15 Mart 2016 Salı

Dünya onaları konuşuyor

Ankara'da 10 Ekim 2015'teki barış mitingine yapılan saldırıda yaşamını yitiren Ali Deniz Uzatmaz ile Pazar akşamı başkentin kalbi Kızılay'da düzenlenen saldırıda can veren çocukluk arkadaşı Ozancan Akkuş'un paylaşım rekoru kıran fotoğrafları, Alman Die Welt gazetesine de konu oldu.

Die Welt, bu gençlerden birinin fotoğraflarının ilk saldırıdan sonra da viral olduğunu hatırlatıyor.

Deniz Yücel imzalı haberde, bu fotoğrafların öyküsü şöyle anlatılmış:

"Türkiye'nin yakın geçmişine tesadüfmüşçesine ayna tutan, üç fotoğraftan oluşan bir zincir. Son bölümü anlatan kare, Twitter'de hızla yayılmakta. Gece vakti, bir cafenin terasında yanyana oturan iki genç adam görüyoruz. Belli ki birçok arkadaşları var yanlarında. Neşeliler, hatta coşmuşlar. Gülüyorlar, ellerini havaya kaldırmışlar, bağırarak birşeyler diyorlar ya da şarkı söylüyorlar. Şimdi ikisi de öldü. Ama birlikte ölmediler."

Haberin devamında soldaki sakallı genç olan Ozancan Akkuş'un Pazar akşamı Kızılay Meydanı'ndaki saldırıda hayatını kaybettiği anlatılıyor.

Die Welt, resimdeki diğer genç adamın, Ali Deniz Uzatmaz'ın ise daha önce iki başka fotoğrafla ünlendiğini hatırlatıyor.

Ali Deniz Uzatmaz'ın, katıldığı bir protesto sırasında, ardında Gezi olaylarında dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın posteriyle görüntülendiği fotoğraf solda...

10 Ekim'de, Ankara Garı'ndaki saldırıya kurban gittikten sonra bu kez kendisinin, üstelik aynı gösterideki haliyle bir postere taşınıp, bir genç kızın elinde yükseldiği fotoğraf ise sağda...

Die Welt, gençlerin geçmişi ve üniversite hayalleri hakkında bilgi verdikten sonra şu yorumu yapıyor:

"(Ozancan Akkuş) Pazar akşamı öldü, çocukluk arkadaşından neredeyse tamı tamına altı ay sonra...İkisi de öldüklerinde 19 yaşındaydı. Tıpkı Uzatmaz'ın protestosunda andığı genç gibi. Bu üç fotoğraf, siyasi şiddetin farklı türlerinin parçaladığı bir neslin kaderinin belgesi."

BBC Türkçe

14 Mart 2016 Pazartesi

"Türkiye Ortadoğu'nun başkenti oldu"

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Güvenpark’ta yaşanan ve 37 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.


İnce açıklamasında “Ortadoğu’daki değişim dalgasını yönetme, değişim dalgasının öncüsü olma” hayalleri kuranlar, Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz diyenler Çağdaş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’yı bombaların patladığı bir “Ortadoğu Başkenti” yapmayı başardılar” dedi.

İşte CHP’li Muharrem İnce’nin yaptığı o açıklama:

Güvenpark katliamı bir kez daha gösterdi ki Reyhanlı’dan başlayan katliamlar serisi istihbarat ve güvenlik alanındaki basiretsizliğin ve zafiyetlerin bir sonucudur.

Sıfırlanmış terörle devralınmış bir ülke 14 yılın sonunda meydanlarında, sokaklarında, parklarında bomba patlatılan bir ülke oldu.

Bu noktaya nasıl geldiğimiz hakkında söylenecek çok sözümüz var. Bugün savunmasız insanlarımızı teröre kurban veriyorsak, bu Habur sınır kapısında terörist karşılamaların, Oslo, İmralı ve

Dolmabahçe görüşmelerinin, Valilere talimat verip PKK’ya operasyon yaptırılmamasının sonucudur.
“Ortadoğu’daki değişim dalgasını yönetme, değişim dalgasının öncüsü olma” hayalleri kuranlar,

Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz diyenler Çağdaş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’yı bombaların patladığı bir “Ortadoğu Başkenti” yapmayı başardılar!

Ankara’nın kalbinde bombalar patlarken Ortadoğu’nun sultanlarına özenerek hesap vermeyen, sorumluluk üstlenmeyerek başkanlık sevdasına kapılanlar ve gündemi sadece başkanlık olanların Türkiye’yi getirdiği nokta burasıdır.

Fırat’ın kenarındaki kuzuyu geçtik, 5 ayda 3 kez karalar bağlayan Ankara’nın sorumluluğunu üstlenecek, beceremedik, beceremiyoruz diyecek kimse yok mu?

Gelinen noktada bunları unutmadan, hesap sormayı ertelemeden terör karşısında mücadelemizi güçlendirmek durumundayız.

Yaşadıklarımız karşısında iktidarın halkımıza birlik ve beraberlik çağrısı yapmasının inandırıcılığı ve bir anlamı kalmamıştır.

Bir ülke düşünün ki düşüncelerini açıklayanlar engelleniyor!

Haber yapan gazeteciler engelleniyor!

Haklarını arayan işçiler, öğrenciler engelleniyor!

Doğayı korumak isteyenler engelleniyor!

Yetimin hakkını korumaya çalışan bürokratlar engelleniyor!

Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için hükümeti eleştirenler engelleniyor!

Teröre karşı mücadele etmek isteyen askerlerimiz engelleniyor!

Hakaret edene karşı sözünü iade edenler engelleniyor!

Twitter, Facebook engelleniyor!

Ama teröristin aracı “seyir halinde” olduğu için engellenemiyor!

İntihar saldırısı yapacak olanlar henüz saldırıya geçmediği için engellenemiyor!

Bu saldırının önceden yapılacağına ilişkin istihbarat bilgisi alındığı halde halkımıza duyuru yapılmaması, nedeni ne olursa olsun yanlıştır.

Elbette terör örgütlerinin amacı korku ve panik yaratmaktır. Ama devletin görevi de insanını yaşatmaktır.

Alınan istihbarat güvenilir ve sağlam ise üst düzeyde güvenlik önleminin bir parçası olarak halkımızı uyarmak kalabalık yerlere zorunlu olmadıkça gitmemelerini geçici bir süre istemek durumundayız.

Bu terör örgütlerine verilen bir ödün değil, insan yaşamını her şeyin üstünde görmek demektir.

Eğer insanımıza kentinin caddelerinde, sokaklarında, parklarında özgürce yaşama imkânı sağlayamıyorsak onun devleti de olamayız.

Bu mücadele sadece güvenlik güçlerimizin çabalarıyla değil onlardan alınan bilgilerle halkımızın doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesiyle kazanılacak bir mücadeledir.

Bir başka nokta ise hükümetin Suriye, Irak politikalarından ve iç siyasette kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dil ve söylemlerden vaz geçmesi gerektiğidir.

Her olayda biraz daha ayrışan bir toplum olma halinden acilen çıkmamız gerekiyor.

Demokrasimizi, ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü engelleyenleri de bizim engellememiz gerekiyor.

Teröre, teröriste, teröre alışmamız gerektiğini söyleyenlere, terör eylemleri sonucunda oylarını
artırdıklarını açıklayanlara, kifayetsiz, beceriksiz yüzsüzlere karşı dimdik ayakta durmalıyız.

Bu hain saldırıyı gerçekleştirenleri bir kez daha lanetliyor, yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımız şifa diliyorum.

Anne karnında terör kurbanı oldu

Ankara Kızılay'da düzenlenen bombalı saldırıda ağır yaralanan Songül Bektaş, karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybetti.

Songül Bektaş’ın hayati tehlikesinin devam ettiği ve yoğun bakımda olduğu öğrenildi.
Polis memuru eşiyle birlikte 2,5 ay sonra doğacak olan bebekleri için alışverişe çıkan 42 yaşındaki Songül Bektaş, Güvenpark’ta bulunan banklara soluklanmak için oturdu. Bombalı saldırının etkisiyle Songül Bektaş, savrularak yere yığıldı. Songül Bektaş’ın üzerine siper olan eşi patlamayı hafif yaralı olarak atlattı.

Ambulansla Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Songül Bektaş’ın 2 kere kalbi durmasına rağmen hayata tutundu. Songül Bektaş, karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybetti. Songül Bektaş’ın hayati tehlikesinin devam ettiği ve yoğun bakımda olduğu öğrenildi.  DHA

Gözyaşları yağmura karıştı

Ankara Kızılay’daki saldırıda hayatını kaybedenler, düzenlenen cenaze törenleriyle toprağa veriliyor.
Ankara’daki terör saldırısında yaşamını yitirenler son yolculuklarına uğurlanıyor.
Hazine Müsteşarlığında özel güvenlik görevlisi Murat Gül (27), Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı Hamide Sibel Çetinkaya (55) ile üniversite öğrencisi Feyza Acısu'nun (22) için Karşıyaka Mezarlığı Camisi'nde tören düzenlendi.
Ellerinde Türk bayrakları taşıyan Gül'ün yakınlarından biri, "Bir şehit verdik, hepimiz şehit olacağız. Canımız feda olsun. Keşke o şehitlerin içinde ben de olsaydım" ifadelerini kullandı.
Murat Gül'ün babası Mustafa Gül'ün, GATA'da görev yaptığı belirtildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine bağlı Bilgi Edinme Merkezi çalışanı, iki çocuk annesi Çetinkaya'nın ise Cebeci'de oturan annesini ziyaretinin ardından, metro durağından çıktığı sırada saldırıya maruz kaldığı öğrenildi.
Feyza Acısu'nun ise Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı 4. sınıf öğrencisi olduğu bildirildi.
Törene katılan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ailelere başsağlığı diledikten sonra, askeri ve mülki erkan ile çok sayıda vatandaşla cenaze namazında saf tuttu.
Cenazeler, kılınan namazın ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Aynı aileden Muharrem (80), Bağdat (72) ve Perihan Çermik (55) ile emekli öğretmen Yaşar Durakoğlu'nun (69) naaşları Karşıyaka Mezarlığı Camisi'ne getirildi.
Törene katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çermik ve Durakoğlu ailelerinin yakınlarına taziyede bulunduktan sonra cenaze namazında da saf tuttu.
Öte yandan, cenaze törenine AK Parti milletvekilleri Emrullah İşler ile Ahmet Gündoğdu, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, bazı ilçe belediye başkanları, Anayasa Mahkemesi çalışanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
İkindi namazını müteakip kılınan cenaze namazı sonrası terör saldırısında yaşamını yitirenlerden Muharrem, Bağdat ve Perihan Çermik ile Yaşar Durakoğlu'nun cenazeleri, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Muharrem, Bağdat ve Perihan Çermik'in Anayasa Mahkemesi'nde teknisyen olarak görev yapan Tuncay Çermik'in ailesi olduğu öğrenildi.
SAĞANAK YAĞMUR ALTINDA UĞURLANDI
21 yaşındaki Berkay Baş'ın cenazesi, Adli Tıp Kurumundaki işlemlerinin ardından yakınların tarafından teslim alınarak Polatlı ilçesine götürüldü.
Baş'ın cenazesi, işlemlerinin ardından Şentepe Mahallesi Ulu Camisine getirildi.
Cenazeye katılan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, yakınlarının desteğiyle ayakta duran Rasim Baş'ı teselli etmeye çalıştı.
Berkay Baş, yağmur altında kılınan cenaze namazının ardından Polatlı Şehir Mezarlığında toprağa verildi.
Cenazede "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez" sloganları atıldı.
Berkay Baş'ın patlamadan birkaç dakika önce ailesiyle telefonla görüştüğünü ve Kızılay'da olduğunu söylediği belirtildi.
Karayolları Genel Müdürlüğü Kastamonu Bölge Müdürlüğünde çalışan Rasim ile Funda Baş çiftinin üç çocuğundan en büyüğü olan Berkay Baş’ın ODTÜ Mühendislik Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümü 1. sınıfında okuduğu öğrenildi.
KIRIKKALE’YE İKİ ATEŞ DÜŞTÜ
Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybeden iki kişinin cenazeleri, Kırıkkale'de defnedildi.
Ankara Adli Tıp Kurumundaki otopsi işlemlerinin ardından Taner Kalıç'ın cenazesi, merkeze bağlı Hasandede köyüne getirildi.
Burada, Kalıç'ın eşi Seda, çocukları Özlem Nuray ve İrem Sılay, babası Rıza Kalıç ile yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Kalıç'ın kız kardeşi Nurhan Coşkun, "Biz kimseye bir şey yapmadık. Gözleri kör olsun. Ocakları sönsün" diyerek ağıt yaktı.
Kalıç'ın cenazesi, öğle vakti Hasandede Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından köy mezarlığında toprağa verildi.
Kızılay'da bir işyerinde çaycılık yapan ve çalıştığı sırada meydana gelen patlamada hayatını kaybeden Taner Kılıç'ın (45) cenazesi de Sulakyurt ilçesine bağlı Ali Şeyhli köyüne getirildi.
Köy camisinde öğle vakti kılınan namazının ardından Kılıç'ın cenazesi, köy mezarlığına defnedildi.
GAZİANTEP’TE YAS
Saldırıda hayatını kaybeden ODTÜ öğrencisi Ozan Can Akkuş'un, Gaziantep'teki baba evinde hüzün var.
Röntgen teknisyeni baba Mehmet Nuri Akkuş ve hemşire anne Senem Akkuş'un, Sarıgüllük Mahallesi'ndeki evinin bulunduğu sokağa taziye çadırı kuruldu, caddeye Türk bayrakları asıldı.
Taziyeleri kabul eden dede Mehmet Nuri Akkuş, oğlu ve gelininin, cenaze işlemleri için Ankara'ya gittiğini söyledi.
Torununu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını belirten Akkuş, "Terörü lanetliyorum. Ciğerimiz yanıyor. İnşallah bunu yapanların yuvaları dağılır" dedi.
ODTÜ’YE DERECEYLE GİRDİ
Bu arada, 3 kardeşin en küçüğü olan Ozan Can Akkuş'un geçen yıl, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünü dereceyle kazandığı öğrenildi.
Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren Ali Deniz Uzatmaz'ın da çocukluk arkadaşı olduğu belirtilen Akkuş'un, bu olay sonrası sosyal paylaşım hesabından "Gözlerimizden akan yaş bile ellerinizdeki kanı temizleyemeyecek. O temiz adam her zaman sizin yakanızda bizim kalbimizde kalacak" şeklinde yazı paylaşmıştı.Akkuş'un cenazesinin yarın Gaziantep'te defnedilmesi bekleniyor.
10 DAKİKA ÖNCE ANNESİYLE KONUŞTU
Saldırıda ölen Sümeyra Çakmak'ın Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan ailesine acı haber ulaştı.
Geçen yıl Gazi Üniversitesi Kimya Bölümü mezunu olan Sümeyra Çakmak'ın otobüs durağında beklediği sırada yaşanan patlamanın ardından hayatını kaybettiği belirtildi.
Acı haberi alan sınıf öğretmeni baba Şahap Çakmak, eşiyle Ankara'ya giderek kızının cenazesini teşhis etti.        
Cenazenin tesliminin ardından Sümeyra Çakmak'ın, memleketi Bayburt'ta toprağa verileceği bildirildi.        
Bu arada, Sümeyra Çakmak'ın, Ankara'da KPSS kursu nedeniyle bulunduğu ve patlamadan 10 dakika önce annesiyle telefonla görüştüğü öğrenildi.
GALATASARAY MAÇINDA GÖREVLİYDİ
Terör saldırısında şehit olan polis memuru Nevzat Alagöz'ün, memleketi Iğdır'daki babaevinde hüzün hakim.
Acı haberin duyulmasının ardından Alagöz'ün, Baharlı Mahallesi'ndeki babaevi ve çevresindeki binalar Türk bayrakları ile donatıldı. Bu arada Karasu Camisi Aşevi taziye yeri olarak düzenlendi.
Aşevine gelen Iğdır Emniyet Müdürü Yüksel Baba ve çok sayıda vatandaş, baba Hüseyin Alagöz ve yakınlarına taziyelerini sundu.
Alagöz'ün cenazesinin akşam saatlerinde uçakla Iğdır'a getirileceği, yarın kılınacak namazın ardından Karakoyunlu ilçesinde defnedileceği belirtildi.
Şehit Alagöz'ün dün Spor Toto Süper Lig'de Gençlerbirliği-Galatasaray maçındaki görevinin ardından evine gitmek üzere otobüs durağında beklediği öğrenildi.
LİSELİ MEHMET NAKİL BEKLİYORDU

Hayatını kaybeden 16 yaşındaki lise öğrencisi Mehmet Emre Çakar'ın, Kütahya'nın Domaniç ilçesine bağlı Karaköy'deki evine Türk Bayrağı asıldı.

Mehmet Emre Çakar ve ablaları 18 yaşındaki Şeyma ve 22 yaşındaki Emine Çakar'ın karaciğer hastası olmaları nedeniyle ailenin çocuklarının tedavisi için 2010 yılında Ankara'ya taşındıkları öğrenildi.
Şeyma ve Emine Çakar'ın tedavisi için anne Gülcan Çakar'ın ve bir yakınlarının karaciğerini verdiği kaydedildi.

Yapılan karaciğer nakilleri sayesinde iki ablasının sağlıklarına kavuştuğu, Mehmet Emre Çakar'ın ise tedavisi için yakın zamanda baba Hikmet Çakar'ın vereceği karaciğerin naklinin yapılmasının planlandığı ifade edildi.

Çakar'ın cenazesi otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından ilçeye bağlı Karaköy'de toprağa verileceği öğrenildi.
GENÇ BASKETBOLCU DA TERÖR KURBANI

Ankara Altınel Spor Kulübü Genç Basketbol Takımı Kaptanı Dorukhan Yusuf Özdemir'de Başkent’te yaşamını yitirenlerden... 
Türkiye Basketbol Federasyonundan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"1998 doğumlu Özdemir, çalışkan, terbiyeli kişiliği ile çevresinde son derece sevilen bir sporcuydu. Dorukhan Yusuf Özdemir’in cenazesi yarın kılınacak öğle namazı sonrası Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Türkiye Basketbol Federasyonu olarak merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz." ntvmsnc

'Peki Ankara olacak mısınız?'

Başkent Ankara'da yaşayan İngiliz müzisyen James Taylor'ın, Kızılay'daki kanlı terör saldırısının ardından Facebook'ta paylaştığı bir yazı, sosyal medyada büyük ilgi uyandırdı.


Facebook'ta yaptığı paylaşım İngiliz Independent gazetesi ve Amerikan Newsweek dergisi tarafından da haberleştirilen Taylor, yönelttiği "Charlie oldunuz. Paris oldunuz. Peki Ankara olacak mısınız?" sorusuyla uluslararası kamuoyunu hain saldırının kurbanları için empati kurmaya davet etti.
Taylor'ın gece yarısı paylaştığı yazı şu ana kadar 60 bine yakın Facebook kullanıcısı tarafından paylaşıldı. Yaklaşık 5 bin yorum alan ve 70 bini aşkın kişi tarafından "beğenilen" bu paylaşım, sosyal medya kullanıcılarının takdirini topladı.

SAVAŞ BÖLGESİ DEĞİL MODERN VE HAREKETLİ BİR KENT

"Bu; Northampton'da, Drapery'deki Debenhams'ın dışında bir bomba patlaması gibi bir şey... Ya da Birmingham'daki New Street'te... Veya Londra'daki Piccadilly Circus'ta..." diye yazan Taylor, insanlardan şu soruların yanıtlarını düşünmelerini istedi:
"Orada olduğunuzu hayal eder misiniz? Her gün yürüyüp geçtiğiniz yerleri, kullandığınız otobüs duraklarını, aşındırdığınız yolları?"

Facebook'ta asıl memleketi Northampton olarak gözüken İngiliz müzisyen, "Birçok insanın düşündüğünün aksine; Türkiye, Ortadoğu değil... Ankara bir savaş bölgesi değil. Normal, modern ve hareketli bir kent. Tıpkı diğer Avrupa başkentleri gibi. Kızılay da tam onun kalbi, merkezi..." ifadesini kullandı.

"ANKARA BENİM EVİM"

"Londra, New York, Paris'teki terör saldırılarına bakıp, kurbanların acılarını hissetmek ve üzülmek çok kolay. O zaman neden Ankara için de aynısı olmuyor? Nedeni, Ankara'nın bu kentlerden farksız olduğunu anlayamamanız mı?" ifadesini kullanan Taylor, yazısını şöyle bitirdi:
"Ankara benim evim. 18 aydır böyle. Evim olmaya da devam edecek. Charlie oldunuz. Paris oldunuz. Peki Ankara olacak mısınız?"

"HEPİMİZ İNSANIZ" VURGUSU

Taylor'ın profilinde, "Röportaj yok. Siyaset yok. Hepimiz insanız" yazılı olduğu görüldü.

KONSER İÇİN GELMİŞTİ
Taylor, 1-2 yıl önce konser için geldiği Türkiye'de bir Türk kızını sevince Ankara'ya yerleşti.

Macaristan kapılarını Türk vatandaşlarına açtı

Macar hükümeti tarafından desteklenen ve AB dışı ülkelerin vatandaşlarına Macaristan'da ömür boyu oturma izni verilmesini sağlayan program, artık Türkiye'den de başvuru kabul ediyor.

Macaristan Meclisi tarafından onaylı oturma izni veren tek firma olan Voldan aracılığındanki süreç şöyle işliyor:

Başvuru sahibi, Macar hükümeti kurumlarından birine gerekli evrakları teslim ederek süreci başlatıyor. Dört ila altı haftalık süreç içerisinde geçici oturma izni temin edildikten sonra, dokuz ay içinde kalıcı oturma iznine sahip olunuyor.

Macaristan’a gitmeden gerçekleştirebilen bu sürecin başında, Macaristan devlet tahviline yatırılan 300 bin euro beş yılın sonunda geri ödeniyor. Bir kereye mahsus ödenen 60 bin euro ise hukuki, yönetim ve mali ücretleri karşılama bedeli olarak alınıyor.

Söz konusu oturma izni; başvuru sahibinin eşini, 17 yaş altı çocuklarını ve önceki evliliğinden olan 17 yaş altı çocuklarını da kapsıyor; bu kişilerin Schengen bölgesinde yer alan ülkelerden herhangi bir sınırlama olmadan faydalanabilmesine olanak tanıyor.

Sağlık Bakanlığı yaralıların durumuyla ilgili bilgi verdi

Sağlık Bakanlığı, Ankara Kızılay'da meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan bombalı saldırı sonucu yaralanan 48 kişinin tedavisine devam edildiğini açıkladı.


Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, hastaneye başvuran yaralıların 31'inin serviste, 2'sinin acil serviste gözlem altında ve 15'inin yoğun bakımda olduğu belirtilerek şöyle denildi:

"14.03.2016 saat 15.30 itibariyle patlama sebebiyle, hastanelerde 7 kişi hayatını kaybetmiştir. Hastaneye başvuran yaralılarımızdan 31'i serviste, 2'si acil serviste gözlem altında, 15'i yoğun bakımda olmak üzere toplam 48 yaralının tedavisine devam etmektedir."

Kılıçdaroğlu'ndan Selvi'nin sözlerine sert tepki

'Terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor' diyen Abdülkadir Selvi'ye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dan sert tepki: Televizyon ekranlarına sizi sorunu nasıl çözmeliyiz diye çıkarmaları lazım, sizler beceriksizliği yok etmek için çıkmamalısınız ekranlara.

Dün Ankara'daki patlamayı bir televizyon kanalına değerlendiren gazeteci Abdulkadir Selvi; "terörle yaşamaya alışmalıyız" açıklamasında bulundu. Sosyal medyada Selvi'nin açıklamalarına tepki gösterilirken Kılıçdaroğlu da duruma sessiz kalmadı.

HÜKÜMETİN KOMİSERİ

Kılıçdaroğlu Selvi'yi şu sözlerle eleştirdi; "Neredeyse her televizyon kanalında bir hükümet komiseri arkadaş vardı ve halka "terörle yaşamaya alışmalıyız" deniyordu. Siz hangi gerekçe ile terörle yaşamaya alışmalıyız diyorsunuz.

BECERİKSİZLİĞİ YOK ETMEK İÇİN ORAYA ÇIKMIYORSUNUZ

Televizyon ekranlarına sizi sorunu nasıl çözmeliyiz diye çıkarmaları lazım, sizler beceriksizliği yok etmek için çıkmamalısınız ekranlara. Açık ve net düşüncelerimizi sorunun çözümü konusunda söylüyoruz. Neden birinci sınıf demokrasiyi getirmiyorlar bu ülkeye? Zaafi olan kurumların yöneticilerini alırsınız".

"Kızımı kucağıma aldım, sürekli koştum"

Ankara'daki bombalı saldırıda, annesiyle eve gitmek için otobüs durağında bekleyen 4 yaşındaki Nisanur Alımcı da yaralandı. Nisanur'un annesi, olay anını "Kıyamet koptu zannettim. Kızımı kucağıma aldım, sürekli koştum" sözleriyle anlattı.


Ankara'daki terör saldırısında yaralananlar arasında 4 yaşındaki Nisanur da vardı. Saldırıda hafif yaralanan Nisanur Alımcı, olaydan hemen sonra Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Sabah saatlerinde yaralıların durumu hakkında bilgi almak için hastaneye gelen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Nisanur'u da ziyaret etti.

''KIZIMI KUCAĞIMA ALDIM, SÜREKLİ KOŞTUM''

Nisanur'un annesi Yıldız Alımcı, olay anını anlattı. Otobüs durağında beklediklerini dile getiren Alımcı, "Kızımla durakta oturuyorduk, patlama oldu. Kıyamet koptu zannettim. Her tarafımıza camlar, parçalar geldi. Kızımı kucağıma aldım, sürekli koştum" dedi.

Çankaya ilçesine bağlı Dikmen semtinde oturan annesini ziyaret ettiğini, Keçiören'deki evlerine gitmek için otobüs beklediklerini belirten Alımcı, bu sırada yanında 7 aylık hamile kız kardeşinin de olduğunu söyledi.

Saldırı anındaki karmaşada, oğluyla olay yerinden uzaklaşmaya çalışan kızkardeşiyle birbirlerini kaybettiklerini anlatan Alımcı, daha sonra kardeşi ile oğlunun başka bir hastaneye kaldırıldığını ve durumlarının iyi olduğunu öğrendiklerini kaydetti.

''ÇOK KORKUNÇ BİR OLAY''

Alımcı, "Çok şükür iyiyiz hepimiz. Ama çok korkunç bir olay. O anı unutamıyorum. Allah, oradaki herkese yardım etsin" ifadelerini kullandı. ntvmsnc

Kahraman şoför yaralı halde yolculara yardım etmiş

Ankara Kızılay'daki terör saldırısında hurdaya dönen yolcu otobüsünün şoförü Necati Yılmaz, patlamanın hareket halindeyken olduğunu söyledi. Yılmaz, ''Bir yandan kanamam devam ederken bir yandan da dolaşıyordum. Can havliyle dışarı çıkmak isteyen vatandaşlara yardımcı olmak istedim'' dedi.

Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde tedavi gören Necati Yılmaz, kullandığı Esertepe-Kızılay-Bakanlıklar seferini yapan 284 numaralı otobüste 10'un üzerinde yolcu bulunduğunu söyledi.

''PATLAMA HAREKET HALİNDEYKEN OLDU''

Zafer Çarşısı karşısındaki duraktan saat 18.40'ta yolcu aldığını, patlamanın otobüs hareket halindeyken meydana geldiğini ifade eden Yılmaz, otobüsün parçalanan camından dışarı fırlayıp bir süre yerde yattıktan sonra önünde bulunan halk otobüsüne yöneldiğini anlattı.

"YARALILARIN ÇIKARILMASINA YARDIMCI OLDUM"

Halk otobüsünde bulunanların dışarı çıkmaya çalıştığını belirten Yılmaz, "Dışarı ilk çıktığımda bilincim yerindeydi. Bir yandan kanamam devam ederken bir yandan da dolaşıyordum. Can havliyle dışarı çıkmak isteyen vatandaşlara yardımcı olmak istedim. Otobüse yöneldim. Birkaçının çıkarılmasına yardımcı oldum" dedi.
Yüzünde, el ve bacaklarında yanıklar bulunduğunu, genel durumunun ise iyi olduğunu dile getiren Yılmaz, en kısa zamanda görevine dönmek istediğini kaydetti. ntvmsnc

Ankara patlaması sonrası twitter ve facebook’a erişim yasağı

Ankara Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği tarafından, paylaşılan görüntüler nedeniyle sosyal medyaya erişim yasağı getirildi.

Ankara Kızılay’da meydana gelen patlama ardından kullanıcılar sosyal medya ağları Facebook ve Twitter’a erişimde sıkıntı yaşamıştı. Sıkıntının nedeni ilerleyen dakikalarda belli oldu. Ankara Gölbaşı Sulh  Ceza Hakimliği’nin, paylaşılan görüntüler nedeniyle sosyal medyaya erişim yasağı getirdiği açıklandı.

Devlet Bahçeli’den Ankara’daki patlamayla ilgili açıklama!

Ankara Kızılay'da meydana gelene kanlı saldırı sonrası MHP Lideri Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Kızılay’da düzenlenen bombalı saldırı ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, açıklamasında “Türkiye’nin milli güvenliği kırmızı alarm vermektedir. Çünkü aziz milletimiz açıkça saldırı altında, kesif ve kategorik bir husumet çemberindedir. Şunu bir defa herkes bilmelidir ki, hiçbir terör saldırısı Türkiye’yi dize getiremeyecek, teslim alamayacaktır” ifdalerini kullandı.

Bahçeli, “Türk milleti yeni bir felaket ve vahşetle karşı karşıyadır. Türkiye düşmanları her türlü güvenlik tedbirini aşarak Ankara Kızılay’a taşıdıkları bombaları alçakça patlatarak onlarca masum cana kıymışlar, çok sayıda kardeşimizin de yaralanmasına neden olmuşlardır. Üzüntümüz çok derin, öfkemiz çok kabarıktır. Bombalı saldırıda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyor; milletimizin başısağolsun diyorum” dedi.

“HÜKÜMET BU KONUDA HİÇBİR ZAAF VE İHMALE İZİN VERMEMELİDİR”

Bahçeli, “Korku ve kaygımız vefat ve yaralı sayısının daha da artma ihtimalinin bulunuyor olmasıdır. Elbette Kızılay’daki hain saldırının detaylarına ulaşılacak; asıl faillerin, kirli niyetlerin ve emri veren mihrakların kimliğiyle beraber bu barbarlığın iç yüzü aydınlatılacaktır. Bu sürecin uzamaması en samimi temennimizdir. Hükümet bu konuda hiçbir zaaf ve ihmale izin vermemelidir. Türkiye’nin milli güvenliği kırmızı alarm vermektedir. Çünkü aziz milletimiz açıkça saldırı altında, kesif ve kategorik bir husumet çemberindedir” dedi.

“TÜRK MİLLETİ ZALİMLERİN PLANLARINA KARŞI YEKVÜCUTTUR”

Bahçeli, “17 Şubat’ta Merasim Sokak’taki terör saldırısından yaklaşık üç hafta sonra yeni bir saldırının daha vuku bulması iyi okunmalı, arkasındaki emel ve hedefler derinlemesine analiz edilmelidir. Şunu bir defa herkes bilmelidir ki, hiçbir terör saldırısı Türkiye’yi dize getiremeyecek, teslim alamayacaktır. Bahar ayıyla birlikte Türkiye’nin baştan ayağa karışacağını iddia eden hıyanet yuvaları rezil olmakla kalmayacaklar, bunun hesabını da vereceklerdir. Türk milleti zalimlerin planlarına, fitnecilerin hesaplarına ve ölüm tacirlerinin projelerine karşı yekvücuttur. Acımız ne kadar büyük olsa da bu karanlık günleri aşabilmek için, milli birlik ve huzurumuzun daha fazla provokasyonlara kurban verilmemesini sağlamakla sorumlu olduğumuz da gözlerden uzak tutulmamalıdır. Ankara Kızılay’da milletimizi tümden sarsan ve kedere boğan bombalı saldırıyı lanetliyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin cinayet şebekeleri, terör ve silah baronları, bölgesel ve küresel vahşet projeleri kanalıyla yıkılamayacağını gür ve güçlü bir iradeyle tekrarlamak istiyorum” dedi. DHA

O araç İstanbul’da çalınmış

Kızılay'daki saldırıda kullanılan aracın 10 Ocak'ta İstanbul'da çalındığı öğrenildi.


Ankara son 5 ayda 3′üncü kez terör saldırısıyla sarsıldı. Teröristler, seyir halindeki bombalı araçla Kızılay’daki otobüs duraklarını hedef aldı. Terör saldırısında kullanılan aracın 10 Ocak’ta Şanlıurfa’dan çalındığı iddia edildi.

habertürk Gazetesi’nden Neşet Dişkaya’nın haberine göre Emniyet birimlerinin, yaşlı bir kadına ait olan İstanbul plakalı 95 model BMW otomobilin, çalındığı gün Diyarbakır’a götürüldüğünü tespit ettiği ileri sürüldü.

Ankara polisi, bundan 2 hafta önce, 27 Şubat Pazar günü alarma geçmiş ve Kızılay bölgesinde bombalı araç aramıştı. Öte yandan istihbarat birimleri Sur, İdil ve Nusaybin’de hayal kırıklığı yaşayan PKK terör örgütü üst düzey yöneticilerinin Nevruz öncesinde eylem kararı aldığını belirlemişti.

Türkiye’nin ciğeri yanıyor ama…

Sadece Ankara'da son 5 ayda 3 büyük saldırı meydana geldi, yüzlerce kişi öldü ancak kimse istifa etmedi...

Türkiye’nin kalbi Ankara’da art arda bombalar patlıyor. Hainler ciğerimizi yakmaya devam ediyor. Başkent’te son 5 ayda 3 büyük saldırı meydana geldi. Saldırılarda toplam 175 kişi hayatını kaybetti ancak sorumlulardan kimse ‘istifa’ kelimesini bile dile getirmedi.

İLK BOMBALI SALDIRIDA 109 ÖLÜ

10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen Barış Mitingi’nde Cumhuriyet tarihinin en büyük bombalı saldırısı gerçekleşti. Ankara Garı önündeki saldırıda toplam 109 vatandaşımız hayatını kaybetti.

İKİNCİ SALDIRIDA 29 ÖLÜ

17 Şubat 2016 tarihinde ise Merasim Sokak’ta askeri servisler hedef alındı. Bomba yüklü araç patlatılarak gerçekleştirilen saldırıda 29 kişi öldü.

ÜÇÜNCÜ SALDIRI KIZILAY’DA

Son saldırı, Merasim sokağa 1.5 km mesafede, Kızılay’ın göbeğinde gerçekleşti. Atatürk Bulvarı’nda otobüs durağı ve Çevik Kuvvet noktasının yanı başında yine bomba yüklü araçla saldırı yapıldı. 37 kişi hayatını kaybetti.

ANKARA EMNİYETİ HÂLÂ  ”VEKALETEN” YÖNETİLİYOR

Bu hain saldırılara rağmen sorumlulardan kimsenin istifa etmemesine rağmen Ankara emniyeti hâlâ “vekaleten” yönetiliyor.Tren garının yakında gerçekleştirilen saldırının ardından, dört yıldızlı birinci sınıf emniyet müdürü sıfatı taşıyan, Ankara emniyet Müdürü Kadri Kartal görevden alınmıştı.
Kartal’ın yerine “vekaleten” üç yıldızlı, 2. sınıf emniyet müdürü olan Hakan Arıkan atanmıştı. Merasim sokaktaki saldırının ardından da Hakan Arıkan görevden alındı, yerine yine “vekaleten”, 2. sınıf emniyet müdürü Yaman Ağırlar getirildi.

KARARNAME ÇIKMIYOR

Türkiye’nin Başkenti’nde, art arda gelen terör saldırılarına rağmen hâlâ asaleten emniyet müdürü atanmaması ise, siyasi kulislere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasındaki anlaşmazlığa bağlanıyor. Çok uzun süredir ne emniyet müdürleri, ne de Valiler kararnamesi yayınlanamıyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)

Abdülkadir Selvi’ye büyük tepki

Canlı yayında ‘Terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor’ diyen yandaş kalem Abdülkadir Selvi’ye tepki yağdı.

Yeni Şafak gazetesi Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, Ankara’daki terör saldırısını değerlendirmek için çıktığı NTV canlı yayınında tepki çeken sözlere imza attı. “Bir süre terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor” diyen Selvi’ye twitter kullanıcıları sert tepki gösterdi.