31 Mayıs 2016 Salı

Üsküdar'da can pazarı

Üsküdar sahilinde dengesini kaybederek denize düşen genç kız bir minibüs sürücüsü tarafından son anda kurtarıldı. Ambulans ile hastaneye kaldırılan genç kız, tedavi altına alındı.


Üsküdar sahilinde yaşanan olayda Hatice Demir, dengesini kaybederek denize düştü. Yüzme bilmeyen genç kızın imdadına ise, hemen olay yerinin yanında bulunan minibüs durağındaki minibüs şoförü Salim Göber ve balıkçı arkadaşı yetişti.

BATAK ÜZEREYKEN SON ANDA YAKALADI

Vatandaşların çağrısı üzerine koşarak denize atlayan Salim Göber ve arkadaşı, Hatice Demir’i son anda batmak üzereyken yakalayarak su yüzeyinde tutmayı başardı. Olay yerine kısa sürede gelen ekipler, Kıyı Emniyeti’ne bağlı botlardan destek istedi. Deniz yüzeyinde bir süre bekletilen Hatice Demir, olay yerine gelen bota alınarak Harem’de bulunan Kıyı Emniyeti’nin istasyonuna götürüldü. Burada ambulansa sevk edilen Hatice Demir, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

"GÖRÜR GÖRMEZ HEMEN ATLADIM"

Genç kızı kurtaran Salim Göber, “Buradan sesleri duyduk. Millet toplanmış orada. Bir arkadaş koşarak geldi. 'Birisi boğuluyor' dedi. Ben hemen atladım. Balıkçı bir arkadaş var, o da geldi. İkimiz beraber çıkardık. Sahil güvenliği bekledik. O da geldi, aldı işte. Yüzme bilmiyordu. Son anlarında batmak üzereyken yetiştik. Durumu iyi. Biraz korkmuştu tabi. Su yutmuştu. Ekipler geldi, aldı. Durumu iyi” şeklinde konuştu.

Hastanede tedavi altına alınan Hatice Demir’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Alışacaklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı'nda, Uganda'ya hareketi öncesinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.


"SUÇLU SANDALYESİNDE OTURAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ"

"Sayın Putin'in Atina ziyareti sırasında bir ifadesi vardı, Türkiye'nin adımlar atması yönünde. Rusya'nın ve Putin'in tutumu hala değişmedi. Bu konuda Türkiye adım atacak mı? Önümüzdeki süreçte Türkiye-Rusya ilişkilerinde bir gelişme yaşanacak mı?" sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi beni meraklandıran konu, acaba bizden nasıl bir ilk adım bekleniyor, onu ben anlamakta zorlanıyorum. Yoksa biz Türkiye olarak suçlu sandalyesinde oturan bir ülke değiliz ve biz kesinlikle Rusya ile münasebetleri bozmak isteyen de değiliz. Tam aksine Rusya ile münasebetlerimizi geliştirmeyi arzu eden bir ülkeyiz. Kaldı ki Sayın Putin ile bizim ilişkilerimiz gerçekten çok farklı noktadayken, iki iyi dost noktasındayken böyle bir konuma gelmiş olması veyahut bir pilotun yapmış olduğu hata veya yanlış sebebiyle koskoca Türkiye’yi feda etmesi gerçekten düşündürücüdür. Rusya ile münasebetlerimizi kesinlikle yeniden geliştirmenin, yeniden çok daha farklı bir konuma taşımanın gayreti içerisinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki bir an önce bu sıkıntı aşılır ve Türkiye ile Rusya şu son 10 yıl içerisinde attıkları adımları yeniden atarlar, atmaya devam ederler."

"ULUSLARARASI HUKUKTA BAĞLAYICI YANI YOK"

Merkel'in "Elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz" şeklinde ifadeler kullandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz önce şuna inanacağız, bizim sözde Ermeni soykırımı gibi bir problemimiz var mı? Bizim böyle bir problemimiz yok. Biz bu konuda rahatız. Bize bu şekilde yaklaşım gösterenler, aslında iki ülke arasındaki, Almanya şu anda 3 milyonu aşkın Türk'ün yaşadığı bir ülke ve şu anda aramızdaki ilişkiler çok çok üst düzeyde. Böyle bir oyuna gelecek olursa, bu bizim geleceğimize yönelik iki ülke arasındaki gerek diplomatik, ekonomik, ticari, siyasi, askeri ki, biz aynı zamanda NATO'da iki ülkeyiz, bütün bunları tabii bu zedeler. Öyle zannediyorum ki bunların hepsi düşünülecektir. Şu anda çıkmamış bir kararı değerlendirmeyi doğru bulmam ama bir karar çıkar, bu karar çıktıktan sonra bunun gerekçesi nedir, bunun içinde neler var, ondan sonra bunun değerlendirmesini gerek hükümetimiz yapacaktır, gerekse bizler beraber bunun değerlendirilmesini yaparız. Ama bunun uluslararası hukukta bizi bağlayıcı hiçbir yanı da yoktur. Bunu da bilmenizi istiyorum."

Bir gazetecinin, yüksek mahkeme başkanlarının Rize ziyaretine katılmasıyla ilgili eleştirileri hatırlatması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben şu anda bir siyasi partinin genel başkanı değilim. Halkının yüzde 52'sinin oyunu alarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Yargı organının da Cumhurbaşkanıyım, yürütmenin de Cumhurbaşkanıyım, yasama organın da Cumhurbaşkanıyım." ifadelerini kullandı.

"DAHA ÇOK BÖYLE DEVLETİN MİLLETLE KAYNAŞTIĞI ŞEYLERİ GÖRECEKLER"

Söz konusu yaklaşımın içerisine giren muhalefetin halen siyaseti öğrenemediğini vurgulayan Erdoğan, önce siyaseti öğrenmeleri gerektiğini bildirdi.

Erdoğan, "Yani bunlar Tayyip Erdoğan birisine selam verse, 'Niye selam verdi' diye bunun hesabını soracaklar veya Tayyip Erdoğan'a birisi selam verse, 'Niye sen Erdoğan'a selam verdin' diye bunu soracaklar. Bunlar boşuna yoruluyorlar. Biz yargının başkanlarıyla, temsil noktasında olanlarıyla bu tür seyahatleri rahatlıkla yaparız. Bunun yasal, ahlaki, teamül olarak hiçbir yanlış yanı yoktur. Bunlara alışmadılar bunlar, bugüne kadar ama alışacaklar. Daha çok böyle devletin milletle kaynaştığı şeyleri görecekler. Biz yargının en üst temsilcileriyle orada halkımızla beraber çay tamilarının başında çay topladık. Şimdi 'tami'yi de soracaklar tabi ne söylemek istedi diye. Onu da öğrenecekler." diye konuştu. DHA

Goril Harambe meğer küçük çocuğu korumak istemiş

Kafese giren dört yaşındaki çocuğu kurtarmak için 17 yaşındaki goril Harambe'nin öldürülmesi olayında yeni detaylar gelmeye devam ediyor. Çocuğuna sahip çıkmayan çiftin sabıka kaydında pek çok suç olduğu ortaya çıktı. Son çıkan görüntülerde gorilin aslında küçük çocuğu korumak istediği ortaya çıktı.


ABD'de bir hayvanat bahçesinde kafese giren çocuğu kurtarmak için goril Harambe'nin öldürülmesinin yankıları sürüyor.

Çocuklarını gözden kaçıran ve Harambe'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olay yüzünden çocuğun anne-babası Deonne Dickerson ve Michelle Gregg çiftine eleştiri yağıyor.

Çocuğun babası Dickerson'un son 10 yıl içerisinde hırsızlık, ateşli silahla işlenmiş suçlar, haneye tecavüz gibi eylemlerden sabıka kaydı bulunduğu ortaya çıktı. Çiftin dört çocuğu var ve en küçük çocukları Ocak ayında dünyaya gelmiş. Baba Dickerson'un ayrıca 2006 yılında bir uyuşturucu kaçakçılığından bir sene hapse mahkum edildiği bildirildi.


'HARAMBE İÇİN ADALET'E 115 İMZA

Çocuğun anne ve babası olayın sorumlusu olarak sosyal medyada ağır eleştirilere maruz kalsa da onlardan farklı düşünenler de var. Bir kesim hayvanat bahçesi yönetimini böyle durumları önlemek için bariyer koymamakla suçlarken başka bir kesim gorilin dikkatinin yemekle dağıtılarak silah olmadan da çocuğun kurtarılabileceğini savunuyor.

Hayvanat bahçesi yöneticisi ise yaptığı açıklamada, "Bir daha aynı durumda kalsam aynı kararı verirdim" diye konuştu.

Haftasonu gerçekleşen olayın ardından ortaya çıkan görüntüleri görenler gorilin aslında çocuğu korumaya çalıştığını söyledi. Kafesin kenarında çocuğu korumak için önünde durduğu görülen Harambe’nin kısa bir süre için 4 yaşındaki çocuğun elinden tuttuğu da görülüyor.Görgü tanıkları, etraftaki kişilerin çığlıklarıyla strese giren gorilin çocuğu korumaya çalıştığını belirtiyor.
Change.org'da 'Harambe için adalet' imza kampanyasını şimdiye dek 291 bin kişi imzaladı. 17 yaşındaki goril Harambe kafese giren çocuğu 10 dakika kadar sürükledikten sonra vurularak öldürülmüştü. Hürriyet






Rıza Zarraf eşi Ebru Gündeş’e hediye ettiği yalıyı geri aldı

ABD’de tutuklu bulunan Rıza Zarraf'ın, Beykoz Kanlıca- Çubuklu Yolu'nda bulunan ikiz yalıların tamamına sahip olduğu iddia ediliyor.



ABD'de tutuklu bulunan Rıza Zarraf’ın, Beykoz Kanlıca- Çubuklu Yolu’nda bulunan ve biri eşi Ebru Gündeş’e, biri de kensine ait olan ikiz yalının tamamına sahip olduğu ortaya çıktı.

HEDİYE ETTİĞİ YALIYI GERİ ALDI

Cumhuriyet’ten Miyase İlknur’un haberine göre, Kanlıca'daki ikiz yalıdan Ebru Gündeş'in üzerine olanı, Rıza Sarraf 8 Ocak 2016'da kendi üzerine almış. Sarraf, Cemalettin Happani'ye de Esenyurt'ta bir daire vermiş.

2011 yılında aldığı Kanlıca'daki ikiz yalı arasında asansör ekleyen ve dış görünümünü değiştiren Rıza Sarraf'ın, eşi Ebru Gündeş'e hediye olarak aldığı yalıyı, bu yılın başında kendi üzerine geçirdiği ortaya çıktı. 8 Ocak 2016'da 393 yevmiye no ile yalıyı satın almış görünen Sarraf'ın bu satış karşılığında Ebru Gündeş'e ne kadar ödediği öğrenilemedi.

Kanlıca Mahallesi'nde 23 pafta 116 ada 4-5 parseller üzerinde bulunan ve toplam üç yalıdan oluşan Mehmet Arif Bey Yalıları'ndan ikisini 2011'de satın alan Sarraf, 4 parseldekini kendi, 5. parseldekini eşi Ebru Gündeş'in üzerine kaydettirmişti. Sarraf, Osmanlı döneminde inşa edilen ve 1970'te ikinci derece tarihi eser olarak tescili yapılan yalılarda tadilat çalışması başlatmış ve bu proje, İstanbul 6 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce onaylanmıştı. Ancak tadilat projesinde yer almayan kaçak eklentiler nedeniyle suç duyurusu üzerine Beykoz Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmıştı. Savcı Turgut Çakır'a ifade veren Ebru Gündeş, “Benim haberim yok her şeyi Rıza yaptı” dediği yalısını nedeni anlaşılamayan bir şekilde bu yılın başında eşi Rıza Sarraf'a sattı.

HAPPANİ AİLESİNE DE BİR DAİRE

Para transferinde kullandığı Abdullah Happani ile olan ilişkileri 17/25 Aralık fezlekesine giren Rıza Sarraf'ın Esenyurt'taki 11 dairesinden birini 8 Nisan 2013'te Happani ailesinden Cemalettin Happani'ye devrediyor. Tapu kayıtlarında satış olarak gözüken Esenyurt Üçevler sitesindeki daire karşılığında para alıp alınmadığı bilinmiyor. Sözcü

Doktor hatasını kabul etmediler

Ordu'da doğan Zeynep Sare'nin, doktor hatası nedeniyle sol kolunun kesildiği iddiasına karşı hastane açıklama yaptı.

Ordu’nun Fatsa İlçesi’nde doğan Zeynep Sare, doğumdan sonra sol kolunu kangrenden kaybetti. Derya ve Ümit Seniz çifti, bebeklerinin kolunun doktor hatası nedeniyle kesildiğini iddia ediyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Hastanenin Sorumlu Müdürü Opr.Dr. İsmail Balcıoğlu ise yaptığı açıklamada, Zeynep bebekte görülen durumun “200.000-300.000’de 1 olarak görülen çok nadir rastlanan bulgu” olduğunu belirterek bu iddiayı kabul etmediklerini söyledi.

Fatsa’da oturan 6 yıllık evli 30 yaşındaki Derya ve 36 yaşındaki Ümit Seniz çifti geçen 14 Kasım’da ilçedeki özel bir hastanede dünyaya gelen ve sol kolundaki kangren nedeniyle kolu kesilen şimdi 6.5 aylık kızları Zeynep Sare Seniz’in doktor hatası nedeniyle kolundan olduğunu iddia etti. Doğum sonrası kızlarının sol kolu ameliyatla kesilen çift, özel hastanede görevli kadın doğum uzmanı Dr. L.U. ile çocuk hastalıkları uzmanı Dr. N.E.’nin hata ve ihmalinin olduğunu iddia ederek Fatsa Cumhuriyet Savlığı’na suç duyurusunda, Sağlık Bakanlığı’na da şikayette bulundu. Olayın dün kamuoyunda duyulmasının ardından bu gün söz konusu özel hastaneden olayla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.

Özel hastanenin Sorumlu Müdürü olan Opr.Dr. İsmail Balcıoğlu, hasta Derya Seniz'in gebelik takibinin düzenli olarak hastanelerinde yapıldığını ifade ederek şöyle dedi:

“14 Kasım 2015 günü hasta Derya Seniz; bebek hareketlerinde azalma nedeni ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanımız Dr. L.U.’ya muayeneye gelmiş olup yapılan NST de bebek hareketlerinin azalmış olduğu görülüp bu nedenle takip için hastaneye yatışı yapılmıştır. Fakat yapılan takipte NST reaktif olmayınca aynı gün saat 15.30’da sezaryen sectio ile doğum gerçekleştirilmiş olup bebekte sol kolda kızarıklık ve yüzeyel laserasyonlar gözlenmiş; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları doktoru Dr. N.E.’y e bilgi verilmiştir. Bebeğin yapılan muayenesinde sol kolda tırnaklarda morarma ve nabız alınamaması üzerine Ordu Sağlık Müdürlüğü 112 Komuta Kontrol Merkezi ile irtibat kurulmuştur. Ordu Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda uçak ambulans temin edilerek Kocaeli Üniversitesine transport küvöz ile nakli sağlanmıştır. Bebeğin nakli öncesinde ilgili hastanenin Kalp Damar Cerrahi uzmanı ile de kontakt kurularak gerekli medikal tedaviler yapılmıştır. Bahse konu olan olay, bebeğin intrauterin yaşamında gerçekleşen, muhtemelen pıhtılaşma mekanizmasındaki patoloji sonucu sol kolu besleyen ana arterdeki tıkanmaya bağlı gangrendir. 200.000-300.000’de 1 olarak görülen çok nadir rastlanan bulgudur. Bebeğin gönderildiği hastanede sol kolun ampute edildiğini üzülerek öğrendik. Olay adli mercilere intikal etmiş olup yargı sürecindedir.” DHA

Savcı Preet Bharara’dan Enes Kanter’e tebrik

Reza Zarrab'ı ABD'de tutuklatan savcı Preet Bharara, basketbolcu Enes Kanter'i tebrik etti.


Oklahoma City Thunder oyuncusu basketbolcu Enes Kanter, Twitter’dan Savcı Preet Bharara’ya “Yaptığınız iyi işlerle gurur duyuyorum. Buna devam edin. Adalet avcısı Bharara” diye yazdı. Bu mesaja yanıt veren Bharara, “Her ne kadar ünvan avınız sona erse de, Enes Kanter ve Oklahoma City Thunder’a mücadelesinde tebrikler” cevabını verdi.
Enes Kanter, Reza Zarrab’ın gözaltına alınmasından sora Savcı Bharara adına takımının formasını yaptırmıştı


İlber Ortaylı’dan ‘Fatih hristiyan mı öldü?’ sorusuna sert yanıt

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, katıldığı canlı yayında, İstanbul'un Fethi'ne ilişkin çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Ortaylı, bir gazetecinin kendisini arayıp, 'Fatih hristiyan mı öldü' diye soru sorduğunu ve bunun üzerine çok sinirlendiğini ifade etti.


CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan Ortaylı, İstanbul’un Fethi’ni değerlendirdi. Ortaylı, “Bir gazeteci aradı beni ama öyle saçma bir soru sordu ki çok sinirlendim. Bana Fatih hristiyan mı öldü sorusunu sordu” diyerek sözlerine şöyle devam etti: Böyle saçma bir şey olamaz. Adam bir padişahın oğlu ve hilafet bize Yavuz Sultan Selim ile gelmedi vardı o unvan eskiden de. En azından kaynaklarda bunu görürsünüz. Bir takım arkadaşlar var Fatih’e hıristiyanlık yaraştırıyorlar, bir takım arkadaşlar da var Fatih’in Müslüman olması rahatsız ediyor ne hikmetse..”

Avrupa belki vicdana gelir diye yayınladılar

Akdeniz'de geçen hafta yaşanan ve 700 göçmenin boğularak can verdiği tahmin edilirken, İtalya ile Libya arasında kurtarma çalışmaları yürüten Sea-Watch adlı bir Alman insani yardım kuruluşu, dün yürek yakan bir fotoğraf yayınladı.


Yürek burkan fotoğrafta, bir yaşından büyük olmadığı sanılan bir bebeğin denizden çıkarılan cansız bedeni, Martin adlı Alman kurtarma görevlisinin kollarında görülüyor.

Reuters’ın haberine göre; söz konusu fotoğraf, Sea-Watch adlı kuruluş tarafından, Avrupalı yetkilileri göçmenler için güvenli koridorlar sağlamaya ikna etmek için servis edildi.

Minik bebeğin cansız bedenini kollarında taşıyan kurtarma görevlisine bir e-postayla ulaşıldı. Adının Martin olduğunu söyleyen ve soyadını vermeyen görevli, bebeği denizde gördüğünü ve kolları açılmış bir ‘oyuncak bebek’ gibi göründüğünü anlattı.


GÜNEŞ PARLAK AMA HAREKETSİZ GÖZLERİNDE PARLIYORDU…

Martin sonrasını ise şöyle aktardı: “Bebeği kollarından yakaladım ve hafif bedenini sanki hâlâ sağmış gibi sakınarak hemen kollarıma aldım. Minik parmakları olan ellerini gökyüzüne uzatmıştı, güneş, onun parlak, dostça fakat hareketsiz gözlerinde parlıyordu.”

Geçen hafta İtalya açıklarında bir göçmen teknesi alabora olmuştu. Dehşet anları, İtalyan donanmasına ait bir kurtarma teknesinden anbean kaydedilmişti.

Üç çocuk babası olan ve müzik terapisti olarak çalışan Martin, “Kendimi rahatlatmak ve bu akılalmaz, yürek parçalayan ana bir anlam vermek için şarkı söylemeye başladım. Sadece altı saat önce bu çocuk yaşıyordu” dedi.


İtalyan donanmasına teslim edilen minik bebek hakkında henüz pek bir şey bilinmiyor. Sea-Watch, yarı giyinik haldeki bebeğin cinseyeti hakkında net bir bilgi veremedi. Çocuğun anne-babasının da kazadan kurtulup kurtulmadığı bilinmiyor.

Minik bebeğin cansız bedeni, İtalya’nın güney kıyıları açıklarında cuma günü denizden çıkarıldı. Perşembe gecesi Libya’nın Sabratha kentinden denize açılan bir tekne alabora olmuştu.

İtalya’nın güneyinde Reggio Calabria limanına 45 ceset getirildi. Cansız bedenleri kıyıya taşıyan İtalyan donanma gemisi, aynı olayda 135 kişiyi de kurtardı.

AB-TÜRKİYE ANLAŞMASINDAN SONRA…

Göçmenler, AB ile Türkiye arasında varılan anlaşmanın ardından Avrupa’ya geçmek için yeni yollar deniyor. En çok kullanılan rota ise geçen hafta 700 kişinin boğulduğu sanılan Akdeniz’den geçiyor. Ülkelerinde savaştan kaçan birçok insan, Libya üzerinden İtalya’ya ulaşmaya çalışıyor. DHA


30 Mayıs 2016 Pazartesi

Bu çiçeği koparan yandı

Dünyada sadece Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda yetişen tüylü çan çiçeğinin koparılması halinde 41 bin lira idari para cezası uygulanıyor.


Nisan ile haziran ayları arasında çiçek açarak doğal yaşam alanı Dilek Yarımadası'nı süsleyen tüylü çan çiçeği (campanula tomentosa), doğa fotoğrafı tutkunlarının ilgisini çekiyor. Dünyada 300 türü bulunan çan çiçeğinin sadece Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda yetişen türü olan tüylü çan çiçeği, mor renkleriyle ve tüylü dokusuyla türdeşlerinden ayrılıyor.

Kaya ve duvar kenarlarında öbekler şeklinde açan çan çiçeği, endemik bir tür olarak sadece bu coğrafyada görülmesi nedeniyle hassas şekilde korunuyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Doğa ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak, tüylü çan çiçeğinin Türkiye için büyük bir değer olduğunu aktardı.

Dilek Yarımadası'nın Türkiye’deki 40 milli parktan biri olduğunu ifade eden Bayrak, "Parkımız aynı zamanda dünya biyogenetik rezerv alanıdır. Bizler için çok kıymetli bir alandır. Çoğu koruma altındaki 270 civarında kuş türü, 804 adet de bitki türü vardır" diye konuştu.

Tüylü çan çiçeğinin bölgeye güzellik kattığını belirten Bayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğanbey mıntıkasında bolca açmış olan tüylü çan çiçekleri dünya endemik türlerinden bir tanesidir. Bu türün korunması bizim için çok önem arz ediyor. Vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum, bu mevsimde çiçeklerin fotoğraflarını çekebilirler ama lütfen dokunmasınlar. Çünkü bunlar bizim için birer hazine değerindedir. Bu çiçeği koparanlara verilecek ceza 41 bin liradır. Vatandaşlarımızın bu konuda duyarlı olduğunu görüyoruz. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yaşamadık. Mühim olan bu değerimizin olduğu yerde bilinmesi ve tanınmasıdır."

Hindistan'da bir adam karısını kumarda kaybetti

Hindistan’da bir adam kriket maçında eşini bahis olarak ortaya koydu, hem bahsi hem eşini kaybetti.

Sputnik Türkiye'nin haberine göre Kanpur’da yaşayan Ravinder Singh, kriket maçı için oynadığı bahislerde tüm parasını kaybedince son çare olarak eşi Jasmeet Kaur üzerine bahis oynamaya karar verdi. Singh bahsi kaybettikten sonra kayıplara karışırken, rakipleri de eşi Kaur’u evinde ve sahip olduğu dükkanda taciz etmeye başladı.

Times of India gazetesine konuşan emniyet yetkilileri, “Olayın nedenini daha sonradan anladık. Bu durum gerçekten şoke edici” dedi.

2011’de evlenen çiftin birlikteliğinin son dönemde pek iyi gitmediği, ticaretle uğraşan Ravinder Singh’in işleri iyi gitmeyince karısını takılarını kendisine vermeye zorladığı ve kumar tutkusu yüzünden her şeyini kaybettiği belirtildi. Hürriyet

Türkiye ev fiyatı artışında EURO 2016’nın şampiyonu oldu

10 Haziran'da başlayacak Euro 2016 heyecanı kıtanın dört bir yanını sarmış durumda. Türkiye turnuvada kayda değer başarı sağlayacak ülkeler arasında gösterilirken İngiliz Daily Telegraph gazetesi şimdiden ülkemizi şampiyon ilan etti! Nasıl mı?..


Gazete Euro 2016’ya katılacak ülkelerde yaşanan emlak değeri artışı üzerinden bir sıralama yaptı.
Buna göre Türkiye’de son 5 yılda konutların ortalama değeri yüzde 91.3 arttı. Türkiye’de satılan konutların metrekare fiyatı ortalama 198 TL oldu.

Savills analisti Yolande Barnes, “Türkiye gelişmekte olan ekonomilerin tipik özelliğini ortaya koyuyor” diye konuştu. Barnes sözlerine şöyle devam etti:

İstanbul’daki hızlı şehirleşme bu rakamları yukarı çekiyor. Ev almak isteyen bir genç nüfus var.

DÜŞÜNCESİZCE HAREKET EDİLMEZSE BALON OLMAZ

Türkiye’de emlak piyasasının şu an için iyi gittiğini belirtirken düşüncesizce hamleler yapılmazsa ortaya bir emlak balonu çıkmayacağını belirtti.

KPMG araştırma merkezinin emlak piyasası direktörü Jan Crosby de Türkiye piyasasına ilişkin yorumlarda bulundu.

EV FİYATLARI DA YÜKSELİYOR

Crosby, “Mortgage piyasası Türkiye’de yeni kurumsallaşan bir olgu. Aniden ortaya güçlü bankalar çıktı, bu bankaların borç verebilme kapasiteleri yüksek. Fakat bu durum ev fiyatlarının da yükselmesine neden oluyor” diye konuştu.

Türkiye’nin ardından İzlanda son 5 yılda emlak fiyatlarının yüzde 42 yükselmesiyle ikinci, son beş yılda fiyatlardaki yüzde 27 artışla Avusturya üçüncü oldu. Sözcü

Suriyeli baba oğlu için çare ariyor

3 yaşındaki Hamza Hamdun'un yüzü tamamen, el ve ayakları ise kısmen yandı.



Hamza Hamdun, Suriye’nin İdlib kentine düzenlenen hava saldırında yaralandı ve yüzü tamamen, el ve ayakları ise kısmen yandı. Oğlunun ameliyat olması gerektiğini söyleyen baba, tedavi için çare arıyor.

Rejime ait uçağın hava saldırısında çıkan yangınında yüzü, el ve ayakları yanan 3 yaşındaki Hamza Hamdun İdlip’teki tedavi ardından ilaç ve yeterli tedavi imkanı olmadığı için ambulansla Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye getirildi. Küçük çocuk, Hatay’ın Reyhanlı Devlet Hastanesi’nde tedavi yapılıp taburcu edildi. Baba Mudar Hamdun, oğlunun tamamen iyileşmesi için bir dizi ameliyat geçirmesi gerektiğini ancak, Türkiye’de Suriyeliler’in tedavi hizmetlerinden faydalanması için gerekli yabancı tanıtım kartları olmadığını söyledi. 1.5 ay önce Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yabancı tanıtım kartı için başvurduklarını ve bundan dolayı kendilerine verilen ön kayıt belgesinin hastanelerde geçerli olmadığını belirten Mudar Hamdun, “Oysa oğlumun yüzü, kulağı ve gözünden ameliyat ve tedavi olması gerekiyor. Bu konuda yardım bekliyoruz” dedi. Suriyeliler hastanelerin acil servisinden faydalanabiliyor ancak muayene, tedavi ve ameliyat hizmetlerin faydalanması için güvenlik güçlerin yapılacak soruşturmanın sonunda AFAD tarafından verilen yabancı tanıtım kartı gerekiyor. DHA




Avustralya’da dehşet! Timsahın saldırdığı kadın kayıplara karıştı

Avustralya'da iki arkadaş, timsah saldırısına uğradı. Olay Queensland eyaletinin kuzeyinde bulunan Cairns şehrindeki Thornton sahilinde dün yaşandı.


İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre; 46 yaşındaki bir kadın, arkadaşıyla çok sayıda timsahın yaşadığı bilinen Daintree nehrine girdi.

Gece saat 10:00 sularında talihsiz kadın, timsah saldırısına uğradı. Beraberindeki arkadaşı ise çaresizce onu timsahtan kurtarmaya çalıştı.

Ancak saldırıya uğrayan kadın kayıplara karıştı. Olaydan kurtulan 47 yaşındaki kadın ise hastaneye kaldırıldı.

Zavallı kadının son sözlerinin “Timsah beni kaptı” olduğu aktarıldı.

Konuya ilişkin bir açıklamada bulunan Federal Milletvekili Warren Entsch, “seçim bölgesinde timsal yönetimine ilişkin histerik bir tartışma başlatılamayacağını” söyledi.

“İnsan aptallığına karşı yasa yapamazsınız” diyen vekil, “Bu bir trajedi fakat önlenebilirdi. Orada her yerde uyarı işaretleri var” şeklinde konuştu. Sözcü

29 Mayıs 2016 Pazar

Libya açıklarında '700'e yakın göçmen boğuldu'

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Libya açıklarında bir dizi teknenin batması nedeniyle en az 700 göçmenin boğularak ölmüş olmasından korkulduğunu açıkladı.

Teknelerin; Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri Libya'dan İtalya'ya geçmeye çalışırken battığı belirtildi.UNHCR sözcüsü Carlotta Sami, Çarşamba günü batan teknede bulunan göçmenlerden yaklaşık 100'ünün kayıp olduğunu söyledi. Geçtiğimiz hafta, teknenin batışını ve olay sonrasını gösteren görüntüler ortaya çıkmıştı.

Sami, Çarşamba günü Libya'daki Sabratha limanından ayrılan ve Perşembe sabahı alabora olan bir teknedeki 550 göçmenin de kayıp olduğunu belirtti. UNHCR sözcüsü, Cuma günü batan üçüncü bir teknede bulunan göçmenlerden 135'inin kurtarıldığını, 45 cesedin sudan çıkarıldığını, sayısı belirsiz bir grup göçmenin de kayıp olduğunu söyledi.

Kurtarılan göçmenler İtalya'daki Taranto ve Pozzallo limanlarına getirildi.İtalyan yetkililer, AB gemilerinin Cumartesi günü 600'den fazla göçmeni kurtarmasıyla bir hafta içinde kurtarılan toplam göçmen sayısının en az 13 bine ulaştığını söyledi.AB ile Türkiye arasındaki göçmen anlaşmasının devreye girmesinden bu yana Libya, kaçak yollarla Avrupa'ya geçmek isteyen göçmenler için kilit bir konuma gelmiş durumda. BBC Türkçe

Koruma altındaki kadın boşandığı eşi tarafından öldürüldü

Balıkesit’in Edremit İlçesinde, hakkında koruma kararı bulunan 24 yaşındaki Esra Gövem, bir süre önce boşandığı eşi 25 yaşındaki Tolga Y. tarafından iki yaşındaki kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü.

Edremit’te bir oto kiralama şirketinde çalışan Tolga Y., 3 yıl önce evlendiği ve mobilya halı satılan işyerinde çalışan Esra Gövem’den 5 ay önce boşandı. Mahkeme çiftin 2 yaşındaki kızları E.Y.’nin velayetini annesine verdi. Tolga Y., bugün saat 11.00 sıralarında mahkemenin hafta sonlarında görebilmesine izin verdiği kızını E.Y.’yi almak için boşandığı eşi Esra Gövem’in oturduğu Camivasat Mahallesi 32. Sokak’taki baba evine gitti. Çocuğu vermek için apartmanın önüne çıkan Esra Gövem ile boşandığı eşi Tolga Y. arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tolga Y., cebinden çıkardığı bıçakla kızının gözü önünde Esra Gövem’i ikisi kalbi, biri de göğsünden olmak üzere üç bıçak darbesiyle yaralayıp, kızını da bırakarak kaçtı.

Çığlıkları duyup pencereye çıkan alt kat komşusu, Esra Gövem’in kanlar içinde yerde yattığı görüp, durumu 112 Acil Servis’e bildirdi. Bu sırada gelen Gökhan Gövem, kanlar içindeki ablasını yan taraftaki ekmek fırınına ait kamyonetle Edremit Devlet Hastanesi’ne götürdü ancak genç kadın, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı.

Olay Körfez Polis Merkezi’ne 200 metre uzaklıkta meydana gelirken, öldürülen Esra Gövem’in boşandığı eşi tarafından tehdit edildiği için hakkında koruma kararı bulunduğu, buna rağmen şüpheli kocanın kızını görmesine izin verdiği öğrenildi.

Polis, olayın ardından kaçan Tolga Y.’nin yakalanması için çalışma başlattı. DHA