22 Ocak 2016 Cuma

Kamer Genç hayatını kaybetti

Eski Tunceli milletvekili Kamer Genç tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün kamer Genç'i hastanede ziyaret etmişti.


Kamer Genç rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu.
KAMER GENÇ KİMDİR
Kamer Genç, 23 Şubat 1940'da Tunceli Nazimiye'de doğdu. BabaCHP Genel Başkanı kemal kılıçdaroğlu sının adı Ali, annesinin adı Hadice'dir.
Vergi Denetmenliği, Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı; Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisini bitirdi. Yüksek lisansını Paris Uluslararası Amme İdaresi Enstitüsü'nde tamamladı.

Danıştay Tetkik Hâkimliği ve Savcılığı görevlerinde bulundu. Serbest mali müşavir olarak çalıştı. İki kitabı yayınlandı.

Danışma Meclisi Tunceli Üyesi oldu. 1983'de Danışma Meclisi Üyeliğinden istifa etti. Danışma Meclisi Başkanlık Divanı Kâtip Üyeliği görevinde bulundu. 

18, 19, 20, 21 ve 23. Dönemde Tunceli Milletvekili seçildi. 20 ve 21. Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekilliği görevini yürüttü.
İyi düzeyde Fransızca bilen Genç, evli ve 2 çocuk babasıdır.
EŞİ, KAMER GENÇ’İ BÖYLE ANLATMIŞTI
Kamer Genç’in eşi, emekli öğretmen Sevim Genç, 2011’de Hürriyet’e verdiği bir röportajda ünlü siyasetçiyi şöyle anlatmıştı:
“Siyasi hayatımız 1981’de Danışma Meclisi üyeliğiyle başladı. Bir gün arabada gidiyoruz. Radyoda haberler var. ‘Mehmet Ali Ağca’nın idam dosyası oylamasında 149 kabule karşılık bir ret oyu çıktı’ denildi. 
‘Hangi akılsız Ağca’nın idamına ret oyu verdi’ dedim. Eşim ‘Ben’ dedi. Eşim tüm idamlara karşıydı, Ağca’ya mahsus değildi bu tepkisi. Askeri dönemde de çok çıkışları oldu ve Danışma Meclisi üyeliğinden istifasını vererek ayrıldı. Bir albayla konuşurken eşimin askerlere çıkışından çok endişe ettiğimi söylemiştim. ‘Askerler cesur insanları sever, hiç merak etmeyin’ demişti. Çok da takdir görmüştü o dönem. Sonra milletvekili olarak girdi TBMM’ye.
Bir keresinde uçakta rahmetli Alparslan Türkeş ile ihtilaf olmuş aralarında. Bir sürü ölüm tehditleri aldık. Çok endişeye kapıldığım anlar oldu. Telefon geceyarısı da gelse hiçbir zaman kapatmadık. Hemşerilerimizi evde ağırladığımız da olmuştur.
Bir keresinde kadının biri Almanya’ya gidecek, hırkayla gelmiş, montumu giydirip göndermiştim. Ben de severim insanları, kimseyle kırgınlığımız olmadı, hep memnun ayrılmışlardır. Ama terör olayları nedeniyle ben Kamer’le birlikte hiç gidemedim Tunceli’ye. Kamer istemedi daha doğrusu. Orada PKK yüzünden ev yapmayı da düşünmedik.
Eşime ‘Siyasete girme ya da yeter bırak’ demedim hiç. İnsanlara faydalı olmayı seviyor. Ailede özveri daha çok kadınlara kalıyor. İki çocuk ve bütün evin sorumluluğunu yıllardır ben taşıdım, hâlâ da öyle. Gel ocağı yak desen yakamaz. Herhalde ben de fırsat vermedim ev işleriyle ilgilenmesine.
Tatillere de hep çocuklarımla gittim. Eşimle doğru dürüst tatil yapamadık. Hatta çocuklar küçükken ‘Anne, babam da olsa aile oluruz değil mi’ diyorlardı. Şimdi kız ABD’de, oğlan burada. Hâlâ evlenmediler. Eşimin milletvekilliği bize insanların saygısını, sevgisini kazandırdı. Milletvekili eşleri tanıtılırken ‘Kamer Genç’in eşi’ dendiğinde en fazla alkışı ben alırdım.” DHA

Uyumsoft, i-Dönüşümde pazar payını %20’ye çıkarttı

Yerli yazılım ve danışmanlık firması Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2015 yılında i-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv vd) süreçlerinde hizmet verdiği e-Fatura mükellefi olan müşteri sayısını, 4500 müşteriye çıkartarak, yaklaşık 2 kat büyüdü.   


Geçtiğimiz yılsonu itibariyle 4500 e-Fatura mükellefine hizmet veren Uyumsoft, özel entegratörler arasındaki pazar payını %20’ye çıkarttı. Bu yıl, pazar payını arttırmayı hedefliyor.

i-Dönüşüm sürecinde sektör liderleri arasında yer aldıklarını kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı Mehmet Önder, “2015 yılında i-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv vd) süreçlerinde başarılı bir yıl geçirdik. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ofislerimiz ve 262 çözüm ortağımızla, ülke genelindeki e-Fatura mükellefi olan müşterilerimize hizmet veriyoruz. 2016 yılında, gerek i-Dönüşüm projelerinde, gerek Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)’de yeni başarılara imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

2016’nın ilk yarısında ‘Uyumsoft Bulut ERP’ anonsu yapılıyor    

Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) yazılımı ve danışmanlığında sektörün liderleri arasında yer alan Uyumsoft’un, bu yılın ilk yarısında ‘Uyumsoft Bulut ERP’ çözümünü anons edeceğini ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:

“Bu yıl itibariyle Bulut ERP, iş dünyasının daha yoğun gündemine giriyor. Bulut teknolojisiyle firmalara, daha ekonomik yazılım ve danışmanlık hizmeti sağlanacak. Sanal ortamda; danışmanlıklar, eğitimler, bunları destekleyen video çözümleri ve örnek çalışmalar; müşteriler ile daha fazla buluşacak. Bu arada, ülkemiz ERP konusunda ciddi bir potansiyeli de barındırıyor. Ülkemizde ilk 50 binin içinde yer alan firmaların, yaklaşık 40 bini iş süreçlerini basit ticari muhasebe uygulamalarıyla yapıyor. Bu firmaların önümüzdeki süreçte büyümesiyle, ERP çözümlerine olan talepleri artacaktır ve ERP pazarı büyümesini sürdürecektir. Uyumsoft olarak bu yılın ilk yarısında Uyumsoft Bulut ERP çözümümüzün anonsunu yapacağız” diye konuştu.

Bulut üzerinden takip edilecek smartcity, eğitim, akıllı binalar, enerji verimliliği, sağlık gibi onlarca yeni iş modeli fırsatlarının bulunduğunu da anlatan Mehmet Önder, bu yıl içinde eğitim sektörüne yönelik bir projenin anonsunu yapacaklarını açıkladı. Uyumsoft Merkez Ofisinin Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknopark’ında olduğunu kaydeden Mehmet Önder, yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Azerbaycan-Bakü ofisleriyle hizmet götürmeye devam ettiklerini sözlerine ekledi

Sokakta kağıt toplayandan mal alana 140 bin TL ceza

Türkiye’de 2.5 milyon insana geçim kapısı olan geri dönüşüm sektöründeki yeni düzenlemeler tartışılıyor. Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkan Yardımcısı Tahsin Karaman yaptığı açıklamada, “Sokakta kağıt toplayanlara kağıdı sattığı takdirde 20 bin TL ceza, bizden kağıt alan firmalara ise 140 bin TL ceza kesilecek” diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın düzenlemesine göre sokakta atık kağıtları toplayan insanlardan kağıt alan geri dönüşüm şirketleri 140 bin TL cezaya çarptırılacak.
20 BİN TL CEZA
Hürriyet'in haberine göre;Kağıt toplayan kişiye de geri dönüşüm şirketine kağıdı sattığının tespit edilmesi halinde 20 bin TL’ye kadar varan cezalar kesilmesi gündemde.
Konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkan Yardımcısı Tahsin Karaman, “Büyük firmalar bu işten çok kazanç sağlayacak biz ağır bir iş yapıyoruz.
'EN FAZLA 2 BİN TL KAZANIYORUZ'
Ayda 20 gün işe çıkıyoruz. En fazla ayda 2 bin TL kazanıyoruz. Fakat ekonomiye katkımız çok büyük” diye konuştu.  
Bundan sonra kendileri yerine büyük firmaların elemanlarının kağıt toplayacağını belirten Karaman, “Pazartesi günü bakanlık ile randevumuz var. Bütün sıkıntılarımızı orada anlatacağız. 2.5 milyon insan geri dönüşüm sektöründen ekmek yiyor” dedi.

Ege'de kaçak faciası: 34 ölü

Ege Denizi’nde sabaha karşı kaçakları taşıyan iki teknenin batması sonucu ölenlerin sayısı 34’e yükseldi. Denizin ortasında soğuk suda ölüm kalım mücadelesi veren insanların imdadına Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı gemiler yetişti. Can yelekleri ile hayatta kalmaya çalışan bir anne kızın kurtarılma anlarında yaşadıkları korku ve dehşet kameralara böyle yansıdı.

Alınan bilgiye göre, Kilimli Adası açıklarında içinde en az 100 kişinin bulunduğu tahmin edilen yelkenlinin batmasının ardından bölgede arama kurtarma çalışmalarını sürdüren Yunan sahil güvenlik ekipleri, şu ana kadar 26 kişiyi kurtarırken, 11’i çocuk, 16’sı kadın toplam 34 cesedi sudan çıkardı. 



Yunan Haber Ajansı ANA-MPA, teknede kaç kişinin bulunduğunun bilinmemesi nedeniyle kazanın meydana geldiği Kalolimni bölgesinde arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü, kurtarılanların Leros Adası’na sevk edildiğini duyurdu. 



Öte yandan; Yunan Sahil Güvenlik batları ile helikopteri, bölgede arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Yunan ekipler saat 14.00'te, Kardak kayalıklarını geçerek Çavuş Adası açıklarından sık sık Türk karasularına girince, Türk Sahil Güvenlik ekipleri de bölgeye geldi.


Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın denizden ve havadan arama çalışması başlatmasıyla bulunan 6 yaralı ile 3 ceset Aydın'ın Didim ilçesindeki yat limanına getirildi.


Hürriyet

13 bin erkeğin sakalı zorla kesildi

Orta Asya ülkelerinden Tacikistan’da hükümet ülkeyi tehdit ettiğini düşündüğü radikal dincilikle mücadele bahanesiyle 13 bin erkeğin sakalını zorla keserken, bin 700 kadını da başörtülerini çıkarmaya ‘ikna etti.’
Tacikistan resmi haber ajansının haberine göre polis, ‘ülkeyi yabancı etkilerden koruma önlemleri’ çerçevesinde son haftalarda 13 bin erkeğin sakalının ‘çok uzun’ veya ‘hırpani’ olduğu gerekçesiyle tıraş edildiğini açıkladı. 
Polis, bin 700 kadını başörtülerini çıkarmaya ‘ikna etmenin’ yanı sıra, kara çarşaf giyen 89 kadını fuhuş yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını duyurdu. Kara çarşaf satan 169 mağaza da kapatıldı. 

Tacik parlamentosu geçen hafta yeni doğan çocuklara Arapça isim verilmesini yasaklamıştı.  DHA

Pamuk Prenses'e 'müstehcen içerik' yasağı

Katar'ın Başkenti Doha'da bir okul, öğrenci velisinden gelen 'müstehcen içerik' şikâyeti üzerine Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masal kitabını okul kütüphanesinden çıkardı.

Katar'da yayınlanan El-Şark gazetesi, velinin şikâyetini Yüksek Eğitim Konseyi'ne ilettiğini, Konsey'in de Uluslararası SEK okuluna kitabı kütüphaneden çıkarması yönünde talimat verdiğini yazdı.
Velinin, Grimm kardeşler masalı Pamuk Prenses ve Yeni Cüceler'in Disney versiyonu olan kitapta hem cinsel çağrışımlar yapan çizimler olduğunu, hem de metinde benzer çağrışımların bulunduğunu söylediği ifade ediliyor.
Kitaptaki hangi görsellerin şikâyet nedeni olduğu bilinmiyor. Ancak İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesi masal kitabının kapağında Pamuk Prenses ve ona sarılan prensin görüldüğünü aktarıyor.
OKUL ÖZÜR DİLEDİ
SEK okulu müdürü Vivian Arif, şikâyetin okula iletilmesinden sonra hemen harekete geçtiklerini ve kitabı kütüphaneden çıkardıklarını söyledi.
Yazılı bir açıklama da yapan okul müdürü, "Uluslararası SEK okulu, Katar'da köklü bir geçmişe sahiptir. Bu istenmeyen olayın yarattığı rahatsızlıktan dolayı üzüntülerimizi iletiriz" dedi.
2013'te açılan SEK okulunun Doha'da 27 farklı ülkeden 150'den fazla öğrencisi bulunuyor. Okul 3 yaştan 18 yaşa kadar öğrencilere eğitim veriyor.
Katar bu yıl Oscar'a aday gösterilen Danish Girl - Danimarkalı Kız filminin gösterimini de yasaklamıştı. BBC Türkçe

Koç aile şirketindeki ilginç kural

Mustafa Koç daha önce verdiği bir röportajında Koç Grubu'nun nasıl yönetildiğine yönelik açıklamalar yapmış ve aile prensipleri geregi damat ve gelinlere şirkette iş verilmediğini söylemişti.

İşte Mustafa Koç'un geçmişte yaptığı röportajlardan birinde yaptığı açıklamalar:


Damat ve gelinlere de şirkette yer yokmuş öyle mi?
Mümkün olduğu kadar daha çok profesyonellerin işin başında olmasını istiyoruz; en uygun pozisyona en iyi yöneticiyi getirmek. Amacımız şirket değerini en yüksek oranda tutmak. O bakımdan işin içine aile fertleri girince bu işi en iyi şekilde yapmanın zor olduğu kanaatine vardık. Onlar istiyorlarsa kendi işlerini kurarlar, ama şirket içinde çalışmamaları gibi ortak bir prensip kararı var.

Mustafa Koç'un eşi Caroline Giraud Koç kimdir?

Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden ünlü işadamı Mustafa Koç’un eşi Caroline Giraud kimdir? Hayatı, nereli, kaç yaşında, kariyeri? İşte ünlü işadamı Mustafa Koç’un merak edilen eşi ile ilgili detaylar…
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ünlü işadamının ölümünün ardından gözler eşi Caroline Giraud’a çevrildi. Koç Holding’in 3. Nesil üyesi olan Mustafa Koç ile çok genç yaşta tanışan Caroline Giraud, 21 yaşında evlenmiştir.
1969 doğumlu olan Caroline Giraud, İzmir’in en tanınmış ailelerinden biri olan Giraud’ların kızıdır. Büyükbabasından dolayı Fransa kökenlidir. Büyükbabasının dedesi Fransa’dan göç ederek İzmir’e yerleşmiştir. Ailesi İzmir’e geldikten sonra 1700’lü yıllarda pamuk, yün, iplik işine girmiş, kısa sürede bu işin ticaretini yapmaya başlamış.
Caroline Giraud kendini bildi bileli ailesi bu işle uğraşmakta ve şuan İzmir’de bulunan İzmir Yün Mensucat’ın sahibidir. Çok küçük yaşlardan itibaren modayı yakından takip etmeye başlamış. Hayvanlara olan aşırı düşkünlüğü nedeniyle gençlik yıllarında veteriner olmaya karar vermiş ancak zamanla bu kararından vazgeçerek aile büyüklerinin yönlendirmeleriyle Boston’da İşletme okumaya başlamıştır. Onun için İşletme okumak, hayatın her alanında bilgi sahibi olmak anlamına gelmekteydi.
Ancak okulu bitirir bitirmez henüz 21 yaşında iken o yıllarda Türkiye’nin önde gelen ailelerinden Koç ailesinin oğulları Mustafa Koç’a aşık olmuş, bu gelişmenin hemen ardından da evlenmiştir.
Evliliğinin ilk yıllarında çocuk sahibi olmadı. Kayınpederi Rahmi Koç, onun için ilgi duyduğu moda alanında bir iş kurmuştur. İngiliz tarzında kıyafetler satan erkek giyimin öncülerinden Edwards’ın ilk şubesini Hisar’da açmıştır. Dört yıl boyunca çalışmalarına devam etmiş, ilk kızı Esra doğduktan sonra ise bir süre ara vermiştir. İkinci kızı Aylin’in dünyaya gelmesinin ardından çalışma hayatına yeniden atılmıştır. Çocukları henüz küçük yaşlarda olmasına rağmen yoğun bir şekilde kendini çalışmaya adayan Caroline Giraud, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir projeyi hayata geçirdi. Play Barn projesi kapalı yerlerde çocuklar için oyun alanı oluşturmak. Çalışmayı çok seven Caroline Giraud, yaptığı açıklamalarda sürekli insanlığa faydalı birşeyler yapmadığı zamanlarda kendini mutsuz hissettiğini belirtmiş.
Azmi ve çalışkanlığı ile büyük işler başaran Caroline Giraud, son projesi bir ev tekstil markası olan Haremlique’yi hayata geçirmiştir.
Caroline Giraud, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile evlidir. Bu evliliğinden Esra ve Aylin adında iki kız çocuğu vardır. 
 






Putin: Lenin Rusya'nın altına atom bombası koydu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin kurucu lideri Vladimir Lenin hakkında ilginç bir çıkışa imza attı. Putin, politikalarını eleştirdiği Lenin'i Rusya'nın altına atom bombası koymakla suçladı.

Putin bu sözlerini, Rusya’daki üniversite ve yüksek eğitim kurumları rektörlerinin katıldığı toplantıda Lenin’i öven Kurçatovsk Enstitüsü Müdürü Mihail Kovalçuk’a cevaben kullandı. Kremlin'den de bu ifadelerle ilgili açıklama yapıldı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Öfkeye gerek yok, başkan kendi düşüncesini dile getirdi." dedi. 

Putin, Moskova’da Bilim ve Eğitim Konseyi toplantısına katıldı. Rusya’daki birçok üniversite ve yüksek eğitim kurumunun rektörlerinin yer aldığı toplantında dün 92'nci ölüm yıldönümünde anılan Sovyet lideri Lenin de anıldı. 
LENİN BİR DÜŞÜNCE AKIMINI YÖNETTİ

Burada bir konuşma yapan Kurçatovsk Enstitüsü Müdürü Mihail Kovalçuk, Boris Pasternak'ın 'Yüksek Hastalık' adlı şiirinden bir alıntı yaparak Lenin’in Ekim Devrimi’ndeki rolünü övdü. Lenin’in bir düşünce akımını da yönettiğini savunan Kovalçuk, eğitim alanında düşünce akımını yöneten kuruluşlar bulma tavsiyesinde bulundu.
Rus lider Putin ise Kovalçuk bu sözlerine itiraz ederek, Lenin’i eleştiren sözler sarf etti. Putin, “Düşünce akımını yönetmek doğru bir şey ancak bu düşüncenin Vladimir İlyiç'in (Lenin) yaptığının aksine doğru sonuçlara yol açması gerekir. Çünkü en nihayetinde bu düşünce Sovyetler Birliği'nin çöküşüne sebep oldu, yol açtığı şey bu. O dönemde otonomi ve birçok farklı fikir vardı. Rusya denilen binanın altına bir atom bombası yerleştirdiler ve daha sonra onu patlattılar. Bizim küresel bir devrime ihtiyacımız da yoktu. Ama o dönemde bu düşünce de vardı” ifadelerini kullandı.
ÖFKEYE GEREK YOK, PUTİN’İN ŞAHSİ GÖRÜŞÜ 

Putin’in bu açıklamalarının ardından Kremlin’den yeni bir açıklama gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Putin’in bu sözlerinin bir öfkeye yol açmaması gerektiğini ve söylenenlerin Putin’in şahsi sözleri olduğunu belirtti.
Peskov, “Başkan kendi düşüncesini dillendirmiştir. Bunun bir öfkeye neden olması söz konusu değildir, belki büyük ihtimalle anlaşmazlığa yol açabilir. Ama ortada öfke duyulacak bir durum yok.” dedi.
Peskov, “Herkes, buna başkan da dahil, tarihteki bir kişinin rolü hakkında kendi tutumuna oluşturma hakkına sahiptir.” dedi. DHA

Somali'de Eş Şebab saldırısı: En az 20 ölü

Somali'nin başkenti Mogadişu'da deniz kenarındaki bir restorana Eş Şebab tarafından saldırı düzenlendi. Olayda en az 20 kişi hayatını kaybetti.

Associated Press'in haberine göre; güvenlik güçleri bugün erken saatlerde Eş Şebab militanlarını etkisiz hale getirdi. 



Somali Güvenlik Bakanı Abdurrezzak Ömer, basın açıklamasında, güvenlik güçlerinin saldırganlarla yaklaşık 10 saat süren çatışmanın ardından lokantanın kontrolünü sağladığını söyledi.  

AA'nın haberine göre; Ömer, çatışmada aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çoğu sivil en az 20 kişinin hayatını kaybettiğini, saldırıyı düzenleyen gruptan dört kişinin öldürüldüğünü ve başkanlarının sağ olarak ele geçirildiğini belirtti.



Olay yerinden açıklama yapan güvenlik yetkilisi Muhammed Hüseyin, güvenlik güçlerinin restoranda kalan birçok sivili kurtardığını aktardı.



Somali'deki Eş-Şebab örgütü, kendilerine ait Endülüs Radyosu'nun internet sitesinden bir açıklama yaparak saldırıyı kendilerinin yaptığını duyurdu.

Yerel kaynaklar, Mogadişu'da hükümet yetkililerinin de gittiği bir kafenin otoparkında bomba yüklü aracın infilak ettiğini, ilk belirlemelere göre beş kişinin yaşamını yitirdiğini ve saldırıda yaralıların da olduğunu aktarmıştı.



Patlamanın ardından arka kapıdan kafeye sızan silahlı bir grup ile güvenlik görevlileri arasında çatışma çıktığı ifade edilmişti. (Hürriyet)

Suudi Arabistan Başmüftüsü: Satranç haram, yasaklanmalı

Suudi Arabistan Başmüftüsü Şeyh Abdülaziz el-Şeyh verdiği fetvada İslam dinine uygun olmadığını savunduğu satrancın zaman kaybı olduğu ve kumarı teşvik ettiği gerekçesiyle yasaklanması gerektiğini söyledi.

Satrancı 'haram' ve 'vakit kaybı' olarak niteleyen Başmüftü, "Oyunu oynayanlar arasında düşmanlığa yol açıyor" dedi.

Irak'ın en önemli Şii din adamı Ayetullah Ali el-Sistani de daha önce satrancın yasaklanması gerektiğini söylemişti.

Satranç oyunu, 1988'e kadar İran'da da 'haram' olarak kabul edildiği için yasaklanmıştı.

Ancak İran'ın eski dini lideri Ayetullah Humeyni, kumar oyunu olarak kullanılmadığı sürece satranca izin verileceğini söylemişti. 
İran'ın uluslararası turnuvalara katılan bir ulusal satranç federasyonu da bulunuyor.

İngiltere, de yayınlanan Guardian gazetesi, "Satrancı yasaklamaya yönelik adımlar şaşkınlıkla karşılanıyor. 7. yüzyılda bugün İran'ın bulunduğu toprakları fetheden Müslümanlar satranç oyununu benimseyip Avrupa'ya kadar taşımışlardı" diyor.

Gazetenin haberinde Müslüman din adamlarının satrancı şanstan çok beceriye dayalı bir oyun olduğu için kumardan ayrıştırdığı da hatırlatılıyor.

BBC'ye konuşan İngiltere satranç şampiyonu Nigel Short, Suudi Arabistan'ın satrancı yasaklamasının 'büyük bir trajedi' olacağını ifade etti ve "Satrancın toplum için bir tehdit olduğunu düşünmüyorum. Ayetullah Humeyni bile zamanında satrancı yasaklayarak aşırıya kaçtığını kabul etmişti" dedi.

Bir soruya yanıt olarak verildiği için fetvanın daha çok tavsiye olarak görüleceği tahmin ediliyor ve bir yasağa dönüşmesi beklenmiyor.

BBC Türkçe

Bu veda çok zamansız oldu

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, spor yaparken geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Dün sabah 08.10’da solunumu durmuş vaziyette Beykoz Devlet Hastanesi’ne getirilen Mustafa Koç, 1 saat sonra Amerikan Hastanesi’ne nakledildi. Ancak hayata döndürülemedi.


Kanlıca’daki evinde dün sabah spor yaparken kalp krizi geçiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç hayatını kaybetti. Koç, kalp krizi geçirdikten sonra evinden 4 kilometre uzaktaki Beykoz Devlet Hastanesi acil servisine getirildiğinde solunumu durmuştu. Saat 08.10’da hastaneye getirilen Koç’a 40 dakika canlandırma müdahalesi uygulandı. 
HELİKOPTERLE SEVK EDİLDİ
Beykoz Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Süleyman Erdoğdu yazılı açıklamada şu bilgileri verdi: “Sayın Mustafa Koç sabah sporu esnasında fenalaşıp düşmesi üzerine spor hocası ve yakın koruması tarafından ilk yardım desteği almaya başlamış. 15 dakika sonra Beykoz Devlet Hastanesi aciline saat 08.10 da ulaştırılmıştır. Hasta ilk geldiğinde siyanoze, asistoli (morarmış, oksijensiz kalmış) halinde idi, acilen entübe edilerek resistasyon (kalp masajı, solunum desteği) başlandı. 1 saat sonra Amerikan Hastanesi’nden gelen kendi doktor ekibiyle, kalp akciğer pompasına bağlanarak saat 10.10’da hastanemizin acilinden alınarak helikopterle Amerikan Hastanesi’ne sevki sağlandı.”
Beykoz Devlet Hastanesi heliportuna inen helikopter, buradan Mustafa Koç’u alarak Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesi’ne uçtu. Helikopter saat 10.38’de hastanenin çatısında bulunan heliporta indi. Mustafa Koç’un tedavisi sürerken, eşi Caroline Koç, babası Rahmi Koç, kardeşi Ali Koç hastanaye geldi.
4 SAAT MÜDAHALE EDİLDİ
Amerikan Hastanesi’nin 12.07’deki açıklamasında, “Sayın Mustafa Koç’u doktorların tüm müdahalelerine rağmen kalp krizi sonucu kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun” denildi.
Koç Holding’in açıklamasında da, “Bu sabah saatlerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mustafa V. Koç’u tüm müdahalelere rağmen kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. Başımız sağ olsun” ifadelerine yer verildi. Mustafa Koç, geçen yıl geçirdiği mide küçültme ameliyatı sonrası yaklaşık 40 kilo vermişti.
ERDOĞAN’I ZİYARET
Mustafa Koç, önceki gün öğleden sonra Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş, saat 21.00’de İstanbul’a dönmüştü. Yakın çevresi, “Oldukça keyifli ve mutlu” olduğunu, Davos’a gideceğini, çocukları ile birlikte tatil planı yaptığını da aktardı.
Cenaze töreni pazar günü
Mustafa Koç’un cenazesi, pazar günü dedesi Vehbi Koç’un da yattığı Zincirlikuyu’daki aile kabristanlığında toprağa verilecek. Dün Koç Holding’den yapılan açıklamada cenaze töreniyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Yönetim Kurulu Başkanımız merhum Mustafa V. Koç’un cenazesi 24 Ocak 2016 Pazar günü öğle namazını müteakip Altunizade’deki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii’den kaldırılacak ve Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Aile Kabristanı’na defnedilecektir. Taziyeler, 22 Ocak 2016 Cuma günü itibariyle 7 gün boyunca Elmadağ Divan Oteli’nde saat 16.00 – 19.00 arası kabul edilecektir.”
1984
Çalışma hayatına TOFAŞ’ta Müşavir olarak başladı. O yıl Koç Holding’in ürettiği Fiat Uno Avrupa’da yılın otomobili seçildi.
1992
Koç Holding’e geçerek sırasıyla Başkan Yardımcılığı, Başkan, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü. O yıl Caroline Giraud ile hayatını birleştirdi.
1999
MESS’in 40’ncı yıldönümünde Türk sanayiine katkılarından dolayı dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den ödülünü aldı. TÜSİAD Başkan Yardımcılığına seçildi.
2003
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı oldu. O yıl onunla röportaj yapan ünlü İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times Mustafa Koç için ‘agresif’ büyüme stratejisini yürüteceğini yazdı. TOFAŞ fabrikasında ise 2 milyonuncu araç üretildi.
2004
Beko, Alman elektronik şirketi Grundig’in yüzde 50 ortağı oldu. DemirDöküm, Çin’de Chung Mei şirketiyle ortak radyatör fabrikası kurdu.
2005
Ford Otosan 1 milyonuncu aracı Kocaeli Fabrikası’nda banttan indirildi.
Koç Grubu, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) özelleştirilme ihalesini 4 milyar 140 milyon dolarla kazandı.
2009
OTOKAR bünyesinde ilk milli tank ‘Altay’ tanıtıldı. Mustafa Koç, Altay’ın prototipini dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile inceledi. Ford Transit Connect’in Amerika’ya ilk ihracatı gerçekleşti.
2010
1 milyonuncu Doblo, TOFAŞ üretim tesisindeki battan indi. Yeni Fiat Doblo’nun üretimine başlandı. Fiat Doblo “2011 Uluslararası Yılın Ticari Aracı” seçildi. 6 milyonuncu Ford Transit üretim bandından indi. RMK Marine’nin Milli Savunma Bakanlığı için inşa ettiği ‘TCSG Dost’ gemisini denize indirdi.
2011
Doblo modeli, Opel ve Vauxhall markaları için üretilmeye başlandı. Arçelik, Güney Afrika’nın en büyük beyaz eşya üreticisi Defy’i toplamda 327 milyon dolara satın aldı.
2012
Arçelik, ciro bakımından Avrupa’nın en büyük üçüncü şirketi oldu.
2013
Amerika ve Kanada’ya ihraç edilecek Doblo Amerika ile Doblo FL yatırımları açıklandı. Arçelik bünyesinde yer alan Romanya’daki Arctic şirketinin fabrikasında buzdolabı üretimi başladı. Erenler’de Türk Traktör’ün yeni fabrikasının temeli atıldı.

Koç’un oğlu olmak...

2003’te babası Rahmi Koç’tan yönetim kurulu başkanlığı görevini devralan Mustafa Vehbi Koç döneminde Koç Holding büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Mustafa Koç’un bu başarısında dedesi Vehbi Koç’un iş disiplini ve yönetim felsefesinin büyük payı var.

YIL 2003... Nakkaştepe’deki Koç Holding binasında Genel Kurul toplantısı yapılıyor. Toplantı önemli. Çünkü Ankara Çengelhan’da küçük bir bakkal dükkanından doğan Koç Grubu’nda yeni bir bayrak değişimi var.
1984’te yönetim kurulu başkanı olan Rahmi Koç, görevini büyük oğlu Mustafa Koç’a devrediyor.

Türkiye’nin cumhuriyet ve sanayi tarihinin bir izdüşümünü yansıtan Koç Grubu’nda yeni bir dönem başlıyor. Rahmi Koç gözleri dolu, sesi titreyerek, “Zamanı geldiğinde çekilmesini bilmenin fazilet olduğunu” söylüyor.
KRİZDE GELDİ
Türkiye’nin yaşadığı en sert kriz yılları. Ekonomi çevrelerinde üçüncü kuşağa geçen Koç Grubu için seslendirilmese de kuşkular var. 
Ancak aradan geçen 13 yıl o kuşkuları boşa çıkarıyor. Ve Mustafa Vehbi Koç, 1984’te Tofaş Oto’da satış elemanı olarak başladığı Koç Grubu’nu bugün Türkiye’nin açık ara en büyük grubu olarak bırakıyor.

Koç Grubu’na bir Koç daha ekleyerek başarısını ispatlayan ve hiç beklenmedik anda yaşama veda eden Mustafa Koç, 1960 yılında dedesi Vehbi Koç’un İstanbul’a taşındığında aldığı Şişli’deki Çankaya Apartmanı’nda doğuyor. Çocukluğu da dedesinin bugün hayata ilişkin değerlerini oluşturan kurallarını içselleştirerek şekilleniyor.
Liseyi İsviçre’de Lyceum Alpnium Zuoz’da yatılı okuyor... ABD’de George Washington Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra da Türkiye’ye dönüyor.

Türkiye’nin en büyük ve ilk holdingini sıfırdan vareden Vehbi Koç’un gözetiminde babası Rahmi Koç’un Yönetim Kurulu Başkanlığı’nda çalışma hayatına Tofaş’ta müşavir olarak başlıyor.

Türkiye’nin ihracatta büyük bir atılım yaptığı, o güne kadar montaj sanayii ile büyüyen Koç Grubu’nun büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğu 1980’li yıllarda dönemin en büyük ihracat şirketlerinden Ram Dış Ticaret’te satış müdürlüğü görevi ikinci işi oluyor.
PATRON OĞLU OLMASIN
Genel müdür yardımcılığı görevine geldiği günlerde dedesi Vehbi Koç’un babası Rahmi Koç’a yazdığı bir mektup bugünkü yönetim başarısının da sırrını açıklıyor. Dede Koç anılarında yer alan mektubunda oğlu Rahmi’yi şöyle uyarıyor:

“Mustafa Ram’da çalışıyor. Ömer’i Alpay Bağrıaçık Bey’in yanına vermişsin. Ali’yi de AMERİKA’ya verdin. Bu çocukların iyi yetişmeleri şart. Fakat onlara ‘Rahmi Koç’un oğlu’ muamelesi yapıldığını görüyorum ve çok üzülüyorum. İstedikleri yere, diledikleri seyahati yapabiliyorlar. Kimse sesini çıkaramıyor. Müdürlerine özel olarak mektup yazman lazım. Mesela Mustafa için, ‘-Oğlum Mustafa Koç şirketinizde çalışıyor. İyi yetişmesi için Mustafa’nın diğer memurlar gibi işe muntazam gelmesi-gitmesi ve verilen vazifeyi hakkıyla yapması lazım. Kendilerine hiçbir şekilde Rahmi Koç’un oğlu muamelesi yapılmaması icap eder. Mustafa hakkında her 3 ayda bir bana gizli olarak bilgi vermenizi rica edeceğim.’

Bu uyarılar eşliğinde Koç Holding’e 1992’de geçiyor Mustafa Koç. Holding’de adım adım yükseliyor.

Ekonomi gazeteciliğinin de yeni yeni canlandığı yıllarda tanıyoruz Mustafa Koç’u.

Türkiye siyasette yine sıkıntılar yaşıyor. Çoğunluğu TÜSİAD şirketlerinde ikinci kuşağı oluşturan ve farklı bir profil çizen işadamları Cem Boyner, Güler Sabancı, Halis Komili, Sedat Aloğlu ile yakın kuşaktan Koç.

1987’de üye olduğu TÜSİAD’ın en aktif üyeleri olan arkadaşları gibi toplumsal olaylara duyarlı bir işadamı oluyor.

2005-2010 arası Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı yapıyor. Bu dönem ekonomi ve siyaset konusunda doğru bildiklerini tepkilere aldırmadan sözlerini sakınmadan söylüyor.

Kalkınmanın sadece ekonomiyle olmadığını savunan dedesinin kurduğu Vehbi Koç Vakfı ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türkiye Eğitim Vakfı gibi kurumları yeni projelerin merkezi yapıyor. Meslek Lisesi Memleket Meselesi, gibi sosyal sorumluluk projelerine önem veriyor.
Bu dönem ise kadın sorunlarına odaklanıyor. Birleşmiş Milletlerle birlikte başlattığı HeforShe projesi talihsiz bir anıya da sahip artık. Koç dün Davos’a gidecek ve yapılacak toplantıda bu projede neler yaptıklarını ve Türkiye’nin kadın sorunlarına yönelik görüşlerini de anlatacaktı.
Mütevazı, renkli
Mustafa Koç, Genç Başkanlar Organizasyonu’nda, JP Morgan Uluslararası Konseyi’nde, Rolls-Royce Uluslararası Danışma Kurulu’nda ve Council on Foreign Affairs Uluslararası Konseyi’nde yer aldı. Koç, 2005’te İtalya Hükümeti’nin Cavaliere D’Industria nişanı ile ödüllendirilmişti.
1992’de evlendiği eşi Caroline Koç İzmir’in levanten ailelerinden Hervy Giraud’un kızıydı.

Spor sevgisi ise dedesi Vehbi Koç’tan kalan bir mirastı. Koç, golf, binicilik, havacılık ve dalışa meraklı idi. Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesi olan Koç, İstanbul Golf Kulübü’nün başkanlığını yürüttü.

Aynı zamanda kardeşi Ali Koç gibi Fenerbahçeli’ydi. Onun kadar fanatik olmasa da Fenerbahçe Spor Kulubü’nün kongre üyesiydi. Vahşi hayatta çektiği fotoğraflarını sergi bile yapmıştı.

Rahmi Koç, sohbetlerimizde üç oğlunun da farklı karakterlerde olduğunu ama üçünün de birbirine çok bağlı ve birbirlerini çok sevdiklerini söylemişti. Gerçekten iş dünyasının renkli ve farklı üç kardeşiydi Koçlar.

Mustafa Koç, özel hayatında keyifli, bayi ziyaretlerinin katkısıyla insanı ilişkileri kuvvetli, rakibiyle bile olsa dostlukları sağlam bir işadamıydı. Mustafa Koç mütevazı kişiliği ve vizyonerliğiyle Türkiye için büyük kayıp olacak!
Koç’a bir Koç daha kattı
TÜRKİYE’nin tarihinin en derin krizinin yaşandığı 2003 yılında Holding’in başına geçen Koç’un başarısının ardında neler yatıyordu?
Koç göreve geldiğinde önce grubun odaklanacağı sektörleri belirleyerek işe başladı. Grubu sıçratan iki büyük satın alma gerçekleştirdi. 2005’te 1.2 milyar Euro’ya Yapı Kredi Bankası’nın yüzde 57,4 hissesine, 2006’da 4 milyar 140 milyon dolara Tüpraş’ın yüzde 51 hissesine sahip oldu.

Sadece satın almalarla değil şirket satışlarıyla da ezberleri bozdu. 2006’dan itibaren Koç Grubu çıkacak söylentileri dikkate almadan ilgi duymadıkları şirketleri elden çıkardı.

“İzocam, Döktaş, Demirdöküm ve sürpriz olarak Migros. 2008’de Migros’un yüzde 50,8’i 1.9 milyar TL’ye BC Partners’a satıldı.

Bugün İngiltere’nin, Rusya’nın en bilinen markaları arasında Beko’nun olması, yurtdışında 15 fabrikada üretim Mustafa Koç dönemindeki değişimin eseri oldu.

Mustafa Koç’un 13 yıllık yönetiminde grubun aktif büyüklüğü göreve geldiğinde 13.1 milyar TL’den 2015 üçüncü çeyrek rakamlarına göre 73.4 milyar TL’ye çıktı. Gelirler 12.8 milyar TL’den 51.1 milyar lirayı aştı. 122 şirkete sahip Koç Grubu’nun geleceği ne olur? Bu sorunun yanıtını da Rahmi Koç’la yaptığımız sohbet ipuçlarını veriyor:

“Koç Grubunun başarısı mucize değil. Akıllı çalışma, planlı çalışma, yaptığına inanma, dürüst olma.
Koç’ta kurulmuş bir düzen var. Kurumsal bir yapı var , gayet kıymetli elemanlar var. “
Mustafa Koç, grupta 60 yaşı sınırını kaldırmıştı.
56 yaşında dünyadan ayrıldı. Koç kurumsal yapısıyla başarılı olur ama bu derin kaybı unutmaları çok zor! (hürriyet.com.tr)

Meteoroloji'den 'kuvvetli ve yoğun kar yağışı' uyarısı

Marmara'nın doğusu ve Batı Karadeniz'de kuvvetli ve yoğun kar yağışları bekleniyor. Yağışların gelecek haftanın başına kadar sürmesi tahmin ediliyor.

Marmara'nın doğusu ve Batı Karadeniz'de kuvvetli ve yoğun kar yağışlarının beklendiği bildirildi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan uyarıya göre, Marmara'nın doğusu ve Batı Karadeniz'de cuma günü başlayacak kar yağışlarının Sakarya, Kocaeli, Düzce, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu'nun kuzeyi ile Sinop'da gelecek haftanın başına kadar kuvvetli ve yer yer yoğun olması bekleniyor.
Meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekiyor.

21 Ocak 2016 Perşembe

İlber Ortaylı: Padişahlar esrar içerdi

Ünlü tarih profesörü İlber Ortaylı, katıldığı programda Osmanlı padişahlarının içki içip içmediği sorusuna ilginç bir yanıt verdi.

Katıldığı programda İlber Ortaylı, Osmanlı padişahlarının içki içip içmediği sorusunu yanıtladı ve padişahların hem içki hem de esrar içtiklerini söyledi.

Habertürk’te katıldığı programda “Hangi padişahlar içki içerdi” sorusuna yanıt veren Profesör İlber Ortaylı, “Valla Fatih içiyor olabilir ne kadar içtiğini falan kadehini saymadım. Deniz mahsulatına pek bir düşkündü. Mesela Bayezit de içmiş sonra vazgeçmiş. Sultan Abdülhamit Han da içermiş veliahtken bir daha içmemiş. Hatta en sevdiği kardeşi Sultan Vahdettin’le içer. Ayyaşlıktan tahtı terk eden yok ama var içiliyor yani” diye konuştu.

Altaylı’nın “Bayezit esrar da içmiş sonra vazgeçmiş” ifadesini Ortaylı, “Eyvallah, esrar daha çok kullanılmış o dönemde” diyerek onayladı.

Ortaylı, Altaylı’nın “Evet büyük bir bölümünün içtiğini biliyoruz. Saray kayıtlarında içki alımı yok değil mi? Onu başka isim altında alıyorlar saraya” sözlerini de destekledi.