Ankara, Denizli ve Muğla'da aşırı sıcaklar nedeniyle yarın kamuda çalışan, hamileler ve engelliler için idari izin verildi.
Sıcak hava tüm yurtta etkili olmaya devam ediyor.
Ankara'da olası sağlık problemlerine yönelik bazı kamu personelleri izinli sayılacak.
Ankara Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve hava tahmin raporlarına göre başkentte hava sıcaklığının yarın da yükselmeye devam edeceğinin tahmin edildiği belirtildi.
Sağlık Bakanlığının Aşırı Sıcaklarda Alınması Gereken Önlemler Genelgesi kapsamında Ankara İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu'nun olağanüstü toplandığı ifade edilen açıklamada, kamuda çalışan hamileler, engelliler ile belgelendirmeleri halinde kalp, beyin, solunum sistemi, karaciğer ve böbrek rahatsızlığı olanlar ile kanser hastalarının yarın idari izinli sayılması kararının alındığı kaydedildi.
DENİZLİ VE MUĞLA'DA DA BAZI KAMU PERSONELLERİNE İZİN
İHA'nın haberine göre Denizli'de aşırı sıcaklar nedeniyle yarın engelli, hamile ve kronik hastalığı bulunan kamu personeline izin verildi.
Denizli Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Sayın Valimiz Ahmet Altıparmak'ın talimatıyla, Meteoroloji verilerine göre ilimizde 3 Temmuz 2017 pazartesi günü hava sıcaklığı 43 derece olacağından kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli, hamile ve kronik hastalıkları olan personelimiz için 1 gün idari izinli olacaktır" denildi.
Muğla Valiliği'nden yapılan açıklamada, "Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan son hava tahmin raporlarına göre, ilimizde hava sıcaklığının 3Temmuz Pazartesi günü yükselmeye devam edeceği tahmin edildiğinden Muğla'daki kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan; hamile bayanlar, rapor ile tevsik edilmek şartıyla şeker, kalp-damar, beyin-damar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer, böbrek ve kanser hastalıkları olanlar ile yüzde 40 ve üzeri engelli raporu bulunanların 3 Temmuz 2017 Pazartesi günü idari izinli sayılacak" denildi.
2 Temmuz 2017 Pazar
30 Haziran 2017 Cuma
İstanbul'da toplu ulaşım ücretlerine zam
İstanbul'da 1 Temmuz'dan geçerli olmak üzere toplu ulaşım ücretlerine zam geldi. Yeni zamlarla tam bilet 2.30 liradan 2.60 liraya yükseldi.
İstanbul'da toplu taşıma ücretlerine zam geldi; tam bilet 2.60 TL, indirimli bilet ise 1.85 TL oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kararıyla İETT, Otobüs A.Ş. ve Özel Halk Otobüsleri ile raylı ve deniz ulaşım sistemlerinde uygulanacak ücret tarifesi yeniden düzenlendi.
Yeni fiyatlar 1 Temmuz 2017 Cumartesi gününden itibaren geçerli olacak.
Yeni tarifeye göre İstanbulkart ile yapılan kontörlü yolculuklarda ilk biniş ücretleri; tam 2.30’dan 2.60 TL’ye, öğrenci 1.15’ten 1.25 TL’ye, indirimli 1.65’ten 1.85 TL’ye yükseltildi.
AKTARMADAKİ FİYATLAR
Aktarmalı biniş ücretleri ise tam: 1.65 TL’den 1.85 TL’ye, öğrenci: 0.50 TL’den 0.55 TL’ye, sosyal kart: 0.95 TL’den 1.10 TL’ye yükseltildi.
MAVİ KART 205 LİRA
Aylık mavi kart ücretleri de tam 185 TL’den 205 TL’ye, öğrenci 80 TL’den 85 TL’ye sosyal kart 110 TL’den 125 TL’ye çıkarıldı.
Yapılan düzenleme ile tam için 180, öğrenci ve indirimli gruplar için 200 biniş hakkının tamamıyla kullanılması durumunda kontörlü yolculuklara göre aylık mavi kart fiyat avantajı sağlayacağı bildirildi.
TEK GEÇİŞ 5 LİRA
Bir, iki, üç, beş, on geçişlik kartlar ile jeton ücretleri de aşağıdaki şekilde yeniden düzenlendi:
Jeton 5,00 TL
Tek geçişlik bilet: 5,00 TL
İki geçişlik bilet: 8,00 TL
Üç geçişlik bilet: 11,00 TL
Beş geçişlik: 17,00 TL
On geçişlik: 32,00 TL
(ntvmsnc.com.tr)
İstanbul'da toplu taşıma ücretlerine zam geldi; tam bilet 2.60 TL, indirimli bilet ise 1.85 TL oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kararıyla İETT, Otobüs A.Ş. ve Özel Halk Otobüsleri ile raylı ve deniz ulaşım sistemlerinde uygulanacak ücret tarifesi yeniden düzenlendi.
Yeni fiyatlar 1 Temmuz 2017 Cumartesi gününden itibaren geçerli olacak.
Yeni tarifeye göre İstanbulkart ile yapılan kontörlü yolculuklarda ilk biniş ücretleri; tam 2.30’dan 2.60 TL’ye, öğrenci 1.15’ten 1.25 TL’ye, indirimli 1.65’ten 1.85 TL’ye yükseltildi.
AKTARMADAKİ FİYATLAR
Aktarmalı biniş ücretleri ise tam: 1.65 TL’den 1.85 TL’ye, öğrenci: 0.50 TL’den 0.55 TL’ye, sosyal kart: 0.95 TL’den 1.10 TL’ye yükseltildi.
MAVİ KART 205 LİRA
Aylık mavi kart ücretleri de tam 185 TL’den 205 TL’ye, öğrenci 80 TL’den 85 TL’ye sosyal kart 110 TL’den 125 TL’ye çıkarıldı.
Yapılan düzenleme ile tam için 180, öğrenci ve indirimli gruplar için 200 biniş hakkının tamamıyla kullanılması durumunda kontörlü yolculuklara göre aylık mavi kart fiyat avantajı sağlayacağı bildirildi.
TEK GEÇİŞ 5 LİRA
Bir, iki, üç, beş, on geçişlik kartlar ile jeton ücretleri de aşağıdaki şekilde yeniden düzenlendi:
Jeton 5,00 TL
Tek geçişlik bilet: 5,00 TL
İki geçişlik bilet: 8,00 TL
Üç geçişlik bilet: 11,00 TL
Beş geçişlik: 17,00 TL
On geçişlik: 32,00 TL
(ntvmsnc.com.tr)
Enerji içecekleri satışına 18 yaş sınırı
Yapılan yeni düzenlemeyle artık 18 yaşından küçüklere enerji içecekleri satılamayacak. Ayrıca ürünlerin üzerine "Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez" yazılacak...
Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmeyecek ve reklamı yapılmayacak.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Türk Gıda Kodeksi̇ Enerji̇ İçecekleri̇ Tebli̇ği̇, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Enerji içeceklerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlanması, işlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması ve pazarlanmasını sağlamak üzere bu ürünlerin özelliklerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan tebliğ, sporcu içeceklerini kapsamıyor.
Özel beslenme amaçlı gıdalar kapsamında değerlendirilmeyen enerji içeceğinde, toplam kafein miktarı litrede 150 miligramdan fazla olmayacak. Enerji içeceğinin bileşiminde litrede inositol 100 miligram, glukoronolakton 20 miligram, taurin 800 miligramdan fazla olmayacak.
ETİL ALKOL BİLEŞEN OLARAK İLAVE EDİLEMEYECEK
Enerji içeceklerine bileşen olarak etil alkol ilave edilmeyecek. Ancak ürünü oluşturan bileşenlerin çözündürülmesi, taşınması gibi işlemlerde kullanılabilen, bileşenlerde doğal olarak bulunabilen, üretim aşamasında oluşabilen ve son ürüne taşınan etil alkol miktarı en fazla litrede 3 gram olacak.
Bileşiminde kafeinle taurin, inositol ve glukoronolakton maddelerinden birini veya birkaçını içeren aromalandırılmış alkolsüz içecekler enerji içeceği dışında başka bir gıda adı ile piyasaya arz edilemeyecek.
Meyveli olarak adlandırılan enerji içeceklerinde meyve oranı, gazlı olanlarda ağırlıkça en az yüzde 4, gazsız olanlarda ise ağırlıkça en az yüzde 10 olacak.
Enerji içeceklerinde şeker yerine veya şekerle Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği'ne uygun tatlandırıcılar kullanılabilecek. Söz konusu içecekler, bileşen olarak diğer gıdalarda kullanılmayacak.
Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmeyecek ve reklamı yapılmayacak. 18 yaşından küçüklere enerji içeceklerinin satışı yapılmayacak.
Tüketicinin görebilmesi için enerji içecekleri, son tüketiciye ambalaj bütünlüğü korunarak sunulacak. Toplu tüketim yerlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak enerji içeceği reklam ve tanıtımı yapılamayacak.
"SPORCU İÇECEĞİ DEĞİLDİR"
Bu ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde "Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diyabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez" ifadesi yer alacak.
Ürünlerin etiketinde en az 3 milimetre punto karakter olacak şekilde “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir" ifadesi bulunacak.
BESLENME BEYANI İFADELERİ YAPILAMAYACAK
Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği'ndeki hükümlerin uygulanacağı bu ürünlerde, "enerji" için yapılabilen beslenme beyanı ifadeleri enerji içeceği için yapılamayacak. Alınacak numunelerde, uluslararası kabul görmüş analiz metotları uygulanacak. Tebliğe aykırı davrananlar hakkında Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun ilgili maddelerine göre yaptırım uygulanacak. Tebliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri, 31 Aralık'a kadar tebliğ hükümlerine uyacak. ntvmsnc
Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmeyecek ve reklamı yapılmayacak.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Türk Gıda Kodeksi̇ Enerji̇ İçecekleri̇ Tebli̇ği̇, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Enerji içeceklerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlanması, işlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması ve pazarlanmasını sağlamak üzere bu ürünlerin özelliklerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan tebliğ, sporcu içeceklerini kapsamıyor.
Özel beslenme amaçlı gıdalar kapsamında değerlendirilmeyen enerji içeceğinde, toplam kafein miktarı litrede 150 miligramdan fazla olmayacak. Enerji içeceğinin bileşiminde litrede inositol 100 miligram, glukoronolakton 20 miligram, taurin 800 miligramdan fazla olmayacak.
ETİL ALKOL BİLEŞEN OLARAK İLAVE EDİLEMEYECEK
Enerji içeceklerine bileşen olarak etil alkol ilave edilmeyecek. Ancak ürünü oluşturan bileşenlerin çözündürülmesi, taşınması gibi işlemlerde kullanılabilen, bileşenlerde doğal olarak bulunabilen, üretim aşamasında oluşabilen ve son ürüne taşınan etil alkol miktarı en fazla litrede 3 gram olacak.
Bileşiminde kafeinle taurin, inositol ve glukoronolakton maddelerinden birini veya birkaçını içeren aromalandırılmış alkolsüz içecekler enerji içeceği dışında başka bir gıda adı ile piyasaya arz edilemeyecek.
Meyveli olarak adlandırılan enerji içeceklerinde meyve oranı, gazlı olanlarda ağırlıkça en az yüzde 4, gazsız olanlarda ise ağırlıkça en az yüzde 10 olacak.
Enerji içeceklerinde şeker yerine veya şekerle Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği'ne uygun tatlandırıcılar kullanılabilecek. Söz konusu içecekler, bileşen olarak diğer gıdalarda kullanılmayacak.
Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmeyecek ve reklamı yapılmayacak. 18 yaşından küçüklere enerji içeceklerinin satışı yapılmayacak.
Tüketicinin görebilmesi için enerji içecekleri, son tüketiciye ambalaj bütünlüğü korunarak sunulacak. Toplu tüketim yerlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak enerji içeceği reklam ve tanıtımı yapılamayacak.
"SPORCU İÇECEĞİ DEĞİLDİR"
Bu ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde "Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diyabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez" ifadesi yer alacak.
Ürünlerin etiketinde en az 3 milimetre punto karakter olacak şekilde “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir" ifadesi bulunacak.
BESLENME BEYANI İFADELERİ YAPILAMAYACAK
Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği'ndeki hükümlerin uygulanacağı bu ürünlerde, "enerji" için yapılabilen beslenme beyanı ifadeleri enerji içeceği için yapılamayacak. Alınacak numunelerde, uluslararası kabul görmüş analiz metotları uygulanacak. Tebliğe aykırı davrananlar hakkında Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun ilgili maddelerine göre yaptırım uygulanacak. Tebliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri, 31 Aralık'a kadar tebliğ hükümlerine uyacak. ntvmsnc
28 Haziran 2017 Çarşamba
Gamze Yağar yaşamını yitirdi
Almanya'nın Baden-Württemberg Eyaleti'ndeki Hemmingen kentinde, erken yaşlanma hastası (progeria) Gamze Yağar (17) yaşamını yitirdi.
Hastalığına rağmen yaşama sevinciyle herkese örnek olan Gamze’nin cenazesi Hemmingen DİTİB Camisi’nde kılınacak cenaze namazından sonra ailesinin memleketi Kayseri’ye götürülerek toprağa verilecek. Baba Metin Yağar, DHA’ya yaptığı açıklamada, “Gamze dün akşam (27 Haziran) evimizde, annesinin kollarında can verdi. Bir süredir zaten çok acısı vardı. Ağrılara artık dayanamıyordu. Gamze’yi milyonlarca kişi tanıyor ve seviyordu; hepimizin başı sağolsun” dedi.
HERKESİN SEVDİĞİ BİRİYDİ
Gamze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de buluşmuştu, ayrıca sanat ve spor dünyasından sayısız ünlü Gamze’yi ziyaret etmişti. Sosyal medyada yüzbinlerce takipçisi olan Gamze için hayran kulüpleri kurulmuştu. Alman medyasının yakından takip ettiği Gamze’nin yaşamını anlatan televizyon programları yapılmıştı.
Gamze, 2013 yılında Köln’de düzenlenen Gamze’yi Sevenler Gecesi’nde, DHA’ya, bugüne kadar kendisini en mutlu eden şeyin “peruk” alınması olduğunu söylemişti. Gamze, “Artık saçlarımı tarayabiliyor ve istediğim tokayı takıyorum” diyerek duygularını ifade etmişti.
Hastalığına rağmen yaşama sevinciyle herkese örnek olan Gamze’nin cenazesi Hemmingen DİTİB Camisi’nde kılınacak cenaze namazından sonra ailesinin memleketi Kayseri’ye götürülerek toprağa verilecek. Baba Metin Yağar, DHA’ya yaptığı açıklamada, “Gamze dün akşam (27 Haziran) evimizde, annesinin kollarında can verdi. Bir süredir zaten çok acısı vardı. Ağrılara artık dayanamıyordu. Gamze’yi milyonlarca kişi tanıyor ve seviyordu; hepimizin başı sağolsun” dedi.
HERKESİN SEVDİĞİ BİRİYDİ
Gamze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de buluşmuştu, ayrıca sanat ve spor dünyasından sayısız ünlü Gamze’yi ziyaret etmişti. Sosyal medyada yüzbinlerce takipçisi olan Gamze için hayran kulüpleri kurulmuştu. Alman medyasının yakından takip ettiği Gamze’nin yaşamını anlatan televizyon programları yapılmıştı.
Gamze, 2013 yılında Köln’de düzenlenen Gamze’yi Sevenler Gecesi’nde, DHA’ya, bugüne kadar kendisini en mutlu eden şeyin “peruk” alınması olduğunu söylemişti. Gamze, “Artık saçlarımı tarayabiliyor ve istediğim tokayı takıyorum” diyerek duygularını ifade etmişti.
23 Haziran 2017 Cuma
Altan kardeşler ve Ilıcak için karar belli oldu
FETÖ'nün medya ayağına yönelik açılan davada 5 gündür savunma yapan gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da arasında olduğu 6 tutuklu sanık hakkında karar çıktı.
İstanbul Adalet Sarayı’ndaki 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanan beşinci duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak ve Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek getirildi.
Tutuklu sanık Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Şükrü Tuğrul Özşangül duruşmaya SEGBİS ile katıldı.Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman duruşmada hazır bulundu. Firari sanıklar Abdulkerim Balcı, Mehmet Kamış, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin, Ali Çolak, Bülent Keneş ve Faruk Kardıç ise duruşmaya gelmedi.
Sanık avukatları yaptığı savunma sonunda müvekkillerinin tahliyelerini talep ettiler. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi. DHA
İstanbul Adalet Sarayı’ndaki 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanan beşinci duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak ve Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek getirildi.
Tutuklu sanık Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Şükrü Tuğrul Özşangül duruşmaya SEGBİS ile katıldı.Tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman duruşmada hazır bulundu. Firari sanıklar Abdulkerim Balcı, Mehmet Kamış, Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin, Ali Çolak, Bülent Keneş ve Faruk Kardıç ise duruşmaya gelmedi.
Sanık avukatları yaptığı savunma sonunda müvekkillerinin tahliyelerini talep ettiler. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi. DHA
15 Haziran 2017 Perşembe
Kılıçdaroğlu Ankara'dan yürüyüşe bu sözlerle başladı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından bugün Ankara’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’nü başlattı. Güvenpark'a gelen Kılıçdaroğlu, "Bir dikta yönetimi ile karşı karşıyayız. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Her özgür ülke gibi uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz. Bıçak kemiğe dayandı artık. Yeter diyoruz. Bunun için yürüyüşümüzü başlatıyoruz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun günde 18 km katedeceği, yürüyüşün 28 gün sürmesi bekleniyor.
Saat: 11.20 'Adalet Yürüyüşü'nü başlatmak için partililerle Güvenpark'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, ""Bir dikta yönetimi ile karşı karşıyayız. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz" dedi. Kıllıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek. Daha önce söyledim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce biz ödeyeceğiz. Bu ülkenin geleceği için, çocuklarımızın geleceği için hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu yürüyüşümüzün bir siyasal partiyle ilgisi yok. Bu yürüyüş kutlu bir yürüyüştür. Bu yürüyüş adalet yürüyüşüdür. Adaleti isteyen herkes bu yürüyüşe destek vermek zorundadır."
"Cezaevleri tıka basa dolu olan bir ülkede adalet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede devlet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede barış olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede huzur olmaz. Adalet adalet adalet… Bu soylu kavramın anlamını vermek, bu soylu kavramın gereğini yapmak zorundayız.
Herkesin düşüncesine saygılıyız. Herkesin siyasal görüşüne saygılıyız. Ama herkes ama herkes yargıyı, yargının bağımsızlığını ve adaleti savunmak zorundadır. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Adaleti savunuyoruz."
"Bütün dünya duysun. Biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Dikta istemiyoruz. 20 temmuz darbesini yapanları istemiyoruz. Kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz. Özgürlük istiyoruz. Taşeron işçileri, emekliler, köylüler, işçiler, memurlar herkes için adalet istiyoruz.
Adaletin olmadığı yerde insan olmaz. İnsanca yaşamak için adalet istiyoruz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, evinin önünde 'Adalet Yürüyüşü' öncesinde ise şu açıklamayı yaptı:
"Adaletin olmadığı bir yerde devlet de olmaz, adaletin olmadığı bir yerde insan da olmaz. O nedenle adalet yürüyüşünü başlatıyoruz. Bugün yürüyeceğim. Umuyorum, vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüz anlamını kavrarlar. Umuyorum vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüze bizim bu sesimize bizim bu sözümüze kulak verirler. Biz gerginlik istemiyoruz biz kavga istemiyoruz. Biz birlikte beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz. Biz mahkemelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde öğretim üyeleri istemiyoruz. Dolayısıyla bunlar bize acı veriyor ve bu acıyı sonlandırmamız gerekiyor. Söylemiştim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce ben ödeyeceğim diye. Şimdi yürüyorum yürüyeceğim. İstanbul’a kadar bu son olmayacak. Bizim yürüyüşümüz bu ülkeye adalet gelinceye kadar devam edecek.
28 GÜN SÜRMESİ BEKLENİYOR
Ankara Güvenpark'tan başlayacak ve Maltepe Cezaevi'nde son bulacağı belirtilen yürüyüşte, Kemal Kılıçdaroğlu'nun günde 18 km katedeceği belirtildi. NTV'nin haberine göre, Kılıçdaroğlu ve CHP'lilerin yürüyüşünün 28 gün sürmesi bekleniyor. 69 yaşındaki CHP Lideri'nin, bu nedenle yürüyüşün yaratabileceği sıkıntıları kendisiyle paylaşanlara, "Siz kendinize bakın" şeklinde yanıt verdiği gelen bilgiler arasında.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Ankara Valiliği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Güvenpark'tan başlatacağı yürüyüşe ilişkin güvenlik tedbirleri alındığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Ankara Güvenpark'tan başlatacağı ve İstanbul Maltepe'ye kadar sürdüreceği yürüyüşle ilgili bazı önlemler alındığı belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yapılacak etkinlikte kamu düzeninin, kamu güvenliğinin, trafik düzeninin ve toplantıya katılanların güvenliğinin sağlanması esastır. Bu amaçla, alınacak güvenlik tedbirlerine etkinliği düzenleyen ve katılanların uyması zorunludur. Katılımcılar, Güvenpark'taki toplanma alanına üst araması yapılarak alınacaktır. Yürüyüşün Ankara ili sınırları içerisindeki kısımlarında katılımcıların güvenliğini ve trafik düzenini sağlamak amacıyla korteje, Valiliğimize bildirilen makul sayıdaki kişi katılabilecektir. İl merkezinden sonra yürüyüşe devam edecek olanlar, güvenlik kuvvetlerince kendilerinin tanınabilmesi ve güvenliklerinin sağlanabilmesi için pazu bandı, yelek ve yaka kartı kullanacaktır."
- Ankara sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahı takip edilecek
Açıklamada, yürüyüş güzergahı olarak Ankara ili sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahının takip edileceği duyuruldu.
Güzergahta bulunan yerleşim yerlerinde miting ve benzeri etkinlikler yapılamayacağı vurgulandı.
Yürüyüş sırasında varsa kaldırımlar, yoksa banketlerin kullanılacağı bildirilen açıklamada, taşıtların seyrine mani olacak ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yola girilemeyeceği kaydedildi. Valilik açıklamasında, katılımcıların can güvenliği ve trafik düzeninin sağlanması için hava kararmadan önce yürüyüşün günlük olarak sonlandırılacağı aktarıldı.
- Güvenpark'ta güvenlik tedbirleri
Yürüyüşün başlangıç noktası Güvenpark ve çevresinde, sabahın erken saatlerinden itibaren polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik tedbiri alındı.
Parkın etrafı bariyerlerle kapatıldı, katılımcıların alana üst araması yapıldıktan sonra alınması için noktalar oluşturuldu. Genelkurmay Başkanlığı önündeki kavşaktan Güvenpark'a giden Milli Müdafaa Caddesi ulaşıma kapatılırken, parktaki dolmuş duraklarının hareket noktası yürüyüşün başlayacağı saate kadar İnönü Bulvarı'ndaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığının önüne alındı. Güvenpark'ı Necatibey Caddesi'ne bağlayan Kumrular Caddesi ile Yahya Galip Caddesi de geçici süreyle trafiğe kapatılan yollar arasında yer aldı. Bu yollarda park halinde bulunan bütün araçlar güvenlik tedbirleri çerçevesinde kaldırıldı. Güvenlik önlemleri kapsamında bomba imha uzmanı ekipler de Güvenpark ve çevresinde dedektör köpeklerle arama yaptı.
Bu arada, hem yürüyüş güzergahında hem de Güvenpark ve Kızılay çevresinde çevik kuvvet polisleri görevlendirildi. (Kaynak:hürriyet.com.tr)
"Bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek. Daha önce söyledim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce biz ödeyeceğiz. Bu ülkenin geleceği için, çocuklarımızın geleceği için hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu yürüyüşümüzün bir siyasal partiyle ilgisi yok. Bu yürüyüş kutlu bir yürüyüştür. Bu yürüyüş adalet yürüyüşüdür. Adaleti isteyen herkes bu yürüyüşe destek vermek zorundadır."
"Cezaevleri tıka basa dolu olan bir ülkede adalet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede devlet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede barış olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede huzur olmaz. Adalet adalet adalet… Bu soylu kavramın anlamını vermek, bu soylu kavramın gereğini yapmak zorundayız.
Herkesin düşüncesine saygılıyız. Herkesin siyasal görüşüne saygılıyız. Ama herkes ama herkes yargıyı, yargının bağımsızlığını ve adaleti savunmak zorundadır. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Adaleti savunuyoruz."
"Bütün dünya duysun. Biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Dikta istemiyoruz. 20 temmuz darbesini yapanları istemiyoruz. Kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz. Özgürlük istiyoruz. Taşeron işçileri, emekliler, köylüler, işçiler, memurlar herkes için adalet istiyoruz.
Adaletin olmadığı yerde insan olmaz. İnsanca yaşamak için adalet istiyoruz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, evinin önünde 'Adalet Yürüyüşü' öncesinde ise şu açıklamayı yaptı:
"Adaletin olmadığı bir yerde devlet de olmaz, adaletin olmadığı bir yerde insan da olmaz. O nedenle adalet yürüyüşünü başlatıyoruz. Bugün yürüyeceğim. Umuyorum, vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüz anlamını kavrarlar. Umuyorum vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüze bizim bu sesimize bizim bu sözümüze kulak verirler. Biz gerginlik istemiyoruz biz kavga istemiyoruz. Biz birlikte beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz. Biz mahkemelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde öğretim üyeleri istemiyoruz. Dolayısıyla bunlar bize acı veriyor ve bu acıyı sonlandırmamız gerekiyor. Söylemiştim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce ben ödeyeceğim diye. Şimdi yürüyorum yürüyeceğim. İstanbul’a kadar bu son olmayacak. Bizim yürüyüşümüz bu ülkeye adalet gelinceye kadar devam edecek.
28 GÜN SÜRMESİ BEKLENİYOR
Ankara Güvenpark'tan başlayacak ve Maltepe Cezaevi'nde son bulacağı belirtilen yürüyüşte, Kemal Kılıçdaroğlu'nun günde 18 km katedeceği belirtildi. NTV'nin haberine göre, Kılıçdaroğlu ve CHP'lilerin yürüyüşünün 28 gün sürmesi bekleniyor. 69 yaşındaki CHP Lideri'nin, bu nedenle yürüyüşün yaratabileceği sıkıntıları kendisiyle paylaşanlara, "Siz kendinize bakın" şeklinde yanıt verdiği gelen bilgiler arasında.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Ankara Valiliği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Güvenpark'tan başlatacağı yürüyüşe ilişkin güvenlik tedbirleri alındığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Ankara Güvenpark'tan başlatacağı ve İstanbul Maltepe'ye kadar sürdüreceği yürüyüşle ilgili bazı önlemler alındığı belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yapılacak etkinlikte kamu düzeninin, kamu güvenliğinin, trafik düzeninin ve toplantıya katılanların güvenliğinin sağlanması esastır. Bu amaçla, alınacak güvenlik tedbirlerine etkinliği düzenleyen ve katılanların uyması zorunludur. Katılımcılar, Güvenpark'taki toplanma alanına üst araması yapılarak alınacaktır. Yürüyüşün Ankara ili sınırları içerisindeki kısımlarında katılımcıların güvenliğini ve trafik düzenini sağlamak amacıyla korteje, Valiliğimize bildirilen makul sayıdaki kişi katılabilecektir. İl merkezinden sonra yürüyüşe devam edecek olanlar, güvenlik kuvvetlerince kendilerinin tanınabilmesi ve güvenliklerinin sağlanabilmesi için pazu bandı, yelek ve yaka kartı kullanacaktır."
- Ankara sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahı takip edilecek
Açıklamada, yürüyüş güzergahı olarak Ankara ili sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahının takip edileceği duyuruldu.
Güzergahta bulunan yerleşim yerlerinde miting ve benzeri etkinlikler yapılamayacağı vurgulandı.
Yürüyüş sırasında varsa kaldırımlar, yoksa banketlerin kullanılacağı bildirilen açıklamada, taşıtların seyrine mani olacak ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yola girilemeyeceği kaydedildi. Valilik açıklamasında, katılımcıların can güvenliği ve trafik düzeninin sağlanması için hava kararmadan önce yürüyüşün günlük olarak sonlandırılacağı aktarıldı.
- Güvenpark'ta güvenlik tedbirleri
Yürüyüşün başlangıç noktası Güvenpark ve çevresinde, sabahın erken saatlerinden itibaren polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik tedbiri alındı.
Parkın etrafı bariyerlerle kapatıldı, katılımcıların alana üst araması yapıldıktan sonra alınması için noktalar oluşturuldu. Genelkurmay Başkanlığı önündeki kavşaktan Güvenpark'a giden Milli Müdafaa Caddesi ulaşıma kapatılırken, parktaki dolmuş duraklarının hareket noktası yürüyüşün başlayacağı saate kadar İnönü Bulvarı'ndaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığının önüne alındı. Güvenpark'ı Necatibey Caddesi'ne bağlayan Kumrular Caddesi ile Yahya Galip Caddesi de geçici süreyle trafiğe kapatılan yollar arasında yer aldı. Bu yollarda park halinde bulunan bütün araçlar güvenlik tedbirleri çerçevesinde kaldırıldı. Güvenlik önlemleri kapsamında bomba imha uzmanı ekipler de Güvenpark ve çevresinde dedektör köpeklerle arama yaptı.
Bu arada, hem yürüyüş güzergahında hem de Güvenpark ve Kızılay çevresinde çevik kuvvet polisleri görevlendirildi. (Kaynak:hürriyet.com.tr)
14 Haziran 2017 Çarşamba
CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı
"MİT TIR'ları görüntülerinin yayınlanması" davasında CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Berberoğlu'nun tutuklanmasına karar verdi. Karar sonrası CHP Grubu da olağanüstü toplanma kararı aldı. Berberoğlu kararın ardından "Bu mağduriyeti yaratanlar utansın" dedi.
“MİT TIR’ları görüntülerinin yayınlanması” davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca Berberoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Mahkumiyet kararı Enis Beberoğlu’nun “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadiyla açıklamak” suçunu işlediği gerekçesiyle verildi. Bugünkü duruşmada kararını açıklayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi önce “Mübbet hapis” cezasına hükmetti. Mahkeme “cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri ” gözönüne alarak cezada indirim takdirini kullandı. Cezayı 25 yıla indirdi. Öte yandan Berberoğlu’yla aynı davada yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül’ün dosyaları ayrıldı.
ÖNCE MÜEBBET SONRA İNDİRİMLE 25 YIL
Hüküm açıklanırken çevik kuvvet polisleri de duruşmada hazır bulundu. Tutuklanmasına karar verilirken Berberoğlu ile birlikte duruşmayı izleyen çok sayıdaki CHP’li vekilin yaşadığı şaşkınlık yüz ifadelerine yansıdı. Daha sonra mahkeme başkanı duruşma salonunun boşaltımasına karar verdi.
BERBEROĞLU ADLİYEDEKİ POLİS MERKEZİNE GÖTÜRÜLDÜ
Ardından Enis Berberoğlu, polis tarafından tutuklama işlemlerinin yapılması için adliye binasında bulunan polis merkezine götürüldü.
CHP’li milletvekilleri de polis merkezine gitti.
YA MALTEPE YA SİLİVRİ
Enis Berberoğlu’nun birazdan Maltepe ya da Silivri Cezaevi’ne gönderileceği açıklandı.
İLK SÖZLERİ: SİZİ UNUTMAYACAĞIM
Tutuklama kararı sonrası Enis Berberoğlu, adliye koridorunda konuştu. Berberoğlu, “Olmadık bir işten böyle bir mağduriyet yarattılar. Bun u yaratanlar utansın” dedi. Berberoğlu, “Siz beni unutmayacaksınız, ben de sizi unutmayacağım” diye konuştu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, tutuklama kararının ancak hüküm aşamasında “kaçma şüphesi” halinde verilebileceğini söyledi.
ENİS BERBEROĞLU NEYLE SUÇLANIYORDU?
Savcılık mütalaasında; MİT tırlarının 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde durdurulduğu, ulusal güvenlik ve devlet sırrı kapsamında yayın yasağı konulmasına rağmen durdurulma görüntülerinin
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde o dönem genel yayın yönetmeni olan sanık Can Dündar imzasıyla yayınlandığı hatırlatılarak, bu eyleme ilişkin Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün yargılanıp ceza aldığı, “terör örgütü üyeliği” suçu yönünden ise dosyanın ayrıldığı hatırlatılmıştı. Dava konusu görüntülerin bir hafıza kartıyla CHP Milletvekili Enis Berberoğlu tarafından Dündar’a verildiğinin tespit edildiği belirtilen mütalaada, yargılama izni alınan Berberoğlu hakkında açılan davanın da bu dava dosyasıyla birleştirildiği anlatılmıştı.
Berberoğlu’nun, Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli
kalması gereken bilgileri siyasal casusluk amacıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını sağlayarak, “FETÖ/PDY’ye yardım etmek” suçunu işlediği vurgulanan mütalaada, şu ifadeler kullanılmıştı: “Her ne kadar sanıklar Dündar ve Gül yönünden, ‘terör örgütüne üye olma’ suçu yönünden dosya ayrılsa da 15 Temmuz’daki kanlı darbe teşebbüsünde bulunulması süreçleri dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur. Kaldı ki Erzincan ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerince verilmiş FETÖ/PDY örgütünün silahlı terör örgütü olduğu yönünde yargı kararları bulunmaktadır. Bu itibarla sanıklar Can ve Gül’ün de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/7. maddesi yoluyla (örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır), 314/2 maddesi kapsamında kalan ‘silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde yapılan MİT tırlarına ilişkin haberlerin, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra, yasal meşru hükümeti her türlü illegal yöntemle devirmeyi ve çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY yapılanmasının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunu maniple ederek, meşru hükümeti baskı altına alıp çalışamaz hale getirmeyi, yine Türkiye’yi, ‘teröre destek veren ülke’ olarak yargılatmayı amaçladığı, bu şekilde siyasal hedeflere ulaşmak için yapılan yayının, siyasal casusluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık Enis Berberoğlu’nun, sanıklar Dündar ve Gül ile fikir ve eylem birliği içinde 29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarına ilişkin haber yapılıp görüntülerin ifşa edilmesi eylemleri sürecine bizzat iştirak ederek, atılı TCK’nın 330/1. maddesi kapsamında kalan, ‘devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yayınlayıp açıklamak’ suçunu işlediği anlaşılmıştır.”
GAZETECİ KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ
Uzun yıllar Hürriyet gazetesinde Genel Yayın Yönetmenliği dahil çeşitli görevlerde bulunan Enis Berberoğlu, 2014 yılında aktif gazeteciliği bırakarak CHP’ye katılmış ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak Meclis’e girmişti.
BERBEROĞLU ADLİYEDEN BÖYLE ÇIKARILDI
Tutuklanan Enis Berberoğlu’nun, 4 araçlık polis araç konvoyuyla adliyede çıkarılışı kameraya yansıdı. Mahkemenin kararının hemen sonra adliyeden önce Oya Berberoğlu’nun ayrıldığı görüldü. Ardından yaklaşık 40 dakika sonra da Enis Berberoğlu’nu cezaevine götüren polis araç konvoyu adliyeden çıkış yaptı.
“MİT TIR’ları görüntülerinin yayınlanması” davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca Berberoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Mahkumiyet kararı Enis Beberoğlu’nun “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadiyla açıklamak” suçunu işlediği gerekçesiyle verildi. Bugünkü duruşmada kararını açıklayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi önce “Mübbet hapis” cezasına hükmetti. Mahkeme “cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri ” gözönüne alarak cezada indirim takdirini kullandı. Cezayı 25 yıla indirdi. Öte yandan Berberoğlu’yla aynı davada yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül’ün dosyaları ayrıldı.
ÖNCE MÜEBBET SONRA İNDİRİMLE 25 YIL
Hüküm açıklanırken çevik kuvvet polisleri de duruşmada hazır bulundu. Tutuklanmasına karar verilirken Berberoğlu ile birlikte duruşmayı izleyen çok sayıdaki CHP’li vekilin yaşadığı şaşkınlık yüz ifadelerine yansıdı. Daha sonra mahkeme başkanı duruşma salonunun boşaltımasına karar verdi.
BERBEROĞLU ADLİYEDEKİ POLİS MERKEZİNE GÖTÜRÜLDÜ
Ardından Enis Berberoğlu, polis tarafından tutuklama işlemlerinin yapılması için adliye binasında bulunan polis merkezine götürüldü.
CHP’li milletvekilleri de polis merkezine gitti.
YA MALTEPE YA SİLİVRİ
Enis Berberoğlu’nun birazdan Maltepe ya da Silivri Cezaevi’ne gönderileceği açıklandı.
İLK SÖZLERİ: SİZİ UNUTMAYACAĞIM
Tutuklama kararı sonrası Enis Berberoğlu, adliye koridorunda konuştu. Berberoğlu, “Olmadık bir işten böyle bir mağduriyet yarattılar. Bun u yaratanlar utansın” dedi. Berberoğlu, “Siz beni unutmayacaksınız, ben de sizi unutmayacağım” diye konuştu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, tutuklama kararının ancak hüküm aşamasında “kaçma şüphesi” halinde verilebileceğini söyledi.
ENİS BERBEROĞLU NEYLE SUÇLANIYORDU?
Savcılık mütalaasında; MİT tırlarının 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde durdurulduğu, ulusal güvenlik ve devlet sırrı kapsamında yayın yasağı konulmasına rağmen durdurulma görüntülerinin
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde o dönem genel yayın yönetmeni olan sanık Can Dündar imzasıyla yayınlandığı hatırlatılarak, bu eyleme ilişkin Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün yargılanıp ceza aldığı, “terör örgütü üyeliği” suçu yönünden ise dosyanın ayrıldığı hatırlatılmıştı. Dava konusu görüntülerin bir hafıza kartıyla CHP Milletvekili Enis Berberoğlu tarafından Dündar’a verildiğinin tespit edildiği belirtilen mütalaada, yargılama izni alınan Berberoğlu hakkında açılan davanın da bu dava dosyasıyla birleştirildiği anlatılmıştı.
Berberoğlu’nun, Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli
kalması gereken bilgileri siyasal casusluk amacıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını sağlayarak, “FETÖ/PDY’ye yardım etmek” suçunu işlediği vurgulanan mütalaada, şu ifadeler kullanılmıştı: “Her ne kadar sanıklar Dündar ve Gül yönünden, ‘terör örgütüne üye olma’ suçu yönünden dosya ayrılsa da 15 Temmuz’daki kanlı darbe teşebbüsünde bulunulması süreçleri dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur. Kaldı ki Erzincan ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerince verilmiş FETÖ/PDY örgütünün silahlı terör örgütü olduğu yönünde yargı kararları bulunmaktadır. Bu itibarla sanıklar Can ve Gül’ün de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/7. maddesi yoluyla (örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır), 314/2 maddesi kapsamında kalan ‘silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde yapılan MİT tırlarına ilişkin haberlerin, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra, yasal meşru hükümeti her türlü illegal yöntemle devirmeyi ve çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY yapılanmasının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunu maniple ederek, meşru hükümeti baskı altına alıp çalışamaz hale getirmeyi, yine Türkiye’yi, ‘teröre destek veren ülke’ olarak yargılatmayı amaçladığı, bu şekilde siyasal hedeflere ulaşmak için yapılan yayının, siyasal casusluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık Enis Berberoğlu’nun, sanıklar Dündar ve Gül ile fikir ve eylem birliği içinde 29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarına ilişkin haber yapılıp görüntülerin ifşa edilmesi eylemleri sürecine bizzat iştirak ederek, atılı TCK’nın 330/1. maddesi kapsamında kalan, ‘devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yayınlayıp açıklamak’ suçunu işlediği anlaşılmıştır.”
GAZETECİ KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ
Uzun yıllar Hürriyet gazetesinde Genel Yayın Yönetmenliği dahil çeşitli görevlerde bulunan Enis Berberoğlu, 2014 yılında aktif gazeteciliği bırakarak CHP’ye katılmış ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak Meclis’e girmişti.
BERBEROĞLU ADLİYEDEN BÖYLE ÇIKARILDI
Tutuklanan Enis Berberoğlu’nun, 4 araçlık polis araç konvoyuyla adliyede çıkarılışı kameraya yansıdı. Mahkemenin kararının hemen sonra adliyeden önce Oya Berberoğlu’nun ayrıldığı görüldü. Ardından yaklaşık 40 dakika sonra da Enis Berberoğlu’nu cezaevine götüren polis araç konvoyu adliyeden çıkış yaptı.
İşte Türkiye’nin temiz plajları… İstanbul’da nerelerde denize girilir?
Okullar kapandı, yazlıkçılar plan yapmaya başladı. Eğer bu sene nerede denize gireceğinizi araştırıyorsanız, Türkiye'nin temiz sahillerini tek tek bulabileceğiniz bu haritaya bakarak kendinize deniz tatili rotası çıkarabilirsiniz. Peki İstanbul'da kalanlar hafta sonu serinlemek için nerelere gidecek? İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Dr. Abdullah Emre Güner, İstanbul'da 85 yüzme alanı belirlediklerini açıkladı.
2017 yılı için yüzme alanları belirlendi. http://yuzme.saglik.gov.tr/ sitesinden ayrıntılı olarak Türkiye’nin denize girilebilecek tüm noktaları bulabilirsiniz.
İstanbul’da 85 noktada denize girilebileceğini açıklayan Dr. Güner, “Halkımızın, İl Yüzme Suyu Komisyonunca belirlenmiş ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca yayınlanmış yüzmeye açıkça izin verilen veya yüzmenin yasaklanmadığı alanları tercih etmesi, sağlık ve güvenlikleri açısından büyük önem arz ediyor.” dedi.
2017 yılı için yüzme alanları belirlendi. http://yuzme.saglik.gov.tr/ sitesinden ayrıntılı olarak Türkiye’nin denize girilebilecek tüm noktaları bulabilirsiniz.
İstanbul’da 85 noktada denize girilebileceğini açıklayan Dr. Güner, “Halkımızın, İl Yüzme Suyu Komisyonunca belirlenmiş ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca yayınlanmış yüzmeye açıkça izin verilen veya yüzmenin yasaklanmadığı alanları tercih etmesi, sağlık ve güvenlikleri açısından büyük önem arz ediyor.” dedi.
10 Haziran 2017 Cumartesi
Duayen gazeteci Doğan Heper hayatını kaybetti
Türk basınının duayen kalemi Doğan Heper, tedavi gördüğü hastanede bugün hayata gözlerini yumdu. 53 yılı Milliyet'te geçen Heper geride, binlerce yazılık bir kütliyatla basın tarihine geçen bir hayat öyküsü bıraktı...
‘Memuriyette iki emekliliğe denk geliyor’ dediği 53 yılını Milliyet’te geçiren duayen kalem Doğan Heper, dün 80 yaşında tedavi gördüğü Florance Nightangale Hastesi’nde hayatını kaybetti.
1937 yılında İstanbul Aksaray’da doğan, Fatih’te büyüyen, Ataköy ve Moda’da yaşayan, Levent’te ise yaşlanan bir İstanbul beyefendisi olarak da tanınan Heper, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nü de bitirdi.
1964’te Abdi İpekçi’nin isteği ile Milliyet gazetesi kadrosuna girdi. Milliyet’te Abdi İpekçi’den sonra en uzun süre genel yayın yönetmenliğinde bulundu. Muhabirlik, sayfa sekreterliği, sorumlu müdürlük, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, murahhas üyelik, icra kurulu başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği, Doğan Medya Grubu yayın konseyi üyeliği ve yazarlık dahil gazetede hemen her birimde görev aldı.
Milliyet’le özdeşleşen gazetecilik yaşamını 3 yıl önce kaleme aldığı ‘Milliyet’le 50 yıl’ kitabında toplayan Heper, meslekte yaşadıklarını gelecek kuşaklara aktaracak önemli bilgileri okuyucuyla paylaşmıştı.
“Gazetecilerin bir eksiği var. Okurlar bizi yazdıklarımızla, haberlerimizle, köşe yazılarımızla tanıyorlar. Ama gazetenin içini bilmiyorlar” sözleriyle kaleme aldığı kitabı anlatan Heper, “Onlara göstermek faydalı mı, faydasız mı, o ayrı bir münakaşa konusu. Ama gazetenin dışını gösterdiğimiz kadar içini de göstermeliyiz” diyordu. Milliyet’te yaşadıklarını yazarken, “Yanlış yapmamanın şartı olayların yaşandığı sırada not almak” sözleriyle aktaran Heper, “Olay işlendiği zaman not alınırsa yanlış az olur. Bu hataların az olması için vaktinde not almak lazım. Eğer almasaydım Kitap atmasyon olurdu, amiyane tabirle” demişti.
“3 AYRI BASKI TÜRÜNÜ GÖRDÜM”
Kitapta Turhan Aytul, HASAN Pulur ve Abdi İpekçi zamanında günümüz teknik imkanlarının olmadığını anlatan Heper, “Biz emeğimizi vererek, mürettiphanelere inerek çalışırdık. Yeni nesil bu çalışmaları bilmez. Biz üç ayrı baskı tipini gördük. Kurşun kalıp, ofset, şimdiki elektronik sistem. O zaman kurşun kalıp vardı. Turhan Aytul benim cumartesi-pazar da, akşamları da çalıştığımı görüyordu. Turhan Aytul’a Bâbıâli'deki işine bağlılığından dolayı Deli Turhan deniyordu, öyle olduğu halde benim çok çalışmama acıdığı için Hasan Pulur'a bunu söylemişti, ‘Doğan çıldıracak, bir şey yapmamız lazım’ diye” ifadelerini kullanmıştı.
“KESİN BOŞARDI”
Yoğun çalışma temposunu “Başkasının karısı olsa kesin boşardı” sözleriyle anlatan Heper, “Bu çalışma düzenine, bu evden uzaklaşma, senelik iznini az yapma düzenine başka kadın katlanamaz. Eşimle 43 senedir beraberiz, başka bir kadın olsa boşanırdı. Ben bu hayattan memnunum, memnun olmasam zaten bu kadar sürmez. Arkadaşlarla iyi geçinmek, patronla iyi geçinmek bizim şiarımızdı” ifadelerini kullanmıştı.
‘Memuriyette iki emekliliğe denk geliyor’ dediği 53 yılını Milliyet’te geçiren duayen kalem Doğan Heper, dün 80 yaşında tedavi gördüğü Florance Nightangale Hastesi’nde hayatını kaybetti.
1937 yılında İstanbul Aksaray’da doğan, Fatih’te büyüyen, Ataköy ve Moda’da yaşayan, Levent’te ise yaşlanan bir İstanbul beyefendisi olarak da tanınan Heper, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nü de bitirdi.
1964’te Abdi İpekçi’nin isteği ile Milliyet gazetesi kadrosuna girdi. Milliyet’te Abdi İpekçi’den sonra en uzun süre genel yayın yönetmenliğinde bulundu. Muhabirlik, sayfa sekreterliği, sorumlu müdürlük, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, murahhas üyelik, icra kurulu başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği, Doğan Medya Grubu yayın konseyi üyeliği ve yazarlık dahil gazetede hemen her birimde görev aldı.
Milliyet’le özdeşleşen gazetecilik yaşamını 3 yıl önce kaleme aldığı ‘Milliyet’le 50 yıl’ kitabında toplayan Heper, meslekte yaşadıklarını gelecek kuşaklara aktaracak önemli bilgileri okuyucuyla paylaşmıştı.
“Gazetecilerin bir eksiği var. Okurlar bizi yazdıklarımızla, haberlerimizle, köşe yazılarımızla tanıyorlar. Ama gazetenin içini bilmiyorlar” sözleriyle kaleme aldığı kitabı anlatan Heper, “Onlara göstermek faydalı mı, faydasız mı, o ayrı bir münakaşa konusu. Ama gazetenin dışını gösterdiğimiz kadar içini de göstermeliyiz” diyordu. Milliyet’te yaşadıklarını yazarken, “Yanlış yapmamanın şartı olayların yaşandığı sırada not almak” sözleriyle aktaran Heper, “Olay işlendiği zaman not alınırsa yanlış az olur. Bu hataların az olması için vaktinde not almak lazım. Eğer almasaydım Kitap atmasyon olurdu, amiyane tabirle” demişti.
“3 AYRI BASKI TÜRÜNÜ GÖRDÜM”
Kitapta Turhan Aytul, HASAN Pulur ve Abdi İpekçi zamanında günümüz teknik imkanlarının olmadığını anlatan Heper, “Biz emeğimizi vererek, mürettiphanelere inerek çalışırdık. Yeni nesil bu çalışmaları bilmez. Biz üç ayrı baskı tipini gördük. Kurşun kalıp, ofset, şimdiki elektronik sistem. O zaman kurşun kalıp vardı. Turhan Aytul benim cumartesi-pazar da, akşamları da çalıştığımı görüyordu. Turhan Aytul’a Bâbıâli'deki işine bağlılığından dolayı Deli Turhan deniyordu, öyle olduğu halde benim çok çalışmama acıdığı için Hasan Pulur'a bunu söylemişti, ‘Doğan çıldıracak, bir şey yapmamız lazım’ diye” ifadelerini kullanmıştı.
“KESİN BOŞARDI”
Yoğun çalışma temposunu “Başkasının karısı olsa kesin boşardı” sözleriyle anlatan Heper, “Bu çalışma düzenine, bu evden uzaklaşma, senelik iznini az yapma düzenine başka kadın katlanamaz. Eşimle 43 senedir beraberiz, başka bir kadın olsa boşanırdı. Ben bu hayattan memnunum, memnun olmasam zaten bu kadar sürmez. Arkadaşlarla iyi geçinmek, patronla iyi geçinmek bizim şiarımızdı” ifadelerini kullanmıştı.
Ünlü televizyoncu Doğan Bircan vefat etti
Geçtiğimiz yıl görkemli bir nikah töreni ile nikah masasına oturan diş hekimi, yapımcı ve TV program sunucusu Doğan Bircan, kalp krizi sonucu 32 yaşında yaşamını yitirdi.
Ses sanatçısı Onur Akay, İnstagram hesabından Doğan Bircan'ın vefat ettiğini duyurdu. 32 yaşındaki ünlü televizyoncunun kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Akay, cenaze bilgilerini de paylaştı.
Söz konusu paylaşım şöyle:
"Üzüntümüz büyük! Geçen sene evlenen 32 yaşındaki televizyon programcısı ve sunucusu arkadaşımız Doğan Bircan'ı, kalp krizi nedeniyle kaybettik. Aynı zamanda diş hekimi olan Bircan'ın cenazesi, cumartesi günü öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedilecektir. Sevenlerine sabır dilerim."
Doğan Bircan, sağlık konularında çok sayıda programa konuk olmuş ve özel kanallarda sağlık programı sunuculuğu yapmıştı.
Ses sanatçısı Onur Akay, İnstagram hesabından Doğan Bircan'ın vefat ettiğini duyurdu. 32 yaşındaki ünlü televizyoncunun kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Akay, cenaze bilgilerini de paylaştı.
Söz konusu paylaşım şöyle:
"Üzüntümüz büyük! Geçen sene evlenen 32 yaşındaki televizyon programcısı ve sunucusu arkadaşımız Doğan Bircan'ı, kalp krizi nedeniyle kaybettik. Aynı zamanda diş hekimi olan Bircan'ın cenazesi, cumartesi günü öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası, Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedilecektir. Sevenlerine sabır dilerim."
Doğan Bircan, sağlık konularında çok sayıda programa konuk olmuş ve özel kanallarda sağlık programı sunuculuğu yapmıştı.
9 Haziran 2017 Cuma
Yine bir köpek katliamı!
Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'nde kimliği belirsiz kişilerce yine bir köpek katliamı yapıldı. Zehirlenen köpeklerin leşi, ilçe dışına atıldı
Ayvalık ilçe merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Teknik Güçbirliği Sitesine giden zeytinlik arazi yanındaki yolda, katledilen 7 köpeğin leşini gören Halil Koç, belediyeye haber verdi. Gelen ekipler, köpeklerin leşini gömülmek üzere götürdü.
Köpeklerden birinin kulağındaki küpenin çıkarıldığını belirten Halil Koç, “Köpeklerin başka yerde zehirlenmiş, buraya atıldığını sanıyorum. O civarda 20’ye yakın köpek var çünkü. Site sakinleri yemek verip besliyorlarmış. Kimler tarafından neden zehirlendiği bulunsun” dedi.
Ayvalık Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü de yaptığı yazılı açıklamada, “Küpesiz köpekler bölgeye yeni atılmış. Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü olarak bölgeye hemen intikal ettik. Fakat köpekler için artık çok geçti.Araştırmalarımız sonrası köpeklerin yüksek ihtimalle fare zehriyle zehirlendiği kanısına vardık. İncelemelerimiz bitince sorumlular hakkında yasal işlem başlatacağız ve bu tarz yer değiştirmelerin, atılmaların ve zehirlenmelerin peşini bırakmayacağız” denildi. DHA
Ayvalık ilçe merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Teknik Güçbirliği Sitesine giden zeytinlik arazi yanındaki yolda, katledilen 7 köpeğin leşini gören Halil Koç, belediyeye haber verdi. Gelen ekipler, köpeklerin leşini gömülmek üzere götürdü.
Köpeklerden birinin kulağındaki küpenin çıkarıldığını belirten Halil Koç, “Köpeklerin başka yerde zehirlenmiş, buraya atıldığını sanıyorum. O civarda 20’ye yakın köpek var çünkü. Site sakinleri yemek verip besliyorlarmış. Kimler tarafından neden zehirlendiği bulunsun” dedi.
Ayvalık Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü de yaptığı yazılı açıklamada, “Küpesiz köpekler bölgeye yeni atılmış. Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü olarak bölgeye hemen intikal ettik. Fakat köpekler için artık çok geçti.Araştırmalarımız sonrası köpeklerin yüksek ihtimalle fare zehriyle zehirlendiği kanısına vardık. İncelemelerimiz bitince sorumlular hakkında yasal işlem başlatacağız ve bu tarz yer değiştirmelerin, atılmaların ve zehirlenmelerin peşini bırakmayacağız” denildi. DHA
4 Haziran 2017 Pazar
Londra'da terör! 3'ü saldırgan 9 kişi öldü, 48 kişi yaralandı
İngiltere Manchester'daki konser alanına düzenlenen terör saldırısının üzerinden 2 hafta bile geçmeden yeni bir saldırının hedefi oldu. Başkent Londra 'da bir minibüs, Londra Köprüsü üzerindeki yayaların arasına daldı. Saldırganlar daha sonra bir restorana gidip bıçakla müşterilere saldırdı. 8 dakika süren saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 3 saldırgan polis tarafından öldürüldü.
İngiltere Manchester'daki terör saldırısının üzerinden 2 hafta geçmeden yine terörün hedefi oldu.
Başkent Londra'da dün gece 3 saldırgan araçlarını yayaların üzerine sürdükten sonra bıçaklı saldırı gerçekleştirdi. Terör saldırısında 6 kişi yaşamını yitirirken, 48 kişi de yaralandı. 3 saldırgan polis tarafından vurularak öldürüldü.
Londra Köprüsü üzerinde beyaz bir minibüs yerel saatle 22.00'de köprü üzerinde yürüyen yayaların arasına daldı ve daha sonra araçtaki 3 saldırgan Borogh Market'te bir restoranda bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Saldırıda 6 kişinin öldüğünü ve 48 kişinin yaralandığını duyuran Londra polisi, Londra Köprüsü'nde yaşanan olayın yanısıra Borough Market ve Vauxhall'da yaşanan olaylara da müdahale edildiğini açıkladı.
İngiliz polisi, 3 saldırganın vurularak öldürüldüğünü duyurdu.
Londra Köprüsü ve Borough Market'te 8 dakika süren terör saldırısı sonrası İngiliz polisi bomba ihbarı üzerine bölgedekilerin evlerini terk etmesini istedi.
LONDRA POLİSİ: ÜÇÜNCÜ OLAY BAĞLANTILI DEĞİL
Emniyet yetkilileri, Londra Köprüsü yakınlarındaki Vauxhall bölgesinde üçüncü bir olayın daha yaşandığını, olaya polis ekiplerinin müdahale ettiğini duyurmuştu. Fakat daha sonra yapılan açıklamada üçüncü olayın ilk iki saldırıyla bağlantılı olmadığı bilgisi verildi.
İNGİLTERE BAŞKANI MAY: TERÖR SALDIRI OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ
Olayla ilgili bilgi aldıktan sonra kısa bir açıklamada bulunan İngiltere Başbakanı Theresa May, "Olayı terör saldırısı olarak değerlendiriyoruz" dedi. May, bu sabah acil güvenlik toplantısı yapacak.
Başbakan May'in Muhafazakar Partisi Londra'daki terör saldırısı sonrası seçim kampanyasını askıya aldığını duyurdu.
Saldırıdan sonra May ile ABD Başkanı Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmede ikili, saldırıya ilişkin fikir alışverişinde bulundu.
TRUMP: İNGİLTERE'NİN YANINDAYIZ
ABD Başkanı Trump'ın da danışmanlarından olaya dair bilgi aldığı öğrenildi. Trump, Twitter'dan yaptığı açıklamada "İngiltere'nin yanındayız" mesajı verdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İngiltere Başbakanı Theresa May'i telefonla arayarak, Londra'daki terör saldırısı nedeniyle taziyelerini ilettiği bildirildi.
Beyaz Saray, Trump'ın May'le gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Trump'ın terör saldırısının ardından May'le telefonla konuştuğu belirtilerek, "Başkan, 3 Haziran'da Londra'da gerçekleştirilen vahşi terör saldırısı nedeniyle taziyelerini iletti." ifadelerine yer verildi. (Kaynak:ntvmsnc)
İngiltere Manchester'daki terör saldırısının üzerinden 2 hafta geçmeden yine terörün hedefi oldu.
Başkent Londra'da dün gece 3 saldırgan araçlarını yayaların üzerine sürdükten sonra bıçaklı saldırı gerçekleştirdi. Terör saldırısında 6 kişi yaşamını yitirirken, 48 kişi de yaralandı. 3 saldırgan polis tarafından vurularak öldürüldü.
Londra Köprüsü üzerinde beyaz bir minibüs yerel saatle 22.00'de köprü üzerinde yürüyen yayaların arasına daldı ve daha sonra araçtaki 3 saldırgan Borogh Market'te bir restoranda bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Saldırıda 6 kişinin öldüğünü ve 48 kişinin yaralandığını duyuran Londra polisi, Londra Köprüsü'nde yaşanan olayın yanısıra Borough Market ve Vauxhall'da yaşanan olaylara da müdahale edildiğini açıkladı.
İngiliz polisi, 3 saldırganın vurularak öldürüldüğünü duyurdu.
Londra Köprüsü ve Borough Market'te 8 dakika süren terör saldırısı sonrası İngiliz polisi bomba ihbarı üzerine bölgedekilerin evlerini terk etmesini istedi.
LONDRA POLİSİ: ÜÇÜNCÜ OLAY BAĞLANTILI DEĞİL
Emniyet yetkilileri, Londra Köprüsü yakınlarındaki Vauxhall bölgesinde üçüncü bir olayın daha yaşandığını, olaya polis ekiplerinin müdahale ettiğini duyurmuştu. Fakat daha sonra yapılan açıklamada üçüncü olayın ilk iki saldırıyla bağlantılı olmadığı bilgisi verildi.
İNGİLTERE BAŞKANI MAY: TERÖR SALDIRI OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ
Olayla ilgili bilgi aldıktan sonra kısa bir açıklamada bulunan İngiltere Başbakanı Theresa May, "Olayı terör saldırısı olarak değerlendiriyoruz" dedi. May, bu sabah acil güvenlik toplantısı yapacak.
Başbakan May'in Muhafazakar Partisi Londra'daki terör saldırısı sonrası seçim kampanyasını askıya aldığını duyurdu.
Saldırıdan sonra May ile ABD Başkanı Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmede ikili, saldırıya ilişkin fikir alışverişinde bulundu.
TRUMP: İNGİLTERE'NİN YANINDAYIZ
ABD Başkanı Trump'ın da danışmanlarından olaya dair bilgi aldığı öğrenildi. Trump, Twitter'dan yaptığı açıklamada "İngiltere'nin yanındayız" mesajı verdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İngiltere Başbakanı Theresa May'i telefonla arayarak, Londra'daki terör saldırısı nedeniyle taziyelerini ilettiği bildirildi.
Beyaz Saray, Trump'ın May'le gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Trump'ın terör saldırısının ardından May'le telefonla konuştuğu belirtilerek, "Başkan, 3 Haziran'da Londra'da gerçekleştirilen vahşi terör saldırısı nedeniyle taziyelerini iletti." ifadelerine yer verildi. (Kaynak:ntvmsnc)
3 Haziran 2017 Cumartesi
Ukrayna'ya pasaportsuz seyahat bugün başladı
Ukrayna ile Türkiye arasında pasaportsuz seyahat uygulamasının bugün resmen başlayacağı açıklandı.
Ukraynanın Ankara Büyükelçisi Andrey Sibiga, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna ile Türkiye arasında çipli kimlik kartlarıyla karşılıklı pasaportsuz seyahat uygulamasının bugün resmen başlayacağını duyurdu.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Vatandaşların Karşılıklı Seyahatlerine İlişkin Usullere Dair Anlaşma, 14 Mart 2017 tarihinde Ankarada Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Mehmet Samsar ile Ukraynanın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga tarafından imzalanmıştı.
Ukrayna, uygulamayı 17 Mayıs, Türkiye 20 Mayıs tarihinde onaylamıştı.DHA
Ukraynanın Ankara Büyükelçisi Andrey Sibiga, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna ile Türkiye arasında çipli kimlik kartlarıyla karşılıklı pasaportsuz seyahat uygulamasının bugün resmen başlayacağını duyurdu.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Vatandaşların Karşılıklı Seyahatlerine İlişkin Usullere Dair Anlaşma, 14 Mart 2017 tarihinde Ankarada Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Mehmet Samsar ile Ukraynanın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga tarafından imzalanmıştı.
Ukrayna, uygulamayı 17 Mayıs, Türkiye 20 Mayıs tarihinde onaylamıştı.DHA
Bosch bazı ev aletleri için uyardı: Patlayabilir!
Bosch kendi üretimi olan bazı eski ev aletleri hakkında bir uyarı yayınladı. Eski model bazı gazlı fırınlar ve ocaklar için nadir de olsa patlama görülebileceği bildirildi.
Dünyaca ünlü beyaz eşya markası Bosch kendi internet sitesi üzerinden yayınladığı uyarıyla bazı eski ev aletlerinin patlayabileceği uyarısında bulundu. “Potansiyel patlama riski” başlıklı uyarı birçok kullanıcıyı endişelendirdi.
BOSCH’DAN PATLAMA UYARISI
Bosch aşağıdaki uyarıyla ilgili ürünleri kullananların dikkatli olmasını talep etti;
Türkiye’de, aşağıdaki dönemde üretilmiş ve belirtilen özellikteki gazlı pişirme cihazları kampanya kapsamındadır: Ocak 2009-Ekim 2011 yılları arasında üretilmiş solo gazlı fırın, ankastre gazlı ocak ve LPG'li set üstü ocak ile Ocak 2004-Ekim 2011 tarihlerinde üretilmiş doğal gazlı set üstü ocak ve bunlara ilaveten Ocak 2004 tarihinden Ekim 2011 tarihine kadar gaz dönüşüm işlemine tabi tutulmuş tüm gazlı pişiriciler.
Bazı durumlarda, gaz sızıntısı kontrol edilemeyen bir şekilde gerçekleşebilir ve son derece nadir durumlarda bir patlama riski ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, monte edilen gaz bağlantı parçalarının olası hasarıdır.
Herhangi bir potansiyel tehlikenin önüne geçmek amacıyla, kampanya kapsamına giren cihaz sahipleri, derhal cihaza gelen gazı kesmeli ve bağlantı parçaları değiştirilene kadar cihazı kullanmamalıdır.
BSH, tüm listelenmiş gazlı pişirme cihazları sahiplerine, cihazlarının bu güvenlik kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme çağrısında bulunmaktadır. BSH, kampanya kapsamına giren tüm cihaz sahiplerine, yetkili bir servis teknisyeni tarafından cihaz sahibinin evinde ücretsiz gaz bağlantı parçası değişimi hizmeti sunmaktadır.
Neden olduğumuz tüm rahatsızlıklardan ötürü özür dileriz ve anlayışınız ve sabrınız için size teşekkür ederiz. Cihazınızın kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme konusunda sorunlar yaşamanız veya başka bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayın.
İlgili duyuruyla ilgili detaylı bilgi için buraya aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:
Dünyaca ünlü beyaz eşya markası Bosch kendi internet sitesi üzerinden yayınladığı uyarıyla bazı eski ev aletlerinin patlayabileceği uyarısında bulundu. “Potansiyel patlama riski” başlıklı uyarı birçok kullanıcıyı endişelendirdi.
BOSCH’DAN PATLAMA UYARISI
Bosch aşağıdaki uyarıyla ilgili ürünleri kullananların dikkatli olmasını talep etti;
Türkiye’de, aşağıdaki dönemde üretilmiş ve belirtilen özellikteki gazlı pişirme cihazları kampanya kapsamındadır: Ocak 2009-Ekim 2011 yılları arasında üretilmiş solo gazlı fırın, ankastre gazlı ocak ve LPG'li set üstü ocak ile Ocak 2004-Ekim 2011 tarihlerinde üretilmiş doğal gazlı set üstü ocak ve bunlara ilaveten Ocak 2004 tarihinden Ekim 2011 tarihine kadar gaz dönüşüm işlemine tabi tutulmuş tüm gazlı pişiriciler.
Bazı durumlarda, gaz sızıntısı kontrol edilemeyen bir şekilde gerçekleşebilir ve son derece nadir durumlarda bir patlama riski ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, monte edilen gaz bağlantı parçalarının olası hasarıdır.
Herhangi bir potansiyel tehlikenin önüne geçmek amacıyla, kampanya kapsamına giren cihaz sahipleri, derhal cihaza gelen gazı kesmeli ve bağlantı parçaları değiştirilene kadar cihazı kullanmamalıdır.
BSH, tüm listelenmiş gazlı pişirme cihazları sahiplerine, cihazlarının bu güvenlik kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme çağrısında bulunmaktadır. BSH, kampanya kapsamına giren tüm cihaz sahiplerine, yetkili bir servis teknisyeni tarafından cihaz sahibinin evinde ücretsiz gaz bağlantı parçası değişimi hizmeti sunmaktadır.
Neden olduğumuz tüm rahatsızlıklardan ötürü özür dileriz ve anlayışınız ve sabrınız için size teşekkür ederiz. Cihazınızın kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme konusunda sorunlar yaşamanız veya başka bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayın.
İlgili duyuruyla ilgili detaylı bilgi için buraya aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:
2 Haziran 2017 Cuma
"Vatan sağ olsun sağ olmasına da..."
Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan, Şırnak'ta yaşanan helikopter kazasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Ahmet Hakan'ın konuyla ilgili yazısı;
Biz esas oturup şu sorulara yanıt bulalım:
*
- Nasıl oluyor da... Bizde bu kadar kolay helikopter kazası olabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... Aynı helikopter modeli, üç ayrı kazaya karışabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... Helikopter, kalkıştan sadece üç dakika sonra yüksek gerilim tellerine takılabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... PKK’yı dize getiren beyin takımını bu kadar kolay kaybedebiliyoruz?
*
- Nasıl oluyor da... Hiç kimse “Bu kaza önlenemez miydi” sorusuna odaklanmıyor?
*
Nasıl oluyor da oluyor? Nasıl oluyor da oluyor? Nasıl oluyor da oluyor?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Biz esas oturup şu sorulara yanıt bulalım:
*
- Nasıl oluyor da... Bizde bu kadar kolay helikopter kazası olabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... Aynı helikopter modeli, üç ayrı kazaya karışabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... Helikopter, kalkıştan sadece üç dakika sonra yüksek gerilim tellerine takılabiliyor?
*
- Nasıl oluyor da... PKK’yı dize getiren beyin takımını bu kadar kolay kaybedebiliyoruz?
*
- Nasıl oluyor da... Hiç kimse “Bu kaza önlenemez miydi” sorusuna odaklanmıyor?
*
Nasıl oluyor da oluyor? Nasıl oluyor da oluyor? Nasıl oluyor da oluyor?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)