18 Mart 2017 Cumartesi

Yılda 150 bin euro maaşla yönetici arıyorlar

İtalya yılda beş milyon kişinin gezdiği başkent Roma'daki Kolezyum için yönetici arıyor. Yıllık 150 bin euro maaş vaadi arkeoloji dünyasını hareketlendirdi. 

Uluslararası katılıma da açık olan iş ilanında aranan temel özellik olarak, "en az 5 sene bir arkeolojik alanın yöneticiliğini yapmış olmak" yer alıyor.
Seçilen aday, filmlere konu olan ve bir zamanlar gladyatörlerin çarpıştığı, binlerce yabani hayvanın yapılan dövüşlerde hayatını kaybettiği arenanın geleceğinden sorumlu olacak.
Yıllık 5 milyon kişinin gezdiği, 2 bin senelik tarihi yapı, "kötü yönetim" nedeniyle yıllardır problemlerle boğuşuyordu.
İtalya Kültür Bakanı Dario Franceschini, yöneticilik rolünü kazanan adayın yıllık 150 bin Euro maaş alacağını açıkladı.
Dario Franceschini, bir kültür varlığı veya müze yönetmiş tecrübeli bir kişi aradıklarını söyleyerek, "Arkeologlar, sanat tarihçileri ve mimarlar da pozisyona başvurabilir" dedi.
Franceschini, bunun uluslararası bir ilan olduğunu da ifade ederek, "Sanat dünyasında ulusal kimliklerin çok işlevi yok diye düşünüyorum. Örneğin İngiltere'deki British Museum'u bir Alman yönetiyor" diye konuştu.

17 Mart 2017 Cuma

Dilek Doğan davasında karar açıklandı

Sarıyer'de terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin davada yargılanan polis memuru Y.M'nin ''bilinçli taksirle öldürme'' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde, güvenlik gerekçesiyle kapalı yapılmasına hükmedilen karar duruşmasına, sanık Y.M. ile maktul Dilek Doğan'ın babası Metin, annesi Aysel ve ağabeyi Mehmet Doğan ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, müşteki Aysel Doğan'ın sanığa laf attığı ve tacizde bulunduğu gerekçesiyle duruşma salonundan çıkarıldığı tutanağa geçirildi. Doğan ailesinin avukatları, karar açıklanacağı için duruşmanın açık yapılması talebinde bulundu.
Duruşmanın, güvenlik gerekçesiyle kapalı yapılmasına karar verildiğini belirten mahkeme heyeti, güvenlik sorununun sürmesi dolayısıyla talebi reddetti.
Heyet, sanığın son savunması ile Doğan ailesinin son beyanlarının SEGBİS aracılığıyla alınmasının ardından davayı karara bağladı.
Mahkeme heyeti, sanık Y.M'nin Dilek Doğan'ı ''taksirle öldürme'' eylemine uyan TCK'nın 85/1 maddesi uyarınca suç konusunun önem ve değeri, olayın meydana geliş şekli, sanığın kusurunun yoğunluğu, meydana gelen sonucun ağırlığı dikkate alınarak 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Sanığın bu eylemi ''bilinçli taksirle'' gerçekleştirdiğinden sanığa verilen cezada artırım yapılarak, 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmeden heyet, sanığın müspet davranışlarını dikkate alarak, verilen cezayı 6 yıl 3 aya düşürdü.
Duruşmanın ardından Dilek Doğan'ın ailesi ve avukatları, slogan atarak karara tepki gösterdi.
Adliye önünde açıklama yapan avukatlar ve aile bireyleri, kararı eleştirdi. ntvmsnc

Barack Obama yeni kitabını Brando adasından yazacak

Emekli ABD Başkanı Barack Obama, anı kitabını yazmak için ilk sahibi Marlon Brando olan Tetiaroa Adası’nda inzivaya çekildi.

Sekiz yıllık başkanlık serüveninin ardından koltuğunu Donald Trump’a teslim eden Barck Obama, Beyaz Saray'da yaşadıklarını anlatmak için bir kitap yazıyor.
Eşi Michelle Obama ile birlikte 60 milyon dolarlık bir kitap sözleşmesi imzalayan Barack Obama'nın hatıralarını nerede yazacağı ortaya çıktı.

55 yaşındaki eski başkan, tatil için Fransa'nın Güney Pasifik'teki toprakları olan Tahiti açıklarındaki Fransız Polinezyası'nda bir ay boyunca kalacak.

Obama'nın Polinezya tatilindeki ilk durağı Tetiaroa Adası'ndaki "The Brando" isimli ekolojik tatil köyü olacak.
Eskiden oyuncu Marlon Brando'nun sahibi olduğu adanın ekolojik tatil köyü Conde Nast Traveller dergisi tarafından dünyanın en iyi tatil köyü seçilmişti.

Obama Tetiaroa Adası'ndan sonra Fransız Polinezyası'ndaki, Bora Bora Adası'nın da içinde bulunduğu diğer adaları da gezecek.

Polinezya'nın en büyük adası Tahiti'ye önceki gün ulaşan Obama'ya kitabını yazdıktan sonra eşi Michelle Obama ile kızları Malia ve Sasha da eşlik edecek.

Oscar’lı efsanevi oyuncu Marlon Brando, 1962'de "Denizde İsyan" filmi çekimleri için gittiği Tetiaroa Adası'nda eşi Tarita Teripaia tanışmış ve hayran olduğu adayı satın alıp eşiyle birlikte yerleşmişti.

Brando'nun ölümünden sonra adayı satın alan turizmci, adaya ekolojik olmasının yanı sıra oldukça lüks bir tatil köyü inşa ettirdi ve tatil köyüne Brando'nun adını verdi. 35 villadan oluşan tatil köyünde her villanın kendine özel havuzu ve plajı bulunuyor.

Yıllar önce Brandon çifti özel kısırlaştırma tekniğiyle adadaki sivrisineklerin soyunu tamamen yok ettirdiği için adada hiç sivrisinek de bulunmuyor. Dünyanın en lüks adalarından biri olarak bilinen ve ulaşımı sadece özel jetle yapılan Tetiaroa daha önce de, Angelina Jolie ve Brad Pitt çifti, Beyonce ve Leonardo DiCaprio'yu ağırlamıştı. (ntvmsnc)





16 Mart 2017 Perşembe

Hükümetten evlilik programlarıyla ilgili flaş açıklama

Malatya'da yayın yapan yerel televizyonların canlı programına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, evlilik programlarıyla ilgili de konuştu. Kurtulmuş, evlilik programlarıyla ilgili, "Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa bu şikayetler geliyor. Böyle bir çalışma yapılıyor. Son noktaya geliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu büyük ihtimalle bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemesiyle gündeme getirebiliriz. Çalışmalar son noktadadır. İnşallah bu toplumsal talepleri karşılayacağız" dedi.

Bir otelde Malatya'da yayın yapan bazı televizyon kanallarının canlı yayın programına katılan Kurtulmuş, bir soru üzerine evlilik programlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Evlilik programları konusunu yakından takip ettiklerini belirten Kurtulmuş, "Bu bizim de çok yakın takip ettiğimiz, üzülerek izlediğimiz bir alan. Bu bizim örfümüze, geleneğimize, inançlarımıza, Türk aile yapısına, Anadolu topraklarının kültürüne uygun olmayan şeylerdir. Zaman zaman bize de ulaşan hiçbir şekilde kabul edilemeyecek sözlerin, davranışların sergilendiği bir takım evlilik programları. Aile müessesini ortadan kaldıracak, ulviyetini, kutsiyetini ortadan kaldıracak son derece acayip programlar var. Bir çalışma yapılıyor. Son noktaya geliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu büyük ihtimalle bir KHK düzenlemesiyle gündeme getirebiliriz. Çalışmalar son noktadadır. İnşallah toplumsal bu talepleri karşılayacağız" dedi.

Hollanda'da Rutte seçimi kazandı

Hollanda genel seçimlerini, 33 milletvekili çıkaran Başbakan Mark Rutte'nin liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) kazandı, İslam ve yabancı karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ise ikinci oldu. Rutte, Avrupa Birliği'ni (AB) rahatlatan başarısına rağmen 41 milletvekili kazandığı 2012 seçimlerinin gerisinde kaldı. Bu sonuçlara göre, en az 4 partili bir koalisyon hükümeti kurulması bekleniyor.

Hollandalılar, ırkçı söylemler, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve Türk bakanlara yönelik skandal tavrın gölgesinde seçime gitti. Ülkede dün yerel saatle 07.30'da (TSİ 09.30) başlayan oy verme işlemi 21.00'de (TSİ 23.00) sona erdi. Bin 114 aday ve 28 partinin 150 sandalye için yarıştığı seçime katılım oranı, 2012 seçimlerindeki 74,6'yı geçerek yüzde 82 oldu
Rutte'nin partisi birinci çıktı
Seçimde, Başbakan Rutte'nin liderliğindeki VVD, güçlü rakibi aşırı sağcı PVV'yi geride bıraktı. Türk bakanlara yönelik skandal tavır ve aşırı sağ söylemlerinin ardından son anketlere göre oyunu artırdığı görülen Rutte'nin partisi, 33 milletvekili ile birinci oldu. Buna karşın Rutte, yine de aldığı oyla, 2012 seçimlerinde elde ettiği 41 sandalyenin gerisine düştü.
Sonuca ilişkin konuşan Rutte, VVD'nin seçimlerden üçüncü kez en büyükparti olarak çıktığını belirterek, "Brexit ve ABD'de Trump'ın kazanmasından sonraHollanda yanlış bir popülizme 'hayır' dedi. Artık kampanya bitti. Beraber olup istikrarlı bir hükümet kurmamız lazım." dedi.
Wilders ikinci oldu
VVD'yi, 20 sandalyeye ulaşan aşırı sağcı Geert Wilders'in liderliğindeki PVV takip etti. 2012'de 15 milletvekili çıkaran yabancı ve İslam karşıtı PVV'nin gücünü artırması dikkati çekti. Wilders, açıklamasında, "Rutte'yi yenmek isterdim ama ne yazık ki olmadı. Açıkçası daha çok oy bekliyordum ve daha çok olabilirdi." ifadesini kullandı.
Milletvekili sayısını artırarak kazanç elde ettiklerini söyleyen Wilders, "Teklif gelirse koalisyon için görüşmelere açığım ve hazırım. Dileğimiz hükümette bulunmak ama gelmezse o zaman önümüzdeki dönem daha sert muhalefet edeceğiz. Rutte benden henüz kurtulmadı." diye konuştu.
PVV'yi on dokuzar milletvekili ile AB yanlısı Demokratlar 66 (D66) ve son zamanlarda İslam karşıtı söylemlerde bulunan Hristiyan Demokrat Parti (CDA) takip etti. Hem D66 hem de CDA, 2012 seçimlerine göre oylarını artırdı. Jesse Klaver liderliğindeki Yeşil Sol (GL) ise önemli bir çıkış yakaladı. Parti, güçlü kampanyasıyla 2012’de 4 olan milletvekili sayısını 14'e yükseltmeyi başardı. Sosyalist Parti (SP) de bir kayıpla mecliste 14 sandalye elde etti.İşçi Partisinin kaybı büyük
Seçimde, hükümet ortağı Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) hezimet yaşadı. 2012'de 38 milletvekili kazanan parti, 29 sandalye kaybederek 9'da kaldı. PvdA'nın gerilemesinde, savunduğu kemer sıkma politikasının büyük etkisi oldu. Oy kaybındaki diğer bir neden de hükümette olmasına rağmen ırkçı ve İslam karşıtı söylemlere karşı alternatif bir söylem geliştirememesi ve bu nedenle de göçmen kökenlilerin desteğini yitirmesi gösteriliyor.
PvdA lideri Asscher, "Geçtiğimiz 4 yılda yaptıklarımızla ve gelecek için planlarımızla seçmenlerimizi tekrar kazanmayı başaramadık ama bizim vizyonumuza ve ideallerimize güvenim aynı şekilde devam ediyor. Zor da olsa seçmenin tercihine saygımız var." değerlendirmesini yaptı.
Parti üyesi Hollanda Maliye Bakanı ve Avro Grup Başkanı Jeroen Dijsselbloem'in yeni hükümet kurulduktan sonra bu görevlere veda edeceği öngörülüyor. PvdA üyeleri arasında ayrıca, Türk bakanlara karşı tavrıyla tepki çeken Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ve AB Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da bulunuyor.
DENK 3 sandalye kazandı
PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların taleplerini dile getirebilmek için siyasi arenaya giren DENK'in katıldığı ilk seçimde milletvekili çıkarması önemli görülüyor.
Kuzu, ilk açıklamasında, "Selçuk Öztürk ile partiyi kurduğumuzda hayalimiz vardı ve biz bunu şimdi gerçekleştirdik. Yabancı kökenliler birlik olarak bu başarıyı elde ettik. Hollanda'da artan Irkçılık ve İslamofobiye karşı en güzel cevabı oylarınızla verdiniz. Hollanda hepimizin." yorumunu aktardı.
Avrupa'da hiçbir zaman yabancı kökenlilerden oluşan bir partinin seçimlere katılmadığını ifade eden Kuzu, "Biz bu insanların sesini duyurmak için
var olacağız. Bugün hep birlikte tarih yazdık." açıklamasını yaptı.
Diğer partiler Hristiyan Birlik (CU) 5, Hayvanlar Partisi (PvdD) 5, 50Artı (50+) 4, Toplumcu Reform Partisi (SGP) 3 ve Demokrasi Forumu (FvD) ise 2 milletvekili çıkardı.
Öte yandan, değişik partilerden toplamda 7 Türk kökenli aday, milletvekili olarak meclise girmeyi başardı.
En az 4 partili koalisyon
Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı. En az 4 partili bir koalisyon bekleniyor. 21 Mart'ta resmi sonuçların açıklanmasının ardından koalisyon görüşmeleri başlayacak. En fazla milletvekili çıkaran partinin diğer partilere hükümet kurma teklifi götüreceği sürecin, günler, haftalar hatta aylar süreceği belirtiliyor.
Rutte liderliğindeki liberal VVD'nin Hristiyan Demokrat CDA ve AB yanlısı D66 ile hükümet kurmak isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor ancak gerekli 76 sandalyeye ulaşabilmek için dördüncü bir partiye ihtiyaç duyuluyor. Bu durumda, GL, PvdA ve CU ile hükümet kurulması gündeme gelebilir.
Mark Rutte'nin hükümeti kuramaması durumunda, sol partiler GL, PvdA ve SP'nin CDA ve D66 ile bir araya gelerek 5'li koalisyon kurması da senaryolar arasında yer alıyor. Hiçbir partinin ırkçı Wilders'in partisi PVV ile hükümet kurmak istemediği biliniyor.
Hollanda'da 1977'deki seçimin ardından hükümet 208 günde kurulmuş, 2012'de ise sonuca 54 günde ulaşılmıştı.
AB ilk raundu kazandı
Seçim, AB ülkeleri tarafından da yakından takip edildi. Aşırı sağcı Wilders'in kazanması durumunda bu sonucun hem Hollanda'nın alacağı yöne hem de nisan ayındaki Fransa ve eylül ayındaki Almanya seçimlerine etki etmesi bekleniyordu.

15 Mart 2017 Çarşamba

Ukrayna ile pasaportsuz seyahat dönemi başlıyor

Türkiye'ye yarın resmi ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanan Ukrayna Başbakanı Volodimir Groysman, Türkiye ile Ukrayna arasında pasaportsuz seyahate ilişkin anlaşmanın bu hafta imzalanacağını söyledi.

Ukrayna Bakanlar Kurulu’nun resmi internet sitesinde yer alan habere göre, Groysman’ın Türkiye ziyareti öncesinde toplanan Ukrayna Bakanlar Kurulu’nda, Ukrayna Bakanlar Kurulu ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında vatandaşların karşılıklı seyahatlerinin düzenlenmesi anlaşmasına değişiklik getiren sözleşmenin imzalanmasına ilişkin kararname imzalandı.
Söz konusu kararname, iki ülke arasında yeni tip elektronik nüfus cüzdanlarıyla seyahat edilmesine ilişkin anlaşmanın imzalanmasının önünü açıyor. Groysman, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Türkiye ziyareti esnasında imzalayacağı Türkiye ile Ukrayna arasındaki pasaportsuz seyahat anlaşmasının, Türkiye’ye seyahat edecek olan Ukrayna vatandaşlarına büyük kolaylıklar sağlayacağını belirtti. Groysman, bu anlaşma çerçevesinde, iki ülke vatandaşlarının, yeni tip elektronik kimlik kartlarıyla birbirlerinin ülkelerini ziyaret edebileceklerini kaydetti.
DHA

Milli Piyango'da "Çanakkale" skandalı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. yıl dönümü nedeniyle Milli Piyango tarafından yapılacak 19 Mart özel çekilişinde skandal bir hata yapıldı. 9 Mart tarihinde piyasaya sürülen yaklaşık 1 milyon biletin üzerine Çanakkale 3 'k' ile yazıldı. Skandal hata bir vatandaşın uyarısıyla ortaya çıktı ancak çok geçti.
Milli Piyango İdaresi, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüne denk gelen 19 Mart özel çekilişi için bilet bastı. Ancak bilete Çanakkale ismi 3 “k” kullanılarak “Çanakkkale” şeklinde hatalı yazıldı. Habertürk gazetesinde yer alan habere göre 9 Mart’ta piyasaya sunulan biletteki harf hatasını 4 gün sonra gören vatandaş, Milli Piyango İdaresi’ni uyardı. 12 Mart’ta gece 23.00’te Milli Piyango İdaresi’ni arayan vatandaş, yetkililere biletteki hatayı söyledi.
'Gözden kaçmış bir hata'
Milli Piyango İdaresi yetkilileri, gazetenin sorusu üzerine, hatanın herhangi bir kasıt olmadan sehven yapıldığını belirterek, “Biletler piyasaya çıktı, şu anda satılıyor. Geri çekme şansımız yok” dedi.
Çekilişi etkileyecek, vatandaşları mağdur edebilecek bir durumun söz konusu olmadığını kaydeden yetkililer, şöyle konuştu: “Bu hepimizin gözünden kaçmış bir hata. Bu çekiliş için 1 milyonun üzerinde bilet basıldı. Bütün biletlerde aynı hata söz konusu. Çekilişin ikramiyesini etkileyecek bir hata olsa, biletleri geri çekerdik. Sadece Ankara’da bir bayide olsa alır, düzeltir, geri veririz. Bunlarda bir de süre var. 19 Mart’ta o biletin hükmü bitiyor. İkramiye çıktığı zaman vatandaş mağdur olmayacak. 19 Mart bileti 9 Mart’ta piyasaya çıkar. 9 Mart’tan önce de bizim taşradaki şubelerimize, bayilerimize gider. Hatayı farkına vardığımızda bilet vatandaşa ve bayilere satılmaya başlanmıştı. Uzun yıllar önce yine matbaada basıldıktan sonra bir isimde harf hatası olduğu görülmüş. Bilet piyasaya çıkmadan arkadaşlarımız hatayı düzeltmişler.”

Pilli kulaklık patladı, yüzünü bu hale getirdi

Havada yolculuk sırasında patlayan cep telefonu, dizüstü bilgisayar gibi gelişmiş teknolojik aygıtlara şimdi de pilli kulaklıklar eklendi.
Pekin'den Melbourne'e giderken uçakta kablosuz pilli kulaklık ile müzik dinleyen kadın bir yolcu, kulaklığın patlaması ve alev alması sonucu yanıklar ve is içinde kaldı.
Olay sonrası ismi açıklanmayan Avustralyalı kadın yolcunun yüzünde, kulaklarında ve ellerinde yanıklar oluştu. Avustralya Ulaşım Güvenliği Başkanlığı, uçakta uyurken müzik dinleyen yolcunun, 'Müzik dinlerken bir sıcaklık duydum, biraz ters dönmeye çalıştığımda da kulaklarımda ve yüzümde bir patlama hissettim. Elimi yüzüme atınca kulaklık boynuma doğru kaydı. Elimle çekip yere attım, çok sıcaktı ve alevlenmeye başlamıştı' dediğini aktardı.
Yolcunun olay anından hemen sonra çekilen fotoğrafını da paylaşan Avustralya Ulaşım Güvenliği Başkanlığı, ilk kez bir kulaklık yüzünden oluşan bir sorunla karşılaştıklarını açıkladı. DHA

Devlet Tiyatroları özelleştirilecek

3. Milli Kültür Şurası'nın sonuç raporunda yer alan başlığa göre Devlet Tiyatroları 5 yıl içerisinde idari anlamda özelleştirilecek. Raporda ayrıca kültür ürünlerinin üretimi ve tüketiminden KDV ve stopajın kaldırılmasından, dizi sürelerinin kısaltılmasına kadar bir çok madde yer alıyor.

Bir süredir rafta bekleyen 'Devlet Tiyatrolarının özelleştirilmesi' düzenlemesi bakanlığın kültür politikalarına yön verecek 3. Milli Kültür Şurası'nın sonuç raporunda çıktı. Rapora göre devlet, şehir ve belediye tiyatroları, özel tiyatrolara benzetilerek özelleştirilecek.
Milliyet gazetesinden Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre ödeneklerinde 5 yıllık süre içinde her yıl yüzde 20 oranında kısıtlamaya gidilecek bu kurumlar 'devlet teşviki ve özel iyileştirmelerle' sivilleşecek. Bu kurumlarda çalışan çoğu sanatçı emekliliğe teşvik edilecek. Bundan böyle sahne sanatları repertuarında yerli ve yabancı eser dengesi 'milli değerler' gözetilerek sağlanacak. Devlet orkestralarının performansları da değerlendirilecek.
İşte o rapordan bazı başlıklar: 
- Kültür Politikaları Komisyonunca, bakanlığın yeniden yapılandırılması, Milli Kültür Strateji Belgesi hazırlanması, genel bütçe içinde münhasıran kültüre ayrılan payın en az iki katına çıkarılması, tarihi eserlerin yoğunluklu bulunduğu yerlerdeki şehir planlaması ve kentlerin genel estetiğinin korunmasına yönelik çalışmalarda bakanlığın söz sahibi olması önerildi.
- Ayrıca üniversitelerde sanat ve kültür yönetimi ile kültür politikası bölümlerinin açılmasını sağlamak için YÖK ve ilgili kurumlar nezdinde girişimlerde bulunulması, kültür ve sanat kurumlarının devamlılıklarının temini için vergi indirimlerinden kapsamı genişletilerek yararlandırılması ve kamu bütçesiyle yönetilen kültür ve sanat kurumlarının idari özerkliklerinin sağlanarak güçlendirilmesi teklif edildi.
- Kültür Ekonomisi Komisyonunca da kültür ve sanat ürünlerinin satın alınmasında Kamu İhale Kanunu mevzuatında gerekli kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılması, bakanlık ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının kültür ve sanat niteliği bulunan mal ve hizmet ürünlerini özel sektörden doğrudan satın alabilmesine imkan sağlayacak ve yaratıcı endüstrilerin finansmanında kullanılabilecek kültür fonu kurulması, özel sektörün sponsorlukları ve finansörlüklerinin vergi muafiyeti ve istisnaları gibi araçlarla özendirilmesi önerildi.
- Komisyon ayrıca yetenek sahibi insanların ve girişimcilerin teşvik edilmesi, bunun için başta İstanbul'un yeni oluşturulacak bölgesinde olmak üzere yurt sathında "kuluçka" programları yürütülmesi ve "yaratıcı ekonomi parkları" kurulması, markalaşma için yol haritası hazırlanması, kültür ürünleri ekonomisini geliştirmek için kültür ürünlerinin üretimi ve ticarileştirilmesinin teşvik edilmesi ile hukuki güvenlik ortamının güçlendirilmesi teklifinde bulundu.
Sinema, Radyo ve Televizyon Komisyonu, şu tekliflerde bulundu:
"Ortak kültürel hafızaya sahip ülkelerin de dahil olduğu İstanbul merkezli bir 'sinema fonu' ve 'sinema enstitüsü' oluşturularak ortak filmlerin yapılması, savaş, göç gibi toplumsal hafızada yer etmiş olayların yaşandığı otantik mekanların film çekimleri için değerlendirilmesi, Türk dizi sektörünün, evrensel insani değerlere uygun içerik açısından denetlenmesi, dizilerin kültür ve medeniyetini tanıtma, sevdirme, Türk markalarını özendirme aracı olarak kullanılması, Türk sinema arşivi, müzesi ve Yeşilçam sinema platosu kurulması, ödül alan yapımlar için seyirci bileti üzerinden destek verilmesi ve biletlerin kütüphanelere gidenlere, müze kart alanlara dağıtılması gibi uygulamalarla bu yapımların tanıtılması, dizi emekçilerinin çalışma şartlarının hafiflemesi için dizi sürelerinin dünya standartlarına indirilmesi, kültür ürünlerinin üretimi ve tüketiminden KDV ve stopajın kaldırılması."
"Nazım Hikmet müzesi kurulsun"
Yerel Yönetimler ve Kültür Komisyonu tarafından ise dünyadaki başarılı örneklere uygun olarak, Ahi Evran, Ali Kuşçu, Dede Efendi, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Evliya Çelebi, Şeyh Hamdullah, Mimar Sinan, Nazım Hikmet, Osman Hamdi gibi yaşadıkları şehirlere bilim ve sanat adına büyük katkılar sağlamış değerleri yaşatan müzeler kurulması önerildi.

İşsizlik verileri açıklandı

İşsizlik verileri açıklandı buna göre Aralık döneminde yüzde 1,9 puan artış gösteren işsizlik verileri yüzde 12,7 seviyesine çıktı. Mart döneminden bu yana en yüksek seviyeyi gören işsizlik verileri oranı bir önceki dönemde 12,1 olarak belirlenmişti. Böylece işsizlik verileri 7 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 668 bin kişi artarak 3 milyon 872 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,9 puanlık artış ile  yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,2 puanlık artış ile yüzde 14,9 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,8 puanlık artış ile yüzde 24 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,9 puanlık artış ile yüzde 12,9 olarak gerçekleşti.
İstihdam oranı yüzde 45,1 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2016 yılı Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 221 bin kişi artarak 26 milyon 669 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık azalış ile yüzde 45,1 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 88 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 307 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 18,4’ü tarım, yüzde 19,7’si sanayi, yüzde 6,9’u inşaat, yüzde 54,9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,5 puan, sanayi sektörünün payı 0,4 puan, inşaat sektörünün payı 0,2 puan azalırken, hizmet sektörünün payı ise 1 puan arttı.
İşgücüne katılma oranı yüzde 51,6 olarak gerçekleşti
İşgücü 2016 yılı Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 888 bin kişi artarak 30 milyon 540 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,7 puan artarak yüzde 51,6 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,5 puanlık artışla yüzde 71,5, kadınlarda ise 1 puanlık artışla yüzde 32,2 olarak gerçekleşti.
Kayıt dışı çalışanların oranı %32,7 olarak gerçekleşti
Aralık 2016 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puan artarak %32,7 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam azaldı, işsizlik arttı
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 36 bin kişi azalarak 27 milyon 301 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,1 puanlık azalış ile %46,2 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 49 bin kişi artarak 3 milyon 717 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,2 puanlık artış ile %12 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücüne katılma oranı bir önceki döneme göre 0,1 puanlık azalış ile %52,4 olarak gerçekleşti. Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 39 bin, hizmet sektöründe 4 bin kişi artarken sanayi sektöründe 51 bin, inşaat sektöründe 28 bin kişi azaldı.

14 Mart 2017 Salı

Avrupa'da çalışanlara 'başörtüsü' yasağı geliyor

Avrupa Adalet Divanı; iş verenlerin, çalışanların "gözle görülebilir dini sembol niteliğindeki kıyafetleri" giymelerine yasak getirebileceğine hükmetti.

Avrupa Birliği'nin üst mahkemesi Avrupa Adalet Divanı (ECJ), kadınların çalışırken başörtüsü takıp takmamasına dair verdiği ilk kararda, işverenlerin gözle görülebilir dini semboller giyilmesini yasaklayabileceği kararını verdi.
Reuters'ın haberine göre, Avrupa Adalet Divanı, Fransa ve Belçika'da iki kadının başörtülerini çıkarmayı reddetmelerinin ardından işten çıkarılmaları üzerine açtıkları dava sonucu ortak karar verdi.
Mahkeme tarafından yapılan açıklamada, "Herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün giyilmesini yasaklayan bir iç kural, direkt olarak ayrımcılık anlamına gelmez" denildi.

13 Mart 2017 Pazartesi

Yabancılara verilecek 'Turkuaz kart' yönetmeliği Resmi Gazete'de

Eğitim düzeyi, mesleki deneyimi, bilim ve teknolojiye katkısı, Türkiye'deki faaliyetinin veya yatırımının ülke ekonomisine, istihdama etkisi doğrultusunda, Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulunun önerisiyle, başvurusu bakanlıkça uygun görülen yabancılara "Turkuaz Kart" verilmesine ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'de yer aldı. Kart verilecek kişiye süresiz çalışma ve ikamet hakkı veriyor ve askerlikten muaf tutuluyor.

Eğitim düzeyi, mesleki deneyimi, bilim ve teknolojiye katkısı, Türkiye'deki faaliyetinin veya yatırımının ülke ekonomisine, istihdama etkisi doğrultusunda, Uluslararası İşgücü Politikası Danışma Kurulunun önerisiyle, başvurusu bakanlıkça uygun görülen yabancılara "Turkuaz Kart" verilmesine ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yönetmeliğinde, Turkuaz Kart'a ilişkin başvuru, değerlendirme ve geçiş süresine, kart sahibine ve yakınına sağlanan haklara ve bu hakların kullanımına ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.
Türkiye'de süresiz çalışma ve ikamet hakkı veren, yakınlarına ise ikamet hakkı sağlayan Turkuaz Kart, eğitim düzeyi, ücreti, mesleki bilgisi ve deneyimi, bilim ve teknolojiye katkısı ve benzeri nitelikleri itibarıyla yüksek nitelikli iş gücü olarak değerlendirilen; yatırım veya ihracat düzeyi, sağlayacağı istihdamın büyüklüğü, bilimsel ve teknolojik gelişmeye yaptığı katkı ve benzeri özellikleri itibarıyla yüksek nitelikli yatırımcı olan; bilimsel ve teknolojik gelişmeye katkı sağlayan veya bilim, sanayi ve teknoloji alanlarında uluslararası düzeyde ülke menfaatleri açısından stratejik kabul edilen çalışmalar ve araştırmalar yapan bilim insanı veya araştırmacılar ile kültürel, sanatsal veya sportif faaliyetler açısından uluslararası düzeyde başarılı olan, Türkiye'nin veya Türk kültürünün uluslararası tanınırlığına veya tanıtımına katkı sağlayan, Türkiye'nin milli menfaatlerine ilişkin hususlarda uluslararası düzeyde faaliyette bulunan yabancılara verilebilecek.
Turkuaz Kart başvurusu
Turkuaz Kart başvurusu, yurt içinde doğrudan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Yabancı Başvuru, Değerlendirme ve İzleme Sistemi üzerinden, yurt dışında ise yabancının vatandaşı olduğu veya yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk dış temsilciliği aracılığıyla yapılacak. Yurt dışından yapılan başvuruya ilişkin bilgi ve belgeler Türk dış temsilciliğince elektronik ortamda Bakanlığa iletilecek.
Türkiye'de yasal olarak bulunan yabancı, yurt içinden yabancı kimlik numarası ile sistem üzerinden doğrudan kendisi müracaat edebilecek. Turkuaz Kart başvurusu, yurt içi ve yurt dışından yabancı adına yetkili aracı kurum tarafından da gerçekleştirilebilecek. Başvurusu sırasında yabancı ve yakınına ilişkin belirlenen bilgi ve belgelerin sisteme girilmesiyle başvuru tamamlanacak.
Kart sahibinin yakını için yapacağı ikamet izni başvurusu, Turkuaz Kart başvuru usulüne göre ve bu başvuru ile aynı anda Bakanlığa yapılacak ancak yurt dışından müracaatlarda, Turkuaz Kart sahibi yakınının ikamet izni başvurusu için gerekli bilgilerinin bulunmaması halinde bu yabancıların başvuruları Türkiye’ye giriş tarihlerinden itibaren vize veya vize muafiyeti sürelerini aşmamak koşuluyla en geç 90 gün içinde Bakanlığa yapılabilecek.
Ayrıca yabancının eşi bakımından evlilik bağını, çocuğu bakımından ise velayet ilişkisini ve bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belgeler başvuruya eklenecek.
Puanlama sistemiyle verilecek
Başvurusunun değerlendirilmesinde uygulanacak puanlama sistemi belirlenen nitelikler ve kıstaslar doğrultusunda gerçekleştirilecek.
Puanlama değerlendirilecek nitelikler ve kıstaslar ise şunlar olacak:
- Nitelikli iş gücü olarak değerlendirilen yabancı için; öğrenim durumu, öğrenim görülen yükseköğretim kurumunun saygınlığı, ücret düzeyi, üst düzey yönetici olarak, uzmanlık gerektiren yüksek nitelikli işlerde veya Ar-Ge alanında çalışma veya mesleki deneyim, öğrenim ile iş ya da mesleğin uyumu, anadili dışında bildiği yabancı diller ve niteliklerini gösterir benzeri kıstaslar.
- Nitelikli yatırımcı olarak değerlendirilen yabancı için; belgelendirilen ya da taahhüt edilen yatırım, ihracat veya istihdam düzeyi, yatırım yapılacak sektörün, bölgenin ve işin niteliği, Türkiye'de sahip olunan taşınır veya taşınmazlar ile fikri veya sınai mülkiyet hakları ve niteliklerini gösterir benzeri kıstaslar.
- Bilim insanı veya araştırmacı için; akademik unvan, ulusal ya da uluslararası alanda bilinen yükseköğretim kurumlarında veya bilim ve teknoloji alanında öne çıkmış kuruluşlarda çalışma veya mesleki deneyim, ulusal veya uluslararası kurumlar tarafından tescillenmiş patent, ticari marka veya lisans, inovasyon faaliyetleri, Ar-Ge alanında ya da bilişim, savunma, maden, enerji gibi ülke ekonomisi açısından stratejik sektörlerde önemli görevlerde çalışma ya da mesleki deneyim ve niteliklerini gösterir benzeri kıstaslar.
- Yabancı sporcular için faaliyette bulunduğu spor dalında ferdi ya da kulüp lisansı ile ulusal ya da uluslararası ferdi ya da takım müsabakalarında aldığı dereceleri ya da ödülleri, mensubu olduğu spor kulübünün hukuki statüsü ile ilgili kulübün ulusal veya uluslararası başarıları, uyruğunda bulunduğu ülkede milli sporcu statüsünde olması ve niteliklerini gösterir benzeri kıstaslar.
- Fikir ve sanat eseri sahibi yabancılar için eserlerinin bilinirliği, ulusal veya uluslararası ödülleri ve niteliklerini gösterir benzeri kıstaslar.
- Türkiye'nin veya Türk kültürünün tanınırlığına veya tanıtımına katkı sağlayan yabancılar için; süresi, sürdürülebilirliği, devamlılığı ve etki alanı gibi bilgileri içeren tanıtım faaliyetleri, fikir ve sanat eserleri, Turkuaz gönüllüsü olarak uluslararası düzeyde yürütülen faaliyetleri ve benzeri kıstaslar.
Kart sahibi yabancının hak ve yükümlülükleri 
Turkuaz Kart sahibi süresiz çalışma izninin sağladığı haklardan yararlanacak. Kart sahibi olan yabancılar; Türkiye'de askerlik yapma yükümlülüğünden muaf olacak, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme haklarından yararlanamayacak. Sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı olup, bu hakların kullanımında ilgili mevzuattaki hükümlere tabi olacak.
Kart sahiplerinin, Türkiye’deki ikamet, seyahat, çalışma, yatırım, ticari faaliyet, miras, taşınır ve taşınmaz iktisabı ile ferağı gibi konulara yönelik işlemleri, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından Türk vatandaşlarına uygulanmakta olan mevzuata göre yürütülecek. Bu hak ve yükümlülüklerin kullanılmasında özel kanunlarda Türk vatandaşı olma koşulu aranmış ise Turkuaz Kart sahipleri bu haklardan yararlanmayı talep edemeyecek.
Turkuaz Kart sahibi ve yakını, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmaması ve geçiş süresi kaydının kaldırılması şartıyla Bakanlıkça teklif edilmesi halinde Türk vatandaşlığı kazanabilecek.
Kart sahibinin yakını için düzenlenecek kart, Turkuaz Kart'ın geçerlilik süresi içinde ikamet izni yerine geçecek. Turkuaz Kart'ın geçersiz hale gelmesi durumunda yakını için düzenlenen bu kart da iptal edilecek.
Turkuaz Kart başvuruları ve değerlendirilmesi uluslararası iş gücü politikası doğrultusunda, belirli bir süre için tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, iş kolu veya mülki ve coğrafi alan itibarıyla Bakanlık tarafından sınırlandırılabilecek veya durdurulabilecek. cnntürk

Sivrisinek ısırığı hayatını kararttı

Antalya’da ev hanımı 51 yaşındaki Neriman Teksin, 30 yıl önce sivrisinek ısırığıyla yakalandığı hastalıkla mücadele ediyor.

Antalya’da ev hanımı 51 yaşındaki Neriman Teksin, 30 yıl önce yakalandığı fil hastalığıyla mücadele ediyor. Bacağından 3 operasyon geçirip düzelemeyen 2 çocuk annesi Teksin, bellerini büken tedavi masraflarının karşılanıp hastaneye yatırılmayı istiyor. 21 yaşında Niğde’de yaşarken sivrisinek ısırığından dolayı sol ayağında oluşan şişlik sebebiyle hastaneye giden Teksin’e, kontrol edildikten sonra bacağındaki lenf damarlarının çalışmadığı ve tedavisinin burada yapılamayacağı söylendi. Ayağındaki şişliği ilk başlarda önemsemeyen Teksin, ilerleyen zamanla bacağının daha çok şişmeye başladığını ve sağ bacağına da bu şişkinliğin yansıdığını fark etti. 2007 yılında Antalya’da yaşayan oğlu ile kızının yanına gelen Teksin, burada çeşitli hastanelere giderek tedavi olmak için çabaladığını söyledi. 3 kez operasyona girdiğini anlatan Teksin, ilk operasyon sonrası ayağının bir bölümünün yanlış operasyon sebebiyle kesildiğini ileri sürdü. Teksin , diğer iki operasyonda da sol ayağına yama yapıldığını kaydetti. Operasyonlar sonrası farklı doktorlara gitmeye devam ettiğini belirten Teksin, “Ağrım hiç durmuyor, akıntı çoğaldı. Sabaha kadar ilaç içiyorum. Karnım ağrıyordu. Doktorlara gidiyorum ama sonuç alamıyorum" dedi.

Kesilen ayağının masrafları için oğlu ve kendi maaşından krediler çektiklerini belirten Teksin, günlük 250-300 liralık sargı bezi masraflarının olduğunu söyledi. Geceleri ağrıdan duramadığını anlatan Teksin, “Allah rızası için masrafım üstlenilip hastaneye yatırılmak istiyorum. Bir yere gidemiyorum. Hastaneye pansuman olup geri geliyorum. Geceleri bacaklarım çok ağrıyor. Çok ağlıyorum. Hep acile gidiyoruz. Acildekiler de anlamıyorlar, ağrı kesici vurup geri gönderiyorlar. Kan değerlerim sürekli düşüyor, kan almam gerekiyor. Ama kan alınca da kan daha çok kaybediyorum” diye konuştu.
Annesini tedavi ettirebilmek için hastane hastane dolaştığını belirten Mehmet Teksin ise, tedavi için kredi çektiğini, sabahlara kadar uykusuz kaldığını söyledi. Son olarak tedavi için Ankara’da bir hastane duyduğunu belirten Mehmet Teksin, “Geçen yıl Milletvekili Uğur Işılak’ın danışmanına ulaştım, onlar sağ olsunlar ilgilendiler. Ankara’da bir uzman var, annemin orada 8 aylık tedavi görmesi gerekiyor. Oradaki tedavi de ulaşımı her şeyi dahil 80-100 bin tutarında. Fakat benim maaşımda 60 bin lira kredi, anneminkin de 25 bin lira kredi borcu var. Bu krediyi sadece bez, krem için çektik. Bir bezi 130 liraya alıyorum, akşama kadar 10 defa pansuman yapıyorum, kullanıyorum atıyorum. Bana ve anneme bir faydası yok. Ben her gece annemi hastaneye götürüyorum, her gece hastanede sabahlıyorum” dedi. Masraflar sonrası yaşadığı maddi sıkıntı yüzünden ne yapacağını şaşırdığını belirten Teksin, “Ben bir evlatsam, buna dayanamıyorsam, bugün bez parası bulamadım, gideyim hırsızlık mı yapayım? Adam mı gasp edeyim? Ben hayatımda yapmadığım bir şey, gittim hattımın üzerine cep telefonu aldım. 800 liraya, yandaki telefoncuya gidip 500 liraya sattım, anneme 3 tane bez, 2 tane krem aldım. Nereye kadar alacağım bunu. Benim istediğim bu saatten sonra büyüklerimden, hayırsever insanların tedavi yaptırmaları için öncülük etmesi”

Fil hastalığı nedir?
Fil Hastalığı; En çok bacakların şişip fil bacağı biçimini almasıyla kendini gösteren bir hastalık. Bu hastalıktan dolayı başka organlar da şişer, büyür. Daha çok, sıcak ülkelerde rastlanan bir hastalık. Afrika, Asya, Amerika, İtalya, İspanya’da, seyrek olarak Türkiye’de de görülüyor. Fil hastalığı daha çok, dişileri 10 sm., erkekleri 5 cm. kadar uzunlukta filarion denilen ince asalak bir kurttan ileri gelir. Sivrisineklerin, daha başka böceklerin kana aşıladıkları bu kurtlar vücudumuzdaki akkan (lenf) damarlarında birbirleri üzerine yığılarak kümelenir, damarları tıkarlar. Bunun sonucunda, vücut şişer. Fil hastalığı küçük çocuklarda pek görülmez, çünkü sivrisineğin aşıladığı yumurtalar, kurtçuklar ancak 4-5 yaşından yukarı kimselerde gelişebilir.

Aile Bakanı diğer Schengen ülkelerine de giremeyecek

Hollanda tarafından 'istenmeyen kişi' ilan edilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya bu yüzden, Schengen anlaşmasına dahil diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de giremeyecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda tarafından "istenmeyen kişi" ilan edilerek sınır dışı edilmesi, NATO müttefiki bir ülke için ağır bir karar olarak değerlendiriliyor.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Bakan Kaya, Hollanda'nın "istenmeyen kişi" kararı nedeniyle Schengen anlaşmasına dahil diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de giremeyecek. Kaya, yeniden Hollanda'ya gelmesi halinde altı ay hapis cezasına çarptırılacak ve yeniden sınır dışı edilecek.
Hollanda, "istenmeyen kişi" uygulamasını bugüne kadar genellikle hukuki olarak ülkede bulunma hakkı olmayan ve güvenliği tehdit eden yabancı suçlular için işletiyor.
Sınır dışı edilen kişilerin Hollanda ya da diğer Schengen ülkelerine en fazla 10 yıllık bir süre boyunca girmesine izin verilmiyor. Ciddi tehdit oluşturan suçlular için bu süre 10 yılın üzerine çıkabiliyor.
Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı'nın, bu cezayı affederek istenmeyen kişi uygulamasına son verme yetkisi bulunuyor.
İtiraz hakkı var
Ayrıca Kaya'nın Hollanda tarafından alınan bu karara itiraz etme hakkı da var.
Hollanda, Cumartesi günü bir etkinliğe katılmak üzere Rotterdam'a giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Kaya'nın uçaklarının iniş iznini iptal etti. Bunun üzerine Kaya, Almanya üzerinden karayoluyla Rotterdam'a geçmeye çalıştı.
Hollanda polisi, önce Kaya'nın aracını sınırda durdurdu, daha sonra da Rotterdam Başkonsolosluğu'na girişine engel oldu. Bakan Kaya, istenmeyen adam ilan edilip, sınır dışı edildi.
İlk kez bir NATO müttefikine uygulandı
Hollanda Televizyonu'nun değerlendirmesine göre, ilk kez bir müttefik ülkenin üst düzey yetkilisine böyle bir yaptırım uygulandı.
NATO üyesi bir ülke bakanına yönelik bu uygulamanın "ağır bir önlem" olduğu vurgulandı.
Başbakan Binali Yıldırım Hollanda'nın, Bakan Kaya'nın dokunulmazlığını görmezden geldiğini söylemişti.
Hollanda ise "istemiyoruz, gelme" uyarılarına ve uçuş izni verilmemesine rağmen karayoluyla Almanya'dan geçen Kaya'nın diplomatik dokunulmazlığı bulunmadığını öne sürüyor.
Hollanda makamları, Türk bakanlara diplomatik temsilciliklerde kapalı bir grupla toplantı izni verildiğini, ancak Türkiye tarafının "tehdit içeren" açıklamalarla konuyu çözümsüz hale getirdiğini savunuyor.

İşte Türkiye'nin Hollanda'ya uygulayacağı yaptırımlar

Türkiye, Hollanda’nın iki bakana yönelik uyguladığı engellemelerin ardından diplomatik ve siyasi yaptırıma hazırlanıyor. İşte gündemde olan yaptırımlar.

Hollanda’nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının iniş iznini iptal etmesi ve ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam Başkonsolosluğu’na sokulmayarak sınırdışı etmesi, yaptırımları gündeme getirdi. Türkiye diplomatik adımların ilkini de dün gece attı. Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi’ne, “Bir süre Türkiye’ye gelmemesi” çağrısı yapılırken elçilik ve başkonsolosluk giriş çıkışları da tamamen kapatıldı. Diplomatik olarak verilen bu tepkinin süreceği öğrenildi. Türkiye’nin Hollanda’daki seçimlerin ardından normalleşmenin hızlanmasını beklediği ifade edildi.
Türkiye istihbarat paylaşımını kesecek
Türkiye’nin özellikle Hollanda ile ciddi bir istihbarat işbirliği olduğu belirtildi. Milliyet'ten Kıvanç El'in haberine göre istihbarat alanında Türkiye tarafının kısıtlamaya gidebileceğine dikkat çekildi. Kaynaklar, Hollanda’nın Adana’da Patriot Bataryası bulunduğuna dikkat çekerken 2013 yılı ekim ayında Başbakan Mark Rutte’nin de buraya bir ziyaret gerçekleştirdiğini, askeri ziyaretlerin de sürdüğüne dikkat çekti. Bu ziyaretlerin bir süre askıya alınması bekleniyor. Ayrıca tüm askeri ve VİP uçaklara Türk hava sahasının kapatılması yaptırımının da uygulanabileceği kaynaklar tarafından ifade edildi. Türkiye ile Hollanda arasında sıkı bir ticari işbirliği de bulunuyor. Türkiye’de faaliyet halinde olan 2 bin 564 adet Hollandalı firma bulunuyor.
Ekonomik yaptırım söz konusu değil
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli’deki bir otelde gazetecilerle bir araya geldi. Bakan Zeybekci, gazetecilerin, “yaşanan diplomatik skandalın ardından bu ülkeye ekonomik yaptırım uygulanmasının söz konusu olup olmadığına” dair soru üzerine, şunları kaydetti: “Şu anda o noktada değiliz, öyle bir şey söz konusu değil” dedi.