Meslek lisesi öğrencilerinin çalışma ve üretim yapıp satmalarına olanak sağlayacak yeni düzenlemeye gidiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen yeni düzenlemeye göre lise öğrencileri saat başı 11 TL'den ayda bin TL kazanabilecek.
Çalışma hayatının 'taze gücü' liseliler olacak. Meslek lisesinde okuyan öğrenciye saat başı brüt 11 TL'den aylık bin TL maaş bağlanacak. Yeni modelle maddi sorun yaşayan öğrencilerin çalışmak için okulu bırakmaları gerekmeyecek, sektörler ise nitelikli eleman ihtiyacını karşılayacak. Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim yapılmasının önü açıldı. Yeni düzenleme ile özel meslek ve teknik Anadolu liselerinde okuyan öğrenciler, belirlenen bölümlerde, standartlara uygun laboratuvar ve atölyelerde ürettimde bulundukları sürece para kazanabilecekler.
Yarıyıl tatilinde iş
Öğrenci hafta içi günlerde en fazla 3 saat, cumartesi günü ise en fazla 8 saat, yarıyıl ve yaz tatillerinde ise pazar günleri hariç günde en fazla 8 saat çalışabilecek. Buna göre yarıyıl ve yaz tatillerinde çalışmadan bir öğrenci eğitim görürken ayda bin TL maaş alabilecek. SadecE yaz tatillerinde ve yarıyıl tatilinde çalışan bir öğrenci ise toplam 6 bin 688 TL ücret alabilecek. Öğrencilere ürettiğini satma imkânı verilen özel meslek liseleri ise biyomedikal, elektrikelektronik, endüstriyel otomasyon, gıda, hayvan yetiştiriciliği, kimya, makine, matbaa, metal, mobilya, motorlu araçlar, tarım, tekstil, tesisat ve yenilenebilir enerji, bilişim, gemi yapımı, inşaat, kuyumculuk, metalürji, plastik, raylı sistemler, seramik cam, tarım ve uçak bakım alanları olarak belirlendi.
Sektörlerin talepleri ile kamunun ihtiyacı belirlendi
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, yeni modelle özel meslek liselerinin ülke ekonomisine katkısını artırmayı hedeflediklerini belirtti. Şamlıoğlu, "Sektörlerden gelen taleplerle, kamunun ihtiyaçlarını harmanlayarak ihtiyaç olan alan ve dalları belirledik. Buralarda üretilen malların satışından elde edilecek gelir eğitim, öğretim ve yönetim hizmetlerinde kullanılacak" dedi.
Asgari ücrete yaklaşıyor
Uygulamayla özel meslek liselerinde okuyan öğrencilerin eğitim öğretimin yanı sıra, yaklaşık asgari ücretli çalışan kadar para kazanmalarının önü açılıyor.
9 Şubat 2017 Perşembe
8 Şubat 2017 Çarşamba
II. Abdülhamid hakkında bilinmeyen gerçek: İlk deprem haritasını çıkardı
Ünlü tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, ilk deprem haritasını ıı. Abdülhamid'in azırlattığını açıkladı.
Yıldırım Belediyesi, tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil'i ilçe sakinleriyle buluşturmaya devam ediyor. Kahvehaneden kıraathaneye kültürel dönüşüm projesi çerçevesinde Yıldırımlılarla buluşan ünlü tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, 'Misak-ı Milli ve 15 Temmuz' konulu programı ile ilçe sakinleriyle Siteler Mahallesi'ndeki Klas Kıraathanesinde bir araya geldi. Aşık Temel Turabi ile Aşık Ali Serhati'nin söylediği türkülerle başayan konferansta, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminin gizli kalmış yönlerini anlatan Ahmet Şimşirgil, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi hakkında da önemli bilgiler verdi.
Resmi bilgilerin gerçeği yansıtmadığını belirten Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, "Çanakkale savaşında 250 bin Sarıkamış'ta ise 90 bin şehit verdik. 1999 depreminde binlerce insan hayatını kaybetti. Depremin ne menem bir şey olduğunu bu millet o zaman anladı. Çünkü son yüzyıl içerisinde biz bunu unutmuştuk. Abdülhamid Han'ın bir deprem haritası çıkarttırdığını ve buna göre binaları yaptırdığını biz unutmuşuz. Çünkü bize sadece tarih kötülendi. Tarih bilgisi verilsin, tarih şuuru aşılansın, tarih öğretilsin denmedi" diye konuştu.
Ahmet Şimşirgil,Osmanlı döneminde yaşatılan kıraathane kültürünün Yıldırım'da tekrar canlanmasından mutlu olduğunu belirterek, başta Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.
Yıldırım Belediyesi, tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil'i ilçe sakinleriyle buluşturmaya devam ediyor. Kahvehaneden kıraathaneye kültürel dönüşüm projesi çerçevesinde Yıldırımlılarla buluşan ünlü tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, 'Misak-ı Milli ve 15 Temmuz' konulu programı ile ilçe sakinleriyle Siteler Mahallesi'ndeki Klas Kıraathanesinde bir araya geldi. Aşık Temel Turabi ile Aşık Ali Serhati'nin söylediği türkülerle başayan konferansta, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet döneminin gizli kalmış yönlerini anlatan Ahmet Şimşirgil, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi hakkında da önemli bilgiler verdi.
Resmi bilgilerin gerçeği yansıtmadığını belirten Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, "Çanakkale savaşında 250 bin Sarıkamış'ta ise 90 bin şehit verdik. 1999 depreminde binlerce insan hayatını kaybetti. Depremin ne menem bir şey olduğunu bu millet o zaman anladı. Çünkü son yüzyıl içerisinde biz bunu unutmuştuk. Abdülhamid Han'ın bir deprem haritası çıkarttırdığını ve buna göre binaları yaptırdığını biz unutmuşuz. Çünkü bize sadece tarih kötülendi. Tarih bilgisi verilsin, tarih şuuru aşılansın, tarih öğretilsin denmedi" diye konuştu.
Ahmet Şimşirgil,Osmanlı döneminde yaşatılan kıraathane kültürünün Yıldırım'da tekrar canlanmasından mutlu olduğunu belirterek, başta Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.
Bu belediye peçe ve ezanı yasakladı
Macaristan’da Asotthalom Belediye Başkanı Laszlo Toroczkai, Müslümanların geleneksel kıyafetler giymesini ve ezan okumasını yasakladı.
Aşırı sağcı belediye başkanı bunu, Müslüman kültürüne karşı bir savaş olarak nitelendirdi. Laszlo Toroczkai bunu yaparken, kendi ülkelerindeki çok kültürlülüğe karşı olan diğer Hristiyan Avrupalıların, Sırbistan ile Macaristan sınırında bulunan Asotthalom’a yerleşmelerini umduğunu belirtti. Toroczkai, “Öncelikle Batı Avrupalıları, çok kültürlü bir toplumda yaşamak istemeyen insanları bekliyoruz. Köyümüze Müslümanları çekmek istemiyoruz” dedi.
Müslüman çekmek istemiyor
Laszlo Toroczkai, “Köyün geleneklerini koruması çok önemli. Müslümanlar buraya gelirse Hristiyan topluluğuna uyum sağlayamaz. Batı Avrupa’da uyum sağlayamamış çok sayıda Müslüman topluluğu var ve aynı durumu biz de yaşamak istemiyoruz. Avrupa’nın Avrupalılara, Asya’nın Asyalılara, Afrika’nın Afrikalılara ait olmasını istiyorum. Bu kadar basit” ifadelerini kullandı.
"Macaristan kötü bir tercih"
Asotthalom, Macaristan’ın güneyindeki ovalarda,başkent Budapeşte’ye yaklaşık iki saat uzaklıkta bulunuyor. Yakın geçmişteki göçler Macaristan ve Doğu Avrupa’da göç karşıtı bir tutum başlatmıştı. Mülteci krizleri en üst seviyedeyken, Sırbistan’dan Macaristan’a yaklaşık 10 bin kişi geçmişti. Bu geçiş noktası ise Asotthalom’a yalnızca birkaç dakika uzaklıkta bulunuyor. Toroczkai daha önce mültecilerin cesaretlerini kırmak için çektiği kısa bir filmle manşetlere yerleşmişti. Toroczkai, “Yalan söyleyen insan kaçakçılarına güvenmeyin. Macaristan kötü bir tercih. Asotthalom ise en kötüsü” sözleriyle filmi sonlandırmıştı.
Aşırı sağcı belediye başkanı bunu, Müslüman kültürüne karşı bir savaş olarak nitelendirdi. Laszlo Toroczkai bunu yaparken, kendi ülkelerindeki çok kültürlülüğe karşı olan diğer Hristiyan Avrupalıların, Sırbistan ile Macaristan sınırında bulunan Asotthalom’a yerleşmelerini umduğunu belirtti. Toroczkai, “Öncelikle Batı Avrupalıları, çok kültürlü bir toplumda yaşamak istemeyen insanları bekliyoruz. Köyümüze Müslümanları çekmek istemiyoruz” dedi.
Müslüman çekmek istemiyor
Laszlo Toroczkai, “Köyün geleneklerini koruması çok önemli. Müslümanlar buraya gelirse Hristiyan topluluğuna uyum sağlayamaz. Batı Avrupa’da uyum sağlayamamış çok sayıda Müslüman topluluğu var ve aynı durumu biz de yaşamak istemiyoruz. Avrupa’nın Avrupalılara, Asya’nın Asyalılara, Afrika’nın Afrikalılara ait olmasını istiyorum. Bu kadar basit” ifadelerini kullandı.
"Macaristan kötü bir tercih"
Asotthalom, Macaristan’ın güneyindeki ovalarda,başkent Budapeşte’ye yaklaşık iki saat uzaklıkta bulunuyor. Yakın geçmişteki göçler Macaristan ve Doğu Avrupa’da göç karşıtı bir tutum başlatmıştı. Mülteci krizleri en üst seviyedeyken, Sırbistan’dan Macaristan’a yaklaşık 10 bin kişi geçmişti. Bu geçiş noktası ise Asotthalom’a yalnızca birkaç dakika uzaklıkta bulunuyor. Toroczkai daha önce mültecilerin cesaretlerini kırmak için çektiği kısa bir filmle manşetlere yerleşmişti. Toroczkai, “Yalan söyleyen insan kaçakçılarına güvenmeyin. Macaristan kötü bir tercih. Asotthalom ise en kötüsü” sözleriyle filmi sonlandırmıştı.
Trump'a takılan İranlı bebek tedaviye kavuştu
ABD Başkanı Donald Trump'ın nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülkeye vize yasağı getiren kararıyla ülkeye girmesi engellenen doğuştan kalp hastası İranlı bebek Fatma Reşad ailesiyle ABD'ye ulaştı.
İran'daki doktorların, sağlığına kavuşması için en az bir kere kalp ameliyatı olması gerektiğini söylediği ancak Trump'ın vize yasağıyla ailesinin ABD vize başvuru randevusu iptal edilen 4 aylık bebeğin tedavisine Oregon eyaletinin Portland kentindeki bir hastanede başlandı.
OHSU Doernbecher Çocuk Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Ana Bilim Dalı Geçici Başkanı Doktor Laurie Armsby, Fatma'nın sağlıklı göründüğünü ancak yapılan muayeneler sonucu bebeğin ciddi kalp rahatsızlığı olduğuna dair teşhisi doğruladıklarını ve acilen tedaviye başlanması gerektiğini söyledi.
Doktor Armsby, bebeğin kalp rahatsızlığının akciğerlerine zarar verdiğini fakat tedaviyle bu durumun aşılabileceğini ifade etti.
Hastaneden yapılan açıklamada da Reşad ailesinin, ABD'ye gelmelerinde destek olan herkese özellikle de kongre temsilcileri ve Oregon ile New York eyaletlerinin valilerine en içten teşekkürlerini sunduğu aktarıldı.
Ameliyatı hayati önem taşıyor
Bu arada, İranlı bebeğe kalp kateterizasyonu uygulanacağı ve ardından 5-6 saat sürecek cerrahi ameliyata alınacağı kaydedildi.
Reşad'ın Portland'da yaşayan ABD vatandaşı dayısı Samad Taghizadeh, İranlı doktorların bebeğin ameliyat olmaması durumunda hayatını kaybedeceğini söylediklerini ifade etmişti.
Tedavisi Trump'a takılıp gecikti
Bebeğin ailesi, ABD'ye turist vizesi başvurusu için Dubai'de randevu almış ancak Trump'ın 7 ülke vatandaşlarının ülkeye girmesine engel olan kararının ardından randevularının iptal edilmesi üzerine tekrar İran'a dönmüştü. Washington eyaleti federal yargıcının, Trump'ın vize yasağını ülke genelinde geçici olarak durdurma kararı vermesi üzerine ailenin ABD'ye girişine yeşil ışık yakılmıştı.
Trump'ın 27 Ocak'ta imzaladığı kararname ile Suriye, Irak, İran, Yemen, Libya, Sudan ve Somali vatandaşlarına 90 günlüğüne vize ve ülkeye giriş yasağı getirilmişti.
İran'daki doktorların, sağlığına kavuşması için en az bir kere kalp ameliyatı olması gerektiğini söylediği ancak Trump'ın vize yasağıyla ailesinin ABD vize başvuru randevusu iptal edilen 4 aylık bebeğin tedavisine Oregon eyaletinin Portland kentindeki bir hastanede başlandı.
OHSU Doernbecher Çocuk Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Ana Bilim Dalı Geçici Başkanı Doktor Laurie Armsby, Fatma'nın sağlıklı göründüğünü ancak yapılan muayeneler sonucu bebeğin ciddi kalp rahatsızlığı olduğuna dair teşhisi doğruladıklarını ve acilen tedaviye başlanması gerektiğini söyledi.
Doktor Armsby, bebeğin kalp rahatsızlığının akciğerlerine zarar verdiğini fakat tedaviyle bu durumun aşılabileceğini ifade etti.
Hastaneden yapılan açıklamada da Reşad ailesinin, ABD'ye gelmelerinde destek olan herkese özellikle de kongre temsilcileri ve Oregon ile New York eyaletlerinin valilerine en içten teşekkürlerini sunduğu aktarıldı.
Ameliyatı hayati önem taşıyor
Bu arada, İranlı bebeğe kalp kateterizasyonu uygulanacağı ve ardından 5-6 saat sürecek cerrahi ameliyata alınacağı kaydedildi.
Reşad'ın Portland'da yaşayan ABD vatandaşı dayısı Samad Taghizadeh, İranlı doktorların bebeğin ameliyat olmaması durumunda hayatını kaybedeceğini söylediklerini ifade etmişti.
Tedavisi Trump'a takılıp gecikti
Bebeğin ailesi, ABD'ye turist vizesi başvurusu için Dubai'de randevu almış ancak Trump'ın 7 ülke vatandaşlarının ülkeye girmesine engel olan kararının ardından randevularının iptal edilmesi üzerine tekrar İran'a dönmüştü. Washington eyaleti federal yargıcının, Trump'ın vize yasağını ülke genelinde geçici olarak durdurma kararı vermesi üzerine ailenin ABD'ye girişine yeşil ışık yakılmıştı.
Trump'ın 27 Ocak'ta imzaladığı kararname ile Suriye, Irak, İran, Yemen, Libya, Sudan ve Somali vatandaşlarına 90 günlüğüne vize ve ülkeye giriş yasağı getirilmişti.
Yangın sonrası 15 bin kişi evsiz
Filipinler’in başkenti Manila’da bir gecekondu mahallesinde gece saatlerinde çıkan ve yaklaşık 10 saat süren yangın sonrasında en az 15 bin kişi evsiz kaldı.
Filipinler’in başkenti Manila’nın gecekondu mahallelerinin olduğu bölgede Salı gecesi çıkan yangında binden fazla ev kül oldu, 15 bin kişi evsiz kaldı.
Manila yayın organlarının haberlerine göre Salı gecesi başlayarak hızla yayılan yangın ancak bugün sabah saatlerinde söndürülebildi.
Manila İtfaiye Şefi Edilberto Cruz yangında yedi kişinin hafif yaralandığını, ölen olmamasının büyük bir şans olduğunu söyledi.
Afet yardım Kurumu görevlisi Regina Jane Mata da kurulan üç yardım merkezinde evlerini kaybeden 3 bin aileye yiyecek ve içecek yardımı yapıldığını söylerken, yangında evsiz kalan bir çok mahallelinin yakınlardaki bir cadde kenarında eşyaları ile birlikte dışarda bekledikleri belirtildi.
Filipinler’in başkenti Manila’nın gecekondu mahallelerinin olduğu bölgede Salı gecesi çıkan yangında binden fazla ev kül oldu, 15 bin kişi evsiz kaldı.
Manila yayın organlarının haberlerine göre Salı gecesi başlayarak hızla yayılan yangın ancak bugün sabah saatlerinde söndürülebildi.
Manila İtfaiye Şefi Edilberto Cruz yangında yedi kişinin hafif yaralandığını, ölen olmamasının büyük bir şans olduğunu söyledi.
Afet yardım Kurumu görevlisi Regina Jane Mata da kurulan üç yardım merkezinde evlerini kaybeden 3 bin aileye yiyecek ve içecek yardımı yapıldığını söylerken, yangında evsiz kalan bir çok mahallelinin yakınlardaki bir cadde kenarında eşyaları ile birlikte dışarda bekledikleri belirtildi.
Diyanetin analizi: İmam hatip mezunu sayısı kontrolsüz
Diyanet İşleri Başkanlığı 2017-2021 yılları için stratejik plan hazırladı. Planda imam hatip liselerinin mezun sayısının kontrolsüz olduğunun altı çizildi.
Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in haberine göre, planda, başkanlığı etkileyebilecek dış kaynaklı değişimler ve eğilimler değerlendirildi. Personel ve vatandaşlarla anket ve mülakatlar da yapıldı. Sonuçlar politik, ekonomik, sosyal ve teknolojik faktörler, tehditler incelenerek yapılan analizlerde özetle şu sonuçlara ulaşıldı:
Değerler aşınıyor
"Dine yönelik ilgi ve alaka artıyor ancak ahlaki değerlerdeki aşınma da yaygınlaşıyor. Personelde kurumsal aidiyet duygusu zayıf. İrşat dili zayıf. Kayırma yapıldığı algısı personelde yok edilemiyor. Personelin eğitim durumuna göre istihdamı yapılmıyor. Yetişmiş kalifiye personelin başka kurumlara geçişi devam ediyor.
Nitelik sorunu var
İlahiyat ve imam-hatip lisesi mezunu sayısı kontrolsüz. Mezunların nitelik sorunu bulunuyor. İslamofobi ve olumsuz İslam algısı yaygınlaştırılıyor. Kurumun üzerinde siyasi etki bulunuyor. Dernek ve vakıflar kontrolsüz şekilde cami ve Kuran kursu inşa ediyor. Hurafe ve batıl inanışlar yaygınlaşıyor. İnsana ve evrene dair yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Din, terör ve şiddet içeren yapılanmalarla ilişkilendiriliyor. Ulusal ve uluslararası din referanslı siyasal yapılanmaların sayısı artıyor."
Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in haberine göre, planda, başkanlığı etkileyebilecek dış kaynaklı değişimler ve eğilimler değerlendirildi. Personel ve vatandaşlarla anket ve mülakatlar da yapıldı. Sonuçlar politik, ekonomik, sosyal ve teknolojik faktörler, tehditler incelenerek yapılan analizlerde özetle şu sonuçlara ulaşıldı:
Değerler aşınıyor
"Dine yönelik ilgi ve alaka artıyor ancak ahlaki değerlerdeki aşınma da yaygınlaşıyor. Personelde kurumsal aidiyet duygusu zayıf. İrşat dili zayıf. Kayırma yapıldığı algısı personelde yok edilemiyor. Personelin eğitim durumuna göre istihdamı yapılmıyor. Yetişmiş kalifiye personelin başka kurumlara geçişi devam ediyor.
Nitelik sorunu var
İlahiyat ve imam-hatip lisesi mezunu sayısı kontrolsüz. Mezunların nitelik sorunu bulunuyor. İslamofobi ve olumsuz İslam algısı yaygınlaştırılıyor. Kurumun üzerinde siyasi etki bulunuyor. Dernek ve vakıflar kontrolsüz şekilde cami ve Kuran kursu inşa ediyor. Hurafe ve batıl inanışlar yaygınlaşıyor. İnsana ve evrene dair yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Din, terör ve şiddet içeren yapılanmalarla ilişkilendiriliyor. Ulusal ve uluslararası din referanslı siyasal yapılanmaların sayısı artıyor."
Gezen tavuk yumurtasında büyük aldatmaca
Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği, piyasada "gezen tavuk yumurtası" olarak bilinen ürünlerle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya attı. İddiaya göre, fabrikalardan ucuza alınan kirli yumurtalar, "doğal yumurta" adı altında piyasaya sürülüyor.
''Üzerinde kir bulunan yumurtalar fabrikalardan ucuza alınıyor, ardından 'doğal yumurta' adıyla yüksek fiyatla satılıyor.''
Son zamanlarda adı sık duyulan ve yoğun talep gören "gezen tavuk yumurtası"yla ilgili bu iddia, Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği'ne ait.
İddiaya göre, bazı satıcılar, halk arasındaki "Üzerinde kir bulunan yumurta doğal yumurtadır'’ anlayışını istismar ederek aldatmaca bir yöntem uyguluyor.
Satıcılar, fabrikalarda diğerlerinden daha ucuza satılan kirli yumurtaları aldıktan sonra, üç-dört katı fiyatla ve ‘'gezen tavuk yumurtası’' adıyla piyasaya sürüyor.
“TİCARİ YUMURTADAN FARKI YOK”
Özellikle gezen tavuk yumurtası aramanın gereksiz olduğunu belirten Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği (Yum-Bir) Başkanı İbrahim Afyon, fabrikada üretilen yumurtaların daha hijyenik olduğunu savundu.
Afyon sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür yumurtaların ticari yumurtalardan hiçbir farkı yoktur. Hatta ticari yumurtaların şu avantajı vardır; hijyeniktir, yediği yem bellidir, bulunduğu ortam bellidir, aşılamaları ilaçlamaları zamanında yapılır ve kontrol altındadır.''
“YUMURTANIN ÜZERİNDEKİ KİR AKSİNE ZARARLI”
Yumurtaların üzerindeki kirin, algının aksine sağlıksız olduğunu vurgulayan Afyon, “Yumurtanın üzerindeki kir aksine zararlıdır. Yumurtanın üzerindeki gözenekten içeri geçebilir. Bunlar hijyen dışıdır'' dedi.
Yetkililere göre, yumurtada en çok dikkat edilmesi gereken kurallar, yumurtanın ambalajsız alınmaması, paketlerin üzerindeki son kullanma tarihine bakılması ve yumurtanın temiz olmasına dikkat edilmesi. ntvmsnc
''Üzerinde kir bulunan yumurtalar fabrikalardan ucuza alınıyor, ardından 'doğal yumurta' adıyla yüksek fiyatla satılıyor.''
Son zamanlarda adı sık duyulan ve yoğun talep gören "gezen tavuk yumurtası"yla ilgili bu iddia, Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği'ne ait.
İddiaya göre, bazı satıcılar, halk arasındaki "Üzerinde kir bulunan yumurta doğal yumurtadır'’ anlayışını istismar ederek aldatmaca bir yöntem uyguluyor.
Satıcılar, fabrikalarda diğerlerinden daha ucuza satılan kirli yumurtaları aldıktan sonra, üç-dört katı fiyatla ve ‘'gezen tavuk yumurtası’' adıyla piyasaya sürüyor.
“TİCARİ YUMURTADAN FARKI YOK”
Özellikle gezen tavuk yumurtası aramanın gereksiz olduğunu belirten Kayseri Yumurta Üreticileri Birliği (Yum-Bir) Başkanı İbrahim Afyon, fabrikada üretilen yumurtaların daha hijyenik olduğunu savundu.
Afyon sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür yumurtaların ticari yumurtalardan hiçbir farkı yoktur. Hatta ticari yumurtaların şu avantajı vardır; hijyeniktir, yediği yem bellidir, bulunduğu ortam bellidir, aşılamaları ilaçlamaları zamanında yapılır ve kontrol altındadır.''
“YUMURTANIN ÜZERİNDEKİ KİR AKSİNE ZARARLI”
Yumurtaların üzerindeki kirin, algının aksine sağlıksız olduğunu vurgulayan Afyon, “Yumurtanın üzerindeki kir aksine zararlıdır. Yumurtanın üzerindeki gözenekten içeri geçebilir. Bunlar hijyen dışıdır'' dedi.
Yetkililere göre, yumurtada en çok dikkat edilmesi gereken kurallar, yumurtanın ambalajsız alınmaması, paketlerin üzerindeki son kullanma tarihine bakılması ve yumurtanın temiz olmasına dikkat edilmesi. ntvmsnc
7 Şubat 2017 Salı
Malatya’da deprem
Malatya'nın Hekimhan ilçesinde 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre; saat 07:30’da yerin 3 km derinliğinde meydana gelen depremin büyüklüğü 4.1 olarak ölçüldü.
Can ve mal kaybı yaşanıp yaşanmadığı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre; saat 07:30’da yerin 3 km derinliğinde meydana gelen depremin büyüklüğü 4.1 olarak ölçüldü.
Can ve mal kaybı yaşanıp yaşanmadığı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.
Plastik doğayı öldürüyor
Bilim insanları Norveç’in Sotra adasında karaya vuran bir balinayı incelediğinde çok şaşırdı, balinanın midesinden 30 plastik torba ve çok miktarda plastik madde çıkarıldı.
Bergen Üniversitesi’nde zoolog olarak çalışan Terje Lislevand balinanın muhtemelen plastikleri yiyecek sanarak yuttuğunu belirtti. Lislevand plastiklerin balinanın sindirim sistemini tıkadığını ve midesinde hiçbir yiyecek bulamadıklarını, bağırsaklarının tümüyle besinden mahrum olduğunu belirtti.
Yesilist'ta Görkem Gömeç tarafından derlenen habere göre, plastik atıkların Norveç, Danimarka ve İngiltere menşeli olduğu, aralarında şekerleme kağıdı, yiyecek paketi ve çöp torbaları bulunduğu belirtildi. Norveç İklim ve Çevre Bakanı Vidar Helgesen, balinanın midesinde bulunanların, denizlerdeki üzücü durumu açık olarak ortaya koyduğunu belirtti. Helgesen artık plastik atıkların bir deniz canavarına dönüştüğünü ve bununla savaşmamız gerektiğini savundu.
Boyu 6 metreyi geçen ve Cuvier gagalı balinası türüne ait olan canlı normalde Norveç sularında dolaşmamakta, uzmanlar balinanın acıdan ve yetersiz beslenmeden dolayı yolunu kaybedip karaya vurduğunu düşünüyor. Maalesef plastik yutarak karaya vuran balinalar tüm dünyada görülen bir durum.
Biliminsanları plastik tüketimimizin aynı şekilde devam etmesi durumunda 2050 yılında denizlerde balıklardan çok plastik olacağını öne sürüyor. Her bir dakikada bir çöp kamyonu kadar plastik dünyanın su kaynaklarına karışıyor. Avrupa’da ise her yıl 100 milyar plastik poşet kullanılmakta ve bunun 8 milyarı su kaynaklarına karışmakta.
Buna karşın plastik ve diğer atıklarımızı azaltmak bir kaç küçük değişiklikten geçiyor. Sıfır atığa ulaşmak için 4 ana eşyayı bu içeriğimizde inceleyebilirsiniz.
Yesilist'ta Görkem Gömeç tarafından derlenen habere göre, plastik atıkların Norveç, Danimarka ve İngiltere menşeli olduğu, aralarında şekerleme kağıdı, yiyecek paketi ve çöp torbaları bulunduğu belirtildi. Norveç İklim ve Çevre Bakanı Vidar Helgesen, balinanın midesinde bulunanların, denizlerdeki üzücü durumu açık olarak ortaya koyduğunu belirtti. Helgesen artık plastik atıkların bir deniz canavarına dönüştüğünü ve bununla savaşmamız gerektiğini savundu.
Boyu 6 metreyi geçen ve Cuvier gagalı balinası türüne ait olan canlı normalde Norveç sularında dolaşmamakta, uzmanlar balinanın acıdan ve yetersiz beslenmeden dolayı yolunu kaybedip karaya vurduğunu düşünüyor. Maalesef plastik yutarak karaya vuran balinalar tüm dünyada görülen bir durum.
Biliminsanları plastik tüketimimizin aynı şekilde devam etmesi durumunda 2050 yılında denizlerde balıklardan çok plastik olacağını öne sürüyor. Her bir dakikada bir çöp kamyonu kadar plastik dünyanın su kaynaklarına karışıyor. Avrupa’da ise her yıl 100 milyar plastik poşet kullanılmakta ve bunun 8 milyarı su kaynaklarına karışmakta.
Buna karşın plastik ve diğer atıklarımızı azaltmak bir kaç küçük değişiklikten geçiyor. Sıfır atığa ulaşmak için 4 ana eşyayı bu içeriğimizde inceleyebilirsiniz.
Yeni KHK ile 4 bin 464 kişi devlet memurluğundan atıldı
Yeni çıkan Kanun Hükmü Kararname ile 4 bin 464 kişi devlet memurluğundan atıldı. OHAL kapsamındaki 686 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 2 bin 585, İçişleri Bakanlığı'ndan 49, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden 417, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan 893 kişi kamu görevinden çıkarıldı.
Olağanüstü hal kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete'de yayımlandı
Yeni KHK'ya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünden, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 417 personel kamu görevinden çıkarıldı.
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulundan 10, Yargıtaydan 10, Sermaye Piyasası Kurulundan 1, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) 2, Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan (TRT) 80, Vakıflar Genel Müdürlüğünden 2, Avrupa Birliği Bakanlığından 3, Dışişleri Bakanlığından 48, Ekonomi Bakanlığından 15, İçişleri Bakanlığından 49, Jandarma Genel Komutanlığından 893 asker, Sahil Güvenlik Komutanlığından 3 asker, Kültür ve Turizm Bakanlığından 16, Milli Eğitim Bakanlığından 2 bin 585 kişi kamu görevinden çıkarıldı.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bünyesindeki 330 akademik personel de kamu görevinden çıkarılanlar arasında yer aldı.
17 kişi göreve iade edildi
Öte yandan, daha önce görevden uzaklaştırılan 2 Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler, 1 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 9 Milli Eğitim Bakanlığı, 4 Sağlık Bakanlığı personeli ise göreve iade edildi. ABD'de öğrenim gören 2 kişinin de öğrencilik statüsü geri verildi.
Olağanüstü hal kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Resmi Gazete'de yayımlandı
Yeni KHK'ya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünden, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 417 personel kamu görevinden çıkarıldı.
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulundan 10, Yargıtaydan 10, Sermaye Piyasası Kurulundan 1, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığından (TOKİ) 2, Türkiye Radyo Televizyon Kurumundan (TRT) 80, Vakıflar Genel Müdürlüğünden 2, Avrupa Birliği Bakanlığından 3, Dışişleri Bakanlığından 48, Ekonomi Bakanlığından 15, İçişleri Bakanlığından 49, Jandarma Genel Komutanlığından 893 asker, Sahil Güvenlik Komutanlığından 3 asker, Kültür ve Turizm Bakanlığından 16, Milli Eğitim Bakanlığından 2 bin 585 kişi kamu görevinden çıkarıldı.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bünyesindeki 330 akademik personel de kamu görevinden çıkarılanlar arasında yer aldı.
17 kişi göreve iade edildi
Öte yandan, daha önce görevden uzaklaştırılan 2 Emniyet Genel Müdürlüğü, 1 İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler, 1 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 9 Milli Eğitim Bakanlığı, 4 Sağlık Bakanlığı personeli ise göreve iade edildi. ABD'de öğrenim gören 2 kişinin de öğrencilik statüsü geri verildi.
kamudan-ihrac-edilenlerin-listesi-1-2
Turizm çalışanına bir aylık sigara parasına ev müjdesi
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısı, belediyenin meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığındaki toplantıda 153 gündem maddesinden 58’i karara bağlandı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, "Turizm çalışanlarına TOKİ aracılığıyla bir aylık sigara parası maliyetine konut vereceğiz" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısı, belediyenin meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığındaki toplantıda 153 gündem maddesinden 58’i karara bağlandı.
CHP Grup Sözcüsü Cansel Tuncer, “Antalya Yetimine Sahip Çıkıyor” projesinin 19 ilçe için de genişletilmesini talep etti.Türel bu talebe, uygulamanın pilot olduğunu kısa süre içinde projenin tüm ilçeleri kapsayacağını belirtti.
“Hal sorunu”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Büyükşehir arasında Serik ilçesinde Yukarıkocayatak Mahallesi’nde 217 bin metrekarelik alanın mera vasfından çıkartılarak sosyal konut yapılmasını öngören bir protokolü imzaladıklarını kaydeden Türel, “Bu alanda iki proje yapılacak. Alanda toptancı hali yapılacak. Hal esnafımızla görüşeceğiz. Üç ilçemizin hali burada toplanacak. Kent merkezinde yer alan haldeki esnafımız da isterse buraya taşınacak. Onlarla oturup konuşacağız” dedi.
“Konut müjdesi”
Söz konusu alanda turizm emekçilerine ikin konut projesi yapılacağını dile getiren Türel, bölgedeki imar çalışmasında sona gelindiğini aktardı. Türel, “TOKİ vasıtasıyla turizm emekçesine işbirliğiyle ikinci konut imkanı söz konusu olacak. Taksitler bir aylık sigara parasını geçmemesi için görüşmeler sürüyor. Doğu çevre yolu için kamulaştırma yapmayı planlıyoruz. Kamulaştırma kolaylığı sağlamak için vatandaşlara burada yapılacak evlerle takas imkanı sunacağız. Burada tabi çıkacak olan konutlardan bizde bazı kamulaştırma noktalarında takas konusunu gündemin içine koyduk.”
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısı, belediyenin meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığındaki toplantıda 153 gündem maddesinden 58’i karara bağlandı.
CHP Grup Sözcüsü Cansel Tuncer, “Antalya Yetimine Sahip Çıkıyor” projesinin 19 ilçe için de genişletilmesini talep etti.Türel bu talebe, uygulamanın pilot olduğunu kısa süre içinde projenin tüm ilçeleri kapsayacağını belirtti.
“Hal sorunu”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Büyükşehir arasında Serik ilçesinde Yukarıkocayatak Mahallesi’nde 217 bin metrekarelik alanın mera vasfından çıkartılarak sosyal konut yapılmasını öngören bir protokolü imzaladıklarını kaydeden Türel, “Bu alanda iki proje yapılacak. Alanda toptancı hali yapılacak. Hal esnafımızla görüşeceğiz. Üç ilçemizin hali burada toplanacak. Kent merkezinde yer alan haldeki esnafımız da isterse buraya taşınacak. Onlarla oturup konuşacağız” dedi.
“Konut müjdesi”
Söz konusu alanda turizm emekçilerine ikin konut projesi yapılacağını dile getiren Türel, bölgedeki imar çalışmasında sona gelindiğini aktardı. Türel, “TOKİ vasıtasıyla turizm emekçesine işbirliğiyle ikinci konut imkanı söz konusu olacak. Taksitler bir aylık sigara parasını geçmemesi için görüşmeler sürüyor. Doğu çevre yolu için kamulaştırma yapmayı planlıyoruz. Kamulaştırma kolaylığı sağlamak için vatandaşlara burada yapılacak evlerle takas imkanı sunacağız. Burada tabi çıkacak olan konutlardan bizde bazı kamulaştırma noktalarında takas konusunu gündemin içine koyduk.”
İşte Taksim Meydanı'na yapılacak cami
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulunda görüşülüp onaylanan, Taksim’e yapılacak caminin fotoğrafları ortaya çıktı.
Maksem’in arkasındaki derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak cami ile 49 yıllık tartışma sona erecek. Vakıflara ait 2 bin 482 metrekarelik araziye yapılacak olan ve mimar Y. Mimar Şefik Birkiye ve Dr. Mimar Selim Dalaman tarafından projesi yapılan caminin çizim aşamasında Beyoğlu’nun tarihi hassasiyeti, bölge dokusu ve en önemlisi hemen arkasında yer alan Rum Ortodoks Kilisesi ile Ermeni Katolik Kiliselerinin yüksekliklerinin dikkate alındığı belirtildi.
Taksim Meydanı ile Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastlanan 20’nci yüzyıl başındaki Art Deco mimari stilinden esinlenilen Taksim Camisi, I. Mahmud tarafından 1731 yılında bölgeye su taksimi yapmak için inşa edilen, sekiz köşeli ve sekiz köşeli bir çatısı bulunan küfeki taşından Taksim Makmesi’nin arkasına, bugün hizmet veren derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak. mynet
Taksim Meydanı ile Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastlanan 20’nci yüzyıl başındaki Art Deco mimari stilinden esinlenilen Taksim Camisi, I. Mahmud tarafından 1731 yılında bölgeye su taksimi yapmak için inşa edilen, sekiz köşeli ve sekiz köşeli bir çatısı bulunan küfeki taşından Taksim Makmesi’nin arkasına, bugün hizmet veren derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak. mynet
Gayrimenkul sektörü kentsel dönüşümü tartışacak
Türkiye gündeminin son yıllardaki en önemli konu başlıklarından biri olan kentsel dönüşüm bu yıl 4.'sü düzenlenen Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'nde masaya yatırılacak.
23 Şubat 2017 Perşembe günü İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek 4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi’ne Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) İcra Kurulu Üyesi Haluk SUR, başta olmak üzere gayrimenkul sektörünün önde gelen temsilcileri ile Türkiye'nin dört bir yanından belediye başkanları konuşmacı olarak yer alacak.
Sürdürülebilir Şehirler ve Binalar temasıyla gerçekleştirilecek olan kongrede, sürdürülebilir şehirler için kentsel dönüşümün önemi, gayrimenkul sektörünün kentsel dönüşüme bakışı, kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış ve öneriler ile kentsel dönüşüm için alternatif finansman modelleri gibi konular 4 farklı oturumda işlenecek. Türkiye'de 2012 yılında 6306 sayılı kanunla başlayan kentsel dönüşüm sürecinin temel taşlarından olan gayrimenkul şirketleri ile belediye başkanlarını bir araya getirecek olan etkinlikte gün boyu katılımcılar bilgilendirilecek.
Açılış konuşmasını Özhaseki ve Topbaş yapacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ve GYODER İcra Kurulu Üyesi Haluk Sur'un açılış konuşmalarıyla başlayacak olan kongrede Kentsel Strateji Kurucu Ortağı Faruk Göksu'nun başkanlığındaki "Sürdürülebilir Şehirler Yaratmada Kentsel Dönüşümün Önemi" başlıklı ilk oturumda Balıkesir, Hatay, Adana, Kayseri büyükşehir belediyelerinin başkanları konuşmacı olarak söz alacak.
İkinci oturumda ise Avrupa Konutları, Nef, Teknik Yapı, Piyalepaşa Gayrimenkul, Kuyaş Gayrimenkul gibi sektörün önemli gayrimenkul şirketleri 2017 yılına dair kentsel dönüşüme bakışlarını katılımcılara aktaracak. Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Ali Yüksel ve Atlas Conceptia Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun katıldığı üçüncü oturumda kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış açıları ve öneriler değerlendirilecek. Dördüncü oturumun konu başlığı ise kentsel dönüşüme alternatif finansman modelleri olacak.
Sektör devleri kongreyi destekliyor
4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'ne Avrupa Konutları, Kuyaş Gayrimenkul, Piyalepaşa Gayrimenkul ve Era Gayrimenkul, Sera Yatırım ve İnşaat, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü ve Bitüder sponsorluk desteği veriyor. Management Plus'ın organize ettiği kongrenin medya sponsorluğunu ise Bloomberg HT yapıyor.Türkiye'de gayrimenkul sektörünün önemli markalarından Zingat.com ve Reidin.com, Emlakdream.com, Real Estate News Turkey, Emlakweb TV ve Gayrimenkul Türkiye ile birlikte Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği de kongrenin destekçileri arasında yer alıyor.
23 Şubat 2017 Perşembe günü İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek 4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi’ne Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Kadir Topbaş, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) İcra Kurulu Üyesi Haluk SUR, başta olmak üzere gayrimenkul sektörünün önde gelen temsilcileri ile Türkiye'nin dört bir yanından belediye başkanları konuşmacı olarak yer alacak.
Sürdürülebilir Şehirler ve Binalar temasıyla gerçekleştirilecek olan kongrede, sürdürülebilir şehirler için kentsel dönüşümün önemi, gayrimenkul sektörünün kentsel dönüşüme bakışı, kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış ve öneriler ile kentsel dönüşüm için alternatif finansman modelleri gibi konular 4 farklı oturumda işlenecek. Türkiye'de 2012 yılında 6306 sayılı kanunla başlayan kentsel dönüşüm sürecinin temel taşlarından olan gayrimenkul şirketleri ile belediye başkanlarını bir araya getirecek olan etkinlikte gün boyu katılımcılar bilgilendirilecek.
Açılış konuşmasını Özhaseki ve Topbaş yapacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ve GYODER İcra Kurulu Üyesi Haluk Sur'un açılış konuşmalarıyla başlayacak olan kongrede Kentsel Strateji Kurucu Ortağı Faruk Göksu'nun başkanlığındaki "Sürdürülebilir Şehirler Yaratmada Kentsel Dönüşümün Önemi" başlıklı ilk oturumda Balıkesir, Hatay, Adana, Kayseri büyükşehir belediyelerinin başkanları konuşmacı olarak söz alacak.
İkinci oturumda ise Avrupa Konutları, Nef, Teknik Yapı, Piyalepaşa Gayrimenkul, Kuyaş Gayrimenkul gibi sektörün önemli gayrimenkul şirketleri 2017 yılına dair kentsel dönüşüme bakışlarını katılımcılara aktaracak. Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Av. Ali Yüksel ve Atlas Conceptia Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun katıldığı üçüncü oturumda kentsel dönüşüm sürecine farklı bakış açıları ve öneriler değerlendirilecek. Dördüncü oturumun konu başlığı ise kentsel dönüşüme alternatif finansman modelleri olacak.
Sektör devleri kongreyi destekliyor
4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi'ne Avrupa Konutları, Kuyaş Gayrimenkul, Piyalepaşa Gayrimenkul ve Era Gayrimenkul, Sera Yatırım ve İnşaat, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü ve Bitüder sponsorluk desteği veriyor. Management Plus'ın organize ettiği kongrenin medya sponsorluğunu ise Bloomberg HT yapıyor.Türkiye'de gayrimenkul sektörünün önemli markalarından Zingat.com ve Reidin.com, Emlakdream.com, Real Estate News Turkey, Emlakweb TV ve Gayrimenkul Türkiye ile birlikte Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği de kongrenin destekçileri arasında yer alıyor.
Türkiye’nin 2016 online alışveriş profili
Hepsiburada, Türk halkının 2016 online alışveriş profili ve tercihlerini açıkladı. Geçen sene internetten alışverişte teknoloji ürünleri ön plana çıkarken akıllı telefonlar ilk sırada yer aldı.
Hepsiburada, sahip olduğu bu büyük müşteri verisini yıl boyu analiz ederek 2016’da Türk tüketicisinin online alışveriş profili ve tercihlerini ortaya çıkardı.
Hepsiburada platformunun 2016 verilerine göre, Türk halkı, internet üzerinden en çok teknoloji ürünü satın alırken bu ürünler arasında ilk sıraya akıllı telefonlar ve cep telefonu aksesuarları yerleşti.
İnternetten yapılan alışverişlerde 2016’nın sürprizi ise ‘bebek bezi’ oldu. Önceki yıllarda daha çok marketlerden alınan bebek bezi geçen sene hızla artan bir oranda internetten alınmaya başlandı.
Sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdık
Hepsiburada’nın 2016 yılı satışları analizi; Türk halkının 2016’da sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdığını gösterdi. Erkekler en çok ‘el halteri’ siparişi verirken kadınlar en çok satın aldıkları on ürünün sekizinde pilates ile ilgili ürünleri tercih etti. Ayrıca 2016’da Ebru Şallı’nın pilates dvd’si film kategorisinde en çok satılan ürün oldu.
Dış görünüş ve kişisel bakımda erkekler kadınları solladı
Hepsiburada’nın analiz ettiği veriler içinde ilginç bir sonuç da moda kategorisinden geldi. Daha çok kadınların ilgi gösterdiği moda ürünlerinde 2016’da erkekler kadınlardan daha fazla alışveriş yaptı. Erkekler moda ve kişisel bakım ürünlerinde en çok ‘kol saati’ ve ‘göbek korsesi’ satın alırken kadınlar en çok; ‘saç düzleştirici’, epilasyon cihazları ile göğüs dikleştirici bantlara rağbet gösterdi.
Favori rengimiz “siyah”
Hepsiburada; Türk insanının giyim kuşamda renk tercihlerini de ortaya çıkardı. Buna göre geçen sene kıyafet siparişlerinde en çok siyah renk tercih edilirken, siyahı beyaz, mavi ve kırmızı takip etti.
‘Kürk Mantolu Madonna’yı okuduk
Geçen sene hepsiburada’dan en çok satılan kitap Sabahattin Ali’nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna olurken, ilk 10 sırada yer alan kitapların 5’inin tarih kitapları olması dikkat çekti. Listenin ikinci sırasında, Yovel Noah Harari’nin ‘Sapiens’ adlı tarih kitabı, üçüncü sırada ise Orhan Pamuk’un ‘Kırmızı Saçlı Kadın’ romanı yer aldı.
Erkekler dolap, kadınlar dolabın içini düzenleme derdinde
Mobilya ürünlerinin satıldığı hepsiburada’nın “Ev-Yaşam” kategorisinde ise erkekler ve kadınların 2016 yılında satın alma tercihleri farklılık gösterdi. Erkekler ağırlıklı olarak dolap, masa, TV ünitesi gibi ana ürünler satın alırken, kadınlar ise ayakkabı kutusu, raf düzenleyici, aksesuar dolabı, askı seti gibi dolap düzenleme ve organize etme ürünlerine ilgi gösterdi.
2016’nın en çok alışveriş yapılan günü “Efsane Cuma” oldu
Özel günlerde de e-ticaretten alışverişe yoğun ilgi gösterildi. 2016’nın özel gün şampiyonu ise hepsiburada’nın 25 Kasım gününe özel tek gün olarak düzenlediği “Efsane Cuma” kampanyası oldu. 2016 yılının tüm günleri içinde 25 Kasım, adet olarak en çok satış yapılan gün olurken bu günde en çok kişisel bakım ürünleri tercih edildi.
Hepsiburada, sahip olduğu bu büyük müşteri verisini yıl boyu analiz ederek 2016’da Türk tüketicisinin online alışveriş profili ve tercihlerini ortaya çıkardı.
Hepsiburada platformunun 2016 verilerine göre, Türk halkı, internet üzerinden en çok teknoloji ürünü satın alırken bu ürünler arasında ilk sıraya akıllı telefonlar ve cep telefonu aksesuarları yerleşti.
İnternetten yapılan alışverişlerde 2016’nın sürprizi ise ‘bebek bezi’ oldu. Önceki yıllarda daha çok marketlerden alınan bebek bezi geçen sene hızla artan bir oranda internetten alınmaya başlandı.
Sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdık
Hepsiburada’nın 2016 yılı satışları analizi; Türk halkının 2016’da sağlıklı yaşam için spor trendini eve taşıdığını gösterdi. Erkekler en çok ‘el halteri’ siparişi verirken kadınlar en çok satın aldıkları on ürünün sekizinde pilates ile ilgili ürünleri tercih etti. Ayrıca 2016’da Ebru Şallı’nın pilates dvd’si film kategorisinde en çok satılan ürün oldu.
Dış görünüş ve kişisel bakımda erkekler kadınları solladı
Hepsiburada’nın analiz ettiği veriler içinde ilginç bir sonuç da moda kategorisinden geldi. Daha çok kadınların ilgi gösterdiği moda ürünlerinde 2016’da erkekler kadınlardan daha fazla alışveriş yaptı. Erkekler moda ve kişisel bakım ürünlerinde en çok ‘kol saati’ ve ‘göbek korsesi’ satın alırken kadınlar en çok; ‘saç düzleştirici’, epilasyon cihazları ile göğüs dikleştirici bantlara rağbet gösterdi.
Favori rengimiz “siyah”
Hepsiburada; Türk insanının giyim kuşamda renk tercihlerini de ortaya çıkardı. Buna göre geçen sene kıyafet siparişlerinde en çok siyah renk tercih edilirken, siyahı beyaz, mavi ve kırmızı takip etti.
‘Kürk Mantolu Madonna’yı okuduk
Geçen sene hepsiburada’dan en çok satılan kitap Sabahattin Ali’nin ünlü romanı Kürk Mantolu Madonna olurken, ilk 10 sırada yer alan kitapların 5’inin tarih kitapları olması dikkat çekti. Listenin ikinci sırasında, Yovel Noah Harari’nin ‘Sapiens’ adlı tarih kitabı, üçüncü sırada ise Orhan Pamuk’un ‘Kırmızı Saçlı Kadın’ romanı yer aldı.
Erkekler dolap, kadınlar dolabın içini düzenleme derdinde
Mobilya ürünlerinin satıldığı hepsiburada’nın “Ev-Yaşam” kategorisinde ise erkekler ve kadınların 2016 yılında satın alma tercihleri farklılık gösterdi. Erkekler ağırlıklı olarak dolap, masa, TV ünitesi gibi ana ürünler satın alırken, kadınlar ise ayakkabı kutusu, raf düzenleyici, aksesuar dolabı, askı seti gibi dolap düzenleme ve organize etme ürünlerine ilgi gösterdi.
2016’nın en çok alışveriş yapılan günü “Efsane Cuma” oldu
Özel günlerde de e-ticaretten alışverişe yoğun ilgi gösterildi. 2016’nın özel gün şampiyonu ise hepsiburada’nın 25 Kasım gününe özel tek gün olarak düzenlediği “Efsane Cuma” kampanyası oldu. 2016 yılının tüm günleri içinde 25 Kasım, adet olarak en çok satış yapılan gün olurken bu günde en çok kişisel bakım ürünleri tercih edildi.
10 yaşındaki kız çocuğuna korkunç işkence
Irak’ın Musul kentinde 10 yaşındaki bir kız çocuğu terör örgütü DEAŞ’ın kadın taraftarları tarafından korkunç bir işkence yöntemiyle öldürüldü.
DEAŞ'ın kadın taraftarları Irak'ın Musul kentinde kan donduran bir infaz gerçekleştirdi. 10 yaşındaki bir kız çocuğu orta çağdan kalma “ısırıcı” anlamına geldiği belirtilen bir aletle işkence edilerek öldürüldü.
Sputnik'in haberine göre; Henüz 10 yaşındaki Faten isimli kız çocuğu, evi temizledikten sonra çöpleri dışarı atmak için kapının önüne çıktığı için ölümle cezalandırıldı. Küçük kızın infazı annesinin gözleri önünde gerçekleştirildi.
Küçük kızın gördüğü işkence sonucu kan kaybederek hayatını kaybettiği belirtildi.
Görgü tanıkları Faten’in kan kaybından öldüğünü aktardı. Küçük kızın infaz edildiği olay dışında 20’li yaşlarda genç bir kadının da kendi peçesiyle 30 kez kırbaçlandıktan sonra öldüğü öğrenildi. (cnntürk.com.tr)
DEAŞ'ın kadın taraftarları Irak'ın Musul kentinde kan donduran bir infaz gerçekleştirdi. 10 yaşındaki bir kız çocuğu orta çağdan kalma “ısırıcı” anlamına geldiği belirtilen bir aletle işkence edilerek öldürüldü.
Sputnik'in haberine göre; Henüz 10 yaşındaki Faten isimli kız çocuğu, evi temizledikten sonra çöpleri dışarı atmak için kapının önüne çıktığı için ölümle cezalandırıldı. Küçük kızın infazı annesinin gözleri önünde gerçekleştirildi.
Küçük kızın gördüğü işkence sonucu kan kaybederek hayatını kaybettiği belirtildi.
Görgü tanıkları Faten’in kan kaybından öldüğünü aktardı. Küçük kızın infaz edildiği olay dışında 20’li yaşlarda genç bir kadının da kendi peçesiyle 30 kez kırbaçlandıktan sonra öldüğü öğrenildi. (cnntürk.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)