Samsun'un Terme İlçe Belediyesi, kimliği belirsiz bir kişi tarafından tüfekle vurulan yaralı sokak köpeğine, sahip çıktı.
Terme İlçesi Bazlamaç Mahallesi'nde sokak köpeği, kimliği belirsiz bir kişi tarafından tüfekle vuruldu. Bir vatandaşın ihbarı üzerine Terme Belediyesi ekipleri, sokak köpeğine sahip çıktı. Ekipler, yaralı köpeği Büyükşehir Belediyesi’ne ait Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’ne götürdü.
Köpeğin ciddi yaralar aldığını ve hayati tehlikesinin bulunduğunu ifade eden Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, sokak hayvanlarının 5199 sayılı kanunla koruma altına alındığını belirterek, “Doğanın dengesinin korunmasında önemli rolü olan hayvanlar, insanların en büyük yardımcılarıdır. Hayvanlara karşı kötü muamelede bulunmayalım, onların yaşam haklarına saygı gösterelim. Allah'ın emaneti olan bu canlara sahip çıkalım. Yaratılanı sevelim ve koruyalım yaratandan dolayı. Bu canlara ihanet ve işkence etmeyelim” dedi.
25 Nisan 2017 Salı
24 Nisan 2017 Pazartesi
Referandum sonrası AGİT ön raporu açıklandı
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) bağlı gözlemciler referandumla ilgili ön raporlarını yayınlarken, rapordan ortaya çıkan ilk bölümde ‘mühürsüz oylar’a dikkat çekildi.
Anayasa değişikliği referandumu için hem kampanya döneminde hem de referandum gecesi incelemelerde bulunan AGİT üyelerinin, hazırladığı ön rapordan bölümler ortaya çıktı.
YSK’nın oy verme işlemi sona erdikten sonra açıkladı ‘mühürsüz oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılması’ kararına yönelik eleştirilerin yer aldığı raporda dikkat çeken ifadeler şöyle:
YSK, Yargıtay ve Danıştay hakimleri arasından ve tarafından seçilen, 11 üyeden oluşan daimi bir organdır. Mecliste sandalyesi bulunan dört siyasi parti de YSK’ya oy verme yetkisi olmayan üye atama haklarını kullanmışlardır. YSK tarafından alınan 218 karardan, basılan oy pusulası sayısı hakkında karar da dahil olmak üzere, 180 tanesi yayınlanmamıştır. YSK’nın ve daha alt kademedeki seçim kurullarının toplantıları sadece oy hakkı olmayan siyasi parti üyelerine açık olmuştur, bu da şeffaflığı kısıtlamıştır.
Son genel seçimlerden bu yana sekiz YSK üyesi değişmiş yerlerine yeni atanmış yüksek hakimler içinden ve tarafından yeni üyeler seçmiştir: Beşinin görev süresi dolmuştur ve üçü göz altındadır. Bir dizi olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri referandum idaresinin tüm kademelerinde geniş çaplı ikamelere (değişikliklere) neden olmuştur: 9 il seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve ikisi daha gözaltına alınmıştır, 143 ilçe seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve 67’si daha gözaltına alınmıştır. 500’den fazla her düzeydeki seçim kurulu personeli de gözaltına alınmıştır.
* ‘Hayır’ kampanyası destekçileri kampanya yapma özgürlükleri ile ilgili birtakım usulsüz kısıtlamalarla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok ‘Hayır’ kampanyacısı fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Çoğu yasadışı halka açık toplantı düzenleme veya cumhurbaşkanına hakaret iddiaları temelinde, çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Bazı ‘Hayır’ kampanyacıları etkinlik düzenlemek için yer kiralamada zorluklarla karşı karşıya kalmış veya yetkililer ya da mekan sahipleri tarafından genellikle son dakikada bildirimle etkinlikleri iptal edilmiştir. HDP’nin kampanya posteri ve Kürtçe bir kampanya şarkısı devletin bütünlüğü ve anadilin Türkçe olması ilkelerini ihlal ettiği gerekçeleriyle yetkiler tarafından yasaklanmıştır. Bu engellemeler AGİT 1990 Kopenhag Belgesi’nin 7.7 sayılı paragrafına aykırıdır.
* Yasal çerçeve kampanyanın ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tarafları için eşit erişim sağlamamaktadır; ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık sağlamaktadır. Yasa kampanya süresince bedelli siyasi reklam olanağı sağlamaktadır ama kampanya masraflarına ilişkin sınırlandırmaların yokluğu, partilerin seçmenlere ulaşmada eşit olmayan fırsatlara sahip olmalarına sebep olmaktadır.
* AGİT/DKİHB SRGH medya izleme bulguları, kampanyanın bütün ulusal medyada görünür olduğunu göstermiştir. İzlenen beş televizyon kanalından, kamu kanalı TRT1 de dahil olmak üzere üçü ‘Evet’ kampanyasını desteklemiştir. ‘Evet’ kampanyası ezici bir çoğunlukla pozitif tonda televizyondaki yayın zamanının %76’sını ve günlük gazetelerdeki yayın alanının %77.5’ini kapsayarak kamu medyasında ve özel medyada belirgin bir şekilde ön plana çıkmıştır.
* Bazı URGH (Uluslararası Referandum Gözlem Heyeti) gözlemcileri oylama ve oyların açılması sırasında gözlem yaparken engellemelerle karşılaşmış ya erişimleri engellenmiş ya da sınırlandırılmıştır ve erişimleri ilgili karar genellikle sandık kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından verilmiştir. Bunun dışında, URGH gözlemcileri sandık kurulu üyelerinin prosedürleri uyguladığını kaydetmiştir.
* YSK referandum günü sandık kurulu tarafından uygun bir şekilde mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli ve sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli kabul edileceği yönünde iki talimat yayınlamıştır, ikinci talimat bazı Sandık Kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul edileceğini öngören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir. HDP 668 tutanakta uyuşmazlıklar tespit ettikleri yönündeki iddialarını kamuoyuyla paylaşmıştır. Saat 23.25’te, YSK ilk sonuçların ‘Evet’ lehine olduğunu duyurmuş fakat herhangi bir sayı bildirmemiştir. (cnntürk.com.tr)
Anayasa değişikliği referandumu için hem kampanya döneminde hem de referandum gecesi incelemelerde bulunan AGİT üyelerinin, hazırladığı ön rapordan bölümler ortaya çıktı.
YSK’nın oy verme işlemi sona erdikten sonra açıkladı ‘mühürsüz oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılması’ kararına yönelik eleştirilerin yer aldığı raporda dikkat çeken ifadeler şöyle:
YSK, Yargıtay ve Danıştay hakimleri arasından ve tarafından seçilen, 11 üyeden oluşan daimi bir organdır. Mecliste sandalyesi bulunan dört siyasi parti de YSK’ya oy verme yetkisi olmayan üye atama haklarını kullanmışlardır. YSK tarafından alınan 218 karardan, basılan oy pusulası sayısı hakkında karar da dahil olmak üzere, 180 tanesi yayınlanmamıştır. YSK’nın ve daha alt kademedeki seçim kurullarının toplantıları sadece oy hakkı olmayan siyasi parti üyelerine açık olmuştur, bu da şeffaflığı kısıtlamıştır.
Son genel seçimlerden bu yana sekiz YSK üyesi değişmiş yerlerine yeni atanmış yüksek hakimler içinden ve tarafından yeni üyeler seçmiştir: Beşinin görev süresi dolmuştur ve üçü göz altındadır. Bir dizi olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri referandum idaresinin tüm kademelerinde geniş çaplı ikamelere (değişikliklere) neden olmuştur: 9 il seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve ikisi daha gözaltına alınmıştır, 143 ilçe seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve 67’si daha gözaltına alınmıştır. 500’den fazla her düzeydeki seçim kurulu personeli de gözaltına alınmıştır.
* ‘Hayır’ kampanyası destekçileri kampanya yapma özgürlükleri ile ilgili birtakım usulsüz kısıtlamalarla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok ‘Hayır’ kampanyacısı fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Çoğu yasadışı halka açık toplantı düzenleme veya cumhurbaşkanına hakaret iddiaları temelinde, çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Bazı ‘Hayır’ kampanyacıları etkinlik düzenlemek için yer kiralamada zorluklarla karşı karşıya kalmış veya yetkililer ya da mekan sahipleri tarafından genellikle son dakikada bildirimle etkinlikleri iptal edilmiştir. HDP’nin kampanya posteri ve Kürtçe bir kampanya şarkısı devletin bütünlüğü ve anadilin Türkçe olması ilkelerini ihlal ettiği gerekçeleriyle yetkiler tarafından yasaklanmıştır. Bu engellemeler AGİT 1990 Kopenhag Belgesi’nin 7.7 sayılı paragrafına aykırıdır.
* Yasal çerçeve kampanyanın ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tarafları için eşit erişim sağlamamaktadır; ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık sağlamaktadır. Yasa kampanya süresince bedelli siyasi reklam olanağı sağlamaktadır ama kampanya masraflarına ilişkin sınırlandırmaların yokluğu, partilerin seçmenlere ulaşmada eşit olmayan fırsatlara sahip olmalarına sebep olmaktadır.
* AGİT/DKİHB SRGH medya izleme bulguları, kampanyanın bütün ulusal medyada görünür olduğunu göstermiştir. İzlenen beş televizyon kanalından, kamu kanalı TRT1 de dahil olmak üzere üçü ‘Evet’ kampanyasını desteklemiştir. ‘Evet’ kampanyası ezici bir çoğunlukla pozitif tonda televizyondaki yayın zamanının %76’sını ve günlük gazetelerdeki yayın alanının %77.5’ini kapsayarak kamu medyasında ve özel medyada belirgin bir şekilde ön plana çıkmıştır.
* Bazı URGH (Uluslararası Referandum Gözlem Heyeti) gözlemcileri oylama ve oyların açılması sırasında gözlem yaparken engellemelerle karşılaşmış ya erişimleri engellenmiş ya da sınırlandırılmıştır ve erişimleri ilgili karar genellikle sandık kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından verilmiştir. Bunun dışında, URGH gözlemcileri sandık kurulu üyelerinin prosedürleri uyguladığını kaydetmiştir.
* YSK referandum günü sandık kurulu tarafından uygun bir şekilde mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli ve sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli kabul edileceği yönünde iki talimat yayınlamıştır, ikinci talimat bazı Sandık Kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul edileceğini öngören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir. HDP 668 tutanakta uyuşmazlıklar tespit ettikleri yönündeki iddialarını kamuoyuyla paylaşmıştır. Saat 23.25’te, YSK ilk sonuçların ‘Evet’ lehine olduğunu duyurmuş fakat herhangi bir sayı bildirmemiştir. (cnntürk.com.tr)
Borajet seferlerine ara verdi
Geçen yıl sonunda SBK Holding tarafından satın alınan Borajet Havayolları bugünden itibaren seferlerine ara verme kararı aldı. Havayolunun daha önceden sattığı biletler için yolcular Türk Hava Yolları'na yönlendirildi.
Havayolları´ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Yurtiçinde ve dışında 80 farklı noktaya hizmet veren Türkiye’nin ilk ve tek bölgesel havayolu şirketi olan Borajet Havayolları SBK Holding bünyesine devredilmesinin ardından dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul 3. Havalimanı’na çok daha güçlü olarak hizmet verme hazırlığını sürdürmektedir.
Borajet Havayolları yeniden yapılanma çalışmaları neticesinde filosunda aktif olarak bulunan 10 adet uçağın 6’sının teknik arıza ve parça eksikliğinden dolayı uzun süredir yerde kalması sebebiyle oluşan teknik sorunların giderilerek uçulabilir duruma gelmesi uzun süre alacağından dolayı, müşteri mağduriyeti ve ticari itibar göz önüne alınarak filonun yenilenip yeni uçuş rotalarının ve planlamaların yapılması için uçuşlarına geçici bir süre ara vermiştir”
YALÇIN AYASLI TARAFINDAN KURULDU
ABD´de yaşayan Yalçın Ayaslı tarafından kuruluan havayolu, operasyonuna önce pervaneli ATR72 tipi uçaklarla başlamıştı. Şirket, 4 yıl önce Embraer 190 serisi uçaklara geçti. Ayaslı geçen yıl sonunda Borajet´i 260 milyon dolara SBK Holding´e sattı. Satış sonrasında havayolu şirketi yönetim değişikliğine gitmişti.
Havayolları´ndan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Yurtiçinde ve dışında 80 farklı noktaya hizmet veren Türkiye’nin ilk ve tek bölgesel havayolu şirketi olan Borajet Havayolları SBK Holding bünyesine devredilmesinin ardından dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul 3. Havalimanı’na çok daha güçlü olarak hizmet verme hazırlığını sürdürmektedir.
Borajet Havayolları yeniden yapılanma çalışmaları neticesinde filosunda aktif olarak bulunan 10 adet uçağın 6’sının teknik arıza ve parça eksikliğinden dolayı uzun süredir yerde kalması sebebiyle oluşan teknik sorunların giderilerek uçulabilir duruma gelmesi uzun süre alacağından dolayı, müşteri mağduriyeti ve ticari itibar göz önüne alınarak filonun yenilenip yeni uçuş rotalarının ve planlamaların yapılması için uçuşlarına geçici bir süre ara vermiştir”
YALÇIN AYASLI TARAFINDAN KURULDU
ABD´de yaşayan Yalçın Ayaslı tarafından kuruluan havayolu, operasyonuna önce pervaneli ATR72 tipi uçaklarla başlamıştı. Şirket, 4 yıl önce Embraer 190 serisi uçaklara geçti. Ayaslı geçen yıl sonunda Borajet´i 260 milyon dolara SBK Holding´e sattı. Satış sonrasında havayolu şirketi yönetim değişikliğine gitmişti.
23 Nisan 2017 Pazar
Deniz Baykal: ÇAYKUR borca karşılık rehin verildi
CHP milletvekili Deniz Baykal, ÇAYKUR'un satıldığı iddiaları hakkında konuştu. Baykal, "Katarlılardan 650 milyon dolar borç alınıp bunun karşılığında ÇAYKUR hisseleri teminat gösterilerek rehin verilmiştir" dedi.
CHP milletvekili Deniz Baykal, ÇAYKUR’un hisselerinin teminat karşılığında Katarlılara verildiğine yönelik iddialara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Bu durumun Türkiye maliyesi açısından bir dönüm noktası olduğunu belirten Deniz Baykal, şunları kaydetti:
“Varlık Fonu’nun hangi amaçla ve nasıl kullanılacağı ortaya çıkmıştır. Katarlılardan 650 milyon dolar borç alınıp bunun karşılığında ÇAYKUR hisseleri teminat gösterilerek rehin verilmiştir. Böylece, devletin daralan finans imkanları, artan finansman ihtiyacı karşısında milletin/kamunun varlığını rehin vererek karşılamak zorunda kalmaya başlamıştır.
Bu Türkiye maliyesi açısından bir dönüm noktasıdır. Olayın sadece rehin verme boyutu değil, satış boyutu da değerlendirmeye muhtaçtır. Usullere ve ülke yararlarına uygun bir satış söz konusu olmadan, bedeli şartları rekabete açılmadan milli varlıklar yabancı fonlara aktarılmaya çalışılmaktadır.” DHA
CHP milletvekili Deniz Baykal, ÇAYKUR’un hisselerinin teminat karşılığında Katarlılara verildiğine yönelik iddialara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Bu durumun Türkiye maliyesi açısından bir dönüm noktası olduğunu belirten Deniz Baykal, şunları kaydetti:
“Varlık Fonu’nun hangi amaçla ve nasıl kullanılacağı ortaya çıkmıştır. Katarlılardan 650 milyon dolar borç alınıp bunun karşılığında ÇAYKUR hisseleri teminat gösterilerek rehin verilmiştir. Böylece, devletin daralan finans imkanları, artan finansman ihtiyacı karşısında milletin/kamunun varlığını rehin vererek karşılamak zorunda kalmaya başlamıştır.
Bu Türkiye maliyesi açısından bir dönüm noktasıdır. Olayın sadece rehin verme boyutu değil, satış boyutu da değerlendirmeye muhtaçtır. Usullere ve ülke yararlarına uygun bir satış söz konusu olmadan, bedeli şartları rekabete açılmadan milli varlıklar yabancı fonlara aktarılmaya çalışılmaktadır.” DHA
22 Nisan 2017 Cumartesi
‘Gömülen bebek’ mucizesi
Güney Afrika’nın Paddock kentinde bir kadın, yeni dünyaya getirdiği bebeğini, üzerini kum ve tahtayla örterek ölüme terk etti.
Ancak bebek mucize eseri hayatta kaldı. Yakınlardaki bir fabrikada çalışan işçiler, 3 gün sonra ağlama sesi duydu.
AİLEM İSTEMİYORDU
İşçilerin bebeği kurtarmasından sonra polis 25 yaşındaki annenin peşine düşüp kısa sürede yakaladı. Kadın 4 yaşında bir çocuğu daha olduğunu, kendi ailesi yeni bir bebek istemediği için onu öldürmeye çalıştığını itiraf etti. Hürriyet
Ancak bebek mucize eseri hayatta kaldı. Yakınlardaki bir fabrikada çalışan işçiler, 3 gün sonra ağlama sesi duydu.
AİLEM İSTEMİYORDU
İşçilerin bebeği kurtarmasından sonra polis 25 yaşındaki annenin peşine düşüp kısa sürede yakaladı. Kadın 4 yaşında bir çocuğu daha olduğunu, kendi ailesi yeni bir bebek istemediği için onu öldürmeye çalıştığını itiraf etti. Hürriyet
TRT'den Sabahat Akkiraz'a yasak
Türk Halk Müziği sanatçısı ve eski CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, TRT'de yayınlanacak olan programının 'hayır' kampanyası yürüttüğü için yasaklandığını açıkladı.
"TRT için çektiğimiz proğram #Hayır kampanyası yaptığım için yasaklanmış.Trt bana yasak koyamaz.Trt halkın olana kadar TRT'yi boykot ediyorum. Ve @trt bana yasak getirmiş duyduğumdan beri gülüyorum. #Hayır kampanyası yaptığımdan getirmiş trt yasağı. O zaman; sana da #Hayır @trt" cnntürk
"TRT için çektiğimiz proğram #Hayır kampanyası yaptığım için yasaklanmış.Trt bana yasak koyamaz.Trt halkın olana kadar TRT'yi boykot ediyorum. Ve @trt bana yasak getirmiş duyduğumdan beri gülüyorum. #Hayır kampanyası yaptığımdan getirmiş trt yasağı. O zaman; sana da #Hayır @trt" cnntürk
Can Dündar hakkında hapis istemi
Gazeteci Can Dündar hakkında, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, Kayseri'de oturan Mehmet Akif Ceylan isimli bir vatandaşın 13 Mart 2016 tarihinde BİMER'e başvurarak Can Dündar'ın Twitter paylaşımlarından şikayetçi olduğu, şikayetin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkisizlikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, oradan da yetkisizlikle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği belirtildi.
Can Dündar'ın ikamet adresinin Çengelköy olması nedeni ile soruşturmanın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldiği belirtilen iddianamede, şüpheli Dündar'ın Twitter hesabının incelendiği, 20 Nisan, 18 Nisan ve 6 Nisan 2016 tarihlerinde attığı Twitler nedeniyle ifadeye çağrıldığı ancak ikamet adresinde bulunamaması nedeniyle beyanının alınamadığı kaydedildi.
Hakkında 5 ayrı yakalama kararı var
Dündar hakkında çeşitli soruşturmalar ve davalar kapsamında 5 ayrı yakalama kararı bulunduğu belirtilen iddianamede, Dündar'ın soruşturmaya konu paylaşımlarında, Türk Ceza Kanunu 301. madde kapsamında düzenlenen, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılama" suçunu işlediği belirtildi. İddianamede, Dündar'ın bu suçtan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yagrılanmasının yapılması talep ediliyor.
İddianamenin gönderildiği İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde karar vermesi bekleniyor. DHA
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, Kayseri'de oturan Mehmet Akif Ceylan isimli bir vatandaşın 13 Mart 2016 tarihinde BİMER'e başvurarak Can Dündar'ın Twitter paylaşımlarından şikayetçi olduğu, şikayetin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkisizlikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, oradan da yetkisizlikle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği belirtildi.
Can Dündar'ın ikamet adresinin Çengelköy olması nedeni ile soruşturmanın Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldiği belirtilen iddianamede, şüpheli Dündar'ın Twitter hesabının incelendiği, 20 Nisan, 18 Nisan ve 6 Nisan 2016 tarihlerinde attığı Twitler nedeniyle ifadeye çağrıldığı ancak ikamet adresinde bulunamaması nedeniyle beyanının alınamadığı kaydedildi.
Hakkında 5 ayrı yakalama kararı var
Dündar hakkında çeşitli soruşturmalar ve davalar kapsamında 5 ayrı yakalama kararı bulunduğu belirtilen iddianamede, Dündar'ın soruşturmaya konu paylaşımlarında, Türk Ceza Kanunu 301. madde kapsamında düzenlenen, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılama" suçunu işlediği belirtildi. İddianamede, Dündar'ın bu suçtan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yagrılanmasının yapılması talep ediliyor.
İddianamenin gönderildiği İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi'nin 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde karar vermesi bekleniyor. DHA
21 Nisan 2017 Cuma
Penguen kapanıyor
Türkiye'nin en çok satan mizah dergilerinden birisi olan Penguen, 4 sayı sonra kapanacağını duyurdu. Kapanma gerekçesi ise maddi imkansızlık.
Haftalık Leman Dergisi’nden ayrılan Metin Üstündağ, Bahadır Baruter, Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu ve arkadaşlarınca Eylül 2002’de kurulan, ilk sayısı 25 Eylül 2002 günü yayınlanan Penguen dergisi kapanıyor.
Penguen’in twitter hesabından 4 sayı sonra kapanacağı duyuruldu. Kapanma nedeninin maddi sorunlar olduğu belirtiliyor.
Haftalık Leman Dergisi’nden ayrılan Metin Üstündağ, Bahadır Baruter, Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu ve arkadaşlarınca Eylül 2002’de kurulan, ilk sayısı 25 Eylül 2002 günü yayınlanan Penguen dergisi kapanıyor.
Penguen’in twitter hesabından 4 sayı sonra kapanacağı duyuruldu. Kapanma nedeninin maddi sorunlar olduğu belirtiliyor.
20 Nisan 2017 Perşembe
İstanbul Barosu'ndan YSK Başkanı hakkında suç duyurusu
İstanbul Barosu, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven ve üyeleri hakkında, "Seçimin neticesini tağyir etme" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından savcılığa şikayette bulundu. HDP de bugün aynı nedenlerle YSK Başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
Devlet Bahçeli paylaştı, sosyal medya yıkıldı!
MHP'nin resmi twitter sayfası @MHP_Bilgi Devlet Bahçeli'nin fotoğraflarını paylaştı.
MHP Lideri Bahçeli, Twitter’da güneş gözlüğü taktığı fotoğrafları paylaştı, paylaşıma “kazandık beyler” yorumları yapıldı. Güneş gözlüğü takmış halde fotoğrafı yok denecek kadar az olan Devlet Bahçeli bu defa şaşırttı. MHP’nin resmi Twitter adresinden paylaşılan fotoğraflarda Bahçeli’nin güneş gözlüklü, makam arabasının dışında, yol kenarında inceleme yaparken çekilmiş hali görülüyor.
Bahçeli'nin güneş gözlüğü taktığı fotoğraflarda, 'Ne Mutlu Türküm' mesajıyla yapılan paylaşımlara yüzlerce yorum geldi.
MHP Lideri Bahçeli, Twitter’da güneş gözlüğü taktığı fotoğrafları paylaştı, paylaşıma “kazandık beyler” yorumları yapıldı. Güneş gözlüğü takmış halde fotoğrafı yok denecek kadar az olan Devlet Bahçeli bu defa şaşırttı. MHP’nin resmi Twitter adresinden paylaşılan fotoğraflarda Bahçeli’nin güneş gözlüklü, makam arabasının dışında, yol kenarında inceleme yaparken çekilmiş hali görülüyor.
Bahçeli'nin güneş gözlüğü taktığı fotoğraflarda, 'Ne Mutlu Türküm' mesajıyla yapılan paylaşımlara yüzlerce yorum geldi.
Tayfun Talipoğlu’nun ölüm nedeni kesinleşti
İzmir'in Konak İlçesi'ndeki evinde fenalaşıp hayatını kaybeden gazeteci 55 yaşındaki Talip Talipoğlu'nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla yapılan detaylı otopsinin sonucu belli oldu.
Konak İlçesi Göztepe Mahallesi 76 Sokak’taki evinde geçen 21 Mart’ta fenalaşan gazeteci ve televizyon programı yapımcısı Tayfun Talipoğlu, hayatını kaybetti. Önce İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Talipoğlu’nun cansız bedeni, daha sonra otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi. Burada yapılan otopside, Talipoğlu’nun vücudundan doku ve kan örnekleri alındı. Kars’ta dünyaya gelen ve meslek hayatında birçok başarıya imza atan Tayfun Talipoğlu, Ankara’daki Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze töreni sonrası gözyaşları arasında Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
KALP KRİZİ NETLİK KAZANDI
Daha önce 2 kez kalp krizi geçiren ve stent takılan Talipoğlu’nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için yapılan detaylı otopsinin sonucu çıktı. Buna göre, kanında herhangi yabancı bir maddeye rastlanmayan Talipoğlu’nun, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. DHA
Konak İlçesi Göztepe Mahallesi 76 Sokak’taki evinde geçen 21 Mart’ta fenalaşan gazeteci ve televizyon programı yapımcısı Tayfun Talipoğlu, hayatını kaybetti. Önce İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Talipoğlu’nun cansız bedeni, daha sonra otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi. Burada yapılan otopside, Talipoğlu’nun vücudundan doku ve kan örnekleri alındı. Kars’ta dünyaya gelen ve meslek hayatında birçok başarıya imza atan Tayfun Talipoğlu, Ankara’daki Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze töreni sonrası gözyaşları arasında Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
KALP KRİZİ NETLİK KAZANDI
Daha önce 2 kez kalp krizi geçiren ve stent takılan Talipoğlu’nun, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için yapılan detaylı otopsinin sonucu çıktı. Buna göre, kanında herhangi yabancı bir maddeye rastlanmayan Talipoğlu’nun, kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. DHA
Müjdat Gezen ifade verdi
Sanatçı Müjdat Gezen, AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'ya "hakaret" ettiği iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma kapsamında "şüpheli" sıfatıyla ifade verdi.
Anadolu Adalet Sarayı'na avukatı Emine Deniz Şeren ile birlikte gelen Gezen'in, burada Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcısınca "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındı. Müjdat Gezen'in ifadesinde, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kundaklanması olayının ardından okulda yaptığı basın toplantısı sırasında söz konusu sözleri sarf ettiğini belirterek, "Burada sadece Burhan Kuzu için sarf ettiğim söz kendi soyadı olan Kuzu'dur. Cümlenin devamında geçen ifadelerle bana hakaret eden diğer kişiler kastedilmiştir. Bu kişilere yönelik olarak ayrıca adli süreç başlattım." dediği öğrenildi.
'MİZAHİ BİR DİLLE CEVAP VERDİM'
Daha önceden Burhan Kuzu'nun kendisine yönelik bazı sözler söylediğini aktaran Gezen, ifadesinde şunları kaydetti:
"Basın toplantısında da, basın mensubunun Burhan Kuzu'nun bana yönelik sözlerini hatırlatması üzerine soruşturmaya konu sözleri sarf ettim. Ancak hakaret olarak algılanan diğer sözler Burhan Kuzu'ya değil, bana hakaret eden diğer kişilere yöneliktir. Bu kişiler hakkında tazminat davası açtım. Başsavcılığa da şikayette bulundum. Ayrıca Burhan Kuzu hakkında da tazminat davası açtım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben bir mizah sanatçısıyım. Basın toplantısında böyle bir soru sorulunca ben de mizahi bir dille cevap verdim. Kimsenin kişilik haklarını açıktan ihlal edecek bir söz sarf etmedim."
İfade verme işleminin ardından adliye bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan Gezen, "Burhan Kuzu bana hakaret etmişti, basın toplantısında bana sordular. Burhan Kuzu'nun dedikleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz diye. Yükmüşüm bu memlekete. Herhalde bu memleketten gitmemi isteyenlerden biri Burhan Kuzu. Bu laflarının cezasını çekecek mutlaka yargı önünde. Şikayeti üzerine ifade verdim." diye konuştu
AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Müjdat Gezen'in, Sanat Merkezi'ne yapılan kundaklama olayının ardından bazı gazete ve internet sitelerinde yer alan beyanlarında hukuka aykırı, eleştiri sınırlarını aşan, hakaret içeren açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.
Dilekçede, Gezen'in ayrıca yaptığı basın toplantısında Burhan Kuzu'nun soyadından yola çıkarak ağza alınmayacak şekilde imalı ifadelerle, onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici şekilde sözler sarf ettiği belirtilerek, Gezen hakkında "alenen basın yoluyla hakaret" suçundan kamu davası açılması talep edilmişti.
Anadolu Adalet Sarayı'na avukatı Emine Deniz Şeren ile birlikte gelen Gezen'in, burada Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcısınca "şüpheli" sıfatıyla ifadesi alındı. Müjdat Gezen'in ifadesinde, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kundaklanması olayının ardından okulda yaptığı basın toplantısı sırasında söz konusu sözleri sarf ettiğini belirterek, "Burada sadece Burhan Kuzu için sarf ettiğim söz kendi soyadı olan Kuzu'dur. Cümlenin devamında geçen ifadelerle bana hakaret eden diğer kişiler kastedilmiştir. Bu kişilere yönelik olarak ayrıca adli süreç başlattım." dediği öğrenildi.
'MİZAHİ BİR DİLLE CEVAP VERDİM'
Daha önceden Burhan Kuzu'nun kendisine yönelik bazı sözler söylediğini aktaran Gezen, ifadesinde şunları kaydetti:
"Basın toplantısında da, basın mensubunun Burhan Kuzu'nun bana yönelik sözlerini hatırlatması üzerine soruşturmaya konu sözleri sarf ettim. Ancak hakaret olarak algılanan diğer sözler Burhan Kuzu'ya değil, bana hakaret eden diğer kişilere yöneliktir. Bu kişiler hakkında tazminat davası açtım. Başsavcılığa da şikayette bulundum. Ayrıca Burhan Kuzu hakkında da tazminat davası açtım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben bir mizah sanatçısıyım. Basın toplantısında böyle bir soru sorulunca ben de mizahi bir dille cevap verdim. Kimsenin kişilik haklarını açıktan ihlal edecek bir söz sarf etmedim."
İfade verme işleminin ardından adliye bahçesinde basın mensuplarına açıklama yapan Gezen, "Burhan Kuzu bana hakaret etmişti, basın toplantısında bana sordular. Burhan Kuzu'nun dedikleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz diye. Yükmüşüm bu memlekete. Herhalde bu memleketten gitmemi isteyenlerden biri Burhan Kuzu. Bu laflarının cezasını çekecek mutlaka yargı önünde. Şikayeti üzerine ifade verdim." diye konuştu
AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Müjdat Gezen'in, Sanat Merkezi'ne yapılan kundaklama olayının ardından bazı gazete ve internet sitelerinde yer alan beyanlarında hukuka aykırı, eleştiri sınırlarını aşan, hakaret içeren açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.
Dilekçede, Gezen'in ayrıca yaptığı basın toplantısında Burhan Kuzu'nun soyadından yola çıkarak ağza alınmayacak şekilde imalı ifadelerle, onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici şekilde sözler sarf ettiği belirtilerek, Gezen hakkında "alenen basın yoluyla hakaret" suçundan kamu davası açılması talep edilmişti.
19 Nisan 2017 Çarşamba
Feyzioğlu: Referandum yenilenebilir
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "YSK muhalefetin mühürsüz oy şikâyetini reddederse, Anayasa Mahkemesi veya AİHM’e gidilir. AİHM, referandumu yenilettirebilir" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Etiketler:
anayasa,
haber,
Metin Feyzioğlu,
referandum,
seçim
CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor
Ankara'da CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK'nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından önce Anayasa Mahkemesi'ne ardından ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracaklarını söyledi.
CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK’nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
YSK’nın Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi’nin referandumun iptal istemini 10’a karşı 1 oy ile reddettiğini söyleyerek, “Ancak gerekçeli kararın yazılması elbette ki zaman alacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi. DHA
CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK’nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
YSK’nın Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi’nin referandumun iptal istemini 10’a karşı 1 oy ile reddettiğini söyleyerek, “Ancak gerekçeli kararın yazılması elbette ki zaman alacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi. DHA
YSK referandum kararını açıkladı
Yüksek Seçim Kurulu, referandumun iptali yönünde yapılan başvurular için toplantı düzenledi. Saatler süren toplantının ardından alınan karar açıklandı. Karara göre YSK, referandumun iptali yönündeki başvuruları reddetti. Oylamada 10 üye ret oyu verirken, 1 üye kabul oyu verdi.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı Yüksek Seçim Kurulu’na sunulan dilekçeler ile 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması’nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline ilişkin talepler bugün saat 10.39 başlayan Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda görüşülmüş, yapılan değerlendirmeler neticesinde her üç talebin de ayrı ayrı oylanması sonucunda 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy çokluğu ile reddine saat 17.30 itibariyle karar verilmiştir.”
CHP, HDP ve Vatan Partisi dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “referandumun iptal edilmesi için” başvurmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven ise sabah saatlerinde yaptığı açıklamada anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasına yönelik itirazları öğleden önce değerlendireceklerini söylemişti.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı Yüksek Seçim Kurulu’na sunulan dilekçeler ile 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması’nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline ilişkin talepler bugün saat 10.39 başlayan Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda görüşülmüş, yapılan değerlendirmeler neticesinde her üç talebin de ayrı ayrı oylanması sonucunda 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy çokluğu ile reddine saat 17.30 itibariyle karar verilmiştir.”
CHP, HDP ve Vatan Partisi dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “referandumun iptal edilmesi için” başvurmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven ise sabah saatlerinde yaptığı açıklamada anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasına yönelik itirazları öğleden önce değerlendireceklerini söylemişti.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)