İsrail parlamentosundaki yasama komisyonu, ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını onayladı. Yasağa uymayan camiler hakkında bin 200 dolara ulaşan cezalarının kesilebileceği belirtiliyor.
İsrail Parlamentosundaki (Knesset) yasama komisyonunun, Knesset'te oylamaya sunmak üzere ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını onayladığı bildirildi.
İsrail'de yayımlanan Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, yasama komisyonu, camilerden hoparlörle ezan okunmasının yasaklanmasını öngören ve "ezan yasağı" olarak bilinen yasa tasarısına ilişkin yeni düzenlemeleri onayladı.
Ezanın gece 23:00 ile sabah 07:00 saatleri arasında hoparlörlerden okunmasını yasaklamayı öngören yasa tasarısında, yasağa uymayan camiler hakkında bin 200 dolara ulaşan cezalarının kesilebileceği belirtiliyor.
Ezan yasağı nedir?
"Gürültü kirliliğine neden olduğu" iddiasıyla camilerden hoparlörle ezan okunmasının yasaklanmasını öngören tasarının, yürürlüğe girmesi için Knesset'te üç farklı oturumda görüşülerek oylanması gerekiyor. Filistinlilerin ve İslam aleminin büyük tepkisini çeken tasarı, daha önce de birkaç kez gündeme gelmiş ancak Knesset'te oylamaya sunulmamıştı.
Bu kez ise İsrail yasama komisyonundan geçen tasarı, oylanmak üzere Knesset'e sevk edilme aşamasına geldi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da "gürültüye neden olarak insanları rahatsız ettiği" iddiasıyla ezanın yasaklanmasını öngören yasayı desteklediğini belirtmişti.
Hamas'dan tepki
Öte yandan Hamas Sözcüsü Hazım Kasım tarafından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in, son olarak ezan yasağıyla ilgili tasarıyı onaylamak suretiyle Filistinlilere yönelik ırkçı politikalarını sürdürdüğü belirtildi.
İsrail'in bu onayının "Filistin halkına yönelik ırkçı politikalarının delili" olduğu kaydedilen açıklamada, "Bu yasa tasarısı, İsrail'in, tüm insan hakları kanunlarınca kabul görülen dini sembolleri engellemek suretiyle Filistinlilerin İslami kimliğini hedef alan politikaları sürdürdüğünün göstergesi." ifadesine yer verildi.
İsrail'in bu yaptıklarıyla Filistinlileri, hakkını ve kimliğini savunmaktan vazgeçiremeyeceği vurgulanan açıklamada, Filistin halkının toprakları özgürleşene dek mücadeleyi sürdüreceğine işaret edildi. cnntürk
13 Şubat 2017 Pazartesi
Madem öyle, seçenekler Evet/Evet olsun!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum ile ilgili söylediği sözleri köşesine taşıdı. Erdoğan'ın "Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz'un yanında yer almaktır" sözünü değerlendiren Hakan, "Hayır seçeneği böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist böylesine hain ise... Milletin önüne şu iki seçeneği koyun: Evet/Evet" diye yazdı.
İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün şöyle dedi:
“Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz’un yanında yer almaktır.”
*
15 Temmuz nedir?
- Katliamdır.
- Alçaklıktır.
- Darbedir.
- Terördür.
- Şiddettir.
*
Eğer “Hayır” demek, gerçekten de 15 Temmuz’un yanında yer almak anlamına geliyorsa...
Yani “Hayır” demek meşru değilse...
O zaman...
Referandumda milletin önüne niye “Hayır” seçeneği koyuyorsunuz ki?
*
Ne yani?
Referandumda bu millete...
Darbenin, katliamın, cinayetin, alçaklığın, terörün, şiddetin, kısacası 15 Temmuz’un yanında yer alma hakkı mı tanınıyor?
*
Ne yani?
Millet “Hayır” seçeneğine abanırsa...
15 Temmuz mu kazanmış olacak?
İyi ama o zaman ne diye 15 Temmuz’a kazanma şansı veriyorsunuz ki?
*
“Hayır” seçeneği...
Böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist, böylesine hain ise...
Milletin önüne şu iki seçeneği koyun:
- EVET
- EVET
Aradaki farkı da...
- BEYAZ EVET
- KAHVERENGİ EVET
İle gösterin.
*
Ya da referanduma falan gitmeyin.
Çıkarın bir Kanun Hükmünde Kararname...
Olsun bitsin.
İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün şöyle dedi:
“Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz’un yanında yer almaktır.”
*
15 Temmuz nedir?
- Katliamdır.
- Alçaklıktır.
- Darbedir.
- Terördür.
- Şiddettir.
*
Eğer “Hayır” demek, gerçekten de 15 Temmuz’un yanında yer almak anlamına geliyorsa...
Yani “Hayır” demek meşru değilse...
O zaman...
Referandumda milletin önüne niye “Hayır” seçeneği koyuyorsunuz ki?
*
Ne yani?
Referandumda bu millete...
Darbenin, katliamın, cinayetin, alçaklığın, terörün, şiddetin, kısacası 15 Temmuz’un yanında yer alma hakkı mı tanınıyor?
*
Ne yani?
Millet “Hayır” seçeneğine abanırsa...
15 Temmuz mu kazanmış olacak?
İyi ama o zaman ne diye 15 Temmuz’a kazanma şansı veriyorsunuz ki?
*
“Hayır” seçeneği...
Böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist, böylesine hain ise...
Milletin önüne şu iki seçeneği koyun:
- EVET
- EVET
Aradaki farkı da...
- BEYAZ EVET
- KAHVERENGİ EVET
İle gösterin.
*
Ya da referanduma falan gitmeyin.
Çıkarın bir Kanun Hükmünde Kararname...
Olsun bitsin.
İstanbul Avrupa yakasında 5 ilçede elektrik kesintisi
Avrupa yakasındaki 5 ilçede 15 Şubat Çarşamba günü elektrik kesintisi uygulanacak.
İstanbul'un Avrupa yakasındaki 5 ilçeye 15 Şubat Çarşamba günü planlı yatırım, bakım ve onarım çalışmaları kapsamında elektrik verilemeyecek.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, Bağcılar, Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü ve Güngören ilçelerinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde değişik zaman dilimlerinde elektrik kesintisine gidilecek.
İstanbul'un Bağcılar ilçesinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak. Küçükçekmece ilçesinin bazı mahalle ve sokaklarına saat 08.00-18.00'de elektrik verilmeyecek.
Avcılar ilçesinin bazı semtlerinde saat 09.00-17.00, Beylikdüzü ilçesinin bazı mahallelerinde ise saat 09.00-19.00'da elektrik kesintisi uygulanacak. Güngören ilçesinin bazı mahallelerinde saat 10.00-15.00 arasında elektrik kesintisine gidilecek.
Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylar ile kesintinin saat bilgilerine BEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Kesintiler" bölümünden ulaşabilecek.
İstanbul'un Avrupa yakasındaki 5 ilçeye 15 Şubat Çarşamba günü planlı yatırım, bakım ve onarım çalışmaları kapsamında elektrik verilemeyecek.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, Bağcılar, Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü ve Güngören ilçelerinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde değişik zaman dilimlerinde elektrik kesintisine gidilecek.
İstanbul'un Bağcılar ilçesinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak. Küçükçekmece ilçesinin bazı mahalle ve sokaklarına saat 08.00-18.00'de elektrik verilmeyecek.
Avcılar ilçesinin bazı semtlerinde saat 09.00-17.00, Beylikdüzü ilçesinin bazı mahallelerinde ise saat 09.00-19.00'da elektrik kesintisi uygulanacak. Güngören ilçesinin bazı mahallelerinde saat 10.00-15.00 arasında elektrik kesintisine gidilecek.
Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylar ile kesintinin saat bilgilerine BEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Kesintiler" bölümünden ulaşabilecek.
12 Şubat 2017 Pazar
"Hayır"cı vekillerin ihracı istendi
Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok ve Nuri Okutan referandumda 'hayır' diyeceklerini açıklamışlardı. MHP lideri Devlet Bahçeli bu isimlerin ihracı için talimat gönderdi. Merkez Disiplin Kurulu bugün olağanüstü toplanacak.
MHP genel başkan adayları Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'ın ardından anayasa değişikliğinin Meclis görüşmelerinde "Hayır" oyu kullanan ve "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor" platformuna destek veren üç vekile ihraç yolu gözüktü.
Sözcü'den Kamil Elibol'un haberine göre Merkez Disiplin Kurulu bugün Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve Isparta Milletvekili Nuri Okutan hakkında "parti disiplinine aykırı hareket etmek"ten ihraç soruşturması başlatacak.
"Gereğini yapın" talimatı
MHP lideri Devlet Bahçeli, Konya'da yaptığı değerlendirme toplantısında "Hayır" için Demokrat Parti ve BBP'yle görüşen üç milletvekiline sert tepki gösterdi. Bahçeli, "Hayır denilmesinin de bir adabı vardır. Parti disiplinine aykırı davranan bu milletvekillerinin MHP'den ihracıyla ilgili Merkez Disiplin Kurulu pazartesi günü hemen süreci başlatsın" dedi.
Koray Aydın var mı?
Halil Öztürk'ün başkanı olduğu Merkez Disiplin Kurulu'nun Halaçoğlu, Ok ve Okutan'ın partiden ihracı konusunda bugün olağanüstü toplanacağı öğrenildi. "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor" platformunun oluşmasına ön ayak olan isimlerden genel başkan adayı Koray Aydın hakkında da disiplin incelemesi başlatılıp başlatılmayacağı zaman içinde netleşecek.
MHP genel başkan adayları Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'ın ardından anayasa değişikliğinin Meclis görüşmelerinde "Hayır" oyu kullanan ve "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor" platformuna destek veren üç vekile ihraç yolu gözüktü.
Sözcü'den Kamil Elibol'un haberine göre Merkez Disiplin Kurulu bugün Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve Isparta Milletvekili Nuri Okutan hakkında "parti disiplinine aykırı hareket etmek"ten ihraç soruşturması başlatacak.
"Gereğini yapın" talimatı
MHP lideri Devlet Bahçeli, Konya'da yaptığı değerlendirme toplantısında "Hayır" için Demokrat Parti ve BBP'yle görüşen üç milletvekiline sert tepki gösterdi. Bahçeli, "Hayır denilmesinin de bir adabı vardır. Parti disiplinine aykırı davranan bu milletvekillerinin MHP'den ihracıyla ilgili Merkez Disiplin Kurulu pazartesi günü hemen süreci başlatsın" dedi.
Koray Aydın var mı?
Halil Öztürk'ün başkanı olduğu Merkez Disiplin Kurulu'nun Halaçoğlu, Ok ve Okutan'ın partiden ihracı konusunda bugün olağanüstü toplanacağı öğrenildi. "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor" platformunun oluşmasına ön ayak olan isimlerden genel başkan adayı Koray Aydın hakkında da disiplin incelemesi başlatılıp başlatılmayacağı zaman içinde netleşecek.
'İstenmeyen SMS'lere 8,3 milyon lira ceza
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, "istenmeyen ticari ileti" şikayetleri nedeniyle geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, toplamda 8 milyon 339 bin 986 lira idari para cezası kesildi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, "istenmeyen ticari ileti" şikayetleri nedeniyle geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, toplamda 8 milyon 339 bin 986 lira idari para cezası kesildi.
Bakanlıktan alınan bilgiye göre, pazarlama ve tanıtım amaçlı, mesaj, arama ve e-posta gibi uygulamalara yönelik şikayetler 2016'da artarak devam etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının internet sayfasının yanı sıra e-Devlet Kapısı'na entegrasyonu sağlanan "Ticari Elektronik İleti Şikayet Sistemi" üzerinden 7 Temmuz 2015'ten bugüne kadar 239 bin 901 şikayet yapıldı.
Şikayet türlerinde ilk sırayı 218 bin 843 başvuruyla SMS aldı. SMS'i, 15 bin 877 ile sesli arama ve 5 bin 181 ile e-posta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin başvurular izledi.
İncelemeler neticesinde il müdürlüklerince kesilen ceza tutarı, geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, toplam da ise 8 milyon 339 bin 986 lira oldu. Birçok il müdürlüğünde ise şikayet edilen gerçek veya tüzel kişilerden savunmaları istendi ve idari para cezası uygulama aşamasına gelindi.
Söz konusu şikayetlerin 93 bin 562'si geçen yıl gerçekleşti. Bu başvuruların 86 bin 923'ü SMS, 4 bin 547'si sesli arama ve 2 bin 92'si e-posta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin oldu.
Bu dönemde en çok şikayet başvuru 37 bin 369 ile İstanbul Ticaret İl Müdürlüğüne yapılırken, bunu 14 bin 399 ile Ankara Ticaret İl Müdürlüğü ve 5 bin 710 başvuru ile İzmir Ticaret İl Müdürlüğü izledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca, "istenmeyen ticari ileti" şikayetleri nedeniyle geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, toplamda 8 milyon 339 bin 986 lira idari para cezası kesildi.
Bakanlıktan alınan bilgiye göre, pazarlama ve tanıtım amaçlı, mesaj, arama ve e-posta gibi uygulamalara yönelik şikayetler 2016'da artarak devam etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının internet sayfasının yanı sıra e-Devlet Kapısı'na entegrasyonu sağlanan "Ticari Elektronik İleti Şikayet Sistemi" üzerinden 7 Temmuz 2015'ten bugüne kadar 239 bin 901 şikayet yapıldı.
Şikayet türlerinde ilk sırayı 218 bin 843 başvuruyla SMS aldı. SMS'i, 15 bin 877 ile sesli arama ve 5 bin 181 ile e-posta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin başvurular izledi.
İncelemeler neticesinde il müdürlüklerince kesilen ceza tutarı, geçen yıl 8 milyon 226 bin 874 lira, toplam da ise 8 milyon 339 bin 986 lira oldu. Birçok il müdürlüğünde ise şikayet edilen gerçek veya tüzel kişilerden savunmaları istendi ve idari para cezası uygulama aşamasına gelindi.
Söz konusu şikayetlerin 93 bin 562'si geçen yıl gerçekleşti. Bu başvuruların 86 bin 923'ü SMS, 4 bin 547'si sesli arama ve 2 bin 92'si e-posta yoluyla gönderilen iletilere ilişkin oldu.
Bu dönemde en çok şikayet başvuru 37 bin 369 ile İstanbul Ticaret İl Müdürlüğüne yapılırken, bunu 14 bin 399 ile Ankara Ticaret İl Müdürlüğü ve 5 bin 710 başvuru ile İzmir Ticaret İl Müdürlüğü izledi.
İBB'den taksilerde yeni dönem açıklaması
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir içi ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla 'mobil ulaşım asistanı' projesini hayata geçiriyor. Ulaşım asistanı sayesinde şehir içindeki tüm yolculukları planlamak mümkün olacak, trafiğin durumuna göre kullanıcıya toplu taşıma alternatifleri sunulacak.Sistemle taksi çağırmak ve kredi kartıyla ödeme hizmetleri cepten yapılabilecek, taksiciler yolcu bulmak için şehir içinde boş tur atmayacak.
Trafik yoğunluğu ve toplu taşıma araçlarıyla ilgili teknolojik sistemlerin gelişmesiyle birlikte İstanbul trafiğinde yolculuk planlaması dönemi başlıyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, alternatif ulaşım olanakları sunmak ve şehir içi yolculukları planlamak için projelendirilen "Ulaşım Asistanı Mobil Uygulaması", yolculara İstanbul'daki ulaşım yöntemleri hakkında bilgi alabilme, alternatifleri arasından kendi tercihlerine göre en uygununu seçebilme, seyahatlerini planlayabilme ve takip edebilme imkanı sağlayacak.
Taksi, servis ve toplu taşıma araçlarını hesaba katarak yolculuk planlaması yapılabilecek "mobil ulaşım asistanı" sistemi sayesinde vatandaşlar gidecekleri yere en kısa zamanda, hangi araçla ulaşabileceklerini görebilecek. Yolculuklarını en kısa sürede yapmak isteyen İstanbullular bu uygulamayı kullanarak alternatif ulaşım sistemleriyle kendilerine sunulan zaman alternatiflere göre seyahatlerini planlayacak.
Taksi cepten çağırılacak
Sistem içinde bulunan taksi uygulaması sayesinde vatandaşlar bulundukları noktaya taksi çağırabilecek, ödemeyi mobil uygulama üzerinden kredi
kartı veya diğer elektronik ödeme şekilleriyle yapabilecek. Sisteme entegre olacak taksiciler, müşteri aramak için şehir içinde boşa turlamak yerine merkezden yönlendirilerek kendilerini bekleyen müşteriye gidecek. Sistem sayesinde boş taksilerin trafikte dolaşarak yoğunluk yapmasının önüne geçilecek.
Sisteme dahil olan taksileri kullanan vatandaşlar, yolculuğun sonunda aldığı hizmete de puan verebilecek. Yolculuktan memnun kalmaması ya da olumsuz bir durum yaşaması halinde vatandaş şikayette bulunabilecek. Takside eşya kaybetmesi halinde bildirimde bulunarak en kısa sürede taksiciye ulaşabilecek. İstanbul'da nisan ayına kadar 4 bin ticari taksiye mobil uygulamayla ilgili cihaz kurulacak.
Ulaşım asistanı sisteminde bulunan servis sürücü mobil uygulamasıyla servis hizmetlerine de düzen getirilecek. Servis şoförlerinin kayıt olacağı sistemde, yolcu takibi, anlık ve rezervasyonlu yolcu çağrılarının cevaplanmasının yanı sıra yolcuların servisi takip etmesi, sürücüyle iletişim gibi özellikler bulunacak. Okul servislerini kullanan veliler, sistem sayesinde çocuklarının eve dönüşlerini takip edebilecek. İki yıl içinde tamamen devreye alınması planlanan mobil ulaşım asistanı iOS ve Android yüklü cep telefonlarına indirilecek uygulamayla kullanılabilecek. Sistemi ayrıca bilgisayar üzerinden de kullanmak mümkün olacak.
Trafik yoğunluğu ve toplu taşıma araçlarıyla ilgili teknolojik sistemlerin gelişmesiyle birlikte İstanbul trafiğinde yolculuk planlaması dönemi başlıyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, alternatif ulaşım olanakları sunmak ve şehir içi yolculukları planlamak için projelendirilen "Ulaşım Asistanı Mobil Uygulaması", yolculara İstanbul'daki ulaşım yöntemleri hakkında bilgi alabilme, alternatifleri arasından kendi tercihlerine göre en uygununu seçebilme, seyahatlerini planlayabilme ve takip edebilme imkanı sağlayacak.
Taksi, servis ve toplu taşıma araçlarını hesaba katarak yolculuk planlaması yapılabilecek "mobil ulaşım asistanı" sistemi sayesinde vatandaşlar gidecekleri yere en kısa zamanda, hangi araçla ulaşabileceklerini görebilecek. Yolculuklarını en kısa sürede yapmak isteyen İstanbullular bu uygulamayı kullanarak alternatif ulaşım sistemleriyle kendilerine sunulan zaman alternatiflere göre seyahatlerini planlayacak.
Taksi cepten çağırılacak
Sistem içinde bulunan taksi uygulaması sayesinde vatandaşlar bulundukları noktaya taksi çağırabilecek, ödemeyi mobil uygulama üzerinden kredi
kartı veya diğer elektronik ödeme şekilleriyle yapabilecek. Sisteme entegre olacak taksiciler, müşteri aramak için şehir içinde boşa turlamak yerine merkezden yönlendirilerek kendilerini bekleyen müşteriye gidecek. Sistem sayesinde boş taksilerin trafikte dolaşarak yoğunluk yapmasının önüne geçilecek.
Sisteme dahil olan taksileri kullanan vatandaşlar, yolculuğun sonunda aldığı hizmete de puan verebilecek. Yolculuktan memnun kalmaması ya da olumsuz bir durum yaşaması halinde vatandaş şikayette bulunabilecek. Takside eşya kaybetmesi halinde bildirimde bulunarak en kısa sürede taksiciye ulaşabilecek. İstanbul'da nisan ayına kadar 4 bin ticari taksiye mobil uygulamayla ilgili cihaz kurulacak.
Ulaşım asistanı sisteminde bulunan servis sürücü mobil uygulamasıyla servis hizmetlerine de düzen getirilecek. Servis şoförlerinin kayıt olacağı sistemde, yolcu takibi, anlık ve rezervasyonlu yolcu çağrılarının cevaplanmasının yanı sıra yolcuların servisi takip etmesi, sürücüyle iletişim gibi özellikler bulunacak. Okul servislerini kullanan veliler, sistem sayesinde çocuklarının eve dönüşlerini takip edebilecek. İki yıl içinde tamamen devreye alınması planlanan mobil ulaşım asistanı iOS ve Android yüklü cep telefonlarına indirilecek uygulamayla kullanılabilecek. Sistemi ayrıca bilgisayar üzerinden de kullanmak mümkün olacak.
Öğretmen atamaları başlıyor! 20 bin öğretmen ataması yapılacak
Öğretmen atamaları konusunda beklenen açıklama Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Yılmaz açıklamasında 20 bin öğretmen ataması yapılacağını açıkladı. Uzun zamandır atamam bekleyen öğretmenler, öğretmen atamalarının ne zaman yapılacağını merak ediyor. Öğretmen atamasının 2016 Ağustos'tan 2017 Şubat'a kaydırılmasının ardından, atamalar konusunda somut adım atılması büyük heyecan yarattı.
Öğretmen adayları büyük bir heyecanla 2017 öğretmen atamaları için bekliyor. Bu konuda akıllarda hala pek çok soru işareti bulunuyor. Öğretmen atamaları konusunda belirsizlikler sürerken beklenen açıklama Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yapılması beklenen atamalar gerçekleşmemişti. Öğretmen adayları büyük hayal kırıklığı yaşasa da, atamaların Şubat'ta yapılacağının açıklanması adayları oldukça sevindirmişti. Bakan İsmet Yılmaz açıklamasında öğretmen atamalarının başlayacağını müjdeledi ve 20 bin öğretmen alımı yapılacağını söyledi. 20 bin öğretmen ataması açıklaması, uzun süredir atanmayı bekleyen öğretmen adaylarında büyük heyecan yarattı. Peki atamalar ne zaman başlayacak? İşte öğretmen atamaları konusunda detaylar...
20 bin öğretmen ataması başlıyor
Öğretmen atamaları konusunda açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen atamalarının başlayacağını söyledi. Yılmaz, ''Başbakanımız, Maliye Bakanımız ve Çalışma Bakanımızın talimatıyla, önümüzdeki hafta duyurusunu yapacağız, 20 bin öğretmenin alımını yapacağız'' dedi.
Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, ilana çıkılmasının ardından başvuru süreci başlayacak. Başvurular KPSS puanlarına göre sıralanacak ve branşlardaki ihtiyaca göre her branşta atanacak öğretmen sayısının 3 katı kadar aday mülakata çağrılacak. Bu 60 bin aday içinden 20 bini de sözleşmeli öğretmen olarak atanacak.
Şubat değil, Mart'ta
Daha önce CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Maliye Bakanı Naci Ağbal'a öğretmen atamaları konusunda bir soru önergesi verdi. Ardından Twitter hesabından paylaşımda bulunan Özdemir, "Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'ın Şubat ayında öğretmen atamalarına ilişkin soruma yanıtı: Olacak. Kadro ve alanlarla ilgili çalışma yapılıyor." paylaşımında bulundu.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI: "İHTİYAÇ 67 BİN ÖĞRETMEN"
Geçtiğimiz aylarda öğretmen atamaları konusunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz açıklamasında, "Bizim şu anda yaklaşık 67 bin öğretmen açığımız var. Dolayısıyla da bir arkadaşım '100 bin öğretmen atanması gerekir' derken ihtiyacı dikkate alması lazım. Bazı illerimizdeki öğretmen sayısı halihazırda ihtiyacımızın da üzerindedir. Niçin böyle oluyor? Kimisi sağlık nedeniyle, kimisi mazeret ataması nedeniyle, eş tayini gerekçesiyle -ihtiyacımız olmadığı halde- bazı öğretmenleri bazı illere atamak durumunda kaldık. Dolayısıyla da atanamayan öğretmenler sorunu var. Ama, ihtiyacın 67 bin olduğu yerde 100 öğretmenin atamasını bekliyoruz, 400 bin kişi bekliyor." ifadelerini kullandı.
ATAMALAR ARTIK ŞUBAT'TA YAPILACAK
Öğretmen atamaları konusunda yeni bir uygulamaya geçtiklerini ifade eden Yılmaz, bundan sonra atama işlemlerinin Temmuz'da değil Şubat ayında yapılacağını belirtti. Yılmaz, "Biz bu ağustosta bir atama yapmıyoruz. Biz yeni bir uygulama başlattık, ağustosta atadığımız 30 bine yakın öğretmeni, şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni bir uyum sürecinden, bir adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylülde yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini okullarında görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız" dedi.
BAKAN MÜEZZİNOĞLU MÜJDELEDİ
2017 yılında kamuya 60 bin alım yapılacağının açıklanması iş ve atama bekleyenleri umutlandırdı. Öğretmen adayları 2017 Şubat öğretmen atamasında kaç kişinin kadroya alınacağını merak ediyor. Bu konuda beklenen açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan geldi. Katıldığı bir programda 60 bin memur alımı konusuna değinen Müezzinoğlu, bu sayının kurumlara dağılımının nasıl olacağını açıkladı.
Alımların çoğunun Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılacağını belirten Bakan Müezzinoğlu en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılacağını söyledi.
Öğretmen adayları büyük bir heyecanla 2017 öğretmen atamaları için bekliyor. Bu konuda akıllarda hala pek çok soru işareti bulunuyor. Öğretmen atamaları konusunda belirsizlikler sürerken beklenen açıklama Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi. Geçtiğimiz yılın Ağustos ayında yapılması beklenen atamalar gerçekleşmemişti. Öğretmen adayları büyük hayal kırıklığı yaşasa da, atamaların Şubat'ta yapılacağının açıklanması adayları oldukça sevindirmişti. Bakan İsmet Yılmaz açıklamasında öğretmen atamalarının başlayacağını müjdeledi ve 20 bin öğretmen alımı yapılacağını söyledi. 20 bin öğretmen ataması açıklaması, uzun süredir atanmayı bekleyen öğretmen adaylarında büyük heyecan yarattı. Peki atamalar ne zaman başlayacak? İşte öğretmen atamaları konusunda detaylar...
20 bin öğretmen ataması başlıyor
Öğretmen atamaları konusunda açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen atamalarının başlayacağını söyledi. Yılmaz, ''Başbakanımız, Maliye Bakanımız ve Çalışma Bakanımızın talimatıyla, önümüzdeki hafta duyurusunu yapacağız, 20 bin öğretmenin alımını yapacağız'' dedi.
Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, ilana çıkılmasının ardından başvuru süreci başlayacak. Başvurular KPSS puanlarına göre sıralanacak ve branşlardaki ihtiyaca göre her branşta atanacak öğretmen sayısının 3 katı kadar aday mülakata çağrılacak. Bu 60 bin aday içinden 20 bini de sözleşmeli öğretmen olarak atanacak.
Şubat değil, Mart'ta
Daha önce CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Maliye Bakanı Naci Ağbal'a öğretmen atamaları konusunda bir soru önergesi verdi. Ardından Twitter hesabından paylaşımda bulunan Özdemir, "Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'ın Şubat ayında öğretmen atamalarına ilişkin soruma yanıtı: Olacak. Kadro ve alanlarla ilgili çalışma yapılıyor." paylaşımında bulundu.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI: "İHTİYAÇ 67 BİN ÖĞRETMEN"
Geçtiğimiz aylarda öğretmen atamaları konusunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz açıklamasında, "Bizim şu anda yaklaşık 67 bin öğretmen açığımız var. Dolayısıyla da bir arkadaşım '100 bin öğretmen atanması gerekir' derken ihtiyacı dikkate alması lazım. Bazı illerimizdeki öğretmen sayısı halihazırda ihtiyacımızın da üzerindedir. Niçin böyle oluyor? Kimisi sağlık nedeniyle, kimisi mazeret ataması nedeniyle, eş tayini gerekçesiyle -ihtiyacımız olmadığı halde- bazı öğretmenleri bazı illere atamak durumunda kaldık. Dolayısıyla da atanamayan öğretmenler sorunu var. Ama, ihtiyacın 67 bin olduğu yerde 100 öğretmenin atamasını bekliyoruz, 400 bin kişi bekliyor." ifadelerini kullandı.
ATAMALAR ARTIK ŞUBAT'TA YAPILACAK
Öğretmen atamaları konusunda yeni bir uygulamaya geçtiklerini ifade eden Yılmaz, bundan sonra atama işlemlerinin Temmuz'da değil Şubat ayında yapılacağını belirtti. Yılmaz, "Biz bu ağustosta bir atama yapmıyoruz. Biz yeni bir uygulama başlattık, ağustosta atadığımız 30 bine yakın öğretmeni, şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni bir uyum sürecinden, bir adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylülde yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini okullarında görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız" dedi.
BAKAN MÜEZZİNOĞLU MÜJDELEDİ
2017 yılında kamuya 60 bin alım yapılacağının açıklanması iş ve atama bekleyenleri umutlandırdı. Öğretmen adayları 2017 Şubat öğretmen atamasında kaç kişinin kadroya alınacağını merak ediyor. Bu konuda beklenen açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan geldi. Katıldığı bir programda 60 bin memur alımı konusuna değinen Müezzinoğlu, bu sayının kurumlara dağılımının nasıl olacağını açıkladı.
Alımların çoğunun Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılacağını belirten Bakan Müezzinoğlu en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılacağını söyledi.
Yüzlerce balina telef oldu!
Yeni Zelanda'nın Güney Adası'nda kıyıya vuran yüzlerce pilot balinanın telef olduğu bildirildi.
Yeni Zelanda Koruma Departmanı (DoC) Altın Körfez Operasyon Müdürü Andrew Lamason, körfezin ıssız Farewell Spit mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle bir grup pilot balinanın kıyıya vurduğunu bildirdi.
Koruma Dairesi Bölge Müdürü Kath Inwood ise ölü balinaları görmekten üzüntü duyduğunu ifade ederek, "İnsanlar dayanıklı olmalı ve sonra yapılması gereken şeyleri yapmaya devam etmeli." dedi.
Balinaların neden karaya oturduğu henüz bilinmiyor ancak uzmanlar iki teori üzerinde duruyor. Bunlardan biri balinaların avlarını sığ sulara kadar kovalaması ve denizin çekilmesiyle geldikleri bölgeye dönememesi, diğeri ise gruplarındaki hasta bir balinayı korumaya çalışmaları olarak açıklanıyor.
Dünyada balinaların karaya oturması vakaların en yaygın görüldüğü ülkelerden biri olan Yeni Zelanda'da 2009 yılında Chatham Adaları yakınında 100'den fazla pilot balina telef olmuştu.
Yeni Zelanda Koruma Departmanı (DoC) Altın Körfez Operasyon Müdürü Andrew Lamason, körfezin ıssız Farewell Spit mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle bir grup pilot balinanın kıyıya vurduğunu bildirdi.
Koruma Dairesi Bölge Müdürü Kath Inwood ise ölü balinaları görmekten üzüntü duyduğunu ifade ederek, "İnsanlar dayanıklı olmalı ve sonra yapılması gereken şeyleri yapmaya devam etmeli." dedi.
Balinaların neden karaya oturduğu henüz bilinmiyor ancak uzmanlar iki teori üzerinde duruyor. Bunlardan biri balinaların avlarını sığ sulara kadar kovalaması ve denizin çekilmesiyle geldikleri bölgeye dönememesi, diğeri ise gruplarındaki hasta bir balinayı korumaya çalışmaları olarak açıklanıyor.
Dünyada balinaların karaya oturması vakaların en yaygın görüldüğü ülkelerden biri olan Yeni Zelanda'da 2009 yılında Chatham Adaları yakınında 100'den fazla pilot balina telef olmuştu.
Aile faciası! Fare tüpün hortumunu kemirdi ve..
Aydın’ın Germencik İlçesi Yeni Mahalle mezbaha Caddesi Uzun Sokak üzerindeki bir evde sabahın erken saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 3 yıllık evli bir çift ile 1 yaşındaki bebekleri ağır yaralandı. İlk etapta sebebi belirlenemeyen patlamanın farenin mutfak tüpüne ait hortumu kemirmesi sonucu sızan gazdan kaynaklandığı öğrenildi.
Olay sabah erken saatlerde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; sabah işe gidecek olan kocası Hasan Ertaş’a kahvaltı hazırlamak için erkenden uyanan Leyla Ertaş sobayı yaktığı sırada şiddetli bir patlama meydana geldi. Bir anda alevler içinde kalan evin çatısındaki tüm kiremitler havaya fırlarken, evin çevre duvarları tamamen yıkıldı. Deprem oluyormuşçasına çevredeki evlerin üzerine de gökten kiremit yağarken patlamanın ardından başlayan yangında Leyla Ertaş (21) kocası Hasan Ertaş (24) 1 yaşındaki bebekleri irfan efe feci şekilde yandı. Hamile olduğu öğrenilen Leyla Ertaş, kocası Hasan ve bebekleri çevredekiler tarafından yanan evden çıkarılarak önce üzerleri ıslatıldı. Ardından bölgeye gelen ambulans ile Aydın’daki hastanelere kaldırıldı.
Durumları ağır olan Ertaş Çifti, Aydın’da yapılan ilk müdahalelerinin ardından Leyla Ertaş İstanbul’a sevke edildi. Hasan Ertaş için de yer arandığı belirtildi.
Bu arada yıkılan duvarların altında kalan yeni yavrulamış bir anne köpek de telef olurken, vatandaşlar köpeğin 8 adet yavrusunun yardım edilmesi için belediye ekiplerinden yardım istediler.
Olay sabah erken saatlerde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; sabah işe gidecek olan kocası Hasan Ertaş’a kahvaltı hazırlamak için erkenden uyanan Leyla Ertaş sobayı yaktığı sırada şiddetli bir patlama meydana geldi. Bir anda alevler içinde kalan evin çatısındaki tüm kiremitler havaya fırlarken, evin çevre duvarları tamamen yıkıldı. Deprem oluyormuşçasına çevredeki evlerin üzerine de gökten kiremit yağarken patlamanın ardından başlayan yangında Leyla Ertaş (21) kocası Hasan Ertaş (24) 1 yaşındaki bebekleri irfan efe feci şekilde yandı. Hamile olduğu öğrenilen Leyla Ertaş, kocası Hasan ve bebekleri çevredekiler tarafından yanan evden çıkarılarak önce üzerleri ıslatıldı. Ardından bölgeye gelen ambulans ile Aydın’daki hastanelere kaldırıldı.
Durumları ağır olan Ertaş Çifti, Aydın’da yapılan ilk müdahalelerinin ardından Leyla Ertaş İstanbul’a sevke edildi. Hasan Ertaş için de yer arandığı belirtildi.
Bu arada yıkılan duvarların altında kalan yeni yavrulamış bir anne köpek de telef olurken, vatandaşlar köpeğin 8 adet yavrusunun yardım edilmesi için belediye ekiplerinden yardım istediler.
2017 yılında iflaslar artacak
Euler Hermes tarafından hazırlnan “İflaslar: Buzdağının Görünen Ucu” başlıklı ekonomik görünüm raporu Türkiye'de iflasların 2017 yılında yüzde 5 daha artacağını öngörüyor.
Alacak sigortası alanında faaliyet gösteren Euler Hermes’in “İflaslar: Buzdağının Görünün Ucu” başlıklı son ekonomik görünüm raporuna göre, 2016’da yüzde 2 azaldığı tahmin edilen küresel iflaslar, 2017’de yedi yıldır ilk kez artış kaydederek yüzde 1 artacak. Cumhuriyet gazetesinden Pelin Ünker'in haberine göre, bu yıl dünya genelinde 10 ülkeden 6’sında iflasların artması beklenirken, incelenen ülkelerin yarısından fazlasında kriz öncesi seviyenin üzerinde seyredecek.
Rapora göre Türkiye de iflasların güçlü artış gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor. Euler Hermes, Türkiye’de iflasların 2017’de yüzde 5 artacağını öngördü. Rapora göre 2016’da ise iflaslarda yüzde 10 azalma gerçekleşti. Buna göre 2015’te 13 bin 701 şirket iflas ederken, yüzde 10 azaldığı düşünülürse 2016 için bu rakam 12 bin 331 olarak hesaplanıyor. İflasların 2017 yılında ise 13 bine çıkması bekleniyor. 2003-2007 ortalamasına oranla geçen yıl Türkiye’deki iflaslar yüzde 37 arttı.
Doğu Avrupa’nın kötüsü
Raporda, Orta ve Doğu Avrupa’da iflaslardaki azalışın farklı iki trendi gizlediğine dikkat çekilerek “Orta ve Doğu Avrupa’da iflaslarda 2016 için yüzde 2 ve 2017 için de yüzde 1 azalma bekleniyor. Ancak bölgedeki en büyük ekonomiler olan Rusya, Türkiye ve Polonya’da iflaslar artıyor. Baltık ve Orta Avrupa ekonomilerinde azalma devam ediyor” denildi.
Zorlu dönemlerin fırsatları da beraberinde getirdiğini hatırlatan Euler Hermes Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Özlem Özüner, “ABD tarafından uygulanabilecek korumacı önlemler birçok ülkenin ihracatını olumsuz etkileyebilir ancak Türkiye’nin öncelikli pazarı olmadığı için etkilenme kısıtlı olur. Türkiye, AB ülkelerinde büyümenin tekrar başlaması nedeni ile avantajlı durumda. Bunun yanı sıra ithalatı artan Orta Avrupa ülkeleri ve tekrar açılacak Rusya pazarı ihracatçılarımız için fırsatlar sunacaktır” dedi.
16 büyük şirket battı
Rapora göre Türkiye’de yıllık cirosu 50 milyon Avro’nun üzerinde iflas eden şirket sayısı 16 oldu. Bu şirketlerin toplam cirosu ise 2 milyar 233 milyon Avro’yu buluyor.
Raporda 2016’nın birinci çeyreği ve üçüncü çeyreği arasındaki büyük iflaslar şöyle sıralandı: Akfa Holding (189 milyon Avro ciro), Park Bravo (52 milyon Avro ciro), Hasırcı Tekstil (62 milyon Avro ciro), Yolbulan Metal (199 milyon Avro ciro), Çalışkan İç ve Dış Ticaret (106 milyon Avro ciro), Kablotek Kablo (57 milyon Avro ciro), Üçgül Çorapçılık (52 milyon Avro ciro), Real Hipermarket (283 milyon Avro ciro), Beğendik Mağaza İşletmeleri (180 milyon Avro ciro), Umt Yapı (50 milyon Avro ciro), Kurum Demir Sanayi (375 milyon Avro ciro), Dempaş Demirayak Grubu (81 milyon Avro ciro), Gold Teknoloji Market (196 milyon Avro ciro), Doğa Organik Gıda (174 milyon Avro ciro), Benlioğlu Yapı (90 milyon Avro ciro), Metro Elektronik (87 milyon Avro ciro).
Türkiye altıncı sırada
Türkiye, iflaslarda 43 ülke arasında Güney Afrika, Hong Kong, Tayvan ve Britanya ile birlikte altıncı sırada yer alıyor. Bu ülkelerde de Türkiye’deki gibi 2017’de iflasların yüzde 5 artması bekleniyor.
İflaslar en fazla ise yüzde 15 ile Singapur ve Brezilya’da artacak. Bu ülkeleri sırasıyla yüzde 12 ile Şili, yüzde 10 ile Çin ve yüzde 8 ile Fas izleyecek.
İflaslarda en fazla azalış ise yüzde 25 ile Macaristan, yüzde 19 ile Danimarka, yüzde 7 ile Fransa ve Portekiz, yüzde 6 ile Çek Cumhuriyeti’nde görülecek. Euler Hermes’in raporuna göre Asya Pasifik ile Kuzey, Orta ve Doğu Amerika bölgelerinde iflaslarda artış beklenirken, Avrupa’daki iyileşme de zayıflıyor. Temel iflas sayılarına bakıldığında ise 2015’e göre 2016’da yüzde 45 artış olduğu görülüyor. Büyük iflasların domino etkisi yaratması bekleniyor ve bu da özellikle enerji şirketleri olmak üzere hassas tedarikçileri ciddi seviyede etkileyecek.
Alacak sigortası alanında faaliyet gösteren Euler Hermes’in “İflaslar: Buzdağının Görünün Ucu” başlıklı son ekonomik görünüm raporuna göre, 2016’da yüzde 2 azaldığı tahmin edilen küresel iflaslar, 2017’de yedi yıldır ilk kez artış kaydederek yüzde 1 artacak. Cumhuriyet gazetesinden Pelin Ünker'in haberine göre, bu yıl dünya genelinde 10 ülkeden 6’sında iflasların artması beklenirken, incelenen ülkelerin yarısından fazlasında kriz öncesi seviyenin üzerinde seyredecek.
Rapora göre Türkiye de iflasların güçlü artış gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor. Euler Hermes, Türkiye’de iflasların 2017’de yüzde 5 artacağını öngördü. Rapora göre 2016’da ise iflaslarda yüzde 10 azalma gerçekleşti. Buna göre 2015’te 13 bin 701 şirket iflas ederken, yüzde 10 azaldığı düşünülürse 2016 için bu rakam 12 bin 331 olarak hesaplanıyor. İflasların 2017 yılında ise 13 bine çıkması bekleniyor. 2003-2007 ortalamasına oranla geçen yıl Türkiye’deki iflaslar yüzde 37 arttı.
Doğu Avrupa’nın kötüsü
Raporda, Orta ve Doğu Avrupa’da iflaslardaki azalışın farklı iki trendi gizlediğine dikkat çekilerek “Orta ve Doğu Avrupa’da iflaslarda 2016 için yüzde 2 ve 2017 için de yüzde 1 azalma bekleniyor. Ancak bölgedeki en büyük ekonomiler olan Rusya, Türkiye ve Polonya’da iflaslar artıyor. Baltık ve Orta Avrupa ekonomilerinde azalma devam ediyor” denildi.
Zorlu dönemlerin fırsatları da beraberinde getirdiğini hatırlatan Euler Hermes Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Özlem Özüner, “ABD tarafından uygulanabilecek korumacı önlemler birçok ülkenin ihracatını olumsuz etkileyebilir ancak Türkiye’nin öncelikli pazarı olmadığı için etkilenme kısıtlı olur. Türkiye, AB ülkelerinde büyümenin tekrar başlaması nedeni ile avantajlı durumda. Bunun yanı sıra ithalatı artan Orta Avrupa ülkeleri ve tekrar açılacak Rusya pazarı ihracatçılarımız için fırsatlar sunacaktır” dedi.
16 büyük şirket battı
Rapora göre Türkiye’de yıllık cirosu 50 milyon Avro’nun üzerinde iflas eden şirket sayısı 16 oldu. Bu şirketlerin toplam cirosu ise 2 milyar 233 milyon Avro’yu buluyor.
Raporda 2016’nın birinci çeyreği ve üçüncü çeyreği arasındaki büyük iflaslar şöyle sıralandı: Akfa Holding (189 milyon Avro ciro), Park Bravo (52 milyon Avro ciro), Hasırcı Tekstil (62 milyon Avro ciro), Yolbulan Metal (199 milyon Avro ciro), Çalışkan İç ve Dış Ticaret (106 milyon Avro ciro), Kablotek Kablo (57 milyon Avro ciro), Üçgül Çorapçılık (52 milyon Avro ciro), Real Hipermarket (283 milyon Avro ciro), Beğendik Mağaza İşletmeleri (180 milyon Avro ciro), Umt Yapı (50 milyon Avro ciro), Kurum Demir Sanayi (375 milyon Avro ciro), Dempaş Demirayak Grubu (81 milyon Avro ciro), Gold Teknoloji Market (196 milyon Avro ciro), Doğa Organik Gıda (174 milyon Avro ciro), Benlioğlu Yapı (90 milyon Avro ciro), Metro Elektronik (87 milyon Avro ciro).
Türkiye altıncı sırada
Türkiye, iflaslarda 43 ülke arasında Güney Afrika, Hong Kong, Tayvan ve Britanya ile birlikte altıncı sırada yer alıyor. Bu ülkelerde de Türkiye’deki gibi 2017’de iflasların yüzde 5 artması bekleniyor.
İflaslar en fazla ise yüzde 15 ile Singapur ve Brezilya’da artacak. Bu ülkeleri sırasıyla yüzde 12 ile Şili, yüzde 10 ile Çin ve yüzde 8 ile Fas izleyecek.
İflaslarda en fazla azalış ise yüzde 25 ile Macaristan, yüzde 19 ile Danimarka, yüzde 7 ile Fransa ve Portekiz, yüzde 6 ile Çek Cumhuriyeti’nde görülecek. Euler Hermes’in raporuna göre Asya Pasifik ile Kuzey, Orta ve Doğu Amerika bölgelerinde iflaslarda artış beklenirken, Avrupa’daki iyileşme de zayıflıyor. Temel iflas sayılarına bakıldığında ise 2015’e göre 2016’da yüzde 45 artış olduğu görülüyor. Büyük iflasların domino etkisi yaratması bekleniyor ve bu da özellikle enerji şirketleri olmak üzere hassas tedarikçileri ciddi seviyede etkileyecek.
11 Şubat 2017 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgecan Aslan tweet'i
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter'dan #ÖzgecanAslan hashtag'ı ile "Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" mesajını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter üzerinden anma mesajı yayınladı.
Erdoğan, mesajında "Tam iki yıl önce vahşi bir cinayet sonucu genç yaşında hayatını kaybeden Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" dedi.
#ÖzgecanAslan hashtag'ı ile paylaşımlarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları yazdı:
"Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum. Özgecan Aslan cinayeti, kadına yönelik şiddetin durmaksızın mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğunu bizlere anlattı. Özgecan ve kaybettiğimiz tüm canların hatırasını yaşatmak, kadına yönelik şiddete her zaman güçlü bir şekilde DUR demekle mümkündür.Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter üzerinden anma mesajı yayınladı.
Erdoğan, mesajında "Tam iki yıl önce vahşi bir cinayet sonucu genç yaşında hayatını kaybeden Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" dedi.
#ÖzgecanAslan hashtag'ı ile paylaşımlarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları yazdı:
"Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum. Özgecan Aslan cinayeti, kadına yönelik şiddetin durmaksızın mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğunu bizlere anlattı. Özgecan ve kaybettiğimiz tüm canların hatırasını yaşatmak, kadına yönelik şiddete her zaman güçlü bir şekilde DUR demekle mümkündür.Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum" dedi.
BM, dünyayı değiştirecek hacker'lar arıyor
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'ne ulaşılması için başta bilgisayar programcıları ve arayüz tasarımcıları olmak üzere birçok alandan yenilikçi fikirler 10-12 Mart'ta "hackgünü" etkinliğinde yarıştırılacak Etkinlik kapsamında dünya genelinde 9 kentte bin kişinin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi girişimcilerine dönüştürülmesi amacıyla ekip kurulacak.
Birleşmiş Milletler (BM), "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG) girişimcisi" olmak üzere 3 günde dünyanın değiştirilmesine yardım edecek bin internet korsanı arıyor. BM'den yapılan açıklamada, en büyük küresel sorunlara çözüm bularak dünyanın değiştirilmesini içeren SDG'lere ulaşılmasına yardımcı olacak bin internet korsanı arandığı bildirildi.
Başvurular 3 Mart'a kadar
Yenilikçi bireylerin ülkeler ve BM'nin ortaklarıyla çalışarak cesur ve iddialı küresel planı harekete geçirmesine acil ihtiyaç duyulduğu aktarılan açıklamada, 3 Mart'a kadar yapılacak başvuruların ardından SDG Eylem Kampanyası, BM Genel Kurulu ve Influx Vakfı Ofisinin 10-12 Mart'ta "hackgünü" açılış etkinliğinde dünya genelinde 9 kentte bin kişiyi SDG girişimcilere dönüştürmek üzere bir ekip kuracağı belirtildi.
Açıklamada, 3 gün sürecek "#Connect2Effect Global Hackathon" etkinliğinin SDG'ler etrafında benzeri görülmemiş bir yenilik ve iş birliği seviyesini hızla üreteceği, yenilikçilerin programlamadan tasarım ve pazarlamaya kadar farklı becerileri bir araya getireceği vurgulandı. Seçilecek internet korsanları ve yenilikçi düşünce sahipleri, fikirlerini sunmak üzere New York'taki BM Genel Merkezinde 15-17 Mayıs tarihlerinde yapılacak Bilim, Teknoloji ve Yenilik Forumu'na davet edilecek.
'Herkesin kritik bir rolü var'
BM Genel Kurul Başkanı Peter Thomson #Connect2Effect inisiyatifine tam desteğini ifade etti. Thomson açıklamasında, "Yeni fikirler ortaya çıkaran yaratıcı düşünce sahipleri, mucitler ve başkalarıyla birlikte çalışarak çözümlerin uygulanmasını sağlayan aktivistler ve sürdürülebilir yaşamın rol modeli bireyler olarak dünyamızı sürdürülebilir bir geleceğe doğru şekillendirmek için her birimizin ve hepimizin oynayacağı kritik bir rolü var." değerlendirmesinde bulundu. Influx'un CEO'su Max Kallis ise ağları ve uzmanlıklarını kullanarak dünyanın en önemli sorunlarının bazılarına çözüm bulma konusunda BM'yi desteklemeye çalıştıklarına değindi. Dünya genelinde 193 ülkenin ortak kararıyla Eylül 2015'te, 2030 yılına kadar yoksulluğun sona erdirilmesi, evrenin korunması ve herkese refah sağlanması konularını kapsayan 17 hedefi bulunan 15 yıllık SDG adlı küresel bir plan üzerinde anlaşmaya varılmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM), "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SDG) girişimcisi" olmak üzere 3 günde dünyanın değiştirilmesine yardım edecek bin internet korsanı arıyor. BM'den yapılan açıklamada, en büyük küresel sorunlara çözüm bularak dünyanın değiştirilmesini içeren SDG'lere ulaşılmasına yardımcı olacak bin internet korsanı arandığı bildirildi.
Başvurular 3 Mart'a kadar
Yenilikçi bireylerin ülkeler ve BM'nin ortaklarıyla çalışarak cesur ve iddialı küresel planı harekete geçirmesine acil ihtiyaç duyulduğu aktarılan açıklamada, 3 Mart'a kadar yapılacak başvuruların ardından SDG Eylem Kampanyası, BM Genel Kurulu ve Influx Vakfı Ofisinin 10-12 Mart'ta "hackgünü" açılış etkinliğinde dünya genelinde 9 kentte bin kişiyi SDG girişimcilere dönüştürmek üzere bir ekip kuracağı belirtildi.
Açıklamada, 3 gün sürecek "#Connect2Effect Global Hackathon" etkinliğinin SDG'ler etrafında benzeri görülmemiş bir yenilik ve iş birliği seviyesini hızla üreteceği, yenilikçilerin programlamadan tasarım ve pazarlamaya kadar farklı becerileri bir araya getireceği vurgulandı. Seçilecek internet korsanları ve yenilikçi düşünce sahipleri, fikirlerini sunmak üzere New York'taki BM Genel Merkezinde 15-17 Mayıs tarihlerinde yapılacak Bilim, Teknoloji ve Yenilik Forumu'na davet edilecek.
'Herkesin kritik bir rolü var'
BM Genel Kurul Başkanı Peter Thomson #Connect2Effect inisiyatifine tam desteğini ifade etti. Thomson açıklamasında, "Yeni fikirler ortaya çıkaran yaratıcı düşünce sahipleri, mucitler ve başkalarıyla birlikte çalışarak çözümlerin uygulanmasını sağlayan aktivistler ve sürdürülebilir yaşamın rol modeli bireyler olarak dünyamızı sürdürülebilir bir geleceğe doğru şekillendirmek için her birimizin ve hepimizin oynayacağı kritik bir rolü var." değerlendirmesinde bulundu. Influx'un CEO'su Max Kallis ise ağları ve uzmanlıklarını kullanarak dünyanın en önemli sorunlarının bazılarına çözüm bulma konusunda BM'yi desteklemeye çalıştıklarına değindi. Dünya genelinde 193 ülkenin ortak kararıyla Eylül 2015'te, 2030 yılına kadar yoksulluğun sona erdirilmesi, evrenin korunması ve herkese refah sağlanması konularını kapsayan 17 hedefi bulunan 15 yıllık SDG adlı küresel bir plan üzerinde anlaşmaya varılmıştı.
Yunan adalarına 'kapıda vize' uygulaması sona eriyor
AB Komisyonu Ege'deki Yunan adalarına seyahatte kolaylık sağlayan geçici vize uygulamasına gelecek sezon için onay vermediği kaydedildi. Turizm gelirlerinde Türk turistlerin önemli payı olan adalardaki yetkililer karara tepkili.
Yunan basınında yer alan haberlerde, AB Komisyonu'nun "kapıda vize" olarak anılan uygulamaya yeni turizm sezonu için onay vermediği kaydedildi.
Yunanistan'ın Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Vekili Yorgos Katrougalos, söz konusu adaların milletvekillerine gönderdiği mektupta, bakanlığın tüm ısrarlarına rağmen kararın engellenemediğini ifade etti.
Vize işlemlerinin kolaylaştırılarak, bu karar sebebiyle oluşması beklenen sıkıntıların aşılması için Türkiye'deki konsolosluklara personel takviyesi yapılacağı ve vize başvurularında elektronik sistem kullanılacağı belirtildi.
Ayrıca, Brüksel'de bulunan Katrougalos'un, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile yaptığı görüşmede Türk turistlere özel vize uygulamasını gündeme getirdiği bildirildi.
"Adalara büyük darbe"
Avrupa Birliği'nin (AB) kararı özellikle adalardakilerin büyük tepkisine yol açtı.
Midilli Belediye Başkanı Spiros Galinos, adaların göçmen krizi sebebiyle büyük bir yükün altında olduğunu, bu gelişmenin başta Midilli olmak üzere tüm adalarda turizme büyük bir darbe indireceğine dikkati çekti.
Kuzey Ege Eyalet Başkanı Hristianna Kalogiru, ada sakinlerinin endişelerine dikkati çekerek, tüm çözüm imkanlarının kullanılması çağrısında bulundu.
Midilli, Sakız, Rodos, İstanköy, Sömbeki, Sisam ve Meis adaları için 2012 yılından bu yana Nisan-Ekim ayları arasında geçerli olan uygulamayla Türk turistlerin adalara seyahatlerinde limanda vize verilerek önemli bir kolaylık sağlanıyordu.
Turizm yetkililerine göre, söz konusu adalardaki ziyaretçilerin yarısı Türk turistlerden oluşuyor.
Yunan basınında yer alan haberlerde, AB Komisyonu'nun "kapıda vize" olarak anılan uygulamaya yeni turizm sezonu için onay vermediği kaydedildi.
Yunanistan'ın Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Vekili Yorgos Katrougalos, söz konusu adaların milletvekillerine gönderdiği mektupta, bakanlığın tüm ısrarlarına rağmen kararın engellenemediğini ifade etti.
Vize işlemlerinin kolaylaştırılarak, bu karar sebebiyle oluşması beklenen sıkıntıların aşılması için Türkiye'deki konsolosluklara personel takviyesi yapılacağı ve vize başvurularında elektronik sistem kullanılacağı belirtildi.
Ayrıca, Brüksel'de bulunan Katrougalos'un, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile yaptığı görüşmede Türk turistlere özel vize uygulamasını gündeme getirdiği bildirildi.
"Adalara büyük darbe"
Avrupa Birliği'nin (AB) kararı özellikle adalardakilerin büyük tepkisine yol açtı.
Midilli Belediye Başkanı Spiros Galinos, adaların göçmen krizi sebebiyle büyük bir yükün altında olduğunu, bu gelişmenin başta Midilli olmak üzere tüm adalarda turizme büyük bir darbe indireceğine dikkati çekti.
Kuzey Ege Eyalet Başkanı Hristianna Kalogiru, ada sakinlerinin endişelerine dikkati çekerek, tüm çözüm imkanlarının kullanılması çağrısında bulundu.
Midilli, Sakız, Rodos, İstanköy, Sömbeki, Sisam ve Meis adaları için 2012 yılından bu yana Nisan-Ekim ayları arasında geçerli olan uygulamayla Türk turistlerin adalara seyahatlerinde limanda vize verilerek önemli bir kolaylık sağlanıyordu.
Turizm yetkililerine göre, söz konusu adalardaki ziyaretçilerin yarısı Türk turistlerden oluşuyor.
"Konut fiyatları mart sonunda artacak"
20 yıl vade ve düşük faiz oranıyla geçtiğimiz hafta başlatılan konut kampanyası büyük ilgi görürken, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Aziz Torun'dan konut almayı düşünenleri yakından ilgilendiren bir açıklama geldi.
Torun, "Gayrimenkul almak isteyenlere bir çağrı yapmak istiyorum; önümüzdeki günlerde fiyatlar artmak zorunda çünkü maliyetler yükseliyor. Kur artışlarının da enflasyona yansımasıyla fiyatlar yükselmek zorunda." dedi.
Yabancıların konut ve iş yeri alımlarında getirilen KDV indirimi ve sektöre ilişkin soruları yanıtlayan Torun, vatandaşın konut almak için beklememesi gerektiğini, mart sonunda fiyatları revize etmek zorunda olduklarını ifade etti.
Gayrimenkul satışlarının ülkeye döviz kazandırdığını aktaran Torun, "Ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birisi de döviz girdilerinin artması. Gayrimenkul büyük rakamlara ulaşabilme potansiyeline sahip bir alan. Ürün ihraç edersiniz ancak toplam rakamlara baktığınızda daire fiyatları birkaç yüz bin dolardan başlıyor. Onun için gayrimenkul satışları Türkiye'ye önemli bir döviz kazandırma potansiyeline sahip." diye konuştu.
Sektör minimum marjlarla çalışıyor
Torun, bu yıl yabancıya konut teşviklerinin tanıtım yılı olabileceğini dile getirerek, "2017'yi tanıtım yılı olarak düşünürsek 2018'de daha fazla konut satmış olacağız. En azından bir önceki yıla göre daha fazla satış gerçekleşir. Beklentimiz o yönde. Fiyatlara yansımaz çünkü fiyatlar zaten düşük." bilgisini verdi.
Aziz Torun şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gayrimenkul almak isteyenlere bir çağrı yapmak istiyorum; önümüzdeki günlerde fiyatlar artmak zorunda çünkü maliyetler yükseliyor. Kur artışlarının da enflasyona yansımasıyla fiyatlar yükselmek zorunda. Sektör en minimum marjlarla çalışıyor. Maliyet artışlarının da fiyat artışlarına yansıması muhtemeldir. Onun için de fiyatlar artacak. Zaten talebin artmasını sağlamak için bunları yapıyoruz. Fert başına olan gelirde artış yok. Onların gelir düzeyindeki artış imkanı sınırlı olduğu için biz onlara yaklaşmaya çalışıyoruz.
Vadeden dolayı üstüne fiyat eklenmedi
Vadeyi 20 yıla çıkararak alım imkanını artırmaya çalışıyoruz. Vadeden dolayı üstüne bir fiyat eklenmiyor. Bizim kampanyamıza katılanların da bunu yapmamaları kaydıyla kampanyaya katılmalarını şart koşuyoruz. Etik olarak böyle yapılması gerektiğini söylüyoruz. Buna rağmen biz o rakamları bilmiyoruz.Tekstilde bir kampanya olduğunda,100 liralık mal 50 liraya düşmüşse, sadece etiketin üzerinde fiyatı yükseltip üzerinden indirim yapılıyordu. Şu anda kurumsal şirketler ve perakende sektörü böyle bir şeye tenezzül etmiyor."
Torun, "Gayrimenkul almak isteyenlere bir çağrı yapmak istiyorum; önümüzdeki günlerde fiyatlar artmak zorunda çünkü maliyetler yükseliyor. Kur artışlarının da enflasyona yansımasıyla fiyatlar yükselmek zorunda." dedi.
Yabancıların konut ve iş yeri alımlarında getirilen KDV indirimi ve sektöre ilişkin soruları yanıtlayan Torun, vatandaşın konut almak için beklememesi gerektiğini, mart sonunda fiyatları revize etmek zorunda olduklarını ifade etti.
Gayrimenkul satışlarının ülkeye döviz kazandırdığını aktaran Torun, "Ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birisi de döviz girdilerinin artması. Gayrimenkul büyük rakamlara ulaşabilme potansiyeline sahip bir alan. Ürün ihraç edersiniz ancak toplam rakamlara baktığınızda daire fiyatları birkaç yüz bin dolardan başlıyor. Onun için gayrimenkul satışları Türkiye'ye önemli bir döviz kazandırma potansiyeline sahip." diye konuştu.
Sektör minimum marjlarla çalışıyor
Torun, bu yıl yabancıya konut teşviklerinin tanıtım yılı olabileceğini dile getirerek, "2017'yi tanıtım yılı olarak düşünürsek 2018'de daha fazla konut satmış olacağız. En azından bir önceki yıla göre daha fazla satış gerçekleşir. Beklentimiz o yönde. Fiyatlara yansımaz çünkü fiyatlar zaten düşük." bilgisini verdi.
Aziz Torun şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gayrimenkul almak isteyenlere bir çağrı yapmak istiyorum; önümüzdeki günlerde fiyatlar artmak zorunda çünkü maliyetler yükseliyor. Kur artışlarının da enflasyona yansımasıyla fiyatlar yükselmek zorunda. Sektör en minimum marjlarla çalışıyor. Maliyet artışlarının da fiyat artışlarına yansıması muhtemeldir. Onun için de fiyatlar artacak. Zaten talebin artmasını sağlamak için bunları yapıyoruz. Fert başına olan gelirde artış yok. Onların gelir düzeyindeki artış imkanı sınırlı olduğu için biz onlara yaklaşmaya çalışıyoruz.
Vadeden dolayı üstüne fiyat eklenmedi
Vadeyi 20 yıla çıkararak alım imkanını artırmaya çalışıyoruz. Vadeden dolayı üstüne bir fiyat eklenmiyor. Bizim kampanyamıza katılanların da bunu yapmamaları kaydıyla kampanyaya katılmalarını şart koşuyoruz. Etik olarak böyle yapılması gerektiğini söylüyoruz. Buna rağmen biz o rakamları bilmiyoruz.Tekstilde bir kampanya olduğunda,100 liralık mal 50 liraya düşmüşse, sadece etiketin üzerinde fiyatı yükseltip üzerinden indirim yapılıyordu. Şu anda kurumsal şirketler ve perakende sektörü böyle bir şeye tenezzül etmiyor."
Yazıcıoğlu olayındaki kilit isim gözaltında
Kayseri'de Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması'na yönelik düzenlenen operasyonlarda ByLock kullandıkları tespit edilen 11 polis gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimler arasında Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin düşme olayında manüple yaptığı iddia edilen dönemin Kayseri Emniyeti İstihbarat Müdürü Ali Orhan Dinç de bulunuyor.
Kayseri'de Terörle Mücadele Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda, kriptolu haberleşme programı ByLock kullandıkları iddiasıyla 11 eski polis gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin düşme olayında manüple yaptığı iddia edilen dönemin Kayseri Emniyeti İstihbarat Müdürü Ali Orhan Dinç de bulunuyor.
FETÖ/PYD soruşturması nedeniyle, Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi ekipleri, Kayseri'de daha önce Emniyet Müdürlüğünde görevli ve meslekten ihraç edilen 17 personelin ByLock kullandığını belirledi. Cumhuriyet savcılığından haklarında yakalama ve gözaltı kararı çıkan 17 zanlıdan 11'i bu sabah evlerinden alındı. 6 eski emniyet mensubu ise bulunamadı.
Yazıcıoğlu olayının kilit ismi gözaltında
Gözaltına alınan zanlılar arasında, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun bulunduğu helikopterinin 2009 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun İlçesinde düşmesi sırasında Kayseri'de istihbarat müdürü olarak görev yapan ve olayı manüple ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Ali Orhan Dinç'in de bulunduğu belirlendi.
Yazıcıoğlu ailesi tarafından açılan davalarda, Dinç'in Kahramanmaraş'tan aldığı bilgileri dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ile Vali Mevlüt Bilici'ye farklı aktardığı, bilgi kirliliği yarattığı ve olayı manüple ettiği ileri sürülmüştü.
Müdürün ifadesi alınmıştı
Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve helikopterde bulunan 4 kişinin Kahramanmaraş’ın Göksün ilçesi yakınlarında ölümünün ardından çok farklı iddialar gündeme gelmişti. 25 Mart 2009 tarihindeki kazanın ardından Kayseri’den Türkiye kamuoyuna duyurulan, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun ayağı ve kaburgası kırık, hastaneye kaldırılıyor" açıklaması, olayla ilgili kuşkuları güçlendirmişti. Bu bilgiyi Kayseri eski valisi Mevlüt Bilici’ye verdiği öne sürülen dönemin Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen hakkında geçtiğimiz günlerde, Kahramanmaraş 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi’nde ‘görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında Kayseri’de 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesinde basına kapalı olarak 4 kişinin talimatla ifadesi alındı. Dönemin Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Orhan Dinç de 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkarak ifade verdi. cnntürk
Kayseri'de Terörle Mücadele Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda, kriptolu haberleşme programı ByLock kullandıkları iddiasıyla 11 eski polis gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopterin düşme olayında manüple yaptığı iddia edilen dönemin Kayseri Emniyeti İstihbarat Müdürü Ali Orhan Dinç de bulunuyor.
FETÖ/PYD soruşturması nedeniyle, Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi ekipleri, Kayseri'de daha önce Emniyet Müdürlüğünde görevli ve meslekten ihraç edilen 17 personelin ByLock kullandığını belirledi. Cumhuriyet savcılığından haklarında yakalama ve gözaltı kararı çıkan 17 zanlıdan 11'i bu sabah evlerinden alındı. 6 eski emniyet mensubu ise bulunamadı.
Yazıcıoğlu olayının kilit ismi gözaltında
Gözaltına alınan zanlılar arasında, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun bulunduğu helikopterinin 2009 yılında Kahramanmaraş'ın Göksun İlçesinde düşmesi sırasında Kayseri'de istihbarat müdürü olarak görev yapan ve olayı manüple ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Ali Orhan Dinç'in de bulunduğu belirlendi.
Yazıcıoğlu ailesi tarafından açılan davalarda, Dinç'in Kahramanmaraş'tan aldığı bilgileri dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ile Vali Mevlüt Bilici'ye farklı aktardığı, bilgi kirliliği yarattığı ve olayı manüple ettiği ileri sürülmüştü.
Müdürün ifadesi alınmıştı
Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve helikopterde bulunan 4 kişinin Kahramanmaraş’ın Göksün ilçesi yakınlarında ölümünün ardından çok farklı iddialar gündeme gelmişti. 25 Mart 2009 tarihindeki kazanın ardından Kayseri’den Türkiye kamuoyuna duyurulan, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun ayağı ve kaburgası kırık, hastaneye kaldırılıyor" açıklaması, olayla ilgili kuşkuları güçlendirmişti. Bu bilgiyi Kayseri eski valisi Mevlüt Bilici’ye verdiği öne sürülen dönemin Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen hakkında geçtiğimiz günlerde, Kahramanmaraş 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi’nde ‘görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında Kayseri’de 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesinde basına kapalı olarak 4 kişinin talimatla ifadesi alındı. Dönemin Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Orhan Dinç de 9'uncu Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkarak ifade verdi. cnntürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)