Milli Eğitim Bakanlığı tarafından terör örgütü ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 11 bin 285 personel açığa alındı. İşte il il görevden alınan öğretmen sayısı...
Ülke genelinde, bölücü terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 11 bin 285 öğretmen dün açığa alındı. Bakanlık tarafından illere gönderilen yazıda, ekli listede adları ve görevlerine yer verilen bakanlık personelinin, güvenlik kuvvetlerince bölücü terör örgütüne karşı yürütülen iç güvenlik operasyonları ile güvenlik amacıyla alınan diğer tedbirleri ve bazı illerde ilan edilen sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak ve eğitim öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılarak terör örgütüne destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği ifade edildi.
BİNGÖL: 97
Soruşturma kapsamında Bingöl'de il genelinde 97 öğretmen açığa alındı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, açığa alınan öğretmenlere kararı bugün sabah tebliğ etti.
BİTLİS: 97
Bitlis’te de PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 97 öğretmenin açığa alındığı bildirildi.
TUNCELİ: 418
Tunceli Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise “İlimizde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapmakta olan 418 öğretmen, 86 memur ve diğer görevlerde istihdam edilen personeller olmak üzere toplamda 504 personel hakkında, Milli Eğitim Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırma kararı verilmiştir” denildi.
SİVEREK: 120
Siverek Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevli 120 öğretmen, ‘657 sayılı kanuna uygun hareket etmedikleri’ ve terör örgütü PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle açığa alındı.
DİYARBAKIR: 4 BİN 313
Diyarbakır'da, terör örgütü ile ilişiği olduğu iddiasıyla 4 bin 313 öğretmen açığa alındı. Diğer yandan, Eğitim-Sen'in Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapacağı eyleme polis izin vermedi. Müdahalede 31'i öğretmen 33 kişi gözaltına alındı.
MUŞ’TA 155, ŞANLIURFA’DA 462 KİŞİ
Muş’ta 155, Şanlıurfa’da 462 öğretmen soruşturma kapsamında açığa alındı.
BATMAN: 700
Batman'da, terör örgütü PKK ve uzantılarına destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 700 öğretmen açığa alındı. (sözcü.com.tr)
10 Eylül 2016 Cumartesi
'Arı Adam' Guinness'e girmek istiyor
Van'ın Çatak ilçesinde arıcılık yapan Abdulvahap Semo, Guinness Rekorlar Kitabı'na girebilmek için üzerine binlerce arı çekti. Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
Semo, yaptığı açıklamada, internette arıcılıkla ilgili araştırma yaparken Guinness'in "üzerine en çok arı toplama rekoru" hakkında bir yazıyla karşılaştığını anlattı. Bunun üzerine kardeşi Hadi Semo'nun da yardımıyla üzerinde binlerce arı toplayarak bir kaç deneme yaptığını belirten Semo, "Denemelerimiz başarılı olunca kovan sayısını 6'ya çıkardım. Binlerce arı üzerimi kapladı. Çevremdekilerden bazıları canımı tehlikeye attığımı düşünse de çok güzel tepkiler aldım." dedi. Semo, üzerinde topladığı arıların kendisini birçok kez soktuğunu ifade etti.
Çocukluğundan beri yaptığı arıcılık mesleğinin riskli yanları olduğunu vurgulayan Semo, şöyle konuştu:
"Özellikle arılar üzerimdeyken ani ve onları kızdıracak hareketler yapmamaya dikkat ediyorum. Hemen her gün beni ısırıyorlar. Ben arılarla büyüdüm sayılır. Yaklaşık 30 yıldır arıların içindeyim. Artık vücudum arı sokmasına karşı bağışıklık kazandı. Onların dilini iyi bilirim. Arıları üzerime çekmek için hiçbir şey kullanmadım. Temiz bir kıyafet yeterli. Onlarla uğraşırken eldiven ve çoğu zaman başlık da kullanmıyorum. Yalnızca kovanı alıp üzerime boşalttım. Destek verildiği takdirde hedefim Guinness Rekorlar Kitabı'na girerek ülkemizin adını tüm dünyaya duyurmak."
Son denemesini cep telefonuyla görüntüleyen ve sosyal medyada paylaşan Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
Semo, yaptığı açıklamada, internette arıcılıkla ilgili araştırma yaparken Guinness'in "üzerine en çok arı toplama rekoru" hakkında bir yazıyla karşılaştığını anlattı. Bunun üzerine kardeşi Hadi Semo'nun da yardımıyla üzerinde binlerce arı toplayarak bir kaç deneme yaptığını belirten Semo, "Denemelerimiz başarılı olunca kovan sayısını 6'ya çıkardım. Binlerce arı üzerimi kapladı. Çevremdekilerden bazıları canımı tehlikeye attığımı düşünse de çok güzel tepkiler aldım." dedi. Semo, üzerinde topladığı arıların kendisini birçok kez soktuğunu ifade etti.
Çocukluğundan beri yaptığı arıcılık mesleğinin riskli yanları olduğunu vurgulayan Semo, şöyle konuştu:
"Özellikle arılar üzerimdeyken ani ve onları kızdıracak hareketler yapmamaya dikkat ediyorum. Hemen her gün beni ısırıyorlar. Ben arılarla büyüdüm sayılır. Yaklaşık 30 yıldır arıların içindeyim. Artık vücudum arı sokmasına karşı bağışıklık kazandı. Onların dilini iyi bilirim. Arıları üzerime çekmek için hiçbir şey kullanmadım. Temiz bir kıyafet yeterli. Onlarla uğraşırken eldiven ve çoğu zaman başlık da kullanmıyorum. Yalnızca kovanı alıp üzerime boşalttım. Destek verildiği takdirde hedefim Guinness Rekorlar Kitabı'na girerek ülkemizin adını tüm dünyaya duyurmak."
Son denemesini cep telefonuyla görüntüleyen ve sosyal medyada paylaşan Semo, takipçileri tarafından "Arı Adam" ilan edildi.
'Dersler 'beddua seansı ile başlıyordu'
Darbe sonrası başlatılan soruşturmada tanık olarak ifade veren eski bir öğretmen, cemaat okullarında derslere her sabah, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını ileri sürdü. Tanık eski öğretmen, okullarda denetimlere karşı teneffüs zili sesinin değiştirilerek önlem alındığını da anlattı. Kırklareli'ndeki soruşturmada da okul, kolej ve dershanelerdeki öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında ifade veren ve örgüte ait bir okulda belgesiz olarak çalıştırılan öğretmen A.K., cemaat okullarında her sabah derslere, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını iddia etti. A.K. ayrıca örgüte ait eğitim kurumlarında yasal olmayan uygulamaların nasıl yapıldığını da anlattı. Tanık sıfatıyla ifade veren A.K., kurumlarda görev yapan öğretmenlerin bazılarının belgesiz olarak çalıştırıldığını, kendisinin de belgesi olmadan öğretmenlik yaptığını söyledi.
'Müfettiş geleceğinde zil sesinin tonu değiştiriliyordu'
Kurumda belgesiz öğretmenlerin çalıştırılması nedeniyle okullarda denetim yapılacağı zaman farklı bir yolla görevlilerin uyarıldığını söyleyen A.K, şunları ifade etti:
"Okula müfettiş geleceği zaman teneffüs zili normalden farklı bir tonda çalıyordu. Biz bu zil sesini duyduğumuzda okula denetlemeye gelindiğini anlıyorduk. Benden, bu zili duyduğum zaman normal günlük kıyafetlerimle dışarı çıkmam, 'bir öğrencinin velisi olduğumu ve sınıfın asıl öğretmeninin de raporlu olduğunu' söylemem isteniyordu. Bu şekilde denetlemeler atlatılıyordu. Çoğu denetlemelerde zaten müdürlerimiz 'Bizden birisi geliyor' diyorlardı."
Samsun'da, örgütün okullarda görev yapanları toplayarak bölge toplantısı yaptığını belirten A.K, bu toplantılara girişte cep telefonlarının toplandığını, erkeklerin önde, kadınların arkada oturtulduğunu anlattı. Söz konusu toplantılarda Fetullah Gülen'in videolarının izlettirildiğini aktardı. A.K, toplantılarda himmetin nasıl toplanması gerektiği, Zaman gazetesinin tirajının yüksek olması gerektiği, kurban, zekat ve fitrelerin toplanmasına ilişkin meseleler ile velilerin nasıl ikna edileceğinin ele alındığını söyledi.
Her gün Gülen'in kitaplarından 100'er sayfa okutturulduğunu ifade eden A.K, bilgileri toplanan velileri meslek gruplarına göre ayırdıklarını, sohbetlere asker eşlerinin alınmadığını belirtti. A.K., "asker eşlerine güvenmeyin" şeklinde talimatlar verildiğini dile getirdi. Pazartesi günleri Ankara'dan gündem geldiğini ve Salı günleri de mesai çıkışında okulda toplantı yapıldığını aktaran A.K, şöyle devam etti:
"Toplantılarda Fetullah Gülen tarafından yayımlanan 'Bam Teli' sohbetleri zorunlu olarak dinlettiriliyordu. Bu sohbetlerden notlar almamız zorunlu kılınıyordu. Sonra Ankara'dan gündem geliyordu. Bu gündemi bölge abisi Ankara'ya gidip bizzat alıp geliyordu. Bölge abisi bizi iki ayda bir denetliyordu."
Okullarda görevli kadrolu öğretmenlerin her yıl 2 bin lira himmet verdiğini ve bazı öğretmenlerin maaşlarından bu rakamların tahsil edildiğini bildiren A.K, 2012-2013 yıllarında örgüte yönelik operasyonlar yapıldığı sıralarda yurt dışına gitmek isteyenlerin "hicret etmek" istediklerine yönelik bölge sorumlularına yazılar yazdıklarını anlattı.
Günlük zorunlu beddua okutmuşlar
Tanık A.K, örgüte ait okulların, operasyon yapıldığı dönemlerde gözetlendiği gerekçesiyle, toplantıların başka yerlerde yapıldığını bildiren A.K, "Her hafta kim müsait ise onun evinde toplantı yapılıyordu. Okul açılışlarında 'Hacet duası' diye bir dua okunuyordu. Bu dua aslında Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı idi. Her sabah zorunlu olarak topluca bu dua okunur, sonra da derslerimize geçerdik" ifadelerini kullandı.
Öğrencileri numaralandırarak fişliyorlarmış
Öte yandan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada da FETÖ'ye ait okul, kolej ve dershanelerde eğitim gören öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Cemaatin dershanesinde öğretmenlik yapan M.Y, emniyet ifadesinde, öğrencilerin numaralandırılmasına ilişkin bilgi verdi. M.Y. ifadesinde, örgütün kolej, okul ve dershanelerinde eğitim gören öğrencilere öğretmenler tarafından 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verildiğini söyledi.
"1" numara verilen öğrencilerin örgütle ilgisinin bulunmadığını, 5 numara verilen öğrencilerin ise tamamen örgüte yakın olduklarını anlatan M.Y, numaralandırma işlemlerinden öğretmen Ö.Ş'nin sorumlu olduğunu öne sürdü. Okul ve kolejde sürekli FETÖ ile ilgili toplantılar düzenlendiğini aktaran M.Y, şu bilgileri verdi:
"FETÖ'nün dershanesinde öğretmenlik yapan Ö.Ş, dershanedeki öğrencilerle yakından ilgilenirdi. Yapının içerisinde öğrencilere 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verilirdi. 5'lik denilen öğrencilerle Ö.Ş. daha iyi ilgileniyordu. 1'lik öğrenci, yapıyla hiçbir alakası olmayan ve bu yapının fikri yapılarına uymayan ve karşı görüş sergileyen öğrenciydi. Sigara ve alkol kullanan, erkek arkadaşı olan öğrenciler bu gruptaydı. 2'lik öğrenci, 1'lik öğrencilere göre daha ılımlı olan ancak erkek arkadaşı olan öğrencilerdi. 3'lük öğrenci, Kur'an bilen ve okuyan, üzerinde çalışılırsa kazanılabilecek
öğrencilerdendi, bunlar tesettürlü olabilirdi, olmayabilirdi. 4'lük öğrenci, tesettürlü ve namazını 5 vakit kılanlardı. 5'lik öğrenciler ise tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan, bu yapıya bağı sıkı olan, ailesi de bu yapıyla bağı bulunan, yapının rahatlıkla kullanabileceği ve Fetullah Gülen'i tanıyan öğrencilerdi." cnntürk.com.tr
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında ifade veren ve örgüte ait bir okulda belgesiz olarak çalıştırılan öğretmen A.K., cemaat okullarında her sabah derslere, aslında "Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı" olan "Hacet duası" ile başlandığını iddia etti. A.K. ayrıca örgüte ait eğitim kurumlarında yasal olmayan uygulamaların nasıl yapıldığını da anlattı. Tanık sıfatıyla ifade veren A.K., kurumlarda görev yapan öğretmenlerin bazılarının belgesiz olarak çalıştırıldığını, kendisinin de belgesi olmadan öğretmenlik yaptığını söyledi.
'Müfettiş geleceğinde zil sesinin tonu değiştiriliyordu'
Kurumda belgesiz öğretmenlerin çalıştırılması nedeniyle okullarda denetim yapılacağı zaman farklı bir yolla görevlilerin uyarıldığını söyleyen A.K, şunları ifade etti:
"Okula müfettiş geleceği zaman teneffüs zili normalden farklı bir tonda çalıyordu. Biz bu zil sesini duyduğumuzda okula denetlemeye gelindiğini anlıyorduk. Benden, bu zili duyduğum zaman normal günlük kıyafetlerimle dışarı çıkmam, 'bir öğrencinin velisi olduğumu ve sınıfın asıl öğretmeninin de raporlu olduğunu' söylemem isteniyordu. Bu şekilde denetlemeler atlatılıyordu. Çoğu denetlemelerde zaten müdürlerimiz 'Bizden birisi geliyor' diyorlardı."
Samsun'da, örgütün okullarda görev yapanları toplayarak bölge toplantısı yaptığını belirten A.K, bu toplantılara girişte cep telefonlarının toplandığını, erkeklerin önde, kadınların arkada oturtulduğunu anlattı. Söz konusu toplantılarda Fetullah Gülen'in videolarının izlettirildiğini aktardı. A.K, toplantılarda himmetin nasıl toplanması gerektiği, Zaman gazetesinin tirajının yüksek olması gerektiği, kurban, zekat ve fitrelerin toplanmasına ilişkin meseleler ile velilerin nasıl ikna edileceğinin ele alındığını söyledi.
Her gün Gülen'in kitaplarından 100'er sayfa okutturulduğunu ifade eden A.K, bilgileri toplanan velileri meslek gruplarına göre ayırdıklarını, sohbetlere asker eşlerinin alınmadığını belirtti. A.K., "asker eşlerine güvenmeyin" şeklinde talimatlar verildiğini dile getirdi. Pazartesi günleri Ankara'dan gündem geldiğini ve Salı günleri de mesai çıkışında okulda toplantı yapıldığını aktaran A.K, şöyle devam etti:
"Toplantılarda Fetullah Gülen tarafından yayımlanan 'Bam Teli' sohbetleri zorunlu olarak dinlettiriliyordu. Bu sohbetlerden notlar almamız zorunlu kılınıyordu. Sonra Ankara'dan gündem geliyordu. Bu gündemi bölge abisi Ankara'ya gidip bizzat alıp geliyordu. Bölge abisi bizi iki ayda bir denetliyordu."
Okullarda görevli kadrolu öğretmenlerin her yıl 2 bin lira himmet verdiğini ve bazı öğretmenlerin maaşlarından bu rakamların tahsil edildiğini bildiren A.K, 2012-2013 yıllarında örgüte yönelik operasyonlar yapıldığı sıralarda yurt dışına gitmek isteyenlerin "hicret etmek" istediklerine yönelik bölge sorumlularına yazılar yazdıklarını anlattı.
Günlük zorunlu beddua okutmuşlar
Tanık A.K, örgüte ait okulların, operasyon yapıldığı dönemlerde gözetlendiği gerekçesiyle, toplantıların başka yerlerde yapıldığını bildiren A.K, "Her hafta kim müsait ise onun evinde toplantı yapılıyordu. Okul açılışlarında 'Hacet duası' diye bir dua okunuyordu. Bu dua aslında Recep Tayyip Erdoğan'a bir beddua seansı idi. Her sabah zorunlu olarak topluca bu dua okunur, sonra da derslerimize geçerdik" ifadelerini kullandı.
Öğrencileri numaralandırarak fişliyorlarmış
Öte yandan Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada da FETÖ'ye ait okul, kolej ve dershanelerde eğitim gören öğrenciler ile velilerinin örgüte yakınlığına göre "1" ila "5" arasında numaralandırılarak fişlendikleri ortaya çıktı.
Cemaatin dershanesinde öğretmenlik yapan M.Y, emniyet ifadesinde, öğrencilerin numaralandırılmasına ilişkin bilgi verdi. M.Y. ifadesinde, örgütün kolej, okul ve dershanelerinde eğitim gören öğrencilere öğretmenler tarafından 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verildiğini söyledi.
"1" numara verilen öğrencilerin örgütle ilgisinin bulunmadığını, 5 numara verilen öğrencilerin ise tamamen örgüte yakın olduklarını anlatan M.Y, numaralandırma işlemlerinden öğretmen Ö.Ş'nin sorumlu olduğunu öne sürdü. Okul ve kolejde sürekli FETÖ ile ilgili toplantılar düzenlendiğini aktaran M.Y, şu bilgileri verdi:
"FETÖ'nün dershanesinde öğretmenlik yapan Ö.Ş, dershanedeki öğrencilerle yakından ilgilenirdi. Yapının içerisinde öğrencilere 1'lik, 2'lik, 3'lük, 4'lük ve 5'lik şeklinde numaralar verilirdi. 5'lik denilen öğrencilerle Ö.Ş. daha iyi ilgileniyordu. 1'lik öğrenci, yapıyla hiçbir alakası olmayan ve bu yapının fikri yapılarına uymayan ve karşı görüş sergileyen öğrenciydi. Sigara ve alkol kullanan, erkek arkadaşı olan öğrenciler bu gruptaydı. 2'lik öğrenci, 1'lik öğrencilere göre daha ılımlı olan ancak erkek arkadaşı olan öğrencilerdi. 3'lük öğrenci, Kur'an bilen ve okuyan, üzerinde çalışılırsa kazanılabilecek
öğrencilerdendi, bunlar tesettürlü olabilirdi, olmayabilirdi. 4'lük öğrenci, tesettürlü ve namazını 5 vakit kılanlardı. 5'lik öğrenciler ise tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan, bu yapıya bağı sıkı olan, ailesi de bu yapıyla bağı bulunan, yapının rahatlıkla kullanabileceği ve Fetullah Gülen'i tanıyan öğrencilerdi." cnntürk.com.tr
Etiketler:
cemaat,
darbe,
fethullah gülen,
haber,
öğretmen
Melih Gökçek: İstanbul'da suni bir deprem planlıyorlar
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz. Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da suni bir deprem planlıyorlar...Dünya bilsin... " dedi
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Gökçek, dış güçler ve FETÖ terör örgütünün İstanbul'da suni bir deprem yapacağı iddiasını yineleyerek "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz... Söylediklerim kesinlikle hayâl mahsülü değil.. İnanarak ve ısrarla söylüyorum... Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da sunî bir deprem planlıyorlar... Dünya bilsin... İşte söylediklerimin somut ve taze ispatı... Kuzey Kore denizde nükleer deneme yaptı, 5.3 deprem oldu..." mesajını paylaştı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Gökçek, dış güçler ve FETÖ terör örgütünün İstanbul'da suni bir deprem yapacağı iddiasını yineleyerek "Basit gibi gözüken haberleri iyi tahlil ederseniz oyunu rahatlıkla çözerseniz... Söylediklerim kesinlikle hayâl mahsülü değil.. İnanarak ve ısrarla söylüyorum... Ekonomimizi çökertmek için dış güçler İstanbul'da sunî bir deprem planlıyorlar... Dünya bilsin... İşte söylediklerimin somut ve taze ispatı... Kuzey Kore denizde nükleer deneme yaptı, 5.3 deprem oldu..." mesajını paylaştı.
Ahmet Altan ve Mehmet Altan gözaltına alındı
Gazeteci-yazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan bu sabah gözaltına alındı.Gözaltına alınma gerekçesinin ise bir TV programındaki açıklamaları olduğunu söyledi.
Kapatılan Taraf Gazetesi'nin eski Genelyayın Yönetmeni Ahmet Altan ile kardeşi gazeteci yazar Mehmet Altan bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Avukatı Veysel Ok, Altan'ların gözaltına alındıklarını doğrulayarak, henüz yanlarına ulaşmadığını bildirdi. Ahmet ve Mehmet Altan'ın emniyete götürüldüğünü söyleyen avukat Ok, polislerin müvekkillerine, bir TV programındaki açıklamaları nedeniyle gözaltına alındıklarını bildirdiğini ifade etti.
FETÖ'ye ait olduğu iddiasıyla darbe girişiminden sonra KHK kararı ile kapatılan Can Erzincan TV'de, Ahmet ve Mehmet Altan'ın darbe girşiminden bir gün önce Nazlı Ilıcak ile birlikte katıldıkları bir TV programındaki sözleri basına yansımıştı. Altan kardeşlerin bu programdaki siyasi analizleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözleri, "darbe olacağını açık açık söyledikleri" şeklinde yorumlanarak, bazı yayın organlarında ve sosyal medyada hedef alınmalarına neden olmuştu.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) da Twitter'dan paylaştığı mesaj da Ahmet Altan ile Mehmet Altan gözaltına alındığını duyurdu. Hürriyet
Kapatılan Taraf Gazetesi'nin eski Genelyayın Yönetmeni Ahmet Altan ile kardeşi gazeteci yazar Mehmet Altan bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Avukatı Veysel Ok, Altan'ların gözaltına alındıklarını doğrulayarak, henüz yanlarına ulaşmadığını bildirdi. Ahmet ve Mehmet Altan'ın emniyete götürüldüğünü söyleyen avukat Ok, polislerin müvekkillerine, bir TV programındaki açıklamaları nedeniyle gözaltına alındıklarını bildirdiğini ifade etti.
FETÖ'ye ait olduğu iddiasıyla darbe girişiminden sonra KHK kararı ile kapatılan Can Erzincan TV'de, Ahmet ve Mehmet Altan'ın darbe girşiminden bir gün önce Nazlı Ilıcak ile birlikte katıldıkları bir TV programındaki sözleri basına yansımıştı. Altan kardeşlerin bu programdaki siyasi analizleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözleri, "darbe olacağını açık açık söyledikleri" şeklinde yorumlanarak, bazı yayın organlarında ve sosyal medyada hedef alınmalarına neden olmuştu.
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) da Twitter'dan paylaştığı mesaj da Ahmet Altan ile Mehmet Altan gözaltına alındığını duyurdu. Hürriyet
20 bin polis alınacak
Polis Akademisi Başkanlığı Fakülte ve Yüksekokulları’ndan 2016 yılında mezun olan 607 komiser yardımcısının mezuniyet töreninde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 20 bin polisin alınacağını açıkladı.
Polis Akademisi Başkanlığı Fakülte ve Yüksekokulları'ndan 2016 yılında mezun olan 607 komiser yardımcısının mezuniyet töreni, Gölbaşı yerleşkesinde bulunan stadyumda gerçekleştirildi. Törende konuşan Bakan Soylu, “Önümüzdeki süreçte 20 bin polis alımı gerçekleştirilecek” dedi.
Mezun olan öğrencileri suçluyu suçsuzdan ayırmak için gerekli alt yapıya sahip, vatandaşa hizmeti önceleyen anlayışı ortaya koyan kişiler olmaları yönünde uyaran Bakan Soylu, “Bunun için devletimiz polisimizin eğitim alt yapısına ayrı bir önem verdi. Ülkemizde yaklaşık 276 bin polis görev yapmaktadır. Bu polislerin eğitiminde Polis Akademisi bünyesinde 5 ayrı birim görev yapmaktadır. 2015 yılında yapılan değişiklikle Polis Amirleri Eğitim Merkezi kurulmuş ve eğitim çalışmalarına devam etmektedir. Önümüzdeki süreçte 20 bin polis alımı gerçekleştirilecek. Bunların 10 bini özel harekat branşında eğitilip istihdam edilmek üzere KPSS şartı aranmadan en az lise mezunu ve askerliğini son 3 yıl içerisinde yapmış adaylardan seçilecektir. Diğer 10 bin kişi polis memuru olarak eğitilmek ve istihdam edilmek üzere en az üniversite mezunu 2015 veya 2016 KPSS puanı 60 ve üzeri olan adaylardan seçilecektir. Bu 10 bin kişinin bin kişisi kadına dayalı olarak ayrılmıştır. Bu kardeşlerimiz ve bugün güzel cennet vatanımızın her yerinde, her yöresinde hizmet yapanlar, 15 Temmuz'da o kutlu kıyafetlerin içerisinde hain bir şekilde başkalarının talimatlarıyla değil Cumhuriyeti, demokrasiyi koruyan ve bunun için kendisini feda edebilecek çok kıymetli arkadaşlarımızdır. Düşmanlık besleyenler korksunlar ve Türkiye'ye düşmanlık yapmaya kalkanlar ürksünler, şefkat bekleyenler de bu kardeşlerimizle kucaklaşsınlar” diye konuştu.
Polis Akademisi Başkanlığı Fakülte ve Yüksekokulları'ndan 2016 yılında mezun olan 607 komiser yardımcısının mezuniyet töreni, Gölbaşı yerleşkesinde bulunan stadyumda gerçekleştirildi. Törende konuşan Bakan Soylu, “Önümüzdeki süreçte 20 bin polis alımı gerçekleştirilecek” dedi.
Mezun olan öğrencileri suçluyu suçsuzdan ayırmak için gerekli alt yapıya sahip, vatandaşa hizmeti önceleyen anlayışı ortaya koyan kişiler olmaları yönünde uyaran Bakan Soylu, “Bunun için devletimiz polisimizin eğitim alt yapısına ayrı bir önem verdi. Ülkemizde yaklaşık 276 bin polis görev yapmaktadır. Bu polislerin eğitiminde Polis Akademisi bünyesinde 5 ayrı birim görev yapmaktadır. 2015 yılında yapılan değişiklikle Polis Amirleri Eğitim Merkezi kurulmuş ve eğitim çalışmalarına devam etmektedir. Önümüzdeki süreçte 20 bin polis alımı gerçekleştirilecek. Bunların 10 bini özel harekat branşında eğitilip istihdam edilmek üzere KPSS şartı aranmadan en az lise mezunu ve askerliğini son 3 yıl içerisinde yapmış adaylardan seçilecektir. Diğer 10 bin kişi polis memuru olarak eğitilmek ve istihdam edilmek üzere en az üniversite mezunu 2015 veya 2016 KPSS puanı 60 ve üzeri olan adaylardan seçilecektir. Bu 10 bin kişinin bin kişisi kadına dayalı olarak ayrılmıştır. Bu kardeşlerimiz ve bugün güzel cennet vatanımızın her yerinde, her yöresinde hizmet yapanlar, 15 Temmuz'da o kutlu kıyafetlerin içerisinde hain bir şekilde başkalarının talimatlarıyla değil Cumhuriyeti, demokrasiyi koruyan ve bunun için kendisini feda edebilecek çok kıymetli arkadaşlarımızdır. Düşmanlık besleyenler korksunlar ve Türkiye'ye düşmanlık yapmaya kalkanlar ürksünler, şefkat bekleyenler de bu kardeşlerimizle kucaklaşsınlar” diye konuştu.
9 Eylül 2016 Cuma
İstanbul'da bayram için 8 bin polis görevlendirildi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, bayram önlemleriyle ilgili açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada, kurban bayramı boyunca kentte 2 bin trafik polisi, 1000 güven timi, 2 bin önleyici hizmetler personeli, 3 bin diğer birimler personeli olmak üzere toplam 8 bin polisin görevlendirildiği belirtildi.
Açıklamada "Vatandaşlarımızın Kurban Bayramını huzur ve güven ortamı içinde geçirmeleri amacıyla İl Emniyet Müdürlüğümüzce alınacak emniyet tedbirleri bayram öncesi, bayram süresi ve bayram sonrası olmak üzere 3 aşamalı olarak planlanmıştır" denildi.
Bayramda alınan önlemler ise şu şekilde belirtildi:
- Şehir içi ve şehirlerarası güzergahta takviye trafik ekibi ve personel görevlendirildi.
- Alışveriş merkezleri, hayvan pazarları ve pazar yerleri ile ana arterler civarında devriye ekipleri artırıldı, denetim ve kontroller sıklaştırıldı.
- Otobüs terminalleri, hava ve deniz limanları, tren garları, şehir içi otobüs ve minibüs durakları, metro-metrobüs istasyonları ve vapur iskeleleri gibi ulaşım yerleri asayiş ve trafik ekipleri ile takviye edildi, seyahat eden yolcuların güvenliği için bagaj ve eşya denetimleri artırıldı.
- Mezarlıklarda hırsızlık olaylarına karşı devriye ekipleri görevlendirildi, haksız olarak otopark ücreti talep eden kişiler hakkında denetimler artırıldı.
- Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinde resmi ve sivil ekiplerce denetimler sıklaştırıldı.
Ankara Emniyeti bayram önlemlerini açıkladı
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kurban Bayramı'nda vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla önlem aldı.
Ankaralıların bayramı güven ve huzur içerisinde bir Kurban Bayramı geçirebilmeleri için alınacak güvenlik önlemleri konusunda AA muhabirine açıklama yapan Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Ahmet Yıldırım, alınacak tedbirleri bayram öncesi, bayram süresi ve bayram sonrası olmak üzere 3 ayrı bölümde planladıklarını söyledi.
Vatandaşların can ve mal güvenliğini en üst düzeyde tesis edebilmek, meydana gelebilecek olayları anında önlemek amacıyla Ankara Emniyet Müdürlüğünün tüm şubeleri bünyesinde özel ekipler kurulduğunu ifade eden Yıldırım, "Resmi ve sivil ekiplerin devriye hizmetlerine ilave olarak yaya ekipler de görevlendirilecek. Halkın yoğun olduğu terminal, alışveriş merkezleri, mezarlıklar, pazar ve kurban kesim yerlerinde ek önlemler alınacak." dedi.
Yaya ve motorize ekip sayılarının da bayram süresince artırılacağını ifade eden Yıldırım, vatandaşlardan karşılaştıkları bir olumsuzluk durumunda
155'i aramalarını istedi.
- Ankara'ya giriş çıkışlarlarda 37 ekip bulunacak
Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü Önder Haşim Manav ise vatandaşların güven ortamında seyahat edebilmelerini sağlamak ve sürücülerden kaynaklanan hataları en aza indirmek amacıyla karayollarında yetki ve sorumlulukları bulunan kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde mevcut tedbirlere ek trafik tedbirlerinin planlandığını kaydetti. Tüm yollarda ekiplerin başında komiser rütbesinde bir görevli bulunacağını anlatan Manav, bayram süresince yollarda devam eden bakım, onarım ve tamirat faaliyetlerine ara verildiğini söyledi.
Denetim ve kontrol faaliyetlerinin "havadan radarlı, sivil ve resmi ekiple denetim" şeklinde planlandığını ifade eden Manav, sürücülerin karayollarındaki
Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) ile bilgilendirileceğini kaydetti.
Özellikle trafik yoğunlunun fazla olduğu Samsun yolundaki kavşaklarda tedbir alındığını belirten
Manav, "Mevcut ekiplere takviye olarak önemli noktalarda 10 ekip daha görevlendirilerek 37 ekiple güzergahlarda trafik tedbirleri alınacak." diye konuştu.
Manav, trafik kazalarının yüzde 88'inin sürücü hatalarından kaynaklandığına dikkat çekerek, sürücülerden, uykusuz yola çıkmamalarını, acele etmemelerini, emniyet kemerlerini takmalarını, trafik işaret ve işaretçileri ile kurallara uymalarını istedi.
Yapılan açıklamada, kurban bayramı boyunca kentte 2 bin trafik polisi, 1000 güven timi, 2 bin önleyici hizmetler personeli, 3 bin diğer birimler personeli olmak üzere toplam 8 bin polisin görevlendirildiği belirtildi.
Açıklamada "Vatandaşlarımızın Kurban Bayramını huzur ve güven ortamı içinde geçirmeleri amacıyla İl Emniyet Müdürlüğümüzce alınacak emniyet tedbirleri bayram öncesi, bayram süresi ve bayram sonrası olmak üzere 3 aşamalı olarak planlanmıştır" denildi.
Bayramda alınan önlemler ise şu şekilde belirtildi:
- Şehir içi ve şehirlerarası güzergahta takviye trafik ekibi ve personel görevlendirildi.
- Alışveriş merkezleri, hayvan pazarları ve pazar yerleri ile ana arterler civarında devriye ekipleri artırıldı, denetim ve kontroller sıklaştırıldı.
- Otobüs terminalleri, hava ve deniz limanları, tren garları, şehir içi otobüs ve minibüs durakları, metro-metrobüs istasyonları ve vapur iskeleleri gibi ulaşım yerleri asayiş ve trafik ekipleri ile takviye edildi, seyahat eden yolcuların güvenliği için bagaj ve eşya denetimleri artırıldı.
- Mezarlıklarda hırsızlık olaylarına karşı devriye ekipleri görevlendirildi, haksız olarak otopark ücreti talep eden kişiler hakkında denetimler artırıldı.
- Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinde resmi ve sivil ekiplerce denetimler sıklaştırıldı.
Ankara Emniyeti bayram önlemlerini açıkladı
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Kurban Bayramı'nda vatandaşların huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla önlem aldı.
Ankaralıların bayramı güven ve huzur içerisinde bir Kurban Bayramı geçirebilmeleri için alınacak güvenlik önlemleri konusunda AA muhabirine açıklama yapan Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Ahmet Yıldırım, alınacak tedbirleri bayram öncesi, bayram süresi ve bayram sonrası olmak üzere 3 ayrı bölümde planladıklarını söyledi.
Vatandaşların can ve mal güvenliğini en üst düzeyde tesis edebilmek, meydana gelebilecek olayları anında önlemek amacıyla Ankara Emniyet Müdürlüğünün tüm şubeleri bünyesinde özel ekipler kurulduğunu ifade eden Yıldırım, "Resmi ve sivil ekiplerin devriye hizmetlerine ilave olarak yaya ekipler de görevlendirilecek. Halkın yoğun olduğu terminal, alışveriş merkezleri, mezarlıklar, pazar ve kurban kesim yerlerinde ek önlemler alınacak." dedi.
Yaya ve motorize ekip sayılarının da bayram süresince artırılacağını ifade eden Yıldırım, vatandaşlardan karşılaştıkları bir olumsuzluk durumunda
155'i aramalarını istedi.
- Ankara'ya giriş çıkışlarlarda 37 ekip bulunacak
Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü Önder Haşim Manav ise vatandaşların güven ortamında seyahat edebilmelerini sağlamak ve sürücülerden kaynaklanan hataları en aza indirmek amacıyla karayollarında yetki ve sorumlulukları bulunan kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde mevcut tedbirlere ek trafik tedbirlerinin planlandığını kaydetti. Tüm yollarda ekiplerin başında komiser rütbesinde bir görevli bulunacağını anlatan Manav, bayram süresince yollarda devam eden bakım, onarım ve tamirat faaliyetlerine ara verildiğini söyledi.
Denetim ve kontrol faaliyetlerinin "havadan radarlı, sivil ve resmi ekiple denetim" şeklinde planlandığını ifade eden Manav, sürücülerin karayollarındaki
Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) ile bilgilendirileceğini kaydetti.
Özellikle trafik yoğunlunun fazla olduğu Samsun yolundaki kavşaklarda tedbir alındığını belirten
Manav, "Mevcut ekiplere takviye olarak önemli noktalarda 10 ekip daha görevlendirilerek 37 ekiple güzergahlarda trafik tedbirleri alınacak." diye konuştu.
Manav, trafik kazalarının yüzde 88'inin sürücü hatalarından kaynaklandığına dikkat çekerek, sürücülerden, uykusuz yola çıkmamalarını, acele etmemelerini, emniyet kemerlerini takmalarını, trafik işaret ve işaretçileri ile kurallara uymalarını istedi.
Facebook tarihe geçen fotoğrafı sansürledi
Norveç'in en büyük gazetelerinden biri manşetinde Facebook'a ve Mark Zuckerberg'e yönelik bir mektup yayınladı. Gerekçesi ise Facebook'un, Vietnam savaşı sırasında (1972 yılında) Amerikan uçaklarından atılan Napalm bombalarından kaçan çocukları gösteren ve 'Napalm kız' adıyla tarihe geçen fotoğrafı 'çıplaklığı' öne sürerek sansürlemesiydi.
Norveç gazetesi Aftenposten’ın bugünkü sayısının ilk sayfası, Facebook’u sansür uygulamakla suçlayan ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e yazılan açık mektupla yayınlandı.
Yaklaşık bir hafta önce Norveçli yazar Tom Egeland, Facebook hesabında aralarında ünlü fotoğrafçı Nick Ut’un napalm bombasından vücudu yanmış dokuz yaşındaki Vietnemlı kızın çıplak fotoğrafının da bulunduğu tarihi değiştiren dokuz savaş fotoğrafı paylaşmış, Vietnamlı kızın fotoğrafı Facebook tarafından müstehcen bulunarak kaldırılmıştı. Daha sonra Facebook’un uygulamasını eleştiren yazar
Tom Egeland’ın Facebook hesabı kapatılmıştı.
Bunun üzerine Norveç’in Aftenposten gazetesi Facebook’un sansür uygulamasını protesto için aynı resmi Facebook sayfasına taşımıştı. Facebook ise Aftenposten gazetesi Genel Yayın Müdürü Espen Egil Hansen’e gönderdiği mail mesajıyla resmin kaldırılmasını istemişti.
Hansen, gazetenin bugünkü sayısının birinci sayfasında tam sayfa yayınlanan Mark Zuckerberg’e açık mektup ile Facebook’un sansür uygulamasını sert şekilde eleştirdi.
Hansen, mektubunda Facebook’un ‘fotoğrafı kaldırma’ talebine uymayacağını belirterek şunları yazdı:
“Sayın Mark Zuckerberg. Bu ciddi bir iş. Önce çocuk pornografisi ile savaş fotoğrafını ayıramayacak
kurallar koyuyorsun, sonra da sağlıksız bir anlayışla bu kuralların uygulanmasına izin veriyorsun. Sonra da kararınız ile ilgili eleştiri ve tartışmaları sansürleyip, eleştiriye cesaret edenleri cezalandırıyorsun. Dünyanın en önemli medyasının özgürlükleri geliştirmeye çalışmak yerine otoriter bir şekilde özgürlükleri sınırlandırması endişe verici.”
Espen Egil Hansenhas, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg'i "gücünü kötüye kullanmak" ile suçladı.
Facebook'un yanıtı
Facebook, çıplaklığı kültürel sebeplerle sınırladığını söylüyor.
Facebook konuyla ilgili açıklamasında, "Bu fotoğrafın simgeselliğini kabul ediyoruz fakat çıplak bir çocuğun fotoğrafına bir durumda izin verirken başka durumlarda yasaklıyor olmayı gerekçelendirmeyi zor buluyoruz" diyor.
Açıklama şöyle devam ediyor:
"İnsanların kendilerini ifade hakkına fırsat verirken küresel topluluğumuzun güvenli ve saygılı bir ortam bulabilmesi için doğru dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Çözümlerimiz her zaman mükemmel olmayabilir, fakat politikalarımızı ve onları nasıl uyguladığımızı geliştirmeye devam edeceğiz."
BAŞBAKAN FACEBOOK’DAN ‘HAYIR’ DEDİ
Norveç Başbakanı Erna Solberg de kendi Facebook hesabından paylaştığı mesajla, Facebook’un sansür uygulamasını eleştirdi.
Solberg, paylaşımında, “Facebook bu tür fotoğrafları sansürleyerek yanlış yapıyor. Bu ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına katkı yapar. Ben internette ya da herhangi bir yerde yapılan sağlıklı, açık ve özgür tartışmaları destekliyorum. Ancak bu tip bir sansüre de ‘Hayır’ diyorum” diye yazdı. cnntürk
Norveç gazetesi Aftenposten’ın bugünkü sayısının ilk sayfası, Facebook’u sansür uygulamakla suçlayan ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e yazılan açık mektupla yayınlandı.
Yaklaşık bir hafta önce Norveçli yazar Tom Egeland, Facebook hesabında aralarında ünlü fotoğrafçı Nick Ut’un napalm bombasından vücudu yanmış dokuz yaşındaki Vietnemlı kızın çıplak fotoğrafının da bulunduğu tarihi değiştiren dokuz savaş fotoğrafı paylaşmış, Vietnamlı kızın fotoğrafı Facebook tarafından müstehcen bulunarak kaldırılmıştı. Daha sonra Facebook’un uygulamasını eleştiren yazar
Tom Egeland’ın Facebook hesabı kapatılmıştı.
Bunun üzerine Norveç’in Aftenposten gazetesi Facebook’un sansür uygulamasını protesto için aynı resmi Facebook sayfasına taşımıştı. Facebook ise Aftenposten gazetesi Genel Yayın Müdürü Espen Egil Hansen’e gönderdiği mail mesajıyla resmin kaldırılmasını istemişti.
Hansen, gazetenin bugünkü sayısının birinci sayfasında tam sayfa yayınlanan Mark Zuckerberg’e açık mektup ile Facebook’un sansür uygulamasını sert şekilde eleştirdi.
Hansen, mektubunda Facebook’un ‘fotoğrafı kaldırma’ talebine uymayacağını belirterek şunları yazdı:
“Sayın Mark Zuckerberg. Bu ciddi bir iş. Önce çocuk pornografisi ile savaş fotoğrafını ayıramayacak
kurallar koyuyorsun, sonra da sağlıksız bir anlayışla bu kuralların uygulanmasına izin veriyorsun. Sonra da kararınız ile ilgili eleştiri ve tartışmaları sansürleyip, eleştiriye cesaret edenleri cezalandırıyorsun. Dünyanın en önemli medyasının özgürlükleri geliştirmeye çalışmak yerine otoriter bir şekilde özgürlükleri sınırlandırması endişe verici.”
Espen Egil Hansenhas, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg'i "gücünü kötüye kullanmak" ile suçladı.
Facebook'un yanıtı
Facebook, çıplaklığı kültürel sebeplerle sınırladığını söylüyor.
Facebook konuyla ilgili açıklamasında, "Bu fotoğrafın simgeselliğini kabul ediyoruz fakat çıplak bir çocuğun fotoğrafına bir durumda izin verirken başka durumlarda yasaklıyor olmayı gerekçelendirmeyi zor buluyoruz" diyor.
Açıklama şöyle devam ediyor:
"İnsanların kendilerini ifade hakkına fırsat verirken küresel topluluğumuzun güvenli ve saygılı bir ortam bulabilmesi için doğru dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Çözümlerimiz her zaman mükemmel olmayabilir, fakat politikalarımızı ve onları nasıl uyguladığımızı geliştirmeye devam edeceğiz."
BAŞBAKAN FACEBOOK’DAN ‘HAYIR’ DEDİ
Norveç Başbakanı Erna Solberg de kendi Facebook hesabından paylaştığı mesajla, Facebook’un sansür uygulamasını eleştirdi.
Solberg, paylaşımında, “Facebook bu tür fotoğrafları sansürleyerek yanlış yapıyor. Bu ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına katkı yapar. Ben internette ya da herhangi bir yerde yapılan sağlıklı, açık ve özgür tartışmaları destekliyorum. Ancak bu tip bir sansüre de ‘Hayır’ diyorum” diye yazdı. cnntürk
İstanbul’da ulaşım bayramda yüzde 50 indirimli olacak
İstanbul'da bayram boyunca toplu taşıma yüzde 50 indirimli olacak.
İstanbul’da bayram boyunca toplu taşıma araçları yüzde 50 indirimli olacak. İSPARK’ın yol üstü otoparkları ücretsiz hizmet verecek.
İstanbul’da bayram boyunca toplu taşıma araçları yüzde 50 indirimli olacak. İSPARK’ın yol üstü otoparkları ücretsiz hizmet verecek.
AB’den Türkiye'deki mültecilere yardım kartı
Avrupa Birliği Türkiye’deki Suriyeli mültecilere doğrudan yardıma hazırlanıyor. Dağıtılacak elektronik kartları, mülteciler gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanacak.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye’deki Suriyeli mültecilere doğrudan yardım için 348 milyon Euro'luk fon ayırdı. AB Komisyonu’nun İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Christos Stylianides perşembe günü Brüksel’de yaptığı açıklamada, bunun AB’nin en büyük insani yardım programı olduğunu söyledi.
Acil Durum Sosyal Güvenlik Ağı olarak planlanan uygulamadan, yaklaşık bir milyon Suriyeli mültecinin yararlanması hedefleniyor. Ekim ayından itibaren verilecek çipli elektronik kartlar ile mültecilerin gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması planlanıyor. Ancak Stylianides verilecek miktara ilişkin açıklama yapmadı. Miktarın her mültecinin ihtiyacına göre belirleneceğini belirten Stylianides, ailelere örneğin eğitim giderlerinin karşılanması için ek para verileceğini söyledi.
Stylianides bu yardım sayesinde insanların onurlu bir yaşam sürmesini istediklerini dile getirdi. Ayrıca paranın direkt olarak dağıtılmasının idarî masrafları azalttığını belirten Stylianides, bu uygulamanın Türkiye’deki esnafa da faydası olacağını ifade etti.
AB bu uygulamayı Dünya Gıda Programı ile birlikte gerçekleştirecek. AB Komisyonu temsilcisi Stylianides, planlamaya Türk tarafının da katıldığını vurguladı.
Türkiye ile AB arasında geçen mart ayında imzalanan mülteci anlaşmasında, AB’nin Türkiye’deki yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteci için 3 milyar euro yardım vermesi öngörülüyor. Yeni başlatılacak program için ayrılan bütçe bu yardımın bir bölümünü oluşturuyor. Program, AB ile üye ülkelerin yaptığı malî yardımdan karşılanıyor. cnntürk
Avrupa Birliği (AB) Türkiye’deki Suriyeli mültecilere doğrudan yardım için 348 milyon Euro'luk fon ayırdı. AB Komisyonu’nun İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Christos Stylianides perşembe günü Brüksel’de yaptığı açıklamada, bunun AB’nin en büyük insani yardım programı olduğunu söyledi.
Acil Durum Sosyal Güvenlik Ağı olarak planlanan uygulamadan, yaklaşık bir milyon Suriyeli mültecinin yararlanması hedefleniyor. Ekim ayından itibaren verilecek çipli elektronik kartlar ile mültecilerin gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması planlanıyor. Ancak Stylianides verilecek miktara ilişkin açıklama yapmadı. Miktarın her mültecinin ihtiyacına göre belirleneceğini belirten Stylianides, ailelere örneğin eğitim giderlerinin karşılanması için ek para verileceğini söyledi.
Stylianides bu yardım sayesinde insanların onurlu bir yaşam sürmesini istediklerini dile getirdi. Ayrıca paranın direkt olarak dağıtılmasının idarî masrafları azalttığını belirten Stylianides, bu uygulamanın Türkiye’deki esnafa da faydası olacağını ifade etti.
AB bu uygulamayı Dünya Gıda Programı ile birlikte gerçekleştirecek. AB Komisyonu temsilcisi Stylianides, planlamaya Türk tarafının da katıldığını vurguladı.
Türkiye ile AB arasında geçen mart ayında imzalanan mülteci anlaşmasında, AB’nin Türkiye’deki yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteci için 3 milyar euro yardım vermesi öngörülüyor. Yeni başlatılacak program için ayrılan bütçe bu yardımın bir bölümünü oluşturuyor. Program, AB ile üye ülkelerin yaptığı malî yardımdan karşılanıyor. cnntürk
Şehit yakınlarına ÖTV’siz araç
Bu Resmi Gazete'de Yatırımların Proje Bazında desteklenmesi ve bazı kanun hükmünde kararnamelerde tadil yapılması kararı yayımlandı. Buna göre şehit eş ve çocuklarına ÖTV'siz araç verilecek. Turizmcilerin bazı ödemeleri bir yıl ertelenecek.
İşte resmi gazetede yer alan yeni düzenlemedeki bazı ekonomik maddeler:
-Şehit eş veya çocukları, şehidin eş ve çocuğunun bulunmaması halinde ise anne veya babası ÖTV ödemeksizin araç alabilecek.
-Kamudaki teftiş veya denetim elemanlarının işlemlerindeki kişisel kusur, haksız fiil veya sorumluluklarına dair idare aleyhine tazminat davası açılabilecek. Ancak bu görevlilerin eylemlerini kin, garez, hatır, baskı veya telkinle yaptığı kanaati oluşursa idarenin ödediği tazminat görevliye rücu edilebilecek.
-Turizm tesisleri yapmak üzere kamu arazisi tahsis edilen işletmecilerden 2016’da alınması gereken kira, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile izinsiz kullandıkları Hazine taşınmazlarının ecrimisillerin ödeme süreleri bir yıl ertelenecek.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI, İŞ YERİ HEKİMİ İÇİN SÜRE…
-Düzenlemeye göre, kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan iş yerlerinin iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi görevlendirme yükümlülüğünün süresi 1 Temmuz 2017’ye uzatılacak.
İşte resmi gazetede yer alan yeni düzenlemedeki bazı ekonomik maddeler:
-Şehit eş veya çocukları, şehidin eş ve çocuğunun bulunmaması halinde ise anne veya babası ÖTV ödemeksizin araç alabilecek.
-Kamudaki teftiş veya denetim elemanlarının işlemlerindeki kişisel kusur, haksız fiil veya sorumluluklarına dair idare aleyhine tazminat davası açılabilecek. Ancak bu görevlilerin eylemlerini kin, garez, hatır, baskı veya telkinle yaptığı kanaati oluşursa idarenin ödediği tazminat görevliye rücu edilebilecek.
-Turizm tesisleri yapmak üzere kamu arazisi tahsis edilen işletmecilerden 2016’da alınması gereken kira, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile izinsiz kullandıkları Hazine taşınmazlarının ecrimisillerin ödeme süreleri bir yıl ertelenecek.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI, İŞ YERİ HEKİMİ İÇİN SÜRE…
-Düzenlemeye göre, kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan iş yerlerinin iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi görevlendirme yükümlülüğünün süresi 1 Temmuz 2017’ye uzatılacak.
Ev alacaklar dikkat! KDV yüzde 18'den yüzde 8'e indi
Bakanlar Kurulu, 150 m2'nin üzerindeki konutlar için yüzde 18 olan KDV oranını yüzde 8'e indirdi.
Kararla KDV oranlarının tespitine ilişkin karara eklenen geçici bir maddeyle, konut teslimlerinde yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin 31 Mart 2017'ye kadar yüzde 8 olarak uygulanması hüküm altına alındı.
Yetkililer, konut teslimlerinde yüzde 1 ve yüzde 8 olarak uygulanan KDV oranlarında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını bildirdi.
Vergi oranları artırıldı
Akaryakıt ürünlerini içeren özel tüketim vergisi (ÖTV) (I) sayılı listesindeki benzin, motorin, ev kullanımı hariç LPG ile madeni yağlar ve solventlerde vergi oranları artırıldı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan kararname ile benzin, motorin ve ev kullanımı hariç LPG'de 20 kuruşluk artışa gidildi.
Karar uyarınca, ÖTV tutarları litre başına 95 oktan benzin için 2,1765 TL'den 2,3765 TL'ye, kurşunsuz benzin için 2,2985 TL'den 2,4985 TL'ye, motorin çeşitleri için 1,5945 TL'den 1,7945 TL ile 1,5245 TL'den 1,7245 TL'ye yükseltildi.
Rakamlar neler?
Karar kapsamında LPG'ye uygulanan ÖTV tutarı da kilogram başına 1,5780 TL'den 1,7780 TL'ye çıkarıldı.
Değişiklik kapsamında benzol, tuluol, ksiol, solvent nafta gibi ürünler ile madeni yağlama ürünlerinin ÖTV tutarlarında yapılan düzenlemeler de yer alıyor.
Ekonomi yetkilileri, motorinde artırılan ancak madeni yağda artırılmayan ÖTV maktu tutarlarının bazı ticari nakil vasıtalarında yakıt olarak kullanılabilen 10 numara yağ yapımına yol açtığını belirterek, motorin ve madeni yağda maktu vergi artış düzenlemesinin bunun önüne geçilmesi için paralel olarak yapıldığını söylediler.
Kararla KDV oranlarının tespitine ilişkin karara eklenen geçici bir maddeyle, konut teslimlerinde yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin 31 Mart 2017'ye kadar yüzde 8 olarak uygulanması hüküm altına alındı.
Yetkililer, konut teslimlerinde yüzde 1 ve yüzde 8 olarak uygulanan KDV oranlarında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını bildirdi.
Vergi oranları artırıldı
Akaryakıt ürünlerini içeren özel tüketim vergisi (ÖTV) (I) sayılı listesindeki benzin, motorin, ev kullanımı hariç LPG ile madeni yağlar ve solventlerde vergi oranları artırıldı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan kararname ile benzin, motorin ve ev kullanımı hariç LPG'de 20 kuruşluk artışa gidildi.
Karar uyarınca, ÖTV tutarları litre başına 95 oktan benzin için 2,1765 TL'den 2,3765 TL'ye, kurşunsuz benzin için 2,2985 TL'den 2,4985 TL'ye, motorin çeşitleri için 1,5945 TL'den 1,7945 TL ile 1,5245 TL'den 1,7245 TL'ye yükseltildi.
Rakamlar neler?
Karar kapsamında LPG'ye uygulanan ÖTV tutarı da kilogram başına 1,5780 TL'den 1,7780 TL'ye çıkarıldı.
Değişiklik kapsamında benzol, tuluol, ksiol, solvent nafta gibi ürünler ile madeni yağlama ürünlerinin ÖTV tutarlarında yapılan düzenlemeler de yer alıyor.
Ekonomi yetkilileri, motorinde artırılan ancak madeni yağda artırılmayan ÖTV maktu tutarlarının bazı ticari nakil vasıtalarında yakıt olarak kullanılabilen 10 numara yağ yapımına yol açtığını belirterek, motorin ve madeni yağda maktu vergi artış düzenlemesinin bunun önüne geçilmesi için paralel olarak yapıldığını söylediler.
Nihat Hatipoğlu, Fetullah Gülen'e yüklendi
Ölüm korkusu nasıl yenilir sorusunu cevaplayan Nihat Hatipoğlu, isim vermeden Fetullah Gülen'e sert sözlerle yüklenirken "Bu tür insanlar ölümü ebediyen yenemeyecektir" dedi.
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, ölüm korkusu nasıl yenilir sorusunu cevaplarken Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine de değindi.
"ÖLÜMÜ YENMENİN YOLU..."
Hatipoğlu, mümin insanın ölüm korkusunu yenmesini değil, ölüme kendisini hazırlaması gerektiğini belirtti. "Ölümü yenmenin yolu ölümü aşmaktır" diyen Prof. Dr. Hatipoğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: "Sizin ölüm korkunuzu yenmeye değil, ölüme hazırlanmaya kendinizi yakınlaştırmanız gerekir.
"İNSANLARI TANKLARLA İKİYE BÖLMEK DEĞİL"
Ölümü yenmenin yolu, ölümü aşmaktır. Ölümü aşmanın yolu teslimiyettir. Ölümü aşmanın yolu, ölüme hazır olmaktır, namaz kılmaktır, merhamet etmektir, karınca incitmemektir. Ama gerçekten karınca incitmemektir. Karınca yuvası bozmamaktır. İnsanları tanklarla ikiye bölmek değil. Şehit olmuş olan bir insanın önünde 3 yudum suyu içerken 'Ben sünnet uyguluyorum' diyecek kadar vahşileşmemektir.
"ÖLÜM ONLARI YENECEKTİR"
Bu tür insanlar ölümü ebediyen yenemeyecektir. Ölüm onları yenecektir. Çünkü ölüm onların azaba kavuşması için bir merdiven olacaktır. Temiz olman, ihlâslı olman, samimi olman, sineği incitmemen hakikaten gerektir. Ama sözde değil gerçekte. Ölümü yenmenin yolu, Şeb-i Arus gibi yani evlenme gecesi gibi Mevlana'nın dediği gibi ölüme hazır olmaktır."
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, ölüm korkusu nasıl yenilir sorusunu cevaplarken Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine de değindi.
"ÖLÜMÜ YENMENİN YOLU..."
Hatipoğlu, mümin insanın ölüm korkusunu yenmesini değil, ölüme kendisini hazırlaması gerektiğini belirtti. "Ölümü yenmenin yolu ölümü aşmaktır" diyen Prof. Dr. Hatipoğlu, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: "Sizin ölüm korkunuzu yenmeye değil, ölüme hazırlanmaya kendinizi yakınlaştırmanız gerekir.
"İNSANLARI TANKLARLA İKİYE BÖLMEK DEĞİL"
Ölümü yenmenin yolu, ölümü aşmaktır. Ölümü aşmanın yolu teslimiyettir. Ölümü aşmanın yolu, ölüme hazır olmaktır, namaz kılmaktır, merhamet etmektir, karınca incitmemektir. Ama gerçekten karınca incitmemektir. Karınca yuvası bozmamaktır. İnsanları tanklarla ikiye bölmek değil. Şehit olmuş olan bir insanın önünde 3 yudum suyu içerken 'Ben sünnet uyguluyorum' diyecek kadar vahşileşmemektir.
"ÖLÜM ONLARI YENECEKTİR"
Bu tür insanlar ölümü ebediyen yenemeyecektir. Ölüm onları yenecektir. Çünkü ölüm onların azaba kavuşması için bir merdiven olacaktır. Temiz olman, ihlâslı olman, samimi olman, sineği incitmemen hakikaten gerektir. Ama sözde değil gerçekte. Ölümü yenmenin yolu, Şeb-i Arus gibi yani evlenme gecesi gibi Mevlana'nın dediği gibi ölüme hazır olmaktır."
8 Eylül 2016 Perşembe
Karısını tornavidayla 43 yerinden yaraladı, ceza indirimi aldı
Eşi Hasret Çamoğlu'nu "kasten öldürmeye teşebbüs" ten suçlu bulunup önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yakup Kara hakkındaki ceza 11 yıl 3 aya indirildi. Mahkeme ceza indirimini "Sanığın eylemini kapılmış olduğu hiddet ve şiddetli elemin etkisiyle tahrik altında işlemesi, eylemin teşebbüs aşamasında kalması, duruşmadaki saygılı tutum ve davranışları ile pişmanlığı" gibi gerekçelere dayandırdı. Yakup Kara'nın bir televizyon programında konuk edilmesi büyük tepki çekmişti.
Çekmeköy'de, 4 çocuğunun annesi eşi Hasret Çamoğlu'nu 43 yerinden tornavida ile öldürmeye teşebbüs eden Yakup Kara'nın yargılandığı davanın karar duruşması görüldü.
"İyi hal indirimi almadan cezalandırılsın"
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 yıldır süren yargılamanın karar duruşmasına tutuklu sanık Yakup Kara, şikayetçi Hasret Çamoğlu ve taraf avukatları katıldı. Hasret Çamoğlu'nun avukatı Perihan Meşeli, Çamoğlu'nun sistematik olarak şiddete maruz kaldığını belirterek, "Kadın cinayetlerinde erkek sanıkların otomatik olarak iyi hal indirimi aldıkları görülmektedir. Sanığın iyi hal indirimi almadan cezalandırılmasını talep ediyoruz. Pişman hali yoktur. Ambulans dahi çağırmamıştır" dedi.
"Kendisini öldürmek istemedim"
Duruşmada son sözü sorulan sanık Kara da, "Ambulansı dahi beklemeden kendi imkanlarımla Hasret'i hastaneye gönderdim. Kendisini öldürmek istemedim. Kendisi beni cezaevindeyken de 7-8 kere ziyaret etti. Beraatime karar verilsin" şeklinde konuştu.
"Öldürmek isteseydi, rahatlıkla öldürebilirdi"
Sanık avukatı Alican Aktay ise, suçun öldürmeye teşebbüs olmadığını savunarak, "Müvekkilim öldürmek isteseydi rahatlıkla eşini öldürebilirdi, önünde engel yoktu. Yaralama kastıyla hareket etmiştir. Mağdur Hasret'e gelen cinsel içerikli mesajlar nedeniyle öfkeye kapılan müvekkilim bu suçu işlemiştir. Haksız tahrik hükümleri uygulansın" dedi.
Önce ağırlaştırılmış müebbet, indirimle 11 yıl 3 ay hapis cezası
Mahkeme heyeti, sanık Yakup Kara'yı nikahli eşini kasten öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini kapılmış olduğu hiddet ve şiddetli elemin etkisiyle tahrik altında işlediği ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığını belirten mahkeme heyeti, sanığın duruşmadaki saygılı tutum ve davranışları ile pişmanlığını da takdiri hafifletici neden kabul ederek cezayı 11 yıl 3 aya indirdi.Mahkeme, sanık Kara'yı ayrıca çocukları Yağmur Kara'ya yönelik "Kasten yaralama" suçunu da işlediği gerekçesiyle 3 bin lira adli para cezasına çarptırdı.
İddianameden
4 dört çocuk sahibi olan Hasret Çamoğlu(Kara), boşanma davası açtığı eşi tarafından 8 Ağustos 2014 tarihinde 43 yerinden tornavida ile yaralandı. Hasret Çamoğlu komşuları tarafından hastaneye kaldırılırken, yakalanan Yakup Kara tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bunun üzerine avukatlar, Adli Tıp'tan gelen ve genç kadının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını belirten raporla birlikte tekrar tutuklama talebinde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkarılan 37 yaşındaki Yakup Kara 29 Ağustos 2014'te tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturmayı yürüten savcılık tarafından Yakup Kara hakkında, "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
"43 yerinden tornavida darbeleri ile..."
Dava sonrası adliye bahçesinde açıklama yapan Hasret Kara'nın avukatlarından Oya Meriç Eyüboğlu, "Hasret kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz kadınlardan biri olabilirdi ölüme ramak kalmıştı. Ölümün kıyısından döndü. Vahşi bir şekilde 43 yerinden tornavida darbeleri ile ve bütünü de vücudunun baş, boyun, göğüs bölgesine yani ölümcül yerlerine gelen darbelerle çok ağır yaralandı. Bu saldırıya yapan tutuklanmamıştı. Mahallede kadınlar Hasret'in kapısı önünde nöbet tuttular. 11 yıl 3 aylık bir hapis cezası verildi. Haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulandı bu davada. Yani Yakup Kara sadece takım elbiseli olduğu için iyi hal indirimi aldı. Neden uygulandı? Karşı tarafın 'Telefonunda mesaj gördüm' demesi nedeniyle uygulandı. Bu mesajlar var mı, yok. Yani mahkeme görmediği mesajları sanık erkeğin iddiasına dayanarak yeterli buldu ve haksız tahrik indirimi uyguladı" dedi. Bir diğer avukatı Fulya Gürsoy ise, "Geç de olsa adalet tecelli etmiştir. Kadına ve çocuğa karşı şiddetin namus, örf, gelenek gibi hiçbir açıklaması olamaz" diye konuştu. DHA
Çekmeköy'de, 4 çocuğunun annesi eşi Hasret Çamoğlu'nu 43 yerinden tornavida ile öldürmeye teşebbüs eden Yakup Kara'nın yargılandığı davanın karar duruşması görüldü.
"İyi hal indirimi almadan cezalandırılsın"
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 yıldır süren yargılamanın karar duruşmasına tutuklu sanık Yakup Kara, şikayetçi Hasret Çamoğlu ve taraf avukatları katıldı. Hasret Çamoğlu'nun avukatı Perihan Meşeli, Çamoğlu'nun sistematik olarak şiddete maruz kaldığını belirterek, "Kadın cinayetlerinde erkek sanıkların otomatik olarak iyi hal indirimi aldıkları görülmektedir. Sanığın iyi hal indirimi almadan cezalandırılmasını talep ediyoruz. Pişman hali yoktur. Ambulans dahi çağırmamıştır" dedi.
"Kendisini öldürmek istemedim"
Duruşmada son sözü sorulan sanık Kara da, "Ambulansı dahi beklemeden kendi imkanlarımla Hasret'i hastaneye gönderdim. Kendisini öldürmek istemedim. Kendisi beni cezaevindeyken de 7-8 kere ziyaret etti. Beraatime karar verilsin" şeklinde konuştu.
"Öldürmek isteseydi, rahatlıkla öldürebilirdi"
Sanık avukatı Alican Aktay ise, suçun öldürmeye teşebbüs olmadığını savunarak, "Müvekkilim öldürmek isteseydi rahatlıkla eşini öldürebilirdi, önünde engel yoktu. Yaralama kastıyla hareket etmiştir. Mağdur Hasret'e gelen cinsel içerikli mesajlar nedeniyle öfkeye kapılan müvekkilim bu suçu işlemiştir. Haksız tahrik hükümleri uygulansın" dedi.
Önce ağırlaştırılmış müebbet, indirimle 11 yıl 3 ay hapis cezası
Mahkeme heyeti, sanık Yakup Kara'yı nikahli eşini kasten öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini kapılmış olduğu hiddet ve şiddetli elemin etkisiyle tahrik altında işlediği ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığını belirten mahkeme heyeti, sanığın duruşmadaki saygılı tutum ve davranışları ile pişmanlığını da takdiri hafifletici neden kabul ederek cezayı 11 yıl 3 aya indirdi.Mahkeme, sanık Kara'yı ayrıca çocukları Yağmur Kara'ya yönelik "Kasten yaralama" suçunu da işlediği gerekçesiyle 3 bin lira adli para cezasına çarptırdı.
İddianameden
4 dört çocuk sahibi olan Hasret Çamoğlu(Kara), boşanma davası açtığı eşi tarafından 8 Ağustos 2014 tarihinde 43 yerinden tornavida ile yaralandı. Hasret Çamoğlu komşuları tarafından hastaneye kaldırılırken, yakalanan Yakup Kara tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bunun üzerine avukatlar, Adli Tıp'tan gelen ve genç kadının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını belirten raporla birlikte tekrar tutuklama talebinde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkarılan 37 yaşındaki Yakup Kara 29 Ağustos 2014'te tutuklanarak cezaevine gönderildi. Soruşturmayı yürüten savcılık tarafından Yakup Kara hakkında, "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
"43 yerinden tornavida darbeleri ile..."
Dava sonrası adliye bahçesinde açıklama yapan Hasret Kara'nın avukatlarından Oya Meriç Eyüboğlu, "Hasret kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz kadınlardan biri olabilirdi ölüme ramak kalmıştı. Ölümün kıyısından döndü. Vahşi bir şekilde 43 yerinden tornavida darbeleri ile ve bütünü de vücudunun baş, boyun, göğüs bölgesine yani ölümcül yerlerine gelen darbelerle çok ağır yaralandı. Bu saldırıya yapan tutuklanmamıştı. Mahallede kadınlar Hasret'in kapısı önünde nöbet tuttular. 11 yıl 3 aylık bir hapis cezası verildi. Haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulandı bu davada. Yani Yakup Kara sadece takım elbiseli olduğu için iyi hal indirimi aldı. Neden uygulandı? Karşı tarafın 'Telefonunda mesaj gördüm' demesi nedeniyle uygulandı. Bu mesajlar var mı, yok. Yani mahkeme görmediği mesajları sanık erkeğin iddiasına dayanarak yeterli buldu ve haksız tahrik indirimi uyguladı" dedi. Bir diğer avukatı Fulya Gürsoy ise, "Geç de olsa adalet tecelli etmiştir. Kadına ve çocuğa karşı şiddetin namus, örf, gelenek gibi hiçbir açıklaması olamaz" diye konuştu. DHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Açığa alma yarışına girmeyin
Başbakan ve Cumhurbaşkanı'ndan valilere FETÖ ile ilgili yürütülen sorşturmalara ilişkin üst üste uyarılar geldi. Valiler Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan soruşturmalarda adil davranılması konusunda uyarılar yaptı. Erdoğan "açığa alma yarışına girmeyin" dedi. Benzer uyarılar Başbakan Binali Yıldırım'dan da gelmişti. Valilere seslenen Yıldırım "Zaman zaman titiz davranılmadığı serzenişleri geliyor. İşin başında hepsini söyledik; intikam duygusuyla değil adaletle çalışacağız"demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "PKK ile FETÖ'nun, DEAŞ ile DHKP-C'nin bizim nezdimizde bir farkı yoktur. Hepsi de ülkemizin, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin düşmanıdır. İşte bunları 15 Temmuz'dan sonra çok daha açık ve net gördük, yaşadık. Öyleyse hepsinin de kökünü kazıyana kadar, azimle, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Tek fert kalıncaya kadar, şahsım için söylüyorum, bu mücadeleyi sürdüreceğim. Bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Fetullahçı Terör Örgütü) Belediye başkanlığımdan bu yana tanıdığım bu örgüt, ne yazık ki bizlere ihanet etmiştir, vatana ihanet etmiştir. İşte 1999, ondan sonra da kaçıp gitmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken, o da buradan malum yere gitmiştir, Pensilvanya'ya." diye konuştu.
Yurt dışındaki FETÖ okulları
cnntürk'ün haberine göre;Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Bakanlar Kurulu toplantısında hemen bir düzenleme yapalım, Bakanlar Kurulu kararı ile olursa öyle yapacağız, veyahut da KHK içerisine sokup, dünyadaki bizim bilgimiz dışında nerede 'Türk', 'Türkiye' ünvanı varsa bunların hepsini yasaklamamız lazım. Hemen dışişleri bakanlıklarına bunları bildirelim ve o ülkelerin yönetimlerine bunu bildirmek suretiyle bir daha bu ünvanların yasaklanmasını isteyelim. Çünkü bunun üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar, hala bu mevcut." dedi.
"Sınırlarımızı terör koridoru olmaktan çıkartıp, barış koridoru haline getireceğiz"
Erdoğan, "Şu anda Cerablus'ta artık DEAŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Rai'de aynı şekilde. Orada da adımlarımızı attık, orada da yürüyoruz. Devam edeceğiz. Nereye kadar? Onu da açıklamaya gerek yok, bizim de kendimize göre bir planımız var. Bu plan nedir? Bu plan, Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alma planıdır. Biz bir terör koridorunun oluşturulma gayretlerine 'evet' diyemeyiz. Hem burada diplomatik görüşmelerimizi yaptık, yapacağız ama bir diğer taraftan da biz bu sınırlarımızı terör koridoru olmaktan çıkartıp, bir barış koridoru haline getireceğiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok." diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye operasyonlarının hiç unutulmayan ve hesap edilmeyen bir şekilde hızlı ve başarılı yürümesi, dünya kamuoyunun bölgeye bakışını da değiştirdi. Bundan sonra bölgedeTürkiye'nin içinde olmadığı, Türkiye'nin rızasının alınmadığı hiçbir senaryonun devreye sokulması mümkün değildir.
"Açığa alma yarışına girmeyin, adil olun"
Gerek FETÖ gerekse PKK terör örgütüyle mücadelenin önemli bir boyutunu da bunların kamu görevlileri içindeki uzantılarının tasfiyesi oluşturuyor. FETÖ konusunda ilan ettiğimiz olağanüstü hal çerçevesinde süratle birtakım adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Aynı süreci PKK terör örgütünün kamu kuruluşları içindeki destekçileriyle ilgili de yürütmeye başladık. Sizlerden ricam, bulunduğunuz illerde bu konuda kararlı ve dikkatli çalışmalar yapmanızdır. Benim tavsiyem şu, sizlerden memurları açığa alma noktasında bir yarışa girmenizi istemiyorum sadece adil davranmanızı istiyorum. Çünkü bizim değerlerimizde zulüm yoktur, adil davranalım, zulmedenleri yerinden alalım.
Başbakan Binali Yıldırım da uyarmıştı
Başbakan Binali Yıldırım valilere yaptığı konuşmada FETö soruşturmalarında titiz davranılması noktasında uyarılar yapmıştı. Başbakan Yıldırım "FETÖ soruşturmalarında ciddi tasfiyeler yapılıyor. Zaman zaman titiz davranılmadığı serzenişleri geliyor. İşin başında hepsini söyledik; intikam duygusuyla değil adaletle çalışacağız. Yurdun her köşesine gidecek, kontrol edecek şansımız yok.
Bizim sizlerin adaletinize güvenmekten başka kaynağımız yok. Toplumda güven duygusunu sarsmamak için kılı kırk yaracaksınız. Burada ölçümüz belli; 17-25 Aralık sonrası bu örgütle irtibatı varsa bunların mazur görülmesi imkansızdır dedik." ifadelerini kullanmıştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)