24 Mart 2016 Perşembe

Obama Arjantin'de tango yaptı

ABD Başkanı Barack Obama, Arjantin ziyaretinde tango sürprizi yaptı.


Küba'dan Arjantin'e geçen Obama, bu ülkedeki temasları kapsamında akşam saatlerinde Devlet Başkanı Mauricio Macri tarafından Kirchner Kültür Merkezi’nde onuruna verilen yemeğe ailesi ile birlikte katıldı.

Obama ilerleyen saatlerde davetliler önünde tango yaptı.

Dansçı Mora Godoy ile tango yapan Obama’nın oldukça rahat olduğu görüldü. Obama’nın ardından First Lady Michelle Obama da Jose Lugones tarafından dansa kaldırıldı.

Obama'nın dansına tam not veren Godoy, “Bana nasıl tango yapıldığını bilmediğini söyledi. Ben de ona ‘Benim hareketlerimi takip edin’ dedim. Dans etmeye başladıktan sonra ise o ben onun hareketlerini takip ettim çünkü o çok iyi bir dansçı” dedi.





Zarrab hakkındaki iddianame ABD’de mahkemeye 15 Aralık’ta sunulmuş

Hürriyet, hafta sonu Miami’de yakalanan Reza Zarrab hakkındaki iddianamenin ABD federal mahkemesine üç ay önce sunulduğunu ve 15 Aralık 2015’ten beri de mühürlü olarak bekletildiğini ortaya çıkardı. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.

Hafta sonu ABD’nin Miami Kenti’ne indiğinde Amerikan federal yetkilileri tarafından yakalanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab (31) hakkındaki yasal sürecin ABD savcılığı tarafından üç ay önce başlatıldığı ortaya çıktı. Hürriyet’in Amerikan Adalet Bakanlığı kayıtlarından elde ettiği belgeye göre, pazartesi  Zarrab hakkında Miami’deki federal mahkemeye sunulan 21 sayfalık iddianame, aslında 15 Aralık 2015’te önce New York federal mahkemesine verildi.

Dosyanın hassasiyeti nedeniyle de iddianame Zarrab’ın Miami’de mahkeme önüne çıkarıldığı 21 Mart 2015’e kadar mühürlü tutuldu. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.      

ABD ONU BEKLİYORDU

Reza Zarrab, 19 Mart 2016 cumartesi günü ailesiyle İstanbul-Miami uçuşunu yapan TK77 sefer sayılı uçağa bindiğinde ise Türkiye ve ABD arasında yürütülen yolcu bilgi paylaşımı uygulaması nedeniyle ABD yetkilileri Zarrab’ın ABD’ye geleceğini uçak havalandığında biliyordu. Yerel saatle 20.30’da inmesi beklenen uçak, o akşam 23 dakika rötar yaptı. Alana saat 20.53’te kondu. Zarrab uçaktan inip pasaport kontrolüne ilerledi. Bu sırada yapılan kontrolde sorunlu yolcular için hazırlanan ikinci kontrol bölümüne gönderildi. Burada beklemeye başladı. Yaklaşık bir saat sonra da durum, federal suçları araştırmakla görevli  FBI ajanlarının kontrolüne geçti. Ve dosyayla ilgili konuşma yetkisi bulunan FBI Ajanı Kelly Langmesser’ın, olayla ilgili ilk kez Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Zarrab 19 Mart akşamı saat 22.20 sularında Miami Uluslararası Havalimanı’nda herhangi bir olay yaşanmadan gözaltına alındı.

KONTRESPİYONAJ ARAŞTIRDI

ABD’de de geniş yankı uyandıran Zarrab soruşturmasına, konu ABD ulusal güvenliğini ilgilendirdiğinden FBI New York Bürosu ile Adalet Bakanlığı’nın kontrespiyonaj masaları katkı sağladı. Amerikan Devleti’nin karşı casusluk dosyalarını araştıran birimler. Soruşturmaya bakacak bölüm ise Federal Bölge Başsavcılığı’nın terör ve narkotik masası olarak belirlendi.

Zarrab’a yönelik suçlamalar, geçen yıl İran’ın nükleer programı nedeniyle Tahran’la varılan anlaşmaya kadar ABD’nin en önemli ulusal güvenlik tehditlerinden biri sayılan İran’a ilişkin olduğundan Zarrab’ın ilk aşamada tutuksuz yargılanması da mümkün olmadı. Ayrıca dosyanın, 
ABD’nin uluslararası çapta büyük davalarına bakan New York Güney Bölge Savcılığı’nca yürütülmesi de, konunun ABD için nasıl üst düzey ele alındığının bir işareti oldu.

AMERİKA’YA NEDEN GELDİ?

REZA Zarrab soruşturmasına dair şimdiye kadar ortaya çıkan bilgiler ışığında cevap gerektiren en önemli soru ise Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği. Ve ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal ettiği konusunda geçmişte Türkiye’de açılan 17-25 Aralık rüşvet soruşturmalarında da güçlü deliller olduğu halde ABD’de hapse düşme riskini neden göze aldığı. En önemlisi de bundan sonra ABD’li yetkililerle bu soruşturma sırasında ne ölçüde işbirliği yapıp, Türkiye’de birlikte çalıştığı kişilerle ilgili ne kadar bilgi paylaşacağı. Bu soruların cevaplarının, Zarrab’ın Miami’de tekrar hâkim karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’da netleşmesi bekleniyor. Ancak savcı Preet Bharara’nın hazırladığı ilk iddianamede Zarrab’ın suç ortağı oldukları iddia edilen ve sadece CC-1,… CC-6 şeklinde bahsedilip isimleri gizli tutulan kişiler, soruşturmanın Türkiye’yi ilgilendiren ayağının genişleyeceğinin işaretini veriyor. Bu açıdan Zarrab’ın İran’a yönelik yaptırımları aşmak için bazı Türk bankaları ve üst düzey hükümet yetkilileri nezdinde bir rüşvet çarkı oluşturduğu iddiasına dayanan 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarında ABD tarafından yeniden gündeme getirilmesi de güçlü bir olasılık haline geliyor.

KRİTİK TARİH 4 NİSAN

REZA Zarrab’ın Miami’de yeniden mahkeme karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’daki duruşma Reza Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği konusunda da ipuçları verecek. Federal yargıç John O’Sullivan, o gün üç konuda karar açıklayacak: 1) Zarrab’ın yargılamasına kefaletle serbest bırakılıp tutuksuz mu devam edilsin? 2) Dava, Savcı Preet Bharara’nın isteği doğrultusunda New York federal mahkemesine devredilsin mi? 3) Zarrab’ın kalıcı avukatları kimler olacak? Eğer O’Sullivan Zarrab’ın kefaletle serbet bırakılmasına karar verirse, Zarrab’ın kendisini üç aydır bekleyen iddianame de dikkate alındığında FBI ile önceden bir anlaşma yaptığı ihtimali ağırlık kazanacak. Bu durumda yargıç, muhtemelen Zarrab’ın ayağına bir kelepçe takılarak ev hapsinde olmasına karar verecek. Ayrıca ev hapsinin Miami’de mi yoksa New York’ta mı olacağına da hükmedecek. Ancak yargıç, Zarrab’ın kaçma riski ya da ABD için bir tehdit oluşturduğu sonucuna varıp tutuklu yargılanmasına karar verirse Zarrab’ın daha zor bir yargılamayla yüz yüze olduğu sonucu çıkacak.

İŞTE O PARA TRANSFERLERİ

SAVCI Preet Bahrara’nın Reza Zarrab ve Royal Holding’de Zarrab için çalışan İranlı Kamelya Cemşidi (29) ile Zarrab’ın finansal işlemler yürütmek için kullandığı, İran Devleti’nin kontrolündeki Mellat Exchange’de üst düzey yönetici olan İranlı Hüseyin Necafzade (65) hakkında hazırladığı iddianamede, suçlamalara delil teşkil eden bazı yasadışı para transferleri sıralanıyor. Bu transferler, şimdilik sadece ABD bankaları tarafından tespit edilebilenler. Zarrab’ın sorgusu sırasında, Bharara’nın davaya ilişkin yaptığı açıklamada belirttiği, yüz milyonlarca dolarlık yasadışı para hareketlerine dair daha detaylı verilere ulaşılması bekleniyor.

İddianamede yer bulanlar ise şunlar:

·         26 Ocak 2011’de adı açıklanmayan ve CC-1 olarak adlandırılan Mellat Exchange çalışanı bir suç ortağı, adı açıklanmayan ve CC-2 olarak adlandırılan Al Nafees Exchange çalışanı bir suç ortağına yolladığı bir e-postada, Al Nafees Exchange’in Bank Mellat adına uluslararası para transferi yapmasını istedi. Talimatlarda İranlı bir inşaat ve enerji şirketi olan MAPNA adına Kanada’da bulunan bir şirkete 953.288,85 dolar gönderilmesi istendi.

·         27 Ocak 2011’de Royal Emerald Investments, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Kanada’ya bir ABD Bankası kullanılarak 953 bin 289 dolar yolladı.

·                    28 Şubat 2011’de CC-1, CC-2’ye bir e-posta yollayarak Çin’de kurulu bir şirkete 35 bin 900 dolar yollamasını istedi.

·                    1 Mart 2011’de CC-1, Zarrab ve adı açıklanmayan ve CC-3 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak 35 bin 900 dolarlık para transferiyle ilgili talimatları iletti.

·                    2 Mart 2011’de Asi Kıymetli Madenler şirketi, başka bir ABD bankası kullanılarak Çin’deki bir şirkete 35 bin 900 dolar yolladı.

·                    9 Mart 2011’de CC-1, CC-2’ye bir mesaj yollayarak, Hong Kong’da bir şirkete 9 bin 225 dolar yollamasını istedi.

·                    24 Mayıs 2011’de CC-1, Zarrab, Cemşidi ve CC-3’e “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 3.711.365 Euro’luk bir transferin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bir banka tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    31 Mayıs 2011’de Cemşidi, CC-2’ye bir e-posta yollayarak, İran Tahran’daki Mellat Exchange’e 30 milyon dolar yollamasını istedi.

·                    1 Haziran 2011’de CC-1, Zarrab’a “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 9 bin 225 dolar ve 35 bin dolarlık transferlerin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bankalar tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    7 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-4 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak, ECB Kuyumculuk adına Türkmenistan’da bir enerji şirketine 600 bin dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-5 olarak adlandırılan bir suç ortağına bir e-posta yollayarak Güneş General Trading adına BAE’de kurulu bir Türkmenistan şirketine 1 milyon dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Güneş General Trading, bir ABD bankasını kullanarak BAE’deki Türkmenistan şirketine 999 bin 907 dolar gönderdi.

·                    11 Kasım 2013’te, adı açıklanmayan ve CC-6 olarak adlandırılan bir suç ortağı Zarrab’a e-posta yollayarak, Seyfullah Ceşnsaz adına imzalanmış “Gizli” ibareli HKICO antetli bir belgeyi paylaştı ve HKICO’nun hesabına aktarılacak 100 milyon Euro’yla ilgili bilgiler verdi.

Tolga Tanış / Hürriyet

Beratcan'ın ölümünde korkunç şüphe

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri, 15 gündür kayıp olan minik Beratcan Karakütük ile ilgili yeni bir ihbarı değerlendirdi. Ekipler, minik Beratcan'ın cesedini Tuzla'da Tepeören'de ormanlık alanda buldu. Beratcan'ın cesedi ilk incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

BERATCAN'IN ÖLÜMÜNDE 'CİNAYET' ŞÜPHESİ
Kartal'da 15 gün önce esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolduktan sonra Tuzla'da ormanlık alanda cesedi bulunan 10 yaşındaki Beratcan Karakütük'ü öldürdüğü şüphesiyle bir servis şoförünün polis tarafından arandığı belirtildi. Beratcan'ın cesedinin, şüphelinin aracındaki GPS ve kullandığı cep telefonu baz sinyallerinin takip edilerek bulunduğu öğrenildi. Polis şimdi şüpheliyi yakalamak için operasyonları sürdürüyor.

İlkokul öğrencisi Beratcan Karakütük'ün kaybolmasının ardından ailesi ve polisin yanı sıra vatandaşlar da seferber olmuştu. Olayla ilgili yapılan her türlü ihbar değerlendirilirken, çevrede yapılan özel eğitimli polis köpeğinin de katıldığı çalışmalarda bugüne kadar bir sonuç alınamamıştı. Olayla ilgili Çocuk Şube ve Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından ortak yürütülen soruşturmada bugün öğlen saatlerinde talihsiz çocuğun cesedine ulaşıldı. Ceset Tuzla'da Tepeören'de ormanlık alanda bir su kanalının içinde bulundu.

KESİN ÖLÜM SEBEBİ ADLİ TIP'TA BELİRLENECEK
Ceset üzerinde yapılan ilk incelemede talihsiz Beratcan'ın boğularak öldürülmüş olma ihtimali ağırlık kazanırken, Beratcan'ın kesin ölüm sebebi Adli Tıp Kurumu'nda yapılacak incelemede belirlenecek.

CESET, ŞÜPHELİNİN TELEFON VE GSP SİNYALLERİ TAKİP EDİLEREK BULUNDU 
Öte yandan polisin Beratcan'ın cesedine, olayın bir numaralı şüphelisi olan servis şoförünün cep telefonu baz sinyalleri ve aracındaki GPS bilgilerini kullanarak ulaştığı öğrenildi. Aileyi de tanıdığı belirtilen servis şoförünün olay günü, Beratcan'ın kaybolduğu yerde olduğu belirtildi. Polisin sinyal bilgilerine takip edip şüphelinin aracıyla geçtiği her yerde yoğun bir şekilde aramaya yaparak cesede ulaştığı bildirildi.

HER YERDE ARANIYOR
Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı ekiplerin ortadan kaybolan servis şoförünü yakalamak için operasyonları sürdüğü öğrenildi. Olayın üzerindeki esrar perdesini şüphelinin vereceği ifadenin aydınlatacağı belirtildi.

15 GÜNDÜR ARANIYORDU
15 gün önce kaybolan ilkokul öğrencisi Beratcan Karatürk için ailesi ve polisin yanı sıra vatandaşlar da seferber olmuştu. Beratcan için kayıp olduğu 15 gün içinde polise ihbar yağmıştı ancak sonuca ulaşılamamıştı. Kartal'da oturan Beratcan'ın cansız bedeni ise Tuzla'da bulundu. Beratcan'ın dayısı "Evladımızın yaşadığından ümitliyiz. Her ihtimali değerlendirmek istiyoruz. Belediye ekipleri ile birlikte giremediğimiz yerlere girip arama yapmak istiyoruz" diye konuştu.

BERATCAN'IN BABA EVİNDE YAS HAKİM
Acı haberi alan yakınları ve komşuları Beratcan'ın ailesinin evinin önüne akın etti. Tuzla Orhanlı Tepeüstü Mahallesinde ormanlık alandaki su kanalında saat 12.00 sıralarında bir çocuğa ait ceset bulundu. Polis cesedin 15 gün önce Kartal'da okul çıkışında kaybolan 10 yaşındaki Beratcan'a ait olabileceği ihtimali üzerine, durumu çocuğun ailesine bildirdi. Ailenin teşhisiyle de cesedin Beratcan Karakütük'e ait olduğu belirlendi.

CENAZE ADLİ TIP'TA
Beratcan'ın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

BABA TAZİYELERİ KABUL ETTİ
Beratcan Karakütük'ün ölüm haberini alan yakınları ve komşuları Beratcan'ın ailesinin evine geldi. Oldukça üzgün olduğu gözlenen baba Ergün Karakütük evin önünde taziyeleri kabul etti. Komşular Beratcan'ın ölümünden sorumlu olanlara tepki gösterdi.

KARABÜK'TE TOPRAĞA VERİLECEK
Beratcan'ın cenazesinin yarın sabah Adli Tıp Kurumu morgundan alınarak önce Kartal'daki evinin önüne getirileceği, buradan da memleketi Karabük'e götürülerek ikindi vakti toprağa verileceği öğrenildi. DHA

Türkiye o bombacıyı sınır dışı etmiş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Brüksel’deki terör saldısını gerçekleştiren bir saldırganı 2015’te Gaziantep’te yakalayarak sınır dışı ettiklerini belirterek, “Sınır dışı işlemini 14 Temmuz 2015’te nota ile Belçika Büyükelçiliği’ne iletmişiz. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır” dedi. Türkiye’nin iki şüpheli kardeş konusunda Avrupa’yı uyardığı da öğrenildi. Öte yandan gece saatlerinde Belçika'dan konuyla ilgili bir açıklama geldi. Belçika Adalet Bakanı Koen Geens, Türkiye'nin sınır dışı ettiği Brüksel'deki saldırıyı gerçekleştirenlerden İbrahim el Bakraoui'nin o dönem terör bağlantısının bilinmediğini söyledi.


Romanya Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “İnanıyorum ki dünya siyaseti eğer ittifak halinde terörün üzerine giderse bu işi çözeriz. Onun için dünya; terörü, teröristi, terörizmi yeniden tanımlamak zorundadır. Buyurun Brüksel’de saldırganlardan biri daha önce Haziran 2015’te Gaziantep’te yakalayıp sınır dışı ettiğimiz kişidir. Sınır dışı işlemini 14 Temmuz 2015’te nota ile Belçika Büyükelçiliği’ne iletmişiz. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır. Bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki uyarımıza rağmen Belçika terörizmle bağlantısını tespit edememiştir. Hatta burada Hollanda da söz konusudur. Kendi isteği üzerine Hollanda’ya da iade etmişiz. Ve nota ile oraya da bildirilmiştir. Ülkemizin hassasiyeti bakımından da bunu özellikle ifade ediyorum.”

Erdoğan’ın sözünü ettiği yabancı terörist savaşçının, Brüksel saldırılarının faillerinden biri olduğundan şüphelenilen Brahim El Bakraoui olduğu öğrenildi.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, El Bakraoui geçen haziran ayında Gaziantep’te yakalanarak temmuz ayında, idari kararla kendi talebi doğrultusunda Hollanda’ya sınır dışı edildi. Türkiye’nin El Bakraoui’nin yabancı terörist savaşçı olduğu yolundaki uyarısını birer notayla hem Hollanda’ya hem de Belçika’ya bildirmiş olduğu da kaydedildi.

Bakraoui kardeşler, 2013’te yasal yollardan Türkiye’ye giriş yaptı. Kardeşlerin, Suriye’ye geçtiği ve IŞİD kamplarına katıldıkları öğrenildi. IŞİD’in Kasım 2015 tarihindeki Paris saldırısından sonra Türkiye, AB’yi tekrar Bakraoui kardeşler konusunda uyardı.

BELÇİKA'DAN YANIT GELDİ

Belçika Adalet Bakanı Koen Geens, Türkiye'nin sınır dışı ettiği Brüksel'deki saldırıyı gerçekleştirenlerden İbrahim el Bakraoui'nin o dönem terör bağlantısının bilinmediğini söyledi.
Geens, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel'deki saldırganlardan birinin Gaziantep'te yakalanıp sını dışı edildiği yönündeki sözlerine ilişkin açıklamada bulundu. Kamu yayın kuruluşu VRT'ye konuşan Geens, İbrahim el Bakraoui'nin Türkiye'de yakalandığını ancak Belçika'ya değil, Hollanda'ya gönderildiğini söyledi. Bakan, "Terörizmle bağlantılı olmayan bir suçtan hapis yattı, şartlı olarak tahliye edildi. O dönem terör bağlantısı bilinmiyordu" dedi.

Hollanda Adalet Bakanlığı'ndan akşam saatlerinde yapılan açıklamada da konunun incelendiği, perşembe gününden önce ayrıntılı bilgi verilemeyeceği belirtildi. (hürriyet.com.tr)

"Saygınlığını sıçıp sıvama uzmanı"

Ali Ağaoğlu, tanıtımını yaptığı yeni projesinin toplantısında, skandal sözleriyle herkesi kızdırdı.


‘Ağaoğlu Central Park İstanbul’ adını alan projesini tanıtan Ali Ağaoğlu’nun toplantı sırasındaki açıklamaları sosyal medyanın gündemine oturdu. Ağaoğlu, Taksim saldırıları sonrası ‘ortanca’ hanımını ve oğlunu oraya götürdüğünü, ‘fakir’lerin karanfil, kendisinin ise gül koyduğunu açıklayarak bir skandala imza attı.

10 yıldan bu yana İstiklal Caddesi’ne gitmediğini belirten Ağaoğlu, “O gün de benim ortanca hanımın doğum günüydü. Ona sözüm vardı, Boğaz’a yemeğe götürecektim. Bir anda aklıma şey geldi. Açıkçası kanıma dokundu. Aldım hanımı, oğlanı da aldım. Aşağı yukarı 15 senedir de ben İstiklal Caddesi’ne hiç gitmemiştim. Hem benim için güzel bir nostalji oldu. Gittim, hanımla, çocukla olayın olduğu yere. Millet fakir, karanfil bırakıyor. Ben gül bıraktım.”

Sosyal medyada herkesin tepkisini çeken bu açıklamalara, ünlülerin de tepkisi gecikmedi.

Metin Uca: Kendi eli ile saygınlığını sıçıp sıvama uzmanı

Ayşe Arman: Gunaydin… Bu ne rezillktir ya!!! Bugun gazeteye de de yazdim… ‘Ortanca Hanim’ ne demek ya! Demek ki bunun küçüğü de var, büyüğü de… Kaç eşi var bu beyefendinin? Bu ülkede, erkeklerin kaç karısı olabiliyor? Biz bir tane olabiliyor diye biliyoruz ama anlaşılan yanlış biliyoruz…

Sadece çüşünüz demek istiyorum!!!!!
Bu kadar paran olunca, Ali Ağaoğlu olunca, normal mi oluyor??? Blz de bu pespayelige adamin parasi var diye itiraz edemiyor muyuz??? Diyebilirsiniz ki, “Sana ne! Alan razı, satan razı!” Hayır kardeşim, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak itiraz ediyorum, böyle bir şeyin normalleşmesinin bütün kadınların haklarına vurulmuş bir darbe olduğunu düşünüyorum… Eğer bu ülkede yasalar varsa, herkes için olsun!

Atilla Taş: Fakirin kuru karanfili, her gülden daha güzeldir. Gönülden vermiyorsun eğer, o gül değil, sırf dikendir!

Ali Ağaoğlu’nun Taksim açıklaması sosyal medyayı salladı

Ali Ağaoğlu'nun Taksim saldırısıyla ilgili yaptığı açıklama sosyal medyayı salladı.


10 yıldan bu yana İstiklal Caddesi’ne gitmediğini belirten Ağaoğlu, “O gün de benim ortanca hanımın doğumgünüydü. Ona sözüm vardı, Boğaz’a yemeğe götürecektim. Bir anda aklıma şey geldi. Açıkçası kanıma dokundu. Aldım hanımı, oğlanı da aldım. Aşağı yukarı 15 senedir de ben İstiklal Caddesi’ne hiç gitmemiştim. Hem benim için güzel bir nostalji oldu. Gittim, hanımla, çocukla olayın olduğu yere. Millet fakir, karanfil bırakıyor. Ben gül bıraktım.”

“SALDIRININ ARDINDAN 10 YIL SONRA İSTİKLAL CADDESİ’NE GİTTİM”

Bugüne kadar 35 binin üzerinden konut inşa ettiğini belirten Ali Ağaoğlu, bu projenin kendisi için dönüm noktası olduğunu söyledi. 10 yıldan bu yana İstiklal Caddesi’ne gitmediğini belirten Ağaoğlu, İstiklal Caddesi’nde yaşanan intihar saldırısının ardından, eşi ve çocuğu ile olay yerine giderek gül bıraktığını söyledi. Ardından ailesi ile birlikte yaşamın içine karıştığını anlatan Ağaoğlu, “Hayat devam etmeli, devam edecek. Kabuğumuza çekilmeyeceğiz. Terörü lanetliyorum. Terörün istediği insanların korkarak evlerine çekilmeleri” diye konuştu.

“HİÇBİR ŞEKİLDE TEDİRGİNLİĞİM YOK”

17 Aralık sürecinde Rıza Sarraf’la göz altına alınan Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanması sorusu üzerine, “Bu projede imar yönünden bir haksızlığa uğramıştık. Bir üst mahkeme verdiği kararla ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu. Central Park’ın bulunduğu alan zaten imarlı bir alandı, yeniden imara açılan bir bölge değildi. FETÖ denen terör örgütüne mensup hakimler görevden alındıktan sonra bize iptal kararı verildi. Bir üst mahkeme haklılığımızı tescil etti, yolumuza devam ediyoruz” dedi. Tedirginlik yaşamadığını söyleyen Ağaoğlu, “Hak etmediğim olayların içinde olmak beni üzmüştü. Hiçbir şekilde tedirginliğim yok. Hiçbir şekilde tedirginliğim yok. Çünkü hayatım boyunca devlete, yasalara son derece saygılı bir insan oldum. Hayatım boyunca yamuk yumuk işlerde olmadım. İşimi takip etmenin mağduru oldum” dedi. DHA

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Zarrab’ tweeti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İran asıllı Türk vatandaşı İşadamı Reza Zarrab'ın Amerika'da tutuklanmasını twitter hesabından değerlendirdi.


Kılıçdaroğlu takipçileriyle paylaştığı mesajında, “Reza Zarrab Türkiye’de hayırsever, Amerika’da 75 yıl hapsi istenen bir iş adamı! Zarrab acaba şimdi önüne yatacak Bakan bulabilecek mi?” ifadelerini kullandı. DHA

Memurların mesai saati değişiyor

Saatlerin 1 saat ileri alınmasıyla birlikte memurların mesai saatleri de değişecek.


Gün ışığından sabahları daha az, öğleden sonra daha fazla yararlanmak ve elektrik tasarruf yapabilmek amacıyla geçilecek olan yaz saati uygulaması memurların mesai saatlerinde de değişime neden olacak.

Kış saati uygulamasıyla birlikte memurların mesai saatlerini 08.00-12.00 ile 12.30-16.30 olarak belirleyen İstanbul Valiliği, yaz saati uygulamasıyla birlikte çalışma saatlerini 08.30-12.00 ile 13.00-17.00 olarak düzenledi. 28 Mart Pazartesi gününden itibaren uygulamaya geçilecek olan yeni mesai saatleri kış saati uygulamasına kadar geçerli olacak.

26 Mart Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece 03.00′te saatler 1 saat ileri alınarak 04.00′e ayarlanacak. Uygulama gün ışığından daha fazla faydalanmak amacıyla gerçekleştiriliyor.Yaz saati uygulaması, geçen yıl 25 Ekim’de sona ermesi gerekirken, 1 Kasım Genel Seçimleri nedeniyle 8 Kasım’a ertelenmişti. 8 Kasım’da başlayan ve yaklaşık 4,5 ay süren kış saati uygulaması, 27 Mart 2016 Pazar günü yaz saati uygulamasına geçilmesiyle beraber sona erecek. Kış saati uygulamasına ise 30 Ekim 2016 Pazar günü 04.00′ten itibaren bir saat geri alınarak geçilecek.

26 Mart Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece 03.00′te saatler 1 saat ileri alınarak 04.00′e ayarlanacak. Uygulama gün ışığından daha fazla faydalanmak amacıyla gerçekleştiriliyor.

23 Mart 2016 Çarşamba

Yanlış iğne 200 kuzuyu telef etti iddiası

Kayseri'nin Develi ilçesinde hayvancılık yapan Nail Çobanoğlu, 200 kuzunun veterinerin yanlış iğne kullanmasından dolayı telef olduğunu ileri sürdü.   


Kayseri'nin Develi ilçesi Sindelhöyük Mahallesi'nde hayvancılıkla uğraşan Nail Çobanoğlu, 19-20 kuzudan birinin sakat doğduğunu ve endişelenerek veterinere haber verdiğini söyledi. Veteriner A.U.'nun "Vitaminsizlikten kaynaklanıyor. Akşam üzeri gelip iğne vururum" dediğini aktaran Nail Çobanoğlu, "Veteriner A.U. geldi ve dediği gibi iğne yapmaya başladık. Saat 21.00'da iğne vurma işi bitti. Gece yarısı ahıra gelerek kuzuları kontrol ettiğimde, kuzular kendilerini yerden yere vuruyordu. Sabaha karşı 03.00'da yeniden kontrol ettiğimde kuzulardan birkaçı ölmüştü. Veterineri aradım ancak cevap vermedi" dedi. 

Aracına atlayarak veteriner A.U.'nun evine gittiğini anlatan Nail Çobanoğlu, "Kuzuların kendini yerden yere vurduğunu ve ölmeye başladığını söyledim. Ne yapacağımızı sorduğumda 'hemen kalp takviyesi yapalım' dedi bana. Ahıra geldik ve kuzulara dediği gibi kalp takviyesi yapmaya başladı. Ancak kuzuların ölümü bu takviye sonrasında hızlandı. Veterinerin iğne yaptığı kuzu öldü. Kuzular teker teker ölünce ben de acı içinde kıvranıyordum" diye konuştu.

Nail Çobanoğlu, kuzuların ölmeye başlamasıyla birlikte veteriner A.U.'nun da dayanamayarak iğne yapmayı bırakıp gittiğini, kuzuların akıbetini sormadığını ifade ederek, "Jandarma geldi ve veteriner A.U.'dan davacı oldum. 200 kuzum telef oldu. İlçe Tarım Müdürlüğü iki defa geldi ve rapor tuttu, savcılık soruşturma başlattı. Bizim kaybımız çok büyük" dedi.

Beratcan'dan acı haber

15 gündür kayıp olan Beratcan'ın cesedi Tuzla’da bir ormanlık alanda bulundu.


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri, 15 gündür kayıp olan minik Beratcan Karakütük ile ilgili yeni bir ihbarı değerlendirdi. Ekipler, minik çocuğun cesedini Tuzla'da Tepeören'de ormanlık alanda buldu. Beratcan'ın cesedi ilk incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

15 GÜNDÜR ARANIYORDU

15 gün önce kaybolan ilkokul öğrencisi Beratcan Karatürk için ailesi ve polisin yanı sıra vatandaşlar da seferber olmuştu. Beratcan için kayıp olduğu 15 gün içinde polise ihbar yağmıştı ancak sonuca ulaşılamamıştı. Kartal'da oturan Beratcan'ın cansız bedeni ise Tuzla'da bulundu. Beratcan'ın dayısı "Evladımızın yaşadığından ümitliyiz. Her ihtimali değerlendirmek istiyoruz. Belediye ekipleri ile birlikte giremediğimiz yerlere girip arama yapmak istiyoruz" diye konuştu. DHA

Suriyeli dilenciler 1 saatte 810 lira topladı

Çanakkale’de zabıta ekiplerince yakalanan Suriye uyruklu karı koca oldukları iddia edilen iki dilencinin üstünden toplam 810 lira çıktı. İzmir’den geldiklerini ve bir saattir dilendiklerini söyleyen dilencilerin her birine 105 lira para cezası kesildi.


Çanakkale Belediyesi Zabıta ekipleri bugün Esenler Mahallesi Şehitler Cami’nin önünde Suriyeli uyruklu bir kadın dilencinin vatandaşı rahatsız ettiğini öğrendi. Olay yerine giden zabıta, 45 yaşındaki Ahmad Hamo ile 43 yaşındaki Sena Hamati’yi dilenirken yakaladı. Çanakkale Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne götürülen dilencilerin İzmir’den Çanakkale’ye geldikleri öğrenildi. Bir saattir dilendiklerini ifade eden Hamo ve Hamati’nin üzerinden 810 lira çıktığı belirtildi. Kabahatler Kanunu’na göre her biri için 105 lira para cezası kesilen Ahmad Hamo ve Sena Hamati, serbest bırakıldı. DHA

Amasya'da 5 bin kişi Şehidini uğurladı

Mardin'de polis zırhlı aracının geçişi sırasında PKK'lı teröristler tarafından yola döşenen bombanın patlatılması sonucu şehit olan komiser yardımcısı 25 yaşındaki Kubilay Er'in cenazesi memleketi Amasya'nın Merzifon ilçesi'nde toprağa verildi.


Mardin'de polis zırhlı aracının geçişi sırasında PKK'lı teröristler tarafından yola döşenen bombanın patlatılması sonucu şehit düşen Özel Harekat komiser yardımcısı Kubilay Er memleketi Amasya'nın Merzifon ilçesi'nde son yolculuğunu uğurlandı. Şehit Özel Harekat Komiser Yardımcısı Kubilay Er'in naaşı sabah saaat 10.30'da ilçeye bağlı Bahçeleriçi Mahallesi'ndeki baba evine getirilerek helallik alındı. Okunan Kuran-ı Kerim ve duaların ardından şehit Kubilay Er'in cenazesi törenin düzenleneceği Cumhuriyet Meydanı'na getirildi. Öğle namazı sonrasında Amasya Müftü vekili Adem Ayrancı'nın kıldırdığı cenaze namazının ardından törene katılan yaklaşık 5 bin kişiden şehit için helallik alındı. Dua edilmesinin ardından şehit Kubilay Er'in naaşı tören mangası tarafından omuzlarda cenaze aracına kadar taşındı. Şehit komiser Yardımcısı Kubilay Er'in cenazesi törene katılan vatandaşların eşliğinde Merzifon ilçe girişine kadar götürüldü. Buradaki Poliş şehitilğinde toprağa verildi.

Cenaze töreninde şehidin babası Hüseyin Er (60) ve annesi Ayşe Er'in ayakta durmakta güçlük çekti. Cenaze töreni'ne Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin, AK Parti Amasya Milletvekilleri Naci Bostancı ve Haluk İpek, CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Merzifon Kaymakam vekili Hayatı Taşdan, Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, kamu kurum müdürleri ve yaklaşık 5 bin kişi katıldı. DHA




Ebru Gündeş'in alışveriş puanları 300 bin lira!

Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin, Ebru Gündeş'in alışverişlerden topladığı puanların 300 bin liraya ulaştığını iddia etti.



Eğin'in yazısının ilgili kısmı şöyle... Yaptığınız alışverişler karşılığında puan topluyorsunuz, bu puanlar daha sonra paraya çevriliyor ve mağazada alışveriş yapabiliyorsunuz.

Türkiye’nin cari açığını kapamakla övünen ve adı yolsuzluk iddialarının tepesine oturan Reza
Zarrab‘ın şarkıcı eşi Ebru Gündeş de Harvey Nichols‘ın müşterilerinden biri.

Erkek kardeşiyle birlikte Zarrab‘ı bile dolandırdığı tapelere yansıyan Gündeş hesabını, kitabını iyi biliyor, yaptığı her alışverişi puan kartına işletiyor.

Gündeş‘in alışverişlerden kazandığı hediye kartında kaç para birikmiş dersiniz? 300 bin TL olduğu söyleniyor.

Hayır hayır 300 bin TL’lik alışveriş yapmamış. Kimbilir bunun kaç katı yapmış ki 300 bin TL ödül olarak kartında birikmiş.








Fatih Portakal'dan Ebru Gündeş yorumu: Var bir iş!

Reza Zarrab'ın Miami'de tutuklanmasının ardından Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönmesi üzerine Fatih Portakal'dan ilginç bir yorum geldi.


Reza Zarrab, Miami'de tutuklandığı sırada Ebru Gündeş ve kızının da yanında olduğu ortaya çıktı. Fakat daha sonra Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönmeye ve davayı Türkiye'den takip etmeye karar verdiği açıklandı.
Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönme kararı Fatih Portakal'ın dikkati çekmiş olacak ki Twiter'dan "var bunda bir iş!" yorumu yaptı.
Portakal'ın "Bir eş, eşini Amerika'da en zor gününde Nasıl bırakır da döner? Para sorunları da yok. Var bunda bir iş!" tweetine pek çok cevap geldi.

Ali Ağaoğlu: Tedirgin değilim

17 Aralık sürecinde Reza Zarrab'la birlikte gözaltına alınan iş adamı Ali Ağaoğlu, Zarrab'ın ABD’de tutuklanması sorusuna çarpıcı yanıtlar verdi...
17 Aralık sürecinde mühürlenerek yapımı durdurulan, sonraki süreçte ise ‘Ağaoğlu Central Park İstanbul’ adını alan proje lansmanında konuşan Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, 17 Aralık’ta gözaltına alındığı işadamı Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanması ile ilgili olarak, “Hiçbir şekilde tedirginliğim yok. Çünkü hayatım boyunca devlete, yasalara son derece saygılı bir insan oldum. Hayatım boyunca yamuk yumuk işlerde olmadım. İşimi takip etmenin mağduru oldum” diye konuştu.
“HİÇBİR ŞEKİLDE TEDİRGİNLİĞİM YOK”
17 Aralık sürecinde Rıza Sarraf’la göz altına alınan Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf’ın ABD’de tutuklanması sorusu üzerine, “Bu projede imar yönünden bir haksızlığa uğramıştık. Bir üst mahkeme verdiği kararla ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu. Central Park’ın bulunduğu alan zaten imarlı bir alandı, yeniden imara açılan bir bölge değildi. FETÖ denen terör örgütüne mensup hakimler görevden alındıktan sonra bize iptal kararı verildi. Bir üst mahkeme haklılığımızı tescil etti, yolumuza devam ediyoruz” dedi. Tedirginlik yaşamadığını söyleyen Ağaoğlu, “Hak etmediğim olayların içinde olmak beni üzmüştü. Hiçbir şekilde tedirginliğim yok. Hiçbir şekilde tedirginliğim yok. Çünkü hayatım boyunca devlete, yasalara son derece saygılı bir insan oldum. Hayatım boyunca yamuk yumuk işlerde olmadım. İşimi takip etmenin mağduru oldum” dedi. dha