11 Ekim 2014 Cumartesi

Seçim öncesi ortalığı karıştıran karikatür

Yarın yapılacak kritik Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği seçimi öncesinde Türkiye Barolar Birliği’nin “barobirlik” adlı dergisindeki seçimi konu alan bir karikatür tartışma konusu oldu. Karikatürdeki, hakimin cübbesinin sağ yakasının bir kenarında kağıt paralar sıkıştırılmış şekilde tasvir edilmesine yargı mensupları tepki gösterdiler. Karikatürdeki, “Savcıya, yargıca rüşvet gibi zam. Vicdan ile cüzdan arasında” ifadesi de seçim öncesi yargı kulislerini karıştırdı.

Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ, hakim ve savcılara seçim öncesi dün gönderilen dergideki karikatüre üzüldüklerini belirterek, şunları söyledi:

YPB LİSTESİNE OY KARŞILIĞI ZAM
“Siyasi iktidar yargıç savcıları güce tapan ve menfaatine düşkün bir güruh olarak değerlendirmiş ve seçimlerde bir hükümet projesi olan YBP listesine oy vermeleri karşılığında maaşlarına zam yapmayı vaadetmiştir. Üstelik bu zam emekliler ile diğer yargı çalışanlarını kapsam dışında bırakmaktadır. Diğer yandan vaadedilen düzenlemenin TBMM’de görüşülmesi bile seçim sonrasına bırakılmıştır.

AHLAKSIZ TEKLİFTİR AMA
Gerçekten siyasi iktidarın yargıç ve savcılara yaptığı ahlaksız bir tekliftir, rüşvet teklifidir. Değerli meslektaşlarımız onur ve kişiliklerine saldırı teklifini kabul etmediklerini 12 Ekim Pazar günü seçim sandıklarında ifade edecektir.

KARİKATÜR BİZİ ÜZDÜ
Hal böyleyken TBB’nin 2014 Eylül sayısında yargıç ve savcıların cüppelerinin yakasında cüzdan var şeklinde karikatürize edilmesi bizleri ve meslektaşlarımızı fazlasıyla üzmüştür. Keşke bu karikatür için seçim sonrasını bekleselerdi. Zira o zaman meslektaşlarımızın söz konusu ahlaksız teklifi kabul etmediklerini göreceklerdi. Unutmayalım ki yargıç ve savcıların öncelikli değerleri kimlik ve kişilikleridir. Buna saygı duymakta herkesin boynunun borcudur.” (Oya Armutçu / Hürriyet)

Abdullah Gül’e 55 koruma, 18 araç

Görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a devreden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 55 koruma memuru ve 45 hizmet personelini kendi hizmetine aldığı iddia edildi. HaberTürk gazetesinin haberine göre, Gül ayrıca 18 aracı da kendisine tahsis etti.

Eski cumhurbaşkanlarının yasal olarak Çankaya Köşkü’nden ayrılırken personel ve makam aracı alma hakkı bulunuyor. Gül’ün yanına aldığı personelin maaşları da aynı hak kapsamında devlet tarafından ödenecek.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri görevini yürüten Mustafa İsen, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Köşk’e ait 2 makam aracı ile 16 personeli yanına aldığını açıklamıştı.

7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren 5, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise emekli olurken 6 personeli hizmetine almıştı.

Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Gül çiftinin halen Tarabya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde kaldığını, personel sayısının daha sonra düşürülüp revize edilebileceğini belirtti. (Hürriyet)

Tecavüz etmek üzereyken yakalandı, penisi kesildi

Hindistan'ın Rajasthan Eyaletinde genç bir kıza tecavüz etmek isteyen Suresh Kumar isimli adam ara sokakta yakaladıktan sonra linç edilmek istendi.

Ganganagar kentinde yaşanan olayda 40 yaşındaki Kumar, bir ara sokakta ergenlik çağındaki bir kıza tecavüz etmek üzereyken yakalandıktan sonra, kasap dükkânına sürüklendi ve orada sopalarla bir saat boyunca dövüldü.

Ardından öfkeli kitle tarafından penisi kasap bıçağı ile kesildi.

Sonrasında sokağa atılan adama kimse yardım etmedi. Bir polis yetkilisine göre Kumar’ı sokak ortasında yaralı yatarken görenler penisi kesildiği için onun cezalandırıldığını bildiklerini bu sebeple de yardım etmediklerini açıkladı.



Hastanede tedavi altına alınan Suresh Kumar'un sağlık durumunun kritik olduğu bildirildi. Tecavüzden kurtarılan genç kızın da şok geçirdiği için tedavi altına alındığı açıklandı.


Cem Garipoğlu toprağa verildi

Türkiye'nin kanını donduran Münevver Karabulut cinayetini işleyen Cem Garipoğlu, 1849 gün sonra tek başına kaldığı cezaevindeki koğuşunda canına kıydı. Türkiye yıllarca bu cinayeti konuştu. Cinayetin sırrını mahkeme bile çözemedi. 24 yıl hapis cezasına çarptırılan Cem Garipoğlu'nun hayat hikayesi Şakirin Camii'ndeki musalla taşında son buldu. Anne, baba ve abisi cemaatin en arkasında yan yana saf tuttu.

Cezaevinde ölü bulunan Cem Garipoğlu'nun cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan alındı. Aile üyeleri gazetecilerin takibini önlemek için ilginç bir yol izledi.

Cenaze aracına aileden kimse binmedi. Adli Tıp Kurumu'ndan hızla çıkan cenaze aracı yaklaşık bir kilometre sonra yol kenarında durdu.

Anne Tülay Garipoğlu burada cenaze aracına bindi. Bu sırada korumalar cenaze aracının arka kapısını açarak görüntü alınmasına engel olmaya çalıştı.Anne Garipoğlu ön kapıdan bindi. Cenaze aracı hızla yol aldı.

Garipoğlu'nun cenazesi Karacahmet Mezarlığında bulunan gasilhaneye getirildi.

Cenaze aracında bulunan anne Tülay Garipoğlu görüntülenmemek için yüzünü şal ile kapattı. Tülay Garipoğlu, cenaze aracı gasilhanenin kapısına yaklaştırıldıktan sonra inerek içeriye girdi.

Gazetecilere görüntü vermek istemeyen anne Tülay Makbule Garipoğlu cenaze çıkarıldığı sırada arka kapıdan çıkarak kendisini kadınlar tuvaletine kilitledi. Arka kapıya giden bir araç anne Tülay Makbule Garipoğlu'nu alarak camiye götürdü. Anne Garipoğlu, gazetecilerin ısrarlı sorularına yanıt vermedi.

Cem Garipoğlu'nun Karacaahmet Gasilhanesi'ndeki cenaze işlemleriyle ağabeyi Levent Garipoğlu ve dayısı Sedat Erol ilgilendi.

Garipoğlu'nun tabutunu gasilhaneden çıkarılırken ağabeyi ile yakınları taşıdı.

Cem Garipoğlu için cenaze namazı Karacaahmet Mezarlığı içindeki Şakirin Camii'nde öğle namazının ardından kılındı.

Cem Garipoğlu'nun tabutu camiye getirildiğinde avlu boştu. Tabutun başında duran bir kişi dışında kimse yoktu.


Camiye bir başka cenaze daha getirildi. Caminin uzak bir köşesinde taziyeleri kabul eden Garipoğlu ailesi sık sık birbirlerine sarılarak teselli bulmaya çalıştı. Baba Mehmet Nida Garipoğlu,  eşi Tülay Makbule Garipoğlu ve oğlu Levent'e sarılarak güç bulmaya çalıştı.

GARİPOĞLU AİLESİ ARKA SIRALARDA SAF TUTTU

Cenaze namazı kılmak için saf tutulduğunda Garipoğlu ailesi kameralardan uzak kalmak için arka sıralara geçti. Cenaze namazında Mehmet Nida Garipoğlu,  Tülay Makbule Garipoğlu ve  Levent Garipoğlu yan yana saf tuttu. Cemaatin arkasına geçen Garipoğlu ailesi hep birlikte namaz kıldı. Anne Tülay Makbule Garipoğlu cenaze namazına eşlik etti. Anne başını öne eğerek hem namaz kıldı hem de görüntü vermemeye çalıştı.

AİLE KABRİSTANINDA TOPRAĞA VERİLDİ

Garipoğlu ailesi Cem'in tabutu toprağa verilmek için götürülürken de arkasından yan yana yürüdü. Kameralardan rahatsız olan aile yakınları tepki gösterdi. Cem Garipoğlu'nun cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'nda aile kabristanında toprağa verildi. Medyafaresi)(

Işid komutanı intikam yemini etti

IŞİD'in Çeçen asıllı komutanı Ömer el Şişani yeni hedeflerinin Rusya olduğunu söyledi.

Çeçen komutan Gürcistan'da yaşayan babası Timur Batıraşvili'ye mesaj gönderdi. Şişani, "Irak ve Suriye'de amacımıza ulaştıktan sonra sıradaki hedef Rusya olacak. Baba üzülme, geleceğim ve Ruslara günlerinin göstereceğim. Emrimde binlerce kişi var ve bunlara yenileri eklenecek. Ruslardan intikamımızı alacağız" diyor.

KOALİSYON VURMAYA DEVAM EDİYOR
Öte yandan ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Suriye'de IŞİD'e karşı hava operasyonları devam ediyor. Dün düzenlenen hava operasyonlarında, 7'si Kobani'de olmak üzere IŞİD'e ait 9 hedefin vurulduğu belirtildi.

MEVZİLER İMHA EDİLDİ
Hava operasyonlarında IŞİD'e ait 2 eğitim kampının da bombalandığı açıklandı. Jetlerin bombalaması sonucu Kobani'de IŞİD'e ait bazı mevziler imha edildi ve 33 militan hayatını kaybetti.

 KOBANİ'NİN YÜZDE 40'I IŞİD'İN ELİNDE 
IŞİD militanları ile YPG militanlarının sokak çatışmasının devam ettiği Kobani'de IŞİD'in ilerlemesi devam ediyor. Kobani'nin yüzde 40'ının IŞİD'in eline geçtiği bildiriliyor. (Medyafaresi)

Koğuş arkadaşından ilginç ifade

"Cem Garipoğlu hiç intihar edebilecek bir çocuk gibi gözükmüyordu”

Cem Garipoğlu ile bir dönem aynı koğuşta kalan işadamı Korkmaz Yiğit, “Hiç intihar edebilecek bir çocuk gibi gözükmüyordu” dedi. Yiğit, eski koğuş arkadaşı Garipoğlu hakkında şunları söyledi: “Ben açık cezaevine geçtiğim için koğuştan ayrılmıştım. Ben Cem’le beraber kaldığım sürece aykırı bir davranışını, saygıyla ilgili ters bir hareketini görmedim. Ben oradayken de psikoloji açısından da aykırı bir durumunu görmedim. Bende hiç intiharedebilecek bir çocuk izlenimi yaratmadı. Zaten günde 13-14 saat ders çalışıyordu, Çince öğreniyordu.”  (Milliyet)

IŞİD'e kaçan kızlar hamile!I

Avustusya'dan kaçarak IŞİD'e katılan 17 ve 15 yaşındaki iki kızın ülkelerine dönmek istediği ifade edildi. "Cihat evliliği" yapan kızların hamile olduğu belirtiliyor.

Daily Mail'da yer alana habere göre, Samra Kesinovic ve Sabina Selimovic isimli genç kızlar nisan ayında arkalarında  "Bizi aramaya kalkışmayın. Biz Allah'a hizmet ediyoruz ve  onun için ölürüz" notunu bırakarak Viyana'dan kaçmıştı. Suriye'ye ulaştıklarında IŞİD militanlarıyla "cihat evliliği" yaptığı açıklanan kızların şu anda hamile olduğu da gelen bilgiler arasında. Genç kızların uzun süre sonra ailelerine internet yoluyla ulaşarak, kaçtıkları için pişman olduklarını ve dönmek istediklerini söylediği belirtildi. Avusturya'da basılan Oesterreich gazetesine göre kızlar şu anda Rakka'da bulunuyor ve Çeçen IŞİD militanlarıyla evli.

Avusturya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Karl-Heinz Grundboeck yaptığı açıklamada "Kızların dönmesinin şu an için neredeyse 'imkansız' olduğunu söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Şimdi herkes ülkelerinden kaçtıktan sonra dünya çapında ünlü olan Samra ve Sabina'nın geleceğini merak ediyor... (Medyafaresi)

5 Ekim 2014 Pazar

Merve demir parmaklıkların üzerine düştü

İzmit'te bu sabah ablası ile birlikte kaldığı ikinci kattaki dairenin balkonuna çıkan 22 yaşındaki Merve Tanlası, aşağıdaki demir parmaklıkların üzerine düşerek öldü. Genç kızın olaydan birkaç saat önce sinir krizi geçirdiği, tedavi için hastaneye götürüldüğü anlaşıldı.

Olay Cedit Mahallesi'nde sabah saat 07.00 sıralarında meydana geldi. Tiyatrocu olan ablası Gülşah Tanlası ile birlikte kalan Merve Tanlası, oturdukları evin ikinci kat balkonundan düştü. Olay anında diğer odada olduğu belirtilen ablası kardeşini içerde bulamayıp balkona çıktığında, onu aşağıda demir parmaklıklara saplanmış olarak gördü. Olay yerinde hayatını kaybettiği anlaşılan genç kızın cesedi Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.
SİNİR KRİZİ GEÇİRMİŞ

Bu arada Merve Tanlası’nın olaydan birkaç saat önce sinir krizleri geçirdiği, ablası ve bazı yakınları tarfından hastaneye götürüldüğü ortaya çıktı. Genç kızın hastanede birkaç saat kalıp gereken müdahale yapıldıktan sonra yakınlarıyla birlikte eve geldiği, olayın da ablasının bir an yanından ayrılıp diğer odaya gittiğinde meydana geldiği anlaşıldı.

Ancak genç kızın intihar mı ettiği, yoksa dengesini kaybaderek mi düştüğü konusu kesinlik kazanmadı. Hürriyet

4 Ekim 2014 Cumartesi

Tıpta ilk! Rahim nakliyle doğum

Tıp tarihinde ilk kez rahim nakli gerçekleşitirilen bir kadın doğum yaptı. İsmi açıklanmayan 36 yaşındaki anneye 61 yaşındaki bir kadının rahmi nakledilmişti.

Gothenburg Üniversitesi ve Stockholm Tüp Bebek Ünitesi'nde görevli doktor Mats Brannstrom liderliğindeki ekibin rahim nakli yaptığı 36 yaşındaki kadının, geçen ay bir erkek çocuk dünyaya getirdiği bildirildi.

İsmi açıklanmayan kadına, geçen yıl menopoza girmiş, iki çocuk sahibi 61 yaşındaki yakın bir aile dostundan alınan rahim nakledildi. Vücudunun organı reddetmemesi için ilaç tedavisi gören kadın, nakilden altı hafta sonra rahmin sağlıklı olduğunun göstergesi olarak adet görmeye başladı.

Bir yıl sonra Brannstrom ve ekibi, organın iyi çalıştığından emin olunca kadından alınan yumurta ve kocasının spermini kullanarak laboratuvar ortamında dölledikleri tek bir embriyoyu kadının rahmine yerleştirdi. Tek böbrekli kadın, tüp bebek tedavisi sırasında, biri gebelik sırasında olmak üzere hafif seyreden üç reddetme vakası yaşadı, ancak hepsi ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edildi.

Maliyeti Jane ve Dan Olsson Bilim Vakfı tarafından karşılanan araştırmada gebelik 31. haftaya kadar normal seyrederken, annenin preeklampsi geliştirmesi ve ölümcül kalp ritminin tespiti üzerine erkek bebek sezaryenle dünyaya getirildi.

Gebeliğin bu döneminde normal karşılanan, 1 kilo 800 gram ağırlığında dünyaya gelen bebek, doğumdan sonraki 10 gün boyunca yenidoğan ünitesinde tutuldu. Şu anda evlerinde olan bebek ve annenin durumlarının iyi olduğu belirtildi.

Tüm bu işlemlerden önce sağlıklı yumurtalıklara sahip İsveçli kadının, 4 bin 500 kız çocuğunda bir rastlanan bir durum olan rahimsiz dünyaya geldiği ifade edildi.

Mats Brannstrom, böyle yaşlı bir rahmin işe yaraması karşısında şaşkınlığa düştüğünü belirterek, "Bebek harika. Ebeveynlerin sevincini ve onları nasıl mutlu ettiğimizi görmek çok güzel" dedi. (Milliyet)

Çocuğumu cemaat okulundan aldım böyle oldu

İlahiyatçı profesör Dr. Nihat Hatipoğlu, hakkında bazı yayın organlarında çıkan haberlere açıklık getirdi.

Sabah Gazetesi'ne konuşan Hatipoğlu, resmi hiçbir belgeye dayanmaksızın hazırlanan haberle Hatipoğlu'nu karalamaya çalışan gazeteyi yalanlayarak Sultanahmet'te kendisine ait olduğu söylenen otelin kaçak katla yükseltildiği ve otelin yanındaki kamuya ait arazinin de izinsiz olarak kullanıldığı iddialarına şöyle yanıt verdi:

"ÇOCUĞUMU CEMAAT OKULUNDAN ALDIM DİYE.."

"Bina 5 sene önce satın alındığında da 4 katlıydı hala 4 katlı. Biz binayı almadan 17 sene önce bahsedilen katla ilgili af çıkmış. 100'e yakın işyeri bu şekilde aftan yararlanmış. İki bina arasında kamuya ait olduğu iddia edilen arsa Türk Mehmetçik Vakfı'na aitti. Burayı Mehmetçik Vakfı'ndan bir şirket aldı, onlardan da oteli işleten şirket satın aldı..Ramazan'dan bu yana villam var, havuzum var diye yazıp duruyorlar. 20 yıldır aynı dairede oturuyorum. Tüm bunlar çocuğumu paralel yapının kolejinden aldım diye yapılıyor" (Medyafaresi)

IŞİD İngiliz rehineyi infaz etti

IŞİD, Suriyeli mültcilere yardım götürürken 26 Aralık'ta Türkiye sınırını geçtikten sonra kaçırılan İngiliz rehine Alan Henning'in infaz görüntülerini yayınladı. Görüntünün sonunda, ABD'li eski asker Peter Edward Kassig olduğu tahmin edilen başka bir rehine görülüyor. Videodaki IŞİD militanı, bir sonraki kurbanın Kassig olacağını söylüyor.



IŞİD terör örgütünün Henning'in infaz görüntüsünü yayınlanmasının ardından İngiltere Başbakanı David Cameron, "ülkesinin bu katilleri yakalayarak, adalet önüne çıkarmak için elinden geleni yapacağını" söyledi.

Cameron ayrıca, "Alan Henning'in zalimce öldürülmesi, bu teröristlerin ne kadar barbar olduğunu gösteriyor" diyerek, Henning'in ailesine başsağlığı diledi.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, IŞİD'in Henning'in infazına ilişkin görüntüsünün doğruluğunu kanıtlanmaya çalışırken, IŞİD'in yayınladığı "Amerika ve müttefiklerine yeni bir mesaj" başlıklı video 1 dakika 11 saniye sürüyor.


IŞİD militanı videonun sonunda, Obama’nın  IŞİD’e karşı hava saldırılarını sonlandırmaması durumunda, ABD'li rehine Peter Edward'ı öldürecekleri tehdidinde bulunuyor.
İngiltere'nin kuzeyinde bulunan Salford kentinden yaşayan ve taksi şoförlüğü yapan 47 yaşındaki Henning, geçen yıl aralık ayında Suriye'de kaçırılmıştı.

IŞİD daha önce Amerikalı gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff ile İskoç yardım kuruluşu çalışanı David Haines'i de benzer şekilde, başlarını keserek öldürmüştü.

İngiltere, geçen haftadan bu yana Irak'ta IŞİD'e yönelik yürütülen hava operasyonuna destek veriyor. İngiltere Başbakanı Cameron, dün operasyonun yürütüldüğü Güney Kıbrıs'taki askeri üssü ziyaret etmiş ve operasyonda kullanılan tornado jetlerinin sayısının artırılacağını açıklamıştı. (Hürriyet)

3 Ekim 2014 Cuma

Genelevde kalp krizinden öldü

Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde 57 yaşındaki Hüseyin K., gittiği genelevde ilişkiden sonra geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Olay, dün gece Tekirdağ yolu üzerinde bulunan genelevde meydana geldi. Hüseyin K., genelevde girdiği cinsel ilişki sonrasında fenalaştı. Çevredekilerin ihbarıyla gelen ambulansla Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Hüseyin K., doktorların tüm çabasına rağmen hayatını kaybetti. Polis, genelevde Hüseyin K.’nin ilişkiye girdiği hayat kadınının ifadesini alırken, başlatılan soruşturma sürüyor.

Mehmet YİRUN/ÇORLU (Tekirdağ) DHA

IŞİD 3 kadın PKK'lının kafasını kesti

Suriye’nin kuzeyindeki Kobani bölgesinde PKK’nın Suriye kolu YPG ile IŞİD arasında devam eden çatışmalar 17’nci gününe girdi. IŞİD’in esir aldığı 3 kadın PKK’lının kafasını kesmesi büyük infiale yol açtı.

ABD’nin öncülüğündeki uluslararası koalisyonun Suriye’de IŞİD’e karşı düzenlediği hava saldırılarına rağmen, örgüt Suriye’nin Kürt bölgesindeki Kobani’ye ilerleyişini sürdürüyor. Dün IŞİD’in Kobani’nin dış mahallelerine girdiği görüntüler sosyal medyada örgüt üyeleri tarafından paylaşıldı. En şiddetli çatışmaların yaşandığı 16’ncı günde IŞİD’in PKK’nın Suriye kolu YPG üyesi 3 kadın PKK’lıyı esir alarak kafasını kestiği açıklandı.

Demir çubuklara geçirdiler

Kesik başlar Suriye’de IŞİD kontrolündeki bölgede kent meydanında demir çubuklara geçirilmiş şekilde sergilendi. Merkezi İngiltere’de bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, IŞİD’in Kobani’ye üç farklı cepheden saldırdığını, Kürtlerle IŞİD militanları arasındaki çatışmaların perşembe sabahı daha da şiddetlendiğini bildirdi. Akşam saatlerinde Kobani şehir merkezine girmek amacıyla doğu ve güney cephelerinden ağırlıklı olmak üzere üç cepheden saldırı başlatan IŞİD, ağır silahlar ve tankların desteğiyle gerçekleştirilen saldırılar sırasında özellikle güney cephesinden şehir merkezine sadece birkaç yüz metre kalacak şekilde yaklaştı. Kobani’de IŞİD’e karşı savaşan halkın ve YPG güçlerinin, örgütün kent merkezine girmesi durumunda sokak çatışmalarına hazırlandığı belirtiliyor.

Yazıcıoğlu'nun ölümü davası başladı

Kahramanmaraş'tan Yozgat'ın Yerköy İlçesi'ndeki mitinge gittiği helikopterin Göksun İlçesi'nde düşmesi sonucu 5 kişiyle birlikte yaşamını yitiren Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin açılan davanın ilk duruşması, Kahramanmaraş 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bildiklerini müşteki sıfatıyla anlattığını söyledi.

Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın kaldırılmasının ardından Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından Kahramanmaraş’a gönderilen, 25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen ve Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 1'i gazeteci, 5 kişinin ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması bugün görüldü. 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde sabah saatlerinde başlayan duruşmayı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, çocukları Firuze ile Furkan, avukat Kemal Yavuz ve partililer katıldı. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Yazıcıoğlu'nun eşi, çocukları ile bazı partililerin dinlendiği ve akşam saatlerinde kadar süren duruşma, mahkeme tarafından 4 Aralık'a ertelendi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, toplumda yer edinen 6-7 şüphenin görüşüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Bugün buruda rahmetli Muhsin başkanımızın, şehit liderimizin ve onunla birlikte hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şehadet süreci diye adlandırdığımız soruşturmayla ilgili ilk duruşma gerçekleştirildi. Tabi duruşmanın içeriğiyle ilgili bilgi vermemiz çok doğru olmaz. Ama şunu söyleyebiliriz ki bugünkü duruşmanın konusu biliyorsunuz biz hep 6-7 şüpheden bahsettik. Yani toplumda Muhsin başkanımız ve arkadaşlarımız öldürüldü yada bir suikasta kurban gitti, işte helikopter bir sabotajla algısını oluşturan 6-7 tane ana şüphe vardı. Bunlardan birincisi de 'Kurtuldu geliyorlar' bilgisi. Yani işte 'Helikoptere ulaşıldı, rahmetli Muhsin başkanımızın ayağı kırık, kaburgaları kırık, kurtuldu' geliyor diye bu bilgi Kayseri Valiliği'nden çıktı. En önemli mahreci orasıydı. Bu bilgiyle birlikte bir arama-kurtarma engellendi ve geciktirilmiş oldu. Bir manipülasyon yapıldı. Yani başta işte bizim gönüldaşlarımız, ocaktaki partili arkadaşlarımız ve sevenleri üzerinde bir manipüle yapıldı. Üçüncüsü de büyük bir infial uyandırılmasına da sebep oldu. Duruşmanın konusu buydu. İlgili tanıklar dinlendi. Bizler müşteki sıfatıyla; hem aileler, hem biz parti olarak, hem de avukatlarımız burada tanıklık ettik. Yani bildiklerimizi anlattık. Mahkeme 4 Aralık'a gün verdi. Bu süreç bu şekilde devam edecek."
Destici, küçük olan duruşma salonunun büyütülmesi yönünde mahkeme heyetine talepte bulunduklarını ve bunun da olumlu karşılandığını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Bu tamamen mahkemenin tasarrufu. Biz arzu ederdik ki Arife Günü'nde olmasın. Çünkü biliyorsunuz adliye tamamen kapalı. Sadece bu duruşma görüşülür bugün. Biz buruda bunda bir kasıt aramıyoruz. Ama tabi ki sonraki duruşmaların böyle bir sürece yada böyle bir güne denk gelmesini arzu etmeyiz. Tabi içeride yaşadığımız olumsuzluk olarak değerlendirebileceğimiz bir konu mahkemenin küçük bir salonda yapılıyor olması. Biliyorsunuz bu duruşmayı bugün yüzlerce kişi takip etti. Yarın binlerce arkadaşımız gelecek buraya. Dolayısıyla da bundan sonraki duruşmalar daha büyük salonlarda yapılır ve buraya gelenler de duruşmayı izleyebilir. Çünkü biz bu sürecin açık bir şekilde toplum önünde, şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Çünkü bunu sadece biz, aileler, avukatlarımız takip etmiyor; Türk milletinin tamamı hatta Tür İslam coğrafyasındaki pek çok kardeşimiz, soydaşımız bu davanın akıbetini merak ediyor. Dolayısıyla bu dava süreçlerinin daha geniş salonlarda daha şeffaf yürütülmesini, daha müsait günlerde yapılması. Bu arzumuzu ve talebimizi de içeride ilettik. Şu an itibariyle bütün taleplerimize olumlu yaklaşıldı."

Mücahit YOLCU/KAHRAMANMARAŞ / DHA

Uğur Dündar ameliyat oldu

Usta araştırmacı-gazeteci Uğur Dündar bir süredir şikayetçi olduğu göz rahatsızlığı nedeniyle ameliyat masasına yattı.  

Dündar’ın rahatsızlığının “katarakt” olduğu belirtildi. Yoğun çalışma programının ardından Perşembe akşamları gerçekleştirdiği “Uğur Dündar’la Halk Arenası” programını aksatmamak için bayram tatili fırsatını değerlendiren Dündar’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.