28 Mayıs 2016 Cumartesi

Vize serbestisiyle ilgili yol haritası gelecek hafta belirlenecek

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve Dışişleri Bakanlığı kaynakları, vize serbestisi konusunda Türkiye ve AB'den uzmanların gelecek hafta görüşerek bir yol haritası belirleyeceklerini belirtirken, bu ziyaretin ardından Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı Ömer Çelik ve Avrupa Timmermans'ın tekrar bir araya geleceği belirtildi.

Reuters’ın edindiği bilgiye göre; bugün Antalya’da yapılan En Az Gelişmiş Ülkeler toplantısı sırasında Çavuşoğlu, Çelik ve Timmermans üçlü bir toplantı gerçekleştirerek vize serbestisi sürecinde yaşanan pürüzleri ele aldı.

AB haziran ayı sonunda Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması için Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “terörizm tanımı”nda değişiklik yapılmasını talep ederken, Ankara PKK ile mücadelenin sürdüğü bir dönemde bu değişikliğin yapılamayacağını belirtiyor. Antalya’da yapılan üçlü görüşmenin “yapıcı ve verimli” geçtiğini belirten dışişleri kaynakları “Görüşmede, Türkiye ve AB’den uzmanların önümüzdeki hafta bir araya gelerek izlenecek bir yol haritasını belirlemeleri, ardından bakanlar Çavuşoğlu ve Çelik’in, Timmermans’la tekrar bir araya gelmeleri konusunda mutabakata varıldı. Akabinde, üzerinde görüşülen ve uzlaşılan konular hakkında liderler seviyesinde de bir araya gelinebileceği hususu gündeme geldi” dedi.

Görüşmenin ardından Twitter hesabından açıklamalarda bulunan Timmermans da görüşmenin “yapıcı” geçtiğini belirtirken, “Türkiye ve AB vize serbestisi konusunda kalan son engelleri aşmada ortak kararlılığa sahip” dedi ve AB’den bir uzman heyetin haftaya Türkiye’yi ziyaret edeceğini belirtti. Sözcü

27 Mayıs 2016 Cuma

Sosyal medyadaki şok fotoğrafa soruşturma açıldı

Sosyal medyada yer alan 5 yaşındaki çocuğa sigara içerilmesi görüntüleri üzerine harekete geçen savcılık, görüntüyü çektiği iddia edilen kadının, bir yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Sosyal medyada, 5 yaşındaki bir kız çocuğuna sigara içirildiği görüntülerin gündem olması üzerine harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, videoyu çeken kadın hakkında soruşturma başlattı.
Kocaeli Gölcük’te yaşadığı belirlenen 28 yaşındaki P.S.’nin talimatla ifadesini alan İstanbul Cumhuriyet Savcılarından Sait Yakışan şüpheli kadın hakkında iddianame düzenledi. 5 yaşındaki Y.E.’nin mağdur olarak yer aldığı iddianamede, şüpheli P.S.’nin 2011 doğumlu mağdur Y.E.’ye sigara içirdiği ve bunu videoya kayıt ederek sosyal paylaşım sitesi instagramda yayınladığı anlatıldı.

“HADİ ABLA EVCİLİK OYNAYALIM”

İddianamede, şüpheli P.S.’nin ifadesinde, kendisinin sigara içmediğini ve Y.E.’ye de sigara içirmediği söylediği kaydedildi. Hakkındaki suçlamaları reddeden P.S.’nin 10 Mart 2016 tarihinde kuzeni G.E.’nin İstanbul Beyoğlu’ndaki evine misafirliğe gittiğini belirterek, “16 Mart 2016 günü saat 10.30 sıralarında kuzenim Eminönü’ne gitti. Ben ve kuzenimin kızı olan Y.E. evde yalnız kaldık. Ben lavaboya geçmiştim. Sonra lavabodan çıktım ve mutfakta Y.E'’nin elinde sigara olduğunu gördüm. Y.E bana ‘Hadi abla evcilik oynayalım’ dedi. Ben de şaka maksadıyla telefonumun kamerasını açarak yaklaşık 10 saniye kadar görüntüsünü çektim” dediği kaydedildi.

“BEN SİGARA İÇMEM ŞAKA OLSUN DİYE ÇEKTİM”

Y.E.’nin bu sırada sigarayı bir kez çekip bıraktığını belirten şüpheli P.S., “Ben de daha sonra sigarayı elinden alarak söndürdüm. Ben sigara kullanmam. Sigara Y.E'nin babasına aittir ve sürekli mutfak tezgahının üzerinde bulunur. Ben sigarayı yaktığını sonradan elindeyken gördüm. Şaka olsun diye videosunu çekerek yayınladım. Yoksa Y.E'ye sigara içirmek için yapmadım. Görüntülerde ben gözükmüyorum ama ‘Güzel içiyorsun valla, helal olsun, ee kaç yıldır içiyorsun sigarayı, çok yıldır içiyorsun’ diyen kişi benim” ifadelerini kullandı.

1 YILA KADAR HAPİSLE YARGILANACAK

Şüphelinin eylemini gizlemediği anlatılan iddianamede, “Sağlık için tehlikeli madde temin etmek” suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Şüpheli P.S.’nin önümüzdeki aylarda yargılanmasına başlanacak. Hürriyet

Davutoğlu Ankara’da yaşayacağı evi buldu

Başbakanlık görevini bırakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da yeni yaşayacağı evi buldu. Davutoğlu’nun önümüzdeki günlerde Ankara Çayyolu’nda bulunan bir siteye taşınacağı öğrenildi.

Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun da fikrini alarak sitede bulunan evi kiraladığı bildirildi.

Davutoğlu’nun taşınacağı sitede müstakil evler 4 katlı, 6 oda ve 1 salondan oluşuyor.

Eski başbakanlara görevi bıraktıktan 5 koruma verilirken Davutoğlu’na son dönemde yaşanan terör olayları nedeniyle 15 koruma verildiği öğrenildi.

Genellikle İstanbul’daki evinde yaşayacak olan Davutoğlu, milletvekilliği görevini de yerine getireceğinden Ankara’ya ziyaretlerinde bu evde kalacak.

Davutoğlu’nun Ankara Bilkent Üniversitesi’de eğitim gören oğlu Mehmet Davutoğlu da öğrenim süresi boyunca bu evde yaşayacak.






Bharara: Zarrab Türkiye’ye kaçarsa iadesi mümkün değil, rüşvetle işini görür

Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) New York’ta görülen davasında 17 Aralık iddianamesini mahkemeye delil olarak sunan Başsavcı Preet Bharara mahkemeyi de uyardı. Bharara, kefalet başvurusuna 29 sayfalık dosya ile itiraz ederken, Türkiye kaçması durumunda iade edilmesinin imkansızlaşacağı, Zarrab’ın Türkiye’de siyasilerle işini rüşvetle gördüğünü kaydetti.


ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) New York’ta görülen davasında Başsavcı Preet Bharara’nın iddiaları damga vurdu. Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman’ın mahkemeye sunduğu kefalet başvurusuna itiraz eden başsavcı Bharara, “Zarrab Türkiye’ye kaçarsa iadesi mümkün değil, rüşvetle işini görür” dedi.

Başsavcı Bharara, Zarrab’ın kefalet başvurusuna neden itiraz ettiklerini davaya bakan yargıç Richard Berman’a sunduğu 29 sayfadan oluşan müzekkeresinde kanıtlarla açıkladı. Zarrab’ın 19 Mart 2016’da Miami’ye ailesi ve çalışanları ile birlikte giriş yaparken gümrüğe verdiği bilgide yanında 103 bin dolar nakit para getirdiğini beyan ettiği belirtildi. FBI’ın kendisini tutuklamasından sonra Zarrab’ın üzerinin arandığını ve bir iPhone ile bir çok şeyin bulunduğu kaydediliyor. Zarrab’ın sorgulamasında sadece Türk pasaportu bulunduğunu, son 10 yılda Londra, Avrupa, Çin, Singapur ve Tayland’a seyahat ettiğini, Rusya, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Mısır ve Lübnan’a yaptığı seyahatleri beyan etmeyerek yalan söylediği, kendisine ait İran ve Makedonya pasaportları ile nerelere seyahat ettiğininin bilinmediği belirtildi.

ZARRAB’IN VARLIĞI

Zarrab’ın ön sorgulaması sırasında, altın ticareti, mobilya işi ve dükkan kira geliri olarak yılda 720 bin dolar kazandığını beyan ettiği, ancak bu rakamın kendisine ait büyük holdingleri, özel uçağı, 17 otomobili ve yatları olduğundan eksik ve yanlış olduğu kaydedildi. Buna örnek olarak Zarrab’ın 19 Nisan 2014 tarihinde konuk olduğu A-Haber’de yayınlanan ‘Yaz Boz’ isimli programda yaptığı açıklamaları delil olarak gösterildi. Zarrab’ın röportajını kelimesi kelimesine baştan sonra mahkemeye delil olarak sunan Başsavcılık, Amerikan ambargosu empoze edilmeden önce bir dönem, günde bir ton altın ihracat ettiğini söylediği ve ayrıca programın Youtube’daki video linkini delil olarak gösterdi.

İADE EDİLMİYOR

Raporda ayrıca Zarrab’ın kefalet koşullarının suçlamaların özellikleri ve delillerin ağırlığı nedeniyle ciddi bir kaçma riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Ayrıca son 10 yılda seyahat ettiği ülkelerin ismi sorulduğunda Zarrab’ın yalan söylediği, geçmişte giriş yaptığı ülkeler arasında ABD ile “Suçlu İade Anlaşması” bulunmayan ülkelerin de bulunmasına da yer verildi. Türkiye’nin ABD ile Suçlu İade Anlaşması bulunduğunu hatırlatan Bharara, buna rağmen Türkiye’nin vatandaşlarını iade etmediğini, ayrıca Türk savcının hazırladığı rapora dikkat çekerek, Zarrab’ın ABD’ye iade edilme ihtimalini görmediğini belirtti. Başsavcı, 17 Aralık soruşturma raporunu kaynak göstererek, “Türkiye, vatandaşının iadesine izin verse bile, raporda görüldüğü üzere, davalı yüksek mevkideki Türk yetkililere rüşvet vererek işini görüyor. Türk cezaevinden bile kurtuldu” dedi.

17 ARALIK İLE FBI KANITLARI TUTUYOR

Başsavcı Preet Bharara’nın mahkemeye sunduğu belgeler üzerinde değerlendirme yapan ABD’deki Türk Ceza Avukatı Rıza Dağlı, Zarrab’ın kefalet başvurusunu başsavcının neden reddettiğini şöyle açıkladı: “Başsavcı, öncelikle 17 Aralık iddianamesinin doğru ve hatasız olduğuna inandığını kaydediyor. En önemlisi, Türk savcının hazırladığı 17 Aralık iddianamesi ile ilgili rapor ile FBI’ın ele geçirdiği elektronik posta kayıtları ve diğer kanıtlarla tutarlı olduğunu iddia ediyor.”
New York’un dışında New Jersey Federal Mahkemeleri’ne 9 yıl süreyle Başsavcı yardımcılığı görevinde bulunduktan sonra Brach/Eichler Hukuk Firması’nda ceza avukatı olarak çalışmaya başlayan Rıza Dağlı, Hürriyet’e yaptığı açıklamada ayrıca şunlara dikkat çekti: “Başsavcının kefalete razı olmaması için çok etken var. Birincisi çok zengin olduğu için kaçmasının kolay olacağını düşünüyor. Zarrab’ın Miami’deki ilk sorgulamasındaki ifadelerinin doğru olmadığını ve FBI’a yalan söylediğini tespit etmiş. Mal varlığını gerçeğinden çok daha daha az göstermiş, bazı ülkelere giriş yaptığını saklamış. Başsavcı, Zarrab’ın ABD ile iade anlaşması olmayan ülkelere kaçabileceğine dair inandırıcı kanıtlar sunmuş. Bizim için sürpriz olan bir şey yok. 17 Aralık iddianamesi bilenen bir şeydi. Mahkemeye sunulan kanıtlar içinde FBI’ın sorgulması yeni, ancak çok çarpıcı bir unsur yok.” Dağlı, Zarrab hakkında Türkiye’deki siyasi yolsuzluk iddialarının da davaya kanıt olarak ilişitirilmesi ile Zarrab’ın Türkiye’deki siyasi figürlerle rüşvete dayalı bağlarını mahkemenin yargıcına gösterilerek, ABD’den kaçması durumunda iade edilmesini yine rüşvet yoluyla engelleyebileceğine dikkat çekilmiş. cnntürk

Reza Zarrab'ın cep telefonundan çıkan görüntüler








Yargıtay’dan Bahçeli’ye demokrasi dersi!

Yargıtay’ın, MHP’yi Genel Kurul'a taşıyan yerel mahkeme kararının onamasına ilişkin gerekçeli karar açıklandı. 7 sayfalık kararda Yargıtay, MHP yönetimine adeta demokrasi dersi verdi.

Kararda, “Olağanüstü kongre talebi delege sayısının 5'te 1'in ulaşan üyelere kanunen tanınmış haktır'' denildi ve şu görüşlere yer verildi:

‘'MHP tüzüğünün 63. maddesindeki ifade, 5'te 1 delegenin olağanüstü kongre talebinin genel başkan ve merkez yönetim kurulunun takdirine bırakıldığı anlamına gelmez. Aksi yöndeki anlam, yeter sayıdaki delegeye tanınan hakkı işlevsiz hale getirir. Yeter sayıda üyenin kongre talebine ilişkin toplu irade beyanlarının iyi niyetli olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme de, yapılamaz. Çünkü kanun 5'te 1 oranına ulaşan üyeye olağan üstü kongre talep etme hakkı vermiştir'' Sözcü

Türkiye hangi parayla tatile gidiyor?

Ek iş mi, para biriktirmek mi? Yoksa kredi mi? İşte Türkiye ve dünyada tatile çıkanların tatil masraflarını karşılama yöntemleri…


Tatil mevsimi başlamak üzere; haliyle planlar yapılıyor, bütçeler denkleştiriliyor. Peki bütçeyi yormamak için en çok hangi yöntemler kullanılıyor? Para biriktirmek mi, taksitle ödemek mi, borç ya da kredi almak mı, ek iş yapmak mı yoksa diğerleri mi? Seyahat sitesi momondo, bu sorunun yanıtını bulmak için Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 20 ülkede katılımcılara tatil masraflarının bütçeleri üzerindeki yükünü azaltmak için hangi yöntemlere başvurduklarını sordu. Katılımcıların birden fazla yanıtı tercih edebildikleri araştırmanın en dikkat çekici sonuçları şöyle:

HER İKİ KİŞİDEN BİRİ YIL BOYU KENARA PARA AYIRIYOR

Türklerin yüzde 50'si, güzel bir tatil yapabilmek için yıl boyunca düzenli olarak kenara para ayırdığını söylüyor. 18-22 yaş arası gençlerde yıl içinde tasarruf yapma oranı daha da yükselirken, oranın en düşük olduğu grup 56-65 yaş grubu. Coğrafi bölgeler arasındaysa liderlik yüzde 55'le Ege Bölgesi'nde.

TAKSİTLE ÖDEMEDE DÜNYA İKİNCİSİYİZ

İkinci sırada yüzde 30'la tatilini taksit taksit ödemeyi seçerek tatil harcamalarını farklı aylara bölüştürmeyi seçenler yer alıyor. Taksitli ödemeyi en çok tercih edenlerse 23-35 yaş grubu. Diğer yandan Türkiye bu oranla Brezilya'nın (yüzde 41) ardından tatilini en çok taksitle ödeyen ülke konumunda

ORTAKLAŞA PARA BİRİKTİRENLERİN ORANI YÜZDE 20

Üçüncü sırada ise tatil planları doğrultusunda yıl içinde arkadaşları veya ailesiyle konuşup, onlarla ortaklaşa bir hesaba para yatıranlar yer alıyor. Tahmin edilebileceği üzere bu tür birikim yapma oranın en yüksek olduğu grup, yüzde 30'la 18-22 yaş grubu.

GENÇLER TATİL İÇİN EK İŞ YAPIYOR

Katılımcıların yüzde 15, tatil bütçesini denkleştirmek için yıl içerisinde ek iş yaparak para biriktirdiğini söylüyor. Oran erkeklerde yüzde 17'ye, 18-22 yaş arası gençlerde yüzde 19'a kadar çıkıyor. Bu sonuçlara göre Türkler, tatil için ek işe en çok ihtiyaç duyan üçüncü ülke konumunda. İlk iki sırada ise yüzde 20'lik oranla Çinliler ve Ruslar yer alıyor.

TATİL KREDİSİNE EN ÇOK BAŞVURAN ÜLKEYİZ

Yüzde 13 ise güzel bir tatil için banka kredisi aldığını söylüyor. En çok kredi alanlar 56-65 yaşları arasındakiler. Ailesinden veya arkadaşlarından borç alanların oranı ise yüzde 7. 18-22 yaş arası gençlerde borç alma oranı yüzde 13'e kadar çıkıyor. Sonuçlara göre Türkiye dünyada en çok tatil kredisine başvuran ülke. İkinci sırada yüzde 10'la Çin ve üçüncü sırada yüzde 6'yle Brezilya yer alıyor.

TATİL İÇİN EŞYA SATAN DA VAR

Son olarak tatildeyken evini kiraya vererek para kazananların oranı yüzde 4, tatil bütçesi için bazı eşyalarını bit pazarında ya da online platformlarda satanların oranı ise yüzde 3.

PARA BİRİKTİRMEYE İHTİYAÇ DUYMAYAN DA VAR

Diğer yandan Türkiye'nin yüzde 18'i tatile çıkmadan önce herhangi bir yöntemle para biriktirmediğini söylüyor.

Suudi Arabistan’da “hayvanlarla fotoğraf çektirmek günahtır” fetvası

El Arabiya’nın haberine göre, Suudi Arabistan’ın en yüksek dini otoritesi olan Din Adamları Yüksek Konseyi’nin üyesi Şeyh Salih Bir Favzan El-Fazvan, kedi, köpek gibi hayvanlarla fotoğraf çekmenin İslam’a aykırı bir Batı adeti olduğunu iddia ederek, bu tür fotoğraf çekilmesinin engellenmesi için fetva verdi.


“MODA HALİNE GELDİ, MECBUR KALMADIKÇA HAYVANLARLA FOTOĞRAF ÇEKİLMEYİN”

Düzenlediği haftalık dini programda izleyici sorularını yanıtlayan El-Favzan, bir soru üzerine Suudi Arabistan’da evcil hayvanlarla fotoğraf çekmenin tıpkı Batı’da olduğu gibi moda haline geldiğini söyleyerek, “Mecbur olmadıkça hayvanlarla fotoğraf çektirmek günahtır. Ne kedi, ne köpek, ne kurt, ne de başka bir şey” diye konuştu.


Reza’nın avukatından flaş hamle!

New York'ta tutuklu bulunan Reza Zarrab'ın avukatı Benjamin Brafman, kefalet isteğine itiraz eden Başsavcı Preet Bharara'nın açıklamalarına karşı yeni bir girişimde bulundu.


Brafman, Zarrab’ın davasına bakan Yargıç Richard Berman’a bir dilekçe yazdı. Bu dilekçede, New York Güney Bölgesi Başsavcısı Bharara’nın, Zarrab’ın kefaletle serbest bırakılması talebine itirazına karşı cevap hakkı kullanılacağını ve konuya ilişkin ek dilekçeyi 31 Mayıs günü saat 12:00’a kadar mahkemeye iletmek için izin istedi.

ABD’li avukat dilekçesinde, “Savcılığın doğru olmayan ve temelde kusurlu argümanlar” ile kefalet taleplerine karşı çıktığını savunarak, kendilerine cevap hakkı verilmesini talep etti. Dilekçede “Mahkemeye konuyla ilgili kritik öneme sahip bazı ek bilgiler de göndereceğiz” ifadelerine yer verildi.

ABD’de hafta sonu ve Pazartesi gününün tatil olması nedeniyle, Salı gününe kadar zaman verilmesi talebini ileten Brafman, 2 Haziran’da görülecek kefalet duruşmasının ertelenmesini istemediklerini de dilekçede belirtti. Yargıç Berman’ın, Zarrab’ın talebini kısa süre içinde değerlendirmesi bekleniyor. (DHA)

26 Mayıs 2016 Perşembe

Müslüman erkek öğrencilere tokalaşma zorunluluğu

İsviçre'nin Basel kentinde Suriyeli iki Müslüman erkek öğrencinin, kadın öğretmenleriyle tokalaşmayı reddetmesi üzerine, kentin eğitim kurumundan tokalaşma zorunluluğu kararı çıktı.

İsviçre'nin Basel kentinde, Müslüman erkek öğrencilere, kadın öğretmenlerinin elini sıkma zorunluluğu getirildi.

İsviçre medyasında yer alan haberlere göre, Basel'de Suriyeli 14 ve 16 yaşlarındaki iki Müslüman erkek öğrencinin, kadın öğretmenleriyle tokalaşmayı dini gerekçelerle reddetmesi sonrası, kentin eğitim kurumu bir karra aldı.

Kurum, Müslüman erkek öğrencilere, gerektiğinde kadın öğretmenlerin elini
sıkma zorunluluğu getirdi.  Karara uymayan öğrencilerin ailelerinin 5 bin frang (yaklaşık 5 bin dolar) para cezasına çarptırılacağı belirtildi.

Kararın erkeklerin, kadınların ellerini sıkmasının İslamın temel ilkeleriyle ters düşmediği gerekçesiyle alındığı ifade edildi.

İsviçre'de geçen nisan ayı başında iki erkek öğrencinin kadın öğretmenleriyle tokalaşmayı reddetmesi üzerine, bu öğrencilere konuyla ilgili karar alınana kadar kendi isteklerine göre hareket etme izni verilmişti.

Geride kalan iki aylık süre içinde İsviçre hükümeti ve eğitim kurumları, öğrencilere verilen bu geçici izin kararını eleştirmişti. İsviçre Adalet Bakanı Simonetta Sommaruga da kararı eleştirerek, tokalaşmanın İsviçre kültürünün bir parçası olduğunu belirtmişti.

Öte yandan, bu iki öğrencinin ailelerinin İsviçre'de vatandaşlık başvurularının da askıya alındığı ifade edildi. ntv

Otelciler kötü haberi verdi

Türkiye Otelciler Birliği (TÜRBO) Başkanı Timur Bayındır; sektörün Mayıs ayı performansının ardından, turizmde bu yıl çift haneli daralma yaşanmasının kesinleştiğini söyledi.

Bayındır, Rusya ile gerilen ilişkiler, son dönemde yaşanan bombalı saldırı olayları ve artan güvenlik endişeleri nedeniyle İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelindeki otel doluluk oranlarının sert düşüş kaydettiğini belirtti.

Yaz dönemine ilişkin rezervasyonlarda da kayda değer bir iyileşme yaşanmaması ve fiyat düşüşleri nedeniyle önümüzdeki aylarda gelirlerdeki düşüşün daha da hızlanacağını tahmin ettiklerini belirten Bayındır; yıl sonu gelir hedeflerine ulaşılmasının mümkün görünmediğini ifade etti.
Turizm, Türkiye'nin cari açığın finansmanında en büyük kalemlerden biri konumunda bulunuyor.
Güncel OVP'ye göre turizm (seyahat) gelirlerinin 2015'te 27 milyar dolara gerilemesi ve 2016'da da bu seviyede kalması bekleniyor.

İLK ÇEYREKTE DARALDI

TÜİK verilerine göre, turizm gelirleri ilk çeyrekte yüzde 16.5 azalarak 4.07 milyar dolar oldu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinin açıkladığı Ocak-Mart verilerine göre, yabancı ziyaretçi sayısı da yüzde 10.3 düşüşle 4.06 milyon kişi oldu.

TÜROB'un geleneksel öğle yemeğinde Reuters'a değerlendirmede bulunan Bayındır, resmi rakamların ilk üç aya işaret etmesine karşın, sektörün Nisan ve Mayıs performansının da önümüzdeki döneme ilişkin iyi sinyal vermediğini belirterek, "Güvenlik endişeleri turizmi sekteye uğratıyor. Birçok ülkenin vatandaşlarını Türkiye'ye seyahat konusunda uyarması nedeniyle Türkiye'ye turist gelişi maalesef olmuyor. Turistlerin gelmemesi tamamen güvenlik ve imaja dayalı" dedi ve ekledi:

"ÖNGÖREMİYORUZ"

"Mayıs ayındaki gidişatı da gördükten sonra sektördeki düşüşün bu yıl çift haneli olacağına eminiz. Rakam veremiyoruz çünkü çift hanenin ulaşacağı seviyeyi öngöremiyoruz."

TÜROB verilerine göre, Nisan ayında Türkiye genelinde otellerin doluluk oranları geçen yıl aynı dönemdeki yüzde 66.9 seviyesinden yüzde 52.2'ye geriledi.

Aynı dönemde İstanbul'daki otellerin doluluk oranları ise yüzde 74 seviyesinden yüzde 50.3'e düştü. Bu düşüş, son 10 yılın en sert düşüşü oldu.

Doluluklardaki düşüşün Mayıs ayında daha da artacak gibi göründüğünü ifade eden Bayındır, "Mayıs-Ağustos arasındaki dönem sektörün en dolu ayları. Dolayısıyla bu aylardaki doluluk oranlarında yaşanacak gerileme nedeniyle gelirlerdeki düşüş de daha kuvvetli olacak" dedi.

FİYAT REKABETİ GELİRLERİ VURDU

Bayındır, az sayıdaki turisti çekebilmek için oteller arasında yaşanan fiyat rekabetinin de gelirleri vurduğunu söyledi.

TÜROB verilerine göre, Nisan ayında İstanbul'da elde edilen ortalama odabaşı gelir, geçen yıl aynı dönemdeki 96.3 eurodan 57.7 euroya geriledi.

Turizmdeki kayıpların yerli turistle telafi edilmesinin mümkün olmadığını belirten Bayındır, hükümetin sektörü desteklemek için getirdiği teşvikleri ise olumlu bulduklarını; ancak yeterli görmediklerini söyledi.

Hükümet, geçtiğimiz aylarda turizm sektörüne destek sağlamak amacıyla önce "Turizm Acil Eylem Destek Paketi"ni ardından da "Turizm Sektörü İstihdam Destek Paketi"ni açıklamıştı.

Bayındır, konaklama sektöründe SGK ve muhtasar ödemelerin 18 ay faizsiz olarak ertelenmesi, 2017 sonuna kadar sosyal sigorta primlerinin yarısının merkezi bütçe tarafından karşılanması ve konaklama sektöründe esnek çalışma modelinin en kısa süre içerisinde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Bayındır ayrıca, sektörün bu zor döneminde gelen asgari ücret artışı nedeniyle sektördeki bir çok tesiste de yüzde 25'e varan istihdam daralmaları gözlendiğini söyledi.

Ardı ardına acı haberler

Mardin'in Nusaybin ilçesinde teröristlerin tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 2 asker şehit oldu, 9 güvenlik görevlisi yaralandı. Tunceli’nin Ovacık İlçesi Kuşluca Jandarma Karakolu'na düzenlenen saldırıda iki asker yaralandı


Edinilen bilgiye göre, Nusaybin ilçesi Fırat Mahallesi Çağ Çağ Caddesi'nde operasyona çıkan askerlere yönelik el yapımı patlayıcılı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 uzman çavuş şehit oldu.
Hain saldırıda ağır yaralanan ve Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınan polis memuru doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı, şehit sayısı 2'ye yükseldi.  Saldırıda 9 güvenlik görevlisinin de yaralandığı ve Nusaybin Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındığı belirtildi. Yaralıların durumlarını iyi olduğu ifade edildi. 

TUNCELİ'DE JANDARMA KARAKOLUNA SALDIRI

Tunceli’nin Ovacık İlçesi Kuşluca Jandarma Karakolu yakınlarında koruma görevi yürüten güvenlik güçlerine PKK’lı teröristler keskin nişancı tüfeği ile açtığı ilk ateşte 2 asker yaralandı. Tunceli’nin Ovacık İlçesi Kuşluca Jandarma Karakol Komutanlığı’nda görevli personel, güvenliği sağlamak için karakol çevresinde görev yaparken, bugün saat 14.30 sıralarında bir grup PKK’lı teröristin silahlı saldırısına uğradı. PKK’lıların keskin nişancı tüfeği Kanas ile açtığı ilk ateşte 2 asker yaralandı. Bölgede bulunan diğer askerlerin anında karşılık vermesiyle bölgede çatışma çıktı. Çatışma sürürken, Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan kalkan Kobra helikopterler PKK’lıların bulunduğu alanları ateş altına aldı. Bu ara çatışmanın sürdüğü bölgeye Ovacık ile Hozat ilçelerinden çok sayıda jandarma özel harekat timleri sevk edildi. Yaralı askerler helikopterle Elazığ Asker Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. DHA

Akdeniz'de mülteci teknesi alabora oldu: 80 kişi öldü

İtalya açıklarında son 24 saat içerisinde ikinci tekne faciası yaşandı. Sığınmacıları taşıyan bir tekne alabora oldu, 80 kişi öldü.

İtalyan sahil güvenliğinden yapılan açıklamada, alabora olan teknedeki yaklaşık 80 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.

Teknedeki 24 kişi ise İtalyan ekipler tarafından kurtarıldı.

Olay son 24 saat içerisinde Akdeniz sularında yaşanan 2 tekne faciası olarak kayıtlara geçti.
Libya'da dün yola çıkan yüzlerce sığınmacıyı taşıyan bir balıkçı teknesi alabora olmuş, 7 kişi ölmüştü. ntv

Yılın Basın Fotoğrafı Ödülü “Aylan Bebek”e

TFMD Yılın Basın Fotoğrafı 2016 Ödülleri, Ankara'da düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

1985 yılından beri aralıksız olarak düzenlenen TFMD Yılın Basın Fotoğrafı 2016 yarışmasına bu yıl 4 bin 155 kare fotoğrafla katılım sağlandı.

Doğan Haber Ajansı’ndan Nilüfer Demir’in tüm dünyada yankı uyandıran Aylan bebek fotoğrafı, Yılın Basın Fotoğrafı ve Yılın Haber Fotoğrafı birincilik ödüllerine layık görüldü. Yine ‘Yılın Siyaset Fotoğrafı’ dalında Doğan Haber Ajansı’ndan Uğur Can birinciliğe layık görüldü. İkinciliğe Cumhuriyet Gazetesi’nden Necati Savaş, üçüncülüğe ise Milliyet Gazetesi’nden Oğuz Yeter layık görüldü.

Yılın Haber Fotoğrafı ikincisi Tumay Berkin’in olurken, Yılın Haber Fotoğrafı Mansiyon ödülünü EPA foto muhabiri Tolga Bozoğlu kazandı.

Spor Toto Yılın Spor Fotoğrafı ödülünü Yeniyüzyıl Gazetesi’nden Eser Erenler alırken, bu dalda ikinciliği EPA’dan Tolga Bozoğlu, üçüncülüğü Habertürk Gazetesi’nden Sedat Yılmaz, mansiyon ödülünü de Milliyet Gazetesi’nden Ercan Arslan elde etti.

Avrupa Birliği Özel Ödülüne Reuters’dan Ümit Bektaş layık görülürken, Yılın Günlük Hayat Fotoğrafı dalında birinciliği serbest foto muhabiri Yağız Karahan, ikinciliği Cumhuriyet Gazetesi’nden Can Erok ve üçüncülüğü de Hürriyet Gazetesi’nden Selahattin Sönmez kazandı.
Portre fotoğrafı dalında Agence Le Journal’den Emin Özmen ve aynı dalda Hürriyet Gazetesi’nden Levent Kulu mansiyon aldı. Yılın Çevre ve Doğa Fotoğrafı dalında ise serbest foto muhabiri Aykut Fırat, üçüncü oldu.

Türkiye Güzellikleri dalında ise birinciliği Milliyet Gazetesi’nden Ozan Güzelce, üçüncülüğü Associated Press’den Emrah Güler elde ederken, Rafet Hüner Özel Ödülü’nü İhlas Haber Ajansı’ndan Eren Bozkurt aldı.

Yılın Foto Röportajı dalında AFP’den Bülent Kılıç birincilik ödülü alırken, bu dalda ikinciliğe Le Journal’den Emin Özmen, üçüncülüğe ise Atlas Dergisi’nden Kerem Yücel layık görüldü.

Reza Zarrab’ın mal varlığı dudak uçuklattı

Savcı Bharara'nın Reza Zarrab için hazırladığı dosyada Zarrab ve ailesinin yaşadığı lüks hayat da yer aldı.


ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’ın büyük malvarlığını, yaşamakta olduğu lüks hayat tarzının da ortaya koyduğunun vurgulandığı Savcı Bharara’nın dosyasında, “Zarrab ilk ifadesinde 8 milyon dolara aldığı bir evi olduğunu, bir ofis ve Türkiye’de bir mağaza sahibi olduğunu söyledi. Tüm bu ifadeler yalan” denildi. Buna gerekçe olarak da Zarrab’ın 2014 Mayıs ayında mal varlığına ilişkin gönderdiği bir e-posta kanıt olarak ortaya konuldu. Bu e-postaya göre, Zarrab’ın Savcı Bharara’nın dosyasına giren mal varlığı şöyle;

* Zarrab’ın en kendi adına en azından 20 gayrımenkul, sahip olduğu şirketler, kızı ve eşi adına da en az üç gayrımenkul.

* Toplam değerleri 40 bin Euro’yu aşan çok sayıda silah

* Zarrab, eşi ve Royal grubu tarafından sahip olunan toplam değeri 100 bin Euroya varan 6 adet at

* Yaklaşık 7 deniz gemisi (Rza Yatçılık ve Royal Turk LLC adına kayıtlı)

* TC-RZA adına kayıtlı bir özel jet

* Zarram ya da Royal şirketi adına kayıtlı 17 lüks otomobil

* Toplam değerleri 10 milyon dolardan fazla sanat eserleri


Reza Zarrab Makedonya vatandaşıymış

ABD'de tutuklu bulunan Reza Zarrab'ın iki değil üç pasaportu olduğu ortaya çıktı. Dosyaya göre; Zarrab'ın Türkiye ve İran'a ek bir de Makedonya vatandaşlığı bulunuyor.


Savcı Bharara’nın “Zarrab kefaletle salıverilmesin” talebini içeren dilekçesinde, Zarrab’ın Türkiye ve İran vatandaşlığının yanısıra, Makedonya vatandaşlığına da sahip olduğu bilgisi yer aldı. Ne İran’ın, ne de Makedonya’nın ABD ile “suçluların iadesi anlaşması” bulunmadığına dikkat çeken Savcı Bharara, Türkiye’nin ise “kendi vatandaşlarını iade etmediğine” vurgu yaptı. Ayrıca Zarrab’ın “Erdoğan dahil, üst düzey Türk yetkililerle iyi ilişkiler içinde olduğunu” da belirten Bharara, bu durumun Türkiye’ye gitmesi halinde, Zarrab’ın geri gönderilmeyeceğine kanıt olarak ifade etti.