ÖSYM'den, 12 Mart'ta gerçekleştirilecek Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvuran adayların, yeni kimlik kartı teslim edilinceye kadar verilecek belgenin 15 gün geçerlilik süresinin kapsamının genişletilmesinden dolayı adayların "geçici kimlik kartı" veya "kimlik kartı talep belgesi" ile de sınava girebilecekleri duyuruldu.
ÖSYM'nin internet sitesinde yer alan 22 Şubat tarihli 2017 YGS adaylarının sınava girecekler için geçerli olacak kimlik kartlarına ilişkin duyuruda güncelleme yapıldı.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce kimlik kartlarının yenilenmesi başvurularında yeni kimlik kartı düzenleninceye kadar düzenlenecek olan geçici kimlik belgesinin kapsamının genişletildiği, daha önce 15 gün süreyle geçerli olacağı duyurulan belgenin, kişinin kimlik kartı teslim edilinceye kadar geçerli olması sağlandığı hatırlatıldı.
YGS'ye girecek olan 1998-1999-2000 yılı doğumlu öğrencilerin kimlik kartlarının öncelikli olarak basımı için gerekli sistemsel düzenlemeler yapıldığı ifade edilen duyuruda, "2017-YGS adayları, güncel fotoğraflı ve soğuk damgalı mevcut nüfus cüzdanları,Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartları, geçerlilik süresi dolmamış pasaportları veya yeni kimlik kartları teslim alınıncaya kadar Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen geçici kimlik belgesi veya kimlik kartı talep belgesi ile sınava girebileceklerdir." bilgisi yer aldı.
3 Mart 2017 Cuma
Antalya'da aynı yerde ikinci köpek katliamı
Antalya'da daha önce 2 kedi ve 12 köpeğin zehirlenerek öldürüldüğü bölgede bu kez de 2 sokak köpeği av tüfeğiyle öldürülmüş halde bulundu.
Antalya'da geçen Ocak ayında 2 kedi ile 12 köpeğin zehirlenerek öldürüldüğü bölgede, bu kez de 2 köpek av tüfeğiyle öldürülmüş bulundu. Hayvan severleri tedirgin eden olay, sabah saatlerinde Kepez İlçesi Duraliler Mahallesi'nde meydana geldi. Pastane sahibi olan Hüseyin Kılar, 3 gün önce kaybolan Golden cinsi 'Efe' adlı köpeği ile başka bir köpeği, boş bir arazide av tüfeğiyle öldürülmüş halde buldu.
Aynı mahallede sürekli hayvanların öldürüldüğünü dile getiren Kılar, "Komşularımızdan hayvanlarının kaybolduğu ve öldüğünü duyuyorduk. Ancak ilk kez benim başıma geldi. Köpeğimi üç gün boyunca her yerde aradım. Sosyal medyada bulunması için paylaşımlar yaptım. Ancak sonuç alamadım. Sabah saatlerinde ise öldürülmüş buldum. Böyle bir vahşet olamaz. Yetkililer artık buna bir çare bulsun"dedi. 2 ay önce de mahalle sakinleri, aynı bölgede 12 köpek ve 2 kediyi zehirlenerek öldürülmüş halde bulmuştu.
Antalya'da geçen Ocak ayında 2 kedi ile 12 köpeğin zehirlenerek öldürüldüğü bölgede, bu kez de 2 köpek av tüfeğiyle öldürülmüş bulundu. Hayvan severleri tedirgin eden olay, sabah saatlerinde Kepez İlçesi Duraliler Mahallesi'nde meydana geldi. Pastane sahibi olan Hüseyin Kılar, 3 gün önce kaybolan Golden cinsi 'Efe' adlı köpeği ile başka bir köpeği, boş bir arazide av tüfeğiyle öldürülmüş halde buldu.
Aynı mahallede sürekli hayvanların öldürüldüğünü dile getiren Kılar, "Komşularımızdan hayvanlarının kaybolduğu ve öldüğünü duyuyorduk. Ancak ilk kez benim başıma geldi. Köpeğimi üç gün boyunca her yerde aradım. Sosyal medyada bulunması için paylaşımlar yaptım. Ancak sonuç alamadım. Sabah saatlerinde ise öldürülmüş buldum. Böyle bir vahşet olamaz. Yetkililer artık buna bir çare bulsun"dedi. 2 ay önce de mahalle sakinleri, aynı bölgede 12 köpek ve 2 kediyi zehirlenerek öldürülmüş halde bulmuştu.
Fransa'dan sığınmacılara büyük ayıp!
Fransa'nın Calais kentinde belediye, sığınmacılara yemek dağıtımı ve yıkanma imkanı sağlayan seyyar duş kabinlerinin yerleştirilmesine aldığı bir kararla yasak getirdi.
Fransa'nın kuzeyinde bulunan ve geçen yıl ekim ayı sonunda boşaltılan Calais sığınmacı kampında yabancı uyrukluların yeniden toplanmalarını engellemek amacıyla belediye tarafından tartışmalı bir uygulama başlatıldı. Calais Belediyesinin aldığı karara göre, sığınmacılara yemek vermek ve duş almalarını sağlayan seyyar kabinler kurmak yasaklandı.
Belediyenin kararında, sığınmacılara yemek ve yıkanma gibi konularda desteğin, geçen yıl ekim ayı sonunda boşaltılan "Jungle" isimli kampın yeniden oluşması için çağrı anlamına geleceği belirtilerek, bölgede insani yardım amaçlı çalışan derneklerin bu eylemlerine son vermesi istendi.
Belediye Başkanı'ndan "İnsani yardımlara karşıyım" açıklaması
Belediye Başkanı Natacha Bouchart, yerel La Voix du Nord gazetesine yaptığı açıklamada, "insani anlamda söylemek zor olsa da gıda yardımı ve duş gibi konularda insani yardımlara karşı olduğunu" ifade etti.
Calais'ye dün ziyarette bulunan İçişleri Bakanı Bruno Le Roux, bu kentte yeni kampların oluşmasına izin vermeyeceklerini belirtmiş ve mevcut sığınmacılara yemek dağıtımına müsaade edileceğini açıklamıştı. cnntürk
Fransa'nın kuzeyinde bulunan ve geçen yıl ekim ayı sonunda boşaltılan Calais sığınmacı kampında yabancı uyrukluların yeniden toplanmalarını engellemek amacıyla belediye tarafından tartışmalı bir uygulama başlatıldı. Calais Belediyesinin aldığı karara göre, sığınmacılara yemek vermek ve duş almalarını sağlayan seyyar kabinler kurmak yasaklandı.
Belediyenin kararında, sığınmacılara yemek ve yıkanma gibi konularda desteğin, geçen yıl ekim ayı sonunda boşaltılan "Jungle" isimli kampın yeniden oluşması için çağrı anlamına geleceği belirtilerek, bölgede insani yardım amaçlı çalışan derneklerin bu eylemlerine son vermesi istendi.
Belediye Başkanı'ndan "İnsani yardımlara karşıyım" açıklaması
Belediye Başkanı Natacha Bouchart, yerel La Voix du Nord gazetesine yaptığı açıklamada, "insani anlamda söylemek zor olsa da gıda yardımı ve duş gibi konularda insani yardımlara karşı olduğunu" ifade etti.
Calais'ye dün ziyarette bulunan İçişleri Bakanı Bruno Le Roux, bu kentte yeni kampların oluşmasına izin vermeyeceklerini belirtmiş ve mevcut sığınmacılara yemek dağıtımına müsaade edileceğini açıklamıştı. cnntürk
2 Mart 2017 Perşembe
Meğer sandviçteki tavuğun yarısı tavuk değilmiş
Kanada’da fast food merkezlerinden alınan yiyecekler üzerinde yapılan araştırmalar sonucu tavuk etlerinin tamamen tavuk olmadığı ortaya koyuldu.
İngiliz gazetesi Independent’ın haberinde özellikle Subway sandviç zincirinin kullandığı tavuk etinin yaklaşık yüzde 50’sinin soya ve diğer katkı maddelerinden oluşturulduğu belirlendi.
Diğer ünlü fast food zincirlerinin tavuk ürünlerinde gerçek etin yüzde 80’i geçtiği belirtildi. Trent Üniversitesi’nden Matt Harnden, en kötü sonuçların Subway’den geldiğini anlatırken, kuruluşun bazı ürünlerinde tavuk etinin oranı yüzde 43’ün altına indi.
İngiliz gazetesi Independent’ın haberinde özellikle Subway sandviç zincirinin kullandığı tavuk etinin yaklaşık yüzde 50’sinin soya ve diğer katkı maddelerinden oluşturulduğu belirlendi.
Diğer ünlü fast food zincirlerinin tavuk ürünlerinde gerçek etin yüzde 80’i geçtiği belirtildi. Trent Üniversitesi’nden Matt Harnden, en kötü sonuçların Subway’den geldiğini anlatırken, kuruluşun bazı ürünlerinde tavuk etinin oranı yüzde 43’ün altına indi.
1 Mart 2017 Çarşamba
EPDK Başkanı Yılmaz'dan elektriğe zam açıklaması
Elektrik fiyatlarıyla ilgili konuşan EPDK Başkanı Yılmaz, "Yapmış olduğumuz hesaplarda zamla ilgili bir öngörümüz yok. Elektrik fiyatlarıyla ilgili zammı gerektirecek veri yok" dedi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, bir televizyon programında soruları yanıtladı.
Yılmaz, nisan ayında açıklanacak yeni tarifelerle ilgili zam öngörmediklerini açıkladı.
EPDK Başkanı elektrik fiyat tarifesiyle ilgili olarak şunları söyledi: "Bİz bununla ilgili kararı alırken maliyet bazlı hesaplama yapıyoruz. Yapmış olduğumuz hesaplarda zamla ilgili bir öngörümüz yok. Elektrik fiyatlarıyla ilgili zammı gerektirecek veri yok.Tahminlerimiz herhangi bir anormal veri olmayacağı kanaatindeyiz zama yönelik."
Piyasanın derinleşmesi için herkesin istediği tedarikçiden enerjiyi almasını hedeflediklerini belirten Yılmaz, "Tüketilen enerjinin yüzde 90'ı serbest tüketici limitinde. 8 milyonun üzerinde serbest tüketici olma hakkı var. Bugün 3 milyona yakın tüketici bu hakkını kullanıyor. Bu rakamların daha üst seviyeye çıkmasını ve piyasanın derinleşmesini istiyoruz" dedi.
"Sözleşmeyi iyi okuyun, aman dikkat"
Tüketicilere uyarılarda bulunan Yılmaz, "Yapmış olduğunuz sözleşmeyi iyi okuyun, aman dikkat. Çok sayfalı ufak puntolu sözleşmelerden kaçınsınlar. Müşterilere haksızlık yapan şirketler olduğu takdirde bunun karşısındayız. Müşteriler promosyonlara aldanmasın. Fiyatları ekonomik olarak almanın hesabını yapsınlar" diye konuştu.
"Doğalgazın ulaşmadığı il kalmayacak"
Yılmaz, Türkiye'de 76 ilde doğalgaz olduğunu hatırlatarak, "Doğalgaz sektöründe destan yazıldı. Ağrı'yla Tunceli ilimizin de ihalesini yaptık. 3 ille ilgili 8'e yakın şirket başvurdu. Çok kısa zamanda, bir ay içinde ihalesi yapılınca doğalgazın ulaşmadığı il kalmamış olacak" diye konuştu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, bir televizyon programında soruları yanıtladı.
Yılmaz, nisan ayında açıklanacak yeni tarifelerle ilgili zam öngörmediklerini açıkladı.
EPDK Başkanı elektrik fiyat tarifesiyle ilgili olarak şunları söyledi: "Bİz bununla ilgili kararı alırken maliyet bazlı hesaplama yapıyoruz. Yapmış olduğumuz hesaplarda zamla ilgili bir öngörümüz yok. Elektrik fiyatlarıyla ilgili zammı gerektirecek veri yok.Tahminlerimiz herhangi bir anormal veri olmayacağı kanaatindeyiz zama yönelik."
Piyasanın derinleşmesi için herkesin istediği tedarikçiden enerjiyi almasını hedeflediklerini belirten Yılmaz, "Tüketilen enerjinin yüzde 90'ı serbest tüketici limitinde. 8 milyonun üzerinde serbest tüketici olma hakkı var. Bugün 3 milyona yakın tüketici bu hakkını kullanıyor. Bu rakamların daha üst seviyeye çıkmasını ve piyasanın derinleşmesini istiyoruz" dedi.
"Sözleşmeyi iyi okuyun, aman dikkat"
Tüketicilere uyarılarda bulunan Yılmaz, "Yapmış olduğunuz sözleşmeyi iyi okuyun, aman dikkat. Çok sayfalı ufak puntolu sözleşmelerden kaçınsınlar. Müşterilere haksızlık yapan şirketler olduğu takdirde bunun karşısındayız. Müşteriler promosyonlara aldanmasın. Fiyatları ekonomik olarak almanın hesabını yapsınlar" diye konuştu.
"Doğalgazın ulaşmadığı il kalmayacak"
Yılmaz, Türkiye'de 76 ilde doğalgaz olduğunu hatırlatarak, "Doğalgaz sektöründe destan yazıldı. Ağrı'yla Tunceli ilimizin de ihalesini yaptık. 3 ille ilgili 8'e yakın şirket başvurdu. Çok kısa zamanda, bir ay içinde ihalesi yapılınca doğalgazın ulaşmadığı il kalmamış olacak" diye konuştu.
İstanbul'un Avrupa Yakasında elektrik kesintisi
İstanbul Avrupa Yakasında bazı ilçelere 4 Mart Cumartesi günü planlı bakım ve iyileştirme çalıştırmaları kapsamında elektrik verilemeyecek.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un Bağcılar, Büyükçekmece, Esenler, Bakırköy, Arnavutköy ve Güngören ilçelerinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde elektrik kesintisine gidilecek.
İstanbul'un Bağcılar ilçesinin bazı mahallelerinde 08.00-18.00, Büyükçekmece ilçesinin bazı mahallelerinde ise 09.00-16.00 saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak.
Aynı gün Esenler ilçesinin bazı sokaklarına 09.00-17.00, Bakırköy ilçesinin bazı semtlerine 10.00-13.00, Arnavutköy ilçesinin bazı semtlerine 10.00-14.00 ve Güngören ilçesinin bazı semtlerine 10.00-19.00 saatlerinde elektrik verilemeyecek.
Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylar ile kesintinin saat bilgilerine BEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Bakım ve Yatırım Çalışmaları" bölümünden ulaşabilecek.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BEDAŞ) yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un Bağcılar, Büyükçekmece, Esenler, Bakırköy, Arnavutköy ve Güngören ilçelerinin bazı mahallelerinde 08.00-19.00 saatlerinde elektrik kesintisine gidilecek.
İstanbul'un Bağcılar ilçesinin bazı mahallelerinde 08.00-18.00, Büyükçekmece ilçesinin bazı mahallelerinde ise 09.00-16.00 saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak.
Aynı gün Esenler ilçesinin bazı sokaklarına 09.00-17.00, Bakırköy ilçesinin bazı semtlerine 10.00-13.00, Arnavutköy ilçesinin bazı semtlerine 10.00-14.00 ve Güngören ilçesinin bazı semtlerine 10.00-19.00 saatlerinde elektrik verilemeyecek.
Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylar ile kesintinin saat bilgilerine BEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Bakım ve Yatırım Çalışmaları" bölümünden ulaşabilecek.
Yurt dışındaki kamu görevlilerinin izinleri durduruldu
Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık genelgesine göre yurt dışında görevli kamu personelinin izinleri durduruldu. Referandum nedeniyle 57 ülkede 27 Mart-9 Nisan tarihleri arasında oy kullanılacağı belirtilen genelgede bu tarihler arasında tüm kamu görevlilerinin izinlerinin durdurulduğu belirtildi.
Resmi Gazete'de yayımlanan "yurt dışında görevli kamu personelinin izinlerinin durdurulmasına ilişkin Başbakanlık genelgesi"nde, TBMM Genel Kurulunca kabul edilen 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 11 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yer aldığı hatırlatıldı.
3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun'un 2'nci maddesinde, "Anayasa değişikliğinin halk oylaması, ilgili Anayasa değişikliği Kanununun Resmi Gazete'de yayımını takip eden altmışıncı günden sonraki ilk pazar günü yapılır." hükmüne yer verildiği belirtilen genelgede, bu hüküm çerçevesinde anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması tarihinin Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 11 Şubat tarihli kararı ile 16 Nisan olarak belirlendiği ifade edildi.
27 Mart - 9 Nisan tarihleri arasında
Bununla birlikte yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin 16 Nisan Pazar günü yapılacak anayasa değişikliği halk oylamasında, bulundukları ülkelerde veya oy verme günlerinde bulundukları yerlerdeki temsilciliklerde kurulacak sandıklarda oy kullanabileceği bildirilen genelgede, şunlar kaydedildi:
"Bu kapsamda; YSK'nın 15 Şubat 2017 tarihli ve 101 sayılı kararı ile 16 Nisan Pazar günü yapılacak olan Anayasa değişikliği yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin 57 ülkede 27 Mart-9 Nisan tarihleri arasında ve azami 14 gün süre ile oy kullandırılmasına, oy verme başlangıç tarihlerinin ve oy kullanma sürelerinin ülkelerine göre farklı olabileceğine ancak oy kullanmanın son gününün 9 Nisan olduğuna karar verilmiştir.
YSK'nın 101 sayılı kararı ile oy kullanma tarihleri belirlenen 57 ülkedeki tüm kamu görevlilerinin yurt dışında yapılacak halk oylamasında görev almalarının gerekmesi nedeniyle, mezkur kararda belirtilen ülkelerde görev yapan tüm kamu görevlilerinin izinleri, kararda belirtilen oy kullanma tarihleri süresince durdurulmuştur."
Resmi Gazete'de yayımlanan "yurt dışında görevli kamu personelinin izinlerinin durdurulmasına ilişkin Başbakanlık genelgesi"nde, TBMM Genel Kurulunca kabul edilen 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 11 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yer aldığı hatırlatıldı.
3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun'un 2'nci maddesinde, "Anayasa değişikliğinin halk oylaması, ilgili Anayasa değişikliği Kanununun Resmi Gazete'de yayımını takip eden altmışıncı günden sonraki ilk pazar günü yapılır." hükmüne yer verildiği belirtilen genelgede, bu hüküm çerçevesinde anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması tarihinin Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 11 Şubat tarihli kararı ile 16 Nisan olarak belirlendiği ifade edildi.
27 Mart - 9 Nisan tarihleri arasında
Bununla birlikte yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin 16 Nisan Pazar günü yapılacak anayasa değişikliği halk oylamasında, bulundukları ülkelerde veya oy verme günlerinde bulundukları yerlerdeki temsilciliklerde kurulacak sandıklarda oy kullanabileceği bildirilen genelgede, şunlar kaydedildi:
"Bu kapsamda; YSK'nın 15 Şubat 2017 tarihli ve 101 sayılı kararı ile 16 Nisan Pazar günü yapılacak olan Anayasa değişikliği yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin 57 ülkede 27 Mart-9 Nisan tarihleri arasında ve azami 14 gün süre ile oy kullandırılmasına, oy verme başlangıç tarihlerinin ve oy kullanma sürelerinin ülkelerine göre farklı olabileceğine ancak oy kullanmanın son gününün 9 Nisan olduğuna karar verilmiştir.
YSK'nın 101 sayılı kararı ile oy kullanma tarihleri belirlenen 57 ülkedeki tüm kamu görevlilerinin yurt dışında yapılacak halk oylamasında görev almalarının gerekmesi nedeniyle, mezkur kararda belirtilen ülkelerde görev yapan tüm kamu görevlilerinin izinleri, kararda belirtilen oy kullanma tarihleri süresince durdurulmuştur."
Gülen, cemaatini kıyamet günü Sırat'tan geçirecekmiş
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği ‘FETÖ’ raporunda “Gülen’in olağanüstü bir kişiliğe sahip olduğu, kıyamet günü Sırat Köprüsü’nün başında durarak cemaatini cennete götürebilmek gibi yetkiye sahip olduğu fikri empoze edilmiştir” denildi.
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen raporda çarpıcı ifadeler yer alıyor. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre hazırlanan raporda Gülen'in algıların yerleştirilmesi için bir takım metafizik olaylar, büyü, cin, akıl ötesi kurgular ile rüyaların kullanıldığı yer alıyor. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nın başsavcılığa gönderdiği 280 sayfalık rapor özetle şöyle:
FETÖ, kanunlar ve hukukun boşluklarından istifade ile kavramları istismar ederek, ‘hakların kötüye kullanılması’ metoduyla felç etme ve iktidarı elde etme stratejisi izlemektedir. Örgüt, ‘kuvvet dengesini’ yeterli gördüğü an ülkeye ve ülkenin tüm anayasal kurumlarına el koymayı planlamıştır. Devlete değil örgüte çalışan polis, asker, yargı, mülkiyedeki bağlıları ve sahip olduğu medyayla geniş çaplı bir algı yönetimine başvurarak, kamuoyunu görüşleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışmıştır.
'Seçilmiş ve olağanüstü kişilik'
Gülen, ‘kutsal misyonun lideri olarak’, kendisinin ve örgüt mensuplarının yeryüzü hakimiyetinin er geç elde edileceğini belirtmektedir. Böylesine iddialı hedeflerin, sıradan insanlarca başarılabileceği düşünülmediğinden, öncelikle Gülen’in seçilmiş ve olağanüstü bir kişiliğe sahip olduğu, kıyamet günü Sırat Köprüsü’nün başında durarak cemaatini cennete götürebilmek gibi İslam Peygamberi’nde bile olmayan bir yetkiye sahip olduğu fikirleri empoze edilmiştir. Gülen’in herkes tarafından anlaşılmadığı iddia edilen, sözde ilahi bir kaynaktan bilgi aldığı varsayılan ezoterik bir kişiliğe büründürülmesi sağlanmıştır.
Çok güçlü bir hiyerarşik yapılanma altında en tepedeki elit bir zümrenin istediği doğrultuda yönetilen örgütün, sözde kutsal görevini başarabilmesi için mensuplarına daima takiye-tedbir-gizlilik içerisinde hareket etmeleri gerektiği empoze edilmiştir.
Örgüt mensupları, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin veya pek çok vatandaşımız açısından hak ihlaline yol açan yasadışı faaliyetin hukuksuzluk olduğuna inanmamaktadır. Aksine bunların kutsal misyonu gerçekleştirmek için gerekli, meşru ve kendilerine ilahi olarak verilmiş bir ‘Haksızlık yapma ve zulmetme ayrıcalığı’ olduğunu düşünmektedir. ‘Başyüceler’ adlı oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle egemenlik hakkını kullanmayı düşünmektedir.
'Fethullahçı diktatörlük'
Radikal örgütlere katılan elemanların örgütün gizli hedeflerini içselleştirip şiddete başvurması zamana yayılan bir süreçtir. Son aşama ise örgütün dini ideolojisine hizmet etme, gerektiğinde canını vermeyi göze alma ve suç işleyerek kanunları ihlal etmeyi meşru sayma sürecidir. Tipik bir aldatıcı, radikal kitle hareketi karakterini yansıtan bu bakış açısı, gelecekte olması hayal edilen Fetullahçı diktatörlüğün kurulmasına dek sürecektir.
Örgütün fişleme faaliyetleriyle kişiler hakkında bilgi arşivi oluşturduğu anlaşılmaktadır. İnsanların FETÖ mensubu olması, madalyonun bir yüzü ise ikinci yüzü FETÖ mensubu olanların FETÖ mensubu olarak kalmasıdır. Gülen tarafından kazanılan kişilerin ölene dek örgüt içinde kalması ve hizmet etmesi için bireysel düzeyde tez geliştirildiği tespit edilmiştir. Kodlar örgütün özel iletişim dilinde, ‘hizmet’ olarak adlandırılan yasadışı ‘FETÖ örgütüne giren kişilerin ölene dek örgütte kalması anlamına gelmektedir.
Büyü, cin ve akıl ötesi kurgular
Devlet içine yerleştirdikleri kadrolarla isimsiz ihbar mektubu ve medyadaki uzantılarıyla oluşturdukları algıları, emellerine ulaşmaya engel gördükleri kamu personelini tasfiye etmek için kullanmışlar ve devleti işgal etmek projesini hayata geçirmişlerdir. Bu proje, Gülen’in tabiriyle teknik nakavt olarak adlandırılmaktadır. Algıların yerleştirilmesi için bir takım metafizik olaylar, büyü, cin, akıl ötesi kurgular ile rüyalar kullanılmıştır. Bir ehli hizmetin’ kamil insan olması için beyin yıkama ve mankurtlaştırılma süreçlerini tamamlaması, FETÖ’nün ideolojisini benimsemesi üstlerine itaat etmesi ve her görevi harfiyen yerine getirmesi gerekmektedir.
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen raporda çarpıcı ifadeler yer alıyor. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre hazırlanan raporda Gülen'in algıların yerleştirilmesi için bir takım metafizik olaylar, büyü, cin, akıl ötesi kurgular ile rüyaların kullanıldığı yer alıyor. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nın başsavcılığa gönderdiği 280 sayfalık rapor özetle şöyle:
FETÖ, kanunlar ve hukukun boşluklarından istifade ile kavramları istismar ederek, ‘hakların kötüye kullanılması’ metoduyla felç etme ve iktidarı elde etme stratejisi izlemektedir. Örgüt, ‘kuvvet dengesini’ yeterli gördüğü an ülkeye ve ülkenin tüm anayasal kurumlarına el koymayı planlamıştır. Devlete değil örgüte çalışan polis, asker, yargı, mülkiyedeki bağlıları ve sahip olduğu medyayla geniş çaplı bir algı yönetimine başvurarak, kamuoyunu görüşleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışmıştır.
'Seçilmiş ve olağanüstü kişilik'
Gülen, ‘kutsal misyonun lideri olarak’, kendisinin ve örgüt mensuplarının yeryüzü hakimiyetinin er geç elde edileceğini belirtmektedir. Böylesine iddialı hedeflerin, sıradan insanlarca başarılabileceği düşünülmediğinden, öncelikle Gülen’in seçilmiş ve olağanüstü bir kişiliğe sahip olduğu, kıyamet günü Sırat Köprüsü’nün başında durarak cemaatini cennete götürebilmek gibi İslam Peygamberi’nde bile olmayan bir yetkiye sahip olduğu fikirleri empoze edilmiştir. Gülen’in herkes tarafından anlaşılmadığı iddia edilen, sözde ilahi bir kaynaktan bilgi aldığı varsayılan ezoterik bir kişiliğe büründürülmesi sağlanmıştır.
Çok güçlü bir hiyerarşik yapılanma altında en tepedeki elit bir zümrenin istediği doğrultuda yönetilen örgütün, sözde kutsal görevini başarabilmesi için mensuplarına daima takiye-tedbir-gizlilik içerisinde hareket etmeleri gerektiği empoze edilmiştir.
Örgüt mensupları, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin veya pek çok vatandaşımız açısından hak ihlaline yol açan yasadışı faaliyetin hukuksuzluk olduğuna inanmamaktadır. Aksine bunların kutsal misyonu gerçekleştirmek için gerekli, meşru ve kendilerine ilahi olarak verilmiş bir ‘Haksızlık yapma ve zulmetme ayrıcalığı’ olduğunu düşünmektedir. ‘Başyüceler’ adlı oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle egemenlik hakkını kullanmayı düşünmektedir.
'Fethullahçı diktatörlük'
Radikal örgütlere katılan elemanların örgütün gizli hedeflerini içselleştirip şiddete başvurması zamana yayılan bir süreçtir. Son aşama ise örgütün dini ideolojisine hizmet etme, gerektiğinde canını vermeyi göze alma ve suç işleyerek kanunları ihlal etmeyi meşru sayma sürecidir. Tipik bir aldatıcı, radikal kitle hareketi karakterini yansıtan bu bakış açısı, gelecekte olması hayal edilen Fetullahçı diktatörlüğün kurulmasına dek sürecektir.
Örgütün fişleme faaliyetleriyle kişiler hakkında bilgi arşivi oluşturduğu anlaşılmaktadır. İnsanların FETÖ mensubu olması, madalyonun bir yüzü ise ikinci yüzü FETÖ mensubu olanların FETÖ mensubu olarak kalmasıdır. Gülen tarafından kazanılan kişilerin ölene dek örgüt içinde kalması ve hizmet etmesi için bireysel düzeyde tez geliştirildiği tespit edilmiştir. Kodlar örgütün özel iletişim dilinde, ‘hizmet’ olarak adlandırılan yasadışı ‘FETÖ örgütüne giren kişilerin ölene dek örgütte kalması anlamına gelmektedir.
Büyü, cin ve akıl ötesi kurgular
Devlet içine yerleştirdikleri kadrolarla isimsiz ihbar mektubu ve medyadaki uzantılarıyla oluşturdukları algıları, emellerine ulaşmaya engel gördükleri kamu personelini tasfiye etmek için kullanmışlar ve devleti işgal etmek projesini hayata geçirmişlerdir. Bu proje, Gülen’in tabiriyle teknik nakavt olarak adlandırılmaktadır. Algıların yerleştirilmesi için bir takım metafizik olaylar, büyü, cin, akıl ötesi kurgular ile rüyalar kullanılmıştır. Bir ehli hizmetin’ kamil insan olması için beyin yıkama ve mankurtlaştırılma süreçlerini tamamlaması, FETÖ’nün ideolojisini benimsemesi üstlerine itaat etmesi ve her görevi harfiyen yerine getirmesi gerekmektedir.
Barbaros Şansal'a tahliye kararı
Modacı Barbaros Şansal hakkında bir son dakika gelişmesi yaşandı. Şansal'ın avukatı Efkan Bolaç, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, mahkemenin tahliye kararı verdiğini duyurdu.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanarak hakkında dava açılan ünlü modacı Barbaros Şansal'ın tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine tahliyesine karar verildi. Tahliye kararı veren üst mahkeme, Şansal hakkında yurtdışına çıkış yasağı da koydu.
Ünlü modacı Barbaros Şansal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) sınırdışı edildikten sonra gözaltına alındı ve nöbetçi hakimlikçe 3 Ocak'ta tutuklandı. Şansal hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak tahliye taleplerine rağmen Şansal'ın tutukluluğunun devam etmesi üzerine avukatı Efkan Bolaç, müvekkilinin tahliye edilmesi için itirazda bulundu. İtirazı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirdi. Mahkeme bugün verdiği kararda, itirazı kabul ederek Şansal'ın tahliyesine hükmetti. Mahkeme, Şansal hakkında yurtdışına da çıkış yasağı konulmasına karar verdi.
Kararı, Şansal'ın avukatı Efkan Bolaç açıkladı.
Bolaç açıklamasında, "Barbaros Şansal hakkında yapmış olduğumuz itiraz üzerine İstanbul 5. Ağır ceza mahkemesi tahliye kararı verdi" ifadelerini kullandı.
Şansal tahliye oldu
Barbaros Şansal'ı tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi çıkışında yakınları ve avukatı Efkan Bolaç karşıladı. Şansal avukatına çıkışta "İçerisi daha güvenli" dedi. Şansal açıklama yapmadan aracına binerek cezaevinden ayrıldı.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanarak hakkında dava açılan ünlü modacı Barbaros Şansal'ın tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine tahliyesine karar verildi. Tahliye kararı veren üst mahkeme, Şansal hakkında yurtdışına çıkış yasağı da koydu.
Ünlü modacı Barbaros Şansal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) sınırdışı edildikten sonra gözaltına alındı ve nöbetçi hakimlikçe 3 Ocak'ta tutuklandı. Şansal hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak tahliye taleplerine rağmen Şansal'ın tutukluluğunun devam etmesi üzerine avukatı Efkan Bolaç, müvekkilinin tahliye edilmesi için itirazda bulundu. İtirazı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirdi. Mahkeme bugün verdiği kararda, itirazı kabul ederek Şansal'ın tahliyesine hükmetti. Mahkeme, Şansal hakkında yurtdışına da çıkış yasağı konulmasına karar verdi.
Kararı, Şansal'ın avukatı Efkan Bolaç açıkladı.
Bolaç açıklamasında, "Barbaros Şansal hakkında yapmış olduğumuz itiraz üzerine İstanbul 5. Ağır ceza mahkemesi tahliye kararı verdi" ifadelerini kullandı.
Şansal tahliye oldu
Barbaros Şansal'ı tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi çıkışında yakınları ve avukatı Efkan Bolaç karşıladı. Şansal avukatına çıkışta "İçerisi daha güvenli" dedi. Şansal açıklama yapmadan aracına binerek cezaevinden ayrıldı.
Kedi katliamında Rus uyruklu bir kişi gözaltında
Antalya'nın Alanya ilçesinde geçen hafta aynı mahallede yaklaşık 30 kedinin zehirlenerek telef edilmesi olayıyla ilgili soruşturmada Rus uyruklu 53 yaşındaki Valery V. gözaltına alındı.
Alanya’nın Mahmutlar Mahallesi Barbaros Caddesi’nde geçen cuma günü yaklaşık 30 sokak kedisi telef edildi.
Bölge halkı ve hayvanseverler kedilerin zehirlendiğini belirtirken, duruma tepki gösterdi. Mahallede araştırma yapan vatandaşlar siteler ve apartmanların güvenlik kamera kayıtlarını inceledi.
Görüntülerde elinde poşetle mahallede dolaşan bir kişi olduğunun fark edilmesi üzerine durum jandarmaya haber verildi.
Mahmutlar Jandarma Karakolu ekipleri kamera görüntülerindeki kişinin aynı mahallede yerleşik yaşayan Rus uyruklu Valery V. adlı erkek olduğunu belirledi. Jandarma şüpheliyi bugün akşam saatlerinde gözaltına aldı. Karakola götürülen şüphelinin sorgusunun sürdüğü belirtildi. DHA
Bölge halkı ve hayvanseverler kedilerin zehirlendiğini belirtirken, duruma tepki gösterdi. Mahallede araştırma yapan vatandaşlar siteler ve apartmanların güvenlik kamera kayıtlarını inceledi.
Görüntülerde elinde poşetle mahallede dolaşan bir kişi olduğunun fark edilmesi üzerine durum jandarmaya haber verildi.
Mahmutlar Jandarma Karakolu ekipleri kamera görüntülerindeki kişinin aynı mahallede yerleşik yaşayan Rus uyruklu Valery V. adlı erkek olduğunu belirledi. Jandarma şüpheliyi bugün akşam saatlerinde gözaltına aldı. Karakola götürülen şüphelinin sorgusunun sürdüğü belirtildi. DHA
28 Şubat 2017 Salı
10 yıl çalışanlara müjdeli haber!
10 yıl çalışana erken emeklilik fırsatı geliyor. 9 Eylül 1999 öncesi sigortası başlayanlar 3 bin 600 prim gününü doldurunca emekli olabiliyor
Çalışanların en büyük hayali, emekli olmak. Çeşitli durumlarda erken emeklilik imkanı sunuluyor. askerlik ve doğum borçlanması, yıpranma payının yanı sıra kısmi emeklilik de bunlardan biri...
Eğer kısmi emeklilik seçilirse 9 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanlar için 15 yıl sigortalılık süresine sahip olmak, 3 bin 600 gün (10 yıl) prim ödemek ve yaş şartını tamamlamak gerekiyor.
3 bin 600 günün tamamlandığı tarih, hangi yaşta emekli olunacağını da belirliyor. Ayrıca erkekler için 55, kadınlar için 50 yaşı da tamamlamak gerekiyor.
Yaş ve primden hangisi en son tamamlanmışsa ona göre kadınlarda 56, erkeklerde de 58'den başlayan yaşlarda emeklilik kazanılıyor.
Takvim'in haberine göre, 9 Eylül 1999 ve 30 Nisan 2008'den sonra sigortalı olanlar ise daha farklı şartlarda değerlendiriliyor. Burada yıl şartı kalkıyor ama prim miktarı uzatılıyor.
Prim doldurma şartı 3 bin 600'den 4 bin 500 güne (12.5 yıl) yükseliyor. Yaşın dolması bekleniyor. Emeklilik yaşı da kadınlarda 56'dan 58'e, erkeklerde 58'den 60'a çıkıyor. Kısmi emeklilikte maaş düşük oluyor.
Çalışanların en büyük hayali, emekli olmak. Çeşitli durumlarda erken emeklilik imkanı sunuluyor. askerlik ve doğum borçlanması, yıpranma payının yanı sıra kısmi emeklilik de bunlardan biri...
Eğer kısmi emeklilik seçilirse 9 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanlar için 15 yıl sigortalılık süresine sahip olmak, 3 bin 600 gün (10 yıl) prim ödemek ve yaş şartını tamamlamak gerekiyor.
3 bin 600 günün tamamlandığı tarih, hangi yaşta emekli olunacağını da belirliyor. Ayrıca erkekler için 55, kadınlar için 50 yaşı da tamamlamak gerekiyor.
Yaş ve primden hangisi en son tamamlanmışsa ona göre kadınlarda 56, erkeklerde de 58'den başlayan yaşlarda emeklilik kazanılıyor.
Takvim'in haberine göre, 9 Eylül 1999 ve 30 Nisan 2008'den sonra sigortalı olanlar ise daha farklı şartlarda değerlendiriliyor. Burada yıl şartı kalkıyor ama prim miktarı uzatılıyor.
Prim doldurma şartı 3 bin 600'den 4 bin 500 güne (12.5 yıl) yükseliyor. Yaşın dolması bekleniyor. Emeklilik yaşı da kadınlarda 56'dan 58'e, erkeklerde 58'den 60'a çıkıyor. Kısmi emeklilikte maaş düşük oluyor.
Melih Gökçek’ten yeni darbe planı iddiası
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Twitter hesabından yeni iddialar ortaya attı. FETÖ’nün yeni bir darbe planı olduğunu iddia eden Gökçek “Olay şöyle gerçekleştirilecekmiş; herkes gece yarısı uykuda iken, saat 04-05 sıralarında Ankara ve İstanbul’da 20 ayrı noktaya, diğer vilayetlerde 2-3 noktaya,100-200 askerle ani baskın yapılacak ve hedef kişiler infaz edilecek” diyerek, “Türk ordusunun şerefli subay ve astsubaylarına çağrıda bulunuyorum, darbecileri ihbar edin ki temizlik daha çabuk olsun” dedi.
Gökçek, “Bilinmeli ki bu ordu benim ordum, El-Bab'da çarpışıp şehit olan bu şerefli ordumla gurur duyuyorum” twitlerini attı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahramanlık destanı yazan mücadelesinden çeşitli kareler de paylaşan Başkan Gökçek, “Fotoğraflarını gördüğünüz bu orduyla şeref duymayan dünyanın en şerefsiz insanıdır” tweetini paylaştı.
“Bomba gibi haber”
Gökçek şu mesajlarla devam etti:
“Ancak şimdi size bomba gibi bir haberim var. Duyduğunuzda şok olacaksınız” diyerek twitlerine devam eden Başkan Gökçek, “Tankla topla bundan böyle darbe yapamayacağını anlayan FETÖ’cülerin suikastlarla yola devam edeceğini söylemiştik. Bu konuda değişik çabaların olduğu, ancak devlet erkanının iyi korunması dolayısıyla amaçlarına ulaşamadıkları biliniyor” dedi.
FETÖ’nün, FETÖ’cü subaylara, özellikle AK Parti'ye karşı olan bazı subaylarla işbirliği yapmalarını ve yeni bir anlayışla 'tanksız topsuz bir infaz darbesi' gerçekleştirmelerini talimat olarak verdiğini kaydeden Gökçek, “Olay şöyle gerçekleştirilecekmiş... Herkes gece yarısı uykuda iken saat 04-05 sıralarında Ankara ve İstanbul’da 20 ayrı noktaya, diğer vilayetlerde 2-3 noktaya100-200 askerle ani baskın yapılacak ve hedef kişiler infaz edilecek” uyarılarında bulundu.
Melih Gökçek şu twitleri paylaştı:
“Sevgili twit alemi, sizlere bu gece tarihi bir açıklama yapacağım. Son zamanlarda yaptığım açıklamalar FETÖ camiasında inanılmaz bir paniğe neden oldu. Biliyorsunuz bir tartışma başlatmıştık.Türkiye'de yeniden bir darbe olur mu? Olamaz, çünkü darbe karşıtı olarak meydanlarda darbecilere karşı mücadele eden on binlerce genç şu anda asker. Subaylar, bu askerleri kıtadan çıkarmaya çalışsa, bu askerler o subayların emrini dinlemez, hesap sorar, hatta tehlike görürse çatışır dedim. Hadi birilerini ikna edip sokağa çıksalar, bu kez halkla karşı karşıya gelirler. Halk geçen sefer silah olmadan bedenleriyle karşı çıkmıştı, bu kez silahları ile çıkarlarsa kan dökülür. Çünkü halk arasında inanılmaz bir silahlanma var demiştim. Arkasından şunu ilave etmiştim; Ben bu silahlanmayı kesinlikle tasvip etmiyorum. Ama gerçekleri görmemek için başımızı kuma gömemeyiz. Bunun için tedbir alınmalı ve tüm silahlar devlet tarafından kontrol altına alınmalı dedim.
Son birkaç gün içinde enteresan gelişmeler oldu. İfadelerimin muhatabı kesinlikle FETÖ’cü subaylar iken durumdan vazife çıkaran ve darbe sırasında FETÖ’ye karşı olduğunu bildiğim birilerinden acayip tepki ve yorumlar geldi; "Gökçek halkı orduya karşı silahlandırıyor" diye.
Cevabım şimdi yerine oturacak. ‘Çüşş geri zekalı. Ben senin anlama kabiliyetine tüküreyim. Bilinmeli ki bu ordu benim ordum. El-Bab'da çarpışıp şehit olan bu şerefli ordumla gurur duyuyorum. Aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz bu orduyla şeref duymayan dünyanın en şerefsiz insanıdır. Ancak şimdi size bomba gibi bir haberim var. Duyduğunuzda şok olacaksınız. Tankla topla bundan böyle darbe yapamayacağını anlayan FETÖ’cülerin suikastlarla yola devam edeceğini söylemiştik.
Bu konuda değişik çabaların olduğu, ancak devlet erkanının iyi korunması dolayısıyla amaçlarına ulaşamadıkları biliniyor. İşte Feto’nun talimatı ve yeni çabalar. FETÖ; FETÖ’cü subaylara özellikle AK Parti'ye karşı olan bazı subaylarla işbirliği yapmalarını ve yeni bir anlayışla 'tanksız topsuz bir infaz darbesi' gerçekleştirmelerini talimat olarak verdi. Olay şöyle gerçekleştirilecekmiş...Herkes gece yarısı uykuda iken gece yarısı saat 04-05 sıralarında Ankara ve İstanbul’da 20 ayrı noktaya, diğer vilayetlerde 2-3 noktaya,100-200 askerle ani baskın yapılacak ve hedef kişiler infaz edilecek.
Bu suretle halkla karşı karşıya gelmeden mesele halledilecekmiş. Ey darbeciler sizi takip ediyoruz ve bütün tezgahlarınızı öğreniyoruz. Biz sizi gece yarısı operasyonunuzda da bekliyoruz. Gelin ki bu millet size gene dersinizi versin...Gene hezimete uğrayacaksınız. FETÖ’cülerde amaç referandumdan önce son çıkışı yapmak. Çünkü referandumdan evet çıkmasını kendilerinin kesin sonu olarak görüyorlar. Türk ordusunun şerefli subay ve astsubaylarına çağrıda bulunuyorum.
Bu darbecileri ihbar edin ki temizlik daha çabuk olsun. Biz şerefli ordumuzla gurur duyuyoruz. Ama darbecilere bu ordu haram. Yaşasın bu ülkenin birliği için canlarını veren ve vermeye hazır olan şerefli Türk ordusu.”
Gökçek, “Bilinmeli ki bu ordu benim ordum, El-Bab'da çarpışıp şehit olan bu şerefli ordumla gurur duyuyorum” twitlerini attı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahramanlık destanı yazan mücadelesinden çeşitli kareler de paylaşan Başkan Gökçek, “Fotoğraflarını gördüğünüz bu orduyla şeref duymayan dünyanın en şerefsiz insanıdır” tweetini paylaştı.
“Bomba gibi haber”
Gökçek şu mesajlarla devam etti:
“Ancak şimdi size bomba gibi bir haberim var. Duyduğunuzda şok olacaksınız” diyerek twitlerine devam eden Başkan Gökçek, “Tankla topla bundan böyle darbe yapamayacağını anlayan FETÖ’cülerin suikastlarla yola devam edeceğini söylemiştik. Bu konuda değişik çabaların olduğu, ancak devlet erkanının iyi korunması dolayısıyla amaçlarına ulaşamadıkları biliniyor” dedi.
FETÖ’nün, FETÖ’cü subaylara, özellikle AK Parti'ye karşı olan bazı subaylarla işbirliği yapmalarını ve yeni bir anlayışla 'tanksız topsuz bir infaz darbesi' gerçekleştirmelerini talimat olarak verdiğini kaydeden Gökçek, “Olay şöyle gerçekleştirilecekmiş... Herkes gece yarısı uykuda iken saat 04-05 sıralarında Ankara ve İstanbul’da 20 ayrı noktaya, diğer vilayetlerde 2-3 noktaya100-200 askerle ani baskın yapılacak ve hedef kişiler infaz edilecek” uyarılarında bulundu.
Melih Gökçek şu twitleri paylaştı:
“Sevgili twit alemi, sizlere bu gece tarihi bir açıklama yapacağım. Son zamanlarda yaptığım açıklamalar FETÖ camiasında inanılmaz bir paniğe neden oldu. Biliyorsunuz bir tartışma başlatmıştık.Türkiye'de yeniden bir darbe olur mu? Olamaz, çünkü darbe karşıtı olarak meydanlarda darbecilere karşı mücadele eden on binlerce genç şu anda asker. Subaylar, bu askerleri kıtadan çıkarmaya çalışsa, bu askerler o subayların emrini dinlemez, hesap sorar, hatta tehlike görürse çatışır dedim. Hadi birilerini ikna edip sokağa çıksalar, bu kez halkla karşı karşıya gelirler. Halk geçen sefer silah olmadan bedenleriyle karşı çıkmıştı, bu kez silahları ile çıkarlarsa kan dökülür. Çünkü halk arasında inanılmaz bir silahlanma var demiştim. Arkasından şunu ilave etmiştim; Ben bu silahlanmayı kesinlikle tasvip etmiyorum. Ama gerçekleri görmemek için başımızı kuma gömemeyiz. Bunun için tedbir alınmalı ve tüm silahlar devlet tarafından kontrol altına alınmalı dedim.
Son birkaç gün içinde enteresan gelişmeler oldu. İfadelerimin muhatabı kesinlikle FETÖ’cü subaylar iken durumdan vazife çıkaran ve darbe sırasında FETÖ’ye karşı olduğunu bildiğim birilerinden acayip tepki ve yorumlar geldi; "Gökçek halkı orduya karşı silahlandırıyor" diye.
Cevabım şimdi yerine oturacak. ‘Çüşş geri zekalı. Ben senin anlama kabiliyetine tüküreyim. Bilinmeli ki bu ordu benim ordum. El-Bab'da çarpışıp şehit olan bu şerefli ordumla gurur duyuyorum. Aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz bu orduyla şeref duymayan dünyanın en şerefsiz insanıdır. Ancak şimdi size bomba gibi bir haberim var. Duyduğunuzda şok olacaksınız. Tankla topla bundan böyle darbe yapamayacağını anlayan FETÖ’cülerin suikastlarla yola devam edeceğini söylemiştik.
Bu konuda değişik çabaların olduğu, ancak devlet erkanının iyi korunması dolayısıyla amaçlarına ulaşamadıkları biliniyor. İşte Feto’nun talimatı ve yeni çabalar. FETÖ; FETÖ’cü subaylara özellikle AK Parti'ye karşı olan bazı subaylarla işbirliği yapmalarını ve yeni bir anlayışla 'tanksız topsuz bir infaz darbesi' gerçekleştirmelerini talimat olarak verdi. Olay şöyle gerçekleştirilecekmiş...Herkes gece yarısı uykuda iken gece yarısı saat 04-05 sıralarında Ankara ve İstanbul’da 20 ayrı noktaya, diğer vilayetlerde 2-3 noktaya,100-200 askerle ani baskın yapılacak ve hedef kişiler infaz edilecek.
Bu suretle halkla karşı karşıya gelmeden mesele halledilecekmiş. Ey darbeciler sizi takip ediyoruz ve bütün tezgahlarınızı öğreniyoruz. Biz sizi gece yarısı operasyonunuzda da bekliyoruz. Gelin ki bu millet size gene dersinizi versin...Gene hezimete uğrayacaksınız. FETÖ’cülerde amaç referandumdan önce son çıkışı yapmak. Çünkü referandumdan evet çıkmasını kendilerinin kesin sonu olarak görüyorlar. Türk ordusunun şerefli subay ve astsubaylarına çağrıda bulunuyorum.
Bu darbecileri ihbar edin ki temizlik daha çabuk olsun. Biz şerefli ordumuzla gurur duyuyoruz. Ama darbecilere bu ordu haram. Yaşasın bu ülkenin birliği için canlarını veren ve vermeye hazır olan şerefli Türk ordusu.”
Etiketler:
ankara,
darbe,
haber,
melih gökçek,
twitter
27 Şubat 2017 Pazartesi
Kurtlar şehre indi, iş yerinin önüne bağlı köpeği yedi
Erzurum’da aç kalan kurtlar Oltu'da kent merkezine inerek bir sanayi sitesindeki iş yerinin önüne bağlı köpeği parçaladı.
Erzurum Oltu'da aç kalan kurtlar kent merkezine inerek bir işyerinin önünde bağlı köpeği parçaladı.
Oltu Doğutaş Sanayi sitesinde halı yıkama işletmesi bulunan Naci Polat’ın, geceleri bekçilik yapsın diye kapıya bağladığı köpek, kurtlar tarafından parçalanarak telef oldu.
Naci Polat, olayı şöyle anlattı: “Paskal isimli köpeğimi işyerimize bekçilik etsin diye bağlıyorduk o gece işlerimiz yoğundu içeri bağlamadım. Sabah saat 04. 30’da işyerime geldiğimde köpeğimi kurdun parçaladığını gördüm. Çok üzüldüm. Köpeğim bağlı olduğu içinde bir şey yapamamış.”
Erzurum Oltu'da aç kalan kurtlar kent merkezine inerek bir işyerinin önünde bağlı köpeği parçaladı.
Oltu Doğutaş Sanayi sitesinde halı yıkama işletmesi bulunan Naci Polat’ın, geceleri bekçilik yapsın diye kapıya bağladığı köpek, kurtlar tarafından parçalanarak telef oldu.
Naci Polat, olayı şöyle anlattı: “Paskal isimli köpeğimi işyerimize bekçilik etsin diye bağlıyorduk o gece işlerimiz yoğundu içeri bağlamadım. Sabah saat 04. 30’da işyerime geldiğimde köpeğimi kurdun parçaladığını gördüm. Çok üzüldüm. Köpeğim bağlı olduğu içinde bir şey yapamamış.”
Hac ücretleri açıklandı: Açık büfe, Kabe'ye yürüme mesafesinde 40 bin lira
2017 hac ücretleri Diyanet İşler Başkanlığı tarafından açıklandı. Yapılan açıklamaya göre bu yıl hacı adayları en az 15 bin 500 lira en fazla da 39 bin 500 lira ödeyecek. 'Otel 1' türü hac seçen hacı adayları 39 bin 500 lira ödeyerek Kâbe'ye yürüme mesafesinde ve açık büfe olarak konaklayacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı, oda ve otel tercihli iki seçenekli belirlediği 2017 yılı hac ücretlerini açıkladı. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Hac ücretlerinin ulaşım, konaklama, Arafat’ta klimalı çadır gibi hizmetler, Suudi Arabistan devletine ödenen ücretler, sağlık, yemek, rehberlik, görevli personel giderleri, hacı adaylarına verilen malzemeler, kurban vesair kalemler dikkate alınarak belirlendiğinin ifade edildiği Diyanet’in açıklamasına göre, bu yıl hacı adayları oda tercih ederlerse, hepsi kişi başı olmak üzere, iki kişilik oda için 15 bin 500, üç kişilik odaya 14 bin, 4 kişilik odaya ise 12 bin 250 lira (Kâbe’ye uzak, servisli ve tabldot yemekli) ödeyecekler.
Kâbe'ye mesafesine göre ücret
Otel konaklama türünde ise otellerin tür ve niteliğine göre ‘otel 2’ türü hac ücretleri 22 bin 750 ile 24 bin 500 lira, ‘otel 1’ türü ücretler ise 27 bin 500 ile 39 bin 750 lira (Kâbe’ye yürüme mesafesinde, açık büfe yemekli) arasında belirlendi. Başkanlık, ‘şehit ailelerinin hac kurasına girip girmeyecekleriyle’ ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: “Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, şehit aileleri için 600 olan kotayı müracaat eden kişi sayısı kadar artırmıştır. Bu yıl 4 bin 600 şehit yakını 80 bin kotaya ilave olarak kutsal topraklara gitme imkânına kavuşacak. Bu hakkı elde edenlerin kayıtları ise 16-24 Mart tarihleri arasında yapılacak.”
"Sırayla olursa 25 yıl sonra..."
Diyanet İşleri Başkanlığı, hacı adaylarından gelen, “Hacca neden sırayla götürmüyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Sıraya koyulması halinde kayıtlı mevcut hacı adayı sayısına göre 25 yıl sonrasına sıra verilmiş olacak. Bu da toplumda her türlü hac talebini ve hac heyecanını ortadan kaldıracak ve bir süre sonra toplumsal soruna dönüşecektir.”
Diyanet İşleri Başkanlığı, oda ve otel tercihli iki seçenekli belirlediği 2017 yılı hac ücretlerini açıkladı. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre Hac ücretlerinin ulaşım, konaklama, Arafat’ta klimalı çadır gibi hizmetler, Suudi Arabistan devletine ödenen ücretler, sağlık, yemek, rehberlik, görevli personel giderleri, hacı adaylarına verilen malzemeler, kurban vesair kalemler dikkate alınarak belirlendiğinin ifade edildiği Diyanet’in açıklamasına göre, bu yıl hacı adayları oda tercih ederlerse, hepsi kişi başı olmak üzere, iki kişilik oda için 15 bin 500, üç kişilik odaya 14 bin, 4 kişilik odaya ise 12 bin 250 lira (Kâbe’ye uzak, servisli ve tabldot yemekli) ödeyecekler.
Kâbe'ye mesafesine göre ücret
Otel konaklama türünde ise otellerin tür ve niteliğine göre ‘otel 2’ türü hac ücretleri 22 bin 750 ile 24 bin 500 lira, ‘otel 1’ türü ücretler ise 27 bin 500 ile 39 bin 750 lira (Kâbe’ye yürüme mesafesinde, açık büfe yemekli) arasında belirlendi. Başkanlık, ‘şehit ailelerinin hac kurasına girip girmeyecekleriyle’ ilgili soruyu da şöyle yanıtladı: “Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, şehit aileleri için 600 olan kotayı müracaat eden kişi sayısı kadar artırmıştır. Bu yıl 4 bin 600 şehit yakını 80 bin kotaya ilave olarak kutsal topraklara gitme imkânına kavuşacak. Bu hakkı elde edenlerin kayıtları ise 16-24 Mart tarihleri arasında yapılacak.”
"Sırayla olursa 25 yıl sonra..."
Diyanet İşleri Başkanlığı, hacı adaylarından gelen, “Hacca neden sırayla götürmüyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Sıraya koyulması halinde kayıtlı mevcut hacı adayı sayısına göre 25 yıl sonrasına sıra verilmiş olacak. Bu da toplumda her türlü hac talebini ve hac heyecanını ortadan kaldıracak ve bir süre sonra toplumsal soruna dönüşecektir.”
Kayıtlı çocuk işçi sayısı 400 binden fazla
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Kasım 2015 itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak ve stajyer öğrenci sayısının 401 bin 464 olduğunu, yapılan denetimlerde yasaya aykırı çocuk işçi çalıştıran 27 iş yerine ceza verildiğini açıkladı.
Bianet'in haberine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 2015 Kasım ayı itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak, stajyer öğrenciden oluşan kayıtlı işçi sayısının 401.464 olduğunu açıkladı.
Müezzinoğlu, 4857 sayılı İş Kanununun "Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı" başlıklı 71'inci maddesi ile "Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince 2015 yılında yapılan teftişler sonucunda, 27 işyerinde 4857 sayılı Kanunun 104'üncü maddesine muhalefet edildiğinin tespit edildiğini belirtti.
Bakan Müezzinoğlu, “Bu işyerleri hakkında 38.405 TL idari para cezasının uygulanması istenilmiştir” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine cevap veren Müezzinoğlu bakanlığın fındık tarımında çocuk işçiliğini önlemek için yaptıklarını da anlattı, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında 2012 yılından beri ‘Fındık Tarımında Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’ yürütülmektedir” diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, “Proje çerçevesinde yerel kapasite büyük ölçüde artırılmış, Ordu'da Mevsimlik tarım işçilerinin konakladığı dört merkezde ve 2015'te dahil edilen Düzce ilinde Akçakoca ve Çilimli ilçelerinde, Sakarya ilinde Hendek ilçesinde doğrudan çocuklara yönelik eğitim desteği ve yaz okulu hizmeti sağlanmış, ailelere yönelik bilinç artırma çalışmaları yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Kayıtdışı çocuk işçiler
Müezzinoğlu’nun verdiği cevapta şu ifadeler de yer aldı.
“Bakanlığımızca teftişlerde, çocuk işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde çocuk işçi çalıştıran işverenlere idari yaptırımlar uygulanmakta, çocuklar çalışmaktan men edilerek eğitime yönlendirilmektedir. Ayrıca programlı teftişlerde çocuk ve genç işçiler öncelikli risk grubu olarak belirlenmekte, kayıtdışılık ise öncelikli riskler arasında yer almaktadır. Yine, çocuk ve genç işçiler ile kayıt dışılık konusuna ilişkin yapılan şikâyet veya ihbarlar ise program dışı teftiş kapsamında öncelikli olarak değerlendirilerek teftiş kapsamına alınmaktadır."
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer sorulara verilen yanıtların yetersiz olduğunu ifade ederek özellikle çocuk işçilerin kayıtdışı çalıştırılması, iş cinayetlerin önlenmesi yönünde daha çok denetime gerek olduğunu belirtti. cnntürk
Bianet'in haberine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 2015 Kasım ayı itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak, stajyer öğrenciden oluşan kayıtlı işçi sayısının 401.464 olduğunu açıkladı.
Müezzinoğlu, 4857 sayılı İş Kanununun "Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı" başlıklı 71'inci maddesi ile "Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince 2015 yılında yapılan teftişler sonucunda, 27 işyerinde 4857 sayılı Kanunun 104'üncü maddesine muhalefet edildiğinin tespit edildiğini belirtti.
Bakan Müezzinoğlu, “Bu işyerleri hakkında 38.405 TL idari para cezasının uygulanması istenilmiştir” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine cevap veren Müezzinoğlu bakanlığın fındık tarımında çocuk işçiliğini önlemek için yaptıklarını da anlattı, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında 2012 yılından beri ‘Fındık Tarımında Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’ yürütülmektedir” diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, “Proje çerçevesinde yerel kapasite büyük ölçüde artırılmış, Ordu'da Mevsimlik tarım işçilerinin konakladığı dört merkezde ve 2015'te dahil edilen Düzce ilinde Akçakoca ve Çilimli ilçelerinde, Sakarya ilinde Hendek ilçesinde doğrudan çocuklara yönelik eğitim desteği ve yaz okulu hizmeti sağlanmış, ailelere yönelik bilinç artırma çalışmaları yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Kayıtdışı çocuk işçiler
Müezzinoğlu’nun verdiği cevapta şu ifadeler de yer aldı.
“Bakanlığımızca teftişlerde, çocuk işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde çocuk işçi çalıştıran işverenlere idari yaptırımlar uygulanmakta, çocuklar çalışmaktan men edilerek eğitime yönlendirilmektedir. Ayrıca programlı teftişlerde çocuk ve genç işçiler öncelikli risk grubu olarak belirlenmekte, kayıtdışılık ise öncelikli riskler arasında yer almaktadır. Yine, çocuk ve genç işçiler ile kayıt dışılık konusuna ilişkin yapılan şikâyet veya ihbarlar ise program dışı teftiş kapsamında öncelikli olarak değerlendirilerek teftiş kapsamına alınmaktadır."
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer sorulara verilen yanıtların yetersiz olduğunu ifade ederek özellikle çocuk işçilerin kayıtdışı çalıştırılması, iş cinayetlerin önlenmesi yönünde daha çok denetime gerek olduğunu belirtti. cnntürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)