İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Can Tuncay, FETÖ/PDY’nin lideri Fetullah Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. Sözcü
4 Ağustos 2016 Perşembe
Fethullah Gülen için yakalama kararı
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, FETÖ/PDY'nin kurucusu Fethullah Gülen hakkında "15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.
Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen itiraf etti
Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, "2010 KPSS'de kopya çektim. Darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen'in yaptığı açıklamaları kınıyorum" dedi.
Muhammet Sait Gülen, "Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Anayasal düzene karşı işlenen suçları soruşturma bürosu savcısı Yücel Erkman'ın daha önce başlattığı 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada şüpheli bulunan Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, Erzurum'da gözaltına alınmasının ardından Ankara'ya getirilmişti.
Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılan Gülen, terör örgütü üyeliğinin yanı sıra 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada da sorgulanacak.
Muhammet Sait Gülen'in savcılık sorgusundaki ifadeleri de ortaya çıktı.
Gülen, "2010 KPSS'de kopya çektim. Darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen'in yaptığı açıklamaları kınıyorum. Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi. cnntürk
Muhammet Sait Gülen, "Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Anayasal düzene karşı işlenen suçları soruşturma bürosu savcısı Yücel Erkman'ın daha önce başlattığı 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada şüpheli bulunan Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, Erzurum'da gözaltına alınmasının ardından Ankara'ya getirilmişti.
Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılan Gülen, terör örgütü üyeliğinin yanı sıra 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada da sorgulanacak.
Muhammet Sait Gülen'in savcılık sorgusundaki ifadeleri de ortaya çıktı.
Gülen, "2010 KPSS'de kopya çektim. Darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen'in yaptığı açıklamaları kınıyorum. Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi. cnntürk
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber
Hüseyin Avni Mutlu adliyeye sevk edildi
Gözaltına alınan valilerden haber geldi. Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup merkez valisi adliyeye sevk edildi. Vatandaşlar, valilere ''vatan haini'' diyerek tepki gösterdi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup merkez valisi, vali yardımcısı ve kaymakamın emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Çevik Kuvvet otobüsüyle Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne götürülen şüpheliler, burada sağlık kontrolünden geçirildi.
Şüpheliler, vatandaşlar tarafından protesto edildi. Bazı vatandaşlar Çevik Kuvvet otobüsünü yumruklarken, bazıları "Vatan hainleri, bunları asacaksınız" diye bağırdı. Şüpheliler daha sonra adliyeye götürüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde işlemleri tamamlanan
şüpheliler, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.
İstanbul eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Diyarbakır Valiliği yaptığı dönemde, yoksul çocuklar için gönderilen yarım milyonu, FETÖ dershanelerine aktarmakla suçlanıyor. DHA
15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup merkez valisi, vali yardımcısı ve kaymakamın emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Çevik Kuvvet otobüsüyle Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne götürülen şüpheliler, burada sağlık kontrolünden geçirildi.
Şüpheliler, vatandaşlar tarafından protesto edildi. Bazı vatandaşlar Çevik Kuvvet otobüsünü yumruklarken, bazıları "Vatan hainleri, bunları asacaksınız" diye bağırdı. Şüpheliler daha sonra adliyeye götürüldü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde işlemleri tamamlanan
şüpheliler, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.
İstanbul eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Diyarbakır Valiliği yaptığı dönemde, yoksul çocuklar için gönderilen yarım milyonu, FETÖ dershanelerine aktarmakla suçlanıyor. DHA
FETÖ'cü 13 Alevi derneği kapatıldı
Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ tarafından kurulduğu iddia edilen 13 Alevi derneği kapatıldı. Eskişehir Hacı Bektaş Veli Kültür Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Kamer Ali Durur, kapatılan derneklerin cemaate yakın olduğunu söyledi. Başbakan Binali Yıldırım ile görüştüklerini belirten Durur, artık kendilerinin muhattap alınacağını söyledi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası 13 Alevi derneğinin kapatılmasını Eskişehir Hacı Bektaş Veli Kültür Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Kamer Ali Durur ve Cemevi Dedesi Seyit İbrahim Erenler değerlendirdi.
15 Temmuz'un ardından kapatılan 13 derneğin başkanlarının Alevi olmadığını aktaran Başkan Kamer Ali Durur, kapatma kararının faydalı olduğunu söyledi. Söz konusu dernekleri "çakma" olarak nitelendiren Başkan Durur, "Kapatılan 13 Alevi derneği var. Bu dernekler sadece tabela dernekleriydi. Bunların çakma dernekler olduğunu biliyorduk. Bunu defalarca da dillendirmemize rağmen ne yazık ki bu taleplerimiz göz ardı edildi. Onlar bizi hiçbir zaman temsil etmedi ve bu kuruluşların başkanları dahi Alevi değildi. Sadece belki içlerinde bir iki tane Alevi vatandaşımız ve canımız olabilir, ama bunlar tamamen Fethullahçı Terör Örgütü ile bağlantılı çalışan gruplardı. Kapatılmalarında da zaten fayda vardı. Bizim de istediğimiz buydu" dedi.
Başbakan'la görüştüler
Başbakan Binali Yıldırım ile Ankara'da bir araya gelerek görüştüklerini belirten Başkan Durur, cemevlerinin arsa tahsisi konusunda söz aldıklarını ifade etti. Bundan sonraki süreçte FETÖ'ya bağlı dernekler yerine kendilerinin muhatap alınacağını kaydeden Başkan Durur, "Dün sayın Başbakanımız ile birlikteydik. Bir programımız vardı. Alevi Vakıfları Federasyonu ve Alevi Dernekleri Federasyonu olarak katıldık. Sayın Başbakanımıza bu konuları da ilettiğimizde, kendisi de bu konuda gerçekten hassas olduğunu ve bundan sonraki süreçte de muhatap olarak bizleri göreceğini ve özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararlar vardı. Bu kararlar doğrultusunda ayrıca cemevlerinin arsa tahsisi konusunda yardımcı olacağını ve bu konuda gerekli sözleri de aldık" şeklinde konuştu.
'Oyunu bozduk'
FETÖ'ya bağlı olarak kurulan 13 dernekte farklı şeylerin döndüğünden söz eden Başkan Kamer Ali Durur, "Alevi yolunu ve erkanını sürdürmediklerinden anlaşılıyordu. Çünkü oraya saf ve temiz duyguları ile giden Alevi canlar gittiği zaman, orada farklı şeylerin döndüğünü görüyorlardı. Var olan kurumlarımızla da irtibata geçtikleri için bu konuda bilgi sahibi olmuştuk. Cumhuriyet döneminde özellikle 90'lı yıllardan bu yana Aleviler üzerinde ciddi anlamda oyunlar dönüyor. Yani özellikle bu Alevi ve Sünni çatışması oluşturmak anlamında bu. Gerek Sünni canlarımız, dostlarımız olsun; gerek Alevi camiası olsun biz bu oyunlara gelmedik. Bu oyunu bozduk. Tabi bu süreç halen devam ediyor. Fethullahçı Terör Örgütü, Aleviler üzerinde ciddi bir çatışma ortamı oluşturmak istiyor. Bizler, Alevi inancına sahip olan kurumlar olarak gerekli toplantılarımızı yaptık. Üyelerimizi bilgilendirdik ve bundan sonraki süreçte de daha temkinli yaklaşıp, daha duyarlı olacağız. Yani Alevisi, Sünnisi, Kürdüyle, Türküyle biz tek gücüz ve varlığız. Bunu bu şekilde de sürdürmeye devam edeceğiz. Yani bu oyunlara gelmeyeceğiz, tam tersi biz bu oyunları bozacağız" diye konuştu.
Ali'siz alevilik
Kapatılan 13 dernekte Ali'siz Alevilik projesinin yer aldığı öne sürülürken, Başkan Durur bu iddialara da cevap verdi. Başkan Durur, "Ali'siz Aleviliğin zaten Alevi inancında yeri yok. Çünkü biz hak Muhammed, Ali yoluna gönül vermiş olan insanlarız. Eğer Ali'yi çıkarırsanız, Alevilik o zaman yok olur. Alevilik denilen bir şey olmaz. Biz tamamen Allah'a kul, Muhammed Mustafa'ya ümmet, Ali'ye talip olan insanlarız" ifadelerine yer verdi.
'İslamiyet'te bunların yeri yok'
Cemevi dedesi Seyit İbrahim Erenler ise, en ufak bir olayda hedefin Alevi mahalleleri olduğundan söz etti. Karanlık güçlerin Alevi-Sünni çatışması için halen mücadele verdiğini sözlerine ekleyen Erenler, "Öncelikle milletimizin başı sağ olsun diyorum. Bu hain olayda, darbe girişiminde hayatını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Canlarımıza baktığımız zaman, Aleviler bugüne kadar ne zaman darbe olsa yara almış insanlar. Bu yola ve erkana sığmayan bir durum; hainlik yada itaatsizlik. Allah'ın emrine karşı gelme, peygamberin emrine karşı gelme; suçsuz, masum insanları öldürme, arkadan vurma ki zaten İslamiyet'te bunların yeri yoktur. Dört kapı kırk makam, insanı kamil olma yolunda, kesinlikle yeri yoktur. Karşıt gruplardan, fikirleri bağdaşmayan, sempati duymayan insanlardan zarar gelebilir. Alevi mahallerine saldırmasınlar. Eğer Allah'a inançları varsa, Müslüman Müslümanın kardeşidir. Allah bunu kitabında söylüyor, 'Dileseydim sizi tek bir ümmet yapardım. Haydi birbirinizle iyilik yarışına girin.' Bizler, insanın insanca değer yargıları ile yaşayan bir toplum olsun istiyoruz. Bizim tek derdimiz bu" diye belirtti.(cnntürk)
15 Temmuz darbe girişimi sonrası 13 Alevi derneğinin kapatılmasını Eskişehir Hacı Bektaş Veli Kültür Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Kamer Ali Durur ve Cemevi Dedesi Seyit İbrahim Erenler değerlendirdi.
15 Temmuz'un ardından kapatılan 13 derneğin başkanlarının Alevi olmadığını aktaran Başkan Kamer Ali Durur, kapatma kararının faydalı olduğunu söyledi. Söz konusu dernekleri "çakma" olarak nitelendiren Başkan Durur, "Kapatılan 13 Alevi derneği var. Bu dernekler sadece tabela dernekleriydi. Bunların çakma dernekler olduğunu biliyorduk. Bunu defalarca da dillendirmemize rağmen ne yazık ki bu taleplerimiz göz ardı edildi. Onlar bizi hiçbir zaman temsil etmedi ve bu kuruluşların başkanları dahi Alevi değildi. Sadece belki içlerinde bir iki tane Alevi vatandaşımız ve canımız olabilir, ama bunlar tamamen Fethullahçı Terör Örgütü ile bağlantılı çalışan gruplardı. Kapatılmalarında da zaten fayda vardı. Bizim de istediğimiz buydu" dedi.
Başbakan'la görüştüler
Başbakan Binali Yıldırım ile Ankara'da bir araya gelerek görüştüklerini belirten Başkan Durur, cemevlerinin arsa tahsisi konusunda söz aldıklarını ifade etti. Bundan sonraki süreçte FETÖ'ya bağlı dernekler yerine kendilerinin muhatap alınacağını kaydeden Başkan Durur, "Dün sayın Başbakanımız ile birlikteydik. Bir programımız vardı. Alevi Vakıfları Federasyonu ve Alevi Dernekleri Federasyonu olarak katıldık. Sayın Başbakanımıza bu konuları da ilettiğimizde, kendisi de bu konuda gerçekten hassas olduğunu ve bundan sonraki süreçte de muhatap olarak bizleri göreceğini ve özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararlar vardı. Bu kararlar doğrultusunda ayrıca cemevlerinin arsa tahsisi konusunda yardımcı olacağını ve bu konuda gerekli sözleri de aldık" şeklinde konuştu.
'Oyunu bozduk'
FETÖ'ya bağlı olarak kurulan 13 dernekte farklı şeylerin döndüğünden söz eden Başkan Kamer Ali Durur, "Alevi yolunu ve erkanını sürdürmediklerinden anlaşılıyordu. Çünkü oraya saf ve temiz duyguları ile giden Alevi canlar gittiği zaman, orada farklı şeylerin döndüğünü görüyorlardı. Var olan kurumlarımızla da irtibata geçtikleri için bu konuda bilgi sahibi olmuştuk. Cumhuriyet döneminde özellikle 90'lı yıllardan bu yana Aleviler üzerinde ciddi anlamda oyunlar dönüyor. Yani özellikle bu Alevi ve Sünni çatışması oluşturmak anlamında bu. Gerek Sünni canlarımız, dostlarımız olsun; gerek Alevi camiası olsun biz bu oyunlara gelmedik. Bu oyunu bozduk. Tabi bu süreç halen devam ediyor. Fethullahçı Terör Örgütü, Aleviler üzerinde ciddi bir çatışma ortamı oluşturmak istiyor. Bizler, Alevi inancına sahip olan kurumlar olarak gerekli toplantılarımızı yaptık. Üyelerimizi bilgilendirdik ve bundan sonraki süreçte de daha temkinli yaklaşıp, daha duyarlı olacağız. Yani Alevisi, Sünnisi, Kürdüyle, Türküyle biz tek gücüz ve varlığız. Bunu bu şekilde de sürdürmeye devam edeceğiz. Yani bu oyunlara gelmeyeceğiz, tam tersi biz bu oyunları bozacağız" diye konuştu.
Ali'siz alevilik
Kapatılan 13 dernekte Ali'siz Alevilik projesinin yer aldığı öne sürülürken, Başkan Durur bu iddialara da cevap verdi. Başkan Durur, "Ali'siz Aleviliğin zaten Alevi inancında yeri yok. Çünkü biz hak Muhammed, Ali yoluna gönül vermiş olan insanlarız. Eğer Ali'yi çıkarırsanız, Alevilik o zaman yok olur. Alevilik denilen bir şey olmaz. Biz tamamen Allah'a kul, Muhammed Mustafa'ya ümmet, Ali'ye talip olan insanlarız" ifadelerine yer verdi.
'İslamiyet'te bunların yeri yok'
Cemevi dedesi Seyit İbrahim Erenler ise, en ufak bir olayda hedefin Alevi mahalleleri olduğundan söz etti. Karanlık güçlerin Alevi-Sünni çatışması için halen mücadele verdiğini sözlerine ekleyen Erenler, "Öncelikle milletimizin başı sağ olsun diyorum. Bu hain olayda, darbe girişiminde hayatını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Canlarımıza baktığımız zaman, Aleviler bugüne kadar ne zaman darbe olsa yara almış insanlar. Bu yola ve erkana sığmayan bir durum; hainlik yada itaatsizlik. Allah'ın emrine karşı gelme, peygamberin emrine karşı gelme; suçsuz, masum insanları öldürme, arkadan vurma ki zaten İslamiyet'te bunların yeri yoktur. Dört kapı kırk makam, insanı kamil olma yolunda, kesinlikle yeri yoktur. Karşıt gruplardan, fikirleri bağdaşmayan, sempati duymayan insanlardan zarar gelebilir. Alevi mahallerine saldırmasınlar. Eğer Allah'a inançları varsa, Müslüman Müslümanın kardeşidir. Allah bunu kitabında söylüyor, 'Dileseydim sizi tek bir ümmet yapardım. Haydi birbirinizle iyilik yarışına girin.' Bizler, insanın insanca değer yargıları ile yaşayan bir toplum olsun istiyoruz. Bizim tek derdimiz bu" diye belirtti.(cnntürk)
Türkiye ABD’ye Gülen’le ilgili 85 kutu belge gönderdi
Amerikan Washington Post gazetesi bugün Fethullah Gülen'le ilgili çarpıcı bir analiz yayımladı.
“77 yaşında, kırılgan ve Pennsylvania’da yaşıyor. Türkiye onun darbe girişiminin beyni olduğunu söylüyor” başlıklı yazıda, Gülen’in15 Temmuz’da 200’den fazla kişinin ölümüne neden olan kanlı girişimi yönetmekle suçlandığı belirtiliyor.
TÜRKİYE 85 KUTU BELGE GÖNDERDİ
Ankara’nın Gülen’in Türkiye’ye iadesini istendiği hatırlatılan yazıda, Türk makamları tarafından ABD Adalet Bakanlığı’na 85 kutu delil belgesi verdiği belirtiliyor.
Washington'da incelenmeye başlanan 85 kutu belgeyle, Türkiye’nin Gülen'in toplumunun her alanına nasıl sızdığını ve darbenin beyni olduğunu kanıtlamayı amaçladığı ifade ediliyor.
ABD’YE TURİST VİZESİYLE GELDİ
Gülen’in ABD’ye turist olarak giriş yaptığı 1999 yılından sonra ülkeden göndermek için yıllarca uğraştığı, sonrasında ise ABD’nin hiçbir politik girişim olmadan Gülen’e yeşil kart verildiği anlatılıyor.
Haberde, Gülen’in dünya çapında bilinen Hizmet Hareketinin köklerinin de 1999 yılında ABD’de atıldığı yazılıyor.
Gazetenin haberinde Gülen’in okullarının dünyada ve ABD’de yaygın olduğu anlatılırken bunların pek çoğunun yüksek performanslı okullar olduğu belirtiliyor. Hatta Teksas’taki bir charter okulunun Obama yöetimi tarafından düzenlenen bir yarışmada 30 milyon dolarlık burs kazandığı aktarılıyor.
Öte yandan Gülen’e ait bazı okullarda sorunlar yaşandığı, dolandırıcılık iddialarının ortaya atıldığı belirtiliyor. Georgia eyaletindeki bir okul ise 2014 yılında yapılan denetim sırasında tespit edilen usulsüzlük nedeniyle kapatılmış.
Haberde Gülen’in okullarıyla ilgili şu tespite de yer verilmiş: “Pek çok charter okulunun Gülen’le olan bağlantılarını inkâr ettikleri de biliniyor. Ancak bu okulların bazı ortak özellikleri var: Türkler tarafından açıldılar. Eğitimde Gülen’in tavsiye ettiği gibi matematik, bilim ve teknolojiye ağırlık veriliyor. Hepsinde ortak bir misyon izleniyor ve Türk dili ile Türk kültürünü öğrenmenin imkanlarını sunuyor.”
HILLARY CLINTON’A BAĞIŞ YAPILMIŞ
Gülen Hizmetinin üyelerinin Beyaz Saray’da verilen yemek davetlerine katıldığını ve hükümet yetkililerini konferanslarda ve törenlerde ağırladıklarını aktaran gazete, Türk Amerikan Birliği’nin yılda bir kez yapılan büyük organizasyonuna yüksek seviyedeki Amerikalıların katıldığını hatta 2008 yılında eski ABD Başkan Bill Clinton’ın video aracılığıyla katılarak konuşma yaptığını hatırlatıyor.
Yazıda son yıllarda Gülen hareketine bağlı kişiler ve organizasyonların politikacılara yüzbinlerce dolarlık bağış yaptığı da belirtiliyor. Bağış yapılan isimler arasında Başkan adayı Hillary Clinton, eski Beyaz Saray sözcüsü John Boehner, eski Teksas valisi ve başkan aday Rick Perry gibi pek çok politikacı bulunuyor.
Öte yandan Washington Post’un elde ettiği bilgilere göre, 2007 yılından beri Gülen hareketiyle bağlantısı olan 10’dan fazla organizasyon 289 kongre gezisine sponsor oldu, bunların yarısı Türkiye’ye düzenlenen gezilerdi.
FBI SORUŞTURMALARI SONUÇSUZ KALDI
Yazının bir bölümünde “Gülen organizasyonunun nasıl çalıştığına yönelik şeffaflığın bulunmaması – örneğin federal dosyalarda organizasyona mali destek sağlayanların isimlerinin bulunmaması, hiyerarşik yapının bilinmemesi ve para kaynaklarının açık olmaması- şüpheleri artırıyor” deniliyor.
“FBI tarafından geçmişte ve günümüzde yürütülen mali soruşturmalarda, okullardan iş derneklerine, Gülen bağlantılı girişimler hakkında incelemeler yapılmasına rağmen hiçbir suçlamada bulunulmadı” denilen haberde Gülen’in onursal başkanı olduğu Rumi Forum’un yöneticisi Emre Çelik’in sözlerine yer verilmiş. Mali düzensizliklerle ilgili konuşan Çelik, “Tüm kurumların kendi yönetim kurulları var. Yapılan ve yapılmayanlarla ilgili sorumluluk yönetim kurullarına aittir. Gülen herhangi bir resmi yetkiye sahip değil. Onun günlük görevleri arasında hiçbir ülkedeki hiçbir kurumu yönetmek yok. Tek görevi yazmak ve konuşmak” diyor.
ESKİ CIA ŞEFİ YEŞİL KART İÇİN MEKTUP YAZDI
Eski CIA şefi Graham Fuller’ın geçtiğimiz ay Huffington Post gazetesine yazdığı yazıdan alıntı yapılan haberde Fuller’ın şu sözlerine yer veriliyor: “İslami hareketler arasında Hizmet’i, mantıklı, ılımlı, açık fikirli olması sebebiyle listenin en üstüne koyarım.”
Washington Post’un haberinde Fuller’ın, Gülen’in Yeşil Kart başvurusu için destek mektubu yazdığı belirtiliyor. Öte yandan AKP milletveliki Orhan Deligöz Fuller’ın 15 Temmuz gecesi Büyükada’da bir otelde toplantı yaptığını ileri sürmüştü.
ERDOĞAN GÜLEN İLİŞKİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki ilişkiye de değinilen yazıda, Erdoğan’ın 2010 yılında anayasa referandumundan zaferle çıktıktan sonra “Okyanus ötesine teşekkür ettiği” hatırlatılıyor. Ancak 2011 yılında Erdoğan’ın üçüncü dönemiyle beraber ilişkilerin bozulmaya başladığı anlatılıyor. 2012 yılında dersanelerin kapatılmasıyla sürtüşme gün yüzüne çıkarken, 2013 yılına gelindiğinde ikili arasında açık bir savaş başladığı biliniyor.
NASIL OTURMA İZNİ ALDI
Gülen’in ABD’ye gelişi ve oturma izni alana kadar geçen sürece de mercek tutulan yazıda şunlar anlatılıyor:
“Yaklaşık 10 yıl ABD’de turistik vize ile ikamet eden Gülen, bu süre boyunca göçmenlik bürosu tarafından defalarca ülkeden atılmaya çalışıldı. 2001 yılında “dini çalışan” olarak göçmen vizesine başvuru yapan Gülen bundan 18 ay sonra ise oturma izni talebinde bulundu. bu talep henüz cevaplanmadan, ABD Gülen’in ‘dini’ vizesini açıklanmayan bir sebepten iptal etti. Gülen bu kararı temyize götürdü ve bu kez 2006 yılında “eğitimci” sıfatıyla ve “özel yetenekli” kişiler için açılan bir programla daimi oturma iznine başvurdu. Bu başvurusu ise 2007 yılında reddedildi. Gülen bu gelişmelerin üzerine mağdur edildiğini öne sürerek dava açtı. Bir yıldan uzun süren davada Pennsylvania savcısı Gülen’in bir okulda eğitim vermediğini; ne bir eğitimci olduğunu ne de “özel yetenekli” olduğunu savundu. Ancak Türk ve ABD’li yetkililerin desteğiyle Gülen 2008 yılında davayı kazandı.” Sözcü
“77 yaşında, kırılgan ve Pennsylvania’da yaşıyor. Türkiye onun darbe girişiminin beyni olduğunu söylüyor” başlıklı yazıda, Gülen’in15 Temmuz’da 200’den fazla kişinin ölümüne neden olan kanlı girişimi yönetmekle suçlandığı belirtiliyor.
TÜRKİYE 85 KUTU BELGE GÖNDERDİ
Ankara’nın Gülen’in Türkiye’ye iadesini istendiği hatırlatılan yazıda, Türk makamları tarafından ABD Adalet Bakanlığı’na 85 kutu delil belgesi verdiği belirtiliyor.
Washington'da incelenmeye başlanan 85 kutu belgeyle, Türkiye’nin Gülen'in toplumunun her alanına nasıl sızdığını ve darbenin beyni olduğunu kanıtlamayı amaçladığı ifade ediliyor.
ABD’YE TURİST VİZESİYLE GELDİ
Gülen’in ABD’ye turist olarak giriş yaptığı 1999 yılından sonra ülkeden göndermek için yıllarca uğraştığı, sonrasında ise ABD’nin hiçbir politik girişim olmadan Gülen’e yeşil kart verildiği anlatılıyor.
Haberde, Gülen’in dünya çapında bilinen Hizmet Hareketinin köklerinin de 1999 yılında ABD’de atıldığı yazılıyor.
Gazetenin haberinde Gülen’in okullarının dünyada ve ABD’de yaygın olduğu anlatılırken bunların pek çoğunun yüksek performanslı okullar olduğu belirtiliyor. Hatta Teksas’taki bir charter okulunun Obama yöetimi tarafından düzenlenen bir yarışmada 30 milyon dolarlık burs kazandığı aktarılıyor.
Öte yandan Gülen’e ait bazı okullarda sorunlar yaşandığı, dolandırıcılık iddialarının ortaya atıldığı belirtiliyor. Georgia eyaletindeki bir okul ise 2014 yılında yapılan denetim sırasında tespit edilen usulsüzlük nedeniyle kapatılmış.
Haberde Gülen’in okullarıyla ilgili şu tespite de yer verilmiş: “Pek çok charter okulunun Gülen’le olan bağlantılarını inkâr ettikleri de biliniyor. Ancak bu okulların bazı ortak özellikleri var: Türkler tarafından açıldılar. Eğitimde Gülen’in tavsiye ettiği gibi matematik, bilim ve teknolojiye ağırlık veriliyor. Hepsinde ortak bir misyon izleniyor ve Türk dili ile Türk kültürünü öğrenmenin imkanlarını sunuyor.”
HILLARY CLINTON’A BAĞIŞ YAPILMIŞ
Gülen Hizmetinin üyelerinin Beyaz Saray’da verilen yemek davetlerine katıldığını ve hükümet yetkililerini konferanslarda ve törenlerde ağırladıklarını aktaran gazete, Türk Amerikan Birliği’nin yılda bir kez yapılan büyük organizasyonuna yüksek seviyedeki Amerikalıların katıldığını hatta 2008 yılında eski ABD Başkan Bill Clinton’ın video aracılığıyla katılarak konuşma yaptığını hatırlatıyor.
Yazıda son yıllarda Gülen hareketine bağlı kişiler ve organizasyonların politikacılara yüzbinlerce dolarlık bağış yaptığı da belirtiliyor. Bağış yapılan isimler arasında Başkan adayı Hillary Clinton, eski Beyaz Saray sözcüsü John Boehner, eski Teksas valisi ve başkan aday Rick Perry gibi pek çok politikacı bulunuyor.
Öte yandan Washington Post’un elde ettiği bilgilere göre, 2007 yılından beri Gülen hareketiyle bağlantısı olan 10’dan fazla organizasyon 289 kongre gezisine sponsor oldu, bunların yarısı Türkiye’ye düzenlenen gezilerdi.
FBI SORUŞTURMALARI SONUÇSUZ KALDI
Yazının bir bölümünde “Gülen organizasyonunun nasıl çalıştığına yönelik şeffaflığın bulunmaması – örneğin federal dosyalarda organizasyona mali destek sağlayanların isimlerinin bulunmaması, hiyerarşik yapının bilinmemesi ve para kaynaklarının açık olmaması- şüpheleri artırıyor” deniliyor.
“FBI tarafından geçmişte ve günümüzde yürütülen mali soruşturmalarda, okullardan iş derneklerine, Gülen bağlantılı girişimler hakkında incelemeler yapılmasına rağmen hiçbir suçlamada bulunulmadı” denilen haberde Gülen’in onursal başkanı olduğu Rumi Forum’un yöneticisi Emre Çelik’in sözlerine yer verilmiş. Mali düzensizliklerle ilgili konuşan Çelik, “Tüm kurumların kendi yönetim kurulları var. Yapılan ve yapılmayanlarla ilgili sorumluluk yönetim kurullarına aittir. Gülen herhangi bir resmi yetkiye sahip değil. Onun günlük görevleri arasında hiçbir ülkedeki hiçbir kurumu yönetmek yok. Tek görevi yazmak ve konuşmak” diyor.
ESKİ CIA ŞEFİ YEŞİL KART İÇİN MEKTUP YAZDI
Eski CIA şefi Graham Fuller’ın geçtiğimiz ay Huffington Post gazetesine yazdığı yazıdan alıntı yapılan haberde Fuller’ın şu sözlerine yer veriliyor: “İslami hareketler arasında Hizmet’i, mantıklı, ılımlı, açık fikirli olması sebebiyle listenin en üstüne koyarım.”
Washington Post’un haberinde Fuller’ın, Gülen’in Yeşil Kart başvurusu için destek mektubu yazdığı belirtiliyor. Öte yandan AKP milletveliki Orhan Deligöz Fuller’ın 15 Temmuz gecesi Büyükada’da bir otelde toplantı yaptığını ileri sürmüştü.
ERDOĞAN GÜLEN İLİŞKİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki ilişkiye de değinilen yazıda, Erdoğan’ın 2010 yılında anayasa referandumundan zaferle çıktıktan sonra “Okyanus ötesine teşekkür ettiği” hatırlatılıyor. Ancak 2011 yılında Erdoğan’ın üçüncü dönemiyle beraber ilişkilerin bozulmaya başladığı anlatılıyor. 2012 yılında dersanelerin kapatılmasıyla sürtüşme gün yüzüne çıkarken, 2013 yılına gelindiğinde ikili arasında açık bir savaş başladığı biliniyor.
NASIL OTURMA İZNİ ALDI
Gülen’in ABD’ye gelişi ve oturma izni alana kadar geçen sürece de mercek tutulan yazıda şunlar anlatılıyor:
“Yaklaşık 10 yıl ABD’de turistik vize ile ikamet eden Gülen, bu süre boyunca göçmenlik bürosu tarafından defalarca ülkeden atılmaya çalışıldı. 2001 yılında “dini çalışan” olarak göçmen vizesine başvuru yapan Gülen bundan 18 ay sonra ise oturma izni talebinde bulundu. bu talep henüz cevaplanmadan, ABD Gülen’in ‘dini’ vizesini açıklanmayan bir sebepten iptal etti. Gülen bu kararı temyize götürdü ve bu kez 2006 yılında “eğitimci” sıfatıyla ve “özel yetenekli” kişiler için açılan bir programla daimi oturma iznine başvurdu. Bu başvurusu ise 2007 yılında reddedildi. Gülen bu gelişmelerin üzerine mağdur edildiğini öne sürerek dava açtı. Bir yıldan uzun süren davada Pennsylvania savcısı Gülen’in bir okulda eğitim vermediğini; ne bir eğitimci olduğunu ne de “özel yetenekli” olduğunu savundu. Ancak Türk ve ABD’li yetkililerin desteğiyle Gülen 2008 yılında davayı kazandı.” Sözcü
5 milyon tapuya FETÖ gözaltısı
Tüm tapu müdürlüklerine gönderilen resmi yazıyla alım-satım işlemleri durduruldu. FETÖ üyelerinin mal varlıklarını satmasını önlemek için alınan tedbir kararının işlemler tamamlanana kadar devam edeceği öğrenildi. FETÖ'cülere ait tapu sayısının 5 milyona yakın olduğu bildiriliyor.
Türkiye genelinde bütün tapu müdürlüklerine resmi bir yazı gönderildi. Yazı üzerine başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok tapu müdürlükleri, dün alım-satım işlemlerini yapmadı.
Gönderilen yazı üzerine işlem yapmayan tapu müdürlükleri gün boyu, kendilerine gönderilen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi kişilerin mal varlıklarının satımını önlemek için tedbir kararları aldı.
15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin başarısız olması üzerine panikleyen FETÖ üyelerinin mal varlıkları üzerine savcılık tarafından tedbir kararı çıkarıldı. FETÖ'nün şantaj ve himmetle elde ettiği mal varlıklarının envanteri çıkarılması üzerine tapu daireleri ve bankalara yazı yazılarak gerekli işlemlerin başlatılması talimatı verildi. Vatan’dan Çağdaş Ulus’un haberine göre; FETÖ'cü çeteye hizmet edip mal devirlerine aracılık eden mali müşavirler ve avukatların da listesi çıkarıldı.
Geçtiğimiz hafta yayımlanan Milli Emlak Tebliği'ne göre, kapatılan kurum ve kuruluşların mülkiyetindeki binalardaki taşınırlar, güvenlik önlemleri alınarak aynen muhafaza edilecek. Kiralama suretiyle kullanılan binalardaki taşınırlar ise öncelikle ilgili ve ihtiyacı olan kamu kurum veya kuruluşuna devredilecek.
MAL VARLIĞINA TEDBİR
FETÖ üyelerinin mal varlıklarını dondurma kararı alması, satması gibi işlemlerin önüne geçebilmek için dün Türkiye genelindeki tüm tapu müdürlüklerine resmi bir yazı gönderildi. Söz konusu uygulama sebebiyle başta İstanbul ve Ankara olmak üzere dün tapu müdürlüklerinde alım-satım gibi pek çok işlem yapılamadı. İşlemler tamamlanana kadar uygulamanın devam edeceği öğrenilirken tapuya gelen vatandaşlar işlemlerin bir süre yapılmayacağına dair bilgiyi öğrenince tapudan işlem yapmadan ayrılmak zorunda kaldı. Bazı tapularda ise kısmi işlem yapıldığını belirten tapu yetkilileri, kendilerine gelen isim listelerinin kayıtlardan tek tek incelemeye tabi tutulduğunu belirtti. Sözcü
Türkiye genelinde bütün tapu müdürlüklerine resmi bir yazı gönderildi. Yazı üzerine başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok tapu müdürlükleri, dün alım-satım işlemlerini yapmadı.
Gönderilen yazı üzerine işlem yapmayan tapu müdürlükleri gün boyu, kendilerine gönderilen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi kişilerin mal varlıklarının satımını önlemek için tedbir kararları aldı.
15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin başarısız olması üzerine panikleyen FETÖ üyelerinin mal varlıkları üzerine savcılık tarafından tedbir kararı çıkarıldı. FETÖ'nün şantaj ve himmetle elde ettiği mal varlıklarının envanteri çıkarılması üzerine tapu daireleri ve bankalara yazı yazılarak gerekli işlemlerin başlatılması talimatı verildi. Vatan’dan Çağdaş Ulus’un haberine göre; FETÖ'cü çeteye hizmet edip mal devirlerine aracılık eden mali müşavirler ve avukatların da listesi çıkarıldı.
Geçtiğimiz hafta yayımlanan Milli Emlak Tebliği'ne göre, kapatılan kurum ve kuruluşların mülkiyetindeki binalardaki taşınırlar, güvenlik önlemleri alınarak aynen muhafaza edilecek. Kiralama suretiyle kullanılan binalardaki taşınırlar ise öncelikle ilgili ve ihtiyacı olan kamu kurum veya kuruluşuna devredilecek.
MAL VARLIĞINA TEDBİR
FETÖ üyelerinin mal varlıklarını dondurma kararı alması, satması gibi işlemlerin önüne geçebilmek için dün Türkiye genelindeki tüm tapu müdürlüklerine resmi bir yazı gönderildi. Söz konusu uygulama sebebiyle başta İstanbul ve Ankara olmak üzere dün tapu müdürlüklerinde alım-satım gibi pek çok işlem yapılamadı. İşlemler tamamlanana kadar uygulamanın devam edeceği öğrenilirken tapuya gelen vatandaşlar işlemlerin bir süre yapılmayacağına dair bilgiyi öğrenince tapudan işlem yapmadan ayrılmak zorunda kaldı. Bazı tapularda ise kısmi işlem yapıldığını belirten tapu yetkilileri, kendilerine gelen isim listelerinin kayıtlardan tek tek incelemeye tabi tutulduğunu belirtti. Sözcü
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber,
ohal
56 hakim ve savcı hakkında yakalama kararı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen hakim ve savcılardan bulunamayan 56 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın darbe girişiminin ardından başlattığı soruşturma kapsamında, aralarında Yargıtay, Danıştay, Ankara Vergi Mahkemesi üyeleri, Ankara Adliyesi hakim ve savcılarının da aralarında bulunduğu 3 binin üzerinde kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti.
Bu kişilerden büyük çoğunluğu gözaltına alınıp savcılık sorgularının ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Memur Suçları Soruşturma Bürosunda görevli cumhuriyet savcısının talebi üzerine gözaltı kararı bulunmasına rağmen yakalanamayan 56 kişi, hakkında Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkarıldı.
Kamuoyunda "Kozmik Oda" olarak bilinen soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgili, soruşturmanın hakimlerinden Halil İbrahim Kütük, Anayasa Mahkemesi Raportörü Tarık Kavak, Hrant Dink davasında 2 MİT görevlisine takipsizlik veren eski Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Savut, eski Adalet Bakanlığı Başmüfettişi Mete Ercoşgun, kamuoyunda "Selam Tevhid" olarak bilinen "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" soruşturmasında usulsüz dinleme talep ettiği gerekçesiyle açığa alınan savcı Salim Duran hakkında yakalama kararı çıkarılanlar arasında bulunuyor. Hürriyet
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın darbe girişiminin ardından başlattığı soruşturma kapsamında, aralarında Yargıtay, Danıştay, Ankara Vergi Mahkemesi üyeleri, Ankara Adliyesi hakim ve savcılarının da aralarında bulunduğu 3 binin üzerinde kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti.
Bu kişilerden büyük çoğunluğu gözaltına alınıp savcılık sorgularının ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Memur Suçları Soruşturma Bürosunda görevli cumhuriyet savcısının talebi üzerine gözaltı kararı bulunmasına rağmen yakalanamayan 56 kişi, hakkında Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkarıldı.
Kamuoyunda "Kozmik Oda" olarak bilinen soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgili, soruşturmanın hakimlerinden Halil İbrahim Kütük, Anayasa Mahkemesi Raportörü Tarık Kavak, Hrant Dink davasında 2 MİT görevlisine takipsizlik veren eski Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Savut, eski Adalet Bakanlığı Başmüfettişi Mete Ercoşgun, kamuoyunda "Selam Tevhid" olarak bilinen "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" soruşturmasında usulsüz dinleme talep ettiği gerekçesiyle açığa alınan savcı Salim Duran hakkında yakalama kararı çıkarılanlar arasında bulunuyor. Hürriyet
Hüseyin Gülerce 15 Temmuz darbe girişiminin 1 numarasını açıkladı
Hüseyin Gülerce 24 TV'de yaptığı açıklamada 15 Temmuz darbe girişiminin 1 numarası Adil Öksüz olduğunu söyledi.
Yıllarca Gülen'in en yakınlarında yer alan, o dönemki tabirle "cemaat"in en önemli isimlerinden biri olarak zikredilen Hüseyin Gülerce 24 TV'de darbe girişimini değerlendirdi.
'1 numara Adil Öksüz'dür'
Darbe girişiminin 1 numarasının kim olduğuna yönelik soruya yanıt veren Gülerce, "Adil Öksüz o gece Akıncılar Üssü'nde görüntüleri olduğu söyleniyor. Varsa diye konuşuyorum. O zaman Öksüz darbe girişiminin kesinlikle 1 numarasıdır. Kesin. Bu darbe girişiminin merkez üssü Akıncı Üssü çıktı mı, çıktı. Orada da bu İlahiyat Yardımcı Doçenti görüldüyse kesinlikle 1 numara odur.
Bunun 1 numara olduğu düşüncesini kuvvetlendiren bir şey daha var. Bu adam son 20 gün içerisinde, birisi darbe girişiminden 3 gün olmak üzere Pensilvanya'ya gitmiş. Kafamdaki şablona göre böyle bir darbenin son talimatlarını Fethullah Gülen son talimatlarını telefonla vermemiştir. Şifahi olarak vermiştir. Bir yardımcı ilahiyat doçenti Pensilvanya'yı kapı komşusu yapmış. Bu nasıl bir şey." dedi.
Yıllarca Gülen'in en yakınlarında yer alan, o dönemki tabirle "cemaat"in en önemli isimlerinden biri olarak zikredilen Hüseyin Gülerce 24 TV'de darbe girişimini değerlendirdi.
'1 numara Adil Öksüz'dür'
Darbe girişiminin 1 numarasının kim olduğuna yönelik soruya yanıt veren Gülerce, "Adil Öksüz o gece Akıncılar Üssü'nde görüntüleri olduğu söyleniyor. Varsa diye konuşuyorum. O zaman Öksüz darbe girişiminin kesinlikle 1 numarasıdır. Kesin. Bu darbe girişiminin merkez üssü Akıncı Üssü çıktı mı, çıktı. Orada da bu İlahiyat Yardımcı Doçenti görüldüyse kesinlikle 1 numara odur.
Bunun 1 numara olduğu düşüncesini kuvvetlendiren bir şey daha var. Bu adam son 20 gün içerisinde, birisi darbe girişiminden 3 gün olmak üzere Pensilvanya'ya gitmiş. Kafamdaki şablona göre böyle bir darbenin son talimatlarını Fethullah Gülen son talimatlarını telefonla vermemiştir. Şifahi olarak vermiştir. Bir yardımcı ilahiyat doçenti Pensilvanya'yı kapı komşusu yapmış. Bu nasıl bir şey." dedi.
Ahmet Davutoğlu'na ölüm tehdidi
Ahmet Davutoğlu için son dakika haberi geldi. Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, bugün katıldığı bir cenaze namazı sırasında yanına yaklaşan Erhan Yiğit adlı kişi tarafından tehdit edildi. Mahkemeye sevk edilen Yiğit, her hafta karakola imza vermesi şartı ve yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Edinilen bilgiye göre ünlü mimar Turgut Cansever'in eşi Nilüfer Cansever'in cenaze namazına katılmak için saat 13:15'de Fatih Cami'ne gelen Ahmet Davutoğlu, onu selamlayarak yanına yaklaşan, hatta elini sıkan Erhan Yiğit, tarafından ölümle tehdit edildi.
Davutoğlu'na yönelik, "Şimdi sen beni öldür yoksa ben seni öldüreceğim" şeklinde sözler sarfeden Yiğit, koruma polislerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirildi.
Davutoğlu'nun yakın koruma ekibi tarafından yakalayarak emniyet yetkililerine teslim edilen şüpheli önce polis merkezine götürüldü ardından adliyeye sevk edildi.
"Başkanlığını yaptığım kongrede beni engellediniz dedim"
Fatih'te bulunan Şehit Tevfik Fikret Erciyas Polis Merkezi'ne götürülerek ifadesi alınan Erhan Yiğit, daha sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi.
Elleri kelepçeli ve üzerinde 'Ben Türküm' yazılı siyah bir tişört olan zanlı, kendisini polis merkezi önünde bekleyen gazetecilerin Davutoğlu'nu neden tehdit ettiği yönündeki soruları üzerine, “Tehdit değil. Başbakan beni önledi dedim. Tehdit yok. Rahat ol. 1 Kasım seçimlerinde neden benim başkanlığını yaptığım kongrede beni engellediniz dedim. Öldürme tehdit yok. Önlediniz dedim" diye konuştu.
Tehdit suçundan aranması çıktı
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na girişte Erhan Yiğit "Neden tehdit ettiniz?" sorusu üzerine "Vatan sana canım feda" şeklinde cevap verdi. Piskolojik sorunları olduğu iddia edilen Yiğit'in daha önce de tehdit suçundan aranması olduğu öğrenildi.
Yiğit savcılık sorgusunun ardından adli kontrol şartı ile mahkemeye sevk edildi.
Serbest bırakıldı
Erhan Yiğit, her hafta karakola imza vermesi şartı ve yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Ancak başka bir dosyası nedeniyle akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti istenen Yiğit'in Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edileceği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre ünlü mimar Turgut Cansever'in eşi Nilüfer Cansever'in cenaze namazına katılmak için saat 13:15'de Fatih Cami'ne gelen Ahmet Davutoğlu, onu selamlayarak yanına yaklaşan, hatta elini sıkan Erhan Yiğit, tarafından ölümle tehdit edildi.
Davutoğlu'na yönelik, "Şimdi sen beni öldür yoksa ben seni öldüreceğim" şeklinde sözler sarfeden Yiğit, koruma polislerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirildi.
Davutoğlu'nun yakın koruma ekibi tarafından yakalayarak emniyet yetkililerine teslim edilen şüpheli önce polis merkezine götürüldü ardından adliyeye sevk edildi.
"Başkanlığını yaptığım kongrede beni engellediniz dedim"
Fatih'te bulunan Şehit Tevfik Fikret Erciyas Polis Merkezi'ne götürülerek ifadesi alınan Erhan Yiğit, daha sonra Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi.
Elleri kelepçeli ve üzerinde 'Ben Türküm' yazılı siyah bir tişört olan zanlı, kendisini polis merkezi önünde bekleyen gazetecilerin Davutoğlu'nu neden tehdit ettiği yönündeki soruları üzerine, “Tehdit değil. Başbakan beni önledi dedim. Tehdit yok. Rahat ol. 1 Kasım seçimlerinde neden benim başkanlığını yaptığım kongrede beni engellediniz dedim. Öldürme tehdit yok. Önlediniz dedim" diye konuştu.
Tehdit suçundan aranması çıktı
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na girişte Erhan Yiğit "Neden tehdit ettiniz?" sorusu üzerine "Vatan sana canım feda" şeklinde cevap verdi. Piskolojik sorunları olduğu iddia edilen Yiğit'in daha önce de tehdit suçundan aranması olduğu öğrenildi.
Yiğit savcılık sorgusunun ardından adli kontrol şartı ile mahkemeye sevk edildi.
Serbest bırakıldı
Erhan Yiğit, her hafta karakola imza vermesi şartı ve yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Ancak başka bir dosyası nedeniyle akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti istenen Yiğit'in Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edileceği öğrenildi.
Yeniden yapılandırma Meclis'te kabul edildi
Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerince takip edilen vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, askerlik, seçim, nüfus, trafik karayolu geçiş ücreti ve RTÜK idari para cezaları, gümrük vergileri, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, genel sağlık sigortası prim alacakları ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz ve gecikme cezaları yeniden yapılandırılacak.
Ayrıca belediyelerin idari para cezaları, su, atık su ve katı atık ücreti alacakları, belediyelere ödenmesi gereken paylar hariç, beyana dayanan vergilerde ve 2016'ya ilişkin 30 Haziran'dan önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları da yeniden yapılandırma kapsamında yer alacak.
Yapılandırmalar, 30 Haziran da dahil, bu tarihten önceki dönemi kapsayacak.
Kesinleşmiş kamu alacakların asıl tutarlarının tahsilinden vazgeçilmeyecek. Bu asıllara uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezası yerine yurt içi ÜFE esas alınarak belirlenecek tutar ödenecek.
Düzenleme neleri kapsıyor?
-Düzenleme 30 Haziran 2016 tarihine kadar olan borçları kapsayacak.
- Vergi ve prim borçlarında indirim yapılmayacak.
- Borçlara uygulanan gecikme zammı silinecek ve yurtiçi fiyat endeksi artışı kadar fark eklenecek
- İndirimle belirlenen yeni borca 18 ay taksit imkanı verilecek.
- Borcunu peşin ödeyene 'faiz ve gecikme zammı'nın yüzde 50'si oranında ilave bir indirim daha yapılacak.
- İtilaflı vergi ve sigorta borçları yeniden yapılandırılacak.
- Devam eden bir vergi incelemesine dönük olarak belli oranda bildirimde bulunulur ve bu ödemeler yapılırsa vergi ödemeleri de süratle tamamlanır.
-Stok affı getirilecek.
- Gecikme zammı silinecek, kalan tutara yurtiçi fiyat endeksi artışı kadar fark eklenecek
- İndirimle belirlenen yeni borca 18 ay taksit imkanı sağlanacak.
-Borcunu peşin ödeyenlere ise ilave bir indirim daha sağlanacak.
- Başta emlak vergisi olmak üzere belediyeler tarafından tahsil edilen vergiler ve hizmet bedelleri de yeniden yapılandırma kapsamına giriyor.
- Vergi ve prim borcu peşin ödenirse faiz ve gecikme zammının yüzde 50'si alınmayacak.
- Düzenleme ile işletmelerin kasa ve ortaklardan alacaklarına ilişkin düzenlemeye gidilecek.
- İşletmede olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizatın kayıt altına alınması sağlanacak.
- Kasa mevcutları düzeltilecek.
- Gelir ve kurumlar vergisi ile KDV mükelleflerinin geçmiş 5 yıla ilişkin olarak daha önce beyan ettikleri tutarları belli oranlarda artırmaları halinde Maliye Bakanlığı'nın geçmişe dönük herhangi bir vergi incelemesi yapılmayacak.(cnntürk)
4 eski bakan hakkında 'FETÖ yöneticiliğinden' suç duyurusu
İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin hakkında “FETÖ Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden” suç duyurusunda bulundu. Dilekçesi savcılık tarafından kabul edilen avukat Bekiroğlu, 4 bakanın FETÖ ile irtibatının olup olmadığıyla ilgili ayrıntılı soruşturma yapılmasını ve haklarında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etti.
İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe sunarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin’in FETÖ yöneticiliği, silahlı terör örgütü ile fikir ve eylem birliği içerisinde örgütle irtibatlı olarak örgüt mensuplarını darbeye zemin hazırlamak için devletin kademelerine yerleştirilmesini sağladıklarını iddia etti. Avukat Bekiroğlu’nun şüpheliler hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Meclis Araştırma Komisyonu’nun araştırma başlatmasını talep ettiği ifadeler içeren dilekçe, savcılık tarafından kabul edildi.
Avukat Bekiroğlu, Bülent Arınç’ın FETÖ ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğini öne sürerek, buna dair değerlendirmelere yer verdiği dilekçesinde, “Milli sırlarımızın FETÖ tarafından çalınması eyleminin kendi üzerinden gerçekleştirilmesine müsaade etmiş, bu şekilde kullanılmış olmasına rağmen her fırsatta eli kanlı silahlı terör örgütü liderini övmüş, ona laf getirtmemiştir” ifadelerine yer verdi.
“Tüm suç aletlerine el konulsun”
cnntürk'ün haberine göre; Bekiroğlu’nun sunduğu dilekçede, şüphelilerin FETÖ ile bağlarının ortaya çıkması halinde evlerinde, iş yerlerinde arama yapılması, cep telefonlarına ve suç aletlerine el konularak imajlarının alınması istendi. Dilekçede 4 bakanın FETÖ ile bağlantıları var ise araştırılması gerektiğine vurgu yapılarak, “Şüphelilerin 15 Temmuz terör saldırısında herhangi bir rolleri var mı, bunun tespiti gerekmektedir” denildi.
Dilekçede eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 8. sınıfta yapılan OKS sınavını SBS adı ile 6,7 ve 8. sınıflara yayarak öğrencilerin 3 yıl da dershanelere gitmek zorunda bırakıldığına dikkat çekildi. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları sırasında görev yapan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en çok yanıltan isim olduğu öne sürüldü. FETÖ’nün spor alanındaki ranttan ve yönetimden de pay sahibi olabilmek için dönemin Spor Bakanı Suat Kılıç’ın vasıtası ile bu alana sızdığı iddia edilerek, “Suat Kılıç’ın Fethullah Gülen ile ilgili söylemleri incelendiğinde kendisinin yeni jenerasyon FETÖ mensubu gibi hareket ettiği izlenimi toplum gözünde hasıl olmuştur” denildi.
İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe sunarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin’in FETÖ yöneticiliği, silahlı terör örgütü ile fikir ve eylem birliği içerisinde örgütle irtibatlı olarak örgüt mensuplarını darbeye zemin hazırlamak için devletin kademelerine yerleştirilmesini sağladıklarını iddia etti. Avukat Bekiroğlu’nun şüpheliler hakkında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Meclis Araştırma Komisyonu’nun araştırma başlatmasını talep ettiği ifadeler içeren dilekçe, savcılık tarafından kabul edildi.
Avukat Bekiroğlu, Bülent Arınç’ın FETÖ ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğini öne sürerek, buna dair değerlendirmelere yer verdiği dilekçesinde, “Milli sırlarımızın FETÖ tarafından çalınması eyleminin kendi üzerinden gerçekleştirilmesine müsaade etmiş, bu şekilde kullanılmış olmasına rağmen her fırsatta eli kanlı silahlı terör örgütü liderini övmüş, ona laf getirtmemiştir” ifadelerine yer verdi.
“Tüm suç aletlerine el konulsun”
cnntürk'ün haberine göre; Bekiroğlu’nun sunduğu dilekçede, şüphelilerin FETÖ ile bağlarının ortaya çıkması halinde evlerinde, iş yerlerinde arama yapılması, cep telefonlarına ve suç aletlerine el konularak imajlarının alınması istendi. Dilekçede 4 bakanın FETÖ ile bağlantıları var ise araştırılması gerektiğine vurgu yapılarak, “Şüphelilerin 15 Temmuz terör saldırısında herhangi bir rolleri var mı, bunun tespiti gerekmektedir” denildi.
Dilekçede eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 8. sınıfta yapılan OKS sınavını SBS adı ile 6,7 ve 8. sınıflara yayarak öğrencilerin 3 yıl da dershanelere gitmek zorunda bırakıldığına dikkat çekildi. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları sırasında görev yapan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en çok yanıltan isim olduğu öne sürüldü. FETÖ’nün spor alanındaki ranttan ve yönetimden de pay sahibi olabilmek için dönemin Spor Bakanı Suat Kılıç’ın vasıtası ile bu alana sızdığı iddia edilerek, “Suat Kılıç’ın Fethullah Gülen ile ilgili söylemleri incelendiğinde kendisinin yeni jenerasyon FETÖ mensubu gibi hareket ettiği izlenimi toplum gözünde hasıl olmuştur” denildi.
Etiketler:
bülent arınç,
darbe,
fethullah gülen,
ohal
3 Ağustos 2016 Çarşamba
Fethullah Gülen'den 'kaçın' mesajı
25 Aralık soruşturması iddianamesinde "FETÖ lideri Fethullah Gülen'in, şüphelilerin de dahil oldukları örgüt üyelerine "http://www.herkul.org" adlı internet sitesinde yer alan 20 Aralık 2015'te yayınlanan "Mihneti zevk edinmişlerin yolu" başlıklı sohbetindeki ifadelerinde "kaçın" mesajı verdiği anlaşıldı" denildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan ve Fethullahçı Terör örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 25 Aralık soruşturması kapsamında usulsüz dinleme yapmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheliler Muammer Akkaş, Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar'ın, Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı PDY adlı silahlı terör örgütüne üye olduğunun anlaşıldığı belirtildi. İddinamede bazı ilginç tespitler de yer aldı. Bunlar şöyle:
* Muammer Akkaş İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'de görevli bazı polis amir ve memurları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etti. Ayrıca FETÖ'nün yapısının kontrolündeki basın ve yayın kuruluşlarının da desteğini alarak, yapının gayesi doğrultusunda "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçunu işledi.
Çok sayıda kayıt altına alındı
* Hedef şahıslar olmadıkları, dolayısıyla haklarında verilmiş bir mahkeme kararı da bulunmadığı halde yasama dokunulmazlığı bulunan 61. Hükümet'in Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 21 Temmuz 2012'den 29 Kasım 2013'e kadar 58 kez, çok sayıda bakan ve milletvekilini de bir veya birden fazla kez muhtelif tarihlerde hedef şahıslarla olan görüşmeleri kayıt altına alınarak tape haline getirildi.
Yasin El Kadı görüşmesi
* Akkaş, 61. Hükümet'in Başbakanı Erdoğan'ın Nisan 2012'de Haliç Kongre Merkezi'nde yaptığı görüşmeye ait güvenlik kamera görüntüleri ile Abdulkerim Çay'a ait e-maillerden ele geçirildiği ileri sürülen Başbakan Erdoğan'ın da içinde yer aldığı 16 fotoğrafı soruşturma dosyasına koydurttu. Başbakanı Erdoğan'ın 14 Ekim 2012'de Üsküdar'daki evinde Yasin El Kadı isimli şahısla buluştuğuna dair cell-harita görüntüsünü tutanak altına aldırdı.
* Akkaş, Erdoğan'a ulaşmak gayesiyle, danışmanları Aydın Ünal, Mustafa Varank ve Şenol Kazancı hakkında iletişimin tespiti talebinde bulunarak telefon görüşmelerini kayıt altına aldırdı. O dönem Başbakan olan Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile ilgili soruşturma yürüterek suç isnadında bulundu.
Cell haritası çıkarıldı
* Şüpheliler, hakkında dava açılan kolluk amirleriyle birlikte soruşturma adı altında aslında hakkında fezleke dahi düzenlemedikleri Turgay Ciner'i "şüpheli" sıfatıyla uzun süre dinledi. Erdoğan'ın Ankara'da resmi konutta Turgay Ciner ile yaptığı görüşmeyi baz takibi yapmak suretiyle cell haritası çıkarıldı. Bu harita dosya arasında bulundu. Yine hakkında herhangi bir takip kararı bulunmayan MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Erdoğan'ın Haliç Kongre Merkezi'ndeki görüntülerini 'uyuşturucu çetesi takip ediyor' adı altında güvenlik kamera görüntüleri temin ederek kayda alındı ve soruşturma sonrasında medyaya servis edildi.
Siyasal casusluk
* Henüz açılmış bir ihale bile olmadığı halde Erdoğan'ın Çek Cumhuriyeti'ni ziyareti sırasında yaptığı görüşmelere ilişkin fotoğrafları elde ederek dosyaya koyan şüpheliler, hükümetin projeleri arasında bulunan termik santrallerin yenilenmesi projesini medyaya sızdırmak suretiyle "siyasal casusluk" yaptı.
* Dosyada Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Celal Avar'ın, sanatçı Orhan Gencebay'ın, Vali Hüseyin Avni Coş'un ses kayıtlarının tespit edilmesine rağmen haklarında herhangi bir isnatta bulunulmadığı gibi kayıtların suç teşkil etmemesi nedeniyle imhası yapılmadı.
Fezlekeden çıkardılar
* Soruşturmayı hazırlayanların kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda 'Bu soruşturma çok önemli, bu dosyada görev almak bir şereftir, hoca efendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor' şeklinde konuştukları, ayrıca Turgay Ciner'in Fetullan Gülen ile telefon görüşmesi yaptırıldığı ve konuşma içeriğinin tape yapılmaması yönünde talimat verildiği, daha sonra Turgay Ciner'in aslında iyi bir adam olduğu yönünde konuşmalar yapıldığı, soruşturma savcısı Muammer Akkaş tarafından bizzat talimat verilmek suretiyle Turgay Ciner hakkında hazırlanan kısımların fezlekeden çıkartıldığı belirlendi.
Kaçın mesajı
* FETÖ lideri Fethullah Gülen'in, şüphelilerin de dahil oldukları örgüt üyelerine "http://www.herkul.org" adlı internet sitesinde yer alan 20 Aralık 2015'te yayınlanan "Mihneti zevk edinmişlerin yolu" başlıklı sohbetindeki ifadelerinde "kaçın" mesajı verdiği anlaşıldı. (cnntürk.com.tr)
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan ve Fethullahçı Terör örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 25 Aralık soruşturması kapsamında usulsüz dinleme yapmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheliler Muammer Akkaş, Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar'ın, Fethullah Gülen'in liderliğini yaptığı PDY adlı silahlı terör örgütüne üye olduğunun anlaşıldığı belirtildi. İddinamede bazı ilginç tespitler de yer aldı. Bunlar şöyle:
* Muammer Akkaş İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'de görevli bazı polis amir ve memurları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etti. Ayrıca FETÖ'nün yapısının kontrolündeki basın ve yayın kuruluşlarının da desteğini alarak, yapının gayesi doğrultusunda "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçunu işledi.
Çok sayıda kayıt altına alındı
* Hedef şahıslar olmadıkları, dolayısıyla haklarında verilmiş bir mahkeme kararı da bulunmadığı halde yasama dokunulmazlığı bulunan 61. Hükümet'in Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 21 Temmuz 2012'den 29 Kasım 2013'e kadar 58 kez, çok sayıda bakan ve milletvekilini de bir veya birden fazla kez muhtelif tarihlerde hedef şahıslarla olan görüşmeleri kayıt altına alınarak tape haline getirildi.
Yasin El Kadı görüşmesi
* Akkaş, 61. Hükümet'in Başbakanı Erdoğan'ın Nisan 2012'de Haliç Kongre Merkezi'nde yaptığı görüşmeye ait güvenlik kamera görüntüleri ile Abdulkerim Çay'a ait e-maillerden ele geçirildiği ileri sürülen Başbakan Erdoğan'ın da içinde yer aldığı 16 fotoğrafı soruşturma dosyasına koydurttu. Başbakanı Erdoğan'ın 14 Ekim 2012'de Üsküdar'daki evinde Yasin El Kadı isimli şahısla buluştuğuna dair cell-harita görüntüsünü tutanak altına aldırdı.
* Akkaş, Erdoğan'a ulaşmak gayesiyle, danışmanları Aydın Ünal, Mustafa Varank ve Şenol Kazancı hakkında iletişimin tespiti talebinde bulunarak telefon görüşmelerini kayıt altına aldırdı. O dönem Başbakan olan Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile ilgili soruşturma yürüterek suç isnadında bulundu.
Cell haritası çıkarıldı
* Şüpheliler, hakkında dava açılan kolluk amirleriyle birlikte soruşturma adı altında aslında hakkında fezleke dahi düzenlemedikleri Turgay Ciner'i "şüpheli" sıfatıyla uzun süre dinledi. Erdoğan'ın Ankara'da resmi konutta Turgay Ciner ile yaptığı görüşmeyi baz takibi yapmak suretiyle cell haritası çıkarıldı. Bu harita dosya arasında bulundu. Yine hakkında herhangi bir takip kararı bulunmayan MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Erdoğan'ın Haliç Kongre Merkezi'ndeki görüntülerini 'uyuşturucu çetesi takip ediyor' adı altında güvenlik kamera görüntüleri temin ederek kayda alındı ve soruşturma sonrasında medyaya servis edildi.
Siyasal casusluk
* Henüz açılmış bir ihale bile olmadığı halde Erdoğan'ın Çek Cumhuriyeti'ni ziyareti sırasında yaptığı görüşmelere ilişkin fotoğrafları elde ederek dosyaya koyan şüpheliler, hükümetin projeleri arasında bulunan termik santrallerin yenilenmesi projesini medyaya sızdırmak suretiyle "siyasal casusluk" yaptı.
* Dosyada Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Celal Avar'ın, sanatçı Orhan Gencebay'ın, Vali Hüseyin Avni Coş'un ses kayıtlarının tespit edilmesine rağmen haklarında herhangi bir isnatta bulunulmadığı gibi kayıtların suç teşkil etmemesi nedeniyle imhası yapılmadı.
Fezlekeden çıkardılar
* Soruşturmayı hazırlayanların kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda 'Bu soruşturma çok önemli, bu dosyada görev almak bir şereftir, hoca efendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor' şeklinde konuştukları, ayrıca Turgay Ciner'in Fetullan Gülen ile telefon görüşmesi yaptırıldığı ve konuşma içeriğinin tape yapılmaması yönünde talimat verildiği, daha sonra Turgay Ciner'in aslında iyi bir adam olduğu yönünde konuşmalar yapıldığı, soruşturma savcısı Muammer Akkaş tarafından bizzat talimat verilmek suretiyle Turgay Ciner hakkında hazırlanan kısımların fezlekeden çıkartıldığı belirlendi.
Kaçın mesajı
* FETÖ lideri Fethullah Gülen'in, şüphelilerin de dahil oldukları örgüt üyelerine "http://www.herkul.org" adlı internet sitesinde yer alan 20 Aralık 2015'te yayınlanan "Mihneti zevk edinmişlerin yolu" başlıklı sohbetindeki ifadelerinde "kaçın" mesajı verdiği anlaşıldı. (cnntürk.com.tr)
Yurtiçi turlar yüzde 54 ile zam şampiyonu
Temmuz ayında en yüksek fiyat artışı yurtiçi turlarda gözlendi. Fiyatı en fazla düşen ürünlerin başında ise erik geldi.
Tüketici fiyatları bazında temmuzda en yüksek fiyat artışı yüzde 54,09 ile yurt içi bir hafta ve daha fazla süreli turlarda görüldü.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yurt içi bir hafta ve daha fazla süreli turları, yüzde 46,25 ile domates, yüzde 41,45 ile taze fasulye izledi.
Temmuzda fiyatı en çok artış gösteren diğer ürünler arasında, yüzde 29,86 ile çarliston biber, yüzde 18,78 ile sarımsak, yüzde 18,5 ile karpuz, yüzde 14,23 ile limon, yüzde 11,71 ile kabak, yüzde 11,3 ile elma, yüzde 7,49 ile internet ücreti ve yüzde 7,14 ile sigara yer aldı.
En çok erik ucuzladı
Geçen ay en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 28,64 ile erikte gerçekleşti.
Bunu yüzde 9,59 ile kiraz, yüzde 7,8 ile kadın ceketi, yüzde 7,71 ile etek, yüzde 7,13 ile çocuk ayakkabısı, yüzde 6,05 ile erkek gömleği, yüzde 5,67 ile kadın tişörtü, yüzde 5,66 ile kadın spor ayakkabısı, yüzde 4,83 ile çocuk gömleği izledi.
TÜİK'in tüketici fiyatları endeksine göre, temmuzda aylık bazda fiyatları en fazla artan ürünlerle bunların bir önceki aya göre değişim oranları şöyle:
Maddeler Değişim (Yüzde)
Yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar 54,09
Domates 46,25
Taze fasulye 41,45
Çarliston biber 29,86
Sarımsak 18,78
Karpuz 18,50
Limon 14,23
Kabak 11,71
Elma 11,30
İnternet ücreti 7,49
Sigaralar 7,14
Şehirlerarası otobüs ücreti 7,04
Mücevher (Altın) 6,38
Magazinler ve dergiler 5,09
Telefon yedek parçaları (SIM kart, batarya) 4,31
Banka ile para havale ücreti 3,79
Bira (Alkollü) 3,19
Rakı 2,35
Burgerler 2,20
Makarna 1,91
Temmuzda fiyatı en fazla düşen seçilmiş maddeler ile bir önceki aya göre değişim oranları ise şöyle:
Maddeler Değşim (Yüzde)
Genç odası takımı -1,23
Mazot -1,48
Yumurta -2,36
Fındık içi -2,45
Benzin -2,82
Fırınlı ocaklar -3,37
No-frost buzdolabı -3,38
Ceket (Erkek için) -4,17
Klima -4,29
Yurtiçi haftasonu turları -4,39
Takım elbise (Erkek için) -4,58
Gömlek (Çocuk için) -4,83
Spor ayakkabısı (Kadın için) -5,66
Tişört (Kadın için) -5,67
Gömlek (Erkek için) -6,05
Ayakkabı (Çocuk için) -7,13
Etek -7,71
Ceket (Kadın için) -7,80
Kiraz -9,59
Erik -28,64
Tüketici fiyatları bazında temmuzda en yüksek fiyat artışı yüzde 54,09 ile yurt içi bir hafta ve daha fazla süreli turlarda görüldü.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yurt içi bir hafta ve daha fazla süreli turları, yüzde 46,25 ile domates, yüzde 41,45 ile taze fasulye izledi.
Temmuzda fiyatı en çok artış gösteren diğer ürünler arasında, yüzde 29,86 ile çarliston biber, yüzde 18,78 ile sarımsak, yüzde 18,5 ile karpuz, yüzde 14,23 ile limon, yüzde 11,71 ile kabak, yüzde 11,3 ile elma, yüzde 7,49 ile internet ücreti ve yüzde 7,14 ile sigara yer aldı.
En çok erik ucuzladı
Geçen ay en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 28,64 ile erikte gerçekleşti.
Bunu yüzde 9,59 ile kiraz, yüzde 7,8 ile kadın ceketi, yüzde 7,71 ile etek, yüzde 7,13 ile çocuk ayakkabısı, yüzde 6,05 ile erkek gömleği, yüzde 5,67 ile kadın tişörtü, yüzde 5,66 ile kadın spor ayakkabısı, yüzde 4,83 ile çocuk gömleği izledi.
TÜİK'in tüketici fiyatları endeksine göre, temmuzda aylık bazda fiyatları en fazla artan ürünlerle bunların bir önceki aya göre değişim oranları şöyle:
Maddeler Değişim (Yüzde)
Yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar 54,09
Domates 46,25
Taze fasulye 41,45
Çarliston biber 29,86
Sarımsak 18,78
Karpuz 18,50
Limon 14,23
Kabak 11,71
Elma 11,30
İnternet ücreti 7,49
Sigaralar 7,14
Şehirlerarası otobüs ücreti 7,04
Mücevher (Altın) 6,38
Magazinler ve dergiler 5,09
Telefon yedek parçaları (SIM kart, batarya) 4,31
Banka ile para havale ücreti 3,79
Bira (Alkollü) 3,19
Rakı 2,35
Burgerler 2,20
Makarna 1,91
Temmuzda fiyatı en fazla düşen seçilmiş maddeler ile bir önceki aya göre değişim oranları ise şöyle:
Maddeler Değşim (Yüzde)
Genç odası takımı -1,23
Mazot -1,48
Yumurta -2,36
Fındık içi -2,45
Benzin -2,82
Fırınlı ocaklar -3,37
No-frost buzdolabı -3,38
Ceket (Erkek için) -4,17
Klima -4,29
Yurtiçi haftasonu turları -4,39
Takım elbise (Erkek için) -4,58
Gömlek (Çocuk için) -4,83
Spor ayakkabısı (Kadın için) -5,66
Tişört (Kadın için) -5,67
Gömlek (Erkek için) -6,05
Ayakkabı (Çocuk için) -7,13
Etek -7,71
Ceket (Kadın için) -7,80
Kiraz -9,59
Erik -28,64
'Hakan Şükür, FETÖ yapılanmasının başıydı'
Galatasaray'ın eski futbolcusu Mustafa Kocabey, Türk futbolundaki FETÖ yapılanması ile ilgili olarak, "Ben Galatasaray'da oynarken kulüp içerisinde FETÖ yapılanması vardı. Bu sistemin elebaşı Hakan Şükür'dür" dedi.
Altyapısından yetiştiği Galatasaray'da 1992-1994 yılları arasında profesyonel futbol oynayan ancak sonra bileti kesilen Mustafa Kocabey, 29 Ocak 2015 tarihinde verdiği röportajda, "Hakan Şükür'e hakkımı helal etmiyorum. Onunla ahirette hesaplaşacağım" sözleri ile büyük ses getirmişti.
15 Temmuz gecesi ülkemize darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün sosyal mağdurlarından olan Kocabey, geçen seneki röportajın arkasından yaşadıklarını ve futbol dünyasının içindeki yapılanmanın detaylarını anlattı.
İşte Mustafa Kocabey'in Sabah Gazetesi'ne yaptığı açıklamalar:
FETÖ'cüler engel oldu
- Galatasaray'dan ayrılık sürecin merak ediliyor, bir kez daha anlatır mısın?
Galatasaray Kulübü'nde formamı terletmek dışında, herhangi bir oluşum içinde bulunmak aklımın ucundan geçmedi. Orası bir futbol kulübü, Hakan Şükür gibi FETÖ terör örgütü, cemaatçi bir oluşum içinde olanlarla birlikte olmam. Galatasaray'dan 20 yaşımdayken, ligde ve Avrupa kupalarında gol atarken gönderildim. Yıllardır herkes "Seni yediler" diyor. Bunun da tek bir nedeni olabilir, bir oluşumun parçası olmadığınız için siz istenmeyen oluyorsunuz. Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra takıma dönmek için mücadele ettim fakat yine karşıma bu FETÖ'cüler, Hakan Şükür ve yalakaları çıktı. 309 gol atmışım futbol kariyerimde ve Türkiye'nin en çok gol atan futbolcusuyum, sayısız şampiyonluklar ve başarı görmüşüm ama hayal ettiğim yere asla gelemedim, A Milli Takım'da bir kez bile top oynayamadım!
Galatasaray'da yapılanma vardı
- Peki o zaman "Hakan Şükür'e hakkımı helal etmiyorum" sözlerini daha sonra neden yalanladın?
Beni Zaman Gazetesi'ne çağırdılar. "Sen demedin değil mi bu sözleri... Dava aç... Tazminat kazanırsın, hemen yalanlamalısın" dediler. Beni böyle bir açıklama yapmam için zorladılar. Öyle bir baskı oldu ki devamlı beni telefonumdan arıyorlardı. Sürekli olarak "Yalanla yalanla" dediler ve ben de bu kadar baskıya dayanamayıp böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldım. Ben bu oluşumu sevmeyen bir adamım.
- Senin Galatasaray'da top koşturduğun zamanlarda FETÖ Terör Örgütü'nün yapılanması ne durumdaydı? Neler yapılıyordu ve isteniyordu?
1992-1994 yıllarında ben Galatasaray'da oynarken kulüp içerisinde FETÖ yapılanması vardı. Bu işin bu kadar büyüyeceğini bu kadar cemaat ortamına gidileceğini hiç düşünmemiştim. Kulüpte sohbetler oluyordu, daha sonra gittiğim birçok kulüpte etkililerdi, sohbetler her yerde vardı.
- Hangi kulüpler bunlar?
Çoğu takımda vardı bu. Oynadığım çoğu kulüpte belli başlı abileri vardı. Orada bize Allah'tan, kitaptan bahsediyorlardı. Bu oluşumun bu kadar ihanet içerisine girecek bir terör örgütü olduğunu anlasaydım o sohbetlere dahi girmezdim. Yıllar sonra bu olayları görünce o zamanlardaki yapılaşmanın masum olmadığını görüyorum.
Elebaşı Hakan Şükür
- Peki bu FETÖ'yü destekleyen senin bildiğin spor camiasından kimler var?
"Ben elebaşı olarak Hakan Şükür'ü görüyorum... Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra bunlar sürekli bu işin içindeydiler sohbetler, muhabbetler... Böyle bir gücün olduğunu biliyordum ama çıkıp da insanları terörize edeceklerini, halka kurşun sıkacak kadar ileri gideceklerini herhalde kimse beklemiyordu. Askeriyenin içine girip, yargıyı ele geçirip insana ateş edecekleri, kimsenin aklına gelmezdi. Cumhurbaşkanımızın dahi aklına gelmemiştir."
Hamzaoğlu, Tütüneker, Arslan...
- Sporda bu yapının etkisi var mıdır, varsa nasıl işliyor?
"Sadece Şükür'ün etrafındaki isimlere bakın, bunu rahatlıkla çözebilirsiniz. Ben Yozgatspor'daydım orada takım arkadaşım vardı aynı zamanda kaptanımız Cihat Arslan. O mesela çok önemserdi, sürekli sohbetlere katılırdı. Sürekli bizi o yönlendirirdi. Sohbetin olacağı günleri haber verirdi mesela. O dönem bize sürekli Allah, kitap konuşurlardı, böyle olacağını tahmin edemedik. Hakan Şükür özellikle futbolu bırakıp milletvekili olduktan sonra takımlara antrenör gönderme yetkisine sahipti... Benim anlayamadığım olayların başında yer alır."
- Bu yapı kimi, nereye gönderdi?
Hamza Hamzaoğlu'nu önce Eyüp'e, ardından da Akhisar'a göndermiştir. Asıl komik olan Hamzaoğlu'nun bıraktığı takımları Cihat Arslan'ın devralmasıdır... Diğer kulüplerde dolaşan bir başka isim de Uğur Tütüneker'dir. Uğur abi de bu çarkın içerisindeydi. Şu an neresinde bilmiyorum. Şükür'e yakın olanların hepsi dikkat ederseniz kulüp buldu. Türkiye'deyken göreve getirilen çoğu hocayı araştırırsak en sonunda Şükür çıkar. FETÖ Terör Örgütü'ne bağlı olanlar kulüp buluyor zaten. Onlar futbolcu transferi yapabiliyor. Onların menajerleri transfer yapıyor.
Aylar önce kaçtı gitti!
- Milli Takım dedin... Peki Hakan Şükür Milli Takım'da da etkili miydi?
Tabii ki... Milli Takım'a gidemedim çünkü Hakan Şükür oradaydı. Galatasaray taraftarı ve Türk halkı mantıklı düşünsün: Neden Hakan hep sabit kaldı? Ben FETÖ'cü olmadığım için mi Hakan Şükür'ün yanında oynayamadım! Açık yüreklilikle söylüyorum. 'Hakan Şükür'e hakkımı helal etmiyorum ve Türk halkından da rica ediyorum, buna kimse hakkını helal etmesin. Aylar önce ülkeden kaçıp giden bir adamdan söz ediyoruz. 'Ben kaçmadım' dese de, buna çocuklar bile inanmaz. Hakan Şükür'ün kendisine değil ben evlatları için üzülüyorum. Çünkü vatan haini damgası yemek çok onursuzca... Damarlarında asil Türk kanı taşıyan bir kişi bu ülkeye asla ihanet etmez.
Etiketler:
darbe,
fethullah gülen,
haber,
hakan şükür,
ohal
İsveç darbecileri iade etmeyeceğini açıkladı!
İsveç, 15 Temmmuz'daki hain darbe girişimiyle "güçlü bağlantısı" olan kişileri, iltica başvuruları reddedilmiş olsa bile Türkiye'ye iade etmeyeceğini açıkladı.
Associated Press'in haberine göre, göçmen başvurularını değerlendiren İsveç kurumu Migrationsverket, söz konusu kişileri, "muhalefet lideri Fetullah Gülen'in destekçileri" olarak niteledi. Migrationsverket, "inandırıcı muhalif aktiviteler" içinde olanların da "risk grubunda" olduğunu belirtti.
İsveç kurumu, iade etmeyeceği kişilerin sayısı hakkında bilgi vermedi. Migrationsverket tarafından yapılan açıklamada, "Türkiye'deki güncel durumla ilgili daha fazla bilgiye ihtiyaç var" denildi.
Habere göre, Migrationsverket, başvuru sahiplerinin iade edilmemesine ilişkin kararı, darbe girişiminden üç gün sonra aldı ancak bugün kamuoyuna açıklandı.
İsveç'in sığınmacıların iadesini ele alırken; ülkeleri "güvenli" ya da "güvenli değil" diye sınıflandırmadığını hatırlatan Migrationsverket Sözcüsü Guna Graufeld, her başvuruyu özel olarak değerlendirdiklerini belirtti. cnntürk.com
Associated Press'in haberine göre, göçmen başvurularını değerlendiren İsveç kurumu Migrationsverket, söz konusu kişileri, "muhalefet lideri Fetullah Gülen'in destekçileri" olarak niteledi. Migrationsverket, "inandırıcı muhalif aktiviteler" içinde olanların da "risk grubunda" olduğunu belirtti.
İsveç kurumu, iade etmeyeceği kişilerin sayısı hakkında bilgi vermedi. Migrationsverket tarafından yapılan açıklamada, "Türkiye'deki güncel durumla ilgili daha fazla bilgiye ihtiyaç var" denildi.
Habere göre, Migrationsverket, başvuru sahiplerinin iade edilmemesine ilişkin kararı, darbe girişiminden üç gün sonra aldı ancak bugün kamuoyuna açıklandı.
İsveç'in sığınmacıların iadesini ele alırken; ülkeleri "güvenli" ya da "güvenli değil" diye sınıflandırmadığını hatırlatan Migrationsverket Sözcüsü Guna Graufeld, her başvuruyu özel olarak değerlendirdiklerini belirtti. cnntürk.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)