Büyükşehirlerde su faturası üzerinden metreküp başına 24 kuruş olarak alınan Çevre Temizlik Vergisi’ne zam geliyor. İmar Kanunu Tasarısı’na göre vergi 45 kuruşa çıkacak. Çöp Vergisi, üniversite ve köylerden de alınacak
Milliyet'in haberine göre; Tartışmalı İmar Kanunu Tasarısı’na eklenen maddeyle, su faturalarına yansıtılan ve Çöp Vergisi olarak bilinen Çevre Temizlik Vergisi 2 katına çıkacak. Büyükşehirlerde 24 kuruş, diğer belediyelerde 19 kuruş olan Çevre Temizlik Vergisi, büyükşehirlerde 45 kuruş, diğer yerlerde 36 kuruşa çıkacak. Köy ve üniversite binalarının Çöp Vergisi muafiyeti de sona erecek.
İmar Kanunu Tasarısı’na göre metreküp başına büyükşehirlerde 24 kuruş, diğer yerlerde 19 kuruş olan çevre temizlik vergisi, büyükşehirlerde 45 kuruş, diğer yerlerde 36 kuruş olarak hesaplanacak. Su ihtiyacını belediye şebekesi dışında karşılayanlar için de vergi oranı artacak. Böylece, 1. grup 1. derece konutların vergi oranı yıllık 1400 liradan 4 bin 200 liraya çıkacak. Çevre temizlik vergisi su faturalarına ekleniyor. Konutlar için çöp vergisi, su tüketim metreküpü başına belirlenen fiyat tarifesiyle hesaplanıyor. Mevcut durumda büyükşehirlerde 100 liralık yalın su bedeli için 8.5 lira Çevre Temizlik Vergisi kesiliyor. Tasarının hayata geçmesiyle bu miktar 16 liraya çıkacak.
Elektro tapu
Tasarıyla, ‘elektro tapu’nun da esasları belirlendi. Buna göre, bilgi teknolojileri ve iletişim araçları vasıtasıyla, güvenli altyapı oluşturularak hazırlanmış ortamlarda, tarafların farklı müdürlüklerden veya yurtdışı temsilciliklerinden, aynı anda görüntülü katılımıyla ve elektronik kimlik doğrulama yöntemleri kullanılarak tapu işlemleri yapılabilecek. Elektronik tapunun ayrıntıları yönetmelikle belirlenecek.
100 lirada 3.57 TL zam
Çevre Temizlik Vergisi 2014 başından itibaren büyükşehirlerde metreküp başına 24, diğer belediyelerde metreküp başına 19 kuruş olarak uygulanıyor. Son oranlara göre Ankara’da 100 lira tutarında örnek bir fatura yaklaşık şu kalemlerden oluşuyor:
Köyün muafiyeti bitti
Tasarıyla, çevre temizlik vergisinden muaf olan yer ve kurumlar arasından köyler çıkarıldı. Bunun yerine mahalli idarelere ve bunların kurduğu birlikler muafiyette tutuldu. Üniversitelerin kullanımına özel binalar da tasarının yasalaşmasıyla çöp vergisi ödemek zorunda. Tasarıyla darülaceze’nin dışındaki kimsesiz bakım kurumlarından da çöp vergisi alınacak. Tasarıyla, atık suyun uzaklaştırılmasına karşılık içme ve kullanma suyu tüketim bedelinin yüzde 50’sini geçmemek üzere belediye meclisince belirlenen ücretler de belediye gelirlerine eklenecek.
12 Aralık 2014 Cuma
Anadolu yakasında elektrik kesintisi
Planlı elektrik kesintisi programı kapsamında 14 Aralık Pazar günü İstanbul'un bazı ilçelerinde elektrik kesintisine gidilecek.
Yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un Ataşehir, Kartal, Pendik, Tuzla ve Üsküdar ilçelerinin bazı bölümlerine elektrik verilemeyecek.
Yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un Ataşehir, Kartal, Pendik, Tuzla ve Üsküdar ilçelerinin bazı bölümlerine elektrik verilemeyecek.
11 Aralık 2014 Perşembe
Kılıçdaroğlu: 'İspat etsinler siyaseti bırakırım'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de yayınlanan Türkiye'nin Nabzı Özel programında Didem Arslan Yılmaz'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
SÜHELY BATUM'UN PARTİDEN İHRAÇ EDİLMESİ
Kendisinin bir açıklaması vardı. Medyada da yer almıştı. Bu açıklama, partinin kurumsal kimliğine zarar veriyordu bu nedenle kendisi Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildi ama Yüksek Disiplin Kurulu nasıl karar verdi, doğrusunu isterseniz ben de sonradan öğrendim. Çünkü yüksek disiplin kurulunu ben atamıyorum, onları kurultay seçiyor. Onlar bağımsızlar, oturup tarafları dinliyorlar ve ona da göre karar veriyorlar. Siz ne kadar biliyorsanız ben de o kadar biliyorum.
SÜHEYL BATUM'UN BİR KOMPLO SÜRECİNİN DÜZENLENDİĞİ İDDİASINDA BULUNMASI
Süheyl Bey'in biraz ayrıntı vermesi lazım. Bilmiyorum ki hangi komplo süreci? Sonuçta bir partiyiz. Biz Türkiye'nin en eski ve köklü partilerinden biriyiz. Bir kişi partinin dışında olursa, parti üyesi değilse, örneğin herhangi bir yurttaş bize her türlü eleştiriyi yapabilir bu eleştirilerin de başımızın üstünde yeri vardır. Ama parti üyesi olan birisinin sokaktaki yurttaş kadar özgürce konuşma hakkı yoktur. Çünkü partinin programı, tüzüğü, ilkeleri, kuralları vardır. Parti üyesi olan birinin bu kuralları uyması lazım. Eğer bu kurallara uymuyorsa, partiden ayrılır. Ayrıldıktan sonra partiyi eleştirmeye devam edebilir. Hem partide milletvekili olacaksınız, hem partinin ilkelerine ters düşen eleştiriler getireceksiniz, olmaz. Disiplin olması lazım. Biz de bu disiplini sağlamaya çalışıyoruz.
'MİT CHP'Yİ İZLİYOR' İDDİASI
Operasyonu yapan kimler olduğunu benim açıklamamı beklemiyorsunuz herhalde. Ama Milli İstihbarat Teşkilatı'nın içinde belli bir grubun doğrudan hükümetten aldığı talimatlarla CHP üzerinde çalıştığını gayet iyi biliyoruz. En somut belgeler CHP milletvekilleriyle ilgili fişlemelerdir. Elimize bilgi ve belge ulaşmamış olsa biz bunları söylemeyiz. Belgelerin bir kısmı yayınlandı.
EMİNE ÜLKER TARHAN'IN İSTİFASI
Hayırlı olsun. Bizim açımızdan herhangi bir kayıp söz konusu değil.
YENİ DİNLEME LİSTELERİ
Bizim gizlenecek bir şeyimiz yok, herhangi bir önlem almaya da gerek yok. Sorulması gereken temel soru şu; bu dinlemeler kimin iktidarı döneminde yapıldı? Bir kamu kuruluşu ancak siyasi otoriteden talimat alarak dinleme yapabilir.
"GENEL AF GÜNDEMDE YOK"
Gündemde öyle bir konu yok. Hükümet yetkilileri de açıkladı. (Böyle bir şey olursa destekler misiniz?) Toplumsal uzlaşma olmadan hayır.
DARBECİLİK SUÇLAMASINA YANIT
Türkiye Başbakanı olarak Davutoğlu Mısır'a gidebiliyor mu? Darbecilerden en çok zarar gören parti biziz, darbecilik suçlaması akıl tutulması.
Cumhurbaşkanı seçilirsem Çankaya Köşkü'nde otururum.
"ÇOCUKLARIM ÇALIŞTI, SİGORTALI OLMAK AYIP DEĞİL Kİ"
Oğlum Didim'de şezlong satarak çalıştı, sigortalı yapıldı. Çocuğum sigortalıydı, ondan önce de çalışıyordu. Aristokrat bir aileden gelen birisi değilim. Benim çocuklarım çalıştı. Sigortalı olmak ayıp değil ki.
"İSPAT ETSİNLER SİYASETİ BIRAKIRIM"
SGK'nin hemşirelik okulları vardı, oradan mezun olanları sınavsız aldık. Benim dönemimde sınava girip kazanamadığı halde bir kişinin atandığını ispat etsinler siyaseti bırakırım.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ TARTIŞMASI
Biz demokrasi mi, baskı rejimi mi getireceğiz? Polis devleti oluşturulmak isteniyor.
CHP'NİN "ÇÖZÜM"E BAKIŞI
Devlet meşru zeminde görüşmeler yapar, kimdir o HDP'dir.
ANADİLDE EĞİTİM TARTIŞMASI
Çocuğun eğitimi konusunda siyasilerin karar üretmesi doğru değildir. Çocuklarımızın iyi eğitim alması için onları üstün yararını gözetmeliyiz.
2015 SEÇİMLERİNDE 'CHP-HDP İTTİFAKI YAPACAK' İDDİASI
Hayal mahsulu şeyler. Bağımsız olarak seçime gireceğiz, HDP'ye oy verenlerin bize oy vermesini isteriz.
"İNANÇ TEMELLİ SİYASET"
Siyaseti etnik kimlik temelli, inanç temelli yaparsanız siyaseti kitlersiniz. İnanç temelli siyasetin Ortadoğu'yu ne noktaya getirdiğini görüyoruz.
ZORUNLU DİN DERSİ TARTIŞMASI
Eğitim konusunda sınıfta kalmış bir ülkeyiz, 4+4+4 sistemi hükümet programında yoktu. Çocuklarımızı denek haline getirdik, 11 yılda 13 kez eğitim sistemi değişti. Türkiye'de gençler uyuşyurucu batağında, sokakta peynir ekmek gibi satılıyor, kim iktidarda?
ZORUNLU OSMANLICA TARTIŞMASI
İslam dünyası başarılara imza atarken Avrupa Ortaçağ karanlığı yaşıyordu. İslam dünyası bir dönem bilimde bir numaraydı, İslam'ın çıkışı devrimci bir harekettir. İlköğretim ve ortaöğretimde Osmanlıca derslerinin olması doğru değil, üniversitelerde olmalı.
DERSİM TARTIŞMASI
Dersim konusu ben Tuncelili olduğum için gündeme geliyor, Dersim yok olsa bunlar bayram yapacaklar.
Dersim'de büyük bir trajedi yaşandı, belgeler bunlarda, tüm arşivlerin parlamentoya getirilmesini istedik.
O bölgede yaşayıp da bedel ödemeyen yok. Büyük acıların yaşandığı bir gerçek, tarihimizle yüzleşmeliyiz, öyle olursa toplum da rahatlar.
CHP'DE ÖZÜR TARTIŞMASI
Özür dilenmesi gerekiyorsa bunu devletin yapması gerekiyor. Atatürk'ün kurduğu Halk Fıkrasıyla bugünkü CHP aynı değil, kendimizi yeniliyoruz. Dersimliler kim ne derse desin Cumhuriyet ve Atatürk'e bağlıdır.
Bir siyasi parti lideri ülkenin her yerine gidebilir.
SEÇİM BARAJI TARTIŞMASI
Yüzde 10 seçim barajı askeri darbecilerin eseri, bunu savunan kim hükümet. Anayasa Mahkemesi'nin kararı eleştirilebilir ama "kararı uygulamam" diye bir şey olmaz.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:
SÜHELY BATUM'UN PARTİDEN İHRAÇ EDİLMESİ
Kendisinin bir açıklaması vardı. Medyada da yer almıştı. Bu açıklama, partinin kurumsal kimliğine zarar veriyordu bu nedenle kendisi Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildi ama Yüksek Disiplin Kurulu nasıl karar verdi, doğrusunu isterseniz ben de sonradan öğrendim. Çünkü yüksek disiplin kurulunu ben atamıyorum, onları kurultay seçiyor. Onlar bağımsızlar, oturup tarafları dinliyorlar ve ona da göre karar veriyorlar. Siz ne kadar biliyorsanız ben de o kadar biliyorum.
SÜHEYL BATUM'UN BİR KOMPLO SÜRECİNİN DÜZENLENDİĞİ İDDİASINDA BULUNMASI
Süheyl Bey'in biraz ayrıntı vermesi lazım. Bilmiyorum ki hangi komplo süreci? Sonuçta bir partiyiz. Biz Türkiye'nin en eski ve köklü partilerinden biriyiz. Bir kişi partinin dışında olursa, parti üyesi değilse, örneğin herhangi bir yurttaş bize her türlü eleştiriyi yapabilir bu eleştirilerin de başımızın üstünde yeri vardır. Ama parti üyesi olan birisinin sokaktaki yurttaş kadar özgürce konuşma hakkı yoktur. Çünkü partinin programı, tüzüğü, ilkeleri, kuralları vardır. Parti üyesi olan birinin bu kuralları uyması lazım. Eğer bu kurallara uymuyorsa, partiden ayrılır. Ayrıldıktan sonra partiyi eleştirmeye devam edebilir. Hem partide milletvekili olacaksınız, hem partinin ilkelerine ters düşen eleştiriler getireceksiniz, olmaz. Disiplin olması lazım. Biz de bu disiplini sağlamaya çalışıyoruz.
'MİT CHP'Yİ İZLİYOR' İDDİASI
Operasyonu yapan kimler olduğunu benim açıklamamı beklemiyorsunuz herhalde. Ama Milli İstihbarat Teşkilatı'nın içinde belli bir grubun doğrudan hükümetten aldığı talimatlarla CHP üzerinde çalıştığını gayet iyi biliyoruz. En somut belgeler CHP milletvekilleriyle ilgili fişlemelerdir. Elimize bilgi ve belge ulaşmamış olsa biz bunları söylemeyiz. Belgelerin bir kısmı yayınlandı.
EMİNE ÜLKER TARHAN'IN İSTİFASI
Hayırlı olsun. Bizim açımızdan herhangi bir kayıp söz konusu değil.
YENİ DİNLEME LİSTELERİ
Bizim gizlenecek bir şeyimiz yok, herhangi bir önlem almaya da gerek yok. Sorulması gereken temel soru şu; bu dinlemeler kimin iktidarı döneminde yapıldı? Bir kamu kuruluşu ancak siyasi otoriteden talimat alarak dinleme yapabilir.
"GENEL AF GÜNDEMDE YOK"
Gündemde öyle bir konu yok. Hükümet yetkilileri de açıkladı. (Böyle bir şey olursa destekler misiniz?) Toplumsal uzlaşma olmadan hayır.
DARBECİLİK SUÇLAMASINA YANIT
Türkiye Başbakanı olarak Davutoğlu Mısır'a gidebiliyor mu? Darbecilerden en çok zarar gören parti biziz, darbecilik suçlaması akıl tutulması.
Cumhurbaşkanı seçilirsem Çankaya Köşkü'nde otururum.
"ÇOCUKLARIM ÇALIŞTI, SİGORTALI OLMAK AYIP DEĞİL Kİ"
Oğlum Didim'de şezlong satarak çalıştı, sigortalı yapıldı. Çocuğum sigortalıydı, ondan önce de çalışıyordu. Aristokrat bir aileden gelen birisi değilim. Benim çocuklarım çalıştı. Sigortalı olmak ayıp değil ki.
"İSPAT ETSİNLER SİYASETİ BIRAKIRIM"
SGK'nin hemşirelik okulları vardı, oradan mezun olanları sınavsız aldık. Benim dönemimde sınava girip kazanamadığı halde bir kişinin atandığını ispat etsinler siyaseti bırakırım.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ TARTIŞMASI
Biz demokrasi mi, baskı rejimi mi getireceğiz? Polis devleti oluşturulmak isteniyor.
CHP'NİN "ÇÖZÜM"E BAKIŞI
Devlet meşru zeminde görüşmeler yapar, kimdir o HDP'dir.
ANADİLDE EĞİTİM TARTIŞMASI
Çocuğun eğitimi konusunda siyasilerin karar üretmesi doğru değildir. Çocuklarımızın iyi eğitim alması için onları üstün yararını gözetmeliyiz.
2015 SEÇİMLERİNDE 'CHP-HDP İTTİFAKI YAPACAK' İDDİASI
Hayal mahsulu şeyler. Bağımsız olarak seçime gireceğiz, HDP'ye oy verenlerin bize oy vermesini isteriz.
"İNANÇ TEMELLİ SİYASET"
Siyaseti etnik kimlik temelli, inanç temelli yaparsanız siyaseti kitlersiniz. İnanç temelli siyasetin Ortadoğu'yu ne noktaya getirdiğini görüyoruz.
ZORUNLU DİN DERSİ TARTIŞMASI
Eğitim konusunda sınıfta kalmış bir ülkeyiz, 4+4+4 sistemi hükümet programında yoktu. Çocuklarımızı denek haline getirdik, 11 yılda 13 kez eğitim sistemi değişti. Türkiye'de gençler uyuşyurucu batağında, sokakta peynir ekmek gibi satılıyor, kim iktidarda?
ZORUNLU OSMANLICA TARTIŞMASI
İslam dünyası başarılara imza atarken Avrupa Ortaçağ karanlığı yaşıyordu. İslam dünyası bir dönem bilimde bir numaraydı, İslam'ın çıkışı devrimci bir harekettir. İlköğretim ve ortaöğretimde Osmanlıca derslerinin olması doğru değil, üniversitelerde olmalı.
DERSİM TARTIŞMASI
Dersim konusu ben Tuncelili olduğum için gündeme geliyor, Dersim yok olsa bunlar bayram yapacaklar.
Dersim'de büyük bir trajedi yaşandı, belgeler bunlarda, tüm arşivlerin parlamentoya getirilmesini istedik.
O bölgede yaşayıp da bedel ödemeyen yok. Büyük acıların yaşandığı bir gerçek, tarihimizle yüzleşmeliyiz, öyle olursa toplum da rahatlar.
CHP'DE ÖZÜR TARTIŞMASI
Özür dilenmesi gerekiyorsa bunu devletin yapması gerekiyor. Atatürk'ün kurduğu Halk Fıkrasıyla bugünkü CHP aynı değil, kendimizi yeniliyoruz. Dersimliler kim ne derse desin Cumhuriyet ve Atatürk'e bağlıdır.
Bir siyasi parti lideri ülkenin her yerine gidebilir.
SEÇİM BARAJI TARTIŞMASI
Yüzde 10 seçim barajı askeri darbecilerin eseri, bunu savunan kim hükümet. Anayasa Mahkemesi'nin kararı eleştirilebilir ama "kararı uygulamam" diye bir şey olmaz.
Etiketler:
chp,
haber,
kemal kılıçdaroğlu,
Türkiye
Bülent Arınç’tan “Fuatavni” sürprizi: Ciddi, vahim, umarım aslı çıkmaz
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde çok önemli açıklamalarda bulundu. Arınç’ın, Twitter fenomeni “Fuatavni”nin Twitter’dan duyurduğu, gazetecileri de kapsayan büyük çaplı operasyon iddiasıyla ilgili “Ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır. Bahsi geçen tweetleri biraz da vahim buldum. Umarım bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz” dedi. Arınç, milletvekili maaşının artırılmasını da istedi, “Aman laf olur” diye yazlık yaptıramadıklarını anlattı.
Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde sosyal medyada yapılan ve İstanbul’da Zaman gazetesi önünde eylemlere neden olan tweetler de görüşüldü. Milletvekillerinin soruları üzerine Arınç şu açıklamayı yaptı:
“Bu bir twitter fenomeni. Bu fenomen bazen yazılarında olacak olayları önceden yazıyor, ‘fuatavni’ isminde. Tahminen 50’ye yakın tweet atmış. Bu tweetlerinin başında ‘12 Aralık cuma günü İstanbul, Ankara, Malatya merkezli operasyonda şu kadar gazeteci alınacak’ falan diye, isimlerine kadar yazıyor. Bu bilgiler isim de verilerek yapıldığına göre ciddi sayılması gerekir. Bu tür bilgilerin bir ilgisi, esası yoktur. Ama tabii yarın böyle bir operasyon, üç gün sonra, beş gün sonra yapılır mı, ne kadar kapsamda yapılır ne amaçla yapılır. Bunu bizim bilmemiz mümkün değil. Twitter’da her yazılan şeyi bir gerçek olarak kabul edemeyiz. Bu insanın daha önce yazdığı tweetler de var, pek çoğu hakarettir, pek çoğu kin ve düşmanlıktır, bunlara da inanmayız. Ama burada, operasyonu yapacak polisler isimlere kadar verildiğine göre; ben sadece ‘Ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır’ dememden başka bir şey diyemem. Bahsi geçen tweetleri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum. Umarım ki bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz veya yargı olayının dışına taşan bir durum olmaz. Bunu da söylemek isterim.”
(Bülent Sarıoğlu / Hürriyet)
Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde sosyal medyada yapılan ve İstanbul’da Zaman gazetesi önünde eylemlere neden olan tweetler de görüşüldü. Milletvekillerinin soruları üzerine Arınç şu açıklamayı yaptı:
“Bu bir twitter fenomeni. Bu fenomen bazen yazılarında olacak olayları önceden yazıyor, ‘fuatavni’ isminde. Tahminen 50’ye yakın tweet atmış. Bu tweetlerinin başında ‘12 Aralık cuma günü İstanbul, Ankara, Malatya merkezli operasyonda şu kadar gazeteci alınacak’ falan diye, isimlerine kadar yazıyor. Bu bilgiler isim de verilerek yapıldığına göre ciddi sayılması gerekir. Bu tür bilgilerin bir ilgisi, esası yoktur. Ama tabii yarın böyle bir operasyon, üç gün sonra, beş gün sonra yapılır mı, ne kadar kapsamda yapılır ne amaçla yapılır. Bunu bizim bilmemiz mümkün değil. Twitter’da her yazılan şeyi bir gerçek olarak kabul edemeyiz. Bu insanın daha önce yazdığı tweetler de var, pek çoğu hakarettir, pek çoğu kin ve düşmanlıktır, bunlara da inanmayız. Ama burada, operasyonu yapacak polisler isimlere kadar verildiğine göre; ben sadece ‘Ciddidir, bunun üzerinde durulmalıdır’ dememden başka bir şey diyemem. Bahsi geçen tweetleri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum. Umarım ki bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz veya yargı olayının dışına taşan bir durum olmaz. Bunu da söylemek isterim.”
(Bülent Sarıoğlu / Hürriyet)
Devlet bu ilçeyi satıyor
İş güvenliği için hazırlanan torba yasayla Türkiye’nin tek tapusuz ilçesi olan Şanlıurfa’ya bağlı Ceylanpınar ilçesi satışa çıkarılıyor. Buna göre ilçe kentsel dönüşüm kapsamına alınacak ve büyük bölümü Hazine’ye ait olan araziler, onları kullananlara uygun koşullarla satılacak.
İŞ güvenliği için hazırlanan ve Meclis’e sunulan torba yasa paketiyle bir ilçe satışa çıkarılıyor. Buna göre paketin yasalaşmasının ardından Şanlıurfa’ya bağlı Ceylanpınar ilçesi, kentsel dönüşüm kapsamına alınacak ve büyük bölümü Hazine’ye ait olan taşınmazlar, onları kullanan ilçe halkına satılacak. Böyle bir düzenleme yapılmasının gerekçesi, “Ceylanpınar İlçesi’nin kurulu olduğu bölgede bulunan taşınmazların büyük bölümünün Hazine’ye ait olması” olarak gösteriliyor.
HARCA ESAS DEĞERLER
Yasa maddesine göre bu arazilerin satış işlemleri, ilçe ‘kentsel dönüşüm ve gelişim projesi” olarak ilan edildikten sonra başlayacak. Öncelikle ilçenin imar planında eğitim ve sağlık alanına ayrılanlar yerlar ile fiilen kamu hizmetlerinde kullanılan araziler ayrılacak. Bunun dışında kalan araziler ise Ceylanpınar Belediyesi’ne bedelsiz olarak devredilecek. Belediye tarafından devralınan taşınmazlar, öncelikle bu arazileri kullananlara satılacak. Satış bedelleri “harca esas değerler” dikkate alınarak belirlenecek.
YURTTAŞLAR KULLANIYOR
Maddenin gerekçesinde ise, Ceylanpınar’da yaşanan sorun net bir şekilde ifade edildi. İlçede Hazine’ye ait olan taşınmazların eskiden beri birçok vatandaş tarafından ev, işyeri ve benzeri binalar yapılarak kullanıldığı belirtilen gerekçede, “Ancak üzerinde kendilerine ait ev, işyeri ve benzeri yapılar bulunan ve uzun yıllardan beri kullanılagelen bu taşınmazların tapuları kendilerine ait olmadığı için; bu vatandaşlarımız ile devletimiz arasında birçok idari ve hukuki ihtilaf çıkmış, davalar açılmıştır. Bu vatandaşlarımızın mülkiyet sorunları çözülemediği için sorunlar çıkmış ve mağduriyetler yaşanmıştır” denildi. Satış sırasında vatandaşların fakir ve ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun da dikkate alınacağı ifade edilen gerekçede, arazilerin üzerine vatandaşlar tarafından yapılan binaların fiyata dahil edilmeyeceği de vurgulandı.
TEK BİR TAPU BİLE YOK
CEYLANPINAR, Türkiye’nin tek tapusuz ilçesi. 1982 yılında ilçe olan ve 78 bin nüfusu bulunan Ceylanpınar’da yer alan gayrimenkullerin hiçbirinin tapusu bulunmuyor. Yakın zamana kadar da hem Ankara’da hem de Ceylanpınar’da konuyla ilgili toplantılar yapılırken, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, yaşanan sorunu “Ceylanpınar’da bulunan tüm gayrimenkullerin tapusu yoktu, bu sorununun çözülmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik ile birlikte Ankara’da yetkili tüm bürokratlarımızla toplantılar yaptık. Yetkililer Urfa’ya gönderildi, Ceylanpınar’da yerinde incelemeler yapıldı” sözleriyle anlatmıştı.
TUTANAK SATIŞLA YAPILIYOR
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, tapu sorunun ilçenin kurulmasından bu yana yaşandığını söyledi. Gök, “35 köy, merkez ilçedeki 15 mahalle… Hiçbirinin tapusu yok. İlçede kaçak durumda olan bina sayısını siz düşünün” dedi. Gök, “Vatandaşlar gayrimenkul alım satım işlemlerinde kendi aralarında tutanak tutuyorlar. Bu düzenlemeyle bir ilçe adeta sil baştan kayıt altına alınacak. İlçenin kangrenleşmiş iki sorunundan biri göçerlikti, o giderildi. Şimdi de tapu sorunu çözülecek. Vatandaşların büyük bir bölümü zaten bedelini ödeyerek tapusunu almak istiyordu. Şimdi bu arazilerin rayiç bedeli belirlenecek ve ona göre işlemler yapılacak” diye konuştu.
(Hacer Boyacıoğlu / Hürriyet)
İŞ güvenliği için hazırlanan ve Meclis’e sunulan torba yasa paketiyle bir ilçe satışa çıkarılıyor. Buna göre paketin yasalaşmasının ardından Şanlıurfa’ya bağlı Ceylanpınar ilçesi, kentsel dönüşüm kapsamına alınacak ve büyük bölümü Hazine’ye ait olan taşınmazlar, onları kullanan ilçe halkına satılacak. Böyle bir düzenleme yapılmasının gerekçesi, “Ceylanpınar İlçesi’nin kurulu olduğu bölgede bulunan taşınmazların büyük bölümünün Hazine’ye ait olması” olarak gösteriliyor.
HARCA ESAS DEĞERLER
Yasa maddesine göre bu arazilerin satış işlemleri, ilçe ‘kentsel dönüşüm ve gelişim projesi” olarak ilan edildikten sonra başlayacak. Öncelikle ilçenin imar planında eğitim ve sağlık alanına ayrılanlar yerlar ile fiilen kamu hizmetlerinde kullanılan araziler ayrılacak. Bunun dışında kalan araziler ise Ceylanpınar Belediyesi’ne bedelsiz olarak devredilecek. Belediye tarafından devralınan taşınmazlar, öncelikle bu arazileri kullananlara satılacak. Satış bedelleri “harca esas değerler” dikkate alınarak belirlenecek.
YURTTAŞLAR KULLANIYOR
Maddenin gerekçesinde ise, Ceylanpınar’da yaşanan sorun net bir şekilde ifade edildi. İlçede Hazine’ye ait olan taşınmazların eskiden beri birçok vatandaş tarafından ev, işyeri ve benzeri binalar yapılarak kullanıldığı belirtilen gerekçede, “Ancak üzerinde kendilerine ait ev, işyeri ve benzeri yapılar bulunan ve uzun yıllardan beri kullanılagelen bu taşınmazların tapuları kendilerine ait olmadığı için; bu vatandaşlarımız ile devletimiz arasında birçok idari ve hukuki ihtilaf çıkmış, davalar açılmıştır. Bu vatandaşlarımızın mülkiyet sorunları çözülemediği için sorunlar çıkmış ve mağduriyetler yaşanmıştır” denildi. Satış sırasında vatandaşların fakir ve ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun da dikkate alınacağı ifade edilen gerekçede, arazilerin üzerine vatandaşlar tarafından yapılan binaların fiyata dahil edilmeyeceği de vurgulandı.
TEK BİR TAPU BİLE YOK
CEYLANPINAR, Türkiye’nin tek tapusuz ilçesi. 1982 yılında ilçe olan ve 78 bin nüfusu bulunan Ceylanpınar’da yer alan gayrimenkullerin hiçbirinin tapusu bulunmuyor. Yakın zamana kadar da hem Ankara’da hem de Ceylanpınar’da konuyla ilgili toplantılar yapılırken, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, yaşanan sorunu “Ceylanpınar’da bulunan tüm gayrimenkullerin tapusu yoktu, bu sorununun çözülmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik ile birlikte Ankara’da yetkili tüm bürokratlarımızla toplantılar yaptık. Yetkililer Urfa’ya gönderildi, Ceylanpınar’da yerinde incelemeler yapıldı” sözleriyle anlatmıştı.
TUTANAK SATIŞLA YAPILIYOR
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkerim Gök, tapu sorunun ilçenin kurulmasından bu yana yaşandığını söyledi. Gök, “35 köy, merkez ilçedeki 15 mahalle… Hiçbirinin tapusu yok. İlçede kaçak durumda olan bina sayısını siz düşünün” dedi. Gök, “Vatandaşlar gayrimenkul alım satım işlemlerinde kendi aralarında tutanak tutuyorlar. Bu düzenlemeyle bir ilçe adeta sil baştan kayıt altına alınacak. İlçenin kangrenleşmiş iki sorunundan biri göçerlikti, o giderildi. Şimdi de tapu sorunu çözülecek. Vatandaşların büyük bir bölümü zaten bedelini ödeyerek tapusunu almak istiyordu. Şimdi bu arazilerin rayiç bedeli belirlenecek ve ona göre işlemler yapılacak” diye konuştu.
(Hacer Boyacıoğlu / Hürriyet)
3.5 yaşındaki çocuğa kreşte darp
Tekirdağ’da özel bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki kız çocuğuna öğretmeni tarafından darp uygulandığı ileri sürüldü. Kurum ve öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı.
Tekirdağ’da özel bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki kız çocuğuna öğretmeni tarafından darp uygulandığı ileri sürüldü. Kurum ve öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı.
İddiaya göre, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki İ.P. öğretmeni tarafından darp edildi. Kızını kreşten alan anne N.P. çocuğa tuvaletini yaptırırken göbeğinin altında morluklar olduğunu fark etti. Olayın ardından kreşi arayan N.P. kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüştü. Öğretmenin kağıt havlu ile silerken izlerin oluştuğunu söylemesi üzerine çocuğu hastaneye götüren aile, İ.P’ye fiziksel olarak bir müdahale söz konusu olduğunu öğrenerek darp raporu aldı.
Durumu polise bildiren aile, aldıkları darp raporu ile kurum ve öğretmene dava açtı. Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yapan aile, suçluların cezasını çekmesini istiyor.
Kızına yapılanların hesabının sorulacağını ifade eden T.P. "Kızıma pazartesi günü kreşte altına kaçırdı diye öğretmeni tarafından darp uygulanıyor. Eşim, kızımı kreşten aldıktan sonra eve geliyor. Kızımın tuvaletini yaptırırken göbeğinin altındaki morlukları fark ediyor. Sonrasında kreşin yetkilisini arıyor. Kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüşüyor. Öğretmenin iddiası kağıt havlu ile silerken bu izlerin oluştuğu şeklinde. Daha sonrasında hastaneye gittiğimiz zaman hastane raporu ile de darp tespit edildiği kapsamda kızıma fiziksel olarak bir müdahale söz konusu. Teninde göbeğinin alt kısmında bariz derecede morluklar var. Akşam polis tarafından rapor tutuluyor. Rapor neticesinde olay savcılık aşamasında kurum ve öğretmeni dava etmiş durumdayız. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yaptık. Aile ve Sosyal Politikalardan kurum için inceleme başlatıldı" dedi.
"KIZIM KREŞİN YANINDAN GEÇERKEN KORKUYOR"
Kızının kreşin yanından geçerken korktuğunu ve sesinin titrediğini belirten baba T.P. kızının durumunu daha önce fark etmediğini belirterek, "Ertesi gün kızımı kreşe bırakmadığımız için artık anneannesine bırakmaya giderken kreşin yolundan geçtik. Yolda kızım ’Okula mı gidiyoruz baba?’ dedi. Okula gitmediğimizi söyledim. Ses tonu çok ürkekti ve korkuyordu. Daha önceden de kızımı bırakırken aynı ürkek davranışları kızımda görüyordum. Fakat bu davranışlarını bizden ayrılıyor olmasına bağlıyordum. O gün o davranışlarının sebebini kreşin sayfasında gördüğüm gibi kızımın kreşte mutlu olmadığını anladım. 3.5 yaşındaki bir çocuğa bu muamelenin yapılmasına kimin yüreği dayanır. 3.5 yaşındaki çocuk altını ıslattı diye ceza olarak tutup darp etmek insanlık değildir. Öğretmenliğe kutsal mesleğe bu davranış yakışmamaktadır. Bu mesleğe ihanettir. Kızımdan burada af diliyorum. Daha önce onu fark etmediğim, araştırmadığım için ondan af diliyorum. Kızım böyle bir olaya maruz kalıyor. Ben 3.5 yaşındaki kızımı devlete, devletin yetki verdiği kuruma ve devletin yetki verdiği öğretmene emanet ediyorum" ifadelerini kullandı.
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Olay sonrası Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada darp raporu ve şikayet sonrasında kuruma yönelik incelemenin, gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatıldığı belirtilerek, durumun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletildiği açıklandı.
O öğretmen iddiaları yalanladı
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde özel bir kreşte 3.5 yaşındaki çocuğu altına kaçırdı diye darp ettiği iddia edilen öğretmen Z.T. açıklama yaptı.
Açıklamasında cevap hakkını kullandığını ifade eden Z.T. hakkındaki iddiaların tamamen asılsız olduğunu öne sürdü. Çocuğun teslim edildikten sonra geçen 3 saatlik zaman dilimindeki sorumluluğunun sadece aileye ait olduğunu belirten Z.T. "Olay yargıya intikal etmiştir. İddiadan öteye geçmeyen suçlamayı yapanlar ve yayınlayanlar ile ilgili yasal yollara başvurduğumu belirtmek istiyorum" dedi. (Milliyet)
Tekirdağ’da özel bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki kız çocuğuna öğretmeni tarafından darp uygulandığı ileri sürüldü. Kurum ve öğretmen hakkında soruşturma başlatıldı.
İddiaya göre, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde bir kreşte altına kaçıran 3.5 yaşındaki İ.P. öğretmeni tarafından darp edildi. Kızını kreşten alan anne N.P. çocuğa tuvaletini yaptırırken göbeğinin altında morluklar olduğunu fark etti. Olayın ardından kreşi arayan N.P. kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüştü. Öğretmenin kağıt havlu ile silerken izlerin oluştuğunu söylemesi üzerine çocuğu hastaneye götüren aile, İ.P’ye fiziksel olarak bir müdahale söz konusu olduğunu öğrenerek darp raporu aldı.
Durumu polise bildiren aile, aldıkları darp raporu ile kurum ve öğretmene dava açtı. Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yapan aile, suçluların cezasını çekmesini istiyor.
Kızına yapılanların hesabının sorulacağını ifade eden T.P. "Kızıma pazartesi günü kreşte altına kaçırdı diye öğretmeni tarafından darp uygulanıyor. Eşim, kızımı kreşten aldıktan sonra eve geliyor. Kızımın tuvaletini yaptırırken göbeğinin altındaki morlukları fark ediyor. Sonrasında kreşin yetkilisini arıyor. Kreşin yetkilisi ve öğretmenle görüşüyor. Öğretmenin iddiası kağıt havlu ile silerken bu izlerin oluştuğu şeklinde. Daha sonrasında hastaneye gittiğimiz zaman hastane raporu ile de darp tespit edildiği kapsamda kızıma fiziksel olarak bir müdahale söz konusu. Teninde göbeğinin alt kısmında bariz derecede morluklar var. Akşam polis tarafından rapor tutuluyor. Rapor neticesinde olay savcılık aşamasında kurum ve öğretmeni dava etmiş durumdayız. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne, Tekirdağ Valiliğine, Malkara Kaymakamlığına gerekli başvuruları yaptık. Aile ve Sosyal Politikalardan kurum için inceleme başlatıldı" dedi.
"KIZIM KREŞİN YANINDAN GEÇERKEN KORKUYOR"
Kızının kreşin yanından geçerken korktuğunu ve sesinin titrediğini belirten baba T.P. kızının durumunu daha önce fark etmediğini belirterek, "Ertesi gün kızımı kreşe bırakmadığımız için artık anneannesine bırakmaya giderken kreşin yolundan geçtik. Yolda kızım ’Okula mı gidiyoruz baba?’ dedi. Okula gitmediğimizi söyledim. Ses tonu çok ürkekti ve korkuyordu. Daha önceden de kızımı bırakırken aynı ürkek davranışları kızımda görüyordum. Fakat bu davranışlarını bizden ayrılıyor olmasına bağlıyordum. O gün o davranışlarının sebebini kreşin sayfasında gördüğüm gibi kızımın kreşte mutlu olmadığını anladım. 3.5 yaşındaki bir çocuğa bu muamelenin yapılmasına kimin yüreği dayanır. 3.5 yaşındaki çocuk altını ıslattı diye ceza olarak tutup darp etmek insanlık değildir. Öğretmenliğe kutsal mesleğe bu davranış yakışmamaktadır. Bu mesleğe ihanettir. Kızımdan burada af diliyorum. Daha önce onu fark etmediğim, araştırmadığım için ondan af diliyorum. Kızım böyle bir olaya maruz kalıyor. Ben 3.5 yaşındaki kızımı devlete, devletin yetki verdiği kuruma ve devletin yetki verdiği öğretmene emanet ediyorum" ifadelerini kullandı.
ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Olay sonrası Aile ve Sosyal Politikalar Tekirdağ İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada darp raporu ve şikayet sonrasında kuruma yönelik incelemenin, gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatıldığı belirtilerek, durumun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletildiği açıklandı.
O öğretmen iddiaları yalanladı
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde özel bir kreşte 3.5 yaşındaki çocuğu altına kaçırdı diye darp ettiği iddia edilen öğretmen Z.T. açıklama yaptı.
Açıklamasında cevap hakkını kullandığını ifade eden Z.T. hakkındaki iddiaların tamamen asılsız olduğunu öne sürdü. Çocuğun teslim edildikten sonra geçen 3 saatlik zaman dilimindeki sorumluluğunun sadece aileye ait olduğunu belirten Z.T. "Olay yargıya intikal etmiştir. İddiadan öteye geçmeyen suçlamayı yapanlar ve yayınlayanlar ile ilgili yasal yollara başvurduğumu belirtmek istiyorum" dedi. (Milliyet)
IŞİD, gazetecinin cesedini 1 milyon dolara satıyor!
Orta doğunun kanlı terör örgütü IŞİD, dünyayı şok edecek bir eylemle daha adını duyurmaya çalışıyor. Alman gazetesi Bild’de yayınlanan habere göre IŞİD, Ağustos ayında infaz ettiği Amerikalı gazeteci James Foley'in cesedini 1 milyon dolar karşılığında satışa çıkardı.
Cesetlerden dahi para kazanmak isteyen bir örgüt yorumunu yapan Alman gazetesi, bu korkunç girişimi bazı aracı kişilerle Türkiye-Suriye sınırından 'Buzzfeed News' muhabirine ulaştırarak, cesetten para elde edebilmek için dünyaya duyurmak istediğini yazdı. Elinde tuttuğu batılı rehinelerden ilk öldürdüğü kişinin James Foley olduğunu da haberinde hatırlatan gazete, IŞİD'in nasıl bir acımasız terör örgütü olduğuna vurgu yaptı.
DNA ÖRNEĞİ İLE CESETİ TESLİM EDECEK
IŞİD'in, satışa çıkardığı James Foley'in cesedine alıcı bulması halinde, cesedin adı geçen kişiye ait olduğunu ispatlayacak DNA örneğini de verebileceğini ve cesedi de Türkiye sınırından teslim edebileceği haberde kaydedildi. Alman gazetesi para için neler yapabileceğini böylece göstermiş olan IŞİD'in, şimdiye kadar 15 batılı rehineyi serbest bıraktığına da ayrıca haberinde yer verdi.
Temel ELCİVAN/ DUİSBURG, (DHA)
7. sınıf öğrencisi kızı beden eğitimi salonunda...
Adana’da 7. sınıf öğrencisi kız çocuğu, beden eğitimi dersinde kıyafetini değiştirirken erkek öğrencilerin tacizine uğradığını iddia etti.
Tacizde bulunduğu ileri sürülen 10 öğrenci, Çocuk Şube’de ifadeleri alındıktan sonra sevk edildikleri adliyede serbest bırakıldı.
Seyhan ilçesindeki bir ortaokulda meydana gelen olayda İddiaya göre 7. sınıf öğrencisi C.T., beden eğitimi dersinde kıyafetini değiştirirken kendi ve diğer sınıflardan 10 erkek öğrencinin tacizine uğradı. 6 ve 7. sınıf erkek öğrencilerinin kendisini elle cinsel tacizde bulunduğunu ileri süren kız öğrenci, durumu rehberlik öğretmenine anlattı. Öğretmen olayı hemen polise bildirdi. Okula gelen Çocuk Şube Müdürlüğü’nde görevli polisler, C.T.’nin ismini verdiği yaşları 12 ile 13 arasında değişen 10 öğrenciyi gözaltına aldı.
Çocuk Şubede psikolog gözetiminde savcıya ifade veren C.T., “Sınıfımızdaki ve diğer sınıflardaki öğrenciler, beden eğitimi salonunda beni sıkıştırdılar. Elle taciz ettiler” dedi.
10 öğrenci ise adli tıp birimindeki sağlık raporlarının ardından adliyeye sevk edildi. Adliyede çocuk suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı, ifadelerini aldığı çocukları serbest bıraktı.
Öğrenciler ayrıca, işledikleri iddia edilen suçun bilincinde olup olmadıklarının belirlenmesi için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildi. Taciz suçlamasında bulunulan öğrenciler önümüzdeki hafta hastaneye giderek muayeneden geçirilecek. Suçun bilincinde olanlar hakkında önümüzdeki günlerde ‘cinsel taciz’ suçundan dava açılabileceği belirtildi.
“ONDAN SONRA BİZ ÜSTÜMÜZÜ DEĞİŞTİRDİK”
Gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrencilerden E.Ö., “Ben arkadaşımla erkek soyunma odası dolu olduğu için karşı taraftaki salona üstümüzü değiştirmeye gittik. Burada sınıf arkadaşım C.T. üstünü değiştiriyordu. Onu gördük. Üstünü hemen değiştirmesini bizim de üstümüzü değiştireceğimizi söyledik. O üstünü değiştirdikten sonra biz değiştirdik. C.T., tacize uğradığını söylemiş, rehberlik öğretmenine. Benle 10 arkadaşım Çocuk Şubeye götürdüler. Bize sorular sordular. Bizi güvenlik kameralarından tespit etmişler. Ama ben bir şey yapmadım. Zaten C.T.’de benim yapmadığımı söylemiş” dedi. Medyafaresi
İkbal Gürpınar siyasetçi oldu
Ünlü sunucu İkbal Gürpınar, AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı kadrosuna katıldı.
14 Aralık Pazar günü yapılacak olan ilçe kongresinin hazırlıklarını sürdüren AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı, ekranların sevilen yüzü İkbal Gürpınar’ı yönetim kadrosuna dahil etti. Çeşitli televizyon kanallarında programlar yapan İkbal Gürpınar, halen sunuculuk hayatına Kanal 7 televizyonunda yayınlanan programla devam ediyor. Şiir albümü ve roman tarzındaki kitap çalışmalarını da sürdüren İkbal Gürpınar, AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı tarafından yapılan teklifi kabul etme nedenini şu cümlelerle ifade etti:
“Yanlış ve vizyonsuz politikalar nedeniyle uzun yıllarını kaybetmiş olan Türkiye çok uzun zamandan bu yana ilk kez geleceğe yönelik kısa ve uzun vadeli hedefler koyup, vizyonlar çiziyor. Bunları yaparken de ne gibi zorluklar ve engellemelerle karşılaştığımız hepimizin malumu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın rotasını çizdiği ve Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu önderliğinde yürüdüğümüz bu Yeni Türkiye yolunda vatanımıza, milletimize destek vermenin, boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllardan beri Sarıyer’de yaşayan biri olarak, Sayın İlçe Başkanımız Salih Bayraktar’ın yapmış olduğu teklifle, kendi ait olduğum yer olan Sarıyer’de böyle bir mücadeleye girme kararı aldık, Allah muvaffak eylesin".
14 Aralık Pazar günü yapılacak olan ilçe kongresinin hazırlıklarını sürdüren AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı, ekranların sevilen yüzü İkbal Gürpınar’ı yönetim kadrosuna dahil etti. Çeşitli televizyon kanallarında programlar yapan İkbal Gürpınar, halen sunuculuk hayatına Kanal 7 televizyonunda yayınlanan programla devam ediyor. Şiir albümü ve roman tarzındaki kitap çalışmalarını da sürdüren İkbal Gürpınar, AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı tarafından yapılan teklifi kabul etme nedenini şu cümlelerle ifade etti:
“Yanlış ve vizyonsuz politikalar nedeniyle uzun yıllarını kaybetmiş olan Türkiye çok uzun zamandan bu yana ilk kez geleceğe yönelik kısa ve uzun vadeli hedefler koyup, vizyonlar çiziyor. Bunları yaparken de ne gibi zorluklar ve engellemelerle karşılaştığımız hepimizin malumu. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın rotasını çizdiği ve Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu önderliğinde yürüdüğümüz bu Yeni Türkiye yolunda vatanımıza, milletimize destek vermenin, boynumuzun borcu olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllardan beri Sarıyer’de yaşayan biri olarak, Sayın İlçe Başkanımız Salih Bayraktar’ın yapmış olduğu teklifle, kendi ait olduğum yer olan Sarıyer’de böyle bir mücadeleye girme kararı aldık, Allah muvaffak eylesin".
Plaj fotoğraflarını Facebook'ta yayınlayınca...
Antalya Devlet Opera ve Balesi’ne (ANTDOB) yaklaşık 2.5 ay önce vekaleten müdür olarak atanan solist sanatçı Aslı Ayan, görevden alındı. Ayan’ın arkadaşlarıyla plajda çektirdiği ve Facebook’ta paylaştığı fotoğrafın, görevden alınmasına neden olduğu öne sürüldü.
Milliyet'in haberine göre; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından ANTDOB’da Kenan Korbek’ten boşalan müdürlük görevine geçen 1 Ekim’de vekaleten atanan solist sanatçı aslı ayan, geçen 9 Aralık’ta görevinden alındı. Ankara’ya çağrılan Ayan’a, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda atamanın onaylamadığının bildirildiği belirtildi. Ayan’ı müdürlükten eden nedenin ise ’plajda çekilen eski fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki hesabından yayınlaması’ olduğu iddia edildi. Ayan, ANTDOB’taki solistlik görevine döndü.
Bakanlık tarafından görevinin onaylanmadığının bildirildiğini belirten Aslı Ayan, Facebook’ta paylaştığı plaj fotoğrafının görevden alınmasına neden olduğu yönünde kendisinin de duyumlar aldığını kaydetti. Henüz resmi bir bildirimde bulunulmadığını da dile getiren Ayan, Facebook’tan paylaştığı fotoğrafın hangisi olduğunu kendisinin de bilmediğini söyledi. Ayan, bununla ilgili bir şikayet olup olmadığı yönünde de bilgisi olmadığını belirterek, Facebook hesabını, Antalya’daki müdür vekilliği görevine başladığı günlerde kapattığını kaydetti.
Aslı Ayan’ın yerine ise İzmir Devlet Opera Balesi rejisörü Evin Atik’in getirildiği kaydedildi. ANTDOB’un yeni müdürü Evin Atik, önceki gün Sabah İzmir’den Antalya’ya gelip, Aslı Ayan’dan görevi devraldı, akşam da döndü.
Milliyet'in haberine göre; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından ANTDOB’da Kenan Korbek’ten boşalan müdürlük görevine geçen 1 Ekim’de vekaleten atanan solist sanatçı aslı ayan, geçen 9 Aralık’ta görevinden alındı. Ankara’ya çağrılan Ayan’a, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda atamanın onaylamadığının bildirildiği belirtildi. Ayan’ı müdürlükten eden nedenin ise ’plajda çekilen eski fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki hesabından yayınlaması’ olduğu iddia edildi. Ayan, ANTDOB’taki solistlik görevine döndü.
Bakanlık tarafından görevinin onaylanmadığının bildirildiğini belirten Aslı Ayan, Facebook’ta paylaştığı plaj fotoğrafının görevden alınmasına neden olduğu yönünde kendisinin de duyumlar aldığını kaydetti. Henüz resmi bir bildirimde bulunulmadığını da dile getiren Ayan, Facebook’tan paylaştığı fotoğrafın hangisi olduğunu kendisinin de bilmediğini söyledi. Ayan, bununla ilgili bir şikayet olup olmadığı yönünde de bilgisi olmadığını belirterek, Facebook hesabını, Antalya’daki müdür vekilliği görevine başladığı günlerde kapattığını kaydetti.
Aslı Ayan’ın yerine ise İzmir Devlet Opera Balesi rejisörü Evin Atik’in getirildiği kaydedildi. ANTDOB’un yeni müdürü Evin Atik, önceki gün Sabah İzmir’den Antalya’ya gelip, Aslı Ayan’dan görevi devraldı, akşam da döndü.
TSK'da askerler Osmanlı Ordu marşıyla yürüdü! VİDEO
Komutan Harun Selim Tosun Osmanlı ordu marşını söyleterek yemin törenine hazırladığı askerlerinin videosunu paylaştı.
Eğitim Alay Komutanlığı'nda çekilen videoda, erlerin yemin törenlerine Osmanlı ordu marşı ile hazırlandığı görülüyor.
Askerleri izleyen vatandaşların da büyük bir coşkuyla bu atmosfere ortak olduğu görülürken kiminin alkışladığı kiminin telefonlarına sarılarak bu anı kaydetmek istediği görülüyor.
Bu anlar sosyal medyada büyük beğeni toplarken en çok konuşulan konular arasında kendisine yer buldu (HÜR HABER)
VİDEO...
Askerleri izleyen vatandaşların da büyük bir coşkuyla bu atmosfere ortak olduğu görülürken kiminin alkışladığı kiminin telefonlarına sarılarak bu anı kaydetmek istediği görülüyor.
Bu anlar sosyal medyada büyük beğeni toplarken en çok konuşulan konular arasında kendisine yer buldu (HÜR HABER)
VİDEO...
Kocası vasiyet etti diye 30 yıldır çıkmıyor
88 yaşındaki Emir Ayşe Gülana, 30 yıl önce ölen kocasının vasiyeti nedeniyle mağara gibi bir evde ölümünü bekliyor. Yardım tekliflerini reddediyor.
Aydın Valiliği ve yerel yönetimlerin daha iyi şartlarda yaşamasına yönelik tüm tekliflerini "Kocam bana buradan bir yere gitme, dedi" diyerek geri çeviren yaşlı kadının zor şartlar altında yaşamını sürdürüyor.
1942 yılında Mehmet Gülana ile evlenen Emir Ayşe Gülana eşi ile birlikte şu anda yaşadığı bölgeye yerleşti. Yaklaşık 50 dönüm alanı ıslah edip incir ve zeytin bahçesi yaptı. Burada yaptıkları tek odalı taş bir evde yaşayan çiftin 11 çocuğu oldu. Hem çocuklarını hem de bahçedeki incir ve zeytin ağaçlarını gözü gibi bakıp sırtında su taşıyarak büyüten Emir Ayşe-Mehmet Gülana çifti yaklaşık 30 yıl önce kendilerinin bildikleri bahçenin Hazine’ye ait olduğunu öğrendi.
Bu arada rahatsızlanan Mehmet Gülana, 11 çocuğunun annesi eşi Emir Ayşe Gülana’ya vasiyet ederek “Ölünceye kadar buradan çıkma, bizim buradan ancak ölümüzü çıkarabilirler” dedi. Kocasının vasiyetini yerine getiren çaresiz kadın 30 yıldır elektriksiz, susuz ve mağarayı andıran bu evde yaşam savaşı veriyor.
“TARLASINI BAŞKASI ALINCA HAYATA KÜSTÜ”
Arazinin elinden alınmaması için çalmadık kapı bırakmayan Emir Ayşe Gülana, kendisinin bildiği toprağının Dalama’dan V.A. isimli bir kişi tarafından hazineden satın alındığını öğrenince yıkıldı.
Devletin daha iyi yaşam şartları sunmasına rağmen tüm teklifleri reddedip arazisinden çıkmayarak mağarayı andıran evde yaşam savaşı veren 90 yaşındaki Emir Ayşe Gülana’nın tek isteği ise karnını doyurabilecek bir kap sıcak yemek.
Aydın Valiliği ve yerel yönetimlerin daha iyi şartlarda yaşamasına yönelik tüm tekliflerini "Kocam bana buradan bir yere gitme, dedi" diyerek geri çeviren yaşlı kadının zor şartlar altında yaşamını sürdürüyor.
1942 yılında Mehmet Gülana ile evlenen Emir Ayşe Gülana eşi ile birlikte şu anda yaşadığı bölgeye yerleşti. Yaklaşık 50 dönüm alanı ıslah edip incir ve zeytin bahçesi yaptı. Burada yaptıkları tek odalı taş bir evde yaşayan çiftin 11 çocuğu oldu. Hem çocuklarını hem de bahçedeki incir ve zeytin ağaçlarını gözü gibi bakıp sırtında su taşıyarak büyüten Emir Ayşe-Mehmet Gülana çifti yaklaşık 30 yıl önce kendilerinin bildikleri bahçenin Hazine’ye ait olduğunu öğrendi.
Bu arada rahatsızlanan Mehmet Gülana, 11 çocuğunun annesi eşi Emir Ayşe Gülana’ya vasiyet ederek “Ölünceye kadar buradan çıkma, bizim buradan ancak ölümüzü çıkarabilirler” dedi. Kocasının vasiyetini yerine getiren çaresiz kadın 30 yıldır elektriksiz, susuz ve mağarayı andıran bu evde yaşam savaşı veriyor.
“TARLASINI BAŞKASI ALINCA HAYATA KÜSTÜ”
Arazinin elinden alınmaması için çalmadık kapı bırakmayan Emir Ayşe Gülana, kendisinin bildiği toprağının Dalama’dan V.A. isimli bir kişi tarafından hazineden satın alındığını öğrenince yıkıldı.
Devletin daha iyi yaşam şartları sunmasına rağmen tüm teklifleri reddedip arazisinden çıkmayarak mağarayı andıran evde yaşam savaşı veren 90 yaşındaki Emir Ayşe Gülana’nın tek isteği ise karnını doyurabilecek bir kap sıcak yemek.
"CHP'li kadınlar üstsüz güneşlendi" dedi ortalık karıştı
Antalya’da CHP İl Kadın Kolları üyesi bir grup, kendileri için ’Kadınlar plajında üstsüz güneşlendiler’ diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Partili Menderes Türel’i protesto etti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, Hürriyet Gazetesinden Ahmet Hakan’a verdiği röportajda CHP’li kadınların üstsüz güneşlenerek belediyenin kadınlar plajında provokasyona giriştiğine yönelik iddiaları üzerine, Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığı eylem yaptı. Öğle saatlerinde Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan CHP’li kadınlar, attıkları sloganlarla Başkan Türel’i protesto etti.
İl Kadın Kolları Başkanı Sultan Yeğen, belediyeye bağlı özel güvenlik biriminin ve polisin güvenlik önlemleri altında yaptığı basın açıklamasında, "Uyan Türel Antalya’ya kış geldi. bugün bir kez daha yapay gündemler yaratıp kadınlar üzerinden siyaset yapılmasına şiddetle karşı çıktığımızı ifade etme gereği duyduk" dedi.
Yeğen şöyle devam etti:
"Kadın- erkek eşitliğini içine sindiremeyen, kadını ikinci sınıf vatandaş gören, çocuklarımızın üzerindeki baskıyı küçük yaşta yaratmaya odaklanmış iktidarın uzantısı Belediye Başkanı Menderes Türel, ülkemize sahip çıkan bizleriz. Demokrasiye sahip çıkan bizleriz. Özgürlüğe sahip çıkan bizleriz. Bu topluma huzur gelecekse, bu topluma barış gelecekse, bu topluma kardeşlik gelecekse emin olun kadınlar sayesinde gelecek. Biz siyasi yalansız, iftirasız ve dürüstçe yapıyoruz. Siz de deneyin."
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Yeğen, açıklamasını Başkan Türel’e Türkiye’de ve Antalya’da kaç kadının şiddet gördüğü, kaç kadının öldürüldüğü, kaç kız çocuğunun zorla evlendirildiği gibi sorunlarla mücadele etme çağrısıyla tamamladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, Hürriyet Gazetesinden Ahmet Hakan’a verdiği röportajda CHP’li kadınların üstsüz güneşlenerek belediyenin kadınlar plajında provokasyona giriştiğine yönelik iddiaları üzerine, Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığı eylem yaptı. Öğle saatlerinde Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan CHP’li kadınlar, attıkları sloganlarla Başkan Türel’i protesto etti.
İl Kadın Kolları Başkanı Sultan Yeğen, belediyeye bağlı özel güvenlik biriminin ve polisin güvenlik önlemleri altında yaptığı basın açıklamasında, "Uyan Türel Antalya’ya kış geldi. bugün bir kez daha yapay gündemler yaratıp kadınlar üzerinden siyaset yapılmasına şiddetle karşı çıktığımızı ifade etme gereği duyduk" dedi.
Yeğen şöyle devam etti:
"Kadın- erkek eşitliğini içine sindiremeyen, kadını ikinci sınıf vatandaş gören, çocuklarımızın üzerindeki baskıyı küçük yaşta yaratmaya odaklanmış iktidarın uzantısı Belediye Başkanı Menderes Türel, ülkemize sahip çıkan bizleriz. Demokrasiye sahip çıkan bizleriz. Özgürlüğe sahip çıkan bizleriz. Bu topluma huzur gelecekse, bu topluma barış gelecekse, bu topluma kardeşlik gelecekse emin olun kadınlar sayesinde gelecek. Biz siyasi yalansız, iftirasız ve dürüstçe yapıyoruz. Siz de deneyin."
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Yeğen, açıklamasını Başkan Türel’e Türkiye’de ve Antalya’da kaç kadının şiddet gördüğü, kaç kadının öldürüldüğü, kaç kız çocuğunun zorla evlendirildiği gibi sorunlarla mücadele etme çağrısıyla tamamladı.
Etiketler:
ahmet hakan,
antalya,
chp,
haber,
kadın
100 gelin ortadan kayboldu
Çin'in kuzeyinde yer alan Hebei eyaletinde kırsal kesimden erkeklerle para karşılığında evlendirilen 100 Vietnamlı kadın ortadan kayboldu.
Handan şehri yakınlarında meydana gelen olayda kadınların "başkaları ile yeniden evlendirilmek üzere" götürüldükleri sanılıyor.
Kadınların çoğu, Kasım ayı sonunda eşlerine diğer Vietnamlı gelinlerle beraber yemek yiyeceklerini söyledikten sonra geri dönmedi. Yetkililer kadınları arıyor.
Bir kadın geri döndü
Jinghua Daily isimli gazeteye göre kadınlardan en az biri evine geri döndü. Kadın yemekten sonra "bilincini kaybettiğini" ve uyandığında kendisini eşinin köyünden uzakta küçük bir evde bulduğunu söyledi. Kadın, kendisine "yeniden evlenmek" için başka bir yere gittiklerinin söylendiğini aktarıyor. Evden kaçan kadın eşinin köyüne geri döndü ve polise başvurdu.
Yerel medyada yer alan haberlere göre yetkililerden biri kadınların ortadan kaybolmasının "organize" bir iş olabileceğini söyledi.
Aracı kadın da kayıp
Kadınların Çinli erkeklerle evlenmesini sağlayan Vietnamlı aracı bir kadın da gelinlerle beraber ortadan kayboldu. Damatlar eşlerini sormak için medyada ismi Wu Meiyu olarak geçen aracıya gittiklerinde onun da birkaç gün önce evinden ayrıldığını anladı.
20 yıldan fazla bir süredir Hebei eyaletinde yaşayan Meiyu'nun evlilikleri ayarlamak için her bir damattan 18 bin dolardan fazla para aldığı sanılıyor.
Kadının yılın başlarında Hebei'nin kırsal bölgelerine giderek erkeklere, para karşılığında onlara Vietnamlı gelinler bulabileceğini anlatarak müşteri aradığı söyleniyor.
Çin'in tek çocuk politikası ve genelde kültürel olarak erkek bebeklerin kız bebeklere göre daha üstün sayılması toplumda cinsiyet dengesini bozdu. Bu nedenle özellikle ülkenin yoksul kesimlerinden gelen erkekler Vietnam, Kamboçya ve Myanmar gibi Güney Doğu Asya ülkelerinden kadınlarla arabulucular sayesinde evleniyor. Bu talep insan kaçakçılığı olaylarının artmasına sebep oldu.
Geçen ay Çin medyasında, Burmalı kadınları gelin olarak satan bir çetenin yakalandığı yönünde haberler çıkmıştı. Milliyet
Handan şehri yakınlarında meydana gelen olayda kadınların "başkaları ile yeniden evlendirilmek üzere" götürüldükleri sanılıyor.
Kadınların çoğu, Kasım ayı sonunda eşlerine diğer Vietnamlı gelinlerle beraber yemek yiyeceklerini söyledikten sonra geri dönmedi. Yetkililer kadınları arıyor.
Bir kadın geri döndü
Jinghua Daily isimli gazeteye göre kadınlardan en az biri evine geri döndü. Kadın yemekten sonra "bilincini kaybettiğini" ve uyandığında kendisini eşinin köyünden uzakta küçük bir evde bulduğunu söyledi. Kadın, kendisine "yeniden evlenmek" için başka bir yere gittiklerinin söylendiğini aktarıyor. Evden kaçan kadın eşinin köyüne geri döndü ve polise başvurdu.
Yerel medyada yer alan haberlere göre yetkililerden biri kadınların ortadan kaybolmasının "organize" bir iş olabileceğini söyledi.
Aracı kadın da kayıp
Kadınların Çinli erkeklerle evlenmesini sağlayan Vietnamlı aracı bir kadın da gelinlerle beraber ortadan kayboldu. Damatlar eşlerini sormak için medyada ismi Wu Meiyu olarak geçen aracıya gittiklerinde onun da birkaç gün önce evinden ayrıldığını anladı.
20 yıldan fazla bir süredir Hebei eyaletinde yaşayan Meiyu'nun evlilikleri ayarlamak için her bir damattan 18 bin dolardan fazla para aldığı sanılıyor.
Kadının yılın başlarında Hebei'nin kırsal bölgelerine giderek erkeklere, para karşılığında onlara Vietnamlı gelinler bulabileceğini anlatarak müşteri aradığı söyleniyor.
Çin'in tek çocuk politikası ve genelde kültürel olarak erkek bebeklerin kız bebeklere göre daha üstün sayılması toplumda cinsiyet dengesini bozdu. Bu nedenle özellikle ülkenin yoksul kesimlerinden gelen erkekler Vietnam, Kamboçya ve Myanmar gibi Güney Doğu Asya ülkelerinden kadınlarla arabulucular sayesinde evleniyor. Bu talep insan kaçakçılığı olaylarının artmasına sebep oldu.
Geçen ay Çin medyasında, Burmalı kadınları gelin olarak satan bir çetenin yakalandığı yönünde haberler çıkmıştı. Milliyet
Yasadışı patlayıcı yapmakla suçlanan Dan Bilzerian serbest bırakıldı
Salı gecesi Los Angeles'ta tutuklanan profesyonel kumarbaz ve playboy Dan Bilzerian, çarşamba günü serbest bırakıldı. Bilzerian'ın yasadışı patlayıcılar yapmakla suçlandığı belirtiliyor.
Milyoner, Instagram fenomeni ve Playboy Dan Bilzerian’ın gözaltına alınmasıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı.
Los Angeles polisinin 34 yaşındaki Bilzerian’ı gizli bir operasyonla gözaltına aldığı, Bilzerian’ın “patlayıcı yapmak ve kullanmakla” suçlandığı açıklandı.
Bilzerian Salı akşamı “Yasadışı patlayıcılara sahip olmak ve üretmek şüphesiyle” Los Angeles havaalanında tutuklanırken, Çarşamba günü öğlen saatlerinde salıverildi.
Los Angeles Polisi tutuklama emrinin Kasım ayında Nevada eyaletinden çıktığı, ancak polisin operasyonu gizli tuttuğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, “yetkililerin suçu araştırmaya devam ettiği ve operasyonun gizliliğinin bozulmaması için” gizlilik kararı alındığı söylendi.
Buzzfeed News’un haberine göre Bilzerian Çarşamba günü ABD saatiyle öğlen 1.16’da serbest bırakıldı, ancak hakkındaki suçlamalar düşürülmedi.
Serbest bırakılmasının ardından Bilzerian Instagram’da bir fotoğrafını paylaştı ve “Hapishane… Bunu tekrar yapmayalım” notunu ekledi.
Milyoner, Instagram fenomeni ve Playboy Dan Bilzerian’ın gözaltına alınmasıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı.
Los Angeles polisinin 34 yaşındaki Bilzerian’ı gizli bir operasyonla gözaltına aldığı, Bilzerian’ın “patlayıcı yapmak ve kullanmakla” suçlandığı açıklandı.
Bilzerian Salı akşamı “Yasadışı patlayıcılara sahip olmak ve üretmek şüphesiyle” Los Angeles havaalanında tutuklanırken, Çarşamba günü öğlen saatlerinde salıverildi.
Los Angeles Polisi tutuklama emrinin Kasım ayında Nevada eyaletinden çıktığı, ancak polisin operasyonu gizli tuttuğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, “yetkililerin suçu araştırmaya devam ettiği ve operasyonun gizliliğinin bozulmaması için” gizlilik kararı alındığı söylendi.
Buzzfeed News’un haberine göre Bilzerian Çarşamba günü ABD saatiyle öğlen 1.16’da serbest bırakıldı, ancak hakkındaki suçlamalar düşürülmedi.
Serbest bırakılmasının ardından Bilzerian Instagram’da bir fotoğrafını paylaştı ve “Hapishane… Bunu tekrar yapmayalım” notunu ekledi.
Bu haftanın başında Bilzerian’ın bir gece kulübünde bir modelin yüzünü tekmelediği, olayın ardından söz konusu mekana girmesinin yasaklandığı ortaya çıkmıştı. Vanessa Castano adlı modelin başlarda polise şikayetçi olmadığı, ancak Pazar günü tekrar polise başvurarak suçlamalarda bulunduğu açıklanmıştı. Bilzerian'ın bir doğum günü kutlaması sırasında bu eylemi gerçekleştirdiği belirtilmişti.
Dan Bilzerian’ın tam olarak neden bu kadar zengin olduğu bilinmezken, kendisi poker oynayarak 50 milyon dolarlık bir servete ulaştığını iddia ediyor. Bilzerian daha sonra internet üzerinde bir poker sitesi açtı ve gittikçe zenginleşti. Instagram’da 5 milyon takipçisi bulunan Bilzerian, pahalı arabalar, silahlar ve seksi kadınlarla çevrili olduğu fotoğraflarıyla tanınıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)