CHP eski Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal dün akşam saatlerinde üçüncü operasyonu geçirdi. Baykal'ın kafatasındaki basınç artışına müdahale edildi. Partinin doktor vekillerinden Metin Lütfi Baydar, Baykal'a yapılan son müdahaleye ilişkin açıklama yaptı. Baydar, cilt altı kanamasının kafatasına basınç yapmaması için ameliyathane ortamında operasyon gerçekleştirildiğini söyledi.Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, 'Deniz Bey’de maalesef kanama ve ödem en üst düzeyde gerçekleşiyor. Solunum desteği sağlanıyor. Bilinci kapalı olarak uyuyor. Ciddi bir durum bu. Ağır bir beyin hasarı ve o hayati tehlike her an var' diye konuştu. Gece saatlerinde ortaya atılan 'beyin ölümü gerçekleşti' iddialarına ise yalanlama geldi.
Hastanede tedavisi süren CHP milletvekili Deniz Baykal’a beyninde oluşan basınç nedeniyle ameliyathanede müdahale edildi edildi.
CHP’Lİ BAYDAR AÇIKLAMA YAPTI
CHP’nin doktor vekillerinden Metin Lütfi Baydar, Baykal’a yapılan son müdahaleye ilişkin açıklama yaptı. Baydar, “Bunu 3. operasyon olarak adlandırmayalım. Bu cilt altında olan kanamanın temizlenmesi amacıyla müdahale ameliyathane ortamında yapıldı” dedi.
Baydar, şu bilgileri verdi: “Kan sulandırcı kullanmamız lazım. Bu da kanamayı arttırıyor. Dengeyi sağlamamız lazım. Öyle dozda verilmesi lazım ki hem kanama olmaması ama stentin çalışması gerekiyor. İkisini sağlamamız gerekiyor. Doktorlar bilgisayarlı tomoğrafi tekniğiyle Deniz Bey’in durumunu takip ediyorlar.”
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ İDDİALARINA YALANLAMA
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin sosyal medyada birbiri ardına iddialar ortaya atıldı.
Önce Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Deniz Baykal'ın “beyin ölümünün gerçekleştiğini”, Spor sunucusu Emre Tilev de öldüğünü ileri sürdü.
İddialar üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklama yaptı.
Özel, sosyal medya hesabından yaptığı açıkamada “Doktorların son açıklamasından bu yana sağlık durumunda bir değişiklik yok” dedi.
KILIÇDAROĞLU ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İbn-i Sina Hastanesinde tedavisi süren Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı ziyaret etti. Deniz Baykal'ın durumu hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, çıkışta basın mensuplarına “Hekim arkadaşlar ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. Bütün dualarımız Deniz beyle beraber” ifadelerini kullandı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuna ilişkin son dakika açıklaması geldi. Ankara Üniversite rektörü Erkan İbiş “Olayın başından beri hayati tehlikesi vardı. Kanama ve ödem üstü düzeyde seyrediyor. Kendisine solunum desteği sağlanıyor.” dedi.
ERKAN İBİŞ SON DURUMU AÇIKLADI
Ankara Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Erkan İbiş, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal’ın son durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
İbiş şöyle dedi:
Beynindeki basıncı azaltmak için operasyon gerçekleşti. Cilt altında biriken kanın temizlenmesi ameliyathane ortamında yapıldı.
SOLUNUM DESTEĞİ SAĞLANIYOR
Solunum desteği sağlanıyor. Süreç içerisinde kendisinin bilinci kapalı olarak uyuyor. Beyni hasssas bir organ. şu ana kadar tablo içinde umutlarımızı koruyoruz. Bazı olumsuzluklar yaşadığımızı biliyorsunuz. Yoğun bakımda destek tedavisi devam edecek. Tomoğrafik görüntüler alınıyor. Farklı bulgu gelişebiliyor.”
İbiş gazetcilerin sorularını da yanıtladı:
Hayati tehlikesi var mı?
Hep bunu söyledik, olayın ilk başladığı anda hayati tehlikesi var zaten, çünkü hep dedik ki ciddi bir durum bu. Ağır bir beyin hasarı ve o hayati tehlike her an var. Yine de var elbette ki ama bu hastaneye geldiği anda da vardı. Yoğun bakımda, yoğun tedavi altında olma, ciddi bir durum olduğunun göstergesi.
Durumu ciddi mi?
Yoğun tedavi altında olmak zaten bunun ifadesi. Hastalığı ciddi. Tedavilerle o ciddi durumun ortadan kalkacağına inanıyoruz.
Felç durumu olabilir mi?
Süreç içerisinde ne gibi gelişme olacak, akciğerindeki enfeksiyon ne derece beynin yeterli oksijenlenmesine izin verecek. Bunları zaman içerisinde göreceğiz. Şimdiden ne söylersek aslında tahminden öteye gitmez ama o tahminler de değişik, farklı yorumlara yol açabilir. Bunun iyileşme periyodu da öyle kısa süreli, saatlerle, kısa günlerle olacak gibi görünmüyor. O yüzden de ‘ciddi' demekte yarar var. Uyandırma için zaman zaman denemeler yapılıyor.”
KAFATASINDAN 12 SANTİMLİK BÖLÜM ALINDI
Bu arada Baykal'ın kafatasından yaklaşık 12 santimlik bir bölümün de ödemin baskı yapmamasına yönelik çıkarıldığı öğrenildi.
BİLİNCİ KAPALI
Bilinç kapalı durumdfa. Öyle kalması da arkadaşların arzu ettiği bir durum. Her beyne dönük stres oksijen kullanıma yol açıyor ve hasar açabilir kaygısı taşınıyor.
STENT ÇALIŞIYOR
Baykal’ın tedavisini sürdüren doktorlar ise “Stent çalışıyor. Beyin dolaşımında sorun yok. Riskleri görüyoruz şu an. Şimdi onlarla mücadele etmeye çalışıyoruz” dedi.
Fransa seyahati sonrası gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal, beynindeki ödem nedeniyle sabah saatlerinde ameliyata alınmıştı.
Baykal’ın akşam saatlerinde tekrar beyin tomografisi çekildi ve beyninde oluşan basınç nedeniyle 3. kez ameliyata alındı.
CHP'Lİ VEKİLLER HASTANEYE AKIN ETTİ
Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesinde tedavisine devam edilen Deniz Baykal'ı CHP'li vekiller yalnız bırakmadı. Hastane önüne çok sayıda CHP'li milletvekili geldi. Sözcü
18 Ekim 2017 Çarşamba
17 Ekim 2017 Salı
Pargalı İbrahim'in mezarıyla ilgili önemli iddia
Kanuni Sultan Süleyman’ın 13 yıl vezirliğini yapan ve padişahın emriyle idam edilen Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın yüzyıllardır kesin olarak bilinmeyen mezarının, İstanbul Karaköy’de bir hanın bodrum katında, Koyun Baba Tekkesi olarak bilinen yerde olduğu iddia edildi.
Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın kudretli vezirlerinden Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın yıllardır tartışılan mezar yeri için yeni bir iddia ortaya atıldı. Türkiye’de olduğu kadar dünyada da ilgi uyandıran “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin ardından geniş kitlelerin tanıyıp merak ettiği “Pargalı İbrahim”in olduğu düşünülen mezar yeri için İstanbul Kabataş Fındıklı’da bulunan Canfeda Çıkmazı’ndaki kabir gösteriliyordu.
Pargalı’nın mezarının tespiti için 1 yılı aşkın süredir çalışma yapan Arkeolog Murat Sav, öncelikle iki kaynaktan yola çıktı. İstanbul hakkındaki çalışmalarıyla tanınan İhtifalci Mehmet Ziya Bey’in (1865-1930) “İstanbul ve Boğaziçi” isimli eserine göre, Pargalı’nın Galata’da bulunan Canfeda Tekkesi’ne defnenildiği ihtimali çok yüksekti. Ünlü tarihçi Solakzade Mehmed Hemdemi Efendi’nin (1590-1657) günümüze ulaşan eserlerine göre, Pargalı’nın Canfeda Tekkesi’nde gömülü yerinin belli olması için baş tarafına bir erguvan ağacı dikili. Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi de mezar için hem Galata’yı hem de Okmeydanı’nı işaret ediyordu.
CANFEDA TEKKESİ İKİ YERDE VAR
Arkeolog Murat Sav, vakıf kayıtlarında iki ayrı Canfeda Tekkesi’nin olduğunu belirledi. Biri Kabataş Fındıklı’da Canfeda Çıkmazı’nın olduğu yerde, diğeri de Galata’da (Karaköy), eski adıyla Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin yanında bulunuyordu.
Pargalı’nın yattığı yeri tespit etmek için Kabataş’taki mezarlıktan araştırmaya başlayan Sav, buradaki mezar taşlarını Türkçe’ye çevirtti. Pargalı’nın burada yattığını gösterir mezar taşı bulunmayan alandaki mezarlardan birinde Attar Hacı Süleyman’ın eşi Fâtıma Hanım’ın (1785) adı yer alırken, diğer mezarda da 1787 tarihi bulunuyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre bu mezarlık Canfeda (Feza) Baba Türbesi olarak geçerken, sadece 1787 tarihi olan ikinci mezarın da tekkenin kurucu şeyhine ait olma ihtimali ağırlık kazandı. Canfeda Tekkesi’nin faaliyetlerinin 1700’lü yılların sonlarına denk gelmesi, 1536’da ölen Pargalı’nın mezarının burada olmadığı görüşünü kuvvetlendirdi. Sav’a göre Kabataş bölgesi, Kanuni’nin, Boğaz’ı izleyen yol güzergâhında bulunuyordu ve mezarın bu güzergâhta olması mantıklı değildi.
‘MEZAR YERİ CAMİNİN YANINDA’ İDDİASI
Murat Sav’ın yaptığı araştırmaya göre bütün veriler, Karaköy’de (Galata) bulunan tekkeyi işaret etti. Arkeolog Sav, mezarın Karaköy’deki tekkede gömülü olduğunu gösterir delilleri nasıl bulduğunu şöyle anlattı: “Mezarın olduğunu tahmin ettiğimiz Canfeda (Koyun Baba) Tekkesi, Galata’da eski Feremeciler Sokağı’nda bulunuyor. Buradaki tekke, diğer adı eski Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin bitişiğinde. Cami, Pargalı’nın ölümünden hemen önce ve kendisi tarafından yaptırılmış. İnşaat 1536’da, İbrahim Paşa’nın ölüm yılında tamamlanıyor. Kayıtlarda Koyun Baba Tekkesi olarak geçen türbenin üzerine Bilginol Han yapılmış. Mezar bodrum katında. Türbe harap olsa da mezar korunmuş. Mezarın kime ait olduğunu gösterir mezar taşı yok. Zaten Koyun Baba Türbesi Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de bulunuyor.”
ŞİMDİ NE OLACAK?
Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Galata’da bulunan yer Koyun Baba Türbesi olarak görünüyor. Galata’daki bu yerin Pargalı İbrahim Paşa’ya ait olduğu kesinleşirse, Anıtlar Kurulu burayı tescil edebilir.
‘İTALYAN KÖKENLİ’
Gazete Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre Arkeolog Murat Sav, bu mezarın Pargalı’ya ait olma olasılığının çok yüksek olmasının nedenlerini şöyle anlatıyor: “Burası, türbe mimarisinde değil, tonozlu ve zindanı andıran bir yapıda. Muhtemelen mezar buraya taşındı. Hücre görünümündeki türbenin, buraya birileri tarafından gizlenmiş gibi bir hali var. Osmanlı döneminde de türbeye bir meyhanenin içinden geçilerek girilmesi, buranın Pargalı İbrahim’in mezarı olduğu ihtimalini güçlendiriyor. Pargalı’nın Galata’da gömülmesinin doğal sebeplerinden biri de Galata’nın tarih boyunca Latin kökenli tacirlerin merkezi oluşu ve paşanın da İtalyan kökenli oluşu sayılabilir.”
‘TÜRBE DEĞİL ZİNDAN’
Sav, şöyle devam etti: “Verilerin pek çoğu, İbrahim Paşa’nın mezarının, yaptırdığı ve adını taşıyan mescidin yanı başında olduğunu göstermekte. Buraya gittiğimde, tarihçilerin anlattıkları gibi dar bir koridorla karşılaştım. Hanın giriş kapısı kullanılarak, merdiven altındaki kapı vasıtasıyla türbeye giden koridora giriliyor. 8-10 metrelik koridordan sonra betonarmeden 8 basamakla sağ tarafa doğru çıkılıyor ki, türbenin giriş kapısıyla karşılaşıyorsunuz. Türbe, görünüm itibarıyla bir kemerin etrafının duvarlarla örülüp kapatılarak oluşturulmuş, oldukça küçük bir mekân. Tabut, iki duvar arasında bir sofa üzerinde bulunmakta. Aynı duvarın üst kısmında küçük bir pencere. Demir parmaklıklı ve dışardan da telle kapatılmış. Adeta bir zindan hücresi görüntüsüne sahip. Türbe, aslında bir türbe mekânı özelliklerine sahip değil.” Murat Sav, mezarın bir vatandaşın arsasının içinde olduğu da belirterek, kendisine inşaat ruhsatı verilip 1950’lerde onarıldığını söyledi.
‘DENİZE ATILMASI İNANDIRICI DEĞİL’
Sav, Pargalı’nın öldürülerek gömülmesiyle ilgili de şunları kaydetti: “Kaynaklarda, İbrahim Paşa’nın sarayda boğdurularak öldürüldüğü, bedeninin Topkapı Sarayı’ndan alınarak kayığa bindirildiği, gömülmesi için gizli bir yere götürüldüğü belirtilmekte. Paşa’nın bedeninin taşınmasıyla ilgili Nakkaş Osman tarafından bir minyatür yapılmış. Minyatürde, naaşın saray görevlilerince kayığa bindirildiği ve mezar yerine götürüldüğü betimlenmiş. Peki İbrahim Paşa nereye defnedildi? Hadikat’ül Vüzera ve Hovennesyon’a bakılırsa, paşa Canfeda Tekkesi’ne gömülmüş. Sicil-i Osmaniye kayıtlarına göre ise Okmeydanı’nda gömülmüş. Tarihçi Arthur Thomas’a göre de denize atılmış. Ancak Osmanlı Devleti’nde böyle bir örnek yok. Bu da denize atıldığına dair inancı etkisiz kılmakta.”
PARGALI DAMAT İBRAHİM PAŞA KİM?
Pargalı, Makbul ya da Frenk İbrahim Paşa olarak da bilinir. İtalyan asıllıdır. Önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış olan Pargalı’nın, onu tehlike olarak gören Kanuni tarafından dilsiz 4 cellada boğdurduğu bilinir.
DOĞUM: 1498 (Parga/Yunanistan)
ÖLÜMÜ: 15 Mart 1536 (İstanbul)
GÖREV SÜRESİ: 13 yıl (1523-1536)
GÖREVLERİ: Kapıağası, Hasodabaşı, Rumeli Beylerbeyi ve Vezir-i Azam, Serasker olmuştur.
EŞİ: Hatice Sultan (Kanuni’nin kız kardeşi) ve Muhsine Hatun.
Pargalı’nın mezarının tespiti için 1 yılı aşkın süredir çalışma yapan Arkeolog Murat Sav, öncelikle iki kaynaktan yola çıktı. İstanbul hakkındaki çalışmalarıyla tanınan İhtifalci Mehmet Ziya Bey’in (1865-1930) “İstanbul ve Boğaziçi” isimli eserine göre, Pargalı’nın Galata’da bulunan Canfeda Tekkesi’ne defnenildiği ihtimali çok yüksekti. Ünlü tarihçi Solakzade Mehmed Hemdemi Efendi’nin (1590-1657) günümüze ulaşan eserlerine göre, Pargalı’nın Canfeda Tekkesi’nde gömülü yerinin belli olması için baş tarafına bir erguvan ağacı dikili. Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi de mezar için hem Galata’yı hem de Okmeydanı’nı işaret ediyordu.
CANFEDA TEKKESİ İKİ YERDE VAR
Arkeolog Murat Sav, vakıf kayıtlarında iki ayrı Canfeda Tekkesi’nin olduğunu belirledi. Biri Kabataş Fındıklı’da Canfeda Çıkmazı’nın olduğu yerde, diğeri de Galata’da (Karaköy), eski adıyla Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin yanında bulunuyordu.
Pargalı’nın yattığı yeri tespit etmek için Kabataş’taki mezarlıktan araştırmaya başlayan Sav, buradaki mezar taşlarını Türkçe’ye çevirtti. Pargalı’nın burada yattığını gösterir mezar taşı bulunmayan alandaki mezarlardan birinde Attar Hacı Süleyman’ın eşi Fâtıma Hanım’ın (1785) adı yer alırken, diğer mezarda da 1787 tarihi bulunuyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarına göre bu mezarlık Canfeda (Feza) Baba Türbesi olarak geçerken, sadece 1787 tarihi olan ikinci mezarın da tekkenin kurucu şeyhine ait olma ihtimali ağırlık kazandı. Canfeda Tekkesi’nin faaliyetlerinin 1700’lü yılların sonlarına denk gelmesi, 1536’da ölen Pargalı’nın mezarının burada olmadığı görüşünü kuvvetlendirdi. Sav’a göre Kabataş bölgesi, Kanuni’nin, Boğaz’ı izleyen yol güzergâhında bulunuyordu ve mezarın bu güzergâhta olması mantıklı değildi.
‘MEZAR YERİ CAMİNİN YANINDA’ İDDİASI
Murat Sav’ın yaptığı araştırmaya göre bütün veriler, Karaköy’de (Galata) bulunan tekkeyi işaret etti. Arkeolog Sav, mezarın Karaköy’deki tekkede gömülü olduğunu gösterir delilleri nasıl bulduğunu şöyle anlattı: “Mezarın olduğunu tahmin ettiğimiz Canfeda (Koyun Baba) Tekkesi, Galata’da eski Feremeciler Sokağı’nda bulunuyor. Buradaki tekke, diğer adı eski Yağkapanı Camii olan Makbul İbrahim Paşa Camii’nin bitişiğinde. Cami, Pargalı’nın ölümünden hemen önce ve kendisi tarafından yaptırılmış. İnşaat 1536’da, İbrahim Paşa’nın ölüm yılında tamamlanıyor. Kayıtlarda Koyun Baba Tekkesi olarak geçen türbenin üzerine Bilginol Han yapılmış. Mezar bodrum katında. Türbe harap olsa da mezar korunmuş. Mezarın kime ait olduğunu gösterir mezar taşı yok. Zaten Koyun Baba Türbesi Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de bulunuyor.”
ŞİMDİ NE OLACAK?
Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Galata’da bulunan yer Koyun Baba Türbesi olarak görünüyor. Galata’daki bu yerin Pargalı İbrahim Paşa’ya ait olduğu kesinleşirse, Anıtlar Kurulu burayı tescil edebilir.
‘İTALYAN KÖKENLİ’
Gazete Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre Arkeolog Murat Sav, bu mezarın Pargalı’ya ait olma olasılığının çok yüksek olmasının nedenlerini şöyle anlatıyor: “Burası, türbe mimarisinde değil, tonozlu ve zindanı andıran bir yapıda. Muhtemelen mezar buraya taşındı. Hücre görünümündeki türbenin, buraya birileri tarafından gizlenmiş gibi bir hali var. Osmanlı döneminde de türbeye bir meyhanenin içinden geçilerek girilmesi, buranın Pargalı İbrahim’in mezarı olduğu ihtimalini güçlendiriyor. Pargalı’nın Galata’da gömülmesinin doğal sebeplerinden biri de Galata’nın tarih boyunca Latin kökenli tacirlerin merkezi oluşu ve paşanın da İtalyan kökenli oluşu sayılabilir.”
‘TÜRBE DEĞİL ZİNDAN’
Sav, şöyle devam etti: “Verilerin pek çoğu, İbrahim Paşa’nın mezarının, yaptırdığı ve adını taşıyan mescidin yanı başında olduğunu göstermekte. Buraya gittiğimde, tarihçilerin anlattıkları gibi dar bir koridorla karşılaştım. Hanın giriş kapısı kullanılarak, merdiven altındaki kapı vasıtasıyla türbeye giden koridora giriliyor. 8-10 metrelik koridordan sonra betonarmeden 8 basamakla sağ tarafa doğru çıkılıyor ki, türbenin giriş kapısıyla karşılaşıyorsunuz. Türbe, görünüm itibarıyla bir kemerin etrafının duvarlarla örülüp kapatılarak oluşturulmuş, oldukça küçük bir mekân. Tabut, iki duvar arasında bir sofa üzerinde bulunmakta. Aynı duvarın üst kısmında küçük bir pencere. Demir parmaklıklı ve dışardan da telle kapatılmış. Adeta bir zindan hücresi görüntüsüne sahip. Türbe, aslında bir türbe mekânı özelliklerine sahip değil.” Murat Sav, mezarın bir vatandaşın arsasının içinde olduğu da belirterek, kendisine inşaat ruhsatı verilip 1950’lerde onarıldığını söyledi.
‘DENİZE ATILMASI İNANDIRICI DEĞİL’
Sav, Pargalı’nın öldürülerek gömülmesiyle ilgili de şunları kaydetti: “Kaynaklarda, İbrahim Paşa’nın sarayda boğdurularak öldürüldüğü, bedeninin Topkapı Sarayı’ndan alınarak kayığa bindirildiği, gömülmesi için gizli bir yere götürüldüğü belirtilmekte. Paşa’nın bedeninin taşınmasıyla ilgili Nakkaş Osman tarafından bir minyatür yapılmış. Minyatürde, naaşın saray görevlilerince kayığa bindirildiği ve mezar yerine götürüldüğü betimlenmiş. Peki İbrahim Paşa nereye defnedildi? Hadikat’ül Vüzera ve Hovennesyon’a bakılırsa, paşa Canfeda Tekkesi’ne gömülmüş. Sicil-i Osmaniye kayıtlarına göre ise Okmeydanı’nda gömülmüş. Tarihçi Arthur Thomas’a göre de denize atılmış. Ancak Osmanlı Devleti’nde böyle bir örnek yok. Bu da denize atıldığına dair inancı etkisiz kılmakta.”
PARGALI DAMAT İBRAHİM PAŞA KİM?
Pargalı, Makbul ya da Frenk İbrahim Paşa olarak da bilinir. İtalyan asıllıdır. Önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış olan Pargalı’nın, onu tehlike olarak gören Kanuni tarafından dilsiz 4 cellada boğdurduğu bilinir.
DOĞUM: 1498 (Parga/Yunanistan)
ÖLÜMÜ: 15 Mart 1536 (İstanbul)
GÖREV SÜRESİ: 13 yıl (1523-1536)
GÖREVLERİ: Kapıağası, Hasodabaşı, Rumeli Beylerbeyi ve Vezir-i Azam, Serasker olmuştur.
EŞİ: Hatice Sultan (Kanuni’nin kız kardeşi) ve Muhsine Hatun.
Deniz Baykal ameliyata alındı!
Deniz Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili açıklama geldi. Yapılan açıklamada Baykal'ın beynindeki ödem nedeniyle ameliyata alındığı bildirildi.
Fransa seyahati sonrası yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal’ın, beynindeki ödem nedeniyle bu sabah saatlerinde yeniden ameliyata alındığı öğrenildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre Deniz Baykal’ın beyin tomografisinde ödem ve kanama artışı tespit edildi. Bu bulgular üzerine doktorlar ameliyat kararı aldı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuyla ilgili bir açıklama yapan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Baykal’a şu anda bir müdahale daha yapılıyor. Endişe edilecek bir noktada değiliz” dedi.
Fransa seyahati sonrası yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Deniz Baykal’ın, beynindeki ödem nedeniyle bu sabah saatlerinde yeniden ameliyata alındığı öğrenildi. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre Deniz Baykal’ın beyin tomografisinde ödem ve kanama artışı tespit edildi. Bu bulgular üzerine doktorlar ameliyat kararı aldı.
Deniz Baykal’ın sağlık durumuyla ilgili bir açıklama yapan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, “Baykal’a şu anda bir müdahale daha yapılıyor. Endişe edilecek bir noktada değiliz” dedi.
16 Ekim 2017 Pazartesi
Deniz Baykal hastaneye kaldırıldı
Fransa'dan dönüşünde gece yarısı ateşi yükselen Deniz Baykal, hastanede tedavi altına alındı. Yapılan ilk açıklamada, Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi. CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, sosyal medyadan yaptığı açıklamada Baykal'ın bir damarında pıhtılaşma olduğunu bildirdi. Baykal'a tıkanık damarın açılması için boynundan anjiyo yapıldığı öğrenildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Ankara Üniversitesi Rektörü'nü arayarak Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Fransa'nın Strasbourg kentinde temaslarını sürdürüyordu. Türkiye'ye dönen Baykal, gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. FOX TV'den İsmail Küçükkaya, Baykal'ın yüksek ateş ve zatürre başlangıcı nedeniyle tedavi altında tutulduğunu söylerken, AA'nın haberine göre, Deniz Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi.
'İYİ HABERLERİ BEKLİYORUZ'
CHP Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk, yaptığı açıklamada, 'Baykal önce özel bir hastaneye ardından İbni Sina Hastanesi’ne sevk edildi. Yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Doktorlarının verdiği bilgiye göre üst solunum yolu enfeksiyonu var. Tedavisi sürüyor. Gelecek iyi haberleri bekliyoruz' dedi.
YARKADAŞ SON BİLGİLERİ VERDİ
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da hastanede görüştüğü yetkililerden son bilgileri aktardı. Yarkadaş, Baykal'a bazı testler yapıldığını, bir damarında pıhtı tespit edildiğini ve hastanenin gerekli müdahaleyi yaptığını bildirdi. Baykal'ın tıkanan damarı için anjiyo yapıldığı öğrenildi.
Yarkadaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hastanenin yarım saat içinde konuyla ilgili bilgilendirme yapacağını da belirtti.
'HAYATİ TEHLİKESİ YOK'
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş'ten bir açıklama geldi. NTV canlı yayınına telefonla katılan Ateş, Baykal'ın hayati tehlikesi olmadığını söyledi. Baykal'ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal da hastanede bulunuyor.
'DAMAR AÇILDI, PIHTININ YARATTIĞI SORUNLAR GİDERİLDİ'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi. Şu anda durumu iyi. İşlem bitmek üzere, oradan da yoğun bakıma alıp ilaçla takip edecekler."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde bulunan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'i bu sabah telefonla aradı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Antalya Milletvekili Baykal'ın sağlığına ilişkin Prof. İbiş'ten bilgi aldığı, durumu yakından takip ettiği belirtildi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Fransa'nın Strasbourg kentinde temaslarını sürdürüyordu. Türkiye'ye dönen Baykal, gece yarısı yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. FOX TV'den İsmail Küçükkaya, Baykal'ın yüksek ateş ve zatürre başlangıcı nedeniyle tedavi altında tutulduğunu söylerken, AA'nın haberine göre, Deniz Baykal'ın Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alındığı öğrenildi.
'İYİ HABERLERİ BEKLİYORUZ'
CHP Antalya eski Milletvekili Tuncay Ercenk, yaptığı açıklamada, 'Baykal önce özel bir hastaneye ardından İbni Sina Hastanesi’ne sevk edildi. Yüksek ateş nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Doktorlarının verdiği bilgiye göre üst solunum yolu enfeksiyonu var. Tedavisi sürüyor. Gelecek iyi haberleri bekliyoruz' dedi.
YARKADAŞ SON BİLGİLERİ VERDİ
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da hastanede görüştüğü yetkililerden son bilgileri aktardı. Yarkadaş, Baykal'a bazı testler yapıldığını, bir damarında pıhtı tespit edildiğini ve hastanenin gerekli müdahaleyi yaptığını bildirdi. Baykal'ın tıkanan damarı için anjiyo yapıldığı öğrenildi.
Yarkadaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, hastanenin yarım saat içinde konuyla ilgili bilgilendirme yapacağını da belirtti.
'HAYATİ TEHLİKESİ YOK'
Baykal'ın sağlık durumuna ilişkin eski CHP Milletvekili Yılmaz Ateş'ten bir açıklama geldi. NTV canlı yayınına telefonla katılan Ateş, Baykal'ın hayati tehlikesi olmadığını söyledi. Baykal'ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal da hastanede bulunuyor.
'DAMAR AÇILDI, PIHTININ YARATTIĞI SORUNLAR GİDERİLDİ'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın sağlık durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: "Bir pıhtı sonucu damar tıkanıklığı söz konusuydu ancak yapılan anjiyoyla damar açıldı, o pıhtının yarattığı sorunlar giderildi. Şu anda durumu iyi. İşlem bitmek üzere, oradan da yoğun bakıma alıp ilaçla takip edecekler."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi yoğun bakım servisinde bulunan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'i bu sabah telefonla aradı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Antalya Milletvekili Baykal'ın sağlığına ilişkin Prof. İbiş'ten bilgi aldığı, durumu yakından takip ettiği belirtildi.
15 Ekim 2017 Pazar
Çevreyi kirletenlere 'Çekirdek Çitleyen Eşek'li heykel tepkisi
Heykeltraşlığıyla da ünlü Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen bu kez 'çevreyi kirletenler' için 'Çekirdek Çitleyen Eşek' heykeli yaptırdı. Başkan Yılmaz Büyükerşen, "Karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik" dedi.
Hoşnudiye Mahallesi Porsuk Çayı kıyısına Büyükşehir Belediyesi tarafından konulan bank üzerinde oturup çekirdek çitleyen eşek heykeli Eskişehir’de ilgi çekti. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in çevreyi kirletenlere esprili bir şekilde tepki göstermek amacıyla koydurduğu belirtilen ‘Çekirdek çitleyen eşek’ heykeli, sosyal medya da ilgi odağı oldu.
Bazı paylaşımcılar, Porsuk Çayı kıyısına oturanların çekirdek kabuklarını ve çöpleri yere attığını ifade ederek, Büyükerşen’in bu kişilere karşı çareyi böyle bir heykeli koymakta bulduğunu söyledi. Bazı kişiler de, Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığının ilk yıllarında Porsuk Çayı kıyısında oturanların çekirdek çitleyip kabuklarını çimlerin üzerine atmasına çok kızdığını belirterek, “O yıllarda Büyükerşen’in çekirdek çitleyen eşek heykeli yaptığı söyleniyordu. Ancak bu heykeli yıllardık görmedik. Sonunda Yılmaz hoca çok kızmış olacak ki çekirdek çitleyen heykeli getirip Porsuk Çayı kayısına koydurmuş” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’DEN AÇIKLAMA
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada çevre duyarlılığı için Porsuk Çayı kenarına yeni bir heykel konulduğu belirterek şöyle denildi: “Büyükşehir Belediyesi Porsuk Çayı ve çevresinin temizliğine dikkat çekmek amacıyla ‘Kovadan balık tutmak zorunda kalan dilenci’ heykelinden sonra yeni bir heykeli daha Porsuk kenarına yerleştirdi. Kabuklu yemişler yiyerek Porsuk ve çevresini kirletenler artık sahil kısmında ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli ile karşılaşacaklar. Yaz aylarında duyarlı Eskişehir halkından gelen şikayetler üzerine çevre temizliğine dikkat çekmek isteyen Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir’in en önemli simgelerinden biri olan Porsuk’un temiz tutulması için Adalar mevkiine ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli yerleştirdi. Porsuk kenarında çekirdek çitleyerek kabuklarını yere atarken resmedilmiş karikatürize edilmiş heykel, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.”
‘ÇEVRE TEMİZLİĞİNE MİZAHİ AÇIDAN DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİK’
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de açıklamasında, yıllar önce Porsuk Çayı’nın temiz tutulması amacıyla kovadan balık tutan dilenci heykelini hazırladıklarını söyleyerek “Vatandaşlarımızın büyük bir bölümü Porsuk’un değerini bildiğinden bu konuda çok hassas davranıyor. Onlardan gelen şikayetler üzerine karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” dedi. (DHA)
Hoşnudiye Mahallesi Porsuk Çayı kıyısına Büyükşehir Belediyesi tarafından konulan bank üzerinde oturup çekirdek çitleyen eşek heykeli Eskişehir’de ilgi çekti. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in çevreyi kirletenlere esprili bir şekilde tepki göstermek amacıyla koydurduğu belirtilen ‘Çekirdek çitleyen eşek’ heykeli, sosyal medya da ilgi odağı oldu.
Bazı paylaşımcılar, Porsuk Çayı kıyısına oturanların çekirdek kabuklarını ve çöpleri yere attığını ifade ederek, Büyükerşen’in bu kişilere karşı çareyi böyle bir heykeli koymakta bulduğunu söyledi. Bazı kişiler de, Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığının ilk yıllarında Porsuk Çayı kıyısında oturanların çekirdek çitleyip kabuklarını çimlerin üzerine atmasına çok kızdığını belirterek, “O yıllarda Büyükerşen’in çekirdek çitleyen eşek heykeli yaptığı söyleniyordu. Ancak bu heykeli yıllardık görmedik. Sonunda Yılmaz hoca çok kızmış olacak ki çekirdek çitleyen heykeli getirip Porsuk Çayı kayısına koydurmuş” dedi.
BÜYÜKŞEHİR’DEN AÇIKLAMA
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada çevre duyarlılığı için Porsuk Çayı kenarına yeni bir heykel konulduğu belirterek şöyle denildi: “Büyükşehir Belediyesi Porsuk Çayı ve çevresinin temizliğine dikkat çekmek amacıyla ‘Kovadan balık tutmak zorunda kalan dilenci’ heykelinden sonra yeni bir heykeli daha Porsuk kenarına yerleştirdi. Kabuklu yemişler yiyerek Porsuk ve çevresini kirletenler artık sahil kısmında ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli ile karşılaşacaklar. Yaz aylarında duyarlı Eskişehir halkından gelen şikayetler üzerine çevre temizliğine dikkat çekmek isteyen Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir’in en önemli simgelerinden biri olan Porsuk’un temiz tutulması için Adalar mevkiine ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli yerleştirdi. Porsuk kenarında çekirdek çitleyerek kabuklarını yere atarken resmedilmiş karikatürize edilmiş heykel, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.”
‘ÇEVRE TEMİZLİĞİNE MİZAHİ AÇIDAN DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİK’
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de açıklamasında, yıllar önce Porsuk Çayı’nın temiz tutulması amacıyla kovadan balık tutan dilenci heykelini hazırladıklarını söyleyerek “Vatandaşlarımızın büyük bir bölümü Porsuk’un değerini bildiğinden bu konuda çok hassas davranıyor. Onlardan gelen şikayetler üzerine karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” dedi. (DHA)
14 Ekim 2017 Cumartesi
Yeni MTV oranları! Hangi araç ne kadar ödeyecek?
Günlerdir beklenen motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen oranlar açıklandı. Motorlu Taşıt Vergisi'nde (MTV) zam oranı yüzde 40'tan yüzde 25'e çekildi. Zam 1300 cc altındaki araçlar için yüzde 15, üstü araçlar için ise yüzde 25 oldu.
Motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen yeni MTV oranları açıklandı. Maliye Bakanlığı yetkilileri verilen önergeyle getirilen yeni sistemi, "Önergeyle 1300 cc ve altı arabalar için yüzde 15 MTV artışı getiriyoruz.. 1300 cc üstü içinse yüzde 15 artı 10 puanlık artış öngörüyoruz" dedi. (Listede yer alan rakamlar en düşük rakamlar)
MOTOR HACMİ: 1300 cm³ ve aşağısı
ESKİ: 646
YENİ: 743
DEĞİŞİM (%): 15
MOTOR HACMİ: 1301-1600 cm³ arası
ESKİ: 1035
YENİ: 1294
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1601-1800 cm³ arası
ESKİ: 1827
YENİ: 2284
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1801-2000 cm³ arası
ESKİ: 2878
YENİ: 3598
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2001-2500 cm³ arası
ESKİ: 4317
YENİ: 5396
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2501-3000 cm³ arası
ESKİ: 6019
YENİ: 7524
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3001-3500 cm³ arası
ESKİ: 9166
YENİ: 11458
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3501-4000 cm³ arası
ESKİ: 14411
YENİ: 18014
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 4001 cm³ ve yukarısı
ESKİ: 23586
YENİ: 29483
DEĞİŞİM (%): 25
Motorlu taşıtlar vergisinde merak edilen yeni MTV oranları açıklandı. Maliye Bakanlığı yetkilileri verilen önergeyle getirilen yeni sistemi, "Önergeyle 1300 cc ve altı arabalar için yüzde 15 MTV artışı getiriyoruz.. 1300 cc üstü içinse yüzde 15 artı 10 puanlık artış öngörüyoruz" dedi. (Listede yer alan rakamlar en düşük rakamlar)
MOTOR HACMİ: 1300 cm³ ve aşağısı
ESKİ: 646
YENİ: 743
DEĞİŞİM (%): 15
MOTOR HACMİ: 1301-1600 cm³ arası
ESKİ: 1035
YENİ: 1294
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1601-1800 cm³ arası
ESKİ: 1827
YENİ: 2284
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 1801-2000 cm³ arası
ESKİ: 2878
YENİ: 3598
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2001-2500 cm³ arası
ESKİ: 4317
YENİ: 5396
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 2501-3000 cm³ arası
ESKİ: 6019
YENİ: 7524
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3001-3500 cm³ arası
ESKİ: 9166
YENİ: 11458
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 3501-4000 cm³ arası
ESKİ: 14411
YENİ: 18014
DEĞİŞİM (%): 25
MOTOR HACMİ: 4001 cm³ ve yukarısı
ESKİ: 23586
YENİ: 29483
DEĞİŞİM (%): 25
Mehmet Ali Şahin ikinci kez dünyaevine girdi
Eski Meclis Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, eski sekreteri Zuhal Fırat’la ikinci kez dünyaevine girdi.
Ankara Holiday Inn’deki törende çiftin şahitliklerini eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Öznur Çalık yaptı.
Törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ise törene katılmadı. Habertürk
Ankara Holiday Inn’deki törende çiftin şahitliklerini eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Öznur Çalık yaptı.
Törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ise törene katılmadı. Habertürk
Melih Gökçek'ten veda gibi sözler
Hakkında ‘istifa edeceği’ yönünde iddialarla gündemde olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’nın başkent oluşunun 94. yıldönümü programında yaptığı hizmetlerin sunumunu yaparken “Verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın başkent oluşunun 94. yıldönümü nedeniyle, Ankara Valiliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde özel program düzenlendi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı programda, son günlerde hakkında istifa iddiaları konuşulan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de “Eski Ankara, Yeni Ankara” isimli bir sunum yaptı.
VERİLEN İMKANLARLA BUNLARI YAPTI
Sunumun sonunda dikkat çekici ifadeler kullanan Gökçek, “Bu hizmetleri gerçekleştirdik, bu hizmetleri gerçekleştirirken özellikle Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma ve hükümetime teşekkürlerimi, şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Herşey imkan demektir, verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı programda, son günlerde hakkında istifa iddiaları konuşulan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de “Eski Ankara, Yeni Ankara” isimli bir sunum yaptı.
VERİLEN İMKANLARLA BUNLARI YAPTI
Sunumun sonunda dikkat çekici ifadeler kullanan Gökçek, “Bu hizmetleri gerçekleştirdik, bu hizmetleri gerçekleştirirken özellikle Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma ve hükümetime teşekkürlerimi, şükranlarımı bir kez daha sunuyorum. Herşey imkan demektir, verilen imkanlarla bunları yaptık. Ankara çok daha güzellerine layıktır. Bundan sonraki yıllarda çok daha güzel şeyler de yapılacaktır” dedi.
12 Ekim 2017 Perşembe
Bu ülkeye vatandaşlık sadece 44 Bitcoin
Avustralya'nın komşu adalarından biri olan Vanuatu yeni bir uygulama başlattı. Hükümetin aldığı kararla sadece 44 bitcoin karşılığında Vanuatu vatandaşı olma imkanı tanınıyor. AB ülkeleri ve İngiltere dahil 113 ülkeye vizesiz seyahat imkanı tanıyan Vanuatu çifte vatandaşlara düşük vergi sağlıyor.
Güney Pasifik’teki ufak bir ada dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Dünyada hala tartışılan sanal para birimini kullanan Vanuatu, sadece 44 bitcoin’e vatandaşlık vereceğini duyurdu. Şu sıralarda borsada 1 Bitcoin yaklaşık olarak 4.581 dolar iken Vanuatu’dan nakit vererek vatandaşlık almak için ise yaklaşık 200.000 doları gözden çıkarmak gerek.
Eski İngiliz kolonilerinden olan Vanuatu vatandaşları vizesiz bir şekilde 113 ülkeye gidebiliyor. Aralarında AB ülkeleri ve İngiltere’nin de bulunduğu yerlere ziyaret edebilen Vanuatulular vergiyi de dünya standartlarına göre oldukça düşük ödüyor. Özellikle çifte pasaport sahiplerinden gelir vergisi almayı şart koşmayan ülkede yeni teknolojilere adaptasyon olmak için böyle bir adım atıldığı belirtildi.
Güney Pasifik’teki ufak bir ada dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Dünyada hala tartışılan sanal para birimini kullanan Vanuatu, sadece 44 bitcoin’e vatandaşlık vereceğini duyurdu. Şu sıralarda borsada 1 Bitcoin yaklaşık olarak 4.581 dolar iken Vanuatu’dan nakit vererek vatandaşlık almak için ise yaklaşık 200.000 doları gözden çıkarmak gerek.
Eski İngiliz kolonilerinden olan Vanuatu vatandaşları vizesiz bir şekilde 113 ülkeye gidebiliyor. Aralarında AB ülkeleri ve İngiltere’nin de bulunduğu yerlere ziyaret edebilen Vanuatulular vergiyi de dünya standartlarına göre oldukça düşük ödüyor. Özellikle çifte pasaport sahiplerinden gelir vergisi almayı şart koşmayan ülkede yeni teknolojilere adaptasyon olmak için böyle bir adım atıldığı belirtildi.
11 Ekim 2017 Çarşamba
Hamaney: Çocuğunuza Türkçe öğretin
İran dini lideri Ayetullah Hamaney, Azeri bir anneye çocuğuna Türkçe öğretmesini söyledi.
Sputnik’in haberine göre sosyal medyaya İran dini lideri Ayetullah Hamaney'in küçük bir çocukla sohbet ettiği görüntüler yansıdı. Görüntülerde, çocuğun Hamaney'e üzerinde bir şeyler yazılı bir kağıt gösterdiği görülüyor. Kağıda bakan Hamaney ise çocuğa Farsça birkaç soru soruyor. Ardından da Azerbeycanca "Maşallah. Sen Türksün, ya Farssan?" (Maşallah. Türk müsün, Fars mı?) sorusunu yöneltiyor.
Bu soru üzerine araya giren anne, çocuğunun Türk olduğunu ancak Türki dil konuşmayı bilmediğini belirtiyor. Azeri kökenli Ayetullah ise "Okulda ve sokakta Farsça öğretiliyor. Siz de evde Türkçe öğretin, her ikisini de bilsin" yanıtını veriyor.
Sputnik’in haberine göre sosyal medyaya İran dini lideri Ayetullah Hamaney'in küçük bir çocukla sohbet ettiği görüntüler yansıdı. Görüntülerde, çocuğun Hamaney'e üzerinde bir şeyler yazılı bir kağıt gösterdiği görülüyor. Kağıda bakan Hamaney ise çocuğa Farsça birkaç soru soruyor. Ardından da Azerbeycanca "Maşallah. Sen Türksün, ya Farssan?" (Maşallah. Türk müsün, Fars mı?) sorusunu yöneltiyor.
Bu soru üzerine araya giren anne, çocuğunun Türk olduğunu ancak Türki dil konuşmayı bilmediğini belirtiyor. Azeri kökenli Ayetullah ise "Okulda ve sokakta Farsça öğretiliyor. Siz de evde Türkçe öğretin, her ikisini de bilsin" yanıtını veriyor.
9 Ekim 2017 Pazartesi
Türkiye'den ABD'ye vize misillemesi
ABD'nin Türkiye'ye yönelik aldığı vize kararının ardından Türkiye de Washington büyükelçiliği aracılığıyla ABD vatandaşlarının vize ve e-vize başvurularını askıya aldığını duyurdu.
ABD’nin Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıklaması üzerine Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği de “ABD’deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır” açıklaması yaptı
Konuyla ilgili ABD’deki Türk Diplomatik Misyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“Son zamanlarda yaşanan olaylar, Türk Hükümeti’ni, ABD Hükümeti’nin Türk misyonlarının tesislerinin ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır. Söz konusu değerlendirme sürecinde, ABD’deki Büyükelçiliğimize ve Başkonsolosluklarımıza gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla, şu andan itibaren geçerli olmak üzere, ABD’deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır."
Açıklamada, uygulamaya etiket vize, e-Vize Söz ve sınırda bandrol vize uygulamalarının da dahil olduğu kaydedildi.
GÜN İÇİNDE GELECEK UÇAKLARDAKİ ABD VATANDAŞLARINI ETKİLEMEYECEK
Türkiye'ye gün içinde gelecek uçaklardaki ABD vatandaşlarının, vize hizmetlerinin askıya alınmasından etkilenmeyeceği bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye'ye gün içerisinde gelecek uçaklardaki ABD vatandaşı yolcular vize işlemlerinin askıya alınmasından etkilenmeyecek.
ABD: TÜRKİYE'DEN VİZE BAŞVURULARI SÜRESİZ ASKIYA ALINDI
Daha önce ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de büyükelçilik ve konsolosluklara giden ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıklamıştı.
Silahlı terör örgütü FETÖ'nün 17/25 Aralık 2013'teki kumpasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un, haklarında dava açılan eski polis müdürleri ve firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca Topuz, ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından tutuklanmıştı.
Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı konuya tepki göstermişti. Türk Dışışileri Bakanlığı da Topuz'la ilgili olarak "25 Eylül 2017 tarihinde terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan söz konusu kişi ABD Konsolosluğu'nun resmi listesinde kayıtlı personeli olmadığı gibi, herhangi bir diplomatik veya konsüler bağışıklık sahibi de değildir." açıklamasını yapmıştı. (ntvmsnc)
Konuyla ilgili ABD’deki Türk Diplomatik Misyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
“Son zamanlarda yaşanan olaylar, Türk Hükümeti’ni, ABD Hükümeti’nin Türk misyonlarının tesislerinin ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır. Söz konusu değerlendirme sürecinde, ABD’deki Büyükelçiliğimize ve Başkonsolosluklarımıza gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla, şu andan itibaren geçerli olmak üzere, ABD’deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır."
Açıklamada, uygulamaya etiket vize, e-Vize Söz ve sınırda bandrol vize uygulamalarının da dahil olduğu kaydedildi.
GÜN İÇİNDE GELECEK UÇAKLARDAKİ ABD VATANDAŞLARINI ETKİLEMEYECEK
Türkiye'ye gün içinde gelecek uçaklardaki ABD vatandaşlarının, vize hizmetlerinin askıya alınmasından etkilenmeyeceği bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye'ye gün içerisinde gelecek uçaklardaki ABD vatandaşı yolcular vize işlemlerinin askıya alınmasından etkilenmeyecek.
ABD: TÜRKİYE'DEN VİZE BAŞVURULARI SÜRESİZ ASKIYA ALINDI
Daha önce ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de büyükelçilik ve konsolosluklara giden ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıklamıştı.
Silahlı terör örgütü FETÖ'nün 17/25 Aralık 2013'teki kumpasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un, haklarında dava açılan eski polis müdürleri ve firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca Topuz, ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından tutuklanmıştı.
Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı konuya tepki göstermişti. Türk Dışışileri Bakanlığı da Topuz'la ilgili olarak "25 Eylül 2017 tarihinde terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan söz konusu kişi ABD Konsolosluğu'nun resmi listesinde kayıtlı personeli olmadığı gibi, herhangi bir diplomatik veya konsüler bağışıklık sahibi de değildir." açıklamasını yapmıştı. (ntvmsnc)
ABD vize başvurularını askıya aldı
ABD Büyükelçiliği, "Türkiye'den vize başvuruları süresiz durduruldu" açıklamasında bulundu.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, büyükelçilik ve konsolosluklara giden ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıkladı.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliğince yapılan yazılı açıklamada, "Son zamanlarda yaşanan olaylar, ABD hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, söz konusu değerlendirme sürecinde büyükelçilik ve konsolosluklara gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla şimdiden geçerli olmak üzere, Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerinin askıya alındığı kaydedildi.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, büyükelçilik ve konsolosluklara giden ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıkladı.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliğince yapılan yazılı açıklamada, "Son zamanlarda yaşanan olaylar, ABD hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, söz konusu değerlendirme sürecinde büyükelçilik ve konsolosluklara gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla şimdiden geçerli olmak üzere, Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerinin askıya alındığı kaydedildi.
6 Ekim 2017 Cuma
Türkiye’nin ‘yabancı haritası’ açıklandı! İstanbul lider…
Güncellenen istatistiklere göre şu an Türkiye'de 3 milyon 208 bin 131 Suriyeli bulunuyor. İllere göre dağılımda ise İstanbul birinci, Şanlıurfa ikinci, Hatay ise üçüncü sırada.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde biyometrik kimlik verilerek kayıt altına alınan Suriyeli sayısını güncelledi. Buna göre Türkiye’de şu an kayıt altında bulunan 3 milyon 208 bin 131 Suriyeli var.
İLK SIRADA İSTANBUL VAR İZMİR 9: SIRADA
Kayıt altındaki Suriyelilerin yaşadığı kentlerin başında 511 bin 308 kişi ile İstanbul geliyor. İkinci sırada ise 445.584 ile Şanlıurfa bulunuyor.
Diğer iller ise şu şekilde;
Hatay – 416.589
Gaziantep – 341.649
Mersin – 166.332
Adana – 165.028
Kilis – 128.306
Bursa – 123.376
İzmir – 117.434
Kahramanmaraş – 95.431
Resmi rakamlara göre Suriyeliler de dahil Türkiye'de 4 milyon 500 bin göçmen barınıyor. Suriyelilerden sonra Türkiye'de en fazla Iraklı göçmenler bulunuyor.
Türkiye genelinde 250 bine yakın Iraklı göçmenin yaşadığı belirtiliyor. Göçmenlerin dışında 2017'de ikamet izniyle Türkiye'de bulunan yabancı sayısı da 591 bin 982. (sözcü.com.tr)
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde biyometrik kimlik verilerek kayıt altına alınan Suriyeli sayısını güncelledi. Buna göre Türkiye’de şu an kayıt altında bulunan 3 milyon 208 bin 131 Suriyeli var.
İLK SIRADA İSTANBUL VAR İZMİR 9: SIRADA
Kayıt altındaki Suriyelilerin yaşadığı kentlerin başında 511 bin 308 kişi ile İstanbul geliyor. İkinci sırada ise 445.584 ile Şanlıurfa bulunuyor.
Diğer iller ise şu şekilde;
Hatay – 416.589
Gaziantep – 341.649
Mersin – 166.332
Adana – 165.028
Kilis – 128.306
Bursa – 123.376
İzmir – 117.434
Kahramanmaraş – 95.431
Resmi rakamlara göre Suriyeliler de dahil Türkiye'de 4 milyon 500 bin göçmen barınıyor. Suriyelilerden sonra Türkiye'de en fazla Iraklı göçmenler bulunuyor.
Türkiye genelinde 250 bine yakın Iraklı göçmenin yaşadığı belirtiliyor. Göçmenlerin dışında 2017'de ikamet izniyle Türkiye'de bulunan yabancı sayısı da 591 bin 982. (sözcü.com.tr)
5 Ekim 2017 Perşembe
‘Adalet Yürüyüşü bir bedel ödemeydi'
Gazeteci Şükrü Küçükşahin, ‘Adalet İçin Yürümek’ isimli kitabında CHP’nin ‘Adalet Yürüyüşü’nün bilinmeyenlerini anlattı.
Küçükşahin, kitabında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dört tırnağının yürüyüşten sonra düştüğünü açıkladı. Kılıçdaroğlu, kitapta yer alan röportajında, “Bu yürüyüş aslında bir bedel ödemeydi. Adaleti sağlamak için bir bedel ödenmesi gerekiyordu” dedi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Şu bir gerçek eğer bir davaya inanıyorsanız ve o davanın önemli olduğunu kabulleniyorsanız fiziken ve ruhen önünüzde hiçbir zorluk olmadığını görüyorsunuz. Sonuçta görüyorsunuz ki insanlara bir şekilde ulaşmanız gerekiyor. O insanları bu noktaya getiren nedir, adalet isteyen birine hakaret etmek, küfretmek insanlıkla bağdaşmaz ama bu insanlar bu noktaya gelmişse o insanı bu noktaya taşıyanları yargılamak, sorgulamak gerekiyor. Öbür yandan perde arkasından bakan, el sallayanları da gördüm. Gizli gizli el sallayanlar, öne çok çıkmaya çekinerek el sallayanlar. İnsan seli içinde gidiyorsunuz. Şu çok önemli; slogan atıyorsunuz doğru, atılması gerekiyor o da doğru. İşte sizin o geniş kitlelere güç vermeniz lazım. Evet, biz birlikteyiz; birlikte hakkı, hukuku, adaleti bu ülkeye getireceğiz. Sloganın asıl amacı buydu. Oluşan güvenin, verdiği sorumluluk aslında söz konusu olan. Toplum size güveniyorsa, sorumluluğunuz arttı demektir. Biz de o sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundayız.”
4 TIRNAĞINI KAYBETTİ
O yürüyüşte herkes hastalanabilirdi, yürüyüşü terk edebilirdi. Herkes belli bir süre ara verip devam edebilirdi, bunların hepsi oldu ama benim ne hastalanmaya ne belli bir süre beklemeye ne de güzergâh dışında bir yere gidip bir gece ikâmet etmeye hakkım vardı. El ağrısı oluşmadı ama dört tırnakta sorun oldu.
Küçükşahin, kitabında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dört tırnağının yürüyüşten sonra düştüğünü açıkladı. Kılıçdaroğlu, kitapta yer alan röportajında, “Bu yürüyüş aslında bir bedel ödemeydi. Adaleti sağlamak için bir bedel ödenmesi gerekiyordu” dedi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Şu bir gerçek eğer bir davaya inanıyorsanız ve o davanın önemli olduğunu kabulleniyorsanız fiziken ve ruhen önünüzde hiçbir zorluk olmadığını görüyorsunuz. Sonuçta görüyorsunuz ki insanlara bir şekilde ulaşmanız gerekiyor. O insanları bu noktaya getiren nedir, adalet isteyen birine hakaret etmek, küfretmek insanlıkla bağdaşmaz ama bu insanlar bu noktaya gelmişse o insanı bu noktaya taşıyanları yargılamak, sorgulamak gerekiyor. Öbür yandan perde arkasından bakan, el sallayanları da gördüm. Gizli gizli el sallayanlar, öne çok çıkmaya çekinerek el sallayanlar. İnsan seli içinde gidiyorsunuz. Şu çok önemli; slogan atıyorsunuz doğru, atılması gerekiyor o da doğru. İşte sizin o geniş kitlelere güç vermeniz lazım. Evet, biz birlikteyiz; birlikte hakkı, hukuku, adaleti bu ülkeye getireceğiz. Sloganın asıl amacı buydu. Oluşan güvenin, verdiği sorumluluk aslında söz konusu olan. Toplum size güveniyorsa, sorumluluğunuz arttı demektir. Biz de o sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundayız.”
4 TIRNAĞINI KAYBETTİ
O yürüyüşte herkes hastalanabilirdi, yürüyüşü terk edebilirdi. Herkes belli bir süre ara verip devam edebilirdi, bunların hepsi oldu ama benim ne hastalanmaya ne belli bir süre beklemeye ne de güzergâh dışında bir yere gidip bir gece ikâmet etmeye hakkım vardı. El ağrısı oluşmadı ama dört tırnakta sorun oldu.
İstanbul'un 5 ilçesi yeni yerine taşınıyor...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’da Avrupa ve Anadolu Yakası olmak üzere 2 yeni dev bölge için çalışma başlattıklarını belirterek, “Kentsel dönüşümü depreme dayanaklı bu 2 bölge üzerinden yürüteceğiz. Avrupa Yakası’nda belirlediğimiz bölge içine 10-12 ilçeyi alacak büyüklükte ve nüfusu 1 milyon olacak. İlk etapta Esenler, Güngören, Bağcılar, Eyüp ve Sultangazi’yi buraya taşıyacağız” dedi.
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’da depreme dayanıklı iki büyük yeni ilçe için çalıştıklarını açıkladı. Hürriyet Ankara Büro’ya konuk olan Özhaseki, “Öyle askeri alanlar var ki, şehrin hafif kenarlarında, iki tane ağaç bile yok. İstanbul’da Avrupa Yakası’nda böyle bir alan tespit ettim. O tespit ettiğim alan kabul görürse, yeni bir şehir kurulur ve en az 10 ilçenin kentsel dönüşümünü orada yapabiliriz. Anadolu Yakası’nda da benzer bir yer tespit ettik” dedi. İstanbul’da kentsel dönüşümü bu 2 dev ilçe üzerinden yürütmeyi planladıklarını kaydeden Özhaseki şöyle konuştu:
1 MİLYON NÜFUS OLACAK
“İstanbul için özel bir birim kuruyoruz. Avrupa Yakası’nda belirlediğimiz yeni ilçe içine 10-12 ilçe alacak büyüklükte. Anadolu Yakası’ndaki de 8-10 ilçeyi alır. Biri askeri alan, diğeri o kadar askeri gözükmüyor. 1 ay içinde netleşecek. Benim kuracağım şehir Avrupa yakasında 1 milyon nüfuslu olacak. Hiçbir yükseltisi yok. Mahalle dokusunda olacak. Depreme karşı yıkılabilecek alanlarda oturanlar öncelikli olarak taşınacak, sosyal donatı alanları olarak kullanılması gereken ama işgalli olan yerdekiler- dere yataklarının içindekiler- ikinci halkada taşınacak, üçüncü etapta sağlık ocağı var ama üstünde 3 gecekondu var… Bunlar taşınacak. Depreme dayanıklı yeni bir ilçe çıkacak, böylece eski ilçeler de rahatlayacak.”
BAĞCILAR TAŞINACAK
Bu senenin sonuna kadar konuyla ilgili çalışacaklarını kaydeden Özhaseki, “Kendi ekibimle çalışıyorum. Sonra Bakanlar Kurulu’na anlatmalıyım, Cumhurbaşkanımıza anlatmalıyım. Sonra vatandaşa anlatmalıyız. İstanbul’da Esenler, Güngören, Bağcılar, Eyüp ve Sultangazi’nin olduğu çevreyi çok yakından ilgilendiriyor. İkinci halkada Fatih, Bahçelievler, sonra Avcılar en çok risk taşıyan yerler. En geç 5 yıl içinde yepyeni bir şehir çıkar” dedi. Yeni ilçelerin mimarisine de önem verdiklerini söyleyen Özhaseki, 10-15 mimarın konuyla ilgili çalıştığını ifade ederken, yeni ilçelerde zemin dahil en fazla 6 kata izin vereceklerini kaydetti. Özhaseki planladıkları çalışmaları yaparlarsa, 15 sene içinde deprem korkusunu bitirmek istediklerini de sözlerine ekledi.
DEPREM MALİYETİ 100 MİLYAR DOLAR
TÜRKİYE’nin topraklarının yüzde 66’sının deprem riski altında olduğunu ve nüfusun yüzde 71’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olduğunu ifade eden Özhaseki, “En büyük risk İstanbul’da. Deprem hocalarının hepsini okudum. İstanbul’da bir deprem var, en geç 2030’a geliyor. Hocalar ‘7 ve üstünde olur’ diyorlar” diye konuştu. Böyle bir durumda 100 milyar dolara yakın bir maliyet çıkacağını belirten Özhaseki, bu nedenle kentsel dönüşüm yasasında da revizyon planladıklarını açıkladı. Yeni bir hedef koyduklarını ve 15 yılda riskli 7.5 milyon bağımsız birimi yenileyeceklerini ifade eden Özhaseki, “Senede 500 bin konut yenileyeceğiz. Bunun 200-300 bini İstanbul geri kalanı Anadolu’da olacak. Böylece bina stoğunun yüzde 40’ını yenileyeceğiz. Kişi kendisi binasını güçlendirmek veya değiştirmek istiyorsa, belediyeye harç-ruhsat filan hiçbir şey vermeyecek. Belediye bu işe girdiğinde ise, can suyu olan parayı sıfır faizle vereceğiz. Yaptıkça para vermeye de devam edeceğiz” dedi.
KAYNAĞI BİZ SAĞLAYACAĞIZ
Bu iş için İller Bankası’nın da devreye gireceğini söyleyen Özhaseki yeni modeli şöyle anlattı: “Gelecek seneden itibaren İller Bankası belediyelerin üst yapılarına para vermeyecek. Bir de elimizde sosyal tesisler var. Onları satışa çıkardık. Sosyal tesislerden 2 milyar lira gelir bekliyoruz. Diğer kaynaklar 3 milyar lira. İller Bankası da 5 milyar lira verecek. 10 milyar lirayı fedakarlıkla biz sağlayacağız. Şöyle bir mantığı doğru bulmadığımız için teklif bile etmiyoruz, ‘Benzine 10 kuruş koyarsak şu eder, tapuya şunu koyarsak şöyle olur.’ Bu vatandaşa yük getirir. Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası’ndan sıfıra yakın faizli kaynak kullanacağız. DASK’ı da kefalet gibi düşünüyoruz.”
YENİ BÜYÜKŞEHİRLER GELEBİLİR
BÜYÜKŞEHİRLERLE ilgili de yeni bir çalışmaları olduğunu açıklayan Özhaseki, büyükşehir olmak için gerekli olan 750 bin nüfus şartının değişebileceğini söyledi. Özhaseki, “Burada bir tartışma var. Hangi şehirler büyükşehir olsun, nüfusu 500 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. 400 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. 300 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. Bu arada daha da aşağı düştüğünde acaba oradaki belediye başkanları teşkilatları taşıyabilir mi? Bunların hepsi tartışılıyor. Önümüzdeki günlerde meclise gelecek” dedi.
İMARA BAKANLIK DENETİMİ GELİYOR
BELEDİYELERDE imar denetimi için de yeni bir çalışma yaptıklarını açıklayan Özhaseki, bu konuda bakanlığa genel bir yetki vereceklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da konuyu anlattıklarını ifade eden Özhaseki, “İmar yasaları genel olarak çıkacak. Biz de denetleyeceğiz. Büyükşehirlerden başlayarak merkez ilçeler ve taşraya yayılan bir denetim sistemi kuracağız. Senede bir kez en azından müfettişlerimiz gidecek. İmarda kaçakları bulmak çok basittir.. 1 sene içinde inşallah bunu çıkarırız” diye konuştu. Kurallarla ve yeni bir bilinçle yepyeni bir silüet oluşturulabileceğini ifade eden Özhaseki, “Emin olun 15-20 yılda Türkiye’nin yarısını değiştirebiliriz” dedi.
DEPREM TERÖRDEN DAHA TEHLİKELİ
FİKİRTEPE’nin kentsel dönüşümde laboratuvar gibi olduğunu söyleyen Özhaseki, “Fikirtepe’de 500 kişi anlaşmış. Bir tanesi yüzde bir hissesini İngiltere’ye satıyor, Macaristan’da olan yeğenine satış gösteriyor, işi tıkıyor. Canına okuyor. Ne kadar şeytanlık varsa orada denendiği için... Bunları kısaltacak düzenlemeler geliyor. Meclis gündeminde yer bulursak, benim isteğim orada. Orada olmazsa da kaybedecek vakit yok. Bence terörden daha tehlikeli bir deprem riski var” ifadelerini kullandı.
SİT ALANLARINDA KAYA GİBİ DURUYORUZ
SİT alanlarıyla ilgili tartışmalara da değinen Özhaseki, “Tabiat varlıkları dediğimiz konuyla ilgili müthiş bir titizlik var. Hatta bizi ‘yatırıma engel oluyor’ diye şikayet edenler var. Ama haklıyız hepsinde. Bakanlık buralarda kaya gibi duruyor. Herkes rahat olsun. Müsterih olsunlar” dedi. (hürriyet.com.tr)
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul’da depreme dayanıklı iki büyük yeni ilçe için çalıştıklarını açıkladı. Hürriyet Ankara Büro’ya konuk olan Özhaseki, “Öyle askeri alanlar var ki, şehrin hafif kenarlarında, iki tane ağaç bile yok. İstanbul’da Avrupa Yakası’nda böyle bir alan tespit ettim. O tespit ettiğim alan kabul görürse, yeni bir şehir kurulur ve en az 10 ilçenin kentsel dönüşümünü orada yapabiliriz. Anadolu Yakası’nda da benzer bir yer tespit ettik” dedi. İstanbul’da kentsel dönüşümü bu 2 dev ilçe üzerinden yürütmeyi planladıklarını kaydeden Özhaseki şöyle konuştu:
1 MİLYON NÜFUS OLACAK
“İstanbul için özel bir birim kuruyoruz. Avrupa Yakası’nda belirlediğimiz yeni ilçe içine 10-12 ilçe alacak büyüklükte. Anadolu Yakası’ndaki de 8-10 ilçeyi alır. Biri askeri alan, diğeri o kadar askeri gözükmüyor. 1 ay içinde netleşecek. Benim kuracağım şehir Avrupa yakasında 1 milyon nüfuslu olacak. Hiçbir yükseltisi yok. Mahalle dokusunda olacak. Depreme karşı yıkılabilecek alanlarda oturanlar öncelikli olarak taşınacak, sosyal donatı alanları olarak kullanılması gereken ama işgalli olan yerdekiler- dere yataklarının içindekiler- ikinci halkada taşınacak, üçüncü etapta sağlık ocağı var ama üstünde 3 gecekondu var… Bunlar taşınacak. Depreme dayanıklı yeni bir ilçe çıkacak, böylece eski ilçeler de rahatlayacak.”
BAĞCILAR TAŞINACAK
Bu senenin sonuna kadar konuyla ilgili çalışacaklarını kaydeden Özhaseki, “Kendi ekibimle çalışıyorum. Sonra Bakanlar Kurulu’na anlatmalıyım, Cumhurbaşkanımıza anlatmalıyım. Sonra vatandaşa anlatmalıyız. İstanbul’da Esenler, Güngören, Bağcılar, Eyüp ve Sultangazi’nin olduğu çevreyi çok yakından ilgilendiriyor. İkinci halkada Fatih, Bahçelievler, sonra Avcılar en çok risk taşıyan yerler. En geç 5 yıl içinde yepyeni bir şehir çıkar” dedi. Yeni ilçelerin mimarisine de önem verdiklerini söyleyen Özhaseki, 10-15 mimarın konuyla ilgili çalıştığını ifade ederken, yeni ilçelerde zemin dahil en fazla 6 kata izin vereceklerini kaydetti. Özhaseki planladıkları çalışmaları yaparlarsa, 15 sene içinde deprem korkusunu bitirmek istediklerini de sözlerine ekledi.
DEPREM MALİYETİ 100 MİLYAR DOLAR
TÜRKİYE’nin topraklarının yüzde 66’sının deprem riski altında olduğunu ve nüfusun yüzde 71’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olduğunu ifade eden Özhaseki, “En büyük risk İstanbul’da. Deprem hocalarının hepsini okudum. İstanbul’da bir deprem var, en geç 2030’a geliyor. Hocalar ‘7 ve üstünde olur’ diyorlar” diye konuştu. Böyle bir durumda 100 milyar dolara yakın bir maliyet çıkacağını belirten Özhaseki, bu nedenle kentsel dönüşüm yasasında da revizyon planladıklarını açıkladı. Yeni bir hedef koyduklarını ve 15 yılda riskli 7.5 milyon bağımsız birimi yenileyeceklerini ifade eden Özhaseki, “Senede 500 bin konut yenileyeceğiz. Bunun 200-300 bini İstanbul geri kalanı Anadolu’da olacak. Böylece bina stoğunun yüzde 40’ını yenileyeceğiz. Kişi kendisi binasını güçlendirmek veya değiştirmek istiyorsa, belediyeye harç-ruhsat filan hiçbir şey vermeyecek. Belediye bu işe girdiğinde ise, can suyu olan parayı sıfır faizle vereceğiz. Yaptıkça para vermeye de devam edeceğiz” dedi.
KAYNAĞI BİZ SAĞLAYACAĞIZ
Bu iş için İller Bankası’nın da devreye gireceğini söyleyen Özhaseki yeni modeli şöyle anlattı: “Gelecek seneden itibaren İller Bankası belediyelerin üst yapılarına para vermeyecek. Bir de elimizde sosyal tesisler var. Onları satışa çıkardık. Sosyal tesislerden 2 milyar lira gelir bekliyoruz. Diğer kaynaklar 3 milyar lira. İller Bankası da 5 milyar lira verecek. 10 milyar lirayı fedakarlıkla biz sağlayacağız. Şöyle bir mantığı doğru bulmadığımız için teklif bile etmiyoruz, ‘Benzine 10 kuruş koyarsak şu eder, tapuya şunu koyarsak şöyle olur.’ Bu vatandaşa yük getirir. Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası’ndan sıfıra yakın faizli kaynak kullanacağız. DASK’ı da kefalet gibi düşünüyoruz.”
YENİ BÜYÜKŞEHİRLER GELEBİLİR
BÜYÜKŞEHİRLERLE ilgili de yeni bir çalışmaları olduğunu açıklayan Özhaseki, büyükşehir olmak için gerekli olan 750 bin nüfus şartının değişebileceğini söyledi. Özhaseki, “Burada bir tartışma var. Hangi şehirler büyükşehir olsun, nüfusu 500 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. 400 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. 300 bine düşürdüğünüzde şu kadar il daha giriyor. Bu arada daha da aşağı düştüğünde acaba oradaki belediye başkanları teşkilatları taşıyabilir mi? Bunların hepsi tartışılıyor. Önümüzdeki günlerde meclise gelecek” dedi.
İMARA BAKANLIK DENETİMİ GELİYOR
BELEDİYELERDE imar denetimi için de yeni bir çalışma yaptıklarını açıklayan Özhaseki, bu konuda bakanlığa genel bir yetki vereceklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da konuyu anlattıklarını ifade eden Özhaseki, “İmar yasaları genel olarak çıkacak. Biz de denetleyeceğiz. Büyükşehirlerden başlayarak merkez ilçeler ve taşraya yayılan bir denetim sistemi kuracağız. Senede bir kez en azından müfettişlerimiz gidecek. İmarda kaçakları bulmak çok basittir.. 1 sene içinde inşallah bunu çıkarırız” diye konuştu. Kurallarla ve yeni bir bilinçle yepyeni bir silüet oluşturulabileceğini ifade eden Özhaseki, “Emin olun 15-20 yılda Türkiye’nin yarısını değiştirebiliriz” dedi.
DEPREM TERÖRDEN DAHA TEHLİKELİ
FİKİRTEPE’nin kentsel dönüşümde laboratuvar gibi olduğunu söyleyen Özhaseki, “Fikirtepe’de 500 kişi anlaşmış. Bir tanesi yüzde bir hissesini İngiltere’ye satıyor, Macaristan’da olan yeğenine satış gösteriyor, işi tıkıyor. Canına okuyor. Ne kadar şeytanlık varsa orada denendiği için... Bunları kısaltacak düzenlemeler geliyor. Meclis gündeminde yer bulursak, benim isteğim orada. Orada olmazsa da kaybedecek vakit yok. Bence terörden daha tehlikeli bir deprem riski var” ifadelerini kullandı.
SİT ALANLARINDA KAYA GİBİ DURUYORUZ
SİT alanlarıyla ilgili tartışmalara da değinen Özhaseki, “Tabiat varlıkları dediğimiz konuyla ilgili müthiş bir titizlik var. Hatta bizi ‘yatırıma engel oluyor’ diye şikayet edenler var. Ama haklıyız hepsinde. Bakanlık buralarda kaya gibi duruyor. Herkes rahat olsun. Müsterih olsunlar” dedi. (hürriyet.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)