28 Aralık 2016 Çarşamba

Ordu'nun maskotu: Faturamatik Yakup

Ordu’da ‘Faturamatik Yakup’ olarak tanınan 38 yaşındaki Yakup Akdeniz, esnafın adeta eli ayağı oldu.

Ordu'da 'Faturamatik Yakup' olarak tanınan 38 yaşındaki Yakup Akdeniz, esnafın adeta eli ayağı oldu. 1 metrelik boyuyla şehrin maskotu haline gelen 'Faturamatik Yakup', esnafın faturalarını yatırıp aldığı harçlıkla geçimini sağlıyor.

Yakup Ordu'nun Altınordu ilçesinde 1 metrelik boyuyla esnafın maskotu haline gelen Yakup Akdeniz, iş yerini kapatıp fatura ödemek için banka veya fatura ödeme merkezlerine gidemeyen esnafın imdadına yetişiyor. İlk dönemlerde esnafların getir-götür işlerini yapan 'Faturamatik Yakup', daha sonra bunu iş haline getirdi. Kendisine kartvizit bastıran, iki adet telefonu olan 'Faturamatik Yakup', esnafların banka, doğalgaz, elektrik faturalarını ödemeye başladı. Esnaflar da bu hizmet karşılığında 'Faturamatik Yakup'a belli bir ücret ödüyor. Esnaf sıra bekleme derdi yaşamadan faturalarını günü ve zamanında yatırırken Faturamatik Yakup da geçimini bu yolla sağlıyor.
Günde 40-50 lira kazanıyor

Geçimini esnafların faturalarını yatırarak kazandığını belirten Faturamatik Yakup Akdeniz, "Kartvizit bıraktığım esnaflar fatura ödeme durumlarında beni arıyorlar. Ben de faturaları alıp bankalara, ödeme merkezlerine yatırıyorum. Artan 3-5 lira bana kalıyor. Bazen ilçelere de gidiyorum. Günde 40-50 lira kazanıyorum. Cumartesi-pazar çalışmıyorum. Hafta sonları gezmeye gidiyorum" dedi.
Bu arada esnafların en çok kendisine çay söylemesinden yakınan 'Faturamatik Yakup', "Yemek söyleyen yok. Hep çay. Başka bir şey yok" diye dert yandı.

Esnaf Cengiz Aydın, 'Faturamatik Yakup'u esnaflar olarak sevdiklerini ve güvendiklerini belirterek, "Fatura ödemelerimizi ona yaptırıyoruz. Güvendiğimiz bir arkadaşımızdır" diye konuşurken, esnaf Mehmet Ali Ersan ise, "Mağazayı, iş yerini kapatıp fatura ödemeye gidemiyoruz. Banka, doğalgaz, elektrik faturalarımızı Yakup'a veriyoruz. O gidiyor bizim adımıza yatırıyor. Esnaflar olarak kendisini seviyor ve güveniyoruz. Elimizden geldiği kadar kendisine destek oluyoruz" ifadelerini kullandı.

Kışın boş mezara giriyorlar

İran’da evsiz olan onlarca insanın, kışın soğuğundan korumak için ölüler için hazırlanan boş mezarları ev olarak kullandığı ortaya çıktı.

Tahran merkezli Şehrvend gazetesi, aralarında kadın ve çocukların da olduğu onlarca evsiz insanın Tahran’ın güneyindeki Nasirabad mezarlığında sabahladığını yazdı.
Belediyenin kazdığı boş mezarlarda yaşayan bu kişiler, birkaç gündür bölgede etkili olan yağmurdan korunmak için mezar üstünü naylonumsu materyallerle kapatarak battaniye ile ısınıyor.
Gazete, tek bir ölü için kazılan bazı mezarlarda 4 kişinin birlikte kaldığını aktardı.
Olayın basında yer almasının ardından İran Cumhurbaşkanı Ruhani açıklama yaptı.
Ruhani “Dünyada yoksulluktan köprü altında yatan insan duymuştuk, ancak mezar içinde yatanını ilk kez duyuyoruz” diyerek öz eleştiride bulundu.
Ülkede büyük tepkiye neden olan olayın ardından İran polis bu sabah çoğu uyuşturucu bağımlısı bu kişileri mezarlıktan topladı. DHA





27 Aralık 2016 Salı

Boğaz'a bir geçiş daha

İstanbul’un iki yakasını altıncı kez birbirine bağlayacak, Üsküdar-Kabataş arasında iki kilometre uzunluğundaki yayaların ve bisikletlilerin geçeceği “İstanbul Boğaziçi Bulvarı” için sondaj çalışmaları başladı.

Proje, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Kadir Topbaş’ın, ustalık dönemi vaatlerinden biriydi. İBB şirketlerinden BİMTAŞ, “Taahhüt Altında Bulunan Kabataş-Üsküdar Arası Boğaz Geçiş Yaya Tüneli Deniz ve Kara Sondajlarının Yapılması Hizmet Alım İşi” adı altında yaptığı sondaj ihalesini, merkezi Ankara’da bulunan Envy Enerji ve Çevre Yatırımları AŞ, 7 milyon 500 bin liraya üstlendi.
13 Aralık’ta sözleşme imzalayan şirket, sondaj çalışmalarını 12 Mart 2017’ye kadar tamamlayacak. Envy Enerji firmasının, “A” grubu hisselerinin tamamını geçtiğimiz haziran ayında, Fransız firma Assystem SA satın almıştı. “B” grubu hisselerinin çoğunluğu ise Osman Selçuk Yahşi’ye ait. Kadir Topbaş’ın 2019 yılında sona erecek üçüncü dönemi bitene kadar hayata geçirmeyi planladığı, denizin 20 metre altından geçecek iki katlı yaya tünelinin üst katından yayalar ve bisikletliler geçecek.
Alt katından ise lastik tekerlekli, elektrikli araçlar yolcu taşıyacak. (Fatma Aksu / Hürriyet)

Çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle sığınmacılara ev hapsi

Hollanda'nın güneyindeki Weert kentinde Kuzey Afrika kökenli 20 sığınmacıya, halkı rahatsız ettikleri gerekçesiyle Belediye Başkanı Jos Heijmans tarafından ev hapsi verildi

Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi ile sığınmacı avukatları uygulamaya "çirkin ve hukuk dışı" olarak değerlendirerek, ev hapsi uygulamasına tepki gösteriyor.
Belediye Başkanı Heijmans ise, "ev hapsinden başka seçeneği kalmadığını" belirterek sığınmacıları suçladı.
Heijmans, Kuzey Afrika kökenli 20 kişilik gruptan en az 5'inin geçen hafta soygun ve hırsızlıktan gözaltına alındığını söyledi.
Belediye Başkanı, bu grubun sürekli kavga edip, kaba davranışta bulunduğunu ve sokaklara tükürerek halkı rahatsız ettiğini savundu.
Heijmans, "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar" diye tanımladığı sığınmacı grubunun kendisine başka seçenek bırakmadığını savundu.
Bu nedenle Kuzey Afrikalı grubun, sığınma merkezinden çıkışını yasakladı. Sığınmacılar, günde üç kez merkezin güvenlik görevlilerine bildirimde bulunacak.
Sadece bir saatlik izin
Afrika kökenli sığınmacılar, sadece gündüz 13:00 - 14:00 arası süper market alış verişi ya da doktor kontrolü için sadece 1 saatliğine dışarıya çıkabilecekler.
Olaylara karıştığı belirtilen sığınmacı grubunun bu 1 saatlik izinden de yararlanamayacağı açıklandı.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi ile sığınmacı avukatları, belediyenin kararına tepkili.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi'ınden yapılan açıklamada, herhangi bir mahkeme kararı olmadan kişilerin özgürlükten yoksun bırakılamayacağı vurgulandı.
Sığınmacı avukatları da ev hapsi kararının, Hollanda Anayasası'na aykırı olduğuna işaret etti.
Belediye Başkanı Jos Heijmans ise, eleştirileri umursamadığını belirtti. Heijmans'a göre, halka rahatsızlık veren grup güvenli ülkelerden geliyor ve sığınma hakkı talep edecek bir nedenleri yok.
Heijmans, bu nedenle Kuzey Afrika kökenli grubun bir an önce sınır dışı edilmesi gerektiğini savundu.
BBC Türkçe / Yusuf Özkan

Prof. Dr. Çağrı Erhan'dan 'Üçüncü Dünya Savaşı' uyarısı

Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, dünyada korumacılık önlemlerinin devreye girdiğini, geçmişte bunların yaşandığı dönemlerde dünya savaşları yaşandığını hatırlatarak, "Bunun sürmesi halinde yeni bir dünya savaşı riski var" dedi. Erhan, Türkiye’nin de ekonomik gelişme için tekrar 1923’teki fabrika ayarlarına dönmek zorunda olduğunu söyledi.

Ekonomi ve dış politikadaki gelişmeler Ege İhracatçı Birlikleri'nin düzenlediği toplantıda ele alındı. Toplantıda konuşmacılar Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan ve Prof. Dr. Emre Alkin, 2016'yı değerlendirdi ve 2017'ye ilişkin öngörülerini paylaştı.
'Yeni bir dünya savaşı riski'
Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan dünya genelinde korumacılık önlemlerinin devreye girdiğini, geçmişte bunların yaşandığı dönemlerde dünya savaşları yaşandığını hatırlattı. Prof. Dr. Erhan, bunun sürmesi halinde yeni bir savaş riskinin dünyayı beklediğini belirtti.
Her yüzyılda dünya genelinde bir başat ülke olduğuna vurgu yapan Erhan, "15. yüzyılda İspanya, 17. yüzyılda Hollanda, 19. yüzyılda İngiltere, 20. yüzyılda ise ABD. Bu sürecin başatı olmak için O dönemin sanayi ve ticaret yollarını ele geçirmek ve su yollarına hakim olmak gerekiyor. Bu yüzyıl olur,150 yıl olur ama genel seyir böyle" dedi.
'Türkiye 1923’teki fabrika ayarlarına dönmek zorunda'
Türkiye’nin ekonomik gelişme için tekrar 1923’teki fabrika ayarlarına dönmek zorunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çağrı Erhan, şöyle devam etti:
"Yeniden bir şey üretmek zorundayız. İlk yıllar kalkınma yüzde 8, yokluklardan yüzde 8. Yeni bir şey üretti, buldu, yakaladı. Bugünde yeni bir şey yakalayarak yükselebiliriz. Bizde zenginleşme ile harcama modeli ayrı. Uçağın varsa zenginleşmişsin diyorlar. Hayır harcamışsın, bu zenginleşme değil. Türkiye’de anket yapmışlar Yüzde 50'si işler iyi, yüzde 50'si işler kötü gidiyor diye kriz gelecekse bile kamuda olmaz, o günler yok artık. Özel sektörü vurur. Orada kriz olur."
Şirketlerinize liderlik yapın
İş adamlarına inovasyon ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaları çağrısında bulunan Prof. Dr. Erhan, whatsapp’ı örnek olarak gösterdi. Whatsapp üzerinden günlük 32 milyar mesaj atıldığını anlatan Erhan, 55 kişinin çalıştığı Whatsapp’ın 19 milyar dolar piyasa değerine sahip olduğunu kaydetti. Erhan, "Ne kadar yükü hafif değil mi, Çarpıcı sıradışı bir şey yapalım. Şirketlerde patronculuk yapmayalım, şirketlerinize liderlik yapın" tavsiyesinde bulundu.
'2017'de talep de düşecek'
Prof. Dr. Alkin 2017'de talepte düşme yaşanacağını ve iş dünyasının bu yılki ciroları yakalayamama riskiyle karşılaşacakları uyarısında bulundu. 2016'da üretimdeki artışa rağmen malların daha ucuza satıldığını, önümüzdeki yıl da buna uluslararası ticaretteki daralma nedeniyle talepteki düşmenin ekleneceğini söyledi. Korumacılık dönemlerinin bir gerginliğe yol açtığını, insanların güvensizlik olduğu zaman kendi paralarına döndüğünü ileri süren Alkin, yerli parayla ticaretin olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Alkin, "Ruble ile TL ile ticaret olur burada önemli olan parite" dedi.
'Dolar ne olacak?'
Türkiye'deki yüzde 4'lük büyümenin yüzde 3'ünün harcamadan kaynaklandığını söyleyen Alkin, 2017'deki büyüme oranına ilişkin yüzde 2,5-3 tahmininde bulundu. Kamu harcamalarının genişlediğini ancak vergi tabanının genişlemediğini tespit eden Alkin, bunun da vergi yükünü ağırlaştırdığına işaret etti. İş dünyasının cevabını merakla beklediği, "Dolar ne olacak?" sorusuna da cevap veren Alkin şöyle konuştu: "Türkiye’nin döviz rezervinin 7 katı döviz riski var. Döviz ile borcu olanların işi kolay değil. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Amerikan Merkez Bankası’nın bastığı tedavülde olan 1.4 trilyon dolar var. Ancak dünya genelinde 237 trilyon dolarlık işlem var. Dolar beynelminel takas aracı olduğu için dolar varmış gibi işlem yapıyoruz."
'Çin en büyük ekonomi olacak'
Dünyada yaşanması beklenen değişim ve dönüşümlere de değinen Prof. Dr. Alkin, 2050'de Çin'in dünyanın en büyük ekonomisi olacağını ancak bu ülkenin kişi başına düşen milli gelir, kültür, teknoloji, müzik, moda, özgürlükler gibi alanlardaki karnesi nedeniyle süper güç olmaktan uzak bulunduğunu ileri sürdü.
'2016 umduğumuz bir yıl olmadı'
Toplantının açılış konuşmasını yapan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatörü Başkanı Sabri Ünlütürk ise 2016 yılının umdukları gibi geçmediğini belirterek, darbe girişimi, terör saldırıları, ekonomik dalgalanma ve döviz kurlarındaki büyük değişimleri hatırlattı. Ünlütürk, 2017'nin güzellikleri getirmesini diledi.

Meğer sinemalarda da FETÖ parmağı varmış

TBMM FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı ön taslak raporunda FETÖ’nün sinemadaki yapılanması ve filmlerdeki subliminal mesajlara da yer verildi. FETÖ’nün 2009’dan itibaren 6 film çektiği, yaklaşık 7 milyon bilet satıldığı vurgulandı.

TBMM FETÖ ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı ön taslak raporunda FETÖ’nün sinemadaki yapılanması ve filmlerdeki subliminal mesajlara da yer verildi. FETÖ’nün 2009’dan itibaren 6 film çektiği, yaklaşık 7 milyon bilet satıldığı vurgulandı. Hürriyet gazetesinin haberinde yer alan Rapora göre, örgüt imamları, askerlerle hafta sonları sinemalarda buluşuyordu. FETÖ’cülerin buluşmalarda kendilerine ‘sol tandanslı şahıs’ görünümü verdiği belirtildi.
'Film başına 1 milyon kişi'
Taslak rapor özetle şöyle: “Gülen cemaati, sinemada kendini göstermeye 2009 yılında başlamıştır. Sırasıyla Kelebek (2009), Eşrefpaşalılar (2010), Allah’ın Sadık Kulu: Barla (2011), Selam (2013), Birleşen Gönüller (2014), Selam: Bahara Yolculuk (2015) filmleri gösterime girmiştir. Bu filmler için yaklaşık 7 milyon bilet satılmıştır. Türkiye’de film başına düşen ortalama izleyici 100 bin civarındayken, bu 6 filmin gişe ortalamasının 1 milyonu aşması ve sinemaya mesafeli bir cemaatin bu rakamları yakalamış olması dikkat çekicidir. Mezkûr filmler, Türkiye’de yüzlerce salonda gösterilmiştir ki bunun bir film için kolay bir şey olmadığı sinema eleştirmenleri tarafından ifade edilmiştir.
Subliminal mesajlar
Gülen cemaatinin sinema filmlerinde temel hikâye, hizmet hareketidir. Genellikle uzak illere veya ülkelere giden öğretmen, doktor veya imam üzerinden sıla özlemi, gurbet vurgusu, hizmet aşkı ve cemaat olabilmenin önemi vurgulanmıştır. Ancak bazı filmlerde bu hikâyeler üzerinden subliminal mesajlar verilmiştir.
İlk film Kelebek’te, Mevlânâ’nın görüşlerinden etkilenmiş bir cemaatin yurtdışı faaliyetleri anlatılmıştır. Cemaat üyeleri Afganistan’da eğitim ve sağlık hizmetleri vermektedirler. ABD’yle yakın ilişkisi olan cemaatin, önemli hizmetlerinden biri de ABD’ye öğrenci göndermektir. Filmin ilginç yanlarından birisi, cemaat / tarikat üyelerinin terör konusunda eski ABD Başkanı Bush ile aynı fikirde olmalarıdır. Tek suçlu, El Kaide ve Taliban gibi örgütlerdir. ABD, masum ve mazlûmdur. Bu yönüyle film, Amerikancı ılımlı İslâm propagandası yapmaktadır.
'Hoca' Fethullah Gülen mi?
Eşrefpaşalılar’da ise hikâyenin kahramanı, idealist bir imamdır. Film boyunca ‘hoca’ olarak anılır. Söz konusu ‘hoca’ camiye uğramayan mahalleliyi değiştirmeye çalışır. Filmdeki hocanın Fetullah Gülen’i temsil ettiğine dair ipuçları vardır. Filmin bir sahnesinde, ‘Başkalarının Günahına Ağlayan Adam’ kitabı gösterilir. Filmin sonundaki ‘Teşekkürler’ listesinin en başında yer alan ‘O’na’ ibaresinin Gülen’e bir atıf olduğu basında iddia edilmiştir. Kelebek ve Eşrefpaşalılar filmlerinde Hz. Muhammed’den (SAV) hiç bahsedilmemesi dikkat çekicidir.
Sol tandanslı kamuflaj
Raporda, örgüt içindeki imamlarla askeri personel buluşmalarının hafta sonları kafe, lokanta, sinema, ev gibi yerlerde yapıldığı vurgulandı. Raporda, imamların askeri personelle temas kurma şekilleri özetle şöyle sıralandı: “Buluşma yapılacak yere il içinden / il dışından geldikleri, buluşmaya gelenlerin 25-30 yaş aralığında, üniversite öğrencisi veya mezunu olduğu, kendilerine sol tandanslı şahısların görünümünü verdikleri, takibe karşı aşırı duyarlı oldukları, GSM kullanmadıkları, ankesörlü ve kontörlü telefonlardan irtibat kurdukları, kod isim kullandıkları, ‘ByLock’un deşifresiyle birlikte ‘Eagle’ adlı programın kullanılması talimatı verildiği, buluşmalardan sonra çoğunlukla aynı gün geri döndükleri şeklinde bilgiler elde edilmiştir.” cnntürk

26 Aralık 2016 Pazartesi

Manken Burcu Çağlayan'ın ölümü böyle çözülecek!

Antalya’da manken Burcu Çağlayan’ın balkondan düşerek mi yoksa itilerek mi öldüğünü 6 yıl sonra tutuklanan sevgilisinin ‘avuç içi’ ortaya çıkaracak

Antalya'da bir deri mağazasında mankenlik yapan Burcu Çağlayan 24 Temmuz 2010'da sevgilisi İbrahim Tokgöz'ün Fener Mahallesi'nde 5'inci kattaki evin balkonundan düşerek yaşamını yitirdi. Çağlayan'ın otopsisinde 0.74 promil Alkol tespit edilmişti. Tokgöz, Çağlayan'ın kendisini kıskandığı için intihar ettiğini ileri sürmüş ve serbest bırakılmıştı.
Ölümünden 3 yıl sonra savcılık, genç mankenin balkondan atıldığı kanaatine varınca Tokgöz hakkında 'kasten adam öldürme', üst kattaki dairede kalan arkadaşı Murat Ergüç hakkında ise 'kasten adam öldürmeye yardım etme' suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açılmıştı. Yakalama kararı çıkarılan Tokgöz 16 Aralık 2016'da duruşmaya katıldı ve olay gecesi alkol aldıklarını belirterek, genç kızın intihar ettiğini anlattı. Tokgöz sonra üst katta oturan arkadaşının yanına gittiğini ve durumu anlattığını söyledi. Savcının talebi doğrultusunda tutuklanan Tokgöz'ün avuç içi izinin alınmasına karar verildi. Ergüç'ün daire kapısındaki avuç içi izinin Tokgöz'e mi yoksa Burcu Çağlayan'a mı ait olduğu belirlenecek. (Kaynak:Sabah)

Fetullah Gülen akıl hastanesinde tedavi görmüş

TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Selçuk Özdağ, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in, 1976-1977'de Manisa'da akıl hastanesinde tedavi gördüğünü ileri sürdü.

TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Selçuk Özdağ, Fetullah Gülen'le ilgili çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi.
İzmir'de bir otelde Medya Platformu üyesi gazetecilerle buluşan Özdağ, ülkenin, "cumhuriyet, demokrasi, hukuk, adalet, liyakat, ehliyet" gibi sihirli kelimelere ihtiyacı olduğunu ve bu sözlerin de Türkiye'yi selamete götüreceğini belirtti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 50 yıllık bir yapı olduğunu vurgulayan Özdağ, "Bu örgüt bir projedir. Fetö, 1976 -1977'de Manisa'da bulunan akıl hastanesinde tedavi gördü. Kendisiyle 1976'da aynı mahallede ikamet ettik. Hastane evraklarını temin etmek için uğraştım ama bu dosyaların yakıldığını öğredim." dedi.

Özdağ, FETÖ'nün himmetle başladığını ve daha sonra büyük şirketler kurduğunu aktardı.
Örgütte, görünmeyen şirketlerin de olduğunu ifade eden Özdağ, "Mesela Kemal Batmaz'ın 50 şirketi var. Bu yapı, para nereden geleceğini iyi biliyor. Bu yapı, Türkiye'deki bir akıl değil. Bundan emin olun. Kesinlikle yabancı istihbarat örgütleri tarafından dizayn edilmiş, buna yüzde yüz inanın." diye konuştu. Komisyonun çalışmaları hakkında da bilgi veren Özdağ, raporun yaklaşık bin 300 sayfayı bulacağını kaydetti. cnntürk

E-Devlet Kapısı'na 4 yeni işlem eklendi

Birçok kamu işleminin internet üzerinden gerçekleştirilmesine olanak sağlayan e-Devlet Kapısı'na 4 yeni işlem daha eklendi.
İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İGDAŞ) tarafından e-Devlet Kapısı üzerinden 4 adet yeni hizmet sunulmaya başlandı.
O işlemler şöyle;
Abonelik Sorgulama
Abonelik Sözleşme Feshi Başvurusu
Abonelik Sözleşmesi Başvurusu
Fatura Sorgulama

25 Aralık 2016 Pazar

Sahte öğretmen vicdan yaptı, 16 yıl sonra kendini ihbar etti

İstanbul'da 1999 yılında sahte evrak vererek öğretmenliğe başlayan ve 16 yılda 3 farklı okulda görev yapan Selda D. kendini ihbar etti. Bu sürede devletten yarım milyon liradan fazla maaş alan sahte öğretmen, "Yaptığım bu hatadan dolayı çok pişmanım, geceleri uyuyamıyorum" dedi.

İstanbul'da Selda D., 1999'da sahte evraklarla Gültepe İlköğretim Okulu'nda sözleşmeli İngilizce öğretmenliği yaparken MEB, kadrolu öğretmen alımı yaptı. Selda D., sahte diploma ve sertifika hazırlayıp başvuru yaptı ve öğretmen olarak atandı. Böylece lise mezunu ev hanımı Selda D., Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticaret Meslek Lisesi'nde göreve başladı. Sabah gazetesinin haberine göre 16 yıl 3 ayrı okulda çalışıp devletten yarım milyon liradan fazla maaş alan kadın, vicdan azabı üzerine öğretmenlikten ayrılıp kendini ihbar etti. "Yaptığım bu büyük hatadan dolayı çok pişmanım, vicdan azabı nedeniyle geceleri uyuyamıyor, gün içinde yaşayan bir ölü gibi dolaşıyorum." diye yazan Selda D. ilk celsede iki yıl hapis cezasına mahkûm oldu. Mahkeme, cezayı 1 yıl 8 aya düşürdü. Ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vererek cezayı 5 yıl süre ile erteledi.

Türkiye'den Almanya'ya 5166 iltica başvurusu

Alman hükümeti, ocak-kasım ayları arasında Türkiye’den Almanya’ya 5 bin 166 iltica başvurusunun yapıldığını açıkladı. Yetkililere göre, başvuruların yüzde 80’ini Kürtler oluşturuyor.

Alman hükümetinin Funke medya grubu gazetelerinin sorusu üzerine verdiği yanıta göre, ocak-kasım ayları arasında Türkiye'den Almanya'ya 5 bin 166 iltica başvurusu geldi. Başvuruda bulunanların yüzde 80'ini Kürtlerin oluşturduğu bildirildi.
İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bu yana Türkiye'den yapılan iltica başvurularında büyük artış yaşanıyor. Kasım ayında 702 Türk pasaportu sahibinin Almanya'ya iltica başvurusunda bulunduğu kaydedildi. Ocak ayında bu sayı 109'du.
Alman hükümeti artan iltica başvuruları ve darbe girişimi arasında doğrudan bir bağlantı kurmaktan kaçındı. Funke medya grubuna yapılan açıklamada "Alman hükümeti rakamlardaki artışın olası nedenlerine ilişkin spekülasyonlara itibar etmiyor” denildi.
Güvenli ülke tartışması
Sol Parti ise açıklamasında iltica başvurularındaki artışa Alman hükümetinin Türkiye politikasını eleştirerek tepki gösterdi. Alman hükümetini Türkiye'deki mültecilerin durumunu olduğundan daha iyi göstermekle suçladı.
Sol Parti'nin iç politika sözcüsü Ulla Jelpke, "Türkiye'den iltica başvurusunda bulunanların sayısı 2014'ten bu yana neredeyse beş katına çıktı. Türkiye, mültecilerin güvenli bir şekilde kalabilecekleri bir yer ya da güvenli bir menşe ülkeden başka her şeydir” şeklinde konuştu.
Ayrıca "Ankara Kürt halkına karşı acımasız bir savaş yürütüyor” diyen Jelpke,  "Erdoğan rejimine silah ihracatının durdurulmasını ve AB-Türkiye mülteci anlaşmasının feshedilmesini” istedi. DW Türkçe

Akdeniz'de 4.2 büyüklüğünde deprem

Akdeniz'de bu sabah Richter ölçeğine göre 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre, Akdeniz'de Richter Ölçeği'ne göre 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Antalya'nın Demre İlçesi'nin 360 kilometre açığında saat 08.53'te kaydedilen deprem, 142.8 kilometre derinlikte meydana geldi. Depremde can ve mal kaybı olmadı. DHA

24 Aralık 2016 Cumartesi

İstanbul'un 13 ilçesinde elektrik kesintisi

İstanbul'un Avrupa yakasındaki 13 ilçenin bazı mahallelerine, 26 Aralık Pazartesi günü elektrik verilemeyecek.

Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, 26 Aralık Pazartesi günü, Beylikdüzü'nde, Adnan Kahveci̇ Mahallesi, Kafkas Caddesi, Cebeci̇ Caddesi, Erata Caddesi ve civarında 09.00-19.00 saatleri arasında elektrik kesintisi yapılacak.
Avcılar'da, Ambarlı Mahallesi, Nadas Sokak, Şahin Caddesi ve civarı 08.00-20.00 saatleri arasında elektrik alamayacak.
Esenyurt'ta, Süleymaniye Mahallesi, Ispartakule Caddesi, 770. Sokak, 771. Sokak, 772. Sokak, 773. Sokak, 769. Sokak, 762. Sokak, 768. Sokak, 767. Sokak ve civarına 08.00-20.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Çatalca'da, İnceği̇z Mahallesi, Afacan Çıkmazı Sokak, Numan Çıkmazı Sokak, Alacalı Sokak, Gazi̇baba Sokak, Zari̇f Sokak, Hani̇ce Caddesi, Mazi̇ Sokak, Kabakça Mahallesi, Ataç Çıkmazı Sokak, Günçi̇çeği̇ Çıkmazı Sokak, İnci̇ Sokak, Kasımpatı Sokak ve civarında 08.00-16.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak.
Büyükçekmece'de, Türkoba Mahallesi, Açelya 4 Sokak, Karanfi̇l 4 Sokak, Ki̇raz 2 Sokak, Lale 2 Sokak, Menekşe 4 Sokak, Leylak Sokak, Mi̇moza 2 Sokak, Meşe 3 Sokak, Manolya 4 Sokak ve civarında 08.00-16.00 saatleri arasında elektrik kesintisi yapılacak.
Küçükçekmece'de, Cumhuri̇yet Mahallesi, Akkavak Sokak, Aşık Veysel Caddesi, Çi̇ğdem Sokak, 1. Karanfi̇l Sokak, Kuşkonmaz Sokak, 2. Lale Sokak, 1. Leylak Sokak, 1. Menekşe Sokak, Sakızağacı Sokak, Yeşi̇lçam Sokak, Yıldız Caddesi ve civarına 09.00-13.00, Yeni̇ Mahalle Mahallesi, Ara-1 Sokak, Ara-2 Sokak, Düz Sokak, Küme Sokak, 1. Sel Sokak, Temel Sokak ve civarına 09.00-13.00 saatleri arasında elektrik verilemeyecek.
Gaziosmanpaşa'da, Karadeniz Mahallesi, 1160. Sokak, 1168/1. Sokak, 1168/2. Sokak, 1171. Sokak, 1170. Sokak, Mehmet Akif Caddesi, 1168. Sokak, 1157. Sokak, 1159. Sokak, 1162. Sokak ve civarında 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak.
Sarıyer'de, Ferahevler Mahallesi, Petunya Sokak, Çamlık Caddesi, Çanta Çi̇çeği̇ Sokak ve civarı 09.00-13.00, İsti̇nye Mahallesi, Sarıyer Caddesi, Poli̇gon Mahallesi, Lara Sokak ve civarı 09.00-13.30, Ferahevler Mahallesi, Zeyti̇n Sokak, Tunca Sokak, Yumak Sokak, Önceler Sokak ve civarı 13.00-16.30 saatleri arasında elektrik alamayacak.
Eyüp'te, Topçular Mahallesi, Rami Kışla Caddesi, Uzakçiftlik Sokak, Çiftçi Ali Sokak ve civarında 09.00-12.00 saatleri arasında elektrik kesintisi yapılacak.
Bahçelievler'de, Cumhuriyet Mahallesi, Çelik Hançer 3. Sokak, Şenlik Sokak, Bizim Sokak, Çelik Hançer Caddesi, Yiğit 2 Sokak, Urban Sokak, Meltem Caddesi, Mesire Sokak, Arıkan Sokak, Yeşilada Sokak, Cesur Sokak, Sevil Sokak ve civarına 09.00-17.00 saatleri arasında elektrik verilemeyecek.
Sultangazi'de, Cebeci Mahallesi, Eski Edirne Asfaltı Caddesi, 2451. Sokak, Atatürk Bulvarı, 2452. Sokak ve civarında 09.00-18.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak.
Bağcılar'da, 100. Yıl Mahallesi, 87. Sokak, 87/1. Sokak, 99. Sokak, 99/1. Sokak, 99/2. Sokak, 99/3. Sokak, Fetih Caddesi, 93. Sokak, 97. Sokak ve civarına 09.00-17.00 saatleri arasında elektrik verilmeyecek.
Zeytinburnu'nda, Maltepe Mahallesi, Davutpaşa Çifte Havuzlar Sokak, Askeri Fırın Sokak ve civarında 13.00-16.00 saatleri arasında elektrik kesintisi yapılacak.
Ayrıca, 25 Aralık Pazar günü, Beyli̇kdüzü'nde OSB Mahallesi ve civarı 22.00-08.00 saatleri arasında elektrik alamayacak.

23 Aralık 2016 Cuma

Sahipleri eksi 30'da terk etti, doğa koruma ekipleri sahip çıktı

Sıcaklıkların sıfırın altında 30'lu derecelere kadar düştüğü çetin kış koşullarının hüküm sürdüğü Ardahan’da yaz ayları boyunca çalıştırılıp kışın da  sahiplerince doğaya terk edilen yılkı atları hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hizmet ettikleri insanların vefasızlığına maruz kalan bu atlara Ardahan Orman ve Su İşleri Müdürlüğü ekipleri sahip çıktı. Doğa koruma ekipleri atlar ve yaban hayvanları için belirli noktalara yem bıraktı.
Sıcaklıkların sıfırın altında 30'lu derecelere kadar düştüğü çetin kış koşullarının hüküm sürdüğü Ardahan’da sahiplerince doğaya terk edilen yılkı atları hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Yaz boyunca sırtlarına vurulan yükün altında insanların eziyetini çeken bu atlar, kış gelince ise sahiplerinin vefasızlığına uğruyor. Onları bütün yaz çalıştıranlar, kışın ne başlarını sokacakları bir dam veriyor ne de önlerine bir tutam ot koyuyor. Bu hayvanları doğaya salarak ölüme terk ediyor.
Sıfırın altında 30'lu derecelere kadar düşen sıcaklıklar nedeniyle donan arazide kar ve buz altında yiyecek arayan bu hayvanların imdadına Ardahan Orman ve Su İşleri Müdürlüğü ekipleri yetişti.
Doğa Koruma ekipleri Ardahan Ovasındaki köylere giderek, sahiplerinin vefasızlığına uğrayan yılkı atlarına yem verdi.
Ardahan Orman ve Su İşleri Şube Müdürü Temel Şimşek 3 kişilik ekibiyle birlikte atları yemledi.
Temel Şimşek, "’Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekibi olarak doğada yaşayan sahipsiz atlara ot getirip bıraktık. Bu atlarımız yazın insanlar tarafından kullanılmakta ve kış aylarında doğaya bırakılmakta. Bunlara biz sahip çıkarak yemleme yapıyoruz" dedi.
Doğa Koruma ekibi yaban hayvanları için de belirli alanlara yem bıraktı.





AB’den Türkiye’deki Suriyeli çocuklara 270 milyon euro destek

AB Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için 270 milyon euro destek sağlanmasını öngören sözleşmeyi imzaladı.

Avrupa Birliği Komisyonu'ndan bugün Brüksel'de yapılan açıklamaya göre, imzalanan sözleşme Türkiye'deki Suriyeli mülteci çocuklara okul inşa edilmesini ve bu okulların donatılmasını öngörüyor. Bu çerçevede verilecek 270 milyon euro destek ile yaklaşık 100 okulun kurulması planlanıyor. Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kurulacak okullardan yaklaşık 70 bin Suriyeli mülteci çocuğun yararlanması hedefleniyor.
"Verdiğimiz sözün bir parçası"
AB Komisyonu'nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, bu desteğin AB'nin Türkiye'de yaşayan Suriyeli mültecilere verdiği yardım sözünün bir parçası olduğunu ifade etti. Hahn yaptığı yazılı açıklamada, bu 270 milyon sayesinde Suriyeli mülteci çocukların eğitim olanaklarından yararlanabileceğini kaydetti. Hahn, bunun yanı sıra mülteci çocuklar ve ailelerinin Türkiye'de bir perspektif sahibi olabilmesi için sağlık, sosyo-ekonomik alanlar ile altyapıdaki eksiklikleri gidermek için ek sözleşmeler imzalanacağını dile getirdi.
700 bin euro ödendi
Türkiye ile AB arasında mart ayında yapılan anlaşma uyarınca Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yardım için 3 milyar euro ödenmesi öngörülüyordu. AB tarafından şimdiye kadar 2 milyar 200 milyon euro tahsis edildi. Bu paranın yaklaşık 700 bin eurosu ödendi. DW Türkçe