30 Ekim 1918'de Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu, Mondros Mütarekesi'ni imzaladı. Mustafa Kemal Paşa, 31 Ekim günü Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı göreviyle karargâhın bulunduğu Adana'ya gitti. 10 Kasım 1918'de görevinden ayrılan Mustafa Kemal, Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti.
Bu sırada Osmanlı toprakları üzerinde işgal yayılıyoprdu. 13 Kasım'da İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan İtilaf Ordusu, İstanbul'a gelerek karaya kuvvet çıkardı.
9 Kasım 1918'de İngilizler İskenderun'u, 6 Aralık'ta İngilizler Kilis'i, 7 Aralık'ta Fransızlar Antakya'yı işgal etti, ardından Mersin'e çıkarma başladı.
23 Aralık'ta Islahiye, Osmaniye, Bahçe, Hassa, Mamure'yi düşman çizmesi çiğnedi. 1 Ocak 1919'da İngiliz askerleri Antep'e girdi, 12 Ocak'ta Kars'a yerleşti. 1 Şubat'ta Aydın demiryolu, İngiliz ve Fransız işgaline uğradı. 22 Şubat 1919'da Maraş İngilizlerin, 8 Mart'ta Zonguldak Fransızların, 9 Mart'ta Samsun, 24 Mart'ta da Urfa İngilizlerin, 28 Mart'ta Antalya İtalyanların işgali altına girmişti. 16 Nisan 1919'da Fransızlar Afyonkarahisar istasyonuna el koyarken, 20 Nisan 1919'da da Gürcü ordusu Ardahan'a girdi.
İşgal süreci eşliğinde İtilaf devletleri temsilcileri Paris'te toplandı. Toplantıda Yunanların İzmir'i işgali konusunda karar alındı. Yunan ordusu 15 Mayıs'ta İzmir'i işgal etti.
Mustafa Kemal 'milli mücadele' için Anadolu'da
Mustafa Kemal, maiyetiyle 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı ve ertesi günü İnebolu'ya, 18 Mayıs'ta Sinop'a ulaştı.
Cumhuriyet tarihi için dönüm noktası sayılan 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a çıktı. Mustafa Kemal, Samsun'dan Havza'ya geçerken işgaller devam ediyordu. Yunan ordusu 26 Mayıs'ta Manisa'ya, 27 Mayıs'ta Aydın'a girdi.
Damat Ferit Paşa, 17 Haziran'da Paris Barış Konferansı'na, Osmanlı Devleti'nin barış isteklerini bildiren muhtıra gönderirken Mustafa Kemal, bu tarihten dört gün sonra İstanbul'da bulunan çok sayıda önemli isme Amasya'dan mektup göndererek milli mücadeleye davet ediyordu.
Mustafa Kemal Paşa, 21 Haziran 1919'da "Amasya Tamimi"ni yaveri Cevat Abbas'a dikte ettirdi.
Amasya Tamimi, ertesi sabah, Anadolu'daki mülki ve askeri makamlara tarihe geçen şu ifadelerle ulaştı:
"Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. Sivas'ta milli bir kongrenin acele toplanması kararlaştırılmıştır..."
Bu arada, Posta ve Telgraf Umum Müdürü Refik Halit, 24 Haziran'da telgrafhanelere "Mustafa Kemal'in azledildiğini, bu sebeple telgraflarının kabul edilmemesini bildiren" bir şifre gönderdi.
Harbiye Nazırı Ali Ferit Paşa, 5 Temmuz'da Mustafa Kemal Paşa'yı padişah adına İstanbul'a çağırdı.
Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı'na "Vilayet-i Şarkiye ahalisi arasından çıkıp gelmek hususundaki yüksek tekliflerinizi yerine getirmede şahsi irademi kullanmaktan manen ve maddeten memnu bulunuyorum" yanıtını verdi ve 14 Temmuz 1919'da ordudan istifa ederek, Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başına geçti.
Erzurum ve Sivas kongreleri: Ya istiklal, ya ölüm
Milli mücadelenin dönüm noktalarından olan Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919'da toplandı.
Bu arada Mustafa Kemal Paşa, 9 Ağustos'ta askerlik mesleğinden ihraç edildi, rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının da geri alınmasına karar verildi.
Erzurum Kongresi adına ilan edilen beyanname, 10 Ağustos'ta Erzurum'da çoğaltılarak, binlerce nüsha hâlinde tüm yurda gönderildi.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da arkadaşlarına "İstanbul, bir Amerikan mandasıdır tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye istiklal bütünlüğüne sahip olacaktır. Hayır paşalar hayır, hayır beyefendiler... Manda yok, ya istiklal ya ölüm var" diyordu.
Erzurum Kongresi'nin ardından, 4 Eylül'de açılan Sivas Kongresi, 11 Eylül'de son buldu.
10 maddelik "Umumi Kongre Beyannamesi" yayımlandı. Milli mücadele tüm hızıyla sürerken, Osmanlı padişahı adına Damat Ferit ile İngiltere temsilcisi arasında İngiliz mandasının kabul edildiğine ilişkin gizli bir anlaşma imzalandı.
27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle Ankara'ya geldi. 29 Aralık'ta Mustafa Kemal hakkındaki askerlikten çıkarılma ve madalyalarının geri alınma kararı Meclis-i Vükela tarafından düzeltildi.
Mustafa Kemal Paşa'nın kendisinin Osmanlı ordusundan istifa etmiş olduğu ve madalyalarının iadesi kararı alındı. Bu arada Erzurum'da Mustafa Kemal'in Erzurum Mebusu seçildiğine dair mazbata düzenlenirken, 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul'da son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı açıldı.
İstanbul'un işgali
16 Mart 1920'de saat 10.00'dan itibaren İstanbul'un askeri işgal altına alınacağına dair İtilaf Devletleri adına İngiltere, Fransa ve İtalya yüksek komiserlerinin birlikte imzaladıkları nota, Sadrazam Salih Paşa'ya tebliğ edildi. İstanbul, artık işgal altındaydı.
Telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi, işgali Mustafa Kemal Paşa'ya iletti. Ankara'da 6 Nisan 1920'de ulusal mücadeleyi tüm dünyaya duyuran Anadolu Ajansı kuruldu.
İlk Meclis, ilk anayasa
21 Nisan 1920'de de Mustafa Kemal, vilayetlere Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildirdi. 23 Nisan 1920'de Millet Meclisi açıldı, ertesi günü Mustafa Kemal Meclis Başkanlığı'na seçildi.
Mustafa Kemal Paşa, 11 Mayıs 1920 tarihinde, İstanbul'da Divan-ı Harb tarafından idama mahkûm edildi. Bu arada TBMM Hükümeti ile Fransız hükümeti arasında imzalanan 20 günlük ateşkes anlaşması yapılırken, 10 Ağustos 1920'de İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Anlaşması imzalandı. Bu arada, Ermeniler ile Gümrü Anlaşması'na da imza koyuldu.
Ulusun Kurtuluş Savaşı, 10 Ocak 1920'de İnönü mevzilerinde Yunanlarla çarpışmaların ardından İsmet Paşa komutasında 1. İnönü Zaferi'nin kazanılmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı.
20 Ocak 1921'de ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) kabul edilirken, 5 Şubat'ta TBMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na Ankara Hükümeti adına heyet gönderilmesi ve heyetin Meclis üyelerinden oluşması kararlaştırıldı.
6 Şubat'ta Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet Ankara'dan hareket etti ve 21 Şubat'ta başlayan konferans, 12 Mart'ta sona erdi. TBMM Hükümeti ile Rusya arasında 16 Mart'ta Moskova Anlaşması imzalandı.
Saltanat kaldırıldı
TBMM, 1 Kasım 1922'de bir devri sona erdirdi. Hilafet ve saltanatın birbirinden ayrılarak, saltanatın lağvına karar verildi. Hilafet de, Cumhuriyet'in ilanının ardından 3 Mart 1924'te kaldırılacaktı.
Meclis Hükümeti, 5 Kasım 1922 sabahı idareye el konulduğuna dair Ankara'nın kararını Refet Paşa aracılığıyla İstanbul Hükümeti'ne tebliğ etti:
"5 Kasım 1922 öğle vaktinden itibaren İstanbul'un idaresine el konulmuştur!"
Ardından, Vahdettin'in halifelikten de uzaklaştırıldığına dair Şeriye Vekili Vehbi Efendi 18 Kasımda fetva çıkardı.
'Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz'
Ulusal Kurtuluş Savaşı sona ermiş, sıra anlaşmaya gelmişti. Lozan Konferansı, 20 Kasım 1922 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde açıldı.
Konferans, 2 ay süren görüşmelerden sonra, 4 Şubat'ta kesintiye uğradı. Ardından İsmet Paşa başkanlığındaki heyet anlaşmayla geri döndü.
25 Ağustosta itilaf kuvvetleri, Lozan Anlaşması gereğince İstanbul'u boşaltma hazırlıklarına başladı ve 27 Ekimde Halk Fırkası Meclis Grubu, Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında toplandı.
Akşam Çankaya'da yemek esnasında Mustafa Kemal Paşa, hazır bulunanlara haberi verdi:
"Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz!"
Bütün hazırlıklar bitmiş ve 29 Ekim günü gelmişti. Mustafa Kemal Paşa'nın cumhuriyet ilan edilmesi teklifi, Halk Fırkası toplantısında kabul edildi. Halk Fırkası toplantısından sonra Büyük Millet Meclisi, saat 18.00'de toplandı ve Kanun-u Esasi Encümeni tarafından Cumhuriyet teklifi mazbatası hazırlandı. Daha sonra Büyük Millet Meclisi'nde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirilerek "Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu" 1921 Anayasası'na geçirildi. Yeni rejim, "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul edildi.