4 Mart 2016 Cuma

Dünyanın konuştuğu bebek öldü

Tüm dünya bu bebekle ABD’de Demokratların aday adaylarından Bernie Sanders’in Las Vegas’taki seçim kampanyası sırasında tanıştı.

Sosyalist aday Sanders’a benzemesi için başına beyaz peruk ve gözüne kocaman siyah çerçeveli gözlük takılan üç aylık bebeğin fotoğrafı tüm haber ajansları tarafından servis edildi ve kampanyanın en renkli karesi olarak sosyal medyanın çok konuşulanları arasına girdi.

Ancak şimdi tüm dünya “Bernie Baby” lakabı takılan Oliver Lomas isimli bebeğin ani bebek ölümü sendromu nedeniyle yaşamını yitirmesinin şokunu yaşıyor.

Time dergisinin haberine göre 25 Şubat’ta ölen bebeğin ardından ailesi GoFundMe sitesinde hesap açarak, cenaze töreni masrafları için insanlardan destek olmasını istedi. Bugüne kadar 17 bin 500 dolar bağış toplandı.

ANİ BEBEK ÖLÜMÜ SENDROMU NEDİR?

Halk arasında "beşik ölümü" olarak bilinen ani bebek ölümü sendromu, bir hastalığı olmayan bebeğin yatakta nedensiz olarak ölü olarak bulunmasıdır. Yapılan otopsilerin ortak özelliği oksijensizlik bulgularının saptanmasıdır. Bir ayla bir yaş arası dönemde görülür. Olguların yüzde 90’ı ilk 6 aydadır. Özellikle gece geç saatlerde gerçekleşir. Kış aylarında ani bebek ölümü sıklığı artar. Ani bebek ölümü sendromu oranları bu konuda yürütülen çalışmalarla düşüş göstermektedir. (hürriyet.com.tr)

Koç ailesi, bilinmeyen yönleriyle Mustafa Koç'u anlattı

Koç Holding’in Mustafa Koç için hazırladığı ‘Değerlerinle sonsuzluğa...’ başlıklı özel dergide işadamının çocukluğundan, eğitimine, iş hayatına başlamasından, Koç Holding başkanlığına kadar önemli dönüm noktaları anlatıldı. Mustafa Koç’a ilişkin en güzel tanımlar ise kızları Esra ve Aylin Koç’tan geldi.
KOÇ Holding’in aylık yayını ‘Bizden Haberler Dergisi’ geçtiğimiz ocak ayında ani vefatı ile sevenlerini ve iş dünyasını yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için özel bir sayı hazırladı. 56 sayfalık bu özel sayıda merhum işadamı Mustafa Koç’un çocukluğundan, eğitim dönemine, iş hayatına başlamasından, Koç Holding başkanlığına kadar hayatının önemli dönüm noktaları anlatıldı. Mustafa Koç’un aile hayatına ilişkin ilginç anekdotların da yer aldığı özel sayı, ‘Değerlerinle sonsuzluğa...’ başlığı ile yayınlanırken işadamının kişiliğine ilişkin en güzel tanımlar kızları Esra ve Aylin Koç’tan geldi.
KOCAMAN KALBİ VARDI
Esra Koç, babasını anlatırken, “Bence babamın en büyük özelliği kocaman bir kalbi olması. Her zaman herkesi mutlu etmeye çalışır. En takdir ettiğim yönü de bu kadar yoğun olmasına rağmen hobilerine vakit ayırabilmesi” ifadesini kullanırken, Aylin Koç ise babasını, “Anlayışlı, kimseyi yargılamayan, eleştirmeyen bir insan. Hiç pes etmez, yorulmasına rağmen hep devam eder, elinden gelen her şeyi yapar, herkesi düşünür” diye anlattı. Eşi Caroline Koç ise Mustafa Koç’u anlatırken; “Çok mütevazı bir tarafı var. Herkesi dinler, herkese gereken vakti ayırır. İskeleye binerken gördüğü balıkçıdan tutun sokakta gördüğü bir çocuğa kadar herkese değeri verir. Eşimin bu özelliklerinin kızlarıma geçmesini çok arzu ederim” ifadesini kullandı. Hobilerinin ‘Tutkuyla Yaşamak’ başlığı ile verildiği yazıda Mustafa Koç’un, “Hepimizin bu dünyada sınırlı zamanı var ve hayatlarımızı mümkün olan en dolu şekilde yaşamak için birbirimizi yüreklendirmemiz gerekiyor” sözlerine de yer verildi.
2 YIL BİR YERE AYRILMA
Özel sayıda Mustafa Koç’un, Koç Hoding’in dümenine geçtiği 2003-2016 yılları için, “Mustafa V. Koç görevde bulunduğu 13 yıllık dönemde yalnızca rakipleriyle arayı açmakla kalmadı, global arenada başarılara imza atarak dünya devlerinin arasına adını yazdırdı” ifadeleri kullanıldı. Mustafa Koç’un 56 yıllık kısa yaşamının önemli dönemeçlerinden bazı notlar: Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, 4 Nisan 2003’te Koç Holding’in Genel Kurul toplantısının ardından, 19 yıldır yürüttüğü yönetim kurulu başkanlığı görevini Mustafa Koç’a devrettiğini açıkladı. Mustafa Koç görevi, bir şartla kabul etti. Bir gece önce de aile yemeğinde bu kararını açıklayan babası Rahmi Koç’a, ‘2 yıl bir yere ayrılmazsan kabul ederim’ şartı getirmişti. Rahmi Koç, bu şartı kabul etti ve Koç Holding’de yeni bir dönem başladı. Rahmi Koç görevini devrederken, Mustafa Koç’a, ‘kardeşlerine kulak ver’ tavsiyesinde bulunurken, Ömer Koç ve Ali Koç’tan da ağabeylerine destek olmalarını istedi. Mustafa Koç da yeni dönemde aile üyeleri, üst yönetim ve tüm Koç Holding çalışanlarına verdiği ilk mesajda, ‘ne yapacaksak beraber yapacağız’ demişti.
 
AFRİKA MERAKI EŞİ İLE BAŞLADI
2006 yılında Caroline Koç Mustafa Koç’a bir Afrika seyahati önermişti. Mustafa Koç bu gezi için “Afrika’ya gitmeye pek de hevesli değildim. Hatta ne işimiz var oralarda demiştim. Ama uçsuz bucaksız Masai Mara’dan tuhaf bir şekilde etkilendim ve her yıl üçer defa gitmeye başladım” diye bahsetmişti. Bu seyahat ona yepyeni bir hobi kazandıracaktı. 30 yıl amatör olarak ilgilendiği fotoğrafçılık, bu seyahat sonrası vahşi yaşam fotoğrafları çekme tutkusuna dönüşecek ve ardından 2010 yılında Afrika’da çektiği fotoğrafların yer aldığı “Karşılaşmalar” adlı ilk profesyonel sergisini açacaktı. Sergi için 4 yıl boyunca en az 3 bin kare fotoğraf çekmiş ve bunların içinden kırkını seçerken bir hayli zorlanmıştı.
3 YARAMAZ ERKEK ÇOCUĞU
ARALARINDA sadece 1.5 yaş farkı olan Ömer Koç, Mustafa Koç ile geçen çocukluk anılarını şöyle aktarıyor: “Emektar şoförümüz bizi Mecidiyeköy’den alır, Maçka İlkokulu’na götürürdü. Okula giderken ve bilhassa okul dönüşü arabada çok kavga ederdik. Şoförümüz de bizi yatıştırıp sakinleştireceğine ‘Vur gözüne karakolu görmesin, daha hızlı vur’ diyerek ortalığı büsbütün kızıştırırdı.” Mustafa ve Ömer’in kendi aralarında yaptığı bu kavgalar küçük kardeşleri Ali’ye yaptıklarının yanında oldukça hafif kalırdı. Ali Koç, küçük yaşında iki ağabeyinin zorlu oyunlarına maruz kalırdı. Ali Koç, çocukluğunda yaşadıklarını daha sonra şu şekilde anlatıyordu: “Aramızdaki yaş farkı nedeniyle ben şamar oğlanı gibiydim. Evimizde Çin işkenceleri söz konusuydu. Işıkları kapatıp beni telefon kablolarıyla bağlarlardı ve biri fener tutup diğeri de kaşlarımı çekerdi. Ancak ben yine de onların yanından hiç ayrılmazdım ve hiç de şikayet etmezdim.” İki oğlunun, küçük oğlu Ali Y. Koç’u ne denli zorladıklarını baba Rahmi M. Koç ve anne Çiğdem Simavi de kabul ediyordu. Rahmi M. Koç, Mustafa ve Ömer’in bir defasında Ali’yi soğuk odaya kapattığını, Çiğdem Simavi ise Ali Y. Koç’un üstünden bisikletle atladıklarını anlatıyordu.
 
LİDERLİĞİN BAŞINDA 3 KRİTİK HAMLEMUSTAFA Koç liderliğinin daha ikinci yılında Topluluğun bugün ulaştığı başarı seviyesinde çok önemli katkısı bulunan üç önemli ve stratejik karara imza attı.Bunlar Tüpraş’ın ve Yapı Kredi’nin alınması ve Migros’un satışıydı. Tüpraş’ın özelleştirme ihalesi için, “Bu ihale ile Türkiye’ye olan güvenimizi gösterdik” diyen Mustafa Koç için özellikle Yapı Kredi ve Tüpraş satın almalarının önemi çok büyüktü: “Bu satın almalar, özellikle Yapı Kredi Bankası ve Tüpraş, hacimleri açısından gerçekten çok büyük lokmalar. Tüpraş, stratejik olarak bizim için çok kârlı bir kuruluş. Daha verimli bir şekilde işletilirse çok iyi bir varlık. Opet ve Aygaz’a da çok büyük bir sinerji ve ufuk yaratacaktır.”
DEV YATIRIMLARA İMZA ATTIKOÇ Holding Mustafa Koç’un liderliğinde çok büyük yatırımlara da imza attı. 2010’da 1.7 milyar TL, 2011’de 2.9 milyar TL kombine yatırım yapan Koç Holding’in 2012’ye 6.5 milyar liralık rekor yatırım bütçesiyle girdiğini açıkladığında kendisine yöneltilen “Dünyadaki kriz yatırım planlarınızda bir ertelemeye neden olacak mı?” sorusuna şu cevabı veriyordu: “Hayır, her şeye olduğu gibidevam ediyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Ford Otosan, Tofaş, Tüpraş, Arçelik’teki yatırımlarımızda hiçbir değişiklik yok.”
 
ASKER ARKADAŞI GİBİ OLMUŞTUK
MUSTAFA Koç, Holding’deki görevlerinin yanı sıra, Davos, G20 gibi uluslararası platformalr başta olmak üzere TÜSİAD’da YİK Başkanlığı ve DEİK’te TAİK Başkanlığı gibi birçok iş dünyası örgütünde görevler aldı, Türk iş dünyasını başarıyla temsil etti. Mustafa Koç, ‘Ülkem varsa ben de varım’ ilkesinden hareketle birçok sosyal sorumluluk projesinde de bizzat yer aldı. Mustafa Koç’un TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı’nı yürüttüğü dönemde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Mustafa V. Koç ile birlikte çalıştıkları dönemdeki gözlemlerini daha sonra şöyle anlatmıştı: “Biz TÜSİAD’da birlikte çalıştığımız 8 sene içerisinde asker arkadaşı gibi olmuştuk. Özellikle benim 3 sene Yönetim Kurulu Başkanı olduğum O’nun ise Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olduğu dönemde sıkı bir birlikteliğimiz oldu. Bu dönemde Mustafa Koç’un iyi yüreği dışında pek çok vasfını daha görmüş oldum. Oldukça vizyoner, geniş bir vizyona sahip ve o dönemde Türkiye’nin ihtiyacı olan kucaklayıcı bir rol almıştı. Bu da çok kıymetli bir yaklaşımdı.”

Aylan bebek davasında karar çıktı

Bodrum’da Suriyeli Aylan Kurdi bebek, ağabeyi ve annesinin de aralarında bulunduğu 5 kişinin öldüğü mülteci faciayla ilgili Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutkulu yargılanan Suriyeli Muwafaka Alabash (36) ve Asem Alfrhad (35), ’göçmen kaçakçılığı’ suçundan, temyiz yolu açık olmak üzere 4’er yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan ise her iki sanığında beraatlerine karar verdi.

Bodrum’da geçen 2 Eylül’de, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’na geçmek isterken bindikleri botun Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi Rihan Kurdi’nin de aralarında bulunduğu 5 kişinin cesedi kumsala vurdu. DHA’nın Aylan Kurdi’nin kumsaldaki fotoğrafı, tüm dünyayı sarstı. Fotoğraf, mülteci dramının sembolü olurken, birçok dünya ülkesi kapılarını mültecilere açmak zorunda kaldı.
Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriyeli Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad tutuklandı. Bodrum Cumhuriyet Savcısı Akif Taşdemir iki Suriyeli hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ ve ’İştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak’ suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle dava açtı. İki sanık, geçen 11 Şubat’ta ilk kez çıktıkları hakim karşısında kaçışın organizatörü olarak Aylan Kurdi’nin babası 40 yaşındaki Abdullah Kurdi’yi suçladı.
Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen üçüncü duruşmaya tutuklu sanıklar Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad, sanıkların avukatları Duygu Çakmak Bişen ile Kemal Ertuğrul katıldı. Her iki sanık da kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. İnsan kaçakçılığı için kimseden para almadıklarını, maddi çıkar sağlamadıklarını ve organizasyon içinde olmadıklarını belirten sanıklar, beraatlerini istedi. Mahkemenin vereceği karar saygı duyacaklarını da belirten sanıklardan Alabash, oğlunun tedavisi için artık Avrupa’ya gitmekten vazgeçip, Türkiye’de yaşamaya karar verdiğini de söyledi.

Sanıkların dinlenmesinin ardından verilen kısa aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklar Alabash ve Alfrhad’a göçmen kaçaklığı suçundan önce 5’er yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra duruşmalardaki iyi halleri ve pişmanlıklarını ifade etmeleri nedeniyle bu cezayı 4’er yıl 2’şer aya düşürdü. Mahkeme heyeti ayrıca, ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan ise her iki sanığın da delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyetinin kararında temyiz yolunun açık olduğu da belirtildi.

Duruşma çıkışında kararı temyize göndereceklerini söyleyen sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul, "Müvekkilim Türk olsaydı şu an serbest kalmış olacaktı. Suriyeli olması ve adresinin belli olmaması nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçundan bize göre yeterli delil olmamasına rağmen tutukluluğunun devamına karar verildi. Oysa ki bu davada gerçek suçlu ve organizatörlerden birinin dahi adı geçmiyor. Aranan kimse yok. Tüm tanıklar ve faciayı yaşayanlar organizatörün Abdullah Kurdi olduğunu söylemektedirler. Bu nedenle Kurdi hakkında suç duyurusunda bulunacağım" dedi. DHA

3 Mart 2016 Perşembe

Aile Bakanı: 1 aya kadar 1500 psikolog alacağız

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Bir aya kadar bin 500 psikolog alacağız. Toplum hizmetleri uzmanları, çocuk gelişimi ve sosyolog alıyoruz. Personel alımımız üç dört yıla kadar devam edecek. Hedefimiz, 15 bin sosyal danışmanıyla bütün Türkiye'nin, her ailenin bir sosyal danışmanı olması" dedi.

Ramazanoğlu, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi'nce "Kadın ve Yoksulluk" ana temasıyla düzenlenen 2. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi'ne katıldı. Kongreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan da katıldı.

Kız çocuklarının eğitimine değinen Ramazanoğlu, "AK Parti olarak iktidara geldiğimizde ortalama kız çocuklarının eğitimi, okulda kalma süresi yaklaşık 4 yıl civarındaydı. Bu 2002 yılı istatistikleri. Erkek çocukların ise 5 ile 5,5 yıl arasındaydı." dedi.

Bakan Ramazanoğlu, 12 yıl içerisinde "Haydi Kızlar Okula", "Analı Kızlı Okula Gidiyorum", "Baba Beni Okula Gönder" gibi çok büyük kampanyalar düzenlendiğini anımsatarak, "Bu kampanyalara önderlik etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri Emine Erdoğan hanımefendiyi buradan şükranla, minnetle anıyorum. Çünkü o,  kadınların eğitimlerine gönül vermiş birisiydi. Buradaki eksikliği gerçekten yüreğinde hissetmiş birisiydi" diye konuştu. Kampanyaların başarılı olduğunu belirten Ramazanoğlu, kız çocuklarının da 6.7 yıl erkek çocukların da ise 8.5 yıl okulda kalma sürelerine ulaştıklarını ifade etti.

"ORTA ÖĞRETİM YURTLARI YAPIYORUZ"

İl ve ilçelerde orta öğretim yurtları yaptıklarını ifade eden Ramazanoğlu, "Özellikle kızlar için yurtlar yapıyoruz. Hem kız hem erkek çocuklar için. Bunlar butik yurtlar. Kız çocuklarının 12 yıllık temel eğitimi bitirmesi bizi başka nelerden koruyor. Kız çocuklarının yoksulluğunu perçinleyen, erken yaşta evlilikler, erken yaşta anne olmaları, aile içi ensest ve ona bağlı olarak kız çocuklarının psikolojik travma ve ondan sonraki hayatının dizayn edilmesindeki travmalar" diye konuştu.

"HEDEFİMİZ 15 BİN SOSYAL DANIŞMAN"

Ramazanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: Bir aya kadar bin 500 psikolog alacağız. Toplum hizmetleri uzmanları, çocuk gelişimi ve sosyolog alıyoruz. Personel alımımız üç dört yıla kadar devam edecek. Hedefimiz, 15 bin sosyal danışmanıyla bütün Türkiye'nin, her ailenin bir sosyal danışmanı olması. Aynı zamanda da çalışanlarımızla direkt ailenin içinden elde ettiğimiz verilerle de Türkiye'nin sağlıklı aile istatistiklerine ulaşmış olacağız. Şu anda aile istatistiklerinin çok sağlıklı olduğunu söyleyemiyoruz'

Kongreye "Göçmen kadınlar ve Devletsiz Neslin Çocukları: Haksızlıktan Yoksulluğa" adlı sunumuyla katılan Özlem Ünlü, sertifikasını Bakan Ramazanoğlu'nun elinden aldı.  KADEM Genel Başkanı Aydın da Bakan Ramazanoğlu'na çiçek verdi. DHA

Tüm Suriye’de elektrikler kesildi!

Suriye devlet medyası, henüz belirlenemeyen bir nedenle ülkenin tamamında elektriklerin kesildiğini aktardı.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın elektrik bakanlığından bir kaynağa dayandırdığı haberde, “Elektrik bütün illerde kesilmiş durumda” denildi.

Reuters’ın aktardığına göre kaynak, “Sorunun nedenini belirlemek için girişimler başlatıldı” dedi.

Şehidin görme engelli babası yıkıldı

Mardin'in Dargeçit İlçesi'nde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Mehmet Karadal'ın (26) Gaziantep'teki baba evinde hüzün yaşanıyor.

Şehit Karadal'ın (26) Eyüp Sultan Mahallesi'ndeki babaevine gelen yetkililer, görme engelli baba Cuma Karadal'a acı haberi verdi.

Oğullarının şehit haberini alan baba Cuma Karadal ve anne Ayşe Karadal, gözyaşı döktü.

Hürriyet'in haberine göre; Şehidin babaevinin bulunduğu sokak Türk bayraklarıyla donatıldı. 112 Acil Servis ekipleri da şehit yakınları için hazır bekletildi.
Şehit Karadal'ın dayısı Hacı Çelik, yeğeniyle en son bir hafta önce görüştüğünü, dün ve bugün aradığında da ulaşamadığını belirterek, "Fazla geçmeden şehit haberi geldi. En son konuştuğumuzda çatışmaya gittiğini söyleyerek bizden helallik istedi. Biz de ona dikkatli olmasını söyledik. Allah'ın dediği olur. Vatan sağ olsun. Allah da onların yurdunu yuvasını dağıtsın. Kendileri bizim yüreğimizi yaktı Allah da onların yüreklerini yaksın" dedi.

"Mehmetçikler bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek" 

Şehidin diğer dayısı Şahin Çelik de terör örgütü PKK'yı ve onlara destek verenleri lanetleyerek, "Terör örgütüne destek verenlerin evlerine de ateş düşsün. Şunu unutmasınlar, bu bayrak inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti bölünmeyecek. Lanet olsun bunlara destek verenlere, lanet olsun HDP Genel Başkanı'na. Bu vatan bölünmeyecek, bunu kafalarına soksunlar, çivi gibi çaksınlar. Buradaki insanların hepsi seve seve askere gitmeye hazır. Mehmetçikler bitmeyecek, asker bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek, bu bayrak inmeyecek. Atalarımızdan bu bayrak bize emanet kaldı, bu bayrak inmeyecek" diye konuştu.

Ailenin 5 çocuğundan tek erkek olan Mehmet Karadal'ın yakın zamanlarda ailesine nişanlanmak istediği birisi bulunduğunu söylediği öğrenildi.


Kılıçdaroğlu, 'A Takımı'nı belirledi

35. Olağan Kurultay'ın ardından MYK'yı yenileyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "A takımı" olarak nitelendirilen başdanışmanlığına ise 15 ismi görevlendirdi. 12'si yeni olan başdanışmanlar arasında, eski Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın oğlu akademisyen Yusuf Işık, eski Kültür Bakanı İstemihan Talay ve İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu gibi isimler yer alıyor.

16-17 Ocak'ta gerçekleştirilen 35. Olağan Kurultay'ın ardından Merkez Yönetim Kurulunu (MYK) yenileyen Kılıçdaroğlu, başdanışmanlığını yapan isimlerde de değişikliğe gitti.

Kılıçdaroğlu, "A Takımı" olarak nitelendirilen başdanışmanlığı için, aralarında eski bakanlar ve mevcut milletvekillerinin de bulunduğu 12 yeni ismi görevlendirdi.

15 kişiden oluşan bu kadroda, eski danışmanlar İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ile Cemil Erhan ve Recep Cengiz yerini korudu.

Cemil Erhan doğu illerindeki örgütlenmeden, Recep Cengiz genel başkanın sosyal medya işlerinden, Erdoğan Toprak ise iş dünyasının yanı sıra danışmanların koordinasyonundan sorumlu olacak.

12'si yeni olan başdanışmanlar arasında eski Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın oğlu akademisyen Yusuf Işık ile eski Kültür Bakanı İstemihan Talay da bulunuyor. Işık ekonomiden sorumlu, Talay ise siyaset alanında Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapacak.

Bekaroğlu'na yeni görev

Kılıçdaroğlu, bir önceki MYK'sında yer alan İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nu da parlamentoyla ilişkilerden sorumlu başdanışman atadı. Bekaroğlu, kurultay sonrası Parti Meclisi'ne seçilememişti.

Kılıçdaroğlu'nun görevlendirdiği bir diğer isim ise daha önce de basın danışmanlığını yapan gazeteci Veli Özdemir. Özdemir ile beraber yine başdanışman olarak atanan Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, eski Ankaragücü Kulübü Başkanlarından Cengiz Topel Yıldırım ise parti nezdinde yapılacak tüm çalışmalardan sorumlu olacak. Bu isimler, genel başkanın tüm saha çalışmalarını yürütecek.

Kılıçdaroğlu bu kapsamda, daha önce farklı alanlarda danışmanlık yapan Ali Arif Özzeybek'i, sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerden sorumlu başdanışman olarak görevlendirirken, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ı enerji, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nu da tarım alanında başdanışman olarak atadı.

Hisarcıklıoğlu'na danışmanlık yapmıştı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun danışmanlığını da yapan eski PM üyesi Ekrem Kerem Oktay da Kılıçdaroğlu'nun ekonomi ve iş çevrelerinden sorumlu başdanışmanı oldu.

Kılıçdaroğlu'nun görev verdiği bir diğer isim ise akademisyen Fatih Gürsul. Gürsul, Kılıçdaroğlu'na eğitim teknolojileri alanında başdanışmanlık yapacak.
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da başdanışmanlık görevine getirilen milletvekilleri arasında yer alıyor. Atıcı, parti içi eğitimden sorumlu olacak.

Mardin'de 3 asker şehit oldu

Mardin'in Dargeçit İlçesi'nde çıkan çatışmada biri üsteğmen 3 asker şehit oldu, 8 terörist öldürüldü.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Dargeçit kırsalında terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyonlarını sürdüren güvenlik güçleri ile teröristler arasında sıcak temas sağlandı.

Çıkan çatışmada biri üsteğmen 3 asker şehit oldu, 8 terörist öldürüldü. Bölgede operasyon sürüyor.

TSK'DAN AÇIKLAMA

Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde şu açıklama yer aldı:

''02 Mart 2016 Çarşamba günü Mardin ili Dargeçit ilçesinde devam eden operasyonlar esnasında, bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada üç kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur.

Söz konusu çatışmada, bölücü terör örgütü mensubu sekiz terörist silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir.

Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır temenni ediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.''

Yaz Saati uygulaması ne zaman başlıyor

2016 yılında saatlerin ne zaman ileri alınacağı belli oldu. Türkiye bu ayın sonunda yaz saati uygulamasına geçecek.

Yaz saati uygulaması bu ayın sonunda başlayacak. Güneş ışığından daha fazla faydalanmak için Türkiye de dünya ülkeleri ile birlikte saatleri 1 saat ileri alacak.

SEÇİM NEDENİYLE ERTELENMİŞTİ

Hatırlanacağı gibi kış saati uygulamasına Türkiye diğer ülkelerden sonra girmişti. 1 Kasım seçimleri sebebiyle saatlerin geri alınması gecikmeli yapılmış bu da karmaşa yaşatmıştı.

27 MART'TA İLERİ ALINACAK

2016 yılında yaz saati uygulaması Mart ayının son haftasonunda gerçekleşecek. 21 Mart'taki gün dönümünün ardından ileri saat uygulamasına o hafta sonu geçilecek. Saatler 26 Mart 2016 cumartesiyi 27 Mart pazara bağlayan gece saat 03.00'da bir saat ileri alınacak.

MEMUR MESAİ SAATLERİ DE DEĞİŞECEK

Yaz saati uygulamasının başlaması ile birlikte 28 Mart sabahı memurların mesai saatleri de değişecek.

İstanbul Valiliği 1 Kasım tarihinde kış saati uygulaması ile birlikte mesai saatlerini 08.00-12.00 ile 12.30-16.30 olarak belirlemişti. 28 Mart 2015 tarihinden itibaren yeniden eski saatlere dönülecek ve memurların mesai saati 08.30-12.00 ile 13.00-17.00 arasında başlayacak.

Berkin Elvan'ı vuran polis belli oldu

Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturmada 2 sene sonra gaz bombasını atan polisin kimliği belirlendi. Polisin önümüzdeki günlerde ifadesi alınacak.


Milliyet Gazetesi'nden Damla Güler'in haberine göre, İstanbul’da Gezi Parkı eylemlerinde biber gazı fişeğiyle başından yaralanan ve hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, 2 sene sonra gaz bombasını atan polisin kimliği belirlendi.

Gezi Parkı eylemleri sırasında 16 Haziran 2013’te yapılan müdahalede, Okmeydanı’nda gaz bombası fişeğiyle ağır yaralanan 11 Mart 2014’te yaşam mücadelesini kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada sona gelindi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olay günü bir TOMA’ya monte edilmiş kameranın görüntüleri, incelenmek üzere Jandarma Kriminal Laboratuarı’na gönderilmişti.

BAŞKA İLE TAYİN OLMUŞ

Geliştirilmiş tekniklerle incelenen görüntülerde, Berkin Elvan’ın vurulduğu bölgede bir komiser ve bir polis memurunun gaz fişeği ateşlediği tespit edilmişti. Yapılan incelemelerde de komiserin atış yaptığı yönün Berkin’in vurulduğu yön olmadığı, ancak polis memurunun Berkin’e doğru atış yaptığı belirlenmişti.

Araştırmasını tamamlayan savcılığın şüpheli polis memurunun kimliğine ulaştığı öğrenildi. Aradan geçen süre içinde başka bir ile tayin olduğu belirlenen polis memurunun önümüzdeki günlerde savcılık tarafından ifadesinin alınacağı öğrenildi. Polisin kimliği ve görev yeri gizli tutuluyor.

2 Mart 2016 Çarşamba

Dünyanın en zengini Bill Gates oldu

ABD'li ekonomi dergisi Forbes, dünyanın en zengin isimlerini açıkladı. Listede ilk sırada Microsoft'un kurucusu ve efsanevi CEO'su Bill Gates yer aldı. 


60 yaşındaki Gates'in kişisel servetinin 78,5 milyar dolar olduğu belirtildi.

Listenin ikinci sırasındaki ismi ise Zara'nın da sahibi olan İspanyol tekstik devi Amancio Ortega oldu.

79 yaşındaki İspanyol tekstil devinin kişisel serveti ise 67 milyar dolar olarak gösterildi.

BUFFETT 3. SIRADA

ABD'nin en zengin isimlerinden, dev şirket Berkshire Hathaway'in sahibi Warren Buffet ise listede üçüncü sırada yer aldı.

Buffett'ın kişise serveti 60,8 milyar dolar olarak gösterildi.

SLİM BU YIL DÖRDÜNCÜ

Daha önceki senelerde listede her zaman ilk sıralarda yer alan Meksikalı telekomünikasyon devi Carlos Slim Helu ise bu yıl 4. sırada yer aldı.

Slim'in kişisel serveti 50 milyar dolar olarak gösterildi.

TEKNOLOJİ DEVLERİ TAKİP ETTİ
Carlos Slim'i ABD'li teknoloji devleri takip etti.

Amazon'un sahibi Jeff Bezos, 45,2 milyar dolar servetiyle listede beşinci sırada yer aldı.

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ise 44,6 milyar dolarlık servetiyle listede altıncı sırada görülüyor.

Listede yedinci sırada Larry Ellison 43,6 milyar dolarlık servetiyle, Michael Bloomberg ise 40 milyar dolarlık kişisel servetiyle sekizinci sırada yer aldı.

ABD'li sanayi devi Koch kardeşler listede 9 ve 10'uncu sırada yer aldılar.

Charles Kochs, 39,6 milyar dolarlık servetle dokuzuncu sırada, David Koch ise yine aynı miktarlar 10'uncu sırada yer aldı.

Okul müdürü öğrencilerini tacizden tutuklandı

Çanakkale'de bir okul müdürü, iki kız öğrencisini tacizden tutuklandı. Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü, olayın ardından okul müdürünü açığa aldı.


Olay, Ezine ilçesine bağlı Geyikli Beldesi’ndeki Geyikli Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde meydana geldi. 25 Şubat perşembe günü bir kişinin ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne olayı anlatan dilekçe vermesiyle ortaya çıktı. Bunun üzerine olay, tutanak altına alınarak savcılığa intikal ettirildi. Savcı, hem okul müdürü İ.K.’nin, hem de iki kız öğrencinin ifadelerini aldı. Öğrencilerden biri tacize uğramadığını söylerken, diğeri taciz iddialarını doğruladı ve okul müdürü İ.K.’nin, kendisine elle tacizde bulunduğunu öne sürerek şikayetçi oldu.

Savcının tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ettiği okul müdürü İ.K., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çanakkale Milli Eğitim Müdürü Zülküf Memiş ise taciz iddiaları nedeniyle Okul Müdürü İ.K.’nin açığa alındığını ve iddiaları araştırmak üzere müfettiş görevlendirdiklerini söyledi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Hürriyet

İsveç’te ‘’taciz bekçileri’’ görev başında

İsveç’te 5 kadının yüzme havuzunda sığınmacılar tarafından cinsel saldırıya uğramasının ardından toplanan bir grup, polislerle birlikte devriye görevine çıktı.

Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan ve 5 bikinili kadının sığınmacılar tarafından cinsel saldırıya uğradığı bildirilen olayın üzerine İsveç’te bir grup polisle birlikte yüzme havuzlarında nöbet tutmaya başladı.
İsveç’in güney doğusunda bulunan Kalmar kentinde huzuru sağlamak için göreve çıkan grubun üyesi Siri Bernhardsson, cinsel saldırı mağdurlarının çoğunun ‘’utanç duydukları için’’ polise gitmediklerine dikkat çekti.
‘’Havuzlarda polise bildirilmeyen vakalar çoğunlukta’’ diyen Bernhardsson, kadın ve erkeklerin ayrı ayrı jakuzilere girmek zorunda kalmalarının 2016 İsveç’inde kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti.
Bekçi grubunun başka bir üyesi Ella Sjoberg ise, kendisinin de 16 yaşındayken cinsel saldırıya uğradığını ifade etti ve ‘’16 yaşındaki bir kız için erkekler tarafından sıkıştırılıp korkutulmak, buna benzer cinsel saldırıların gün yüzüne çıkmasını engelliyor’’ açıklamasında bulundu.
Kalmar’da son olarak 6000 sığınmacıya ev sahipliği yapılabilmesi için 34 mülteci kampının açıldığı biliniyor.
Daha önce de Almanya’nın Köln kentinde yılbaşı gecesinde 15 kişinin sığınmacılar tarafından cinsel saldırıya uğradığı bildirilmişti. ntv

Minik Fatma Gül’ün dramı

Vücudunun her yeri yara içinde olan minik Fatma herkesin yüreğini sızlattı. Ailesi ise yaşadıkları durum karşısında çaresiz...

Konya’da doğuştan deri hastalığı bulunan kelebek hastası (Epidermolysis Bullosa) 10 yaşındaki Fatma Gül Kızıltaş, Sağlık Kurulu raporu olmasına rağmen, tedavi hizmeti gördüğü hastaneden yaralarını koruyucu tıbbi malzemeyi alamıyor. Vücudunun her yeri yara içinde olan Fatma Gül’ün tek hayali ise, o tıbbi malzemeler sayesinde evlerinin penceresinden seyrettiği çocuk parkında oynayabilmek. Kamu Hastaneler Birliği yetkilileri ise Fatma Gül için ihtiyacı olan tıbbi malzeme ihalesinin yapıldığını ve aileye teslim edileceğini söyledi.

Selçuklu İlçesi’nde Kızıltaş ailesinin tek çocuğu olan Fatma Gül Kızıltaş, doğuştan kelebek hastası. Milyonda bir görülen, tedavisi olmayan bir tür su toplayan deri hastalığı olan kelebek hastalığında, deri o derece hassas ki, ufak bir sürtünme bile su toplanmasına yol açıyor. Bu nedenle de vücudunun her yeri yara içinde olan Fatma Gül’ün, el ve ayak parmaklarının üzeri hastalığı nedeniyle deri kaplanmış olduğundan, parmakları birbirine yapışık durumda.

Bugüne kadar el ve ayak parmaklarını kullanamayan Fatma Gül, yaklaşık 2 hafta önce Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yapılan ameliyatla yapışık olan el parmakları birbirinden ayrıldı. Ayak parmakları için de önümüzdeki dönemlerde ameliyat olacak.

EVDE TEDAVİ VE EĞİTİM ALIYOR

Fatma Gül, hastalığı nedeniyle sık sık pansuman olması gerektiği içinde sürekli tedavi gördüğü Beyhekim Devlet Hastanesi tarafından ’Evde Sağlık Hizmetleri’ kapsamında evinde tedavi ediliyor. Hastalığı nedeniyle bugüne kadar okula hiç gidemeyen Fatma Gül, eğitimine de yine ‘Evde Eğitim Hizmetleri ‘ kapsamında evinde alıyor.

Fatma Gül, evinde içinde ailesiyle sarılıp temasa geçmesi ya da dışarıya çıkıp oynaması için yaralarını koyucuyu medikal malzemeleri kullanması gerekiyor. Ancak tedavi gördüğü hastaneden koruyucu medikal malzemeler alamıyor. Hatta yeni ameliyat olduğu el parmaklarına giymesi gereken koruyucu eldiven yerine poşet eldiven kullanıyor.

“PARKTA OYNAMAK İSTİYORUM”

Fatma Gül, tek hayalinin sürekli evinin penceresinden baktığı parkta oynamak olduğunu söyledi. Fatma Gül, ”Evimizin önünde park var. Pencereden sürekli bakıyorum ama hiç parka gidemedim. Aslında gitmeyi çok istiyorum. Ancak orada kaydıraktan kayarken vücudumda yara olur ve olan yaralarım da daha kötü olur diye korkuyorum. Yaralarım iyileşince koşup oynamak, parka gitmek, seksek oynamak istiyorum” dedi.

HEMŞİRE OLMAK İSTİYOR

Hastalığı nedeniyle okula gidemediği için evde eğitim gören Fatma Gül, ”Diğer çocuklar gibi ben de okula gidip, sınıfta sıralara oturup ders görmek istiyorum. Ama hastalığım nedeniyle gidemiyorum. Öğretmenim eve geliyor. Derslerimi aksatmadan çalışıyorum. Hemşire olmak istiyorum” dedi.

TIBBİ MALZEME ALAMIYORUZ

29 yaşındaki ev kadını anne Şerife Kızıltaş, evde tedavi hizmeti gördüğü Beyhekim Devlet Hastanesi’nden kızının yaraları için koruyucu malzeme alamadıklarını ileri sürdü. Sağlık Kurulu Raporu karşılığında tıbbi malzeme alabileceklerini hatırlatan Kızıltaş, ”Sağlık Kurulu Raporu’nu 2 yılı aşkın bir süre önce aldık.  Ama taleplerimize rağmen hala tıbbi malzeme alamadık. Kızım daha önce Numune Hastanesi’nde tedavi görüyordu, sonradan Beyhekim Devlet Hastanesi’nde tedavisini devam ettirdik. Her iki hastanedeye talep etmiştik. Ancak hastane yetkilileri bize medikalcılar versin diyor. Eğer oradan alırsak parasını devlet karşılamaz. Bizim ödememiz gerekir. Biz de bunun altında kalmayız. Eşim sanayi de çalışıyor. Alacak gücümüz yok. Bu malzemeleri alamayınca kızımın yaraları da artıyor” dedi.

KİMSE BİZİ EVİNE ALMAK İSTEMİYOR

Kızının yaraları nedeniyle de toplum tarafından dışlandıklarını ileri süren Kızıltaş, ”Zor bir hayatımız var. Toplum içine çıkamıyoruz. Komşuya bile, misafirliğe gidemiyoruz. Kızımın derileri dökülüyor. Kimse bizi evine almak istemiyor. Tamamen eve kapalı kaldık. Hastaneye bile zor götürüyorum. Çok zor bir hayat sürüyoruz. Kızımın yaraları geçmese bile hafiflemesini istiyorum” diye konuştu.

GEREKİRSE BAKANLIĞIN ÖNÜNDE YATIP, EYLEM YAPACAĞIZ

Epidermolysis Bullosa Yardım ve Dayanışma Derneği (Debra Türkiye) Başkanı Adem Akyüz, Sağlık Bakanlığı ile SGK’nın evde sağlık hizmeti gören hastaların tıbbi medikal malzemelerini tedavi gördükleri hastaneler tarafından karşılanacağı yönünde protokol imzaladığını belirterek, ”Eğer bir hastane, bir hastaya evde tedavi hizmeti veriyorsa, hasta için gerekli olan tıbbı medikal malzemeleri de temin etmek zorunda. Çünkü hasta başka bir yerden alırsa, parasını kendi öder. Devlet karşılamaz. Ancak çoğu hastane, tıbbı malzemelerin fiyatlarını yüksek bulup, bu malzemeleri satın almıyor. Bu durum Türkiye genelindeki var. Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından imzalanan protokolde yerine getirilmemiş oluyor” dedi.

Akyüz, Fatma Gül’ün kullanabileceği sabitleyici giysinin 200, eldivenin 50, yapışkan yara örtüsünün 90, silikon yara örtüsünün de 215 lira olduğunu ve bu malzemelerin de bir kaç güne bir yenisiyle değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

KAMU HASTANELER BİRLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA

Kamu Hastaneler Birliği yetkilileri ise Fatma Gül Kızıltaş’a, 2 yıldır  düzenli olarak evde sağlık hizmeti verildiğini belirterek, “Fatma Gül Kızıltaş’ın tıbbı malzeme alamadığı yönünde bize bugüne kadar şikayet ya da müracaat olmadı. Biz durumu yeni öğreniyoruz. Yaptığımız araştırmada da evde sağlık hizmeti veren doktor, geçen 29 Şubat günü aileden malzeme alınması için talep almış ve aylık bin 500 lira olmak üzere 12 ay boyunca tıbbi malzeme alınması yönünde ihalesini de hemen gerçekleştirdik. Malzemeler yarın aileye teslim edilecek. Geçen 2 yıllık süreçte hastanın mağduriyeti konusunda ise her hangi bir ihmal olup olmadığı yönünde de soruşturma başlattık. İhmal varsa sorumlular hakkında gerekli yasal işlem yapılacak. Hastanımızda bundan sonra düzenli olarak tıbba malzemelerini alacak” dedi. DHA

Gelinler Suriyeli damatlar Alman!

Yabancılarla evliliklerde Suriyeli gelinler, Alman damatlar ilk sırada yer aldı.


Türkiye İstatistik Kurumu’nun ‘Evlenme ve Boşanma İstatistikleri- 2015′ araştırmasında, evlenme ve boşanmalarda önceki yıla göre önemli bir değişim görülmedi. Ancak, 1 yıllık dönemde boşanan çiftlerin sayısı önceki yıla göre yüzde 0.7 , boşananların sayısı ise yüzde 0.5 arttı. Yabancı gelinde Suriyeliler, damatta ise Almanlar birinci sırayı aldı.

Araştırmaya göre, evlenen çiftlerin sayısı önceki yıla göre yüzde 0.5 artarak 2015 yılında 602 bin 982’ye ulaştı. Kaba evlenme hızı ise, binde 7.71 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlerin sayısı önceki yıla göre yüzde 0.7 artarak 131 bin 830 oldu. Kaba boşanma hızı ise binde 1.69 olarak gerçekleşti. Kaba evlenme hızının 2015 yılında en yüksek olduğu il; binde 9.84 oranı ile Kilis oldu. Kilis’i binde 9.40 ile Aksaray, binde 9.33 ile Ağrı izledi. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu il ise binde 5.87 ile Kastamonu oldu. Kastamonu’yu binde 5.92 oranı ile Gümüşhane, binde 5.94 ile Tunceli takip etti. Ortalama ilk evlenme yaşı, 2015 yılında erkekler için 27, kadınlar için 23.9 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı ise 3.1 yaş olarak gerçekleşti.

SURİYELİLER, YABANCI GELİNLER ARASINDA BİRİNCİ

TÜİK araştırmasında yabancı gelinlerin sayısı 2015 yılında 18 bin 814 ve toplam gelinlerin yüzde 3.1’ini oluşturdu. Yabancı gelinler arasında Suriyeliler 3 bin 569 kişi ve yüzde 19 ile birinci sırada yer aldı. Suriyeli gelinleri yüzde 14. ile Alman gelinler 2 bin 695 kişiyle Alman gelinler ve  yüzde 8. ve bin 653 kişi ile Azerbaycanlı gelinler izledi. Yabancı damatlar arasında Alman damatlar ilk sırada yer aldı. Yabancı damatlar uyruklara göre incelendiğinde, Alman damatlar bin 368 kişiyle yüzde 38. ile birinci sıraya çıktı. Alman damatları yüzde 7. ile 282 kişiyle Avusturyalı damatlar ve yüzde 8 ve 241 ile Suriyeliler izledi. DHA