Diana’nın babasıyla olan ilişkisi bundan birkaç yıl öncesine kadar hayal kırıklığı, acı ve eksiklik anlamında geliyordu.
Diana, “Çocukken annem ile her onu ziyaret ettiğimizde bana yüzük şeker vermesi aklımda kalmış. Şekerlere çok büyük bir arzum vardı ve babam, annemin arkasından gizlice bana jelibon ve yüzük şekerlerden verirdi” diyerek başlıyor bu dram dolu öyküye. Tabi bunlar 25 yıl önce ailesi hala birlikteykendi. Bundan sonra Diana’nın annesi ve babası daha o 5 yaşındayken ayrılmaya karar verdi ve sonrasında Diana zor bir çocukluk geçiriyor.
Gençliği arabalarda, akraba ve arkadaşlarının evlerinde kalmakla geçen Diana Kim, tüm bu zorluklara rağmen kendisine mutlu bir hayat inşa etti. Eşi ve 2 oğlu ile mutlu bir yaşam sürüp fotoğrafçılık, avukatlık ve hukuk konusundaki tutkularını geliştirmekle zamanını geçirdi. 2003 yılında öğrenci olan Diana, "Evsizler Cenneti" adını verdiği proje için evsiz insanların fotoğraflarını çekmeye başladı. Uzun soluklu bu projede 2012 yılına gelindiğinde inanılması güç bir olay meydana geldi.
2012’de Honolulu sokaklarında evsizleri çeken Diana gözlerine inanamadı. Fotoğrafını çektiği o adam... Evet, adam öz babasıydı. Onu sokakta, pasaklı ve aşırı zayıf bir halde buldu.Daha da kötüsü o babasını tanırken, babası onu hatırlayamadı.
Diana o anı “Onu bir köşede asfalta bakarken gördüm. Saçları birbirine dolanmıştı. Biraz tereddütün ardından cesaretimi topladım, yanına yaklaştım ve ona seslendim. Beni duymadı. Ardından daha da yaklaşıp omuzuna dokundum. Yine bir tepki yoktu. Bana bakmadı, dönmedi. Yoldaki birkaç insan benim çabalarımı görünce merakla bakmaya başladı. Ardından bana yaklaşan bir kadın ‘Boşuna uğraşma, günlerdir orada’ dedi.”
Bundan sonraki 2 yıl boyunca Diana, babasının evi olan sokaklarda onu görmeye gitti. Ağır şizofren olan babası, Diana’nın ilaç, tedavi, kıyafet, yiyecek gibi ona sunduğu her şeyi reddetti. Ancak durum ne kadar umutsuz olursa olsun Diana vazgeçmedi.
Diana babası ile yaptığı son “gerçek” konuşmada babasının ona “Diana hayatında olmadığım için çok üzgünüm. Ama kendine bir hayat ve aile kurduğun için mutluyum. Onlar için daha iyi ol. Benim için ve hakkımda dedikleri için endişelenme. Eğer beni mutlu etmek ve gururlandırmak istiyorsan, annenle benim yanında olamamızın aksine ailenin yanında ol. Herkesi kurtarmaya çalışma. Sadece kendin ve ailen için endişelen” dediğini söylüyor.
Bu konuşmanın ardından Diana, babasını affetti. 2014 Ekim’inde Diana kuzeninden bir telefon alıp babasının kalp krizi geçirdiğini öğreniyor. Hastanedeki birkaç ay boyunca Diana ve babası zorlu dönemden geçiyorlar. Bu zorlu süreç sonunda babası hayatını kontrol altına almayı ve tedavi olmayı kabul ediyor.
Aralık ayında Diana babasından kahve içmek için telefon alıyor ve babasının yıllardır yattığı sokaklarda tekrar buluşuyorlar. Babası sağlıklı ve eskisinden çok farklı görünüyordu. Diana o anları kendisine ait blogda, “Bugün babamla ilk kez tanışmış gibiyim” diye anlatıyor.
Şimdi her ikisi de mutlu ve Diana babasının hedefleri, hayalleri ve umutları olduğundan bahsediyor. Diana’nın babası şu an arkadaşları ile yeniden takılıyor, iş arıyor Kore’deki ailesini yakında tekrar görmeyi hedefliyor.
Diana olaylar için kısaca “Vazgeçmediğiniz sürece başarısızlık diye bir şey yoktur. O hiç pes etmedi. Ben de ondan vazgeçmedim” diyor.
kaynak:cnntürk.com.tr