sürecinde başarılı olanlar, talepleri halinde görev yaptığı okulda kadroya atanacak. Öğretmenler, atandıkları yerde iki yıl daha çalıştıktan sonra tayin isteyebilecek.
10 Ekim 2016 Pazartesi
Dağda aç kalan ayı köye inerken aracın altında kaldı
Doğal ortamında beslenemeyen hayvanların şehirde yiyecek araması çoğu kez bir felaketle sonuçlanıyor. Son olarak Şırnak'ta bir yaban ayısı köye inince, araç altında kalarak öldü. Ağır yaralanan ayıya korkudan yaklaşamayan sürücü, yaralanan hayvanı orada bırakıp kaçtı.
Olay dün akşam Beytüşşebap ilçesine bağlı Günyüzü köyü yakınlarında meydana geldi. Ayı seyir halinde olan bir aracın altında kalarak ağır yaralandı.
Edinilen bilgilere göre, saat 19.00 sularında Günyüzü köyü kırsalında aç kalan yaban ayısı dağdan inerek köyde yiyecek bir şeyler aramaya başladı. Beytüşşebap Şırnak karayolunda gezinen ayıya seyir halinde olan bir kamyon çarptı. Ağır yaralanan ayıya korkudan yaklaşamayan kamyon sürücüsü olay yerinden kaçarken, köylülere haber verdi. Olay yerine giden köylüler ayının öldüğünü gördü. Köylüler ayıyı kenara çekerek yolu trafiğe açtı.
Olay dün akşam Beytüşşebap ilçesine bağlı Günyüzü köyü yakınlarında meydana geldi. Ayı seyir halinde olan bir aracın altında kalarak ağır yaralandı.
Edinilen bilgilere göre, saat 19.00 sularında Günyüzü köyü kırsalında aç kalan yaban ayısı dağdan inerek köyde yiyecek bir şeyler aramaya başladı. Beytüşşebap Şırnak karayolunda gezinen ayıya seyir halinde olan bir kamyon çarptı. Ağır yaralanan ayıya korkudan yaklaşamayan kamyon sürücüsü olay yerinden kaçarken, köylülere haber verdi. Olay yerine giden köylüler ayının öldüğünü gördü. Köylüler ayıyı kenara çekerek yolu trafiğe açtı.
Türkiye’de beklenen yaşam süresi 78 yıl
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresi 78 yıl olarak hesaplandı.
Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi, 78 yıl olarak hesaplandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Hayat Tabloları, 2013-2015" istatistiklerini açıkladı. Buna göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78 yıl olarak belirlendi. Söz konusu rakam 2014 yılında da 78 yıl olarak hesaplanmıştı.
Doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75,3, kadınlarda 80,7 yıl olarak saptandı. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşarken, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yılı buluyor.
Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 64,2 yıl olurken, bu süre erkekler için 61,6 yıl, kadınlar için 66,9 yıl oldu.
Türkiye'de 30 yaşındaki bir kişi için ortalama 49,7 yıl olan kalan yaşam süresi, erkeklerde 47,1 yıl, kadınlarda 52,1 yıl olarak belirlendi. Bu yaş için kadın ve erkek arasındaki beklenen yaşam süresi farkı 5 yıl olarak hesaplandı.
Türkiye genelinde 50 yaşındaki bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 30,6 yıl, bu süre erkeklerde 28,3 yıl, kadınlarda 32,8 yıl olarak belirlendi.
Türkiye'de 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,8 yıl olarak kayıtlara geçerken, bu süre erkeklerde 16,1 yıl, kadınlarda 19,4 yılı buluyor.
Bu arada, TÜİK'in internet sayfasında bugünkü veri yayınlama takviminde yer alan "Küçük ve Orta
Büyüklükteki Girişim İstatistikleri"nin daha sonra duyurulacağı öğrenildi.
Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi, 78 yıl olarak hesaplandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Hayat Tabloları, 2013-2015" istatistiklerini açıkladı. Buna göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 78 yıl olarak belirlendi. Söz konusu rakam 2014 yılında da 78 yıl olarak hesaplanmıştı.
Doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75,3, kadınlarda 80,7 yıl olarak saptandı. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşarken, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yılı buluyor.
Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 64,2 yıl olurken, bu süre erkekler için 61,6 yıl, kadınlar için 66,9 yıl oldu.
Türkiye'de 30 yaşındaki bir kişi için ortalama 49,7 yıl olan kalan yaşam süresi, erkeklerde 47,1 yıl, kadınlarda 52,1 yıl olarak belirlendi. Bu yaş için kadın ve erkek arasındaki beklenen yaşam süresi farkı 5 yıl olarak hesaplandı.
Türkiye genelinde 50 yaşındaki bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 30,6 yıl, bu süre erkeklerde 28,3 yıl, kadınlarda 32,8 yıl olarak belirlendi.
Türkiye'de 65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,8 yıl olarak kayıtlara geçerken, bu süre erkeklerde 16,1 yıl, kadınlarda 19,4 yılı buluyor.
Bu arada, TÜİK'in internet sayfasında bugünkü veri yayınlama takviminde yer alan "Küçük ve Orta
Büyüklükteki Girişim İstatistikleri"nin daha sonra duyurulacağı öğrenildi.
106 yaşında intihar etti
İzmir'in Kınık ilçesinde oğlu İsmail Yula'nın yanında yaşayan 106 yaşındaki Halil Yula evin bahçesinde kendisini asarak intihar etti.
Olay, bugün saat 08.00 sıralarında Kocaömer Mahallesi'nde bulunan bir evde meydana geldi. Adana'da yaşayan ve eşi vefat ettiği için bir süredir İzmir'in Kınık İlçesi'ndeki oğlu İsmail Yula'nın yanında kalan Halil Yula bunalıma girerek evin bahçesindeki nar ağacına kendisini astı.
Akşam saatlerinde eve gelen İsmail Yula kapıyı açtığında babasını ağaçta asılı bularak durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine gelen jandarma ekipleri yaşlı adamın hayatını kaybettiğini belirledi.
Herhangi bir not bırakmadığı öğrenilen Halil Yula'nın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi.Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Olay, bugün saat 08.00 sıralarında Kocaömer Mahallesi'nde bulunan bir evde meydana geldi. Adana'da yaşayan ve eşi vefat ettiği için bir süredir İzmir'in Kınık İlçesi'ndeki oğlu İsmail Yula'nın yanında kalan Halil Yula bunalıma girerek evin bahçesindeki nar ağacına kendisini astı.
Akşam saatlerinde eve gelen İsmail Yula kapıyı açtığında babasını ağaçta asılı bularak durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine gelen jandarma ekipleri yaşlı adamın hayatını kaybettiğini belirledi.
Herhangi bir not bırakmadığı öğrenilen Halil Yula'nın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na gönderildi.Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
9 Ekim 2016 Pazar
Şemdinli'de hain saldırı; 18 şehit
Hakkari'nin Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri arasındaki karayolunda askeri birlik önündeki Durak Jandarma Kontrol Noktası'na bu sabah 'canlı bomba' PKK'lı teröristin bomba yüklü kamyonetle düzenlediği saldırıda 10 asker şehit oldu, 8 sivil vatandaş yaşamını yitirdi. 5 ton bomba yüklü kamyonetle, kontrol noktasında bekleyen araçların arasına 'intihar dalışı' şeklinde gerçekleşen saldırıda, 11'i asker 27 kişi de yaralandı.
Bölücü terör örgütü PKK'nın hain saldırısı bugün saat 09.45'te, Şemdinli'ye 20 kilometre uzaklıktaki Durak 2'nci Hudut Bölüğü önünde meydana geldi. Bölüğe yaklaşık 150 metre uzaklıkta ve günün 24 saati yol denetimi yapılan jandarma kontrol noktasında görevli askerler durdurdukları araçlarda kontrol yaparken, Şemdinli yönünden gelen kamyonete de görevli jandarma erleri biraz ilerde 'dur' ihtarında bulundu.
PKK'lılar taciz ateşi açıp dikkatleri dağıttı
Ancak, kamyonetin durmayarak, arama ve kimlik kontrolü devam eden araçların bulunduğu noktaya hareket edince askerler ateş açtı. Tam bu sırada çevrede beliren PKK'lı teröristler da askerlere taciz ateşi açıp dikkatleri o yöne çevirirken, 'canlı bomba' terörist jandarma kontrol noktasındaki araçların arasına 'İntihar dalışı' yapıp 5 ton bomba yüklü kamyoneti infilak ettirdi.
Kulakları sağır eden patlamayla birlikte ortalık cehenneme döndü, kontrol noktasındaki çok sayıda askerler ile araçları içinde bulunan sivil vatandaşlar bir anda kendilerini can pazarında buldu.
Bomba yüklü araç havaya uçarken, çevredeki birçok araç kullanılmaz hale geldi. Patlama yerinde 6 metre derinlik ve 15 metre genişliğinde çukur oluşurken, kontrol noktasına 150 metre uzaklıktaki 2'nci Hudut Taburu'nun nizamiyesi ve binaları da hasar gördü.
10 asker ve 8 sivil şehit oldu
Saldırıda yaralılara ilk müdahaleyi yakındaki 2'nci Hudut Bölüğü'ndeki askerler yaparken, olay yerine Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'dan sağlık ekipleri ve takviye birlikler sevk edildi. Hakkari, Yüksekova ve Şemdinli'deki hastanelerde de sağlık personelinin tümü göreve çağrıldı.
10 askerin şehit olduğu, 8 sivilin yaşamını yitirdiği son dönemdeki en fazla can kaybına neden olan saldırıda yaralanan 11 asker ile 16 sivil vatandaş da ambulanslar ve helikopterlerle Şemdinli, Yüksekova ve Hakkari'deki hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı.
Yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu belirtilirken, can kaybının artmasından endişe ediliyor.
Valilikten açıklama
Hakkari Valiliği'nden yapılan açıklamada Durak Jandarma Kontrol Noktası'na düzenlenen saldırının ardından, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığı belirtildi. Valilik açıklamasında şöyle denildi:
"9.10.2016 günü saat 09.45 sıralarında Durak 2. Hudut Bölüğü önünde Jandarma Birlikleri tarafından her gün 24 saat esasına göre yapılan yol denetimi ve arama noktasına kontrolsüz olarak yaklaştığı tespit edilen kamyonete 'dur' ihtarı yapılmış. Aracın durmaması üzerine ateş açılmış, ancak etraftan BTÖ mensuplarınca da taciz ateşi yapılarak dikkatin oralara da yönelmesi üzerine kamyonet nizamiyeden girme niyetini gerçekleştirememiş ve yaklaşık 5 ton olduğu değerlendirilen patlayıcıları infilak ettirmiştir. İlk belirlemelere göre maalesef 9 askerimiz şehit olmuş 8 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 11'i asker 27 yaralımız askeri helikopterlerden de yararlanılmak sureti ile civardaki daha donanımlı hastanelere sevk edilmektedir. Bölgedeki terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için hava destekli komando birliklerinin geniş çaplı operasyonları devam etmektedir. Bükün milletimizin başı sağ olsun.
Hükümetten ilk açıklama
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Twitter üzerinden açıklama yaptı. Kurtulmuş açıklamasında, ''Şemdinli'de hain terör saldırısında şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye terör örgütlerine asla teslim olmayacaktır. Bu menfur saldırıların hesabı sorulacaktır'' dedi.
Enerji Bakanı Berat Albayrak ise Dünya Enerji Kongresi'nin açılışında konuştu. 'Teröre karşı ortak duruş sergilenmeli' dedi.
Lütfi Elvan: Hepsinin kökünü kazıyacağız
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan alçak saldırıyla ilgili şu mesajı paylaştı:
35 yıldır girilemeyen yerlere emniyet güçlerimizin teker teker girmesi terör örgütü ve bunların destekçileri üzerinde ciddi bir rahatsızlık meydana getirdi ama bu mücadelemiz devam edecek. Allah'ın izniyle girilmedik bir metrekarelik alan dahi bırakmayacağız. Hepsinin kökünü kazıyacağız.
Kılıçdaroğlu: Yönetenler şikâyet eden değil, sorunları çözme makamında olduklarını asla unutmamalıdır
Kılıçdaroğlu da saldırı sonrası bir açıklama yayınlandı. Açıklamada şu ifadeleri kullandı:
''Hakkari’nin Şemdinli İlçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Durak Jandarma Karakolu’na yönelik yapılan terör saldırısını lanetliyor; hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın acil şifa bulmasını temenni ediyorum.
Bilinmelidir ki ülkemize, demokrasimize, birlikte barış içerisinde yaşama irademize yönelen bu saldırılarının failleri hain amaçlarına asla ulaşamayacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti anayasamızda belirtilen şekilde, ülkesi ve milletiyle birlik ve bütünlük içerisinde var olmaya devam edecektir.
Her gün gelen şehit haberlerinin yarattığı acı, ailelerimizin ocaklarına düşen ateş, icra makamında olanların yükümlülüklerini arttırmaktadır. Bu acıların dinmesi, halkımızın huzura kavuşması için icra makamında olanların basiret ve sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki basiret ve sorumluluk, kendileri tarafından yeterince kavranmış değildir.
Yönetenler şikâyet eden değil, sorunları çözme makamında olduklarını asla unutmamalıdır.''
RTÜK'ten geçici yayın yasağı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca, Hakkari'deki Durak karakoluna yönelik terörist saldırıyla ilgili, Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağıgetirildiği bildirildi. Yasağın, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, yaralılar ve hayatını kaybedenlere ait görüntü ve görselleri kapsadığı kaydedildi.
TSK'dan Çukurca kırsalına hava harekatı
TSK, Şemdinli karakoluna yapılan saldırıdan sonra hava harekatı yapıldığını açıkladı. Açıklamada, ' 09 Ekim 2016 tarihinde 11.42-12.02 saatleri arasında Hakkâri/ Çukurca kırsalında Güven Dağı bölgesine Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ile hava harekâtı düzenlenmiş; bölgede tespit edilen doçka silah mevzii imha edilmiştir. İlk görüntüde silah mevzii yanındaki 1 BTÖ mensubu terörist de etkisiz hale getirilmiştir. Görevini başarıyla icra eden savaş uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir' denildi. cnntürk
Bölücü terör örgütü PKK'nın hain saldırısı bugün saat 09.45'te, Şemdinli'ye 20 kilometre uzaklıktaki Durak 2'nci Hudut Bölüğü önünde meydana geldi. Bölüğe yaklaşık 150 metre uzaklıkta ve günün 24 saati yol denetimi yapılan jandarma kontrol noktasında görevli askerler durdurdukları araçlarda kontrol yaparken, Şemdinli yönünden gelen kamyonete de görevli jandarma erleri biraz ilerde 'dur' ihtarında bulundu.
PKK'lılar taciz ateşi açıp dikkatleri dağıttı
Ancak, kamyonetin durmayarak, arama ve kimlik kontrolü devam eden araçların bulunduğu noktaya hareket edince askerler ateş açtı. Tam bu sırada çevrede beliren PKK'lı teröristler da askerlere taciz ateşi açıp dikkatleri o yöne çevirirken, 'canlı bomba' terörist jandarma kontrol noktasındaki araçların arasına 'İntihar dalışı' yapıp 5 ton bomba yüklü kamyoneti infilak ettirdi.
Kulakları sağır eden patlamayla birlikte ortalık cehenneme döndü, kontrol noktasındaki çok sayıda askerler ile araçları içinde bulunan sivil vatandaşlar bir anda kendilerini can pazarında buldu.
Bomba yüklü araç havaya uçarken, çevredeki birçok araç kullanılmaz hale geldi. Patlama yerinde 6 metre derinlik ve 15 metre genişliğinde çukur oluşurken, kontrol noktasına 150 metre uzaklıktaki 2'nci Hudut Taburu'nun nizamiyesi ve binaları da hasar gördü.
10 asker ve 8 sivil şehit oldu
Saldırıda yaralılara ilk müdahaleyi yakındaki 2'nci Hudut Bölüğü'ndeki askerler yaparken, olay yerine Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'dan sağlık ekipleri ve takviye birlikler sevk edildi. Hakkari, Yüksekova ve Şemdinli'deki hastanelerde de sağlık personelinin tümü göreve çağrıldı.
10 askerin şehit olduğu, 8 sivilin yaşamını yitirdiği son dönemdeki en fazla can kaybına neden olan saldırıda yaralanan 11 asker ile 16 sivil vatandaş da ambulanslar ve helikopterlerle Şemdinli, Yüksekova ve Hakkari'deki hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı.
Yaralılardan bazılarının durumunun ağır olduğu belirtilirken, can kaybının artmasından endişe ediliyor.
Valilikten açıklama
Hakkari Valiliği'nden yapılan açıklamada Durak Jandarma Kontrol Noktası'na düzenlenen saldırının ardından, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığı belirtildi. Valilik açıklamasında şöyle denildi:
"9.10.2016 günü saat 09.45 sıralarında Durak 2. Hudut Bölüğü önünde Jandarma Birlikleri tarafından her gün 24 saat esasına göre yapılan yol denetimi ve arama noktasına kontrolsüz olarak yaklaştığı tespit edilen kamyonete 'dur' ihtarı yapılmış. Aracın durmaması üzerine ateş açılmış, ancak etraftan BTÖ mensuplarınca da taciz ateşi yapılarak dikkatin oralara da yönelmesi üzerine kamyonet nizamiyeden girme niyetini gerçekleştirememiş ve yaklaşık 5 ton olduğu değerlendirilen patlayıcıları infilak ettirmiştir. İlk belirlemelere göre maalesef 9 askerimiz şehit olmuş 8 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 11'i asker 27 yaralımız askeri helikopterlerden de yararlanılmak sureti ile civardaki daha donanımlı hastanelere sevk edilmektedir. Bölgedeki terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi için hava destekli komando birliklerinin geniş çaplı operasyonları devam etmektedir. Bükün milletimizin başı sağ olsun.
Hükümetten ilk açıklama
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Twitter üzerinden açıklama yaptı. Kurtulmuş açıklamasında, ''Şemdinli'de hain terör saldırısında şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye terör örgütlerine asla teslim olmayacaktır. Bu menfur saldırıların hesabı sorulacaktır'' dedi.
Enerji Bakanı Berat Albayrak ise Dünya Enerji Kongresi'nin açılışında konuştu. 'Teröre karşı ortak duruş sergilenmeli' dedi.
Lütfi Elvan: Hepsinin kökünü kazıyacağız
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan alçak saldırıyla ilgili şu mesajı paylaştı:
35 yıldır girilemeyen yerlere emniyet güçlerimizin teker teker girmesi terör örgütü ve bunların destekçileri üzerinde ciddi bir rahatsızlık meydana getirdi ama bu mücadelemiz devam edecek. Allah'ın izniyle girilmedik bir metrekarelik alan dahi bırakmayacağız. Hepsinin kökünü kazıyacağız.
Kılıçdaroğlu: Yönetenler şikâyet eden değil, sorunları çözme makamında olduklarını asla unutmamalıdır
Kılıçdaroğlu da saldırı sonrası bir açıklama yayınlandı. Açıklamada şu ifadeleri kullandı:
''Hakkari’nin Şemdinli İlçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Durak Jandarma Karakolu’na yönelik yapılan terör saldırısını lanetliyor; hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın acil şifa bulmasını temenni ediyorum.
Bilinmelidir ki ülkemize, demokrasimize, birlikte barış içerisinde yaşama irademize yönelen bu saldırılarının failleri hain amaçlarına asla ulaşamayacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti anayasamızda belirtilen şekilde, ülkesi ve milletiyle birlik ve bütünlük içerisinde var olmaya devam edecektir.
Her gün gelen şehit haberlerinin yarattığı acı, ailelerimizin ocaklarına düşen ateş, icra makamında olanların yükümlülüklerini arttırmaktadır. Bu acıların dinmesi, halkımızın huzura kavuşması için icra makamında olanların basiret ve sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki basiret ve sorumluluk, kendileri tarafından yeterince kavranmış değildir.
Yönetenler şikâyet eden değil, sorunları çözme makamında olduklarını asla unutmamalıdır.''
RTÜK'ten geçici yayın yasağı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca, Hakkari'deki Durak karakoluna yönelik terörist saldırıyla ilgili, Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağıgetirildiği bildirildi. Yasağın, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, yaralılar ve hayatını kaybedenlere ait görüntü ve görselleri kapsadığı kaydedildi.
TSK'dan Çukurca kırsalına hava harekatı
TSK, Şemdinli karakoluna yapılan saldırıdan sonra hava harekatı yapıldığını açıkladı. Açıklamada, ' 09 Ekim 2016 tarihinde 11.42-12.02 saatleri arasında Hakkâri/ Çukurca kırsalında Güven Dağı bölgesine Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ile hava harekâtı düzenlenmiş; bölgede tespit edilen doçka silah mevzii imha edilmiştir. İlk görüntüde silah mevzii yanındaki 1 BTÖ mensubu terörist de etkisiz hale getirilmiştir. Görevini başarıyla icra eden savaş uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir' denildi. cnntürk
Siverek’te kuduz karantinası
Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'ne bağlı Aşağı Karacaveran Mahallesi, görülen kuduz vakası nedeniyle 6 ay süreyle karantinaya alındı.
İlçe merkezine 55 kilometre uzaklıkta bulunan mahallede yaşayan Emin Batan'a ait 2 büyükbaş hayvan, sokak köpeği tarafından ısırıldı. Mahallelinin durumu bildirdiği Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ekipleri tarafından köpekten alınan numune, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne gönderildi. Adana'da yapılan tetkiklerde köpekte kuduz mikrobunun pozitif çıkması üzerine ısırılan inekler, itlaf edilerek kireçlendikten sonra gömüldü. Bunun üzerine mahallede 6 ay süreyle karantina uygulaması başlatıldı. Aşılamanın yapıldığı mahalleye hayvan girişi ve çıkışı da yasaklandığını bildiren tabelalar asıldı. DHA
Manisa'da 4.0 büyüklüğünde deprem
Saat 09.21 de merkez üssü Manisa’nın Akhisar ilçesi Zeytinliova olan, 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Ayrıca Yalova'da 1 gecede 28 deprem meydana geldi.
Kandilli Rasathanesi verilerine göre, Yalova'da merkez üssü Çınarcık ve Armutlu ilçeleri ile Çınarcık ilçesi Esenköy beldesi olan çok sayıda deprem meydana geldi. İlk sarsıntı gece saat 00.22'de yaşandı. Merkez üssü Çınarcık ilçesi Esenköy Beldesi olan 3.5 şiddetindeki deprem beldede hissedilirken can ve mal kaybı yaşanmadı. Sabah saat 07.45'e kadar 27 sarsıntı daha meydana geldi. Sarsıntılar Armutlu ilçesi ve Çınarcık ilçe merkezi ile Esenköy merkezde küçük çaplı gerçekleşti.
Ayrıca Yalova'da 1 gecede 28 deprem meydana geldi.
Kandilli Rasathanesi verilerine göre, Yalova'da merkez üssü Çınarcık ve Armutlu ilçeleri ile Çınarcık ilçesi Esenköy beldesi olan çok sayıda deprem meydana geldi. İlk sarsıntı gece saat 00.22'de yaşandı. Merkez üssü Çınarcık ilçesi Esenköy Beldesi olan 3.5 şiddetindeki deprem beldede hissedilirken can ve mal kaybı yaşanmadı. Sabah saat 07.45'e kadar 27 sarsıntı daha meydana geldi. Sarsıntılar Armutlu ilçesi ve Çınarcık ilçe merkezi ile Esenköy merkezde küçük çaplı gerçekleşti.
8 Ekim 2016 Cumartesi
Avrasya Tüneli geçiş ücreti açıklandı
Anadolu ve Avrupa yakalarını denizin altından kara yolu trafiği ile ilk kez bağlayacak olan Avrasya Tüneli Projesi'nde sona yaklaşılıyor.
20 Aralık’ta açılacak dev projede asfalt çalışması tamamlandı. Avrasya Tüneli Projesi'nde heyecanla beklenen 'ilk otomobil yolculuğu' gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asfaltlama çalışmaları tamamlanan Avrasya Tüneli'nden kendi kullandığı makam otomobili ile ilk geçişi yaptı. Erdoğan'a geçişte Başbakan Binali Yıldırım da eşlik etti.
Köprüden geçiş ücreti belli oldu: 4 dolar artı KDV. (Hürriyet)
20 Aralık’ta açılacak dev projede asfalt çalışması tamamlandı. Avrasya Tüneli Projesi'nde heyecanla beklenen 'ilk otomobil yolculuğu' gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asfaltlama çalışmaları tamamlanan Avrasya Tüneli'nden kendi kullandığı makam otomobili ile ilk geçişi yaptı. Erdoğan'a geçişte Başbakan Binali Yıldırım da eşlik etti.
Köprüden geçiş ücreti belli oldu: 4 dolar artı KDV. (Hürriyet)
Matthew Kasırgası: Haiti’de ölü sayısı artıyor
Karayipler'i vuran Matthew Kasırgası nedeniyle Haiti'de yaşamını yitirenlerin sayısı 900'e yaklaştı.
Birleşmiş Milletler kasırganın Haiti'de neden olduğu tahribatın boyutunun anlaşılmasının günler alabileceğini söyledi.
Dünya Gıda Programı Başkanı Carlos Veloso bazı kasabalara sadece deniz ya da havadan ulaşılabildiğini söyledi.
Küba'yı da vuran kasırga, Bahamalar üzerinden ABD'nin doğu kıyılarına doğru ilerliyor.
Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan bir Haiti yetkilisi, sadece güneydeki Roche-a-Bateau kentinde
50'den fazla kişinin öldüğünü belirtti.
Bölgedeki en büyük kent olan Jeremie'deki evlerin yüzde 80'inin tamamen yıkıldığı belirtildi.
Sud ilinde de 30 bin ev hasar gördü.
Saatte 245 kilometre hızla esen Matthew Kasırgası birçok yerleşimini haritadan sildi.
Karayip ülkeleri ve ABD’yi etkisi altına alan Matthew Kasırgası, bölgenin en yoksul ülkesi Haiti’de büyük can kaybına yol açtı.
2010 depreminin yaralarını yeni yeni saran ülkede 842 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Saatte 245 kilometre hızla esen kasırgada, 4 kasaba haritadan silindi.
Karayip ülkeleri Bahamalar, Haiti, Dominik Cumhuriyeti, Küba ve ABD, bölgede son 10 yılın en yıkıcı kasırgasında ayakta kalmaya çalışıyor.
Saatte 245 kilometre hızla ilerleyen kasırga, önünde ne varsa yıkıp geçiyor.
Kasırganın yol açtığı yıkım, sel ve toprak kaymalarında sadece Haiti’de yaşamını yitirenlerin sayısı 842’ye ulaştı.
2010 yılında meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde 100 bine yakın vatandaşını yitiren Haiti’de, yapı kalitesinin de düşük olması yüzünden kasırganın tahribatı büyük oldu.
Roche a Bateau, Jeremie, Corail ve Petit-Goave kasabalarında taş üstünde taş kalmadı.
Haiti İçişleri Bakanlığı tarafından, depremde en az 3 bin 200 binanın yıkıldığı, 15 bin kişinin ise evsiz kaldığı duyuruldu.
Komşu Dominik Cumhuriyeti’nde de yıkılan ev ve ağaçların altında kalan 70’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Ayrıca 62 bin kişinin sığınaklara tahliye edildiği bilgisi paylaşıldı.
Böylelikle, kasırganın toplam bilançosu bin ölüme ulaştı.
ABD Kızılhaç Örgütü, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti’nde en az 500 bin kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğunu ifade etti.
BM'den Çağrı
BM: 350 bin kişinin insani yardıma ihtiyacı var
Birleşmiş Milletler ülkede 350 bin kişinin insani yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Matthew Kasırgası, Karayipleri etkileyen son 10 yılın en kuvvetli kasırgası.
Birleşmiş Milletler kasırganın Haiti'de neden olduğu tahribatın boyutunun anlaşılmasının günler alabileceğini söyledi.
Dünya Gıda Programı Başkanı Carlos Veloso bazı kasabalara sadece deniz ya da havadan ulaşılabildiğini söyledi.
Küba'yı da vuran kasırga, Bahamalar üzerinden ABD'nin doğu kıyılarına doğru ilerliyor.
Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan bir Haiti yetkilisi, sadece güneydeki Roche-a-Bateau kentinde
50'den fazla kişinin öldüğünü belirtti.
Bölgedeki en büyük kent olan Jeremie'deki evlerin yüzde 80'inin tamamen yıkıldığı belirtildi.
Sud ilinde de 30 bin ev hasar gördü.
Saatte 245 kilometre hızla esen Matthew Kasırgası birçok yerleşimini haritadan sildi.
Karayip ülkeleri ve ABD’yi etkisi altına alan Matthew Kasırgası, bölgenin en yoksul ülkesi Haiti’de büyük can kaybına yol açtı.
2010 depreminin yaralarını yeni yeni saran ülkede 842 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Saatte 245 kilometre hızla esen kasırgada, 4 kasaba haritadan silindi.
Karayip ülkeleri Bahamalar, Haiti, Dominik Cumhuriyeti, Küba ve ABD, bölgede son 10 yılın en yıkıcı kasırgasında ayakta kalmaya çalışıyor.
Saatte 245 kilometre hızla ilerleyen kasırga, önünde ne varsa yıkıp geçiyor.
Kasırganın yol açtığı yıkım, sel ve toprak kaymalarında sadece Haiti’de yaşamını yitirenlerin sayısı 842’ye ulaştı.
2010 yılında meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde 100 bine yakın vatandaşını yitiren Haiti’de, yapı kalitesinin de düşük olması yüzünden kasırganın tahribatı büyük oldu.
Roche a Bateau, Jeremie, Corail ve Petit-Goave kasabalarında taş üstünde taş kalmadı.
Haiti İçişleri Bakanlığı tarafından, depremde en az 3 bin 200 binanın yıkıldığı, 15 bin kişinin ise evsiz kaldığı duyuruldu.
Komşu Dominik Cumhuriyeti’nde de yıkılan ev ve ağaçların altında kalan 70’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Ayrıca 62 bin kişinin sığınaklara tahliye edildiği bilgisi paylaşıldı.
Böylelikle, kasırganın toplam bilançosu bin ölüme ulaştı.
ABD Kızılhaç Örgütü, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti’nde en az 500 bin kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğunu ifade etti.
BM'den Çağrı
BM: 350 bin kişinin insani yardıma ihtiyacı var
Birleşmiş Milletler ülkede 350 bin kişinin insani yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Matthew Kasırgası, Karayipleri etkileyen son 10 yılın en kuvvetli kasırgası.
Haiti ve Küba'yı vuran kasırga, Bahamalar üzerinden ABD'nin doğu kıyılarına doğru ilerliyor.
ABD'nın güneydoğusu kasırgaya hazırlanıyor. ABD'li yetkililer Florida ve Georgia ile Güney ve Kuzey Carolina eyaletlerinde yaklaşık 2 milyon kişiye evlerini terk etmeleri çağrısı yaptı.
Florida Valisi Rick Scott, kasırganın eyaleti doğrudan vurabileceğini ve herkesin hazır olması gerektiğini söyledi.
Scott "Eğer Matthew Florida'yı doğrudan vurursa felaketle sonuçlanabilir. Hazır olmalısınız" dedi.
ABD Başkanı Barack Obama da "Kentinizde tahliye emri varsa ciddiye almalısınız" yönünde açıklama yaptı.
Florida ve Güney Carolina'da acil durum bölgesi ilan edildi.
ABD'de halka en az 3 gün yetecek kadar su ve gıda stoğu yapmaları söylendi.
Yaklaşık 1.5 milyon ABD’liye, güvenli bölgelere gitme çağrısı yapıldı.
Bu 4 eyalette okullar ve kamu kuruluşları kapatıldı.
Florida’daki turistik tesisler ve tema parklar da boşaltıldı, yüzlerce uçak seferi iptal edildi.
Kasırga ABD'ye yaklaşırken kategorisi de en şiddetli ikinci seviye olan 4'e yükseltildi.
Florida yönetimi, son 100 yılda bölgenin karşılaştığı en şiddetli fırtınadan 12 milyon kişinin etkileneceğini duyurdu.
Yaklaşık 3 milyon kişi tahliye edildi.
Eyalette 1.1 milyon kişiye elektrik verilemediği öğrenildi.
Giovanni Scognamillo hayatını kaybetti
Yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen Giovanni Scognamillo, 87 yaşında yaşama gözlerini yumdu.
İtalyan asıllı levanten yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen, eğitmen Giovanni Scognamillo hayatını kaybetti.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Scognamillo, bir süredir solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda tedavi gördüğü Başakşehir Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi.
Yönetmen Mesut Uçakan, Scognamillo'nun vefatına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazarın Türk sinema tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirterek, "Yazdığı kitaplar ve araştırmalarıyla sinemamıza önemli katkıda bulundu. Benim de 2003'te çıkarttığım 'Sonsuz Kare' isimli sinema dergisinde yazılar yazıyordu. Son derece centilmen, naif, Türk kültürüne ve Türk insanına hayran biriydi. Toprağı bol olsun." dedi.
Uçakan, Scognamillo'nun Türk kültürüne büyük ilgi ve sevgi duyduğu ifade ederek, "Bir yabancının Türkiye'de kalıp da Türk kültürünü bu kadar sevmesi de onun değerlere saygısını ifade ediyordu. Bir anlamda Pier Loti'nin sinema versiyonuydu denebilir Giovanni için." diye konuştu.
Scognamillo sinemayla tanıştı
İstanbullu Rum bir anne ile yine İstanbul doğumlu İtalyan babanın tek çocuğu olarak 25 Nisan 1929’da İstanbul’da doğdu. Elhamra Sineması’nın müdürü olan babası Leone Scognamillo sayesinde sinemayla tanıştı.
İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948 yılında yabancı basın kuruluşlarında sinema yazıları yazarak profesyonelliğe adım attı. 1948-61 yıllarında başta İtalyan, Fransız, ABD, Norveç basını olmak üzere yabancı dergi ve gazetelerde birçok yazısı çıktı. Daha sonra 1961’de Akşam Gazetesi’nde sinema eleştirileri yazmaya başladı.
Akşam’la başladığı Türk basınındaki sinema yazarlığını Yön, Sinema 65, Ulusal Sinema, Yedinci Sanat, Yeni Sinema, Ses, Hayat, Bravo, Video-Sinema, Beyaz Perde, TV’de Yedi Gün gibi gazete ve dergilerde sürdürdü.
Bir süre Erler Film ve Ulusal Televizyon'da danışmanlık ve çevirmenlik görevlerini de üstlenen Scognamillo ilk iki kitabını 1965’te Agah Özgüç’le birlikte yazdı. Bu kitapların adları “1965 Sinema Yıllığı” ve “Türk Sinemasında Kadın ve Seks” ti. 1973’te yazdığı “Türk Sinemasında 6 Yönetmen” kitabıyla birlikte bugüne kadar 40’ın üzerinde kitap yazmış onlarca kitabı da Türkçeye çevirmiştir.
60 yıldır sinema, fantastik edebiyatı, bilim kurgu, korku edebiyatı ve okkültizm üzerine kitaplar ve yazılar yazan Giovanni Scognamillo 1997-1999 yılları arasında sadece dört sayısı çıkan Nostromo bilimkurgu dergisinin de editörlüğünü yapmıştır. 2006 yılında “Beyoğlu’nda Bir Levanten: Giovanni Scognamillo” adında belgeseli de yapılan Scognamillo, halen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Türk Sineması” dersleri verdi.
İtalyan asıllı levanten yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen, eğitmen Giovanni Scognamillo hayatını kaybetti.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Scognamillo, bir süredir solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda tedavi gördüğü Başakşehir Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi.
Yönetmen Mesut Uçakan, Scognamillo'nun vefatına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazarın Türk sinema tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirterek, "Yazdığı kitaplar ve araştırmalarıyla sinemamıza önemli katkıda bulundu. Benim de 2003'te çıkarttığım 'Sonsuz Kare' isimli sinema dergisinde yazılar yazıyordu. Son derece centilmen, naif, Türk kültürüne ve Türk insanına hayran biriydi. Toprağı bol olsun." dedi.
Uçakan, Scognamillo'nun Türk kültürüne büyük ilgi ve sevgi duyduğu ifade ederek, "Bir yabancının Türkiye'de kalıp da Türk kültürünü bu kadar sevmesi de onun değerlere saygısını ifade ediyordu. Bir anlamda Pier Loti'nin sinema versiyonuydu denebilir Giovanni için." diye konuştu.
Scognamillo sinemayla tanıştı
İstanbullu Rum bir anne ile yine İstanbul doğumlu İtalyan babanın tek çocuğu olarak 25 Nisan 1929’da İstanbul’da doğdu. Elhamra Sineması’nın müdürü olan babası Leone Scognamillo sayesinde sinemayla tanıştı.
İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948 yılında yabancı basın kuruluşlarında sinema yazıları yazarak profesyonelliğe adım attı. 1948-61 yıllarında başta İtalyan, Fransız, ABD, Norveç basını olmak üzere yabancı dergi ve gazetelerde birçok yazısı çıktı. Daha sonra 1961’de Akşam Gazetesi’nde sinema eleştirileri yazmaya başladı.
Akşam’la başladığı Türk basınındaki sinema yazarlığını Yön, Sinema 65, Ulusal Sinema, Yedinci Sanat, Yeni Sinema, Ses, Hayat, Bravo, Video-Sinema, Beyaz Perde, TV’de Yedi Gün gibi gazete ve dergilerde sürdürdü.
Bir süre Erler Film ve Ulusal Televizyon'da danışmanlık ve çevirmenlik görevlerini de üstlenen Scognamillo ilk iki kitabını 1965’te Agah Özgüç’le birlikte yazdı. Bu kitapların adları “1965 Sinema Yıllığı” ve “Türk Sinemasında Kadın ve Seks” ti. 1973’te yazdığı “Türk Sinemasında 6 Yönetmen” kitabıyla birlikte bugüne kadar 40’ın üzerinde kitap yazmış onlarca kitabı da Türkçeye çevirmiştir.
60 yıldır sinema, fantastik edebiyatı, bilim kurgu, korku edebiyatı ve okkültizm üzerine kitaplar ve yazılar yazan Giovanni Scognamillo 1997-1999 yılları arasında sadece dört sayısı çıkan Nostromo bilimkurgu dergisinin de editörlüğünü yapmıştır. 2006 yılında “Beyoğlu’nda Bir Levanten: Giovanni Scognamillo” adında belgeseli de yapılan Scognamillo, halen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Türk Sineması” dersleri verdi.
Çalışana zorunlu BES 1 Ocak'ta
45 yaş altındaki ücretli çalışanlar, 1 Ocak’ta zorunlu olarak BES’e geçecek. Uygulama ile sistemde kalan her çalışana ek bin lira devlet katkısı var.
Çalışanlar için 1 Ocak'ta yeni bir dönem başlıyor. 45 yaşın altındaki ücretli çalışanların Bireysel Emeklilik Sistemi'ne otomatik katılımını sağlayacak uygulama, bu tarihten itibaren start alıyor. Sistem ile 45 yaş altındaki ücret karşılığı çalışanlar, işverenleri aracılığıyla bir emeklilik planına dahil olacak.
Çalışan isterse 2 ay içinde sistemden çıkabilecek. Sistemde kalanlara ise mevcut Bireysel Emeklilik Sistemi'nde yer alan yüzde 25'lik devlet katkısına ilave destekler de sunulacak. Çalışanın cayma hakkını kullanmaması halinde, sisteme girişte bir defaya mahsus olmak üzere, bin lira ilave devlet katkısı sağlanacak.
Emeklilik hakkının kullanılması durumunda, hesabında bulunan birikimi en az 10 yıllık, yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih eden çalışana, birikiminin yüzde 5'i karşılığı ek devlet katkısı ödemesi yapılacak. Gerek yüzde 25'lik gerekse de ek bin liralık devlet katkısını hak etmenin süreleri bulunuyor. İlk 3 yıl içinde sistemden çıkanlar devlet katkısı alamıyor. 3 ila 6 yıl arasında çıkanlar devlet katkısındaki birikimlerinin yüzde 15'ini, 6 ila 10 yıl arasında çıkanlar yüzde 35'ini alabiliyor.
BES katılımcılarının yüzde 70,63'ü 45 yaşın altında
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 22 Temmuz 2016 itibarıyla 4 milyon 521 bin 928'i 45 yaş altı olmak üzere BES'teki katılımcı sayısı 6 milyon 401 bin 800'e ulaştı. 45 yaş altındaki kişiler, sistem içerisindeki katılımcıların yüzde 70,63'ünü oluşturuyor.
BES'e katılımın yüzde 34,03'ü 35-44 yaş aralığındaki kişilerden oluşuyor. Sisteme katılım, 25 yaş altındakilerde 393 bin 133, 25-34 yaş aralığındakilerde 1 milyon 950 bin 170, 45-55 yaş aralığındakilerde 1 milyon 396 bin 576, 56 yaş ve üzerindekilerde ise 483 bin 296 düzeyinde gerçekleşti.
Aynı dönemde katılımcıların fon tutarı 48 milyar 538,5 milyon lirayı, devlet katkısı fon tutarı da 6 milyar 330,9 milyon lirayı buldu. Söz konusu tarih itibarıyla BES'ten emekli olanların sayısı ise 37 bin 498'e ulaştı.
BES'te en fazla katılımcının yerleşik olduğu şehirler 1 milyon 808 bin 459 kişi ile İstanbul, 599 bin 667 kişi ile Ankara, 460 bin 349 kişi ile İzmir, 273 bin 650 kişi ile Antalya, 252 bin 864 kişi ile de Bursa olarak sıralandı. cnntürk
Çalışanlar için 1 Ocak'ta yeni bir dönem başlıyor. 45 yaşın altındaki ücretli çalışanların Bireysel Emeklilik Sistemi'ne otomatik katılımını sağlayacak uygulama, bu tarihten itibaren start alıyor. Sistem ile 45 yaş altındaki ücret karşılığı çalışanlar, işverenleri aracılığıyla bir emeklilik planına dahil olacak.
Çalışan isterse 2 ay içinde sistemden çıkabilecek. Sistemde kalanlara ise mevcut Bireysel Emeklilik Sistemi'nde yer alan yüzde 25'lik devlet katkısına ilave destekler de sunulacak. Çalışanın cayma hakkını kullanmaması halinde, sisteme girişte bir defaya mahsus olmak üzere, bin lira ilave devlet katkısı sağlanacak.
Emeklilik hakkının kullanılması durumunda, hesabında bulunan birikimi en az 10 yıllık, yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih eden çalışana, birikiminin yüzde 5'i karşılığı ek devlet katkısı ödemesi yapılacak. Gerek yüzde 25'lik gerekse de ek bin liralık devlet katkısını hak etmenin süreleri bulunuyor. İlk 3 yıl içinde sistemden çıkanlar devlet katkısı alamıyor. 3 ila 6 yıl arasında çıkanlar devlet katkısındaki birikimlerinin yüzde 15'ini, 6 ila 10 yıl arasında çıkanlar yüzde 35'ini alabiliyor.
BES katılımcılarının yüzde 70,63'ü 45 yaşın altında
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 22 Temmuz 2016 itibarıyla 4 milyon 521 bin 928'i 45 yaş altı olmak üzere BES'teki katılımcı sayısı 6 milyon 401 bin 800'e ulaştı. 45 yaş altındaki kişiler, sistem içerisindeki katılımcıların yüzde 70,63'ünü oluşturuyor.
BES'e katılımın yüzde 34,03'ü 35-44 yaş aralığındaki kişilerden oluşuyor. Sisteme katılım, 25 yaş altındakilerde 393 bin 133, 25-34 yaş aralığındakilerde 1 milyon 950 bin 170, 45-55 yaş aralığındakilerde 1 milyon 396 bin 576, 56 yaş ve üzerindekilerde ise 483 bin 296 düzeyinde gerçekleşti.
Aynı dönemde katılımcıların fon tutarı 48 milyar 538,5 milyon lirayı, devlet katkısı fon tutarı da 6 milyar 330,9 milyon lirayı buldu. Söz konusu tarih itibarıyla BES'ten emekli olanların sayısı ise 37 bin 498'e ulaştı.
BES'te en fazla katılımcının yerleşik olduğu şehirler 1 milyon 808 bin 459 kişi ile İstanbul, 599 bin 667 kişi ile Ankara, 460 bin 349 kişi ile İzmir, 273 bin 650 kişi ile Antalya, 252 bin 864 kişi ile de Bursa olarak sıralandı. cnntürk
Yüz binlerce memurun işi tehlikede
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’cü Jandarma Yüzbaşı C.Ç.’nin itirafları sonrasında yüz binlerce kişiyi doğrudan etkileyen 5 sınavı mercek altına aldı.
Habertürk Gazetesi'nden Fevzi Çakır'ın haberine göre, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’cü Jandarma Yüzbaşı C.Ç.’nin itirafları sonrasında yüz binlerce kişiyi doğrudan etkileyen 5 sınavı mercek altına aldı. Başsavcılık, soruların çalındığı gerekçesiyle 2009- 2012 KPSS, 2013 ALES ve YDS ile İç Denetçilik Sınavı’nı inceliyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası TSK’dan ihraç edilen ve tutuklanan C.Ç.’nin KPSS soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman’a tanık sıfatıyla verdiği ve soruşturmanın genişletilmesine neden olan ifadesinden çarpıcı bölümler şöyle:
BİLGİSAYARDAN ARADIĞIM ÖZELLİKLERE UYGUN BİR BAYANIN FOTOĞRAFINI
GÖSTERDİ
1999’da Işık Dershanesi’ne başladıktan 1 ay kadar sonra, başarılı bir öğrenci olmamdan dolayı aynı sınıfta öğrenci olan soy ismini bilmediğim B. benimle özel olarak ilgilenmeye başladı. B. vasıtasıyla Cemaat’le tanıştım. Işık Dershanesi’nde 3-4 ay kayıtlı öğrenci oldum. 3-4 ay sonra kaydımı Cemaatçi olmayan bir dershaneye aldırdılar. Yoğun bir çalışma dönemiyle birlikte Haziran 2000’de ÖSS’ye girdim. Yüksek puan aldım. Cemaat’in telkinleriyle Kara Harp Okulu sınavına müracaat ettim. Mülakatı geçerek okulu kazandım. 2004’te mezun oldum. Okul bittikten sonra görev yaptığım yerlerde ilk 2 yıl subay temel kurslarına gittim. 2006’da kurayla İstanbul’a atandım. Burada çalışırken, kod ismini M. olarak bildiğim, gerçek ismini bilmediğim ve Cemaat’in okullarında din kültürü öğretmeni olarak görev yapan ve benim ev abim olan şahsa evlenmek istediğimi söyledim. Ü. kod isimli birinin yanına götürdü. Ü. bana, bilgisayardan aradığım özelliklere uygun bir bayanın fotoğrafını gösterdi. CV şeklinde Excell’de bir çizelgede eşimin fotoğrafı vardı. Beğenince görüşmeyi kabul ettim. Görüşme için eşimin bulunduğu Kahramanmaraş’a 2007’nin eylül ayında gittim. Kendisi orada Anafen Dershanesi’nde öğretmendi. Cemaat evine gittik. Orada bulunan kişiye olumlu beyanda bulundum.
EŞİM DÜĞÜNDEN SONRA BAŞINI AÇTI
Eşim tanıştığımızda Kahramanmaraş Anafen Dersanesi’nde yeni işe başlamış ve kaydı yapılmamıştı. Ben asker olduğum için bir sorun yaşamamam için eşimi gayriresmi bir dönem dershanede çalıştırdılar. SGK kaydında eşim gözükmemektedir. 2008’de evlendik. Eşimin başı kapalıydı ancak düğünden hemen önce başını açtı.
2 SENE O EVE GİDİP GELDİM
2008’de İstanbul’dan Karabük’e atandım. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra kendisini İstanbul’dan tanıdığım, muhtemelen Batı Karadeniz bölgesinde askerlerle ilgilenen imam olduğunu düşündüğüm bir şahıs aradı. Birlikte bir daireye gittik. Kapıda bizi soy ismi A. olan şahıs karşıladı. Bundan sonra bana, bu eve gelmem gerektiği ve abimin de A. olduğu söylendi. 2 sene bu eve A.’nın yanına gidip gelmeye başladım.
2010 KPSS SORULARINI FLASH BELLEKLE VERDİ
2010 KPSS’den 2-3 gün kadar önce A. beni kendi evine çağırdı. Eve gittiğimde yanında beni daha önce onunla tanıştıran şahıs vardı. Bu şahıs bilgisayarını açtı, bana ve sınava girecek olan A.’ya yemin metni okuttuktan sonra flash bellekte 2010 KPSS sorularını verdi.
TELEFONUMA ByLOCK YÜKLEDİ
2015 ocak ayında Etimesgut’taki evime M. kod adlı, gerçek ismini bilmediğim Cemaat abisi geldi. Yanında getirdiği bilgisayara benim cep telefonumun harici hafızasını taktı ve ByLock isimli programı cep telefonuma kurdu. Sistemdeki ismim ‘Freedom’ idi. Programı kurarken bana “KPSS soruşturması devam ediyor. Sizin de orada adınız geçiyor, operasyonlarda isminiz geçerse biz size buradan bilgi vereceğiz, kendine bir aile avukatı bul. Bu avukata KPSS ile ilgili bir şeyden bahsetme. Polis gelirse içeri alma. Avukat eşliğinde polisi içeriye alın, bundan eşine bahsetme” dedi.
1 AY SONRA MESAJ GELDİ
Yaklaşık 1 ay sonra ByLock programına “Eve gel, görüşelim” mesajı geldi. Eşimle, Cemaat abim olan S.’nin Şentepe’deki evine gittik. Oradan başka abinin evine gittik. Bizi bir abi karşıladı, “Arkadaşlar yakın bir tarihte KPSS operasyonları başlıyor ve dalga dalga devam edecek, ilk önce 120 net yapanlardan başlayacaklar, daha sonra 119-118 şeklinde aşağıya doğru inecekler. Bu şekilde planlanıyor ancak farklı bir plan daha var, tam olarak onu bilmiyorum” dedi. Bu görüşmeden 1 ay sonra KPSS operasyonları başlamıştı. Bize “Eğer operasyon için gelecek olurlarsa birkaç gün önceden haber veririz” demişlerdi. Eşime operasyon sırası gelmediği için KPSS operasyonundan bize bir haber gelmedi.
KPSS, YDS, ALES VE İÇ DENETÇİLİK
2009, 2010 ve 2012 KPSS sorularının Cemaat’e geldiğini biliyorum. 2013’te yapılan YDS (Yabancı Dil Sınavı), ALES ve İç Denetçilik Sınavı ile ilgili olarak şunları söyleyebilirim: Ben 2013’te YDS, ALES ve İç Denetçilik Sınavı’na girdim. Bu sınavlardan 1 gün önce Cemaat abim H. bizi evine çağırmıştı. Eve Yüzbaşı Ş. ve Yüzbaşı M. ile birlikte gittik. Üçümüz de YDS ve ALES’e girecektik. H., her birimize toplam 300 adet soru verdi. Sınavda normalde 80 soru sorulmaktadır. Gerçekten de sınava girip çıktıktan sonra bize verilen 300 sorudan 60-70 arası sorunun tıpatıp YDS’de sorulan sorular olduğunu gördük. ALES’e girmeden 1 gün önce H. yine bizi çağırdı. Yine ALES’te çıkacak olan sorunun 5-6 katı soruyu bize verdi. Sınava girdiğimizde gördük ki sorular sınavdan önce bize verilen sorulardı. H.’den kısa bir süre sonra kod ismini ve gerçek ismini hatırlamadığım Cemaat abisi bize abilik yaptı. İç Denetçilik Sınavı’ndan 1 gün önce bu kişinin evine gittik. Sınavın, anayasa ve muhasebe sorularının dışındaki tüm sorularını bize yazılı kâğıtta verdi.
SAVCIDAN ‘ETKİN PİŞMANLIK’ ÇAĞRISI
Savcı Erkman, Facebook hesabından dün önemli bir çağrıda bulundu. Erkman, “Bir şekilde bunların (FETÖ) içinde bulunanları aklıselime, ailesinin, çocuklarının geleceğini düşünmeye, vatan-devlet-millet yanında yer almaya ve TCK 221. maddesindeki etkin pişmanlık hakkından yararlanarak ifade vermeye davet ediyorum, adalete güvensinler” ifadesini kullandı.
Habertürk Gazetesi'nden Fevzi Çakır'ın haberine göre, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’cü Jandarma Yüzbaşı C.Ç.’nin itirafları sonrasında yüz binlerce kişiyi doğrudan etkileyen 5 sınavı mercek altına aldı. Başsavcılık, soruların çalındığı gerekçesiyle 2009- 2012 KPSS, 2013 ALES ve YDS ile İç Denetçilik Sınavı’nı inceliyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası TSK’dan ihraç edilen ve tutuklanan C.Ç.’nin KPSS soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman’a tanık sıfatıyla verdiği ve soruşturmanın genişletilmesine neden olan ifadesinden çarpıcı bölümler şöyle:
BİLGİSAYARDAN ARADIĞIM ÖZELLİKLERE UYGUN BİR BAYANIN FOTOĞRAFINI
GÖSTERDİ
1999’da Işık Dershanesi’ne başladıktan 1 ay kadar sonra, başarılı bir öğrenci olmamdan dolayı aynı sınıfta öğrenci olan soy ismini bilmediğim B. benimle özel olarak ilgilenmeye başladı. B. vasıtasıyla Cemaat’le tanıştım. Işık Dershanesi’nde 3-4 ay kayıtlı öğrenci oldum. 3-4 ay sonra kaydımı Cemaatçi olmayan bir dershaneye aldırdılar. Yoğun bir çalışma dönemiyle birlikte Haziran 2000’de ÖSS’ye girdim. Yüksek puan aldım. Cemaat’in telkinleriyle Kara Harp Okulu sınavına müracaat ettim. Mülakatı geçerek okulu kazandım. 2004’te mezun oldum. Okul bittikten sonra görev yaptığım yerlerde ilk 2 yıl subay temel kurslarına gittim. 2006’da kurayla İstanbul’a atandım. Burada çalışırken, kod ismini M. olarak bildiğim, gerçek ismini bilmediğim ve Cemaat’in okullarında din kültürü öğretmeni olarak görev yapan ve benim ev abim olan şahsa evlenmek istediğimi söyledim. Ü. kod isimli birinin yanına götürdü. Ü. bana, bilgisayardan aradığım özelliklere uygun bir bayanın fotoğrafını gösterdi. CV şeklinde Excell’de bir çizelgede eşimin fotoğrafı vardı. Beğenince görüşmeyi kabul ettim. Görüşme için eşimin bulunduğu Kahramanmaraş’a 2007’nin eylül ayında gittim. Kendisi orada Anafen Dershanesi’nde öğretmendi. Cemaat evine gittik. Orada bulunan kişiye olumlu beyanda bulundum.
EŞİM DÜĞÜNDEN SONRA BAŞINI AÇTI
Eşim tanıştığımızda Kahramanmaraş Anafen Dersanesi’nde yeni işe başlamış ve kaydı yapılmamıştı. Ben asker olduğum için bir sorun yaşamamam için eşimi gayriresmi bir dönem dershanede çalıştırdılar. SGK kaydında eşim gözükmemektedir. 2008’de evlendik. Eşimin başı kapalıydı ancak düğünden hemen önce başını açtı.
2 SENE O EVE GİDİP GELDİM
2008’de İstanbul’dan Karabük’e atandım. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra kendisini İstanbul’dan tanıdığım, muhtemelen Batı Karadeniz bölgesinde askerlerle ilgilenen imam olduğunu düşündüğüm bir şahıs aradı. Birlikte bir daireye gittik. Kapıda bizi soy ismi A. olan şahıs karşıladı. Bundan sonra bana, bu eve gelmem gerektiği ve abimin de A. olduğu söylendi. 2 sene bu eve A.’nın yanına gidip gelmeye başladım.
2010 KPSS SORULARINI FLASH BELLEKLE VERDİ
2010 KPSS’den 2-3 gün kadar önce A. beni kendi evine çağırdı. Eve gittiğimde yanında beni daha önce onunla tanıştıran şahıs vardı. Bu şahıs bilgisayarını açtı, bana ve sınava girecek olan A.’ya yemin metni okuttuktan sonra flash bellekte 2010 KPSS sorularını verdi.
TELEFONUMA ByLOCK YÜKLEDİ
2015 ocak ayında Etimesgut’taki evime M. kod adlı, gerçek ismini bilmediğim Cemaat abisi geldi. Yanında getirdiği bilgisayara benim cep telefonumun harici hafızasını taktı ve ByLock isimli programı cep telefonuma kurdu. Sistemdeki ismim ‘Freedom’ idi. Programı kurarken bana “KPSS soruşturması devam ediyor. Sizin de orada adınız geçiyor, operasyonlarda isminiz geçerse biz size buradan bilgi vereceğiz, kendine bir aile avukatı bul. Bu avukata KPSS ile ilgili bir şeyden bahsetme. Polis gelirse içeri alma. Avukat eşliğinde polisi içeriye alın, bundan eşine bahsetme” dedi.
1 AY SONRA MESAJ GELDİ
Yaklaşık 1 ay sonra ByLock programına “Eve gel, görüşelim” mesajı geldi. Eşimle, Cemaat abim olan S.’nin Şentepe’deki evine gittik. Oradan başka abinin evine gittik. Bizi bir abi karşıladı, “Arkadaşlar yakın bir tarihte KPSS operasyonları başlıyor ve dalga dalga devam edecek, ilk önce 120 net yapanlardan başlayacaklar, daha sonra 119-118 şeklinde aşağıya doğru inecekler. Bu şekilde planlanıyor ancak farklı bir plan daha var, tam olarak onu bilmiyorum” dedi. Bu görüşmeden 1 ay sonra KPSS operasyonları başlamıştı. Bize “Eğer operasyon için gelecek olurlarsa birkaç gün önceden haber veririz” demişlerdi. Eşime operasyon sırası gelmediği için KPSS operasyonundan bize bir haber gelmedi.
KPSS, YDS, ALES VE İÇ DENETÇİLİK
2009, 2010 ve 2012 KPSS sorularının Cemaat’e geldiğini biliyorum. 2013’te yapılan YDS (Yabancı Dil Sınavı), ALES ve İç Denetçilik Sınavı ile ilgili olarak şunları söyleyebilirim: Ben 2013’te YDS, ALES ve İç Denetçilik Sınavı’na girdim. Bu sınavlardan 1 gün önce Cemaat abim H. bizi evine çağırmıştı. Eve Yüzbaşı Ş. ve Yüzbaşı M. ile birlikte gittik. Üçümüz de YDS ve ALES’e girecektik. H., her birimize toplam 300 adet soru verdi. Sınavda normalde 80 soru sorulmaktadır. Gerçekten de sınava girip çıktıktan sonra bize verilen 300 sorudan 60-70 arası sorunun tıpatıp YDS’de sorulan sorular olduğunu gördük. ALES’e girmeden 1 gün önce H. yine bizi çağırdı. Yine ALES’te çıkacak olan sorunun 5-6 katı soruyu bize verdi. Sınava girdiğimizde gördük ki sorular sınavdan önce bize verilen sorulardı. H.’den kısa bir süre sonra kod ismini ve gerçek ismini hatırlamadığım Cemaat abisi bize abilik yaptı. İç Denetçilik Sınavı’ndan 1 gün önce bu kişinin evine gittik. Sınavın, anayasa ve muhasebe sorularının dışındaki tüm sorularını bize yazılı kâğıtta verdi.
SAVCIDAN ‘ETKİN PİŞMANLIK’ ÇAĞRISI
Savcı Erkman, Facebook hesabından dün önemli bir çağrıda bulundu. Erkman, “Bir şekilde bunların (FETÖ) içinde bulunanları aklıselime, ailesinin, çocuklarının geleceğini düşünmeye, vatan-devlet-millet yanında yer almaya ve TCK 221. maddesindeki etkin pişmanlık hakkından yararlanarak ifade vermeye davet ediyorum, adalete güvensinler” ifadesini kullandı.
2 olimpiyat madalyalı şampiyon tecavüzden yargılanacak
Avusturyalı eski dünya eski judo şampiyonu Peter Seisenbacher hakkında 14 yaşından küçük iki kıza tecavüz ettiği iddiasıyla dava açıldı.
Viyana Savcılığı'ndan yapılan açıklamaya göre iki olimpiyat madalyalı Seisenbacher'in 1999 yılında 11 yaşındaki bir kız çocuğuna 2002 yılına kadar birçok kez tecavüz ettiği, 2004 yılında da 13 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürüldü.
Seisenbacher 2001 yılında Hırvatistan'da bir eğitim kampında 16 yaşındaki kıza cinsel saldırı girişiminden de yargılanıyor.
Hakkındaki iddialara yönelik bir açıklama yapmayan Seisenbacher'in suçlu bulunması durumunda 10 yıla kadar hapis cezası alacağı belirtiliyor.
Los Angeles'te 1984 yılında ve Seul'de 1988'de düzenlenen olimpiyatlarda judo dalında altın madalya kazanan Seisenbacher, antrenörlük görevini yürütüyor. cnntürk
Üsküdar'a 2 dev proje geliyor
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar-Beykoz arasına metro hattı ve Harem-Beylerbeyi-Küçüksu Tüneli'nin yapılacağı müjdesini verdi.
Üsküdar Belediye Meclisi, 2017 Mali Yılı Bütçesi ve Stratejik Plan ile Performans Programını görüşmek üzere Ekim ayı olağan toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantıda Stratejik Plan ile yine Stratejik Planda yer alan amaç ve hedeflere bağlı olarak hazırlanan Performans Programı da oy çokluğuyla kabul edildi.
Üsküdar Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen bütçe görüşmelerine, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Başkan Yardımcıları, AK Parti ve CHP Meclis Üyeleri'nin yanı sıra Üsküdar Belediyesi birim müdürleri de katıldı.
İlçede planlanan yatırım ve projeler ile müdürlük harcama kalemlerini içeren 410 milyon liralık 2017 yılı bütçesi Meclis'e sunuldu. Yapılan oylamada bütçe oy çokluğuyla meclisten geçti.
2 büyük proje
Bütçe görüşmelerini değerlendiren Başkan Hilmi Türkmen, bu dönem yapılacak 'Kentsel Dönüşüm' çalışmalarının yanı sıra 'Üsküdar Meydan Düzenlemesi', temizlik, eğitim, sağlık, spor, kültür sanat, sosyal yardım alanlarında yapılan ve yapılacak olan projeler hakkında da bilgiler verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile görüştüğüne değinen Türkmen, bütçe görüşmeleri sırasında Üsküdar'da başlanacak 2 büyük projenin de müjdesini verdi.
Üsküdar-Beykoz arasına metro geliyor
Türkmen, Kadir Topbaş'ın kamuoyuyla paylaşabilirsin dediğine değinerek, "Raylı sistem Üsküdar'dan Beykoz'a kadar uzanacak. Marmaray'ın hemen çıkışından başlayarak yer altından Beykoz'a yeni bir metro hattı inşa edilecek. Tabi projeleri yapılıyor. 2019'a yetişmese de 2020-2021'e yetiştirilmesi amaçlanıyor. Şimdiden halkımıza hayırlı olsun" diye konuştu.
Harem-Beylerbeyi-Küçüksu tüneli
Türkmen, Üsküdar'a yapılacak diğer büyük projenin de Harem'den başlayarak yine Beykoz'a uzanacağını söyledi.
Türkmen, "Diğer proje yine Harem'den başlayacak. Beylerbeyi Stadı'nın olduğu yerin hemen oradan çıkacak oradan tekrar yer altından devam ederek Küçüksu'ya kadar uzanacak. Lastik tekerlekli araçların geçiş yapacağı Tünel projesi de hayata geçirilecek. Bu iki proje eş zamanlı yürütülecek. Birisi metro diğeri de lastik tekerlekli araçlar için tünel olacak" diyerek Üsküdarlılara müjdeyi verdi.
"Üsküdar Meydanı'ndaki şantiye görünümünden kurtulacak"
Üsküdar'da 2 tane önemli hedefleri olduğunu söyleyen Türkmen, bunlardan birisinin 'Kentsel Dönüşüm' diğerinin de 'Üsküdar Meydan Projesi' olduğunu belirtti.
Türkmen, kentsel dönüşümde önemli mesafe kaydettiklerine belirterek, "Meydanla ilgili de 2004'ün Mayıs ayında Marmaray'ın temelinin atıldığı günden bu yana sürekli bir şantiye görünümü hali mevcut. Süratle yeni hizmet binamıza taşındık. Eski belediye binasını yıktık. Proje tamamlandığında altı 1000 araçlık otopark üstü meydan olarak düzenlenecek. Mevcut alan 3 kat genişleyecek. Oradaki katlı otoparkı da yıl başına kadar oradan kaldırmış olacağız. Mimar Sinan alanı 17 bin metrekare olacak. Muazzam bir Üsküdar Meydanı inşallah 2018 yılının Ağustos ayına bitirmiş olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Meydanda bulunan Korkmazlar Çarşısı'ndaki dükkan sahiplerinin de mağdur edilmeyeceğini vurgulayan Türkmen, "Hak sahipleriyle yapılacak projeyi görüştük. Önümüzdeki hafta buradaki mal sahibi dostlarımızı davet edip yeni yapılacak dükkanları nasıl olacak numarası ne olacak herkese tek tek yerini göstereceğiz. Oranın da yıkımıyla birlikte buraları da komple meydana dahil etmiş olacağız. Yeni yapılacak olan iş merkezini Mimar Sinan Meydanı'ndaki belediye binasının arka kısmına yerleştirilecek. Burası AVM olmayacak, meydanı tekrar beton yığını haline getirmek söz konusu değil. Korkmazlar Çarşısı'ndaki dükkanların taşınacağı güzel bir iş merkezi olacak" dedi.
Türkmen, hükümet konağı ile yeni belediye binası arasındaki 2 bin 600 metrekarelik özel mülk olan alanın da kamulaştırılacak meydana dahil olacağını belirtti.
Harem Otogarı taşınıyor
İBB'nin planlanmasını tamamladığı ve ihalesini yaptığı projeler olduğunu vurgulayan Türkmen, Harem Otogarı'nın taşınacağını söyledi.
Türkmen, "Ataşehir'de yeni bir otogar ihalesi yapıldı. Yeni otogar tamamlandığında Harem Otogarı oraya taşınacak. Ve sonrasında Harem muazzam bir rekreasyon alanı olacak. Gökdelenler oteller yapılacak deniliyor. Öyle bir şey olmayacak. Dinlenme alanları, çocuk oyun alanları, parklar ile Harem özel bir yere dönüşecek" dedi.
Büyük projeler tamamlandı
Üsküdar'da yapımı süren iki önemli proje daha bulunduğunu hatırlatan Türkmen, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro hattının ve Avrasya Tüp Geçidi'nin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Çamlıca Tepesi'ndeki anten kirliğinin de artık sona ereceğine dikkat çekti.
Başkan Türkmen, sadece Üsküdar ve İstanbul'un değil aynı zaman da Türkiye'nin de sayılı projelerinden olan bu iki projenin yakın zamanda açılacağına vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro hattı 2017'nin Mayıs ayında halkımızın hizmetine sunulacak. Avrasya Tüp Geçidi ise 20 Aralık 2016'da açılacak.
Yine 2017'nin Mayıs ya da Haziran aylarında yıllardır konuşulan ama hiç çözülemeyen Çamlıca Tepesi'ndeki anten kirliliği de nihayet sona ermiş olacak. Büyük Çamlıca'daki TV-radyo vericileri kaldırılıp Küçük Çamlıca Tepesi'ndeki inşası süren tek bir kuleye taşınacak.
53 kattan oluşan kule 220 metre yüksekliğe sahip. Her bir katının yüksekliği 4.5 metre olan Çamlıca TV-Raydo Kulesi'nin üzerinde 165 metre uzunluğunda anten olacak. Toplam uzunluğu 365 metreye ulaşan kulenin maliyeti 170 milyon TL civarında olacak. Çamlıca TV Radyo Kulesi tamamlandığında İstanbul'un sembolü olacak.
Cumhuriyet tarihinin en büyük eseri olacak olan Çamlıca Cami'nin de inşaatı 2017'de tamamlanacak. Ramazan ayında ibadete açılacak. Fakat çevre düzenlemeleri bir süre daha devam edecek."
Tarihi Beylerbeyi Tüneli'ni yeniden trafiğe açarak vatandaşlarımızın hizmetine sunduklarını hatırlatan Türkmen, "Boğaz trafiğine takılmadan Üsküdar'a ulaşımı kolaylaştırdık. O güzergâhı kullananlar için güzel bir hizmet oldu" diye konuştu.
Daha yeşil bir Üsküdar
Üsküdar'da kişi başına düşen yeşil alanın oranını 8.9 metrekareye çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Türkmen, bunun dünya startlarını yakalayan bir oran olduğunu belirterek, "Göreve geldiğimiz 2014 senesinde hedefimizi kişi başına 10 metrekare olarak belirlemiştik. Hamdolsun bu sene sonuna kadar bunu kişi başına 9 metrekare yaparak sonrasında bu oranı hedeflediğimiz noktaya ulaşacağız" dedi.
Validebağ Kent Ormanı Korusu hayata geçiriliyor
Türkmen, seçim vaatleri arasında bulunan 'Validebağ Kent Ormanı' projesini 2017 yılında gündemlerine alacaklarını belirtti.
Türkmen, "Şu an İBB ile proje çalışmalarımız devam ediyor. Validebağ Korusu'nun önümüzdeki dönemde bu halinden çok farklı bir noktaya taşıyacağız. O bölgede yaşayan vatandaşlarımızla, dostlarımızla yapacağımız görüşmelerimizde mutabık kalacağımız projeyi hayata geçireceğiz" dedi.
Bağlarbaşı Spor Kompleksi açılıyor
Türkmen, spora yönelik yatırımlarını 2017 yılında da sürdüreceklerine vurgu yaparak, Üsküdar Belediyesi ve Vakıfbank arasında yapılan protokolle Bağlarbaşı'nda muazzam bir kapalı spor salonu inşa ettiklerini söyledi.
Türkmen, 2016'nın Kasım ayında spor salonunu açacaklarını söyledi. Salonun 3 bin kişilik olacağını belirten Türkmen, "Türkiye'nin en mükemmel kapalı spor merkezlerinden bir tanesini yaptık. Merkezin içinde adeta yok yok. Hentbol, basketbol salonları, yüzme havuzu, fitnes salonu, sosyal tesisler, kapalı otoparkı ile muazzam bir eser meydana geldi" şeklinde konuştu.
Türkmen konuşmasının son bölümünde Ünalan'da yapımı bitmek üzere olan Ünalan Kapalı Spor Salonu'nu da yakında hizmete açacaklarını söyledi.
Üsküdar Belediye Meclisi, 2017 Mali Yılı Bütçesi ve Stratejik Plan ile Performans Programını görüşmek üzere Ekim ayı olağan toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantıda Stratejik Plan ile yine Stratejik Planda yer alan amaç ve hedeflere bağlı olarak hazırlanan Performans Programı da oy çokluğuyla kabul edildi.
Üsküdar Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen bütçe görüşmelerine, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Başkan Yardımcıları, AK Parti ve CHP Meclis Üyeleri'nin yanı sıra Üsküdar Belediyesi birim müdürleri de katıldı.
İlçede planlanan yatırım ve projeler ile müdürlük harcama kalemlerini içeren 410 milyon liralık 2017 yılı bütçesi Meclis'e sunuldu. Yapılan oylamada bütçe oy çokluğuyla meclisten geçti.
2 büyük proje
Bütçe görüşmelerini değerlendiren Başkan Hilmi Türkmen, bu dönem yapılacak 'Kentsel Dönüşüm' çalışmalarının yanı sıra 'Üsküdar Meydan Düzenlemesi', temizlik, eğitim, sağlık, spor, kültür sanat, sosyal yardım alanlarında yapılan ve yapılacak olan projeler hakkında da bilgiler verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile görüştüğüne değinen Türkmen, bütçe görüşmeleri sırasında Üsküdar'da başlanacak 2 büyük projenin de müjdesini verdi.
Üsküdar-Beykoz arasına metro geliyor
Türkmen, Kadir Topbaş'ın kamuoyuyla paylaşabilirsin dediğine değinerek, "Raylı sistem Üsküdar'dan Beykoz'a kadar uzanacak. Marmaray'ın hemen çıkışından başlayarak yer altından Beykoz'a yeni bir metro hattı inşa edilecek. Tabi projeleri yapılıyor. 2019'a yetişmese de 2020-2021'e yetiştirilmesi amaçlanıyor. Şimdiden halkımıza hayırlı olsun" diye konuştu.
Harem-Beylerbeyi-Küçüksu tüneli
Türkmen, Üsküdar'a yapılacak diğer büyük projenin de Harem'den başlayarak yine Beykoz'a uzanacağını söyledi.
Türkmen, "Diğer proje yine Harem'den başlayacak. Beylerbeyi Stadı'nın olduğu yerin hemen oradan çıkacak oradan tekrar yer altından devam ederek Küçüksu'ya kadar uzanacak. Lastik tekerlekli araçların geçiş yapacağı Tünel projesi de hayata geçirilecek. Bu iki proje eş zamanlı yürütülecek. Birisi metro diğeri de lastik tekerlekli araçlar için tünel olacak" diyerek Üsküdarlılara müjdeyi verdi.
"Üsküdar Meydanı'ndaki şantiye görünümünden kurtulacak"
Üsküdar'da 2 tane önemli hedefleri olduğunu söyleyen Türkmen, bunlardan birisinin 'Kentsel Dönüşüm' diğerinin de 'Üsküdar Meydan Projesi' olduğunu belirtti.
Türkmen, kentsel dönüşümde önemli mesafe kaydettiklerine belirterek, "Meydanla ilgili de 2004'ün Mayıs ayında Marmaray'ın temelinin atıldığı günden bu yana sürekli bir şantiye görünümü hali mevcut. Süratle yeni hizmet binamıza taşındık. Eski belediye binasını yıktık. Proje tamamlandığında altı 1000 araçlık otopark üstü meydan olarak düzenlenecek. Mevcut alan 3 kat genişleyecek. Oradaki katlı otoparkı da yıl başına kadar oradan kaldırmış olacağız. Mimar Sinan alanı 17 bin metrekare olacak. Muazzam bir Üsküdar Meydanı inşallah 2018 yılının Ağustos ayına bitirmiş olmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Meydanda bulunan Korkmazlar Çarşısı'ndaki dükkan sahiplerinin de mağdur edilmeyeceğini vurgulayan Türkmen, "Hak sahipleriyle yapılacak projeyi görüştük. Önümüzdeki hafta buradaki mal sahibi dostlarımızı davet edip yeni yapılacak dükkanları nasıl olacak numarası ne olacak herkese tek tek yerini göstereceğiz. Oranın da yıkımıyla birlikte buraları da komple meydana dahil etmiş olacağız. Yeni yapılacak olan iş merkezini Mimar Sinan Meydanı'ndaki belediye binasının arka kısmına yerleştirilecek. Burası AVM olmayacak, meydanı tekrar beton yığını haline getirmek söz konusu değil. Korkmazlar Çarşısı'ndaki dükkanların taşınacağı güzel bir iş merkezi olacak" dedi.
Türkmen, hükümet konağı ile yeni belediye binası arasındaki 2 bin 600 metrekarelik özel mülk olan alanın da kamulaştırılacak meydana dahil olacağını belirtti.
Harem Otogarı taşınıyor
İBB'nin planlanmasını tamamladığı ve ihalesini yaptığı projeler olduğunu vurgulayan Türkmen, Harem Otogarı'nın taşınacağını söyledi.
Türkmen, "Ataşehir'de yeni bir otogar ihalesi yapıldı. Yeni otogar tamamlandığında Harem Otogarı oraya taşınacak. Ve sonrasında Harem muazzam bir rekreasyon alanı olacak. Gökdelenler oteller yapılacak deniliyor. Öyle bir şey olmayacak. Dinlenme alanları, çocuk oyun alanları, parklar ile Harem özel bir yere dönüşecek" dedi.
Büyük projeler tamamlandı
Üsküdar'da yapımı süren iki önemli proje daha bulunduğunu hatırlatan Türkmen, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro hattının ve Avrasya Tüp Geçidi'nin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Çamlıca Tepesi'ndeki anten kirliğinin de artık sona ereceğine dikkat çekti.
Başkan Türkmen, sadece Üsküdar ve İstanbul'un değil aynı zaman da Türkiye'nin de sayılı projelerinden olan bu iki projenin yakın zamanda açılacağına vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro hattı 2017'nin Mayıs ayında halkımızın hizmetine sunulacak. Avrasya Tüp Geçidi ise 20 Aralık 2016'da açılacak.
Yine 2017'nin Mayıs ya da Haziran aylarında yıllardır konuşulan ama hiç çözülemeyen Çamlıca Tepesi'ndeki anten kirliliği de nihayet sona ermiş olacak. Büyük Çamlıca'daki TV-radyo vericileri kaldırılıp Küçük Çamlıca Tepesi'ndeki inşası süren tek bir kuleye taşınacak.
53 kattan oluşan kule 220 metre yüksekliğe sahip. Her bir katının yüksekliği 4.5 metre olan Çamlıca TV-Raydo Kulesi'nin üzerinde 165 metre uzunluğunda anten olacak. Toplam uzunluğu 365 metreye ulaşan kulenin maliyeti 170 milyon TL civarında olacak. Çamlıca TV Radyo Kulesi tamamlandığında İstanbul'un sembolü olacak.
Cumhuriyet tarihinin en büyük eseri olacak olan Çamlıca Cami'nin de inşaatı 2017'de tamamlanacak. Ramazan ayında ibadete açılacak. Fakat çevre düzenlemeleri bir süre daha devam edecek."
Tarihi Beylerbeyi Tüneli'ni yeniden trafiğe açarak vatandaşlarımızın hizmetine sunduklarını hatırlatan Türkmen, "Boğaz trafiğine takılmadan Üsküdar'a ulaşımı kolaylaştırdık. O güzergâhı kullananlar için güzel bir hizmet oldu" diye konuştu.
Daha yeşil bir Üsküdar
Üsküdar'da kişi başına düşen yeşil alanın oranını 8.9 metrekareye çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Türkmen, bunun dünya startlarını yakalayan bir oran olduğunu belirterek, "Göreve geldiğimiz 2014 senesinde hedefimizi kişi başına 10 metrekare olarak belirlemiştik. Hamdolsun bu sene sonuna kadar bunu kişi başına 9 metrekare yaparak sonrasında bu oranı hedeflediğimiz noktaya ulaşacağız" dedi.
Validebağ Kent Ormanı Korusu hayata geçiriliyor
Türkmen, seçim vaatleri arasında bulunan 'Validebağ Kent Ormanı' projesini 2017 yılında gündemlerine alacaklarını belirtti.
Türkmen, "Şu an İBB ile proje çalışmalarımız devam ediyor. Validebağ Korusu'nun önümüzdeki dönemde bu halinden çok farklı bir noktaya taşıyacağız. O bölgede yaşayan vatandaşlarımızla, dostlarımızla yapacağımız görüşmelerimizde mutabık kalacağımız projeyi hayata geçireceğiz" dedi.
Bağlarbaşı Spor Kompleksi açılıyor
Türkmen, spora yönelik yatırımlarını 2017 yılında da sürdüreceklerine vurgu yaparak, Üsküdar Belediyesi ve Vakıfbank arasında yapılan protokolle Bağlarbaşı'nda muazzam bir kapalı spor salonu inşa ettiklerini söyledi.
Türkmen, 2016'nın Kasım ayında spor salonunu açacaklarını söyledi. Salonun 3 bin kişilik olacağını belirten Türkmen, "Türkiye'nin en mükemmel kapalı spor merkezlerinden bir tanesini yaptık. Merkezin içinde adeta yok yok. Hentbol, basketbol salonları, yüzme havuzu, fitnes salonu, sosyal tesisler, kapalı otoparkı ile muazzam bir eser meydana geldi" şeklinde konuştu.
Türkmen konuşmasının son bölümünde Ünalan'da yapımı bitmek üzere olan Ünalan Kapalı Spor Salonu'nu da yakında hizmete açacaklarını söyledi.
7 Ekim 2016 Cuma
Danıştay son kararı verdi: 2018'de özel kurslar tek ders verebilecek
Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığının özel eğitim kurslarına getirdiği "3 bilim grubu" sınırlamasını, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ ile ilişkisi nedeniyle okulları kapatılan bir grubun başvurusuyla durdurmuştu. Bakanlığın itiraz ettiği yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili Danıştay son sözünü söyledi. İdari Dava Daireleri Kurulu, bakanlığı haklı buldu.
Milli Eğitim Bakanlığı ile özel okullar arasında anlaşmazlık konusu olan ve daha önce yürütmesi durdurulan "3 bilim grubu" sınırlamasıyla ilgili Danıştay nihai kararını verdi. İdari Dava Daireleri Kurulu, bakanlığı haklı buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile özel okullar arasında davalık olan özel eğitim kurslarıyla ilgili Danıştay son kararını verdi. Milli Eğitim Bakanlığının, özel okulların en fazla 3 bilim grubunda özel eğitim kursu açabileceğine ilişkin düzenlemesinin yürütmesi Danıştay 8. Dairesi tarafından durdurulmuştu. Bakanlığın itirazı üzerine dosyayı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, son sözü söyledi, yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
FETÖ ile siyasette yaşanan krizlerden biri olan dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi kararının ardından Milli Eğitim Bakanlığı, 18 Eylül 2015’te özel öğrenci etüt merkezlerinin en fazla üç bilim grubunda kurs açmasına izin veren bir genelge yayımlamıştı. Nil Eğitim Hizmetleri şirketinin bu düzenlemeye karşı açtığı dava üzerine Danıştay 8. Dairesi Şubat 2016’da bu maddeyi iptal etmişti. Bakanlık da bunun üzerine özel öğretim kurslarında "bilim grubu", yani açılacak ders sayısını beşe çıkarmıştı.
Bakanlığın 5 Ağustos 2016'da Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile de "bilim grubu" sayısı bire düşürülmüştü. Böylece özel öğretim kursları, daha önce Talim Terbiye Kurulu tarafından Türk dili ve edebiyatı, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve felsefe olmak üzere belirlenen sekiz bilim grubundan sadece birini seçerek ders verebilecekti.
Bakanlık, mevcut özel öğretim kurslarıyla ilgili de özel okullara 1 Temmuz 2018'e kadar, kurumların bir bilim grubunda faaliyet göstermeye uygun hale getirilmesi için süre tanımıştı. Kurum açma izni bir bilim grubuna uygun olarak yeniden düzenlenmemiş olan özel öğrenci etüt eğitim merkezlerinin hakkında ise sürekli kapatma işlemi uygulanacağı belirtilmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı düzenlemenin gerekçesi olarak da uygulamada karşılaşılan aksaklıkların çözümü ile öğrenci ve velilerin yaşayabileceği muhtemel sorunların önlenmesini açıklamıştı.
8 Ağustos 2015 tarihli "Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in yürütmesinin durdurulması kararına Milli Eğitim Bakanlığının itirazının ardından dosyayı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, MEB'in başvurusunu haklı bularak söz konusu kararı kaldırdı. Böylece yönetmeliğin özel eğitim kurumlarının açacağı özel eğitim kursları sınırlaması hükümleri yeniden geçerlilik kazandı. cnntürk
Milli Eğitim Bakanlığı ile özel okullar arasında anlaşmazlık konusu olan ve daha önce yürütmesi durdurulan "3 bilim grubu" sınırlamasıyla ilgili Danıştay nihai kararını verdi. İdari Dava Daireleri Kurulu, bakanlığı haklı buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile özel okullar arasında davalık olan özel eğitim kurslarıyla ilgili Danıştay son kararını verdi. Milli Eğitim Bakanlığının, özel okulların en fazla 3 bilim grubunda özel eğitim kursu açabileceğine ilişkin düzenlemesinin yürütmesi Danıştay 8. Dairesi tarafından durdurulmuştu. Bakanlığın itirazı üzerine dosyayı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, son sözü söyledi, yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
FETÖ ile siyasette yaşanan krizlerden biri olan dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi kararının ardından Milli Eğitim Bakanlığı, 18 Eylül 2015’te özel öğrenci etüt merkezlerinin en fazla üç bilim grubunda kurs açmasına izin veren bir genelge yayımlamıştı. Nil Eğitim Hizmetleri şirketinin bu düzenlemeye karşı açtığı dava üzerine Danıştay 8. Dairesi Şubat 2016’da bu maddeyi iptal etmişti. Bakanlık da bunun üzerine özel öğretim kurslarında "bilim grubu", yani açılacak ders sayısını beşe çıkarmıştı.
Bakanlığın 5 Ağustos 2016'da Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile de "bilim grubu" sayısı bire düşürülmüştü. Böylece özel öğretim kursları, daha önce Talim Terbiye Kurulu tarafından Türk dili ve edebiyatı, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve felsefe olmak üzere belirlenen sekiz bilim grubundan sadece birini seçerek ders verebilecekti.
Bakanlık, mevcut özel öğretim kurslarıyla ilgili de özel okullara 1 Temmuz 2018'e kadar, kurumların bir bilim grubunda faaliyet göstermeye uygun hale getirilmesi için süre tanımıştı. Kurum açma izni bir bilim grubuna uygun olarak yeniden düzenlenmemiş olan özel öğrenci etüt eğitim merkezlerinin hakkında ise sürekli kapatma işlemi uygulanacağı belirtilmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı düzenlemenin gerekçesi olarak da uygulamada karşılaşılan aksaklıkların çözümü ile öğrenci ve velilerin yaşayabileceği muhtemel sorunların önlenmesini açıklamıştı.
8 Ağustos 2015 tarihli "Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in yürütmesinin durdurulması kararına Milli Eğitim Bakanlığının itirazının ardından dosyayı görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, MEB'in başvurusunu haklı bularak söz konusu kararı kaldırdı. Böylece yönetmeliğin özel eğitim kurumlarının açacağı özel eğitim kursları sınırlaması hükümleri yeniden geçerlilik kazandı. cnntürk
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
ohal,
okul
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)