Fethullah Gülen, Bülent Arınç'ın vefat eden ağabeyi Yıldıray Arınç için taziye mesajı yayınladı.
Fethullah Gülen’in Bülent Arınç’a yazdığı taziye metninde şu ifadeler yer aldı:
“Değerli siyaset ve devlet adamı, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç Beyefendi’nin ağabeyi Yıldıray Arınç Bey’in vefatı münasebetiyle merhuma Cenab-ı Allah’tan rahmet ve mağfiret diler, Bülent Bey’e, merhumun aile ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.” Sözcü
24 Şubat 2016 Çarşamba
Ömer Koç’tan çalışanlarına mektup!
Bu hafta Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Ömer Koç, çalışanlarına duygu dolu bir mektup gönderdi.
Mustafa Koç’un vefatının ardından Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geçen Ömer Koç, çalışanlarına elektronik posta yoluyla bir mektup gönderdi.
Koç’un çalışanlarına gönderdiği duygu dolu mail şöyle:
Değerli Çalışma Arkadaşlarım,
Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’un aramızdan ani ayrılışının acısını hep birlikte yaşıyoruz. Kaybımızın yüreklerimizdeki acısı halen taze ve derindir. Mustafa V. Koç, vizyonu, hayırseverliği, liderliği ve en önemlisi insani değerleri ile silinmeyecek izler bıraktı. Kendisine Allah’tan rahmet, hepimize tekrar başsağlığı diliyorum.
Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevlendirilmem vesilesi ile şahsıma duyulan güven için Yönetim Kurulu’muza biz kez daha teşekkür ediyorum. Bu büyük sorumluluk ve zorlu görev esnasında, sizlerin varlığı ve destekleri ile başarılı olacağımıza ve bayrağı hep birlikte daha yukarı taşıyacağımıza yürekten inanıyorum.
Koç Topluluğu’nu büyük bir ileri görüşlülükle Vehbi Koç kurdu. Vehbi Bey hayatı boyunca, Topluluğumuzun yanında, ülkesi ve devletinin menfaatlerini her daim ön planda tuttu.
Sonrasında Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Sayın Rahmi M. Koç’un güçlü liderliği ile Topluluğumuz büyüdü, ortaklıklar ile dışa açılmaya başladı. Rahmi Bey sayesinde, profesyonel yönetim anlayışımız da güçlendi.
Mustafa V. Koç döneminde ise, farklı sektörlerde Türkiye’nin en büyük satın almaları ile Topluluğumuzu büyüttük. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda, yurt içindeki liderliğimizi pekiştirdik. Mustafa Bey aynı zamanda, toplumsal ve sosyal konularda da hepimize örnek oldu, ülke çapında büyük, hepimizi gururlandıran projeleri hayata geçirdi.
En son olarak, ileriye dönük hayalinin uluslararası arenada çok daha önemli başarılara ulaşmak olduğunu bizlerle paylaştı.
Bundan sonra Mustafa Bey’in bizlere emanet ettiği bu mirası, Topluluğumuzu, O’nun bıraktığı yerden, hep birlikte, büyük ve güçlü bir aile olarak devralıp daha ileri götüreceğiz. Yeni hedeflerimizi gerçekleştirmek üzere uzun bir yola çıkıyoruz. Bu yolda en büyük dayanağım, Topluluğumuza gönülden bağlı olan siz değerli arkadaşlarımın desteği olacaktır.
Önümüzdeki dönemde bilhassa, yurt dışı açılım fırsatlarını titizlikle inceleyeceğiz, küresel arenada yeni başarılar için çalışacağız. Yurt içindeki liderliğimizi perçinleyerek faaliyet gösterdiğimiz alanlarda pazar payımızı artırmayı hedefleyeceğiz. İnovasyon ve yeni teknolojiler konusunda cesaretli adımlar atacağız.
İnsan kaynağımıza verdiğimiz önem ise her zamanki gibi en büyük farkımız olacak. Tüm bunları yaparken ülkemizin ekonomik olarak kalkınmasına sağlayacağımız katkının yanında, sosyal ve kültürel gelişimine olan desteğimiz de artarak devam edecek.
Topluluğumuz, 90 yıllık geçmişiyle, çalışanlarıyla, bayileriyle, tedarikçileriyle ve tüm paydaşlarıyla çok özel ve çok büyük bir aile. Ben de bu ailenin bir ferdi olarak, vizyonumuzu ve hayallerimizi gerçekleştirmek için yoğun çaba sarf edeceğim.
Bu vesileyle, Topluluğumuzun bu noktaya gelmesinde emeği geçen sizlere ve ailelerinize teşekkür ediyor, şu anda aramızda olmayanları saygı, rahmet, şükranla anıyor ve sizlere başarılar diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla,
Ömer M. Koç
Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Koç’un vefatının ardından Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geçen Ömer Koç, çalışanlarına elektronik posta yoluyla bir mektup gönderdi.
Koç’un çalışanlarına gönderdiği duygu dolu mail şöyle:
Değerli Çalışma Arkadaşlarım,
Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’un aramızdan ani ayrılışının acısını hep birlikte yaşıyoruz. Kaybımızın yüreklerimizdeki acısı halen taze ve derindir. Mustafa V. Koç, vizyonu, hayırseverliği, liderliği ve en önemlisi insani değerleri ile silinmeyecek izler bıraktı. Kendisine Allah’tan rahmet, hepimize tekrar başsağlığı diliyorum.
Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevlendirilmem vesilesi ile şahsıma duyulan güven için Yönetim Kurulu’muza biz kez daha teşekkür ediyorum. Bu büyük sorumluluk ve zorlu görev esnasında, sizlerin varlığı ve destekleri ile başarılı olacağımıza ve bayrağı hep birlikte daha yukarı taşıyacağımıza yürekten inanıyorum.
Koç Topluluğu’nu büyük bir ileri görüşlülükle Vehbi Koç kurdu. Vehbi Bey hayatı boyunca, Topluluğumuzun yanında, ülkesi ve devletinin menfaatlerini her daim ön planda tuttu.
Sonrasında Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Sayın Rahmi M. Koç’un güçlü liderliği ile Topluluğumuz büyüdü, ortaklıklar ile dışa açılmaya başladı. Rahmi Bey sayesinde, profesyonel yönetim anlayışımız da güçlendi.
Mustafa V. Koç döneminde ise, farklı sektörlerde Türkiye’nin en büyük satın almaları ile Topluluğumuzu büyüttük. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda, yurt içindeki liderliğimizi pekiştirdik. Mustafa Bey aynı zamanda, toplumsal ve sosyal konularda da hepimize örnek oldu, ülke çapında büyük, hepimizi gururlandıran projeleri hayata geçirdi.
En son olarak, ileriye dönük hayalinin uluslararası arenada çok daha önemli başarılara ulaşmak olduğunu bizlerle paylaştı.
Bundan sonra Mustafa Bey’in bizlere emanet ettiği bu mirası, Topluluğumuzu, O’nun bıraktığı yerden, hep birlikte, büyük ve güçlü bir aile olarak devralıp daha ileri götüreceğiz. Yeni hedeflerimizi gerçekleştirmek üzere uzun bir yola çıkıyoruz. Bu yolda en büyük dayanağım, Topluluğumuza gönülden bağlı olan siz değerli arkadaşlarımın desteği olacaktır.
Önümüzdeki dönemde bilhassa, yurt dışı açılım fırsatlarını titizlikle inceleyeceğiz, küresel arenada yeni başarılar için çalışacağız. Yurt içindeki liderliğimizi perçinleyerek faaliyet gösterdiğimiz alanlarda pazar payımızı artırmayı hedefleyeceğiz. İnovasyon ve yeni teknolojiler konusunda cesaretli adımlar atacağız.
İnsan kaynağımıza verdiğimiz önem ise her zamanki gibi en büyük farkımız olacak. Tüm bunları yaparken ülkemizin ekonomik olarak kalkınmasına sağlayacağımız katkının yanında, sosyal ve kültürel gelişimine olan desteğimiz de artarak devam edecek.
Topluluğumuz, 90 yıllık geçmişiyle, çalışanlarıyla, bayileriyle, tedarikçileriyle ve tüm paydaşlarıyla çok özel ve çok büyük bir aile. Ben de bu ailenin bir ferdi olarak, vizyonumuzu ve hayallerimizi gerçekleştirmek için yoğun çaba sarf edeceğim.
Bu vesileyle, Topluluğumuzun bu noktaya gelmesinde emeği geçen sizlere ve ailelerinize teşekkür ediyor, şu anda aramızda olmayanları saygı, rahmet, şükranla anıyor ve sizlere başarılar diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla,
Ömer M. Koç
Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Bade'den acı haber geldi
Geçtiğimiz yıl lösemiye yakalanan ve ilik bulunması için kampanya başlatılan 4 yaşındaki minik Bade'den acı haber geldi. Bu sabah "Bade için ilik" isimli sosyal medya hesabından Bade'nin hayatını kaybettiği açıklandı.
Hollanda'da yaşayan Bade Çakır'a, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında lösemi teşhisi koyulmuştu. Hemen kemoterapiye başlanan Bade için bir yandan da ilik aranıyordu. Sosyal medyada çok sayıda insanın seferber olduğu kampanyada #Badeiçin etiketi ile duyurular yapılmıştı. Kemoterapiye cevap vermeyen küçük kız için son olarak tek çarenin ilik nakli olduğu, nisan ayına kadar nakil olmazsa hayatını kaybedebileceği söylenmişti.
"KIZIM DAYANAMADI MELEK OLDU UÇTU"
En son bugün Bade için ilk hesabından "Kizim dayanamadı melek oldu uçtu aramizdan" şeklinde duyurulan ölüm haberi herkesi derin üzüntüye boğdu. Hürriyet
Hollanda'da yaşayan Bade Çakır'a, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında lösemi teşhisi koyulmuştu. Hemen kemoterapiye başlanan Bade için bir yandan da ilik aranıyordu. Sosyal medyada çok sayıda insanın seferber olduğu kampanyada #Badeiçin etiketi ile duyurular yapılmıştı. Kemoterapiye cevap vermeyen küçük kız için son olarak tek çarenin ilik nakli olduğu, nisan ayına kadar nakil olmazsa hayatını kaybedebileceği söylenmişti.
"KIZIM DAYANAMADI MELEK OLDU UÇTU"
En son bugün Bade için ilk hesabından "Kizim dayanamadı melek oldu uçtu aramizdan" şeklinde duyurulan ölüm haberi herkesi derin üzüntüye boğdu. Hürriyet
İETT otobüslerine panik butonu
İETT, yolcuların maruz kalabileceği tehlikelere karşı önlem olarak araçlara "acil durum butonu" koymaya başladı. Butona basıldığında, acil durum alarmı oluşturularak, araçtaki anlık kamera görüntüleri Kontrol Merkezine gönderilecek. Güvenlik güçleri de harekete geçerek anında müdahale edecek.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, toplu taşıma araçlarında yaşanabilecek şiddet olaylarına karşı, bu araçlara "acil durum butonu" koymayı zorunlu hale getirmeye hazırlandığını belirtmesinin ardından İETT harekete geçti. Acil durum butonu yolcuların ve şoförlerin güvenli seyahat etmesi ve maruz kalabilecekleri tehlikelere karşı kolayca ulaşabilecekleri noktalara konulmaya başlandı.
ACİL DURUM CANLI İZLENECEK
Bir tehlike anında yolcu ve ya butona basarak sinyal verecek; GPS üzerinden ilgili aracın konumuna ulaşılacak ve yardım gönderilecek. Ayrıca araçlardaki iç ve dış kameralar acil durumun canlı olarak izlenmesini ve kaydedilmesini sağlayacak.Araçların alarm bilgileri 24 saat geçmişe dönük olarak izlenebilecek. Butona basıldığında ilgili araca ait 4 kamera görüntüsü canlı olarak kontrol ekranına gelecek. DHA
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, toplu taşıma araçlarında yaşanabilecek şiddet olaylarına karşı, bu araçlara "acil durum butonu" koymayı zorunlu hale getirmeye hazırlandığını belirtmesinin ardından İETT harekete geçti. Acil durum butonu yolcuların ve şoförlerin güvenli seyahat etmesi ve maruz kalabilecekleri tehlikelere karşı kolayca ulaşabilecekleri noktalara konulmaya başlandı.
ACİL DURUM CANLI İZLENECEK
Bir tehlike anında yolcu ve ya butona basarak sinyal verecek; GPS üzerinden ilgili aracın konumuna ulaşılacak ve yardım gönderilecek. Ayrıca araçlardaki iç ve dış kameralar acil durumun canlı olarak izlenmesini ve kaydedilmesini sağlayacak.Araçların alarm bilgileri 24 saat geçmişe dönük olarak izlenebilecek. Butona basıldığında ilgili araca ait 4 kamera görüntüsü canlı olarak kontrol ekranına gelecek. DHA
İstanbul’un dünya yaşam kalitesi sıralamasındaki yeri
İnsan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın beş kıtada 230 şehri kapsayan 2016 yılı Yaşam Kalitesi Araştırması sonuçları açıklandı
2016 yılında dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehri Viyana oldu. Sıralamada Zürih ikinci, Auckland üçüncü sırada yer alırken, İstanbul geçen yıl olduğu gibi 122. sırada kendine yer buldu.
REFERANS ŞEHİR NEW YORK; LİDER VİYANA
New York baz alınarak gerçekleştirilen Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nda Avusturya’nın başkenti ve en büyük şehri Viyana, 2015 yılında olduğu gibi liderliğini devam ettirdi. İkinci sırada İsviçre’nin en büyük kenti Zürih yer alırken, onu Yeni Zelanda’nın kuzey adasında yer alan Auckland izledi. 100 puana sahip referans şehir New York, sıralamada geçen yılki yerini koruyarak 44. basamakta yer aldı. Araştırmada İstanbul ise, bir önceki yılda olduğu gibi 122. sırada kendisine yer buldu.
YAŞAM KALİTESİNDE BATI AVRUPA ŞEHİRLERİ YÜKSELİŞTE
Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması sonuçları kıtalar bazında değerlendirildiğinde; dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehirlerine ev sahipliği yapan Avrupa, listenin ilk sıralarında ağırlığını hissettirdi. Avusturya’nın politik ve toplumsal konulardaki iyileştirmelerinin ardından Viyana, geçen yıl olduğu gibi yerini koruyarak en iyi yaşam kalitesine sahip şehir oldu. Listede, Almanya ve İsviçre kentleri öne çıktı. İlk 10’da Viyana ve Zürih’in yanı sıra Münih, Düsseldorf, Frankfurt ve Cenevre dikkat çeken şehirler arasında. Araştırmanın sonuçlarına göre, 2004 yılında Avrupa Birliği’ne katılan ülkelerdeki istikrarın artması ve geçim standartlarının yükselmesiyle beraber, Doğu Avrupa kentlerinin de yaşam kalitesi sıralamasında yükseldiği görüldü.
Amerika kıtasında ise Kanada ön plana çıkarken, ülkenin üçüncü büyük metropolü Vancouver Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması sıralamasında beşinci sırada yer aldı. New York 44, Washington’un 51’inci sırada yer aldığı Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’na göre popüler şehirlerden Paris 37, Londra 39, Milano 41, Los Angeles 49, Madrid ise 52’nci sırada kendisine yer buldu.
ORTA DOĞU’NUN EN İYİSİ DUBAİ
Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’nın sonuçlarına göre Orta Doğu’da 75’inci sırada yer alan Dubai ile 81’inci sırada yer alan Abu Dabi bölgenin en iyi yaşam kalitesine sahip kentleri olurken, bölgenin yaşam kalitesi en düşük şehri 230’uncu ve son sıradaki Bağdat olmaya devam etti.
Yeni Zelanda ve Avustralya ise dünya genelinde en yüksek yaşam kalitesine sahip kentleri barındırmaya devam ediyor. Araştırmada üçüncü sırada yer alan Auckland yaşam kalitesi açısından bölgedeki en yüksek dereceli kent konumunda bulunurken, Sidney 10’uncu sırada, Wellington 12’inci, Melbourne ise 15’inci sırada yer alıyor.
Araştırmanın Güney Afrika sonuçlarında, geçmişte bölgede en iyi yaşam kalitesine sahip kent olan Cape Town’ın son birkaç yılda gerçekleşen düşüşle 80’li sıralardan 92’inci sıraya gerilediği tespit edildi.
Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’ndaki veriler, firmaların mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında son derece önemli bir referans kaynağı işlevi görüyor. Firmalar, çalışanlarını bir ülkeden diğer bir ülkeye gönderirken ücret ayarlaması için, çalışanın gideceği şehrin yaşam kalitesi endeksini göz önünde bulunduruyorlar. Çalışana verilmek üzere belirlenen ve ‘Meşakkat Ödeneği’ olarak adlandırılan ek ücret o şehrin yaşam kalitesindeki yerine göre belirleniyor. Bir şehrin yaşam kalitesi endeksinin düşük olması, meşakkat ödeneğini yükseltirken, bu durumun tersi geçerli olmuyor. Yani bir çalışan yaşam kalitesi endeksi yüksek olan bir şehre gönderildiğinde maaşında bir düşüş olmuyor.
Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması 2016 Sıralaması
1 Viyana Avusturya
2 Zürih İsviçre
3 Auckland Yeni Zelanda
4 Münih Almanya
5 Vancouver Kanada
6 Düsseldorf Almanya
7 Frankfurt Almanya
8 Cenevre İsviçre
9 Kopenhag Danimarka
10 Sidney Avustralya
(sözcü.com.tr)
2 Zürih İsviçre
3 Auckland Yeni Zelanda
4 Münih Almanya
5 Vancouver Kanada
6 Düsseldorf Almanya
7 Frankfurt Almanya
8 Cenevre İsviçre
9 Kopenhag Danimarka
10 Sidney Avustralya
(sözcü.com.tr)
Artvin Cerattepe'de maden faaliyetlerine durdurma kararı
Artvin Cerattepe'de çıkarılması planlanan madenle ilgili tartışmalar gündemin önemli tartışma konusu olurken, bugün Ankara'da yapılan bir görüşmeden önemli bir bilgi geldi. Başbakan Davutoğlu ile görüşen heyette yer alan Artvin Belediyesi üzerinden paylaşılan bilgiye göre, Cerattepe'de madencilik faaliyeti durduruldu. Başbakan, Konya'daki 42 tesisin açılma töreninde Cerattepe ile ilgili konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'da 42 tesisin temel atma töreninde yaptığı konuşmada Artvin'deki maden tesisine yönelik açıklamalar yaptı.
Davutoğlu, "Onlara hükümetimiz adına bazı teminatlar verdim. Öncelikle Cerattepe'deki çalışmalar, mahkeme kararı sonuçlanana kadar durdurulacak. Herkes, hukuka saygı gösterecek... Bu konunun istismar edilmesine asla izin vermeyiz. Cerattepe’de aldığımız karar çevreye verdiğimiz değeri gösteriyor" dedi.
KAMU DÜZENİ VURGUSU
Başbakan, "Artvin'de birtakım illegal gösteriler yapılmaya devam ederse, Artvin'de kamu düzeni kesinlikle muhafaza edilecek" diye devam etti.
Davutoğlu, ''Maden işletmesinde kesinlikle kapalı galeri uygulaması olacak, çıkarılacak maden yerinde işletilmeyecek, teleferikle taşınacak. Cerattepe'nin rengarenk ağaçlarının zarar görmemesine özen gösterilecek. Hukuk devleti kuralları içinde kamu düzenini sağlar, yanlış bir uygulama olursa gereğini yaparız.''
Konuşma öncesinde, madencilik faaliyetinin durduğuna yönelik açıklama yapılmıştı.
Açıklamada şöyle denildi:
”Yeşil Artvin Derneği Üyelerinin Ankara'da Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmede, hukuki süreç tamamlanıncaya kadar maden şirketinin faaliyetlerinin durdurulması yönünde karar alındığı belirtildi.”
ANKARA'DA ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Bir süreden beri, eylemlere konu olan Artvin Cerattepe'deki, Cengiz İnşaat'a ait Eti Bakır'ın maden çalışması ile ilgili bugün Ankara'da önemli bir görüşme vardı.
Başbakan Davutoğlu'nun kabul ettiği heyette, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve Genel Sekreter Bedrettin Kalın, AK Partili Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, AK Parti ve CHP Milletvekilleri, AK Parti, CHP ve MHP İl Başkanları, Artvin Ticaret Odası Başkanı, Memur-Sen İl Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden akademisyenler yer aldı.
GÖRÜŞME İKİ SAAT SÜRDÜ
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sabah saatlerinde Çankaya Köşkü'nde bir araya geldiği Artvin heyetiyle görüşmesinde, Artvin'in Cerattepe bölgesinde yürütülmesi planlanan madencilik faaliyeti ve son günlerde meydana gelen olaylar ele alındı.
Basına kapalı gerçekleştirilen ve 2 saat süren görüşmede, hukuki süreç tamamlanıncaya kadar Cerattepe bölgesinde maden şirketinin faaliyetlerinin durdurulmasının kararlaştırıldığı belirtildi.
HUKUKİ SÜREÇ BEKLENECEK
Görüşmeye ilişkin önemli bir bilgi ise kısa süre önce Artvin Belediyesi'ne ait Facebook hesabı üzerinde paylaşıldı.
Mesajda şu bilgilere yer verildi:
"Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan Artvin halkına sevindirici haber. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Maden Şirketinin Artvin Cerattepe'deki çalışmalarını Hukuki Süreç bitene kadar durdu.
Artvin Heyetiyle yaklaşık 2 saat süren toplantıda Artvin’le ilgili bilgiler Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğluna aktarıldı ve şuanda Çankaya Köşkünde Sayın Bakanlarla toplantı devam ediyor." Hürriyet
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'da 42 tesisin temel atma töreninde yaptığı konuşmada Artvin'deki maden tesisine yönelik açıklamalar yaptı.
Davutoğlu, "Onlara hükümetimiz adına bazı teminatlar verdim. Öncelikle Cerattepe'deki çalışmalar, mahkeme kararı sonuçlanana kadar durdurulacak. Herkes, hukuka saygı gösterecek... Bu konunun istismar edilmesine asla izin vermeyiz. Cerattepe’de aldığımız karar çevreye verdiğimiz değeri gösteriyor" dedi.
KAMU DÜZENİ VURGUSU
Başbakan, "Artvin'de birtakım illegal gösteriler yapılmaya devam ederse, Artvin'de kamu düzeni kesinlikle muhafaza edilecek" diye devam etti.
Davutoğlu, ''Maden işletmesinde kesinlikle kapalı galeri uygulaması olacak, çıkarılacak maden yerinde işletilmeyecek, teleferikle taşınacak. Cerattepe'nin rengarenk ağaçlarının zarar görmemesine özen gösterilecek. Hukuk devleti kuralları içinde kamu düzenini sağlar, yanlış bir uygulama olursa gereğini yaparız.''
Konuşma öncesinde, madencilik faaliyetinin durduğuna yönelik açıklama yapılmıştı.
Açıklamada şöyle denildi:
”Yeşil Artvin Derneği Üyelerinin Ankara'da Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmede, hukuki süreç tamamlanıncaya kadar maden şirketinin faaliyetlerinin durdurulması yönünde karar alındığı belirtildi.”
ANKARA'DA ÖNEMLİ GÖRÜŞME
Bir süreden beri, eylemlere konu olan Artvin Cerattepe'deki, Cengiz İnşaat'a ait Eti Bakır'ın maden çalışması ile ilgili bugün Ankara'da önemli bir görüşme vardı.
Başbakan Davutoğlu'nun kabul ettiği heyette, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve Genel Sekreter Bedrettin Kalın, AK Partili Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, AK Parti ve CHP Milletvekilleri, AK Parti, CHP ve MHP İl Başkanları, Artvin Ticaret Odası Başkanı, Memur-Sen İl Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden akademisyenler yer aldı.
GÖRÜŞME İKİ SAAT SÜRDÜ
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sabah saatlerinde Çankaya Köşkü'nde bir araya geldiği Artvin heyetiyle görüşmesinde, Artvin'in Cerattepe bölgesinde yürütülmesi planlanan madencilik faaliyeti ve son günlerde meydana gelen olaylar ele alındı.
Basına kapalı gerçekleştirilen ve 2 saat süren görüşmede, hukuki süreç tamamlanıncaya kadar Cerattepe bölgesinde maden şirketinin faaliyetlerinin durdurulmasının kararlaştırıldığı belirtildi.
HUKUKİ SÜREÇ BEKLENECEK
Görüşmeye ilişkin önemli bir bilgi ise kısa süre önce Artvin Belediyesi'ne ait Facebook hesabı üzerinde paylaşıldı.
Mesajda şu bilgilere yer verildi:
"Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan Artvin halkına sevindirici haber. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu Maden Şirketinin Artvin Cerattepe'deki çalışmalarını Hukuki Süreç bitene kadar durdu.
Artvin Heyetiyle yaklaşık 2 saat süren toplantıda Artvin’le ilgili bilgiler Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğluna aktarıldı ve şuanda Çankaya Köşkünde Sayın Bakanlarla toplantı devam ediyor." Hürriyet
Evli kadınlar sadece bekarlık soyadını kullanabilecek
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK), kararında 30 Eylül 2015'te yapılan değişiklikle evli kadının sadece bekârlık soyadını kullanabilmesinin yolu açıldı.
Evli kadınlar, aile mahkemelerine dava açarak sadece kendi soyadlarını kullanabilecek. Daha önce mahkemeler vize verse bile Yargıtay, Medeni Kanun'u gerekçe göstererek evli kadınların sadece bekârlık soyadlarını kullanmalarına onay vermiyordu.
Kadınların evlendikten sonra gerek kariyer gerek kişilik haklarını gerekçe göstererek kendi soyadlarını kullanmak istediklerini söyleyen ve Aile Mahkemesi nezdinde Türkiye'de bu konuyla ilgili ilk davayı 2007 yılında kazanan Avukat Alev Yıldız, Medeni Kanunun 187. maddesine göre, kadınların evlendikten sonra sadece kendi soy isimlerini kullanamadıklarını belirtti.
Kendi soy isimlerini öne alarak eşlerinin soy ismini kullanabildiğini hatırlatan Avukat Yıldız, "Kanunun bize verdiği tek yetki bu. Ancak müvekkillerimle birlikte açtığımız davalarda, müvekkillerim sadece kendi soy isimlerini kullanmak istiyorlar. Bunun nedeni de, kendi soy isimleri ile belli bir kariyere ulaşmış olmaları dışında, bu hakkın, bir kişilik hakkı olması.
Ancak kanun buna müsaade etmiyor. Biz de açtığımız davalarla, Türk hukukunun parçası olan onaylanmış uluslararası anlaşmaları, Türk Mahkemelerine uygulatarak, bu hakkı elde ettik. Bu hakların elde edilmesi için açtığım 5 dava ile birlikte, yaklaşık 10 senedir mücadele ediyoruz. Yargıtay da sonunda en üst kurulu nezdinde bu hakkımızı teslim etmiştir" dedi.
"BU KARAR EMSAL OLUŞTURUYOR"
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararının ellerine yeni ulaştığını ve emsal karar oluşturduğunu söyleyen Alev Yıldız, "Bu karar en yüksek yargı organı tarafından verilmiş bir karar. Hukuk Genel Kurulu'nun kararları hem yerel mahkemeleri, hem de Yargıtay'ın tüm dairelerini bağlamaktadır. Bu nedenle kadınlar bu karara dayanarak, yerel mahkemeden sadece kendi soy isimlerini kullanma haklarını elde edebilirler" dedi. Ancak bunun için yine de dava açmaları gerektiğini dile getiren Yıldız, "Çünkü Nüfus İdaresi, sadece Medeni Kanun'u uygular, yargı içtihatlarını dikkate almaz. Bu yüzden Medeni Kanun'un 187. Maddesinin de değişmesi gerekiyor. Bu madde değişmediği sürece kadınlar, kendi soyadlarını kullanma haklarına sadece dava açarak kavuşabilirler" dedi.
"ULUSLARARASI HUKUK TÜRK HUKUKUNA UYGULANDI"
Bu konuda beş dava açtığını bunlardan ilkinin, 2007 yılında kazandığı ve yerel mahkemelerde, Türkiye'de şimdiye kadar kazanılan ilk dava olduğunu hatırlatan Yıldız, "O zamana kadar yerel mahkemeler, kadının sadece kendi soyadını kullanmasını, kanun nedeniyle kabul etmiyordu. Ancak bizim açtığımız davada mahkeme, Uluslararası Hukuku, Türk hukukuna uyguladı ve davamızı kabul etti. Bu dava Türkiye'de bir ilk karardı. Ancak dosya Yargıtay aşaması görmediği için kesinleşen bir davaydı. Yargıtay'ın görüşü o tarihlerde yine aleyhteydi aslında. Bir başka davamızda ise, yerel mahkemenin lehimize verdiği kararı Yagıtay ilgili dairesi bozdu. Ancak yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direndi. Bu şekilde Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenen davamız, Kurul'un yerel mahkemenin lehimize olan kararını onaması ile sonuçlandı. Bu sayede müvekkilim soyadını kullanma hakkına erişti. Bu şekilde de emsal bir karar oluşmuş oldu. Hatta açmış olduğum başka bir davada da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararını esas alan Yargıtay'ın ilgili 2.Hukuk Dairesi, ilk kez görüş değiştirerek yerel mahkemenin lehimize olan kararını onadı" diye konuştu. DHA
Evli kadınlar, aile mahkemelerine dava açarak sadece kendi soyadlarını kullanabilecek. Daha önce mahkemeler vize verse bile Yargıtay, Medeni Kanun'u gerekçe göstererek evli kadınların sadece bekârlık soyadlarını kullanmalarına onay vermiyordu.
Kadınların evlendikten sonra gerek kariyer gerek kişilik haklarını gerekçe göstererek kendi soyadlarını kullanmak istediklerini söyleyen ve Aile Mahkemesi nezdinde Türkiye'de bu konuyla ilgili ilk davayı 2007 yılında kazanan Avukat Alev Yıldız, Medeni Kanunun 187. maddesine göre, kadınların evlendikten sonra sadece kendi soy isimlerini kullanamadıklarını belirtti.
Kendi soy isimlerini öne alarak eşlerinin soy ismini kullanabildiğini hatırlatan Avukat Yıldız, "Kanunun bize verdiği tek yetki bu. Ancak müvekkillerimle birlikte açtığımız davalarda, müvekkillerim sadece kendi soy isimlerini kullanmak istiyorlar. Bunun nedeni de, kendi soy isimleri ile belli bir kariyere ulaşmış olmaları dışında, bu hakkın, bir kişilik hakkı olması.
Ancak kanun buna müsaade etmiyor. Biz de açtığımız davalarla, Türk hukukunun parçası olan onaylanmış uluslararası anlaşmaları, Türk Mahkemelerine uygulatarak, bu hakkı elde ettik. Bu hakların elde edilmesi için açtığım 5 dava ile birlikte, yaklaşık 10 senedir mücadele ediyoruz. Yargıtay da sonunda en üst kurulu nezdinde bu hakkımızı teslim etmiştir" dedi.
"BU KARAR EMSAL OLUŞTURUYOR"
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararının ellerine yeni ulaştığını ve emsal karar oluşturduğunu söyleyen Alev Yıldız, "Bu karar en yüksek yargı organı tarafından verilmiş bir karar. Hukuk Genel Kurulu'nun kararları hem yerel mahkemeleri, hem de Yargıtay'ın tüm dairelerini bağlamaktadır. Bu nedenle kadınlar bu karara dayanarak, yerel mahkemeden sadece kendi soy isimlerini kullanma haklarını elde edebilirler" dedi. Ancak bunun için yine de dava açmaları gerektiğini dile getiren Yıldız, "Çünkü Nüfus İdaresi, sadece Medeni Kanun'u uygular, yargı içtihatlarını dikkate almaz. Bu yüzden Medeni Kanun'un 187. Maddesinin de değişmesi gerekiyor. Bu madde değişmediği sürece kadınlar, kendi soyadlarını kullanma haklarına sadece dava açarak kavuşabilirler" dedi.
"ULUSLARARASI HUKUK TÜRK HUKUKUNA UYGULANDI"
Bu konuda beş dava açtığını bunlardan ilkinin, 2007 yılında kazandığı ve yerel mahkemelerde, Türkiye'de şimdiye kadar kazanılan ilk dava olduğunu hatırlatan Yıldız, "O zamana kadar yerel mahkemeler, kadının sadece kendi soyadını kullanmasını, kanun nedeniyle kabul etmiyordu. Ancak bizim açtığımız davada mahkeme, Uluslararası Hukuku, Türk hukukuna uyguladı ve davamızı kabul etti. Bu dava Türkiye'de bir ilk karardı. Ancak dosya Yargıtay aşaması görmediği için kesinleşen bir davaydı. Yargıtay'ın görüşü o tarihlerde yine aleyhteydi aslında. Bir başka davamızda ise, yerel mahkemenin lehimize verdiği kararı Yagıtay ilgili dairesi bozdu. Ancak yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına karşı direndi. Bu şekilde Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenen davamız, Kurul'un yerel mahkemenin lehimize olan kararını onaması ile sonuçlandı. Bu sayede müvekkilim soyadını kullanma hakkına erişti. Bu şekilde de emsal bir karar oluşmuş oldu. Hatta açmış olduğum başka bir davada da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararını esas alan Yargıtay'ın ilgili 2.Hukuk Dairesi, ilk kez görüş değiştirerek yerel mahkemenin lehimize olan kararını onadı" diye konuştu. DHA
Kadıköy’de yüksek bina sınırlaması getirildi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile İstanbul Kadıköy’de binalara 15 kat sınırı getirildi. Şantiye alanına dönen bölgede yeni yapılarda inşaat hakkı aynı kalacak ama yükseklik sınırlanacak. Müteahhitler ise kat sınırı nedeniyle Kadıköy’de 15 kat üstü eski yapıların yenilenemeyeceğini söylüyor.
İstanbul Kadıköy ilçesi kentsel dönüşüm süreci ile şantiye alanına dönüştü. Bölgede hemen hemen her sokakta bir kentsel yenileme projesi var. Artan inşaat projelerinin yoğunluğu arttıracağı ve şehrin siluetine olumsuz etki yapacağı kaygısı ile yeni bir karar alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile bölgede yüksekliğin serbest olduğu alanlara 15 kat sınırı getirildi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, kat sınırlaması kararını olumlu bulduklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü Kadıköy 1/5000’lik İmar Planı için değişiklik teklifinde bulundu.
İmar ve Bayındırlık Komisyonu tarafından onaylanan teklif İBB Meclisi’nin 12 Şubat 2016 tarihli kararıyla yürürlüğe girdi. Bu karar ile bölgede dönüşüm kapsamında yapılacak yeni binalara 15 sınırı gelmiş oldu. Kadıköy Belediyesi yetkilileri şu bilgileri verdi: “Bölgede emsal 2.07, yükseklik serbest. Yani 1000 metrekare bir alanda 2 bin 70 metrekare inşaat yapılıyor. Şirketler taban alanını az tutarak baston gibi yapılar yapıyor. Deniz manzarası avantajı için binalar git gide yükseliyor. Yeni karar Kadıköy’ün 3’te 2’si için geçerli olacak ve bölgenin gelişimine olumlu katkı sağlayacak. Şirketlerin inşaat hakkı değişmeyecek ama yüksekliğe sınır gelecek. Fikirtepe ise bu uygulama kapsamında değil.”
RİSKLİ EVLER YENİLENEMEZ
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, bu kararla yüksek katlı ve riskli binaların yenilenmesinin imkansız hale geldiğini ifade etti. İstanbul’un siluetinin korunacağı her adımı desteklediklerini kaydeden Durbakayım, “Sahil bölgesi için kat sınırlaması olabilir. Ancak her alan için olmamalı. Bu düzenleme ile deprem riski taşıyan 15 kattan yüksek yüzlerce apartman kaderlerine terk edilecek” dedi.
MÜTEAHHİTLER KAYGILI
Kadıköy'de çok sık plan değişikliği yapılmasını eleştiren Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, “Her sabah planlar değişiyor. Artık şartlar belli olmalı. Binalar taban oturum alanı az tutulup yüksek yapılmalı. Çünkü ancak bu şekilde yeşil alan yaratabiliriz. Bu uygulama buna engel” dedi.
Kadıköy’de geçtiğimiz haftalarda önemli bir karar daha alınmıştı. Kentsel dönüşüm projeleri için sağlanan yüzde 25 emsal hakkına Mimarlar Odası dava açmış ve emsal hakkını sağlayan uygulamayı Danıştay iptal etmişti. Müteahhitlerin talebi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girdi ve ek emsal hakkı tekrar tanındı. 1 Ocak 2017’ye kadar ruhsat alanlar ek emsalden yararlanacak. Hürriyet
İstanbul Kadıköy ilçesi kentsel dönüşüm süreci ile şantiye alanına dönüştü. Bölgede hemen hemen her sokakta bir kentsel yenileme projesi var. Artan inşaat projelerinin yoğunluğu arttıracağı ve şehrin siluetine olumsuz etki yapacağı kaygısı ile yeni bir karar alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis kararı ile bölgede yüksekliğin serbest olduğu alanlara 15 kat sınırı getirildi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, kat sınırlaması kararını olumlu bulduklarını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü Kadıköy 1/5000’lik İmar Planı için değişiklik teklifinde bulundu.
İmar ve Bayındırlık Komisyonu tarafından onaylanan teklif İBB Meclisi’nin 12 Şubat 2016 tarihli kararıyla yürürlüğe girdi. Bu karar ile bölgede dönüşüm kapsamında yapılacak yeni binalara 15 sınırı gelmiş oldu. Kadıköy Belediyesi yetkilileri şu bilgileri verdi: “Bölgede emsal 2.07, yükseklik serbest. Yani 1000 metrekare bir alanda 2 bin 70 metrekare inşaat yapılıyor. Şirketler taban alanını az tutarak baston gibi yapılar yapıyor. Deniz manzarası avantajı için binalar git gide yükseliyor. Yeni karar Kadıköy’ün 3’te 2’si için geçerli olacak ve bölgenin gelişimine olumlu katkı sağlayacak. Şirketlerin inşaat hakkı değişmeyecek ama yüksekliğe sınır gelecek. Fikirtepe ise bu uygulama kapsamında değil.”
RİSKLİ EVLER YENİLENEMEZ
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, bu kararla yüksek katlı ve riskli binaların yenilenmesinin imkansız hale geldiğini ifade etti. İstanbul’un siluetinin korunacağı her adımı desteklediklerini kaydeden Durbakayım, “Sahil bölgesi için kat sınırlaması olabilir. Ancak her alan için olmamalı. Bu düzenleme ile deprem riski taşıyan 15 kattan yüksek yüzlerce apartman kaderlerine terk edilecek” dedi.
MÜTEAHHİTLER KAYGILI
Kadıköy'de çok sık plan değişikliği yapılmasını eleştiren Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, “Her sabah planlar değişiyor. Artık şartlar belli olmalı. Binalar taban oturum alanı az tutulup yüksek yapılmalı. Çünkü ancak bu şekilde yeşil alan yaratabiliriz. Bu uygulama buna engel” dedi.
Kadıköy’de geçtiğimiz haftalarda önemli bir karar daha alınmıştı. Kentsel dönüşüm projeleri için sağlanan yüzde 25 emsal hakkına Mimarlar Odası dava açmış ve emsal hakkını sağlayan uygulamayı Danıştay iptal etmişti. Müteahhitlerin talebi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girdi ve ek emsal hakkı tekrar tanındı. 1 Ocak 2017’ye kadar ruhsat alanlar ek emsalden yararlanacak. Hürriyet
Nepal'de yolcu uçağı düştü
Nepal'de bu sabah Pokhara kentinden havalandıktan sonra kaybolan yolcu uçağının düştüğü anlaşıldı. Enkazına ulaşılan uçaktaki 23 kişiden kurtulan olmadığı bildirildi.
Yetkililer, "Twin Otter" tipi uçağın enkazının Rupshe köyü yakınlarında, dağlık alanda bulunduğunu açıkladı.
Polis yetkilisi Harihari Yogi, enkazın hâlâ yandığını, uçaktakilerden kurtulan olmadığını belirtti.
Uçağın ait olduğu Tara Havayolları tarafından yapılan açıklamada ise ülkenin kuzeyindeki Jomsom kentine gitmek üzere havalanan uçakta ikisi çocuk 20 yolcu ile üç mürettebat üyesinin bulunduğu belirtildi.
Yolcular arasında bir Çin ve bir de Kuveyt vatandaşının yer aldığı kaydedildi.
Başkent Katmandu'nun 200 kilometre batısındaki Pokhara kentinden havalanan uçak, kalkıştan sekiz dakika sonra radardan kaybolmuştu. Uçağın bulunması için bölgeye helikopterler ve arama ekipleri gönderilmişti.
Karayolları yetersiz olan Nepal'de halk, sık sık ulaşım için küçük uçakları kullanıyor.
İlk uçak seferinin 1949 yılından bu yana Nepal'de yaşanan yaklaşık 70 kazada 700'den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Hürriyet
Yetkililer, "Twin Otter" tipi uçağın enkazının Rupshe köyü yakınlarında, dağlık alanda bulunduğunu açıkladı.
Polis yetkilisi Harihari Yogi, enkazın hâlâ yandığını, uçaktakilerden kurtulan olmadığını belirtti.
Uçağın ait olduğu Tara Havayolları tarafından yapılan açıklamada ise ülkenin kuzeyindeki Jomsom kentine gitmek üzere havalanan uçakta ikisi çocuk 20 yolcu ile üç mürettebat üyesinin bulunduğu belirtildi.
Yolcular arasında bir Çin ve bir de Kuveyt vatandaşının yer aldığı kaydedildi.
Başkent Katmandu'nun 200 kilometre batısındaki Pokhara kentinden havalanan uçak, kalkıştan sekiz dakika sonra radardan kaybolmuştu. Uçağın bulunması için bölgeye helikopterler ve arama ekipleri gönderilmişti.
Karayolları yetersiz olan Nepal'de halk, sık sık ulaşım için küçük uçakları kullanıyor.
İlk uçak seferinin 1949 yılından bu yana Nepal'de yaşanan yaklaşık 70 kazada 700'den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Hürriyet
Hakan Şükür'e Cumhurbaşkanı'na hakaret davası
Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Eski milli futbolcu ve eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında, 15 Şubat 2015 tarihinde Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, Hakan Şükür'ün suça konu tweeti üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avukatı Ahmet Özel ve Bekir Savram isimli bir vatandaşın şikayetçi olduğu bilgisine yer verildi.
İhbarcı Bekir Savram'ın avukatı tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, Hakan Şükür'ün Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu hakkında hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Şüpheli Hakan Şükür'ün sunmuş olduğu savunma dilekçesinde suça konu sözleri Cumhurbaşkanını kastederek söylemediği bilgisine yer verilen iddianamede, ihbarcının sunmuş olduğu paylaşım dökümlerinde konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı olduğunun açıkça belli olduğu kaydedilerek, “Dolayısı ile şüphelinin kastının sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakta" denildi.
İddianamede şüpheli Şükür'ün, “Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamenin gönderildiği Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek duruşma günü verdi. DHA
Eski milli futbolcu ve eski Ak Parti milletvekili Hakan Şükür hakkında, 15 Şubat 2015 tarihinde Twitter hesabı üzerinden attığı tweetlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesi ile yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, Hakan Şükür'ün suça konu tweeti üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avukatı Ahmet Özel ve Bekir Savram isimli bir vatandaşın şikayetçi olduğu bilgisine yer verildi.
İhbarcı Bekir Savram'ın avukatı tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, Hakan Şükür'ün Twitter hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu hakkında hakaret içerikli paylaşımlarda bulunduğu belirtildi. Şüpheli Hakan Şükür'ün sunmuş olduğu savunma dilekçesinde suça konu sözleri Cumhurbaşkanını kastederek söylemediği bilgisine yer verilen iddianamede, ihbarcının sunmuş olduğu paylaşım dökümlerinde konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı olduğunun açıkça belli olduğu kaydedilerek, “Dolayısı ile şüphelinin kastının sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğu, böylece üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakta" denildi.
İddianamede şüpheli Şükür'ün, “Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamenin gönderildiği Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek duruşma günü verdi. DHA
23 Şubat 2016 Salı
''Zehirli ayakkabılar'' için 10'ar yıla kadar hapis istemi
Sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilmesine rağmen piyasaya sürülen ayakkabılarla ilgili soruşturma tamamlandı. Ayakkabı firmasının sahibi ve ayakkabıların bulunduğu antreponun sorumlusunun da aralarında bulunduğu 10 kişiye 10'ar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilen ancak piyasaya sürüldüğü belirlenen kanserojen etkiye sahip ayakkabılara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu tarafıdan hazırlanan iddianamede, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan araştırma sonucunda, Erenköy Gümrük Müdürlüğü'nün denetiminde bulunan bir antrepoda muhafaza edilen bir ayakkabı firmasına ait ithali uygunsuz bulunan 1875 kutu ayakkabı cinsi eşyanın 2014 yılının Ekim ayında imhasına karar verildiği anlatıldı. Firmanın talebi üzerine imha komisyonu oluşturulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu ayakkabıların imha edilmek üzere İzmit'teki İZAYDAŞ A.Ş'ye ait tesislerine götürüldüğü ifade edildi.
19 BİN 920 ÇİFT UYGUNSUZ AYAKKABI
İddianamede imha işlemi sırasında orijinal ambalajlı kapların açıldığında götürülen ayakkabıların imha edilmesi gereken ayakkabılardan olmayıp eski, ekonomik değerini yitirmiş ayakkabılar olduğu ve bu nedenle imha işleminin durdurulduğu belirtildi. İmhaya götürülen ayakkabıların 5 araç içerisinde mühürlü halde Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü'ne ait geçici depolama alanına götürüldüğü belirtilen iddianamede, ayakkabıların Çin Halk Cumhuriyeti'nden ithal edildiği ifade edildi. 2 bin 405 kartonda 25 bin 510 adet, 272 bin 816 dolar değerinde kadın botunun gümrüklü eşya olarak denetime alındığı, yapılan inceleme sonucunda 19 bin 920 çift ayakkabı için e-uygunsuzluk belgesi düzenlendiği bildirildi.
ŞÜPHELİ KONUŞMALAR TESPİT EDİLDİ
İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü yetkililerince geçici depolama yerinde yapılan sayım ve tespit sonucu araçlardaki koliler içinde toplamda 33 bin 235 adet ekonomik değerini yitirmiş ve kullanılmış ayakkabı bulunduğu belirtilen iddianamede, Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı doğrultusunda ayakkabı firmasına ait iş yerinde arama yapıldığı işyerinin kamera kayıtlarının çalışmadığını bildirdiği belirtildi. Antreponun da kamera kayıtlarının incelendiği ifade edilen iddianamede, ayakkabı kolilerinin araçlara yüklenirken yükleme esnasında görevlilerin "Ağabey ne olacak bu işin sonu","Ne yapıyorsun, patlak malı kamera önüne tutuyorsun" şeklinde şüpheli konuşmalar yaptıklarının tespit edildiği de kaydedildi.
İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI AYAKKABILAR
Soruşturma aşamasında iç piyasaya sürülmüş ayakkabıların toplatılması çalışması yapıldığı, tespit edilen ayakkabıların toplatıldığı, piyasaya sürülen 19 bin 920 çift ayakkabıdan 10 bin 221 çift ayakkabıya el konulduğu, piyasaya sürülen diğer ayakkabıların toplatılamadığı belirtildi.
İddianamede, toplatılan ayakkabılar üzerindeki inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre, piyasaya sürülen ayakkabıların insan sağlığına zararlı nitelikte olduğunun belirlendiği vurgulandı.
10'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, ayakkabı firmasına ait antrepoda bulunan ve ithaline uygunluk verilmeyen 19 bin 920 çift ayakkabıyı yasal olmayan yollarla çıkararak serbest dolaşıma soktukları iddia edilen firma görevlilerinin suçu birlikte işledikleri belirtildi. Ayakkabı firması sahibi ve sorumlusu M.S., antrepo sahibi ve sorumlusu N.T.'nin de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, "Dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma", "Eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak" ve "İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak" suçlarından 3 yıl 3'er aydan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu 1.Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Mahkeme, ayakkabıları ithal eden firmalanın yükleme ve boşaltma işlemini Esenyurt'taki iş yerinde yaptığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. ntv
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle imhasına karar verilen ancak piyasaya sürüldüğü belirlenen kanserojen etkiye sahip ayakkabılara ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu tarafıdan hazırlanan iddianamede, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan araştırma sonucunda, Erenköy Gümrük Müdürlüğü'nün denetiminde bulunan bir antrepoda muhafaza edilen bir ayakkabı firmasına ait ithali uygunsuz bulunan 1875 kutu ayakkabı cinsi eşyanın 2014 yılının Ekim ayında imhasına karar verildiği anlatıldı. Firmanın talebi üzerine imha komisyonu oluşturulduğu belirtilen iddianamede, söz konusu ayakkabıların imha edilmek üzere İzmit'teki İZAYDAŞ A.Ş'ye ait tesislerine götürüldüğü ifade edildi.
19 BİN 920 ÇİFT UYGUNSUZ AYAKKABI
İddianamede imha işlemi sırasında orijinal ambalajlı kapların açıldığında götürülen ayakkabıların imha edilmesi gereken ayakkabılardan olmayıp eski, ekonomik değerini yitirmiş ayakkabılar olduğu ve bu nedenle imha işleminin durdurulduğu belirtildi. İmhaya götürülen ayakkabıların 5 araç içerisinde mühürlü halde Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü'ne ait geçici depolama alanına götürüldüğü belirtilen iddianamede, ayakkabıların Çin Halk Cumhuriyeti'nden ithal edildiği ifade edildi. 2 bin 405 kartonda 25 bin 510 adet, 272 bin 816 dolar değerinde kadın botunun gümrüklü eşya olarak denetime alındığı, yapılan inceleme sonucunda 19 bin 920 çift ayakkabı için e-uygunsuzluk belgesi düzenlendiği bildirildi.
ŞÜPHELİ KONUŞMALAR TESPİT EDİLDİ
İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü yetkililerince geçici depolama yerinde yapılan sayım ve tespit sonucu araçlardaki koliler içinde toplamda 33 bin 235 adet ekonomik değerini yitirmiş ve kullanılmış ayakkabı bulunduğu belirtilen iddianamede, Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı doğrultusunda ayakkabı firmasına ait iş yerinde arama yapıldığı işyerinin kamera kayıtlarının çalışmadığını bildirdiği belirtildi. Antreponun da kamera kayıtlarının incelendiği ifade edilen iddianamede, ayakkabı kolilerinin araçlara yüklenirken yükleme esnasında görevlilerin "Ağabey ne olacak bu işin sonu","Ne yapıyorsun, patlak malı kamera önüne tutuyorsun" şeklinde şüpheli konuşmalar yaptıklarının tespit edildiği de kaydedildi.
İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI AYAKKABILAR
Soruşturma aşamasında iç piyasaya sürülmüş ayakkabıların toplatılması çalışması yapıldığı, tespit edilen ayakkabıların toplatıldığı, piyasaya sürülen 19 bin 920 çift ayakkabıdan 10 bin 221 çift ayakkabıya el konulduğu, piyasaya sürülen diğer ayakkabıların toplatılamadığı belirtildi.
İddianamede, toplatılan ayakkabılar üzerindeki inceleme sonucunda düzenlenen rapora göre, piyasaya sürülen ayakkabıların insan sağlığına zararlı nitelikte olduğunun belirlendiği vurgulandı.
10'AR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, ayakkabı firmasına ait antrepoda bulunan ve ithaline uygunluk verilmeyen 19 bin 920 çift ayakkabıyı yasal olmayan yollarla çıkararak serbest dolaşıma soktukları iddia edilen firma görevlilerinin suçu birlikte işledikleri belirtildi. Ayakkabı firması sahibi ve sorumlusu M.S., antrepo sahibi ve sorumlusu N.T.'nin de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, "Dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranma sonucu tüketilecek şeylere zehir katma veya bozma", "Eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak" ve "İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak" suçlarından 3 yıl 3'er aydan 10'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle Anadolu 1.Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Mahkeme, ayakkabıları ithal eden firmalanın yükleme ve boşaltma işlemini Esenyurt'taki iş yerinde yaptığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. ntv
4 bin erkek polis memuru alınacak
Emniyet Genel Müdürlüğünce, 17. dönem polis meslek eğitimi için 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar, özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak.
Emniyet Genel Müdürlüğünce, özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünce Polis Meslek Eğitim Merkezlerine (POMEM) 17. dönem polis meslek eğitimi için özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alımı yapılacak.
Adaylar, Polis Akademisi Başkanlığına ait "www.pa.edu.tr" adresinden başvuruda bulunabilecek.
Polis meslek eğitimi için adaylarda aranacak şartlar şöyle:
"- En az dört yıllık lisans seviyesindeki bir yükseköğretim programından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
- 31 Aralık 2016 tarihi itibari ile 30 yaşından gün almamış olmak,
- 2014 veya 2015 yıllarında yapılan KPSS lisans P3 Puan türünden en az 50,00 taban puanı almış olmak, (Emniyet Teşkilatı personeli şehit veya vazife malulü eş veya çocuklarından KPSS lisans P3 puanı en az 40,00 taban puan şartı aranacak.)
Açıklamaya göre, öğrencilerin yemek, barınma ve sağlık giderleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak. Sınava giriş koşulları, sınav takvimi ve diğer konular "http://www.pa.edu.tr/" resmi internet sitesinden ilan edilecek. Hürriyet
Emniyet Genel Müdürlüğünce, özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alınacak. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğünce Polis Meslek Eğitim Merkezlerine (POMEM) 17. dönem polis meslek eğitimi için özel harekat branşlı 4 bin erkek polis memuru adayı alımı yapılacak.
Adaylar, Polis Akademisi Başkanlığına ait "www.pa.edu.tr" adresinden başvuruda bulunabilecek.
Polis meslek eğitimi için adaylarda aranacak şartlar şöyle:
"- En az dört yıllık lisans seviyesindeki bir yükseköğretim programından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
- 31 Aralık 2016 tarihi itibari ile 30 yaşından gün almamış olmak,
- 2014 veya 2015 yıllarında yapılan KPSS lisans P3 Puan türünden en az 50,00 taban puanı almış olmak, (Emniyet Teşkilatı personeli şehit veya vazife malulü eş veya çocuklarından KPSS lisans P3 puanı en az 40,00 taban puan şartı aranacak.)
Açıklamaya göre, öğrencilerin yemek, barınma ve sağlık giderleri Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından karşılanacak. Eğitim sonunda başarılı olanlar özel harekat branşlı polis memuru olarak göreve başlayacak. Sınava giriş koşulları, sınav takvimi ve diğer konular "http://www.pa.edu.tr/" resmi internet sitesinden ilan edilecek. Hürriyet
22 Şubat 2016 Pazartesi
Bülent Arınç’ın acı günü
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 78 yaşındaki ağabeyi Yıldıray Arınç, bir süredir tedavi olduğu Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'nde hayatını yitirdi.
Arınç’ın cenazesinin, yarın öğle vakti Manisa Hatuniye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
Arınç’ın cenazesinin, yarın öğle vakti Manisa Hatuniye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
Koç Holding yönetim kurulu başkanlığına Ömer Koç getirildi
Koç Holding, yönetim kurulu başkanlığı görevine Ömer Koç’u seçti. Ali Koç ise Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
Koç Holding Yönetim Kurulu tarafından Ömer M. Koç Yönetim Kurulu Başkanı, Ali Y. Koç Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
ÖMER KOÇ'TAN İLK AÇIKLAMA
2008 yılından bu yana Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Ömer M. Koç yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bu denli önemli bir paya sahip olan ve uluslararası arenada ülkemizi başarıyla temsil eden bir Topluluğun ve ailenin mensubu olmaktan onur duyuyorum. Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’u çok erken ve zamansız kaybetmenin derin acısını içimizde taşırken, kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum. Bizlere emanet ettiği bayrağı daha da ileriye taşımayı hem bir sorumluluk hem de bir görev olarak görüyorum. Önümüzdeki dönemde de Koç Topluluğu olarak, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürürken, küresel arenada ülkemizi yeni başarı hikâyeleri ile buluşturacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
ÖMER KOÇ KİMDİR?
Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Ömer M. Koç, Robert Kolej’deki lise eğitiminin ardından, Columbia Üniversitesi’nde Yunan Filolojisi üzerine lisans eğitimini 1985’te tamamladı. 1989’da Columbia Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden MBA derecesi aldı.
SATIŞ ELEMANI OLARAK BAŞLADI
İş yaşamına 1985 yılında İsviçre’deki Kofisa Trading Company’de Satış Elemanı olarak başladı. Ardından 1989’da New York merkezli Ramerica Int. Inc.’de Satış Elemanı olarak görev yaptı. 1991-2004 yılları arasında Gazal A.Ş.’de Müdürlük, Koç Holding’de Finansman Koordinatörlüğü, Enerji Grubu Başkan Yardımcılığı ve Enerji Grubu Başkanlığı görevlerinde bulundu.
2004 Nisan ayında Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Mayıs 2008’de ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine atandı. Ömer M. Koç aynı zamanda birçok Koç Topluluğu şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyesi olarak görev yapıyor. 2006 yılında Tüpraş Yönetim Kurulu Üyesi olan Ömer M. Koç, 2008 yılından bu yana da şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Tüpraş’ın Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olması yolunda, üretim kapasitesi artışı, enerji verimliliği, Ar-Ge gibi birçok konuda atılımlar gerçekleştiren Ömer M. Koç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde yapılan en büyük sanayi yatırımı olma niteliği taşıyan “Fuel Oil Dönüşüm Tesisi” projesine liderlik etti.
Ömer M. Koç, “Kültür-Sanat ve eğitime yönelik işler yan alanlar olmaktan çıkarılarak toplumsal hayatımızı tamamlayıcı unsurlar haline getirilmelidir” hedefiyle Türkiye'deki sosyal kalkınmasını destekleyecek sayısız çalışmaya katkı sağladı.
Vehbi Koç Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Ömer M. Koç, 2015 yılı itibariyle Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı üstlendi. 2007 yılından bu yana Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüyordu.
Ölümüyle Türkiye'yi yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un cenazesinde, Rahmi Koç oğullarıyla taziyeleri kabul etmişti.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonucu Ocak ayında hayatını kaybetmişti. (hürriyet.com.tr)
Koç Holding Yönetim Kurulu tarafından Ömer M. Koç Yönetim Kurulu Başkanı, Ali Y. Koç Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandı.
ÖMER KOÇ'TAN İLK AÇIKLAMA
2008 yılından bu yana Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Ömer M. Koç yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bu denli önemli bir paya sahip olan ve uluslararası arenada ülkemizi başarıyla temsil eden bir Topluluğun ve ailenin mensubu olmaktan onur duyuyorum. Sevgili ağabeyim ve Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’u çok erken ve zamansız kaybetmenin derin acısını içimizde taşırken, kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum. Bizlere emanet ettiği bayrağı daha da ileriye taşımayı hem bir sorumluluk hem de bir görev olarak görüyorum. Önümüzdeki dönemde de Koç Topluluğu olarak, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürürken, küresel arenada ülkemizi yeni başarı hikâyeleri ile buluşturacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
ÖMER KOÇ KİMDİR?
Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Ömer M. Koç, Robert Kolej’deki lise eğitiminin ardından, Columbia Üniversitesi’nde Yunan Filolojisi üzerine lisans eğitimini 1985’te tamamladı. 1989’da Columbia Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden MBA derecesi aldı.
SATIŞ ELEMANI OLARAK BAŞLADI
İş yaşamına 1985 yılında İsviçre’deki Kofisa Trading Company’de Satış Elemanı olarak başladı. Ardından 1989’da New York merkezli Ramerica Int. Inc.’de Satış Elemanı olarak görev yaptı. 1991-2004 yılları arasında Gazal A.Ş.’de Müdürlük, Koç Holding’de Finansman Koordinatörlüğü, Enerji Grubu Başkan Yardımcılığı ve Enerji Grubu Başkanlığı görevlerinde bulundu.
2004 Nisan ayında Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Mayıs 2008’de ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine atandı. Ömer M. Koç aynı zamanda birçok Koç Topluluğu şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı ve üyesi olarak görev yapıyor. 2006 yılında Tüpraş Yönetim Kurulu Üyesi olan Ömer M. Koç, 2008 yılından bu yana da şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor.
Tüpraş’ın Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olması yolunda, üretim kapasitesi artışı, enerji verimliliği, Ar-Ge gibi birçok konuda atılımlar gerçekleştiren Ömer M. Koç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde yapılan en büyük sanayi yatırımı olma niteliği taşıyan “Fuel Oil Dönüşüm Tesisi” projesine liderlik etti.
Ömer M. Koç, “Kültür-Sanat ve eğitime yönelik işler yan alanlar olmaktan çıkarılarak toplumsal hayatımızı tamamlayıcı unsurlar haline getirilmelidir” hedefiyle Türkiye'deki sosyal kalkınmasını destekleyecek sayısız çalışmaya katkı sağladı.
Vehbi Koç Vakfı’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Ömer M. Koç, 2015 yılı itibariyle Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı’nı üstlendi. 2007 yılından bu yana Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüyordu.
Ölümüyle Türkiye'yi yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un cenazesinde, Rahmi Koç oğullarıyla taziyeleri kabul etmişti.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, geçirdiği kalp krizi sonucu Ocak ayında hayatını kaybetmişti. (hürriyet.com.tr)
Başbakan'dan önemli Rus turist açıklaması
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi'ni açıkladı. Davutoğlu, turizm sektörüne 255 milyon TL planladıklarını ve 280 milyon liralık ödeme kolaylığı getirileceğini söyledi.Başbakan, Rus turistlere yönelik de önemli açıklamalar yaptı ve "Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum" dedi. Başbakan, "Tüm ülkelerden turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başı 6 bin dolar destek veriyoruz" diye devam etti.
Başbakan Davutoğlu'ndan Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi kapsamında turizme yönelik önemli açıklamalar geldi.
"Rusya ile olan gerilim ve çevre ülkelerdeki gelişmeler nedeniyle turizmde sıkıntılar yaşıyoruz, bu nedenle bir eylem planı hazırladık" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin etrafındaki siyasi gelişmelerden dolayı içine kapanmayacağına işaret etti.
Başbakan şöyle konuştu:
"Kimse etrafımızdaki ateş çemberi dolayısıyla içe kapanacağımızı düşünmesin. İçe kapanmayacağız. Dünyaya daha çok açılacak daha çok bütünleşeceğiz. Türkiye'ye turist getiren A grubu seyahat acentalarına kredi garanti fonu teminatı ile kredi kullanma imkanı getiriyoruz. Ödemelerde sorun yaşanırsa sektörün banka borçları yeniden yapılandırılacaktır. Konaklama ile deniz turizmi tesislerinden belli miktarda döviz getirenler ihracatçı sayılacak."
RUS TURİST AÇIKLAMASI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerden Rus turistlere yönelik gelen soruları da yanıtladı.
Başbakan şöyle konuştu:
"Rus turistler Türkiye'ye bir anda gelmediler. Geldiler, gördüler, sevdiler ve yeniden geldiler. Bundan 10 sene önce buraya çocukken gelen bir Rus çocuk, şimdi genç olarak geliyor. Bu durumu tek bir siyasi kararla değiştiremezsiniz. Ben eminim, Rus turistler bir şekilde yeniden yollarını bulacak. Halkımıza bir kez daha seslenmek istiyorum. Hangi ülkeyle sorun yaşarsak, o ülkenin halkına daha da iyi davranalım ki ne kadar misafirperver olduğumuz bir kez daha görsünler" dedi.
"RUS TURİST SAYISININ AZALACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"
Davutoğlu, "Turizmi yaptırımlar üzerinden bir silah gibi kullanmak hiç bir ülkeye yaramaz. Rus turistler bir şekilde yolunu bularak Türkiye’ye geleceklerine inanıyorum. Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum” diye devam etti.
"TURİST SAYISINDA PANİK HAVASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Başbakan, "Turist sayısında panik havası söz konusu değil, ön alıcı tedbirler alıyoruz. Şimdiden turizm sektörüne destek veriyoruz, bu konuda turizmde herhangi bir daralma beklemiyorum. Türkiye’ye dönük bir kara propaganda yürütülüyor. Bu yıl turizm faaliyetlerine yüksek ve özel bir bütçe ayırdık, tanıtım faaliyetlerini artıracağız. turizm sektörüne yapılacak desteğin maliyeti Maliye Bakanlığı’nın yedek ödeneğinden karşılanacak, ekonomiye ek yük teşkil etmeyecek. Bundan sonra hedef ülkeleri de değiştiriyoruz, Türkiye’nin birkaç ülkeye odaklı turizm yaklaşımı olmayacak" diye devam etti.
"TÜM DÜNYAYA SESLENİYORUZ..."
Başbakan Davutoğlu: "Buradan bütün dünyaya, Türkiye'de ağırlamayı arzu ettiğimiz bütün insanlara seslenmek istiyorum; Türkiye evinizdir. Bu güzel ve güvenli ülkeye gönül rahatlığıyla gelebilir, tatilinizi geçirebilir, bu ülkenin derin tarihinden, güzel doğasından istifade edebilirsiniz. Bugüne kadar yaşadığınız efsanevi misafirperverliğimizle yine sizi misafir etmeye hazırız."
250 MİLYON TL HİBE, 288 MİLYON LİRALIK ÖDEME KOLAYLIĞI
Başbakan, "Açıkladığımız destek paketi daha çok telafi edici tedbirler içeriyor. Eylem paketi ile sektöre doğrudan 255 milyon liralık hibe desteği sağlıyoruz, 288 milyon liralık ödemesine kolaylık getiriyoruz” dedi.
Başbakan, "Tüm ülkelerden turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başı 6 bin dolar destek veriyoruz" diye devam etti.
"TURİZM SEKTÖRÜ DİNAMİK VE KENDİSİNİ YENİDEN YAPILANDIRABİLİR BİR SEKTÖR"
Başbakan, turizm sektörünün dinamik ve kendisini yeniden yapılandırabilir bir sektör olduğunu söyledi.
YAT LİMANI YAPILACAK
Başbakan, İstanbul'a yat limanı yapılmasının yapısal tedbirler kapsamında ele alındığını da duyurdu. DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)